Leninizm - 5. Defter: Tarım ve Köylü Sorunu [5, 1 ed.] [PDF]


137 46 6MB

Turkish Pages [183] Year 1989

Report DMCA / Copyright

DOWNLOAD PDF FILE

Table of contents :
İÇİNDEKİLER
MARKSİZM-LENİNİZM'de TARIM VE KÖYLÜ-
LER SORUNU . . ... . . . . . . .. . ... . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . . 9
'r - Stalin'de Sorunun Koyuluşu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9
2 - Tarımda Kapitalizmin Gelişme Yasaları 1 2
3 - Kapitalizm Altında Küçük Köylü Ekonomisinin
Akibetleri . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . 19
4 - Kapitalizmin Şimdiki Bunalım Döneminde
Küçük Köylü Ekonomisinin Akibetleri
. . . . . ..... . . . . . . . . . . . . . . . . ........ . . . ... . . 21
5 - Küçük Meta Üreticisinin İkili Doğası
ve Onun Devrimciliğinin Karakteri Üzerine
Marksizm-Leninizm .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . . 23
6 - Devrimin Çeşitli Aşamalarında Köylülüğün
Rolü Sorununa Somut - Tarihsel
Yaklaşım . . ... . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . .. 2 8
II- BURJUVA-DEMOKRATiK DEVRİMDE TARIM
ve KÖYLÜ SORUNU . ... . . . . ... ..... . ....... 33
1 - Lenin'in Burjuva-Demokratik Devrim
Döneminde Köylülük ile İlgili Öğretileri
üzerine Stalin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 33
2 - 1905-1907 Devrimi Arifesinde Rus Köyünde
Sınıfsal Çelişkilerin İki Türü . . . 38
3 - Tarımda Serfliğin Kalıntılarının Ortadan
Kaldırılmasının İki Yolu ve Proletaryanın
Köylülük ile İttifak İçinde Devrimci
Yol İçin Mücadelesi . . . . . . . . . . . .. . . . . . 41
4 - Burjuva-Demokratik Devrimde Proletarya
ve Köylülük .. ....... . . ... ....... . ... .. 44
5 - Bolşevizmin Tarım Programı ve Menşevik Belediyeleştirme Programının Liberal-
Burjuva Özün ün Teşhiri . . .. . .. . . . . . 49
6 - Sosyal-Devrimcilerin Programının Küçük-
Burjuva Özünün Lenin Tarafından
Teşhiri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . .. . . . . . . . . . 54
III- PROLETER DEVRİMİ SIRASINDA TARIM
ve KÖYLÜ SORUNU . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 59
ı - Proleter Devrimi Sır.asında Köylülük ile
Ilgili Olarak Lenin'in Öğretileri Üzerine
Stalin . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . .. . . . . . . . . . . 59
2 - Proleter Devrimde Köylülüğün Çeşitli
Tabakalarına Karşı Proletaryanın Görevleri
. . . . . . . .... . . . . .. . .... . . . . . . . .. . . . . . .. . .. . 6ı
3 - Proleter Devrimi Döneminde Leninizinin
Köylü Sorununa İlişkin Şiarı ve Bu
Şiarın Ekim Devrimi'nde Gerçekleştirilmesi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . ...... . . . .. . . . .. . . . . . .. . . . . 6 9
4 - Proleter Devrimde Bolşevizmin Tarım
Programı .. . . ... . . . . .. . . .. . . . . . . .. .. .. .. .. . . .. .. 72
IV- PROLETARYA DİKTATÖRLÜGÜ ALTINDA
KÖYLÜLÜK ve ONUN SOSYALİST DÖNÜ-
6
ŞÜMÜNÜN YOLLARI
ı - Sovyet iktidarı Altında Köylülük İle
İlgili Olarak Lenin'in Öğretileri Üze-
75
ne Stalin . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . 75
2 - iktidarı Ele Geçiren Proletaryanın, Köyün
Çeşitli Tabakaları ile ilişkisi Üzerine
Engels . . . . . .. . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . 82
3 - Köylülük Sorununda Leninizmin Üçüncü
Şiarı ve Bunun Ekim Devrimi'nin
Tarihinde Gerçekleşmesi . . . .. . .. . .. .. .. . .. 86
4 - Proletarya Diktatörlüğü Altında Köylülüğün
Gelişme Yolları Sorununda Karşı-
Devrimci Troçkizme ve Sağ Oportünizme
Karşı Mücadele . . . . .... . .. .. .. .. .... 93
A - Köylülüğün Sosyalist İnşaya Çekilmesinin
Olanaksızlığı Troçkist Teorisine
Karşı Mücadele . . .. . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . 93
B - Sağ Oportünist «Kendiliğindenlik» Teorisine
Karşı Mücadele .. . . . . .. .. . . . . . . .. . . . . . . 94
C - Kulakların Sosyalizm ile Bütünleşmeleri
Sağ Oportünist Teorisine Karşı Mücadele
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 96
D - Sağcıların, Küçük-Köylü Ekonomisinin
«İstikrarlılığı» ve Onun Sosyalizmle Bütünleşmesi
Kulakçı Teorisine Karşı Mücadele
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 99
5 - Proletarya Diktatörlüğünün Çeşitli Aşamalarında
Proletarya ile Köylülük Arasındaki
ilişki . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 103
A - Rusya'da Proletarya ve Köylülük 103
B - Sosyalist İnşa Koşulları Altında Proletarya
ile Köylülük Arasındaki İttifakın
Biçimleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 106
V - SSCB'nin DÜNYANIN EN BÜYÜK TARIM
İŞLETMELERİ ÜLKESiNE DÖNÜŞÜMÜ ve
İÇİNDE BULUNDUGUMUZ AŞAMADA KÖYÜN
SOSYALİST DÖNÜŞÜMÜNÜN GÖ -
REVLERi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . lll
1 - Leninist Kooperatif Planının En Yüksek
Aşaması Olarak Kollektifleştirme
Ü zerine Stalin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . lll
2 - Köylülüğün Ana Kitlelerinin Sosyalist
Büyük Ekonomi Yoluna Geçişi ve SSCB'
nin Dünyanın En Büyük Tarım İşletmeleri
Ülkesine Dönüşümü . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 14
A - Köylülüğün Ana Kitleleriniri Kollektifleşmeye
Geçişi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . ... . . . . 114
B - Tarımda Odak Noktası ve Sovyet iktidarının
Sağlam Bir Dayanağı Olarak
Kollektif Köylülük . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 116
C - Kolhoz Köylülüğün Sosyal Niteliği ve
Onun Sosyalist Yeniden Eğitiminin Temeli
Olarak Kolhoz İşletmeleri 118
D - Kulakların Sınıf Olarak Tasfiye Edilmesi
Üzerine . .... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 120
E - SSCB - Dünyanın En Büyük Sosyalist
Tarım İşletmeleri Ülkesi . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . 125
F - ı;>ovyetler Birliği'nde Kollektif Ekonomik
Sistemin Tayin Edici ve Kesin
Zaferi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 126
·3- İçinde Bulunduğumuz Aşamada Köye
Proleter Önderliğin Görevleri . ... ........ 134
A - Köyde Yeni Koşullar ve Proleter Öndediğin
Görevleri . . ... .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . 134
B - Bolşevik Kolhazlar İçin Mücadelede En
Önemli Kaldıraç Olarak Makine ve
Traktör istasyonlarının ve Sovhozların
Siyasi Şubeleri . . . ... .. . . . .. . . . .. . . . . ... . .. .. . .. 152
C- En Yakın Görevimiz - Tüm Kolhazcuları
Varlıklı Hale Getirmek ....... .. .. .... 165
D - Artellerin Sağlamlaştırılması Görevi
ve Komüne Dönüştürülmesinin Koşulları
Üzerine Stalin . . ... ........ . . . . ............ . 173
Papiere empfehlen

Leninizm - 5. Defter: Tarım ve Köylü Sorunu [5, 1 ed.] [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

• •

• •

TARIM VE KOYLU SORUNU Marksizm-Leninizmde Tarım ve Köylü soru­ nu 1 Burjuva-Demokratik Devrimde Tarım ve Köylü sorunu 1 Proleter Devrimi sırasın­ da Tarım ve Köylü Sorunu 1 Proletarya Dik­ tatörlüğü Altında Köylülük 1 Köyün sosyalist Dönüşümünün Yolları

5. DEFTER

TARIM VE KöYLü SORUNU

LEN i N iZM OKULLALR; VE KENDİ KENDiNE öÖRENİM

İÇİN DERS DEFTERıLEIRi Proletaryanın büyük öğretmenlerinin eserlerinden derlenmiştir

5. DEFTE R

TARIM ve KÖYLÜSORUNU

Çeviren: İsmail Yarkın

Bu kitap SSCB'ndeki Yabancı İşçiler Yayınevi Kooperati­ fi/Moskova - Leningrad ( 1 935) tarafından yapılan Al­ manca baskısından dilimize çevrilmiştir.

I Basım: Aralık 1989

Dizgi-Baskı: Teknogr.afik Matbaacılık, A.Ş. Kapak Baskı: Anka Ofset Kapak Hazırlık: İnter Grafik-Tasarım

İNTER YAYINCILIK Tic. Ltd. Şti. Babıali Cad. No. 14/3 Cağaloğlu-İST.

İÇİNDEKİLER

MARKSİZM-LENİNİZM'de TARIM VE KÖYLÜ...... . . . . .. . ..... . . . . . . .. . . .. . .. . . . .. . .... . . . . LER SORUNU .

'r

-

Stalin'de Sorunun Koyuluşu . . . . . . .... . . . ... . .. . 2 - Tarımda Kapitalizmin Gelişme Yasaları 3 Kapitalizm Altında Küçük Köylü Eko­ nomisinin Akibetleri . . . . . . . .. ... . ... . .. . . . . 4 Kapitalizmin Şimdiki Bunalım Döne­ minde Küçük Köylü Ekonomisinin Akibetleri 5 Küçük Meta Üreticisinin İkili Doğası ve Onun Devrimciliğinin Karakteri Üzerine Marksizm-Leninizm 6 - Devrimin Çeşitli Aşamalarında Köylülüğün Rolü Sorununa Somut - Tarihsel .. Yaklaşım .

