137 46 6MB
Turkish Pages [183] Year 1989
• •
• •
TARIM VE KOYLU SORUNU Marksizm-Leninizmde Tarım ve Köylü soru nu 1 Burjuva-Demokratik Devrimde Tarım ve Köylü sorunu 1 Proleter Devrimi sırasın da Tarım ve Köylü Sorunu 1 Proletarya Dik tatörlüğü Altında Köylülük 1 Köyün sosyalist Dönüşümünün Yolları
5. DEFTER
TARIM VE KöYLü SORUNU
LEN i N iZM OKULLALR; VE KENDİ KENDiNE öÖRENİM
İÇİN DERS DEFTERıLEIRi Proletaryanın büyük öğretmenlerinin eserlerinden derlenmiştir
5. DEFTE R
TARIM ve KÖYLÜSORUNU
Çeviren: İsmail Yarkın
Bu kitap SSCB'ndeki Yabancı İşçiler Yayınevi Kooperati fi/Moskova - Leningrad ( 1 935) tarafından yapılan Al manca baskısından dilimize çevrilmiştir.
I Basım: Aralık 1989
Dizgi-Baskı: Teknogr.afik Matbaacılık, A.Ş. Kapak Baskı: Anka Ofset Kapak Hazırlık: İnter Grafik-Tasarım
İNTER YAYINCILIK Tic. Ltd. Şti. Babıali Cad. No. 14/3 Cağaloğlu-İST.
İÇİNDEKİLER
MARKSİZM-LENİNİZM'de TARIM VE KÖYLÜ...... . . . . .. . ..... . . . . . . .. . . .. . .. . . . .. . .... . . . . LER SORUNU .
'r
-
Stalin'de Sorunun Koyuluşu . . . . . . .... . . . ... . .. . 2 - Tarımda Kapitalizmin Gelişme Yasaları 3 Kapitalizm Altında Küçük Köylü Eko nomisinin Akibetleri . . . . . . . .. ... . ... . .. . . . . 4 Kapitalizmin Şimdiki Bunalım Döne minde Küçük Köylü Ekonomisinin Akibetleri 5 Küçük Meta Üreticisinin İkili Doğası ve Onun Devrimciliğinin Karakteri Üzerine Marksizm-Leninizm 6 - Devrimin Çeşitli Aşamalarında Köylülüğün Rolü Sorununa Somut - Tarihsel .. Yaklaşım .
9 9 12
-
.
19
-
. . . . . .... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
21
.. . . . .. . . . . . . . . . . ....
23
-
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . .
II- BURJUVA-DEMOKRATiK DEVRİMDE
RIM ve KÖYLÜ SORUNU 1
-
.
... . . . . ... ..... . . . . . . . .
Lenin'in Burjuva-Demokratik Devrim Döneminde Köylülük ile İlgili Öğretileri üzerine Stalin . .... . . ... . ... . . ... . . . . . . . .. . . .. 1905-1907 Devrimi Arifesinde Rus Kö yünde Sınıfsal Çelişkilerin İki Türü . . Tarımda Serfliğin Kalıntılarının Ortadan Kaldırılmasının İki Yolu ve Proletarya nın Köylülük ile İttifak İçinde Devrimci Yol İçin Mücadelesi Burjuva-Demokratik Devrimde Proletarya ve Köylülük ....... . . ... ....... . ... .. Bolşevizmin Tarım Programı ve Men.
2 -
.
3-
. . . . . . . . . . . .. . . . . .
4-
..
5-
28
TA33
33 38
41 44
5
şevik Belediyeleştirme
Programının Li
beral-Burjuva Özünün Teşhiri 6
-
.
çük-Burjuva Özünün Lenin Teşhiri
ve KÖYLÜ SORUNU -
... . . . . .
49
Kü
Tarafından
. . . .. . . . . . . . . . . . .. . . .. . .. . . .
.. . . . . . . . . . . . .
III- PROLETER DEVRİMİ SIRASINDA ı
. .. . .. . . . . .
Sosyal-Devrimcilerin Programının
54
TARIM
.. . ... . . .. . .. . . . . . . . . .
59
Proleter Devrimi Sır.asında Köylülük ile Ilgili Olarak Lenin'in Öğretileri Üzerine Stalin
2
-
. . ...
. .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Proleter Devrimde Köylülüğün Tabakalarına Karşı
59
Çeşitli
Proletaryanın Gö-
. . . . . . . .. . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . revleri 3 - Proleter Devrimi Döneminde Leninizinin Köylü Sorununa İlişkin Şiarı ve Bu
6ı
Şiarın Ekim Devrimi'nde Gerçekleştirilmesi 4
-
. . . . . . . . . . . . . . . . . . ...... . . . .. . . . .. . . . . . .. . . . .
Proleter Devrimde Bolşevizmin Programı
..
69
Tarım
. . ... . . . . .. . . .. . . . . . . .. .. .. .. .. . . .. ..
72
IV- PROLETARYA DİKTATÖRLÜGÜ
ALTINDA KÖYLÜLÜK ve ONUN SOSYALİST DÖNÜ75
ŞÜMÜNÜN YOLLARI ı
-
Sovyet
iktidarı Altında
İlgili Olarak ne Stalin
Lenin'in ... . . ... ...
Köylülük İle
Öğretileri
Üze-
. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .
75
2 - iktidarı Ele Geçiren Proletaryanın, Köyün Çeşitli Tabakaları ile ilişkisi 3
-
cü Şiarı
ve Bunun Ekim
Tarihinde Gerçekleşmesi 4
-
Üze-
. . . . . .. . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . rine Engels Köylülük Sorununda Leninizmin Üçün-
82
Devrimi'nin . .
.... .. . .... .. . ..
Proletarya Diktatörlüğü Altında
86
Köy
lülüğün Gelişme Yolları Sorununda Kar şı-Devrimci Troçkizme ve Sağ Oportü nizme
Karşı Mücadele
. . . .
........... .. ....
93
A - Köylülüğün Sosyalist İnşaya Çekilmesi nin
Olanaksızlığı
Karşı Mücadele
. .
Troçkist
Teorisine
. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .
93
B - Sağ Oportünist «Kendiliğindenlik» Teo risine Karşı Mücadele
6
.
. . . . . .. .. . . . . . . .. . . . . . .
94
C
Kulakların Sosyalizm ile Bütünleşmele
-
ri Sağ Oportünist Teorisine Karşı Mücadele . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . D - Sağcıların, Küçük-Köylü
96
Ekonomisinin
«İstikrarlılığı» ve Onun Sosyalizmle Bü tünleşmesi Kulakçı Teorisine Karşı Mü5
cadele . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Proletarya Diktatörlüğünün Çeşitli Aşa
-
99
malarında Proletarya ile Köylülük Ara sındaki ilişki
. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
A - Rusya'da Proletarya ve Köylülük B
Sosyalist İnşa
-
Koşulları Altında
103 103
Prole
tarya ile Köylülük Arasındaki İttifakın Biçimleri
. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . V - SSCB'nin DÜNYANIN EN BÜYÜK TARIM
İŞLETMELERİ ÜLKESiNE
106
DÖNÜŞÜMÜ ve
İÇİNDE BULUNDUGUMUZ AŞAMADA KÖ YÜN SOSYALİST DÖNÜŞÜMÜNÜN GÖ REVLERi . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1
-
Leninist Kooperatif sek
Aşaması
Olarak
Ü zerine Stalin 2
-
Köylülüğün
lll
Planının En Yük
. . . .
Kollektifleştirme
.............................
lll
Ana Kitlelerinin
Sosyalist Büyük Ekonomi Yoluna Geçişi ve SSCB' nin Dünyanın En Büyük Tarım İşletmeleri Ülkesine Dönüşümü
. .
.......... ......
1 14
A - Köylülüğün Ana Kitleleriniri Kollektifleşmeye
Geçişi
. . .
. . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . ... . . . .
114
B - Tarımda Odak Noktası ve Sovyet ik tidarının Sağlam Bir Dayanağı Olarak Kollektif Köylülük C
-
.
. ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kolhoz Köylülüğün Sosyal
116
Niteliği ve
Onun Sosyalist Yeniden Eğitiminin Temeli Olarak Kolhoz İşletmeleri
118
D - Kulakların Sınıf Olarak Ta sfiye Edilmesi Üzerine E
-
.
.... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Tarım İşletmeleri Ülkesi F
-
120
SSCB - Dünyanın En Büyük Sosyalist .
. . . . . . . . .... . .. . . . . .
ı;>ovyetler Birliği'nde Kollektif mik Zaferi
Sistemin . .
Tayin Edici
125
Ekonove Kesin
.. . ......... . . .. . . ........ .. . . .. ... . .......
