Yaşamla Ölüm Arasında Gazze: Dünden Bugüne Filistin Sorunu
 9789756165478 [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

DÜNDEN BUGUNE FİLİSTİN SORUNU b g S t YAYINLARI

YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA GAZZE Dünden Bugüne Filistin Sorunu Noam Chomsky Han Pappe Editör: Frank Barat

b g s t Yayınları-45 Düşünce Dizisi-17 Yaşamla Ölüm Arasında Gazze Dünden Bugüne Filistin Sorunu Noam Chomsky, İlan Pappe Editör: Frank Barat "Gaza in Crisis: Reflections on Israel’s War Against the Palestinians” Haymarket Books, Chicago (2010) Türkçesi: Taylan Doğan, Ali Kerem Saysel © Noam Chomsky, İlan Pappe Birinci Basım İstanbul, Ekim 2011 © b g s t Yayınları Yayına Hazırlayanlar: Sezin Gündoğan, Nuri Ersoy Türkçe Düzelti: Sibel Neslişah Hazar Kapak Tasarımı-. Savaş Yıldırım Kapak Fotoğrafı: Shamal Jabalia, Gazze Şeridi © Lalage Snow/Corbis Mizanpaj: Kâni Kumanovalı Baskı-, tmak Ofset. Yenibosna/lstanbul 0212 656 49 97 ISBN: 978-975-6165-47-8 Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu Tomtom Mah. Kaymakam Reşat Bey Sok. 9/3 Beyoğlu/İstanbul 0212 25119 21 www.bgst.org bgstyayinlarisbgst.org

YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA GAZZE Dünden Bugüne Filistin Sorunu Noam Chomsky Han Pappe Editör: Frank Barat Türkçesi: Taylan Doğan, Ali Kerem Saysel

Noam Chomsky: Çağımızın en önem li m uhalif en tele k tü e llerin ­ den birisi olan Noam Chom sky, 1928’de A m erika'da doğdu. Dil­ bilim, m atem atik v e felse fe eğitimi gördü. 1955'te Pen nsylvania Ü n iversitesi’n den doktorasını aldı v e M assachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) ders ve rm ey e başladı. Halen MIT Dilbilim v e Felsefe bölüm ünde Emeritüs Enstitü Profesörüdür. 1955'te hazır­ ladığı do kto ra tezinin bulgularından h a rek etle i957’de yayım ladığı S y n ta ctic S tru ctu re s'ın ISözdizimsel Yapılar], dilbilim alanında bir devrim yarattığı kabul edilm ektedir. Chom sky, insan yaşam ının her alanındaki özgürleşm e so ru n la ­ rı hakkında v e özellikle ABD’nin dış politikası üzerine ço k sa y ı­ da etkili p olitik çalışm aya imza atm ıştır. T ürkiye'de yayım lanan eserlerin d en bazıları şunlardır: K a der Üçgeni (çev. Bahadır Sina Şener, İletişim Yayınları, 1993), Dit ve Zihin (çev. A hm et Kocam an, A yraç Y ayınevi, 2001), A m erika n M ü d a h a leciliğ i (çev. T aylan D o­ ğan v e Barış Zeren, Aram Yayıncılık, 2001), M edya Gerçeği (çev. Osm an A kınhay v e A bdullah Yılm az, Everest Yayınları, 2002), 11 C ylül ve Sonrası: D ünya Nereye G idiyor? (çev. Nuri Ersoy, vd., Aram Yayıncılık, 2002), İ m a n Doğan: ik tid a ra Karşı A d a le t (M. Fou-cault ile birlikte, çev. T un cay Birkan, bgst Yayınları, 2005), Rı­ z a n ın İm a la tı (Edward S. Herman ile birlikte, çev. Ender A badoğlu, Aram Yayıncılık, 2006), D em okrasi ve Eğitim (ed. C. P. Otero, çev. Ender A badoğlu, vd., bgst Yayınları, 2007), T ehlikeli Güç (çev. Y avuz A logan, İthaki Yayınları, 2007), M ü d a h a le le r (çev. T aylan Doğan, Nuri Ersoy, bgst Yayınları, 2008), Bilgi Sorun la rı ve Dil: M a n a g u a D ersleri (çev. V eysel Kılıç, bgst Y ayınları, 2009), İktid a­ rı A n la m a k (ed. P eter R. M itchell v e John Schoeffel, çev. T aylan Doğan, bgst Yayınları, 2010).

Han Pappé: E xeter Ü n iversitesi'nde (Birleşik Krallık) tarih p ro ­ fesörü o lan ilan Pappé 1954 yılında İsrail’de doğdu. İsrail p arla­ m ento seçim lerin e katılan Hadash P artisi’nin (Barış v e Eşitlik için D em okratik Cephe) ö n d e gelen ü y elerin d en birisi oldu v e 1996 ve 1999 seçim lerin e parti adayı o larak katıldı. Pappé, 1948'de İsrail’in kuruluşunun v e 700.000 Filistinlinin topraklarından sürülm esinin tarihini m uhalif bir bakış açısıyla "yen iden yazan" İsrailli "yeni tarih çiler” kuşağındandır. Filistinlilerin sürülm esinin ö n ced en planlandığını ve ge rçe k te İsrail'in bir etn ik tem izlik suçu üzerine kurulduğunu ö n e sürm üştür. İsrail'e uluslararası akadem ik b o yko t uygulanm ası çağrısında bulunm uştur, ilan Pappé 2008'de İsrail'i terk etm ed en ö n ce İsrail p arlam entosun da kınandı v e bir bakan Pappé'nin ülkeden kovulm asını istedi. Birkaç kez ciddi ölüm te h ­ ditleri aldı. İlan P ap pé'n in yayım lanm ış olan kitaplarından bazıları şunlardır: The I ir a e l/ P a le itin e Q u e itio n (2007) [Israil-Filistin Sorunu], The € th n ic C le a m in s of¡ Pale& tine (2006) [Filistin’in Etnik Temizliği], The M o d e m M id d le S a i t (2005) [Türkçesi: M odem O rtadoğu, çev. Gül A tm aca, NTV Yayınları, 2011], A Hiótory o f M o d e m P a te n in e : O ne Land, Two Poepleâ (2003) [Türkçesi-. M odern Filistin Tarihi, çev. Nuri Plümer, Phoenix, 2007] ve B rita in a n d The A ra b -h r a e li C o n flict (1988) [Britanya v e A rap-lsrail İhtilafı], Frank Barat: İnsan hakları aktivisti olan Frank Barat Londra’da yaşıyor. Filistin Üzerine Russell M ahkem esi’nin koordinatörüdür. E lectronic intifada, CounterPunch, Z M a g a zin e, New In te m a tio n a liit, P a le itin e Chron icle, S ta te o f Nature'da, ayrıca başka w eb siteleri v e yayın organ larınd a yazıları yayım lanm ıştır.

