Çağdaş Türk Edebiyatı 4 Cumhuriyet Dönemi 2 öykü, Roman, deneme, eleştiri, edebiyat tarihi, tiyatro, düşün [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

BİLGİ YAYINLARI/ ÖZEL DİZİ :

ISBN 975 494 - 283 - 8 (Tk. No.) ISBN 975 - 494 - 298 6 (4. Kitap) 92 06 y. 0105. 0415 -

-

Birinci Basım

1987

Gtnişletilmiş İkinci Basım Mart 1992

BiLGi YAYINEVI

Meşrutiyet Cad. 46 ı A Telf 43181 22

434 12 71 434 49 98 - 434 49 99 431 77 58 -

Faks

Yenişehir -Ankara

BiLGi DAGITIM Babıali Cad. 19 ı 2 Telf 522 52 01

Faks 527 41 19 Ca�alo�lu - lstanbul

- 526 7ö 97

29 / 4

ŞUKRAN KURDAKUL ""'

..

ÇAGDAŞTURK EDEBİYATI iV CUMHURİYET DÖNEMİ / 2. Kitap ÖYKÜ. I ROMA� DE�EME I ELE,ŞT�.Rİ EDEBiYAT TARiHi TiYATRO ·DUŞUN •.



BİLGİ YA YINEYİ

kapak düzeni : fahri karagözoğlu

ŞÜKRAN KURDAKUL ·çAGDAŞ TÜRK EDEBIYATI 1 Meşrutiyet Dönemi / 1 2.

Kitap

Meşrutiyet Dönemi / 2. Kitap

3. Cumhuriyet Dönemi / 1. Kitap 4.

Cumhuriyet Dönemi / 2. Kitap

dizgi

faruk kaya tel: 230 85 76 baskı : cantekin matbaacılık yayıncılık ticaret ltd. şti. tel : 433 30 84 435 83 56 -

Çalışmamın görünmez. emekçisi Selma KURDAKUL'a

İ Ç İ N DEK İ L E R

Ö YKÜ

I

R OM AN 15 15 ....... 18

Ö y kü-Roma n Öyküdeki Gelişmeler Romandaki Gelişmeler.

M em d u h Ş evk e t Es e n d a l

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Memduh Şevket Esendal ' dan Örnek

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Sanatı

.

.

.

.

.

.

.

.

21 21 24

Komiser (24).

28 .29 .31

H a l i ka r nas B a l ı k çısı Romanları

.

.........

Halikar nas Balıkçısı' ndan Ör nekler

.

Ege'nin Dibi'nden (31). Aganta Burina Burinata'dan (33)

.

...... .. .. 36 .37 ..38 ..40 .41 ........ 45

S a b a hatt in A l i Edebiyat Yaşamı Öyküleri. Kuruluş Özellikleri Romanları

Sab ahattin Ali'den Örnekler. Ayran (45). Kuyucaklı Yusuf'tan (50).

K e n a n H u 1 ô. s i Ko ra y Kenan HulusiKoray' dan Örnek .

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

54 56

Kiralık Eşek (56).

S ait Fai k A b asıya n ık Sanatı Uzun Öyküleri Sait Faik Duyarlığı.

S aitFai k'ten Örnekler

58 59 64 65 67

Semaver (67), Çöpçü Ahmet (69), Sinağrit Baba (71).

A hm e t H am d i Ta n pı n a r Romanları Genel Özellikleri . Kişiler ..

Ahmet H am diTanpınar' dan Örnekler. Evin Sahibi'nden (82). Huzur' dan (84), Sahnenin Dışındakiler' den (87).

74 75 77 78 ....... 82

90 92

Re ş a t E n i s A ygen Reşat En isAygen'den Örnek . Toprak Kokusu'ndan (92).

Kema l T a h i r Romanları Genel Özellikleri . Kent İnsanını İşleyen Romanları. Devlet Ana ........ Kemal Tahir'in Romanlarında Karşılaştığımız Savlar

Kemal Tahir'd en Örnek ler Köyün Kamburu'ndan (110), Kurt Kanunu'ndan

96 97 99 101 105 106 110

(lll),

Yorgun Savaşçı' dan (112).

B e k i r S ıt k ı Ku n t Beki r Sıtkı Ku n t'tan Örnek .

115 117

Küfeci Çocuk'tan 017).

İl ha n T a r u s Romanları

İlhan Tarus'tan Örnek ler

119 120 121

Tiyatro (121), Var Olmak'tan (122).

S am e t Ağaoğl u . Samet Ağao ğiu 'dan Örnek .

124 126

Bir Hastanın Rüyaları (126).

Kemal B i l b affa r Romanları Genel Özellikleri ......

Kemal B ilbaşar'dan Örnek ler.

127 128 130 132

Çingene Karmen'den (132), Cemo'dan (133).

U m ra n Na z i f Y i ğ i t e r U mran Nazif Yiği ter'd en Örnek

136 138

Renkli Fener' den (138).

S am i m Ko c agöz Romanları Genel Özellikleri ..

Sami mKo a c gö7.'d en Örnekler

140 142 143 145

Sam Amca (145). İzmir'in İçinde'den (151).

O r ha n Kemal Edebiyat Yaşamı Öyküleri ...

153 154 . .. 154

156 159 164

Romanları Genel Özellikleri.