126
7
·3- İçinde
Bulunduğumuz Aşamada Köye Proleter Önderliğin Görevleri .. ........ 134 A - Köyde Yeni Koşullar ve Proleter Öndediğin Görevleri . ..... .... . . . . ............ 134 B - Bolşevik Kolhazlar İçin Mücadelede En Önemli Kaldıraç Olarak Makine ve Traktör istasyonlarının ve Sovhozların Siyasi Şubeleri ........ . ........... . ............ 152 C- En Yakın Görevimiz - Tüm Kolhazcuları Varlıklı Hale Getirmek ...... . . .... 165 D - Artellerin Sağlamlaştırılması Görevi ve Komüne Dönüştürülmesinin Koşulları Üzerine Stalin .. ....... ........... . 173 .
.
.
.
. .
8
.
. . . . .
.
.
.
1- MAR KSiZM-LEN i N iZMDE
TAR I M VE KÖYLÜ SO RUNU
1
- Stalin'de sorunun konuluşu
Ba.zılan, Leninizmde temel olanın köylü soru nu olduğunu, köylülük sorununun; onuri rolü, öne mi sorununun Leninizinin çıkış noktasını oluştur duğunu sanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Leniniz min baş son.ınu, onun çıkış noktası köylülük soru nu değil, tam tersine prolet�rya diktatörlüğü soru nudur, onun hangi koşullarda ele geçirileceği, han gi koşullarda sağlamlaştırılacağı sorunudur. Pro letaryanın iktidar mücadelesinde müttefikleri soru nu olarak köylü sorunu, türev bir sorundur. Ne var ki, bunun böyle olması, proleter devri minde ona düşen ciddi, yaşamsal derecedeki önemi bir nebze olsun bile azaltmaz. Rus Marksistlerinin saflan arasında köylü sorununu ciddi bir şekilde incelemenin, tam da birinci devrimin ( 1905) arife sinde, çarlığıri devrilmesi ve proletaryanın hege monyasının gerçekleştirilmesi sorunu tüm büyük lüğüyle Partinin önüne çıktığı ve önümüzdeki bur juva devriminde proletaryanın müttefikleri soru nunun can alıcı önemde bir sorun haline geldiği sı rada başladığı bilinir. Rusya'da köylü sorununun, 9
proleter devrimi döneminde, proletarya diktatör lüğü sorununun; onun ele geçirilmesi ve korunma sı sorununun, önümüzdeki proleter devriminde proletaryanın müttefikleri sorununa yol açtığı sıra da daha güncel hale geldiği de bilinir. Bu anlaşılır dır da: Her kim ki iktidarı ele geçirmeye doğru ilerliyor ve buna hazırlanıyorsa, kendisinin gerçek müttefiklerinin kimler olduğu sorusuna ilgi göster mek zorundadır. Bu anlamda köylü sorunu, proletarya dikta törlüğü genel sorununun bir parçası ve böyle bir sorun olarak da Leninizmin can alıcı önemdeki so runlarından biridir. İkinci Enternasyonal partilerinin köylü soru nu karşısındaki kayıtsız, hatta bazen doğrudan olmnsuz tavırları, yalnızca Batıdaki özgül gelişme lwşullarıyla açıklanamaz. Bu her şeyden önce, bu partilerin proletarya diktatörlüğüne inanmamala rıyla, devrimden korkmalarıyla ve proletaryayı ik· tidara getirmeyi düşünmemeleriyle açıklanır. Ama her kim ki devrimden korkuyorsa, proletaryayı ik tidara getirmeyi düşünmüyorsa, proletaryanın dev rimdeki müttefikleri sorunuyla da ilgilenmez onun için müttefikler sorunu, kayıtsız kalınacak bir sorundur, güncel bir. sorurı değildir. İkinci En ternasyonal kahramanlarının köylü sorununda ta kındıkları alaycı tavır bir görgü kuralı, «gerçek» Marksizmin isareti sayılır. Gerçekte ise bunda Marksizmin zerresi bile yoktur, çünkü proleter devrimin arifesinde köylü sorunu kadar önemli bir sorunda kayıtsızlık, proletarya diktatörlüğünü red detmenin öteki yüzü, Marksizme doğrudan ihane tin kuşku götürmez bir belirtisidir. Sorun şudur: Varlığının belirli koşullarından lO
dolayı köylülükte varolan devrimci potansiyel tü kenmiş midir, yoksa tükenınemiş midir, ve eğer tükenmemişse, bu potansiyelden proleter devrimi için yararlanmaya, köylülüğü, onun sömürülen ço ğunluğunu, Batıdaki burjuva devrimlerinde ve bu gün halen olduğu gibi, burjuvazinin yedek gücü ol maktan çıkarıp, pr.oletaryanın yedek gücü, onun müttefiki yapabilmek için gerekçeli bir wnut var mıdır? Leninizm, bu soruya olumlu yanıt verir, yani köylülüğün çoğunluğunun saflarında devrimci po· tansiyelin varolduğu görüşünü savunur ve bunlar dan proletarya diktatörlüğünün çıkarlan doğrultu sunda yararlanılabileceği görüşündedir. Rusya'daki üç devrimin tarihi, Leninizmin bu doğrultudaki vargılarını tamamıyla doğrular. CBundan şu pratik sonuç çıkar ki, köylülüğün emekçi kitleleri, köleliğe ve sömürüye karşı müca delelerinde, baskıdan ve sefaletten kurtulma uğ rundaki mücadelelerinde desteklenmek zorunda dır. Bu elbette ki, proletaryanın her köylü hareke tini desteklemek zorunda olduğu anlamına gelmez. Burada söz konusu olan, köylülüğün; proletaryanın kurtuluş hareketini doğrudan ya da dalaylı olarak ilerleten, proleter devrimin değirmenine şu ya da bu şekilde su taşıyan ve köylülüğü işçi sınıfının ye dek gü.cü ve müttefiklerine dönüştürmeye yardım eden hareketlerinin ya da mücadelelerinin destek lemnesidir. (Stalin: «Leninizmin Temelleri», Leni nizmin Sorunlan, Birinci Bölüm, SSCB' ndeki Yabancı İşçilerin Yayınevi Koo peratifi [Vegaar], Moskova 1932, s. 54 v.d., 1924.) (Türkçesi için bkz. J. V. Sta lin, Eserler, cilt VI, s. 122-124, İnter Ya yınları, 1989.) ll
2 - Tanmda kapitalizmin gelişme yasalan
Tarımda kapitalizmin genel gelişme yasaları ve bu yasaların çeşitli görünüm biçimleri en iyi Birleşik Devletler örneğinde i:ncelenebilir. Bu ince lemederi' aşağıdaki kısa cümlelerde özetlenebilecek şu sonuçlar çıkmaktadır: Sanayi ile karşılaştırıldığında, tarımda el eme ği, makineye oranla karşılaştırılamayacak bir tarz da güçlüdür. Fakat makine, önünde durulamaya cak bir şekilde ilerlemekte; ekonominin (çiftliğin) tekniğini yükseltmekte, onu büyütmekte ve daha kapitalist yapmaktadır. Modern tarımda makine ler kapitalistçe kullanılmaktadır. Tarımda kapitalizmin baş belirtisi ve ölçütü ücretli emektir. ücretli emeğin yaygınlaşmasını ve makine kullanımının artışını ülkenin bütün bölüm lerinde, tarımın tüm dallarında görmekteyiz. üc retli işçinin artışı, ülkenin kırsal nüfusunun ve top lam nüfusunun artışını geçmektedir. Çiftlik sahip lerinin (Farmer) sayısı, kırsal nüfustan daha ya vaş artmaktadır. Sınıf karşıtlıkları güçlenmekte ve keskinleşmektedir. Tarımda küçük işletmenin büyük işletme tara fından geri plana itilmesi ilerlemektedir. 1900 ve 1910 yılları itibariyle çiftiikierin toplam servetine ilişkin verilerinin karşılaştırılması bunu bütünüyle ispatlamaktadır. Ama bu geri plana itilme küçük gösterilmekte, küçük çiftçilerin durumu olduğundan olumlu gös terilmektedir, çünkü 1910 yılında Amerika'da araş tırmacılar, Avrupa'nın hemen her yerinde olduğu
gibi, çiftiikierin sınıflandırılmasını kadar kapsamlı
yüzölçümü ile
yoğunlaşması
sınırlandırmaktadırlar. Tarımın
ve çabuk oluyorsa,
ne
bu küçük ve
olumlu gösterme de o kadar açık hale gelmektedir. Kapitalizmin büyümesi kendisini yalnızca eks tansif işletmenin uygulandığı alanlardaki büyük öl çümlü çiftiikierin
hızlı gelişmesinde
göstermekle
kalmamakta, aynı zamanda intansif işletmenin ya pıldığı alanlardaki küçük ölçümlü kapitalist üretimin ortaya
daha büyük ve
çıkmasında da göster
mektedir. Bir bütün olarak üretimin
büyük
işletmelerde
yoğunlaşması gerçekte daha güçlüdür; gerçekte kü çük işletmenin geri plana itilmesi, mutat, çiftlikle
ri- yüzölçümlerine
göre gruplandıran verilerden çı
kandan daha fazla ve derindir. Daha özenli, ayrın tılı ve bilimsel hazırlanan 1900 yılı sayımının veri leri, bu konuda hiçbir kuşkuya izin
vermemekte
dir. Tarrrnsal küçük işletmenin mülksüzleştirilmesi sürmektedir. Karsı durulmaz bir sekilde son on,
'
yıllarda çiftçilerin toplam sayısı
içinde mülk sa-
hiplerinin yüzdesi. azalmakta, bunların (çiftçilerin) artışı nüfus artışının gerisinde
kalmaktadır. Ku
zeyde, bu en önemli, tarımsal ürünlerin en büyük miktarını sağlayan ve ne köle ekonomisinin kalın tılarını ne de önemli sömürgeleşme tanımayan böl gede, çiftliklerine bütünüyle sahip olan mülk sa hiplerinin sayısı mutlak olarak azalmaktadır. Son on yılda hayvan sahibi çiftçilerin yüzdesi bir bütün olarak düşmüştür; süt veren . hayvan bulunduran ların yüzdesinin yükselmesi karsısında, -özellikle '
.