9 9 12

-

.

19

-

. . . . . .... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

21

.. . . . .. . . . . . . . . . . ....

23

-

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . .

II- BURJUVA-DEMOKRATiK DEVRİMDE

RIM ve KÖYLÜ SORUNU 1

-

.

... . . . . ... ..... . . . . . . . .

Lenin'in Burjuva-Demokratik Devrim Döneminde Köylülük ile İlgili Öğretileri üzerine Stalin . .... . . ... . ... . . ... . . . . . . . .. . . .. 1905-1907 Devrimi Arifesinde Rus Kö­ yünde Sınıfsal Çelişkilerin İki Türü . . Tarımda Serfliğin Kalıntılarının Ortadan Kaldırılmasının İki Yolu ve Proletarya­ nın Köylülük ile İttifak İçinde Devrimci Yol İçin Mücadelesi Burjuva-Demokratik Devrimde Proletarya ve Köylülük ....... . . ... ....... . ... .. Bolşevizmin Tarım Programı ve Men.

2 -

.

3-

. . . . . . . . . . . .. . . . . .

4-

..

5-

28

TA33

33 38

41 44

5

şevik Belediyeleştirme

Programının Li­

beral-Burjuva Özünün Teşhiri 6

-

.

çük-Burjuva Özünün Lenin Teşhiri

ve KÖYLÜ SORUNU -

... . . . . .

49

Kü­

Tarafından

. . . .. . . . . . . . . . . . .. . . .. . .. . . .

.. . . . . . . . . . . . .

III- PROLETER DEVRİMİ SIRASINDA ı

. .. . .. . . . . .

Sosyal-Devrimcilerin Programının

54

TARIM

.. . ... . . .. . .. . . . . . . . . .

59

Proleter Devrimi Sır.asında Köylülük ile Ilgili Olarak Lenin'in Öğretileri Üzerine Stalin

2

-

. . ...

. .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Proleter Devrimde Köylülüğün Tabakalarına Karşı

59

Çeşitli

Proletaryanın Gö-

. . . . . . . .. . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . revleri 3 - Proleter Devrimi Döneminde Leninizinin Köylü Sorununa İlişkin Şiarı ve Bu



Şiarın Ekim Devrimi'nde Gerçekleştirilmesi 4

-

. . . . . . . . . . . . . . . . . . ...... . . . .. . . . .. . . . . . .. . . . .

Proleter Devrimde Bolşevizmin Programı

..

69

Tarım

. . ... . . . . .. . . .. . . . . . . .. .. .. .. .. . . .. ..

72

IV- PROLETARYA DİKTATÖRLÜGÜ

ALTINDA KÖYLÜLÜK ve ONUN SOSYALİST DÖNÜ75

ŞÜMÜNÜN YOLLARI ı

-

Sovyet

iktidarı Altında

İlgili Olarak ne Stalin

Lenin'in ... . . ... ...

Köylülük İle

Öğretileri

Üze-

. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .

75

2 - iktidarı Ele Geçiren Proletaryanın, Köyün Çeşitli Tabakaları ile ilişkisi 3

-

cü Şiarı

ve Bunun Ekim

Tarihinde Gerçekleşmesi 4

-

Üze-

. . . . . .. . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . rine Engels Köylülük Sorununda Leninizmin Üçün-

82

Devrimi'nin . .

.... .. . .... .. . ..

Proletarya Diktatörlüğü Altında

86

Köy­

lülüğün Gelişme Yolları Sorununda Kar­ şı-Devrimci Troçkizme ve Sağ Oportü­ nizme

Karşı Mücadele

. . . .

........... .. ....

93

A - Köylülüğün Sosyalist İnşaya Çekilmesi­ nin

Olanaksızlığı

Karşı Mücadele

. .

Troçkist

Teorisine

. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .

93

B - Sağ Oportünist «Kendiliğindenlik» Teo­ risine Karşı Mücadele

6

.

. . . . . .. .. . . . . . . .. . . . . . .

94

C

Kulakların Sosyalizm ile Bütünleşmele­

-

ri Sağ Oportünist Teorisine Karşı Mücadele . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . D - Sağcıların, Küçük-Köylü

96

Ekonomisinin

«İstikrarlılığı» ve Onun Sosyalizmle Bü­ tünleşmesi Kulakçı Teorisine Karşı Mü5

cadele . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Proletarya Diktatörlüğünün Çeşitli Aşa­

-

99

malarında Proletarya ile Köylülük Ara­ sındaki ilişki

. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

A - Rusya'da Proletarya ve Köylülük B

Sosyalist İnşa

-

Koşulları Altında

103 103

Prole­

tarya ile Köylülük Arasındaki İttifakın Biçimleri

. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . V - SSCB'nin DÜNYANIN EN BÜYÜK TARIM

İŞLETMELERİ ÜLKESiNE

106

DÖNÜŞÜMÜ ve

İÇİNDE BULUNDUGUMUZ AŞAMADA KÖ­ YÜN SOSYALİST DÖNÜŞÜMÜNÜN GÖ REVLERi . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1

-

Leninist Kooperatif sek

Aşaması

Olarak

Ü zerine Stalin 2

-

Köylülüğün

lll

Planının En Yük­

. . . .

Kollektifleştirme

.............................

lll

Ana Kitlelerinin

Sosyalist Büyük Ekonomi Yoluna Geçişi ve SSCB' nin Dünyanın En Büyük Tarım İşletmeleri Ülkesine Dönüşümü

. .

.......... ......

1 14

A - Köylülüğün Ana Kitleleriniri Kollektifleşmeye

Geçişi

. . .

. . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . ... . . . .

114

B - Tarımda Odak Noktası ve Sovyet ik­ tidarının Sağlam Bir Dayanağı Olarak Kollektif Köylülük C

-

.

. ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Kolhoz Köylülüğün Sosyal

116

Niteliği ve

Onun Sosyalist Yeniden Eğitiminin Temeli Olarak Kolhoz İşletmeleri

118

D - Kulakların Sınıf Olarak Ta sfiye Edilmesi Üzerine E

-

.

.... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Tarım İşletmeleri Ülkesi F

-

120

SSCB - Dünyanın En Büyük Sosyalist .

. . . . . . . . .... . .. . . . . .

ı;>ovyetler Birliği'nde Kollektif mik Zaferi

Sistemin . .

Tayin Edici

125

Ekonove Kesin

.. . ......... . . .. . . ........ .. . . .. ... . .......

126

7

·3- İçinde

Bulunduğumuz Aşamada Köye Proleter Önderliğin Görevleri .. ........ 134 A - Köyde Yeni Koşullar ve Proleter Öndediğin Görevleri . ..... .... . . . . ............ 134 B - Bolşevik Kolhazlar İçin Mücadelede En Önemli Kaldıraç Olarak Makine ve Traktör istasyonlarının ve Sovhozların Siyasi Şubeleri ........ . ........... . ............ 152 C- En Yakın Görevimiz - Tüm Kolhazcuları Varlıklı Hale Getirmek ...... . . .... 165 D - Artellerin Sağlamlaştırılması Görevi ve Komüne Dönüştürülmesinin Koşulları Üzerine Stalin .. ....... ........... . 173 .

.

.

.

. .

8

.

. . . . .

.

.

.

1- MAR KSiZM-LEN i N iZMDE

TAR I M VE KÖYLÜ SO RUNU

1

- Stalin'de sorunun konuluşu

Ba.zılan, Leninizmde temel olanın köylü soru­ nu olduğunu, köylülük sorununun; onuri rolü, öne­ mi sorununun Leninizinin çıkış noktasını oluştur­ duğunu sanıyorlar. Bu tamamen yanlıştır. Leniniz­ min baş son.ınu, onun çıkış noktası köylülük soru­ nu değil, tam tersine prolet�rya diktatörlüğü soru­ nudur, onun hangi koşullarda ele geçirileceği, han­ gi koşullarda sağlamlaştırılacağı sorunudur. Pro­ letaryanın iktidar mücadelesinde müttefikleri soru­ nu olarak köylü sorunu, türev bir sorundur. Ne var ki, bunun böyle olması, proleter devri­ minde ona düşen ciddi, yaşamsal derecedeki önemi bir nebze olsun bile azaltmaz. Rus Marksistlerinin saflan arasında köylü sorununu ciddi bir şekilde incelemenin, tam da birinci devrimin ( 1905) arife­ sinde, çarlığıri devrilmesi ve proletaryanın hege­ monyasının gerçekleştirilmesi sorunu tüm büyük­ lüğüyle Partinin önüne çıktığı ve önümüzdeki bur­ juva devriminde proletaryanın müttefikleri soru­ nunun can alıcı önemde bir sorun haline geldiği sı­ rada başladığı bilinir. Rusya'da köylü sorununun, 9

proleter devrimi döneminde, proletarya diktatör­ lüğü sorununun; onun ele geçirilmesi ve korunma­ sı sorununun, önümüzdeki proleter devriminde proletaryanın müttefikleri sorununa yol açtığı sıra­ da daha güncel hale geldiği de bilinir. Bu anlaşılır­ dır da: Her kim ki iktidarı ele geçirmeye doğru ilerliyor ve buna hazırlanıyorsa, kendisinin gerçek müttefiklerinin kimler olduğu sorusuna ilgi göster­ mek zorundadır. Bu anlamda köylü sorunu, proletarya dikta­ törlüğü genel sorununun bir parçası ve böyle bir sorun olarak da Leninizmin can alıcı önemdeki so­ runlarından biridir. İkinci Enternasyonal partilerinin köylü soru­ nu karşısındaki kayıtsız, hatta bazen doğrudan olmnsuz tavırları, yalnızca Batıdaki özgül gelişme lwşullarıyla açıklanamaz. Bu her şeyden önce, bu partilerin proletarya diktatörlüğüne inanmamala­ rıyla, devrimden korkmalarıyla ve proletaryayı ik· tidara getirmeyi düşünmemeleriyle açıklanır. Ama her kim ki devrimden korkuyorsa, proletaryayı ik­ tidara getirmeyi düşünmüyorsa, proletaryanın dev­ rimdeki müttefikleri sorunuyla da ilgilenmez onun için müttefikler sorunu, kayıtsız kalınacak bir sorundur, güncel bir. sorurı değildir. İkinci En­ ternasyonal kahramanlarının köylü sorununda ta­ kındıkları alaycı tavır bir görgü kuralı, «gerçek» Marksizmin isareti sayılır. Gerçekte ise bunda Marksizmin zerresi bile yoktur, çünkü proleter devrimin arifesinde köylü sorunu kadar önemli bir sorunda kayıtsızlık, proletarya diktatörlüğünü red­ detmenin öteki yüzü, Marksizme doğrudan ihane­ tin kuşku götürmez bir belirtisidir. Sorun şudur: Varlığının belirli koşullarından lO