Orhan K emal 'd en Örnek l er .......... Celfin Eti (164). Bereketli Topraklar Üzerinde'den (167). .

M eh m e t S e y d a öyküleri . .. Romanları

. ...170 170 171 .. . 173

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

. . . . . .

.

.

.

.

Mehmet Seyda'dan Örnekler

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Üç Vardiya'dan (173). Çocuk ve Balıklar (175).

O k ta y A k b a l .......... Oktay Akbal 'dan Örnekler. .

177 .....180 Önce Ekmekler Bozuldu'dan (180), Hayri Beyli Üsküdar (181). .

.................186 188 Damda Deli Var (188). İnsanlar Uyanıyor (190).

A zi7. N es i n .... Ai z z Nesin'den Örnek l er

194 .......196

T a rı k B u ğ r a T arık Buğra'dan Örnek İbiş'in Rüyası'ndan (196).

..... 199 .201

H al d un T a n e r . .. Hald u n Taner'den Örnek Bayanlar 00 (201).

D EN EM E

I

EL EŞTİRİ

D ü z ya zı Dil im i zd e Y e n i A,a mal ara D oğru . 1940'tan Sonra....

207 .209

. . . . .

....... 210 ....... 214

N u rull a h A t a ç Nuru l l ahAtaç' tan Örnekler Dilimiz Üzerine (214). Okuyucu ve Tenkitçi (219).

S u u t K ema l Y e t kin Suut Kemal Yetkin'den Örnek.

...220 .....223

Niçin Roman, Niçin Şiir Okuruz (223).

S a b a ha t t in Ey u b o ğ l u Sabahattin E yuboğ l u'dan Örnekler. "Manzum Nesir" ya da Namık Kemal (228), Zehir Yeşili'nden (230).

...........225 ......228

.........232 . ........234 SabahattinAli'nin Hikayeciliği ve Romancılığı (234).

Ved a t G ü n y o l . Vedat G ün yol'd an Örnek. ... .

M e h m e t Kap l a n . . Mehmet Kap lan'dan Örnek .

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

238 240

Otuz Beş Yaş Şiiri'nden (240).

H ü s a m e t tin B oz o k .... Hüsamettin B ozok'tan Örnek Realizme D oğru (244).

. . . . . . . .

. . . .

.

. ... ... .. ... .

. . . .

... . .. .

.

. . . .

.

.

.

.

.

.

.

.

. . .

.

..242 244 .

.

. . ....246 .248

Kemal S ü l k e r Kemal S ül ker d ' en Örnek. Bugünkü Hik.iyecilerde Realizm (248).

F ahir O n ge r ... Fah i r On ge r 'den Örnek. . .

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

250 . ....... 252 .

.

.

.

.

.

.

.

Sistematik Düşünce (252).

E D E B İYAT T ARİ Hİ . . . . 257 İsmail Habip Sevük . 260 261 Agah Sırrı Levend.. 262 Ali Nihat Tarlan ..............................263 Ahmet Caferoglu..... Abdülbaki Gölpınarlı ..................................... 264 266 Pertev Naili Boratav ..........267 Nihat Sami Banarlı...... . ...

Ed e b i y a t T a r ihi

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Ve Ö t e k i 1 e r

. 269 .......269 269 . . . . .269 .........269 Ed ebi yat Tarihi/ Örnekler . 271 Agah Sırrı Levend, Halk Edebiyatı ve Folklor (271), Halk Şiiri ve Özelliği (272); Abdülbaki Göl pınarlı. XV-XVI Yüzyıllarda Divan Şiiri (275); Pertev Naili Boratav, Sanatla İlimde Millet ve insanlık (279); Ahmet Hamdi Tanpınar, Namık Kemal'e Dair Düşünceler (282). .

İsmail Hikmet Ertaylan ......... Murat Uraz Mustafa Nihat Özön Hasan Ali Yücel . .

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

TİYATRO . . 287 T iyatro Ulusal Tiyatro ve Yazar Sorunu ........ ......... ......289 İki O,Un Yazarı: Vedat Nedim Tör, Cevat FehmiBaşkut .. 291 ......301 Tiyatro /Örnekler. Nazım Hikmet. Kafatası (292); Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak'tan (301); Vedat Nedim Tör, İmralı 'nın İnsanlan'ndan (306); Ahmet Kutsi Tecer, Köşebaşı'ndan (313); Cevat FehmiBaşkut, Paydos'tan (315). .

.

.

.

.

.

.

.

.

.

