147 43 31MB
Turkish Pages [898] Year 1994
Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
OSMANLI A
•
KANUNNAMELERI VE
HUKÜKİ TAHLİLLERİ
·
İSTANBUL
-
1994
OSMANLI ARAŞTIRMALARI VAKFI YAYlNLARI NO: ı İLMİ ARAŞTIRMALAR SERİSİ NO: ı
OSMANLI ARAŞTIRMALARI VAKFI
P.K. 6 BEYAZID-iSTANBUL TLF. 212-517 51 63
ISBN
975-7268-01-3
Film-Montaj: Divan 5 1 1 72 75 Baskı: Cihan Matbaası Cilt: Sezgin Ciltevi 5 1 6 85 22-51 6 l l 63 İSTANBUL, MART ı994
•
VII. KITAP/I
KANUNİ SULTAN SULEYMAN DEVRI KANUNNAMELERI ••
•
A
•
II.KISIM A
•
KANUNI DEVRI EYALET KANUNNAMELERI (ID) ·
·
A
A
•
.
DUMLUPINAR ÜNiVERSiTESi REKTÖRÜ PROF.DR. ÖMER RlZA AKGÜN'ÜN TAKDİMİ Yetmiş senedir ve belki de Tanzimat'tan beridir, tarihimiz ve hususan Osmanlı Tarihi hakkında genç nesillere doğru bilgiler aktarılmadığının, büyük küçük herkes farkındaydı.
400
sene dünyanın süper gücü
olabilıniş bir devletin, bize anlatıldığı gibi ve son yüz elli yıl içinde kaleme alınan tarihierin kaydettiği gibi, basit göçebe kanunlarıyla idare edilmediği ortadaydı. Ne var ki, ilim adamlarımızın ve tarihçilerimizin eserlerini kaleme alırken arşiv belgelerinden ziyade başka şeylere
·
dayanmaları ve objektif bir tarihçilik örneğini ortaya koyamamaları, bizim ecdadırnız hakkındaki yanlış bilgilerimizi tashibe mfuıi oluyordu. Geçmişini ve mazideki kültürünü inkar eden milletler, istİkballerini sağlam temellere oturtamazlardı. Ayrıca bir milletin veya bir devletin tamamen ma'sum olması da beklenemezdi. Biz, Türk milleti olarak
70
yıldır kendi kültür ve tarihimizi inkar ile istikbale yürümeye çalıştık ve maalesef uzun seneler boyunca ciddi bir mesafe kat' edemedik. Bunun aksini iddia edebilmek çok zordur. Ayrıca Osmanlı Devletinin ma'sum olduğunu da kimse iddia etmemektedir. Fakat ma'sum olmayışı, kendisini asırlarca dünyanın tek süper gücü yapan çok önemli güzelliklerinin bulunduğunu da inkar anlamına gelmez. Son on on beş yıldır fert, millet ve devlet olarak geçmişimize sahip çıkmamız gerçekten sevindirici olmuştur. Bir zamanlar, müstakillen bir ilim adamının dahi Osmanlı hakkında söyledikleri suç sayılırken, o gün suç sayılanların bugün Başbakan ve Cumhurbaşkanı düzeyinde yetkili ağızlarca dile getirilmesi, gerçekten sevindiricidir. Devlet adamlarımız kadar, ilim adamlarımız da, geçmişte yaptıkları hatalarma keffaret olacak seviyede ciddi araştırmalar yapmaya başlamışlardır. Asıl sevindirici olan da budur. İşte bu araştırmaların en önemlilerinden birisi, şu anda Yedinci Cildi neşı:edilen Prof. Dr. Ahmed Akgündüz'e ait
Ve Hukuki Tahlilleri'
"Osmanlı Kanunnameleri
adlı dev eserdir. Eserin beşinci cildinde
·
KANUNİ DEVRI EYALET KANUNNAMELERİ
6
Üniversiteınİzin bulunduğu Kütahya Sancağı'nın Kanunnamesi de bulunmaktadır.
Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, Hukuk Profesörü olarak Üniversitemize bağlı Bilecik İktisadi Ve İdan Bilimler Fakültesine geldiği zaman, kendisinden ilk ricam, daha evvel başladığı ve devam etmesinde milli yarar bulunan "Osmanlı
Kanunniimeleri" projesini devam
ettirmek olmuştur. Kendisine araştırmaları için her türlü kolaylık sağlanmış ve milli kültürümüzün arşiv belgeleri ışığında yeniden yazılması demek olan bu eserin tamamlanması için her türlü desteğin kendisine verileceği ifade olunmuştur. Eserin müellifi olan genç ilim adamımızından vatana, millete ve tarihimize yararlı olacak nice ilm! projelerin ortaya konmasını beklerken, böyle bir eserle Üniversite olarak iftihar ettiğimizi belirtir, müellife ve
.
eseri neşreden
Osmanlı Ara§tırmaları Vakfına hayırlar ihsan etmesini
Yüce Allah'dan niyaz eylerim.
KÜTAHYA� ŞUBAT 1994
Prof. Dr. Ömer Rıza AKGÜN Durninpınar Üniversitesi Rektörü
Vll. CİLDİ TAKDİM EDERKEN "Osmanlı Kanunnameleri Ve Hukuk! Tahlilleri" adlı araştırma
serimizin VII. Cildinede bizi ulaştıran Allah'a hamd ü sena ve O'nun Resiilü olan Hz. Muhammed'e salat ve selam olsun. "Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri" adlı projeınİzin Yedinci cildi, Kanuni devrinin Şam, Şehr-i Zor, Temeşvar ve Zül Kadriyye Eyaletleri Kanunnameleri ile II. Selim Devrinin bütün Kanunnamelerini ihtiva etmektedir. II. Selim devri ile ilgili
49
adet
Kanunnarneyi de bu cilde sığıştırma arzusundan dolayı, yedinci cild epeyce kabarık olmuştur; ancak ilmi açıdan böylesinin daha iyi olduğu kanaatindeyiz. Zira sekizinci cilde Allah nasib ederse doğrudan . doğruya III. Murad Devri Kanunnameleri ile başlamış olacağız.