J u lia n o M er K ham iô'in a n u ir ía (1958-2011)

Bu kitap, aşağıda isim lerini sıraladığım kişilerin yardım ı v e desteği olm asaydı var olam azdı: Y ıllar ö n ce gönderdiğim ilk e-p o stay a ceva p ve re n v e yıllar içinde ilettiğim sayısız e -p o stayı cevaplam ayı sürdüren Noam Chomsky, nasıl olup da bunu yapabildiğinizi hâlâ anlam ıyorum . Teşekkür ederim , ilan Pappe, kolaylıkla ulaşılabilir bir insan, harika bir konuşm acı olduğunuz ve ... aynı zam anda ço k sayıda e-postam ı cevapladığın ız için size de teşekkü r ederim . O lağanüstü bir ustalık ve azim le davrandığınız, ahlaki ilkelerinize bağlı kaldığınız ve gö ­ rüşlerinizi ö n e sürm ekle kalm ayıp p ratikte d e gereklerin i yerin e getirdiğiniz için her ikiniz de gerçek birer esin kaynağısınız. Kitabı bugünkü haline getirm em de bana yardım cı olduğu için Anth on y A rn ove'a teşekkü r ederim . Son notları araştırm aya yardım e d erken saatlerini harcayan Mikki Smith’e v e Jessie Kindig’e teşek­ kürlerim i sunuyorum . Bir m üsveddeyi kitaba dönüştürdüğü, yayına hazırlam a sürecini kolaylaştırdığı için Haym arket Y ayınları’ndan Dao T ran ’e m innettarım . M etni ayrıntılı o larak kontrol edip düzelt­ tiği için Caroline Luft'a teşekkür ederim. Y ıllarca bana can yo ldaşı olan erkek kardeşim Florent; onsuz bu kitap asla v a r olam azdı. Dostum H erve Landecker, beni her zaman güldürdüğün v e büyük bir "m enajer" olduğun için teşekkürler. Se­ n inle daha ö n ce tanışm ak isterdim , ama şu özd eyişteki gibi, "hiç o lm ayacağın a geç olm ası evladır". Maria, sö yleşilerd e bana yar-

dim ettiğin ve bu p ro jeye dön ük h eyecan ın ı hiç yitirm ediğin için sağol. 2007’de Chom sky ile yaptığım sö y le şiy e katkıların dan d o ­ layı Lambeth ve W an dsw orth Filistin D ayanışm a K am panyası’nın ü yelerin e teşekkü r ederim . Giriş bölüm ü hakkında yaptığı son d e ­ re ce yapıcı v e faydalı y o ru m lan ve son birkaç ayd a bana öğrettiği her şey için Uhti Ewa Jasiew icz’e ço k ço k teşekkü r ederim . Mae, Anne, Baba v e Fay, hep yanım da olduğunuz için teşekkürler. Jeanne, eğ er Tanrı olsaydı önü nd e diz çökü p ondan, sıra san a g e l­ diğinde hiç karışm am asını, saçının bir telin e bile dokunm am asını, seni olduğun gibi bırakm asını dilerdim . Son olarak, sabrı v e m etan eti için Filistin halkına v e onların e v ­ ren sel m ücadelesini d e ste k le ye n uluslararası insan hakları aktivistlerin e teşekkü r ederim . Siz bu dünyanın g e rçe k kahram an la­ rısınız.

13 18

G iriş 1. B ö lü m : Filistin’in Kaderi Noam Chom sky ile Söyleşi (2007)

36

2. B ö lü m : Tarihin D em etleri: ABD'nin Filistin Sorununa Müdahil Oluşu ilan Pappe

82

3 . B ö lü m : İnkâr Durumu: İsrail Tarihinde v e G ünüm üzde N akbah ilan Pappe

106

4 . B ö lü m : "Tüm Vahşileri İmha Edin”: G azze 2009 Noam Chom sky

165

5 . B ö lü m : T ek D evlete Dayalı Bir Çözüm H areketi İçin Plan: Sorunlu Bir Tarih ilan Pappe

ı8 g

6 . B ö lü m : Filistin'in G ettolaştırılm ası ilan Pappe v e Noam Chom sky ile Söyleşi

219

7. B ö lü m : G azze’nin Ölüm Tarlaları: 2004-2009 ilan Pappe

246

8. B ö lü m : Olası (Fakat G erçekleşm eyecek) Bir O rtadoğu Barışı Noam Chom sky

264

9. B ö lü m : Israil-Filistin İhtilafına Yeni Bir Bakış: Han Pappe ile Söyleşi (Mart 20u)

276

10. B ö lü m : Noam Chom sky Sanatçılar ve G azetecilerin Sorularını Yanıtlıyor (Mart 2011)

302

K ita p H a k k ın d a B ir N ot

303

Notlar

327

D izin

Noam Chom sky kendisin e gönderdiğim e-p o stay ı A ralık 2005’te c e ­ vapladığında, beş yıl sonra birlikte bir kitap üzerine çalışacağım ızı aklım a bile getirm ezdim . O tarihten sonra Chom sky e-postalarım ı v e sorularım ı cevaplam ayı sürdürdü v e yavaş y a v a ş düzenli bir "yazılı” ilişki geliştirm eye başladık. Bu ilk e-p o stad an birkaç yıl sonra Filistin sorunu hakkında farkındalık yaratm ak v e sorunu daha gen iş bir kitlenin gündem ine taşım ak için n ele r yap ılabileceğin i düşünürken, Chom sky’y e bir sö yleşi yap m ayı kabul edip etm eyeceğin i sordum . Kabul etti v e birkaç ay sonra yan ıtlarını gönderdi. Her zam an olduğu gibi y an ıt­ ları benim beklediğim den daha ayrıntılıydı v e dah a fazla ara ştır­ m aya dayanıyordu. Bu söyleşi çeşitli yayın larda v e w e b sitelerin d e yayım landı, gayet d e olum lu karşılandı. Bu sayed e sö yleşi form atının, çoğunlukla şirket tem elli v e kâr güdüm lü bir m edya sistem in den g elen m a­ lum ata bel bağlam ak zorunda kalan halkı, bilgi sahibi kılm ak ve eğitm ek için mükem m el bir yö n tem olduğunu gördüm. Başka bir sö yleşi daha yapm ayı düşü nm eye başlam ıştım . Ama bu kez daha farklı, etkileşim e dayalı bir ş e y yapm ak istiyordum . Ünlü İsrailli tarihçi İlan Pap pé'ye, P ro fesö r Chom sky ile o rta k bir söyleşiye/diyaloğa katılıp katılam ayacağını sordum . P appé kabul etti v e gen ellikle "İsrail-Filistin ihtilafı” d en ilen m e se ley e dair çeşitli

