125 50 3MB
German Pages 231 Year 2007
Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch–Deutsch
Hüseyin Kavala
Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch–Deutsch 2. überarbeitete und erweiterte Auflage Genişletilmiş, gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş 2. Baskı
123
Hüseyin Kavala 67346 Speyer
ISBN-13 978-3-540-71212-1 2. Auflage Springer Medizin Verlag Heidelberg Bibliografische Information der Deutschen Nationalbibliothek Die Deutsche Bibliothek verzeichnet diese Publikation in der Deutschen Nationalbibliografie; detaillierte bibliografische Daten sind im Internet unter http://dnb.d-nb.de abrufbar Dieses Werk ist urheberrechtlich geschützt. Die dadurch begründeten Rechte, insbesondere die der Übersetzung, des Nachdrucks, des Vortrags, der Entnahme von Abbildungen und Tabellen, der Funksendung, der Mikroverfilmung oder der Vervielfältigung auf anderen Wegen und der Speicherung in Datenverarbeitungsanlagen, bleiben, auch bei nur auszugsweiser Verwertung, vorbehalten. Eine Vervielfältigung dieses Werkes oder von Teilen dieses Werkes ist auch im Einzelfall nur in den Grenzen der gesetzlichen Bestimmungen des Urheberrechtsgesetzes der Bundesrepublik Deutschland vom 9. September 1965 in der jeweils geltenden Fassung zulässig. Sie ist grundsätzlich vergütungspflichtig. Zuwiderhandlungen unterliegen den Strafbestimmungen des Urheberrechtsgesetzes. Springer Medizin Verlag springer.de © Springer Medizin Verlag Heidelberg 2008 Die Wiedergabe von Gebrauchsnamen, Warenbezeichnungen usw. in diesem Werk berechtigt auch ohne besondere Kennzeichnung nicht zu der Annahme, dass solche Namen im Sinne der Warenzeichen- und Markenschutzgesetzgebung als frei zu betrachten wären und daher von jedermann benutzt werden dürften. Produkthaftung: Für Angaben über Dosierungsanweisungen und Applikationsformen kann vom Verlag keine Gewähr übernommen werden. Derartige Angaben müssen vom Anwender im Einzelfall anhand anderer Literaturstellen auf ihre Richtigkeit überprüft werden Planung: Dr. Rolf Lange, Heidelberg Projektmanagement: Hiltrud Wilbertz, Heidelberg Einbandgestaltung: deblik, Berlin Satz: wiskom e.K., Friedrichshafen SPIN: 12029297 Gedruckt auf säurefreiem Papier
19/2119 wi - 5 4 3 2 1 0 –
Für Selma
Vorwort
In Deutschland leben heute 2,8 Millionen Menschen mit familiären Wurzeln in der Türkei. Im Krankheitsfall können diese Menschen eine besondere Herausforderung für die Kommunikation zwischen Arzt und Patient bedeuten. In Deutschland ist es wesentlich verbreiteter, gesundheitliche Beschwerden zu schildern und wahrgenommene körperliche Veränderungen mitzuteilen als im türkischen Kulturkreis. Hier erwarten Patienten häufig eine Diagnose ohne Patientenbeteiligung. Das unterschiedliche Verhalten in der Interaktion verunsichert Arzt und Patienten. Der Umgang mit Krankheit ist generell kulturabhängig. Dies gilt für eine ganze Bandbreite relevanter Themen: Prophylaxe, Ernährung, Lebensstil, Krankheitserfahrung, -erklärung und -behandlung. Zugleich sind Migranten besonderen gesundheitlichen Belastungen und Gefährdungen ausgesetzt. Die Ursachen sind zu einem nicht unerheblichen Teil im Migrationsverlauf selbst zu suchen. Die sich schnell ändernden Lebensumstände im Migrationsprozess beinhalten eine Fülle gesundheitlicher Belastungen und Gefährdungsmomente für Körper und Psyche. Migration birgt in den verschiedenen Phasen von Entscheidung, Flucht/Reise, Trennung und Einrichten in der neuen Umgebung nicht nur kurzfristig sehr hohe Gesundheitsrisiken, sondern auch eine latente Gefährdung, die sich nicht selten erst nach Jahren in gesundheitlichen Beeinträchtigungen niederschlägt. Im Krankheitsfall potenzieren sich die Probleme und Stressoren und ihre Auswirkungen, da die eingeübten Bewältigungsverfahren eingeschränkt sind und soziale Interaktionsformen nicht greifen können. Die Einschränkung individueller Bewältigungskompetenzen, wie Sprache und Verhaltensnormen, der wachsende Kontrollverlust über die nähere Umwelt und die eigene Person wirken destabilisierend. Ein zentrales Problemfeld in der Arzt-Patienten-Beziehung liegt bei den
Migrantinnen und Migranten aus der Türkei nach wie vor in den sprachlichen Barrieren – bei Zuwanderern der ersten Gastarbeitergeneration in verschärfter Form. Gerade bei ihnen gehen Sprachprobleme und kulturelle Fremdheit mit einer erhöhten Krankheitsanfälligkeit einher. Das vorliegende Werk kann ein Beitrag dazu sein, zumindest einen Teil dieser Probleme anzugehen, indem zunächst die verbale Kommunikation mit Patientinnen und Patienten aus der Türkei wesentlich erleichtert und verbessert wird. Es ist ein wichtiges Hilfsmittel für Ärzte mit Patienten türkischer Herkunft sowie gleichermaßen für die Patienten. Prof. Dr. Faruk Şen
Önsöz
Almanya’da bugün için ailevi kökeni Türkiye’de olan 2,8 Milyon insan yaşamaktadır. Hastalık durumunda bu insanlar, doktor ile hasta arasındaki komünikasyonda önemli bir sorun oluşturabilirler. Almanya’da sağlıkla ilgili şikayetleri anlatmak ve vücutta farkedilen değişiklikler hakkında konuşmak, Türk kültür çevrelerinde olduğundan daha çok yaygındır. Türk hastalar sıkça hallerde hastanın katkısı olmadan bir teşhis beklentisi içindedirler. İşte iki kesim arasındaki ilişkideki bu değişik davranış, doktoru da hastayı da şüphe içine düşürebilmektedir. Hastalıkla uğraş ve yaşam, genellikle kültüre bağlıdır. Bu unsur birçok önemli konular için geçerlidir: Profilaksi, beslenme, yaşam tarzı, hastalık tecrübesi, izahı ve tedavisi. Öte yandan göçmenler, özel sıhhi problemler ve tehlikelerle karşı karşıyadırlar. Bunların kaynakları, önemli derecede göç sürecinin kendinde aranmalıdır. Bu sürece bağlı olarak çabuk değişen yaşam şartları, vücutsal ve ruhsal açıdan bir dizi sağlık problemi ve tehlike unsurlarını içermektedir. Karar verme, kaçış/seyahat, ayrılık ve yeni çevreye yerleşim devrelerinde göç kısa süreli çok önemli sağlık riski getirmekle kalmaz, ayrıca pek ender sayılmayan vakalarda sağlığa etki eden bu unsurların ilk belirmelerinden ancak uzun yıllar sonra kendini gösteren gizli tehlikeleri de içerir. Herhangi bir hastalık durumunda bu problemler ve stres faktörleri, etkileri artarak kendini belli ederler, çünkü üstesinden gelebilme hususunda öğrenilen yöntemler sınırlıdır ve sosyal interaksiyon şekilleri etkilerini gösteremez. Kişisel olarak sorunların üstesinden gelebilme kabiliyeti, örneğin dil ve davranış normları, yakın çevreyi kontrol kaybı ve de kişinin kendisini kontrol edebilmedeki kayıplar, insanı destabilize eden şekilde kendilerini gösterirler. Türk göçmenlerin doktorla hasta arasındaki ilişkilerin önemli sorun odaklarından biri, eskiden olduğu gibi bugün de dile bağlı engellerdir.
Bu durum birinci misafir işçi neslinden gelen göçmenlerde daha yoğun olarak belirmektedir. Özellikle bu insanlarda dil problemleri ve kültürel yabancılık, daha yüksek derecede hastalığa tutulma eğilimine paralel olarak gözlenmektedir. Eldeki eser, önce Türk hastalarla dil bakımından anlaşmayı bayağı hafifletme ve kolaylaştırma yoluyla, yukarıda dokunulan problemlerin en azından bir kısmını çözmeye katkıda bulunabilir. Bu kitap, Türk kökenli hastaları bulunan doktorlar için ve aynı derecede hastaların kendileri için önemli bir yardımcıdır.
Prof. Dr. Faruk Şen
Danksagung
Für die Unterstützung bei der Bearbeitung der zweiten Auflage bedanke ich mich besonders bei: Bu kitabın ikinci baskı hazırlıklarında benden yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen dostlarıma teşekkür ederim. Prof. Dr. Nermin Olgun Marmara Universität Istanbul (Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Haydarpaşa / İstanbul) Uzm. Hemş. Selda Çelik Universität Istanbul, Medizinische Fakultät (Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi Iç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı) Necla Özdemir-Şahin Mehmet Emin Şahin Fachärzte für Allgemeinmedizin Sandhoferstr. 11 68305 Mannheim Dr. med. Semra Güneş-Yiğit Tıp Dr. Ismet Yiğit (Ege Univ. Izmir) Fachärzte für Allgemeinmedizin L13, 3-4 68161 Mannheim
Deutsch – Türkisch Almanca – Türkçe
Adduktion Absage erteilen ret cevabı vermek
A Abdomen n abdomen [karın bölgesi] Abend m akşam Abendessen n akşam yemeği abends akşam vaktinde Abführmittel n müshil (diare, ishal)
ilacı [kabızlığa karşı ilaç] Abgeschlagenheit f halsizlik, yor-
gunluk, bitkinlik abhängig bağımlı Abhängigkeit f bağımlılık Abhilfe f çare [derman] abhören steteskop (kulaklık)
yardımıyla dinleyerek muayene etmek abklingen hafiflemek, azalmak abkühlen soğutmak [serinlendirmek] Ablauf m akış, seyelan ablehnen reddetmek ableugnen inkar etmek abmagern zayıflamak [kilo kaybetmek] Abmagerungskur f zayıflama rejimi, diyeti abnabeln ‘bebeğin’ göbeğini kesmek abnehmen zayıflamak [kilo vermek] Abneigung f karşıtduygu [tiksinme, nefret] Abortus m abortus [çocuk düşürme, düşük] Abrasio f abrasio [küretaj] Abrechnung f hesap [fatura] Abrechnungsschein m hesap kağıdı Absage f ret
[reddetmek] absaugen emmek [hava-sıvı çekmek] Abschied m veda abschneiden kesmek abschnüren sımsıkı bağlamak abschwellen şişkinliğin inmesi absehbar sonu görülebilen Absicht f niyet [maksat, hedef, kasıt] absorbieren absorbe etmek [emmek] Absorption f absorbsiyon [emilme, emilim] abstillen bebeği memeden kesme Abstinenz f abstinens [yoksunluk, uzak durma] Abszess m abse [doku içinde iltihap veya cerehat oluşması] abtasten yoklamak Abtransport m nakletmek abtreiben çocuk aldırmak [küretaj yapmak, olmak] Abtreibung f çocuk aldırma [küretaj] Abwehrkräfte pl vücut direnci Acarbose f acarboz [şeker hastalığında kullanılan, ağız yolu ile alınan ve kan şekerini düşüren bir ilaç türü] ACE-Hemmer m ACE inhibitörü [tansiyon düşürücü bir ilaç türü] Achillessehne f topuk kirişi Achselhöhle f koltuk altı Achselschweiß m koltuk teri acht sekiz Adamsapfel m ademelması [erkeklerde boynun ön bölümünde görülen çıkıntı] Adaptation f adaptasyon [organların çevreye uyum sağlaması-örneğin göz] Adduktion f addüksiyon [kol
3
A
4
A
Adenektomie
ve bacakların mediyan hatta yaklaşması] Adenektomie f adenektomi [bir salgı veya lenf bezinin, cerrahi olarak çıkarılması] Adenitis f adenit [lenf bezlerinin akut veya kronik iltihaplanması] adenoid adenoid [geniz eti] Adenokarzinom n adenokarsinom [bez kanseri] Adenom n adenom [normal bez hücresini andırır şekilde bir salgıbezinde gelişen iyi huylu tumör] Ader f damar Adhäsion f adezyon [iki organın birbirleriyle yapışması] adipös obez [şişman] Adipositas f obezite [şişmanlık, fazla kiloluluk] Adoleszenz f adolesan [buluğ yada erginlik çağı] adoptieren adopte etmek [evlat edinmek] Adoption f adopsiyon [evlat edinme] Adrenalin n adrenalin [böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur] Adresse f adres Adsorption f adsorpsyon [serbest ve çözünmüş bir maddenin zayıf ya da güçlü bir bağla diğer bir maddenin yüzeyinde bağlanması] Adventitia f adventisya [doku katmanı, damar veya bir organın en diştaki fibröz tabaka] Adynamie f adinami [kas zayıflığı] Aerophagie f aerofaji [yemek borusu ve mideye giren havanın bir miktarının bilinç dışı yutulması]
Aerophobie f aerofobi [hava
ceryanlarından korkan] Aerosol n aerosol [hava veya gaz
içinde süspansiyon şeklinde tutulan katı veya sıvı partiküller içeren basınçlı sistem] Aerotherapie f aeroterapi [hava ile iyileştirme formu] After m makat [anüs] Afterjucken n makat kaşıntısı Agenesie f agenezi [herhangi bir organın olmayışı, bulunmaması] Aggression f agresyon [saldırganlık, öfkeli olmak, sataşan] aggressiv agresif [saldırgan] Agnosie f agnozi [sensorial/duyusal yetmezlik sonucu tanıma yeteneğinin kaybolması] Agonie f agoni [ölüm mücadelesi] Agoraphobie f agorafobi [toplum, alan, meydan korkusu] Agranulozytose f agranulositoz [kanda granüloz lökositlerin aşırı azalması] AIDS-Infektion f AIDS enfeksiyonu AIDS-Test m AIDS testi Akademie f akademi Akapnie f akapni [kanda karbondioksit azlığı] Akklimatisation f aklimasyon [uyum, çevre ve iklim şartlarında fizyolojik uyum gösterme] Akkommodation f akomodasyon [gözlerin değişik uzaklıklara uyum sağlaması] Akne f akne [yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır] Akrodermatitis f akrodermatit [El ve ayak derisinin iltihaplanması] Akromegalie f akromegali [beyin
Ambulanzpersonal
tabanında bulunan hipofiz bezinin önbölümünün aşırı çalışmasına bağlı bir durumdur] Aktion f aksiyon Aktivität f aktivite aktuell aktüel [güncel] Akupunktur f akupunktur [belirli noktalara özel iğneler batırılarak yapılan bir tedavi şekli] akut akut Alarm m alarm Alarmglocken pl tehlike çanları [tehlike işareti] Alarmzeichen n alarm göstergesi Albumin n albümin [suda çözülen basit protein türü] Albuminurie f albüminüri [albüminin idrar yoluyla atılması] Aldosteron n aldosteron [yan böbrek hormonu] Alexie f aleksi [okuma zorluğu, kelimeleri okuyamama] Algophobie f algofobi [ağrıdan aşırı derece korkmak] Alkali n alkali [Ph nın 7 nin üzerinde olma durumu, baz özellik] Alkalose f alkaloz [plazmanın asitbaz dengesinin bozulmasıyla pH nın7,4 üstünde olması] Alkohol m alkol alkoholfrei alkolsüz alkoholfreies Getränk n alkolsüz içecek alkoholhaltig alkollü Alkoholiker m alkolik alkoholisches Getränk n alkollü içecek Alkoholismus m alkol bağımlılığı Alkoholspiegel m kandaki alkol miktarı / düzeyi Alkoholtest m alkol testi
Alkoholumschlag m alkollü sargı
bezi Alkoholuntersuchung f alkol
muayenesi Alkoholvergiftung f alkol zehirlen-
mesi Allergen n alerjen [alerji yapan
madde] Allergie f alerji Allergietest m alerji testi allergisch alerjik allgemein genel Allgemeinarzt m pratisyen doktor Aloe Vera f aloe vera Alopezie f alopesi [saçların veya
kılların tamamen dökülmesi] Alptraum m kâbus [korkulu rüya] alt werden ihtiyarlamak, yaşlanmak Altentreff m yaşlıların buluşma yeri Alter n yaş Alteration f alterasyon [değiştirmek,
değişime uğramak] Altersdiabetes m yaşlılık ile ortaya
çıkan diyabet hastalığı Alterserscheinung f yaşlanma be-
lirtisi Altersheim n huzurevi [yaşlılar evi] Alterskrankheit f yaşlılık hastalığı Altersversicherung f yaşlılık sigortası Alterungsprozess m yaşlanma süreci Alzheimer-Krankheit f alzheimer
hastalığı Amalgam n amalgam Amastie f amasti [memesiz doğma] ambulante Behandlung f ayakta
tedavi ambulanter pflegerischer Dienst m
evde hasta bakım servisi Ambulanz f ambulans Ambulanzpersonal n ambulans per-
soneli
5
A
6
A
Ambulanzwagen Ambulanzwagen m ambülans oto-
mobili Amelie f ameli [doğuştan ekstrimitelerin yokluğu] Amenorrhoe f amenore [bir kadının, gebelik dışında aybaşı kanamasının olmaması] Ammoniak n amonyak Amnesie f amnesi [hafızanın kısmen veya tamamen kaybı] Amnioskopie f amnioskopi [amnioskop aracılığı ile amniotik sıvının ve fetüsün incelenmesi] Amniozentese f amniyosentez [hamileliğin 16. haftasından itibaren alınabilen amniotik sıvı] Ampere n amper [elektrik akım gücünü gösteren temel ünitesi] Ampulle f ampul Amputation f ampütasyon [vücudun kol veya bacaklarında gangren olan bir bölümün kesip çıkartılması] Amylase f amilaz [barsaklardaki glikojeni ve nişastayı maltoza ve dekstrinlere dönüştüren pankreas sıvısı] Anabolikum n anabolik anaerob anaerob [oksijensiz ortam] anal anal [anüsle ilgili] Analregion f anal (makat) bölgesi Analyse f analiz [tahlil] Anämie f anemi [kansızlık] anämisch anemik [kan sayımında eritrosit ve hemoglobin miktarı düşüklüğü] Anamnese f anamnez [hasta ile ilgili bilgiler] Anamnesebogen m anamnez formu Anästhesie f anestezi Anästhesieabteilung f anestesi (narkoz) bölümü
Anästhesiebericht m anestezi raporu Anästhesist m anestesi (narkoz)
doktoru Anastomose f anastamoz [özellikle
iki damar veya iki sinir arasında bağlantı] Anatomie f anatomi [vücudun sistem ve organlarını inceleyen bilim dalı] anatomisch anatomik anatomische Pinzette f anatomik cımbız Androgen n androjen [erkeklik hormonu olan testosteron un tedavi amaçlı verilmesine denir] android android [erkeksi karekterleri veya özellikleri gösteren] Aneurysma n anevrizma [bir damarda belli bir bölgenin genişlemesiyle oluşan şişkinlik, tümör çıkıntısı] Anfall m hastalık nöbeti Anfangsdosis f başlangıç dozajı anfassen ellemek anfeuchten ıslatmak [nemlendirmek] angeboren doğuştan Angebot n teklif Angewohnheit f alışkanlık [adet edinmek] Angina f anjina Angina pectoris f kalp (göğüs) anjini [kalbi besleyen damarların tıkanmasıyla ortaya çıkan göğüs ağrısı] Angiogenese f anjiyojenez [damar oluşumu, damar gelişmesi] Angiographie f anjiyografi [damarların, kontrast yardımıyla röntgen ile gözlemleme] Angiokardiographie f anjiyokardiyografi [kalp damarlarının, kontrast yardımıyla röntgen ile gözlemlemesi]
antiseptisch Angiom n anjiyom [kan
Antazida pl antasid [mide suyunu/
damarlarında oluşan iyi huylu şişlik] Angioplastie f anjiyoplasti [tıkanan damarları bir balon kateter ile açmak]
asitini nötralize eden ilaç] Anthrax n antraks [şarbon] Antialkoholiker m antialkolik [alkol düşmanı] Anti-Baby-Pille f doğum kontrol hapı Antibiotikum n antibiyotik [bakterileri öldüren veya üremesine engel olan ilaç] Antidepressiva pl antidepresan ilaç [depresyona karşı ilaç] Antidiabetika pl antidiyabetik ilaç [diyabet hastalarında kullanılan kan şekeri düşürücü ilaçlar] Antidiuretika pl antidiüretik ilaç [idrar oluşumunu önleyen ilaçlar] Antidot n antidot [panzehir; zehirli bir maddenin etkisinin ortadan kaldıran madde] Antiemetika pl antiemetik ilaç [kusma önleyici ilaç] Antiepileptika pl antiepileptik ilaç [epilepsi önleyici ilaç] Antigen n antijen [organizmaya girdiğinde kendisine karşı antikor oluşmasına neden olan ve onunla birleşerek hipersensibilite reaksiyonlarıa neden olanbilen madde] Antikörper m antikor [antijen adı verilen serum globulinler] antineuralgisch antinevraljik [romatizmaya karşı] Antipathie f antipati [hoşnutsuzluk] Antirheumatika pl antiromatizmal ilaç [romatizmaya karşı ilaç] Antisepsis f antisepsi [mikropları ve virusları ilaçla yok etme] antiseptisch antiseptik [canlı yüzeyler üzerinde mikroorganizmaların üremesini engelleyen maddeler]
Angiotensin-II-Rezeptor-Antagonist
m anjiyotensin-II-reseptör antagonisti Angst f korku Angstzustand m korku hali Anhaltspunkt m ipucu [tutamak noktası] anhusten yüzüne öksürmek ankleiden giyinmek Ankylose f ankiloz [eklemin hareket yeteneğinin azalması veya kaybolması] Anmeldebüro n başvuru [müracaat] bürosu Anmeldeformular n başvuru formu anmelden kaydettirmek, başvurmak, müracaat etmek Anmeldung f başvuru [müraacat] Anomalie f anomali [alışılmazlık, normalin dışında] Anorexie f anoreksi [iştahın azalması veya kaybolması] Anoxie f anoksi [kanda oksijen azlığı] Anpassung f uyum sağlama Anpassungsfähigkeit f uyum sağlama kabiliyeti anschwellen şişmek Ansprechpartner m danışılan kişi, görüşülmesi gereken kişi, danışman Anspruch m hak [talep] anstecken bulaştırmak ansteckend bulaşıcı Antagonist m antagonist [karşı etki]
7
A
8
A
Antispasmodikum Antispasmodikum n antispazmotik
ilaç [spazm çözücü, daha çok iç organlardaki düzkasların kasılmalarını çözen ilaç grubuna verilen isim] Antitoxin n antitoksin [bir toksin‘in etkilerine karşı koymak için organizma tarafından oluşturulan madde] Antwort f cevap [karşılık, yanıt] Anurie f anüri [idrar tutulması, idrar çıkaramama] Anus m anüs [makat, sindirim kanalının bitiş kısmı] Anwendung f kullanım Anwendungsdauer f kullanım süresi Anwendungsgebiet n kullanım alanı Anzeichen n belirti [işaret, semptom] anziehen giyinmek Aorta f aort [kalpten çıkan vücudun en büyük atar damarı] Aortenaneurysma n aortik anevrizma [aort damarının her hangi bir bölümünde görülen genişleme] Aortenbogen m aort yayı Aperitif m aperitif Aphagie f afaji [yutma güçlüğü] Aphasie f afazi [konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı] Aphonie f afoni [sesini yitiren, kaybeden] Aphrodisiakum n afrodiziyak [cinsel istemini arttıran ilaç] Apnoe f apne [solunumun geçici bir zaman içinde durması] Apoplex m apopleksi [felç, inme] Apotheke f eczane Apotheker m eczacı Appendektomie f apendektomi [apandis-körbarsağın cerrahi yöntemle çıkarılması]
Appendix m apandis [körbarsak] Appendizitis f apandisit [körbarsak
iltihabı] Appetit m iştah Appetit anregen iştah açmak appetitlos iştahsız Appetitlosigkeit f iştahsızlık Appetitstörung f iştah bozukluğu Appetitzügler m iştah kesici Applikation f aplikasyon [içirmek,
yutturmak] Apraxie f apraksi [kasların gücüne,
duyarlınığında ve koordinasyonunda bozukluk olmadığı halde, belli bir amaca yönelik hareketleri yapamama] April m nisan Arbeit f iş [çalışma] arbeiten iş yapmak [çalışmak] arbeitsfähig çalışmaya elverişli Arbeitshygiene f iş (çalışma) hijyeni Arbeitsschutz m iş koruması arbeitsunfähig çalışmaya elverişsiz Arbeitsunfall m iş kazası Areal n saha, alan Arm m kol Armbruch m kol kırılması Armprothese f kol protezi Armtragetuch n kol askısı Aroma n aroma Aromatherapie f aromaterapi Arrhythmie f aritmi [kalp ritim bozukluğu] Arsen n arsen [kimyasal element] Arterie f arter damar [atardamar] Arterielle Verschlusskrankheit (AVK)
f atardamar tıkanma hastalığı arterieller Druck m arteryel basınç Arterienblut n atardamar kanı
Atemlähmung Arterienverkalkung f atardamar
kireçlenmesi Arterienverschluss m atardamar
tıkanması Arteriosklerose f arterioskleroz [da-
mar sertliği] Arthritis f artrit [mafsal, eklem
iltihabı] Arthrose f artroz [eklem kireçlenmesi] Arzneimittel n ilaç Arzneimittelsucht f ilaç bağımlılığı Arzt m doktor, hekim Arztanordnung f doktor talimatı Arztbericht m doktor raporu Ärztekammer f tabipler odası Arztfehler m doktor hatası Arzthelferin f doktor muayenehanesi
yardımcısı [doktorun yanında çalışan özel eğitimli kişi] Ärztin f bayan doktoru ärztlich hekimsel ärztliche Überweisung f doktor (hekim) sevki ärztliche Untersuchung f doktor muayenesi ärztliche Verordnung f doktor (hekim) talimatı ärztlicher Rat m doktor (hekim) tavsiyesi Arztpraxis f doktor muayenehanesi Arztvisite f doktor viziti Asbest m asbest Ascorbinsäure f askorbik asit [C vitamini] Asepsis f asepsi [septik veya aseptik hastalıkları önlemek için, uygun yöntemlerle organizmaya mikropların girişini önleme metodu] aseptisch aseptik [patojen mikroorganizma içermeyen]
Aspartam n aspartam [enerji içer-
meyen bir tür tatlandırıcı] Asphyxie f asfiksi [nabız yokluğu, nefes yokluğu] Aspiration f aspirasyon [sıvı, gaz veya yabancı bir maddenin akciğere teneffüs edilmesi] Aspirin n Aspirin Assistenzarzt m asistan hekim assistieren asiste-asistanlık etmek ästhetisch estetik ästhetische Operation f estetik operasyonu Asthma n astım Asthma bronchiale n bronşiyal astım Asthmaanfall m astım krizi; nöbeti Asthmamittel n astım ilacı Asthmatiker m astım hastası Astronautenkost f astronot yiyeceği [hap veya tüp şeklinde yiyecekler] Asystolie f asistoli [kalp kasılmalarının durmasıyla, kalbin diyastolde hareketsiz kalması] Aszites m assit [serbest karın bölgesinde toplanan sıvı] Ataxie f ataksi [kas gücü eksilmeden hareketlerde düzensizlik görülmesi] Atelektase f atelektazi [akciğerin belirli bir bölümün hava ile dolmaması] Atem m solunum [nefes] Atembeschwerden pl solunum güçlüğü atemerleichternd solunum kolaylaştırıcı Atemgymnastik f solunum jimnastiği [nefes alma yöntemleri] Atemhilfsmuskulatur f solunuma yardımcı kaslar Atemlähmung f solunum tutukluğu / felci
9
A
10
A
Atemlosigkeit Atemlosigkeit f solunum kesikliği Atemmechanik f solunum
Aufklärung f bilgilendirmek
mekanizması Atemnot f solunum güçlüğü [nefes darlığı, -tıkanması] Atemstillstand m solunumun durması Atemtraining n solunum egzersizi Atemtyp m solunum tipi Atemübungen pl solunum egzersizleri Atemwege pl solunum yolları Atemwegserkrankung f solunum yolları hastalıkları Atemzentrum n solunum merkezi [beyinde bulunan solunum merkezi] Atemzug m nefes Ätiologie f etyoloji [hastalık nedenlerinin incelenmesi] atmen nefes almak Atmosphäre f atmosfer Atmung f solunum [nefes, teneffüs] Atmungsorgan n solunum organı Atonie f atoni [kasların gevşemesi] Atopie f atopi [normal kişilerde alerjen maddelerle temaslarında çok sayıda klinik belirtilerin ortaya çıkması ve bu maddelere aşırı duyarlık eğilimi] Atrophie f atrofi [aşırı organ zayıflaması] Atropin n atropin Attest n doktor (sağlık) raporu auf dem Rücken liegend sırt üstü yatarak auf nüchternen Magen aç karnına aufatmen geniş nefes almak aufblasen şişirmek aufgeregt heyecanlı
Aufklärungsbogen m bilgilendirme
[aydınlatmak] formu aufkratzen kaşıyıp yırtmak
[tırmalamak] aufmerksam machen ikaz etmek,
uyarmak Aufnahme f kayıt [kabul] aufschneiden keserek açmak aufstehen kalkmak aufstoßen geğirmek aufwachen uyanmak aufwärmen ısıtmak aufwecken uyandırmak aufweichen yumuşatmak [gevşetmek] Augapfel m göz çukuru Auge n göz Augen aufschlagen gözleri açmak Augenarzt m göz doktoru [oftalmo-
log] Augenbad n göz banyosu Augenbinde f göz sargısı Augenbraue f kaş Augendiagnose f göz teşhisi Augenentzündung f göz iltihabı Augenerkrankung f göz hastalığı Augenfarbe f göz rengi Augenheilkunde f göz hekimliği Augenhintergrund m göz arkası
bölümü Augenhöhle f göz yuvası Augeninnendruck m göz tansiyonu Augenkrankheit f göz hastalığı Augenlid n göz kapağı Augenmuskel m göz kası Augenmuskellähmung f göz kası
felçi Augennerv m göz siniri Augenpflaster n göz flasteri Augenprothese f göz protezi
Azidose Augensalbe f göz merhemi Augenschmerzen pl göz ağrısı Augenspiegelung f göz endoskopisi Augentropfen pl göz damlası Augentumor m göz tümörü Augenuntersuchung f göz muayenesi Augenzittern n göz titremesi August m ağustos ausatmen nefes vermek Ausfluss m akıntı [ifraz] ausfüllen doldurmak Ausgang m çıkış Ausgangspunkt m çıkış (başlangıç)
noktası aushalten dayanmak [tahammül
etmek] ausheilen iyileşmek aushusten öksürerek çıkarmak [örn.
balgam] auskleiden elbiselerini çıkarmak auskratzen kazıyarak çıkarmak auskühlen soğutmak Auskultation f oskültasyon [dinlemek
örneğin bir kulaklık ile kalbi veya akciğeri dinlemek] Auskunft f enformasyon [enformasyon bürosu] Ausnahme f istisna ausnüchtern ayıltmak ausrecken germek ausrenken yerinden oynatmak, çıkarmak [örneğin kol kemiğinin yerinden oynatılması] Ausschabung f kürtaj Ausscheidung f dışkılama
Außenhaut f dış deri äußere Sekretion f dış salgı aussichtslos ümitsiz [mümkün
görünmeyen] aussichtsreich ümit verici aussprechen telaffus etmek [söyle-
mek] ausspucken tükürmek ausstrahlen ışın salmak, ışınlamak ausstrecken uzatmak [örneğin el veya
kolları uzatmak] Austauschtabelle f değişim tabelası austrinken içmek [içip boşaltmak] austrocknen kurumak Ausweg m çare, çıkar yol Ausweis m kimlik [hüviyet] Auswurf m balgam ausziehen soyunmak Autismus m otizm [içekapanış] autonom otonom autonomes Nervensystem n otonom
sinir sistemi Autopsie f otopsi [bir cesetin tüm
organlarının veya bölümlerinin incelenmesiyle ölüm nedenini ortaya konulması] Avitaminose f avitaminoz [vitamin eksikliği] Azeton n aseton [meyve kokusunu anımsatan kimyasal bir madde. Özellikle kan şekeri kötü ayarlanmış diyabet hastalarının ağız kokusu ile kendini gösterir] Azidose f asidoz [plazma asit-baz dengesinin asit yönüne kayması]
11
A
12
Baby Barbiturate pl barbitüratler [sinir
B
B
Baby n bebek Backe f yanak Backenknochen m elmacık kemiği Backentasche f ağız kesesi Bad n banyo baden banyo yapmak Badeschuhe pl banyo ayakkabıları Badethermometer n banyo termo-
metresi Badetuch n banyo havlusu Badewanne f banyo küveti Badezusatz m banyo suyuna ilave
edilen malzeme Bahre f sedye Bakterie f bakteri bakterizid bakterisid [bakterileri
öldüren veya üremesine engel olan maddeler] Balance f balans [denge] Balanitis f balanit [penis başının iltihabı] Baldrian m valeryan [kedi otu, bitkisel sakinleştirici] Ballaststoff m posa ballaststoffreich posalı Ballonkatheter m balon kateteri [tıkanık arterlerin tekrar açılmasında kullanılan bir çeşit sonda] Balsam m merhem Bandage f bandaj [sargı] Bänderriss m lif kopması Bandscheibenvorfall m belfıtığı Bandwurm m şerit solucanı
sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir] barfuß yalınayak Barotrauma n barotravma [basınç değişiklikleriyle oluşan hasar] Barriere f bariyer Bart m sakal Basaltemperatur f bazal vücut ısısı [sabah uyanıldığında hemen ölçülen vücut derecesi] Basedow-Krankheit f bazdov hastalığı Basistherapie f temel tedavi Bauch m karın Bauchaorta f karın atar damarı aortusu Bauchatmung f karın solunumu Bauchbinde f karın kuşağı Bauchfell n karınzarı [periton] Bauchfelldialyse f karın zarı diyalizi Bauchfellentzündung f karınzarı iltihabı [periton iltihabı, peritonit] Bauchhöhle f karın boşluğu Bauchhöhlenschwangerschaft f karın boşluğunda hamilelik Bauchkrampf m karın krampı Bauchlage f yüzü koyun yatırma Bauchnabel m göbek Bauchschmerzen pl karın ağrısı Bauchspeicheldrüse f pankreas Bauchspiegelung f karın endoskopisi Bauchweh n karın ağrısı Baumwolle f pamuk Bazille f basil [çomak şeklinde mikroorganizmalar] beantworten cevaplandırmak beatmen bir respiratör aracılığı ile suni nefes vermek Beatmungsgerät n teneffüs cihazı [respiratör cihazı] Becken n kalça [leğen]
beschwerdefrei Beckenbodengymnastik f kalça alt
kaslarını geliştirme jimnastiği bedenken düşünmek [düşünce] bedrohlich tehdit edici Bedürfnis n ihtiyaç Befreiung f kurtarış [kurtuluş] Befruchtung f döllenme Befund m tetkik, netice, bulgu Begleiter m refakatcı Begleitung f refakat behandeln tedavi etmek behandelt werden tedavi görmek Behandlung f tedavi Behandlungsanweisung f tedavi talimatı Behandlungsart f tedavi usulü Behandlungsmöglichkeiten pl tedavi imkanları Behandlungsstuhl m tedavi koltuğu Behandlungsweise f tedavi şekli Behandlungsziele pl tedavi hedefleri Behandlungszimmer n tedavi (muayene) odası beharren ısrar etmek beheizen ısıtmak behindert özürlü [sakat] Behindertenfahrzeug n özürlüleri taşıyan araç Behinderung f özürlülük,sakatlık Bein n bacak Beinbruch m ayak kırılması Beinmassage f bacak masajı Beinprothese f ayak protezi Beinschmerzen pl bacak ağrısı Beinvene f bacak toplardamarı Beinvenenthrombose f bacak toplardamar trombozu [tıkanması, pıhtılaşması] Beipackzettel m prospektüs, kullanma kılavuzu
13
beisetzen gömmek, defnetmek,
toprağa vermek beißen ısırmak bekleiden giydirmek Belastung f yükleme Belastungs-EKG n eforlu EKG benigne benign [iyi huylu, kanseröz
olmayan] Benommenheit f sersemlik hissi beobachten gözlemek [gözetmek,
müşahede etmek] Beratungsangebot n danışma hiz-
meti Bereichspflege f alan bakımı Bereitschaftsdienst m nöbetçilik
[nöbet görevi] bergen kurtarmak Beriberi f beriberi hastalığı [vitamin
B1 eksikliği] Bericht m rapor Beruf m meslek Berufserfahrung f meslek tecrübesi Berufsgeheimnis n meslek sırrı Berufskenntnisse pl meslek bilgisi Berufskrankheit f meslek hastalığı beruhigen sakinleştirmek
[yatıştırmak] Beruhigung f sakinleştirme
[yatıştırma] Beruhigungsmittel n sakinleştirici
ilaç [yatıştırıcı ilaç] berühren dokunmak [değmek, elle-
mek] Beschäftigung f meşguliyet Beschäftigungstherapie f meşguliyet
tedavisi [ergoterapi] Beschluss m karar [hüküm] beschmutzen kirletmek, pislemek Beschneidung f sünnet Beschwerde f şikayet [rahatsızlık] beschwerdefrei şikayetsiz
B
14
B
besorgt sein besorgt sein endişe etmek besprechen konuşmak, görüşmek,
Bewegungsarmut f hareketsiz kalma
müzakere etmek Besserung f iyileşme bestatten gömmek [defnetmek] Bestattung f ölü gömme [defin] Bestrahlung f ışınlamak [ışın tedavisi] Besuch m ziyaret besuchen ziyaret etmek Besucher m ziyaretçi Besucherliste f ziyaretçi listesi Besucherparkplatz m ziyaretçi park yeri Besucherwarteraum m ziyaretçi bekleme odası Besuchszeit f ziyaret zamanı Beta-Blocker m beta-blokajları [tansiyon ve kalp tedavisinde kullanılan ilaç türü] Beta-Strahlen pl beta ışınları betäuben uyuşturmak Betäubungsmittel n uyuşturucu madde Betreuung f korumak [idare etmek, bakmak] betrunken sarhoş Bett n yatak Bettdecke f yorgan [battaniye] Bettkante f yatak kenarı bettlägerig yatağa bağımlı Bettruhe f yatak istirahati Bettzeug n yatak çarşafı Beule f şişkinlik [yumruluk] Beurteilung f karar [değerlendirme] bewachen göz altında bulundurmak Beweglichkeit f hareketlilik Bewegung f hareket Bewegungsapparat m hareket organları
Bewegungseinschränkung f hareket
[hareket azalması] kısıtlığı Bewegungslosigkeit f hareketsizlik Bewegungsmangel m hareket
eksikliği [hareketsizlik] [vücutbünye] Bewegungsmöglichkeit f hareket imkanı Bewegungsprogramm n hareket programı Bewegungsspiel n hareket oyunu Bewegungsstörung f hareket bozukluğu Bewegungsverlust m hareket kaybı Beweis m delil [ispat] Bewerbung f başvuru [müracaat] bewerten değerlendirmek [derecelendirmek] bewusstlos şuursuz [baygın] Bewusstlosigkeit f şuursuzluk [baygınlık] Bewusstsein n şuur Bewusstseinsstörung f şuur bozukluğu Biene f arı Bienenstich m arı sokması Biguanid n biguanid [diyabet hastalığında kullanılan ve kan şekeri düşürücü etkisi olan bir ilaç türü] Bilanz f bilanço Bilirubin n bilirubin [safra pikmenti] Bilirubinämie f bilirubinemi [kandaki bilirubin düzeyinin yüksek olması] Bilirubinstoffwechsel m bilirubin metabolizması Binde f sargı [bandaj] Bindegewebe n bağdokusu [beyaz doku]
Blutung binden sarmak Biologie f biyoloji Biopsie f biyopsi [canlı bir dokudan
muayene edilmek üzere küçük bir parça alınması] bisexuell biseksüel Biss m ısırma [sokma] Bisswunde f ısırık yarası Bitte f rica [dilek] Bizeps m biseps [iki başlı veya parçalı] Blähungen pl barsak gazı [yel] Blase f mesane [idrar kesesi, sidik torbası] Blasenentzündung f mesane iltihabı Blasengrieß m mesane kumu Blasenkatheter m mesane kateteri [idrar kesesi sondası] Blasenkrebs m mesane kanseri Blasensenkung f mesane sarkması Blasenstein m mesane taşı Blasentumor m mesane tümörü blass solgun [renksiz] Blepharitis f blefarit [göz kapağı kenarlarının iltihaplanması] Blickfeld n göz alanı blind kör Blinddarm m körbarsak [apandis] Blinddarmentzündung f körbarsak iltihabı [apandisit] Blindheit f körlük [ablepsi] Blut n kan Blut abnehmen kan almak Blut erbrechen kan kusma Blut husten kan öksürme Blut im Stuhl n büyük apdestde kan (gaitada kan) Blut im Urin n idrarda kan Blut verlieren kan kaybetmek Blutader f kan damarı Blutanalyse f kan analizi [kan tahlili]
Blutarmut f kansızlık Blutaustausch m kan değişimi Blutbank f kan bankası Blutbild n kan sayımı Blutdruck m tansiyon [kan basıncı] Blutdruckmessgerät n tansiyon ölç-
me aleti [sfingomonometre] Blutdrucksenkung f tansiyonu
düşürmek Blutdruckveränderung f tansiyon
degişimi Blutegel m sülük Blutfett n kan yağı Blutfettwert m kan yağı değeri Blut-Gas-Analyse f kan gazı analizi Blutgase pl kan gazları Blutgerinnsel n kan pıhtısı Blutgerinnung f kan pıhtılaşması Blutglukose f kan glikozu [kan
şekeri] Blutgruppe f kan grubu Bluthochdruck m yüksek tansiyon blutig kanlı Blutkonserve f kan ünitesi [özellikle
ameliyat, kaza vs. sonrası verilebilen taze kan] Blutkrebs m kan kanseri [lösemi] Blutkreislauf m kan dolaşımı Blutkreislaufstörung f kan dolaşım bozukluğu Blutmenge f kan miktarı Blutprobe f kan örneği Blutreinigung f kanın temizlenmesi Blutrückstau m geri kan birikimi Blutspende f kan bağışı Blutspender m kan verici [bağışlayıcı] Blutspiegel m kan seviyesi Blutstropfen m kan damlası Bluttransfusion f kan transfüsyonu Blutübertragung f kan nakli Blutung f kanama
15
B
16
B
Blutuntersuchung Blutuntersuchung f kan muayenesi Blutvergiftung f kan zehirlenmesi Blutverlust m kan kaybı Blutvolumen n kan volümü Blutzucker m kan şekeri Blutzuckererhöhung f kan şekeri
artması, yükselmesi Blutzuckermessgerät n kan şekeri
ölçüm aleti [glikometre] Blutzuckermessstreifen m kan şekeri
ölçüm aletinin test çubuğu [test şeridi] Blutzuckerselbstkontrolle f kan şekerini kendi kendine kontrol etmek Blutzuckersenkung f kan şekeri düşmesi Blutzuckeruntersuchung f kan şekeri muayenesi BMI (= Body Mass Index) m BKI [beden kitle indeksi] Bobathlagerung f bobat pozisyonu ile hastayı yatırmak bösartig kötü huylu Bradyarrhythmie f bradiaritmi [yavaş ritimli atışları izleyen kardiyal ritimli aritmisi] Bradykardie f bradikardi [kalp atışlarının yavaşlaması, nabız düşüklüğü] Bradypnoe f bradipne [yavaş solunum] Brandbinde f yanık sargısı Brandblase f yanık kabarcığı Brandsalbe f yanık merhemi Brandwunde f yanık yarası Brechdurchfall m kusma ve ishal Brechmittel n kusturucu ilaç Brechreiz m mide bulantısı Breitbandantibiotikum n geniş etkili antibiyotik
brennen yanmak Brennnessel f ısırganotu Brille f gözlük Brillenfassung f gözlük çerçevesi Brillenglas n gözlük camı Brillenträger m gözlük tasıyan, kulla-
nan bronchial bronşiyal [bronş ve
dallarıyla ilgili] Bronchialkarzinom n bronş kanseri Bronchialschleimhaut f bonşların
sümüksel zarı Bronchialsekret n bronş sekreti,
salgısı Bronchiektase f bronşiektazi
[bronşların genişlemesi] Bronchien pl bronşlar Bronchitis f bronşit Bronchoskopie f bronşioskopi [nefes
borusunun ve bronşların bir endoskop ile incelenmesi] Bronchus m bronş Broteinheit (BE) f ekmek birimi Bruch m kırılma Bruchband n kasık bağı Bruchrisiko n kırılma riski Bruchschiene f kırık tahtası Bruchstelle f kırık yeri Bruchstück n kırık parçası Brücke f köprü Brust f göğüs [meme] Brustatmung f göğüs solunumu Brustbein n göğüs kemiği Brustdrüse f meme bezi Brustenge f göğüs darlığı Brustfell n göğüs zarı Brusthöhle f göğüs kovuğu Brustkorb m göğüs kafesi Brustkrebs m göğüs kanseri Brustmuskel m göğüs kası Brustschmerzen pl göğüs ağrısı
Bypass-Operation Brustumfang m göğüs çevresi Brustuntersuchung f göğüs
muayenesi Brustvergrößerung f göğüsün
büyütülmesi Brustwarze f meme başı bücken eğilmek
17
Bulimie f bulimi [yeme bozukluğu-
bağımlılığı, herzaman aç olan] Bursitis f bursit [eklem bölgesinde
ağrılı şişlikler] Bypass-Operation f By-pass opera-
syonu
B
18
Calcitonin Cholesterinsenkung f kolesterinin
C
C
düşürülmesi Cholesterinspiegel m kolesterin
düzeyi Cholesterinuntersuchung f koleste-
rin muayenesi Cholezystektomie f kolesistektomi Calcitonin n kalsitonin [kalkan bezi
hormonu] Calcium n kalsiyum Calcium-Antagonisten pl kalsiyum-
antagonistleri [yüksek tansiyon ve kalp ritimbozuklarında kullanılan bir ilaç türü] Candida f candida [bir mantar çeşidi] Cellulite f selulit Charakter m karakter Chefarzt m baş hekim Chefarztbehandlung f baş hekim tedavisi/muamelesi Chemikalie f kimyevi madde chemisch kimyevi [kimyasal] Chemotherapie f kemoterapi [enfeksiyöz hastalıklarda ve kanserde kimyasal maddelerle ve antibiyotiklerle yapılan tedaviye verilen genel ad] Chinin n kinin Chirurg m cerrah Chirurgie f cerrahi chirurgische Abteilung f cerrahi servisi chirurgische Pinzette f cerrahi cımbız Chlor n klor Chloroform n kloroform Chlorophyll n klorofil Cholangitis f kolanjit [safra kanalı iltihabı] Cholera f kolera Cholerafall m kolera vakası Cholesterin n kolesterin Cholesterinsenker m kolesterin düşürücü
[safra kesesinin cerrahi yöntemle alınması] Cholezystitis f kolesistit [safra kesesi iltihabı] Chrom n krom Chromosom n kromozom chronisch kronik chronisch krank kronik hasta chronische Entzündung f kronik iltihap chronische Schmerzen pl kronik ağrılar chronologisch kronolojik Coffein n kafein Colon n kolon [kalın barsak] Computertomographie f bilgisayar tomografisi Coombs-Test m coombs testi [Kan uyuşmazlığı olan anne adaylarında istenen; bir incelemedir] Cortison n kortizon Cortison verabreichen kortizon vermek Cortisonallergie f kortizon alerjisi cortisonfrei kortizonsuz cortisonhaltig kortizonlu Cortisonpräparate pl kortizon preparatları Cortisontherapie f kortizon tedavisi Creme f krem Cyclamat n siklamat [sentetik üretilen ve enerji içermeyen yapaytatlandırıcı]
Definition
19
Darmnervensystem n barsak sinir
D
sistemi Darmoperation f barsak operasyo-
nu / ameliyatı Darmpassage f barsak pasajı [barsak
geçidi] Darmperforation f barsak perforasDaltonismus m daltonizm [dalton
hastalığı-kırmızı ve yeşil gibi bazı renklerin algılanmasının ortadan kalkmasıyla karakterize görme bozukluğu] Dampf m buhar Dampfdesinfektion f buharla dezenfeksiyon Dampfsterilisation f buharla sterilizasyon Danke! teşekkürler [sağ ol] Darm m barsak Darmanastomose f barsak anastomozu [iki barsağın cerrahi yöntemle birleştirilmesi] Darmbakterien pl barsak bakterileri [koli basili] Darmblutung f barsak kanaması Darmeinlauf m barsak lavmanı Darmentleerung f barsağın boşaltılması [büyük aptes] Darmentzündung f barsak iltihabı Darmerkrankung f barsak hastalığı Darmfistel f barsak fistülü Darmgas n barsak gazı Darmgeschwür n barsak ülseri Darmgrippe f barsak gribi Darmhormone pl barsak hormonları Darminfarkt m barsak enfarktüsü Darminhalt m barsak içeriği Darmkolik f barsak koliği Darmkrebs m barsak kanseri Darmlähmung f barsak felçi
yonu [barsağın delinmesi] Darmpolyp m barsak polipi [barsak
içinde iyi huylu tümör] Darmrohr n kalınbarsak borusu Darmschlinge f barsak bükümü Darmsonde f barsak sondası Darmspiegelung f barsak endosko-
pisi Darmstenose f barsak stenozu
[barsağın tıkanması] Darmtumor m barsak tümörü Darmverschlingung f barsak
düğümlenmesi Darmverschluss m barsak
tıkanması Darmwand f barsak duvarı Daten f veriler [bilgiler] Datenschutz m bilgilerin korunması Datum n tarih Dauerbehandlung f sürekli tedavi dauerhaft devamlı, sürekli Dauertherapie f sürekli terapi Daumen m baş parmak Decke f yorgan Defäkation f defekasyon [barsağın
boşalması] Deferentitis f deferentit [sperm
kanalın iltihaplanması] Defibrillation f defibrilasyon Defibrillator m defibrilatör [elektrik
şoku vererek kalp fibriyasyonu etkilemede kullanılan aygıt] definieren tanımlamak [tarif etmek] Definition f tanım [tarif]
D
20
Deformation Deformation f deformasyon [vücu-
D
dun bir kısmının sonradan oluşan anomalisi] Degeneration f dejenerasyon [bir biyolojik yapının özelliğini yitirmesi] degenerativ dejeneratif Dehnübungen pl gevşeme hareketleri Dehydration f dehidrasyon [susuz kalma, bırakma, vücudun sıvısız kalması] Dekalzifikation f dekalsifikasyon [kireçsizlendirmek] Dekompression f dekompresyon [basıncın düşürülmesi] Dekontamination f dekontaminasyon [Nesnelerden ve canlı dokulardan patojen mikroorganizmaların dezenfeksiyon, sterilizasyon, temizlik ve/veya antisepsi ile uzaklaştırılması] Dekubitus m dekübitis [yatalak olanlarda hareketsizlik sonucu açılan yaralar] Dekubitusentstehung f dekübitis oluşumu [yatalak olanlarda hareketsizlik sonucu örneğin sırtta ve kalçalarda açılan yaraların oluşumu] Dekubitusprophylaxe f dekübitis profilaksi [yatak yarasına karşı önlem ve tedbir] Dekubitusrisiko n dekübitis riski [yatalak yarası oluşma riski] Delirium n delirium [zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalarında görülebilen, titreme halüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim] Delirium tremens n delirium tremens
[alkoldan gelen el ayak titremesi ve yüz kızartması] Demenz f demans [bunama] denkbar düşünülebilir [tasavvur edilebilir] denken düşünmek dental dişlere ait Dentist m dişçi [diş hekimi] Depilation f depilasyon [kılların çıkartılması işlemi] Depotinsulin n geciktirmeli insülin Depression f depresyon [duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren bir durum] Depressionszustand m depresyon durumu Dermatitis f dermatit [cilt iltihabı] Dermatologe m dermatolog [cilt doktoru] Dermatologie f dermatoloji [cilt hastalıkların bir kolu] dermatologisch dermatolojik Dermatose f dermatoz [cilt hastalıklarının tümüne verilen ad] Desinfektion f dezenfeksiyon Desinfektionsmittel n dezenfeksiyon ilacı desinfizieren dezenfekte etmek Destillat n destilat [damıtılmış öz] Destillation f destilasyon [damıtma] destilliert damıtılmış Detail n detay [ayrıntı] detailliert detaylı [ayrıntılı] Dextrose f dekstroz [bir çeşit şeker] Dezember m aralık Diabetes m diyabet [şeker hastalığı] Diabetesberatung f diyabet danışmanlığı Diabetesmedikamente pl diyabet ilaçları
Dioxinvergiftung Diabetesschulung f diyabet eğitimi Diabetestag m diyabet günü Diabetesteam n diyabet ekibi Diabetiker m diyabetli Diabetikerpass m diyabet kimlik
belgesi Diabetikerschulung f diyabetlinin
eğitimi diabetisch diyabetik diabetische Ketoazidose f diyabetik
ketoazidoz [keton cisimlerinin aşırı artışına bağlı olarak meydana gelen asidoz] diabetischer Fuß m diyabetik ayak diabetisches Koma n diyabet koması Diabetologe m diyabetolog [şeker hastalığı uzman doktoru] Diagnose f diagnoz [teşhis] Diagnostik f diagnoztik diagnostizieren tanı koymak, teşhis etmek Dialysator m diyalizör Dialyse f diyaliz Dialysearzt m diyaliz doktoru Dialyseausweis m diyaliz kimlik belgesi Dialysebeginn m diyaliz başlangıcı Dialysebehandlung f diyaliz tedavisi Dialysekosten pl diyaliz masrafları Dialysepatient m diyaliz hastası dialysepflichtig diyaliz zorunluğu Dialysepraxis f diyaliz muayenehanesi Dialyseschwester f diyaliz hemşiresi Dialysezentrum n diyaliz merkezi Diaphorese f diyaforez [terleme] Diaphyse f diafiz [uzun bir kemiğin gövdesi] Diarrhoe f diyare [ishal, amel] Diastole f diyastol [kan akımıyla kalbin ve arterlerin genişlemesi]
21
Diät f diyet [perhiz, rejim] Diätberater/in m/f diyet danışmanı
[diyetisyen] Diathermie f diyatermi [dokuların
lokal ısıtılma metodu] Diätkost f diyet (perhiz) yemeği Diätmargarine f diyet margarini Diätprodukte pl diyet ürünleri Diätschokolade f diyet çikolatası dick şişman Dickdarm m kalınbarsak Dickdarmentzündung f kalınbarsak
iltihabı Dickdarmfistel f kalınbarsak fistülü Dickdarmkarzinom n kalınbarsak
karsinomu Dickdarmkrebs m kalınbarsak kan-
seri Dickdarmoperation f kalınbarsak
operasyonu Dickdarmpolyp m kalınbarsak polipi Dickdarmsenkung f kalınbarsak
alçalması Dienst m görev Dienstag m salı diensttauglich hizmete elverişli Dienstübergabe f görev teslimi dienstuntauglich hizmete elverişsiz differential diferensiyal [ayrımsal] digital dijital Digitalthermometer n dijital termo-
metre Dilatation f dilatasyon [genişleme] Dilution f dilüsyon [bir solüsyona su
ekleyerek incelmek] Dioptrie f diyoptri [merceklerin ışığı
kırma gücünü gösteren birim] Dioxin n diyoksin [yüksek derecede
zehirli madde] Dioxinvergiftung f diyoksin zehir-
lenmesi
D
22
Diphtherie Diphtherie f difteri [bulaşıcı, mikro-
D
bik hastalık] Diplegie f dipleji [vücudun iki tarafının felç olması] Disease Management (DMP) n hastalığın yönlendirilmesi Diskopathie f diskopati [omurlararası ağırşağı hastalığı] Dislokation f dislokasyon [çikma, çıkık, yerinden oynama, çözülme] Diurese f diürez [idrar sökmesi] Diuretika pl diüretik ilaç [idrar söktürücü ilaç] diuretisch diüretik [idrar söktürücü] Divertikel n divertikül [doğal bir kanala veya organ boşuluğuna açılan kapalı boşluk] Doktor m doktor [hekim] Doktorarbeit f doktor tezi Doktortitel m doktorluk ünvanı Dokument n doküman [belge] Dokumentation f dokümantasyon [belgilendirme] Dokumentationsbogen m dokümentasyon formu Dokumentationsfehler m dokümentasyon hatası Dokumentationssystem n dokümantasyon sistemi Dolor m dolor [ağrı, sancı] Donnerstag m perşembe Dopamin n dopamin [beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişimi kolaylaştıran bir madde] Doping n doping Dopingspritze f doping iğnesi Dopingtest m doping testi Doppelzimmer n iki yataklı oda Doppleruntersuchung f dopler muayenesi dorsal dorsal [sırt bölümüne ait]
Dosierspray n dozajlı sprey Dosierung f dozaj Dosis f doz Dragee n draje Drainage f drenaj Drang m dürtü, basınç, güdü Dreck m pislik [kir] dreckig pis [kirli] drei üç Dreitagefieber n üç gün sıtması Drilling m üçüz Droge f drog [bağımlılık yapan mad-
de] Druck m baskı drücken basmak Druckgefühl n baskı hissi Drüse f gudde [beze] Drüsenentzündung f guddelerin
iltihabı Drüsenschwellung f guddelerin
şişmesi dumm akılsız [aptal] dunkel karanlık Dünndarm m incebarsak Dünndarmentzündung f incebarsak
iltihabı Dünndarmfistel f incebarsak fistülü Dünndarmkrebs m incebarsak kan-
seri Dünndarmoperation f ince barsak
operasyonu Dünndarmresektion f incebarsak
rezeksiyonu [ince barsağın cerrahi yöntemle çıkarılması] Dünndarmverschluss m incebarsak tıkanması dünnflüssig sulu [seyyal] duodenal duodenal [onikiparmak barsağı ile ilgili] Duodenalsaft m duodenal sıvısı [onikiparmak barsağı sıvısı]
Dysurie Duodenalsonde f duodenal sondası
[onikiparmak sondası] Duodenektomie f duodenektomi [onikiparmak barsağının cerrahi yöntemle alınması] Duodenitis f duodenit [onikiparmak barsağı iltihabı] Duodenographie f duodenografi [onikiparmak barsağı röntgen çekimi] Duodenoskopie f duodenoskopi [onikiparmak barsağının bir endeskop ile incelenmesi] Duodenum n duodenum [onikiparmak barsağı] Duodenumfistel f duodenum fistülü [onikiparmak fistülü] durchatmen derin soluk alıp vermek Durchblutung f dolaşım Durchblutungsstörung f dolaşım bozukluğu durchdrehen aklını kaçırmak [sinirleri altüst olmak] Durcheinander n karmakarışık [karman çorman, altüst, dağınık] Durchfall m amel [ishal] Durchfall bekommen ishal olmak Durchfallerkrankung f ishal hastalığı Durchführung f uygulama
23
durchhalten sonuna kadar sabret-
mek, dayanmak durchstehen delmek [iğne ile delmek] Durst m susama Durstgefühl n susuzluk hissi Duschbad n duşlu banyo Dusche f duş duschen duş yapmak Duschhocker m duş taburesi dynamisch dinamik Dysenterie f dizanteri [ağır isal] Dysfunktion f disfonksiyon [hareket-
lik bozulması] Dyslalie f dislali [konuşmayla ilgili
dış organlardaki -dil,dudak,diş-bir lezyondan ileri gelen kelime telafuzunda zorluk] Dysmenorrhoe f dismenore [dengesiz, ağrılar içinde adet görme] Dyspepsie f dispepsi [hazımsızlık] Dysphagie f disfaji [yutma bozukluğu] Dysphasie f disfazi [konuşma bozukluğu] Dysphonie f disfoni [ses bozukluğu] Dyspnoe f dispne [solunum zorluğu, nefes darlığı] Dysurie f dizüri [işeme zorluğu]
D
24
EEG einnehmen (ilaç) içmek, yutmak,
E E
EEG n EEG [Elektroansefalografi/
Beyin aktivitesiyle bağlantılı olarak oluşan elektik değişiklerinin grafik olarak yazdırılması] Egoismus m egoizm [kendi çıkarlarını kollama] Ehrendoktor m fahri doktor Ehrensache f namus meselesi Eierstock m yumurtalık Eierstockentzündung f yumurtalık iltihabı Eigeninitiative f kişisel insiyatif Eigenurinbehandlung f kendi idrarı ile tedavi görme Eigenverantwortung f şahsi (kendi) sorumluluk Eileiter m yumurta kanalı Eileiterentzündung f yumurta kanalı iltihaplanması Eileiterkrebs m yumurta kanalı kanseri Eileiterschwangerschaft f yumurta kanalı hamileliği einatmen nefes almak eincremen krem sürmek [kremlemek] Eingang m giriş [girilecek yer] eingewachsener Nagel m tırnak batması eingipsen alçıya koymak [alçılamak] Einheit f ünite einklemmen sıkıştırmak Einlauf m lavman Einlauf machen lavman yapmak