Bu cildin takdim yazısında da okuyuculara ulaştırmak istediğimiz
bazı mesajlar bulunmaktadır. Bunları özetle belirtmek istiyoruz:
1)
"Osmanlı Kanunnameleri Ve Hukuk! Tahlilleri" adlı projenin ilk
altı cildi, Salih Özcan Bey'in samimi himmetleri ve değerli büyüğüm Sami Karamısır Paşa'nın büyük gayretleriyle, FEY VAKFI tarafından
neşredilmiştir. Şunu samirniyetle ifade edeyim ki, esbab noktasından
bakılırsa ve bir kısım eksiklikler ile bazı fuı.zalar bir tarafa bırakılırsa, bu iki
zatın hirnmet ve gayretleri olmasaydı, milletimize mal olınuş olan bu proje
tahakkuk edemezdi denilebilir. Altıncı cildden sonra bazı manilerlu ortaya çıkması, FEY VAKFI tarafından projenin devamına imkan vermemiştir. Bunun üzerine uzun yıllardır hasretini çektiğimiz
" OSMANLI ARAŞTIRMALARI VAKFI"
kurulmuş ve artık
"Osmanlı Kanunnameleri" .. projesinin bu vakıf tarafından ddevam ettirilınesine karar verilmiştir. Bu önemli projemizi kendi vakfımızda ve ecdadın e.serlerini ihyayı gaye edinen bir vakıfda devam ettirme imkanını
KANUNI DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
8
bizlere ihsan eden Allah'a şükrettiğimizi belirtmek istiyoruz. Vakfın kurulması için maddi imkanlarını seferber eden İbrahim Aslan Bey"e ve bu fikri hararetle savunup icrası için elinden geleni esirgemeyen değerli büyüğüm Sami Karamısır Paşa'ya teşekkür ediyorum.
2)
Bugün ülkemizin içinde bulunduğu iktisadi terörün boyutları
herkesee .bilinmektedir. Bu ekonomik terörün sebeplerinin başında verginin toplanamaması gelmektedir. Gerçekten milyarlara sahip büyük işadamlarından bir hizmetiiden alınan vergi bile alınamaz duruma gelmiştir. Bir kısım işadamlarımız ise millet ve devlet mefhumu ile dalga geçercesine, hem devletin resmi makamıarına hileli iflas dilekçelerini vermekte ve hem de evlendirdiği oğlunun veya kızının düğününde devlete olan vergi borcunun katları kadar parayı gayr-ı meşru bir şekilde etrafa saçmaktadır. Il. Selim Devri Umumi Kanunnameleri arasında yer· alan ve Koca
Nişancı
Celfil-zfide
tarafından
tedv!n
olunan
Kanunnarnede bu sıkıntının dile getirilmesi ve bazı çareler teklif olunması, doğrusu bizi şaşırtımıştır. Konu ile ilgili maddeyi buraya aynen almak istiyoruz:
"103. Bir cimri müflis kirnesne iş dutsa ve iş içinde kızın çıkarsa, oğlu olub everse ve borcu dahi olsa, oğlun everüb ve kızın çıkarduğı akçe taleb olunınalu olsa, teftiş oluna; zikr olunan akçe iş içinde beğlik akçeden alınuh oğluna ve kızına harc etdüği zahir olıcak alınur." Her halde bu madde ve devamındaki maddelerin bugün de tatbik zamanının geldiği bir vakı'adır. Devletin malıyla oğlan ve kız evlendirenterin kulakları çınlıyordur belki de.
3) Bu
ciltte yer alan Kanunnamelerden ve özellikle de hem Kanun!
ve hem de II. Selim devri Arab veya Şam Eyaleti Kanunnamelerinden anladığımız ve öğrendiğimiz bir husus da, son zamanlarda batılıların tahriki ile müslüman Arap kardeşlerimizin Osmanlı Devleti aleyhinde ileri sürdükleri bir kısım iddialarını çürüten delillerdir. Bu iddiaların özeti, Osmanlı Devletinin Arapları sömürdüğü şeklinde hülasa edilebilir. Halbuki Arab Eyaleti Kanunnamelerinden anlıyoruz ki, Osmanlı Devleti dört asır boyunca, kumundan ve sıcağından başka bir şeyi bulunmayan Arab kardeşlerimizin memleketlerini sömürmemiştir. Bil'akis başta her sene gönderilen ve binlerce Osmanlı altunını taşıyan Surre Alaylarının yanında Haremeyen-i Şerifeyn, Kudüs-i Şerif ve benzeri mukaddes beldelere vakıflar yoluyla da milyonlarca akçe akıtmıştır. Bununla da kalmayarak bu mukaddes bölgelere ve beldelere yapılan vakıfları da
9
GİRİ
tamamen vergiden muaf hale getirmiştir. İşte bu manayı ifade eden Kanunname maddelerinden bir tanesi şöyledir:
"72. Ve külliyen Haremeyn'üş-Şerifeyn ve Kudüs-i Şerif ve
Halil'ür-Rahman -'aleyhisseHim- hazretlerinin evkafı, 'avarız-ı divaniyye ve tekaliC-i örfiyyeden ve öşürden defter-i 'atikde mu'af ve müsellem kayd olundı. 73. Ve e'imme dahi 'avarız-ı divaniyye ve tekalif-i örfiyyeden mu'af ve müsellemdir. 4) Bu ciltte hatırlatmamız gereken maddelerden biri de, Osmanlı devletinde gayr-i müslimlere tanınan din ve vicdan hürriyetidir. Bilindiği gibi, Kudüs'ü beş on yıldır işgalci sıfatıyla ellerinde bulunduran İsrail, işgal ettiği günlerden beri müslümanları bu beldedeki mukaddes rnekanlara sokmamakta ve burada müslümanların ibadetlerine mani olmaktadır. Bosna-Hersek'te Avrupalıların gözü önünde Hristiyanların camileri yıkmaları ve ma'bedleri yok etmeleri de ayrı bir misaldir. Hristiyan ve Yahudilerin medeniyet asrı denilen bu asırdaki mezkfir vahşetlerine karşılık, Osmanlı Devleti, XVI. asırda bile, Kudüs-i Şerif'deki Hristiyanlarca mukaddes sayılan yerleri hem korumuş ve hem de ziyaretlerine müsaade etmiştir. Aynı şey, Yahudiler içinde geçerlidir. Bilindiği gibi burada Hristiyanlarca mukaddes sayılan en.önemli mekan Bab'ül-Kamame'dir.