dolayı köylülükte varolan devrimci potansiyel tü­ kenmiş midir, yoksa tükenınemiş midir, ve eğer tükenmemişse, bu potansiyelden proleter devrimi için yararlanmaya, köylülüğü, onun sömürülen ço­ ğunluğunu, Batıdaki burjuva devrimlerinde ve bu­ gün halen olduğu gibi, burjuvazinin yedek gücü ol­ maktan çıkarıp, pr.oletaryanın yedek gücü, onun müttefiki yapabilmek için gerekçeli bir wnut var mıdır? Leninizm, bu soruya olumlu yanıt verir, yani köylülüğün çoğunluğunun saflarında devrimci po· tansiyelin varolduğu görüşünü savunur ve bunlar­ dan proletarya diktatörlüğünün çıkarlan doğrultu­ sunda yararlanılabileceği görüşündedir. Rusya'daki üç devrimin tarihi, Leninizmin bu doğrultudaki vargılarını tamamıyla doğrular. CBundan şu pratik sonuç çıkar ki, köylülüğün emekçi kitleleri, köleliğe ve sömürüye karşı müca­ delelerinde, baskıdan ve sefaletten kurtulma uğ­ rundaki mücadelelerinde desteklenmek zorunda­ dır. Bu elbette ki, proletaryanın her köylü hareke­ tini desteklemek zorunda olduğu anlamına gelmez. Burada söz konusu olan, köylülüğün; proletaryanın kurtuluş hareketini doğrudan ya da dalaylı olarak ilerleten, proleter devrimin değirmenine şu ya da bu şekilde su taşıyan ve köylülüğü işçi sınıfının ye­ dek gü.cü ve müttefiklerine dönüştürmeye yardım eden hareketlerinin ya da mücadelelerinin destek­ lemnesidir. (Stalin: «Leninizmin Temelleri», Leni­ nizmin Sorunlan, Birinci Bölüm, SSCB' ndeki Yabancı İşçilerin Yayınevi Koo­ peratifi [Vegaar], Moskova 1932, s. 54 v.d., 1924.) (Türkçesi için bkz. J. V. Sta­ lin, Eserler, cilt VI, s. 122-124, İnter Ya­ yınları, 1989.) ll

2 - Tanmda kapitalizmin gelişme yasalan

Tarımda kapitalizmin genel gelişme yasaları ve bu yasaların çeşitli görünüm biçimleri en iyi Birleşik Devletler örneğinde i:ncelenebilir. Bu ince­ lemederi' aşağıdaki kısa cümlelerde özetlenebilecek şu sonuçlar çıkmaktadır: Sanayi ile karşılaştırıldığında, tarımda el eme­ ği, makineye oranla karşılaştırılamayacak bir tarz­ da güçlüdür. Fakat makine, önünde durulamaya­ cak bir şekilde ilerlemekte; ekonominin (çiftliğin) tekniğini yükseltmekte, onu büyütmekte ve daha kapitalist yapmaktadır. Modern tarımda makine­ ler kapitalistçe kullanılmaktadır. Tarımda kapitalizmin baş belirtisi ve ölçütü ücretli emektir. ücretli emeğin yaygınlaşmasını ve makine kullanımının artışını ülkenin bütün bölüm­ lerinde, tarımın tüm dallarında görmekteyiz. üc­ retli işçinin artışı, ülkenin kırsal nüfusunun ve top­ lam nüfusunun artışını geçmektedir. Çiftlik sahip­ lerinin (Farmer) sayısı, kırsal nüfustan daha ya­ vaş artmaktadır. Sınıf karşıtlıkları güçlenmekte ve keskinleşmektedir. Tarımda küçük işletmenin büyük işletme tara­ fından geri plana itilmesi ilerlemektedir. 1900 ve 1910 yılları itibariyle çiftiikierin toplam servetine ilişkin verilerinin karşılaştırılması bunu bütünüyle ispatlamaktadır. Ama bu geri plana itilme küçük gösterilmekte, küçük çiftçilerin durumu olduğundan olumlu gös­ terilmektedir, çünkü 1910 yılında Amerika'da araş­ tırmacılar, Avrupa'nın hemen her yerinde olduğu

gibi, çiftiikierin sınıflandırılmasını kadar kapsamlı

yüzölçümü ile

yoğunlaşması

sınırlandırmaktadırlar. Tarımın

ve çabuk oluyorsa,

ne

bu küçük ve

olumlu gösterme de o kadar açık hale gelmektedir. Kapitalizmin büyümesi kendisini yalnızca eks­ tansif işletmenin uygulandığı alanlardaki büyük öl­ çümlü çiftiikierin

hızlı gelişmesinde

göstermekle

kalmamakta, aynı zamanda intansif işletmenin ya­ pıldığı alanlardaki küçük ölçümlü kapitalist üretimin ortaya

daha büyük ve

çıkmasında da göster­

mektedir. Bir bütün olarak üretimin

büyük

işletmelerde

yoğunlaşması gerçekte daha güçlüdür; gerçekte kü­ çük işletmenin geri plana itilmesi, mutat, çiftlikle­

ri- yüzölçümlerine

göre gruplandıran verilerden çı­

kandan daha fazla ve derindir. Daha özenli, ayrın­ tılı ve bilimsel hazırlanan 1900 yılı sayımının veri­ leri, bu konuda hiçbir kuşkuya izin

vermemekte­

dir. Tarrrnsal küçük işletmenin mülksüzleştirilmesi sürmektedir. Karsı durulmaz bir sekilde son on,

'

yıllarda çiftçilerin toplam sayısı

içinde mülk sa-

hiplerinin yüzdesi. azalmakta, bunların (çiftçilerin) artışı nüfus artışının gerisinde

kalmaktadır. Ku­

zeyde, bu en önemli, tarımsal ürünlerin en büyük miktarını sağlayan ve ne köle ekonomisinin kalın­ tılarını ne de önemli sömürgeleşme tanımayan böl­ gede, çiftliklerine bütünüyle sahip olan mülk sa­ hiplerinin sayısı mutlak olarak azalmaktadır. Son on yılda hayvan sahibi çiftçilerin yüzdesi bir bütün olarak düşmüştür; süt veren . hayvan bulunduran­ ların yüzdesinin yükselmesi karsısında, -özellikle '

.

de küçük çiftçiler arasında- atsız çiftçilerin yüz-

desinin oldukça daha önemli derecede artması dur­ maktadır. Bir bütün olarak sanayi ve tarım üzerine tür­ deş ve ayın zamana ilişkin verilerin karşı karşıya koyulması, bize, tarımın karşılaştırılamayacak de­ recede geri kalmışlığına rağmen, gelişme yasaları­ nın dikkat çekici bir uyumluluğunu, hem birinde hem diğerinde küçük işletmenin geri plana itilme­ sini göstermektedir.* (Lenin: «Kapitalizmin Gelişme Yasaları Üzerine Yeni Materyaller:�>, Toplu Eser­ ler, cilt XVII, s. 825 vd., 1914.) *

Redaktörün Notu: Marksizmden burjuva bir karika­ tür yapan revizyonistler (Herz, David, Volimar v.d. ) , tarımda yoğunlaşma yasasını inkar ettiler, onlar ka­ pitalizm koşulları altında köyde küçük üretimin sağ­ larnlaşması teorisini orfaya attılar ve kapitalizm ta­ rafından köyde meydana getirilen sınıfsal çelişkileri örtbas ettiler. David şöyle yazıyordu: «Bunun temel sebebi, tarımsal üretimin en derin özünde yatmakta­ dır. Tarımsal üretim ile sınai üretim arasında derin­ lemesine bir özsel farklılık tanıdik Bu farklılık, ta­ rımda üretim sürecinin organik, sanayide ise meka­ nik bir olay olmasındadır.:ıo (Dr. Eduard David, «Sos­ yalizm ve Tarım>.>, Leipzig 1912, s. 681.) David'e göre bundan çıkan sonuç, küçük işletmeleri yıkıma ve or­ tadan kalkmaya sürükleyen sanayideki karmaşık ve büyük makinelerin muzaffer gelişimi, tarımın sını­ rında duracaktır; çii."lkü burada üretim araçlarının, hem ziraat hem de hayvancılığın temelini oluşturan organik süreçlerde hiç de belirleyici önemleri yok­ tur. «Araştırmalarımızın tümüne son olarak bir göz atar­ sak, önce şunu tespit edebiliriz: İşletmelerin yoğun­ laşması öğretisi tarım için geçerli değildir.» (Aynı yerde, s. 680. ) Sosyal-faşi�t Hilferding'in görüşüne göre, Marx'ın yönteminin uygulanması, yoğunlaşma yasasının ta-

. . . Büyük işletmenin teknik ve tünlüğü, rekabet

mücadelesinde

si ekonomi biçimlerinin geri

ekonomik üs­

kapitalizm-önce­

plana itilmesine ve

ortadan kalkmasına ve sermayenin artan yoğunlaş­ masına ve merkezileşmesine yol açtı. Yoğunlaşma ve merkezileşme yasası, sanayide, her şeyden önce küçük işletmelerin doğrudan doğruya çöküşlerinde ve kısmen onların büyük işletmelerin yardımcı or­ ganları konumuna

düşürülmesinde

ifadesini bul­

du. Toprak tekelinin ve mutlak rantın varlığı nede­ niyle zorunlu olarak genel gelişme temposunun ge· risinde kalan tarımda, yoğunlaşma ve merkezileş­ me yasası, sırf köylülüğün köylü tabakalarının

ayrışmasında ve geniş

proleterleşmesinde

şeyden önce küçük köylü

değil, her

ekonomilerinin açık ve

gizli biçimlerde büyük sermayenin egemenliği altı­ na sokulmasında da ifadesini buldu; küçük işletme ancak son derece büyük bir emek

harcayarak ve

rım için hiçbir önemi olmadığını gösterdi. Siyasetinin burjuva içeriğini sol laflarla maskeleyen Otto

Bauer

şöyle yazıyordu: «Tarımda gelişme başka

bir yol izlemektedir ... Fakat tarımda küçük işletme, hiç de· sanayide

olduğu gibi genel

olarak ortadan

kalkmamakta; hatta burada küçük işletme büyük iş­ letmenin zararına yer kazanmaktadır.