de küçük çiftçiler arasında- atsız çiftçilerin yüz-
desinin oldukça daha önemli derecede artması dur maktadır. Bir bütün olarak sanayi ve tarım üzerine tür deş ve ayın zamana ilişkin verilerin karşı karşıya koyulması, bize, tarımın karşılaştırılamayacak de recede geri kalmışlığına rağmen, gelişme yasaları nın dikkat çekici bir uyumluluğunu, hem birinde hem diğerinde küçük işletmenin geri plana itilme sini göstermektedir.* (Lenin: «Kapitalizmin Gelişme Yasaları Üzerine Yeni Materyaller:�>, Toplu Eser ler, cilt XVII, s. 825 vd., 1914.) *
Redaktörün Notu: Marksizmden burjuva bir karika tür yapan revizyonistler (Herz, David, Volimar v.d. ) , tarımda yoğunlaşma yasasını inkar ettiler, onlar ka pitalizm koşulları altında köyde küçük üretimin sağ larnlaşması teorisini orfaya attılar ve kapitalizm ta rafından köyde meydana getirilen sınıfsal çelişkileri örtbas ettiler. David şöyle yazıyordu: «Bunun temel sebebi, tarımsal üretimin en derin özünde yatmakta dır. Tarımsal üretim ile sınai üretim arasında derin lemesine bir özsel farklılık tanıdik Bu farklılık, ta rımda üretim sürecinin organik, sanayide ise meka nik bir olay olmasındadır.:ıo (Dr. Eduard David, «Sos yalizm ve Tarım>.>, Leipzig 1912, s. 681.) David'e göre bundan çıkan sonuç, küçük işletmeleri yıkıma ve or tadan kalkmaya sürükleyen sanayideki karmaşık ve büyük makinelerin muzaffer gelişimi, tarımın sını rında duracaktır; çii."lkü burada üretim araçlarının, hem ziraat hem de hayvancılığın temelini oluşturan organik süreçlerde hiç de belirleyici önemleri yok tur. «Araştırmalarımızın tümüne son olarak bir göz atar sak, önce şunu tespit edebiliriz: İşletmelerin yoğun laşması öğretisi tarım için geçerli değildir.» (Aynı yerde, s. 680. ) Sosyal-faşi�t Hilferding'in görüşüne göre, Marx'ın yönteminin uygulanması, yoğunlaşma yasasının ta-
. . . Büyük işletmenin teknik ve tünlüğü, rekabet
mücadelesinde
si ekonomi biçimlerinin geri
ekonomik üs
kapitalizm-önce
plana itilmesine ve
ortadan kalkmasına ve sermayenin artan yoğunlaş masına ve merkezileşmesine yol açtı. Yoğunlaşma ve merkezileşme yasası, sanayide, her şeyden önce küçük işletmelerin doğrudan doğruya çöküşlerinde ve kısmen onların büyük işletmelerin yardımcı or ganları konumuna
düşürülmesinde
ifadesini bul
du. Toprak tekelinin ve mutlak rantın varlığı nede niyle zorunlu olarak genel gelişme temposunun ge· risinde kalan tarımda, yoğunlaşma ve merkezileş me yasası, sırf köylülüğün köylü tabakalarının
ayrışmasında ve geniş
proleterleşmesinde
şeyden önce küçük köylü
değil, her
ekonomilerinin açık ve
gizli biçimlerde büyük sermayenin egemenliği altı na sokulmasında da ifadesini buldu; küçük işletme ancak son derece büyük bir emek
harcayarak ve
rım için hiçbir önemi olmadığını gösterdi. Siyasetinin burjuva içeriğini sol laflarla maskeleyen Otto
Bauer
şöyle yazıyordu: «Tarımda gelişme başka
bir yol izlemektedir ... Fakat tarımda küçük işletme, hiç de· sanayide
olduğu gibi genel
olarak ortadan
kalkmamakta; hatta burada küçük işletme büyük iş letmenin zararına yer kazanmaktadır.
Tarımsal kü
çük işletmelerin geniş kütlesi, bir dizi küçük işletme lerin ortadan kaldırdığı korkunç kaderden olacaktır . . . »
(Otto
Bauer:
«Orman ve
sakınmış
Meralar için
Mücadele», Viyana 1925, s. 235.) Bu burjuva gerici teorilerin siyasi anlamı,
modern
kapitalist toplumda proleter devrim olanağının inka rıdır. Eğer köylülük, kapitalizmde
yokolmayıp geli
şecekse; böylece proletarya kırda
proletarya dikta
törlüğü için
mücadelesinde hiçbir
müttefike sahip
olamayacak ve iktidarı ele geçirdikten
sonra kırda
büyük sosyalist ekonomiyi inşa edemeyecektir.
15
sistematik olarak normalin aıtında
tüketirnde bu
lunmak pahasına bağımsızlık görüntüsünü kdruya bildi.
(Komünist Enternasyonal Programı, 1. Bölüm, 1. Kapitel, Carl Hoıym Nachjol ger Yayınevi, Hamburg - Berlin, s. 8 vd.) «Köylülüğün>> orta katmanlan zararına uç kat manlarını geliştiren köylülüğün ayrışması, kır nü
l
fusunun iki yeni tipini ya atmaktadır. Her iki tipin· ortak belirtisi, ekonomilerinin meta ve para karak teridir. Birinci yeni tip, kır burjuvazisi veya zen gin köylülüktür.
Tarımsal pazar
üretimini bütün
çeşitli biçimleriyle yapan (bu biçimlerin en önemli belirtilerini IV. Bölümde tanımlamaktayız) bağım,
sız· köylüler bu gruba dahildir, sonra ticaret ve sanayi işletmeleri sahipleri, ticaret firmaları sahiple ri vs. girer. Tarımsal pazar üretiminin ticaret ve sanayi işletmeleri ile birleşimi, «tarım ile sanayiin birleşiminimı bu köylülüğe özgü
özel tarzıdır. Bu
zengin köylülükten çiftlik sahibi doğar; çünkü pazar için tahıl
(Farmer) sınıfı üretmek amacıyla
toprak kiralanması (tarım kuşağında) onların eko nomisinde çok büyük bir rol oynar, çoğu zaman [kendi
-
ÇN] toprak parselinin üstüne çıkan bü
yük bir rol oynar. Burada çiftliğin
kapsamı çoğu
kez ailenin işgücünü aşar, böylece bir yanaşmalar grubunun ve dahası gündelikçiler
grubunun oluş
ması zengin köylülüğün varlık koşulu haline gelir.* *
Ücretli emek kullanımının küçük-burjuvanın kaçınıl maz belirtisi olmadığını belirtiriz. Bu kavramın içine iktisat içinde tarafımızdan değinilen çelişkilerin var lığında her bağımsız pazar üretimi,
özellikle üretici
kütlesinin ücretli işçiye dönüşmesi halinde, girer.