so run lar v e tem el başlıklar üzerine her ikisiyle birlikte çalışm aya başladım . Söyleşi tam am landığında, m uhtem elen şim diye kadar yap ılan ilk Chom sky-Pappé sö yleşisi olduğundan, ilkine gö re daha fazla y a ­ yın organında ve w e b sitesin d e yayım landı. Bu arada G ilíes M artin adında Belçikalı bir yayın cın ın dikkatini çekti v e onun tarafın dan Le Cham p d u p a s i b l e (Aden Editions, Kasım 2008) adıyla bir b roşür halind e yayım landı. A rdından broşürün İngilizce versiyo n u n u yayım lam a teklifi geldi. Fakat bunun için daha fazla çalışm aya ihtiyaç vardı. Ne türden bir kitap hazırlam ak istediğim i, am acının v e esasının n e olacağını d ü şü n m eye başladım . İstediğim en son şey, bu kitabı s a d e ce bir kitap yayım lam ış olm ak için yayım lam aktı. Bazıları istisnai n ite ­ likte olm akla birlikte, "İsrail-Filistin ihtilafı" hakkında halihazırda y ü zlerce kitap vardı, ö y le y se bu kitabı farklı kılan ne olacaktı? Bu soruyu cevap lam ak için kendim e şu soruyu sordum : "Niçin bu 'ih tila f’ bu kadar uzun sürdü, o n a kim son vereb ilir v e nasıl son v e re b ilir? ” Aklım a gelen ilk cevap lar, uzun sürm esinin sebebinin konu hakkındaki bilgisizlik olduğu, o na son v e re ce k olan ın halk olduğu, halkın d iren erek v e sessiz kalm ayı red d ed erek bu ihti­ lafı son a erd ireb ileceği oldu. Şuna samimi o larak inanıyorum ki O rtadoğu'nun bu bölgesin de yaşan an lara dair kam uoyu gereği gibi bilgilendirilm iş olsaydı, Filistin’de m eyd an a gelen şey ler asla bu kadar uzun sürm ezdi. Noam, İlan v e ben, kitapta "Filistin’in G ettolaştırılm ası’’ başlığını taşıyan d iyalo g üzerine çalıştık. Konuyu tüm y ö n le riy le anlatm aya

gayret ettik, bazı soruları düzelttik v e bazı yen i so ru lar ekledik. Bunların yan ı sıra ilan, İsrail-Filistin sorununun önem li v e ç h e le ­ rini e le alan birkaç m akale daha ekledi; Noam ise, şaşırtıcı ölçü d e çarpıcı bir çalışm a o lan "Tüm Vahşileri İmha Edin: G azze 2009" adlı m akalesini gözden geçirdi. S öyleşileri v e m akaleleri aynı kitapta bir araya getirm ek ön em ­ liydi. Etkileşimli o rta k sö y leşi/d iyalo g formu, bir y ö n ü yle, ara ş­ tırm aya dayan an analiz v e görüşleri h erk ese u la şab ile cek şekilde ifade e tm ek v e keşfetm ek için bir araçtır. Uzm anlık içeren bilgileri p aylaşm ak için e sn ek v e canlı bir vasıta sunar. Bu araştırm a a la ­ nının en saygın iki şah siyetiyle, A m erikalı bir p ro fesö r ve İsrailli bir tarihçiyle yap ılan bu söyleşi, m eselen in anlaşılm asındaki b o ş­ lukları doldurabilir v e gen iş bir kesim e ulaşabilir. Her iki söyleşi d e İsrail-Filistin sorun uyla ilgili çeşitli başlıkları e le aldığı gibi, yakınlarda İsrail tarafın dan "Özgürlük Filosu"na* yap ılan saldırı­ ya da değin iyor. Bu sö yleşilerin okurlara, birbiriyle bağdaşır ama yin e d e farklı iki görüşten y o la çıkarak kendi sonu çlarını çıkarm a imkânı vereceğin i um uyorum . Diğer yan d an te k yazarlı m akaleler, tarihteki belirli d ö n em leri ve o lay la rı y en i bir bakış açısıy la e le a la ra k kitabın dah a derinlikli bir analiz içerm esin i sağlıyo r. Bu analizler, sü reç içinde, o k u r­ ların (hatta e p e y c e bilgisi o lan ların bile) benim sedikleri gö rü ş­ leri sorgulam aların a yol a ça ca k türden , ilan P a p p e'n in seçilm iş m akaleleri günüm üzde Filistin'i an lam ak bakım ından kritik olan Gazze'ye insanı yardım götüren, aralarında 31 Mayıs 2010'da uluslararası su­ larda İsrail askerlerinin baskınına uğrayan Mavi Marmara gemisinin de bu­ lunduğu yardım filosu kast ediliyor, -y .h .n .

gerekli tarih sel arka planı sağlıyor. Birinci v e üçüncü bölüm ­ lerd e ilan Pappe, ABD’nin Filistin sorun un a m üdahil oluşunun tarihse] gelişim ini in celiyo r, (A rapçada "felaket" d em ek olan) N a k b a h ’ı inkâr etm en in İsrail açısın dan taşıdığı önem i irdeliyor. N a k b a h 'm anlaşılm ası, F ilistin -lsrail tarihin in anlaşılm ası açısın ­ dan ço k önem li. Dördüncü bölüm , Chom sky’nin harikulade m akalesi ”Tüm Vahşi­ leri İmha Edin: G azze 2009"un gü ncellen m iş haline y e r veriyor. Çığır açıcı n itelikteki bu m akale ö n celikle A ralık 2008-Ocak 2009 arasın da İsrail’in G azze’y e y ö n e lik saldırısına odaklanıyor; fakat bir yan d an İsrail’in Birleşik D evletler v e A vrup a'yla ilişkilerinin, diğer yan dan da A rap ü lkelerin deki toplum sal v e askeri direnişin rolü nü kapsam lı şekilde analiz ediyor. Beşinci v e yedin ci bölüm lerde P a p p e'y e geri dönüyoruz. P appe bu bölüm lerde te k d e vle ti h e d efle ye n hareketin gelişim inin haritası­ nı çıkarıyor v e son o larak İsrail ordusunun G azze’deki katliam la­ rına giden süreci e le alıyor. Bu m akaleler, İsrail tarafın dan sun u­ lan an latıya a lte rn a tif bir anlatı sunuyor; bu anlatının, insanların " ih tila fı zihinlerinde yen i bir çe rç e v e y e kavuşturm asına yardım cı o lacağın a em inim . Kitap, Chom sky'nin barış süreci üzerine son dö n em de geliştirdiği dü şü n celeriyle son a eriy o r.”