Tarımsal kü­

çük işletmelerin geniş kütlesi, bir dizi küçük işletme­ lerin ortadan kaldırdığı korkunç kaderden olacaktır . . . »

(Otto

Bauer:

«Orman ve

sakınmış

Meralar için

Mücadele», Viyana 1925, s. 235.) Bu burjuva gerici teorilerin siyasi anlamı,

modern

kapitalist toplumda proleter devrim olanağının inka­ rıdır. Eğer köylülük, kapitalizmde

yokolmayıp geli­

şecekse; böylece proletarya kırda

proletarya dikta­

törlüğü için

mücadelesinde hiçbir

müttefike sahip

olamayacak ve iktidarı ele geçirdikten

sonra kırda

büyük sosyalist ekonomiyi inşa edemeyecektir.

15

sistematik olarak normalin aıtında

tüketirnde bu­

lunmak pahasına bağımsızlık görüntüsünü kdruya­ bildi.

(Komünist Enternasyonal Programı, 1. Bölüm, 1. Kapitel, Carl Hoıym Nachjol­ ger Yayınevi, Hamburg - Berlin, s. 8 vd.) «Köylülüğün>> orta katmanlan zararına uç kat­ manlarını geliştiren köylülüğün ayrışması, kır nü­

l

fusunun iki yeni tipini ya atmaktadır. Her iki tipin· ortak belirtisi, ekonomilerinin meta ve para karak­ teridir. Birinci yeni tip, kır burjuvazisi veya zen­ gin köylülüktür.

Tarımsal pazar

üretimini bütün

çeşitli biçimleriyle yapan (bu biçimlerin en önemli belirtilerini IV. Bölümde tanımlamaktayız) bağım,

sız· köylüler bu gruba dahildir, sonra ticaret ve sanayi işletmeleri sahipleri, ticaret firmaları sahiple­ ri vs. girer. Tarımsal pazar üretiminin ticaret ve sanayi işletmeleri ile birleşimi, «tarım ile sanayiin birleşiminimı bu köylülüğe özgü

özel tarzıdır. Bu

zengin köylülükten çiftlik sahibi doğar; çünkü pazar için tahıl

(Farmer) sınıfı üretmek amacıyla

toprak kiralanması (tarım kuşağında) onların eko­ nomisinde çok büyük bir rol oynar, çoğu zaman [kendi

-

ÇN] toprak parselinin üstüne çıkan bü­

yük bir rol oynar. Burada çiftliğin

kapsamı çoğu

kez ailenin işgücünü aşar, böylece bir yanaşmalar grubunun ve dahası gündelikçiler

grubunun oluş­

ması zengin köylülüğün varlık koşulu haline gelir.* *

Ücretli emek kullanımının küçük-burjuvanın kaçınıl­ maz belirtisi olmadığını belirtiriz. Bu kavramın içine iktisat içinde tarafımızdan değinilen çelişkilerin var­ lığında her bağımsız pazar üretimi,

özellikle üretici

kütlesinin ücretli işçiye dönüşmesi halinde, girer.

Bu köylülüğe saf gelir olarak akan kullanılmaya hazır para aracı, ya köyüroüzde haddinden, fazla gelişmiş olan ticaret ve tefecilik işlerinde, ya da -uy� koşullarda- arazi satın alma, çiftliğin iyi­ leştirilmesi vs. de kullanılır. Tek kelime ile: Bunlar küçük çapta çiftlik sahipleridir [Agrarier - ÇN]. Sayısal olarak köylü burjuvazi tüm köylülüğün kü­ çük bir azınlığını oluşturur, belki de bütün çiftiik­ Ierin beşte birinden fazla bile değildir (bu da yak­ laşık olarak nüfusun onda üçü kadardır), elbette bu orantı çeşitli bölgelerde büyük farklılı.ldar gö& terir. Fakat köylülerin sahip olduklan üretim araç­ larındaki ve köylü tanm üretimindeki belirleyici payı nedeniyle köylü burjuvazi, tüm köylü ekono­ misinde kesin üstünlüğe sahiptir. Onlar bugünkü köyün egemenidirler. . . , Diğer yeni tip, kır proletaryasıdır, toprak parçasma sahip ücretli işçiler sınıfıdır. Yoksul köy­ lülük, bunların içinde tamamen topraksız köylüler de bu. gruba girer; fakat Rus kır proletaryasının en tipik temsilcisi, yanaşma, gündelikçi, aylakçı, in­ şaat işçisi veya başka yerde çalışan, toprak parça­ sına sahip işçidir. Bu tipin özellikleri şunlardır. Bir parçacık toprakta yapılmaya çalışılan ufacık çaplı çiftçilik, üstelik de bütünüyle çözülme durumunda olan bir çiftçilik (burada toprağın kiraya verilme­ si özel bir kanıttır), iş gücünü satmaksızın ( yok­ sul köylülüğün «rnesleğin) yaşamanın olanaksızlığı, olağanüstü düşük, büyük ihtimalle topraksız işçi­ nin yaşam standardının altında bir yaşam standar­ dı. * Kır proletaryasına tüm çiftiikierin yarısından =

*

Eğer yoksul köylülüğün toprak parçasına sahip ücret­ li işçiler sınıfına sayılmasının doğruluğu ispatlanmak isteniyorsa, köylülüğün hangi

bölümünün işgücünü

fazlası dahildir (bu da yaklaşık olarak nüfusun on­ da dördü kadardır), yani atsız

çalışan köylülerin

tümü ve sadece bir at ile çalışan köylülerin çok bü­ yük bölümü (bu, doğal olarak çeşitli yörelerde ye­ rel özelliklere göre üç aşağı beş yukarı değişmesi zorunlu olan sadece yaklaşık bir kitlesel tahmin­ dir). Daha bugünden köylülüğün böylesine önemli bir bölümünün kır proletaryasına sayılması varsa­ yımının

gerekçelerini

yukanda

ortaya

Yazınımızda kapitalizmin özgür, gereksinim duyduğu teorik tezinin basmakalıp

anlaşıldığı eklenmek

koyduk.

topraksız işçiye çoğu kez çok zorundadır. Te­

mel eğilim olarak bu tü:tnüyle doğrudur, ama kapi­ talizmin tarıma özellikle yavaş ve çok çeşitli biçim­ lerde girdiği unutulmamalıdır. Tarım işçilerine top­ rak dağıtımı çoğu kez çiftçilerin çıkanna gerçekleş­ tiğinden dolayı, toprak parçasına sahip tarım işçisi tipi bütün kapitalist ülkelerde bulunur... . . . «Köylülüğün» reformdan tipleri arasındaki ara tabaka orta lar meta ekonomisinin en az

sonra oluşan bu

köylülüktür. Bun·

gelişimi ile belirlen­

mektedir. Bağımsız tarımsal emek olsa olsa en iyi yıllarda ve çok uygun koşullarda bu köylülüğün ge­ çimini karşılar, bu nedenle bunlar olağanüstü gü­ vensiz bir durumda bulunurlar. Orta köylülerin ço­

ğu,

sadece sonra çalışarak ödenen borçlar ile, çoğu

kez işgücü satımı anlamına gelen yan "işlerle çiftlik­ lerini ayakta tutabilmektedirler. Her kötü hasat or­ ta köylüleri kitlesel olarak proletaryanın saflarına itmektedir. Sosyal konınnunda bu grup, kendisini sattığını, bun-ıı nasıl yaptığını göstermek yetmez; aynı zamanda işgücü satımının nasıl ve h angi tipte bir iş­ verene satıldığı gösterilmelidir.

cezbeden, fak�t yalnızca mutlu bir azınlığın başar­ dığı. bir üst gruba

çıkmak ile, sosyal

gelişmenin

tüm gidişinin zorladığı alt gruba düşmek arasında sallanmaktadır. Gördük ki, köy burjuvazisi yalnız­ ca alt grubun değil, orta köylüler grubunun da aya­

ğını kaydırmaktadır. Böylece kapitalist ekonomiye özgü orta grupların ortadan kalkmaya yüz tutma­ ları, aynı zamanda uç grupların sivrilmeleri gerçek­ leşmektedir - «köylülüğün

[ «Entbauerung»

-

ortadan

kalkmasn>

ÇN].