Bu köylülüğe saf gelir olarak akan kullanılmaya hazır para aracı, ya köyüroüzde haddinden, fazla gelişmiş olan ticaret ve tefecilik işlerinde, ya da -uy� koşullarda- arazi satın alma, çiftliğin iyi leştirilmesi vs. de kullanılır. Tek kelime ile: Bunlar küçük çapta çiftlik sahipleridir [Agrarier - ÇN]. Sayısal olarak köylü burjuvazi tüm köylülüğün kü çük bir azınlığını oluşturur, belki de bütün çiftiik Ierin beşte birinden fazla bile değildir (bu da yak laşık olarak nüfusun onda üçü kadardır), elbette bu orantı çeşitli bölgelerde büyük farklılı.ldar gö& terir. Fakat köylülerin sahip olduklan üretim araç larındaki ve köylü tanm üretimindeki belirleyici payı nedeniyle köylü burjuvazi, tüm köylü ekono misinde kesin üstünlüğe sahiptir. Onlar bugünkü köyün egemenidirler. . . , Diğer yeni tip, kır proletaryasıdır, toprak parçasma sahip ücretli işçiler sınıfıdır. Yoksul köy lülük, bunların içinde tamamen topraksız köylüler de bu. gruba girer; fakat Rus kır proletaryasının en tipik temsilcisi, yanaşma, gündelikçi, aylakçı, in şaat işçisi veya başka yerde çalışan, toprak parça sına sahip işçidir. Bu tipin özellikleri şunlardır. Bir parçacık toprakta yapılmaya çalışılan ufacık çaplı çiftçilik, üstelik de bütünüyle çözülme durumunda olan bir çiftçilik (burada toprağın kiraya verilme si özel bir kanıttır), iş gücünü satmaksızın ( yok sul köylülüğün «rnesleğin) yaşamanın olanaksızlığı, olağanüstü düşük, büyük ihtimalle topraksız işçi nin yaşam standardının altında bir yaşam standar dı. * Kır proletaryasına tüm çiftiikierin yarısından =
*
Eğer yoksul köylülüğün toprak parçasına sahip ücret li işçiler sınıfına sayılmasının doğruluğu ispatlanmak isteniyorsa, köylülüğün hangi
bölümünün işgücünü
fazlası dahildir (bu da yaklaşık olarak nüfusun on da dördü kadardır), yani atsız
çalışan köylülerin
tümü ve sadece bir at ile çalışan köylülerin çok bü yük bölümü (bu, doğal olarak çeşitli yörelerde ye rel özelliklere göre üç aşağı beş yukarı değişmesi zorunlu olan sadece yaklaşık bir kitlesel tahmin dir). Daha bugünden köylülüğün böylesine önemli bir bölümünün kır proletaryasına sayılması varsa yımının
gerekçelerini
yukanda
ortaya
Yazınımızda kapitalizmin özgür, gereksinim duyduğu teorik tezinin basmakalıp
anlaşıldığı eklenmek
koyduk.
topraksız işçiye çoğu kez çok zorundadır. Te
mel eğilim olarak bu tü:tnüyle doğrudur, ama kapi talizmin tarıma özellikle yavaş ve çok çeşitli biçim lerde girdiği unutulmamalıdır. Tarım işçilerine top rak dağıtımı çoğu kez çiftçilerin çıkanna gerçekleş tiğinden dolayı, toprak parçasına sahip tarım işçisi tipi bütün kapitalist ülkelerde bulunur... . . . «Köylülüğün» reformdan tipleri arasındaki ara tabaka orta lar meta ekonomisinin en az
sonra oluşan bu
köylülüktür. Bun·
gelişimi ile belirlen
mektedir. Bağımsız tarımsal emek olsa olsa en iyi yıllarda ve çok uygun koşullarda bu köylülüğün ge çimini karşılar, bu nedenle bunlar olağanüstü gü vensiz bir durumda bulunurlar. Orta köylülerin ço
ğu,
sadece sonra çalışarak ödenen borçlar ile, çoğu
kez işgücü satımı anlamına gelen yan "işlerle çiftlik lerini ayakta tutabilmektedirler. Her kötü hasat or ta köylüleri kitlesel olarak proletaryanın saflarına itmektedir. Sosyal konınnunda bu grup, kendisini sattığını, bun-ıı nasıl yaptığını göstermek yetmez; aynı zamanda işgücü satımının nasıl ve h angi tipte bir iş verene satıldığı gösterilmelidir.
cezbeden, fak�t yalnızca mutlu bir azınlığın başar dığı. bir üst gruba
çıkmak ile, sosyal
gelişmenin
tüm gidişinin zorladığı alt gruba düşmek arasında sallanmaktadır. Gördük ki, köy burjuvazisi yalnız ca alt grubun değil, orta köylüler grubunun da aya
ğını kaydırmaktadır. Böylece kapitalist ekonomiye özgü orta grupların ortadan kalkmaya yüz tutma ları, aynı zamanda uç grupların sivrilmeleri gerçek leşmektedir - «köylülüğün
[ «Entbauerung»
-
ortadan
kalkmasn>
ÇN].
(Lenin; «Köylülüğün Ayrışması» [ 1899] TE, cilt 3, Berlin 1 929, s. 138 vd., 143)
3 -
Kapitalizm altında küçük köylü ekonomisinin akibetleri
Kapitalizmin temel ve ana eğilimi, hem
sa
nayide hem de tarımda küçük işletmenin büyük iş letme tarafından geri plana itilmesidir. Bu geri pla na itilme yalnızca dolaysız
mülksüzleştirme anla
mına gelmez. Aynı zamanda küçük
çiftçilerin yıl
lar, onyıllar boyu sürebilen yıkımı ve çalışmak zo runda oldukları
koşulların kötüleşmesi
anlamına
gelir. Bu kötüleşme hem küçük çiftçilerin aşırı de recede çalışmasında ve kötü
beslenmesinde, hem
de omın gittikçe artan borçlanmasında,
hayvanla
rm beslenmesinde ve genelde bakımında kötüleşme,
toprağın islenmesi, sürillmesi, gübrelenmesi vs. ko şullarının kötüleşmesinde, ve çiftliğin teknik dura ğanlığında vs. ifadesini bulmaktadır. Bilimsel araş tırmacının görevi, eğer kendis�ni, yıkıma düşen kü çük köylülerin durumunu burjuvazinin çıkarına bi linçli ya da bilinçsiz iyimser göstermekte suçlu yap-
19
mak isterniyorsa, her şeyden önce ve esas olarak yoksullaşmanın - hiç de basit ve tekdüze olma yan - özelliklerinin tam bir belirlenmesi; sonra da bu özelliklerin kaydedilmesi, izlenmesi, bunların yaygınlaşmasının mümkün olduğunca güvenli he saplanması ve zaman sürecinde değişiminin ince lenmesidir. Konunun bu çok önemli yanına zama nımız iktisatçılan ve istatistikçileri son derece az ilgi göstermektedirler .. . . . . Bu kırsal alam terk edenlerin kırsal nüfu sun hangi çevre, tabaka ve gruplarından, hangi ko· şunardan geldiği şeklindeki bilimsel açıdan çok önemli soru ister istemez ortaya çıkmaktadır. Her on yılda bir tek tek her tarımsal işletme üzerine, bu işletmedeki tek tek her hayvan üzerine çok ay rıntılı materyaller toplandığından dolayı; kaç adet ve hangi çiftiikierin şehire göç nedeniyle satıldığı veya kiraya verildiği; kaç adet aile efradımn, hangi nedenlerden devamlı veya geçici olarak tarımı terk ettiği sorusunu sormak kolaydır. Fakat böylesi so rular sorulman;ıaktadır. Araştırma, «kır nüfusu 1900'den 1910'a kadar % 59. 5'den % 53. 7'ye düştü}) şeklindeki bürokratik-basmakalıp rakamları aşma maktadır. Bu araştırmacılar, bu b asmakalıp rakam larm ardmda ne kadar sefalet, baskı ve yıkımın yat tığının farkında bile değillerdir. Ve kural olarak burjuva ve küçük-burjuva iktisatçılar kırdan göç ile küçük üreticilerin istisnasız malıvolması ara sındaki apaçık bağıntıyı görİnek istememektedir le!'. (Lenin: «Tarımda Kapitalizmin Gelişme Yasaları Üzerine Yeni Veriler», Toplu Eserler, cilt 1 7, s. 800 vd., 818 vd., 1914, Rusça.) ?.n
4
-
Kapitalizmin şimdiki bunalım döneminde küçük köylü ekonomisinin akibetleri
Kapitalist ülkelerde ekonomik bunalım, 1 tarım bunalımı ile içiçe geçerek, tarımsal metala rın fiyatlannın düşmesi ile yıkıma uğrayan, yük sek vergiler, harçlar, kiralar ve tefeci borçları al tında inim inim inleyen milyonlarca köylünün kor kunç ölçüde yoksullaşmasını hızlandırmaktadır. Küçük ve orta köylü çiftliklerinin azalma ve küçül me süreci şiddetle sürriıektedir. Tarım krizinin üs tesinden gelmek amacıyla burjuva hükümetler, ya şamsal önemdeki gıda maddelerinin ve tarımsal 1'2�:rı.maddelerin ekin alanlarını kısıtlama tedbirleri ;ılmaktadırlar. Bir dizi kapitalist ülkede, esas ola rak büyük kapitalist çiftliklerden oluşan tarımın g-:ttikçe ilerl�yen mekanizasyonu, geniş emekçi köy lli kitlelerinin hızla yoksullaşmasım daha da teşvik etmektedir. -