Bab'ül-Kamame,
Miladi
326 sıralarında
Bizans
imparatoru Konstantin tarafından Hz. İsa'nın kabri olduğu iddia edilen yçr üzerine bina eylediği Kıyame Kilisesinin bir diğer adıdır. Hristiyan ve Yahudilerin hac mahalli olan bu mekana Bab'ül-Kamame de denir. Karname müslüman tarihçilerio kullandığı bir ifadedir. Haçlı seferleri sırasında
(1130-1149)
yeniden tamir edilmiştir. Buraya dünyanın her
tarafından Hristiyan yani Fransızı, İngiliz'i, Rum'u, Gürcüsü ve Halıeşi rahatlıkla gelebilmiştir. İşte konuyla ilgili bazı kanun hükümleri şunlardır:
"VE KANUN-I KAMAME DER KUDÜS-İ ŞERİF 25. Ziyarete gelen Efrencden yedişer sikke filori alınur. Ve
Bab'üi-Kamame'de resm-i kal'a deyü ellişer akçe ve Karname kapusında resm deyü kırk beşer akçe alınur. Zikr olan rüsiim diyar ı Efrencden ziyarete gelen kefereden alınur. 26. Ve Rum'dan gelenden üçer Kayıtbay altunı alınur. Ve Şark'dan gelenden dahi k ezalik alınur.
KANUNi DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
lO
27. Ve diyar-ı Haleb'den ve Şam'dan gelenden ikişer Kayıtbay altunı alınur.. Ve Mısır'dan gelenden birer Kayıtbay altunı alınur. 28. Ve Salt ve 'Aclün ve Gazze ve Renıle dinibierinden gelen kefereden yirmibeşer akçe alınur. Ve Kudüs-i Şerif ve Halil'ür Rahman -aleyhissalatü ves-selam- canibierinden gelen kefereden dörder akçe alınur. 29. V'e 'İd-i nasarada ziyarete gelen kefereden üç yerde birer . akçe alınur. Ve Şam'dan gelen firenk tacirlerinden ikişer buçnk altun alınur ve zikr olan resimler yine mukarrer alınur. Ve Gürci'den ve Habeş'den gelen kefereden nesne alınmaz. Ve her hafta flrenk taifesinden ziyarete gelenlerden birer akçe alınur." Hristiyanların ibadet hürriyetlerini kanunla tanzim eden Osmanlı Devletinden, bu asrın sözde hukuk devletlerinin alacağı çok dersler vardır.
5)
Bu cildin başında ifade etmemiz gereken önemli bir husus da,
Osmanlı Kanunnamelerinin Kanuni Devrinde zirveye ve kemale yükseldiği ve IL Selim devrinden itibaren ise inişe geçtiğidir. Bunda başta Padişahların ve devlet adamlarının rollerinin olması yanında Kanunnarnelerin asıl mimarı olan alimierin ve nişancıların da büyük rolü vardır. Ancak önemle belirtmeliyiz ki, IL Selim, neşrettiğimiz Kanunnarnelerin bulunduğu bütün Defterlerin Mukaddimelerinden anladığımız kadarıyla, kendi döneminde, bütün Osmanlı ülkesinin tapu tahririni yeniden yaptırmayı planlamıştır. Yeniden hazırlanan Tapu-Tahrir Mufassal veya Mücmel Defterlerinin başına, ya Kanuni zamanında tedvin olunan Kanunnameler aynen konulmuş veya yeni fetbedilen belde
ise
kanunnamesi
tanzim
olunmuş
veyahut
da
çok
az
değişikliklerle eski Kanunnameler muhafaza olunmuştur. Eski Kanunnamelerde yapılan en önemli değişiklik, Osmanlı para birimi olan akçenin değer kaybetmesi ve eskiden sıfıra yakın olan enflasyonun artmasıdır. II. Selim devrinde butün cizyelerin onar akçe veya beşer akçe arttırılması emri bunun müşabhas misallerindendir. Şunu da unutmamak gerekir ki, bir devletin hukuk sistemi ile diğer nizarnları at başı gider. II. Selim devrinde hukuk sisteminin gevşemeye başlaması, Osmanlı Devletinin de her konuda gerilerneye başlaması demektir. Zaten bütün müesseseleriyle gerilerneye başlayan bir devletin, hukuk sistemi de ister istemez bozulmaya başlar.
6)
Bu cildin Mukaddimesinde meraklılarına ulaştırmamız gereken
müjdeli bir haber de şudur. İnşaallah bizim başkanlığımızda kurulan bir
GİRİ
ll
heyet, başta Ebüssuud Efendi, İbn-i Kemal ve Yahya Efendi olmak üzere, Osmanlı Hukukuna damgasını vurmuş ve her biri bir hukuki makale mahiyetinde bulunan ve şimdiye kadar matbu hale getirilmeyen fetvaları
"Osmanlı Devletinde Şeyhülislam Fetvaları"
adı altında
neşre başlayacaktır. Bir iki aya kadar ilk cildi yayınlanacak olan eser, Kanunnarnelerin boşluğunu doldurmuş olacaktır.