*

Editör Frank Barat'ın 2010'daki ilk baskısından sonra kitabı güncellemek amacıyla İlan Pappe’y le yaptığı "İsrail-Filistin ihtilafına Yeni Bir Bakış" baş­ lıklı söyleşi ve 10 Mart 2011 tarihinde Noam Chomsky ile yaptığı söyleşi, 9. ve 10. bölümler olarak Türkçe baskıya eklenmiştir. Sonradan eklenen bu iki bölüm, İsrail-Filistin sorununa ilişkin sonraki gelişmeleri ve "Arap Baharı”nın soruna yönelik olası etkilerini içermektedir, -y.h .n .

Bu kitabın, bugünü daha iyi görebilm ek v e adaleti tem el alan bir g e lece k inşa edebilm ek için geçm işin o rtaya çıkarılm asında bir reh ber o larak kullanılabilm esini um uyorum ; insan haklarının h e r­ kes için geçerli kılındığı, ad aletin y en id en tesis edildiği bir g e le ce k için. Frank Barat, Temm uz 2010, Londra

FİLİSTİN'İN KADERİ: NOAM CHOMSKY İLE SÖYLEŞİ (2007) G a zze’n in d u ru m u h a k k ın d a n e d ü şü n ü y o r d u n u z ? B ugünkü durum , F ilistin y ö n e tim i’n in s o n u n u n geld iğini gösteriyor o la ­ b ilir m i? Ö ncelikle bugüne kadar o lan lara bakalım . O cak 2006'dan başlayalım . Bu tarihte Filistinliler bir seçim e ka­ tıldılar; ABD’nin seçim i kendi gözdesi -M a h m u d A bbas v e lideri olduğu El Fetih Partisi— leh in e çevirm e gayretin e rağm en, ulus­ lararası gözlem ciler seçim in özgür v e adil olduğunu belirtm işler­ di. Am a Filistinliler, Batılı stan d artlara gö re ağır bir suç işlediler. Oylarını "yanlış ta ra fa ” verd iler. Birleşik D evletler, Filistinlileri bu kabahatlerin den dolayı cezalan dıran İsrail’in yan ın da yerini hem en aldı v e A vrupa her zam anki gibi sessiz kaldı. Filistinlilerin bu "yanlış davran ışlarına" gö sterilen tep kid e bir tuhaflık yoktu. Bütün sam im iyetleriyle acılar içindeki b ir dün yaya - b e lk i birazcık aşırıya k a ç a r a k - dem okrasi getirm eye kendilerini adadıkları için liderlerim izi selam lam am ız gerekse de, "dem okrasiyi ilerletm e”* m isyonunun daha ciddi uzm anları ve savun ucuları bütün ABD yölng. dem ocracy promotion. ABD'nin bazı ülkelerde rejim değişikliği gerçek­ leştirmek için kendine biçtiği misyon. Irak’ta kitle imha silahları olmadığı ortaya çıktığında bunun ülkeyi işgal etmek için bir bahane olarak geçerliliği olmadığını gören ABD, bu ülkede demokrasiyi ilerletm ek için işgale giriştiğini ön e sürmüştü, -y.h .n .

n etim lerind e m evcut "güçlü bir süreklilik çizgisi" olduğunu kabul ediyorlar: Birleşik D evletler dem okrasiyi, an cak v e a n ca k kendi stratejik v e ekonom ik çıkarların a uygun d üşü yorsa d e ste k le r.1 Kı­ sacası, dürüstçe d eğerlen dirild iğind e p ro je tam bir sinizm örneği. ABD’nin planları çoğu zam an dem okrasiyi ilerletm e değil e n g el­ lem e tasarısı o larak tanım lanm alı. Bu durum Filistin ö rn eğind e çarpıcı şek ild e kendini gösteriyor. Filistinliler yan lış tarafa o y verm e suçunu işledikleri için ağır ş e ­ kilde cezalandırıldılar. İsrail, daimi bir ABD d esteğiyle, G azze'ye uyguladığı şiddeti artırdı, yasal o larak Filistin Yön etim i'n e iletm ek zorunda olduğu fonlara el koydu, kuşatm asını sıkılaştırdı, hatta G azze Şeridi'nin kurak topraklarına giden suyu keyfi olarak, y a l­ nızca gaddarlıktan kesti. 25 Haziran 2006'da Onbaşı G ilad Şalit’in kaçırılm asından sonra İsrail’in saldırıları daha da ağırlaştı. Şalit'in e le geçirilm esi Batı'da büyük bir su ç o larak nitelendirilm işti. Bu da tam bir sinizm örneğiydi. Halbuki yaln ızca bir gün ö n ce İsrail G azze’de iki sivili kaçırm ış v e onları İsrail'e gönderm işti. Bir a s ­ kerin e le geçirilm esinden ço k daha ağır o lan bu suçu İsrail her zam anki gibi uluslararası hukuku çiğ n e ye re k işlem işti. M uhtem e­ len bu kişiler, İsrail’in herhangi bir suçlam a olm aksızın a lık o yd u ­ ğu, do layısıyla aslında kaçırdığı y ak laşık bin m ahpusun yan ın a kon dular.2 Bu gelişm eler Batı'da, m ırıldanm anın ö tesin e geçen herhangi bir tep kiye layık görülm edi. Burada çirkin ayrıntıları sıralam aya g e re k yok, fakat ABD -lsrail”, Hamas’a G azze’yi yö n etm e şansını verm em ek için gereken her şeyi yaptı. R eddiyeci kam pın iki lideri, Hamas’ın iki d evletli çö-

Chomsky, İsrail’in ABD'den bağımsız bir varlığı olamayacağını düşündüğü için bu İkiliyi ABD-İsrail olarak adlandırıyor, -y.h .n .

züm e dayalı uluslararası ko n sen süs üzerind en m üzakere e d ile ­ bilm esi için yap tığı uzun süreli ateşkes çağrısını e lb e tte anında reddetti. ABD v e İsrail, otuz yıldan fazla bir zam andır iki kafadar o larak yaptıkları gibi, e n d e r olu şan geçici kararsızlıklar dışında bu çözüm ü de reddediyorlar. Bu esn ada, arada biraz sızlanm asına rağm en her zam an ABD’nin kararlı desteğini, bir göz kırpışıyla da bol kese fonları alan İsrail, Batı Şeria’da giderek küçülen Filistin kantonlarını ilhak etm e, p ar­ çalam a v e hap setm e program larını hızlandırdı. Varlığını sürdüre­ bilece k bir Filistin d evletin in sonu anlam ına gelen bu program lar, Başbakan Ehud O lm ert’in "birleştirm e" program ıyla* resm iyet ka­ zanm ıştı. Bu program , "Büyük İsrail" yanlısı fundam entalistlerin taleplerin i karşılam adığı için B atı’da "ılımlı" bulunm uş v e büyük bir co şku yla karşılanm ıştı. Kısa süre için de program dan "fazlasıyla ılım lı” olduğu g e rek çesiyle vazgeçildi v e Batılı ikiyüzlüler bu du­ rumu tasvip etm ediklerini kısaca b e lin s e le r d e her zam anki gibi an layış gösterdiler. İstenm eyen bir hüküm eti devirm enin stan dart bir p rosedü rü v a r­ dır-. Askeri bir d a rb e y e hazırlık için askeriyeyi silahlandırm ak. ABD-İsrail de sandıkta kaybettiğin i güç kullan arak geri alm ası için El Fetih'i silahlandırıp e ğ iterek bu gelen ek sel planı benim sedi.