almak Einreibemittel n vücuda sürülen ilaç einreiben ovmak Einreibung f ovma eins bir einsalben melhem sürmek einsam yalnız Einsamkeit f yalnızlık einschlafen uykuya dalmak einschleppen dışarıdan getirerek
bulaştırmak einschmieren melhem vs. sürmek Einschränkung f kısıtlık einstufen derecelendirmek [tasnif
etmek] eintrocknen kurutmak Einverständnis n rıza Einverständniserklärung f rıza bil-
dirimi einwickeln içine sarmak einwilligen razı olmak [muvafakat
etmek] Einwilligung f rıza, muvafakat Einwilligung geben birşeye razı
olamak Einwirkung f tesir [etki] Einwirkungszeit f tesir süresi Einzeldosis f tek doz Einzelzimmer n tek kişlik oda Eis n buz Eisbeutel m buz torbası Eisen n demir Eisenallergie f demir alerjisi eisenfrei demirsiz eisenhaltig demir içerikli Eisenmangel m demir eksikliği Eisenmangelanämie f demir eksikliği
anemisi Eiter m cerahat [irin] eitern cerahat bağlamak
Enanthem eitrig cerahatli [irinli] Eiweiß n protein eiweißarme Ernährung f düşük pro-
teinli beslenme Eiweißmangelanämie f protein
eksikliği anemisi Eiweißstoffwechsel m protein
metabolizması Eizelle f yumurtacık Ejakulation f ejakulasyon [sperm boşalması] Ejakulationsstörung f ejakulasyon bozukluğu [sperm boşalma bozukluğu] EKG n EKG [elektrokardiyografi] Eklampsie f eklampsi [ilerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem veya idrarda protein yükselmesi ile karakterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali] Ekstase f ekstaz [kendini kaybedecek derecede sevinme] Ektopie f ektopi [bir organın yerleşimi ile ilgili anomali] Ekzem n egzama elastisch elastik Elastizität f elastikiyet [esneme kabiliyeti] Elektroakupunktur f elektro akupunktur Elektrobett n elektrikli yatak Elektrokardiogramm n elektrokardiyogram [kalbin kasılmalara eşlik eden elektrik akımlarını incelemek için grafik metod] Elektrokardiograph m elektrokardiyograf Elektrokardiographie f elektrokardiyografi Elektrolyt n elektrolit
25
Elektrolytstörung f elektrolit
bozukluğu Elektrolytverschiebung f elektrolit
denge kayması Elektron n elektron Elektronenmikroskop n elektronik
mikroskop Elektroschock m elektro şoku Elektrotherapie f elektroterapi [elek-
trik ile tedavi] Elektrounfall m elektrik kazası Elle f dirsek kemiği Ellenbogen m dirsek Embolektomie f embolektomi
[damar pıhtısının kesik yaparak çıkarılması] Embolie f emboli [damar tıkanıklığı] Embryo m embriyon [çiftleşme sonucu insanda döllenmiş ovum un ilk üç ayındaki oluşumuna verilen ad] Embryologie f embriyoloji Emesis f emesis [kusmak] Emetika pl emetika [kusmaya karşı ilaç] Emission f emisyon empfehlen tavsiye etmek Empfehlung f tavsiye Empfehlungsschreiben n tavsiye mektubu empfinden hissetmek [duymak] empfindlich hassas [duygulu] Empfindlichkeit f hassasiyet [duyarlık] empfindungslos hissiz [duygusuz] Emphysem n amfizem [akciğer dokusundaki hava miktarının artması] Empyem n ampiyem [doğal boşluklarda bulunan irinli birikim] Emser Salz n setliç tuzu Enanthem n enantem [birçok hastalık durumunda cilt ekzantemini andıran kırmızı lekeler]
E
26
Endemie Endemie f endemi [zaman zaman
E
ya da sürekli olarak, belirli bir hastalığın bir bölgede görülmesi] endemisch endemik [belli bir bölgede ya da bir toplumda görülen hastalık] Endgewicht n son ağırlık endgültig kesin [nihai] endogen endojen [organizmada oluşan] Endokard n endokart [kalp iç yürek zarı] Endokarditis f endokardit [kalp iç yürek zarı iltihaplanması] endokrin endokrin [iç salgı bezlerinin adı] Endokrinologe m endokrinolog [endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi] Endokrinologie f endokrinoloji [iç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalı] Endoskop n endoskop Endoskopie f endoskopi [vücuttaki kanalların ve dar girişli boşluk ve keselerin bir endoskop ile gözle doğrudan incelenmesi] Endothel n endotel Endotoxine pl endotoksin [bakteri bünyesinde bulunan ve hücresi dağıldığında açığa çıkan toksik madde] Endstadium n son kerte [son aşama] Energie f enerji Energiebedarf m enerji ihtiyacı Energiebilanz f enerji bilançosu Energiedosis f enerji dozu entarten soysuzlaşmak [yozlaşmak] Entartung f soysuzlaşma [yozlaşma]
entbinden doğurmak Entbindung (gyn.) f doğum Entbindung von der Schweigepflicht
f sır mükkellefiyetinden çıkarma Entbindungsheim n doğumevi entdecken keşfetmek Entdeckung f keşif [bulgu] enteral enteral [barsak yolu ile] Enteritis f enterit [incebarsak iltihabı] Enterokolitis f enterokolit [ince ve
kalın barsak iltihabı] entfachen alevlendirmek
[tutuşturmak] entfetten yağını almak
[yağsızlaştırmak] entgegen kommen kolaylık göster-
me entgiften zehirsizlendirmek [zehrini
almak] Enthaarungsmittel n ağda enthalten ihtiva etmek, içermek entkleiden soyunmak Entlassung aus der Klinik f hastane-
den taburcu olmak entlausen bitleri temizlemek entleeren boşaltmak [dökmek] Entleerung f boşalma entlüften havalandırmak Entmündigung f hacir [mahcuriyet] Entnahme f al(ın)ma [çıkar(ıl)m] entnehmen almak [çıkarmak] entschädigen tazminat vermek Entschädigung f tazminat Entscheidung f karar [hüküm] Entschluss m karar Entspannungsübungen pl gevşeme
egzersizleri entstellen şeklini bozmak Entstellung f deformasyon enttäuschen hayal kırıklığına
uğratmak [iletimini durduran
Ergometer
bölgesel ya da lokal bir; anestezi çeşididir] Entwicklung f gelişme [oluşum] entwürdigend alçatma [terzil] entzündet iltihaplı Entzündung f iltihap Entzündungshemmer pl iltihap önleyici Enuresis f enurez [gece işemesi] Enzephalitis f ansefalit [beynin bir kısmının iltihapsız yangısı] Enzephalopathie f ansefalopati [birçok hastalığın genel durum değişiklerinin veya bazı zehirlenmelerinde oluşturduğu serebral bozuklukların tümüne verilen ad] Enzym n enzim Epidemie f epidemi [belirli bir bölgede aynı anda çok sayıda kişinin bir hastalığa yakalanması] Epidemiologie f epidemyoloji epidural epidural [duramatar üzerinde] Epiduralanästhesie f epidural anestezi [vücudun belirli bir bölgesindeki ağrı iletimini durduran bölgesel ya da lokal bir anestezi çeşididir] Epiduralblutung f epidural kanama [kafatası ile duramater arasında yerleşen kanama olarak tanımlanabilir] Epiglottitis f epiglotit [gırtlak kapağının iltihaplanması] Epikard n epikard [perikard serozasının yaprağı] Epilation f epilasyon [vücut kıllarının köküyle birlikte alınması veya yok edilmesi] Epilepsie f epilepsi [sara hastalığı] epileptisch epileptik [saralı] epileptischer Anfall m sara nöbeti
27
Epistaxis f epistaksis [burun
kanaması] Epistropheus m epistrofeus [eksen
kemiği] Epithel n epitelyum [organ ve vücut
yüzeylerini örten hücre tabakası] Erbe n miras Erbkrankheit f irsi hastalık erblassen sararmak, bozarmak erblich irsi erblinden körlenmek Erblindung f körlük erbrechen kusmak erbrechen lassen kusturmak Erbrochene n kusmuk erdrosseln boğmak [boğazını
sıkarak] erektile Dysfunktion f erektil
disfonksiyon [erkeklerde penis sertleşme sorunu] Erektion f ereksiyon [sertleşme, intiaz] Erektionsstörungen f ereksiyon bozukluğu [erkekler penis sertleşme sorunu] Erfahrung f tecrübe Erfolg m başarı erfolgreich başarılı erfolgreiche Operation f başarılı operasyon erforderlich lazım [lüzumlu, gerek duyulan] erforschen araştırmak [tetkik etmek, yoklamak] erfragen sormak erfrieren donarak ölmek [soğuktan ölmek] Ergebnis n sonuç [netice] Ergometer n ergometre [vücudun çalışma işlemi ölçen alet]
E
28
Ergotherapie Ergotherapie f ergoterapi [meşguliyet
tedavisi] erhöhte Blutfette pl yüksek kan
yağları erhöhte Blutgase pl yüksek kan
gazları
E
erhöhter Blutdruck m yüksek kan
basıncı [tansiyonu] erhöhter Blutzucker m yüksek kan şekeri erhöhter Puls m yüksek nabız erholen dinlenme [istirahat] Erholung f dinlenmek [istirahat etmek] Erinnerungsvermögen n hafıza kabiliyeti erkälten soğuk almak Erkältungskrankheit f soğukalgınlığı erkranken hastalanmak Erkrankung f hastalık Erleichterung f kolaylık [hafiflik, ferahlık] Ermahnung f uyarı ermüden yormak ermüdend yorucu Ermüdung f yorgunluk ermuntern teşvik etmek ernähren beslenmek Ernährung f beslenme Ernährungsbeispiel n beslenme örneği Ernährungsberater m beslenme danışmanı Ernährungsberatung f beslenme danışmanlığı Ernährungsgewohnheiten pl beslenme alışkanlıkları Ernährungsplan m beslenme planı Ernährungsprotokoll n beslenme protokolü
Ernährungspumpe f beslenme
pompası Ernährungssonde f beslenme sondası Ernährungsspezialist m beslenme
spezialisti [beslenme uzmanı] Ernährungsumstellung f beslenme
değişikliği Ernährungsverhalten n beslenme
davranışı Ernährungszustand m beslenme
durumu ernst ciddi ernüchtern ayılmak Erotomanie f erotomani [cinselliğe
aşırı düşkünlük] Erotophobie f erotofobi [cinsellikten
korkma] erproben denemek [tatbik etmek] erregbar sinirli [asabi] erröten kızarmak Erschöpfung f dermansızlık [bitkin-
lik] Erste Hilfe f ilk yardım Erste-Hilfe-Koffer m ilk yardım
çantası ersticken boğmak / boğulmak Erstickung f boğulma Erstuntersuchung f ilk muayene ertasten parmakla dokunmak ertragen katlanmak [dayanmak] erträglich katlanabilinir [çekilebilinir] ertrinken suda boğulmak erwachen uyanmak erwachsen erişkin erwärmen ısıtmak Erwartungsangst f beklenti korkusu erwecken uyandırmak erweichen yumuşatmak erwürgen boğmak Erysipel n erisipel [yılancık; cilt üze-
rinde iltihaplı kızarıklık]
Extrazellulärflüssigkeit Erythem n eritem [parmakla
bastırıldığında kaybolan ciltteki kırmızı leke] Erythroblast m eritroblast [eritrositlerin olgunlaşmamış şekli] Erythrodermie f eritrodermi [cildin yaygın kızarıklığı ile karakterize sendrom] Erythropoetin n eritropoetin [karaciğer ve böbreklerde oluşan, kan oluşumunda rol oynayan bir hormon] Erythrozyt m eritrosit [alyuvar] erziehen eğitmek [terbiye etmek] Erziehung f eğitim [terbiye] Essen n yemek essen yemek yemek Essen auf Rädern n mobil yemek servisi Essen reichen yemek verme Essen zubereiten yemek yapmak essentiell esansiyel essentielle Aminosäure f esansiyel aminoasit essentielle Fettsäure f esansiyel yağ asiti essentielle Hypertonie f esansiyel hipertansiyon Essenz f esans [ekstre] Esskultur f beslenme kültürü Esstraining n yemek yeme egzersizleri Essverhalten n yeme davranışı Ethik f etik [ahlak, ahlakiyet] ethnisch etnik Ethologie f etoloji [davranış bilimi] Eukalyptus m okaliptus eustachische Röhre f östaki borusu [kulak trompeti] Exanthem n egzantem [cilt kızarması] Exhibitionismus m ekshibisyonizm
[teşhircilik; cinsel organını gösterme şeklindeki psikolojik bozukluk; cinsel organ gösterme sapıklığı] existieren var olmak [mevcut olmak] Exodermis f egzodermis [dışderi] exogen egzojen [organizma dışında oluşan] exokrin egzokrin [dış salgı bezi] exokrine Drüse f egzokrin bezi [dış salgı bezi] Exostose f egzostoz [kemik şişi] exotherm egzoterm [ısıveren] exotisch egzotik Experiment n deney Experte m eksper [uzman, mütehassıs] Expiration f ekspirasyon [soluk verme, nefesleme] Exsikkose f eksikoz [yoğun sıvı kaybı ve bu nedenle vücudun kuruması] Exstirpation f ekstirpasyon [kesip alma] Exsudat n eksudat [sızıntı sıvı] Extrakt m ekstre [hulasa, esans] extraperitoneal ekstraperitoneal [karın zarı dışında] Extraperitonealraum m ekstraperitoneal bölgesi [karın zarı dışında bulunan bölge] extrarenal ekstrarenal [böbrek dışında] Extrasystole f ekstrasistol [normal kalp ritim atışı dışında ortaya çıkan kalp kasılması] extrathorakal ekstratorakal [göğüs kafesi dışında] extrauterin ekstrauterin [rahim dışında] extrazellulär ekstraselüler [hücre dışında] Extrazellulärflüssigkeit f ekstraselü-
29
E
30
Extremitäten
ler sıvısı [hücre dışında bulunan sıvı] Extremitäten pl ekstremite [kol ve ayaklar]
E
Extubation f ekstubasyon [vücutta
bir kanal veya boşluğa yerleştirilen tüpün çıkarılması] exzellent mükemmel
fettig
31
Fehlgeburt f vaktinden evvel
F Facharzt m mütehassıs doktor [uz-
man hekim] Fachgebiet n ihtisas sahası / alanı Fachkenntnisse pl ihtisas bilgisi Fachmann m mütehassıs [uzman] Fäkalien pl dışkı Faktor m faktör fallen düşmek falsch yanlış [hatalı] falsche Behandlung f yanlış tedavi Falte f kıvrım, kırışıklık, buruşukluk Familie f aile Familienangehörige pl aile yakınları Familienplanung f aile planlaması Familienstand m medeni hali / aile
durumu Fango m fango [ilaç olarak kullanılan
balçık] Farbe f renk farbenblind renkkörü [daltoniyen] Farbenblindheit f renkkörlüğü Färbung f renklenme fasten oruç tutmak Fastenbeginn m oruç başlangıcı
[imsak] Fastenende n oruç bitimi [iftar] faul çürük faulen çürümek Fäulnis f çürüme [çürüklük] Faust f yumruk Februar m şubat Fehldiagnose f yanlış teşhis Fehlentscheidung f hatalı karar Fehler m hata [kabahat, suç]
doğurma [çocuk düşürme] feinfühlig duygulu [hassas] Feinmotorik f hassas-ince hareket
yeteneği Feinstaub m ince toz feminin feminen [kadınca] femoral femoral [femur-uyluk kemiği
ile ilgili] Femur m femur [uyluk kemiği] Femurfraktur f femur fraktürü [uyluk
kemiği kırığı] Fenchel m rezene Fencheltee m rezene çayı Ferien pl tatil Fermentation f fermentasyon
[enzimlerin etkisiyle organik bir bileşiğin değişime uğraması veya parçalanması] Ferritin n feritin [demir elementinin vücutta depo edilen şekli] Ferse f topuk Fersenbein n ökçe kemiği / topuk fertig hazır Fertiggerichte pl hazır gıdalar Fertilität f fertilite [döllenme, doğurma ve yavru yapma yeteği] Fett n yağ fettartig yağımsı Fettembolie f yağ embolisi [örn. büyük kemik kırıklarında görülebilen bir komplikasyondur. Kemik iliğindeki yağın bir kısmı açığa çıkar ve yağ damlaları kan dolaşımına karışıp damar tıkanmasına neden olur] Fettgehalt m yağ içeriği Fettgewebe n yağ dokusu fetthaltige Nahrungsmittel pl yağlı gıdalar fettig yağlı
F
32
Fettleber Fettleber f karaciğer yağlanması fettlos yağsız Fettsäure f yağ asidi Fettschicht f yağ tabakası Fettstoffwechsel m yağ
metabolizması Fettstoffwechselstörung pl yağ me-
tabolizma bozukluğu
F
Fettstuhl m dışkıdaki yağ Fettsucht f şişmanlama istidadı /
eğilimi Fettzellen pl yağ hücreleri Fetus m fetus [3. aydan sonra uterus
(rahim) içinde canlıya verilen ad] feucht nemli [rutubetli] Feuchtigkeit f nem [rutubet] Feuchtverband m ıslak-nemli sargı Feuerbestattung f ölülerin yakılması
[kremasyon] Fibrillation f fibrilasyon [kas lifinin
aktivasyonundan ileri gelen müsküler kasılma] Fibrin n fibrin [kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde] Fibrinämie f fibrinemi [fibrinin kanda bulunması] Fibrinurie f fibrinüri [fibrinin idrarda bulunması] Fibrom n fibrom [iyi huylu bağ dokusu, uru] Fibrose f fibroz [bir doku veya lezyonlarında onarım veya tepki sonucu bağ dokusu oluşması] Fibula f fibula [kaval kemiği] Fibulafraktur f fibula fraktürü [kaval kemiği kırığı] Fieber n ateş Fieberanfall m ateş nöbeti fieberfrei ateşsiz fiebersenkend ateş düşürücü
fiebersenkendes Mittel n ateş
düşürücü ilaç Fieberthermometer n termometre Filter m süzgeç filtrieren süzmek finden bulmak Finger m parmak Fingerabdruck m parmak izi Fingergelenk n parmak mafsalı /
eklemi Fingerglied n parmak mafsalı Fingernagel m el tırnağı Fingernägel kauen tırnakları
çiğnemek Fingerspitze f parmak ucu Fingerverband m parmak bandajı Fisch m balık Fischvergiftung f balık zehirlenmesi Fissur f fissur [derin çatlak veya
yarık] Fistel f fistül [bir organ veya boşluğun
diğer bir organ veya vücut yüzeyi ile patolojik geçit yapması] Fistulektomie f fistülektomi [bir organ veya boşluğun diğer bir organ veya vücut yüzeyi ile patolojik geçittin cerrahi yöntemle çıkarılması] fit formunda Fixierbinde f sabit sargı fixieren sabitleştirmek, bağlamak Fixierpflaster n sabit flaster Flächendesinfektion f geniş yüzeyleri-alanları dezenfekte etmek Flankenschmerz m yan böbrek üstü ağrısı Fleischvergiftung f et zehirlenmesi Floh m pire Flöhe bekommen pirelenmek flüchten kaçmak Flugangst f uçma korkusu
fünf Flüssigkeit f sıvı Flüssigkeitsbilanz f sıvı bilançosu Flüssigkeitsentzug m sıvının çekil-
Frauenleiden n kadın hastalığı freilagern serbest yerleştirmek [pozi-
mesi [örneğin vücutta biriken fazla sıvının alınması] Flüssigkeitsmangel m sıvı eksikliği Flüssigkeitszufuhr f sıvı ilavesi [vücudun sıvı dengesini sağlamak amacıyla sıvı verilmesi] Folgeerkrankung f müteakip (ilave) hastalık Follikulitis f folikülit [saç veya kıl foliküllerin iltihaplanması] Folsäure f folik asit Förderung f teşvik etmek Formalin n formalin Formel f formül Formular n form [çizelge / belge] fortleben yaşamaya devam etmek fortpflanzen üremek Fortpflanzung f üreme Fortpflanzungsorgane pl üreme organları fortschreiten ilerlemek Frage f soru [sual] Fragebogen m soru belgesi fragen soru sormak Fragezeichen n soru işareti Fragment n fragment [bir bütünden ayrılmış veya bölünmüş küçük parça] Fragmentation f fragmentasyon [parçalara bölünme, ayrılma] fragwürdig şüpheli [tereddüt uyandırıcı] Fraktur f fraktür [kemik kırığı] Frauenarzt m kadın doktoru Frauengesundheitszentrum n kadın sağlık merkezi Frauenhaus n kadın evi Frauenheilkunde f kadın hekimliği
Freitag m cuma freiwillig gönüllü fremd yabancı Fremdkörper m yabancı madde Friedhof m mezarlık frieren üşümek frisch taze Frist f müddet Frost m don [şiddetli soğuk] Frostbeule f soğuk şişkinliği frösteln titreme Fruchtblase f cenin (döl) kesesi Fruchtwasser n cenin (döl) suyu Fruchtwasserdiagnostik f cenin suyu
33
syona sokmak]
tanısı/teşhisi Fruchtwasserembolie f cenin suyu
embolisi Fruchtwasseruntersuchung f cenin
suyu incelenmesi Fruchtzucker m meyve şekeri [fruk-
toz] Frühdiagnose f erken tanı [erken
teşhis] Früherkennungsuntersuchung f
erken teşhis muayenesi Frühgeburt f vakitsiz (erken) doğum Frühjahr n ilkbahar Frühjahrsmüdigkeit f ilkbahar
yorgunluğu Frühreaktion f erken reaksiyon Frühstück n kahvaltı Fruktose f fruktoz [meyve şekeri] Fruktosurie f fruktozüri [idrarda
fruktoz bulunması] Füllung f dolgu Fund m bulma [buluş] fünf beş
F
34
Fungizid Fungizid n fungisid [mantarı öldü-
ren] Funktion f fonksiyon [işlev, görev] Funktionsstellung f fonksiyon-
çalışma şekli
F
Furcht f korku furchtbar korkunç Furunkel n furunkel [kan çıbanı] Fuß m ayak Fußambulanz f ayak dispanseri Fußbad n ayak banyosu Fußgelenk n ayak mafsalı/eklemi Fußgymnastik f ayak jimnastiği Fußkontrolle f ayak kontrolü Fußmassage f ayak masajı
Fußpflege f ayak bakımı [pedikür] Fußpfleger m ayak bakımcısı [pedi-
kürcü] Fußpilz m ayak mantarı Fußprobleme pl ayak problemleri Fußpuls m ayak nabzı Fußreflexzonenmassage f ayak re-
fleks masajı Fußschweiß m ayakteri Fußsohle f ayak tabanı [ayakaltı] Fußspitze f ayak burnu Fußtemperatur f ayak ısısı, derecesi Fußwurzelknochen m ayak bileği
kemikleri füttern yemek yedirmek
Gastrostomie
G gähnen esnemek Galaktose f galaktoz [süt şekeri] Galaktostase f galaktoztaz [sütün
aşırı miktarda birikmesi] Galle f safra Gallenblase f safra kesesi Gallenblasenempyem n safra kesesi
ampiyemi Gallenblasenentzündung f safra
kesesi iltihabı Gallenblasengang m safra kesesi
girişi Gallenblasenkarzinom n safra kesesi
karsinomu Gallenblasenruptur f safra kesesi
ruptürü [safra kesesi yırtılması] Gallengang m safra kanalı Gallenkolik f safra kesesi koliği Gallenoperation f safra kesesi ope-
rasyonu Gallensäure f safra kesesi suyu Gallenschonkost f safra kesesine
zarar vermeyen/ rahatlatan gıdalar Gallenstein m safra kesesi taşı Gallenweg m safra kesesi yolu gallig safralı Ganglion n gangliyon [sinir düğümü] Gangrän n gangren Ganzkörperhygiene f bütün vücut
hijyeni Ganzkörpermassage f bütün vücuda
masaj yapılması Ganzkörperwaschung f bütün vücu-
dun yıkanması
35
Gasmaske f gaz maskesi Gastralgie f gastralji [mide ağrısı] Gastrektomie f gastrektomi [midenin
bir kısmının veya tamamının cerrahi yolla alınması] Gastritis f gastrit [mide iltihabı] gastroduodenal gastroduodenal [mide ve onikiparmak barsağı ile ilgili] Gastroduodenitis f gastroduodenit [mide ve onikiparmak barsağı iitihaplanması] Gastroenteritis f gastroenterit [midebarsak iltihaplanması] Gastroenterologe m gastroenterolog [mide, barsak hastalıkları mütehassısı, uzmanı] Gastroenteropathie f gastroenteropati [mide ve barsak hastalığı] gastrointestinal gastroentestinal [mide ve barsağı ilgilendiren] Gastrointestinalblutung f gastroentestinal kanaması [mide ve sindirim sistemlerindeki kanama] Gastrologe m gastrolog [mide hastalıkları mütehassısı] Gastrologie f gastroloji [mide ile ilgilenen tıp dalı] Gastromegalie f gastromegali [mide büyümesi, genişlemesi] Gastroparese f gastroparezi [mide kaslarının felci] Gastropathie f gastropati [midenin tüm hastalıklarına verilen ad] Gastroskop n gastroskop [ucunda kamera bulunan bir endoskop aleti] Gastroskopie f gastroskopi [hastaya yutturulan bir kamera ile midenin görerek muayene edilmesi] Gastrostomie f gastrostomi [mide
G
36
G
Gastrotomie
çeperinde dışarıya ilişkili delik açılması] Gastrotomie f gastrotomi [midenin cerrahi yöntemle açılması] Gasvergiftung f gazdan zehirlenme Gaumen m damak Gaumenbein n damak kemiği Gaumenreflex m damak refleksi Gaumenzäpfchen n küçük dil gebären doğurmak Gebärmutter f rahim Gebärmutterblutung f rahim kanaması Gebärmutterentfernung f rahimin alınması Gebärmutterhals m rahim boynu Gebärmutterhalskrebs m rahim boynu kanseri Gebärmutterkrebs m rahim kanseri Gebärmuttermund m rahim ağzı Gebärmutterschleimhaut f rahim mukozası [rahmin iç yüzeyini kaplayan doku] Gebärmuttersenkung f rahim sarkması Gebärmuttertumor m rahim tümörü Gebärstuhl m doğum iskemlesi Gebiss n dişler dizisi Gebissabdruck m diş kalıbı geboren doğan [doğmuş] geboren werden doğmak Gebrauchsanweisung f kullanma kılavuzu [talimatı] gebrochen kırık Geburt f doğum [doğuş] Geburtenkontrolle f doğumların kontrolü Geburtenregelung f doğumların tanzimi/düzenlenmesi Geburtenrückgang m doğum nis-
petinin azalışı [doğum oranının azalması] Geburtenzuwachs m doğum nispetinin artması [doğum oranının artması] Geburtsanzeige f doğum ilanı Geburtsdatum n doğum tarihi Geburtsdauer f doğum süresi Geburtsgewicht n doğum ağırlığı Geburtshilfe f doğum yardımı [ebelik] Geburtsjahr n doğum yılı Geburtsland n doğduğu memleket Geburtsregister n doğum kütüğü Geburtsstadt f doğduğu şehir Geburtstag m doğum günü Geburtstagsgeschenk n doğum günü hediyesi Geburtstermin m doğum termini [doğumun gerçekleşeceği gün] Geburtstrauma n doğum travması Geburtsurkunde f doğum belgesi/ dokümanı Geburtswehen pl doğum ağrıları Geburtszange f doğum pensesi Gedächtnis n hafıza Gedächtnisschwäche f hafıza zayıflığı Gedächtnisspiel n hafıza oyunu Gedächtnistraining n hafiza antremanı Gedächtnisverlust m hafıza kaybı Gedärm n barsaklar Geduld f sabır [tahammül] geeignet elverişli, uygun Gefahr f tehlike gefährden tehlikeye koymak [risk etmek] gefährlich tehlikeli gefahrlos tehlikesiz Gefäß n damar
Genick Gefäßchirurgie f damar cerrahisi gefäßerweiternd damar genişleten Gefäßklappen pl damar kapakları Gefäßstenose f damar stenozu [da-
mar kapanması] Gefäßtraining n damar egzersizi Gefäßverkalkung f damar kireçlen-
mesi Gefäßverschluss m damar tıkanması Gefäßwiderstand m damarda karşı
koyma basıncı Gefühl n duygu [his] gefühllos duygusuz Gegenanzeige f kontrendikasyon Gegengift n panzehir [antidot] Gegenmaßnahme f karşı tedbir Gegenteil n aksi [ters, zıt] gehen yürümek Gehhilfe f yürümeye yardımcı alet
[örneğin baston] Gehirn n beyin Gehirnblutung f beyin kanaması Gehirnentzündung f beyin iltihabı Gehirnerschütterung f beyin sarsıntısı Gehirnerweichung f beyin sulanması Gehirnhaut f beyin zarı Gehirnhautentzündung f beyin zarı iltihabı Gehirnschlag m beyin sektesi Gehirntumor m beyin tümörü [beyin uru] Gehör n işitme [duyum] Gehörfehler m işitme arızası Gehörgang m işitme yolu [kulak yolu] Gehörknöchelchen n işitme kemiği Gehörlosigkeit f işitme özürlüğü Gehtraining n yürüme alıştırması Geist m zihin, akıl geistesgestört aklı bozuk
37
geisteskrank aklı bozuk, deli Geistesstörung f akıl bozukluğu geistig zihinsel geistige Behinderung f zihinsel
sakatlık Gel n jel Gelatine f jelatin Gelbfieber n sarı humma Gelbsucht f sarılık Geld n para Gelenk n mafsal [eklem] Gelenkarthrose f mafsal artrozu
[eklem artrozu] Gelenkentzündung f mafsal (eklem)
iltihabı Gelenkkapsel f mafsal (eklem) kap-
sülü Gelenkprothese f mafsal protezi
[eklem protezi] Gelenkrheumatismus m mafsal (ek-
lem) romatizması Gelenkverkalkung f mafsal (eklem)
kireçlenmesi Gelenkversteifung f mafsal (eklem)
sertliği Gemeinschaftspraxis f müşterik
(ortak) muayenehane Gen n gen genaue Untersuchung f derin incele-
mek [tetkik etmek] Generation f jenerasyon [kuşak,
nesil] generell genel genesen şifa bulmak [iyileşmek] Genesung f şifa [iyileşme] Genetik f genetik [kalıtımsal] genetische Information f genetik
enformasyon genetische Krankheit f genetik
hastalık Genick n ense
G
38
Genickbruch Genickbruch m boyun kırığı Genickstarre f ense tutulması Genital n genital [cinsiyet oluşumu
veya üreme ile ilgili] Genitalien pl genital organları Genitaltuberkolose f genital tüber-
koloz Genitalzentrum n genital merkezi Genom n genom [kromozomların
G
içerdiği genlerin tümü] Gentechnologie f gen teknolojisi Genuss m zevk [lezzet, haz] Gerät n alet gereizt sinirli [hiddetli] Geriatrie f geriatri [yaşlılarda sağlık sorunları inceleyen bilim dalı] Gerichtsarzt m adli tabip Gerichtsmedizin f adli tıp gerichtsmedizinischer Befund m adli tıp raporu Gerinnsel n pıhtı Gerontopsychiatrie f gerontopsikatri [yaşlılarda ruh bilimi] Gerstenkorn n arpacık Geruch m koku Geruchsvermögen n koku alma kabiliyeti Gesamtbetrachtung f toplu bakış Gesamtcholesterin n toplam kolesterin Gesamteiweiß n toplam protein Gesamtkosten pl toplam masraflar Gesäß n popo gesättigte Fettsäure f doymuş yağ asidi Geschlecht n cinsiyet Geschlechtschromosomen pl cinsiyet kromozomu Geschlechtshormone pl cinsel hormonlar
Geschlechtshygiene f cinsiyet hijyeni
[cinsiyet temizliği] Geschlechtskrankheit f cinsel
hastalık Geschlechtsleben n cinsel hayat geschlechtslos cinsiyetsiz Geschlechtsorgan n cinsel organ Geschlechtsumwandlung f cinsiyet
değiştirme Geschlechtsverkehr m cinsel ilişki Geschmack m tat, lezzet Geschrei n çığlık [yaygara, haykırış] Geschwister pl kardeş Geschwulst f şiş(kin)lik [yumru, ur] Geschwür n ülser Gesellschaft f toplum [cemiyet] Gesetz n yasa [kanun] Gesicht n yüz Gesichtsausdruck m yüz siması Gesichtsfeld n görme alanı Gesichtslähmung f yüz felçi Gesichtsmassage f yüz masajı Gesichtsmuskel m yüz kası Gesichtszüge pl yüz çizgileri Gestank m pis koku Gestationsdiabetes m gestasyonel
diyabet [hamilelik ile ortaya çıkan şeker hastalığı] Geste f jest gesund sağlıklı gesunde Ernährung f sağlıklı beslenme Gesundheit f sağlık [esenlik, sıhhat] Gesundheitsamt n sağlık dairesi Gesundheitsberatung f sağlık danışmanlığı Gesundheitsbescheinigung f sağlık raporu Gesundheitsdienst m sağlık hizmeti Gesundheitsförderung f sağlık teşviki
Gonorrhoe Gesundheitshilfe f sağlık yardımı Gesundheitslehre f sağlık bilgisi Gesundheitsministerium n sağlık
bakanlığı Gesundheitspass m sağlık defteri Gesundheitspflege f sağlık bakımı gesundheitsschädlich sağlığa
(sıhhate) zararlı Gesundheitswesen n sağlık işleri/hiz-
metleri Gesundheitszeugnis n sağlık kar-
nesi Gesundheitszustand m sağlık du-
rumu Gewalt f şiddet, kuvvet gewaltsam şiddetli Gewebe n doku Gewebsentnahme f doku alınması,
çıkarılması Gewebsläsion f doku lezyonu Gewebsschaden m doku hasarı
[bozukluğu] Gewicht n ağırlık Gewichtsabnahme f kilo verme Gewichtskontrolle f kilo kontrolü Gewichtsreduktion f kilonun
düşürülmesi Gewichtsverlust m kilo kaybı Gewichtszunahme f kilo artması Gewissen n vicdan Gewohnheit f alışkanlık Gewöhnung f alışma Gicht f gut [damla hastalığı] Gift n zehir Gift schlucken zehir yutmak Giftgas n zehirli gaz giftig zehirli Gigantismus m jigantizm [devlik,
küçük yaşlardan itibaren büyüme hormonunun fazla salgılanmasıyla görülen hastalık]
39
Gingivitis f jinjivit [dişetleri iltihabı] Gips m alçı Gipsabdruck m alçı kalıbı Gipskorsett n alçı korsesi Gipsverband m alçı sargısı Glasauge n cam göz Glatze f kel Glaube m inanç Glaukom n glokom [göz içi basıncının
yükselmesi] gleich groß bir boyda Gleichgewicht n denge Gleichgewichtsstörungen pl vücut
denge bozukluğu gleichgültig ilgisiz [meraksız] Gliederschmerzen pl vücut ağrıları
[adelelerde, mafsallarda, sinirlerde ağrılar] Glomerulonephritis f glomerulonefrit [böbrek glomerüllerin iltihaplanması] Glossitis f glosit [dil iltihabı] Glossoplegie f glossopleji [dil felci] Glottis f glottis [larenks boşluğunda yerleşik ses telleri arasındaki; üçgen şeklindeki aralık] Glück n şans [saadet, mutluluk] glücklich şanslı [saadetli, mutlu] Glukose f glikoz Glukosemangel m glikoz eksikliği Glukosetoleranztest m glikoz tolarans testi [diyabet teşishinde kullanılan bir test metodu] Glykogen n glikojen Glykosurie f glikozüri [idrarda şeker bulunması] Gonaden pl gonad [erkek veya dişi hormonları oluşturan genital bez] Gonarthrose f gonartroz [diz ekleminin kireçlenmesi] Gonorrhoe f gonore [belsoğukluğu]
G
40
G
Grab Grab n mezar grauer Star m katarakt grausam merhametsiz [gaddar] Gravidität f gravidite [gebelik] Grippe f grip grippekrank gribe tutulmuş Grippeepidemie f grip salgını Grippeimpfung f grip aşısı Grippevirus n grip virüsü Großhirn n büyük beyin Großzehe f ayak başparmağı Grundbedürfnis n temel ihtiyaç Grundgedanke m ana fikir Grundpflege f temel bakım Grundrecht n temel hak Gruppe f grup Gruppenaktivität f grup faaliyetleri Gruppentherapie f grup terapisi/te-
davisi
Gurgel f gırtlak [boğaz] Gurgelmittel n gargara gurgeln gargara etmek Gürtelrose f zona hastalığı [herpes
zoster] gut iyi Gutachten n rapor / bilirkişi tarafin-
dan hazırlanan rapor gutartig iyi huylu Gute Besserung! geçmiş olsun Gute Nacht! iyi geceler Guten Abend! iyi akşamlar Guten Appetit! afiyet olsun Guten Morgen! günaydın Gymnastik f jimnastik Gynäkologe m jinekolog [kadın
hastalıkları doktoru] Gynäkologie f jinokoloji [kadın
hastalıkları ile ilgili tıp dalı]
Hämorrhoidektomie
41
Hämatokrit m hematokrit [kandaki
H Haar n saç [kıl] Haarausfall m saç dökülmesi Haarband n saç bağı Haarboden m saç dibi Haare pl saçlar [kıllar] Haarersatz m takma saç Haarfarbe f saç rengi haarig kıllı Haarwurzel f saç kökü Haarzellen pl saç hücreleri Haftung f sorumluluk Hagelkorn n küçük kist halbjährlich altı ayda bir olan Halbseitenlähmung f vücudun bir
tarafının felç olması Hallux valgus m halluks valgus [baş
parmak yönünü değiştirip ikinci parmağa doğru yöneldiği zaman ayak’ta bir çıkıntı oluşur] Halluzination f halüsinasyon Hals m boğaz [boyun] Halsbinde f boyunluk, boyunbağı Halsentzündung f boğaz iltihabı Hals-Nasen-Ohrenarzt m kulak, burun, boğaz doktoru Halsschlagader f boyun şahdamarı Halsschmerzen pl boğaz ağrısı [boğaz sancısı] Halsumschlag m boyun sargısı Halsvenenstauung f boyun toplardamarlardaki kanın birikmesi Halswirbel m boyun omurları Hämangiom n hemanjiyom [iyi huylu damar tümörü]
ertrositlerin hacminin, kan hacmine oranına denir ] Hämatologe m hematolog [kan hastalıkları uzmanı] Hämatologie f hematoloji [kan hastalıkları ile uğraşan İç Hastalıkları branşıdır] Hämatom n hematom [herhangi bir darbe vb. ile oluşan damar hasarının bir sonucu olarak damar dışına çıkan kanın belli bir bölgede birikmesi dir] Hämatophobie f hematofobi [kandan korkma] Hämatotherapie f hematoterapi [kan transfüzyon tedavisi] Hämaturie f hematüri [idrarda kan bulunması durumu] Hämodialyse f hemodiyaliz [hemodiyaliz böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle böbrek fonksiyonlarını kaybeden hastalarının hayatlarını sürdürebilmeleri için vücutta oluşan zehirli madde ve sıvıların vücuttan atılmalarını sağlayan bir tedavi yöntemidir] Hämoglobin n hemoglobin [kırmızı kan hücrelerine ve kana kırmızı rengini veren pikment] Hämolyse f hemoliz [eritrosit zarlarının yırtılması sonucunda, Hb molekülünün hücre dışına çıkmasıdır] Hämopathie f hemopati Hämophilie f hemofili [kalıtsal geçen bir kan hastalığı] Hämorrhagie f hemoraji hämorrhagisch hemorajik Hämorrhoidektomie f hemoroidek-
H
42
H
Hämorrhoiden
tomi [basurun cerrahi yöntemle çıkarılması] Hämorrhoiden pl hemoroid [basur] Hämorrhoidenblutung f hemoroid (basur) kanaması Hämorrhoidenoperation f hemoroid operasyonu [basur operasyonu/ ameliyatı] Hämorrhoidenzäpfchen n hemoroid (basur) fitili Hämostase f hemostaz Hämotoperikard n hemoperikard Hand f el Handbewegung f el hareketi Händedesinfektion f ellerin dezenfeksiyonu Händedesinfektionsmittel n el dezenfekte sıvısı Handfläche f avuç Handgelenk n el bileği Handschlag m el sıkma Handschuh m eldiven Handspiegel m el aynası Handtuch n havlu Hanf m kendir Hanfsamenöl n kendir yağı harmlos zararsız Harn m idrar Harnanalyse f idrar tahlili Harnausscheidung f idrar sökmesi [idrar boşalımı] Harnbildung f idrar oluşumu Harnblase f idrar torbası [idrar kesesi, mesane] Harnblasenkarzinom n idrar torbası karsinomu [idrar torbası kanseri] Harnblasenpunktion f idrar torbasının (mesanenin) iğne ile ponksiyonu (delinmesi) Harnblasenspiegelung f idrar torbası endoskopisi
Harndrang m idrara çıkma güdüsü Harnglukose f idrar glikozu [idrar
şekeri] Harngrieß m idrar kumu Harninkontinenz f idrarı tutamama Harnleiter m idrar yolu Harnleiterentzündung f idrar yolu
iltihabı Harnleiterfistel f idrar yolu fistülü Harnleiterstein m idrar yolu taşı Harnleiterstenose f idrar yolu steno-
zu [idrar yolunun tıkanması] Harnleitertumor m idrar yolu
tümörü Harnorgane pl idrar sistemi Harnretention f idrar yığılması Harnröhre f idrar borusu Harnröhrenentzündung f idrar boru-
su iltihaplanması Harnröhrenspiegelung f idrar boru-
su endoskopisi Harnröhrenstenose f idrar bo-
rusu stenozu [idrar borusunun tıkanması] Harnröhrenverengung f idrar borusu daralması Harnsand m idrar kumu Harnsäure f ürik asit Harnsäurestein m üre taşı Harnsediment n idrar sedimenti Harnstauung f idrar yığılması [idrarın idrar yollarında tıkanması] Harnstein m idrar taşı Harnstoff m üre Harntrakt m böbrekler ve idrar yolları harntreibend idrar söktürücü Harnuntersuchung f idrar muayenesi Harnverhaltung f idrar tutulması Harnweg m idrar yolu
Heilfasten Harnwegsinfektion f idrar yolu en-
feksiyonu Harnzucker m idrar şekeri Harnzuckerselbstkontrolle f kendi
kendine idrar şekeri kontrolü Harnzwang m idrar güdüsü [ağrılar
içinde idrar bırakma] hartnäckig inatçı Haschisch n haşiş [esrar] häufig sık sık [çoğu kez] Hauptgedanke m temel fikir Hauptmahlzeit f ana öğün Hauptschlagader f büyük atardamar Hausapotheke f ev (aile) ecza kutusu Hausarbeit f ev işleri Hausarzt m ev (aile) doktoru Hausarztbesuch m ev doktoru zi-
yareti Hausarztmodel n ev doktoru modeli Hausgeburt f ev doğumu Haushaltshilfe f ev işlerinde yardımcı
kişi häusliche Pflege f evde bakım Hausmannskost f ev yemeği Hausstaub m ev tozu Hausstauballergie f ev tozu alerjisi Hausstaubmilben pl ev tozu uyuz
böceği Haut f cilt [deri] Hautabschürfung f cilt sıyrıntısı Hautallergie f cilt alerjisi Hautarzt m cilt doktoru [cildiyeci] Hautatmung f cilt solunumu Hautdrüse f cilt yağ bezi Hautempfindungen pl cilt duyumları Hautentzündung f cilt iltihabı Hauterkrankung f cilt hastalığı Hautfarbe f cilt rengi Hautflecken pl cilt lekeleri hautfreundlich cilte (deriye) iyi
gelen
43
Hautjucken n cilt kaşıntısı Hautkarzinom n cilt karsinomu Hautklinik f cilt kliniği Hautkrankheit f cilt hastalığı [deri
hastalığı] Hautkrebs m cilt kanseri Hautnekrose f cilt nekrozu Hautödem n cilt ödemi Hautpflege f cilt bakımı Hautpflegemittel n cilt bakımında
kullanılanlar, örn. kremler Hautpilz m cilt (deri) mantarı Hautrötung f cilt kızarığı [örneğin
kremler] Hautsalbe f cilt merhemi Hautschutz m cilt koruması Hauttemperatur f cilt ısısı Hauttest m cilt testi Hauttransplantation f cilt transplan-
tasyonu Hauttuberkulose f cilt tüberkolozu Hb Hb [hemoglobinin kısaltılmış
şekli] HbA1c HbA1c [hemoglobin A1c nin
kısaltılmış şekli; glikozilenmiş hemoglobin] HDL-Cholesterin n HDL-kolesterol [yüksek yoğunluklu lipoproteinlere bağlı olarak taşınan kolesteroldür ve halk arasında „iyi huylu kolesterol“ olarak da bilinir] Hebamme f ebe Hebehilfe f kaldırma yardımcısı Hebelifter m kaldırmada kullanılan alet heben kaldırmak heil sağ Heilbad n kaplıca hamamı heilbringend şifalı [şifa getiren] heilen iyileştirmek Heilfasten n sağlık orucu
H
44
Heilgymnastik Heilgymnastik f sağlık jimnastiği Heilkraft f iyileştirici kuvvet Heilkräuter pl şifalı bitkiler Heilmethode f tedavi-iyileştirme
usulü Heilpflanze f ilaç olarak kullanılan
bitki
H
Heilquelle f kaplıca Heilung f iyileştirme [şifa] Heim n yurt Heimatland n memleket heiser kısık sesli Heiserkeit f ses kısıklığı Heißhunger m şiddetli açlık Heißluftsterilisation f sicak hava
sterilizasyonu Hektik f hektik [telaş] helfen yardım etmek Heliotherapie f helioterapi [güneş
ışıklarıyla hastalık iyileştirme] Helligkeit f aydınlık Hemeralopie f hemeralopi [alaca
karanlık körlüğü] Hemianopsie f hemianopsi [geçici
veya kalıcı körlük] Hemihepatektomie f hemihepatek-
tomi [karaciğerin yarısının cerrahi yöntemle alınması] Hemikolektomie f hemikolektomi [kalın barsağın bir bölümünün cerrahi yöntemle çıkarılması] Hemiparese f hemiparezi [tek yanlı hafif felç geçirme] Hemiplegie f hemipleji [tek yanlı felç geçirme] Hepar n hepar [karaciğer] Heparin n heparin [kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde] Hepatektomie f hepatektomi [karaciğerin cerrahi yöntemle çıkarılması]
Hepatitis f hepatit [karaciğer
iltihaplanması] Hepatom m hepatom [karaciğer
tümörü] Hepatomegalie f hepatomegali
[karaciğerin büyümesi] Hepatopathie f hepatopati [karaciğer
hastalığı] herausnehmen çıkarmak [içinden
almak] Hernie f herni [fıtık] Herniotomie f herniyotomi [fıtığın
cerrahi yolla alınması] Heroin n eroin Heroinabhängigkeit f eroin
bağımlığı Heroinspritze f eroin iğnesi heroinsüchtig eroin düşkünü Herpes m herpes [uçuk] Herpes zoster m herpes soster Herz n kalp Herzaneurysma n kalp anevrizması Herzbeschwerden pl kalp rahatsızlığı Herzbeutel m dış kalp zarı Herzbeutelentzündung f dış kalp
zarı iltihabı Herzdruckmassage f kalp masajı Herzentzündung f kalp
iltihaplanması Herzerkrankung f kalp hastalığı Herzfehler m kalp bozukluğu Herzfrequenz f kalp frekansı Herzfunktion f kalp fonksiyonu Herzgeräusch n kalp sesi Herzhypertrophie f kalp hipertrofisi Herzinfarkt m kalp enfarktüsü [kalp
krizi] Herzinsuffizienz f kalp yetmezliği Herzjagen n kalbin hızlı atması Herzkammer f kalp karıncığı Herzkatheter m kalp kateteri
hirnlos Herzklappe f kalp kapakçığı Herzklappenaneurysma n kalp
kapağı anevrizması Herzklappenentzündung f kalp
kapakçığı iltihabı Herzklappenfehler m kalp kapakcığı
bozukluğu Herzklappeninsuffizienz f kalp
kapağı yetmezliği Herzklappenprothese f kalp kapağı
protezi Herzklappensklerose f kalp kapağı
sklerozu Herzklopfen n kalp çarpıntısı herzkraftsteigernd kalp gücünü
arttıran Herzkrankheit f kalp hastalığı Herzkranzgefäß n kalp koroner
damarı Herzkreislaufsystem n kalp ve kan
dolaşım sistemi Herzmassage f kalp masajı Herzmuskel m kalp kası Herzmuskelentzündung f kalp kası
iltihabı Herzmuskelnekrose f kalp kası ne-
krozu Herzproblem n kalp problemi Herzrhythmusstörung f kalp ritim
bozukluğu Herzruptur f kalp ruptürü [kalp kası
yırtılması] Herzschlag m kalp atışı Herzschmerzen pl kalp ağrısı Herzschrittmacher m kalp pili Herzschrittmacheroperation f kalp
pili operasyonu Herzschrittmacherpass m kalp pili
kimlik kartı Herzsonographie f kalp sonografisi Herzspezialist m kalp uzmanı
45
Herzstillstand m kalp durması Herzton m kalp sesi Herztransplantation f kalp trans-
plantasyonu Heuschnupfen m bahar (saman)
nezlesi heute bugün Hexenschuss m bel bölgesinde
yerleşik ağrı [lumbago] Hilfe f yardım hilflos çaresiz hilfreich yardımcı hilfsbedürftig yardıma muhtaç Hilfskraft f yardımcı eleman Hilfsmittel n yardımcı alet Hilfsstoff m yardımcı madde Himmel m gök hinauszögern asıntıda bırakmak
[geciktirmek] hinken topallamak hinlegen yatırmak hinunterschlingen tıkıştırmak
[çignemeden yutmak] hinunterschlucken yutmak Hirn n beyin Hirnabszess m beyin absesi Hirnaneurysma n beyin
anevrizması Hirnatrophie f beyin atrofisi Hirnblutung f beyin kanaması Hirndruck m beyin basıncı Hirndurchblutungsstörungen pl be-
yin kan dolaşım bozukluğu Hirnembolie f beyin embolisi [beyin
damarının tıkanmsı] Hirnentzündung f beyin iltihabı Hirnhaut f beyin zarı Hirnhautentzündung f beyin zarı
iltihabı Hirninfarkt m beyin enfarktüsü hirnlos beyinsiz
H
46
Hirnmasse Hirnmasse f beyin cevheri Hirnnerv m beyin siniri Hirnödem n beyin ödemi [beyin
H
kısmında anormal bir şekilde su toplanması] Hirnschlag m beyin sektesi [inme] Hirnsklerose f beyin sklerozu Hirntod m beyin ölümü Hirntumor m beyin tümörü Hirnventrikel m beyin karıncığı Histamin n histamin Hitze f sıcak Hitzegefühl n sıcaklık hissi Hitzeschlag m güneş çarpması Hitzewelle f sıcak dalgası HIV-Infektion f HIV-aids enfeksiyonu HNO-Arzt m kulak-burun-boğaz doktoru Hochdruckkrankheit f yüksek tansiyon hastalığı hochgradig yüksek dereceli Hoden m haya [erkeklik bezi, testis] Hodenentzündung f haya iltihabı [erkeklik bezinin iltihaplanmsı] Hodenkrebs m haya kanseri [erkeklik bezi kanseri] Hodensack m haya torbası Hodentumor m haya tümörü Hoffnung f umut [ümit] hoffnungslos umutsuz [ümitsiz] Hoffnungslosigkeit f umutsuzluk hoffnungsvoll umutlu [ümitli] hoher Blutdruck m yüksek tansiyon Hohlvene f ana toplardamar homogen homojen Homöopathie f homeopati homöopathisch homeopatik Homosexualität f homoseksüalite homosexuell homoseksüel hören işitmek/dinlemek Hörfähigkeit f işitme yeteneği
Hörgerät n işitme (duyma) aleti Hormon n hormon hormonal hormonel hormonelle Störung f hormonal
bozukluk Hormonspiegel m hormon düzeyi Hormontherapie f hormon terapisi Hornhaut f nasır Hornhautsalbe f nasır merhemi Hörschwäche f işitme zayıflığı Hörstörung f işitme (duyma)
bozukluğu Hörsturz m ani duyma kaybı Hospizarbeit f hospis çalışması Hüftarthrose f kalça artrozu Hüfte f kalça Hüftgelenk n kalça kemiği Hüftgelenksprothese f kalça kemiği
protezi Hüftknochen m kalça kemiği Hüftleiden n kalça eklemi rahatsızlığı Hüftoperation f kalça operasyonu Hüftprothese f kalça protezi Hüftschmerz m kalça ağrısı Hüftumfang m kalça çevresi Hühnerauge n nasır Hühneraugenpflaster n nasır flasteri human human [insani] Humerus m humerus [kol kemiği] Humerusfraktur f humerus fraktürü
[kol kemiği kırığı] Hunger m açlık Hunger haben acıkmak hungern lassen aç bırakmak hungrig aç Husten m öksürük husten öksürmek Hustenanfall m öksürük tutması Hustenbonbon n öksürük şekeri Hustenmittel n öksürük ilacı Hustensaft m öksürük şurubu
Hypoglykämischer Schock Hydrocephalus m hidrosefali [sub-
dural aralığa beyin-omurilik sıvısı birikmesi] Hydrocortison n hidrokortizon Hydrops m hidrops [vücudun doğal bir boşluğu içine serözite birikmesi] Hydrotherapie f hidroterapi [içerek veya banyo yaparak iyileşme kürü] Hygiene f hijyen Hygieneplan m hijyen planı Hymen n himen [kızlık zarı] Hymenektomie f himenektomi [kızlık zarının cerrahi yötemle çıkarılması] hyperaktiv hiperaktif Hyperaktivität f hiperaktivite Hyperämie f hiperemi Hyperemesis f hiperemesis [durmadan kusma] Hyperfunktion f hiperfonksiyon Hyperglykämie f hiperglisemi [yüksek kan şekeri] Hyperhidrosis f hiperhidrosis [fazla terlemek] Hyperkaliämie f hiperkalemi [kanda yüksek potasyum miktarı] Hyperkalzämie f hiperkalsemi [kanda yüksek kalsiyum miktarı] Hyperleukozytose f hiperlökositöz [kandaki lökosit sayısının artması] Hyperlipidämie f hiperlipidemi [kan yağlarının yükselmesi] Hypermenorrhoe f hipermenore [aybaşı kanamasının aşırı oluşu] Hyperosmolarität f hiperosmolarite [osmolalite artışı] Hyperparathyroidismus m hiperparatiroidi [paratiroid bezinin hiperfonksiyonuyla (fazla çalışmasıyla) ortaya çıkan sendrom]
47
Hyperphagie f hiperfaji [polifaji,aşırı
yemek yeme] Hyperphosphatämie f hiperfosfa-
temi [kan fasfat düzeyinin yüksek olması] Hyperphosphaturie f hiperfosfatüri [idrarda çok fazla fosfat bulunması] Hyperproteinämie f hiperproteinemi [kanda yüksek protein miktarı] Hypersekretion f hipersekresyon [bezel organlardan birinin aşırı salgısı] Hypersensibilität f hipersansibilite [aşırı duyarlılık] Hypertension f hipertansiyon [yüksek tansiyon] Hyperthermie f hipertermi [vücut ısısının normalin üzerinde olması] Hypertonie f hipertoni [hipertansiyon, yüksek tansiyon] hypertonisch hipertansif [yüksek tansiyonlu] Hypertrophie f hipertrofi [bir organ dokusunun anormal gelişmesi] Hyperventilation f hipervantilasyon [hızlı ve derin solunum] Hypervolämie f hipervolemi [dolaşımdaki total kan hacminin fazla olması durumu] Hypnose f hipnoz Hypnotherapie f hipnoterapi [uyku tedavisi] hypnotisieren hipnotize etmek Hypnotismus m hipnotizm Hypoaktivität f hipoaktivite Hypodermis f hipodermis [en derindeki cilt katmanı] Hypoglykämie f hipoglisemi [kanda şeker seviyesinin düşük olması] Hypoglykämischer Schock m hipoglisemik şok [kandaki şeker seviyesinin düşmesiyle oluşan şok]
H
48
Hypohydratation Hypohydratation f hipohidrasyon
H
[vücut sıvısının az olması] Hypokaliämie f hipokalemi [kanda düşük potasyum miktarı] Hypokalzämie f hipokalsemi [kanda düşük kalsiyum miktarı] Hypolipidämie f hipolipidemi [kan lipit düzeyinin düşük olması] Hypomenorrhoe f hipomenore [aybaşı kanamasının az oluşu] hypoosmolar hipoosmoler Hypoparathyroidismus m hipoparatiroidi [paratiroid bezinin hiporfonksiyonuyla ortaya çıkan sendrom] Hypophosphatämie f hipofosfatemi [kan fasfat düzeyinin düşük olması] Hypophyse f hipofiz [beyin tabanında burun arkasının üst kısmında uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir] Hypoproteinämie f hipoproteinemi [kan protein düzeyinin düşük olması] Hyposekretion f hiposekresyon
Hypotension f hipotansiyon [düşük
tansiyon] Hypothalamus m hipotalamus [be-
yinin bir bölümüne verilen ad] Hypothermie f hipotermi [düşük
vücut ısısı] Hypothyreose f hipotiroidi [tiro-
it hormonlarının kanda çok az bulunması durumu] Hypotonie f hipotoni [düşük tansiyon] Hypotrophie f hipotrofi [dokunun azalması] Hypoventilation f hipovantilasyon [yavaş nefes alma] Hypovolämie f hipovolemi [tüm kan dolaşımının hacminin azalması, örneğin yüksek kanama sonucu] Hypoxie f hipoksi [vücut dokularında oksijen eksikliği] Hysterektomie f histerektomi [rahimin cerrahi yöntemle alınması] Hysterie f histeri hysterisch histerik
Inkubation
I
49
Impotenz f impotans [iktidarsızlık] inakzeptabel kabul edilemez Indikation f endikasyon Infarkt m enfarktüs Infektion f enfeksiyon [iltihap,
hastalık bulaşması] Infektionskrankheit f enfeksiyon Ichthyol n ihtiyol [kara merhem] Idee f fikir [düşünce] Identifikation f teşhis identifizieren teşhis etmek Ikterus m ikterus [ikter, sarılık] Ileostoma n ileostoma [ince barsağın
suni olarak dışarı açılması] Ileum n ileum [ince barsağın son kısmı] Ileus m ileus [şiddetli ağrı ile barsak tıkanması] im Krankenhaus liegen hastanede yatmak immobil hareketsiz Immobilität f hareketsizlik immun immun [bağışıklık; belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direnci] Immunität f immünite [bağışıklık, muafiyet] Immunsystem n bağışıklık sistemi Immuntherapie f bağışıklık sistemini destekleyici tedavi impfen aşılamak Impfpass m aşı karnesi Impfplan m aşı planı Impfschaden m aşı hasarı Impfstoff m aşı maddesi Impfung f aşı Impfzwang m aşılanma mecburiyeti Implantation f implantasyon implantieren implante etmek impotent impotent [ikdidarsız, erkeklikten kesilme]
hastalığı Infektionsprophylaxe f enfeksiyon-
dan korunma infektiös bulaşıcı Infertilität f infertilite [üreme
yeteneğinin olmaması, çocuk sahibi olamama durumu] infiziert bulaştırmak Influenza f enflüanza [grip hastalığı] Information f enformasyon [bilgi] Informationsquelle f enformasyon kaynağı [bilgi kaynağı] Infrarotbestrahlung f enfraruj ışınlama Infrarottherapie f enfraruj terapi Infusion f infüzyon [serum] Inhalation f inhalasyon Inhalationsnarkose f inhalasyon narkozu Inhalationstherapie f inhalasyon terapisi inhalieren inhalasyon yapmak Inhalt m içerik [içindekiler] initial inisiyal [başdaki, başlangıçtaki, ilk] Injektion f enjeksiyon Injektionskanüle f enjeksiyon kanülü Injektionsnadel f enjeksiyon iğnesi Injektionsspritze f enjektör [iğne] injizieren enjekte etmek Inkontinenz f idrarını tutamama Inkretion f inkresyon [organizma tarafından salgılanan iç salgı] Inkubation f inkübasyon [bir enfek-
I
50
I
Innenohr
siyon etkeninin vücuda girişinden enfeksiyon belirtilerinin çıkışına kadar geçen süre] Innenohr n içkulak Innenteil m iç kısım innere Blutung f iç kanama innere Handfläche f avuç innere Sekretion f iç salgı innerer Gehörgang m iç kulak borusu innersekretorische Drüsen pl iç salgı bezleri Insektenstich m böcek sokması insektizid insektisid [böcek-haşere öldürücü ilaç veya kimyasal madde] Inspiration f inspirasyon [soluk (nefes) alma] Instinkt m içgüdü Institut n enstitü Insulin n insülin Insulinallergie f insülin alerjisi Insulinämie f insülinemi [kandaki insülin miktarının azalması] Insulinarten pl insülin çeşitleri Insulineinheit f insülin ünitesi Insulinmenge f insülin miktarı Insulin-Pen m insülin kalemi insulinpflichtig insüline muhtaç Insulinproduktion f insülin üretimi Insulinpumpe f insülin pompası Insulinresistenz f insülin rezistansı Insulinrezeptoren pl insülin reseptörleri Insulinspritze f insülin iğnesi Insulintherapie f insülin terapisi/tedavisi Insulinwirkung f insülin etkisi intelligent zeki [akıllı] Intelligenz f zeka Intelligenztest m zeka testi intensiv yoğun
intensivierte Insulintherapie f
yoğunlaştırılmış insülin tedavisi Intensivpflege f yoğun bakım Intensivschwester f yoğun bakım
hemşiresi Intensivstation f yoğun bakım servisi Internist m dahiliye mütehassısı [iç
hastalıkları mütehassısı] Intervall n interval intestinal intestinal [barsakla ilgili] Intimbereich m cinsel bölge Intimpflege f cinsel bölgelerin
bakımı Intimtoilette f cinsel bölgelerin te-
mizlenmesi Intimwäsche f cinsel bölgelerin
yıkanması Intoleranz f intolerans Intoxikation f intoksikasyon [zehir-
lenme] intraabdominal intraabdominal
[karın boşluğu veya karın içi] intraarteriell intraarteriel [damar