(Lenin; «Köylülüğün Ayrışması» [ 1899] TE, cilt 3, Berlin 1 929, s. 138 vd., 143)

3 -

Kapitalizm altında küçük köylü ekonomisinin akibetleri

Kapitalizmin temel ve ana eğilimi, hem

sa­

nayide hem de tarımda küçük işletmenin büyük iş­ letme tarafından geri plana itilmesidir. Bu geri pla­ na itilme yalnızca dolaysız

mülksüzleştirme anla­

mına gelmez. Aynı zamanda küçük

çiftçilerin yıl­

lar, onyıllar boyu sürebilen yıkımı ve çalışmak zo­ runda oldukları

koşulların kötüleşmesi

anlamına

gelir. Bu kötüleşme hem küçük çiftçilerin aşırı de­ recede çalışmasında ve kötü

beslenmesinde, hem

de omın gittikçe artan borçlanmasında,

hayvanla­

rm beslenmesinde ve genelde bakımında kötüleşme,

toprağın islenmesi, sürillmesi, gübrelenmesi vs. ko­ şullarının kötüleşmesinde, ve çiftliğin teknik dura­ ğanlığında vs. ifadesini bulmaktadır. Bilimsel araş­ tırmacının görevi, eğer kendis�ni, yıkıma düşen kü­ çük köylülerin durumunu burjuvazinin çıkarına bi­ linçli ya da bilinçsiz iyimser göstermekte suçlu yap-

19

mak isterniyorsa, her şeyden önce ve esas olarak yoksullaşmanın - hiç de basit ve tekdüze olma­ yan - özelliklerinin tam bir belirlenmesi; sonra da bu özelliklerin kaydedilmesi, izlenmesi, bunların yaygınlaşmasının mümkün olduğunca güvenli he­ saplanması ve zaman sürecinde değişiminin ince­ lenmesidir. Konunun bu çok önemli yanına zama­ nımız iktisatçılan ve istatistikçileri son derece az ilgi göstermektedirler .. . . . . Bu kırsal alam terk edenlerin kırsal nüfu­ sun hangi çevre, tabaka ve gruplarından, hangi ko· şunardan geldiği şeklindeki bilimsel açıdan çok önemli soru ister istemez ortaya çıkmaktadır. Her on yılda bir tek tek her tarımsal işletme üzerine, bu işletmedeki tek tek her hayvan üzerine çok ay­ rıntılı materyaller toplandığından dolayı; kaç adet ve hangi çiftiikierin şehire göç nedeniyle satıldığı veya kiraya verildiği; kaç adet aile efradımn, hangi nedenlerden devamlı veya geçici olarak tarımı terk ettiği sorusunu sormak kolaydır. Fakat böylesi so­ rular sorulman;ıaktadır. Araştırma, «kır nüfusu 1900'den 1910'a kadar % 59. 5'den % 53. 7'ye düştü}) şeklindeki bürokratik-basmakalıp rakamları aşma­ maktadır. Bu araştırmacılar, bu b asmakalıp rakam­ larm ardmda ne kadar sefalet, baskı ve yıkımın yat­ tığının farkında bile değillerdir. Ve kural olarak burjuva ve küçük-burjuva iktisatçılar kırdan göç ile küçük üreticilerin istisnasız malıvolması ara­ sındaki apaçık bağıntıyı görİnek istememektedir­ le!'. (Lenin: «Tarımda Kapitalizmin Gelişme Yasaları Üzerine Yeni Veriler», Toplu Eserler, cilt 1 7, s. 800 vd., 818 vd., 1914, Rusça.) ?.n

4

-

Kapitalizmin şimdiki bunalım döneminde küçük köylü ekonomisinin akibetleri

Kapitalist ülkelerde ekonomik bunalım, 1 tarım bunalımı ile içiçe geçerek, tarımsal metala­ rın fiyatlannın düşmesi ile yıkıma uğrayan, yük­ sek vergiler, harçlar, kiralar ve tefeci borçları al­ tında inim inim inleyen milyonlarca köylünün kor­ kunç ölçüde yoksullaşmasını hızlandırmaktadır. Küçük ve orta köylü çiftliklerinin azalma ve küçül­ me süreci şiddetle sürriıektedir. Tarım krizinin üs­ tesinden gelmek amacıyla burjuva hükümetler, ya­ şamsal önemdeki gıda maddelerinin ve tarımsal 1'2�:rı.maddelerin ekin alanlarını kısıtlama tedbirleri ;ılmaktadırlar. Bir dizi kapitalist ülkede, esas ola­ rak büyük kapitalist çiftliklerden oluşan tarımın g-:ttikçe ilerl�yen mekanizasyonu, geniş emekçi köy­ lli kitlelerinin hızla yoksullaşmasım daha da teşvik etmektedir. -

(KEYK XI. Oturumunun Tezleri ve Kararları, Carl Hoym Nachfolger Ya­ yınevi, Hamburg-Berlin, s. 5.) Bugünkü bunalım, savaştan bu yana ilk ekonomik krizidir. Bu, sadece dünyanın bü­ tün ya da nerdeyse bütün sanayi ülkelerini kapsa­ yan bir kriz anlamında bir dünya krizi değildir, sistematik olarak Almanya'nin ödediği milyarlarca marklık savaş tazminatını organizrnasına akıtan Fransa bile, bütün belirtilere göre krize geçmesi zorunlu olan bir durgunluğu önleyememiştir. Bu aynı zamanda sanayi krizi ile aynı anda gerçekle­ şen, dünyanın en önemli tanm, ülkelerini �apsayan, hammadde ve gıda maddelerinin her türlü üretimidünya

21

ni ilgilendiren tanm krizi ile birlikte bir dünya kri­ zi anlammdadır . . . . Bugünkü dünya krizi, genel karakterine rağmen eşitsiz gelişmekte ve şu ya da bu ülkeyi değişik zamanlarda ve değişik oranlarda sarrnakta­ dır. Sanayi krizi önce Polanya, Romanya ve Bal­ kanlar'da başladı. Bütün geçen yıl boyunca oralar­ da gelişti. Başlayan tarımsal krizin açık belirtileri daha 1928 sonunda Kanada, Birleşik Devletler, Ar­ jantin, Brezilya, Avustralya'da görüldü. Bütün bu dönem boyunca Birleşik Devletler'de sanayi yük­ selmektedir. 1929 yılının ortasına doğru Birleşik Devletler'de sınai üretim nerdeyse rekor seviyeye ulaşır. Dönüşüm ancak 1929 yılının ikinci yarısın­ dan itibaren başlar, ve sonra Birleşik Devletleri 1927 yılı seviyesine geri iten sanayi üretiminin fırtı­ nalı krizi gelişir. Bunu Kanada ve Japonya'daki sa­ nayi krizleri izler. Sonra iflaslar ve kriz Çin ve sö­ mürge ülkelere ulaşır. Buralarda kriz gümüş fiyatı­ nın düşmesiyle derinleşir ve feodal beylerin sömü­ rüsü ve çekilmez vergilerle bütünüyle çökertilen köylü ekonomisinin yıkılması, asın üretim krizi ile birleşir. Batı Avrupa'da ise kriz ancak bu yılın başlarında gelişmeye başlar, ama her yerde aynı hızla değil, hatta bu dönemde Fransa'da sanayi üretimi hala bir artış göstermektedir . . . . .. Dünya ekonomik krizi ... orta ve küçük kapitalist bütün tabakaları batırarak, çiftçi ve işçi aristokrasisinin bütün gruplanın yıkıma uğratarak ve milyonlarca işçi kitlesini açlığa mahkfun ederek yıkıcı etkisini [geliştirir] . .. (Stalin: 4:SBKP(B) XVI. Parti Kongre­ sine Merkez Komitesinin Siyasi Rapo­ ru», Leninizmin Sorunları, 2. Baskı. Ve­ gaar, Moskova 1934, s. 279 vd., 282, '

1930.)

22

.

5

Küçük meta üreticisinin ikili doğası ve onun devrimciliğinin karakteri üzerine Marksizm-Leninizm

-

Bugün, burjuvazinin karşısında duran bütün sınıflardan yalnızca proletarya, gerçekten devrimci bir sınıftır. öteki sınıflar çürümekte, sonunda da büyük sanayi ile birlikte ortadan kaybolmaktadır­ lar; büyük sanayinin özel ve asıl ürünü proletarya­ dır. Orta sınıflar, küçük sanayici, küçük tüccar, za­ naatçı, köylü, bütün bunlar, burjuvaziye karşı, var­ lıklarını orta sınıflar olarak yok olmaktan kurtar­ mak için mücadele ederler. Onun için, bütün bun­ lar, devrimci değil, tutucudurlar .. Hatta gericidirler � de, çünkü tarihin çarkını geri döndürmeye çalışır­ lar. Eğer devrimcilikleri tutarsa, bu· ancak proletar­ yanın saflarına gelip çatan geçişlerini göz önünde tutmaları yüzündendir; onlar böylece, o andaki çı­ karlarını değil, gelecekteki çıkarlarını savunurlar, kendilerini proletaryanın görüş açısına yerleştire­ bilmek için, kendi görüş açılarını terk ederler. (K. Marx ve F. Engels: «Komünist Ma­ nifesto», Marksizm - Leninizmin Küçük Kitaplığı, Vegaar, Moskova 1933, s. 23.)