*

Ing. convergence plan. 2006 yılındaki seçim kampanyası sırasında Ehud Olmert, Batı Şeria'daki yerleşim lerin boşaltılarak 1967 öncesi sınırları belir­ leyen Yeşil Hat yakınlarında yeniden kurulmaları önerisini bir propaganda malzemesi olarak kullandı, ancak 2006'daki Lübnan Savaşı sonrasında bu planın uygulanamayacağını ilan etti. Aslında bu planın Batı Şeria’dan tam bir çekilme planı olmadığı, İsrail’in yoğun Filistinli nüfusa sahip, kontrol edem e­ diği bölgelerden çekilerek bazı bölgelerde yerleşimleri yoğunlaştırmak iste­ diği öne sürülüyor, -y.h .n .

Birleşik D evletler bir yan dan da gücü kendi e lin d e toplam ası için Mahmud A b b as’ı teşv ik etti. Bunlar, başkan lık diktatörlüğü nü s a ­ vu nan Bush yön etim in e gö re e p e y ce m akul adım lar. Dörtlünün" geri kalanına baktığım ızda, Rusya'nın bu türden girişim lere karşı ilkesel bir itirazı yok, Birleşm iş M illetler (BM), E fen di'ye karşı ko ­ yam ayacak kadar güçsüz v e A vrupa b ö y le bir işe kalkışam ayacak kadar ürkek. Mısır v e Ürdün ise, ABD'nin d e ste ğiy le kendi baskı uygulam a v e dem okrasiyi en g ellem e yönü ndeki program larıyla tutarlı d avran arak girişimi destekledi. Strateji geri tepti. A skeri yardım a rağm en G azze’deki El Fetih güçleri şiddetli v e am ansız bir çatışm ada bozguna uğradılar. G e­ lişm eleri yakından izleyen gö zlem ciler söz kon usu çatışm anın, ö n celik le El Fetih'in zalim v e güçlü adam ı M uham m ed D ahlan’a bağlı gü ven lik güçlerini h e d e f alan, ön-alıcı bir saldırı olduğunu sö y le d ile r .3 A ncak ezici gü ce sahip o lan lar gen eld e m ağlupken galip olurlar; ABD-lsrail de n eticeyi kendi yararına çevirm ek için çabucak h a rek ete geçti. Şimdi artık A BD -lsrail’in G azzelilerin b o y ­ nundaki cen d ereyi sıkılaştırm ak için bir bahan esi vardı. B öylece, saygın uluslararası hukuk uzm anı Richard Faik'un "Nazi sonrası dönem in m eşhur 'bir daha a s la ’ sözünü d ü n yaya hatırlatm ası g e ­ re k e n ” bir soykırım başlangıcı o larak tanım ladığı politikaları c o ş ­ kuyla uygulam aya başlad ılar .4 A rtık ABD-lsrail bu p rojeyi, uluslararası d e ste k le birlikte, Hamas "uluslararası toplum ’ un (ABD hüküm etini v e onu nla birlikte d a v ­ ranan herkesi kap sayan teknik bir terim ) ö n e sürdüğü üç koşu­

BM, ABD, Avrupa Birliği v e Rusya’dan oluşan Ortadoğu Dörtlüsü. 2002 yılında Israil-Filistin ihtilafının alevlenmesi üzerine barış sürecini yürütmek amacıy­ la İspanya Başbakanı Anzar’ın girişimi ile kurulmuştur. —y.h.n.

lu karşılam adığı sü rece devam ettirebilirdi. Filistinlilerin Gazze zindanının duvarlarından dışarıya bakm asına izin verilm esi için Ham as’ın şunları yapm ası gerekiyordu: i) İsrail’i v e y a daha uç bir biçim de ifade edildiğinde İsrail'in "varolm a h a k k ın ı tanım ak, yani Filistinlilerin kendi vatan ın dan kovulm asının m eşruiyetini kabul etm ek; 2) şid d etten vazgeçm ek; 3) geçm iş anlaşm aları, ö zellikle de Dörtlü'nün Yol Haritası'nı* kabul etm ek. İşte yin e h a yret verici d ü zeyd e bir ikiyüzlülük. O ysa zulüm y a ­ p an lara bu tür koşullar dayatılm ıyor. 1) İsrail, Filistin'i tanım ıyor; aslın da sürekli ABD’nin desteğin i alarak varlığını sü rd ü rebilecek bir Filistin'in hiçbir zam an va r olm am ası için yoğun çaba sarf ediyor. 2) İsrail şid d ete son verm iyor; Birleşik D evletler'in şid ­ d e te so n verip verm eyeceğin i sorm ak dahi gülünç; 3) İsrail, Bir­ leşik D evletler'in desteğiyle, geçm iş anlaşm aları v e ö zellikle Yol *

George W. Bush tarafından 24 Haziran 2002’de ana hatları açıklanan barış planı. 1. aşamada Mayıs 2003'e kadar Filistinlilerin şiddete son vermesini ve İsrail’in Filistin şehirlerinden çekilerek yerleşimleri dondurmasını, 2. aşam a­ da Aralık 2003’e kadar Filistin'in ekonomik olarak kendini toplamasını sağ­ layacak bir konferansın toplanmasını, geçici sınırlarla bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını, 3. aşamada 2004-2005 yılm a kadar nihai statü anlaş­ malarının yapılarak ihtilafa son verilmesini ve nihai sınırlar üzerinde anla­ şılmasını; Kudüs, m ülteciler ve yerleşim ler gibi tartışmalı sorunların açıklığa kavuşturulmasını ve Arap ülkeleri ile İsrail arasında barış anlaşmaları ya­ pılmasını öngörüyordu. Bu yol haritası Mayıs 2003'te Ariel Şaron tarafından İsrail’in yerleşim leri dondurmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile hemen reddedildi. İsrail, bu yol haritasına ilişkin on dört çekince belirtti. Bunlar ara­ sında tüm Filistinli militan grupların dağıtılması, İsrail’e karşı kışkırtmalara son verilmesi, Filistin topraklarına giriş-çıkış konusunda İsrail denetiminin devam etmesi, mültecilerin İsrail’e dönüşünden söz edilmemesi, yerleşimler, Kudüs gibi m eselelerin nihai çözüme kadar gündeme getirilmemesi gibi süre­ ci baştan tıkayan koşullar vardı. —y.h.n.