DÜŞÜN . . 321 Mehmet AliAyni............... .. ......321 . . ...322 Falih Rıfkı Atay Sabiha Sertel ............ . .. ........ .... . . 324 Şevket SüreyyaAydemir......... ........... .......325 Remzi Oğuz Arık ........... .............327 Peyami Safa ... ..... ......... ..328 Ziyaeddin Fahri Fındıkoglu. . . ... ........................330 Hilmi Ziya Ülken .. ... . .. . . . .332 . 335 Muzafer ŞerifBaşoglu NiyaziBerkes 336 .......339 Nadir Nadi... ....340 Macit Gökberk .......342 Nusret Hızır.. Behice Boran .. ..... ... .... . . ... .... . . .....342 ..... 344 Necip Fazıl Kısakürek DW,ün /Örnekler ... .... ... ... ..... 347 MehmetAliAyni. Millet, Milliyetçilik. Irk (347); Falih Rıfkı Atay. Kemalizm Disiplini (349); Peyami Safa, İki Alemin An'aneleri (351); Remzi OğuzArık, Demokrasi (353); Ziyaeddin Fahri Fındıkoglu, Irk ve Millet (355); Sabiha Zekeriya Sertel. Cemiyet ve Yazıcı (357); Hilmi Ziya Ülken, Demokratik Cemiyet­ lerde neri ve Geri (359); Şevket SüreyyaAydemir, İnkılabımııın Beynelmilel Mahiyeti (361); Muzaffer ŞerifBaşoglu, Kültür Otar­ şisi İlleti (362); BehiceBoran, İlim ve Cemiyet (365); Nusret Hızır. Tehlikeli Felsefeler (367); Niyazi Berkes, Türk İnkılıibında Laikligin Gelişmesi (368); Nadir Nadi, Hele Bir (371); Necip Fazıl Kısa.kürek, Dördüncü Mektup (372),Altıncı Mcktu.p (374).

D ü\liln

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

. .

.

.

.

.

. .

Dizin

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

. . . . . .

.

.. ......376

ÖYKÜ/ROMAN



i ÖYKÜ

/ RO

MANi

!19'1

Abdülhak Şinasi Hisar, Mithat Cemal Kuntay, Osman Cemal Kaygılı, F. Celalettin, Mahmut Yesari, Peyami Safa gibi kişiliklerini Meşrutiyet Döne­ mi'nde değerlendirdiğimiz XIX. yüzyıl doğumlular 1 923'ten sonra yayımla­ dıkları öykü ve romanlarda yeni dönemin belli özellik lerinden kaynaklanan konuları işlediler. Genelde siyasal iktidarın ideolojisine ters düşmüyorlardı. Cumhuriyet döneminde yetişenlerin kimi öykü ve romanlarında ise çağ­ daşlaşma sancıları çeken yeni Türkiye'nin insanı, bulunduğu tarihsel süre­ cin belirgin ve değişken özellikleri içinde göründü. Kırsal kesimde, kasabada kentte toplumsal farklılaşmaya bağlı değişme­ lerin ya rattığı gelişmeler dışa nasıl yansımıştı? Çökmekte olanla gelişmekte olanın çatışkıları bireyler üzerinde ne gibi sosyopsikolojik d urumlara yol açıyordu. Eskinin varlığını sürdürme, yeninin tutunma çabaları yaşamı ne ölçüde etkilemekteydi? ilk yapıtlarını 1 923'ten sonra veren öyki.i ve roman yazarları bu soruların belirlediği sorunsalı göz önünde tutarak kendilerinden öncekilerden ayrıldılar. Öyküdeki Gelişmeler Hızlanma 1 930'1 u yıllarda öykü alanında göründü; Memduh Şevket, Kenan Hulusi, Sadri Ertem, Reşat Enis, Sabahattin Ali, Bekir Sıtkı, Sait F a­ ik, İhsan Devrim, Umran Nazif, ilhan Tarus, Kemal Bilbaşar, Halikarnas Balıkçısı dönemin dergi ve gazetelerinde öykülerini yayımlama olanağını buldular. tik öykülerini Meslek dergisinde ( 1 925) yayımladığını bildiğimiz Memduh Şevket Esendal dışındakilerin kitapları da çıktı: Kenan Hulusi, Bir Yudum Su ( 1 929), Bahar Hikayeleri ( 1 939); Sadri Er­ tem, Bacayı indir, Bacayı Kaldır ( 1 9 33), Korku ( 1 934), Bay Virgül ( 1 9 35), 15

C U MH U R i Y E T D Ö N E M i

Bir Şehrin Ruhu ( 1 938 ); Sabahattin Ali, Degirmen ( 1 935), Kagnı ( 1 936), Ses ( 1 937); Bekir Sıtkı, Memleket Hikayeleri ( 1 933), Ta/kınla Salkım ( 1 937); Sa­ it Faik, Semaver ( 1 936), Sarnıç (1939); Umran Nazif, Kara Kasketli Amele ( 1 933), içimizden Birkaçı ( 1 936); Ihsan Devrim, Evimiz ( 1 936); ilhan Tarus, Dr. Monro'nun Mektubu ( 1 938); Halikarnas Balıkçısı, Ege Kıyılarından ( 1 939); Kemal Bilbaşar, Anado/u'dan Hikayeler ( 1 939) ... Bu kitapları oluşturan öyküler, konuları yönünden şöyle ayrılabilir: -Kırsal kesimde küçük köylülüğün aykırı toplum ve doğa güçleriyle iliş­ k ilerinden kaynaklanan öyküler, - Taşra kentlerinde küçük bürokratlarla esnafın, ender olarak da işçile­ rin yaşam koşullarına bağlı olaylardan çıkarılan öyküler, - iki üç büyük kentin özellikleri içinde, kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı ile her sınıf ve tabaka insanına yaklaşmayı amaçlayan öyküler. Yayımlandıkları dönem değişik tepkilerle karşılanan bu ürünlerin genel­ likle "olaya bağlı öykü" anlayışının kuruluş özelliklerini taşıdığı söylenebi­ lir. Bu nitelikleriyle Ömer Seyfettin, Refik Halit, Reşat Nuri gibi " Milli Edebiyat" akımı öncülerinin öykülerine benzerler. Nazım Hikmet, Sabahattin Ali'nin Resimli Ay dergisinde çıkan "Bir Or­ man Hikayesi"ni (Eylül 1 930) tanıtırken bu değişmeyi vurguluyor gibidir: Benim kanaatımca bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazakar ve ileri taraflarını, iptidai sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muaz­ zam unsuru olan Orman'ın muğlak, iht iraslı hayatını, kımıldanışları­ nı zeki bir aydınlık içinde görüyoruz.