Küçük köylüden başlayalım. Küçük köylü, ge­ nellikle, Batı Avrupa için, yalnızca tüm köylülerin en önemlisi olmakla kalmaz, ayrıca tüm bu sorun bakımından bize kritik örneği de sağlar. Eğer kü­ çük köylü karşısındaki konumumuzu saptarsak, kırsal nüfusun diğer öğeleri karşısındaki tutumu­ muzu belirlernemizi sağlayan ipuçlarına da sahip oluruz. 23

Küçük köylüden, burada, onun ailesi ile bir­ likte kural olarak işleyebileceğinden daha büyük, ve ailenin beslenmesi için zorunlu olandan da daha küçük olmayan bir toprak parçasının sahibini ya da kiracısını -özellikle sahibini- anlıyoruz. öy­ leyse bu küçük köylü, küçük zanaatçı gibi, modern proleterden, iş araçlarını henüz elinde bulundur­ ması bakımından ayrılan bir emekçi, yani geçmiş bir üretim tarzının bir kalıntısıdır. Kendi atası olan serf, bağımlı, ya da çok istisnai biçimde, öz­ gür, ama haraç ve angaryaya bağlanmış köylüden, üç bakımdan ayrılır: Birincisi, Fransız Devrimi, onu, toprak beyine borçlu bulunduğu feodal yü­ kümlülük ve hizmetlerden kurtarmış, ve çoğu du­ rumda, hiç olmazsa Ren'in sol kıyısında, toprağını onun kendi mülkiyetine vermiştir. - İkincisi, öz.­ yönetimli mera [Mark - ÇN] ortaklığının koru­ masım ve ona katılımı, böylece eski ortak meradan yararlanma payım yitirmiştir. 0Ttak mera, ya eski feodal bey, ya da Roma hukukuna dayanan aydın­ lanmış bürokratik bir yasama tarafından el çabuk­ luğuna getirilmiş, ve böylece küçük köylü, yem sa­ tın almaksızın iş hayvanlarım besleme olanağından yoksun bırakılmıştır. Ama iktisadi bakımdan, me­ radan yararlanmamn yitirilmesi, feodal yükümlü­ lüklerin ortadan kalkmasım falzasıyla telafi eder; kendilerine ait iş hayvanları olmayan köylülerin sayısı durmadan artar.- üçüncüsü, bugünkü köy­ lü, bir de eski üretken çalışmasının yansım yitir­ mekle ayırdedilir. Eskiden o, ailesi ile b1rlikte, ge­ reksindiği sanayi ürünlerinin çok büyük bir bölü­ münü, kendi. üretmiş bulunduğu hammaddeler yar­ dımıyla kendi üretiyordu; eksik kalan şeyler, tarım yanında bir zanaat daha yapan ve çoğu zaman 24

ürünleri takas etme ya da karşılığında hizmet yap­ ma yoluyla ödenen köy komşuları tarafından sağla­ nıyordu. Aile. ve hele köy, kendi kendilerine yeti­ yorlar, ve kendileri için gerekli

olan şeylerin he­

men hepsini üretiyorlardı. Nerdeyse arı durumda­ ki doğal ekonomiydi bu. Paraya hemen hiç gerek­ sinim duyulmuyordu. Kapitalist üretim, para ikti­ sadi ve büyük sanayi aracıyla, bu duruma son ver­ di. Ama eğer meradan yararlanma, bunun varlığı­ nın temel bir koşulu idiyse, bir sınai yan işletme de bir başka temel koşul idi. Böylece köylü .gitgide da­ ha aşağı düşer. Vergiler, kötü hasatlar, miras pay­ laşmaları, davalar köylüleri birbiri arkasına tefeci­ nin ocağına düsürürler, borçlanma, her biri için,

;,_

gitgifle daha ge el ve gitgide daha

büyük bir şey

olur - kısacası, bizim küçük köylümüz, geçmiş bir üretim tarzmın her tür kalıntısı

gibi, çaresiz bir

biçimde yıkıma mahkfundur. Geleceğin bir prole­ teridir. Böyle bir kişi olarak, sosyalist

propagandayı

can kulağı ile dinlemesi gerekir. Ama içine işlemiş bulunan mülkiyet duygusu, onu henüz bundan alı­ koyar. Kendi bir avuç toprak

parçasını korumak

için ne kadar sert bir biçimde savaı;nm verme zo­ runda kalırsa, umutsuzluk onu oraya ne kadar sıkı bir biçimde kenetler, toprak mülkiyetinin ortakla­ şa mülkiyete geçirilmesinden

söz eden sosyal-de­

mokrat da ona o kadar, tıpkı tefeci ve avukat gibi, tehlikeli bir düşman olarak görünür. (F. Engels: «Fransa ve Almanya'da Köylü Sorunu», 1 894. «Küçük Ekono­ mik Yazılar»dan. Komünizmin Temel Kitapları, cilt 22, s. 1 36 vd.)

. . . «Emekçi ve sömürülen kitlelerin hoşnutsuz­ luğu artmaktadır» - bu doğrudur, fakat burada yapıldığı gibi küçük üreticilerin hoşnutsuzluğu ile proletaryamn hoşnutsuzluğunu özdeş olarak gör­ mek ve birleştirmek bütünüyle yanlıştır. Küçük üreticilerin hoşnutsuzluğu çoğu kez, küçük mülk sahipleri olarak varlıklarını korwnak çabasını uyandırmaktadır ( ve kaçınılmaz olarak onlarda ve­ ya onların önemli bir bölümünde bu çabayı uyan­ dırmak zorundadır ), yani va:ııolan sistemin temel­ lerini savunmak ve bu şekilde daha da geriye dön­ mektir. . . . min bir mücade­ lesi değildi, tam tersine burjuva gelişmenin Ameri­ kan tarzı için, Prusya tarzına karşı bir rnücadeley­ di. Rusya'nın serfliğin bulunmadığı, bütünüyle ve­ ya esas olarak özgür köylünün

tarım ile uğraştığı

bölgelerinde ( örneğin reformdan sonra leştirilen Volga ötesindeki

somurge­

bozkırlarda, Yeni Rus­

ya'da, Kuzey Kafkasya'da) , kapitalist

gelişme ve

üretici güçlerin gelişmesi, feodal düzenin kalıntı­ ları tarafından ezilen merkezi bölgelerle karşılaştı­ rılamayacak bir şekilde daha hızlı bir

tempo ile

gerçekleşmiştir. (Lenin: mın Kafkasyalı yandaşlarının sonuna ka­ dar düşünmedikleri

·

için o çok korkttiklan

«burjuvazinin devrimden

yüz

.şeye,

çevirmesi»ni sağla­

yan güçlere ) dayanmalıdır.

Proletarya, zor yoluyla otokrlasinin ilirencini ezmek ve burjuvazinin yalpalayan tavrım etldsiz hale getirmek için köylü yığınlanın kendi yanına çekerek demokratik devrimi sonuna kadar götür­ melidir. Proletary�, zor yoluyla burjuvazinin diren­ cini kırmak, köylülüğün ve küçük-burjuvazinin yal­ palayan tavrım etldsiz hale getirmek için, halkın yan-proleter unsurlarım kendi yaruna çekerek sos­ yalist devrimi yapmalıdır. Yeni-lskra'cılann devri­ min kapsamı üzerine bütün savlannda ve kararla43

nnda o denli dar bir biçimde sunduldan proletar­ yamn görevleri, işte bunla-rdır. (Lenin: «Demokratik Devrimde Sosyal­ Demokrasinin İki Taktiği�, Toplu Eser­ ler, cilt 8, s. 126 vd., 1905.)

5

Bolşevizmin tanm }l'rogranıı ve Menşevik belediyeleştirme progranıının liberal-burjuva özüııün teşliiri -

Eğer sorunu, demokratik devrim sosyal-demokrasinin

dÖneminde,

proletarya ve köylülüğe ver­

mesi . gereken basit ve açık öğütler şeklinde ortaya koymaya çalışırsak,

HSDİP'nin tarım

programı

sonınu çok daha açık hale gelecektir. Birinci öğüt mutlaka şu olacaktır: köylü ayak­

lanmasının tam zaferi için elinizden Böyle

bir zafer olmaksızın, ne çiftlik

geleni yapın. sahiplerinin

«topraklarını ellerinden» almaktan ne de gerçekten demokratik bir devletin kurulmasından

ciddi ola.­

rak söz etmek bile olanaksızdır. Ve kÖylülüğü ayak­ lanmaya çağıran slogan

ancak şu olabilir:

Tüm

çiftlik sahiplerinin topraklarına el koyulması C ge­ ri satın alma sorununu karanlıkta bırakacak genel bir istirı:.lak ya da mülksüzleştirme kesinlikle de­ ğil ) , ve Kurucu Meclis'ten önce,

mutlaka Köylü

Komiteleri tarafından el koyulması. Bunun dışındaki herhangi bir öğüt ( Maslov ta­ rafından ortaya atılan «istimlak» ve onun tüm be­ lediyeleştirme şiarı dahil ) , köylülüğü, ayaklaruna yoluyla değil, ama

sorunlarını

çiftlik sahipleriyle

pazarlık, gerici merkezi yönetimle pazarlık yoluyla eözmeve calhrmaktır, sorunun . devrimci yoldan de-

49

ğil, bürokratik yoldan çözümü doğrultusunda yapı­ lan bir çağrıdır; çünkü en demokratik bölgesel ku­ ruluşlar ve Zemsti/10 kuruluşları bile, kene!i bölge­ sindeki çiftlik sahipleri ile hesaplaşacak ve daha sonra Tüm Rusya Kurucu Meclisi tarafından onay­ lanacak hakları şiddet yoluyla alan devrimci Köylü Komiteleri ile karşılaştırıldıklarında, bürokratik olmaya mahkümdurlar. İkinci öğüt mutlaka şu olacaktır: siyasal dü­ zen baştan aşağı deJ?-okratikleştirilmedikçe, cum­ huriyet olmadıkça ve halkın egemenliği gerçekten güvence altına alınmadıkça, gerek köylü ayaklan­ masının kazanımlarını elde tutabilmeyi gerekse da­ ha ileri adınılar atmayı düşünmek saçma olıl:cak­ tır. işçilere ve köylülere bu öğüdümüzü özellikle açık ve kesin formüle etmeliyiz ki, kafalarındaki tüm kuşkular, yanlış anlamalar, belirsizlikler ya da gerici bir merkezi yönetim altında büyük toprak mülkiyetinin parçalanması gibi saçmalıkların örtü­ lü varsayımları silinsin. Ve bu nedenle, siyasi öğüt­ lerimizi vurgulayarak önplana çıkarırken, köylüle­ re şunu söylemeliyiz: Toprağı alın, ama daha da ileriye gidin, yoksa büyük burjuvazi ve çiftlik sa­ hipleri tepenize binerler ve sizi gerisin geriye savu­ rurlar. Yeni politik kazanımları elde etmeden, bir bütün olarak toprakta özel mülkiyete daha da güç­ lü yeni bir darbe indirmeden toprağı alamazsınız ve elinizde tutumazsınız. T:oplumsal yaşamın tü­ münde olduğu gibi, politikada da, ileriye gitmemek geriye savrulmak demektir. Ya demokratik devri­ min güçlendirdiği burjuvazi ( ki demokratik dev­ rim doğal olarak burjuvaziyi güçlendirir ) , köylüle­ rin ve işçilerin tüm kazanımlarını ellerinden ala­ caktır, ya da proletarya ve köylü kitleleri kendileri-

ne ileriye doğru yol açacaklardır. Ve bu, cumhuri­ yet ve halkın tam egemenliği demektir. Bu, -cum­ huriyeti kazanma koşuluyladevriinde olanaklı maksimum demokrasisinin

burjuva-demokratik olarak ve burjuva

zaferinden sosyalizm

için gerçek

mücadelenin başlangıcı için doğal ve gerekli ileriye doğru bir adım olarak toprağın tümünün millileş­ tirilmesi dernektir. üçüncü ve son öğüt şudur: kent ve kırın pro­ leterleri ve yarı-proleterleri, ayn örgütlenin! Hiçbir mülk sahibine -küçük de olsa,