Haritası'nı kesin şekilde reddediyor. İlk iki husus bariz şekilde ortada. Üçüncü husus da doğru, fakat p ek bilinm ez. İsrail, şekilsel o larak Yol H aritası’nı kabul ediyor, am a bir yan dan da haritanın içini bo şaltan on d ö rt çekin ce ekliyor. Yalnızca ilk çekin ceyi e le alacak olursak, sürecin başlam ası v e d evam etm esi için İsrail şu koşulları ileri sürüyor: Filistinliler, tam bir sükûnet halinde, barış eğitim ini, tah riklere son verilm esini, Ham as'ın v e diğer örgütlerin dağıtılm asını sağlam alı v e başka koşulları y erin e getirm eli. Filis­ tin liler karşılanm ası n ered e y se im kânsız bu tale p le re uysalar bile, İsrail hüküm eti "İsrail’in, Filistinlilere y ö n e lik şiddet v e kışkırtm a­ ya son verm esi gerektiğin e yo l haritasın da y er verilm e y ece ğin i” beyan e d iy o r .5 Diğer çe k in cele r de aynı m invalde devam ediyor. ABD’nin d e ste ğ iy le İsrail’in Yol H aritası’nı gecikm eksizin re d ­ detm esi, B atı’nın kendi hakkında beslediği im ge açısından kabul edilem ezdi; dolayısıyla bu ge rçe k bastırıldı. O lguların n ihayet ana akım da o rta y a dökülm esi, Jimmy C arter’ın Paleâtine: P ea ce Not A p a rth eid [Filistin: A p a rth eid Değil Barış] adlı kitabının yayım ­ lanm asıyla oldu. Kitap bir hakaret sağan ağın a m aruz kaldı v e kita­ bın itibarını sarsm ak için muazzam bir gayret gösterildi; fakat asıl önem li o lan bölüm ler -k o n u y la belli bir tanışıklığı o lan okurlar için yen i o la b ile cek y eg ân e b ö lü m - itinayla gözlerden saklandı. Birleşik D evletler v e y a İsrail'deki bir siyasi p artid en bö ylesi ko ­ şullara uym asını talep etm ek haklı o larak gülünç olurdu; am a ezici bir gü ce sahip olan bu iki devletin yukarıdaki koşullara uym ası­ nı istem ek hakkaniyetli bir talep. Fakat em peryalist zihniyet Batı kültürüne ö y lesin e derin den işlem iş ki, bu adaletsizlik herhangi bir ele ştiriy le karşılaşm adı, hatta fark edilm edi bile. Şimdi G azze'yi daha da büyük bir gaddarlıkla e ze b ile ce k konum da

olan İsrail, ABD’nin d e ste ğiy le Batı Şeria'ya dön ük planlarını da uygu lam aya başlayabilir. Bu e sn ad a teslim olm aları karşılığında cö m ertçe ö d ü llen d irilecek El Fetih liderlerinin örtülü işbirliğini sağlam ayı bekleyecek tir. İsrail ayrıca, O cak 2006 seçim lerin e tep ­ ki o la ra k çaldığı, 600 m ilyon d o lar olduğu tahm in edilen fonları serb est bırakm aya başladı v e başka birkaç je s t daha yap ıyo r. De­ m okrasinin altını oym a p rogram lan yüzsüz bir kendini beğen m iş­ lik v e gizlen em eyen bir k e y if için de yürütülüyor; bir yan d an da y erlileri m em nun etm e je stle ri yap ılıyor. En azından İsrail, Batı Şeria’da değerli o lan ne v a rsa e le geçirm ek için d e va sa p rojelerin i uygularken v e zulm ünü sürdürürken o nu nla işbirliği yap an y e r­ liler m em nun ediliyor. Elbette bütün bunlar, lütufkâr v e zengin am can ın iyilikseverliği sayesin d e olup bitiyor. N ih ayetsorun uzad ön ecekolu rsak,A B D -İsrairin F ilistin Y önetim i’ni, aşırı retçi tasarım larına n ezaret e d ece k işbirlikçi bir rejim e dön üş­ türm e program ları göz ö n ü n e alındığında, Filistin Yönetim i'nin so ­ nunun gelm esi Filistinliler için kötü bir fikir olm ayabilir. Bizi çok daha fazla kaygılandırm ası gereken husus şu: ABD-İsrail’in zafer tutkusu v e A vrupa’nın korkaklığı - e n d e r görülen kasvetli bir o lay o la r a k - bir ulusun y o k olm asının başlangıcı olabilir. B irleşik D e v letle r’ in İsra il’e d ö n ü k k o şu ls u z d e ste k p o litik a s ı­ n ı d eğ iştirm esin i sa ğ la y a b ile ce k ş a rtla r o lu şa b ilir m i? Son zam anlarda yap ılan kam uoyu yoklam aların da A m erikalıların büyük çoğunluğu ABD hüküm etinin politikasına karşı çıkıyo r ve iki d evletli çözüm e dayalı uluslararası kon sen süsü destekliyor. Bu konsensüs, Arap Birliği’nin benim sediği konum a atıfla "Suudi planı" o larak adlan dırılıyor v e ABD ve İsrail dışında hem en bütün dün ya tarafın dan d esteklen iyo r. Ü stelik A m erikalıların büyük ço ­

ğunluğu, çatışan taraflardan hangisi -İ s r a il v e y a F ilistin liler- bu çözüm doğrultusun da iyi n iyetle m üzakere yürütm ezse ABD’nin o tarafa yardım etm em esi gerektiğini düşünüyor. Bu, kritik m e­ sele lerd e halkın d ü şü n cesiyle d evlet politikası arasındaki devasa uçurum u gö steren bin bir ö rn ek ten biri. Kendi tercihlerin in İsrail’e yap ılan bütün yardım ın kesileceği a n ­ lam ına geldiğini bilen p ek fazla kişi olm adığını da b elirtm ek lazım. Bu sonucu anlayabilm ek için, gerçekler ne olursa olsun ABD'yi yardım sever, İsrail’i haklı, Filistinlileri ise terö rist v e çözüm ün ö n ü n d e e n g el o larak gö sterm eye çalışan güçlü v e gen eld e değiş­ m eyen d oktrin er sistem in p en çesin d en kurtulm ak lazım. Sorunuzu şö y le cevaplayabilirim-. Eğer Birleşik D evletler, bilgi sa ­ hibi bir halkın p olitikaların biçim lenm esinde sözünün geçtiği, işlevli bir dem okratik toplum haline gelirse, izlediği p olitika pekâlâ değişebilir. İşte aktivistlerin v e örgütçülerin gö revi budur, tabii ki yaln ızca bu konuda değil. Birleşik D e v le tle r’in politikasında bir değişikliğe y o l açab ile cek başka olası koşullar da düşünülebilir, fakat bunların hiçbiri değişim konusunda ilk söylediğim kadar um ut vaat etm ez.