Orhan Şaik (Gökyay), S. Ali'nin daha sonra, Degirmen'de ( 1 93 5 ) top­ lanan bu dönem öykülerini değerlendirirken, konu yönünden, yakın geçmi­ şin öyküleriyle karşılaştırır: Refik Halid'in Memleket Hika)ll!leri'nden sonra, şüphesiz mevzularının daha acı ve bilinmesi gerek olan noktalara temas etmesi bakımından onlar­ dan çok ileri olan bu hikayeler tam yerli boyadadırlar. Bunlarda felsefe yok, büyük sözler yok, vak'aların akışından ikide bir çıkarılan hükümler yok, fa­ kat içindeki hakikatler zaten böyle tefsirlere muhtaç olmayacak kadar bü­ yük ve açık . . ( Varlık, 1 Haziran 1 935) .

Peyami Safa, bir yazısında kendisinden sonra gelen kuşağın öykülerini "tam bir kompozisyon beceriksizliği içinde hayata ve tabiata kayıtsız, m ü­ şahadesiz ve talihsiz" düzyazıdan çevrilmiş birer şiir gibi kişisel duyarlık ifadelerinden ibaret görürken, Sabahattin Ali'nin tekdüze "vak'aları ve in­ sanları" ile a bartı öğelerine düşkün hir öykücü olduğunu yazar (Cumhuri­ yet, 24 Haziran 1 938). Bizden sonraki edebiyat gl·nı,;li�i. Sabahattin A l i v e Sait Faik gibi iki yaman hikayeci peydahladı. l l iç şiiphe yok, bu iki isim, yeni Türk h i ­ kayeciliğinin baş sedirinde nı unıyor. ( C u mh u r i y e t , 9 May ıs llJ.\lJ) "·

0YKÜ

ROMAN

1 940'1ı yıllarda da ( :u ın h uriyet döneminin öncüleri arasından hep bu iki öykü yazarının adı scç ilım·ktcdir: Sabahattin Ali, Sait Faik ... Ömer Faruk Toprak, "Yeni Neslin Hikayecileri" ( Yürüyüş, sayı 1 1 , 1 942) başlıklı yazısında Sabahattin Ali'nin sanatı üzerinde dururken "vak'aların derinliğinde gizli kalmış yerleri " aydınlatma gücünü anlatmaya çal ışır. Sait Faik'in "en aşağıda yaşayan insanları" benimsediğini, Haliç kı­ yılarındaki fabrikalarda çalışan işçilerin il k kez onun öykülerine girerek "edebiyatımıza kazandırıldığını" belirtir. Kemal Sülker (Asım Sarp) de " Bugünkü Hika yecilerde Realizm " yazı­ sında, gelişmeyi " realizmin muzaffer yürüyüşü " ne bağlayarak şu tanımları yapmaktadır: Sosya l ve ekonomik bünyemizin son yıllarda inişli çıkışlı grafi�inin ve hol kontraslı oluşlarının pek tabii olarak realist hikayecilerin eser­ lerinde kendini göstermesi zaruri idi. Nitekim şehirli-köylü, a�a-ır­ gat, işçi-patron, zengin ve fakir üniversiteliler münasebetleri genç hi­ kayecilerin verdikleri eserlerde kendisini göstermekte ve belirtilen re­ alitelerde hüküm muharrir tarafından de�il, hikayecilerin teknik kuv­ vetleri ile okuyucuya verilmektedir. (Y urt ve Dii n y a , Temmuz 1943)

Yeni Edebiyat, Servet-i Fünun I Uyanış, Ses, Yeni Ses, Oluş, Ülkü, Var­ lık, Yürüyüş, Büyük Doğu, Pınar, Gün, Yığın gibi dergilerde yayımladıkla­ rı il k ürünleriyle adlarını duyuran öykücüler arasından şunları seçebiliriz: Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Oktay A kbal, Mehmet Seyda, Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemal Tahir, Aziz Nesin, Salim Şengil, Tarık Buğra, Or­ han Hançerlioğlu, Naim Tinıli, Haldun Taner, Necati Cumalı, Sabahattin Kudret Aksal. Bu yazarlardan kimilerinin 1 940-50 yılları arasında yayımladıkları öy­ kü kitapları şunlardır: Samim Kocagöz, Telli Kavak ( 1 941 ), Sığınak ( 1 946); Salim Şengil, Ka­ fasını Törpüleyen Adam ( 1 943); Ahmet Hamdi Tanpınar, A bdullah Efen­ dinin Rüyaları ( l 943); Oktay Ak bal, Ônce Ekmekler Bozuldu ( l 946 ), Aşk ­ sız insanlar ( l 949); Naim Tirali, Park ( 1 94 7), 25 Kuruşa Amerika ( l 948); Orhan Kemal, Ekmek Kavgası ( l 949); Tarık Buğra, Oglumuz ( 1 94 9); Hal­ dun Taner, Yaşasın Demokrasi ( 1 949). Bu yıllarda öncü kuşaktan öykü yazmayı sürdürenler arasında Memduh Şevket Esendal, Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin Ali, Sait Faik, Bekir Sıtkı, tlhan Tarus, Kemal Bilbaşar, Umran Nazif'in de kendilerine ayırdığımız bölümlerde sözünü ettiğimiz yapıtları yayımlandı. Romanlarda olduğu gibi öykülerde de değişen toplumsal ilişkilerle fkin­ ci Dünya Savaşı'nın yarattığı yıkımın ağır bastığını söyleyebiliriz. Ama asıl ö nemli değişme yapısal yöndedir. Dönemin kimi öykü yazarları " küçük roman " yazmadıklarını algılaya­ rak yeni teknik ve estetik kazanı mlar elde etmişlerdir. 17