(KEYK XI. Oturumunun Tezleri ve Kararları, Carl Hoym Nachfolger Ya yınevi, Hamburg-Berlin, s. 5.) Bugünkü bunalım, savaştan bu yana ilk ekonomik krizidir. Bu, sadece dünyanın bü tün ya da nerdeyse bütün sanayi ülkelerini kapsa yan bir kriz anlamında bir dünya krizi değildir, sistematik olarak Almanya'nin ödediği milyarlarca marklık savaş tazminatını organizrnasına akıtan Fransa bile, bütün belirtilere göre krize geçmesi zorunlu olan bir durgunluğu önleyememiştir. Bu aynı zamanda sanayi krizi ile aynı anda gerçekle şen, dünyanın en önemli tanm, ülkelerini �apsayan, hammadde ve gıda maddelerinin her türlü üretimidünya
21
ni ilgilendiren tanm krizi ile birlikte bir dünya kri zi anlammdadır . . . . Bugünkü dünya krizi, genel karakterine rağmen eşitsiz gelişmekte ve şu ya da bu ülkeyi değişik zamanlarda ve değişik oranlarda sarrnakta dır. Sanayi krizi önce Polanya, Romanya ve Bal kanlar'da başladı. Bütün geçen yıl boyunca oralar da gelişti. Başlayan tarımsal krizin açık belirtileri daha 1928 sonunda Kanada, Birleşik Devletler, Ar jantin, Brezilya, Avustralya'da görüldü. Bütün bu dönem boyunca Birleşik Devletler'de sanayi yük selmektedir. 1929 yılının ortasına doğru Birleşik Devletler'de sınai üretim nerdeyse rekor seviyeye ulaşır. Dönüşüm ancak 1929 yılının ikinci yarısın dan itibaren başlar, ve sonra Birleşik Devletleri 1927 yılı seviyesine geri iten sanayi üretiminin fırtı nalı krizi gelişir. Bunu Kanada ve Japonya'daki sa nayi krizleri izler. Sonra iflaslar ve kriz Çin ve sö mürge ülkelere ulaşır. Buralarda kriz gümüş fiyatı nın düşmesiyle derinleşir ve feodal beylerin sömü rüsü ve çekilmez vergilerle bütünüyle çökertilen köylü ekonomisinin yıkılması, asın üretim krizi ile birleşir. Batı Avrupa'da ise kriz ancak bu yılın başlarında gelişmeye başlar, ama her yerde aynı hızla değil, hatta bu dönemde Fransa'da sanayi üretimi hala bir artış göstermektedir . . . . .. Dünya ekonomik krizi ... orta ve küçük kapitalist bütün tabakaları batırarak, çiftçi ve işçi aristokrasisinin bütün gruplanın yıkıma uğratarak ve milyonlarca işçi kitlesini açlığa mahkfun ederek yıkıcı etkisini [geliştirir] . .. (Stalin: 4:SBKP(B) XVI. Parti Kongre sine Merkez Komitesinin Siyasi Rapo ru», Leninizmin Sorunları, 2. Baskı. Ve gaar, Moskova 1934, s. 279 vd., 282, '
1930.)
22
.
5
Küçük meta üreticisinin ikili doğası ve onun devrimciliğinin karakteri üzerine Marksizm-Leninizm
-
Bugün, burjuvazinin karşısında duran bütün sınıflardan yalnızca proletarya, gerçekten devrimci bir sınıftır. öteki sınıflar çürümekte, sonunda da büyük sanayi ile birlikte ortadan kaybolmaktadır lar; büyük sanayinin özel ve asıl ürünü proletarya dır. Orta sınıflar, küçük sanayici, küçük tüccar, za naatçı, köylü, bütün bunlar, burjuvaziye karşı, var lıklarını orta sınıflar olarak yok olmaktan kurtar mak için mücadele ederler. Onun için, bütün bun lar, devrimci değil, tutucudurlar .. Hatta gericidirler � de, çünkü tarihin çarkını geri döndürmeye çalışır lar. Eğer devrimcilikleri tutarsa, bu· ancak proletar yanın saflarına gelip çatan geçişlerini göz önünde tutmaları yüzündendir; onlar böylece, o andaki çı karlarını değil, gelecekteki çıkarlarını savunurlar, kendilerini proletaryanın görüş açısına yerleştire bilmek için, kendi görüş açılarını terk ederler. (K. Marx ve F. Engels: «Komünist Ma nifesto», Marksizm - Leninizmin Küçük Kitaplığı, Vegaar, Moskova 1933, s. 23.)
Küçük köylüden başlayalım. Küçük köylü, ge nellikle, Batı Avrupa için, yalnızca tüm köylülerin en önemlisi olmakla kalmaz, ayrıca tüm bu sorun bakımından bize kritik örneği de sağlar. Eğer kü çük köylü karşısındaki konumumuzu saptarsak, kırsal nüfusun diğer öğeleri karşısındaki tutumu muzu belirlernemizi sağlayan ipuçlarına da sahip oluruz. 23
Küçük köylüden, burada, onun ailesi ile bir likte kural olarak işleyebileceğinden daha büyük, ve ailenin beslenmesi için zorunlu olandan da daha küçük olmayan bir toprak parçasının sahibini ya da kiracısını -özellikle sahibini- anlıyoruz. öy leyse bu küçük köylü, küçük zanaatçı gibi, modern proleterden, iş araçlarını henüz elinde bulundur ması bakımından ayrılan bir emekçi, yani geçmiş bir üretim tarzının bir kalıntısıdır. Kendi atası olan serf, bağımlı, ya da çok istisnai biçimde, öz gür, ama haraç ve angaryaya bağlanmış köylüden, üç bakımdan ayrılır: Birincisi, Fransız Devrimi, onu, toprak beyine borçlu bulunduğu feodal yü kümlülük ve hizmetlerden kurtarmış, ve çoğu du rumda, hiç olmazsa Ren'in sol kıyısında, toprağını onun kendi mülkiyetine vermiştir. - İkincisi, öz. yönetimli mera [Mark - ÇN] ortaklığının koru masım ve ona katılımı, böylece eski ortak meradan yararlanma payım yitirmiştir. 0Ttak mera, ya eski feodal bey, ya da Roma hukukuna dayanan aydın lanmış bürokratik bir yasama tarafından el çabuk luğuna getirilmiş, ve böylece küçük köylü, yem sa tın almaksızın iş hayvanlarım besleme olanağından yoksun bırakılmıştır. Ama iktisadi bakımdan, me radan yararlanmamn yitirilmesi, feodal yükümlü lüklerin ortadan kalkmasım falzasıyla telafi eder; kendilerine ait iş hayvanları olmayan köylülerin sayısı durmadan artar.- üçüncüsü, bugünkü köy lü, bir de eski üretken çalışmasının yansım yitir mekle ayırdedilir. Eskiden o, ailesi ile b1rlikte, ge reksindiği sanayi ürünlerinin çok büyük bir bölü münü, kendi. üretmiş bulunduğu hammaddeler yar dımıyla kendi üretiyordu; eksik kalan şeyler, tarım yanında bir zanaat daha yapan ve çoğu zaman 24
ürünleri takas etme ya da karşılığında hizmet yap ma yoluyla ödenen köy komşuları tarafından sağla nıyordu. Aile. ve hele köy, kendi kendilerine yeti yorlar, ve kendileri için gerekli
olan şeylerin he
men hepsini üretiyorlardı. Nerdeyse arı durumda ki doğal ekonomiydi bu. Paraya hemen hiç gerek sinim duyulmuyordu. Kapitalist üretim, para ikti sadi ve büyük sanayi aracıyla, bu duruma son ver di. Ama eğer meradan yararlanma, bunun varlığı nın temel bir koşulu idiyse, bir sınai yan işletme de bir başka temel koşul idi. Böylece köylü .gitgide da ha aşağı düşer. Vergiler, kötü hasatlar, miras pay laşmaları, davalar köylüleri birbiri arkasına tefeci nin ocağına düsürürler, borçlanma, her biri için,
;,_
gitgifle daha ge el ve gitgide daha
büyük bir şey
olur - kısacası, bizim küçük köylümüz, geçmiş bir üretim tarzmın her tür kalıntısı
gibi, çaresiz bir
biçimde yıkıma mahkfundur. Geleceğin bir prole teridir. Böyle bir kişi olarak, sosyalist
propagandayı
can kulağı ile dinlemesi gerekir. Ama içine işlemiş bulunan mülkiyet duygusu, onu henüz bundan alı koyar. Kendi bir avuç toprak
parçasını korumak
için ne kadar sert bir biçimde savaı;nm verme zo runda kalırsa, umutsuzluk onu oraya ne kadar sıkı bir biçimde kenetler, toprak mülkiyetinin ortakla şa mülkiyete geçirilmesinden
söz eden sosyal-de
mokrat da ona o kadar, tıpkı tefeci ve avukat gibi, tehlikeli bir düşman olarak görünür. (F. Engels: «Fransa ve Almanya'da Köylü Sorunu», 1 894. «Küçük Ekono mik Yazılar»dan. Komünizmin Temel Kitapları, cilt 22, s. 1 36 vd.)