içine] intrakutan intrakütan [cilt içine, cilde
yerleşik] intramuskulär intramüsküler [kas
yolu ile] intraoperativ intraoperatif [operas-
yon esnasında] intrarektal intrarektal [kalın barsak
içine] intrathorakal intratorakal [göğüs
kafesi içine] intratracheal intratrakeal [nefes bo-
rusu içine] intravaginal intravajinal [dölyolu
içine] intravenös intravenöz [toplardamar
yolu ile]
isotonisch intrazellulär intrasellüler [hücre
içine] Intrazellulärflüssigkeit f intrasellüler
sıvısı Intrazellulärraum m intrasellüler
bölümü intrazerebral intraserebral [beyin
içine] Introversion f introversiyon
[içedönüş] introvertiert içedönük Intubation f intubasyon [doğal bir
kanal içine tübüs veya sondanın sokulması] Invagination f invajinasyon [bir barsak parçasının alt veya üst segmenti içine girmesi] Inzision f insizyon [yumuşak doku-
lara kesit yapılması veya cerrahi kesme yöntemi] Iod n iyot Ion n iyon Iris f iris irreparabel irreperabl [tedavisi mümkün olmayan] irreversibel irreverzibl [geri döndürülemez veya dönüşümlü olmayan] Irrigator m lavman aleti Ischias m işyaz [siyatik] Isolation f izolasyon isolieren izole etmek isoliert isolasyonlu Isolierung f izolasyon isotonisch izotonik
51
I
52
ja
J ja evet Jahr n yıl [sene] Januar m ocak Jejunitis f jejunit [jujunum barsağının
J
iltihaplanması] Jejunum n jejunum [onikiparmakbarsağın dan sonraki ve ileum barsağıyla devam eden ince barsak bölümü] jemanden ankleiden giyindirmek
Jochbein n elmacık kemiği Jod n iyot jodhaltig iyotlu Jodtinktur f tentürdiyot Jogging n joging [koşu] Jo-Jo-Effekt m yo-yo efekti Joule n jul jucken kaşınmak Juckreiz m kaşıntı Jugularis f jugularis [boyun veni/
damarı] Juli m temmuz Junge m erkek çocuk Jungfrau f bakire jungfräulich bekaret [kızlık] Juni m haziran
Kardioversion
53
Kapillarenembolie f kapiler embolisi
K
[kılcar damar tıkanması] Kapsel f kapsül kaputt bozuk, kırık Kardia f kardia [mide girişi] Kardiakarzinom n kardiyakarsinom
[mide girişi kanseri] Kachexie f kaşeksi [genel sağlık du-
rumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama halı] kahl kel, çıplak [saçları dökülmüş] Kaiserschnitt m sezeryan Kalium n potasyum kaliumarm az potasyumlu kaliumfrei potasyumsuz Kaliummangel m potasyum eksikliği Kalk m kireç Kalkablagerung f kireç birikmesi Kalorie f kalori Kalorienbedarf m kalori ihtiyacı kalorienfrei kalorisiz Kalorienmenge f kalori miktarı kalorienreich kalorili kalt soğuk Kälte f soğukluk Kälteanwendung f soğuk uygulama Kalzifikation f kalsifikasyon [kireç toplanması] Kalzium n kalsiyum Kalzium-Antagonist m kalsiyum antagonisti kalziumarm az kalsiyumlu kalziumfrei kalsiyumsuz Kalziummangel m kalsiyum eksikliği Kamille f papatya Kamillentee m papatya çayı kämmen taramak Kanüle f kanül [enjeksiyon iğnesi] Kapazität f kapasite Kapillare f kapiler [kılcar damar]
kardial kardiyal [kalbi ilgilendiren] Kardialgie f kardiyalji [kalp ağrısı] kardiogen kardiyojen [kalpten ileri
gelen] kardiogenener Schock m kardiyoje-
nik şok Kardiogramm n kardiyogram [kardi-
yograf ile elde edilen bilgiler] Kardiographie f kardiyografi [kalp
hareketlerinin grafik olarak incelenmesi] Kardiologe m kardiyolog [uzman kalp doktoru] Kardiologie f kardiyoloji [kalp ile ilgilenen bilim dalı] Kardiomegalie f kardiyomegali [kalp büyümesi] Kardiomyopathie f kardiyomiyopati [kalp kası hastalığı] Kardiopathie f kardiyopati [kalp hastalığı] Kardiophobie f kardiyofobi Kardioplegie f kardiyopleji kardiopulmonal kardiyopulmoner [kalp ve akciğer ile ilgili] kardiorenal kardiyorenal [kalp ve böbrekler ile ilgili] Kardiotomie f kardiyotomi [kalbin cerrahi yöntemle açılması] kardiovaskulär kardiyovasküler [kalp damarlarla ilgili] Kardioversion f kardiyoversiyon [ilaç veya elektrik akımı ile kalbin normal çalışmasını sağlamak]
K
54
Karies Karies f diş çürüğü Karzinom n karsinom [kanser] Kassenarzt m sigorta doktoru Kastration f kastrasyon [erkeklerde
K
testislerin, kadınlarda overlerin cerrahi yolla çıkarılması] Katalepsie f katalepsi [kasların kasılması] Katarakt f katarakt [göz merceğinden ileri gelen göz hastalığı] Katheter m kateter [sonda] Katheterdilatation f kateter dilatasyonu Katheterembolie f kateter embolisi Katheterurin m kateter idrarı kauen çiğnemek Kaumuskel m çiğneme kası Kaustörung f çiğneme bozukluğu Kehldeckel m gırtlak kapağı Kehlkopf m gırtlak Kehlkopfentzündung f gırtlak iltihabı Kehlkopfkarzinom n gırtlak karsinomu [gırtlak kanseri] Kehlkopfkrebs m gırtlak kanseri Kehlkopfoperation f gırtlak operasyonu Kehlkopfreflex m gırtlak refleksi keimarm az mikroplu keimfrei mikropsuz Keimträger m mikrop taşıyıcısı kerngesund sapasağlam Kernpunkt m asıl nokta Ketoazidose f ketoasidoz [keton cisimlerinin aşırı artışına bağlı olarak meydana gelen asidoz] Ketonkörper m keton cismi [vücutta enerji elde etmek amacıyla yağlar yakıldığı zaman gelen zehirli kimyasal madde] Ketontest m keton testi [ketonlar
vücudunuz yakıt için depoda bulunan kendi yağını yaktığında oluşan bir asit türüdür. Keton testi kanda ne kadar keton veya asit bulunduğunun kontrol edilmesini kapsar. Özellikle şeker hastalarıda yapılır.] Kettenraucher m sigara tiryakisi keuchen soluk soluğa gelmek Keuchhusten m boğmaca Kiefer m çene kemiği Kieferbruch m çene kemiği kırığı Kieferhöhle f çene kemiği boşluğu Kieferorthopädie f çene kemiği ortopedisi Kilogramm n kilogram Kind n çocuk Kinderarzt m çocuk doktoru Kinderbrei m çocuk maması Kinderheilkunde f çocuk hekimliği Kinderheim n çocuk yuvası Kinderkrankheit f çocuk hastalığı Kinderlähmung f çocuk felci kinderlos çocuksuz Kindernahrung f çocuk maması kinderreich çok çocuklu Kinetose f kinetoz [mide bulanması, baş dönmesi veya kusma gibi belirtileri ile kendini gösteren seyahat hastalığı, araç tutması] Kinn n çene Kinnbruch m çene kırığı Kinnoperation f çene operasyonu Kissen n yastık klagen yakınmak kleiden giyinmek Kleidung f giyim klein küçük kleiner Brustmuskel m küçük göğüs kası kleiner Finger m küçük parmak
Kokainvergiftung Kleinhirn n küçük beyin Klemme f kıskaç Kleptomanie f kleptomani [ihtiyacı
olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen ad] Klima n iklim Klimakterium n klimakteryum [adetten kesilme yılları] Klimawechsel m iklim değişikliği Klingel f zil Klingelknopf m zil düğmesi Klinik f klinik klinische Daten pl klinik değerler Klistier n lavman Klistierspritze f lavman şiringası Klitoris f klitoris [vulva iç kısmında bulunan kadın erektil organı] klug akıllı, zeki Knie n diz Kniebandage f diz bandajı Knieentzündung f diz iltihabı Kniegelenk n diz mafsalı/eklemi Kniegelenkentzündung f diz mafsalı (eklemi) iltihabı Kniekehle f diz iç tarafı Kniescheibe f diz kapağı Knieschutz m dizlik knirschen gıcırdamak Knoblauch m sarmısak Knoblauchtablette f sarmısak hapı Knöchel m ayak bileği Knöchelbruch m ayak bileği kırığı Knochen m kemik Knochenbildung f kemikleşme Knochenbruch m kemik kırığı Knochendichte f kemik yoğunluğu Knochendichtemessung f kemik yoğunluğu ölçümü Knochenentzündung f kemik iltihabı Knochenerkrankung f kemik hastalığı
55
Knochengerüst n kemik iskeleti Knochengewebe n kemik dokusu Knochenhaut f kemik zarı Knochenhautentzündung f kemik
zarı iltihabı Knochenkrebs m kemik kanseri Knochenmark n kemik iliği Knochenmarktransplantation f ke-
mik iliği transplantasyonu Knochenschwund m kemik erimesi Knochensplitter m kemik parçası Knochentumor m kemik tümörü Knorpel m kıkırdak Knoten m düğüm Knotenpunkt m düğüm noktası Koagel n pıhtı Koagulation f koagülasyon
[pıhtılaşma] Kochsalz n tuz kochsalzarm az tuzlu kochsalzfrei tuzsuz Kodein n kodein Koffein n kafein Kohlendioxid n karbondioksit Kohlendioxidvergiftung f karbondioksit zehirlenmesi Kohlenhydrat n karbonhidrat Kohlenhydratgehalt m karbonhidrat içeriği Kohlenhydratmenge f karbonhidrat miktarı Kohletabletten pl kömür hapı [diyare (ishal) durumunda kullanılan, siyah rengi olan hap] Koitus m koitus [cinsel birleşme] Kokain n kokain Kokain schnupfen kokain çekmek kokainsüchtig kokain bağımlısı [kokainman] Kokainvergiftung f kokain zehirlenmesi
K
56
Kolektomie Kolektomie f kolektomi [kalın
K
barsağın cerrahi yolla alınması] Kolibakterien pl kolibasil Kolik f kolik Kolitis f kolit [kalın barsak iltihabı] Kollaps m kolapsus [hiç bir belirti olmadan düşüş-çöküş] Kolon n kolon [kalın barsak] Kolonisation f kolonizasyon Kolonkarzinom n kolon karsinomu [kalın barsak kanseri] Koloskopie f koloskopi [kalın barsağın bir endoskop ile incelenmesi] Kolotomie f kolotomi [kalın barsağın cerrahi yöntemle açılması] Kolpitis f kolpit [kadınlarda vajina iltihaplanması] Koma n koma Kombinationstherapie f kombine terapi Kommunikation f komunikasyon (iletişim) Komplikation f komplikasyon kompliziert karmaşık Kompresse f kompres Kompressionsbehandlung f kompres-baskı uygulaması Kompressionsverband m kompresbaskı sargısı Konflikt m konflikt [çatışma] Konjunktivitis f konjonktivit [göz kapağı iç yüzü, göz yuvarlağının ön yüzü iltihabı] konsequent tutarlı Konsiliaruntersuchung f konsulto muayenesi Konstipation f konstipasyon [kabızlık] Kontaktlinse f lens
Kontaktlinsenpflegemittel n lens
temizleme ilacı Kontamination f kontaminasyon
[patojen mikroplar, viruslar ile buluşan enfeksiyon veya radyasyon la bulaşma] Kontinenztraining n idrarı tutma egzersizi kontinuierlich sürekli, devamlı kontinuierliche Dosis f sürekli verilen doz kontinuierliche Gabe f sürekli verilen Kontorsion f kontorsiyon [bükülme, kıvrılma] Kontraindikation f kontrendikasyon kontraindiziert kontrendike Kontraktion f kontraksiyon Kontraktur f kontraktür [bir yada daha fazla kasın uzun süreli işlem dışı kalması] Kontrastmittel n kontrast ilacı Kontrazeption f kontrasepsiyon [gebe kalmayı önleyici] Kontrolle f kontrol Kontrolltermin m kontrol randevusu Kontrolluntersuchung f kontrol muayenesi konventionelle Therapie f konvansiyonel terapi Konzentration f konsantrasyon Konzeption f konsepsiyon [yumurtanın döllenmesi] Kooperation f kooperasyon [işbirliği] kooperativ kooperatif Koordination f koordinasyon Kopf m kafa [baş] Kopfhaut f kafa derisi Kopflaus f baş biti Kopfschmerzen pl baş ağrısı Kopfschmerztablette f baş ağrısı hapı Kopfschuppen pl saç kepekleri
Krankenkost Kopfverletzung f kafa yaralanması Kornea f kornea [göz yuvarlağının
şeffaf ön kısmı] koronar koroner [kalp damarlarını
ilgilendiren] Koronarangiographie f koroner
anjiyografi [röntgen ışınlarına opak bir madde enjekte ederek kalp damarlarının radyografisinin çekilmesi] Koronararterie f koroner arter [kalp damarı] Koronararterienverschluss m koroner arter tıkanması Koronardilatation f koroner dilatasyonu koronare Herzkrankheit f koroner kalp hastalığı Koronargefäß n koroner damar Koronarinfarkt m koroner enfarktüsü [kalp krizi] Körper m vücut [bünye, beden] Körperbau m vücut yapısı körperbehindert sakat [engelli, özürlü] Körperbehinderung f bedensel sakatlık [engelli] Körperflüssigkeit f vücut sıvısı Körpergewicht n vücut ağırlığı Körpergröße f boy Körperhaltung f vücut duruşu Körperkontakt m vücut teması Körperkraft f vücut kuvveti körperlich bedensel/fiziksel körperliche Aktivität f fiziksel aktivite Körperpflege f vücut bakımı Körpertemperatur f vücut ısısı korpulent iri vücutlu [şişman] Kortikosteroid n kortikosteroid [etkileri adrenal bezlerin ürettiği
hormonların etkilerini taklit eden, iltihaplanmayı önleyici ilaçlar] Kortison n kortison Kosmetik f kozmetik Kost f gıda [besin] Kostenträger m masrafları üstlenen Kostenvoranschlag m masraf tahmini Kostform f gıda şekli Kraft f güç Kräftigungsübungen pl güç toplama egzersizleri kraftlos güçsüz Krampf m kramp [kasılma] Krampfader f varis [özellikle bacaklarda toplar damarların genişlemesi] Krampfanfall m kramplaşma [kramp girmesi] krampflösend kramp giderici krank hasta krank machen hasta etmek [hastalandırmak] krank melden hasta diye bildirmek krank werden hastalanmak Krankenakte f hasta dosyası Krankenbeförderung f hasta nakli Krankenbesuch m hasta ziyareti Krankenbett n hasta yatağı Krankengymnastik f fizik tedavisi Krankenhaus n hastane Krankenhaus-Cafeteria f hastane kafeteryası Krankenhauseinweisung f hastaneye sevk Krankenhauskeim m hastane mikrobu Krankenhausparkplatz m hastane park yeri Krankenkasse f sağlık kasası Krankenkost f hasta yemeği
57
K
58
Krankenpflege Krankenpflege f hasta bakımı Krankenpflegehelfer m hasta bakıcı
yardımcısı Krankenpfleger m hasta bakıcı [erkek
hemşire] Krankenpflegeschule f hemşire
okulu Krankenschwester f hemşire Krankentrage f hasta sedyesi Krankentransport m hasta transpor-
tu [hasta nakli] Krankenversicherung f sağlık
sigortası Krankenwagen m can kurtaran
arabası [ambülans]
K
Krankenzimmer n hasta odası Krankheit f hastalık Krankheitsbericht m hastalık raporu Krankheitsverlauf m hastalığın seyri Krätze f uyuz kratzen kaşımak Kräuter pl bitkiler Kräutertee m bitki çayı Kreatinin n kreatinin [organizmada
bulunan kristalleşebilir azotlu bileşik] Krebs m kanser Krebsoperation f kanser ameliyatı Krebsprävention f kanser prevensiyonu Krebsrisiko n kanser riski Krebsvorsorge f kanser erken teşhis muayenesi Kreislauf m kan dolaşımı Kreislauferkrankung f kan dolaşım hastalığı Kreislaufkollaps m kan dolaşım kollapsusu [bayılma] Kreislaufmittel n kan dolaşım ilacı Kreislaufschwäche f kan dolaşım yetersizliği
Kreislaufstillstand m kan
dolaşımının durması Kreislaufstörung f kan dolaşım
aksaklığı, bozukluğu Krematorium n krematoryum [ceset
yakma fırını] Kreuzschmerzen pl belağrısı kribbeln karıncalama Krise f kriz Krone (Zahn) f diş kaplama Kropf m guatr Krücke f koltuk değneği Kruste f kabuk Krustenbildung f kabuklanma Kühlung f soğutma Kuhmilch f inek sütü Kuhmilchallergie f inek sütü alerjisi Kümmel m kimyon Kündigung f sözleşme feshi künstliche Ernährung f yapay bes-
lenme künstlicher Darmausgang m yapay
anüs künstliches Gebiss n suni (takma)
dişler [diş takımı] Kur f kür [iyileşmesi için bir hastalığın
tedavi süresi; kaplıca veya fizik tedavi merkezinde kalma] Kürettage f kürtaj [çocuk aldırma] kurz kısa Kurzinfusion f kısa infüzyon kurzsichtig miyop [uzağı iyi göremeyen göz] Kurzsichtigkeit f miyopluk Kurzzeitpflege f kısa süreli bakım kutan kutan [cilti ilgilendiren] Kyphose f kifoz [omurgadaki kambur şeklindeki çıkıntı]
Lebensretter
59
Laryngoplegie f laringopleji [gırtlak
L labil sağlam olmayan [istikrarsız] Labor n laboratuvar Laborant m laborant Laborwerte pl laboratuvar değerleri Lactose f laktoz [süt şekeri] Lagerung f yatırılış şekli-biçimi Lähmung f felç [inme] Laktation f laktasyon [meme bezle-
rinden süt salgılanması] Landarzt m köy doktoru langfristig uzun vadeli langsam yavaş Langzeitinsulin n uzun süre etkili
insülin Langzeittest m uzun süreli test Langzeittherapie f uzun süreli terapi
[uzun süren tedavi] Lanolin n lanolin [koyun yününün
yağından istihsal edilen bir yağın ticari adı. Cilt bakımında kullanılır.] Lanzette f lanset [neşter] Laparoskop n laparoskop [endoskopi aleti] Laparoskopie f laparoskopi [ucunda kamera olan, laparaskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi] Laparotomie f laparotomi [karın bölgesinin cerrahi yolla açılması] Laryngektomie f larengektomi [larenks-gırtlağın cerrahi yöntemle alınması] Laryngitis f larenjit [larenks-gırtlak iltihabı]
felçi] Laryngoskop n larengoskop [boğazın
muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet] Laryngoskopie f larengoskopi [boğazın aynalı ışıklı alet ile muayene edilmesi] Laryngotomie f larengotomi [larenks-gırtlağın cerrahi yöntemle açılması] Larynx m larenks [gırtlak] Larynxkarzinom n larenks karsinomu [gırtlak kanseri] Laser m lazer Laserstrahl m lazer ışını Lasertherapie f lazer terapisi [lazer tedavisi] Läsion f lezyon Latex m lateks Latexallergie f lateks alerjisi Latexhandschuhe pl lateks eldiveni Latextest m lateks testi Laune f keyif [neşe] Laus f bit Läusebefall m bite yakalanmak lauwarm ılık LDL-Cholesterin n LDL-kolesterol [düşük yoğunlukta lipoproteinhalk dilinde kötü kolesterol olarak adlandırılır] Leben n hayat [yaşam] Lebensdauer f hayat (ömür) süresi Lebenserwartung f hayat beklentisi Lebensgefahr f hayat (ölüm) tehlikesi Lebensgefährte m hayat arkadaşı Lebensmittel n gıda Lebensmittelvergiftung f gıda zehirlenmesi Lebensretter m cankurtaran
L
60
Lebensversicherung Lebensversicherung f hayat sigortası Lebensweise f yaşam tarzı Lebenswille m yaşama isteği Lebenszeichen n yaşama işareti Leber f karaciğer Leberabszess m karaciğer absesi
L
[karaciğer doku içinde iltihap veya cerahat kesesi oluşması] Leberatrophie f karaciğer atrofisi Leberbiopsie f karaciğer biyopsi [mikroskopik inceleme için karaciğerden bir parçanın alınması] Leberentzündung f karaciğer iltihabı Lebererkrankung f karaciğer hastalığı Leberfibrose f karaciğer fibrozu Leberfleck m ben [insan vücudunda leke] Leberkarzinom n karaciğer karsinomu [karaciğer kanseri] Leberkolik f karaciğer koliği Leberkoma n karaciğer koması Leberkrebs m karaciğer kanseri Leberresektion f karaciğer rezeksiyonu [karaciğerin cerrahi yöntemle çıkarılması] Leberruptur f karaciğer rüptürü [karaciğer yırtılması] Lebertran m balıkyağı Lebertransplantation f karaciğer transplantasyonu Leberzirrhose f karaciğer sirozu Lederhaut f alt deri Lederhaut des Auges f sert tabaka [gözakı] Leib m beden [vücut] Leibbinde f bel kuşağı Leiche f ceset [ölü] Leichenbegräbnis n cenaze alayı Leichengeruch m kadavra kokusu [ölü kokusu]
Leichenhalle f morg Leichentuch n kefen Leichenwagen m cenaze arabası leichtes Essen n hafif yemek Leiste f kasık Leistenbruch m kasık fıtığı Leistenbruchoperation f kasık fıtığı
operasyonu Lendenwirbel m bel omuru Lepra f lepra [cüzam hastalığı] Leukämie f lösemi [kan kanseri] Leukopenie f lökopeni [kanda bulu-
nan alyuvarların sayısında azalma] Leukozyten pl akyuvar Leukozytose f lökositöz
[akyuvarların fazla artması] Lezithin n lesitin Libido f libido [cinsel istek] Libidostörung f libido bozukluğu Licht n ışık Lichtbehandlung f ışık tedavisi lichtempfindlich ışığa karşı hassas Lichtreaktion f ışık reaksiyonu Lichttherapie f ışın tedavisi Lid n gözkapağı Lidkarzinom n gözkapağı karsinomu
[gözkapağı kanseri] Lidödem n gözkapağı ödemi [göz
kapağında su toplanması] Lidverengung f göz kapağı daralması liegen yatmak Ligament n ligament [eklemlerde
veya organlarda vücut bölmelerinde kemik parçalarını birbirine bağlayan dirençli, az esnek lifler] Light-Getränke pl light içecekler [kalorisi düşük içecekler] Light-Produkte pl light ürünleri [kalorisi düşük ürünler] Linderung f azaltmak [dindirmek] Lingua f lingua [dil]
Lungenentzündung links sol Linksherzdilatation f sol kalp dila-
tasyonu Linksherzerweiterung f sol kalp
genişletilmesi Linksherzhypertrophie f sol kalp
hipertrofisi Linksherzinsuffizienz f sol kalp
yetmezliği Linksherzkatheter m sol kalp kateteri Linse (opt.) f lens [mercek] Lipase f lipaz Lipide pl lipitler [kan yağların
toplamına verilen ad] Lipolyse f lipoliz [vücut yağların
erimesi] Lipom n lipom [benign yağ tümörü] Lippe f dudak Lippenpflege f dudak bakımı liquid likit Liquor m likor [herhangi bir sıvı,
örneğin beyin sıvısı] Liquordruck m likor basıncı [beyin
sıvısı basıncı] lispeln pelteklemek Lithotripsie f litotripsi [litotriptör
aracılığı ile mesane içindeki taşların ezilmesi] Loch n delik Lockerung f gevşeme Lockerungsübung f gevşeme egzersizi Logik f lojik [mantık] Logopädie f logopedi [konuşma bozukluklarını tedavi yöntemi] lokal lokal [bölgesel] Lokalanästhesie f lokal anestesi [bölgesel anestezi] Lokalisation f lokalizasyon lokalisieren lokalize etmek
61
Lordose f lordoz [bel bölgesi
omurlarının kamburlaşması] Lösung f çare [çözüm] Lösungsweg m çare (çözüm) yolu Lotion f losyon Low-dose-Heparin n az dozajlı he-
parin Luft f hava Luft bekommen hava almak Luftbläschen n hava kabarcığı Luftembolie f hava embolisi Luftkrankheit f hava tutması Luftnot f nefes (soluk) tıkanması Luftröhre f nefes borusu [soluk bo-
rusu] Luftröhrenschnitt m nefes boru-
sunun suni olarak dışarı açılması Lufttherapie f hava terapisi [hastaları
hava ile iyileştirme] Lufttransport m hava nakliyatı Luftveränderung f hava değişimi Lumbago f lumbago [bel omurları bölgesi ağrıları] Lumbalpunktion f lumbal ponksiyon [bel omurları bölgesi ponksiyonu] Lunge f akciğer Lungenabszess m akciğer absesi [akciğerde cerrahat toplanması] Lungenalveolen pl akciğer petekleri Lungenaplasie f akciğer aplazisi Lungenatelektase f akciğer atelektazi [akciğerin yeterli hava ile dolmaması] Lungenatmung f akciğer tennefüsü Lungenembolie f akciğer embolisi [akciğer damarlarının tıkanması] Lungenemphysem n akciğer amfizemi [akciğerde hava veya gaz toplanması] Lungenentzündung f akciğer iltihabı [zatürree]
L
62
Lungenfibrose Lungenfibrose f akciğer fibrozu Lungenflügel m akciğer kanadı Lungengewebe n akciğer dokuları Lungeninfarkt m akciğer enfarktüsü Lungenkarzinom n akciğer karsino-
mu [akciğer kanseri] Lungenkrebs m akciğer kanseri Lungenkreislauf m akciğer dolaşımı Lungenmykose f akciğer mikozu
[akciğer mantarı] Lungenödem n akciğer ödemi
L
[akciğer de su toplanması] Lungenresektion f akciğer reseksiyonu [akcğerin cerrahi yöntemle bir bölümünün alınması] Lungenschlagader f akciğer atardamarı Lungenstauung f akciğer tıkanması Lungentuberkulose f akciğer tüberkülozu [veremi]
Lungenvene f akciğer toplardamarı Luxation f lüksasyon [çıkık] Lymphadenitis f lenf adenitit [lenf
boğumları iltihaplanması] Lymphangitis f lenfanjit [lenf
damarları iltihabı] lymphatisch lenfatik [lenf le ilgili] Lymphdrainage f lenf dranajı Lymphdrüse f lenf bezi Lymphe f lenf [lenf damarlarında
dolaşan, berrak ve sarı renkte sıvı] Lymphgefäße pl lenf damarları Lymphgefäßsystem n lenf damar
sistemi Lymphknoten m lenf boğumları/
düğümleri Lymphkrebs m lenf kanseri Lymphödem n lenf ödemi Lymphsystem n lenf sistemi
Malariaanfall
M Madenwurminfektion f iğne kurdu
enfeksiyonu Magen m mide Magenatonie f mide atonisi [mide
kasının gevşemesi, kasılma hareketi yapamaması] Magenatresie f mide atrezisi [miğde girişinin doğuştan kapalı olması] Magenbeschwerden pl mide şikayetleri Magenblutung f mide kanaması Magen-Darm-Blutung f mide-barsak kanaması Magen-Darm-Grippe f mide barsak gribi Magenentzündung f mide iltihabı Magenerkrankung f mide hastalığı Magenerweiterung f mide genişletilmesi Magenfistel f mide fistülü Magengeschwür n mide ülseri Magengrippe f mide nezlesi Magenkarzinom n mide kanseri Magenkolik f mide koliği [mide sancısı] Magenkrämpfe pl mide krampları Magenkrebs m mide kanseri Magenmedikament n mide ilacı Magenmund m mide ağızı [kardia] Magenoperation f mide operasyonu Magenperforation f mide perforasyonu [midenin delinmesi] Magenpforte f mide girişi Magenresektion f mide rezeksiyonu
[cerrahi yöntemle midenin tamanın veya kısmen alınması] Magensaft m mide suyu Magensäure f mide asiti Magenschleimhaut f mide mukozası Magenschleimhautentzündung f mide mukozası (zarı) iltihabı Magenschmerzen pl mide ağrısı [mide sancısı] Magensenkung f mide sarkması Magensonde f mide sondası Magenspiegelung f mide endoskopisi Magenstenose f mide stenozu [mide tıkanması] Magentablette f mide hapı Magentropfen pl mide damlası Magenübersäuerung f mide ekşimesi Magenverdauung f mide sindirimi Magenverstimmung f mide bozukluğu Magenvolumen n mide volümü mager zayıf [cılız] Magersucht f yeme bozukluğu [psikolojiğe dayalı yeme bozukluğu ve buna bağlı aşırı derecede kilo verme] Magnesium n magnezyum Mahlzeit f bir övün yemek Mai m mayıs Makrohämaturie f mide atrezisi [idrarda gözle görülen kanama] makroskopisch makroskopik [gözle görülen] Makrozephalie f makrosefali [başın/ beynin normalden büyük olması] Malabsorption f malabsorbsiyon [barsak emilimin bozuk oluşu] Malaria f malarya [sıtma] Malariaanfall m sıtma nöbeti
63
M
64
Malariamücke Malariamücke f malarya (sıtma)
sivrisineği Malformation f malformasyon
M
[vücudun bir organında oluşan bir anomali] maligne malign [kötü huylu, ağır ve ölümle sonuçlanan bir hastalık veya tümör] Malnutrition f malnutrisyon [dengesiz veya yetersiz beslenme sonucu ortaya çıkan hastalık] Maltose f maltoz [malt şekeri] Mamilla f mamila [meme başı] Mamma f mama [kadınlarda meme ile ilgili] Mammaamputation f mama amputasyonu [göğüsün cerrahi yolla alinması] Mammakarzinom n mama karsinomu [göğüs kanseri] Mammographie f mamografi [memenin röntgen ile incelenmesi] Mandelentzündung f bademcik iltihabı Manipulation f manipulasyon Mannit n manit [yapay tatlandırıcı] Marihuana n marihuana [esrar] März m mart Masern pl kızamık Masernenzephalitis f kızamık ensefaliti Masochismus m mazohism [işkenceden zevk alan, işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan] Massage f masaj Masseur m masör massieren masaj yapmak Mastdarm m göden barsağı Mastdarmblutung f göden barsağı kanaması
Mastdarmfistel f göden barsağı fis-
tülü Mastdarmspiegelung f göden
barsağı endeskopisi Mastdarmstenose f göden barsağı
stenozu Mastektomie f mastektomi [ameli-
yatla memenin alınması] Masthopatie f mastopati Mastitis f mastit [memenin iltihabı] Mastoiditis f mastoidit [genellikle
orta kulak iltihabından sonra mastoid‘in iltihaplanması] Maxilla f maksilla [üst çene kemiği] Maxillektomie f maksillektomi [üst çene kemiğinin cerrahi yöntemle çıkarılması] Maxillitis f maksillit [üst çene kemiğinin iltihaplanması] Medikament n ilaç Medikament einnehmen ilaç kullanmak [ilaç almak] Medikament schlucken ilaç yutmak Medikament trinken ilaç içmek Medikament verschreiben ilaç yazmak Medikamentenabhängigkeit f ilaç bağımlılığı Medikamentenbestand m ilaç mevcudiyeti Medikamentenmissbrauch m ilaç suistimali [bağımlılık olabilecek şeklinde] Medikamentensucht f ilaç bağımlılığı Medikamentenzusammensetzung f ilaç bileşimi medikamentös ilaç yardımı ile Medikation f medikasyon [bir veya daha çok ilacın sistematik kullanılması]
Milbe Meditation f meditasyon Medizin (Arznei) f ilaç Medizin (Wissenschaft) f tıp [hekim-
lik] Medizin einnehmen ilaç almak Medizin verabreichen ilaç vermek medizinisch tıbbi [hekimsel] medizinische Fakultät f tıp fakültesi medizinischer Kongress m tıp kon-
gresi Melancholie f melankoli [sebepsiz
sürekli hüzün şeklinde görülen hastalık] Melanin n melanin Melanom n melanom [kötü huylu tümör] Melatonin n melatonin [vücudun gece-gündüz ritmini dengeleyen önemli bir hormon] Membran f membran [ince zar] Menge f miktar Meningitis f menenjit [beyin zarlarının iltihabı] Meningokokkus m meningokok Meniskus m menisküs [menisküs, diz eklemindeki kıkırdaktır. Her iki dizde iki tane bulunur.] Menopause f menopoz [adetten kesilme] Menopausesyndrom n menopoz sendromu Menorrhagie f menoraji [aybaşı kanamasının miktar ve süre olarak fazla olması] Menorrhoe f menore [aybaşı kanaması] Mensch m insan Menstruation f menstruasyon [ay başı,âdet görme] Menstruationsbeschwerden pl adet ağrıları
65
Menstruationsblutung f adet
kanaması Menstruationszyklus m menstrual
siklus [adet görme dönemleri, iki adet arası,âdet siklusu] Mentalität f mentalite Menthol n mentol Messlöffel m ölçü kaşığı metabolisch metabolik Metabolismus m metabolizma Metastase f metastaz [herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin,vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır] Metformin n metformin [biguanit grubuna bağlı, kan şekeri düşürücü etkili ve diyabet tedavisinde kullanılan hap] Methadon n metadon [opiatların çoğu etkilerini taklit etmek için yapılmış bir kimyasaldır] Methangas n metan gazı Methode f metot Methylalkohol m metil alkol Metralgie f metralji [rahim ağrısı] Migräne f migren Migräneanfall m migren nöbeti Migränetherapie f migren terapisi Mikroalbumin n mikroalbümin [protein çeşidi] Mikroalbuminurie f mikroalbüminüri [albuminin idrar da tespit edilmesi] Mikrobe f mikrop Mikrobiologie f mikrobiyoloji Mikroskop n mikroskop mikroskopisch mikroskopik Mikrozirkulation f mikro sirkulasyonu [kapiller damarlarda oluşan kan dolaşımına verilen ad] Milbe f uyuz böceği
M
66
Milbenallergie Milbenallergie f uyuz böceği alerjisi Milchzahn m süt dişi Milchzucker m süt şekeri Milligramm n miligram Milliliter m mililitre Milz f dalak Milzbrand m şarbon [antraks] Milzextirpation f dalak ekstirpas-
M
yonu [dalağın cerrahi yöntemle alınması] Milzoperation f dalak operasyonu Milzruptur f dalak rüptürü [dalağın yırtılması] Milztumor m dalak tümörü [dalak kanseri] Minderdurchblutung f damarlara az kan gitmesi Mineral n mineral [maden] Mineralquelle f maden suyu kaynağı Mineralstoffe pl mineraller Mineralwasser n maden suyu minimal-invasiv minimal-invasif Miosis f miosis [göz bebeği daralması] Mischinsulin n karışım insülin [kısa ve uzun etki eden insülin karışımı] miteinbeziehen hesaba katmak [kapsamak] mitempfinden aynı duygulara sahip olmak Mitose f mitoz [hücre bölünmesi] Mitralklappe f mitral kapağı Mitralklappeninsuffizienz f mitral kapak yetmezliği Mitralklappenstenose f mitral kapağı stenoz Mitralstenose f mitral stenoz Mittag m öğle Mittagessen n öğle yemeği mittags öğle vakti Mittagsruhe f öğle dinlenmesi Mittagsschlaf m öğle uykusu
mittel orta Mittelfinger m orta parmak Mittelfuß m ayak tarağı Mittelfußknochen m ayak tarağı
kemikleri Mittelhirn n orta beyin Mittelohr n orta kulak Mittelohrentzündung f orta kulak
iltihabı Mittwoch m Çarşamba Mobilisation f mobilizasyon [hareket-
lendirmek] mobilisieren mobilize etmek [hare-
ketlenme] Mobilität f mobilite [hareketlilik] Möglichkeit f olanak Molekül n molekül Monatsbeschwerden pl adet ağrıları Montag m pazartesi Moor n turba, bataklık Moorbad n turba banyosu Moral f moral morgens sabah vaktinde Morphium n morfin morphiumabhängig morfin
bağımlısı Morphiumvergiftung f morfin zehir-
lenmesi Mortalität f mortalite [ölüm oranı] Motivation f motivasyon motivieren motive etmek Mucosa f mukoza [bazı organların iç
yüzlerini kaplayan ve salgı üreten tabakası] müde yorgun, bitkin Mukoviszidose f mukoviskidoz [mükoz salgıların aşırı viskozitesinden ileri gelen ailesel hastalık] Mull m tülbent Mullbinde f tülbent sargısı Mullkompresse f tülbent bezi
Myositis Mulltupfer m tülbent tamponu multipel multipl [birden çok, çok
Muskelrelaxation f kas relaksansı
yönlü veya çok fazla] Mumps m kabakulak Mund m ağız Mundgeruch m ağız kokusu [nefes kokusu] Mundhöhle f ağız boşluğu Mundpflege f ağız bakımı Mundschleimhaut f ağız mukozası Mundschleimhauterkrankung f ağız içi mukozası hastalığı Mundsoor m pamukçuk Mundwasser n gargara için ilaç Mund-zu-Mund-Beatmung f ağızdan ağıza suni teneffüs Mund-zu-Nase-Beatmung f ağızdan buruna suni teneffüs Muskel m kas [adele] Muskelatrophie f kas atrofisi Muskeldystrophie f kas distrofisi [kasların azalması, erimesi] Muskelentspannung f kas yumuşaması/gevşemesi Muskelentzündung f kas iltihabı Muskelerkrankung f kas hastalığı Muskelfaser f kas lifi Muskelgewebe n kas dokusu Muskelhärte f kas sertleşmesi Muskelhypertrophie f kas hipertrofisi [kas büyümesi] Muskelkraft f kas gücü Muskelkrampf m kas krampı
Muskelriss m kas yırtılması Muskelschmerzen pl kas ağrısı [mi-
67
[kas rahatlatıcı, - gevşetici]
yalji] Muskelschwund m kas erimesi [mi-
yatrofi] Muskelspannung f kas gerilmesi Muskeltraining n kas antremanı Muskelzerrung f kas kopması muskulös kaslı [adeleli] Muttermal n ben Muttermilch f anne sütü Myalgie f miyalji [kas ağrısı] Myatrophie f miyatrofi [kas erimesi,
azalması] Myelitis f miyelit [omurilik veya
kemik iliği iltihabı] Myokard n miyokart [kalp kası] Myokardinfarkt m miyokart enfark-
tüsü [kalp krizi] Myokardinsuffizienz f miyokart
yetmezliği Myokarditis f miyokardit [kalp kası
iltihabı] Myokardnekrose f miyokart nekrozu Myom n miyom [kas dokusunda
oluşan benign tümör] Myometritis f miyometrit [rahim
kasının iltihaplanması] Myopathie f miyopati [kas hastalığı] Myositis f miyosit [adele iltihabı]
M
68
Nabel
N Nabel m göbek Nabelbinde f göbek bağı Nabelbruch m göbek fıtığı Nabelbruchpflaster n göbek fıtığı
flasteri Nabelfistel f göbek fistülü Nabelschnur f göbek kordonu Nabelschnurknoten m göbek kordo-
nu düğümü Nabelschnurschnitt m göbek kordo-
nu kesimi Nachtblindheit f gece körlüğü Nachtdienst m gece nöbeti [görevi,
N
hizmeti] Nachteil m dezavantaj Nachtpflege f gece bakımı Nachttopf m lazımlık Nachtwache f gece nöbetcisi Nachuntersuchung f ikinci (ilave)
muayene Nachwehen pl doğum sonrası
sancıları Nachweis m delil [ispat] Nacken m ense Nackenschmerzen pl ense ağrısı nackt çıplak [yalın, açık] Nadel f iğne Nadelstich m iğne batması Nagel m tırnak Nägel schneiden tırnak kesmek Nagelbett n tırnak dibi Nagelbettentzündung f tırnak dibi
iltihabı Nagelfeile f tırnak törpüsü
Nagellack m tırnak cilası Nagelmykose f tırnak mikozu [tırnak
mantarı] Nagelpflege f tırnak bakımı Nagelpilz m tırnak mantarı Nagelschere f tırnak makası Nährkraft f besleyici kuvvet Nährstoff m besleyici madde Nahrung f gıda [besin] Nahrungsaufnahme f gıda alımı Nahrungsbedarf m gıda ihtiyacı Nahrungsmittel n gıda maddesi Nahrungsmittelvergiftung f gıda
zehirlenmesi Nahrungsverweigerung f gıdayı
reddetme Naht f dikiş nahtlos dikişsiz Nahziel n yakın hedef Name m adı [ön adı] Narbe f yara izi Narkolepsie f narkolepsi [önüne
geçilemeyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi] Narkose f narkoz Narkosearzt m narkoz doktoru Narkosegas n narkoz gazı Narkosemaske f narkoz maskesi Narkoseprotokoll n narkoz protokolü Narkoseüberwachung f narkoz gözlemi Narkosevorbereitung f narkozun hazırlanması [narkoza hazırlık] Narkotika pl narkotika [uyutucu, uyuşturucu] Narzissmus m narsizm [kendi kendini sevmek] nasal nazal [burun ile ilgili] Nase f burun Nasenatmung f burundan nefes alma Nasenbein n burun kemiği
Nephropathie Nasenbluten n burun kanaması Nasenflügel m burun kanadı Nasenfluss m burun akıntısı Nasenloch n burun deliği Nasennebenhöhlen pl burun yan
boşluğu Nasennebenhöhlenentzündung f
burun yan boşluğu iltihabı Nasenpolyp m burun polipi [burun
ahtapotu] Nasenrachenraum m geniz Nasenrücken m burun kemeri [bu-
run sırtı] Nasensalbe n burun merhemi Nasenscheidewand f burun direği Nasenschleim m burun sümüğü Nasensonde f burun sondası Nasenspitze f burun ucu Nasenspray n burun spreyi Nasentamponade f burun tamponu Nasentropfen pl burun damlası Nasenverband m burun sargısı Nasopharyngitis f nazofaren-
jit [nazofarengeal yolunun iltihaplanması] nasotracheal nazotrakeal [burun ve nefes borusunu ilgilendiren] natal natal [doğum ile ilgili] Natrium n sodyum natriumarm az sodyumlu Natriumbikarbonat n sodyumbikarbonat natriumfrei sodyumsuz Natriumsulfat n sodyum sülfatı natürlich natürel [doğal] Nebenhoden m ek erkeklik bezi Nebenniere f böbreküstü bezi Nebennierenhormone pl böbreküstü bezi hormonları Nebenschilddrüse f küçük kalkan bezi
69
Nebenwirkung f yan etki negativ negatif Nekrolyse f nekroliz [nekroz sonucu
bir dokunun ayrılması veya erimesi] Nekrose f nekroz [hücre veya doku canlılığını kaybetmesi-ölümü ile belirgin bir durum] nekrotisch nekrotik Nekrotomie f nekrotomi [nekrozun cerrahi yöntemle alınması] Nelke f karanfil Neophobie f neofobi [yenilenme korkusu] Neoplasma n neoplazma [hücrelerin sınırsız büyümesiyle karakterize patolojik doku kitlesi] Nephralgie f nefralji [böbrek ağrısı] Nephrektomie f nefrektomi [böbreğin cerrahi yöntemle alınması] Nephritis f nefrit [böbrek iltihaplanması] Nephroblastom n nefroblastom [kötü huylu böbrek tümörü] Nephrographie f nefrografi [böbreklerin bir kontrast yardımı ile incelenmesi] Nephrolithiasis f nefrolitiyaz [örneğin böbrek taşı nedeniyle oluşan böbrek koliği] Nephrolithotomie f nefrolitotomi [böbrek taşının cerrahi yöntemle alınması] Nephrologe m nefrolog [böbrek uzman doktoru] Nephromegalie f nefromegali [böbreğin büyümesi] Nephron n nefron [böbreğin fonksiyonel ünitesi] Nephropathie f nefropati [böbreğin tüm hastalıklarına verilen ad]
N
70
Nephrorrhagie Nephrorrhagie f nefroraji [böbrek
N
kanaması] Nephrose f nefroz [iltihap tablosu olmayan ve böbrekte meydana gelen; dejeneratif lezyonları belirtmek için kullanılan sözcük] Nephrostomie f nefrostomi [cerrahi yöntemle oluşturulan böbrek fistülü] Nephrotomie f nefrotomi [örneğin bir taşı çıkarmak için böbreğe yapılan cerrahi müdahele] Nephroureterektomie f nefroureterektomi [böbrek ve idrar borusunun cerrahi yöntemle çıkarılması] Nerv m sinir Nerven pl sinirler Nerven beruhigend sinirleri yatıştırıcı Nervenarzt m sinir doktoru Nervenbahn f sinir yolu Nervenberuhigungsmittel n sinir sakinleştirici ilaç Nervenentzündung f sinir iltihabı Nervenerkrankung f sinir hastalığı Nervenfaser f sinir lifleri Nervengewebe n sinir dokusu Nervenklinik f sinir kliniği Nervenknoten m sinir boğumları nervenkrank sinir hastası Nervenkrankheiten pl sinir hastalıkları Nervenkrise f sinir krizi Nervenschaden m sinir hasarı Nervenschmerz m sinir ağrısı Nervensystem n sinir sistemi Nervenzelle f sinir hücresi Nervenzentren pl sinir merkezleri Nervenzusammenbruch m sinir bozukluğu nervös sinirli
Nervosität f sinirlilik Nesselsucht f kurdeşen Netzhaut f ağtabaka Netzhautablösung f ağtabaka çözül-
mesi Netzhautentzündung f ağtabaka
iltihabı Netzhautkrankheit f ağtabaka
hastalığı Netzverband m ağ sargısı Neuaufnahme f yeni kayıt Neugeborene n yeni dünyaya gelen neugierig meraklı neun dokuz Neuralgie f nevralji [sinir ağrısı] Neuraltherapie f nevral terapi [sinir
tedavisi] Neurektomie f nörektomi [sinirlerin
bir bölümünün cerrahi yöntemle çıkarılması] Neuritis f nevrit [sinir iltihabı] Neurochirurgie f nöroşirürji [sinir sistemini konu alan cerrahi bilim dalı] Neurodermitis f nörodermit [cilt hastalığının bir çeşidi] Neurologe m nörolog [sinir hastalığı hekimi] Neurologie f nevroloji [sinir sistemi hastalıkları bilimi] Neuron n nöron [sinir hücresi] Neuropathie f nöropati [sinir sisteminin hastalıklarına verilen ad] Neuropathologie f nöropatoloji [sinir sistemi hastalıklarını konu alan patoloji alt dalı] Neurose f nevroz [sinir sisteminin bozukluğunun adı] neutral nötr Neutralfette pl nötr yağları Nichtraucher m sigara içmeyen
Notfallkoffer Nickel m nikel Nickelallergie f nikel alerjisi niederknien diz çökmek niedrig düşük [alçak] niedrige Körpertemperatur f düşük
vücut ısısı niedriger Blutdruck m düşük tansi-
yon niedriger Blutzuckerspiegel m düşük
kan şekeri düzeyi Niere f böbrek Nierenabszess m böbrek absesi [böbrek dokusu içinde iltihap veya cerehat oluşması] Nierenagenesie f böbrek agenizisi [doğuştan böbreklerin olmaması] Nierenangiographie f böbrek anjiyografisi Nierenaplasie f böbrek aplazisi Nierenarterienstenose f böbrek arter stenozu Nierenbecken n böbrek havuzu [böbrek leğeni] Nierenbeckenentzündung f böbrek havuzu iltihabı Nierenembolie f böbrek embolisi Nierenentzündung f böbrek iltihabı Nierenerkrankung f böbrek hastalığı Nierenexstirpation f böbrek ekstirpasyonu [böbreğin cerrahi yöntemle alınması] Nierenfistel f böbrek fistülü Nierenfunktion f böbrek fonksiyonu Nierengegend f böbrek bölgesi Nierengrieß m böbrek kumu Niereninfarkt m böbrek enfarktüsü Niereninsuffizienz f böbrek yetmezliği Nierenkarzinom n böbrek karsinomu [böbrek kanseri] Nierenkolik f böbrek koliği
71
Nierenkrebs m böbrek kanseri Nierenoperation f böbrek operasyonu Nierenschmerz m böbrek ağrısı
[böbrek sancısı] Nierenschwelle f böbrek eşiği Nierensenkung f böbrek alçalması
[böbrek sarkması] Nierensonographie f böbrek sono-
grafisi Nierenstein m böbrek taşı Nierensteinzertrümmerung f böbrek
taşı parçalanması Nierentransplantation f böbrek
transplantasyonu [böbrek nakli] Nierentumor m böbrek tümörü Nierenversagen n böbrek yetmezliği
[böbrek işlevini yerine getirememesi] niesen hapşırmak Nikotin n nikotin nikotinfrei nikotinsiz nikotinhaltig nikotinli Nikotinpflaster n nikotin flasteri nikotinsüchtig nikotin bağımlısı Nikotinvergiftung f nikotin zehirlenmesi Nisse f bit sirkesi Nitrat n nitrat Nitroglyzerin n nitrogliserin Nokturie f noktüri [gece işemeleri] normal normal Normalbereich m normal alan Normalgewicht n normal ağırlık Normalinsulin n normal insülin Normalkost f normal gıda Notaufnahme f acil servis Notfall m acil durum Notfallambulanz f acil durum ambülans servisi [hastanede acil vakalarda baş vurulan servis] Notfallkoffer m acil durum çantası
N
72
Notfallplan Notfallplan m acil durum planı Notmaßnahme f acil tedbir Notruf m acil çağrı Notverband m acil sargı notwendig gerekli, lazım November m kasım NPH-Insulin n NPH-insülin [orta
etkili insülin]
N
nüchtern aç karnına [midesi boş] nützlich faydalı nutzlos faydasız Nykturie f niktüri [gece işemesi] Nystagmus m nistagmus [gözün
istemsiz ritmik veya aritmik hareketleri]
Omentektomie
O Obduktion f obdüksiyon [bir cesetin
tüm organlarının veya bölümlerinin incelenmesiyle ölüm nedenini ortaya konulması] Oberarm m üstkol Oberarmbruch m üstkol kırığı Oberarmfraktur f üstkol fraktürü Oberarmknochen m üstkol kemiği Oberarmmuskel m üstkol pazısı/kası Oberarzt m hekimbaşı Oberbauch m üst karın Oberfläche f yüzey Oberkiefer m üsçene Oberkieferbruch m üsçene kırığı Oberkörper m vücut üst kısmı Oberkörperhochlagerung f vücut üst kısmının yükseltilmesi Oberlippe f üst dudak Oberschenkel m uyluk Oberschenkelhalsbruch m uyluk kafasının kırılması Oberschenkelhalsfraktur f uyluk kafası fraktürü Oberschenkelknochen m uyluk kemiği Oberschwester f başhemşire Obesität f obezite [şişmanlık] Obsession f obsesyon [daimi endişe, fikri sabit, nöroz] Obst n meyve Obstipation f obstipasyon [kabızlık] Obstsaft m meyve suyu Ödem n ödem [vücudun herhangi bir yerinde anormal su birikmesi]
73
Ohnmacht f bayılma ohnmächtig baygın Ohr n kulak Ohrabszess m kulak absesi Ohrakupunktur f kulak akupunkturu Ohrenarzt m kulak doktoru Ohrenbinde f kulak sargısı Ohrenentzündung f kulak iltihabı Ohrenerkrankung f kulak hastalığı Ohrenpflaster n kulak flasteri Ohrensausen n kulak çınlaması
[kulak uğultusu] Ohrenschmalz n kulak kiri Ohrenschmerzen pl kulak ağrısı Ohrentropfen pl kulak damlası Ohrläppchen n kulak memesi Ohrmuschel f kulak kepçesi Ohrmykose f kulak mikozu [kulak
mantarı] Ohrring m küpe Ohrspeicheldrüse f kulak altı bezi Ohrtrompete f kulak trompeti [östaki
borusu] Ökologie f ekoloji [organizmalarla,
içinde yaşandıkları ortamı ve bu iki varlığa ait karşılıklı etki ve ilişkileri inceleyen bir bilim dalı] Oktober m ekim Okular n oküler [göz merceği] Öl n sıvı yağ Olfaktometrie f olfaktometri [koklama testi] Oligohidrosis f oligohidrosis [az terleme] Oligurie f oligüri [idrar miktarının az olması] omental omental [karın organlarının üzerini örten periton kıvrımı] Omentektomie f omentektomi [omentumun cerrahi yöntemle çıkarılması]
O
74
O
Onanie Onanie f onanizm [yapma olarak
Ophthalmoskop n oftalmoskop [göz
cinsel zevk duyma] Onkologe m onkolog [kanser üzerinde uzmanlaşmış hekim] Onkologie f onkoloji [tümör oluşumlarla ilgili bilim dalı] OP f OP [operasyon kelimesinin kısaltılmış şekli] OP-Bericht m operasyon raporu [ameliyat raporu] operabel operabl [ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan] Operateur m operatör [cerrah] Operation f operasyon [ameliyat, cerrahi müdahele] Operationshemd n operasyon (ameliyat) gömleği Operationssaal m operasyon (ameliyat) salonu [ameliyathane] Operationstisch m operasyon (ameliyat) masası Operationsvorbereitung f operasyon hazırlığı [ameliyat hazırlığı] Operationszeit f operasyon (ameliyat) zamanı operieren operasyon (ameliyat) etmek operiert werden operasyon (ameliyat) olmak Ophthalmie f oftalmi [göz iltihaplanması] Ophthalmologe m oftalmolog [göz doktoru] Ophthalmologie f oftalmoloji [göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı] Ophthalmoplegie f oftalmopleji [göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo]
dibinin incelenmesinde kullanılan aydınlatmalı aygıt] Opiat n opiat [afyonlu ilaç, uğuşturucu] Opium n afyon Opiumraucher m afyon tiryakisi Opiumsucht f afyon bağımlılığı [afyonkeşlik] Opiumtinktur f afyon ruhu Optik f optik Optiker m optiker [gözlükcü] optimal optimal [elverişli, en uygun] Optimismus m optimizm [iyimserlik] Option f opsiyon oral oral [ağız yoluyla alınan örneğin hap, damla] orale Antibiotika pl oral antibiyotik [ağız yoluyla alınan antibiyotik] orale Antidiabetika pl oral antidiyabetik [şeker hastalığında ağızdan alınan haplar] oraler Glukosetoleranztest m oral glukoz tolerans testi [şeker hastalığı teşhis yöntemi] Orbita f orbita [göz küresini yerleştiği boşluk] Orchidektomie f orşidektomi [erkeklik hayaların cerrahi yöntemle çıkarılması] Orchiektomie f orşiektomi [erkeklik hayaların cerrahi yöntemle alınması] Orchitis f orşit [erkeklik hayaların iltihaplanması] Organ n organ Organisation f organizasyon organisch organik Organspende f organ bağışı Organspendeausweis m organ bağış kimiliği
Ozontherapie Organtransplantation f organ trans-
Ösophagusmykose f özofagus mi-
plantasyonu [organ nakli] Orgasmus m orgazm [cinsel aktivite esnasinda boşalma] Orientierung f oryantasyon [yön tayini] original orijinal Orthopäde m ortopedist Orthopädie f ortopedi orthopädisch ortopedik Osmolarität f osmolarite Osmotherapie f osmoterapisi Ösophagektomie f özofajektomi [yemek borusunun cerrahi yolla alınması] Ösophagitis f özofajit [yemek borusu iltihabı] Ösophago- özofago [yemek borusuna verilen ad] ösophagogastral özofagogastral [yemek borusu ve mideyi ilgilendiren] Ösophagogastrektomie f özofagogastrektomi [yemek borusu ve midenin cerrahi yöntemle çıkarılması] Ösophagogastroskopie f özofagogastroskopi [yemek borusu ve midenin bir endekop ile incelenmesi] Ösophagographie f özofagografi [yemek borusunun bir kontrast yardımı ile incelenmesi] Ösophagoskopie f özofagoskopi [yemek borusunun bir endoskop ile incelenmesi] Ösophagostenose f özofagus stenozu [yemek borusu tıkanması] Ösophagus m özofagus [yemek borusuna verilen isim] Ösophagusfistel f özofagus fistülü Ösophaguskarzinom n özofagus karsinomu [yemek borusu kanseri]
kozu [yemek borusunun mantar hastalığı] Osteoblastom n osteoblastom [iyi huylu kemik tümörü] Osteolyse f osteoliz [kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi] Osteomalazie f osteomalazi [kemik yumuşaması] Osteomyelitis f osteomiyelit [kemik iliği iltihabı] Osteopenie f osteopeni [kemik yoğunluğunun azalması] Osteoperiostitis f osteoperiostit [kemiğin akut veya kronik iltihaplanması] Osteoporose f osteoporoz [kemiğin protein yapısında azalmayla yaygın iskelet demineralizasyonu] Ostitis f osteit [kemik iltihabı] Östrogen n östrojen [yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlayan hormon] Östrogenmangel m östrojen eksikliği Otitis f otit [kulak iltihabı] Otologe m otolog [kulak doktoru] Otosklerose f otoskleroz [orta veya iç kulak sağırlığı] Otoskop n otoskop [kulak aynası] Ovar n over [kadın yumurtalığı] Ovarialtumor m over tümörü [kadın yumurtalığı kanseri] Ovarium n ovaryum [yumurtalık] Ovulation f ovülasyon [kadınlarda yumurtalıklarda övüm‘ün (yumurtanın)atılmasıdır] Ozon n ozon Ozontherapie f ozon terapisi [oksijen tedavisi]
75
O
76
Paarung
P Paarung f çiftleşmek Packung f paket [kutu] Pädagoge m pedagog [eğitici] Pädiater m pediyatr [çocuk hekimi] Pädiatrie f pediyatri [çocuk hekimliği] Palilalie f palilali [psikolojik bir bozuk-
P
luk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır] palliativ palyatif Palpation f palpasyon [elle dokunarak yapılan muayene] Panarteriitis f panarterit [kalbin bütün arterleri kapsayan iltihabı durum] Pandemie f pandemi [salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş biralana yayılmasına verilen isim] Panik f panik [endişe] Pankreas n pankreas [karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır] Pankreasadenom n pankreas adenomu Pankreasfistel f pankreas fistülü Pankreasinseln pl pankreas adacıkları Pankreaskarzinom n pankreas karsinomu [pankresa kanseri] Pankreasnekrose f pankreas nekrozu Pankreastransplantation f pankreas transplantasyonu Pankreaszyste f pankreas kisti Pankreatektomie f pankreatektomi
[pankreas organının cerrahi yöntemle alınması] Pankreatitis f pankreatit [pankreas iltihabı] Pantoffel m terlik Papillom n papilom [normal papillaların hipertrofisi ile karakterize cilt ve mukoza lezyonları; örneğin polip, siğil] Paraffin n parafin Paralyse f paraliz [inme, felç] paralytisch paralitik [felç olan, felçli kişi] Parameter m parametre Paranoia f paranoya [aşırı süphecilik, korku, tutarsızlık ve saplantılarla karakterize psikoz] Paranoiker m paranoyak [paranoya belirtileri gösteren hasta] Paraphasie f parafazi [kelimeleri ve cümleleri anlamını veremeden, anlaşılmaz şekilde kullanma şeklindeki konuşma bozukluğu] Paraphimose f parafimoz [sünnet derisi daralma veya büzülmelerinde glans penis‘in sıkışması] Paraplegie f parapleji [her iki ellerin veya bacakların tutmaması, felç hali] Parapsychologie f parapsikoloji [psikoloji kurallarıyla açıklanamayan düşünce aktarımlarını ve doğa dışı olayları inceleyen bilim dalı] parapsychologisch parapsikolojik Parasit m parazit [asalak] parasympatisches Nervensystem n parasempatik sinir sistemi Parathormon n parat hormonu parenteral parenteral [ilaç veya serumların ağız yolu ile değil
Periode
damar yolu, adele içi yollarla verilmesi] Parese f parezi [hafif felç] Parkinson-Krankheit f parkinson hastalığı Parodontitis f paradontit [diş çevresindeki dokuların iltihaplanması] Parotidektomie f parotidektomi [parodit bezinin bir kısmının veya tümünün kesilip çıkarılması] Parotitis f parotidit [parodit bezinin iltihaplanması] passierte Kost f ezilmiş-süzülmüş yemek Pasteurisation f pastörizasyon pasteurisiert pastörize Pastille f pastil Patella f patella [diz kapağı kemiği] pathogen patojen [hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar] Pathologe m patolog [hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan uzman] Pathologie f patoloji pathologisch patolojik Patient m tedavi edilen hasta Patientenbett n hasta yatağı Patientenbogen m hasta dosyası Patientenetikett n hasta etiketi Patientengruppen pl hasta grupları Patienteninformation f hasta enformasyonu [hastayı bilgilendirme] Patienteninformationsbroschüre f hasta bilgilendirme broşürü Patientenklingel f hasta zili Patientenrechte pl hasta hakları Patiententoilette f hasta tuvaleti Patientenunterschrift f hasta imzası
77
Patientenwartezimmer n hasta bek-
leme odası Patientenzimmer n hasta odası Pedikulose f pediküloz [bitlerin üre-