«emekçi» de ol­

sa- güvenmeyin! Meta üetiİni sürdüğü sürece, kü­ çük iktisactın çekiciliğine kapılmayın! iKöylü ayak­ lanmasının

zaferi ne

kadar yakınlaşırsa,

köylü

mülk sahibinin proletaryanın

aleyhine dönmesi o

denli yakınlaşır, proletaryanın

kendi bağımsız ör­

gütüne sahip olması o denli zorunlu olur, bizim o denli güçlü, o denli inatçı, o denli kararlı, o denli yüksek sesle tam bir sosyalist devrim uğruna çağ­ rıda bulunmamız zorunlu olur. Sonuna dek köylü hareketinin yanındayız ; ama bu

hareketin başka

bir sınıfın hare�eti olduğunu, sosyalist devrimi ta­ mamlayabilen ya da tamamlayacak olan sımfın ha­ reketi olmadığını akıldan çıkarmamalıyız.

Ekoncr

mik bir eylem olarak toprak dağıtımı konusunda ne yapılmalı

sorusunu bir kenara

bırakmarnızın

nedeni budur : bu sorun burjuva toplumunda çözü­ lebilir, ve bu sorunu ancak büyük ve küçük mülk sahipleri çözeceklerdir. Bizi en çok ( köylü ayaklan­ masının zaferinden sonra ise nerdeyse salt ) i!gilen­ diren şey, kır proletaryasının ne yapması gerektiği­ dir. Biz, esas olarak bu sorunla ilgilendik ve ilgile­ neceğiz ve t oprağın dengeleyen kullanımı ve benze­ ri gibi seyler icat etmeyi, küçük-burjuvazinin ide,

.

.

ologlarına bırakıyoruz. Bu soruya,

yeni, burjuva­

demokratik Rusya'nın temel sorusuna yanıtımız şu­ dur : Kır proletaryası, tam sosyalist devrim için sa­ vaşmak üzere kent proJetaryası ile birlikte bağım­ sız olarak örgütlenmelidir. Dolayısıyla, tarım programımız üç ana bölüm­ den oluşmalıdlr. Birincisi, büyük toprak mülkiyeti­ ne karşı devrimci bir köylü saldırısı için en karar­ lı çağrının formüle edilmesi; ikincisi, köylülerin ka­ zanımlarının pekiştirilmesi ve

demokrasinin zafe­

rinden sosyalizm uğruna verilecek doğrudan prole­ ter mücadeleye geçiş için hareketin atabileceği ve atması gereken bir sonraki adımın kesin olarak ta­ nımlanması ; üçüncüsü ise, köylü

ayaklanmasının

zaferi yakıniaştıkça daha acil olarak karşımıza çı­ kan ve daha ısrarlı bir biçimde açık bir formülas­ yonu gerektiren, partinin proleter nin gösterilmesidir

sınıf görevleri­

_

Maslov'un programı, bugün Rusya

Sosyai�De­

mokrat İşçi Partisi'nin çözmek zorunda olduğu te­ mel görevlerin hiçbirini

çözmemektedir; bu prog­

ram, şimdiden, derhal, bugünün en anti-demokra­ tik devlet döneminde, köylü hareketini zafere götü­ ren şiarı vermemektedir, - bu program, tarım re­

furmların.ı tamamlamak ve pekiştirmek için zorun­ lu olan politik dönüşümlerin kesin bir tanımlama­ sını vermemektedir, - en tam ve en tutarlı demok­ rasi koşullarında tarım reformları alanında zorun­ lu olan önlemlere işaret etmemektedir,

-

tüm bur­

juva-demokratik dönüşümlere karşı Partimizin pro­ leter tutumunun karakterizasyonu yoktur. Bu prog­ ram, ne «birinci adımmn koşullarını ve ne de �apmak ve bunun için gerekli «köylülere kar­ şı oldukça liberal tavrı» pratiğe koymanın, ancak Sovyetler Birliği'nde derhal ve tamaı:nen mümkün olduğu, köylüler yararına bu ve benzeri önlemlerin Rusya'da daha bugünden uygulandığı açık değil midir? Bu durumun da,, Sovyet ülkesinde iktisadi inşayı kolaylaştıracağı ve ilerleteceği nasıl yadsına­ bilir? İkincisi. Rusya'daki tarım, B atının tarımı ile karıştırılmamalıdır. Orada tarımın gelişmesi, ka­ pitalizmin her zamanki çizgisini izler, bir uçta bü­ yük çiftlikler ve özel kapitalist latifundiyalarla, öteki uçta yoksulluk, sefalet ve ücret köleliği ol­ mak üzere köylülüğün derin bir . farklılq,şması ko·

*

Aynı yerde, s. 149 vd.

şullarında olur. Dolayısıyla orada çökme ve çuru­ me tamamıyla doğaldır.

başkadır.

Rusya'da ise

Bizde tarımın gelişmesi, bu yolu izleyemez; sadece Sovyet iktidarının varlığı ve en önemli üretim alet­ lerinin ve araçlarının millileştirilmiş böyle bir gelişmeye izin vermez.

olması bil_e

Rusya'da tarımın

gelişmesi başka bir yoldan yürümek

zorundadır;

milyonlarca küçük ve orta köylünün kooperatifler­ de birleşmesi yolunu, kırda, devletin tanıdığı ter­ cilıli kredilerle desteklenen kitlesel kooperatifierin gelişmesi yolunu izlemek zorundadır. Lenin, koope­ ratifçilik üzerine yazılarında, bizde tarımın geliş­ mesinin yeni bir yoldan yürümek zorunda olduğu­ na ; köylülerin çoğunluğunun

kooperatifler

lığıyla sosyalist inşaya çekilmesi

aracı

yolunu, ilkönce

sülüm alanında ve daha sonra tarımsal ürünlerin üretimi alanında da giderek kollektivizm

ilkeleri­

nin tarımın içine işlemesi yolunu izlemek zorunda olduğuna isabetle işaret etmiştir. Bu bakımdan tarım kooperatiflerinin faaliye· tiyle bağlantı içinde kırda

gözlemlenen bazı yeni

görünümler son derece ilginçtir. Tüm-Rusya Tarım Kooperatifleri Birliği içinde, tarımın tek tek dalla­ rı için, keten, patates, yağ vb.

üretimi için büyük

geleceği olan yeni büyük örgütler ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında örneğin Keten Merkezi, köylü ke­ ten yetiştiricHerini tüm bir ağla

kucaklamaktadır.

Keten Merkezi köylülere tohum ve üretim araçları sağlamakta, sonra bu köylülerden

ürettikleri tüm

keteni satın almakta ve bunu toptan

pazara sür­

mektedir; köylülere kazançtan pay sağlamakta ve böylece köylü iktisadını Tüm-Rusya Tarım Koope­ ratifleri Birliği aracılığıyla devlet

sanayiine bağla­

maktadır. Böyle bir üretim örgütü

biçimini nasıl

79

adlandırmalı ? Bence bu, tarım alanındaki büyük çaplı devlet sosyalizmi üretiminin, evdeki sistemidir. Burada, devlet sosyalisti

çalışma

üretimin evde

çalışma sisteminden söz ederken, kapitalist düzen­ de, örneğin

tekstil sanayiinde

hammaddeleri ve

aletleri kapitalistten alan ve tüm ürünlerini kapita­ liste teslim eden ev işçilerinin, pratikte

evde çalı­

şan yarı-ücretli işçiler durumunda oldukları, evde çalıştırma sistemiyle analoji kurmaktayım. Bu, ta­ rımın gelişmesinin bizde izlemesi gereken yolu gös­ teren birçok belirtiden biridir. T'arımın diğer kolla­ rında buna benzer belirtileri burada anmanın gere­ ği yoktur. Kanıtlamaya gerek yoktur ki, köylülüğün mu­ azzam çoğunluğu, bu yeni gelişme yolunda istekle ilerleyecek ve özel kapitalist

latifundiyalar ve üc­

retli kölelik yolunu, sefalet ve yıkım yolunu redde­ decektir. Tanmımızın

gelişme yollan

hakkında. Lenin

şöyle diyor : « . . . Tüm büyük çaplı üretim araçlarının devle­ tin tasarrufunda olması, devlet iktidarının proletar­ yanın ellerinde olması, bu proletaryanın milyonlar­ ca küçük ve küçücük köylülerle ittifakı, bu prole­ taryanın köylülük karşısındaki yönetici konumunun güvenlik altına alınmış olması vs. - tüm bunlar, daha önce küçümseyerek bezirganlık olarak gördü­ ğümüz ve şimdi, NEP düzeninde bazı bakımlardan öyle görmekte haklı olduğumuz kooperatiflerden, hareket ederek, tam bir sadece kooperatiflerden sosyalist toplumu kurmak için gerekli olan her şey değil mi? Bu, henüz sosyalist bir toplumun kurulu­ şu değildir, ama bu kuruluş için gerekli ve yeterli olan her şeydir.�* *

Lenin: «Kooperatifçilik Üzerine�, Toplu XVII.