C U Mll U K I Y ET D ö N E M I

R oma n d a k i G e l i ş m e l e r " M illi Edebiyat" akımının getirdiği yazarlardan Halide Edib (Adıvar), Yakup Kadri ( Karaosmanoğlu), Reşat Nuri ( Güntekin), Osman Cemal (Kaygılı), M ithat Cemal (Kuntay), Abdülhak Şinasi (Hisar), Peyami Sa­ fa'nın romancı olarak kişiliklerini değerlendirirken, 1 923'ten sonra yayım­ ladıkları yapıtlar üzerinde de durmuştuk. Halide Edib, Vurun Kahpeye ( 1 926), Sinekli Bakkal ( 1 936); Yakup Kadri, Hüküm Gecesi ( 1 927), Sodom ve Gomore (1928), Yaban ( 1 932); Reşat Nuri, Yeşil Gece ( 1 928), Yaprak Dökümü ( 1 930); Osman Cemal, Çingeneler ( 1 939); Peyami Safa, 9 . Hariciye Koguşu ( 1 930), Fatih-Harbiye ( 1 931 ); Mithat Cemal, Üç lstanbul ( 1 938); Abdülhak Şinasi, Fahim Bey ve Biz ( 1 94 1 ) gibi romanlarını bu dönemde yayımlayarak öncülüklerini kabul ettirdiler. Sadri Ertem, Reşat Enis, Sabahattin Ali, Memduh Şevket, Halikarnas Balı kçısı, Kemal Bilbaşar, Kemal Tahir, Samim Kocagöz, Orhan Kemal gi­ bi ilk yapıtlarını Cumhuriyet döneminde veren yazarlar 1 930-50 yıllarında çıkan romanları i le değişmenin yarattığı yeni toplumsal koşulları algılama­ ya başlamışlardı. Bu nedenle yeni insanlar geldi onların yapıtlarıyla. Sorun­ ları ve psikolojileriyle çağdaştı bu insanlar. Çıkrıklar Durunca'da (Sadri Ertem) halkın dış kapital karşısındaki di­ renci işleniyordu. Toprak Kokusu ( Reşat Enis) ile ilk kez Çukurova'da top­ rak reformu için savaşım veren köylüler gi rdi romanımıza. Halikarnas Ba­ lı kçısı'nın Aganta Burina Burinata'sında, i lk kez, deniz insanının ekmek kavgasının yarattığı sorunlar konu olarak alındı. Sabahattin Ali, içimizde­ ki Şeytan'da öğrenci aydın kesimini yansıttı. Ama bu dönemin yazarlarının genç kesimi, asıl 1 950'den sonra verdikleri yapıtlarla çağdaş Türk romanı­ nın temsilcileri arasına katıldılar. Kendi bölümlerinde sanatsal özelliklerini ayrı ayrı değerlendirmeye ça­ lıştığımız bu dönem romancılarının çoğunun, çökmekte olan'la gelişmekte ıılan'ın çatışkılarını da görerek, bu çatışkının bedelini ödeyen insanların ya­ �a ııı serüvenlerini soyutlamadan yansıttıklarını yazmıştık. Bu durum, genelde, anlaşılamadı o romanların yayımlandıkları yıllar. Ya da pek "istisnai" bir olay olarak göründü. Burhan Toprak şöyle yazıyordu: Bize öyle geliyor ki romanlarımızda hayat karşımıza mahiyeti de­ p;işti rilmiş, cevheri alınmış, garip bir nevi aksiyon ve düşünce sistemi halinde çıkıyor. Bunlardaki dünya, içinde bulunduğumuz dünyadan bambaşka, adeta yer altında ta bii ışıktan ve hakiki renkten mahrum . içinden çıkılacak kapısı ve güne kavuşmak için penceresi olmayan dar ve çok kar ış ı k bir labi renttir. ( A g a ç , 1 4 Mart 1936) IH

OvKO

ROMAN

Ahmet Hamdi (Tanpnı ar) ise "Bizde Roman" başlıklı yazılarında eski-yeni ayırmaksızın Türk romanıııın, "bolluğa rağmen", kısırlığından yakınıyordu: Müşterek vasıtlırı cemiyet hayatımızla Türk insanı ve onun meselele­ ri ile olan alakasından gelen ve beraberinde taşıdığı hava ile birbirine uzak nümunelerindc bile bir bütünlük gösteren bir Türk romanı yoktur.