mesi ve yayılması] Pediküre f pedikür Pelvis f pelvis [leğen kemiği bölgesi] Penektomie f penektomi [penis in
cerrahi yolla kesilip çıkarılması] Penicillin n penisilin Penicillinallergie f penisilin alerjisi Penis m penis [erkek cinsel organı] Penisfraktur f penis fraktürü [erkek
cinsel organın birleşme esnasında penis kaslarının yırtılması] Penisprothese f penis protezi [penis içine cerrahi olarak sertleşmeyi temin eden borular yerleştirilmesi. Halk dilinde mutluluk cubugu olarak adlandırılır] Pepsin n pepsin [mide suyunun protein parçalayan bir enzimi] Perforation f perforasyon [delinme] Perfusion f perfüzyon peridural peridural Periduralanästhesie f peridural anestezisi Perihepatitis f perihepatit [karaciğer kapsülünün iltihaplanması] Perikard n perikart [kalp zarı] Perikardiotomie f perikardiyotomi [kalp zarının cerrahi yöntemle açılması] Perikarditis f perikardit [kalp zarı iltihaplanması] Perikardpunktion f perikard ponksiyonu Perinephritis f perinefrit [böbrek kapsülün iltihaplanması] Periode f adet kanaması [aybaşı]
P
78
Periodontitis Periodontitis f periodontit
P
[periodontium‘un iltihaplanması] Periost n periost [eklem yüzeyleri dışında kemiği kavrayan fibröz zar] Periostitis f periostit [periostun iltihaplanması] Peritonealabszess m periton abzesi Peritonealdialyse f periton diyalizi [karın zarı diyalizi] Peritoneum n periton [karın içi organları çepecevre saran, karın boşluğunun iç yüzünü örten zar] Peritonitis f peritonit [karın zarı iltihabı] perkutan perkütan [cilt içine veya altına olan] perlingual perlingual [dil üstünden veya altından uygulama] Peroxid n peroksit Perspiration f perspirasyon [cilt solunumu] Pessimist m pesimist [karamsar olan] pessimistisch pesimistik [karamsar] Pest f veba hastalığı Pesterreger m veba mikrobu Pestizid n pestisit [bitki veya hayvanlara zararlı canlı organizmaları öldüren kimyasal maddelere verilen ad] pestkrank vebalı Pflanze f bitki [nebat] Pflanzenfett n bitkisel yağ [nebati yağı] pflanzlich bitkisel [nebati] Pflaster n flaster Pflege f bakım Pflegeanamnese f bakım anamnezi Pflegeanamnesebogen m bakım anamnez formu Pflegeangebot n bakım önerisi [teklifi]
Pflegebedürftigkeit f bakıma ihtiyacı
olanlar Pflegebericht m bakım raporu Pflegebett n bakım yatağı Pflegedokumentation f bakım do-
kümantasyonu [bakımın belgelendirilmesi] Pflegegeld n bakım parası Pflegehilfsmittel n bakıma yardımcı malzemeler Pflegekasse f bakım sigortası Pflegekonzept n bakım konsepti Pflegekraft f bakım personeli Pflegekurs m bakım kursu Pflegemaßnahme f bakım uygulaması Pflegemodell n bakım modeli Pflegenachweis m bakımın ispat edilmesi Pflegeorganisation f bakım organizasyonu Pflegeplanung f bakım planlanması Pflegeprobleme pl bakım problemleri Pflegequalität f bakım kalitesi Pflegesatzbasis f bakım ücreti tabanı Pflegestandard m bakım standartı Pflegestufe f bakım ayarı / basamağı Pflegestuhl m bakım sandalyesi Pflegetheorie f bakım teorisi Pflegeversicherung f bakım sigortası Pflegeversicherungsgesetz n bakım sigortası yasası Pflegevertrag m bakım sözleşmesi/ anlaşması Pflegeziel n bakım hedefi Pflegezustand m bakım durumu Pflicht f vazife [görev] Pfropf m pıhtı Phagozyt m fagozit
Plazentitis Phagozytose f fagositoz [Bedenimize
giren çok küçük parçacıklar ve sıvı halindeki yabancı maddeler, savunma sisteminin bazı hücreleri tarafından alınır, parçalanır, sindirilir ve ortadan kaldırılmaya çalışılırlar. Bu olaya „fagositoz“ adı verilir.] Phantom n fantom [aslı-gerçekci olmayan] Phantomschmerz m fantom ağrısı [aslı-gerçekci olmayan ağrılar] Pharmakologe m farmakolog Pharmakologie f farmakoloji Pharmazeut m eczacı Pharyngitis f farenjit [boğaz iltihaplanması] Pharynx f farenks [boğaz] Phase f dönem Phlebektomie f flebektomi [bir ven damarının tamamının veya kısmen cerrahi yolla alınması] Phlebitis f flebit [verit iltihabı] Phlebographie f flebografi [bir flebograf aracılığı ile ven damarının incelenmesi] Phlegmone f flegmon [cilt altı veya derin bağ dokunun iltihaplanması] Phobie f fobi [korku] Phosphat n fosfat [kimyada bir kök, anyonik yapı teşkil eder] Phosphatbinder m fosfat bağlıyacıları [özellikle diyaliz hastalarında kullanılan ve kan fosfat düzeyini düşüren bir ilaç türü] phosphatfrei fosfatsız phosphathaltig fosfatlı Phosphaturie f fosfatüri [idrarda yüksek düzeyde fosfat bulunması] Phosphor m fosfor phosphorfrei fosforsuz
79
phosphorhaltig fosforlu Photophobie f fotofobi [ışığa direnç-
sizlik, işıktan korkma, ışığa bakamama] Phototherapie f fototerapi [ışık terapisi] pH-Wert m pH [H+ iyonları konsantrasyonuna göre bir solüsyon asiditesini gösteren sembol] physiogen fizyojen Physiologe m fizyolog Physiologie f fizyoloji physiologisch fizyolojik Physiotherapeut m fizyo terapist Physiotherapie f fizyo terapi Pickel m sivilce Pigment n pigment Pigmentflecken pl pigment lekeleri Pille f hap Pilz m mantar Pilzvergiftung f mantar zehirlenmesi Pinzette f cımbız Pipette f pipet Pipi n çiş Placebo n plasebo [ilaca benzeyen, fakat aktif madde içermeyen ilaç şekli] Plasma n plazma Plasmatherapie f plazma terapisi [plazma tedavisi] Plattfuß m düz taban Platzangst f meydan korkusu [agorafobi] Plazenta f plasenta [anne ve fetus arasında besin alışverişini sağlayan, gebelik döneminde uterus içine yerleşik organ] Plazentahormone pl plasenta hormonları Plazentitis f plasentit [plasenta iltihaplanması]
P
80
Pleura Pleura f plevra [akciğer ve göğüs kafe-
P
sinin iç yüzünü örten zar] Pleuradrainage f plevra drenajı Pleuradruck m plevra basıncı Pleuraerguss m plevra sıvısı Pleurahöhle f plevra boşluğu Pleurapunktion f plevra ponksiyonu Pleuraraum m plevra bölümü Plombe f diş dolgusu plombieren dişi doldurmak plötzlich ani [beklenilmeyen] Pneumektomie f pnömektomi [akciğer‘in bir kısmının cerrahi yöntemle alınması] Pneumologie f pnömoloji [akciğer ve hastalıklarını konu alan bilim dalı] Pneumonie f pnömoni [akciğer iltihaplanması] Pneumopathie f pnömopati [akciğer hastalığı] Pneumothorax m pnömotoraks [plevra boşluğunda kendiliğinden veya dışarıdan yapay verilen gaz veya hava toplanması] Pneumotomie f pnömotomi [akciğerin cerrahi yöntemle kesilmesi] Pocken pl çiçek hastalığı Pockenimpfung f çicek hastalığı aşısı Poliklinik f poliklinik [dispanser] Polio f polio [çocuk felci] Pollen pl çiçek tozu Pollenallergie f çicek tozu alerjisi Pollenflugkalender m çiçek tozu uçma takvimi Polyarthritis f poliartrit [çok sayıda eklemin aynı anda tutan akut veya kronik iltihaplanma] Polydipsie f polidipsi [aşırı susama] Polyglobulin n Polyglobulin
[alyuvarların total hacminin artması] Polymyositis f polimiyozit [kasların iltihaplanması] Polyneuritis f polinevrit [çok sayıda sinirin iltihaplanması] Polyneuropathie f polinöröpati [birçok sinirlerin hastalanması] Polyp m polip [içi boş ve mukoza katmanlarıyla döşeli bir organın çeperinden çıkan benign tümör] Polypektomie f polipektomi [polip in cerrahi yöntemle çıkarılması] Polyphagie f polifaji [aşırı yemek yeme güdüsü] Polytrauma n politravma [hayat tehlikesi ile karakterize birçok yaralanmaların birarada oluşması, örneğin bir araba kazası sonrası] Polyurie f poliüri [bol ve aşırı miktarda idrar çıkarma] positiv positif postepileptisch postepileptik [sara nöbeti sonrası] posthepatisch posthepatik [karaciğer iltihaplanması sonrası] postnatal postnatal [doğum sonrası] postoperativ postoperatif [ameliyat sonrası] postprandial postprandiyal [yemek sonrası] postpubertär postpuberte [puberte dönemi sonrası] postrenal postrenal [böbrek arkası] poststationär bakım servisi sonrası posttraumatisch posttravmatik [travma dönemi sonrası] potential potansiyel Potenz f potans [cinsel güç] Potenzproblem n potans problemi
Prostatektomie Potenzstörung f potans (cinsel)
gücün azalması Potomanie f potomani [içki içme bağımlılığı] Präeklampsie f preeklamsi [proteinüri, ödemler ve yüksek tansiyon belirtileriyle karakterize gebelik toksimesi durumu] Prämedikation f premedikasyon [cerrahi ve narkoz girişimi yapılmadan önce, hastayı sakinleştirmek amacıyla verilen ilaç] pränatal prenatal [doğum öncesi] Präservativ n prezervatif Prävention f prevensiyon [hastalığın oluşmaması için önceden tedbir alma] präventiv preventif [önleyici] Präventivmaßnahme f preventif tedbir [önleyici tedbir] Praxis f muayenehane Praxiseingang m muayenehane girişi Praxisgebühr f muayenehane ücreti Praxisparkplatz m muayenehane park yeri Prellung f ezik primär primer [öncelikli, ana, temel] Primärerkrankung f primer hastalık Primärtumor m primer tümör Prinzip n prensip privat özel Privatklinik f özel klinik Privatpatient m özel hasta Privatrechnung f özel fatura Privatrezept n özel reçete Privatversicherung f özel sigorta Probe f numune [deneme] Problem n problem [sorun] problematisch problematik professionell profesyonel Profil n profil [yandan görünüş]
81
Progesteron n progesteron [hormon
çeşidi] Prognose f prognoz [bir hastalığın
seyrini olası gidişini önceden bilmek] Programm n program Progression f progresyon [hastalığın kötüleşmesi, ilerlemesi] progressiv progresif [giderek ilerleyen bir hastalık] Prohormon n prohormon [hormon sentezinde öncü madde] Proinsulin n proinsülin Proktitis f proktit [rektum iltihaplanması] Proktologie f proktoloji [anüs ve rektum hastalıklarını konu alan tıp dalı] Prolaktin n prolaktin [anne sütünü etkileyen bir hormon türü] Prolaps m prolaps [bir organın veya organ parçasının düşmesi veya sarkması] Promille n promil Prophylaxe f profilaksi [hastalığa karşı önceden korunma] Prospekt m prospektüs Prostata f prostat Prostataadenom n prostat adenomu Prostatahypertrophie f prostat hipertrofisi Prostatakarzinom n prostat karsinomu Prostataoperation f prostat operasyonu [ameliyatı] Prostatavergrößerung f prostat büyümesi Prostatektomie f prostatektomi [prostatın cerrahi yöntemle alınması]
P
82
P
Prostatitis Prostatitis f prostatit [prostat
Psychopharmaka pl psikofarma-
iltihaplanması] Prostatotomie f prostatotomi [prostatın cerrahi yöntemle açılması] Prostatozystitis f prostatosistit [prostat ve idrar kesesinin aynı anda iltihaplanması] Protamin n protamin [balık proteini] Protein n protein proteinfrei proteinsiz proteinhaltig proteinli Proteinmangel m protein eksikliği Proteinmangelerkrankung f protein eksikliği hastalığı Proteinurie f proteinüri [idrarda protein saptanması] Prothese f protez Prothrombin n protrombin Prothrombinase f protrombinaz Protokoll n protokol Provitamin n provitamin Provokation f provokasyon Provokationstest m provokasyon testi Pruritus m prurit [ciltte kaşınma] Psoriasis f psoriasis [sedef hastalığı] Psyche f psiki [ruh] Psychiater m psikiyatrist [ruh hastalıkları hekimi] Psychiatrie f psikiyatri [ruh hastalıklarını inceleyen hekimlik dalı] psychiatrische Klinik f psikiyatri kliniği Psychoanalyse f psikanaliz Psychoanalytiker m psikanalist Psychologe m psikolog Psychologie f psikoloji psychologisch psikolojik Psychoneurose f psikonöroz Psychopath m piskopat
ka [ruh ve sinir hastalıklarında kullanılan ilaç] Psychose f psikoz [ruh hastalığı] Psychosomatik f psikosomatik [organizma üzerinde psişizmin etkisiyle ilgili] Psychotherapeut m psikoterapist Psychotherapie f psikoterapi Pubertät f puberte [buluğ-erginlik çağı] Puder m pudra Puderzucker m pudra şekeri Pulmo m pulmo [akciğer] pulmonal pulmoner [akciğer veya akciğerlerle ilgili] Pulmonalarterie f pulmoner arteri [akciğerin büyük besleyici damarı] Pulmonalembolie f pulmoner emboli [kan pıhtısı nedeniyle akciğer damarının tıkanması] Pulmonalklappe f pulmoner kapağı Pulmonalklappeninsuffizienz f pulmoner kapağı yetmezliği Pulmonalklappenstenose f pulmoner kapağı stenozu Pulmonalsklerose f pulmoner sklerozu Puls m nabız Puls fühlen nabıza bakmak Pulsader f nabız damarı Pulsfrequenz f nabız frekansı [nabız hızı] Pulsschlag m nabız atışı Pulsschlag zählen nabız atışını saymak punktieren ponksiyon yapmak Punktiernadel f ponksiyon iğnesi Punktion f ponksiyon Pupille f pupil [göz bebeği] Pupillendilatation f göz bebeği dilatasyonu
Pyurie Pupillenreaktion f göz bebeği reak-
siyonu Pupillenreflex m göz bebeği refleksi Pupillenstarre f göz bebeği donması
[göz bebeği refleksinin ortadan kalkması] Puste f nefes [soluk] Pustel f püstül [ciltte, içerisinde cerahat (irin) bulunan kabarık lezyonlar] pusten üflemek Pyelitis f piyelit [böbrek kalıksının akut veya kronik iltihaplanması]
83
Pyelographie f piyelografi [böbrek
pelvesinin kontrast yardımıyla gözlenmesi] Pyelonephritis f piyelonefrit [böbrek pelvesini ve üriner yolları saran bir infeksiyon] Pyelotomie f piyelotomi [böbrek pelvesinin cerrahi yöntemle çıkarılması] Pyrosis f pirozis [mide yanması, ekşimesi] Pyurie f piyüri [idrarda iltihap bulunması]
P
84
Qual
Q Qual f ıztırap Qualität f kalite Qualitätskontrolle f kalite kontrolü Qualitätssicherung f kalite güvencesi
Q
Quarantäne f karantina Quarantänepatient m karantina
hastası Quarantänestation f karantina ser-
visi Quelle f kaynak Quellwasser n kaynak suyu Querschnittslähmung f omuriliğin
alt kısmının felç olması quetschen ezmek [sıkmak] Quetschung f ezilme
Regeneration
85
Rauchentwöhnung f sigara içme
R
alışkanlığından vazgeçirme Raucherbein n sigara dolaysiyle
bacakta oluşan damar sertliği Raucherzimmer n sigara içilen salon Rauchvergiftung f dumandan zehir-
lenme Rachen m boğaz [gırtlak] Rachenmandel f bademcik Rachenmandeloperation f bademcik
operasyonu [bademcik ameliyatı] radikal radikal Radikaloperation f radikal operas-
yonu Radikulitis f radikülit [kafa veya
omurilik sinir köklerinin iltihabı] radioaktiv radyoaktif radioaktive Quelle f radyoaktif kay-
nak Radioaktivität f radyoaktivite Radiodermatitis f radyodermatit
[radyoaktif ışına maruz kalmış ciltte meydana gelen dermatit] Radiologe m radyolog [röntgen uzman hekim] Radiologie f radyoloji radiologisch radyolojik Radium n radyum Radius m radius [ön kolun iki kemiğinden dışta olan uzun kemik] Radiusfraktur f radius fraktürü [radius kemiğinin kırılması] rapide rapid [süratli, çok hızlı] Rat m öğüt [tavsiye, nasihat] raten öğütlemek [tavsiyede bulunmak, nasihat vermek] ratlos çaresiz, şaşkın Ratlosigkeit f çaresizlik, şaşkınlık Rattenbiss m sıçan ısırması Rattengift n sıçan zehiri rauchen sigara içmek
Rausch m sarhoşluk [heyecan,
çılgınlık, coşkunluk] Rauschgift n uyuşturucu madde Rauschgiftsucht f uyuşturucu madde
bağımlılığı rauschgiftsüchtig uyuşturucu madde
bağımlısı reagieren reaksiyon göstermek Reaktion f reaksiyon [tepki] Reaktionsphase f reaksiyon dönemi Reanimation f reanimasyon [bilin-
cini yitirmiş bir hastanın tekrar yaşama döndürülmesi ve yaşam fonksiyonlarının desteklenmsesi için yapılan girişimler] Recht n hak rechts sağ Rechtsanwalt m avukat Rechtsherz n sağ kalp Rechtsherzdilatation f sağ kalp dilatasyonu Rechtsherzinsuffizienz f sağ kalp yetmezliği Reduktion f redüksiyon [azaltma] Reflex m refleks Reflexhammer m refleks çekici Reflux m refluks [vücut sistemlerinde sıvı bir içeriğin normalin tersine yönde akması] Regelblutung f adet görme [adet kanaması] regelmäßig düzenli [düzgün] Regeneration f rejenerasyon [harap
R
86
R
regional
olmuş bir dokunun kendini yenilemesi] regional rejional [bir bölgeye ait] Regionalanästhesie f rejional anestezisi Register n kayıt defteri registrieren kayıt etmek Rehabilitation f rehabilitasyon [fiziki hareket kusurlarını düzeltme, yeniden kazandırma] Rehabilitationszentrum n rehabilitasyon merkezi Reibung f sürtünme reibungslos herşey yolonda giden Reinfarkt m reenfarktüs [ikinci kez kalp krizi geçiren] Reinfektion f reinfeksiyon [birinci enfeksiyonun ardından tekrar enfeksiyona yakalanmak] reinigen temizlemek Reinigung f temizleme Reise f seyahat Reiseapotheke f seyehat (portatif) ecza kutusu Reisekrankheit f seyahat hastalığı [seyahat esnasında mide bulantısı] reisen seyahat etmek rektal rektal [rektum barsağı (makat) ile ilgili] Rektoskop n rektoskop [endoskop aleti] Rektoskopie f rektoskopi [bir rektoskop aracılığı ile rektal barsağın (makatın) incelenmesi] Rektum n rektum [anüs ve sigmoid kolon arasında kalan barsağın düz ve son kısmı; makat] Rektumamputation f rektum amputasyonu [cerrahi yöntemle rektum/ makat ın alınması] Rektumkarzinom n rektum karsinomu [göden barsağı kanseri]
Rektumpolyp m rektum polipi Rektumresektion f rektum rezeksi-
yonu [makat ın tamamının veya bir bölümünün cerrahi yöntemle çıkarılması] Relaps m relaps [bir hastalığın iyileştikten sonra tekrar belirtilerinin ortaya çıkması] Relaxans n relaksan [kas tonüsünde azalma, gevşeme oluşturan ilaç türü] Relaxation f relaksasyon [kas tonüsünün veya psikolojik gevşeme] Religion f din Remission f remisyon [hastalık belirtilerin geçici olarak kaybolması] REM-Schlafphase f REM uyku dönemi [rüya görmenin oluştuğu derin uyku devresindeki hızlı göz hareketleri] Ren m ren [böbrek] renal renal [böbrekle ilgili] renale Hypertonie f renal hipertoni [böbrek rahatsızlığı nedeniyle oluşan yüksek tansiyon] Renin n renin [böbrek tarafından üretilen bir hormon] Renographie f renografi [böbreklerin röntgen kontrast ile incelenmesi] Renoszintigraphie f renosintigrafi Rentner m emekli Replantation f replantasyon [bir organın uygun bir yere veya önceden bulunduğu bölgeye yerleştirilmesi] Resektion f rezeksiyon [bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkarılması] residual rezidüel [artık, bakiye] resistent rezistan [dirençli] Resistenz f rezistans [direnç]
riskant resorbieren rezorbe etmek [emmek] Resorption f rezorbsiyon [emilme] Respiration f respirasyon [solunum,
teneffüs] Respirationsapparat m respirasyon
cihazı [solunum, teneffüs cihazı] Respirationstrakt m respirasyon
yolları [solunum yolları] Respirator m respiratör [solunum
cihazı] Retina f retina [ağtabaka, gözün en iç
tabakası] Retinitis f retinit [ağtabaka iltihabı] Retinol n retinol [vitamin A] Retinopathie f retinopati [ağ
tabakanın hasar görmesi] Retransfusion f retransfüzyonu Retransplantation f retransplantas-
yonu retro retro [geri, geriye doğru] retrograd retrograt [başlangıç
noktasına doğru geri gelen] retroperitoneal retroperitoneal [periton yaprağının arkasında bulunan] retrosternal retrosternal [sternumun gerisinden kaynaklanan] Retroversion f retroversiyon [rahimin normal konumunda değil arkaya doğru eğik durumda olması (rahim tersliği)] retten kurtarmak Retter m kurtarıcı Rettung f kurtarma Rettungsaktion f kurtarma aksiyonu [kurtarma harekatı] Rettungsarzt m ambulans doktoru [ilk yardım doktoru] Rettungshubschrauber m ambulans helikopteri Rettungsring m can kurtaran simidi
87
Rettungsversuch m kurtarma dene-
mesi reversibel reversibl [geriye
dönüşümlü, geri döndürülebilir] Rezept n reçete rezeptfrei reçetesiz Rezeptor m reseptör rezeptpflichtig reçeteye tabi Rheuma n romatizma Rheumafaktor m romatizma faktörü Rheumamittel n romatizma ilacı Rheumapflaster n romatizma flasteri Rheumasalbe f romatizma merhemi Rheumaschmerzen pl romatizma
ağrıları rheumatisch romatizmal Rhinitis f rinit [burun sümüksel zar
iltihabı] Rhinopathie f rinopati [burun
hastalığı] Rhinoskopie f rinoskopi [burun
deliğinin bir endeskop ile incelenmesi] rhythmisch ritmik [ritimli] Rhythmus m ritim Richtung f istikamet [yön] riechen koklamak Riesenwuchs m devleşme [akromegali] Rinderpest f sığır vebası Rippe f kaburga Rippenbruch m kaburga kırılması Rippenfell n kaburga (göğüs) zarı Rippenfellentzündung f kaburga (göğüs) zarı iltihabı Risiko n risk Risikofaktor m risk faktörü Risikogeburt f riskli doğum Risikoschwangerschaft f riskli hamilelik riskant rizikolu
R
88
R
Riss Riss m çatlak Ritual n tören [seremon] Rizinusöl n hintyağı Rohrzucker m kamış şekeri Rollstuhl m tekerlekli sandalye röntgen röntgen Röntgenabteilung f röntgen servisi Röntgenaufnahme f röntgen çekimi Röntgenbild n röntgen filmi Röntgenraum m röntgen odası Röntgenstrahlen pl röntgen ışınları Röntgenuntersuchung f röntgen
Rotlichttherapie f kırmızı ışık tera-
muayenesi Rosmarin m biberiye Röteln pl kızamıkcık Rötelnvirus n kızamıkcık virüsü Roter Halbmond m kızılay Rotes Kreuz n kızılhaç Rot-Grün-Farbenblindheit f kırmızı yeşil görememe hastalığı Rotlicht n kırmızı ışık
Rückenoperation f sırt operasyonu Rückenprobleme pl bel (sırt) prob-
pisi Rötung f kızartı Routine f rutin Rücken m bel [sırt] Rückenmark n omurilik Rückenmarksanästhesie f omurilik
anestezisi Rückenmarksentzündung f omurilik
iltihabı [miyelit] Rückenmarksnerven pl omurilik
sinirleri
lemleri Rückenschmerzen pl bel (sırt) ağrısı Rufanlage f çağırma tesisi ruhig hareketsiz, sakin, sessiz Ruptur f ruptür [bir organın
yırtılması]
Säuregrad
S Saccharin n sakarin [sentetik, kalori
içermeyen yapay tatlandırıcı] Saccharose f sakaroz [kamış şekeri] Sadismus m sadizm [acı vermekten
hoşlanma] sakral sakral [kuyruk sokuğu kemiği
sonuna verilen ad] Sakralanästhesie f sakral anestezisi Sakralisation f sakralizasyon [beşinci bel omuru ile kuyruk sokumu kemiğinin birleşik olmasına verilen isim] Sakralnerven pl sakral sinirleri Salbe f merhem Salbeitee m adaçayı Salbenverband m merhemli sargı Salivation f salivasyon [tükrük salgılanması] Salmonellen pl salmonella [ishalli hastalığa neden olan bir bakteri türü] Salmonelleninfektion f salmonella enfeksiyonu Salpetersäure f asit nitrik Salpingitis f salpinjit [yumurta kanalı mukozasının iltihaplanması] Salpingographie f salpingografi [yumurta kanalının röntgen kontrast ile incelenması] Salpingotomie f salpingotomi [yumurta kanalının cerrahi yöntemle açılması] Salz n tuz salzarm az tuzlu
89
salzarme Ernährung f az tuzlu yemek Salzbedarf m tuz ihtiyacı salzfrei tuzsuz Salzgehalt m tuz içeriği [miktarı] salzig tuzlu Salzsäure f tuzruhu Samenbildung f sperm oluşması Samenleiter m sperm kanalı Samstag m cumartesi Sanatorium n sanatoryum Sandbad n kum banyosu Sanitätshaus n tıbbi malzeme satış
yeri Sarg m tabut Sarkom n sarkom [kötü huylu tümör,
şişkinlik] SARS-Erkrankung f SARS hastalığı Sauerstoff m oksijen Sauerstoff verabreichen oksijen
vermek Sauerstoffbedarf m oksijen gerek-
simi Sauerstoffbehandlung f oksijen
tedavisi Sauerstoffflasche f oksijen tüpü Sauerstoffgerät n oksijen (tenefüs)
aleti Sauerstoffkapazität f oksijen kapa-
sitesi Sauerstoffmangel m oksijen eksikliği Sauerstoffmenge f oksijen miktarı Sauerstofftherapie f oksijen terapisi Sauerstoffversorgung f oksijen gerek-
siminin karşılanması Sauerstoffzelt n oksijen çadırı Saugflasche f biberon Säugling m süt çocuğu [bebek] Säuglingssterblichkeit f süt çocuğu
ölme oranı Säure f asit Säuregrad m asit derecesi
S
90
säurehaltig säurehaltig asitli Schädel m kafatası Schädelbruch m kafatası kırığı Schädelfraktur f kafatası fraktürü
[kafatası kırığı] Schädel-Hirn-Trauma n kafatası be-
S
yin travması Schambein n kasık kemiği schämen utanmak Scharlach m kızıl hastalığı Scharlachfieber n kızıl sıtması Schatten m gölge Schaufensterkrankheit f vitrin hastalığı [bacaklarda kan dolaşımı bozukluğu nedeniyle, yolda yürürken, ağrıyı gidermek amacıyla yol üzerinde dükkan vitrinin önünde beklemek anlamında bir söyleşim] Schaumgummi m lastik sünger Scheide f dölyolu Scheidenbakterien pl dölyolu bakterileri Scheidenentzündung f dölyolu iltihabı Scheidenkarzinom n dölyolu karsinomu [dölyolu kanseri] Scheidenmykose f dölyolu mikozu [mantarı] Scheidenpilz m dölyolu mantarı Scheitel m başın çatısı Schere f makas Schichtarbeit f vardiya çalışması Schicksal n kader schielen şaşılık [şaşı bakmak] Schienbein n kaval kemiği Schienbeinbruch m kaval kemiği kırığı Schiffsambulanz f gemi ambulansı Schilddrüse f kalkan bezi [tiroit bezi, guatr] Schilddrüsenhormone pl kalkan bezi hormonları
Schilddrüsenkarzinom n kalkan bezi
karsinomu Schilddrüsenknoten m kalkan bezi
düğümü Schilddrüsenkrebs m kalkan bezi
kanseri Schilddrüsenszintigraphie f kalkan
bezi sintigrafisi Schildrüsenüberfunktion f kalkan
bezinin fazla çalışması Schildrüsenunterfunktion f kalkan
bezinin az çalışması Schimmel m küf Schimmelpilz m küf mantarı schizophren şizofren [zihinsel bir
hastalık] Schizophrenie f şizofreni Schlaf m uyku Schlafbehandlung f uyku tedavisi Schlafdauer f uyku süresi Schläfe f şakak schlafen uyumak Schläfenarterie f şakak atardamarı Schläfenbein n şakak kemiği schlaff gevşek Schlafgewohnheit f uyku alışkanlığı Schlafkrankheit f uyku hastalığı schlaflos uykusuz Schlaflosigkeit f uykusuzluk Schlafmittel n uyku ilacı Schlafstörung f uyku bozukluğu Schlafsucht f uyku düşkünlüğü Schlaftablette f uyku hapı Schlaftherapie f uyku terapisi schlafwandeln uyurgezerlik Schlag m darbe Schlagader f atardamar Schlaganfall m felç [inme, apopleksi] Schlaganfall erleiden felçe uğramak Schlammbad n çamur banyosu Schlangengift n yılan zehiri
schwach Schleim m sümük, salya, balgam Schleimdrüse f sümüksel bez Schleimhaut f sümüksel zar schleimig sümüklü, sümüksel schleimlösend balgam söktürücü Schleimsuppe f süzgeçten geçirilen
özlü çorba Schluck m yudum Schluckauf m hıçkırık schlucken yutmak Schluckstörung f yutma güçlüğü
[bozukluğu] Schlüsselbein n köprücük kemiği Schlüsselbeinbruch m köprücük
kemiği kırığı Schmerz m ağrı [sancı] schmerzen ağrımak [sancımak] schmerzfrei ağrısız [sancısız] schmerzhaft ağrılı [sancılı] Schmerzmittel n ağrı kesici Schmerztabletten pl ağrı hapı Schmerztherapie f ağrı terapisi Schmerzzentrum n ağrı merkezi Schmierblutung f kanlı akıntı Schnabeltasse f emzikli bardak [yatalak hastaların içmede kullandığı özel bir bardak] Schnake f sivrisinek Schnakenstich m sivrisinek ısırması [sivrisinek sokması] Schnappatmung f kesintili ve sesli solunum tipi schnarchen horlamak schnaufen solumak Schneidezähne pl kesme dişleri Schnittwunde f kesik yarası Schnuller m emzik Schnupfen m nezle Schnupfen bekommen nezle olmak Schock m şok
91
Schock bekommen şok olmak /
geçirmek Schockbehandlung f şok tedavisi schön güzel schonen korumak Schönheitschirurg m güzellik (este-
tik) cerrahı Schönheitsoperation f güzellik (este-
tik) operasyonu Schonkost f koruyucu gıda Schrei m bağırma [feryat, haykırış] schreiben yazmak Schreibkrampf m yazma krampı schreien bağırmak [feryat etmek,
haykırmak] Schrittmacher m kalp pili Schrittmacheroperation f kalp pili
operasyonu Schrittmacherpass m kalp pili kimlik
kartı Schrumpfniere f büzülmüş böbrek schüchtern çekingen [utangaç] Schuh m ayakkabı Schularzt m okul doktoru Schuld f suç Schulter f omuz Schulterblatt n omuz (kürek) kemiği Schulteroperation f omuz operas-
yonu Schulterschmerzen pl omuz ağrısı Schulung f eğitim [talim, alıştırma] Schuppe f kepek Schuppenflechte f sedef hastalığı schuppenfrei kepeksiz schuppig kepekli Schuppung f kepeklenme Schüttelfrost m nöbet titremesi Schutz m koruma schützen korumak Schutzimpfung f koruyucu aşı schwach zayıf
S
92
schwanger schwanger hamile [gebe] schwanger werden hamile olmak Schwangerschaft f hamilelik [gebe-
lik] Schwangerschaftsabbruch m
hamileliği yarıda kesme, durdurma Schwangerschaftsanämie f hamile-
S
lik anemisi [hamilelik döneminde oluşan kansızlık] Schwangerschaftsdepression f hamilelik depresyonu Schwangerschaftsdiabetes m hamilelik diyabeti [hamilelik döneminde oluşan şeker hastalığı] Schwangerschaftserbrechen n hamilelik kusması Schwangerschaftsgingivitis f hamilelik gingiviti [hamilelik döneminde oluşabilen diş eti iltihaplanması] Schwangerschaftshypertonie f hamilelik hipertoni [hamilelik döneminde oluşabilen yüksek tansiyon] Schwangerschaftsstreifen pl hamilelik izleri [hamilelik döneminde ortaya çıkan ve karın bölgesinde oluşan izlere verilen ad] Schwangerschaftstest m hamilelik testi Schwangerschaftsverlauf m hamilelik süreci Schwangerschaftswehen pl hamilelik sancıları Schwefel m kükürt Schweigepflicht f sır mükellefiyeti [meslek sırrı] Schweineinsulin n domuz insülini Schweinepest f domuz vebası Schweiß m ter Schweißdrüse f ter dokusu Schwelle f eşik Schwellung f şişk(in)lik
schwer ağır schwer behindert ağır malul [özürlü] Schwerbehindertenausweis m ağır
maluliyet kimlik belgesi schwerhörig duyma güçlüğü / ağır
işiten Schwerstpflegebedürftigkeit f
bakıma çok muhtaç olan kişiler schwierig zor [zahmetli, güç] Schwindel m baş dönmesi [göz
kararması] schwitzen terlemek sechs altı Sediment n sediment Seekrankheit f deniz tutması Seele f ruh seelisch ruhi Segen m hayır dua Segment n segment Sehbehinderung f görme bozukluğu sehen görmek Sehne f kiriş Sehnenzerrung f kiriş gerilmesi Sehnerv m göz siniri Sehnervenentzündung f görme
sinirleri iltihabı Sehschärfe f göz keskinliği Sehstörung f görme bozukluğu Sehtest m görme testi Seife f sabun seifenfrei sabun içermeyen Seitenlage f yan yatırılış Seitenstechen n böğür sancısı Sekret n sekret [salgı] Sekretion f sekresyon [salgılamak] Selbstanalyse f kendi kendine analiz
etmek [oto analiz] Selbstbeobachtung f kendi kendini
gözlemlemek Selbstgefährdung f kendini tehlikeye
sokmak
Sklera Selbstheilung f kendi kendine
iyileşmek Selbsthilfegruppe f kendi kendine
yardım grubu Selbsthypnose f kendi kendine hipnoz Selbstkontrolle f kendi kendine
kontrol etmek Selbstmord m kendini öldürmek
[intihar] Selbsttherapie f kendi kendini terapi
(tedavi) etmek Selbstverantwortung f şahsi mesu-
liyet Selbstvergiftung f kendi kendini
zehirlemek Selen n selen Seminom n seminom [testis veya
ovaryumda, belirli hücrelerde gelişen malign (kötü huylu) tümör] sensibel sensibl [duyarlı] Sensibilität f sensibilite [duyarlık] Sensibilitätsstörungen pl sensebilite bozukluğu [sinirlerin hasar görmesiyle duygu ve his algılanması bozukluğu] sensitiv sensitif [duyarlı, hassas] sensorisch sensoriyel [duyu ve duyum algılanması ile ilgili] Sepsis f sepsis [bakterilerin oluşturduğu enfeksiyon] September m eylül Septum n septum [iki boşluğu veya yumuşak dokuyu birbirinden ayıran bölme] Serologie f seroloji [serum ve özellikle immun özelliklerinin incelenmesi] Serum n serum [infüzyon] Serumallergie f serum alerjisi Serumbehandlung f serum tedavisi Seuche f salgın hastalık
93
Seuchenbekämpfung f salgın
hastalık mücadelesi Sex m seks Sexualhormone pl seks hormonları Sexualität f seksüalite [cinsellik] Sexualleben n seksüel hayat [cinsel
hayat] sexuell seksüel [cinsel] Shiatsu n şiatsu [Japonya dan gelen
özel masaj yöntemi] Shunt m şant [bağlantı, baypas;
iki veya daha fazla, örneğin damarların aralarındaki bağlantı] sich beschweren şikayet etmek sich wiegen tartılmak Sicherheit f emniyet Sicherheitsgurt m emniyet kemeri sieben yedi Signal n sinyal simplex simpleks [basit] Simulation f simulasyon [yalandan hastalanmış gibi davranmak, hasta taklidi yapmak] Singultus m singultus [hıçkırık] Sinnesfunktion f duyu fonksiyonları Sinnesorgan n duyu organı sinnlos anlamsız [manasız] Sinus m sinüs [anatomik çukurluk veya boşluk] Sinusbradykardie f sinüs bradikardi [sinüs düğümünden meydana gelen düşük kalp atışları] Sinusitis f sinüzit [yüzdeki sinus‘un kronik veya akut iltihaplanması] Sirup m şurup Sitte f ahlak Sitzbad n oturma banyosu Skalpell n skalpel [cerrahi bıcak] Skelett n iskelet Sklera f sklera [gözakı; göz küresini fibröz dış membranın arka kısmı]
S
94
Skoliose Skoliose f skolyoz [omurganın sağ
S
veya sola doğru eğrilikleri ile karakterize şekil bozuklukları] Skorbut m iskorbüt [c-vitamini eksikliği] Skrotum n skrotum [erkeklik haya torbası] Sodbrennen n mide yanması / ekşimesi Somatotropin n somatotropin [büyüme‘yi sağlayan hormon] Sommersprossen pl çil Sonde f sonda Sondenernährung f bir sonda ile verilen özel gıda Sonderbehandlung f özel tedavi Sonderfall m özel durum Sonderleistung f özel yapılan iş Sondermedikation f özel medikasyon Sondertherapie f özel terapi Sonne f güneş Sonnenallergie f güneş allerjisi Sonnenbad n güneş banyosu Sonnenbrand m güneş yanığı Sonnenstich m güneş çarpması Sonntag m pazar Sonographie f sonografi Sorgfalt f titizlik,özen sozial sosyal Sozialamt n sosyal yardım kurumu Sozialarbeiter m sosyal alanda çalışan Sozialhilfe f sosyal yardım Sozialhilfeempfänger m sosyal yardım alan Sozialstation f bakımı evde yapan kuruluş Sozialversicherung f sosyal sigorta Spannung f gerginlik [heyecan] spasmodisch spazmodik [kramplı]
Spasmolyse f spazmoliz [kramp
çözmek] Spasmus m spazm [kramp] spät geç Spätkomplikation f geç komplikas-
yon Spätstadium n geç aşama Speiche f ön kol kemiği [dönerkemik] Speichel m salya [tükrük] Speicheldrüse f salya (tükrük) bezi Speichelfluss m salya akması Speiseeis n dondurma Speiseröhre f mide borusu [yemek
borusu] Speiseröhrenkrebs m yemek borusu
kanseri Speiseröhrenstenose f yemek borusu
stenozu [yemek borusu tıkanması] Spende f bağış Sperma n sperm Spermabildung f sperm oluşması Spermakanal m sperm kanalı spezial özel Spezialformular n özel formüler/
belge Spezialist m mütehassıs [uzman] Spezialschuhe pl özel ayakkabı Spezialvollmacht f özel vekalet Spiegel m ayna Spielsucht f şans oyunu bağımlılığı spinal spinal [omurilik ile ilgili] Spinalanästhesie f spinal anestezisi
[omurilik üzerinden yapılan anestezi] Spinalkanal m spinal kanalı [omurilik kanalı,salyangoz kanalı] Spinalnerven pl spinal sinirleri [omurilik sinirleri] Spirale f spiral [doğum kontrolü yöntemlerinden biri olan spiral kadının
Stimmband
rahmine yerlestirilen kücük koruyucu bir aractır] Splen m splen [dalak] Splenektomie f splenektomi [dalağın cerrahi yöntemle çıkarılması] Splenomegalie f splenomegali [dalak büyümesi] Spondylitis f spondilit [omurganın iltihaplanması] Sport m spor Sport treiben spor yapmak Sportarten pl spor çeşitleri Sportverletzung f spor yaralanması [sakatlanması] Sprache f lisan Sprachstörung f konuşma bozukluğu Sprachzentrum n beyinde konuşma hafızası merkezi Spray n sprey Sprechstunde f doktorda muayene (görüşme) saati Sprechzimmer n muayene odası Spritze f iğne spritzen iğne yapmak Spritzentherapie f iğne tedavisi Sprungbein n aşık kemiği Sprunggelenk n aşık eklemi Spucke f tükrük [salya] Spulwurm m barsak solucanı spürbar hissedilir [sezilir] Sputum n balgam [tükrük] Sputumbecher m balgam kabı [tükrük kabı] Sputumuntersuchung f balgamın incelenmesi stabiler Verlauf m stabil seyir Staphylokokkus m stafilikok [bir bakteri çeşidi] stark güçlü [kuvvetli] Stärkungsmittel n güçlendirici ilaç starrköpfig inatçı
95
Starrsinn m inat stationär stasyoner [hastane servisin-
de yatarak tedavi altında olmak] Staub m toz Stauballergie f toz alerjisi Steckbecken n yatak lazımlığı stehend ayakta steif sert [katı, dik] Steißbein n kuyruk kemiği Steißbereich m kuyruk bölgesi Stenose f stenoz [daralma] Sterbebett n ölüm döşeği Sterbefall m ölüm vakası Sterbegeld n ölüm yardımı parası Sterbehilfe f ölüm yardımı sterben ölmek [vefat etmek] Sterbeort m ölüm yeri Sterbephase f ölüm süreci, dönemi Sterbezimmer n ölüm odası steril steril [1.kısır; 2. mikrop içer-
meyen] Sterilisation f sterilizasyon [1.
kısırlaştırma; 2. mikropları öldürme] sterilisieren sterilize etmek [1. kısırlaştırmak; 2. mikropları öldürmek] Sternum n sternum [göğüs kemiği] Steroidhormone pl steroit hormonları Stethoskop n stetoskop [kulakla dinleme aleti] Stich m sokma Stichwunde f bıçak yarası Stickstoff m azot Stiftzahn m takma diş stillen emzirmek [çocuğa meme vermek] Stillzeit f emzirme süresi Stimmband n ses teli
S
96
Stimmbandentzündung Stimmbandentzündung f ses teli
iltihabı Stimmbruch m sesin değişmesi [sesin
kalınlaşması] Stimme f ses Stimmgabel f ses teli Stimmlosigkeit f ses yitimi Stimmung f keyif [şenlik, moral] Stimulans n stimülans [uyarıcı ilaç] Stirn f alın Stirnbein n alın kemiği Stirnfalte f alın çizgisi/buruşukluğu Stirnhöhle f alın boşluğu Stirnhöhlenentzündung f alın
boşluğu iltihabı Stirnmuskel m alın kası Stirnwunde f alın yarası Stoffwechsel m metabolizma [özüm-
leme] Stoffwechselkrankheit f metaboliz-
ma hastalığı Stoffwechselprodukt n metabolik
artığı Stoffwechselstörung f metabolizma
bozukluğu stöhnen inlemek, oflamak Stomatitis f stomatit [ağız boşluğu
S
mukozasının iltihaplanması, yara oluşması] stottern kekelemek Strabismus m strabizm [şaşılık] Strahlenbehandlung f ışın tedavisi Strahlendosis f ışın dozu Strahlentherapie f ışın (radyo) terapisi Strangurie f strangüri [zorlayıcı ve ağrılı idrar yapma zorluğu] Streckübung f gerinme egzersizleri Stress m stres Stresshormone pl stres hormonları Stresssituation f stres durumu
Stridor m stridor [nefes alma ve ver-
me esnasında meydana gelen; ıslığa benzer ses] Struma f guatr Strumaoperation f guatr operasyonu Strumpf m çorap Stück n adet [tane] Stuhl(gang) m büyük tuvalet [büyük aptest] Stuhldrang m büyük tuvalet (gaita) güdüsü Stuhlinkontinenz f büyük tuvaletini kontrol edememe Stuhlprobe f büyük tuvalet örneği Stuhlzwang m sürekli büyük tuvalet güdüsü stumm dilsiz [konuşamayan] Sturz m düşme stürzen düşmek Stützstrumpf m varis çorabı subkutan subkutan [deri altı] subkutane Injektion f subkutan enjeksiyonu [deri altına iğne yapmak] sublingual sublingual [dil altı] Sucht f bağımlılık [düşkünlük] Suchtgefahr f bağımlılık tehlikesi süchtig bağımlı [düşkün] Suizid m suisit [intihar] Suizidgefahr f suisit tehlikesi [intihar tehlikesi] Sulfonylharnstoff m sulfonilüre [diyabet tedavisinde kullanılan etken madde, hap türü ile kullanılır] Sumpffieber n bataklık humması Suppositorium n fitil suprapubischer Harnkatheter m karından idrar torbasına sonda yerleştirmek Süßspeise f tatlı
Szintigraphie Süßstoff m enerji içermeyen yapay
tatlandırıcı Symbol n sembol Symptom n semptom [belirti] symptomatisch semptomatik Syndrom n sendrom Synkope f senkop [ani bir beyin anoksiye bağlı olarak meydana gelen, kan basıncı düşmesi ve kalp atım yetersizliği eşliğinde bilinç kaybı] Synthese f sentez [terkip] Syphilis f sifilis [frengi hastalığı]
97
System n sistem Systole f sistoli [kalp kasının
kasılması ve bunun sonucu kalpteki kanın aortaya ve pulmoner arterlere atılma evresi] systolischer Blutdruck m sistolik tansiyon Szintigraphie f sintigrafi [incelenecek organa olan radyoaktif bir madde enjekte edilerek bir sintigraf ile radyoaktivitenin organdaki dağılımını topografik olarak incelenmesi]
S
98
Tablette
T
Temperatur f ısı [derece] Temperatur senkend ısı (ateş)
düşürücü Temperaturmethode f ısı metodu Temporalis f temporalis [şakak
atardamarı] Tendinitis f tendinit [kiriş Tablette f tablet [hap] Tablette einnehmen tablet (hap)
alma, - yutma Tablettenvergiftung f tablet (hap)
zehirlenmesi Tachyarrhythmie f taşiaritmi [kalp
ritim hızlanması] Tachykardie f taşikardi [yüksek
nabız] Tachyphagie f taşifaji [çok hızlı
T
yemek yeme, çiğnemeden yutulması] Tachypnoe f taşipne [hızlı solunum] Tagesablauf m günlük gidişat Tagesdosis f günlük doz Tagesklinik f günlük sağlık kliniği Tagespflege f günlük bakım Tageszeit f günün saati Talalgie f talalji [topuk ağrısı] Talgdrüse f yağ bezi Talkumpuder m talk pudrası Tampon m tampon Tamponade f tamponat Tarsalknochen m ayak bileği kemiği taub sağır taub (Gliedmaßen) uyuşuk Taubheit f sağırlık [uyuşma] taubstumm sağırdilsiz Teerstuhl m katranlı büyük tuvalet/ apdest Teilbad n kısmi banyo Teilnahme f katılım Teilnahmeerklärung f katılım belgesi Telepathie f telepati [ruhsal duyu]
iltihaplanması] Tendo m tendon [kiriş; kas iskeletini
saran ve bir kası kemiğe tutturan bağ dokudan oluşan bağlantı] Tenesmus m tenesmus [rektum veya mesanenin iltihaplı durumlarında görülen, ağrılı işeme veya defekasyon duygusu] Tenotomie f tenotomi [kiris‘in cerrahi yolla kesilmesi] Termin m termin [randevu] Terminkalender m termin takvimi Test m test [deney] Testament n vasiyetname testen test etmek Testis m testis [haya bezleri] Testosteron n testesteron [erkek seks hormonuna verilen ad] Tetanie f tetani Tetanus m tetanoz Tetanusimpfung f tetanoz aşısı Tetanusspritze f tetanoz iğnesi Tetraplegie f tetrapleji [iki kol ve iki bacakta görülen felç] Thalamus m talamus Thanatophobie f tanatofobi [ölümden aşırı korkma] Therapeut m tedavici [tedavi eden uzman kişi] therapeutisch terapotik Therapie f terapi [tedavi] Therapieform f terapi şekli Thermalbad n kaplıca hamamı Thermometer n termometre [derece]
Tonsilla Thermotherapie f termoterapi [ısı ile
yapılan tedavi şekli] Thiamin n tiamin [B1 vitamini] thorakal torakal [göğüssel] Thorakotomie f torakotomi [göğüs kafesinin cerrahi yöntemle açılması] Thorax m toraks [göğüs kafesi] Thrombektomie f trombektomi [bir kan pıhtısının cerrahi yöntemle çıkarılması] Thrombolyse f tromboliz Thrombose f tromboz [damar tıkanması, pıhtılaşma] Thrombosestrumpf m tromboz çorabı Thrombozyten pl trombositler [kanın en küçük hücresel elemanı olup kanamanın durdurulmasında rol oynar] Thymektomie f timektomi [timus un cerrahi yöntemle çıkarılması] Thymus m timus [salgı bezi] Thyreoidea f tiroidea [guatr] Thyreoidektomie f tiroidektomi [guatr‘ın tamamının veya bir kısmının cerrahi yöntemle çıkarılması] Thyreoiditis f tiroidit [guatr‘ın iltihaplanması] Thyroxin n tiroksin [guatr hormonu] Tibia f tibia [incik kemiği] Tick m tik [belirli şeyleri tekrarlama] tief derin Tiefenwirkung f derinliğe tesir tieflagern bacakları aşağıya gelecek şekilde yatırma Tinktur f tentür Tinnitus m tinnitus [kulak çınlaması] toben azmak [kıyameti koparmak] Tobsucht f kudurma Tocopherol n tokoferol [E vitamini]
99
Tod m ölüm [vefat] todbringend öldürücü todernst son derece ciddi Todesahnung f ölümün yaklaştığını
seziş Todesangst f ölüm korkusu Todesanzeige f ölüm ilanı Todesart f ölüm tarzı Todesbescheinigung f ölüm kağıdı/
raporu Todesengel m ölüm meleği Todeskampf m ölümle (can) çekişme Todesnachricht f ölüm haberi Todesnacht f ölüm gecesi Todestag m ölüm günü Todesursache f ölüm sebebi Todeszeichen n ölüm belirtisi Todeszeit f ölüm saati todkrank ölümcül hasta tödlich ölümcül todmüde yorgun argın [bitgin] Toilette f tuvalet [yüznumara, hela] Toilettenpapier n tuvalet kağıdı Toilettentraining n tuvalet alıştırması Tokographie f tokografi [doğum
sırasında rahim (uterus) hareketlerinin kaydedilmesi.] Tokologie f tokoloji [doğum bilimi] Tokolyse f tokoliz [doğum sancılarının ilaçlarla önlenmesi] Toleranz f tolerans Toleranzdosis f tolerans dozu Toleranzgrenze f tolerans sınırı Tollwut f kuduz tollwütig kudurmuş Tomographie f tomografi [tomografi x-ışını kullanarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir] Tonsilla f tonsil [bademcik]
T
100
Tonsillektomie Tonsillektomie f tonsillektomi
T
[bademciklerin cerrahi yöntemle çıkarılması] Tonsillitis f tonsillit [bademcik iltihabı] Tonsillotomie f tonsilotomi [bademciklerin cerrahi yöntemle çıkarılması] Torsion f torsiyon [burkulma] tot ölmüş Totenschein m ölüm kağıdı/belgesi Totenstarre f ölü kasılması Toter m ölü Totgeburt f ölü doğumu [bebeğin ölü olarak dünyaya gelmesi] Toxin n toksin [mikropların saldığı zehir] toxisch toksit [zehirli] Trachea f trakea [nefes borusu] Tracheafistel f trakea fistülü Trachealkanüle f trakea (nefes borusu) kanülü Trachealnekrose f trakea nekrozu Trachealstenose f trakea stenozu [nefes borusu daralması] Tracheotomie f trakeotomi [nefes borusunun cerrahi yöntemle açılması] tragen taşımak Träne f gözyaşı Tränendrüse f gözyaşı bezi Tränensack m gözyaşı kesesi Tranquilizer pl trankilizan [sakınleştirici ilaç] transabdominal transabdominal Transaminase f transaminaz [bir enzim çeşidi] Transfer m transfer Transferrin n transferrin [demiri bağlayan ve taşıyan bir protein türü; karaciğerde oluşan glikoprotein]
Transfusion f transfüziyon [kan
nakli] transkutan transkütan transnasal transnasal [burun yolu ile] Transpiration f transpirasyon [terle-
me] Transplantat n transplantat [bir doku
parçası veya organın bir kimsenin diğerine nakledilmesi] Transplantation f transplantasyon [organ nakli] Transplantationsgesetz n transplantasyon yasası transplantieren transplante etmek Transport m nakliye, ulaştırma, sevk Transportschein m nakliye belgesi Transsexualität f transseksüelite [davranışlarıyla ve ruhsal yapısıyla kendinin karşı cinsten olduğunu kabul eden ve ona göre yaşam şeklini seçen kişi] Transsudat n transudat [iltahaplı olmayan organik sıvı] transurethral transuretral [idrar yolu kanalı aracılığı ile] transvaginal transvajinal Transvestit m transvestit [karşı cinsin giysilerini giymekten ve onlar gibi davranışlarda bulunmaktan hoşlanan kişi] Traubenzucker m dekstroz Trauer f yas Trauerphase f yas süreci Traum m rüya Trauma n travma [şiddet ile ortaya çıkan yaralanma] traumatisch travmatik traumatischer Schock m travma şoku traumatogen traumatojen träumen rüya görmek
typisch Tremor m tremor [irade dışı titremeye
verilen ad] Trepanation f trepanasyon [kafatasında bir trepan ile bir delik açma operasyonu] Treppe f merdiven treppensteigen merdiven çıkmak Triglyzeride pl trigliserid [bir çeşit kan yağı] trinken içmek Trinkplan m içme planı Trinkwasser n içme suyu Triplegie f tripleji [üç ekstremitelerin felç durumu] Tripper m belsoğukluğu Trisomie f trisomi [hücrede normalden fazla kromozom bulunmasıyla karakterize kromozom anomalisi] Trizeps m triseps [üçbaşlı kol kası] trocken kuru Trockenverband m kuru sargı Trokar m trokar [ponksiyon aleti] Trommelfell n kulak zarı Trommelfellperforation f kulak zarı
101
perforasyonu [kulak zarı delinmesi] Trommelfellruptur f kulak zarı rüptürü [kulak zarı yırtılması] Tropenkrankheit f tropika hastalığı Tropfen m damla Trunkenbold m ayyaş [çok içki içen] Trypsin n tripsin [sindirim enzimi] Trypsinogen n tripsinojen tuberkulös veremli Tuberkulose f tüberkoloz [verem hastalığı] Tubulus m tubulus [tüp, boru] Tumor m tümör [ur] Tumorerkrankung f tümör hastalığı Tupfer m pamuk tamponu Typ-1-Diabetes m tip 1 diyabet hastalığı Typ-2-Diabetes m tip 2 diyabet hastalığı Typhus m tifo Typhusimpfung f tifo aşısı typisch tipik
T
102
Übelkeit Ulkusperforation f ulkus perfora-
U
syonu Ulna f ulna [dirsek kemiği] Ulnafraktur f ulna fraktürü [dirsek
kemiği kırığı] Ultraschall m ultrason [ultrason
Übelkeit f bulantı [mide bulantısı] überängstlich fazla korkak Überblähung f karında gaz artması überdehnen çok fazla germek Überdosis f sürdozaj [normal dozajın
üstünde] Überdruck m basınç [fazla tazyik] überempfindlich fazla derecede
hassas überflüssig lüzumsuz [gereksiz] übergeben kusmak Übergewicht n ağırlık fazlası [kilo
fazlalığı, şişmanlık] überlegen düşünmek überprüfen kontrol etmek [incele-
mek] übertragen bulaştırmak, nakletmek,
geçirmek
U
überwachen kontrol altında tutmak überweisen sevk etmek Überweisungsschein m sevk kağıdı Übung f alıştırma Uhrzeit f saat Ulcus n ulkus [ülser] Ulcus cruris n ulkus kruris [bacaklar-
daki açık yaralar] Ulcus duodeni n ulkus duodeni [oni-
kiparmak barsağı ülseri] Ulcus ventriculi n ulkus ventrikuli
[mide ülseri] Ulkuskarzinom n ulkus karsinomu Ulkuskrankheit f ulkus hastalığı
[ülser hastalığı]
insan kulağının duyamayacağı yükseklikte frekansa sahip ses dalgasıdır] Ultraschalluntersuchung f ultrason muayenesi [ultra-ses kullanarak elde edilen görüntüler. Bir çok hastalığın ön teşhisinde kullanılan, ancak daha çok karın organların gibi ses dalgalarının kolayca geçebileceği konumdaki organların tetkikinde etkili bir inceleme yöntemidir.] ultraviolett ultraviole Ultraviolettstrahlen pl ultraviole ışınları Ultravioletttherapie f ultraviole terapisi Ulzeration f ülserasyon [bir ülser oluşmasını başlatan patolojik olay] umdrehen dönmek Umkleideraum m soyunma odası Umlagerung f pozisyonunu değiştirme Umschlag m kompres unausweichlich kaçınması mümkün olmayan unbehaart kılsız unbekannt tanınmayan [bilinmeyen] unbesorgt kaygısız [endişesiz] undiszipliniert disiplinsiz unersättlich açgözlü [doyurulmaz] unerträglich tahammül edilemez [dayanılmaz, çekilemez] unerwartet hiç beklenmeyen [ummadık]
Ureter unerwünscht istenilmeyen Unfall m kaza Unfallstelle f kaza yeri Unfallversicherung f kaza sigortası unfruchtbar kısır [steril, çocuğu ol-
maz] Unfruchtbarkeit f kısırlık [sterilite] ungeduldig sabırsız ungekocht çiğ [pişmemiş] ungepflegt bakımsız ungesättigte Fettsäure f doymamış
yağ asidi ungesund sağlıklı olmayan unglücklich mutsuz unheilbar tedavisi-iyileşmesi mümkün olmayan Universität f üniversite Universitätskrankenhaus n üniversite hastanesi Unruhe f huzursuzluk unruhig huzursuz [kaygılı, endişeli] unschädlich zararsız Unterarm m ön kol Unterarmfraktur f ön kol fraktürü (kırığı) Unterbewusstsein n şuuraltı Unterernährung f gıdasızlık Unterhaut f alt deri Unterkiefer m çenealtı Unterkieferbruch m çenealtı kırılması Unterkieferdrüse f çenealtı bezi Unterkiefergelenk n çenealtı eklemi Unterkiefernerv m çenealtı siniri Unterkieferoperation f çenealtı operasyonu [çenealtı ameliyatı] Unterkühlung f vücut ısısının normalin altına düşmesi Unterlage f altlık Unterleib m karın alt kısmı Unterlippe f alt dudak Unterschenkel m alt bacak [baldır]
103
Unterschenkelgeschwür n alt bacak
(baldır) ülseri Unterseite der Zunge f dilaltı unterstützen destek vermek Unterstützung f destek untersuchen muayene etmek Untersuchung f muayene Untersuchungsart f muayene yön-
temi Untersuchungsergebnisse pl muaye-
ne sonuçları Untersuchungsmethode f muayene
metodu Untersuchungsort m muayene yeri Untersuchungszimmer n muayene
odası Untertemperatur f düşük vücut ısısı
[hipotermi] Unterzucker m kan şekerinin norma-
lin altına düşmesi Unterzungendrüse f dilaltı bezi unverdaulich hazmedilemeyen [sin-
mez] unverdaut hazmedilmemiş unverdünnt sulandırılmamış [örn:
inceltilmemiş sıvı] unverhüllt çıplak [gizlenmemiş] unverletzt yaralanmamış unversichert sigortasız unverträglich uyuşkan olmayan unvorhergesehen beklenmedik
[ummadık] unvorsichtig dikkatsiz Urämie f üremi [kandaki ürenin
normalin üzerinde olması] urämisch üremik Ureter m üreter [sidik-borusu;
böbreklerle idrar torbasını birleştiren, idrarın torbaya ulaşımını sağlayan tüp]
U
104
U
Ureteritis Ureteritis f üreterit [sidik borusu
Urne f kül kavonozu [ölünün
iltihaplanması] Ureterstenose f üreter stenozu [sidik borusunun tıkanması] Urethra f üretra [sidik yolu; idrarın dışarıya atılmasını sağlayan ve idrar torbasından sonraki idrar yoluna verilen isim] Urethroskopie f üretroskopi [sidik borusunun bir endeskop ile incelenmesi] Urethrotomie f üretrotomi [sidik borusunun cerrahi yöntemle açılması] Urethrozystitis f üretrosistit [sidik borusu ve sidik torbası iltihabı] Urin m idrar [sidik] Urinbefund m idrar tahlili Urinflasche f idrar şişesi Urininkontinenz f idrar inkontinansı [idrar kaçırma, idrar tutamama] Urinkatheter m idrar kateteri [idrar sondası] Urinprobe f idrar örneği Urinprobenbecher m idrar toplama (biriktirme) kabı Urinuntersuchung f idrar muayenesi Urinverhalt m idrar tutulması Urinzucker m idrar şekeri Urinzuckerkontrolle f idrar şekeri kontrolü Urinzuckerselbstkontrolle f kendi kendine idrar şekeri kontrolü Urkunde f belge Urlaubsverletzung f tatilde yaralanma