. . . «Emekçi ve sömürülen kitlelerin hoşnutsuz luğu artmaktadır» - bu doğrudur, fakat burada yapıldığı gibi küçük üreticilerin hoşnutsuzluğu ile proletaryamn hoşnutsuzluğunu özdeş olarak gör mek ve birleştirmek bütünüyle yanlıştır. Küçük üreticilerin hoşnutsuzluğu çoğu kez, küçük mülk sahipleri olarak varlıklarını korwnak çabasını uyandırmaktadır ( ve kaçınılmaz olarak onlarda ve ya onların önemli bir bölümünde bu çabayı uyan dırmak zorundadır ), yani va:ııolan sistemin temel lerini savunmak ve bu şekilde daha da geriye dön mektir. . . . min bir mücade lesi değildi, tam tersine burjuva gelişmenin Ameri kan tarzı için, Prusya tarzına karşı bir rnücadeley di. Rusya'nın serfliğin bulunmadığı, bütünüyle ve ya esas olarak özgür köylünün
tarım ile uğraştığı
bölgelerinde ( örneğin reformdan sonra leştirilen Volga ötesindeki
somurge
bozkırlarda, Yeni Rus
ya'da, Kuzey Kafkasya'da) , kapitalist
gelişme ve
üretici güçlerin gelişmesi, feodal düzenin kalıntı ları tarafından ezilen merkezi bölgelerle karşılaştı rılamayacak bir şekilde daha hızlı bir
tempo ile
gerçekleşmiştir. (Lenin: mın Kafkasyalı yandaşlarının sonuna ka dar düşünmedikleri
·
için o çok korkttiklan
«burjuvazinin devrimden
yüz
.şeye,
çevirmesi»ni sağla
yan güçlere ) dayanmalıdır.
Proletarya, zor yoluyla otokrlasinin ilirencini ezmek ve burjuvazinin yalpalayan tavrım etldsiz hale getirmek için köylü yığınlanın kendi yanına çekerek demokratik devrimi sonuna kadar götür melidir. Proletary�, zor yoluyla burjuvazinin diren cini kırmak, köylülüğün ve küçük-burjuvazinin yal palayan tavrım etldsiz hale getirmek için, halkın yan-proleter unsurlarım kendi yaruna çekerek sos yalist devrimi yapmalıdır. Yeni-lskra'cılann devri min kapsamı üzerine bütün savlannda ve kararla43
nnda o denli dar bir biçimde sunduldan proletar yamn görevleri, işte bunla-rdır. (Lenin: «Demokratik Devrimde Sosyal Demokrasinin İki Taktiği�, Toplu Eser ler, cilt 8, s. 126 vd., 1905.)
5
Bolşevizmin tanm }l'rogranıı ve Menşevik belediyeleştirme progranıının liberal-burjuva özüııün teşliiri -
Eğer sorunu, demokratik devrim sosyal-demokrasinin
dÖneminde,
proletarya ve köylülüğe ver
mesi . gereken basit ve açık öğütler şeklinde ortaya koymaya çalışırsak,
HSDİP'nin tarım
programı
sonınu çok daha açık hale gelecektir. Birinci öğüt mutlaka şu olacaktır: köylü ayak
lanmasının tam zaferi için elinizden Böyle
bir zafer olmaksızın, ne çiftlik
geleni yapın. sahiplerinin
«topraklarını ellerinden» almaktan ne de gerçekten demokratik bir devletin kurulmasından
ciddi ola.
rak söz etmek bile olanaksızdır. Ve kÖylülüğü ayak lanmaya çağıran slogan
ancak şu olabilir:
Tüm
çiftlik sahiplerinin topraklarına el koyulması C ge ri satın alma sorununu karanlıkta bırakacak genel bir istirı:.lak ya da mülksüzleştirme kesinlikle de ğil ) , ve Kurucu Meclis'ten önce,
mutlaka Köylü
Komiteleri tarafından el koyulması. Bunun dışındaki herhangi bir öğüt ( Maslov ta rafından ortaya atılan «istimlak» ve onun tüm be lediyeleştirme şiarı dahil ) , köylülüğü, ayaklaruna yoluyla değil, ama
sorunlarını
çiftlik sahipleriyle
pazarlık, gerici merkezi yönetimle pazarlık yoluyla eözmeve calhrmaktır, sorunun . devrimci yoldan de-
49
ğil, bürokratik yoldan çözümü doğrultusunda yapı lan bir çağrıdır; çünkü en demokratik bölgesel ku ruluşlar ve Zemsti/10 kuruluşları bile, kene!i bölge sindeki çiftlik sahipleri ile hesaplaşacak ve daha sonra Tüm Rusya Kurucu Meclisi tarafından onay lanacak hakları şiddet yoluyla alan devrimci Köylü Komiteleri ile karşılaştırıldıklarında, bürokratik olmaya mahkümdurlar. İkinci öğüt mutlaka şu olacaktır: siyasal dü zen baştan aşağı deJ?-okratikleştirilmedikçe, cum huriyet olmadıkça ve halkın egemenliği gerçekten güvence altına alınmadıkça, gerek köylü ayaklan masının kazanımlarını elde tutabilmeyi gerekse da ha ileri adınılar atmayı düşünmek saçma olıl:cak tır. işçilere ve köylülere bu öğüdümüzü özellikle açık ve kesin formüle etmeliyiz ki, kafalarındaki tüm kuşkular, yanlış anlamalar, belirsizlikler ya da gerici bir merkezi yönetim altında büyük toprak mülkiyetinin parçalanması gibi saçmalıkların örtü lü varsayımları silinsin. Ve bu nedenle, siyasi öğüt lerimizi vurgulayarak önplana çıkarırken, köylüle re şunu söylemeliyiz: Toprağı alın, ama daha da ileriye gidin, yoksa büyük burjuvazi ve çiftlik sa hipleri tepenize binerler ve sizi gerisin geriye savu rurlar. Yeni politik kazanımları elde etmeden, bir bütün olarak toprakta özel mülkiyete daha da güç lü yeni bir darbe indirmeden toprağı alamazsınız ve elinizde tutumazsınız. T:oplumsal yaşamın tü münde olduğu gibi, politikada da, ileriye gitmemek geriye savrulmak demektir. Ya demokratik devri min güçlendirdiği burjuvazi ( ki demokratik dev rim doğal olarak burjuvaziyi güçlendirir ) , köylüle rin ve işçilerin tüm kazanımlarını ellerinden ala caktır, ya da proletarya ve köylü kitleleri kendileri-
ne ileriye doğru yol açacaklardır. Ve bu, cumhuri yet ve halkın tam egemenliği demektir. Bu, -cum huriyeti kazanma koşuluyladevriinde olanaklı maksimum demokrasisinin
burjuva-demokratik olarak ve burjuva
zaferinden sosyalizm
için gerçek
mücadelenin başlangıcı için doğal ve gerekli ileriye doğru bir adım olarak toprağın tümünün millileş tirilmesi dernektir. üçüncü ve son öğüt şudur: kent ve kırın pro leterleri ve yarı-proleterleri, ayn örgütlenin! Hiçbir mülk sahibine -küçük de olsa,
«emekçi» de ol
sa- güvenmeyin! Meta üetiİni sürdüğü sürece, kü çük iktisactın çekiciliğine kapılmayın! iKöylü ayak lanmasının
zaferi ne
kadar yakınlaşırsa,
köylü
mülk sahibinin proletaryanın
aleyhine dönmesi o
denli yakınlaşır, proletaryanın
kendi bağımsız ör
gütüne sahip olması o denli zorunlu olur, bizim o denli güçlü, o denli inatçı, o denli kararlı, o denli yüksek sesle tam bir sosyalist devrim uğruna çağ rıda bulunmamız zorunlu olur. Sonuna dek köylü hareketinin yanındayız ; ama bu
hareketin başka
bir sınıfın hare�eti olduğunu, sosyalist devrimi ta mamlayabilen ya da tamamlayacak olan sımfın ha reketi olmadığını akıldan çıkarmamalıyız.