7) "Osmanlı Kanunnô.meleri" serisinin
ilim aleminde yerini aldığını
ve özellikle eskimiş fikirlerin zebunu olmayan genç ilim adamları tarafından takdirle karşılandığını memnuniyetle görüyoruz. Tepki gördüğü tek kesim, ilimle değil basit kalıplarla uğraşan ve ecdiidımızın böyle bir hukuk sistemine sahip olacağını bir türlü kabullenemeyen bazı sathi fikirli insanlardır. Bunların gösterdiği tepki de, ilmi değil sadece sathi bazı tenkitlerdir. Böylesine bir sataşmayı ve yapılan ilmi bir hatayı aynen aktarıyoruz. Önce itharn edilen maddeyi dile getirelirn:
"Ve bir kirnesnenin elinde veya evinde uğurluk esbab bulunsa, satun aldı ise, s atanı bulduralar; bulunmaz ise, müttehem ise, işkence edeler; meğer ki, bulıcak kadıya getürüb teslim edeler veyahud yabanda bulduğun isbat ede. Amma işkencede ihtiyat edeler ki, kabl'es-sübut telef-i nefs olmaya. Ve eğer işkencede ölürse da'vası sorulı,naya."l. Bu maddeyi bugünkü hukuki dil ile anlatalım:
"Bir şahsın elinde veya evinde çalıntı mal bulunsa, eğer başkasından satın aldı ise satanı bulduralar. Eğer kendisine satanı bularnazsa ve daha önce de bu şahıs hırsızlık suçu ile itharn edilmiş bir zanlı ise, işkence edeler. Ancak bulduğu malı hakime getirip teslim etmişse veya dışarda bulduğunu isbat ederse, kendisine karışmayalar. Ayrıca işkencede ihtiyat edeler yani falaka veya değnek ile sıkıştıralar, ta ki, canı telef olmaya. Eğer _işkence neticesinde daha önce de hırsızlık suçu işlemiş olan kimsenin ölümü sözkonusu olursa, da'vası sorulmaya." Dikkat ederseniz, Osmanlı Kanunnamesinde daha evvel aynı suçu işlememiş bir kimseye işkence edilınesi kesinlikle yasaklanmıştır. işkence deyince de bugün hukuk devletiyim diyen devletlerin yaptıkları gayr-ı insani işkenceler hatırlanmamalıdır. Çünkü başka bir Kanunnarnede bunun tarifi yapılnuştır. İstiyen Osmanlı Hukukunda işkencenin sınırları ile ilgili olarak Dördüncü Cild'de yer alan Siyaset-i Şer'iyye Risalesine
1 Osmanlı Kannnnameleri, II, sh. 43, md. 32
KANUNI DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
12
bakabilir. Burada Osmanlı hukukçuları işkencenin, falaka veya değnek ile öldürmeyecek tarzda sıkıştırma demek olduğunu açıkça belirtmiştir. CMUK'un adalet mekanizmasını felce uğrattığı şu günlerde, bu manada bir sıkıştırma olmadan daha evvel de aynı suçu işlemiş ve artık suç makinası haline gelmiş olan insanların başka türlü suçlarını itiraf etmediklerini, devletin güvenlik kuvvetlerine sormak gerektir. Bütün bu manaları, hiç aslı astarı olmayan ilavelerle Osmanlı Devletine iftira haline getiren bir yazarı beraber dinleyelim ve çarpıtmaların derecesini hesab edelim: "Halbuki ikinci Bayezid, JSOO'lü yılların başında yayınladığı "Kanunname"de kaldırıyor
CMVK
ortadan...
gibi
yasaların
Kanunun
32.
bütün
mahzurlarını
maddesinde
"Suçluyu
konuşturmanın en iyi çaresi, işkencedir... " buyuruyor. "Bir kimsenin evinde çalıntı mal çıksa, satın aldı ise satanı bulduralar. Söylemezse işkence edeler. ". işkencenin çok dikkatle yapılmasını da istiyor ikinci Bayezid... "San' atınızı ustaca kullanın, adamı itiraf etmeden sakın ha öldürmeyin" diyor."!.
Şimdi soruyoruz: Bu cümlelerden hangisi var zikrettiğimi:z., Kanunname maddesinde? "Daha evvel hırsızlıkla yargılanmış ve uslanmamış usta hırsızların işkence ile konuşturulması" nerede, "evinde çalıntı eşya bulunan herkesin suçu itiraf etmesinin en iyi yolu olan işkenceye tabi tutulması" nerede? Bu misalden sonra diğer
benzeri iddialarını tahlile bile değer görmüyoruz. Zira bu ifadelerde Osmanlı Devletine karşı, peşin hüküm sözkonusudur. 8) Burada belirtilmesi gereken bur husus da şudur.
Kanunnameleri"
"Osmanlı
serisi, eski Kültür Bakanlarımızdan Sayın Namık
Kemal Zeybek tarafından
800
adet bakaniıkça abone tarzında satın
alınmaya ve ülke çapındaki kütüphlinelere dağıtılınaya .başlanmıştı. Bu gaye ile ilk iki cilt alındı. Ancak baleye ve dansa milyarlarca lira sarfeden yeni Kültür Bakanımız Sayın Fikri Sağlar, bu aboneyi durdurduğu gibi, yapılan müracaatleri de cevapsız bırakmıştır. Bizim tesbitierimize göre, bunun altında yatan asıl sebeb, Osmanlı ve tarihe soğuk bakıştır. Devletimizin kültür temsilcileri böylesine lakayt davranırken şuurlu milletimiz tarihine ve bu esere sahip çıkmıştır. Sözümü burada bağlarken, altıncı cilde kadar bize her türlü manevi desteği sağlayan ho.cam Prof Dr. Halil CiN' e; ilk altı cildin gün ışığına çıkmasını temin eden Salih ı Bardakçı, Murat, CMUK'un Atası: Kanunnameler, Tarihten Kültüre, 27 Haziran 1993 Show Dergisi.
13
G
ÖZCAN Bey'e; eserin başından beri her zaman teşvik ve yardımlarını gördüğüm muhterem büyüğüm Sami KARAMISIR Paşa'ya; yedinci ciltten itibaren her türlü desteği veren Durolupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Rıza AKGÜN'e; maddi destekleriyle projeyi teşvik eden işadamı ihrahim ASLAN Bey'e; Çetinkaya Mağazaları sahiplerinden değerli kardeşim Ömer ÇETiNKAYA'ya; bu mevzuda her zaman destek veren KURALKAN ailesi'ne; bu cildin tashihinde önemli yardımlarını gördüğüm Arş. Gör. Osman KAŞIKÇI'ya; eserin hazırlanması sırasında benim kadar sıkıntılara katıanan eşim Sô.ime Belkıs AKGÜNDÜZ'e ve ilmi çalışmalarımda her zaman dualarına muhtac olduğum bütün ehl-i imana teşekkür eder, tamamlanması için yardımlanın esirgememesini Yüce Allah'dan niyaz eyledm.