yakılmasından sonra muhafaza amacıyla kullanılan bir kavonoz] urogenital ürogenital [genital ve idrar yolları sistemi ile ilgili] Urographie f ürografi [damardan kontrast madde verilerek böbrekler, idrar torbası ve idrar yollarının belirli zaman aralıklarla ile filmlerinin çekilmesi] Urolithiasis f ürolitiyaz [üriner sisteminde taş oluşması] Urologe m ürolog [bevliye doktoru] Urologie f üroloji [idrar yolları hastalıkları bilim dalı] urologische Abteilung f bevliye servisi Ursache f sebep [neden] Ursachenforschung f sebebini (nedenini) araştırmak Uterus m uterus [rahim, dölyatağı] Uterusatrophie f uterus atrofisi Uteruskarzinom n uterus karsinomu [rahim karsinomu] Uterusmyom n uterus miyomu [rahim kaslarında oluşan iyi huylu şişkinlik] Uteruspolyp m uterus polipi Uterusruptur f uterus rüptürü [rahimin yırtılması] Uvula f uvula [küçük dil] Uvulektomie f uvulektomi [küçük dilin kesilip çıkarılması]
Venenkatheder
105
Varikose f varikoz [damarlarda varis
V Vagina f vajina [dölyolu] vaginal vajinal [dölyolu ile ilgili] Vaginalabstrich m vajinadan alınan
doku örneği Vaginalkarzinom n vajinal karsino-
mu [dölyolu kanseri] Vaginalmykose f vajinal mikozu
[dölyolu mantarı] Vaginitis f vajinit [dölyolu iltihabı] Vaginoplastik f vajinoplasti [dölyo-
lu şekil bozukluklarında veya genişlemelerinde yapılan plastik cerrahi girişimi] Vagotomie f vagotomi [vagus sinirinin etkisinin ortadan kaldırmak amacıyla dallarından birisinin kesilmesi] Vagus m vagus [nervus vagus onuncu kafa siniridir, kafatasından çıktıktan sonra mide, barsak sisteminin bir kısmına, kalp ve akciğerlere dallar verir. Bu sistemlerin fonksiyonlarında önemli rol oynayan bir sinirdir] Vakuum n vakum Vakuumpumpe f vakum pompası [erkeklerde, erektil disfonksiyon rahatsızlığında kullanılabilen bir çeşit alet] Vakzination f vaksinasyon [aşılama] Valvotomie f valvotomi [daralmış kalp kapaklarını açma ameliyatı] Valvulitis f valvulit [kalp kapakçığının iltihaplanması]
oluşması] Varikozele f varikosel [erkeklik
haya kordon ven kapakçıklarının yetersizliği; sonucu anormal şişerek genişlemesi] Varize f varis Vasektomie f vazektomi [erkeklerde vas kanalının bir kısmının veya tümünün kesip çıkarılması] Vaseline f vazelin Vaskulitis f vaskülit [damar iltihabı] Vasodilatation f vazodilatasyon [damar genişlemesi] Vasodilatator m vazodilatör [damar genişleten] Vasographie f varikosel [kontrast madde verildikten sonra kan damarlarının; röntgeni çekilmesi] Vasokonstriktion f vazokonstriksiyon [damar daralması] Vasokonstriktor m vazokonstrüktör [damar daraltan] vasomotorisch vazomotorik Vasotomie f vazotomi [sperm kanalının kesilmesi] Vaterschaftstest m babalık testi Vegetarier m vejeteryan [bitkisel gıdalarla beslenen] Vene f toplardamar [verit] Venektomie f venektomi [toplardamarın cerrahi yöntemle çıkarılması] Venendruck m verit basıncı [toplardamar basıncı] Venenentzündung f toplardamar iltihabı Veneninsuffizienz f toplardamar yetmezliği Venenkatheder m verit kateteri [toplardamar sondası]
V
106
Venenklappe Venenklappe f toplardamar
kapakcığı Venenthrombose f verit trombozu
[toplardamar da oluşan kan pıhtısı] venös venöz [toplardamarla ilgili] Ventilation f ventilasyon
[havalandırma] Ventilationsstörung f ventilasyon
bozukluğu Ventrikel m karıncık Ventrikeldruck m karıncık basıncı
[kalp karıncığı basıncı] verändern değiştirmek Veränderung f değişme Verantwortung f sorumluluk Verantwortung übernehmen sorum-
luluk almak Verband m sargı [pansuman, bandaj] Verbandskasten m sargı kutusu Verbandsmaterial n pansuman
V
(sargı) malzemesi Verbandswatte f pansuman pamuğu Verbandswechsel m pansuman (sargı) değişmesi Verbandszeug n sargı malzemesi verbinden bağlamak verblöden bunamak verbluten çok kan kaybetmek [kan kabederek ölmek] verboten yasak Verbrennung f yanık [yanma] Verbrühung f haşlanmak Verdacht m şüphe verdächtig şüpheli verdauen hazmetmek [sindirmek] Verdauung f hazım [sindirim] Verdauungsstörung f hazımsızlık [sindirim bozukluğu] Verdauungssystem n sindirim sistemi verdünnen inceltmek
Vereiterung f cerahatlanma Verengung f daralma Vererbung f kalıtım verfaulen çürümek vergessen unutmak vergiften zehirlemek Vergiftung f zehirlenme Verhalten n davranış Verhaltensfehler m davranış hatası Verhaltenstherapie f davranış tera-
pisi verheilen iyileşmek [yaranın
iyileşmesi] Verhornung f nasırlaşma Verhütung f gebelikten korunma Verhütungsmittel n gebelikten ko-
runma aleti/yöntemi verkalken kireçlenmek verkrampfen kramp girmek,
kasınmak verkrusten kabuk bağlamak Verkrustung f kabuk bağlaması verlangen talep etmek [istemek] Verlass m güven [itimat] Verlauf m süreç verlausen bitlenmek verlaust bitlenmiş Verlegenheit f mahcubiyet
[utangaçlık] Verlegung f nakil Verlegungsart f nakil şekli Verlegungsbericht m nakil raporu Verlegungsort m nakil yeri verletzbar yaralanabilir Verletzung f yaralanma verleugnen inkar etmek vernähen dikmek [dikerek kapamak] Verrenkung f çıkık Verschlechterung f kötüleşme verschlucken genzine kaçmak
Vulvovaginitis verschreiben yazmak, reçete yazmak
[ilaç yazmak] Versicherter m sigortalı Versicherung f sigorta Versicherungskarte f sigorta kartı Verstand m akıl [şuur] verstärken güçlendirmek verstauchen burkulmak Versteifung f kasılma Verstimmung f can sıkıntısı Verstopfung f kabızlık verstorben ölen [ölü, ölmüş] Vertigo f vertigo [genel anlamda baş dönmesi, denge kaybı] verträglich uyuşkan vertrauen güvenmek [itimat etmek] vertrocknen kurumak vertrocknet kurumuş Verwandte m akraba Verwirrung f şaşkınlık Verzögerungsinsulin n geciktirmeli insülin verzweifeln ümitsizliğe düşmek Veterinär m veteriner Vibration f vibrasyon [titreşim] viel çok Vielen Dank! Çok teşekkürler vier dört viertel dörtte bir Virämie f viremi [virüslerin kana geçmesi] Virus n virüs Viruserkrankung f virüs hastalığı Virusinfektion f virüs enfeksiyonu Visite f vizit Viskosität f viskosite vital vital [çok canlı] Vitalität f vitalite Vitalzeichen n vital (hayati) göstergeler Vitamin n vitamin
107
vitaminarm az vitaminli vitaminhaltig vitaminli Vitaminmangel m vitamin eksikliği Vitaminmangelkrankheit f vitamin
eksikliği hastalığı Vollbad n tam banyo Völlegefühl n fazla doyma hissi Vollmacht f vekaletname Vollnarkose f tam (ful) narkoz vollständig ausgefüllt tam olarak
doldurulmuş Vollwertkost f besliyici gıda Volumen n volüm [hacim] Vorbereitung f hazırlık Vorderarm m önkol Vorderbein n önbacak Vorderhirn n önbeyin Vorderwandinfarkt m ön kalp kası
enfartüsü Vorderzähne pl ön dişler Vorhaut f sünnet derisi Vorname m ön adı Vorschlag m teklif [öneri] Vorsicht f dikkat [özen] Vorsorge f tedbir Vorsorgeuntersuchung f tedbir
muayenesi Vorsteherdrüse f prostat Vorteil m avantaj [fayda] vorteilhaft avantajlı [faydalı] Voruntersuchung f ön muayene Vorurteil n ön yargı Vulva f vulva [dişi dış genital organı] Vulvakarzinom n vulva karsinomu
[vulva kanseri] Vulvektomie f vulvektomi [vulvanın cerrahi yötemle çikarılması] Vulvitis f vulvit [dış üreme organı veya vulvanın iltihaplanması] Vulvovaginitis f vulvovajinit [vulva ve dölyolu iltihabı]
V
108
Waage
W Waage f terazi wach uyanık wachsen büyümek Wachstation f ayılma servisi [ameli-
yat sonrası uyanma bölümü] Wachstum n büyüme [gelişme] Wachstumsfaktor m büyüme faktörü Wachstumshormon n büyüme hor-
monu
W
Wade f baldır Wadenbein n baldır kemiği Wadenwickel m baldır sargısı Wahn m kuruntu wahrnehmen algılamak Wange f yanak Wangengrübchen n yanak çukuru Wangenknochen m elmacık kemiği warm sıcak warm machen ısıtmak Wärme f sıcak [hararet, ısı] Wärmebehandlung f sıcaklık tedavisi Wärmflasche f sıcak su torbası Wartezimmer n bekleme odası Warze f siğil Waschbecken n lavabo waschen yıkamak Waschraum m banyo odası Waschutensilien pl yıkama malze-
mesi Wasser n su Wasseransammlung f su birikintisi Wasserflasche f su şisesi Wasserstoffperoxid n hidrojen pe-
roksit [oksijenli su]
Wassertemperatur f su ısısı Watte f pamuk Wattestäbchen n kulak pamuğu Wechseljahre pl adet kesilme yılları
[klimakter] Wechselwirkung f karşılıklı tesir Wehen pl doğum sancıları weibliche Hormone pl kadın
hormonları weich yumuşak Weichlagerung f yumuşak yatırılış weinen ağlamak weiße Blutkörperchen pl akyuvarlar Weitsichtigkeit f yakını görememe Weltgesundheitsorganisation WHO
f dünya sağlık örgütü [WHO= World Health Organization / dünya sağlık örgütü] Wespenstich m yaban arısı sokması wichtig önemli Wickel m sargı wickeln sarmak [dolamak] Widerwille m zoraki wieder zu sich kommen ayılmak Wiederbelebung f yeniden canlandırma [reanimasyon] wiegen tartmak Wille m irade [arzu, istek] willenlos iradesiz willensstark iradeli [iradesi güçlü olan] Wimper f kirpik Windpocken pl suçiçeği Wirbel m omur Wirbelkanal m omurga kanalı Wirbelknochen m omurga kemiği Wirbelkörperbruch m omurga kırılması Wirbelloch n omur deliği Wirbelsäule f omurga [belkemiği] Wirkdosis f tesir dozu [etki dozu]
Wurzelbehandlung Wirkgruppe f tesir grubu [etki grubu] wirksam tesirli [etkili] Wirkstoff m etken madde [tesir eden
madde] Wirkung f tesir [etki] Wirkungsbereich m tesir sahası [etki
sahası, alanı] Wirkungsdauer f tesir süresi [etki
müddeti] wirkungsvoll tesirli [etkili] Woche f hafta Wochenende n haftasonu Wochentage pl hafta günleri Wohnsitz m ikametgah Wortfindungsstörungen pl
konuşurken bir kelimeyi bulamamak Wucherung f ur Wulst m kabarık wund liegen yata yata arkası açılmak
109
wund sein pişik Wundbehandlung f yara bakımı Wundbeobachtung f yaranın göz-
lemlenmesi [takibi] Wunde f yara Wundfieber n yaranın yaptığı ateş Wundheilung f yaranın iyileşmesi Wundklammer f yara çengeli Wundrose f yılancık Wundsalbe f yara melhemi Wundschorf m yara kabuğu Wundspülung f yarayı temizleme Wundstarrkrampf m kazıklı humma
[tetanoz] Wunsch m arzu [istek] Würfelzucker m küp şekeri Wurm m solucan Wurst f salam Wurzel f kök Wurzelbehandlung f kök tedavisi
W
110
Zahn
Z Zahn m diş Zahn ziehen diş çekmek Zahnabszess m diş absesi Zahnarzt m diş doktoru-hekimi Zahnbehandlung f diş tedavisi Zahnbein n diş kemiği Zahnbelag m diş pası Zahnbürste f diş fırçası Zahncreme f diş macunu Zähne plombieren dişleri doldurmak zahnen diş çıkarmak Zahnfäule f diş çürüğü Zahnfistel f diş fistülü Zahnfleisch n diş eti Zahnfleischentzündung f diş eti
iltihabı Zahnfüllung f diş dolgusu Zahnheilkunde f diş hekimliği Zahnkaries f diş çürüğü Zahnklinik f diş kliniği Zahnkrone f diş kaplaması zahnlos dişsiz Zahnlücke f diş arasındaki boşluk Zahnnerv m diş siniri Zahnpasta f diş macunu Zahnpflege f diş bakımı Zahnprothese n diş protezi Zahnpulver n diş tozu Zahnraspel f diş törpüsü Zahnreplantation f diş replantasyonu Zahnschmelz m diş minesi Zahnschmerzen pl diş ağrısı [diş
Z
sancısı] Zahnspange f dişe takılan tel
Zahnstein m diş taşı Zahntechniker m diş teknisyeni Zahnwurzel f diş kökü Zahnwurzelentzündung f diş kökü
iltihabı Zäpfchen n fitil Zecke f kene Zeckenbiss m kene ısırması Zeckenimpfung f kene aşısı Zeh m ayak parmağı Zehenknochen m ayak parmağı
kemikleri zehn on Zeigefinger m işaret parmağı Zelle f hücre Zellgewebe n hücre dokusu Zellgewebsentzündung f hücre
dokusu iltihaplanması Zellkern m hücre çekirdeği Zellteilung f hücre bölünmesi Zellulitis f selulit Zelluloid n selülit Zellulose f selüloz Zellwand f hücre duvarı zentral merkezi Zentralnervensystem n merkezi sinir
sistemi Zentrum n merkez zerbeißen ısırarak parçalamak Zerbeißkapsel f çiğneme kapsülü zerebral serebral [beyin ile ilgili] zerebrale Blutung f serebral kanama
[beyin kanaması] Zerebralganglion n serebral gangli-
yon [beyin gangliyonu] Zerebralinfarkt m serebral enfarktüs
[beyin enfarktüsü] Zerebralödem n serebral ödem Zerebrospinalflüssigkeit f serebral
sıvı [beyin-omurilik sıvısı] Zertrümmerung f parçalama
Zystoskopie Zervix f serviks [rahim boyunu] Zervixkarzinom n serviks karsinomu
[rahim boyunu kanseri] Zervixpolyp m serviks polipi [rahim
boyunu polipi] Zervizitis f servisit [rahim boynu iltihabı] ziehen çekmek Ziel n hedef Ziliarmuskel m kirpiksi kas Zimmer n oda Zimmerpflege f oda bakımı Zink n çinko Zinkmangel m çinko eksikliği Zirrhose f siroz [bir organda sertleşme ve nedbeleşme ile karakterize fibröz doku oluşumuna verilen isimdir. Ancak bu terim hemen her zaman karaciğerin görevini yapamamasıyla ilgili, kronik karaciğer iltihabı için kullanılır] zittern titremek Zorn m öfke Zubereitung f ‚yemek‘ hazırlama zubinden bağlayarak kapamak Zucker m şeker Zuckeraustauschstoff m yapay tatlandırıcı [şeker yerine kullanılan ve kalori içermeyen bir çeşit tatlandıcı] Zuckerfest n şeker bayramı zuckerkrank şeker hastası Zuckerkrankheit f şeker hastalığı [diyabet hastalığı / Diabetes mellitus] zudecken örtmek zuhören dinlemek zunehmen kilo almak [şişmanlamak] Zunge f dil Zungenbein n dil kemiği Zungenentzündung f dil iltihabı
111
Zungenlähmung f dil felçi Zungenspitze f dil ucu zusammenbrechen yıkılmak [çök-
mek] Zusammenbruch m yıkılış [çökme] Zusammenhang m bağlantı Zusammensetzung f bileşim zusammenzucken ürpermek Zustand m hal, durum, konum Zwangsernährung f mecburi bes-
lenme zwei iki Zweibettzimmer n iki kişilik oda Zwerchfell n diyafram [gögüs ve
abdomen boşluklarını birbirinden ayıran ince duvar] Zwerchfellatmung f diyafram teneffüsü Zwerchfellmuskulatur f diyafram kası Zwerchfellruptur f diyafram rüptürü Zwergwuchs m cücelik Zwilling m ikiz Zwillingsgeburt f ikiz doğumu Zwischenbilanz f ara bilanço Zwischenmahlzeit f ara öğün Zwölffingerdarm m onikiparmak barsağı Zwölffingerdarmgeschwür n onikiparmak barsağı ülseri Zyankalie n potasyum siyanürü Zyanose f siyanoz [kanda oksijen azlığı sonucu cildin ve mukozaların mor-mavimsi bir renk alması] Zyste f kist zystisch sistik Zystitis f sistit [idrar kesesi(mesane) iltihabı] Zystoskopie f sistoskopi [mesanenin endoskopik olarak incelenmesi]
Z
Türkisch – Deutsch Türkçe – Almanca
adsorpsyon
A abdomen Abdomen n [Bauch, Unter-
leib] ablepsi Ablepsie f [Blindheit] abortus Abortus m [Fehlgeburt inner-
halb der ersten 28 Schwangerschaftswochen] abrasio Abrasio f [Ausschabung der Gebärmutter, z.B. nach einer Fehlgeburt] abse Abszess m [Eitersammlung in einer Höhle des Körpergewebes] absorbe absorbieren [aufsaugen] absorpsiyon Absorption f [aufsaugen] abstinens Abstinenz f [Enthaltsamkeit] acarboz Acarbose f [Medikament zur Senkung von erhöhten postprandialen Blutzuckerwerten bei Diabetikern] ACE-inhibitörü ACE-Hemmer m [blutdrucksenkendes Medikament] acıkmak Hunger haben [bzw. bekommen] acımak schmerzen [weh tun] acil cağrı Notruf m acil durum Notfall m acil durum ambülans servisi Notfallambulanz f acil durum çantası Notfallkoffer m acil durum planı Notfallplan m acil sargı Notverband m acil servis Notaufnahme f acil tedbir Notmaßnahme f aç hungrig
aç bırakmak hungern lassen aç karnına auf nüchternen Magen açgözlü unersättlich açlık Hunger m adaçayı Salbeitee m adaptasyon Adaptation f adele Muskel m adele iltihabı Muskelentzündung f adeleli muskulös ademelması Adamsapfel m adenektomi Adenektomie f [Drüsen-
entfernung] adenit Adenitis f [akute oder chroni-
sche Lymphknotenentzündung] adenoid adenoid [drüsenähnlich] adenokarsinom Adenokarzinom n
[Drüsenkarzinom] adenom Adenom n [gutartiges Ge-
schwulst in den Drüsen] adet Stück n âdet Angewohnheit f adet ağrıları Monatsbeschwerden pl adet görme Regelblutung f [Menstru-
ation] adet kanaması Regelblutung f adezyon Adhäsion f [Verkleben von
zwei Organen] adı Name m [Vorname] adinami Adynamie f [Allgemeine
Kraftlosigkeit, Müdigkeit, Muskelschwäche] adipo Adipo [Wortteil für Fett] adli tabip Gerichtsarzt m adli tıp Gerichtsmedizin f adli tıp raporu gerichtsmedizinischer Befund m adolesan Adoleszenz f [Jugendalter, Pubertät] adrenalin Adrenalin n adres Adresse f [Anschrift] adsorpsyon Adsorption f [Anreiche-
115
A
116
A
addüksiyon
rung von Stoffen auf der Oberfläche fester Körper] addüksiyon Adduktion f [Heranziehen eines Körpergliedes zur Körpermitte] adventisya Adventitia f [äußere Bindegewebsschicht von Organen und Gefäßen] aerofaji Aerophagie f [Luftschlucken] aerofobi Aerophobie f [darunter versteht man die Angst vor dem Einatmen von Luft, Zugluft oder vor schädlichen Gasen] aerosol Aerosol n [in einem Gas schwebende, fein verteilte feste oder flüssige Teilchen] aeroterapi Aerotherapie f [Lufttherapie] afaji Aphagie f [Schluckstörung] afazi Aphasie f [Sprachstörung] afiyet olsun! Guten Appetit! afoni Aphonie f [Stimmlosigkeit] afrodiziyak Aphrodisiakum n [Geschlechtstrieb anregendes Mittel] afyon Opium n afyon bağımlılığı Opiumsucht f afyon ruhu Opiumtinktur f afyon tiryakisi Opiumraucher m agastri Agastrie f [Fehlen des Magens] agenezi Agenesie f [vollständiges Fehlen eines Organs] aglisemi Aglykämie f [absoluter Zuckermangel im Blut] agnozi Agnosie f [Störung des Erkennens trotz ungestörter Sinneswahrnehmung] agoni Agonie f [Todeskampf] agorafobi Agoraphobie f [Platzangst] agranulositoz Agranulozytose f [hochgradige Verminderung der Granulozyten]
agresif aggressiv agresyon Aggression f ağ sargısı Netzverband m ağarmak ergrauen ağda Enthaarungsmittel n ağır schwer ağır malul schwerbehindert ağır maluliyet kimlik belgesi
Schwerbehindertenausweis m ağır özürlü schwerbehindert ağırlığın artması Gewichtszunahme f ağırlığın azalması Gewichtsverlust m ağırlık Gewicht n ağırlık fazlası Übergewicht n ağız Mund m ağız bakımı Mundpflege f ağız boşluğu Mundhöhle f ağız içi mukosa hastalığı Mund-
schleimhauterkrankung f ağız kesesi Backentasche f ağız kokusu Mundgeruch m ağız mukozası Mundschleimhaut f ağızdan ağıza suni teneffüs Mund-
zu-Mund-Beatmung f ağızdan buruna suni teneffüs Mund-
zu-Nase-Beatmung f ağlamak weinen [heulen] ağrı Schmerz m ağrı hapı Schmerztablette f ağrı kesici Schmerzmittel n ağrı merkezi Schmerzzentrum n ağrı tedavisi Schmerztherapie f ağrılı schmerzhaft ağrımak schmerzen ağrısız schmerzfrei ağtabaka Netzhaut f [Retina] ağtabaka çözülmesi Netzhautablö-
sung f ağtabaka hastalığı Netzhauterkran-
kung f ağtabaka iltihabı Netzhautentzün-
dung f
albümin ağustos August m ahlak Sitte f [Moral, Ethik] AIDS enfeksiyonu AIDS-Infektion f AIDS hastalığı AIDS-Krankheit f AIDS testi AIDS-Test m aile Familie f aile doktoru Hausarzt m aile ecza kutusu Hausapotheke f aile planlaması Familienplanung f aile yakınları Familienangehörige pl akademi Akademie f akapni Akapnie f [niedriger
Kohlendioxidgehalt im Blut] akardi Akardie f [angeborenes Fehlen
des Herzens] akciğer Lunge f akciğer absesi Lungenabszess m
[Eiteransammlung in der Lunge] akciğer amfizemi Lungenemphysem
n [Blählunge, die das Ausatmen erheblich erschwert; oft als Spätfolge von Asthma] akciğer aplazisi Lungenaplasie f akciğer atardamarı Lungenschlagader f akciğer atelektazisi Lungenatelektase f akciğer dokuları Lungengewebe n akciğer dolaşımı Lungenkreislauf m akciğer embolisi Lungenembolie f akciğer enfarktüsü Lungeninfarkt m [Verschluss eines Arterienasts der Lunge] akciğer fibrozu Lungenfibrose f akciğer iltihabı Lungenentzündung f akciğer kanadı Lungenflügel m akciğer kanseri Lungenkrebs m akciğer karsinomu Lungenkarzinom n akciğer mikozu Lungenmykose f akciğer ödemi Lungenödem n [Wasseransammlung in der Lunge] akciğer petekleri Lungenalveolen pl akciğer reseksiyonu Lungenresektion
f [chirurgisches Entfernen eines Lungenflügels] akciğer tennefüsü Lungenatmung f akciğer tıkanması Lungenstauung f akciğer toplardamarı Lungenvene f akciğer veremi Lungentuberkulose f akıl Verstand m [Vernunft] akıl bozukluğu Geistesgestörtheit f akıllı klug akılsız dumm [unvernünftig] akıntı Ausfluss m aklı bozuk geistesgestört aklimasyon Akklimatisation f [Gewöhnung an eine andere Umgebung] akne Akne f [Hautausschlag] akomodasyon Akkommodation f [Anpassungsvermögen des Auges, sehr nahe und weit entfernte Dinge gleich scharf zu sehen] akrodermatit Akrodermatitis f [entzündliche Hauterkrankung der Gliedmaßen] akromegali Akromegalie f [übermäßiges Wachstum] aksi Gegenteil n aksiyon Aktion f akşam Abend m akşam vaktinde abends akşam yemeği Abendessen n aktive Aktivität f aktüel aktuell akupunktur Akupunktur f akut akut akyuvar weißes Blutkörperchen n [Leukozyte] alan Bereich m [Areal] alan bakımı Bereichspflege f alarm Alarm m alarm göstergesi Alarmzeichen n albümin Albumin n [in der Leber ge-
117
A
118
A
albüminüri
bildetes Eiweiß, das in den meisten Organen vorkommt] albüminüri Albuminurie f [Ausscheidung von Albumin mit dem Urin] alçı Gips m alçı kalıbı Gipsabdruck m alçı korsesi Gipskorsett n alçı sargısı Gipsverband m alçıya koymak eingipsen aldosteron Aldosteron n [Hormon der Nebenniere] aleksi Alexie f [Leseblindheit, Buchstabenblindheit] alerjen Allergen n alerji Allergie f alerji testi Allergietest m alerjik allergisch alet Gerät n alfa 1 blokajları Alpha-1-Blocker m [die Alpharezeptoren blockierende Substanzen] algılamak wahrnehmen algofobi Algophobie f [Angst vor Schmerzen] alın Stirn f alın boşluğu Stirnhöhle f alın boşluğu iltihabı Stirnhöhlenentzündung f alın çizgisi Stirnfalte f alın kası Stirnmuskel m alın kemiği Stirnbein n alın yarası Stirnwunde f alışkanlık Gewohnheit f alışma Gewöhnung f alıştırma Übung f alimentasyon Alimentation f [Ernährung] alkali Alkali n alkaloz Alkalose f [Anstieg des BlutpH-Wertes auf mehr als 7,44] alkol Alkohol m alkol bağımlığı Alkoholabhängigkeit f
alkol muayenehesi Alkoholunter-
suchung f alkol testi Alkoholtest m alkol zehirlenmesi Alkoholvergiftung f alkolik Alkoholiker m alkollü alkoholhaltig alkollü içecek alkoholisches Getränk n alkollü sargı bezi Alkoholumschlag m alkolsüz alkoholfrei alkolsüz içecek alkoholfreies Ge-
tränk n almak einnehmen [Medikament] aloe vera Aloe Vera f alopesi Alopezie f [Haarausfall] alt bacak Unterschenkel m alt bacak ülseri Unterschenkelge-
schwür n alt deri Unterhaut f alt dudak Unterlippe f alterasyon Alteration f [Veränderung,
Abänderung] altı sechs altı ayda bir olan halbjährlich altlık Unterlage f alyuvar Erythrozyt m [rotes Blutkör-
perchen] alzheimer hastalığı Alzheimer m amalgam Amalgam n amasti Amastie f [angeborenes Fehlen
der Brustdrüse] ambülans Ambulanz f ambulans helikopteri Rettungshub-
schrauber m ambulans otomobili Rettungswagen m ambulans personeli Ambulanzper-
sonal n amel Durchfall m ameli Amelie f [angeborenes Fehlen
von Gliedmaßen] ameliyat Operation f ameliyat etmek operieren ameliyat gömleği Operationshemd n
anjiyoplasti ameliyat masası Operationstisch m ameliyat olmak operiert werden ameliyat zamanı Operationszeit f ameliyathane Operationssaal m amenore Amenorrhoe f [Ausbleiben
der monatlichen Regelblutung] amfizem Emphysem n [Luft- oder
Gasblähungen im Gewebe, besonders in der Lunge] amilaz Amylase f [Enzym, das Stärke und Glykogen im Darm abbaut] amnesi Amnesie f [zeitlich begrenzte Gedächtnislücke] amniyosentez Amniozentese f [Fruchtwasserentnahme ab der 16. Schwangerschaftswoche] amniyoskopi Amnioskopie f [Fruchtwasserspiegelung] amonyak Ammoniak n amper Ampere n [Einheit der elektrischen Stromstärke] ampiyem Empyem n [Eiteransammlung in einer Körperhöhle, z. B. in der Brusthöhle, Bauchhöhle oder in den Gelenken] ampul Ampulle f ampütasyon Amputation f ana fikir Grundgedanke m ana öğün Hauptmahlzeit f ana toplardamar Hohlvene f anabolik Anabolikum n [Mittel zur Förderung des Muskelaufbaus] anaerob anaerob [ohne Sauerstoff lebend] anal anal [den After betreffend] anal bölgesi Analregion f analiz Analyse f anamnez Anamnese f anamnez formu Anamnesebogen m anastomoz Anastomose f [operativ hergestellte Verbindungen zwischen Hohlorganen]
anatomi Anatomie f anatomik anatomisch anatomik cımbız anatomische Pin-
zette f android android [einem Mann ähn-
lich] androjen Androgen n anemi Anämie f [Blutarmut,
Verminderung des Blutfarbstoffes und der roten Blutkörperchen] anemik anämisch anestesi Anästhesie f anestesi bölümü Anästhesieabteilung f anestesi doktoru Anästhesiearzt m [Anästhesist, Narkosearzt] anevrizma Aneurysma n [Erweiterung einer Schlagader] ani plötzlich ani duyma kaybı Hörsturz m anjina Angina f [1. Entzündung des Lymphatischen Rachenrings mit Rötung und Schwellung, besonders der Gaumenmandeln und ihrer Umgebung; 2. Enge, Beklemmung] anjiyografi Angiographie f [röntgenologische Darstellung von Blutgefäßen nach Einspritzung eines Kontrastmittels] anjiyojenez Angiogenese f [Blutgefäßbildung] anjiyokardiyografi Angiokardiographie f [Röntgenkontrastdarstellung der Herzhöhlen und der großen Gefäße] anjiyom Angiom n [Geschwulst des Gefäßgewebes] anjiyoplasti Angioplastie f [Aufdehnung verengter Gefäße mit einem Ballonkatheder]
119
A
120
A
anjiyotensin-II-reseptör antagonisti anjiyotensin-II-reseptör antagonisti Angiotensin-II-Rezeptor-
Antagonist m ankiloz Ankylose f [Gelenkverstei-
fung] anlamsız sinnlos anne sütü Muttermilch f anoksemi Anoxie f [mangelnde Versor-
gung des Gewebes mit Sauerstoff] anomali Anomalie f [vom Durch-
schnitt abweichend, Unregelmäßigkeit] anoreksi Anorexie f [Eine Essstörung, die durch Gewichtsverlust oder bei Kindern durch fehlende Gewichtszunahme gekennzeichnet ist.] ansefalit Enzephalitis f [Gehirnentzündung] ansefalopati Enzephalopathie f [hirnorganische Störung] antagonist Antagonist m [Gegenwirkung] antasid Antazida pl [Mittel gegen vermehrten Säuregehalt im Magen] antialkolik Antialkoholiker m antibiyotik Antibiotikum n antidepresan ilaç Antidepressiva pl [Mittel gegen Depressionen] antidiüretik ilaç Antidiuretika pl [die Harnausscheidung hemmendes Mittel] antidiyabetik ilaç Antidiabetika pl [blutzuckersenkende Medikamente zur Anwendung beim Diabetiker] antidot Antidot n [Gegengift] antiemetik ilaç Antiemetika pl [Mittel gegen Erbrechen] antiepileptik ilaç Antiepileptika pl [Mittel gegen epileptische Krampfanfälle] antijen Antigene pl [Stoffe, die im Kör-
per zur Bildung von Abwehrstoffen gegen Krankheitserreger führen] antikor Antikörper pl antinevraljik antineuralgisch antipati Antipathie f [Abneigung] antiromatizmal ilaç Antirheumatika pl [Entzündungs- und schmerzstillende Medikamente, die kein Kortison enthalten] antisepsi Antisepsis f [Maßnahmen zur Verhinderung oder Bekämpfung von Entzündungen] antiseptik antiseptisch [keimtötend] antispasmotik ilaç Antispasmodikum n [krampflösendes Medikament] antitoksin Antitoxin n [vom Organismus gebildete Gegengifte, die pflanzliche, tierische und bakterielle Gifte im Körper neutralisieren] antraks Anthrax m [Milzbrand] anüri Anurie f [fehlende Harnabsonderung] anüs Anus m [After] aort Aorta f [größte Körperschlagader, sie entspringt in der linken Herzkammer] aort yayı Aortenbogen m aortik anevrizma Aortenaneurysma n [Aussackung der Aorta] apandis Appendix m [Blinddarm] apendektomi Appendektomie f [operative Entfernung des Blinddarms] apendisit Appendizitis f [Blinddarmentzündung] aperatif Aperitif m aplikasyon Applikation f apne Apnoe f [Atemstillstand, Atemlähmung] apopleksi Apoplex m [Schlaganfall] apraksi Apraxie f [Unfähigkeit, bestimmte Bewegungen sinnvoll
atelektazi
auszuführen trotz erhaltener Beweglichkeit] ara öğün Zwischenmahlzeit f aralık Dezember m araştırmak erforschen arı Biene f arı sokması Bienenstich m aritmi Arrhythmie f [unregelmäßige Herztätigkeit] aroma Aroma n aromaterapi Aromatherapie f arpacık Gerstenkorn n arsen Arsen n [chemisches Element] arter damar Arterie f arter damar kanı Arterienblut n arterioskleroz Arteriosklerose f [Arterienverkalkung] arteryel basinç arterieller Druck m artrit Arthritis f [Gelenkentzündung] artroz Arthrose f [chronische Gelenkveränderungen] arzu Wunsch m asabi erregbar asbest Asbest m asepsi Asepsis f [Keimfreiheit] aseptik aseptisch [keimfrei] aseton Azeton n [chemische Substanz mit obstartigem Geruch. Azeton im Urin von Diabetikern ist ein Zeichen für eine schlechte Stoffwechsellage] asfiksi Asphyxie f [Pulslosigkeit, Atemstillstand, meistens durch Atemlähmung oder Verlegung der Atemwege] asıl nokta Kernpunkt m asıntıda bırakmak hinauszögern asidoz Azidose f [Anhäufung saurer Stoffwechselprodukte im Blut bei Stoffwechselkrankheiten] asistan hekim Assistenzarzt m asiste etmek assistieren
asistoli Asystolie f [Herz-Kreislauf-
Stillstand] asit Säure f asit derecesi Säuregrad m asitli säurehaltig askorbik asit Ascorbinsäure f aspartam Aspartam n [kalorienfreier
Süßstoff] aspirasyon Aspiration f [An- oder
Einatmen von Fremdkörpern in die Atemwege] Aspirin Aspirin n assit Aszites m [Wasseransammlung in der Bauchhöhle] astım Asthma n astım hastası Asthmatiker m astım ilacı Asthmamittel n astım krizi Asthmaanfall m astronot yiyeceği Astronautenkost f aşı Impfung f aşı hasarı Impfschaden m aşı karnesi Impfpass m aşı maddesi Impfstoff m aşı planı Impfplan m aşık eklemi Sprunggelenk n aşılamak impfen aşılanma mecburiyeti Impfzwang m ataksi Ataxie f [Störung im Zusammenwirken einzelner Muskelgruppen] atardamar Arterie f [Schlagader] atardamar kanı Arterienblut n atardamar kireçlenmesi Arterienverkalkung f atardamar tıkanma hastalığı Arterielle Verschlusskrankheit f [AVK] atardamar tıkanması Arterienverschluss m atelektazi Atelektase f [Chronische Belüftungsstörung eines oder mehrerer Lungensegmente oder eines oder mehrerer Lappen]
121
A
122
A
ateş ateş Fieber n ateş düşürücü fiebersenkend ateş düşürücü ilaç fiebersenkendes
Mittel n ateş nöbeti Fieberanfall m ateşsiz fieberfrei atmosfer Atmosphäre f atoni Atonie f [Erschlaffung, vermin-
derte Arbeit der Muskulatur] atopi Atopie f [Bereitschaft, gegen Substanzen aus der natürlichen Umgebung mit sofortiger Allergie zu reagieren] atrofi Atrophie f [Gewebs- oder Organschwund] atropin Atropin n avantaj Vorteil m avantajlı vorteilhaft avitaminoz Avitaminose f [durch Vitaminmangel hervorgerufene Krankheit] avuç Handfläche f avukat Rechtsanwalt m ay başı/adet görme Periode f [Menstruation] ayak Fuß m ayak bakımcısı Fußpfleger m ayak bakımı Fußpflege f ayak banyosu Fußbad n ayak başparmağı Großzehe f ayak bileği Knöchel m ayak bileği kemikleri Fußwurzelknochen m ayak bileği kırığı Knöchelbruch m ayak burnu Fußspitze f ayak dispanseri Fußambulanz f ayak ısısı Fußtemperatur f ayak jimnastiği Fußgymnastik f ayak kırılması Beinbruch m
ayak kontrolü Fußkontrolle f ayak mafsalı Fußgelenk n ayak mantarı Fußpilz m ayak masajı Fußmassage f ayak nabzı Fußpuls m ayak parmağı Zehe f ayak parmağı kemikleri Zehenkno-
chen m ayak problemleri Fußprobleme pl ayak protesi Beinprothese f ayak refleks masajı Fußreflexzonen-
massage f ayak tabanı Fußsohle f ayak tarağı Mittelfuß m ayak tarağı kemikleri Mittelfußkno-
chen m ayak ülseri Fußgeschwür n [Ulcus
cruris] ayakaltı Fußsohle f ayakkabı Schuh m ayakta stehend [im Stehen] ayakta tedavi ambulante Behandlung f ayakta-evde hasta bakım servisi am-
bulanter pflegerischer Dienst m ayakteri Fußschweiß m aydınlık Helligkeit f ayılma servisi Wachstation f ayılmak wieder zu sich kommen
[ernüchtern] ayıltmak ausnüchtern ayna Spiegel m ayyaş Trunkenbold m [Saufbold] az kalsiyumlu kalziumarm az mikroplu keimarm az potasyumlu kaliumarm az tuzlu salzarm az tuzlu yemek salzarme Ernährung f azmak toben azot Stickstoff m
bakterisid
B
bakım durumu Pflegezustand m bakım hedefi Pflegeziel n bakım kalitesi Pflegequalität f bakım kursu Pflegekurs m bakım modeli Pflegemodell n bakım organizasyonu
Pflegeorganisation f babalık testi Vaterschaftstest m bacak Bein n bacak ağrısı Beinschmerzen pl bacak masajı Beinmassage f bacak toplardamar trombozu Bein-
venenthrombose f bacak toplardamarı Beinvene f bademcik Rachenmandel f bademcik iltihabı Mandelentzün-
dung f bademcik operasyonu Rachenman-
bakım önerisi Pflegeangebot n bakım parası Pflegegeld n bakım personeli Pflegekraft f bakım planlanması Pflegeplanung f bakım problemleri Pflegeproble-
me pl bakım raporu Pflegebericht m bakım sandalyesi Pflegestuhl m bakım sigortası Pflegeversicherung f bakım sigortası yasası Pflegeversiche-
rungsgesetz n
deloperation f bağdokusu Bindegewebe n [Füllund Stützgewebe des Körpers] bağımlı abhängig [süchtig] bağımlılık Abhängigkeit f bağımlılık tehlikesi Suchtgefahr f bağırma Schrei m bağırmak schreien bağış Spende f bağışıklık immun [unempfänglich für Krankheitserreger] bağışıklık sistemi Immunsystem n
bakım sözleşmesi Pflegevertrag m bakım standartı Pflegestandard m bakım taslağı Pflegekonzept n bakım teklifi Pflegeangebot n bakım teorisi Pflegetheorie f bakım uygulaması Pflegemaßnahme f bakım ücreti tabanı Pflegesatzbasis f bakım yatağı Pflegebett n bakıma ihtiyacı olanlar
bağışıklık sistemini destekleyici tedavi Immuntherapie f bağlamak fixieren [verbinden] bağlantı Zusammenhang m bağlayarak kapamak zubinden bahar nezlesi Heuschnupfen m bakım Pflege f bakım anamnez formu Pflegeanam-
bakımı evde yapan kuruluş
nesebogen m bakım anamnezi Pflegeanamnese f bakım anlaşması Pflegevertrag m bakım ayarı Pflegestufe f
Pflegebedürftigkeit f bakıma yardım malzemeler
Pflegehilfsmittel n Sozialstation f bakımın belgelendirilmesi
Pflegedokumentation f bakımın ispat edilmesi
Pflegenachweis m bakımın planması Pflegeplanung f bakımsız ungepflegt bakire Jungfrau f bakteri Bakterie f bakterisid bakterizid [Bakterien
vernichtend]
123
B
124
balanit balanit Balanitis f [Entzündung der
B
Eichel] baldır Wade f [Unterschenkel] baldır kemiği Wadenbein n baldır sargısı Wadenwickel m balgam Sputum n [Auswurf, Schleim] balgam kabı Sputumbecher m balgam söktürücü schleimlösend balgamın incelenmesi Sputumuntersuchung f balık Fisch m balık zehirlenmesi Fischvergiftung f balıkyağı Fischöl n [Lebertran] balon kateteri Ballonkatheter m bandaj Bandage f banyo Bad n banyo ayakkabıları Badeschuhe pl banyo havlusu Badetuch n banyo küveti Badewanne f banyo odası Badezimmer/Waschraum n/m banyo suyuna ilave edilen malzeme
Badezusatz m banyo termometresi Badethermo-
meter n banyo yapmak baden barbitüratler Barbiturate pl [in vielen
Schlafmitteln enthaltene, bei längerer Einnahme süchtig machende Substanzen] bariyer Barriere f barotravma Barotrauma n [unter physikalischen Druckdifferenzen entstehende Wunden] barsağın boşaltılması Darmentleerung f barsak Darm m barsak ameliyatı Darmoperation f barsak anastomozu Darmanastomose f barsak bükümü Darmschlinge f barsak duvarı Darmwand f
barsak düğümlenmesi Darmver-
schlingung f barsak endoskopisi Darmspiege-
lung f barsak enfarktüsü Darminfarkt m barsak felçi Darmlähmung f barsak fistülü Darmfistel f barsak gazı Blähungen pl [Darmgas] barsak geçidi Darmpassage f barsak gribi Darmgrippe f barsak hastalığı Darmerkrankung f barsak hormonları Darmhormone pl barsak içeriği Darminhalt m barsak iltihabı Darmentzündung f barsak kanaması Darmblutung f barsak kanseri Darmkrebs m barsak koliği Darmkolik f barsak lavmanı Darmeinlauf m barsak operasyonu Darmoperation f barsak perforasyonu
Darmperforation f barsak polipi Darmpolyp m barsak sinir sistemi Darmnerven-
system n barsak solucanı Spulwurm m barsak sondası Darmsonde f barsak stenozu Darmstenose f barsak tıkanması Darmverschluss m barsak tümörü Darmtumor m barsak ülseri Darmgeschwür n barsaklar Gedärm n basil Bazille f [Bezeichnung für gram-
positive, stäbchenförmige, sporenbildende Bakterien] baskı Druck m baskı hissi Druckgefühl n basmak drücken basur Hämorrhoiden pl basur fitili Hämorrhoidenzäpfchen n basur kanaması Hämorrhoidenblutung f
beslenme danışmanı basur operasyonu Hämorrhoiden-
operation f baş Kopf m baş ağrısı Kopfschmerzen pl baş ağrısı hapı Kopfschmerztablette f baş biti Kopflaus f baş dönmesi Schwindel m baş hekim Chefarzt m baş hekim tedavisi Chefarztbehandlung f baş hemşire Oberschwester f baş parmak Daumen m başarı Erfolg m başarılı erfolgreich başarılı operasyon erfolgreiche Operation f başın çatısı Scheitel m başlangıç dozajı Anfangsdosis f başlangıç noktası Ausgangspunkt m başvuru formu Anmeldeformular n bataklık humması Sumpffieber n [Malaria] batıl inanç Aberglaube m bayan doktoru Ärztin f baygın bewusstlos [ohnmächtig] baygınlık Bewusstlosigkeit f [Ohnmacht] bayılma Ohnmacht f bazal vücut ısısı Basaltemperatur f bazdov hastalığı Basedow-Krankheit f [Schilddrüsenüberfunktion mit beschleunigter Herztätigkeit, erhöhtem Grundumsatz, Kropf und hervorquellenden Augen] bebeği memeden kesme abstillen ‘bebeğin’ göbeğini kesmek abnabeln bebek Baby n beden Körper m [Leib] beden hareketleri körperliche Aktivitäten pl
125
beden kitle indeksi (BKI) BMI m
[Body Mass Index] bedensel körperlich bedensel sakatlık Körperbehinde-
rung f bekaret jungfräulich bekleme odası Wartezimmer n beklenmedik unvorhergesehen beklenti korkusu Erwartungsangst f bel Rücken m bel ağrısı Rückenschmerzen pl bel kuşağı Leibbinde f bel omuru Lendenwirbel m bel problemleri Rückenprobleme pl belden yukarı oberhalb der Taille belfıtığı Bandscheibenvorfall m belge Urkunde f belgeleme sistemi Dokumentations-
system n belgelendirme Dokumentation f belirti Anzeichen n [Symptom] belkemiği Wirbelsäule f belsoğukluğu Tripper m [Gonorrhoe;
verbreitete Geschlechtskrankheit mit Entzündung der Schleimhäute und eitrigen Absonderungen. Die Ansteckung erfolgt fast immer durch Geschlechtsverkehr] ben Muttermal n [Leberfleck] benign benigne [gutartig] benign tümör benigner (gutartiger) Tumor m beriberi hastalığı Beriberi-Krankheit f [Vitamin-B-Mangel] besin Nahrung f [Kost] beslenme Ernährung f beslenme alışkanlığı Ernährungsgewohnheit f beslenme alışkanlıkları Ernährungsgewohnheiten pl beslenme danışmanı Ernährungsberater m
B
126
beslenme danışmanlığı beslenme danışmanlığı Ernährungs-
B
beratung f beslenme değişikliği Ernährungs-
umstellung f beslenme durumu Ernährungszu-
stand m beslenme kültürü Esskultur f beslenme örneği Ernährungsbeispiel n beslenme planı Ernährungsplan m beslenme pompası Ernährungs-
pumpe f beslenme protokolü Ernährungspro-
tokoll n beslenme sondası Ernährungsson-
de f beslenme uzmanı Ernährungsspe-
zialist m beslenmek ernähren besleyici gıda Vollwertkost f besleyici kuvvet Nährkraft f besleyici madde Nährstoff m beş fünf beta blokajları Beta-Blocker m beta ışınları Betastrahlen pl bevliye Urologie f [urologische Abtei-
lung] bevliyeci Urologe m beyin Gehirn n beyin absesi Hirnabszess m beyin anevrizması Hirnaneurysma n beyin anjiyogarafisi Hirnangiogra-
phie f beyin atrofisi Hirnatrophie f [erwor-
bener, krankhafter Schwund des Hirngewebes] beyin basıncı Hirndruck m beyin cevheri Hirnmasse f beyin embolisi Hirnembolie f [Verschluss einer Hirnarterie] beyin enfarktüsü Hirninfarkt m beyin gangliyonu Zerebralganglion n beyin iltihabı Hirnentzündung f
beyin kan dolaşım bozukluğu Hirn-
durchblutungsstörungen pl beyin kanaması Hirnblutung f [zere-
brale Blutung] beyin karıncıkları Hirnventrikel m beyin omurilik sıvısı Zerebrospinal-
flüssigkeit f beyin ödemi Hirnödem n [krank-
hafte Flüssigkeitsansammlung im Gehirn] beyin ölümü Hirntod m beyin sarsıntısı Gehirnerschütterung f beyin sektesi Hirnschlag m beyin siniri Hirnnerv m beyin sklerozu Hirnsklerose f beyin sulanması Gehirnerweichung f beyin tümörü Gehirntumor m beyin zarı Hirnhaut f beyin zarı iltihabı Hirnhautentzündung f beyinsiz hirnlos beze Drüse f bıcak yarası Stichwunde f biguanid Biguanide pl [Arzneimittel, die den Blutzucker senken] bilanço Bilanz f bilek Handgelenk n bileşim Zusammensetzung f [Verbindung] bilgi Information f bilgi kaynağı Informationsquelle f bilgilendirme formu
Aufklärungsbogen m bilgilendirmek Aufklärung f bilgilerin korunması Datenschutz m bilgisayar tomografisi Computer-
tomographie f bilijenez Biligenese f [Gallenproduk-
tion] bilinçli bei Bewusstsein sein
böbrek leğeni bilirubin Bilirubin n [gelbbrauner
Gallenfarbstoff] bilirubin metabolizması Bilirubin-
stoffwechsel m bilirubinüri Bilirubinurie f [Bilirubinausscheidung im Urin] bir eins bir boyda gleichgroß bir övün yemek Mahlzeit f biseksüel bisexuell biseps Bizeps m [zweiköpfiger Muskel] bit Laus f bit sirkesi Nisse f bite yakalanmak Läusebefall m bitki Pflanze f bitki çayı Kräutertee m bitkiler Kräuter pl bitkinlik Abgeschlagenheit f [Erschöpfung, Ermüdung] bitkisel pflanzlich bitlenmek verlausen bitlenmiş verlaust bitleri temizlemek entlausen biyoloji Biologie f biyopsi Biopsie f [Untersuchung von Material, das dem lebenden Körper entnommen wurde] blefarit Blepharitis f [Infektion der Augenlider] bobat pozisyonu Bobathlagerung f boğaz Hals m [Kehle] boğaz ağrısı Halsschmerzen pl boğaz iltihabı Halsentzündung f boğaz sargısı Halsumschlag m boğmaca Keuchhusten m boğmak erdrosseln [erwürgen, ersticken] boğulma Erstickung f boğulmak ersticken boşalma Entleerung f boşaltmak entleeren
boy Körpergröße f boyun Hals m boyun bağı Halsbinde f boyun kırığı Genickbruch m boyun omurları Halswirbel m boyun sargısı Halsumschlag m boyun toplardamardaki kanın birikmesi Halsvenenstauung f boyunluk Halsbinde f bozarmak erblassen böbrek Niere f böbrek absesi Nierenabszess m böbrek agenizisi Nierenagenesie f
[angeborenes Fehlen der Nieren] böbrek ağrısı Nierenschmerzen pl böbrek alçalması Nierensenkung f böbrek anjiyografisi Nierenangio-
graphie f böbrek aplazisi Nierenaplasie f [an-
geborenes Fehlen einer Niere] böbrek arter stenozu Nierenarterien-
stenose f böbrek bölgesi Nierengegend f böbrek ekstirpasyonu Nierenexstir-
pation f [operative Entfernung einer Niere] böbrek embolisi Nierenembolie f böbrek enfarktüsü Niereninfarkt m böbrek eşiği Nierenschwelle f böbrek fistülü Nierenfistel f böbrek fonksiyonu Nierenfunktion f böbrek hastalığı Nierenerkrankung f böbrek havuzu Nierenbecken n böbrek havuzu iltihabı Nierenbeckenentzündung f böbrek iltihabı Nierenentzündung f böbrek kanseri Nierenkrebs m böbrek karsinomu Nierenkarzinom n böbrek koliği Nierenkolik f böbrek kumu Nierengrieß m böbrek leğeni Nierenbecken n
127
B
128
böbrek leğeni iltihabı böbrek leğeni iltihabı Nierenbecken-
B
entzündung f böbrek operasyonu Nierenoperation f böbrek sarkması Nierensenkung f böbrek sonografisi Nierensonogra-
phie f böbrek taşı Nierenstein m böbrek taşı parçalanması Nieren-
steinzertrümmerung f böbrek transplantasyonu Nieren-
transplantation f böbrek tümörü Nierentumor m böbrek üstü bezi Nebenniere f [dem
oberen Nierenpol aufsitzende Drüse] böbrek üstü bezi hormonları
Nebennierenhormone pl böbrek yetmezliği Niereninsuffi-
zienz f böbrekler ve idrar yolları Harntrakt m böcek sokması Insektenstich m böğür sancısı Seitenstechen n bradiaritmi Bradyarrhythmie f
[Herzrhythmusstörungen mit verlangsamtem Puls] bradikardi Bradykardie f [langsame Herzfrequenz] bradipne Bradypnoe f [verlangsamte Atmung] bronş Bronchus m bronş kanseri Bronchialkarzinom n bronş sekresyonu Bronchialsekret n bronşiektazi Bronchiektase f [Erweiterung der Bronchien] bronşioskopi Bronchoskopie f [direkte Untersuchung der Luftröhre und der Bronchien durch ein Endoskop] bronşit Bronchitis f bronşiyal bronchial [die Bronchien oder das Bronchialsystem betreffend] bronşiyal astım Asthma bronchiale n
bronşlar Bronchien pl bronşların sümüksel zarı Bronchial-
schleimhaut f brontofobi Brontophobie f [Angst vor
Donner] bugün heute buhar Dampf m buharla dezenfeksiyon Dampfdes-
infektion f buharla sterilizasyon Dampfsterili-
sation f bulantı Übelkeit f bulaşıcı ansteckend bulaştırmak anstecken [verseuchen] bulgu Befund m bulimi Bulimie f [Heißhunger,
Esssucht, Fresssucht] bulmak finden bunama Demenz f bunamak verblöden burkulmak verstauchen bursit Bursitis f [Schleimbeutelent-
zündung] burun Nase f burun akıntısı Nasenfluss m burun damlası Nasentropfen pl burun deliği Nasenloch n burun direği Nasenscheidewand f burun kanadı Nasenflügel m burun kanaması Nasenbluten n burun kemeri Nasenrücken m burun kemiği Nasenbein n burun merhemi Nasensalbe f burun polipi Nasenpolyp m burun sargısı Nasenverband m burun sırtı Nasenrücken m burun sondası Nasensonde f burun spreyi Nasenspray n burun tamponu Nasentamponade f burun ucu Nasenspitze f burun yan boşluğu Nasenneben-
höhle f
by-pass operasyonu burun yan boşluğu iltihabı Nasen-
nebenhöhlenentzündung f buz Eis n buz torbası Eisbeutel m bünye Körper m bütün vücud masajı Ganzkörpermassage f bütün vücudun yıkanması Ganzkörperwaschung f bütün vücut hijyeni Ganzkörperhygiene f büyük groß büyük aptest Stuhlgang m büyük apteste kan Blut im Stuhl n büyük atardamar Hauptschlagader f büyük beyin Großhirn n
büyük tuvalet Stuhlgang m büyük tuvalet güdüsü Stuhldrang m büyük tuvalet örneği Stuhlprobe f büyük tuvaletini kontrol edememe
Stuhlinkontinenz f büyüme Wachstum n büyüme faktörü Wachstumsfaktor m büyüme hormonu Wachstumshor-
mon n büyümek wachsen büzülmüş böbrek Schrumpfniere f by-pass operasyonu Bypass-
Operation f [operativ angelegte Umgehung von Gefäßen oder Darmabschnitten]
129
B
130
cam göz
C
C
cam göz Glasauge n can çekişme Todeskampf m can sıkıntısı Verstimmung f candida Candida f [Sprosspilze auf
Haut und Schleimhaut] cankurtaran Lebensretter m cankurtaran arabası Krankenwagen m cankurtaran simidi Rettungsring m cemiyet Gesellschaft f cenaze alayı Leichenbegräbnis n cenaze arabası Leichenwagen m cenin (döl) kesesi Fruchtblase f cenin suyu Fruchtwasser n cenin suyu diagnostiği Fruchtwasser-
diagnostik f cenin suyu embolisi
Fruchtwasserembolie f cenin suyu incelenmesi Fruchtwasseruntersuchung f cerahat Eiter m cerahat bağlamak eitern cerahatlanma Vereiterung f cerahatli eitrig cerrah Chirurg m cerrahi Chirurgie f cerrahi cımbız chirurgische Pinzette f cerrahi servisi chirurgische Abteilung f ceset Leiche f cevap Antwort f cevaplandırmak beantworten cımbız Pinzette f ciddi ernst cilt Haut f cilt alerjisi Hautallergie f
cilt bakımı Hautpflege f cilt doktoru Hautarzt m cilt doyumları Hautempfindungen pl cilt hastalığı Hauterkrankung f cilt ısısı Hauttemperatur f cilt iltihabı Hautentzündung f cilt kanseri Hautkrebs m cilt karsinomu Hautkarzinom n cilt kaşıntısı Hautjucken n cilt kızarığı Hautrötung f cilt kliniği Hautklinik f cilt koruması Hautschutz m cilt lekeleri Hautflecken pl cilt mantarı Hautpilz m cilt merhemi Hautsalbe f cilt nekrozu Hautnekrose f cilt ödemi Hautödem n cilt rengi Hautfarbe f cilt sıyrıntısı Hautabschürfung f cilt solunumu Hautatmung f cilt testi Hauttest m cilt transplantasyonu Hauttrans-
plantation f cilt tüberkolozu Hauttuberkulose f cilt yağ bezi Hautdrüse f cilte iyi gelen hautfreundlich cinsel bölge Intimbereich m cinsel bölgelerin bakımı Intimpflege f cinsel bölgelerin temizlenmesi Intim-
toilette f cinsel bölgelerin yıkanması Intim-
wäsche f cinsel hastalık Geschlechtskrankheit f cinsel hayat Geschlechtsleben n cinsel hormonlar Geschlechtshor-
mone pl cinsel ilişki Geschlechtsverkehr m cinsel organ Geschlechtsorgan n cinsiyet Geschlecht n cinsiyet değiştirme Geschlechtsum-
wandlung f
cüzam hastalığı cinsiyet kromozomu Geschlechts-
chromosomen pl cinsiyet temiliği Geschlechtshygiene f cinsiyetsiz geschlechtslos
coombs testi Coombs-Test m cuma Freitag m cumartesi Samstag m cüzam hastalığı Lepra f
131
C
132
çağırma tesisi
Ç Ç
çıplak nackt çicek hastalığı aşısı Pockenimpfung f çicek tozu alerjisi Pollenallergie f çiçek hastalığı Pocken pl çiçek tozu Pollen pl çiçek tozu uçma takvimi Pollenflug-
kalender m çağırma tesisi Rufanlage f çalışma Arbeit f çalışma hijyeni Arbeitshygiene f çalışma hukuku Arbeitsrecht n çalışma kazası Arbeitsunfall m çalışmak arbeiten çalışmaya elverişli arbeitsfähig çalışmaya elverişsiz arbeitsunfähig çamur banyosu Schlammbad n çare Lösung f [Abhilfe] çare yolu Lösungsweg m çaresiz hilflos [ratlos] çaresizlik Ratlosigkeit f çarşamba Mittwoch m çatlak Riss m [Fissur] çekingen schüchtern çekmek ziehen çene Kinn n çene kemiği Kiefer m çene kemiği boşluğu Kieferhöhle f çene kemiği kırığı Kieferbruch m çene kemiği ortopedisi Kieferortho-
pädie f çene kırığı Kinnbruch m çene operasyonu Kinnoperation f çenealtı Unterkiefer m çenealtı bezi Unterkieferdrüse f çenealtı eklemi Unterkiefergelenk n çenealtı kırılması Unterkieferbruch m çenealtı operasyonu Unterkiefer-
operation f çenealtı siniri Unterkiefernerv m çıkarmak herausnehmen çıkık Verrenkung f çıkış Ausgang m
çiftleşmek Paarung f çiğneme bozukluğu Kaustörung f çiğneme kapsülü Zerbeißkapsel f çiğneme kası Kaumuskel m çiğnemek kauen çil Sommersprossen pl çinko Zink n çinko eksikliği Zinkmangel m çiş Pipi n çocuk Kind n çocuk aldırma Abtreibung f çocuk aldırmak abtreiben çocuk doğurmak ein Kind gebären çocuk doktoru Kinderarzt m çocuk düşürme Fehlgeburt f çocuk felci Kinderlähmung f çocuk hastalığı Kinderkrankheit f çocuk hekimliği Kinderheilkunde f çocuk maması Kindernahrung f
[Kinderbrei] çocuk yapmak ein Kind zeugen çocuk yuvası Kinderheim n çocuksuz kinderlos çok viel çok çocuklu kinderreich çok kan kaybederek ölmek verbluten çok teşekkürler Vielen Dank çorap Strumpf m [Socke] çökmek zusammenbrechen çözüm Lösung f çözüm yolu Lösungsweg m çürük faul çürüme Fäulnis f çürümek faulen
delil
[Facharzt für innere Krankheiten]
damla Tropfen m damla hastalığı Gichterkrankung f danışılan kışı Ansprechpartner m danışma hizmeti Beratungsangebot n daralma Verengung f darbe Schlag m [Hieb] davranış Verhalten n davranış hatası Verhaltensfehler m davranış terapisi Verhaltenstherapie f dayanmak ertragen [aushalten] defekasyon Defäkation f [Stuhlent-
dalak Milz f dalak ekstirpasyonu Milzexstirpation
deferentit Deferentitis f [Entzündung
D dahiliye bölümü Abteilung für inne-
re Medizin f dahiliye mütehassısı Internist m
f [operative Entfernung der Milz]
leerung] des Samenleiters]
dalak operasyonu Milzoperation f dalak rüptürü Milzruptur f [Milzriss] dalak tümörü Milztumor m dalton hastalığı Daltonismus m [Rot-
defibrilatör Defibrillator m defnetmek bestatten [beisetzen] deformasyon Deformation f [Entstel-
Grün-Blindheit] daltoniyen farbenblind damak Gaumen m damak refleksi Gaumenreflex m damakkemiği Gaumenbein n damar Gefäß n [Ader] damar cerrahisi Gefäßchirurgie f damar egzersizi Gefäßtraining n [Training für verbesserte Blutzirkulation und Stärkung der Blutgefäße] damar genişleten gefäßerweiternd damar iltihabı Gefäßentzündung f damar kapakları Gefäßklappen pl damar kireçlenmesi Gefäßverkalkung f damar stenozu Gefäßstenose f damar tıkanması Gefäßverschluss m [Embolie] damarda karşı koyma basıncı Gefäßwiderstand m damarlara az kan gitmesi Minderdurchblutung der Gefäße f damıtılmış destilliert damıtma Destillation f