Ahmet Hamdi'ye göre "Türk romancısı cemiyetle, hayatımızla ala ka­ dar" olmamıştır. "Garpten okudu klar ının tesiri altındadır. " Asıl önemlisi "Samimi değildir." Gerçi, " hayatımızda yer tutan meseleler Türk romanına geçmiş", " baş­ ka memleketlerde yeni yeni tecrübe edilen köylü romanının bile" ilk örnek­ leri verilmiştir, .:'Kadın erkek meselesi, cehalet meselesi, yenilik meselesi, münevverin Anadolu'daki vaziyeti, taassup derdi, mütegallibe, iktisadi şartlar, sermaye meselesi" değişik boyutlarda romana yansımış görünmek­ tedir. " Fakat bütün bunlara rağmen romanı çok defa sun'i bulmamak, okurken cansızlığına isyan etmemek" mümkün değildir. Uzun yazısında yargılarını -tek bir romancının ya da romanın adını an­ madan- sürdüren Ahmet Hamdi, yapaylığa i l işkin savlarına gerekçe göste­ rirken şöyle yazar: idealin ufku evvela edebiyatta gülümser. Bi:ı: çok defa bu meş'ale geçtiğimi:ı: yolu aydınlatsın istiyoruz. Bu hal Türk romanını bazı nümunclcrinde zaman zaman bir nevi sun'iliğe atmıştır. Her şeyden evvel şunu unuturuz ... Bir ro­ manda anlatılabilecek şeyin azamisi ferttir. Muayyen bir cemiyetin, muayyen bir tarihi anda yaşamış olan ferdi ve bu fert de bizzat romancının kendisidir. (Kiiltür H afta sı,sayıl-3, 1936)

Ahmet Cemil ( Mai ve Siyah), Ahmet Celal ( Yaban), Rabia, Vehbi Dede, Kız Tevfik, Nazır Paşa (Sinekli Bakkal) gibi roman kişilerine karşın bu tür­ den yok sayıcı savlara karşılık, Sabahattin Ali'nin bir yıl sonra yayımlanan Kuyucaklı Yusufu üzerine yazılanları yeni Türk romanının kabul edilişine tanık gösterebiliriz. Hüsamettin Bozok, Nahit Sırrı (Örik), Yaşar Nabi (Nayır), M. Muhtar Körükçü, Gavsi Halit Ozansoy, 1 937 tarihini taşıyan Yeni Adam, Varlık, Servet-i Fünun I Uyanış ve Yücel dergilerindeki yazılarında şu kanıda bir­ leşmişlerdir: Kuy ucaklı Yusuf başarılı bir romandır. Yerlidir. Sabahattin Ali, tiplerini yaratırken kuru ve basit değildir. Psikolo­ jik tahlillerle onlara yaşarlık kazandırmıştır.

1 940 kuşağının genç yazarları da gelişen Türk romanı karşısında iyim­ ser görüşlere sahiptiler. Ömer Faruk Toprak " Cumhuriyet Devrinde On Tür k Romanı" ( Yürü­ yüş, sayı 1 0/1 942) başlıklı yazısında Yeşil Gece, Çıkrıklar Durunca, Kuyu19

CUMHURiYET DöNEMI

caklı Yusuf, Sinekli Bakkal, Yaban vb. yapıtları değerlendirirken şu genel tanımları yapmıştır: Cumhuriyet devrinde neşred i len romanların belli başlı bir karakte­ ri var: realist olmak. Cemiyetin örflerine sadık kalarak, hayatın tah­ liline ehemmiyet verilmekte ve yaşadığımız zamanın binbir safhası deği şik görüşlerle tesbit edilmektedir. Ankara, İstanbul gibi büyük şe­ hirlerimizden sonra en ücra köy ve kasabanın hikaye ve romana gir­ diği görülüyor. Bu ise memleketin edebiyata yaşarlık hali gösteren bütün varlıkları ile kazandırılması demektir.

Ö. Faruk Toprak'ın da belirttiği gibi, 1 923'ten sonra kişiliklerini bulan romancılar arasında kırsal kesimde, kasabada ve büyük kentlerde Lu­ kacs'ın "sorun yaratan birey" olarak adlandırdığı roman kişilerini görme aşamasına gelenler az değildi. Vedat Günyol da Kuyucaklı Yusuf ile içimiz­ deki Şeytan üzerinde durduğu bir yazısında " kasabanın bozmaya çalıştığı, ama bir türlü bozamadığı Yusuf'un davranışlar ı " na dikkati çekerken, çev­ reyle çatışan bireyin ilişkilerini ( ve psikolojisini) vurgulamış oluyordu. 1 Cumhuriyet döneminde yetişen romancılarımızın 1 940-50 yıllarında ya­ yımladıkları romanlardan şunları anabiliriz: Sa it Faik, Medar-ı Maişet Motoru ( 1 944, Sıkıyönetim Mahkemesince toplanması üzerine Bir Takım insanlar adıyla 1 95 1 ); Kemal Bilbaşar, De­ nizin Çagırışı ( 1 943); Faik Baysal, Sarduvan ( 1 944); Samim Kocagöz, Bir Şehrin iki Kapısı ( 1 948); Orhan Kemal, Baba Evi ( 1 949); Oktay A k bal, Garipler Sokagı ( 1 950).