İstanbul - Şubat 1994
Prof. Dr. Ahmed AKGÜNDÜZ
1
. j j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
j
•
VII. KITAP/I � SULTANSÜLEYMAN DEVRi KANUNNAMELERİ (17 Şevval 926-30 Eylül 1520/20 Safer 974-7 Eylül 1566) •
•
•
IKINCI KlSlM �DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ (lll).
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
••
••
••
••
••
ONUÇUNCU BOLUM ŞAM EYALETİ . KANUNNAMELERI
GİRİ Ş §.1- KANUNI SULTAN SÜLEYMAN DEVRİNDE ŞAM EYALETİ VE SANCAKLARI Şam Vilii.yeti'nin 927/1521 tarihinde ve Yavuz Sult1i.n Selim devrinde kurulduğunu, Osmanlı Kanunn1i.meleri serimizin Üçüncü Cildinde anlatmış ve orada Şam Eyafetine dair ilk Kanunn1i.meleri neşretmiştikl . Bu dönemde Vilayet-i Arab diye de bilinen Şam Vil1i.yetinin sınırları çok geniş tutulmuş ve Şam, Aclun, Leccun, Deyr ü Rabbe, Uzeyr, Gazze, Kudüs, Safed, Nablus, Haleb, Trablus, Rama ve Humus, Aynt1i.b, Antakya, Birecik, Adana, Sis, Tarsus, Divriği, Malatya, K1i.hta ve Gerger, Kemab, Bayburd ve Kal 'at' ur-Rum adlı sancaklar bu eyalete bağlanmıştır. Uzun bir iktidar dönemine s1i.hib olan Kanuni devrinde ise, Şam Ey1i.letinin sınırları, bazan genişlemiş ve bazan da daralmıştır. Kanuni devrinin ortalarına doğru hazırlandığı kesin olan 622 Nolu Ruus Defterine göre, Şam Ey1i.leti'nin sancakları sırasıyla şunlardan ibarettir: "Elviye-i Ml'r-i Mlriin-ı Vilayet-i Şam:
1. Liv1i.-i Acliln. 2. Livii.-i Gazze. 3.
Liva-i Kerek ve Şüveyk.
4. Livii.-i Kudüs-i Şerif.
5. Livii.-i Nablus. 6.
7.
Liva-i Safed. Livii.-i Şam.
8. Liva-i Trablus."2 BOA. MMD. No: 563'de yer alan listeye ve Kanuni'nin son zamanlarında meydana gelen değişikliklere göre ise, Dar'üs-Selam Şam Eya/eti'nin son sancak durumunu şöylece sıralayabiliriz: Bkz. Osmanlı Kanunnameleri, Ill, sh. 485-504 2 BOA. Ruus Defteri, No: 622.
KANUNi DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
20 ı. Acliin Livası.
2. Akka Livası. 3. Beyrut Livası (Tedmür ile beraber). 4. Bikii' Liviisı. S. Dimaşk (Şam) Livası.
6,
7.
Gazze Livası.
Kerek Livası (Şüveyk ile beraber).
8. Kudüs-i Şerif Livası. 9. Lecciin Livası. 10. Nablns Livası.
11. Safed Livası. 12. Trablus Livası ı . Bu arada, bazan Hama, Hıms ve Haleb'in de Şam Eyaletine bağlandığını ve ancak Haleb Eyaleti oturdukdan sonra bu duruma son verildiğini hatırlatmak icabetmektedir. Bu sıralama içerisinde şimdi de Şam Eya/eti Kanunnamelerini neşredelim. Ancak Sancak Kanunnamelerinden önce bütün Şam Eyaletini ilgilendiren Eya!et Kanunnamesini evvela neşredeceğiz; sonra da sancak kanunnamelerini sırasıyla yayınlayacağız.
§. 2- ŞAM EYALETİ KANUNNAMESi (229) I- NÜSHALARI VE HUKUKi TAHLiLi
Şam Ey aletinin Yavuz Sultan Selim devrinde kurulduğunu ve ilk kanunnamelerinin o dönemde hazırlandığını biliyoruz. Liva-i Dar'üs-Sezam adıyla da anılan Şam veya Dimaşk Sancağı, şu kazalardan meydana geliyordu: Kazii-i Malıruse-i Şam, Kaza-i Ba 'lebek, Kaza-i Beyrut (Daha sonra müstakil liva haline getirilmiştir), Kaza-i Sayda (Sonradan müstakil liva haline getirilmiştir), Kazii-i Kerek (Sonradan müstakil !ivil haline getirilmiştir) ve Kaza-i Fiira2 BOA. TTD. No: 263 (430)'da hakkında uzun bilgiler bulunan Şam Vilayetinin idari teşkilatı hususunda "Fihrist-i Nevahi-i Vilayet-i Şam" başlığı altında şu bilgiler dere olunmaktadır: ·
Nefs-i Şam; Nahiye-i Gota, Nahiye-i Merc (Mercidabık kasdedilmektedir); Nahiye-i İkilm-i Zeblb; Nahiye-i Viidil-Acem; Nahiye-i tkllm i Beliin; Niihiye-i İklim-i Dariinl; Kunt, İ. Metin, Sancaktan Eyalete, sh. 141-142; BOA. MMD. No: 563 2 Bayezid KülüpMnesi, Veliyyüddin Efendi, No: 1969, Vrk. 1 1 6/a
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (��!ll)
21
Niilıiye-i Vadi-i Bürde; Niilıiye-i Zeydani; Nahiye-i Kalemün; Niilıiye-i Farıı.; Nahiye-i Şa 'r; Nahiye-i Hüle; Niilıiye-i Vadi!-Yetim; Nahiye-i Ararnun ı O dönemdeki Şam Eyaleti Nahiyeleri yani bir diğer manada kaza merkezleri ile ilgili bu kısa bilgiden sonra, bir de Şam Eyaletinin Bütçesini kısaca nakledelim:
1 İcınill-i bilad ve kura ve mezari' ve ikta' ve hiinehii ve mücerredan ve mahsülat-ı erbab-ı tirnar ve zu'ama ve sipabiyan-i Liva-i Şam. "
.
Şehir 5
Kura 1 106
Kıt'a 1665
Hanebiiy-ı 63.055
Mezari' 3076 avarız
Mücerredan-ı fşan 6596
Hanehay-ı eşraf ve hutabii ve e'imme ve muhassıl ve kürekçiyan ve re'ayay-ı evkiif-ı Haremeyn'iş-Şerlfeyn ki, avanzdan mu'aflardır.