değerlendirme Beurteilung f değerlendirmek bewerten değişim tabelası Austauschtabelle f değişme Veränderung f değiştirmek verändern dehidrasyon Dehydration f [Austrock-
lung]
nung eines Körpers] dejenerasyon Degeneration f dejeneratif degenerativ dekalsifikasyon Dekalzifikation f
[Entkalkung] dekompresyon Dekompression f dekontaminasyon Dekontamina-
tion f dekstroz Dextrose f [Traubenzucker] dekübitis Dekubitus m [Druckge-
schwür bei langem Liegen] dekübitis oluşumu Dekubitusentste-
hung f dekübitis profilaksı Dekubituspro-
phylaxe f deli geisteskrank [verrückt] delik Loch n delil Nachweis m [Beweis]
133
D
134
delirium delirium Delirium n [rasch verlaufen-
D
de geistige Störung mit Trübung des Bewusstseins, Sinnestäuschungen und Aufgeregt-sein] demans Demenz f [Verfall der geistigen Leistungsfähigkeit] demir Eisen n demir alerjisi Eisenallergie f demir eksikliği Eisenmangel m demir eksikliği anemisi Eisenmangelanämie f demir içerikli eisenhaltig demirsiz eisenfrei deney Experiment n denge Gleichgewicht n deniz tutması Seekrankheit f depilasyon Depilation f [Enthaarung] depresyon Depression f depresyon durumu Depressionszustand m derece Thermometer n derecelendirmek einstufen deri Haut f deri bakımı Hautpflege f deri duyumları Hautempfindungen pl deri hastalığı Hautkrankheit f deri ısısı Hauttemperatur f deri kızarığı Hautrötung f deri koruması Hautschutz m deri mantarı Hautpilz m deri merhemi Hautsalbe f deri rengi Hautfarbe f deri solunumu Hautatmung f deri testi Hauttest m derialtı unter die Haut [subkutan] derin tief derin incelemek eingehende Untersuchung f derin soluk alıp vermek durchatmen derinliğe tesir Tiefenwirkung f
deriye iyi gelen hautfreundlich dermansızlık Erschöpfung f [Schwä-
che] dermatit Dermatitis f dermatolog Dermatologe m [Haut-
arzt] dermatoloji Dermatologie f dermatolojik dermatologisch dermatoz Dermatose f [Bezeichnung
für Hautkrankheiten jeglicher Art] dermit Dermatitis f [Hautentzün-
dung] destek Unterstützung f destek vermek unterstützen destilasyon Destillation f destilat Destillat n detay Detail n detaylı detailliert devamlı dauerhaft [kontinuierlich] dezavantaj Nachteil m dezenfeksiyon Desinfektion f dezenfeksiyon ilacı Desinfektions-
mittel n dezenfekte etmek desinfizieren dış deri Außenhaut f dış kalp zarı Herzbeutel m dış kalp zarı iltihabı Herzbeutelent-
zündung f dış salgı äußere Sekretion f dış salgı bezi exokrine Drüse f dışarıdan getirerek bulaştırmak
einschleppen dışkı Fäkalien pl dışkıdaki yağ Fettstuhl m dışkılama Ausscheidung f diafiz Diaphyse f [Knochenschaft] diagnoz Diagnose f diagnoz koymak Diagnose stellen diagnoztik Diagnostik f diferensiyal differential difteri Diphtherie f [schwere
diş protezi
Infektionskrankheit, die vorzugsweise bei Kindern auftritt] dijital digital dijital termometre Digitalthermometer n dikerek kapamak vernähen dikiş yeri Naht f dikişsiz nahtlos dikkatsiz unvorsichtig [unachtsam] dil Zunge f dil felci Zungenlähmung f dil iltihabı Zungenentzündung f [Glossitis] dil kemiği Zungenbein n dil ucu Zungenspitze f dilaltı Unterseite der Zunge f dilaltı bezi Unterzungendrüse f dilatasyon Dilatation f [Erweiterung] dilsiz stumm [nicht sprechen können] dilüsyon Dilution f [Verdünnung einer Lösung] din Religion f dinamik dynamisch dinlemek zuhören dinlenme Erholung f dinlenmek erholen dipleji Diplegie f [doppelseitige Lähmung] diplopi Diplopie f [Doppelsehen] dirsek Ellenbogen m dirsek kemiği Elle f disfaji Dysphagie f [Störung des Schluckens] disfazi Dysphasie f [Sprechstörung] disfoni Dysphonie f [Stimmstörung] disfonksiyon Dysfunktion f [gestörte organische Tätigkeit] disiplinsiz undiszipliniert diskopati Diskopathie f [Bandscheibenerkrankung]
135
dislali Dyslalie f [Unfähigkeit, Worte
deutlich auszusprechen; nuscheln] dislokasyon Dislokation f [Verschie-
bung von Bruchstücken bei Knochenbrüchen] dismenore Dysmenorrhoe f [schmerzhafte, gestörte Menstruation] dispanser Poliklinik f [für ambulante Behandlungen] dispepsi Dyspepsie f [Verdauungsstörungen] dispne Dyspnoe f [Atemnot] diş Zahn m diş absesi Zahnabszess m diş ağrısı Zahnschmerzen pl diş arasındaki boşluk Zahnlücke f diş bakımı Zahnpflege f diş çekmek Zahn ziehen diş çıkarmak zahnen diş çürüğü Zahnkaries f diş doktoru Zahnarzt m diş doldurmak Zahn plombieren diş dolgusu Zahnfüllung f diş eti Zahnfleisch n diş eti iltihabı Zahnfleischentzündung f diş fırçası Zahnbürste f diş fistülü Zahnfistel f diş hekimi Zahnarzt m diş hekimliği Zahnheilkunde f diş kalıbı Gebissabdruck m diş kaplama Krone f diş kemiği Zahnbein n diş kliniği Zahnklinik f diş kökü Zahnwurzel f diş kökü iltihabı Zahnwurzelentzündung f diş macunu Zahncreme f [Zahnpasta] diş minesi Zahnschmelz m diş pası Zahnbelag m diş protezi Zahnprothese f
D
136
D
diş replantasyonu diş replantasyonu Zahnreplantation f diş siniri Zahnnerv m diş takımı künstliches Gebiss n diş taşı Zahnstein m diş tedavisi Zahnbehandlung f diş teknisyeni Zahntechniker m diş törpüsü Zahnraspel f diş tozu Zahnpulver n dişe takılan tel Zahnspange f dişler dizisi Gebiss n dişlere ait dental dişsiz zahnlos diürez Diurese f divertikül Divertikel n [Ausstülpung
umschriebener Wandteile eines Hohlorgans] diyabet Diabetes mellitus m [Zuckerkrankheit] diyabet danışmanlığı Diabetesberatung f diyabet eğitimi Diabetikerschulung f diyabet ekibi Diabetesteam n diyabet günü Diabetestag m diyabet ilaçları Diabetesmedikamente pl diyabet kimlik belgesi Diabetikerpass m diyabet koması diabetisches Koma n diyabetik diabetisch diyabetik ayak diabetischer Fuß m diyabetik ketoasidoz diabetische Ketoazidose f diyabetli Diabetiker m diyabetlinin eğitimi Diabetikerschulung f diyabetolog Diabetologe m [Arzt für Zuckerkrankheiten] diyaforez Diaphorese f [Transpiration] diyafram rüptürü Zwerchfellruptur f diyafram teneffüsü Zwerchfellatmung f
diyaliz Dialyse f diyaliz başlangıcı Dialysebeginn m diyaliz doktoru Dialysearzt m diyaliz hastası Dialysepatient m diyaliz hemşiresi Dialyseschwester f diyaliz masrafları Dialysekosten pl diyaliz merkezi Dialysezentrum n diyaliz muayenehanesi Dialysepraxis f diyaliz not defteri Dialyseausweis m diyaliz tedavisi Dialysebehandlung f diyaliz zorunluğu dialysepflichtig diyalizör Dialysator m diyare Diarrhoe f [Durchfall] diyastol Diastole f [normale rhythmi-
sche Erweiterung des Herzens] diyastolik tansiyon diastolischer
Blutdruck m [Blutdruckwerte bei Erschlaffung des Herzmuskels] diyatermi Diathermie f [Wärmetherapie] diyet Diät f diyet çikolata Diätschokolade f diyet danışmanı Diätberater/in m/f diyet margarin Diätmargarine f diyet ürünleri Diätprodukte pl diyet yemeği Diätkost f diyoksin Dioxin n diyoksin zehirlenmesi Dioxinvergiftung f diyoptri Dioptrie f [Maßeinheit für die Brechkraft einer Linse] diyüretik diuretisch [harntreibend] diyüretik ilaç Diuretika pl [Medikamente, welche die Niere zur Ausscheidung von Urin anregen] diyürez Diurese f [Harnausscheidung] diz Knie n diz bandajı Kniebandage f diz çökmek niederknien diz iç tarafı Kniekehle f diz iltihabı Knieentzündung f diz kapağı Kniescheibe f
donarak ölmek diz mafsalı Kniegelenk n diz mafsalı iltihabı Kniegelenksent-
zündung f dizanteri Dysenterie f [Ruhr] dizlik Knieschutz m dizüri Dysurie f [Störung bei der
Blasenentleerung] doğal natürlich doğan geboren doğduğu memleket Geburtsland n doğduğu şehir Geburtsstadt f doğmak geboren werden doğum Geburt f [Entbindung] doğum ağırlığı Geburtsgewicht n doğum ağrıları Geburtswehen pl doğum belgesi Geburtsurkunde f doğum günü Geburtstag m doğum günü hediyesi Geburtstags-
geschenk n doğum ilanı Geburtsanzeige f doğum iskemlesi Gebärstuhl m doğum kontrol hapı Anti-Baby-Pille f doğum kütüğü Geburtsregister n doğum nispetinin artması Geburten-
zuwachs m doğum nispetinin azalışı Geburten-
rückgang m doğum pensesi Geburtszange f doğum sancıları Geburtswehen pl doğum senesi Geburtsjahr n doğum sonrası sancıları Nachwehen pl doğum süresi Geburtsdauer f doğum tarihi Geburtsdatum n doğum termini Geburtstermin m doğum travması Geburtstrauma n doğum yardımı Geburtshilfe f doğum yılı Geburtsjahr n doğumevi Entbindungsheim n doğumların kontrolü Geburtenkon-
trolle f doğumların tanzimi Geburtenrege-
lung f
doğurmak gebären [entbinden] doğuş Geburt f doğuştan angeboren doktor Doktor m [Arzt] doktor hatası Arztfehler m doktor muayenehanesi Arztpraxis f doktor muayenehanesi yardımcısı
Arzthelferin f doktor muayenesi ärztliche Untersu-
chung f doktor raporu Arztbericht m [Attest] doktor sevki ärztliche Überweisung f doktor talimatı ärztliche Anordnung
f [ärztliche Verordnung] doktor tavsiyesi ärztlicher Rat m doktor tezi Doktorarbeit f [Disserta-
tion] doktor viziti Arztvisite f doktorda muayene saatı Sprech-
stunde f doktorluk ünvanı Doktortitel m doku Gewebe n doku alınması Gewebsentnahme f doku bozukluğu Gewebsschaden m doku lezyonu Gewebsläsion f dokunmak berühren [antasten] dokuz neun doküman Dokument n dokümentasyon Dokumentation f dokümentasyon formu Dokumen-
tationsbogen m dokümentasyon hatası Dokumen-
tationsfehler m dokümentasyon sistemi Dokumen-
tationssystem n doldurmak ausfüllen dolgu Plombe f [Füllung] dolor Dolor m [Schmerz] domuz insülini Schweineinsulin n domuz vebası Schweinepest f don Frost m donarak ölmek erfrieren
137
D
138
dondurma dondurma Speiseeis n dopamin Dopamin n doping Doping n doping iğnesi Dopingspritze f doping testi Dopingtest m dopler muayenesi Doppleruntersu-
D
chung f dorsal dorsal [zum Rücken gehörig] doymamış yağ asidi ungesättigte
Fettsäure f doymuş yağ asidi gesättigte Fettsäure f doz Dosis f dozaj Dosierung f dozajlı sprey Dosierspray n döl Fötus m döllenme Befruchtung f dölyolu Scheide/Vagina f dölyolu bakterileri Scheidenbakte-
rien pl dölyolu iltihabı Scheidenentzündung f dölyolu karsinomu Scheidenkarzi-
nom n dölyolu mantarı Scheidenpilz m dölyolu mukozası Scheidenmykose f dönem Phase f dönerkemik Speiche f dönmek umdrehen [sich] dört vier dörtte bir viertel draje Dragee n drenaj Drainage f drog Droge f dudak Lippe f dudak bakımı Lippenpflege f dumandan zehirlenme Rauchver-
giftung f duodenal duodenal [zum Zwölffinger-
darm gehörig] duodenal sıvısı Duodenalsaft m duodenal sondası Duodenalsonde f duodenektomi Duodenektomie f
[operative Entfernung des Zwölffingerdarms] duodenit Duodenitis f [Entzündung des Zwölffingerdarms] duodenografi Duodenographie f duodenoskopi Duodenoskopie f [endoskopische Untersuchung des Dickdarms] duodenum Duodenum n [Zwölffingerdarm] duodenum fistülü Duodenumfistel f durum Zustand m duş Dusche f duş taburesi Duschhocker m duş yapmak duschen duşlu banyo Duschbad n duyarlı empfindlich [sensibel] duyarlık Sensibilität f duygu Gefühl n duygulu feinfühlig duygusuz gefühllos [unempfindlich] duyma aleti Hörgerät n duyma bozukluğu Hörstörung f duyma güçlüğü schwerhörig duyma yeteneği Hörfähigkeit f duymak hören duyu fonksiyonu Sinnesfunktion f duyu organı Sinnesorgan n düğüm Knoten m düğüm noktası Knotenpunkt m dünya sağlık örgütü Weltgesundheitsorganisation f [WHO] düşme Sturz m düşmek stürzen düşmek fallen düşük niedrig düşük kan şekeri niedriger Blutzuckerspiegel m düşük proteinli beslenme eiweißarme Ernährung f düşük tansiyon niedriger Blutdruck m
düzenli düşük vücut ısısı niedrige Körpertem-
peratur f [Untertemperatur] düşünmek denken [überlegen]
139
düşünülebilir denkbar düz taban Plattfuß m düzenli regelmäßig
D
140
ebe eklem iltihabı Gelenkentzündung f
E E
ebe Hebamme f eczacı Apotheker m [Pharmazeut] eczane Apotheke f EEG EEG n [Abkürzung für Elektro-
enzephalographie] egoizm Egoismus m egzama Ekzem n egzantem Exanthem n [Ausschlag] egzersis Übung f egzodermis Exodermis f [Außen-
haut] egzojen exogen [außerhalb des Orga-
nismus entstanden, von außen in den Körper eindringend] egzostoz Exostose f [Knochenauswuchs, Knochengeschwulst] egzoterm exotherm [wärmeabgebend] egzotik exotisch eğilmek bücken eğitim Erziehung f [Schulung] eğitmek erziehen ejakulasyon Ejakulation f ejakulasyon bozukluğu Ejakulationsstörung f ek erkeklik bezi Nebenhoden m EKG EKG n [Abkürzung für Elektrokardiographie] ekim Oktober m eklampsi Eklampsie f [blitzartig auftretende Krämpfe bei Schwangeren, Gebärenden und Wöchnerinnen, mit oder ohne Bewusstlosigkeit] eklem Gelenk n eklem artrozu Gelenkarthrose f
[Arthritis] eklem kapsülü Gelenkkapsel f eklem kireçlenmesi Gelenkverkal-
kung f [Arthrose] eklem protezi Gelenkprothese f eklem romatizması Gelenkrheuma n eklem sertliği Gelenkversteifung f ekmek birimi Broteinheit f ekoloji Ökologie f ekshibisyonizm Exhibitionismus m
[krankhafte Entblößung und Zurschaustellung der Geschlechtsteile] eksikoz Exsikkose f [Austrocknung des Körpers] eksper Experte m ekspirasyon Expiration f [Ausatmung der Luft aus den Lungen] ekstaz Ekstase f [Verzückung, seelischer Erregungszustand] ekstraperitoneal extraperitoneal [außerhalb der Bauchfellhöhle] ekstraperitoneal bölgesi Extraperitonealraum m ekstrarenal extrarenal [außerhalb der Niere] ekstraselüler extrazellulär [außerhalb der Zelle] ekstrasistol Extrasystole f ekstratorakal extrathorakal [außerhalb des Brustkorbs] ekstrauterin extrauterin [außerhalb der Gebärmutter] ekstremite Extremitäten pl [Gliedmaßen] ekstubasyon Extubation f [Tubusentfernung] eksudat Exsudat n [Austritt von Flüssigkeiten und Zellen aus Blutbahnen sowie aus Lymphgefäßen] ektopi Ektopie f [angeborene Verla-
endoskop
gerung eines Organs, meistens nach außen] ekzokrin exokrine [Abgabe einer Substanz aus einer Drüse in einen Körperhohlraum (z.B. Mund, Darm)] ekzokrin bezi exokrine Drüse f el Hand f el aynası Handspiegel m el bileği Handgelenk n el dezenfekte sıvısı Händedesinfektionsmittel n el hareketi Handbewegung f el sıkma Handschlag m el tırnağı Fingernagel m elastik elastisch elastikiyet Elastizität f elbiselerini çıkarmak auskleiden eldiven Handschuh m elektrik kazası Elektrounfall m elektrikli yatak Elektrobett n elektro akupunktur Elektroakupunktur f elektro şoku Elektroschock m elektrokardiyagrafi Elektrokardiographie f elektrokardiyograf Elektrokardiograph m elektrokardiyogram Elektrokardiogramm n elektrolit Elektrolyt n elektrolit bozukluğu Elektrolytstörung f elektrolit denge kayması Elektrolytverschiebung f elektron Elektron n elektronik mikroskop Elektronenmikroskop n elektroterapi Elektrotherapie f ellemek anfassen ellerin dezenfeksiyonu Händedesinfizierung f
141
elmacık kemiği Wangenknochen m
[Jochbein] elmacık kemiği Backenknochen m embolektomi Embolektomie f emboli Embolie f [Gefäßverschluss] embriyoloji Embryologie f embriyon Embryo m [werdender
Organismus, beim Menschen der Keimling bis zum dritten Monat] emekli Rentner m emesis Emesis f [Erbrechen] emetika Emetika pl [Brechmittel] emisyon Emission f emmek aufsaugen [absaugen] emniyet Sicherheit f emniyet kemeri Sicherheitsgurt m emzik Schnuller m emzirmek stillen [Ernährung des Säuglings mit Muttermilch] en uygun optimal endemi Endemie f [örtlich auftretende Seuche] endemik endemisch endikasyon Indikation f endişe etmek besorgt sein endojen endogen [im Körper selbst entstanden, nicht von außen zugeführt und nicht durch äußere Einflüsse entstanden] endokardit Endokarditis f [Entzündung der Herzinnenhaut] endokart Endokard n [Herzinnenhaut] endokrin endokrin [zur inneren Sekretion gehörend] endokrinolog Endokrinologe m [Arzt, der sich mit Hormonerkrankungen beschäftigt] endokrinoloji Endokrinologie f [Lehre von der inneren Sekretion, den Drüsen und Hormonen] endoskop Endoskop n [mit
E
142
E
endoskopi
Lichtquelle ausgestattetes Instrument zur Endoskopie] endoskopi Endoskopie f [direkte Betrachtung von Hohlorganen, Körperhöhlen oder Gelenken mit einem Endoskop] endotel Endothel n [Zellschicht an der Innenfläche der Blut- und Lymphgefäße, des Herzens, der Rippen und des Bauchfells] endotoksinler Endotoxine pl [bakterielle Stoffwechselprodukte, die beim Menschen Vergiftungserscheinungen hervorrufen] enentem Enanthem n [Schleimhautausschlag] enerji Energie f enerji bilançosu Energiebilanz f enerji dozu Energiedosis f enerji ihtiyacı Energiebedarf m enfarktüs Infarkt m enfeksiyon Infektion f enfeksiyon hastalığı Infektionskrankheit f enfeksiyondan korunma Infektionsprophylaxe f enflüanza Influenza f [Virusgrippe] enformasyon Information f enformasyon kaynağı Informationsquelle f enfraruj ışınlama Infrarotbestrahlung f enfraruj tedavi Infrarottherapie f enjeksiyon Injektion f enjeksiyon iğnesi Kanüle F [Injektionsnadel] enjeksiyon kanülü Injektionskanüle f enjekte etmek injizieren enjektör Injektionsspritze f ense Nacken m [Genick] ense ağrısı Nackenschmerzen pl ense tutulması Genickstarre f enstitü Institut n
enteral enteral [die Därme betreffend] enterit Enteritis f [Entzündung des
Dünndarms] enterokolit Enterokolitis f [Entzün-
dung des Dick- und Dünndarms] enurez Enuresis f [Bettnässen, unwill-
kürliches, meist nächtliches Wasserlassen] enzim Enzym n [von den Körperzellen gebildete Eiweiße] epidemi Epidemie f [Seuche; Infektionskrankheit, die plötzlich in einer Gegend auftritt und viele Menschen befällt] epidemyoloji Epidemiologie f [Lehre von den Seuchen, von der örtlichen Verbreitung von Krankheiten] epidural epidural [auf der Dura mater] epidural anestezi Epiduralanästhesie f [Form der Regionalanästhesie] epidural kanama Epiduralblutung f [Blutung in den Raum zwischen Schädelknochen und Epiduralraum] epifiz Epiphyse f [Zirbeldrüse] epiglotit Epiglottitis f [Entzündung des Kehldeckels] epikard Epikard n [Herzaußenhaut; dem Herzen aufliegendes Blatt des Perikard] epilasyon Epilation f [Entfernen von Körperhaaren] epilepsi Epilepsie f [Fallsucht] epileptik epileptisch epistaksis Epistaxis f [Nasenblutung] epistrofeus Episthropheus m [zweiter Halswirbel] epitelyum Epithel n [oberste Zellschicht der Haut, die keine Gefäße enthält] ereksiyon Erektion f
ev yemeği ereksiyon bozukluğu Erektionsstö-
rung f erektil disfonksiyon erektile Dysfunk-
tion f [Störung der Schwellfähigkeit der Schwellkörper des Penis] erginlik çağı Pubertät f ergometre Ergometer n ergoterapi Ergotherapie f [Beschäftigungs- und Arbeitstherapie] erisipel Erysipel n [Wundrose; Entzündung der Haut und des Zellgewebes der Unterhaut] erişkin erwachsen eritem Erythem n [entzündliche Hautrötung infolge starker Durchblutung] eritroblast Erythroblast m [kernhaltige, unreife Vorstufe des Erythrozyten im Knochenmark] eritrodermi Erythrodermie f [entzündliche Rötung der Haut] eritropoetin Erythropoetin n [in der Niere gebildetes Hormon, das die Bildung der roten Blutkörperchen anregt] eritrosit Erythrozyt m [rotes Blutkörperchen] erkek çocuk Junge m erkeklik bezi Hoden m erken tanı Frühdiagnose f erken doğum Frühgeburt f erken reaksiyon Frühreaktion f erken teşhis muayenehesi Früherkennungsuntersuchung f eroin Heroin n eroin bağımlığı Heroinabhängigkeit f eroin düşkünü heroinsüchtig eroin iğnesi Heroinspritze f erotofobi Erotophobie f [Angst vor Liebe oder Sexualität]
143
erotomani Erotomanie f [Liebes-
zwang, Liebeswahn] esans Essenz f esansiyel essentiell esansiyel aminoasit essentielle Ami-
nosäure f esansiyel hipertansiyon essentielle
Hypertonie f esansiyel yağ asiti essentielle Fett-
säure f esnemek gähnen esrar Haschisch n esrarkeş Haschischraucher m estetik ästhetisch estetik cerrahı Schönheitschirurg m estetik operasyonu ästhetische
Operation f eşik Schwelle f et zehirlenmesi Fleischvergiftung f etik Ethik f etken madde Wirkstoff m etki Wirkung f etkili wirksam etli yemekler Fleischkost f etnik ethnisch etoloji Ethologie f [Lehre von den
Verhaltensweisen] etyoloji Ätiologie f [Lehre vom Ent-
stehen der Krankheiten] ev Haus n ev doğumu Hausgeburt f ev doktoru Hausarzt m ev doktoru modeli Hausarztmodell n ev doktoru ziyareti Hausarztbesuch m ev ecza kutusu Hausapotheke f ev işleri Hausarbeit f ev işlerinde yardımcı kişi Haushalts-
hilfe f ev tozu Hausstaub m ev tozu alerjisi Hausstauballergie f ev tozu uyuz böceği Hausstaubmilbe f ev yemeği Hausmannskost f
E
144
evde bakım evde bakım häusliche Pflege f evet ja evlat edinme Adoption f evlat edinmek adoptieren
E
eylül September m ezik Prellung f ezilme Quetschung f ezmek quetschen
flebektomi
145
fibrilasyon Fibrillation f [fibrilläre
F
Muskelzuckung] fibrin Fibrin n [Faserstoff] fibrinemi Fibrinämie f [Vorhanden-
sein von Fibrin im Blut] fibrinüri Fibrinurie f [Ausscheidung
von Fibrin im Harn] fagositoz Phagozytose f [Vernichtung
eingedrungener Fremdkörper, Erreger oder Schadstoffe im Blut] fahri doktor Ehrendoktor m faktör Faktor m fantom Phantom n [Trugbild] fantom ağrısı Phantomschmerz m [Schmerz, der in einem nicht mehr vorhandenen Körperteil nach einer Amputation empfunden wird] farenjit Pharyngitis f [Rachenentzündung] farenks Pharynx m [Rachen] farmakolog Pharmakologe m farmakoloji Pharmakologie f faydalı nützlich faydasız nutzlos fazla doyma hissi Völlegefühl n fazla korkak überängstlich felç Schlaganfall m [Lähmung] felçe uğramak Schlaganfall erleiden feminen feminin [weiblich] femoral femoral [zum Oberschenkel gehörig] femur Femur m [Oberschenkelknochen] femur fraktürü Femurfraktur f feritin Ferritin n [Speicherform des Eisens im Organismus] fertilite Fertilität f [Fruchtbarkeit] fetus Fetus m [Leibesfrucht bei Mensch und Tier vom dritten Schwangerschaftsmonat an] fıtık Leistenbruch m [Hernie] fıtık operasyonu Leistenoperation f
fibrom Fibrom n [gutartige Ge-
schwulst aus Bindegewebe] fibroz Fibrose f [krankhafte Vermeh-
rung des Bindegewebes] fibula Fibula f [Wadenbein, der äußere der beiden Unterschenkelknochen] fibula fraktürü Fibulafraktur f [Wadenbeinbruch] fikir Idee f fissur Fissur f [Riss, z. B. Hauteinriss] fistül Fistel f [Kanal, der aus einer Körperhöhle nach außen führt oder zwischen sonst nicht miteinander verbundenen Organen besteht] fistülektomi Fistulektomie f [operative Entfernung eines Fistelganges] fitil Zäpfchen n [Suppositorium] fizik tedavi uzmanı Physiotherapeut m fizik tedavisi Krankengymnastik f fizikoterapi physikalische Therapie f fiziksel körperlich fiziksel aktivite körperliche Aktivität f fizyojen physiogen [physisch bedingt] fizyolog Physiologe m fizyoloji Physiologie f [Lehre von den normalen Lebensvorgängen in Pflanze, Tier und Mensch] fizyolojik physiologisch fizyoterapi Physiotherapie f [Behandlung von Kranken mit Naturheilmitteln wie Wasser, Wärme, Kälte, Luft, Massage, Heilgymnastik, Moorbädern etc.] flebektomi Phlebektomie f [Entfer-
F
146
F
flebit
nen einer Vene oder eines Venenabschnitts] flebit Phlebitis f [Venenentzündung] flebografi Phlebographie f [röntgenologische Darstellung von Venen mit Kontrastmittel] flegmon Phlegmone f [eitrige Zellgewebsentzündung] fobi Phobie f [krankhafte Angst] folik asit Folsäure f folikülit Follikulitis f [Entzündung der Haarbälge] fonksiyon Funktion f fonksiyon-çalışma şekli Funktionsstellung f form Formular n formalin Formalin n formunda fit [im Sport] formül Formel f fosfat Phosphat n fosfat bağlıyacıları Phosphatbinder m fosfatlı phosphathaltig fosfatsız phosphatfrei fosfatüri Phosphaturie f [erhöhter Urinphosphatspiegel]
fosfor Phosphor m fosforlu phosphorhaltig fosforsuz phosphorfrei fotofobi Photophobie f [Lichtscheu] fototerapi Phototherapie f [Licht-
heilverfahren] fragment Fragment n [Bruchstück] fragmentasyon Fragmentation f
[Zerfall der Bruchstücke] fraktür Fraktur f [Knochenbruch] frengi hastalığı Syphilis f [gefährliche
meldepflichtige Geschlechtskrankheit, wird fast ausschließlich durch Geschlechtsverkehr übertragen] fruktoz Fruktose f [Fruchtzucker] fruktozüri Fruktosurie f [Ausscheidung von Fruchtzucker im Harn] fungisid Fungizid n [Mittel zur Vernichtung von Pilzen] furunkel Furunkel m [schmerzhafte, eitrige Entzündung eines Haarbalges und der Talgdrüse]
geciktirmeli insülin
G galaktoz Galaktose f [Einfachzucker,
ein Teil des Milchzuckers] galaktoztaz Galaktostase f [Milch-
stauung] gangliyon Ganglion n [Nervenkno-
ten] gangren Gangrän n gargara Gurgelmittel n [Mundwas-
ser] gargara etmek gurgeln gargara için ilaç Mundwasser n gastralji Gastralgie f [Magenschmer-
zen] gastrektomi Gastrektomie f [operati-
ve Entfernung des ganzen Magens] gastrit Gastritis f [Magenschleimhaut-
entzündung] gastroduodenal gastroduodenal
[Magen und Duodenum betreffend] gastroduodenit Gastroduodenitis f
[Entzündung des Magens und des Zwölffingerdarms] gastroenterit Gastroenteritis f [Magen-Darm-Entzündung mit Brechdurchfall] gastroenterolog Gastroenterologe m [Facharzt für Erkrankungen des Gastrointestinaltraktes] gastroenteropati Gastroenteropathie f [Magen-Darm-Erkrankung] gastroentestinal gastrointestinal [den Magen und den Darm betreffend] gastroentestinal kanama Gastroin-
testinalblutung f [Magen-DarmBlutung] gastrokolotomi Gastrokolotomie f [operative Eröffnung von Magen und Dickdarm] gastrolog Gastrologe m [MagenDarm-Spezialist] gastroloji Gastrologie f gastromegali Gastromegalie f [Vergrößerung des Magens] gastroparezi Gastroparese f [Magenmuskellähmung] gastropati Gastropathie f [Magenleiden] gastroskop Gastroskop n [Magenspiegel] gastroskopi Gastroskopie f [Magenspiegelung] gastrostomi Gastrostomie f [Magenfistelung] gastrotomi Gastrotomie f [operative Eröffnung des Magens] gaz maskesi Gasmaske f gazdan zehirlenme Gasvergiftung f gazlı tampon Mulltupfer m gebe schwanger gebe olmak schwanger werden gebelik Schwangerschaft f gebelik diyabeti Schwangerschaftsdiabetes m gebelik sancıları Schwangerschaftswehen pl gebelik testi Schwangerschaftstest m gebelikten korunma Verhütung f gebelikten korunma aleti Verhütungsmittel n gece bakımı Nachtpflege f gece görevi Nachtdienst m gece körlüğü Nachtblindheit f gece nöbetcisi Nachtwache f geciktirmeli insülin Verzögerungsinsulin n
147
G
148
geç geç spät geç aşama Spätstadium n geç komplikasyon Spätkomplikation f geçmiş olsun Gute Besserung! gelişme Entwicklung f gemi ambulansı Schiffsambulanz f genel generell [allgemein] genel bilgiler allgemeine Information f genetik Genetik f geniş etkili antibiotik Breitband-
G
antibiotikum n geniş nefes almak aufatmen geniş yüzeyleri dezenfekte etmek
Flächendesinfektion f genital genital [die Geschlechtsteile
betreffend] genital merkezi Genitalzentrum n
[Nervengeflecht im Rückenmark; löst beim Mann die Ejakulation und bei der Frau den Geburtsakt aus] genital organları Genitalien pl [Geschlechtsorgane von Mann und Frau] genital tüberkoloz Genitaltuberkulose f [Tuberkulose der Geschlechtsorgane] geniz Nasenrachenraum m genom Genom n [Gesamtheit der Erbfaktoren des einfachen Chromosomensatzes] genzine kaçmak verschlucken gerekli notwendig gerginlik Spannung f geri kan birikimi Blutrückstau m gerinme egzersizi Streckübung f germek ausrecken gerontopsikatri Gerontopsychiatrie f [Alterspsychiatrie] gestasyonel diyabet Gestationsdiabetes m [eine spezielle Form der Zuckerkrankheit, die sich während
einer Schwangerschaft entwickeln kann] gevşek schlaff gevşeme Lockerung f [Entspannung] gevşeme egzersizleri Lockerungsübungen pl [Entspannungsübungen] gevşeme hareketleri Dehnübungen pl gıcırdamak knirschen gıda Nahrungsmittel n [Lebensmittel] gıda alımı Nahrungsaufnahme f gıda ihtiyacı Nahrungsbedarf m gıda maddeleri Nahrungsmittel n gıda zehirlenmesi Nahrungsmittelvergiftung f gıdasızlık Unterernährung f gıdayı reddetme Nahrungsver weigerung f gırtlak Kehlkopf m [Rachen] gırtlak iltihabı Kehlkopfentzündung f gırtlak kanseri Kehlkopfkrebs m gırtlak kapağı Kehldeckel m gırtlak karsinomu Kehlkopfkarzinom n gırtlak operasyonu Kehlkopfoperation f gırtlak refleksi Kehlkopfreflex m giriş Eingang m giydirmek jemanden ankleiden [bekleiden] giyim Kleidung f giyinmek sich anziehen [ankleiden] glikojen Glykogen n [tierische Stärke, Mehrfachzucker aus Glukose, Speicherform der Glukose, z. B. in Leber und Muskulatur] glikoz Glukose [Zucker] glikoz eksikliği Glukosemangel m glikoz tolarans testi Glukosetoleranztest m [ein Test zur Diagnose des Diabetes mellitus] glikozüri Glykosurie f [Zuckerausscheidung im Urin]
göz bebeği refleksi glokom Glaukom n [Drucksteigerung
im Augeninnern] glomerulonefrit Glomerulonephritis f [Nierenentzündung, bei der hauptsächlich die Nierenkörperchen betroffen sind] glosit Glossitis f [Zungenentzündung] glosoplegi Glossoplegie f [Zungenlähmung] glottis Glottis f [die Stimmritze zwischen den beiden Stimmbändern im Kehlkopf] goğüs Brust f [Busen] gonad Gonaden pl [Geschlechtsdrüsen] gonartroz Gonarthrose f [Verkalkung des Kniegelenks] gonore Gonorrhoe f [Tripper (Infektionskrankheit, die durch sexuellen Kontakt übertragen wird)] göbeği kesmek Nabelschnur durchschneiden göbek Bauchnabel m göbek bağı Nabelbinde f göbek fıtığı Nabelbruch m göbek fıtığı Nabelbruch m göbek fıtığı flasteri Nabelbruchpflaster n göbek fistülü Nabelfistel f göbek kordonu düğümü Nabelschnurknoten m göbek kordonu kesimi Nabelschnurschnitt m göbek kordunu Nabelschnur f göden barsağı Mastdarm m göden barsağı endeskopisi Mastdarmspiegelung f göden barsağı fistülü Mastdarmfistel f göden barsağı kanaması Mastdarmblutung f göden barsağı stenozu Mastdarmstenose f
149
göğüs ağrısı Brustschmerzen pl göğüs anjini Angina pectoris f göğüs büyütülmesi Brustvergrö-
ßerung f göğüs çevresi Brustumfang m göğüs darlığı Brustenge f göğüs kafesi Brustkorb m göğüs kanseri Brustkrebs m göğüs kası Brustmuskel m göğüs kemiği Brustbein n göğüs kovuğu Brusthöhle f göğüs muayenesi Brustuntersuchung f göğüs solunumu Brustatmung f göğüs zarı Rippenfell n gölge Schatten m gömmek bestatten [beisetzen, begra-
ben] gönüllü freiwillig görev Dienst m görev teslimi Dienstübergabe f görme alanı Gesichtsfeld n görme bozukluğu Sehstörung f [Seh-
behinderung] görme siniri Sehnerv m görme sinirleri iltihabı Sehnerven-
entzündung f görme testi Sehtest m görmek sehen göz Auge n göz ağrısı Augenschmerzen pl göz akı Sklera f [Lederhaut] göz alanı Blickfeld n göz altında bulundurmak bewachen göz arkası Augenhintergrund m göz banyosu Augenbad n [Ausspü-
lung des Auges] göz bebeği Pupille f göz bebeği dilatasyonu Pupillendila-
tation f göz bebeği reaksiyonu Pupillenreak-
tion f göz bebeği refleksi Pupillenreflex m
G
150
G
göz çukuru göz çukuru Augapfel m göz damlası Augentropfen pl göz doktoru Augenarzt m göz endoskopisi Augenspiegelung f göz hastalığı Augenerkrankung f göz hekimliği Augenheilkunde f göz iltihabı Augenentzündung f göz kapağı Augenlid n göz kapağı daralması Lidverengung f göz kapağı kanseri Lidkarzinom n göz kapağı ödemi Lidödem n göz kası Augenmuskel m göz kası felçi Augenmuskellähmung f göz keskinliği Sehschärfe f göz merhemi Augensalbe f göz muayenesi Augenuntersuchung f göz plasteri Augenpflaster n göz protezi Augenprothese f göz rengi Augenfarbe f göz sargısı Augenbinde f göz siniri Augennerv m göz tansiyonu Augeninnendruck m göz teşhisi Augendiagnose f göz titremesi Augenzittern n göz tümörü Augentumor m göz yuvası Augenhöhle f gözetmek beobachten gözlemek beobachten gözleri açmak Augen aufschlagen
[erwachen] gözlük Brille f gözlük camı Brillenglas n gözlük çerçevesi Brillenfassung f gözlük taşıyan Brillenträger m gözyaşı Träne f gözyaşı kesesi Tränensack m gravidite Gravidität f [Schwanger-
schaft] grip Grippe f [Influenza] grip aşısı Grippeimpfung f
grip epidemisi Grippeepidemie f grip virüsü Grippevirus n gribe tutulmuş grippekrank grup Gruppe f [Team] grup faaliyetleri Gruppenaktivität f grup terapisi Gruppentherapie f guatr Kropf m [Struma] guatr operasyonu Kropfoperation f
[Strumaoperation] gudde Drüse f guddelerin iltihabi Drüsenentzün-
dung f guddelerin şişmesi Drüsenschwel-
lung f gut Gicht f güç Kraft f güç toplama egzersizleri Kräftigungs-
übungen pl güçlendirici ilaç Stärkungsmittel n güçlendirmek verstärken güçlü stark [kräftig] güçsüz kraftlos [schwach] günaydın Guten Morgen! güneş Sonne f güneş allerjisi Sonnenallergie f güneş banyosu Sonnenbad n güneş çarpması Sonnenstich m
[Hitzeschlag] güneş yanığı Sonnenbrand m günlük bakım Tagespflege f günlük doz Tagesdosis f günlük gidişat Tagesablauf m günlük sağlık kliniği Tagesklinik f günün saati Tageszeit f güven (itimat) Verlass m güvenmek vertrauen güzel schön güzellik cerrahı Schönheitschirurg m güzellik operasyonu Schönheitsope-
ration f
hasta bilgilendirme
151
hamilelik kusması Schwangerschafts-
H
erbrechen n hamilelik sancıları Schwangerschafts-
wehen pl hamilelik süreci Schwangerschafts-
verlauf m hacim Volumen n hacir Entmündigung f hafıza Gedächtnis n hafıza kaybı Gedächtnisverlust m
[Amnesie] hafıza oyunu Gedächtnisspiel n hafıza zayıflığı Gedächtnisschwä-
che f hafif yemek leichtes Essen n hafiza antremanı Gedächtnistrai-
ning n hafta Woche f hafta günleri Wochentage pl hafta sonu Wochenende n hak Recht n hal Zustand m halluks valgus Hallux valgus m [Fehl-
stellung der Großzehe] halsizlik Abgeschlagenheit f halüsinasyon Halluzination f hamile schwanger hamile olmak schwanger werden hamilelik Schwangerschaft f hamilelik anemisi Schwangerschafts-
anämie f hamilelik depresyonu Schwanger-
schaftsdepression f hamilelik diyabeti Schwangerschafts-
diabetes m hamilelik gingiviti Schwangerschafts-
gingivitis f hamilelik hipertansiyonu Schwanger-
schaftshypertonie f hamilelik izleri Schwangerschafts-
streifen pl
hamilelik testi Schwangerschaftstest m hap Tablette f [Pille] hap alma Tabletteneinnahme f hapşırmak niesen hareket Bewegung f hareket azalması Bewegungsarmut f hareket bozukluğu Bewegungsstö-
rung f hareket imkanı Bewegungsmöglich-
keit f hareket kaybı Bewegungsverlust m hareket kısıtlığı Bewegungsein-
schränkung f hareket organları Bewegungsapparat m hareket oyunu Bewegungsspiel n hareket programı Bewegungspro-
gramm n hareketlenme mobilisieren hareketlilik Mobilität f hareketsiz immobil hareketsiz kalma Bewegungsarmut f hareketsizlik Bewegungslosigkeit f hassas empfindlich hassas, ince hareket yeteneği Fein-
motorik f hassasiyet Empfindlichkeit f hasta krank hasta arabası Krankenwagen m hasta bakıcı yardımcısı Kranken-
pflegehelfer m hasta bakıcısı Krankenpfleger m hasta bakımı Krankenpflege f hasta bekleme odası Patientenwarte-
zimmer n hasta bilgilendirme Patienteninfor-
mation f
H
152
hasta bilgilendirme broşürü hasta bilgilendirme broşürü Patien-
H
teninformationsbroschüre f hasta diye bildirmek krank melden hasta dosyası Patientenbogen m [Patientenakte, Krankenakte] hasta etiketi Patientenetikett n hasta etmek krank machen hasta grupları Patientengruppen pl hasta hakları Patientenrechte pl hasta imzası Patientenunterschrift f hasta nakli Krankenbeförderung f hasta odası Krankenzimmer n [Patientenzimmer] hasta sedyesi Krankentrage f hasta transportu Krankentransport m hasta tuvaleti Patiententoilette f hasta yatağı Krankenbett N [Patientenbett] hasta yemeği Krankenkost f hasta zili Patientenklingel f hasta ziyareti Krankenbesuch m hastalanmak erkranken hastalığın seyri Krankheitsverlauf m hastalık Krankheit f [Erkrankung] hastane Krankenhaus n hastane kafeteryası KrankenhausCafeteria f hastane mikrobu Krankenhauskeim m hastane park yeri Krankenhausparkplatz m hastanede yatmak im Krankenhaus liegen hastaneye sevk Krankenhauseinweisung f haşiş Haschisch n haşlanma verbrühen haşlanmak Verbrühung f hata Fehler m hatalı karar Fehlentscheidung f hava Luft f hava almak Luft bekommen
hava değişimi Luftveränderung f hava embolisi Luftembolie f hava kabarcığı Luftbläschen n hava nakliyatı Lufttransport m hava terapisi Lufttherapie f hava tutması Luftkrankheit f havalandırmak entlüften havlu Handtuch n haya Hoden m haya iltihabı Hodenentzündung f haya kanseri Hodenkrebs m haya torbası Hodensack m haya tümörü Hodentumor m hayal kırıklığına uğratmak enttäu-
schen hayat Leben n hayat arkadaşı Lebensgefährte m hayat beklentisi Lebenserwartung f hayat sigortası Lebensversicherung f hayat süresi Lebensdauer f hayat tehlikesi Lebensgefahr f hayati göstergeler Vitalzeichen pl hayır dua Segen m haykırış Geschrei n hazım Verdauung f hazımsızlık Verdauungsstörungen pl hazır fertig hazır gıdalar Fertiggerichte pl hazırlık Vorbereitung f haziran Juni m hazmedilemeyen unverdaulich hazmedilmemiş unverdaut hazmetmek verdauen Hb Hb n [Abkürzung für Hämoglo-
bin] HbA1c HbA1c n [Abkürzung für
Hämoglobin A1c] HDL kolesterol HDL-Cholesterin n
[High Density Lipoprotein] hedef Ziel n hekim Arzt m hekim başı Oberarzt m
hepatomegali hekim hatası Arztfehler m hekim muayenesi ärztliche Unter-
suchung f hekim raporu Arztbericht m [Attest] hekim talimatı Arztanordnung f hekim viziti Arztvisite f hekimsel ärztlich hektik Hektik f helikopter ambulansı Rettungshub-
schrauber m helioterapi Heliotherapie f [Sonnen-
lichtheilverfahren] hemanjiyom Hämangiom n [gutarti-
ger Gefäßtumor] hematofobi Hämatophobie f [Angst vor Blut] hematokrit Hämatokrit m [Anteil der Zellbestandteile am Volumen des Blutes] hematolog Hämatologe m [Facharzt für Blutkrankheiten] hematoloji Hämatologie f [Lehre vom Blut und seinen Krankheiten] hematom Hämatom n [Bluterguss] hematoterapi Hämatotherapie f hematüri Hämaturie f [Blut im Harn] hemeralopi Hemeralopie f [Nachtblindheit] hemianopsi Hemianopsie f [Sehstörung, bei der eine Hälfte des Gesichtsfeldes fehlt] hemihepatektomi Hemihepatektomie f [operative Entfernung der halben Leber] hemikolektomi Hemikolektomie f [operative Entfernung von etwa der Hälfte des Dickdarms] hemiparezi Hemiparese f [leichte Halbseitenlähmung] hemipleji Hemiplegie f [halbseitige Lähmung] hemodiyaliz Hämodialyse f [künstli-
che Entfernung von harnpflichtigen Abfallprodukten und Wasser aus dem Blut] hemofili Hämophilie f [Bluterkrankheit] hemoglobin Hämoglobin n [Farbstoff der roten Blutkörperchen] hemoliz Hämolyse f [Auflösung von Erythrozyten durch Zerstörung der Zellmembran] hemopati Hämopathie f [Blutkrankheit] hemoperikard Hämoperikard n [Blutansammlung am Herzbeutel] hemoraji Hämorrhagie f [Blutung innerhalb des Körpers] hemorajik hämorrhagisch hemoroidektomi Hämorrhoidektomie f [operative Entfernung von Hämorrhoiden] hemoroid Hämorrhoiden pl hemoroid fitili Hämorrhoidenzäpfchen n hemoroid kanaması Hämorrhoidenblutung f hemoroit operasyonu Hämorrhoidenoperation f hemostaz Hämostase f [Blutstillung, Blutgerinnung] hemşire Krankenschwester f hemşire okulu Krankenpflegeschule f hepar Hepar n [Leber] heparin Heparin n [gerinnungshemmender Stoff] hepatektomi Hepatektomie f [Leberentfernung] hepatit Hepatitis f [Leberentzündung] hepatom Hepatom n [Lebergeschwulst] hepatomegali Hepatomegalie f [Vergrößerung oder Schwellung der Leber]
153
H
154
hepatopati hepatopati Hepatopathie f [Leberer-
H
krankung] herni Hernie f [Verlagerung von Bauchorganen in eine sackartige Ausstülpung des Bauchfells] herniyotomi Herniotomie f [operative Entfernung der Hernie] herpes Herpes m [mit Bläschenbildung einhergehender Hautausschlag] herpes soster Herpes zoster m [Gürtelrose, am Rumpf oder im Gesicht; sehr schmerzhafter Hautausschlag] hesaba katmak miteinbeziehen hesap Abrechnung f hesap kağıdı Abrechnungsschein m heyecan Aufregung f heyecanlı aufgeregt hıçkırık Schluckauf m hidrasyon Hydratation f [Wasseranlagerung im Körper] hidrojen peroksit Wasserstoffsuperoxid n hidrokortizon Hydrocortison n hidrops Hydrops m [Flüssigkeitsansammlung in einer Körperhöhle] hidrosefali Hydrocephalus m [Erweiterung der inneren und äußeren Liquorräume des Gehirns] hidroterapi Hydrotherapie f [Wasserheilverfahren] hijyen Hygiene f hijyen planı Hygieneplan m himen Hymen n [Jungfernhäutchen] himenektomi Hymenektomie f [operative Entfernung des Jung fernhäutchens] hintyağı Rizinusöl n hiperaktif hyperaktiv hiperaktivite Hyperaktivität f hiperemesis Hyperemesis f [übermäßig starkes Erbrechen]
hiperemi Hyperämie f [Blutstauung] hiperfaji Hyperphagie f [stark erhöhte
Nahrungsaufnahme, Gefräßigkeit] hiperfonksiyon Hyperfunktion f hiperfosfatemi Hyperphosphatämie f
[erhöhter Phosphatspiegel im Blut] hiperfosfatüri Hyperphosphaturie f
[erhöhte Phosphatausscheidung im Urin] hiperglisemi Hyperglykämie f [erhöhte Blutzucker] hiperhidrosis Hyperhidrosis f [übermäßiges Schwitzen] hiperkalemi Hyperkaliämie f [erhöhter Kaliumspiegels im Blut] hiperkalsemi Hyperkalzämie f [erhöhter Kalziumspiegel im Blut] hiperlipidemi Hyperlipidämie f [krankhafte Zunahme des Gehalts an Fetten und fettähnlichen Stoffen im Blut] hiperlökositöz Hyperleukozytose f [Erhöhung der Leukozyten im Blut] hipermenore Hypermenorrhoe f [starke Regelblutung] hiperosmolarite Hyperosmolarität f [erhöhte Osmolarität] hiperparatiroidi Hyperparathyroidismus m [autonome Mehrsekretion von Parathormon durch die Nebenschilddrüse] hiperproteinemi Hyperproteinämie f [stark erhöhter Eiweißgehalt des Blutes] hipersansibilite Hypersensibilität f [Überempfindlichkeit] hipersekresyon Hypersekretion f [vermehrte Absonderung] hipertansif hypertonisch hipertermi Hyperthermie f [Über-
histerektomi
wärmung des ganzen Körpers oder einzelner Körperareale] hipertoni Hypertonie f [Bluthochdruck] hipertrofi Hypertrophie f [übermäßige Vergrößerung von Gewebe oder Organen] hipervantilasyon Hyperventilation f [übermäßige Atmung] hipervolemi Hypervolämie f [Volumenvergrößerung des zirkulierenden Blutes] hipnotize etmek hypnotisieren hipnotizm Hypnotismus m hipnoz Hypnose f hipoaktivite Hypoaktivität f [Aktivitätsverminderung] hipodermis Hypodermis f [Unterhautschicht, die unter der Lederhaut liegt] hipofiz Hypophyse f [Hirnanhangsdrüse] hipofosfatemi Hypophosphatämie f [verminderter Phosphatgehalt des Blutes] hipoglisemi Hypoglykämie f [Unterzucker] hipoglisemik şok hypoglykämischer Schock m [plötzlich einsetzende Bewusstlosigkeit durch Absinken des Blutzuckerspiegels z. B. bei Hunger oder zuviel Insulin] hipohidrasyon Hypohydratatation f [Wassermangel im Körper] hipokalemi Hypokaliämie f [erniedrigter Kaliumspiegel des Blutes] hipokalsemi Hypokalzämie f [erniedrigter Kalziumspiegel des Blutes] hipoksi Hypoxie f [Sauerstoffmangel in den Körpergeweben] hipolipidemi Hypolipidämie f [verminderter Lipidgehalt im Blut]
155
hipomenore Hypomenorrhoe f [zu
schwache Regelblutung] hiponatriemi Hyponatriämie f [ver-
minderter Natriumgehalt im Blut] hipoosmoler hypoosmolar hipoparatiroidi Hyporparathyroidis-
mus m [Unterfunktion der Nebenschilddrüsen] hipoproteinemi Hypoproteinämie f [verminderter Proteingehalt des Blutes] hiposekresyon Hyposekretion f hipotalamus Hypothalamus m [ein kleiner Bereich im Zwischenhirn; Steuerzentrum des vegetativen Nervensystems] hipotansiyon Hypotension f [niedriger Blutdruck] hipotermi Hypothermie f [niedrige Körpertemperatur] hipotiroidi Hypothyreose f [Unterfunktion der Schilddrüse] hipotoni Hypotonie f [niedriger Blutdruck] hipotrofi Hypotrophie f [Unterernährung, -entwicklung] hipovantilasyon Hypoventilation f [verminderte, verlangsamte Atmung] hipovolemi Hypovolämie f [Verminderung der Blutmenge, z. B bei starken Blutungen] his Gefühl n hissedilir spürbar hissetmek empfinden hissiz empfindungslos histamin Histamin n [ein biogenes Amin; zählt zu den Stoffen, die bei einer allergischen Reaktion freigesetzt werden] histerektomi Hysterektomie f [operative Gebärmutterentfernung]
H
156
H
histeri histeri Hysterie f histerik hysterisch hizmete elverişli diensttauglich hizmete elverişsiz dienstuntauglich homeopati Homöopathie f homeopatik homöopathisch homojen homogen homoseksüalite Homosexualität f homoseksüel homosexuell horlamak schnarchen hormon Hormon n hormon düzeyi Hormonspiegel m hormon tedavisi Hormontherapie f hormonel hormonal hormonel bozukluk hormonelle
Störung f
hospis çalışması Hospizarbeit f hukuk Recht n humerus Humerus m [Oberarm-
knochen] humerus fraktürü Humerusfraktur f huzurevi Altersheim n huzursuz unruhig huzursuzluk Unruhe f hücre Zelle f hücre bölünmesi Zellteilung f hücre çekirdeği Zellkern m hücre dokusu Zellgewebe n hücre dokusu iltihaplanması Zell-
gewebsentzündung f hücre duvarı Zellwand f hüviyet Ausweis m
ışın tedavisi
157
ısıtmak warm machen [beheizen,
I ılık lauwarm ısı Temperatur f [Wärme] ısı metodu Temperaturmethode f ısınmak sich erwärmen ısırarak parçalamak zerbeißen ısırık yarası Bisswunde f ısırmak beißen
aufwärmen] ısıveren wärmeliefernd ıslak nass [durchnässt, feucht] ıslak sargı Feuchtverband m ıslatmak anfeuchten ısrar etmek beharren [bestehen] ıstırap Qual f ışığa karşı hassas lichtempfindlich ışık Licht n ışık reaksiyonu Lichtreaktion f ışın dozu Strahlendosis f ışın tedavisi Strahlenbehandlung f
[Bestrahlung]
I
158
iç
İ iç innen iç kanama innere Blutung f iç kısım Innenteil n/m iç kulak borusu innerer Gehörgang m iç salgı innere Sekretion f iç salgı bezleri innersekretorische
Drüsen pl içedönük nach innen gewendet, ver-
İ
schlossen [introvertiert] içedönüş nach innen gekehrtes Ver-
halten n [Introversion] içerik Inhalt m içgüdü Instinkt m içinden almak herausnehmen içip boşaltmak austrinken içki alkoholhaltiges Getränk n içkili alkoholhaltig içkisiz alkoholfrei içkulak Innenohr n içkulak borusu innerer Gehörgang m içme planı Trinkplan m içme suyu Trinkwasser n içmek trinken [austrinken] idrar Harn m [Urin] idrar borusu Harnröhre f idrar borusu daralması Harnröhren-
verengung f idrar borusu endoskopisi Harnröh-
renspiegelung f idrar borusu iltihaplanması Harn-
röhrenentzündung f idrar borusu stenozu Harnröhren-
stenose f idrar glikozu Harnglukose f idrar kanalı Harnröhre f
idrar kesesi Blase f idrar kesesi iltihabı Blasenentzün-
dung f idrar kesesi kanseri Blasenkrebs m idrar kesesi kateteri Blasenkatheter m idrar kesesi kumu Blasengrieß m idrar kesesi sarkması Blasensenkung f idrar kesesi taşı Blasenstein m idrar kesesi tümörü Blasentumor m idrar kumu Harnsand m [Harngrieß] idrar muayenesi Urinuntersuchung f
[Harnuntersuchung] idrar oluşumu Harnbildung f idrar örneği Harnprobe f [Urinprobe] idrar sedimenti Harnsediment n idrar sistemi Harnorgane pl idrar sondası Urinkatheter m idrar sökmesi Harnausscheidung f
[Urinausscheidung, Diurese] idrar söktürücü harntreibend idrar şekeri Harnzucker m [Urinzu-
cker] idrar şekeri kontrolü Harnzucker-
kontrolle f [Urinzuckerkontrolle] idrar şişesi Urinflasche f idrar tahlili Urinbefund m [Urinunter-
suchung, Harnanalyse] idrar taşı Harnstein m idrar toplama kabı Urinprobenbe-
cher m [Urinsammelbehälter] idrar torbası Harnblase f idrar torbası endoskopisi Harnblasen-
spiegelung f idrar torbası karsinomu Harnblasen-
karzinom n idrar tutma egzersizi Kontinenz-
training n idrar tutulması Harnverhaltung f
[Anurie] idrar yığılması Harnretention f [Harn-
stauung]
implantasyon idrar yolları enfeksiyonu Harnwegs-
infektion f idrar yolu Harnweg m idrar yolu fistülü Harnleiterfistel f idrar yolu iltihabı Harnleiterentzündung f idrar yolu stenozu Harnleiterstenose f idrar yolu taşı Harnleiterstein m idrar yolu tümörü Harnleitertumor m idrara çıkma güdüsü Harndrang m idrarda kan Blut im Urin n idrarı tutamama Harninkontinenz f ifraz Ausfluss m ifrazat Abstrich m iftar Fastenende im Fastenmonat Ramadan n iğne Nadel f [Spritze] iğne batması Nadelstich m [Einstich] iğne kurdu enfeksiyonu Madenwurminfektion f iğne tedavisi Spritzentherapie f iğne yapmak spritzen iğrenme duygusu Ekelgefühl n iğrenmek Ekel empfinden ihtisas sahası Fachgebiet n ihtiva etmek enthalten [fassen] ihtiyaç Bedürfnis n ihtiyarlamak alt werden ihtiyol Ichthyol n ikametgah Wohnsitz m ikaz Ermahnung f ikaz etmek aufmerksam machen iki zwei iki kişilik oda Zweibettzimmer n iki yataklı oda Doppelzimmer n ikinci muayene Nachuntersuchung f ikiz Zwilling m ikiz doğumu Zwillingsgeburt f iklim Klima n iklim çalkantısı Klimaschwankung f iklim değişikliği Klimawechsel m ikterus Ikterus m [Gelbsucht]
159
iktidarsız impotent iktidarsızlık Impotenz f ilaç Medikament n [Arzneimittel] ilaç almak Medikament einnehmen ilaç bağımlılığı Medikamentensucht f
[Medikamentenabhängigkeit] ilaç bileşimi Medikamentenzusam-
mensetzung f ilaç içmek Medikament trinken ilaç kullanmak Medikament einneh-
men ilaç mevcudiyeti Medikamentenbe-
stand m ilaç olarak kullanılan balçık Fango m ilaç olarak kullanılan bitki Heilkraut
n [Heilpflanze] ilaç suistimali Medikamentenmiss-
brauch m ilaç vermek Medikament verabrei-
chen ilaç yardımı ile medikamentös ilaç yazmak Medikament verschrei-
ben ilaç yutmak Medikament schlucken ileostoma Ileostoma n [äußere Ileum-
fistel] iletişim Kommunikation f ileum Ileum n [Krummdarm, unters-
ter Teil des Dünndarms] ileus Ileus m [Darmverschluss] ilgisiz gleichgültig ilik Knochenmark n ilk muayene Erstuntersuchung f ilk yardım Erste Hilfe f ilk yardım çantası Erste-Hilfe-Koffer m ilkbahar yorgunluğu Frühjahrsmü-
digkeit f iltihap Entzündung f iltihaplı entzündet immun immun immünite Immunität f implantasyon Implantation f
İ
160
implante etmek implante etmek implantieren impotans Impotenz f [Unfähigkeit des
Mannes zum Geschlechtsverkehr] impotent impotent imsak Fastenbeginn m [im Ramadan] inanç Glaube m [Vertrauen] inat Starrsinn m inatçı starrköpfig [hartnäckig] ince toz Feinstaub m ince zar Membran f incebarsak Dünndarm m incebarsak fistülü Dünndarmfistel f incebarsak iltihabı Dünndarment-
zündung f
İ
incebarsak kanseri Dünndarmkrebs m incebarsak operasyonu Dünndarm-
operation f incebarsak rezeksiyonu Dünndarm-
resektion f incebarsak tıkanması Dünndarmver-
schluss m inceltmek verdünnen inek sütü Kuhmilch f inek sütü alerjisi Kuhmilchallergie f infertilite Infertilität f [Unfruchtbar-
keit] infüzyon Infusion f inhalasyon Inhalation f inhalasyon narkozu Inhalations-
narkose f inhalasyon terapisi Inhalations-
therapie f inhalasyon yapmak inhalieren inisiyal initial [zu Beginn, als Erstes] inkar etmek verleugnen [ableugnen] inkresyon Inkretion f [innere Sekre-
tion] inkübasyon Inkubation f [Zeitspanne
zwischen der Ansteckung und dem Ausbruch einer Infektionskrankheit] inkübasyon süresi Inkubationszeit f inlemek stöhnen
insan Mensch m insani menschlich [human] insektisid insektizid [insektenvernich-
tend] insizyon Inzision f [Einschnitt bzw.