1. Sabahattin Ali'nin Hikayeciliği ve Romancılığı ( 1 94 5 ), Dile Gelseler, 1. bas. ( 1 966). 20

MEM D U H Ş EV KET ESE N D A L

Çorlu'da doğdu ( 1 883). Düzgün eğitim yapma olanağını bulamadı. Genç yaşta, gizli çalıştığı dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi ( 1 906). Ba­ basının ölümü üzerine ailesinin geçimini sağlamak için Çorlu'da çiftçilik yap­ tı ( 1 907- 1 926). lttihat Terakki Fırkası'nın müffetişi olarak Rumeli ve Anado­ lu'da gezdi. Balkan Savaşı çıkınca ailesiyle birlikte İstanbul'a göçtüler. I. Dün­ ya Savaşı'na katıldı. Mütarekede Anadolu'ya geçti. BMM Hükümeti'nce elçi olarak Azerbaycan'a gönderildi ( 1 920). Kurtuluş Savaşı'nın bitiminde ülkeye döndü. Kimi yakın arkadaşlarının İzmir suikastı ile ilgili görünmeleri üzerine yeniden elçilikle yurtdışına gönderildi ( 1 926- 1 938). Bilecik'ten milletvekili se­ çilerek parlamentoya girdi ( 1 938-1 950). Bu görevi sırasında CHP'nin genel sekreterliğini de yaptı ( 1 94 1 -45). Ankara'da, 16 Mayıs 1 952'de öldü. Önce l rtika, Musavver Fen ve Edep gazetelerinde görünen Memduh Şevket, yönetimine katıldığı Meslek gazetesinde yayımladığı öykülerle ta­ nınmıştı. Ülke dı şında bulunduğu yıllar Ayaşlı ve Kiracıları ( 1 934) adlı ro­ manı yayımlandı. Yapıtın CHP'nin düzenlediği roman yarışmasında 5. de­ receyi almasından sonra öyküleri lstanbul ( 1 945), Sanat ve Edebiyat ( 1 947), Seçilmiş Hikayeler ( 1 947-48), Ulus ( 1 948-4 9), Ülkü ( 1 949), Hisar ( 1 950), Pazar Postası ( 1 95 1 ), Türk Dili ( 1 95 1 ) dergi ve gazetelerinde çıktı.

S a n a tı Memduh Şevket'i çağdaşları Ömer Seyfettin, Refik Halit, Yakup Kadri gi­ bi öykücülerden ayıran belirgin özellik, öykülerinde, geçiş dönemine özgü top­ lumsal sorunların ağırlığını kimliklerinde duyan insanların bulunmayışıdır. Ömer Seyfettin'in, yaşadığı dönemin siyasal olaylarından uzak kalmadığı­ nı, sorunlara dayanan öyküler kurmayı amaçladığını kanıtlayan yapıtları 21

CUM H U R i YET Dö N E M I

çoktur. Refik Halit, " Memleket Hikayeleri"nde, toplumsallığa yönelirken yer yer patron, bürokrat, küçük burjuva ve emekçi bireyleri sınıfsal nitelikle­ riyle vermeyi başarır. Yakup Kadri'nin özellikle " Milli Savaş Hikayeleri" nde, insanlar, "arayışları, dirençleri, inançları, zayıf ve güçlü yanlarıyla kişilikleri­ ne önem verme aşamasında görünürler" (Çagdaş Türk Edebiyatı I Meşruti­ yet Dönemi). Cumhuriyet döneminin iki büyük öykü yazarı Sabahattin Ali ve Sait Faik'in insanları, üretim i l işkileri içinde yerlerini sezen kişilerdir. Esendal'ın öyküsündeyse insanlar, çoğun günlük yaşamlarının olağan iliş­ kileri içinde çıkarlar karşımıza. Hangi sınıf, tabaka ve meslekten olurlarsa ol­ sunlar, bireylerin belirgin özellikleri, çarpıcı yanları öykünün havasına ege­ mendir. Olağanüstü olay ve gerilim yoktur. Kişilerin karakterlerine, mizaçla­ rına özgü durumlar abartı öğelerine başvurulmadan işlenmiştir. Varolduğu yerde toplumsal öğeler, bir çözüm ya da "tahrik" amacıyla kullanılamaz; ama yazar sergilemek istediği durumun inceliklerini ortaya koyarken ince yergi havası yaratmışsa kendisi de bıyıkaltından gülüyor, hüzünlü bir ortam geliştirmek zorunda ka lmışsa acısını, ağlamaklı halini saklıyor gibidir. Yakın tarihin iki evresinde de önemli " mevki"lerde bulunmasına karşın Esendal'ın sanatında, ittihat ve Terakki ya da CHP ideolojisine yandaş sa­ yılabilecek kaymalardan korunduğu söylenebilir. Aslında, savaşımcı yazar­ lar soyundan değildir o. Göstermeyi, düşündürmeyi, sevecenliği, doğallığı, iyicil olmayı amaçlar. Yaptığı işin bilincindedir de. Bir konuşmasında (Su­ nullah Arısoy, Varlık dergisi, sayı 383, 1 952) kendisinin "yeni bir dünya görüşü" getirerek topluluğun önünden giden sanatçılardan olmadığını an­ latmaya çalışmıştır. "Tarihe cemiyet hakkında tesbit edilmiş müşahadeler bırakmak "tır amacı. Her sınıf ve tabakadan kişilerin fiziksel niteliklerini belirgin yönleriyle çizmeye özen gösteren Esendal, bunların ruhsal yapılarını öykünün gelişim sürecindeki tutum ve davranışlarıyla belirtmeye çalışır. Çözümleme yapma­ yı sevmez. Üzelliklerini kısa tümcelerle tanıtır. Çok kesin çizimlerle yapılan ı,:cvrc betimlemelerinde ayrıntı yoktur. Doğa betimlemelerine az rastlanır. Yazar bunlarda da yalın tümceler k ul lanmayı sever; şairleşmez. Üykülerde yer ve zaman belirliliğine önem verilmiş, genellikle birçok kent ya da kasaba ve köy doğrudan doğruya kendi adlarıyla anılmıştır. Bu çevrelerde yaşayan insanların da toplumsal durumları ve görevlerinin gizlen­ meden verildiği görülür. Bu tür öykülerde kent ve kasabalar (S .. ) ( M .. ) gibi simgelerle anılırlar. (Asılsız Bir Sözün Esası, sf. 147-151 ) Zamanı, zamanın öykünün gelişim süreci içinde değişmelerini belirtmeye özen gösteren yazar "Tam bu sırada", "Yemekten sonra ", " Bugünden sonra" (sf. 37), o geceden birkaç hafta sonra" (sf. 1 77), " Birkaç gün sonra (sf. 207-21 9-220), "Ara­ dan birkaç ay geçti " (sf. 247) biçiminde belirtmeler yapar. Ender olarak da Ahmet Mithat Efendi'nin romanlarında bolca görünen, okurla söyleşi hava.