£1 Cezire

telev izy o n u ,

y a la n d a

Tony

B la ir'ln

O rtadoğu

D örtlü& ü’n ü n özel elçi&i ola ra k a ta n a b ilec eğ in i bild irdi. Sizce bu a ta m a ile F iliâtin lilere ve bölgedeki diğer a ktörlere n a id bir m eâaj g ön d erilm iş o la c a k ? Belki de en uygun yorum u, Lübnanlı usta bir siyasi analizci olan Rami Khouri yaptı: "Arap-İsrail barışı için T ony B lair’i özel elçi sıfa­ tıyla atam ak, İm parator N ero ’yu Roma itfaiyesin in b aşın a getirm e­ y e benziyor" d ed i.6 G erçek te Tony Blair sad ece ism en D örtlü’nün elçisi o larak atandı. Bush yönetim i hiç b eklem eden T ony Blair’in

W ashin gton'»! elçisi olduğunu ve yetkisin in ço k sınırlı olduğunu ilan etti. Kesin bir ifad eyle Dışişleri Bakanı Rice'ın (ve başkanın) önem li m e seleler konusunda tek taraflı karar verm e yetkisini elin d e tutacağını, Blair’in sa d ece kamu kurum larının inşası so ru n ­ larıyla ilgilenm esine izin verileceğin i duyurdu. W ashin gton aşırı reddiyeci politikalarını sürdürdükçe Blair'in bu görevi de yerin e getirm esi imkânsız. A vrupa suratına bir to kat daha y em esin e kar­ şın gözle görülür hiçbir tepki gösterm edi. Besbelli ki W ashington, Britanya'da yayım lanan Royal In s titu te oh In te rn a tio n a l A ffa irs dergisinin tanım ladığı gibi, Blair’in p a x a m e r ica n a 'nın* alt düzey gö rev lisi’’ olm ayı sürdürm esini p lan lıyor .7 B irleşik D e v letle r’de şirk etle rin

d e n etim in d e k i m edya, y a ­

la n la r ın ın ve ku rduğu fa n te zile r in in te r n e t ü z e rin d e n y a y ın y a p a n bağ ım sız m edya ta r a fın d a n (ZNet, C o u n terP u n ch , vs.) a fiş e e d ilm e si k a rşısın d a e n d iş e le n m e n m i? y o k s a b u a lte rn a ­ tif m edya organları. A m erika n halkı gibi b ir h a lk ın b ilin c in e s ın ır lı bir ö lç ü d e m i n ü fu z e d e b ilir? Halihazırda m edyanın —v e entelektüel cam ianın— "yalanların ve fa n te z ile rin in teşhir edilm esinden fazla kaygılanm asına gerek yok. Bahsettiğiniz sınır, halk hareketlerinin gücü v e kararlılığıyla b elir­ lenir. Hiç kuşkusuz halk hareketleri en gellerle karşılaşıyor, fakat bunların aşılam az en geller olduğunu düşünm ek için bir seb e p yok. Prof. y e tle r i

A la n

D e rsh o ıv itz’in

son ucun da

Prof.

sü re k li N orm an

b a s k ıs ı

ve

lob i

F in k e ls te in 'ın

fa a li­ D eP aul

Ü n iv e r s ite s i’n d e k i g örev in e s o n verild i. N a sıl o lu y o r da Dersho ıv itz gibi biri, b ir k u r u m u n k e n d i k u r a lla rın ı ç iğ n e m e s in e y o l a ç a c a k k a d a r e tk ili o la b iliy o r ? Amerikan barışı, -y.h .n .

D ershow itz’in iflah olm az bir yalan cı, şarlatan v e tem el yu rtta ş­ lık hakları karşıtı olduğu birçok d efa teşhir edildi; bununla tutarlı o larak d a Dershow itz, İsrail d evletin in suçlarını ve şiddetin i s a ­ vunur. Fakat m edya v e akadem i dünyası tarafın dan cid d iye a lı­ nıyor. Bu bize, hüküm süren en telektü el kültür hakkında ço k şey anlatıyor. N eden kurum ların boyun eğdiğin e gelince; kurum ların büyük bölüm ü, bir tepki alacakların ı düşünm eden diledikleri gibi davran m aların a izin ve rile n v e kolladıkları d evletin suçlarını m a­ zur g ö steren D ershow itz, Karalam a Karşıtı Birlik' v e diğerlerinin yağdırdığı iftiralarla, y alan larla v e karalam alarla uğraşm ak iste­ m iyor. Sadece bir ö rn ek verm ek gerekirse, m uhtem elen ülkenin e n liberal gazetesi o lan B o sto n G lobe'da D ershow itz'in kitapları büyük saygı görüyor. O ysa aynı gazete, D ershow itz'in kitapları­ nın uydurm a v e aldatm acaların absürd bir derlem esin den ibaret olduğunu b elg elerle kan ıtlayan Norm an F inkelstein ’ın çalışm ala­ rına değinm eyi bile reddediyor. Şim diye kadarki kayıtların açıkça gösterdiği gibi, sahici akadem ik çalışm alar daha sağlam bilgiler sun uyor. Fakat bunlar p ek dikkate alınm ıyor. M erhu m Edw ard W. S a id ’e göre çözüm , b ü tü n y u r tta ş la r ın (Arap, M u sevi, H ıristiyan vs.) a y n ı d e m o k ra tik h a kla ra sa h ip olacağı te k d ev letti. G a zze’deki d u ru m u ve h ızla a rta n J/ahudi y e rleşim le rin i göz ö n ü n e a ldığın ızda, şim d i ih tila fa n o kta koy a ca k tek o la sı çö zü m ola ra k te k d e v letli çö zü m e doğru m u g id iliy or?

Anti-Defamation League, kendi ifadesi ile "antisemitizme karşı mücadele etmeyi" ve "İsrail'in ve dünyadaki tüm Yahudilerin güvenliğini savunmayı amaçlayan ABD merkezli uluslararası sivil toplum kuruluşu. Aslında ABD'de İsrail yanlısı lobi faaliyetlerinin yürütüldüğü bir kurum durumunda, -y.h .n .