Eröffnung eines Organs] inspirasyon Inspiration f [Einat-
mung] insulin tedavisi Insulinbehandlung f insülin Insulin n insülin alerjisi Insulinallergie f insülin çeşidi Insulinarten pl insülin etkisi Insulinwirkung f insülin iğnesi Insulinspritze f insülin kalemi Insulin-Pen m insülin miktarı Insulinmenge f insülin pompası Insulinpumpe f insülin reseptörleri Insulinrezeptoren pl insülin resistansı Insulinresistenz f insülin terapisi Insulintherapie f insülin ünitesi Insulineinheit f insülin üretimi Insulinproduktion f insüline muhtaç insulinpflichtig insülinemi Insulinämie f [verminder-
ter Insulingehalt des Blutes] interval Intervall n intestinal intestinal [zum Darm ge-
hörend] intestinum Intestinum n [Darm] intihar Suizid m [Selbstmord] intoksikasyon Intoxikation f [Vergif-
tung des Körpers] intolerans Intoleranz f intraabdominal intraabdominal
[innerhalb des Bauchraumes befindlich] intraarteriel intraarteriell [in eine Arterie] intrakütan intrakutan [in der Haut, in die Haut] intramüsküler intramuskulär [in die Muskel]
iyi intraoperatif intraoperativ intrarektal intrarektal intrasellüler intrazellulär intrasellüler bölümü Intrazellulär-
raum m intrasellüler sıvısı Intrazellulär-
flüssigkeit f intraserebral intrazerebral intratorakal intrathorakal intratrakeal intratracheal intravajinal intravaginal intravenöz intravenös [in die Vene] introversiyon Introversion f [nach
innen gekehrtes Verhalten] intubasyon Intubation f [Einführen
einer Röhre durch den Mund oder Nase] invajinasyon Invagination f [Einstülpung eines Darmteils in einen anderen] ipucu Anhaltspunkt m irade Wille m [Willenskraft] iradeli willensstark iradesiz willenlos iri vücutlu korpulent irin Eiter m irinli eitrig iris Iris f [Regenbogenhaut des Auges] irreperabl irreparabel [nicht wieder herstellbar, unheilbar] irreverzibl irreversibel [nicht mehr rückgängig zu machen] irsi erblich [vererbt] irsi hastalık Erbkrankheit f ishal Durchfall m ishal hastalığı Durchfallerkrankung f ishal olmak Durchfall bekommen iskelet Skelett n iskorbüt Skorbut m [Vitamin-C-Mangelkrankheit] isolasyon Isolation f isolasyonlu isoliert
isole etmek isolieren isotonik isotonisch ispat Nachweis m ispat Beweis m istek Wunsch m istenilmeyen unerwünscht istikamet Richtung f istirahat Erholung f istirahat etmek erholen istisna Ausnahme f iş Arbeit f iş hijyeni Arbeitshygiene f iş kazası Arbeitsunfall m iş korunması Arbeitsschutz m iş yapmak arbeiten işaret parmağı Zeigefinger m işitme Gehör n işitme aleti Hörgerät n işitme arızası Hörfehler m işitme bozukluğu Hörstörung f işitme kemiği Gehörknöchelchen n işitme özürlüğü Gehörlosigkeit f işitme yeteneği Hörfähigkeit f işitme yolu Gehörgang m işitme zayıflığı Hörschwäche f işitmek hören işiyaz Ischias m [viele Nerven ziehen
vom Rückenmark in alle Bereiche des Körpers. Der dickste und längste von ihnen wird Ischiasnerv genannt.] işkence Folter f iştah Appetit m iştah açmak Appetit anregen iştah bozukluğu Appetitstörung f iştah kesici Appetitzügler m iştahsız appetitlos iştahsızlık Appetitlosigkeit f itimat Verlass m itimat etmek vertrauen itina Sorgfalt f iyi gut
161
İ
162
iyi akşamlar iyi akşamlar Guten Abend! iyi geceler Gute Nacht! iyi huylu gutartig iyileşme Besserung f iyileşmek genesen [Heilung finden,
ausheilen] iyileştirici kuvvet Heilkraft f iyileştirme Heilung f
İ
iyileştirmek heilen iyon Ion n iyot Jod n iyotlu jodhaltig izolasyon Isolation f izolasyonlu isoliert izole etmek isolieren izotonik isotonisch
jul
J
163
jest Geste f jigantizm Gigantismus m [krankhaf-
ter Riesenwuchs] jimnastik Gymnastik f jinekolog Gynäkologe m [Frauen-
arzt] jinekoloji Gynäkologie f [Frauenheiljejunit Jejunitis f [Entzündung des
Leerdarms] jejunum Jejunum n [Teil des Dünndarms] jel Gel n jelatin Gelatine f jenerasyon Generation f
kunde] jinjivit Gingivitis f [Zahnfleischent-
zündung] jugularis Jugularis f [Halsvene] jul Joule n [physikalische Maßeinheit
für Energie]
J
164
kabakulak
K
K
kabakulak Mumps m kabarık Wulst m kabızlığa karşı ilaç Abführmittel n kabızlık Verstopfung f kabuk Kruste f kabuk bağlamak verkrusten kabuk bağlanması Verkrustung f kabuklanma Krustenbildung f kabul Aufnahme f [Anmeldung] kabul edilemez inakzeptabel kaburga Rippe f kaburga (göğüs) zarı Rippenfell n kaburga (göğüs) zarı iltihabı Rippen-
fellentzündung f kaburga kırılması Rippenbruch m kâbus Alptraum m kaçınması mümkün olmayan unaus-
weichlich kaçmak flüchten kadavra kokusu Leichengeruch m kader Schicksal n kadın doktoru Frauenarzt m kadın evi Frauenhaus n kadın hastalığı Frauenleiden n kadın hekimliği Frauenheilkunde f kadın hormonları weibliche Hormo-
ne pl kadın sağlık merkezi Frauengesund-
heitszentrum n kafa Kopf m kafa derisi Kopfhaut f kafa yaralanması Kopfverletzung f kafatası Schädel m kafatası beyin travması Schädel-
Hirn-Trauma n
kafatası fraktürü Schädelfraktur f kafatası kırığı Schädelbruch m kahvaltı Frühstück n kalbin büyümesi Herzvergrößerung f kalbin hızlı atması Herzjagen n kalça Hüfte f [Hüftbecken] kalça ağrısı Hüftschmerz m kalça artrozu Hüftarthrose f kalça çevresi Hüftumfang m kalça eklemi rahatsızlığı Hüftleiden n kalça kemiği Hüftknochen m kalça kemiği protezi Hüftgelenks-
prothese f kalça operasyonu Hüftoperation f kalça protezi Hüftprothese f kaldırmada kullanılan alet Hebelif-
ter m kaldırmak heben kalınbarsak Dickdarm m kalınbarsak alçalması Dickdarmsen-
kung f kalınbarsak borusu Darmrohr n kalınbarsak fistülü Dickdarmfistel f kalınbarsak iltihabı Dickdarment-
zündung f kalınbarsak kanseri Dickdarm-
krebs m kalınbarsak karsinomu Dickdarm-
karzinom n kalınbarsak polipi Dickdarmpolyp m kalınbarsal operasyonu Dickdarm-
operation f kalıtım Vererbung f kalite Qualität f kalite güvencesi Qualitätssicherung f kalite kontrolü Qualitätskontrolle f kalkan bezi Schilddrüse f kalkan bezi düğümü Schilddrüsen-
knoten m kalkan bezi hormonları Schilddrüsen-
hormone pl
kalsitonin kalkan bezi kanseri Schilddrüsen-
krebs m kalkan bezi karsinomu Schilddrüsen-
karzinom n kalkan bezi sintigrafisi Schilddrüsen-
szintigraphie f kalkan bezinin az çalışması Schild-
drüsenunterfunktion f kalkan bezinin fazla çalışması Schild-
drüsenüberfunktion f kalkmak aufstehen kalori Kalorie f kalori ihtiyacı Kalorienbedarf m kalori miktarı Kalorienmenge f kalorili kalorienreich kalorisiz kalorienfrei kalp Herz n kalp ağrısı Herzschmerzen pl kalp anevrizması Herzaneurysma n [Ausbuchtung der Herzwand] kalp anjini Angina pectoris f kalp atışı Herzschlag m kalp bozukluğu Herzfehler m kalp çarpıntısı Herzklopfen n kalp damarı Herzgefäß n kalp dokusu nekrozu Herzmuskelnekrose f kalp durması Herzstillstand m kalp enfarktüsü Herzinfarkt m kalp fonksiyonu Herzfunktion f kalp gücünü arttıran herzkraftsteigernd kalp hastalığı Herzerkrankung f [Herzkrankheit] kalp hızı Herzfrequenz f kalp hipertrofisi Herzhypertrophie f [Herzvergrößerung] kalp iltihaplanması Herzentzündung f kalp kapağı anevrizması Herzklappenaneurysma n kalp kapağı protezi Herzklappenprothese f
165
kalp kapağı sklerozu Herzklappen-
sklerose f kalp kapağı yetmezliği Herzklappen-
insuffizienz f kalp kapakcığı Herzklappe f kalp kapakcığı bozukluğu Herzklap-
penfehler m kalp kapakcığı iltihabı Herzklappen-
entzündung f kalp karıncığı Herzkammer f kalp kası Herzmuskel m kalp kası iltihabı Herzmuskelentzün-
dung f kalp kası nekrosu Herzmuskelnekro-
se f kalp kateteri Herzkatheter m kalp krizi Herzinfarkt m kalp masajı Herzmassage f kalp pili Herzschrittmacher m kalp pili kimlik kartı Herzschrittma-
cherpass m kalp pili operasyonu Herzschritt-
macheroperation f kalp problemi Herzproblem n kalp rahatsızlığı Herzbeschwer-
den pl kalp ritim bozukluğu Herzrhythmus-
störung f kalp ruptürü Herzruptur f kalp sesi Herzgeräusch n [Herzton] kalp sonografisi Herzsonographie f kalp transplantasyonu Herztrans-
plantation f kalp uzmanı Herzspezialist m kalp ve kan dolaşım sistemi Herz-
kreislaufsystem n kalp yetmezliği Herzinsuffizienz f kalp yırtılması Herzriss m kalsifikasyon Kalzifikation f [Einla-
gerung von Kalziumsalzen in ein Gewebe] kalsitonin Calcitonin n [Proteohor-
K
166
K
kalsiyum
mon, das in der Schilddrüse gebildet wird] kalsiyum Calcium n kalsiyum antagonisti KalziumAntagonist m kalsiyum eksikliği Kalziummangel m kalsiyum-anatagonistleri CalciumAntagonisten pl [Medikamente zur Behandlung von Bluthochdruck, Herzrhythmusstörungen und Angina pectoris] kalsiyumsuz kalziumfrei kamış şekeri Rohrzucker m kan Blut n kan almak Blut abnehmen kan analizi Blutanalyse f kan bağışı Blutspende f kan bankası Blutbank f kan basıncı Blutdruck m kan basıncı ölçme aleti Blutdruckmessgerät n kan damarı Blutgefäß n kan damlası Blutstropfen m kan değişimi Blutaustausch m kan dolaşım aksaklığı Kreislaufstörung f kan dolaşım hastalığı Kreislauferkrankung f kan dolaşım ilacı Kreislaufmittel n kan dolaşım kolapsusu Kreislaufkollaps m kan dolaşım yetersizliği Kreislaufschwäche f kan dolaşımı Blutkreislauf m kan dolaşımının durması Kreislaufstillstand m kan gazı analizi Blut-Gas-Analyse f kan gazları Blutgase pl kan grubu Blutgruppe f kan kanseri Blutkrebs m kan kaybetmek Blut verlieren kan kaybı Blutverlust m
kan kusma Blut erbrechen kan miktarı Blutmenge f kan muayenesi Blutuntersuchung f kan nakli Blutübertragung f kan öksürme Blut husten kan örneği Blutprobe f kan pıhtılaşması Blutgerinnung f kan pıhtısı Blutgerinnsel n kan sayımı Blutbild n kan seviyesi Blutspiegel m kan şekeri Blutzucker m kan şekeri artması Blutzuckerer-
höhung f kan şekeri düşmesi Blutzucker-
senkung f kan şekeri muayenesi Blutzucker-
untersuchung f kan şekeri ölçüm aleti Blutzucker-
messgerät n kan şekeri ölçüm aletinin test çubuğu Blutzuckermessstreifen m kan şekerini kendi kendine kontrol etmek Blutzuckerselbstkontrolle f kan tahlili Blutanalyse f kan temizlenmesi Blutreinigung f kan transfüsyonu Bluttransfusion f kan ünitesi Blutkonserve f kan verici Blutspender m kan volümü Blutvolumen n kan yağı Blutfett n kan yağı değeri Blutfettwert m kan zehirlenmesi Blutvergiftung f kana bulamış blutig kanama Blutung f kanlı blutig kanlı akıntı Schmierblutung f kanser Krebs m kanser erken teşhis muayenesi
Krebsvorsorgeuntersuchung f kanser operasyonu Krebsoperation f kanser prevensiyonu Krebspräven-
tion f
kardiyomegali kanser riski Krebsrisiko n kansızlık Blutarmut f kanun Gesetz n kanül Kanüle f kapasite Kapazität f kapiler Kapillare f [Haargefäß] kapiler embolisi Kapillarembolie f
karakter Charakter m karamsar pessimistisch karanfil Nelke f karanlık dunkel karantina Quarantäne f karantina hastası Quarantänepa-
[Verstopfung der Haargefäße] kaplıca Heilquelle f kaplıca hamamı Heilbad n [Thermalbad] kapsül Kapsel f kaput Kondom n [Präservativ] karaciğer Leber f karaciğer absesi Leberabszess m [Eiterbeule im Lebergewebe] karaciğer atrofisi Leberatrophie f karaciğer biyopsisi Leberbiopsie f [Entnahme einer Gewebeprobe aus der Leber] karaciğer fibrozu Leberfibrose f karaciğer hastalığı Lebererkrankung f karaciğer iltihabı Leberentzündung f karaciğer kanseri Leberkrebs m karaciğer karsinomu Leberkarzinom n karaciğer koliği Leberkolik f karaciğer koması Leberkoma n karaciğer rezeksiyonu Leberresektion f karaciğer rüptürü Leberruptur f [Einreißen der Leber] karaciğer sirozu Leberzirrhose f [chronische, fortschreitende Lebererkrankung, die aus verschiedenen Ursachen und in verschiedenen Formen auftreten kann] karaciğer transplantasyonu Lebertransplantation f karaciğer yağlanması Fettleber f [häufigste Lebererkrankung mit vermehrter Fettablagerung in den Leberzellen]
karantina sevisi Quarantänestation f karar Entschluss m [Beurteilung] karar Entscheidung f karbondioksit Kohlendioxid n karbondioksit zehirlenmesi Kohlen-
167
tient m
dioxidvergiftung f karbonhidrat Kohlenhydrat n karbonhidrat içeriği Kohlenhydrat-
gehalt m karbonhidrat miktarı Kohlenhydrat-
menge f kardeş (ler) Geschwister pl kardia Kardia f [Mageneingang] kardiyakarsinom Kardiakarzinom n
[Krebs des Mageneingangs] kardiyalji Kardialgie f [Herzschmerz] kardiyofobi Kardiophobie f [krank-
hafte Angst, ein Herzleiden zu haben] kardiyografi Kardiographie f [Aufzeichnungen der Bewegungen und Erregungen des Herzens] kardiyogram Kardiogramm n [graphische Darstellung von Herzbewegungen] kardiyojen kardiogen [vom Herzen ausgehend] kardiyojen şok kardiogener Schock m kardiyolog Kardiologe m [Herzspezialist] kardiyoloji Kardiologie f [Lehre vom Herzen und seiner Erkrankungen] kardiyomegali Kardiomegalie f [Herzvergrößerung]
K
168
kardiyomiyopati kardiyomiyopati Kardiomyopathie f
K
[Erkrankung der Herzmuskulatur] kardiyopati Kardiopathie f [Herzleiden] kardiyopleji Kardioplegie f [künstlich induzierter reversibler Herzstillstand bei Operationen am offenen Herzen] kardiyopulmoner kardiopulmonal kardiyorenal kardiorenal kardiyotomi Kardiotomie f [operative Eröffnung des Herzens] kardiyovasküler kardiovaskulär [das Herz und die Gefäße betreffend] kardiyoversiyon Kardioversion f [Elektroschock] karın Bauch m karın ağrısı Bauchschmerzen pl karın alt kısmı Unterleib m karın atar damarı aortusu Bauchaorta f karın boşluğu Bauchhöhle f karın boşluğunda hamilelik Bauchhöhlenschwangerschaft f karın endoskopisi Bauchspiegelung f karın krampı Bauchkrampf m karın kuşağı Bauchbinde f karın solunumu Bauchatmung f karın zarı diyalizi Bauchfelldialyse f karıncalanma kribbeln karıncık Ventrikel m karında gaz artması Überblähung f karınzarı Bauchfell n karınzarı iltihabı Bauchfellentzündung f karışım insülin Mischinsulin n [Insulinkombination aus kurzwirkenden und langwirkenden Insulinen] karmaşık kompliziert karpal tünel sendromu Karpaltunnelsyndrom n [eine Einengung des Handmittelnervs (Nervus
medianus) an der Unterseite des Handgelenks] karsinom Karzinom n [bösartiger Krebstumor] karşı tedbir Gegenmaßnahme f karşılıklı tesir Wechselwirkung f kas Muskel m kas ağrısı Muskelschmerzen pl kas antremanı Muskeltraining n kas atrofisi Muskelatrophie f kas distrofisi Muskeldystrophie f [erblich bedingte Muskelerkrankung] kas dokusu Muskelgewebe n kas erimesi Muskelschwund m kas gerilmesi Muskelspannung f kas gücü Muskelkraft f kas hastalığı Muskelerkrankung f kas hipertrofisi Muskelhypertrophie f [Dickenwachstum des Muskels] kas iltihabı Muskelentzündung f kas kopması Muskelzerrung f kas krampı Muskelkrampf m kas lifi Muskelfaser f kas relaksansı Muskelrelaxation f [Muskelentspannung] kas yırtılması Muskelriss m kas yumuşaması Muskelentspannung f kasık Leiste f kasık bağı Bruchband n kasık kemiği Schambein n kasılma Versteifung f kasım November m kastrasyon Kastration f [Ausschaltung oder Entfernung der Keimdrüsen (Hoden oder Eierstöcke bei Menschen und Tieren)] kaş Augenbraue f kaşeksi Kachexie f [Auszehrung, Kräfteverfall; schlechter Ernährungszustand des Körpers] kaşımak sich kratzen kaşınmak jucken
kepekli kaşıntı Juckreiz m kaşıyıp yırtmak aufkratzen katalepsi Katalepsie f [Starrkrampf
der Muskeln] katarakt Katarakt f [Trübung der
Augenlinse (grauer Star)] kateter Katheter m kateter dilatasyonu Katheterdilata-
tion f kateter embolisi Katheterembolie f katılgandoku Bindegewebe n katılım Teilnahme f katılım belgesi Teilnahmeerklärung f katlanır erträglich katlanmak ertragen katranlı büyük tuvalet Teerstuhl m kaval kemiği Schienbein n kaval kemiği kırığı Schienbeinbruch m kaydettirmek anmelden kaygısız unbesorgt kayıt Aufnahme f [Anmeldung] kayıt defteri Register n kayıt etmek registrieren kaynak Quelle f kaynak suyu Quellwasser n kaza Unfall m kaza sigortası Unfallversicherung f kaza yeri Unfallstelle f kazıyarak çıkarmak auskratzen kedi otu Baldrian m kefen Leichentuch n kekelemek stottern kel Glatze f kemik Knochen m kemik dokusu Knochengewebe n kemik erimesi Knochenschwund m kemik hastalığı Knochenerkrankung f kemik iliği Knochenmark n kemik iliği transplantasyonu Kno-
chenmarktransplantation f kemik iltihabı Knochenentzündung f kemik iskeleti Knochengerüst n
169
kemik kanseri Knochenkrebs m kemik kırığı Knochenbruch m kemik parçası Knochensplitter m
[Knochenteil] kemik tümörü Knochentumor m kemik yoğunluğu Knochendichte f kemik yoğunluğu ölçümü Knochen-
dichtemessung f kemik zarı Knochenhaut f kemik zarı iltihabı Knochenhautent-
zündung f kemikleşme Knochenbildung f kemoterapi Chemotherapie f kendi idrarı ile tedavi görme Eigen-
urinbehandlung f kendi kendine hipnoz Selbsthypnose f kendi kendine idrar şekeri kontrolü
Harnzuckerselbstkontrolle f kendi kendine iyileşme Selbstheilung f kendi kendine kontrol Selbstkon-
trolle f kendi kendine yardım grubu Selbst-
hilfegruppe f kendi kendini gözlem Selbstbeobach-
tung f kendi kendini tedavi Selbsttherapie f kendi kendini zehirleme Selbstvergif-
tung f kendi sorumluluk Eigenverantwor-
tung f kendini beğenmiş arrogant kendini öldürmek Selbstmord m kendini tehlikeye sokmak Selbst-
gefährdung f kendir Hanf m kendir yağı Hanfsamenöl n kene Zecke f kene aşısı Zeckenimpfung f kene ısırması Zeckenbiss m kepek Schuppe f kepeklenme Schuppung f kepekli schuppig
K
170
kepeksiz kepeksiz schuppenfrei keserek açmak aufschneiden kesik yarası Schnittwunde f kesin endgültig kesme dişleri Schneidezähne pl kesmek abschneiden keşfetmek entdecken keşif Entdeckung f ketoasidoz Ketoazidose f [schwer-
K
wiegende Stoffwechselentgleisung bei Insulinmangel mit notwendiger Insulinbehandlung] keton cizmi Ketonkörper m [unvollständige Abbauprodukte des Kohlenhydratstoffwechsels in Blut und Urin] keton testi Ketontest m keyif Laune f kıkırdak Knorpel m kıl Haar n kılıçotu Johanniskraut n kıllı haarig [behaart] kılsız unbehaart kırık gebrochen [Knochenbruch] kırık parçası Bruchstück n kırık tahtası Bruchschiene f kırık yeri Bruchstelle f kırılma Bruch m kırılma riski Bruchrisiko n kırlangıç otu Schöllkraut n kırmızı ışık Rotlicht n kırmızı ışık terapisi Rotlichttherapie f kısa kurz kısa infüzyon Kurzinfusion f kısa süreli bakım Kurzzeitpflege f kısık sesli heiser kısır unfruchtbar kısırlaştırma Sterilisation f kısırlık Unfruchtbarkeit f kısıtlık Einschränkung f kıskaç Klemme f kısmi banyo Teilbad n
kıvrım Falte f kızamık Masern pl kızamık ensefaliti Masernenzephali-
tis f [Gehirnentzündung durch das Masernvirus] kızamık virüsü Rötelnvirus n kızarık cilt Hautrötung f kızarmak erröten kızartı Rötung f kızıl hastalığı Scharlach m kızıl sıtması Scharlachfieber n kızılay Roter Halbmond m kızılhaç Rotes Kreuz n kifoz Kyphose f [Biegung der Wirbelsäule nach hinten, so dass ein Buckel entsteht] kilo almak zunehmen kilo artması Gewichtszunahme f kilo fazlalığı Übergewicht n kilo kaybı Gewichtsverlust m kilo kontrolü Gewichtskontrolle f kilo verme Gewichtsabnahme f kilo vermek abnehmen kilogram Kilogramm n kilonun düşürülmesi Gewichtsreduktion f kimlik Ausweis m kimyevi chemisch kimyevi madde Chemikalie f kimyon Kümmel m kinetoz Kinetose f [Reisekrankheit, die sich in Schwindel, Übelkeit und Erbrechen äußert] kinin Chinin n [Fiebermittel] kir Dreck m kireç Kalk m kireç birikmesi Kalkablagerung f kireçlenmek verkalken kiriş Sehne f kiriş gerilmesi Sehnenzerrung f kirletmek beschmutzen kirli dreckig
koloskopi kirpik Augenwimper f kirpiksi kas Ziliarmuskel m kist Zyste f kişisel insiyatif Eigeninitiative f kleptomani Kleptomanie f [Stehl-
kolapsus Kollaps m kolaylık Erleichterung f kolektomi Kolektomie f [operative
sucht; unwiderstehlicher Drang, Dinge zu stehlen] klimakteryum Klimakterium n [Wechseljahre] klinik Klinik f klinik değerler klinische Daten pl klinikten taburcu olmak Entlassung aus der Klinik f klitoris Klitoris f [Kitzler; weibliches Organ sexueller Lustempfindlichkeit] klor Chlor n klorofil Chlorophyll n [grüner Pflanzenfarbstoff] kloroform Chloroform n kodein Kodein n kofein Koffein n koitus Koitus m [geschlechtliche Vereinigung] kokain Kokain n kokain bağımlısı kokainabhängig kokain çekmek Kokain schnupfen kokain zehirlenmesi Kokainvergiftung f kokainman kokainsüchtig koklamak riechen koku Geruch m koku alma kabiliyeti Geruchsvermögen n kol Arm m kol askısı Armtragetuch n kol kemiği Oberarmknochen m [Humerus] kol kırılması Armbruch m kol protezi Armprothese f kolanjit Cholangitis f [Entzündung der Gallengänge]
(Vibrionen) verursachte Infektionskrankheit. Es handelt sich um eine Darmerkrankung, daher werden die Erreger nur mit dem Stuhl oder Erbrochenen ausgeschieden.] kolera vakası Cholerafall m kolesistektomi Cholezystektomie f [operative Entfernung der Gallenblase] kolesistit Cholezystitis f [Entzündung der Gallenblase] kolesterin Cholesterin n kolesterin düşmesi Cholesterinsenkung f kolesterin düşürücü Cholesterinsenker m kolesterin düzeyi Cholesterinspiegel m kolesterin kontrolü Cholesterinkontrolle f kolesterin muayenesi Cholesterinuntersuchung f kolesterin seviyesi Cholesterinspiegel m kolibasil Kolibakterie f [Darmbakterie bei Mensch und Tier] kolik Kolik f [krampfartige Schmerzen] kolit Kolitis f [Dickdarmentzündung] kolon Kolon n [Dickdarm] kolon karsinomu Kolonkarzinom n [Dickdarmkrebs] kolonizasyon Kolonisation f [Prozess der Gründung und Entwicklung von Kolonien] koloskopi Koloskopie f [Untersuchung des Dickdarms mit einem Endoskop]
171
Entfernung des Dickdarms] kolera Cholera f [durch Bakterien
K
172
kolotomi kolotomi Kolotomie f [operative
K
Eröffnung des Dickdarms] kolpit Kolpitis f [Scheidenentzündung] koltuk altı Achselhöhle f koltuk değneği Krücke f koltuk teri Achselschweiß m koma Koma n kombine tedavi Kombinationstherapie f komplikasyon Komplikation f kompres Kompresse f [Umschlag] kompres baskı uygulaması Kompressionsbehandlung f kompres-baskı sargısı Kompressionsverband m konjonktivit Konjunktivitis f [Bindehautentzündung] konsantrasyon Konzentration f konsepsiyon Konzeption f [Befruchtung des reifen Eis, Empfängnis] konstipasyon Konstipation f [Verstopfung] konsulto muayenehesi Konsiliaruntersuchung f kontaminasyon Kontamination f [Verseuchung durch Krankheitserreger oder durch radioaktive Strahlung] kontorsiyon Kontorsion f [Verrenkung, Verdrehung] kontraksiyon Kontraktion f kontraktür Kontraktur f kontraseptif Kontrazeption f [Empfängnisverhütung] kontrendikasyon Kontraindikation f [Gegenanzeige] kontrendike kontraindiziert kontrol Kontrolle f kontrol altında tutma überwachen kontrol etme überprüfen
kontrol muayenesi Kontrolluntersu-
chung f kontrol randevusu Kontrolltermin m konuşma bozukluğu Sprechstörung f konvansiyonel tedavisi konventio-
nelle Therapie f kooperasyon Kooperation f [Zusam-
menarbeit] kooperatif kooperativ koordinasyon Koordination f korku Angst f [Furcht] korku hali Angstzustand m korkulu rüya Alptraum m korkunç furchtbar kornea Kornea f [Hornhaut des
Auges] koroner koronar [die Herzkranz-
gefäße betreffend] koroner anjiyografi Koronarangio-
graphie f [Röntgendarstellung der Herzkranzgefäße mit Hilfe eines Kontrastmittels] koroner arter Koronararterie f [Kranzgefäß des Herzens] koroner damar Koronargefäß n [Herzkranzgefäß] koroner dilatasyonu Koronardilatation f koroner enfarktüsü Koronarinfarkt m [Herzinfarkt] koroner kalp hastalığı koronare Herzkrankheit f kortikosteroid Kortikosteroid n kortizon Cortison n kortizon alerjisi Cortisonallergie f kortizon preparatları Cortisonpräparate pl kortizon tedavisi Cortisontherapie f kortizon vermek Cortison verabreichen kortizonlu cortisonhaltig kortizonsuz cortisonfrei
kurtarmak koruma Schutz m korumak schützen [schonen] koruyucu aşı Schutzimpfung f koruyucu gıda Schonkost f kozmetik Kosmetik f kök Wurzel f kök tedavisi Wurzelbehandlung f kömür hapı Kohletabletten pl köprü Brücke f köprücük kemiği kırığı Schlüsselbein-
bruch m köprücükkemiği Schlüsselbein n kör blind körbarsak Blinddarm m körbarsak iltihabı Blinddarment-
zündung f körlenmek erblinden körlük Blindheit f [Erblindung] kötü huylu bösartig kötüleşme Verschlechterung f köy doktoru Landarzt m kramp Krampf m kramp giderici krampflösend kramp girmek verkrampfen kramplaşma Krampfanfall m kreatinin Kreatinin n [in Leber und
Nieren gebildetes Stoffwechselzwischenprodukt] krem Creme f krem sürmek eincremen krematoryum Krematorium n kriz Krise f krom Chrom n kromozom Chromosom n kronik chronisch kronik ağrıları chronische Schmerzen pl kronik hasta chronisch krank kronik iltihap chronische Entzündung f kronolojik chronologisch kudurma Tobsucht f kudurmuş tollwütig
kuduz Tollwut f kulak Ohr n kulak absesi Ohrabszess m kulak ağrısı Ohrenschmerzen pl kulak akupunkturu Ohrakupunktur f kulak altı bezi Ohrspeicheldrüse f kulak çınlaması Ohrensausen n kulak damlası Ohrentropfen pl kulak doktoru Ohrenarzt m kulak flaster Ohrenpflaster n kulak hastalığı Ohrenerkrankung f kulak iltihabı Ohrenentzündung f kulak kepçesi Ohrmuschel f kulak kiri Ohrenschmalz n kulak memesi Ohrläppchen n kulak mikozu Ohrmykose f kulak pamuğu Wattestäbchen n kulak sargısı Ohrenbinde f kulak trompeti Ohrtrompete f kulak uğultusu Ohrensausen n kulak zarı Trommelfell n kulak zarı perforasyonu Trommel-
fellperforation f kulak zarı rüptürü Trommelfellruptur f kulak, burun, boğaz doktoru Hals-
Nasen-Ohren-Arzt m kulaklık ile muayene etmek abhören kullanım Anwendung f kullanım alanı Anwendungsgebiet n kullanım süresi Anwendungsdauer f kullanma kılavuzu Beipackzettel m kullanma talimatı Gebrauchsanwei-
sung f kum banyosu Sandbad n kurdeşen Nesselsucht f kurtarıcı Retter m kurtarış Befreiung f kurtarma Rettung f kurtarma aksiyonu Rettungsaktion f kurtarma denemesi Rettungsver-
such m kurtarmak retten [bergen]
173
K
174
kuru kuru trocken kuru sargı Trockenverband m kurumak vertrocknen [austrocknen] kurumuş vertrocknet kuruntu Wahn m kurutmak eintrocknen kusma ve ishal Brechdurchfall m kusmak erbrechen kusmuk Erbrochene n kusturmak erbrechen lassen kusturucu ilaç Brechmittel n kuşak Generation f kutan kutan [die Haut betreffend] kuvvet Stärke f [Kraft] kuyruk kemiği Steißbein n küçük klein küçük beyin Kleinhirn n
K
küçük dil Gaumenzäpfchen n küçük göğüs kası kleiner Brust-
muskel m küçük kist Hagelkorn n küçük parmak kleiner Finger m küf Schimmel m küf mantarı Schimmelpilz m kükürt Schwefel m kül kavonozu Urne f küp şekeri Würfelzucker m küpe Ohrring m kür Kur f kürek kemiği Schulterblatt n kürtaj Kürettage f [Abtreibung, Aus-
schabung] kürtaj yapmak abtreiben
lesitin
L laborant Laborant m laboratuvar Labor n laboratuvar değerleri Laborwerte pl laktasyon Laktation f [Milchproduk-
tion in der weiblichen Brust] laktik asit Milchsäure f laktoz Lactose f [Milchzucker] lanolin Lanolin n lanset Lanzette f laparaskop Laparoskop n laparoskopi Laparoskopie f [Unter-
suchung der Bauchhöhle durch ein Endoskop, das in der Nabelgegend eingeführt wird] laparotomi Laparotomie f [Bauchschnitt] larengektomi Laryngektomie f [operative Entfernung des Kehlkopfes] larengoskop Laryngoskop n [medizinisches Instrument zur Betrachtung des Kehlkopfes] larengoskopi Laryngoskopie f [Untersuchung des Kehlkopfes mit einem Kehlkopfspiegel] larengotomi Laryngotomie f [operative Eröffnung des Kehlkopfes] larenjit Laryngitis f [Kehlkopfentzündung] larenks Larynx m [Kehlkopf] larenks karsinomu Larynxkarzinom n [Kehlkopfkarzinom] laringopleji Laryngoplegie f [Kehlkopflähmung] lateks Latex m lateks alerjisi Latexallergie f
175
lateks eldiveni Latexhandschuhe pl lateks testi Latextest m lavabo Waschbecken n lavman Einlauf m lavman aleti Irrigator m lavman şiringası Klistierspritze f lavman yapmak Einlauf machen lavta Geburtszange f lazer Laser m lazer ışını Laserstrahl m lazer tedavisi Lasertherapie f lazım notwendig [erforderlich] lazımlık Nachttopf m LDL-kolesterol LDL-Cholesterin n leğen Becken n lenf Lymphe f [aus dem Blut stam-
mende hellgelbe Flüssigkeit, die aus Lymphplasma und Lymphkörperchen besteht] lenf adenitit Lymphadenitis f [Lymphknotenentzündung] lenf bezi Lymphdrüse f lenf boğumları Lymphknoten m lenf damar sistemi Lymphgefäßsystem n lenf damarları Lymphgefäße pl lenf dranajı Lymphdrainage f [Streichmassage, um Lymphstauungen zu beseitigen] lenf kanseri Lymphkrebs m lenf ödemi Lymphödem n lenf sistemi Lymphsystem n lenfanjit Lymphangitis f [Lymphgefäßentzündung] lenfatik lymphatisch lens Kontaktlinse f lens temizleme ilacı Kontaktlinsenpflegemittel n lepra Lepra f [chronische, tropische und subtropische Infektionskrankheit] lesitin Lezithin n
L
176
lezyon lezyon Läsion f [Schädigung, Verlet-
L
zung, Störung] lezzet Geschmack m libido Libido f [Begierde, geschlechtliches Verlangen, Lust] libido bozukluğu Libidostörungen f [allgemeine Bezeichnung für Störungen des sexuellen Wollens] lif kopması Bänderriss m ligament Ligament n [Band, bindegewebiges Gebilde, das Knochen miteinander verbindet] light içecekler Light-Getränke pl light ürünleri Light-Produkte pl likit liquid likor Liquor m [Gehirn-RückenmarkFlüssigkeit] likor basıncı Liquordruck m lingua Lingua f [Zunge] lipaz Lipase f [fettspaltendes Enzym] lipitler Lipide pl [Sammelbegriff für Blutfette] lipoliz Lipolyse f [Fettabbau] lipom Lipom n [gutartiges Fettgeschwulst] lisan Sprache f litotripsi Lithotripsie f [Zertrümmerung von Blasensteinen] logopedi Logopädie f [Erziehung von Schwerhörigen, Gehörlosen und
Sprachgehemmten, damit diese das Sprechen erlernen] lojik Logik f lokal lokal [örtlich] lokal anestesi Lokalanästhesie f [örtliche Betäubung] lokalizasyon Lokalisation f lokalize etmek lokalisieren lordoz Lordose f [Verkrümmung der Wirbelsäule nach vorn] losyon Lotion f lökopeni Leukopenie f [krankhafte Verminderung der weißen Blutkörperchen] lökosit Leukoyzt m [weißes Blutkörperchen] lökositöz Leukozytose f [gutartige, vorübergehende Vermehrung der weißen Blutkörperchen bei Infektionen und Entzündungen] lösemi Leukämie f [Blutkrebs] lumbago Lumbago f [Hexenschuss] lumbal ponksiyon Lumbalpunktion f [Einstich in den Lendenwirbelkanal, um Rückenmarksflüssigkeit zu entnehmen] lüksasyon Luxation f [Verrenkung] lüzumsuz überflüssig
mastoidit
177
malabsorbsiyon Malabsorption f
M maden Mineral n maden suyu Mineralwasser n maden suyu kaynağı Mineralquelle f mafsal Gelenk n mafsal artrozu Gelenkarthrose f mafsal iltihabı Gelenkentzündung f mafsal kapsülü Gelenkkapsel f mafsal kireçlenmesi Gelenkverkal-
kung f mafsal protezi Gelenkprothese f mafsal romatizması Gelenkrheuma-
tismus m mafsal sertliği Gelenkversteifung f magnezyum Magnesium n mağdurlar birliği Betroffenen-Ver-
band m mahcubiyet Verlegenheit f mahcuriyet Entmündigung f makas Schere f makat After m makat kaşıntısı Afterjucken n makro hematuri Makrohämaturie
f [sichtbare Blutbeimengung zum Urin] makrosefali Makrozephalie f [abnorme Schädelgröße im Vergleich zum übrigen Körperwuchs] makroskopik makroskopisch [mit bloßem Auge erkennbar] maksat Absicht f maksilla Maxilla f [Oberkiefer] maksillektomi Maxillektomie f [operative Oberkieferentfernung] maksillit Maxillitis f [Oberkieferentzündung]
[gestörte Nahrungsresorption im Darm] malarya Malaria f malarya sivrisineği Malariamücke f malformasyon Malformation f [Missbildung] malign maligne [bösartig, z. B. Krebs] malnutrisyon Malnutrition f [Mangelernährung, die zu einer Mangelkrankheit führt] maltoz Maltose f [Malzzucker] mama Mamma f [weibliche Brust] mama amputasyonu Mammaamputation f [chirurgisches Entfernen der weiblichen Brust] mama karsinom Mammakarzinom n [Brustkrebs] mamilla Mamilla f [Brustwarze] mamografi Mammographie f [röntgenologische Untersuchung der weiblichen Brust] manikür Nagelpflege f manipulasyon Manipulation f manit Mannit m [Zuckeraustauschstoff] mantar Pilz m mantar zehirlenmesi Pilzvergiftung f mantık Logik f marihuana Marihuana n [Rauschgift] mart März m masaj Massage f masaj yapmak massieren masör Masseur m masraf tahmini Kostenvoranschlag m masrafları üstlenen Kostenträger m mastektomi Mastektomie f [chirurgisches Entfernen der weiblichen Brust] mastit Mastitis f [Brustdrüsenentzündung] mastoidit Mastoiditis f [Entzündung
M
178
M
mastopati
der Schleimhaut in den lufthaltigen Räumen des Warzenfortsatzes, die oft nach Mittelohrentzündungen auftritt] mastopati Mastopathie f [Erkrankung der Brustdrüsen] mayıs Mai m mazohism Masochismus m [Variante des Sexualverhaltens mit Lustgewinn durch Schmerzen, Demütigung oder Misshandlung] mecburi beslenme Zwangsernährung f medeni hali Familienstand m medikasyon Medikation f [Arzneiverordnung] meditasyon Meditation f melanin Melanin n [ein Pigment, das von den Bräunungszellen gebildet wird und für unsere Haut-, Haarund Augenfarbe verantwortlich ist] melankoli Melancholie f melanom Melanom n [bösartiger Tumor] melatonin Melatonin n [Hormon, das in der Zirbeldrüse produziert wird] melhem sürmek einsalben membran Membran f meme Brust f meme başı Brustwarze f meme bezi Brustdrüse f meme kanseri Brustkrebs m meme muayenesi Brustuntersuchung f meme vermek säugen [die Brust geben] memleket Heimatland n menenjit Meningitis f [Hirnhautentzündung] meningokok Meningokokkus m menisküs Meniskus m [Teil des
Kniegelenkes und besteht aus Knorpelgewebe] menopoz Menopause f [letzte Regelblutung im Klimakterium] menopoz sendromu Menopausensyndrom f menoraji Menorrhagie f [verlängerte Regelblutung] menore Menorrhoe f menstrual siklus Menstruationszyklus m [Zeitraum vom ersten Tag der Menstruationsblutung bis zum letzten Tag vor der nächsten Blutung] menstruasyon Menstruation f [monatliche Regelblutung, Periode] mentalite Mentalität f mentol Menthol n meraklı neugierig mercek Linse f mercek Linse f [opt.] merdiven Treppe f merdiven çıkmak Treppen steigen merhametli barmherzig merhametsiz grausam merhem Salbe f [Balsam] merhemli sargı Salbenverband m merkez Zentrum n merkezi zentral merkezi sinir sistemi Zentralnervensystem n mesane Blase f mesane iltihabı Blasenentzündung f [Zystitis] mesane kanseri Blasenkrebs m mesane kateteri Blasenkatheter m mesane kumu Blasengrieß m mesane sarkması Blasensenkung f mesane sondası Blasensonde f mesane taşı Blasenstein m mesane tümörü Blasentumor m
mide sindirimi mesanenin iğne ile delinmesi Blasen-
punktion f meslek Beruf m meslek bilgisi Berufskenntnisse pl [Fachkenntnisse] meslek hastalığı Berufskrankheit f meslek sırrı Berufsgeheimnis n meslek tecrübesi Berufserfahrung f meşguliyet Beschäftigung f meşguliyet tedavisi Beschäftigungstherapie f [Ergotherapie] metabolik metabolisch metabolik artığı Stoffwechselprodukt n metabolizma hastalığı Stoffwechselkrankheit f metabolizma Metabolismus m [Stoffwechsel] metabolizma bozukluğu Stoffwechselstörung f metadon Methadon n [Betäubungsmittel (Suchtgefahr)] metangazı Methangas n metastaz Metastase f [Auftreten von Tochtergeschwülsten oder Eiterherden an anderen Stellen des Körpers] metformin Metformin n [orales Antidiabetikum] metil alkol Methylalkohol m metot Methode f metralji Metralgie f [Gebärmutterschmerz] meyve Obst n [Frucht] meyve suyu Obstsaft m meyve şekeri Fruchtzucker m [Fruktose] mezar Grab n mezarlık Friedhof m mide Magen m mide ağızı Magenmund m [Kardia] mide ağrısı Magenschmerzen pl mide ameliyatı Magenoperation f
179
mide asiti Magensäure f mide atonisi Magenatonie f [Magen-
lähmung] mide atrezisi Magenatresie f mide barsak gribi Magen-Darm-
Grippe f mide borusu Speiseröhre f mide bozmak sich den Magen ver-
derben mide bozukluğu Magenverstimmung f mide bulantısı Brechreiz m mide damlası Magentropfen pl mide ekşimesi Magenübersäuerung f mide endoskopisi Magenspiegelung f mide fistülü Magenfistel f mide genişletilmesi Magenerweite-
rung f mide girişi Magenpforte f mide hapı Magentablette f mide hastalığı Magenerkrankung f mide ilacı Magenmedikament n mide iltihabı Magenentzündung f
[Gastritis] mide kanaması Magenblutung f mide kanseri Magenkrebs m mide koliği Magenkolik f mide krampı Magenkrampf m mide mukozası Magenschleimhaut f mide mukozası iltihabı Magen-
schleimhautentzündung f mide nezlesi Magengrippe f mide operasyonu Magenoperation f mide perforasyonu Magenperfora-
tion f [Durchbruch eines Magengeschwürs in die Bauchhöhle] mide rezeksiyonu Magenresektion f [operative Entfernung eines Magenteils oder des ganzen Magens] mide sancısı Magenschmerzen pl mide sarkması Magensenkung f mide sıvısı Magensaft m mide sindirimi Magenverdauung f
M
180
mide sondası mide sondası Magensonde f mide spazmları Magenkrämpfe pl mide stenozu Magenstenose f mide suyu Magensaft m mide şikayetleri Magenbeschwerden pl mide ülseri Magengeschwür n mide volümü Magenvolumen n mide yanması Sodbrennen n mide zarı iltihabı Magenschleimhaut-
entzündung f mide-barsak kanaması Magen-
Darm-Blutung f migren Migräne f migren nöbeti Migräneanfall m migren terapisi Migränetherapie f mikro sirkulasyonu Mikrozirkulation f mikroalbümin Mikroalbumin n mikroalbüminüri Mikroalbuminurie
M
f [leicht vermehrte Ausscheidung von Albumin im Urin] mikrobiyoloji Mikrobiologie f mikrop Mikrobe f [Keim] mikrop taşıyıcısı Keimträger m mikropsuz keimfrei mikroskop Mikroskop n mikroskopik mikroskopisch miktar Menge f miligram Milligramm n mililitre Milliliter m mineral Mineral n mineraller Mineralstoffe pl minimal-invasif minimal-invasiv miosis Miosis f [Pupillenverengung] miras Erbe n mitoz Mitose f [Zellteilung mit erbgleicher Verteilung der Chromosomen] mitral kapağı Mitralklappe f mitral kapağı stenozu Mitralklappenstenose f mitral kapak yetmezliği Mitralklappeninsuffizienz f
mitral stenoz Mitralstenose f [Veren-
gung der Klappenöffnung zwischen linkem Vorhof und linker Herzkammer] miyalji Myalgie f [Muskelschmerzen] miyatrofi Myatrophie f [Muskelschwund] miyelit Myelitis f [Rückenmarksentzündung] miyokardit Myokarditis f [Entzündung der Herzmuskulatur] miyokart Myokard n [Herzmuskel] miyokart enfarktüsü Myokardinfarkt m [Herzinfarkt] miyokart nekrozu Myokardnekrose f [umschriebener Gewebeuntergang des Herzmuskels] miyokart yetmezliği Myokardinsuffizienz f [Herzmuskelschwäche] miyom Myom n [gutartiges Geschwulst des Muskelgewebes] miyometrit Myometritis f [Entzündung der Gebärmuttermuskulatur] miyop kurzsichtig miyopati Myopathie f [Muskelerkrankung] miyopluk Kurzsichtigkeit f miyosit Myositis f [Muskelentzündung] mobil yemek servisi Essen auf Rädern n mobilite Mobilität f mobilizasyon Mobilisation f [Durchführen von Bewegungsübungen z. B. nach Operationen] mobilize etmek mobilisieren molekül Molekül n moral Moral f morfin Morphium n morfin bağımlısı morphiumabhängig morfin zehirlenmesi Morphiumvergiftung f
müzik tedavisi morg Leichenhalle f mortalite Mortalität f [Todesrate,
Zahl der Todesfälle] motivasyon Motivation f motive etmek motivieren muamele Behandlung f muayene Untersuchung f muayene etmek untersuchen muayene metodu Untersuchungsmethode f muayene odası Sprechzimmer n muayene sonuçları Untersuchungsergebnisse pl muayene yeri Untersuchungsort m muayene yöntemi Untersuchungsart f muayenehane Praxis f [Behandlungszimmer] muayenehane girişi Praxiseingang m muayenehane park yeri Praxisparkplatz m muayenehane ücerti Praxisgebühr f mukavele Vertrag m
181
mukoviskidoz Mukoviszidose f [erb-
liche Störung der schleimbildenden Drüsen] mukoza Mucosa f [Schleimhaut] multipl multipel [vielfach, an vielen Seiten auftretend] mutlu glücklich mutsuz unglücklich müddet Frist f mükemmel exzellent müraacat Anmeldung f [Bewerbung, Vorstellung] müracaat bürosu Anmeldebüro n müshil ilacı Abführmittel n müşahede etmek beobachten müşterik muayenehane Gemeinschaftspraxis f müteakip (ilava) hastalık Folgeerkrankung f mütehassıs Fachmann m [Experte] mütehassıs doktor Facharzt m müzik tedavisi Musiktherapie f
M
182
nabız
N nabız Puls m nabız atışı Pulsschlag m nabız bakmak den Puls fühlen nabız damarı Pulsader f nabız düşüklüğü niedriger Puls m
[Bradykardie]
N
nabız hızı Pulsfrequenz f nabızını saymak Pulsschlag zählen nakil Verlegung f nakil raporu Verlegungsbericht m nakil şekli Verlegungsart f nakil yeri Verlegungsort m nakletmek Abtransport m nakliye Transport m [Beförderung] nakliye raporu Transportschein m narkoanaliz Narkoanalyse f [unter
Narkose des Patienten durchgeführte Psychoanalyse] narkolepsi Narkolepsie f [plötzliche Schlafanfälle am Tag von einigen Minuten bis zu Stunden] narkotik Narkotika pl [Arzneimittel zur Erzeugung einer Narkose] narkoz Narkose f narkoz doktoru Narkosearzt m [Anästhesist] narkoz gazı Narkosegas n narkoz gözlemi Narkoseüberwachung f narkoz maskesi Narkosemaske f narkoz protokolü Narkoseprotokoll n narkozun hazırlanması Narkosevorbereitung f narsizm Narzissmus m [Verliebtsein
in den eigenen Körper, in das eigene Ich] nasır Hornhaut f [Hühnerauge, Schwiele] nasır merhemi Hornhautsalbe f nasır flasteri Hühneraugenpflaster n nasırlaşma Verhornung f nasofarenjit Nasopharyngitis f natal natal [die Geburt betreffend] natürel natürlich nazal nasal [durch die Nase] neden Ursache f nefes Atem m nefes almak einatmen nefes borusu Luftröhre f nefes borusu kanülü Luftröhrenkanüle f nefes darlığı Atemnot f nefes durması Atemstillstand m nefes egzersizi Atemtraining n nefes egzersizleri Atemübungen pl nefes güçlüğü Atembeschwerden pl nefes jimnastiği Atemgymnastik f nefes kesikliği Atemlosigkeit f nefes kokusu Mundgeruch m nefes kolaylaştırıcı atemerleichternd nefes mekanizması Atemmechanik f nefes tıkanması Atemnot f nefes tipi Atemtyp m nefes tutukluğu Atemlähmung f nefes vermek ausatmen nefes yolları Atemwege pl nefes yolu hastalıkları Atemwegserkrankung f nefralji Nephralgie f [Nierenschmerzen] nefrektomi Nephrektomie f [operative Entfernung einer Niere] nefrit Nephritis f [Nierenentzündung] nefrografi Nephrographie f [Kontrastdarstellung der Nieren]
nöroloji nefrolitiyaz Nephrolithiasis f [Nieren-
kolik] nefrolitotomi Nephrolithotomie f
[operative Entfernung eines Nierensteins] nefrolog Nephrologe m [Nierenarzt] nefromegali Nephromegalie f [Vergrößerung der Nieren] nefron Nephron n [kleinste Funktionseinheit der Niere] nefropati Nephropathie f [allgemeiner Ausdruck für Nierenerkrankungen] nefroraji Nephrorrhagie f [Nierenblutung] nefrostomi Nephrostomie f [das Anlegen einer operativen äußeren Nierenfistel] nefrotomi Nephrotomie f [Schnitt in die Niere, etwa um einen Nierenstein zu entfernen] nefroureterektomi Nephroureterektomie f [operative Entfernung von Harnleiter und Niere] nefroz Nephrose f [vorwiegend degenerative Nierenerkrankung] negatif negativ nekroliz Nekrolyse f nekrotik nekrotisch nekrotomi Nekrotomie f nekroz Nekrose f [rasches Absterben von Gewebsteilen] nem Feuchtigkeit f nemlendirmek anfeuchten nemli feucht nemli sargı Feuchtverband m neofobi Neophobie f [Neuerungsfurcht] neoplazma Neoplasma n [geschwulstartige Neubildung von Geweben, meistens bösartig] nesil Generation f
183
neşter Lanzette f netice Befund m [Ergebnis] nevral terapi Neuraltherapie f nevralji Neuralgie f [Nervenschmer-
zen] nevrit Neuritis f [Nervenentzündung] nevroz Neurose f [psychisch bedingte
Gesundheitsstörung] nezle Schnupfen m nezle olmak Schnupfen bekommen nikel Nickel n nikel alerjisi Nickelallergie f nikotin Nikotin n nikotin bağımlısı nikotinsüchtig nikotin flasteri Nikotinpflaster n nikotin zehirlenmesi Nikotinvergif-
tung f nikotinli nikotinhaltig nikotinsiz nikotinfrei niktüri Nykturie f [nächtliches Was-
serlassen] nisan April m nistagmus Nystagmus m [Augenzit-
tern] nitrat Nitrat n nitrogliserin Nitroglyzerin n niyet Absicht f noktüri Nokturie f [vermehrt nachts
auftretender Drang, Wasser zu lassen] normal normal normal ağırlık Normalgewicht n normal alan Normbereich m normal gıda Normalkost f normal insülin Normalinsulin n nöbet görevi Bereitschaftsdienst m nöbet titremesi Schüttelfrost m nörektomi Neurektomie f [operative Teilentfernung der Nerven] nörodermit Neurodermitis f nörolog Neurologe m [Nervenarzt] nöroloji Neurologie f
N
184
nöron nöron Neuron n [Nervenzelle] nöropati Neuropathie f [Sammelbe-
zeichnung für Erkrankungen einzelner Nerven bzw. des Nervensystems] nöropatoloji Neuropathologie f [Lehre von den Nervenkrankheiten]
N
nöroşirürji Neurochirurgie f [Chirur-
gie im Bereich des zentralen oder peripheren Nervensystems] nötr neutral nötr yağları Neutralfette pl NPH-insülin NPH-Insulin n numune Probe f
omuz kemiği
185
oksijen tedavisi Sauerstoffbehand-
O
lung f oksijen tenefüs aleti Sauerstoffgerät n oksijen terapisi Sauerstofftherapie f oksijen tüpü Sauerstoffflasche f oksijen vermek Sauerstoff verabrei-
chen obdüksiyon Obduktion f [Leichen-
öffnung zur Feststellung der Todesursache und/oder zur Lehrzwecken] obez adipös [fettleibig] obezite Adipositas f [Obesität, krankhafte Fettleibigkeit] obsesyon Obsession f [Zwangsvorstellung etwa Waschzwang, Zählzwang] obstipasyon Obstipation f [Verstopfung, verzögerte Stuhlentleerung] ocak Januar m oda Zimmer n oda bakımı Zimmerpflege f oftalmi Ophthalmie f [Augenentzündung] oftalmolog Ophthalmologe m [Augenarzt] oftalmoloji Ophthalmologie f [Augenheilkunde] oftalmopleji Ophthalmoplegie f [Augenmuskellähmung] oftalmoskop Ophthalmoskop n [Augenspiegel] okaliptus Eukalyptus m oksijen Sauerstoff m oksijen aleti Sauerstoffgerät n oksijen çadırı Sauerstoffzelt n oksijen eksikliği Sauerstoffmangel m oksijen gereksimi Sauerstoffbedarf m oksijen gereksiminin karşılanması
Sauerstoffversorgung f oksijen kapasitesi Sauerstoffkapazität f oksijen miktarı Sauerstoffmenge f
oksijenli mit Sauerstoff oksijenli su Wasserstoffperoxid n
[Wasserstoffsuperoxid] oksijensiz ohne Sauerstoff okul doktoru Schularzt m oküler Okular n olanak Möglichkeit f olfaktometri Olfaktometrie f [Riech-
prüfung] oligo- Oligo- [wenig, gering, klein] oligohidrosis Oligohidrosis f [ver-
minderte Schweißsekretion] oligüri Oligurie f [Verringerung der
Harnabsonderung] omental Omental n [Bauchnetz] omentektomi Omentektomie f
[Bauchnetzentfernung] omur Wirbel m omur deliği Wirbelloch n omurga Wirbelsäule f omurga kanalı Wirbelkanal m omurga kemiği Wirbelknochen m omurga kırılması Wirbelkörperbruch m omuriliğin alt kısmının felç olması
Querschnittslähmung f omurilik Rückenmark n omurilik anestezisi Rückenmarks-
anästhesie f omurilik iltihabı Rückenmarksent-
zündung f omurilik sinirleri Rückenmarksner-
ven pl [Spinalnerven] omuz Schulter f omuz ağrısı Schulterschmerzen pl omuz kemiği Schulterblatt n
O
186
omuz operasyonu omuz operasyonu Schulteroperation f on zehn onanızm Onanie f [sexuelle Selbstbe-
friedigung] onikiparmak barsağı Zwölffinger-
darm m onikiparmak barsağı ülseri Zwölffin-
O
gerdarmgeschwür n [Ulcus duodeni] onkolog Onkologe m [Krebsspezialist] onkoloji Onkologie f [Lehre von den Geschwülsten] operabl operabel [nach ärztlichem Ermessen operierbar] operasyon Operation f operasyon etmek operieren operasyon gömleği Operationshemd n operasyon hazırlığı Operationsvorbereitung f operasyon masası Operationstisch m operasyon olmak operiert werden operasyon raporu OP-Bericht m operasyon zamanı Operationszeit f operatör Operateur m opiat Opiat n [aus Opium hergestelltes Schmerzmittel] opsiyon Option f optik Optik f optiker Optiker m optimizm Optimismus m oral oral [auf den Mund bezogen] oral antibiyotik orale Antibiotika pl oral antidiyabetik orale Antidiabetika pl oral glukoz tolerans testi oraler Glukosetoleranztest m [Funktionsprüfung der Glukosetoleranz bei Verdacht auf Diabetes mellitus] orbita Orbita f [Augenhöhle] organ Organ n
organ bağış kimliği Organspende-
ausweis m organ bağışı Organspende f organ transplantasyonu Organtrans-
plantation f organik organisch organizasyon Organisation f orgazm Orgasmus m orijinal Original n oriyantasyon Orientierung f orşidektomi Orchidektomie f [Hoden-
entfernung] orşiektomi Orchiektomie f [operative
Entfernung der Hoden] orşit Orchitis f [Hodenentzündung] orta mittel orta beyin Mittelhirn n orta kulak Mittelohr n orta kulak iltihabı Mittelohrent-
zündung f orta parmak Mittelfinger m ortopedi Orthopädie f ortopedik orthopädisch ortopedist Orthopäde m oruç Fasten n oruç başlangıcı Fastenbeginn m oruç bitimi Fastenende n oruç tutmak fasten oryantasyon Orientierung f oskültasyon Auskultation f osmolarite Osmolarität f osmoterapisi Osmotherapie f [intra-
venöse Injektion hochkonzentrierter Zuckerlösungen] osteit Ostitis f [Knochenentzündung] osteo Osteo- [die Knochen betreffend] osteoblastom Osteoblastom n [gutartiger Knochentumor] osteoliz Osteolyse f [Auflösung und Abbau von Knochengewebe infolge einer Erkrankung]
ozon terapisi osteomalazi Osteomalazie f [Kno-
chenerweichung] osteomiyelit Osteomyelitis f [Knochenmarkentzündung] osteopeni Osteopenie f [Verminderung der Knochenmasse] osteoperiostit Osteoperiostitis f [Knochengewebsentzündung] osteoporoz Osteoporose f [Verminderung des festen Knochengewebes] otit Otitis f [Ohrenentzündung] otizm Autismus m [krankhafte Kontaktunfähigkeit, psychische Störung mit Rückzug in die eigene Gedanken- und Erlebniswelt] oto analiz Selbstanalyse f otolog Otologe m [Ohrenarzt]
187
otonom autonom [selbstständig] otonom sinir sistemi autonomes
Nervensystem n otopsi Autopsie f otoskleroz Otosklerose f [Mittel- bzw.