22

l'\lı

Mllllll ŞEVKET ESENDAL

sında araya girmelere de rastlanı r ( Haşmet G ülkokan, sf. 1 97-1 98). Özel yaşamında da ho�sohbet bir kişi olduğu söylenen Esendal'ın öykü­ lerini de bir sohbet havası içinde kurduğunu söyleyebiliriz. Ayrıntılardan temizlenmiş yalın tümceler ve arı dil... Bu erişkin tekniğin belirgin özelliği budur. Benzeti ve tamlamalarla süslenmemesine karşın Memduh Şevket'in dili etkili ve kapsamlıdır. Zorlamalardan bilinçli olarak kaçındığı için çok değişik fiil zamanlarını kullanmaktan çekinmez. Bunda da sohbet havasına uygun bir dengelilik kazandığı söylenebilir. Belki de aynı havanın gereği olarak yer yer " ne ise", " her ne ise" gibi konuşma dilinde bolca kullanılan bağlamalara başvurduğu görülür: Ne ise... Sen gene bunları benden işitmemiş ol (B ir Mek t u b ve Cev abı, sf. 39). Ne ise, bu güzel geceden sonra bu karanlık sözleri etmeye l üzum yoktu. (ih t iyar K a dın ,sf..41).

Esendal'ın yaşarken basılabilen tek romanı Ayaşlı ve Kiracıları'dır. Ro­ man, Ankara'nın yeniden kuruluşunun ilk yıllarında her odası ayrı ayrı ki­ raya verilen dokuz odalı bir apartman dairesinde oturan insanların günlük yaşamlarındaki küçük serüvenlerinden oluşur. Yazar, kapıları ardına kadar açmış, başta bir köy ağası olan Ayaşlı İbrahim, banka memuru, şoför, emek­ li, doktor, simsar, hizmetçi gibi kişileri ustaca sergilemiştir. Öykülerinde ol­ duğu gibi bu yapıtında da temel özellik gözlem ve sergilemedir. Rahat anla­ tışı ile, romanın oldukça kalabalık kişilerinin birbirleriyle ilişkilerini iyi ya da kötü işler peşinde koşarkenki tutum ve davranışlarını sergilerken denge­ li ve ölçülüdür. Kiracılardan biri gibi rahatlıkla çıkar okurun kar�ısına. Okunması, özlenmesi, Orhan Kemal'den Fi.iruzan'a, Hulki Aktunç'a de­ ğin kendisinden sonra gelen öykücüler kuşağınca benimsenmesi, yapıtların­ daki bu rahatlık, dil bilinci, özgiinlük ve sevecenlikten ötürüdür. Y AP 1 T 1. A R 1: Ayaşlı ve Kiracıları (rom:uı,

19.�4),

HikJyeler-1. Kitap ( 1946),

il. Kitap ( 1946), HikJyeler 1-0tlangaç ( 1958) adıyla, 11-Meııdil Altında (1958)

adıyla Temiz Sevgiler ( 1965), E-:v Ona Yakıştı (iiyki.ilcr, 1972). Bütün yapıtları daha sonra yeniden basıldı. Ayaşlı ile Kiracıları (roman, 1983), Vassaf Hey (ro­ man, 1983), Otlakçı (iiyküler, 1983), Mendil Altında (iiykiılcr, 1983), Sahan Külbastısı (iiyküler, 1983), Veysel