Ekoncr
mik bir eylem olarak toprak dağıtımı konusunda ne yapılmalı
sorusunu bir kenara
bırakmarnızın
nedeni budur : bu sorun burjuva toplumunda çözü lebilir, ve bu sorunu ancak büyük ve küçük mülk sahipleri çözeceklerdir. Bizi en çok ( köylü ayaklan masının zaferinden sonra ise nerdeyse salt ) i!gilen diren şey, kır proletaryasının ne yapması gerektiği dir. Biz, esas olarak bu sorunla ilgilendik ve ilgile neceğiz ve t oprağın dengeleyen kullanımı ve benze ri gibi seyler icat etmeyi, küçük-burjuvazinin ide,
.
.
ologlarına bırakıyoruz. Bu soruya,
yeni, burjuva
demokratik Rusya'nın temel sorusuna yanıtımız şu dur : Kır proletaryası, tam sosyalist devrim için sa vaşmak üzere kent proJetaryası ile birlikte bağım sız olarak örgütlenmelidir. Dolayısıyla, tarım programımız üç ana bölüm den oluşmalıdlr. Birincisi, büyük toprak mülkiyeti ne karşı devrimci bir köylü saldırısı için en karar lı çağrının formüle edilmesi; ikincisi, köylülerin ka zanımlarının pekiştirilmesi ve
demokrasinin zafe
rinden sosyalizm uğruna verilecek doğrudan prole ter mücadeleye geçiş için hareketin atabileceği ve atması gereken bir sonraki adımın kesin olarak ta nımlanması ; üçüncüsü ise, köylü
ayaklanmasının
zaferi yakıniaştıkça daha acil olarak karşımıza çı kan ve daha ısrarlı bir biçimde açık bir formülas yonu gerektiren, partinin proleter nin gösterilmesidir
sınıf görevleri
_
Maslov'un programı, bugün Rusya
Sosyai�De
mokrat İşçi Partisi'nin çözmek zorunda olduğu te mel görevlerin hiçbirini
çözmemektedir; bu prog
ram, şimdiden, derhal, bugünün en anti-demokra tik devlet döneminde, köylü hareketini zafere götü ren şiarı vermemektedir, - bu program, tarım re
furmların.ı tamamlamak ve pekiştirmek için zorun lu olan politik dönüşümlerin kesin bir tanımlama sını vermemektedir, - en tam ve en tutarlı demok rasi koşullarında tarım reformları alanında zorun lu olan önlemlere işaret etmemektedir,
-
tüm bur
juva-demokratik dönüşümlere karşı Partimizin pro leter tutumunun karakterizasyonu yoktur. Bu prog ram, ne «birinci adımmn koşullarını ve ne de �apmak ve bunun için gerekli «köylülere kar şı oldukça liberal tavrı» pratiğe koymanın, ancak Sovyetler Birliği'nde derhal ve tamaı:nen mümkün olduğu, köylüler yararına bu ve benzeri önlemlerin Rusya'da daha bugünden uygulandığı açık değil midir? Bu durumun da,, Sovyet ülkesinde iktisadi inşayı kolaylaştıracağı ve ilerleteceği nasıl yadsına bilir? İkincisi. Rusya'daki tarım, B atının tarımı ile karıştırılmamalıdır. Orada tarımın gelişmesi, ka pitalizmin her zamanki çizgisini izler, bir uçta bü yük çiftlikler ve özel kapitalist latifundiyalarla, öteki uçta yoksulluk, sefalet ve ücret köleliği ol mak üzere köylülüğün derin bir . farklılq,şması ko·
*
Aynı yerde, s. 149 vd.
şullarında olur. Dolayısıyla orada çökme ve çuru me tamamıyla doğaldır.
başkadır.
Rusya'da ise
Bizde tarımın gelişmesi, bu yolu izleyemez; sadece Sovyet iktidarının varlığı ve en önemli üretim alet lerinin ve araçlarının millileştirilmiş böyle bir gelişmeye izin vermez.
olması bil_e
Rusya'da tarımın
gelişmesi başka bir yoldan yürümek
zorundadır;
milyonlarca küçük ve orta köylünün kooperatifler de birleşmesi yolunu, kırda, devletin tanıdığı ter cilıli kredilerle desteklenen kitlesel kooperatifierin gelişmesi yolunu izlemek zorundadır. Lenin, koope ratifçilik üzerine yazılarında, bizde tarımın geliş mesinin yeni bir yoldan yürümek zorunda olduğu na ; köylülerin çoğunluğunun
kooperatifler
lığıyla sosyalist inşaya çekilmesi
aracı
yolunu, ilkönce
sülüm alanında ve daha sonra tarımsal ürünlerin üretimi alanında da giderek kollektivizm
ilkeleri
nin tarımın içine işlemesi yolunu izlemek zorunda olduğuna isabetle işaret etmiştir. Bu bakımdan tarım kooperatiflerinin faaliye· tiyle bağlantı içinde kırda
gözlemlenen bazı yeni
görünümler son derece ilginçtir. Tüm-Rusya Tarım Kooperatifleri Birliği içinde, tarımın tek tek dalla rı için, keten, patates, yağ vb.
üretimi için büyük
geleceği olan yeni büyük örgütler ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında örneğin Keten Merkezi, köylü ke ten yetiştiricHerini tüm bir ağla
kucaklamaktadır.
Keten Merkezi köylülere tohum ve üretim araçları sağlamakta, sonra bu köylülerden
ürettikleri tüm
keteni satın almakta ve bunu toptan
pazara sür
mektedir; köylülere kazançtan pay sağlamakta ve böylece köylü iktisadını Tüm-Rusya Tarım Koope ratifleri Birliği aracılığıyla devlet
sanayiine bağla
maktadır. Böyle bir üretim örgütü
biçimini nasıl
79
adlandırmalı ? Bence bu, tarım alanındaki büyük çaplı devlet sosyalizmi üretiminin, evdeki sistemidir. Burada, devlet sosyalisti
çalışma
üretimin evde
çalışma sisteminden söz ederken, kapitalist düzen de, örneğin
tekstil sanayiinde
hammaddeleri ve
aletleri kapitalistten alan ve tüm ürünlerini kapita liste teslim eden ev işçilerinin, pratikte
evde çalı
şan yarı-ücretli işçiler durumunda oldukları, evde çalıştırma sistemiyle analoji kurmaktayım. Bu, ta rımın gelişmesinin bizde izlemesi gereken yolu gös teren birçok belirtiden biridir. T'arımın diğer kolla rında buna benzer belirtileri burada anmanın gere ği yoktur. Kanıtlamaya gerek yoktur ki, köylülüğün mu azzam çoğunluğu, bu yeni gelişme yolunda istekle ilerleyecek ve özel kapitalist
latifundiyalar ve üc
retli kölelik yolunu, sefalet ve yıkım yolunu redde decektir. Tanmımızın
gelişme yollan
hakkında. Lenin
şöyle diyor : « . . . Tüm büyük çaplı üretim araçlarının devle tin tasarrufunda olması, devlet iktidarının proletar yanın ellerinde olması, bu proletaryanın milyonlar ca küçük ve küçücük köylülerle ittifakı, bu prole taryanın köylülük karşısındaki yönetici konumunun güvenlik altına alınmış olması vs. - tüm bunlar, daha önce küçümseyerek bezirganlık olarak gördü ğümüz ve şimdi, NEP düzeninde bazı bakımlardan öyle görmekte haklı olduğumuz kooperatiflerden, hareket ederek, tam bir sadece kooperatiflerden sosyalist toplumu kurmak için gerekli olan her şey değil mi? Bu, henüz sosyalist bir toplumun kurulu şu değildir, ama bu kuruluş için gerekli ve yeterli olan her şeydir.�* *
Lenin: «Kooperatifçilik Üzerine�, Toplu XVII.