Innen-Ohr-Schwerhörigkeit] otoskop Otoskop m [Ohrenspiegel] oturma banyosu Sitzbad n over Ovar n [Eierstock] over tümörü Ovarialtumor m
[Eierstockkrebs] ovaryum Ovarium n [Eierstock] ovma Einreibung f ovmak einreiben ovülasyon Ovulation f [Ausstoßung
eines reifen Eies aus dem Eierstock] ozon Ozon n ozon terapisi Ozontherapie f
O
188
ödem
Ö ödem Ödem n [Ansammlung von
Flüssigkeit im Gewebe]
Ö
öfke Zorn m öğle Mittag m öğle dinlenmesi Mittagsruhe f öğle uykusu Mittagsschlaf m öğle vakti mittags öğle yemeği Mittagessen n ökçe kemiği Fersenbein n öksürerek çıkarmak aushusten öksürmek husten öksürük Husten m öksürük ilacı Hustenmittel n öksürük şekeri Hustenbonbon n öksürük şurubu Hustensaft m öksürük tutması Hustenanfall m ölçü kaşığı Messlöffel m öldürücü todbringend ölmek sterben ölmüş tot ölü Toter m [Leiche] ölü doğumu Totgeburt f ölü gömme Bestattung f ölü kasılması Totenstarre f ölü kokusu Leichengeruch m ölülerin yakılması Feuerbestattung f ölüm Tod m ölüm belirtisi Todeszeichen n ölüm dönemi Sterbephase f ölüm döşeği Sterbebett n ölüm gecesi Todesnacht f ölüm günü Todestag m ölüm haberi Todesnachricht f ölüm ilanı Todesanzeige f ölüm kağıdı Totenschein m
ölüm korkusu Todesangst f ölüm meleği Todesengel m ölüm odası Sterbezimmer n ölüm parası Sterbegeld n ölüm saatı Todeszeit f ölüm sebebi Todesursache f ölüm süreci Sterbephase f ölüm tarzı Todesart f ölüm tehlikesi Lebensgefahr f ölüm vakası Sterbefall m ölüm yardımı Sterbehilfe f ölüm yeri Sterbeort m ölümcül hasta Todkranke m ölümcül hastaların bakımı Hospizar-
beit f ölümcül hastalık tödlich verlaufende
Krankheit f ölümle çekişme Todeskampf m ölümüm yaklaştığını seziş Todesah-
nung f ömür beklentisi Lebenserwartung f ömür süresi Lebensdauer f ön adı Vorname m ön dişler Vorderzähne pl ön kol Unterarm m ön kol fraktürü Unterarmfraktur f ön kol kemiği Speiche f ön muayene Voruntersuchung f ön yargı Vorurteil n önbacak Vorderbein n önbeyin Vorderhirn n önemli wichtig örtmek zudecken östaki borusu Eustachische Röhre f
[Ohrtrompete] östrojen Östrogen n [Geschlechtshor-
mon] östrojen eksikliği Östrogenmangel m özel spezial [privat, spezial] özel ayakkabı Spezialschuhe pl özel durum Sonderfall m özel fatura Privatrechnung f
özürlüleri taşıyan araç özel formüler Spezialformular n özel hasta Privatpatient m özel klinik Privatklinik f özel medikasyon Sondermedikation f özel reçete Privatrezept n özel sigorta Privatversicherung f özel tedavi Sonderbehandlung f özel terapi Sondertherapie f özel vekalet Spezialvollmacht f özel yapılan iş Sonderleistung f özofago Ösophago özofagogastrektomi Ösophago-
gastrektomie f [operative Entfernung von Speiseröhre und Magen] özofagogastroskopi Ösophagogastroskopie f [endoskopische Untersuchung von Speiseröhre und Magen] özofagografi Ösophagographie f
189
[Röntgenkontrastuntersuchung der Speiseröhre] özofagoskopi Ösophagoskopie f [Untersuchung der Luftröhre mit einem Endoskop] özofagus Ösophagus m [Speiseröhre] özofagus fistülü Ösophagusfistel f özofagus karsinomu Ösophaguskarzinom n özofagus mikozu Ösophagusmykose f özofagus stenozu Ösophagostenose f özofajektomi Ösophagektomie f [operative Entfernung der Speiseröhre] özofajit Ösophagitis f [Entzündung der Speiseröhre] özürlü behindert özürlüleri taşıyan araç Behindertenfahrzeug n
Ö
190
paket pankreatit Pankreatitis f [Entzün-
P
dung der Bauchspeicheldrüse] pansuman Verband m [Verbinden
der Wunde] pansuman değişmesi Verbandswech-
sel m pansuman malzemesi Verbandsmapaket Packung f palilali Palilalie f [zwanghaftes
P
Wiederholen von Wörtern oder Sätzen] palpasyon Palpation f [Untersuchung von inneren Organen durch Betastung] palyatif palliativ [krankheitsmildernd ohne zu heilen] pamuk Watte f [Baumwolle] pamukçuk Mundsoor m [Infektion der Mundschleimhaut, die durch Hefepilze verursacht wird] panarterit Panarteriitis f [Entzündung aller Wandschichten einer Arterie] pandemi Pandemie f [Epidemie, die ganze Länder oder Kontinente betrifft] panik Panik f pankreas Pankreas n [Bauchspeicheldrüse] pankreas adacıkları Pankreasinseln pl pankreas adenomu Pankreasadenom n pankreas fistülü Pankreasfistel f pankreas karsinomu Pankreaskarzinom n [Bauchspeicheldrüsenkrebs] pankreas kisti Pankreaszyste f pankreas nekrozu Pankreasnekrose f pankreastransplantasyonu Pankreastransplantation f pankreatektomi Pankreatektomie f [operative Entfernung der Bauchspeicheldrüse]
terial n pansuman pamuğu Verbandswatte f panzehir Gegengift n papatya Kamille f papatya çayı Kamillentee m papilom Papillom n [meist gutartiges
Haut- oder Schleimhautgeschwulst] para Geld n paradontit Paradontitis f [Entzün-
dung des Zahnbettes] parafazi Paraphasie f [Sprachstörung,
bei der der Betroffene Worte oder Buchstaben verwechselt und unverständlich ausspricht] parafimoz Paraphimose f [Einklemmung der zu engen Vorhaut des Penis hinter dem Eichelkranz] parafin Paraffin n [Alkan-Gemische] paralitik paralytisch [gelähmt] paraliz Paralyse f [vollständige Lähmung] parametre Parameter m paranoya Paranoia f [Geistesgestörtheit] paranoyak Paranoiker m [Geistesgestörter] parapleji Paraplegie f [vollständige Lähmung beider Arme oder Beine; häufig bei Kinderlähmung oder Verletzungen des Rückenmarks] parapsikoloji Parapsychologie f [Zweig der Psychologie, der sich mit paranormalen Phänomenen u. Fähigkeiten wie Telepathie, Psychokinese etc. befasst]
perinefrit parapsikolojik parapsychologisch parasempatik sinir sistemi parasym-
patisches Nervensystem n parat hormonu Parathormon n parazit Parasit m parçalama Zertrümmerung f parenteral parenteral [unter Umge-
hung des Verdauungstraktes, z. B. eine Injektion in Muskel oder Vene] parezi Parese f [unvollständige Lähmung] parkinson hastalığı ParkinsonKrankheit f [Schüttellähmung] parmak Finger m parmak bandajı Fingerverband m parmak kadar fingerlang parmak kalınlığında fingerbreit parmak kemikleri Fingerglieder pl parmak mafsalı Fingergelenk n parmak ucu Fingerspitze f parmakla dokunmak ertasten parmaksız ohne Finger parodontit Parodontitis f [Zahnfleischentzündung] parotidektomi Parotidektomie f [operative Entfernung der Ohrspeicheldrüse] parotidit Parotitis f [Entzündung der Ohrspeicheldrüse] pastil Pastille f pastörizasyon Pasteurisation f pastörize pasteurisiert patella Patella f [Kniescheibe] patojen pathogen [krankheitserregend] patolog Pathologe m [Facharzt für Krankheitslehre] patoloji Pathologie f [Lehre von den Ursachen und dem Verlauf von Krankheiten] patolojik pathologisch [krankhaft] pazar Sonntag m
191
pazartesi Montag m pazı Muskel m pedagog Pädagoge m [Erziehungswis-
senschaftler] pediküloz Pedikulose f [Läusebefall] pedikür Pediküre f [Fußpflegerin] pediyatr Pädiater m [Kinderarzt] pediyatri Pädiatrie f [Kinderheil-
kunde] penektomi Penektomie f [völlige
Entfernung des Penis] penis Penis m penis fraktürü Penisfraktur f [Penis-
bruch] penis protezi Penisprothese f penisilin Penicillin n penisilin alerjisi Penicillinallergie f pepsin Pepsin n [eiweißspaltendes
Enzym des Magensaftes] perforasyon Perforation f [Durch-
bruch, Durchbohrung z. B. eines Magengeschwürs in die Bauchhöhle] perfüzyon Perfusion f perhiz Diät f perhiz danışmanı Diätberater m perhiz ürünleri Diätprodukte pl perhiz yemeği Diätkost f peridural peridural peridural anestezisi Periduralanästhesie f perihepatit Perihepatitis f [Entzündung der Leberkapsel] perikard ponksiyonu Perikardpunktion f perikardit Perikarditis f [Herzbeutelentzündung] perikardiyotomi Perikardiotomie f [Herzbeuteleröffnung] perikart Perikard n [Herzbeutel] perinefrit Perinephritis f [Entzün-
P
192
P
periodontit
dung der bindegewebigen Nierenkapsel] periodontit Periodontitis f [Zahnwurzelhautentzündung] periost Periost n [knochenumhüllende Bindegewebshaut, Knochenhaut] periostit Periostitis f [Knochenhautentzündung] periton Peritoneum n [Bauchfell] periton abzesi Peritonealabszess m periton diyaliz Peritonealdialyse f [Bauchfelldialyse] peritonit Peritonitis f [Bauchfellentzündung] perkütan perkutan [durch die Haut] perlingual perlingual [durch die Zunge] peroksit Peroxid n perspirasyon Perspiration f [Hautatmung] perşembe Donnerstag m pesimist Pessimist m pesimistik pessimistisch pestisit Pestizid n [Schädlingsbekämpfungsmittel] ph pH-Wert m [Messwert für die Wasserstoffionenkonzentration in einer wässrigen Lösung] pıhtı Pfropf m pıhtı Gerinnsel n pıhtılaşma Koagulation f pigment Pigment n pigment lekeleri Pigmentflecken pl pipet Pipette f pire Floh m pirelenmek Flöhe bekommen pirozis Pyrosis f [Sodbrennen] pis dreckig pislemek beschmutzen pislik Dreck m pişik wund sein
pişmemiş gıda Rohkost f [ungekochte
Lebensmittel] piyelit Pyelitis f [Nierenbeckenentzün-
dung] piyelografi Pyelographie f [Röntgen-
kontrastdarstellung des Nierenbeckens] piyelonefrit Pyelonephritis f [Entzündung der Nieren mit gleichzeitiger Nierenbeckenentzündung] piyelotomi Pyelotomie f [Eröffnung des Nierenbeckens] piyüri Pyurie f [Eiterausscheidung im Harn] planta Planta f [Fußsohle] plasebo Placebo n [Medikament ohne Inhaltsstoff] plasenta Plazenta f [Mutterkuchen, Nachgeburt] plasenta hormonları Plazentahormone pl plasentit Plazentitis f [Entzündung des Mutterkuchens] plazma Plasma n [klare, leicht gelbliche, eiweißhaltige Flüssigkeit, die nach Abtrennung der roten und weißen Blutzellen von menschlichem Blut übrig bleibt] plazma terapisi Plasmatherapie f plevra Pleura f [Brustfell; bestehend aus dem Lungenfell, Rippenfell, das die Brusthöhle innen zwischen den Rippen auskleidet] plevra basıncı Pleuradruck m plevra boşluğu Pleurahöhle f plevra bölümü Pleuraraum m plevra drenajı Pleuradrainage f plevra ponksiyonu Pleurapunktion f [Punktion des Brustkorbes] plevra sıvısı Pleuraerguss m [krankhafte Flüssigkeitsansammlung in der Brustfellraum]
prezervatif pnömektomi Pneumektomie f
[operative Entfernung eines Lungenflügels] pnömoloji Pneumologie f [Lehre von den Lungenkrankheiten] pnömoni Pneumonie f [Lungenentzündung] pnömopati Pneumopathie f [Lungenerkrankung] pnömotomi Pneumotomie f [Lungenschnitt] pnömotoraks Pneumothorax m [Ansammlung von Luft oder Gas in der Brusthöhle] podra Puder m podra şekeri Puderzucker m poliartrit Polyarthritis f [Entzündung zahlreicher Gelenke] polidipsi Polydipsie f [krankhaft gesteigertes Durstgefühl] polifaji Polyphagie f [krankhaft gesteigerte Nahrungsaufnahme] poliglobolin Polyglobulin n poliklinik Poliklinik f polimiyozit Polymyositis f [Entzündung mehrerer Muskeln] polinevrit Polyneuritis f [Entzündung mehrerer Nerven] polinöröpati Polyneuropathie f [Erkrankung mehrerer Nerven und ihrer Hüllen] polio Polio f [Kinderlähmung] polip Polyp m polipektomi Polypektomie f [Polypenentfernung] polipne Polypnoe f [beschleunigte Atmung] politravma Polytrauma n [Mehrfachverletzung] poliüri Polyurie f [krankhafte Vermehrung der Harnmenge] ponksiyon Punktion f
193
ponksiyon iğnesi Punktiernadel f ponksiyon yapmak punktieren popo Gesäß n posa Ballaststoff m posalı ballaststoffreich positif positiv postepileptik postepileptisch posthepatik posthepatisch postnatal postnatal [nach der Ge-
burt] postoperatif postoperativ [nach einer
Operation] postprandiyal postprandial [nach
dem Essen] postpuberte postpubertär postrenal postrenal [hinter der Niere] posttravmatik posttraumatisch potans Potenz f potans gücün azalması Potenzstö-
rung f potans problemi Potenzproblem n potansiyel Potential n potasyum Kalium n potasyum eksikliği Kaliummangel m potasyumsuz kaliumfrei potomani Potomanie f [Trunksucht] pratisyen doktor Allgemeinarzt m preeklamsi Präeklampsie f [Erkran-
kung in der Schwangerschaft mit Bluthochdruck, Wassereinlagerung und Proteinurie] premedikasyon Prämedikation f [vor operativen Eingriffen und der Narkose gegebene Medikamente] prenatal pränatal [vor der Geburt] prensip Prinzip n prevensiyon Prävention f [vorbeugende Maßnahme in der Gesundheitspflege] preventif präventiv [vorbeugend] preventif tedbir Präventivmaßnahme f prezervatif Präservativ n [Kondom]
P
194
primer primer primär primer hastalık Primärerkrankung f primer tümör Primärtumor m problem Problem n problematik problematisch profesyonel professionell profil Profil n profilaksi Prophylaxe f [Verhütung
P
von Krankheiten] progesteron Progesteron n [Gelbkörperhormon] prognoz Prognose f [Vorhersage, z. B. über den Verlauf einer Krankheit] program Programm n progresif progressiv [fortschreitend] progresyon Progression f [Voranschreiten, Verschlechterung einer Krankheit] prohormon Prohormon n [Vorstufe eines Hormons] proinsülin Proinsulin n proktit Proktitis f [Mastdarmentzündung] proktoloji Proktologie f [Lehre von den Erkrankungen des Mastdarms und Afters] prolaktin Prolaktin n [das luteotrope Hormon (LTH) wird im Vorderlappen der Hypophyse gebildet] prolaps Prolaps m [Vorfall, Heraustreten innerer Organe] promil Promille n prospektüs Prospekt m [Beipackzettel] prostat Prostata f [Vorsteherdrüse] prostat adenomu Prostataadenom n prostat ameliyatı Prostataoperation f prostat büyümesi Prostatavergrößerung f [Prostatahypertrophie] prostat kanseri Prostatakrebs m prostat karsinomu Prostatakarzinom n
prostat operasyonu Prostataopera-
tion f prostatektomi Prostatektomie f [ope-
rative Entfernung der Prostata] prostatit Prostatitis f [Entzündung
der Prostata] prostatosistit Prostatozystitis f [Ent-
zündung der Prostata und Harnblase] prostatotomi Prostatotomie f [operative Eröffnung der Prostata] protamin Protamin n [Eiweißkörper aus Fischspermien] protein Protein n [Eiweiß] protein eksikliği Proteinmangel m protein eksikliği anemisi Proteinmangelanämie f protein eksikliği hastalığı Proteinmangelerkrankung f protein metabolizması Proteinstoffwechsel m proteinli proteinhaltig proteinsiz proteinfrei proteinüri Proteinurie f [Vorkommen von Eiweiß im Harn] protez Prothese f protokol Protokoll n protrombin Prothrombin n protrombinaz Prothrombinase f provitamin Provitamin n [inaktive Vorstufe von Vitaminen] provokasyon Provokation f provokasyon testi Provokationstest m prurit Pruritus m [Hautjucken] psikanalist Psychoanalytiker m psikanaliz Psychoanalyse f psiki Psyche f psikiyatri Psychiatrie f psikiyatri kliniği psychiatrische Klinik f psikiyatrist Psychiater m psikofarmaka Psychopharmaka pl
püstül
[auf die Psyche einwirkende Medikamente] psikolog Psychologe m psikoloji Psychologie f psikolojik psychologisch psikonöroz Psychoneurose f psikopat Psychopath m psikosomatik Psychosomatik f [Lehre von den Beziehungen zwischen Körper und Seele sowie seelischer/psychischer Ursachen von Erkrankungen] psikoterapi Psychotherapie f psikoterapist Psychotherapeut m psikoz Psychose f psoriasis Psoriasis f [Schuppenflechte] puberte Pubertät f pudra Puder m
195
pudra şekeri Puderzucker m pulmo Pulmo m [Lunge] pulmoner pulmonal [die Lunge be-
treffend] pulmoner arteri Pulmonalarterie f
[Lungenschlagader] pulmoner embolisi Pulmonalembolie
f [Lungenembolie] pulmoner kapağı Pulmonalklappe f
[Taschenklappe am Herzen] pulmoner kapağı stenozu Pulmonal-
klappenstenose f pulmoner kapağı yetmezliği Pulmo-
nalklappeninsuffizienz f pulmoner sklerozu Pulmonalsklerose f püstül Pustel f [mit Eiter gefülltes
Luftbläschen]
P
196
radikal
R radikal radikal radikal operasyonu Radikaloperation f radikülit Radikulitis f [Entzündung
R
von Nervenwurzeln im Rückenmark] radius Radius m [Unterarmknochen oberhalb des Gelenks] radius fraktürü Radiusfraktur f [Bruch des Unterarms oberhalb des Gelenkes] radyoaktif radioaktiv radyoaktif kaynak radioaktive Quelle f radyoaktivite Radioaktivität f radyodermatit Radiodermatitis f [Hautentzündung mit späterer Narbenbildung nach Einwirkung radioaktiver Strahlen] radyolog Radiologe m [Röntgenologe] radyoloji Radiologie f [Röntgenologie] radyolojik radiologisch radyoterapi Strahlentherapie f [Röntgentherapie] radyum Radium n [radioaktives chemisches Element] rahatsızlık Beschwerde f rahim Gebärmutter f [Uterus] rahim ağzı Gebärmuttermund m rahim boynu Gebärmutterhals m rahim boynu kanseri Gebärmutterhalskrebs m rahim kanaması Gebärmutterblutung f rahim kanseri Gebärmutterkrebs m rahim mükozası Gebärmutterschleimhaut f
rahim sarkması Gebärmuttersenkung f rahim tümörü Gebärmuttertumor m rahimin alınması Gebärmutterentfer-
nung f rapid rapid [schnell] rapor Bericht m [Gutachten] reaksiyon Reaktion f reaksiyon dönemi Reaktionsphase f reaksiyon göstermek reagieren reanimasyon Reanimation f [Wieder-
belebung] reçete Rezept n reçetesiz rezeptfrei reçeteye tabi rezeptpflichtig reddetmek ablehnen redüksiyon Reduktion f reenfarktüs Reinfarkt m [erneutes
Auftreten eines Herzinfarkts] refakat Begleitung f refakatcı Begleiter m refleks Reflex m refleks çekici Reflexhammer m refluks Reflux m [Rückfluss, z. B. von
Magensaft in die Speiseröhre] rehabilitasyon Rehabilitation f rehabilitasyon merkezi Rehabilita-
tionszentrum n reinfeksiyon Reinfektion f [erneute
Infektion nach bereits erfolgter Ausheilung] rejenerasyon Regeneration f [Wiederherstellung, Heilung] rejional regional rejional anestezisi Regionalanästhesie f rektal rektal [zum Mastdarm gehörend] rektoskop Rektoskop n [Mastdarmspiegel] rektoskopi Rektoskopie f [Untersuchung des Mastdarmes] rektum Rektum n [Mastdarm]
rezorbsiyon rektum amputasyonu Rektumam-
putation f [Entfernung des Mastdarms und Afters] rektum karsinomu Rektumkarzinom n [Mastdarmkrebs] rektum polipi Rektumpolyp m [Geschwulst im Mastdarm] rektum rezeksiyonu Rektumresektion f relaksan Relaxans n [Mittel, das Muskeln erschlaffen läßt] relaksasyon Relaxation f [Entspannung, Erschlaffung] relaps Relaps m [Rückfall] REM uyku dönemi REM-Schlafphase f [Schlafphase mit raschen Augenbewegungen] remisyon Remission f [vorübergehendes Nachlassen einer Krankheitserscheinung, insbesondere von Fieber] ren Ren m [Niere] renal renal [Niere betreffend] renal hipertoni renale Hypertonie f [durch eine Nierenerkrankung verursachter Bluthochdruck] renin Renin n [Hormon, das in der Niere gebildet wird] renk Farbe f renk verme Färbung f renkkörlüğü Farbenblindheit f renkkörü farbenblind renografi Renographie f [Röntgenkontrastdarstellung der Nieren] renosintigrafi Renoszintigraphie f replantasyon Replantation f [Wiederanpflanzung oder Annähen eines abgetrennten Körperteils] reseptör Rezeptor m respirasyon Respiration f respirasyon cihazı Respirationsapparat m
197
respirasyon yolları Respirationstrakt m respiratör Respirator m [Atmungs-
gerät] ret Absage f ret cevabı vermek eine Absage er-
teilen retina Retina f [Netzhaut im Auge] retinitit Retinitis f [Netzhautentzün-
dung] retinol Retinol n [Vitamin A] retinopati Retinopathie f [Verände-
rungen des Augenhintergrunds bei länger bestehender Zuckerkrankheit] retransfüzyonu Retransfusion f retransplantasyonu Retransplantation f retro retro [zurück, rückwärts] retrograt retrograd [rückläufig, rückwirkend] retroperitoneal retroperitoneal [hinter dem Bauchfell liegend] retrosternal retrosternal [hinter dem Brustbein liegend] retroversi Retroversion f [Rückwärtsneigung eines Organs] reversibl reversibel [heilbar, umkehrbar] rezeksiyon Resektion f [operative Entfernung eines Organteils] rezene Fenchel m rezene çayı Fencheltee m rezidüel residual [zurückbleibend] rezistan resistent [widerstandsfähig] rezistans Resistenz f [Widerstandsfähigkeit gegen Krankheiten oder Medikamente] rezorbe etmek resorbieren [aufnehmen, aufsaugen] rezorbsiyon Resorption f [Aufnahme flüssiger oder fester Stoffe in die Gewebssäfte, vor allem ins Blut]
R
198
rıza rıza Einverständnis n rıza bildirimi Einverständniserklä-
rung f rinit Rhinitis f [Nasenschleimhaut-
entzündung] rinopati Rhinopathie f [Nasenerkran-
kungen] rinoskopi Rhinoskopie f risik faktörü Risikofaktor m risk Risiko n riskli doğum Risikogeburt f riskli hamilelik Risikoschwanger-
schaft f ritim Rhythmus m ritmik rhythmisch rizikolu riskant romatizma Rheuma n romatizma ağrıları Rheumaschmer-
zen pl romatizma faktörü Rheumafaktor m
R
romatizma ilacı Rheumamittel n romatizma merhemi Rheumasalbe f romatizma flasteri Rheumapflaster n romatizmal rheumatisch röntgen röntgen röntgen çekimi Röntgenaufnahme f röntgen filmi Röntgenbild n röntgen ışınları Röntgenstrahlen pl röntgen muayenehesi Röntgenunter-
suchung f röntgen odası Röntgenraum m röntgen servisi Röntgenabteilung f ruh Seele f [Psyche] ruhi seelisch ruptür Ruptur f [Zerreißen, Bruch] rutin Routine f rutubet Feuchtigkeit f rutubetli feucht rüya Traum m rüya görmek träumen
saha
199
safra kesesi rüptürü Gallenblasen-
S saadet Glück n saat Uhrzeit f sabah Morgen m sabah vaktinde morgens sabah vardiyası Frühdienst m sabır Geduld f sabırsız ungeduldig sabit flaster Fixierpflaster n sabit sargı Fixierbinde f sabitleştirmek fixieren sabun içermeyen seifenfrei saç Haar n saç bağı Haarband n saç dibi Haarboden m saç dökülmesi Haarausfall m saç hücreleri Haarzellen pl saç kepekleri Kopfschuppen pl saç kökü Haarwurzel f saç rengi Haarfarbe f saçlar Haare pl sadizm Sadismus m safra Galle f safra kanalı Gallengang m safra kesesi Gallenblase f safra kesesi ampiyemi Gallenblasen-
empyem n [Eiteransammlung in der Gallenblase] safra kesesi girişi Gallenblasegang m safra kesesi iltihabı Gallenblasenentzündung f safra kesesi karsinomu Gallenblasenkarzinom n safra kesesi koliği Gallenkolik f safra kesesi operasyonu Gallenoperation f
ruptur f [Riss der Gallenblase] safra kesesi suyu Gallensäure f [Gal-
lensaft] safra kesesi taşı Gallenstein m safra kesesi yolu Gallenweg m safralı gallig sağ (sağa) rechts sağ kalp Rechtsherz n sağ kalp dilatasyonu Rechtsherz-
dilatation f sağ kalp yetmezliği Rechtsherzin-
suffizienz f sağır taub sağırdilsiz taubstumm sağırlık Taubheit f sağlığa zararlı gesundheitsschädlich sağlık Gesundheit f sağlık bakanlığı Gesundheitsminis-
terium n sağlık bakımı Gesundheitspflege f sağlık bilgisi Gesundheitslehre f sağlık dairesi Gesundheitsamt n sağlık danışmanlığı Gesundheitsbe-
ratung f sağlık defteri Gesundheitspass m sağlık durumu Gesundheitszustand m sağlık hizmeti Gesundheitsdienst m sağlık işleri Gesundheitswesen n sağlık jimnastiği Heilgymnastik f sağlık karnesi Gesundheitszeugnis n sağlık kasası Krankenkasse f sağlık orucu Heilfasten n sağlık raporu Gesundheitsbescheini-
gung f sağlık sigortası Krankenversicherung f sağlık teşviki Gesundheitsförderung f sağlık yardımı Gesundheitshilfe f sağlıklı gesund sağlıklı beslenme gesunde Ernäh-
rung f saha Areal n
S
200
sakarin sakarin Saccharin n [synthetischer
S
Süßstoff ohne Energiegehalt] sakaroz Saccharose f [Rohrzucker] sakat behindert sakatlık Behinderung f sakinleştirici ilaç Beruhigungsmittel n sakinleştirme Beruhigung f sakinleştirmek beruhigen sakral sakral [die Kreuzbeinregion betreffend] sakral anestezisi Sakralanästhesie f sakral sinirleri Sakralnerven pl sakralizasyon Sakralisation f [angeborene Verschmelzung des fünften Lendenwirbels mit dem Kreuzbein] salgı Sekret n salgın hastalık Seuche f [Epidemie] salgın mücadelesi Seuchenbekämpfung f salı Dienstag m salivasyon Salivation f [Speichelfluss] salmonella Salmonellen pl [stäbchenförmige Bakterien; zu ihnen gehören die Erreger von Typhus, Paratyphus und schweren Durchfällen mit Darmentzündungen] salmonella enfeksiyonu Salmonelleninfektion f salpingografi Salpingographie f [Röntgenkontrastdarstellung der Eileiter] salpingotomi Salpingotomie f [Eileitereröffnung] salpinjit Salpingitis f [Eileiterentzündung] salya Speichel m [Schleim] salya akması Speichelfluss m salyangoz kanalı Spinalkanal m [zum Innenohr gehörig] saman nezlesi Heuschnupfen m sanatoryum Sanatorium n sancı Schmerzen pl
sapasağlam kerngesund sara hastalığı Epilepsie f [Funktions-
störung des Gehirns, bei der unkontrollierte, spontane Entladungen der Nervenzellen im Gehirn einiges durcheinander bringen] sara nöbeti epileptischer Anfall m saralı epileptisch sararmak erblassen sargı Verband m [Binde, Wickel] sargı kutusu Verbandskasten m sargı malzemesi Verbandszeug n sarhoş betrunken sarhoş olmak betrunken werden sarhoşluk Rausch m sarı humma Gelbfieber n sarılık Gelbsucht f [Ikterus] sarısabır Aloe Vera f sarkom Sarkom n [bösartige Geschwulst] sarmak wickeln [binden] sarmısak Knoblauch m sarmısak hapı Knoblauchtablette f SARS hastalığı SARS-Erkrankung f sebebini araştırmak Ursachenforschung f sebep Ursache f sedef hastalığı Schuppenflechte f [Psoriasis] sediment Sediment n sedye Krankenbahre f segment Segment n sekiz acht sekresyon Sekretion f [Absonderung] sekret Sekret n [Drüsenabsonderung, z. B. Speichel und Magensaft] seks Sex m seks bağımlılığı Sexsucht f seks hormonları Sexualhormone pl seksüalite Sexualität f seksüel sexuell seksüel hayat Sexualleben n
sıhhat danışmanlığı selen Selen n selülit Cellulite f selüloit Zelluloid n selüloz Zellulose f sembol Symbol n seminom Seminom n [bösartiges
Geschwulst am Hoden] semptom Symptom n [Anzeichen] semptomatik symptomatisch sendrom Syndrom n [Gruppe von
gleichzeitig und zusammen auftretenden Krankheitszeichen] senkop Synkope f [kurzer Verlust des Bewusstseins, z. B. bei Kreislaufstörungen] sensebilite bozukluğu Sensibilitätsstörungen pl [Störung der Empfindungen] sensibilite Sensibilität f sensibl sensibel [empfindlich] sensitif sensitiv [empfindlich] sensoriyel sensorisch [die Sinne betreffend] sentez Synthese f [Aufbau einer künstlichen oder körpereigenen chemischen Verbindung] sepsis Sepsis f [Blutvergiftung] septum Septum n [Scheidewand] serebral zerebral [Gehirn oder Großhirn betreffend] serebral enfarktüs Zerebralinfarkt m [Hirninfarkt] serebral gangliyon Zerebralganglion n serebral kanama zerebrale Blutung f [Hirnblutung] serebral ödem Zerebralödem n serebral sıvı Zerebrospinalflüssigkeit f [Hirnrückenmarksflüssigkeit] serinlendirmek jemanden abkühlen, erfrischen seroloji Serologie f [Lehre von den
Immuneigenschaften der Blutflüssigkeit] sersemlik hissi Benommenheit f serum Serum n [Infusion] serum alerjisi Serumallergie f serum hepatit Serumhepatitis f [Hepatitis B-Erkrankung] serum tedavisi Serumbehandlung f serviks Zervix f [Gebärmutterhals] serviks karsinomu Zervixkarzinom n [Gebärmutterhalskrebs] serviks polipi Zervixpolyp m servisit Zervizitis f [Entzündung des Gebärmutterhalses] ses Stimme f ses kısıklığı Heiserkeit f ses teli Stimmband n ses teli iltihabı Stimmbandentzündung f ses yitimi Stimmlosigkeit f sesin kalınlaşması Stimmbruch m setliç tuzu Emser Salz n sevk etmek überweisen sevk kağıdı Überweisungsschein m seyahat Reise f seyahat etmek reisen seyahat hastalığı Reisekrankheit f seyehat ecza kutusu Reiseapotheke f sezeryan Kaiserschnitt m sezilir spürbar sıcak warm sıcak dalgası Hitzewelle f sıcak hava sterilizasyonu Heißluftsterilisation f sıcak su torbası Wärmflasche f sıcaklık hissi Hitzegefühl n sıcaklık tedavisi Wärmebehandlung f sığır vebası Rinderpest f sıhhat Gesundheit f sıhhat bilgisi Gesundheitslehre f sıhhat danışmanlığı Gesundheitsberatung f
201
S
202
sıhhat defteri sıhhat defteri Gesundheitspass m sıhhat raporu Gesundheitsbeschei-
nigung f sıhhate zararlı gesundheitsschädlich sık sık häufig sıkı bağlamak abbinden [festbinden] sıkıştırmak einklemmen [anpressen] sımsıkı bağlamak abschnüren sır mükellefiyeti Schweigepflicht f sırt Rücken m sırt ağrısı Rückenschmerzen pl sırt operasyonu Rückenoperation f sırt problemleri Rückenprobleme pl sırt üstü auf dem Rücken liegend sıtma Malaria f sıtma nöbeti Malariaanfall m sıvı Flüssigkeit f sıvı alınması Flüssigkeitsabnahme f sıvı bilançosu Flüssigkeitsbilanz f sıvı eksikliği Flüssigkeitsmangel m sıvı ilavesi Flüssigkeitszufuhr f sıvı yağ Öl n sıvının çekilmesi Flüssigkeitsentzug m sıçan ısırması Rattenbiss m sıçan zehiri Rattengift n sidik Urin m [Harn] sidik borusu Harnleiter m [Ureter] sidik torbası Harnblase f [Blase] sifilis Syphilis f [gefährliche melde-
pflichtige Geschlechtskrankheit]
S
sigara Zigarette f sigara içmek rauchen sigara içmeyen Nichtraucher m sigara tiryakisi Kettenraucher m sigorta Versicherung f sigorta doktoru Kassenarzt m sigorta kartı Versicherungskarte f sigortalı Versicherter m sigortasız unversichert siğil Warze f siklamat Cyclamat n [synthetischer
Süßstoff ohne Energiegehalt]
simpleks simplex [einfach] simulasyon Simulation f [Vortäu-
schung von Krankheiten, Verstellung] sindirim Verdauung f sindirim sistemi Verdauungssystem n sindirm bozukluğu Verdauungsstörung f singultus Singultus m [Schluckauf] sinir Nerv m sinir ağrısı Nervenschmerz m sinir boğumları Nervenknoten m [Ganglien] sinir bozukluğu geçirmek Nervenzusammenbruch m sinir doktoru Nervenarzt m sinir dokusu Nervengewebe n sinir hasarı Nervenschaden m sinir hastalığı Nervenerkrankung f sinir hastalıkları Nervenkrankheiten pl sinir hastası nervenkrank sinir hücresi Nervenzelle f sinir ilacı Beruhigungsmittel n sinir iltihabı Nervenentzündung f sinir kliniği Nervenklinik f sinir krizi Nervenkrise f sinir lifleri Nervenfaser f sinir merkezleri Nervenzentren pl sinir sistemi Nervensystem n sinir yolu Nervenbahn f sinirler Nerven pl sinirleri yatıştırıcı Nerven beruhigend sinirli nervös [gereizt, erregbar] sinirlilik Nervosität f sintigrafi Szintigraphie f [bildgebendes Verfahren unter Verwendung von Radionukliden; erlaubt Aussagen z.B. über die Funktion bestimmter Organe oder Organabschnitte] sinüs Sinus m [Vertiefung, Höhle] sinüs bradikardi Sinusbradykardie f
solunumun durması sinüzit Sinusitis f [Nebenhöhlenent-
zündung] sinyal Signal n siroz Zirrhose f [Gewebsumwandlung, die zur Verhärtung und Verkleinerung eines Organs führt] sistem System n sistik zystisch sistit Zystitis f [Blasenentzündung] sistoli Systole f [Phase des Herzzyklus, bei der sich die Herzmuskulatur zusammenzieht] sistolik tansiyon systolischer Blutdruck [Blutdruckwert bei Zusammenziehen des Herzmuskels] sistoskopi Zystoskopie f [endoskopische Untersuchung der Harnblase] sivilce Pickel m [Akne] sivrisinek Schnake f sivrisinek ısırması Schnakenbiss m siyanoz Zyanose f [Blauverfärbung vor allem der Lippen und Fingernägel bei Sauerstoffmangel im Blut] siyatik Ischias m skabiyöz Skabies f [Krätze] skalpel Skalpell n sklera Sklera f [äußere Hülle des Augapfels] skolyoz Skoliose f [seitliche Verbiegung der Wirbelsäule, Rückengratverkrümmung] skrotum Skrotum n [Hodensack] sodyum Natrium n sodyum sülfatı Natriumsulfat n sodyumbikarbonat Natriumbikarbonat n sodyumsuz natriumfrei sofrayı koymak auftischen soğuk kalt soğuk almak erkälten soğuk şişkinliği Frostbeule f soğuk uygulama Kälteanwendung f
203
soğukalgınlığı Erkältungskrankheit f soğukluk Kälte f soğuktan ölmek erfrieren soğutma Kühlung f soğutmak abkühlen sokma Stich m sol links sol kalp dilatasyonu Linksherzdila-
tation f sol kalp genişletilmesi Linksherzer-
weiterung f sol kalp hipertrofisi Linksherzhyper-
trophie f sol kalp kateteri Linksherzkatheter m sol kalp yetmezliği Linksherzinsuffi-
zienz f solgun blass solucan Wurm m soluk borusu Luftröhre f soluk soluğa gelmek keuchen soluk verme ausatmen solumak schnaufen solunum Atmung f solunum egzersizi Atemtraining n solunum egzersizleri Atemübungen pl solunum güçlüğü Atemnot f solunum jimnastiği Atemgymnastik f solunum kesikliği Atemlosigkeit f solunum kolaylaştırıcı atemerleich-
ternd solunum mekanizması Atemmecha-
nik f solunum merkezi Atemzentrum n solunum organı Atmungsorgan n solunum tipi Atemtyp m solunum tutukluğu Atemlähmung f solunum yolları Atemwege pl solunum yolları hastalıkları Atem-
wegserkrankung f solunuma yardımcı kaslar Atemhilfs-
muskulatur f solunumun durması Atemstillstand m
S
204
somatotropin somatotropin Somatotropin n
S
[Wachstumshormon] son ağırlık Endgewicht m son derece ciddi todernst son istasyon Endstation f sonda Sonde f [Katheter] sonu görülebilen absehbar sonuç Ergebnis n sonuna kadar sabretmek durchhalten sormak erfragen soru Frage f soru belgesi Fragebogen m soru işareti Fragezeichen n soru sormak fragen sorumluluk Verantwortung f [Haftung] sorumluluk almak Verantwortung übernehmen sorun Problem n sosyal sozial sosyal sigorta Sozialversicherung f sosyal yardım Sozialhilfe f sosyal yardım alan Sozialhilfeempfänger m sosyal yardım kurumu Sozialamt n soysuzlaşma Entartung f soysuzlaşmak entarten soyunma odası Umkleideraum m soyunmak ausziehen [auskleiden, entkleiden] spazm Spasmus m [Krampf] spazmodik spasmodisch spazmoliz Spasmolyse f sperm Sperma n [Samen] sperm kanalı Spermakanal m [Samenkanal] sperm oluşması Spermabildung f [Samenbildung] spinal spinal [zur Wirbelsäule, zum Rückenmark gehörend] spinal anestezisi Spinalanästhesie f
spinal kanalı Spinalkanal m spiral Spirale f splen Splen m [Milz] splenektomi Splenektomie f [operati-
ve Entfernung der Milz] splenografi Splenographie f [Röntgen
kontrastdarstellung der Milz] splenomegali Splenomegalie f [Milz-
vergrößerung] spondilit Spondylitis f [Wirbelentzün-
dung] spor Sport m spor çeşitleri Sportarten pl spor yapmak Sport treiben spor yaralanması Sportverletzung f sprey Spray n stabil seyir stabiler Verlauf m stafilokok Staphylokokkus m stasyoner stationär stenoz Stenose f [Verengung] steril steril [1. keimfrei; 2. unfrucht-
bar] sterilizasyon Sterilisation f [keimfrei
machen/unfruchtbar machen] sterilize etmek sterilisieren sternum Sternum n [Brustbein] steroit hormonları Steroidhormone pl stetoskop Stethoskop n [Hörrohr] stimülans Stimulans n stomatit Stomatitis f [Entzündung
der Mundschleimhaut] strabizm Strabismus m [Schielen] strangüri Strangurie f [Harndrang
mit Brennen und Schmerzen beim Wasserlassen] stres Stress m stres durumu Stresssituation f stres hormonları Stresshormone pl stridor Stridor m [hörbares Einatmen und/oder Ausatmen] su Wasser n su birikintisi Wasseransammlung f
süzmek su ısısı Wassertemperatur f su kaybından doğan kuruluk Aus-
trocknung f su şişesi Wasserflasche f sual Frage f sual sormak fragen subkutan subkutan [unter die Haut] subkutan enjeksiyonu subkutane
Injektion f sublingual sublingual [unter der
Zunge] suç Schuld f suçiçeği Windpocken pl suda boğulmak ertrinken suisit Suizid m [Selbstmord] suisit tehlikesi Suizidgefahr f [Selbst-
mordgefahr] sulandırılmamış unverdünnt sulfonilüre Sulfonylharnstoff m
[Medikament, die zur Therapie des Diabetes mellitus Typ 2 eingesetzt werden (orale Antidiabetika)] sulu dünnflüssig suni (takma) dişler künstliches Gebiss n susama Durst m susuzluk hissi Durstgefühl n sülük Blutegel m
205
sümük Schleim m [Nasenschleim] sümüklü schleimig sümüksel bez Schleimdrüse f sümüksel zar Schleimhaut f sünnet Beschneidung f sünnet derisi Vorhaut f sürdozaj Überdosis f süreç Verlauf m [Gang, Prozess] sürekli dauerhaft [kontinuierlich] sürekli büyük tuvalet güdüsü Stuhl-
zwang m [Tenesmus] sürekli tedavi Dauerbehandlung f sürekli terapi Dauertherapie f sürekli verilen kontinuierliche Gabe f sürekli verilen doz kontinuierliche
Dosis f sürtünme Reibung f süt çocuğu Säugling m süt çocuğu ölme oranı Säuglings-
sterblichkeit f süt dişi Milchzahn m süt şekeri Milchzucker m süt şişesi Milchflasche f süzgeç Filter m süzgeçten geçirilen özlü çorba
Schleimsuppe f süzmek filtrieren
S
206
şahdamarı
Ş şahdamarı Halsschlagader f şahsi mesuliyet Selbstverantwortung f şakak Schläfe f şakak atardamarı Schläfenarterie f
[Temporalis] şakak kemiği Schläfenbein n şans Glück n şans oyunu bağımlığı Spielsucht f şanslı glücklich şant Shunt m [Bezeichnung für eine
Ş
künstliche Verbindung zwischen Blutgefäßen] şarbon Milzbrand m [Anthrax] şaşılık Schielen n [Strabismus] şefkatli barmherzig şeker Zucker m şeker bayramı Zuckerfest n [religiöses Fest zum Abschluss des Fastenmonats Ramadan] şeker hastalığı Zuckerkrankheit f [Diabetes mellitus] şeker hastası zuckerkrank [Diabetiker] şerit solucanı Bandwurm m şiatsu Shiatsu n [aus Japan stammende, ganzheitliche Spezialmassage] şiddet Gewalt f şiddetli gewaltsam
şiddetli açlık Heißhunger m şiddetli ağrı (sancı) starker Schmerz m şifa Heilung f [Genesung] şifa bulmak genesen şifalı heilbringend şifalı bitkiler Heilkräuter pl şikayet Beschwerde f şikayet etmek sich beschweren şikayetsiz beschwerdefrei şişirilebilir aufblasbar şişk(in)lik Schwellung f [Beule, Ge-
schwulst] şişkinliğin inmesi abschwellen şişman dick [fett, korpulent, überge-
wichtig, adipös] şişmanlama istidatı Fettsucht f şişmanlamak zunehmen [dick wer-
den] şişmek anschwellen şizofren schizophren şizofreni Schizophrenie f [tief greifen-
de psychiatrische Erkrankung] şok Schock m şok olmak einen Schock bekommen şok tedavisi Schockbehandlung f şölen Festessen n şubat Februar m şurup Sirup m şuur Bewusstsein n [Verstand] şuur bozukluğu Bewusstseinsstörung f şuuraltı Unterbewusstsein n şuursuz bewusstlos şuursuzluk Bewusstlosigkeit f şüphe Verdacht m şüpheli verdächtig
tehlikeli
T
207
taşımak tragen taşiaritmi Tachyarrhythmie f taşifaji Tachyphagie f [hastiges Essen,
Schlingen] taşikardi Tachykardie f [erhöhter
Puls] taşipne Tachypnoe f [beschleunigte tabipler odası Ärztekammer f tablet Tablette f tablet yutmak Tablette einnehmen taburcu olmak Entlassung aus der
Klinik f tabut Sarg m tahammül Geduld f tahammül edilemez unerträglich tahammül etmek aushalten tahlil Analyse f takma diş Stiftzahn m takma saç Haarersatz m talalji Talalgie f [Fersenschmerzen] talamus Thalamus m talep etmek verlangen talk pudrası Talkumpuder m tam banyo Vollbad n tampon Tampon m tamponat Tamponade f tanatafobi Thanatophobie f [krank-
hafte Angst vor dem Tod] tanım Definition f tanımlamak definieren tanınmayan unbekannt tansiyon Blutdruck m tansiyon degişimi Blutdruckveränderung f tansiyon ölçme aleti Blutdruckmessgerät n tansiyonu düşürmek Blutdrucksenkung f taramak kämmen tarih Datum n tartılmak sich wiegen tartmak wiegen
Atmung] tat Geschmack m tatbik etmek erproben tatlı Süßspeise f tavsiye Empfehlung f tavsiye etmek empfehlen tavsiye mektubu Empfehlungsschrei-
ben n taze frisch tazminat Entschädigung f tazminat vermek entschädigen tecrübe Erfahrung f tedavi Behandlung f tedavi altına alınmak in ärztliche
Behandlung kommen tedavi edilen hasta Patient m tedavi görmek behandelt werden tedavi hedefleri Behandlungsziele pl tedavi imkanları Behandlungsmög-
lichkeit f tedavi koltuğu Behandlungsstuhl m tedavi şekli Behandlungsweise f tedavi talimatı Behandlungsanwei-
sung f tedavi usulü Behandlungsart f [Heil-
methode] tedavici Therapeut m tedbir Vorsorge f tedbir muayenesi Vorsorgeuntersu-
chung f tedfin Bestattung f tehdit edici bedrohlich tehlike Gefahr f tehlike çanları Alarmglocken pl tehlikeli gefährlich
T
208
tehlikesiz tehlikesiz gefahrlos tehlikeye koymak gefährden tek einzeln tek doz Einzeldosis f tek kişilik oda Einzelzimmer n tekerlekli sandalye Rollstuhl m teklif Vorschlag m [Angebot] telaffus etmek aussprechen telepati Telepathie f temel bakım Grundpflege f temel fikir Hauptgedanke m temel hak Grundrecht n temel ihtiyaç Grundbedürfnis n temel tedavi Basistherapie f temizleme Reinigung f temizlemek reinigen temmuz Juli m temporalis Temporalis f [Schläfen-
arterie] tendinit Tendinitis f [Sehnenentzün-
dung] tendon Tendo m [Sehne] teneffüs Atmung f [Respiration] teneffüs cihazı Beatmungsgerät n tenesmus Tenesmus m [anhalten-
T
der schmerzhafter Stuhl- oder Harndrang] tenotomi Tenotomie f [operative Sehnendurchtrennung] tentür Tinktur f tentürdiyot Jodtinktur f tepki Reaktion f ter Schweiß m ter dokusu Schweißdrüse f terapi Therapie f terapi şekli Therapieform f terapotik therapeutisch terazi Waage f terlemek schwitzen termin Termin m termin takvimi Terminkalender m termin vermek Termin geben
termometre Thermometer n termoterapi Thermotherapie f [Heil-
behandlung durch Wärme] tesir Wirkung f tesir dozu Wirkdosis f tesir grubu Wirkgruppe f tesir müddeti Wirkungsdauer f tesir sahası Wirkungsbereich m tesir süresi Wirkungszeit f tesirli wirksam test Test m test etmek testen testis Testis m [Hoden] testesteron Testosteron n [männli-
ches Geschlechtshormon] teşekkürler Danke! teşhis Diagnose f [Identifikation] teşhis etmek diagnostizieren [iden-
tifizieren] teşhis koymak Diagnose stellen teşvik etmek Förderung f [Ermunte-
rung] tetani Tetanie f [Störung der Motorik
und der Sensibilität als Zeichen einer Übererregbarkeit der Nerven und Muskeln] tetanoz Tetanus m [Wundstarrkrampf] tetanoz aşısı Tetanusimpfung f tetanoz iğnesi Tetanusspritze f tetkik Befund m tetkik etmek genaue Untersuchung f [ausforschen] tetrapleji Tetraplegie f [gleichzeitige Lähmung beider Arme und Beine] tıbbi medizinisch [ärztlich] tıbbi malzeme satış yeri Sanitätshaus n tıkıştırmak hinunterschlingen tıp Medizin f [Heilkunde] tıp fakültesi medizinische Fakultät f tıp kongresi medizinischer Kongress m
toplum tırnak Nagel m [Fingernagel/Zehen-
nagel] tırnak bakımı Nagelpflege f tırnak batması eingewachsener Nagel m tırnak cilası Nagellack m tırnak dibi Nagelbett n tırnak dibi iltihabı Nagelbettentzün-
dung f tırnak kesmek Nägel schneiden tırnak makası Nagelschere f tırnak mantarı Nagelpilz m tırnak mikozu Nagelmykose f tırnak türpüsü Nagelfeile f tırnaklarını yemek Fingernägeln
kauen tiamin Thiamin n [Vitamin B1] tibia Tibia f [Schienbein] tifo Typhus m tifo aşısı Typhusimpfung f tik Tick m timektomi Thymektomie f [Thymus-
entfernung] timus Thymus m [Drüse mit innerer
Sekretion hinter dem Brustbein, die sich nach der Geschlechtsreife zurückbildet] tinnitus Tinnitus m [Ohrensausen, Ohrenklingeln] tip 1 diyabet Typ-1-Diabetes m tip 2 diyabet Typ-2-Diabetes m tipik typisch tiroid bezinin az çalışması Schilddrüsenunterfunktion f tiroid bezinin fazla çalışması Schilddrüsenüberfunktion f tiroidea Thyreoidea f [Schilddrüse] tiroidektomi Thyreoidektomie f [operative Entfernung der Schilddrüse oder von Teilen der Schilddrüse] tiroidit Thyreoiditis f [Schilddrüsenentzündung]
209
tiroksin Thyroxin n [Schilddrüsen-
hormon] titreme zittern [frösteln] titreme nöbeti Schüttelfrost m titreşim Vibration f toka Handschlag m tokluk kan şekeri değeri Blutzucker-
wert nach dem Essen m [postprandial] tokoferol Tocopherol n [Vitamin E] tokografi Tokographie f [Aufzeichnung der Wehen] tokoliz Tokolyse f [medikamentöse Wehenhemmung] tokoloji Tokologie f [Lehre von der Geburt] toksemi Toxämie f [Blutvergiftung] toksin Toxin n toksit toxisch [giftig] tolerans Toleranz f tolerans dozu Toleranzdosis f tolerans sınırı Toleranzgrenze f tomografi Tomographie f [Erstellung von Schichtröntgenaufnahmen] tonsil Tonsilla f [Mandel] tonsillektomi Tonsillektomie f [operative Entfernung der Gaumenmandeln] tonsillit Tonsillitis f [Mandelentzündung] tonsillotomi Tonsillotomie f [Entfernung der Gaumenmandel] topallamak hinken toplam kolesterin Gesamtcholesterin n toplam masraflar Gesamtkosten pl toplam protein Gesamteiweiß n toplardamar Vene f toplardamar kapakcığı Venenklappe f toplardamar yetmezliği Veneninsuffizienz f toplu bakış Gesamtbetrachtung f toplum Gesellschaft f
T
210
toprağa vermek toprağa vermek beisetzen [bestatten] topuk Ferse f topuk kirişi Achillessehne f torakal thorakal [den Brustkorb be-
treffend] torakotomi Thorakotomie f [operati-
ve Eröffnung des Brustkorbs] toraks Thorax m [Brustkorb] torsiyon Torsion f [Drehung eines
Organs um die Längsachse] toz Staub m toz alerjisi Stauballergie f töre Sitte f [Gebräuche] tören Ritual n trakea Trachea f [Luftröhre] trakea fistülü Tracheafistel f trakea kanülü Trachealkanüle f trakea nekrozu Trachealnekrose f trakea stenozu Trachealstenose f trakeotomi Tracheotomie f [Luft-
röhrenschnitt] trankilizan Tranquilizer m [Beruhi-
gungsmittel] transabdominal transabdominal transaminaz Transaminase f Transfer Transfer m transferrin Transferrin n [in der
T
Leber gebildetes Glykoprotein; Eiweißkörper im Blut, der Eisen binden kann] transfüzyon Transfusion f transkütan transkutan transnasal transnasal transpirasyon Transpiration f [Schwitzen] transplantasyon Transplantation f transplantasyon yasası Transplantationsgesetz n transplantat Transplantat n transplante etmek transplantieren transseksüelite Transsexualität f [vollständige Identifizierung eines
Menschen mit dem anderen Geschlecht] transudat Transsudat n [Ansammlung von nicht entzündlichen Flüssigkeiten in Körperhöhlen] transuretral transurethral [über oder durch die Harnröhre] transvajinal transvaginal transvestit Transvestit m traumatojen traumatogen travma Trauma n travma şoku traumatischer Schock m travmatik traumatisch tremor Tremor m [Zittern] trepanasyon Trepanation f [Schädeldeckenöffnung] trigliserid Triglyzerid n tripleji Triplegie f [Lähmung von drei Extremitäten] tripsin Trypsin n [Verdauungsenzym] tripsinojen Trypsinogen n [Vorstufe von Trypsin] triseps Trizeps m trisomi Trisomie f [Chromosomenanomalie, Mongolismus] trokar Trokar m [Instrument bei der Punktion] trombektomi Thrombektomie f [operatives Entfernen eines Blutpfropfs] tromboliz Thrombolyse f trombositler Thrombozyten pl tromboz Thrombose f [Bildung von Blutgerinnseln und festen Pfropfen in Gefäßen] tromboz çorabı Thrombosestrumpf m tropika hastalığı Tropenkrankheit f tubulus Tubulus m turba Moor n turba banyosu Moorbad n tutarlı konsequent tuvalet Toilette f tuvalet alıştırması Toilettentraining n
tümör hastalığı tuvalet kağıdı Toilettenpapier n tuz Salz n tuz içeriği Salzgehalt m tuz ihtiyacı Salzbedarf m tuzlu salzig tuzruhu Salzsäure f tuzsuz salzfrei tüberkoloz Tuberkulose f [Schwind-
sucht; chronisch verlaufende Infektionskrankheit, die durch Tröpfcheninfektion übertragen wird] tükrük Speichel m [Spucke]
211
tükrük bezi Speicheldrüse f tükrük incelenmesi Sputumunter-
suchung f tükrük kabı Sputumbecher m tükürmek ausspucken tülbent Mull m tülbent bezi Mullkompresse f tülbent sargısı Mullbinde f tülbent tamponu Mulltupfer m tümör Tumor m [Geschwulst] tümör hastalığı Tumorerkrankung f
T
212
uçma korkusu uterus atrofisi Uterusatrophie f
U uçma korkusu Flugangst f uçuk Herpes m ulkus Ulcus n [Geschwür] ulkus duodeni Ulcus duodeni n
U
[Zwölffingerdarmgeschwür] ulkus hastalığı Ulkuskrankheit f ulkus karsinomu Ulkuskarzinom n ulkus kruris Ulcus cruris n [Fußgeschwür] ulkus perforasyonu Ulkusperforation f ulkus ventrikuli Ulcus ventriculi n [Magengeschwür] ulna Ulna f [Elle] ulna fraktürü Ulnafraktur f ultrason Ultraschall m ultrason muayenesi Ultraschalluntersuchung f ultrasonografi Ultraschalluntersuchung f [Sonographie] ultraviole ultraviolett ultraviole ışınları Ultraviolettstrahlen pl ultraviole terapisi Ultravioletttherapie f umut Hoffnung f umutlu hoffnungsvoll umutsuz hoffnungslos umutsuzluk Hoffnungslosigkeit f unutkanlık Gedächtnisschwäche f [Vergesslichkeit] unutmak vergessen ur Tumor m [Wucherung, Geschwulst] utanmak schämen uterus Uterus m [Gebärmutter]
[Rückbildung der Gebärmutter] uterus karsinomu Uteruskarzinom n
[Gebärmutterkarzinom] uterus miyomu Uterusmyom n uterus polipi Uteruspolyp m uterus rüptürü Uterusruptur f [Ge-
bärmutterriss] uvula Uvula f [Gaumenzäpfchen] uvulektomi Uvulektomie f [operative
Zäpfchenentfernung] uyandırmak erwecken [aufwecken] uyanık wach uyanmak erwachen [aufwachen] uyarı Ermahnung f uyarılır reizbar, erregbar uyarım Reizung m [Erregung, Stimu-
lation] uygulama Durchführung f uygun geeignet uyku Schlaf m uyku alışkanlığı Schlafgewohnheit f uyku bozukluğu Schlafstörung f uyku düşkünlüğü Schlafsucht f uyku hapı Schlaftablette f uyku hastalığı Schlafkrankheit f uyku ilacı Schlafmittel n uyku süreci Schlafdauer f uyku tedavisi Schlafbehandlung f uyku terapisi Schlaftherapie f uykusuz schlaflos uykusuzluk Schlaflosigkeit f uykuya dalmak einschlafen uyluk Oberschenkel m uyluk kafası fraktürü Oberschenkel-
halsfraktur f uyluk kafasının kırılması Oberschen-
kelhalsbruch m uyluk kemiği Oberschenkelknochen m uyluk kemiği protezi Hüftgelenkspro-
these f uyum sağlama Anpassung f
uzun süreli test uyum sağlama kabiliyeti Anpas-
sungsfähigkeit f uyumak schlafen uyurgezerlik schlafwandeln uyuşkan verträglich uyuşkan olmayan unverträglich uyuşma Taubheit f uyuşturmak betäuben uyuşturucu madde Rauschgift n [Betäubungsmittel] uyuşturucu madde bağımlılığı
213
uyuşuk taub [für Gliedmaßen] uyuz Krätze f uyuz böceği Milbe f uyuz böceği alerjisi Milbenallergie f uzağı görememe Kurzsichtigkeit f uzman Fachmann m [Spezialist] uzman doktor Facharzt m uzun süre etkili insülin Langzeit-
insulin n uzun süreli terapi Langzeittherapie f uzun süreli test Langzeittest m
Rauschgiftsucht f uyuşturucu madde bağımlısı rausch-
giftsüchtig
U
214
üç üreterit Ureteritis f [Harnleiter-
Ü üç drei üçüz Drilling m üflemek pusten ülser Geschwür n [Ulkus] ülserasyon Ulzeration f [Geschwür-
bildung] ümit Hoffnung f [Zuversicht] ümit verici aussichtsreich ümitli hoffnungsvoll [erwartungsvoll] ümitsiz hoffnungslos [aussichtslos,
verzweifelt] ümitsizliğe düşmek verzweifeln ümitsizlik Hoffnungslosigkeit f ünite Einheit f üniversite Universität f üniversite hastanesi Universitäts-
krankenhaus n üre Harnstoff m üre taşı Harnsäurestein m üreme Fortpflanzung f üreme organları Fortpflanzungs-
organe pl üremek fortpflanzen üremi Urämie f [Harnvergiftung] üremik urämisch üreter Ureter m [Harnleiter] üreter stenozu Ureterstenose f
[Harnleiterstenose]
Ü
entzündung] üretra Urethra f [Harnröhre] üretrosistit Urethrozystitis f [Ent-
zündung von Harnblase und Harnröhre] üretroskopi Urethroskopie f [endoskopische Untersuchung der Harnröhre] üretrotomi Urethrotomie f [Harnröhreneröffnung] ürik asit Harnsäure ürogenital urogenital [Harn- und Geschlechtsorgane betreffend] ürografi Urographie f [Röntgenuntersuchung der Nieren, der ableitenden Harnwege und der Blase] ürolitiyaz Urolithiasis f [Nieren und Harnleitersteine] ürolog Urologe m üroloji Urologie f ürpermek zusammenzucken üsçene Oberkiefer m üsçene kırığı Oberkieferbruch m üst dudak Oberlippe f üst karın Oberbauch m üstkol Oberarm m üstkol fraktürü Oberarmfraktur f üstkol kemiği Oberarmknochen m üstkol kırığı Oberarmbruch m üstkol pazısı Oberarmmuskel m üşümek frieren üzülmek traurig sein
virüs
215
vazektomi Vasektomie f [Entfernung
V
des Samenleiters] vazelin Vaseline f vazife Pflicht f vazodilatasyon Vasodilatation f
[Gefäßerweiterung] vagotomi Vagotomie f [Durchtren-
nung des Vagusnervs bei Magenund Zwölffingerdarmgeschwür, um die Magensäureproduktion zu hemmen] vagus Vagus m [Hauptnerv des parasympathischen Systems] vajina Vagina f [Scheide] vajinal vaginal [zur Scheide gehörend] vajinal mikozu Vaginalmykose f vajinit Vaginitis f [Entzündung der Scheide] vajinoplasti Vaginoplastik f vakitsiz doğum Frühgeburt f vaksinasyon Vakzination f [Schutzimpfung jeglicher Art] vakum Vakuum n [Unterdruck] vakum pompası Vakuumpumpe f valeryan Baldrian m valvotomi Valvotomie f [Spaltung der Herzklappen] valvulit Valvulitis f [Entzündung der Herzklappen] var olmak existieren vardiya Schichtarbeit f varikosel Varikozele f [Krampfaderbruch im Hoden] varikoz Varikose f varis Varize f [Krampfader] varis çorabı Stützstrumpf m vasektomi Vasektomie f [Sterilisation des Mannes] vasiyetname Testament n vaskülit Vaskulitis f [Gefäßentzündung]
vazodilatör Vasodilatator m vazografi Vasographie f [Röntgenkon-
trastdarstellung von Gefäßen] vazokonstriksiyon Vasokonstriktion
f [Gefäßverengung] vazokonstriktör Vasokonstriktor m vazomotorik vasomotorisch vazotomi Vasotomie f [Samenleiter-
durchtrennung] veba hastalığı Pest f veba mikrobu Pesterreger m vebalı pestkrank veda Abschied m vefat etmek sterben vejeteryan Vegetarier m vekaletname Vollmacht f ven Vene f ven basıncı Venendruck m ven iltihabı Venenentzündung f ven kateteri Venenkatheter m ven trombozu Venenthrombose f venektomie Venektomie f [operative
Entfernung einer Vene] venöz venös [Belüftung] ventilasyon Ventilation f ventilasyon bozukluğu Ventilations-
störung f verem hastalığı Tuberkulose f veremli tuberkulös veriler Daten pl vertigo Vertigo f [Schwindel, Gleich-
gewichtsstörungen] vicdan Gewissen n viremi Virämie f [Vorkommen von
Viren im Blut] virüs Virus n
V
216
V
virüs enfeksiyonu virüs enfeksiyonu Virusinfektion f virüs hastalığı Viruserkrankung f viskosite Viskosität f vital vital vital göstergeler Vitalzeichen pl vitalite Vitalität f vitamin Vitamin n vitamin eksikliği Vitaminmangel m vitamin eksikliği hastalığı
vücuda sürülen ilaç Einreibemittel n vücudun bir tarafının felç olması
Vitaminmangelkrankheit f vitamini az vitaminarm vitaminli vitaminhaltig vitrin hastalığı Schaufensterkrankheit f vizit Visite f volüm Volumen n vulva Vulva f [äußere weibliche Geschlechtsteile] vulva karsinomu Vulvakarzinom n vulvektomi Vulvektomie f [operative Entfernung der Vulva] vulvit Vulvitis f [Entzündung der Vulva] vulvovajinit Vulvovaginitis f [Entzündung von Vulva und Scheide]
vücut direnci Abwehrkraft f vücut duruşu Körperhaltung f vücut ısısı Körpertemperatur f vücut ısısının normalin altına düşmesi Unterkühlung f vücut kitle indeksi Body Mass Index
Halbseitenlähmung f vücut Körper m vücut ağırlığı Körpergewicht n vücut ağrıları Gliederschmerzen pl vücut bakımı Körperpflege f vücut denge bozukluğu Gleichge-
wichtsstörung f
m [BMI] vücut kuvveti Körperkraft f vücut sıvısı Körperflüssigkeit f vücut teması Körperkontakt m vücut üst kısmı Oberkörper m vücut üst kısmının yükseltilmesi
Oberkörperhochlagerung f vücut yapısı Körperbau m
yasak
Y yaban arısının sokması Wespenstich m yabancı madde Fremdkörper m yağ Fett n yağ (sıvı) Öl n yağ asidi Fettsäure f yağ bezi Talgdrüse f yağ dokusu Fettgewebe n yağ embolisi Fettembolie f [Eindrin-
gen von feinen Fetttröpfchen in die Blutbahn] yağ hücreleri Fettzellen pl yağ içeriği Fettgehalt m yağ metabolizma bozukluğu Fettstoffwechselstörung f [krankhafte Veränderung der Fettzusammensetzung mit Erhöhung oder Erniedrigung einzelner Fettbestandteile im Blut] yağ metabolizması Fettstoffwechsel m yağ tabakası Fettschicht f yağımsı fettartig yağlı fettig yağlı gıdalar fetthaltige Nahrungsmittel pl yağsız fettfrei yakın hedef Nahziel n yakınmak klagen [sich beklagen] yalınayak barfuß yalnız einsam yalnızlık Einsamkeit f yan böbrek üstü ağrısı Flankenschmerzen pl yan etki Nebenwirkung f yan yatırılış Seitenlage f yanak Wange f [Backe]
217
yanak çukuru Wangengrübchen n yanık Verbrennung f yanık kabarcığı Brandblase f yanık kremi Brandsalbe f yanık sargısı Brandbinde f yanık yarası Brandwunde f yanlış (hatalı) falsch yanlış tedavi falsche Behandlung f yanlış teşhis Fehldiagnose f yanma Verbrennung f yanmak brennen yapay anüs künstlicher Darm-
ausgang m yapay beslenme künstliche Ernäh-
rung f yapay tatlandırıcı Zuckeraustausch-
stoff m yara Wunde f yara bakımı Wundbehandlung f yara çengeli Wundklammer f yara izi Narbe f yara kabuğu Wundschorf m yara melhemi Wundsalbe f yaralanabilir verletzbar yaralanma Verletzung f yaralanmamış unverletzt yaranın gözlemlenmesi Wundbe-
obachtung f yaranın iyileşmesi Wundheilung f yaranın yaptığı ateş Wundfieber n yarayı temizleme Wundspülung f yardım Hilfe f yardım etmek helfen yardıma muhtaç hilfsbedürftig yardımcı hilfreich [Helfer] yardımcı alet Hilfsmittel n yardımcı eleman Hilfskraft f yardımcı madde Hilfsstoff m yas Trauer f yas süreci Trauerphase f yasa Gesetz n yasak verboten [untersagt]
Y
218
yastık yastık Kissen n yaş Alter n yaşam tarzı Lebensweise f yaşama isteği Lebenswille m yaşama işareti Lebenszeichen n yaşamak leben yaşamaya devam etmek fortleben yaşlanma belirtisi Alterserscheinung f yaşlanma süresi Alterungsprozess m yaşlanmak altern yaşlılar evi Altersheim n yaşlıların buluşma yeri Altentreff m yaşlılık hastalığı Alterskrankheit f yaşlılık ile ortaya çıkan diyabet hastalığı Altersdiabetes m yaşlılık sigortası Altersversicherung f yata yata arkası açılmak wund liegen yatağa bağımlı bettlägerig yatak Bett n yatak çarşafı Bettzeug n yatak istirahati Bettruhe f yatak kenarı Bettkante f yatak lazımlığı Steckbecken n yatırmak hinlegen yatıştırıcı ilaç Beruhigungsmittel n yatıştırma Beruhigung f yatıştırmak beruhigen [besänftigen] yatmak liegen yavaş langsam yazma krampı Schreibkrampf m yazmak schreiben yedi sieben yel Blähungen pl yeme davranışı Essverhalten n yemek Essen n [Speise] yemek borusu Speiseröhre f yemek borusu kanseri Speiseröhren-
krebs m yemek borusu stenozu Speiseröhren-
Y
stenose f yemek verme Essen reichen yemek yapmak Essen zubereiten
yemek yedirmek füttern yemek yeme egzersizleri Esstraining n yemek yemek essen yeni dünyaya gelen Neugeborene n yeni kayıt Neuaufnahme f yeniden canlandırma Wiederbele-
bung f yıkama malzemesi Waschutensilien pl yıkamak waschen yıkılmak zusammenbrechen yıl Jahr n yılan zehiri Schlangengift n yılancık Wundrose f [Erysipel] yiyecek maddesi Nahrungsmittel n yoga Yoga n yoğun intensiv yoğun bakım Intensivpflege f yoğun bakım hemşiresi Intensiv-
schwester f yoğun bakım servisi Intensivstation f yoğunlaştırılmış insülin tedavisi in-
tensivierte Insulintherapie f yoklamak abtasten yorgan Bettdecke f yorgun müde yorgun argın todmüde yorgunluk Ermüdung f [Abgeschlagen-
heit] yormak ermüden yorucu ermüdend [anstrengend] yo-yo efekti Jo-Jo-Effekt m yudum Schluck m yumruk Faust f yumurta kanalı Eileiter m yumurta kanalı hamileliği Eileiter-
schwangerschaft f [Einnisten einer befruchteten Eizelle im Eileiter statt in der Gebärmutter] yumurta kanalı iltihaplanması Eileiterentzündung f yumurta kanalı kanseri Eileiterkrebs m yumurtacık Eizelle f
yüzüne öksürmek yumurtalık Eierstock m yumurtalık iltihabı Eierstockentzün-
dung f yumuşak weich yumuşak yatırılış Weichlagerung f yumuşatmak aufweichen yurt Heim n yutma bozukluğu Schluckstörung f yutma güçlüğü Schluckstörung f yutmak schlucken yükleme Belastung f yüklemeli EKG Belastungs-EKG n yüksek dereceli hochgradig yüksek kan basıncı erhöhter Blut-
druck m yüksek kan gazları erhöhte Blutgase pl yüksek kan şekeri erhöhter Blutzu-
cker m
219
yüksek kan yağları erhöhte Blutfette pl yüksek nabız erhöhter Puls m [Tachy-
kardie] yüksek tansiyon Bluthochdruck m yüksek tansiyon hastalığı Hoch-
druckkrankheit f yürüme alıştırması Gehtraining n yürümek gehen [sich fortbewegen] yürümeye yardımcı alet Gehhilfe f yüz Gesicht n yüz çizgileri Gesichtszüge pl yüz felçi Gesichtslähmung f yüz kası Gesichtsmuskel m yüz masajı Gesichtsmassage f yüz siması Gesichtsausdruck m yüzey Oberfläche f yüzü koyun yatırma Bauchlage f yüzüne öksürmek anhusten
Y
220
zar
Z zar Membran f [Häutchen] zararsız harmlos [unschädlich] zatürree Lungenentzündung f zayıf mager [dürr, schwach] zayıflama rejimi Abmagerungskur f zayıflamak abnehmen zehir Gift n zehir yutmak Gift schlucken zehirlemek vergiften zehirlenme Vergiftung f [Intoxika-
tion] zehirli giftig zehirli gaz Giftgas n zehirsizlendirmek entgiften zeka Intelligenz f
Z
zeka testi Intelligenztest m zeki intelligent zevk Genuss n zihin Geist m zihinsel geistig zihinsel sakatlık geistige Behinde-
rung f zil Klingel f zil düğmesi Klingelknopf m ziyafet Festessen n ziyaret Besuch m ziyaret etmek besuchen ziyaretçi Besucher m ziyaretçi bekleme odası Besucher-
warteraum m ziyaretçi listesi Besucherliste f ziyaretçi park yeri Besucherpark-
platz m ziyaretçi zamanı Besuchszeit f zona hastalığı Gürtelrose f zor schwierig zoraki Widerwille m [unwillig]
Anhang
Hinweise zur Aussprache
Die Aussprache folgender Buchstaben ist im Türkischen anders als im Deutschen: ş: wie [sch] ğ: wie [j] c: [dsch] wie in Dschungel ç: [tsch] wie in klatschen ı: ähnlich lautendes [e] wie in Blume
Weiterführende Literatur
Reuter, P (2004) Springer Lexikon Medizin. Springer-Verlag, Berlin Heidelberg New York Reuter, P (2001) Springer Taschenwörterbuch Medizin. Springer-Verlag, Berlin Heidelberg New York Reuter, P (2005) Springer Wörterbuch Medizin, 2. Auflage. Springer-Verlag, Berlin Heidelberg New York
Über den Autor
Hüseyin Kavala, geb. 1964 ist Krankenpfleger türkischer Abstammung mit langjähriger Erfahrung in der Intensivmedizin, Dialyse und Diabetesberatung. Sein Interesse gilt der Aufklärung und Unterstützung türkischer Patienten im deutschen Gesundheitswesen.
Hüseyin Kavala, 1964 doğumlu olup klinik yoğun bakım, diyaliz ve diyabet danışmanlığı alanlarında uzun yıllar tecrübe toplamış, uzmanlaşmış bir Türk hemşiresidir. Alman sağlık sektörüyle ilgisi bulunan Türk hastaları bilgilendirmek ve onları desteklemek, ana hedefidir.