2. Mahsülat-ı Liva-i Mezkür 13.663.396 Minhii Mahsül-i hashay-ı Padişiilı-ı iilem-peniilı der Liva-i mezkür 10.354.909 'An mal-i dimas 3.610.333
'An mal-i muk/iserne 6.744.576
3. Mahsül-i hashay-ı mfr-i miran ve defterdar-ı Hizane-i Amire ve kethüda ve defterdar-ı timarha ve dizdar-ı Kal'a-ı Şam ve emtr-i Şam-ı Arab ve zu'ama ve sipahiyan 3.594.827 Minhii: Mahsül-i Hasbii-i ınır-ı miran-ı Vilayet-i Şam 1.000.000
Mahsül-i Defterdar-ı Hazine-i Şam ve kethüda ve defterdar-ı timarbay-ı Vil!iyet-i mezbüre ma'a Dizdar-ı Kal ' a-i Şam Ve Emir-i Ş am 290 . 1 37
Mahsül-i Zu'ama Neferen 442.039
Mahsül-i sipahiyan bii tezkire Neferen 1 10.707
16
Mahsül-i sipahiyan biHi tezkire Neferen 319 1 .751.945
2 "
955/1548 tarihli bu defterin Mukaddimesi ise, Kanunnamenin nasıl ve hangi esaslara göre hazırlandığını çok güzel bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu sebeple Mukaddimeyi kısaca aktarmak istiyoruz: ·
" .....Müşeyyid-i kava'id-i Din-i Nebt ve mü'eyyid-i alıkilm-ı Şer'-i Mustafavi Sultiin Süleyman Hazretleri, havza-i hükümetlerinde munzabıt ve havme-i BOA. TTD. No: 263 (430), sh. 1 3 2 BOA. TTD. No: 263 (430), sh. 1-2
KANUNI DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
22
himll.yetlerinde münharıt olan Vilayet-i Arab'ın iktll.'ı ni\-mazbilt ve evzll.'ı nll. merbilt olduğun istim&' etdiklerinde ..... hukuk-ı şer'iyye ve rüsilm-ı örfiyyenin ve kanun-ı kadim üzere istffll. ve istiksi\sı içün bu abd-i fakir Muhammed' e emr-i aif viirid olub Vil§.yet-i Arab'ın Defatir-i Kadimesi tecdld ve tahrir ve cerilyid-i ilidesi temhld ve tastir olunmak bilbında..... Dergah-ı Aıt Defteri Katibierinden Katib Derviş ve Katib Ahmed bendeleri mahsillll.t ve mersilmatı şer' ve kanun üzere def§.tire merkilm etmek ecliyçün bu bendelerine k§.tib ta'yln olunmağın ... 955"1. Kanunname, daha evvel Barkan tarafından neşredilmiştir2 . Kanunni\menin bir diğer nüshası da, Viyana Millt Kütüphanesi, A.F. No: 77, Vrk. 3/b-7/b ' de bulunmaktadır ve birinci nüshadan fazla bir farklılığı bulunmamaktadır. Bu sebeple birinci nüsha esas alınmıştır. Kanunn§.me'de hariicl ariizi olan Şam Ariizisinden alınan harfic-ı muk§.seme üzerinde durulmaktadır. Normal alınan harik-ı mukasemeye kasm adı verilirken sulh yoluyla maktil' alınan harfica da dimas adı verilmektedir. Bu konuyla alakah fıkıh kitaplarında Şam Arazisi He alakah verilen bilgilere aynen mutabıktır. Daha sonra da Fıkıh kitaplarında Bab ' ül-Aşir başlı�ı altında incelenen gümrük vergileri, şer' an cevaz verilen dellfiliyye ve muhtelif bazariarda alınan b§.c vergileri üzerinde durulmaktadır. II-
KANUNNAME'NIN METNI
1. Vilayet-i Şam'da kıraı ve sehm ve feddan ve 'addan ibaretleri ki, vardır, isti 'm§.! olunur. 2. Kırat3 bir kanun-ı mukarrerdir. Her nesneyi bir miskat ki, yirmi dört kıratdır, yirmi dört hisse farz edüb taksim ederler. 3. Ve sehme nihll.yet yokdur, yirmi dört olur ve dahi ziyiide olur ve nfikıs dahi olur. Şol evkaf hisseleri ki, sehmle vll.kı' olmuşdır, kaç selımden taksim olunmuş ise beyan olunmuşdır. 4. Ve feddan4 deyü çifte derler. Amma feddan-ı Rumani ve İsliimi ve feddan-ı hurras ve feddan-ı arz vardır. Feddi\n-ı Rumani bir çift, bir gün, bir gece, ne BOA. TID. No: 263 (430), sh. 1 5 2 Barkan, Kanunlar, sh. 220-227 3 Kırat: Bir ağırlık ölçüsüdür. Memleketlere göre mikdin değişebilir. Mekkeliler dinarın l/6'sının 1/4'üdür derken Iraklılar dinarın 1/20'sidir demektedirler. Elrnas ve cevahir gibi kıymetli şeylerin tartısında kullamlan kırat, miskalin dörtte biri olan dengi dörtte birine denir. İslam hukukçuları, kıraH örfiyi dört veya beş orta arpa ağırlığı; kırat-ı şer'iyi de beş orta arpa ağırlığı olarak tesbit ederken Darphfine bir kıratı dört buğday ağırlığı olarak kabul etmiştir (Mütercim Asım, Kamus, III, 109; Pakalın, II, 269). Aslında bir şeyin yirmi dört parçasından biri olarak da rnana verilmiştir ki, bu maddede bu manaya ri'fiyet edilmiştir (Bkz. El�Müncid). 4 Fedd3n: Fedfin da denilen bu arazi ölçü birimi hakkında sözlüklerde şu kayıtlıdır: Feddful kelimesi, öküz; çift sürmek için koşulan iki öküz; iki öküz ile birlikte çift illetlerinin tamamı ve nihfiyet Mısır' da bir alan ölçüsü olarak 400 kasaba karelik tarladır ki, bir kasaba 6 2/3 zirfi' karedir. Vergi ve benzeri kesimler, Mısır'da feddfuı başınadır (Mütercim Asım, Kamus, IV, sh. 713; El-Müncid).