Eserler, cilt
D�a sonra Lenin, proletarya diktatörlüğü al tında tmek
isteniyorsa, kulaklara karşı saldırı melidir.
böyle yürütül
İşte bunun için biz, s on zamanlarda, kulakla rın sömüıiicü eğilimlerini sınırlama politikasından, kulaklan sınıf olarak tasfiye etme politikasına geç miş bulunuyoruz. Peki, kulakların roülksüzleştirilmesi politika sında durum nedir, genel kollektifleştirme bölgele rinde kulakların mülksüzleştirilmesi caiz midir ? · diye soruluyor çeşitli yanlardan. Gülünç bi:ı: soru; Kulakların söroüıiicü eğilimlerini sınırlama göıii şünü benimsediğimiz sürece, kulaklara karşı kesin bir saldırıya girişme olanağına sahip olmadığırruz sürece, kulak üretiminin yerine kolhazların ve sav hazların üretimini geçirme olanağına sahip almadı ğımız sürece, kulakların mülksüzleşt�rilroesi caiz değildi. O sıralar kulakların mülksüzleştirilmesini caiz görmeyen bir politika gerekliydi ve doğruydu. Ya bugün? Bugün durum başkadır. Bugün kulak lara karşı kesin bir saldırıya girişme, onun direni· şini kırma-, onu sınıf olarak tasfiye etme ve kulak üretiminin yerine kolhazların ve sovhozların üreti mini geçirme olanağına sahibiz. Bugün artık, ku� laklann roillksüzleştirilmesi işi, toptan kollektifleş tirmeyi gerçekleştiren yoksul ve orta köylü kitlele rinin kendileri tarafından uygulanmaktadır. Bugün artık kulakların roülksüzleştirilmesi işi, toptan kol lektifleşme bölgelerinde basit bir idari önlem ol maktan çıkmıştır. Bugün orada kulakların mülk süzleştirilmesi işi, artık kolhazların kuruluş ve ge lişmesinin bir bileşeni olmuştur. Bu nedenle bugün uzun uzun kulaklann mülksüzleştirilmesi konusu üzerinde durmak gülünçtür ve pek ciddi bir tutum
sayılamaz. Kellesi uçurulamn saçları için gözyaşı dökülmez, der bir Rus atasözü. Kulakların kolhoza kabul edilip edilmeyeceği sorusu da daha az gülünç değildlr. Elbette ki on lar kolhaziara kabul edilemez. Edilemez, çünkü ku laklar, kolboz hareketinin en azılı düşmanıdır. Bu gayet berraktır. (Stalin: «SSCB'nde Tarım Politikasının Sorunları Üzerine�, Leninizmin Sorun ları, İkinci Bölüm. Moskova 1934, s. 224 vd., 1929.)
E
,...-
SSCB - dünyamn en büyük sosyalist tarım işletmeleri ülkesi
Bir yandan sanayiin hızlı büyümesi ve diğer yandan kulakların sınıf olarak tasfiyesi politikası mn başarıyla uygulanması, tarıma traktörler ve en yeni tarım makinelerinin sağlanmasım, bireysel kü çük köylü işletmelerinin büyük kolhazlarda birleş tirilmesini ve geniş bir tahıl ve hayvancılık savhaz lan ağının örgütlenmesini mümkün kılmıştır. Beş yıllık plan döneminde tarım şunları elde etmiştir : a ) Toplam 1 ,9 milyon beygir gücünde 120 OOO'den fazla traktör; b ) 1 ,6 milyar ruble tuta rında tarım makineleri ; özellikle römorkörlü mo dern kombine makinelerin güçlü artışı dikkate alı mrsa, bunlarla 1928 yılı ile karşılaştırıldığında tarı mın mekanik donatımı iki mislinden fazla artmış tır. Son dört yılda modern iş aletleri, tamirhane ler, otomobiller vs. ile donatılan 2446 Makine ve TraktÖr istasyonu örgütlenmiştir. Son üç yılda, köylü işletmelerinin % 60'ından 125
fazlasını ve tüm ekilebilir köylü alanının yaklaşık
% 75'ini kapsayan 200 OOO'in üzerinde kolhaz örgüt lenmiştir. Aynı dönemde, 5000 sovhoz ( tahılcılık, hayvan cılık ve sanayi bitkileri için ) örgütlendi; kolhazlar ve sovhozlar, birlikte, tüm ekilebilir alanın yaklaşık
% 80'ini oluşturuyor. Bütün bunlardan çıkan sonuç şudur: a) Kulaklar paramparça edilmiş, tarımda ka pitalizmin kökleri harap edilmiş , bununla kırsal alanda sosyalizmin zaferi güvence altına alınmış, ve kolhazlar sosyalist inşanın sağlam bir dayanağına dönüşmüştür; b ) Küçük, dağınık bireysel
köylü işletmeleri
nin sosyalist büyük işletmelerin yörüngesine saklll ması tarihsel görevi çözülmüş, ve Sovyetler Birli
ği bir küçük-köylü ülkesinden, dev bir büyük-tarım ülkesine dönüşmüştür.
(SBKP [B ] MK ve MKK Ocak 1 933 Or tak Plenumunun Birinci Beş Yıllık Pla nın Sonuçları Üzerine Kararları, Mos kova 1 933, s. 8 vd.) ·
F
-
Sovyetler BirUği'nde kollektü ekonomik siStemin tayin edici ve kesin zaferi
Tarımda gelişme biraz farklı bir yol izledi. Ra por döneminde, tarımın başlıca
dallarındaki yük
selme, sanayide olduğundan çok daha yavaştı ; yine de gelişme, bireysel ekonominin nemdekinden daha
hızlı oldu.
başat olduğu dö _ Hayvancılıkta ise
hatta ters yönde bir sürece tanık olduk - hayvan mevcudunda bir azalma oldu. Ancak 1933 yılmda-
dır ki, - ve o da yalnızca domuz yetiştiriciliğin de - ilerleme belirtileri görülür hale gelmiştir. Dağınık küçük - köylü işletmelerini kolhazlar halinde birleştirmenin son derece büyük güçlükle ri; nerdeyse ıssız bölgelerde tahıl yetiştirilmesi ve hayvancılık için çok sayıda büyük işletme kurma çetin işi ve bir bütün olarak yeniden örgütlenme dönemi, bireysel ekonomiye dayalı tarımın dönüş türilimesi ve yeni kolhozcu yola geçişi dönemi, pek çok zaman ve büyük masraflar isteyen bu dönem : bütün bu etkenlerİn, tarimda, zorunlu olarak daha yavaş bir ilerleme temposuna, aynı şekilde, hayvan mevcudunun gelişmesi bakımından göreli uzunca bir gerileme dönemine yol açtığı açıktır. Meselenin özü itibariyle rapor dönemi, tarım için hızlı bir ilerleyiş ve güçlü bir atılım dönemi olmaktan çok, yakın gelecekteki bu ilerleyiş ve bu atılım için önkoşulların yaratıldığı dönem oldu. Eğer tüm kültürler için, sonra da yalnız sana yi bitkileri- için ekilen alanın artışına ilişkin verileri alacak olursak, rapor dönemi içinde tarımın geliş mesine ilişkin şu tablo elde edilir: _
Sovyetler Birliği'nde tüm kültürlerin ekim alam ( Milyon hektar olarak ) 1913 Ekili alanların 1 05.0 tümü Bunlardan: a) Tahıl kültürleri 94.4 b) Sanayi bitkileri 4.5 c) Sebze ve meyve 3.8 d) Yemlik ürünler 2 . 1
1929
1 930
1931
1932
1933
1 1 8.0
1 27.2
1 36.3
134.4
129.7
96.0
101.8
104.4
99.7
101.5
8.8
10.5
14.0
14.9
1 �.0
7.6 5.0
8.0
9.1
9.2
8.6
6.5
8.8
10.6
7.3
Sovyetler Birliği'nde sınai bitkilerin ekim alam ( Milyon hektar olarak)
1913 Pamuk 0.69 Keten (uzun lifli ) 1.02 �eker pancarı 0.65 Yağ bitkileri 2.00
1929
1930
1931
1932
1933
1.06
1 .58
2.14
2.17
2.05
1 .6 3
1.75
2.39
2.51
0.77
1.04
1 . 39
1.54
2.40 1.21
5.20
5.22
7.55
7.98
5.79
Bu tablolar, tarımdaki
iki temel çizgiyi dile ge
tirmektedirler: 1
-
Tannun yeniden örgütlenmesinin tam hız
la ilerlediği, kolhazların onbinlerle kurulduğu, bun ların kulakları topraktan kovup, boş kalan toprak lara sahip çıktığı ve bu toprakları sımsıkı ele ge çirdiği sırada, ekim alanlarmm mümkün olduğun ca genişletilmesini amaçlayan çizgi. 2 - Ekim alanlarının gelişigüzel genişletilme
sinden vazgeçildiği ve toprağın
işlenme koşulları
nın iyileştirilmesine, rasyonal bir münavebeli ekim ve nadas
sistemiİıin
uygulanmasına,
rekoltenin
yükseltilmesine ve pratik öyle gerektirdiğinc;ie, var olan ekim alanlarının geçici olarak
azaltılmasına
geçildiği zamanki çizgi. Bilindiği gibi, ikinci çizgi
-tarımdaki biricik
doğru çizgi-, tarımın yeniden örgütlenmesi döne minin sona erdiği ve rekoltenin
yükseltilmesinin
tarımın ilerleyişinin temel sorunlarından biri hali �e geldiği 1932'de ilan edildi.
Ama ekim alanının genişletilmesine ilişkin ve
riler, tarımın gelişmesinin tam doyurucu belirtile ri s.ayılamazlar. Olur ki, ekim alanları artar, ama ü retim artmaz, hatta düşer, çünkü toprağın işlen-
mesi kötüleşmiştir ve ekim alanı birimi başına re kolte gerilemiştir. Bundan d