Eserler, cilt

D�a sonra Lenin, proletarya diktatörlüğü al­ tında tmek

isteniyorsa, kulaklara karşı saldırı melidir.

böyle yürütül­

İşte bunun için biz, s on zamanlarda, kulakla­ rın sömüıiicü eğilimlerini sınırlama politikasından, kulaklan sınıf olarak tasfiye etme politikasına geç­ miş bulunuyoruz. Peki, kulakların roülksüzleştirilmesi politika­ sında durum nedir, genel kollektifleştirme bölgele­ rinde kulakların mülksüzleştirilmesi caiz midir ? · diye soruluyor çeşitli yanlardan. Gülünç bi:ı: soru; Kulakların söroüıiicü eğilimlerini sınırlama göıii­ şünü benimsediğimiz sürece, kulaklara karşı kesin bir saldırıya girişme olanağına sahip olmadığırruz sürece, kulak üretiminin yerine kolhazların ve sav­ hazların üretimini geçirme olanağına sahip almadı­ ğımız sürece, kulakların mülksüzleşt�rilroesi caiz değildi. O sıralar kulakların mülksüzleştirilmesini caiz görmeyen bir politika gerekliydi ve doğruydu. Ya bugün? Bugün durum başkadır. Bugün kulak­ lara karşı kesin bir saldırıya girişme, onun direni· şini kırma-, onu sınıf olarak tasfiye etme ve kulak üretiminin yerine kolhazların ve sovhozların üreti­ mini geçirme olanağına sahibiz. Bugün artık, ku� laklann roillksüzleştirilmesi işi, toptan kollektifleş­ tirmeyi gerçekleştiren yoksul ve orta köylü kitlele­ rinin kendileri tarafından uygulanmaktadır. Bugün artık kulakların roülksüzleştirilmesi işi, toptan kol­ lektifleşme bölgelerinde basit bir idari önlem ol­ maktan çıkmıştır. Bugün orada kulakların mülk­ süzleştirilmesi işi, artık kolhazların kuruluş ve ge­ lişmesinin bir bileşeni olmuştur. Bu nedenle bugün uzun uzun kulaklann mülksüzleştirilmesi konusu üzerinde durmak gülünçtür ve pek ciddi bir tutum

sayılamaz. Kellesi uçurulamn saçları için gözyaşı dökülmez, der bir Rus atasözü. Kulakların kolhoza kabul edilip edilmeyeceği sorusu da daha az gülünç değildlr. Elbette ki on­ lar kolhaziara kabul edilemez. Edilemez, çünkü ku­ laklar, kolboz hareketinin en azılı düşmanıdır. Bu gayet berraktır. (Stalin: «SSCB'nde Tarım Politikasının Sorunları Üzerine�, Leninizmin Sorun­ ları, İkinci Bölüm. Moskova 1934, s. 224 vd., 1929.)

E

,...-

SSCB - dünyamn en büyük sosyalist tarım işletmeleri ülkesi

Bir yandan sanayiin hızlı büyümesi ve diğer yandan kulakların sınıf olarak tasfiyesi politikası­ mn başarıyla uygulanması, tarıma traktörler ve en yeni tarım makinelerinin sağlanmasım, bireysel kü­ çük köylü işletmelerinin büyük kolhazlarda birleş­ tirilmesini ve geniş bir tahıl ve hayvancılık savhaz­ lan ağının örgütlenmesini mümkün kılmıştır. Beş yıllık plan döneminde tarım şunları elde etmiştir : a ) Toplam 1 ,9 milyon beygir gücünde 120 OOO'den fazla traktör; b ) 1 ,6 milyar ruble tuta­ rında tarım makineleri ; özellikle römorkörlü mo­ dern kombine makinelerin güçlü artışı dikkate alı­ mrsa, bunlarla 1928 yılı ile karşılaştırıldığında tarı­ mın mekanik donatımı iki mislinden fazla artmış­ tır. Son dört yılda modern iş aletleri, tamirhane­ ler, otomobiller vs. ile donatılan 2446 Makine ve TraktÖr istasyonu örgütlenmiştir. Son üç yılda, köylü işletmelerinin % 60'ından 125

fazlasını ve tüm ekilebilir köylü alanının yaklaşık

% 75'ini kapsayan 200 OOO'in üzerinde kolhaz örgüt­ lenmiştir. Aynı dönemde, 5000 sovhoz ( tahılcılık, hayvan­ cılık ve sanayi bitkileri için ) örgütlendi; kolhazlar ve sovhozlar, birlikte, tüm ekilebilir alanın yaklaşık

% 80'ini oluşturuyor. Bütün bunlardan çıkan sonuç şudur: a) Kulaklar paramparça edilmiş, tarımda ka­ pitalizmin kökleri harap edilmiş , bununla kırsal alanda sosyalizmin zaferi güvence altına alınmış, ve kolhazlar sosyalist inşanın sağlam bir dayanağına dönüşmüştür; b ) Küçük, dağınık bireysel

köylü işletmeleri­

nin sosyalist büyük işletmelerin yörüngesine saklll­ ması tarihsel görevi çözülmüş, ve Sovyetler Birli­

ği bir küçük-köylü ülkesinden, dev bir büyük-tarım ülkesine dönüşmüştür.

(SBKP [B ] MK ve MKK Ocak 1 933 Or­ tak Plenumunun Birinci Beş Yıllık Pla­ nın Sonuçları Üzerine Kararları, Mos­ kova 1 933, s. 8 vd.) ·

F

-

Sovyetler BirUği'nde kollektü ekonomik siStemin tayin edici ve kesin zaferi

Tarımda gelişme biraz farklı bir yol izledi. Ra­ por döneminde, tarımın başlıca

dallarındaki yük­

selme, sanayide olduğundan çok daha yavaştı ; yine de gelişme, bireysel ekonominin nemdekinden daha

hızlı oldu.

başat olduğu dö­ _ Hayvancılıkta ise

hatta ters yönde bir sürece tanık olduk - hayvan mevcudunda bir azalma oldu. Ancak 1933 yılmda-

dır ki, - ve o da yalnızca domuz yetiştiriciliğin­ de - ilerleme belirtileri görülür hale gelmiştir. Dağınık küçük - köylü işletmelerini kolhazlar halinde birleştirmenin son derece büyük güçlükle­ ri; nerdeyse ıssız bölgelerde tahıl yetiştirilmesi ve hayvancılık için çok sayıda büyük işletme kurma çetin işi ve bir bütün olarak yeniden örgütlenme dönemi, bireysel ekonomiye dayalı tarımın dönüş­ türilimesi ve yeni kolhozcu yola geçişi dönemi, pek çok zaman ve büyük masraflar isteyen bu dönem : bütün bu etkenlerİn, tarimda, zorunlu olarak daha yavaş bir ilerleme temposuna, aynı şekilde, hayvan mevcudunun gelişmesi bakımından göreli uzunca bir gerileme dönemine yol açtığı açıktır. Meselenin özü itibariyle rapor dönemi, tarım için hızlı bir ilerleyiş ve güçlü bir atılım dönemi olmaktan çok, yakın gelecekteki bu ilerleyiş ve bu atılım için önkoşulların yaratıldığı dönem oldu. Eğer tüm kültürler için, sonra da yalnız sana­ yi bitkileri- için ekilen alanın artışına ilişkin verileri alacak olursak, rapor dönemi içinde tarımın geliş­ mesine ilişkin şu tablo elde edilir: _

Sovyetler Birliği'nde tüm kültürlerin ekim alam ( Milyon hektar olarak ) 1913 Ekili alanların 1 05.0 tümü Bunlardan: a) Tahıl kültürleri 94.4 b) Sanayi bitkileri 4.5 c) Sebze ve meyve 3.8 d) Yemlik ürünler 2 . 1

1929

1 930

1931

1932

1933

1 1 8.0

1 27.2

1 36.3

134.4

129.7

96.0

101.8

104.4

99.7

101.5

8.8

10.5

14.0

14.9

1 �.0

7.6 5.0

8.0

9.1

9.2

8.6

6.5

8.8

10.6

7.3

Sovyetler Birliği'nde sınai bitkilerin ekim alam ( Milyon hektar olarak)

1913 Pamuk 0.69 Keten (uzun lifli ) 1.02 �eker pancarı 0.65 Yağ bitkileri 2.00

1929

1930

1931

1932

1933

1.06

1 .58

2.14

2.17

2.05

1 .6 3

1.75

2.39

2.51

0.77

1.04

1 . 39

1.54

2.40 1.21

5.20

5.22

7.55

7.98

5.79

Bu tablolar, tarımdaki

iki temel çizgiyi dile ge­

tirmektedirler: 1

-

Tannun yeniden örgütlenmesinin tam hız­

la ilerlediği, kolhazların onbinlerle kurulduğu, bun­ ların kulakları topraktan kovup, boş kalan toprak­ lara sahip çıktığı ve bu toprakları sımsıkı ele ge­ çirdiği sırada, ekim alanlarmm mümkün olduğun­ ca genişletilmesini amaçlayan çizgi. 2 - Ekim alanlarının gelişigüzel genişletilme­

sinden vazgeçildiği ve toprağın

işlenme koşulları­

nın iyileştirilmesine, rasyonal bir münavebeli ekim ve nadas

sistemiİıin

uygulanmasına,

rekoltenin

yükseltilmesine ve pratik öyle gerektirdiğinc;ie, var­ olan ekim alanlarının geçici olarak

azaltılmasına

geçildiği zamanki çizgi. Bilindiği gibi, ikinci çizgi

-tarımdaki biricik

doğru çizgi-, tarımın yeniden örgütlenmesi döne­ minin sona erdiği ve rekoltenin

yükseltilmesinin

tarımın ilerleyişinin temel sorunlarından biri hali­ �e geldiği 1932'de ilan edildi.

Ama ekim alanının genişletilmesine ilişkin ve­

riler, tarımın gelişmesinin tam doyurucu belirtile­ ri s.ayılamazlar. Olur ki, ekim alanları artar, ama ü retim artmaz, hatta düşer, çünkü toprağın işlen-

mesi kötüleşmiştir ve ekim alanı birimi başına re­ kolte gerilemiştir. Bundan d