İki n oktanın aydınlatılm ası gerekiyor. Birincisi, tek d evletli çözüm ile iki uluslu d e v le t arasın da önem li bir fark var. G en el o larak baktığım ızda, u lu s-d evletlerin büyük bir şiddet v e baskıyla yüklü olduklarını görürüz. Bunun n eden i basit-, U lus-devletler çeşitlilik v e karm aşıklık içeren nüfusları tek bir kalıba dökm eyi hedefler. Bugün A vrup a’da gördüğüm üz sağlıklı gelişm elerden biri, bölgesel özerkliğin v e kültürel kim liklerin toplum ların özelliklerini daha yakından yan sıtaca k şekilde y en id en canlanm ası. İsrail-Filistin örn eğin d e ise, tek d evletli çözüm ancak ABD m odelin e uygun o larak gündem e gelebilir, yani yerli halkın kökünün kurutulm ası v e y a y erlilerin sürülm esi ile. Şimdi ülkede birbirinden e p e y ce ayrı iki toplum un yaşadığını teslim edersek, m antıklı bir yaklaşım iki uluslu bir çözüm ü savunm ak olacaktır. İkinci nokta şu ki eski v e yakın bir dostum o lan Edward Said, iki d evletli çözüm ün ilk v e e n açık sözlü destekçilerin den di. 1990'lara gelindiğinde bu fırsatın ortad an kalktığını düşündü v e ço k fazla a yrın tıya girm eden tek d evleti önerdi. Kastettiğinin iki uluslu bir d e v le t olduğundan eminim. Ö zellikle "savunuyor" değil, "ö n e­ riy o r’’ diyorum . Buradaki fark kritiktir. Herkesin barış v e uyum için de yaşam asını önerebiliriz. Ö nerinin öneri olm aktan çıkıp bir şeyin savunulm ası düzeyin e gelebilm esi için, şimdi bulunduğum uz durum dan o n ok taya giden bir yo l tasarlam am ız gerekir. T ek (iki uluslu) d evletli çözüm söz konusu olduğunda, bunu g e rçe k a nlam ­ da savun an bildiğim tek görüş, bir dizi aşam a öngörür: İlk önce, ABD v e İsrail'in engelled iği uluslararası ko n sen sü se uygun olarak iki d evletli bir çözüm; bunu iki uluslu bir fed era syon a gö tü recek adım ların takip etm esi v e n ihayetinde, koşullara bağlı olarak, b e l­ ki iki uluslu dem okratik bir d e v le t halinde daha büyük bir bütün ­ leşm e.

Daha büyük bir bütünleşm enin yolunu açan iki uluslu fed e ra sy o ­ nun uygulanabilir olduğu dön em de - 1 9 6 7 ’den 1970'lerin o rta ları­ na k a d a r - bu yöndeki ö n erilerin (örneğin benim yazılarım ın) n e ­ re d e yse h isteriye yol açm ış olm ası ilginç. Bugün artık uygulanm ası tam am en im kânsızlaşan bu görüşler, ana akım m edyada (N ew york Times, New J o r k Review ofr Books vs.) saygıyla karşılanıyor. Sa­ nıyorum bunun nedeni, bugün tek d e v le te dayalı bir çözüm çağrı­ sının şo ven ist sağa sunulm uş bir hed iye anlam ına gelm esi. Bunun üzerine şo ven ist sağ "bizi y o k etm eye çalışıyorlar" diye fery at e d e ­ bilecek, d o layısıyla "kendimizi savunm ak üzere bizim onları yo k etm em iz g e re k iy o r’’ diyebilecektir. Fakat hakiki anlam da iki uluslu bir d e v le t savunusu, her zam an olduğu gibi şimdi d e bana ga yet uygun görün üyor. 1940’lardan beri benim değişm eyen konum um bu. Bu arada, sad ece ö n erm ekten değil savunm aktan söz e d iy o ­ rum. Ö n ü m ü zd eki on y ıld a işgal a ltın d a k i F ilistin 'in sın ırla rı ve d e ­ n etim i k o n u s u n d a en iyi, e n kötü ve en m u h tem e l sen a ry o la r n e le rd ir? En kötü sen aryo , Filistin'in y o k olm ası olur. Kısa v a d e d e en iyi sen a ry o ise, uluslararası kon sen süse uygun o larak iki d evletli bir çözüm olur. Bu hiç de im kânsız bir se çe n e k değil. Söz konusu s e ­ çenek, Am erikan nüfusunun çoğunluğu da dahil n ered e y se bütün dün ya tarafın dan d esteklen iyo r. Bir keresinde, C lin ton ’ın b aşk an ­ lığının son ayında, bu çözüm yolun a e p e y ce yaklaşıldı; son otuz yılda ABD'nin aşırı reddiyecilikten ilk v e son kez uzaklaşm asıydı. Birleşik D evletler, uluslararası konsensüsün gen el şartlarına uygun bir çözüm e ço k yaklaşıldığı T ab a’daki m üzakerelere (Mısır, O cak 2001) d e ste k verm işti. Fakat İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın

çağrısıyla m üzakereler henüz olgun laşm adan son a erdi. Son kez düzen ledikleri basın toplantısın da m üzakereciler, o rta k çalışm a­ larına devam etm elerin e izin verilseyd i bir anlaşm aya varılab i­ leceği konusunda ümitli olduklarını dile getirdiler. 0 zam andan bu yan a korkunç ş e y le re tan ık olduk, fakat b ö y le bir imkân hâlâ varlığını koruyor. En m uhtem el sen a ryo ya gelince, hoş olm am akla birlikte en kötü sen a ryo ya yakın bir durum olacakm ış gibi görün ü­ yo r. Fakat insan ilişkilerini öngörm ek ço k zordur; isteğe v e tercih e bağlı olan ço k fazla şey vardır. Edw ard S aid şöy le b ir ö n erid e b u lu n m u ştu : "siy o n ist-F ilistin ih tila fın ın en m oral b o zu c u y ö n ü , a n a akım İsrail ve F ilistin ba kış a çıla rı a ra sın d a n e re d e y se tam b ir ka rşıtlık olm asıdır. E şit s a y ıd a F ilistin li ve İs r a illid e n o lu şa n d ü n y a ca sa ygın bir grup ta rih çi ve e n te le k tü e lin b ir dizi to p la n tı y a p a r a k b u ih ti­ la fın g erçekte n e re d e n k a y n a k la n d ığ ın a d a ir b ir p a rça h a kika t ü z e r in d e a n la ş m a la r ı... kim in kim den neyi aldığı, kim in kim e n e y a p tığ ın a ilişk in bir o lg u la r kü m esi ü ze rin d e a n la şm a la rı ... T arihsel H akikat ve S ry a ii A d a le t Kcmi