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (;g;g'J))
23
mikdar sürse ana feddan-ı rumani derler. Eğer bir gün tamam sürse feddan-ı islami derler ve feddan-ı 'Arabi dahi derler. Ve bir çift öğle vaktine dek sürse feddan-ı hurras derler. Ve feddan-ı arz dahi derler! . 5. Ve 'ibaret-i 'addan2 ba'zı yerlerde bir akar suyun yolunı münsed edüb bir akacak yer vaz' edüb bir gün ve bir gece akub ne mikdilr yer suvarırsa ol kadar yere bir 'adiln derler. Ba'zı evkilf ve emiilkin taksimleri bu hesilb üzerinedir. Ve Vilayet-i mezbiirede olan kura ve mezari 'in kasm/eri biri birine muh1ilif olmağın üzerinde şerh olunmuşdır3 . 6.
Ve vililyet-i mezbiirede akçeye ya gallilta maktü' olan kendü ıstılahlarınca dimos derler ve fas/ ve mefsul dahi der!er.4 7.
Dimas olan akçelerin ki, iki kıst ola, alınması nısfı harman vaktinde ve nısf-ı aharı pekmez vaktinde 'ildetdir. Ve ba'zı yerlerde ki, harlr olur, harlr vaktinde alınmak kanunlarıdır. Ve ba'zı zeytun ziyade olur; zeytOn vaktinde alınmak di.rl 'ildetleridir. Ve üç veya dört kıst olanların kendüler beyninde ma'!Omdur.
8. Ve !ivil-i mezbiirda vilkı' olan bağların harticları birbirine mugayir olmağın nahiyeleri evvellerinde şerholunmuşdır. 9. Ve zeytfin ki, rumani ola, nısfı sahib-i arzın olub, nısf-ı aharı tirnar eyledüği
mukabelesinde re'ilyanındır. Amma isliimi zeytünın her iki ağacına bir akçe harac alına .
10. Ve koz ağacı ki, yetişmiş ola, tamam ağaç ola, iki akçe harilc alına. Ve küçüklerine birer akçe harilc alına. Ve külliyyen fevakih-i muhtelifenin beş ağacına bir akçe alına. Ve dört tut ağacına bir akçe alına. Amma zikr olan harilc dimas olmayan kuril ve mezari'indir. Şol kuril ve mezari' ki, dimosdur, hemen dimasların verirler, gayrı nesne taleb olunmayaS. Ve !ivil-i mezbürda ba'zı mezari'in öşürleri dimas olmayub cümle-i mütehassıldan kayd olunmuşdur; hububatıdır. Amma harilcın öşrü 'an malil-vakf ll.
1 Bu maddede feddan ile alakah yer alan bilgileri, başka kaynaklarda bulmak gerçekten zordur. 2 Add3n: Deniz sfihili ve nehir kenan manaları if§de eder. lstılfth olarak ne mana ifade ettiği maddede açıklanmaktadır. 3 K3sm: Bu kelimeden kasdediten ma'nfi hadc-ı mukftsernedir ve bilindiği gibi harfic-ı mukftseme arazinin durumuna göre l/2'den lllO'a kadar nisbetler arzetmektedir. Maddede kasdedilen de budur. 4 Dimos: Dimos kelimesi batı kökenlidir. Fransızca disme ve Latince decime kelimelerinden gelen dimos, kelime anlamı itibariyle onda bir demektir. Dolayısıyla Arapça ö�ür kar�ılığıdır. Ancak acaba ö�r� i şer't demek olan ö�ür kelimesinin karşılığı mı yoksa harık-ı mukfiseme karşılığında Osmanlı Hukukunda kullamlan öşür karşılığı mı ku �lanıldığını kestirrnek Kanunn§.melerdeki hükümlere bağlıdır. Her iki manada da kullanıldığı kanun maddeleri mevcuttur. Meselenin kanun maddelerine göre tahlil edilmesi icabeder (Süleyman Sfid!, Eser-i Muktesıd, II, sh. 51-52). Fasl ve mefsfil ise, dimos yerine yerli halkın kullandığı tabirlerdir. Bu iki kelimeden anlaşıldığına göre, dimos Suriye Bölgesinde maktfi' hadc-ı mukilseme manasma kullanılmıştır. 5 Bu maddeden de anla�ılacağı üzere, dimos burada maktı1' olan harfic manasında kullanılmı�tır.
KANUNİ DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
24
alınur. Zira ki, "el-öşrü 'an-il-hariic" demek olur. Anünçün kim arazi-i Şam ekser haracfdir ı . 12. Ve ba'zı arazi ki, müşeccer olub amma zira'at ederler, müşeccer olan yerlerden hartic alınur. Ve külliyyen zira'at olan yerlerden harilc alınur. Ve zira'at olan yerler kasm olunur. Ve külliyyen zira't olunan hububattan erbilb-ı tlmil.r öşür alur. Ve ba'zı yerlerde hububll.t ekmeyüb hadravll.t ekerler. Anların gibi yerlerin her feddan-ı arzına onar akçe alınur. Kendü ıstılahiarında hukuk derler.
13. Ve vilayet-i mezbılrede ba'zı kurll.da sultanı olan yerlerde bağlar ve bağçeler edüb birer mikdar harilc vaz' olunuh sonra bağların çubukları ve bağçelerin ağaçları kuruyub yerlerin zira' at edüb mülkümüzdür deyü yine ol vaz' olunan haracı vermek isterlerse, 'amel olunmayub karyelerin kesimleri her ne vechile olursa, kanunları üzere kasm olunmak cari 'adetleridir. 14. Ve vilayet-i mezburede kuzı sürüye yaraduğu eyyamda kuzusiyle 'addedüb iki re' se bir akçe alınur. Ve keçi dahi koyun gibidir. Ve ba'zı kurada ve dağlarda mağaralar ve ağıUar olur ki, anda koyun ve keçi kışladurlar, ahardan gelüb kışiayan her yüz koyuna, bir koyun veya balıası alınmak kanunlarıdır. KANUN-I GÜMRÜK-İ ŞAM
15. Nefs-i Şam'a gelen ve giden metii'dan gümrük alınur. Evvel Mekke-i Müşerrefe'den bahar ve akınişe geldikde, Hüccac Gazze yolundan gelse, Gazze kurbinde Han-ı Yunus nam yerde alınur. Ve eğer Şam yolundan gelse Şam kurbinde Kisve nam karyede alınur, kanun-ı kadimdir. ·
16. Deve yükü bahardan ve akınişeden yedişer altun gümrük-i bfic deyü alınur. Ve buçuk altun mübaşiriyye haliyil miri içün zabt olunur. Amma nefs-i Şam'a gelüb Efrenc tiiifesiyle hazar olunsa, satandan her yüz altuna onar altun alınur, alan Efrencden dokuzar altun alınur. Eğer alan müslüman olsa, nesne alınmak kanun değildir, hemen dellll.liyye a!ınur. Bahll.r esbll.bın Firenk satun alub mahzene koydukdan sonra tekrar gelüb hesalı edüb her yüz alınnda iki altun alınur. Ve andan sonra mahzenden yüklenüb Beyrut'a giderken kendü ıstılll.hlarıda hakk-ı kıble deyü her yükde yedi akçe ve sülüs akçe alınur. 17. Amma diyar-ı Efrencden çuka ve atlas ve kemhil ve mercan ve kılfi 2 ve nu has ve sll.ir bunların gibi meta' gelse, tahmin ile kıymeti bir mikdar nesneye mukarrer kılındıkdan sonra hesalı olunuh her yüz Eşrefide üç Eşrefi alınur. 18. Amma hırdavat ki, sırça esbfibı gibi ve iplik ve kirhas ve kağıt ve sair bunların gibi her yükünden hakk-ı kıble dörder akçe ve rubu' akçe alınur. 1 Bu madde, dimosun maktü' hadc manasını iyice teyid eylemektedir ki, Osmanlı m§.lt hukuku açısından çok önemlidir. 2 Kıl§ Veya Kıly: Çoğan ve benzeri ekşice ve §Or otlarından yakılmasından elde edilen bir şeydir ki, Türkçe'de kalya taşı diye bilinir (Mütercim Asım. Kamus, IV. sh. ! 141-1 142). Kalya Taşı: Deniz otları ya da çöven yani çoğan yakılarak elde edilen bir madde ve sabunun önemli hammaddelerinden olan sodyum oksit demektir (Tarama Sözlüğü, IV, sh. 2192). �
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELER!(ı:g:ıı)
25
19. Ve kızıl üzüm ki, zebfb derler, Diyar-ı Efrence gidenden her kutusuna ki, iki kutu elli batman olur, on ikişer akçe alınur. Ve diyiir-ı Efrençden biidem gelse her çuvalına on ikişer akçe alınur. Kendü ıstılahiarında Efrenceden gelene vilrid derler·ve bundan diyar-ı Efrence gidene sildır derler1. ADET-İ DELLALİYYE 20. Mekke-i Müşerrefe'den gelen bahilrdan ki, zencebil ve nil ve lök alandan ve satandan her bin akçeden beş akçe alınur. Ve jengiir ve sabir2 ve kafür ve bunun gibi metii'dan öşür alınur. 21. Ve Efrencden gelen meta'dan ki, atlas ve kemhii ve kadife ve kehribii ve tesbih-i mercan bunların gibiden her bin akçeden yirmi akçe alınur. Ve çuka ve kılii ve nuhiis ve sair bunların gibi metii'dan her bin akçeden yedi akçe alınur. Ve mercanın her sanduğına on Eşrefi alınur. 22. Ve zikr olan dellilliyyenin hiisılın evvel nısfın niizır'ül-ceyş olan ve nısf-ı itharın deliili olanlar alurmış. Haliyil sülüsanı ıniriye ve sülüsün delıaJ alur ki, tercümanlarıdır dellilliyye-i cevvilni derler. 23. Nefs-i Şam' da olan kapanın kanunı budur ki, bir yük dibsden üç akçe alınur. V e asel yükünden dört akçe ve pirine yükünden dört akçe ve zeyt ve peynir yükünden dört akçe ve habb-ı rummiln3 yükünden yükünden beş akçe · altı akçe ve tuz yükünden üç akçe ve temr-i Iriiki deve yükünden sekiz akçe ve iki rıtıl tu'me4 alına. Ve Kıbrıs yükünden dört akçe alına. 24. Ve kıbli canibinden gelen yoğurdın her ulbesine5 buçuk akçe. Ve Hıms ve Trablus ciinibinden gelen yoğurdun her 'ulbesine keziilik. Ve sade yağın her yüz akçesine'iki akçe alına. 25. Ve bir hıml 'unnab6 den altı akçe ve tin-i-Ma'arra'dan7 altı akçe ve bir rıtl dahi tin alına. Ve fıstık ve fındık ve köknarın her yüz akçesine iki akçe alınur. Ve hafl8 yükünden üç akçe ve sfrec9 yükünden buçuk akçe ve zeyt-i Aclilni' den altı
V3rid: Dışardan ith§.l edilen mal demektir. �Si\dır: Dışarıya ihdc edilen mal demektir. 2 Sabir: Zanbakgillerden bir bitkidir. Afrika'da Ekvator bölgesinde yetişir. Tıpta kullanılan bir nebatdır (El-Müncid). 3 Habb*i rumm3n: Nar danesi manasma gelmektedir. 4 Tu'me: Yemeklik demektir. 5 Ulbe: Kereste veya deriden yapılmış büyükçe bir kab veyahut sandık demektir. 6 Bir Hıml Unn3b: bir yük üzüm demektir. 7 11n·i Ma'arri: Haleb ile Beyrut arasında yer alan Ma'arrat'ün-Nu'man adlı şehirde yetişen incir demektir. Mağrib şeklinde okunınası yanlıştır (Krş. Barkan, Kanunlar, 222) 8 Hall: Sirke demektir. . 9 Sirec: Susam yağı demektir.
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
26
akçe ve zeyt-i Mişkarani'den üç akçe ve kulkas 1 yükünden ki, eşek yükü ola, üç akçe ve katır yükünden altı akçe alınur. Ve yabandan gelen hıyar yükünden yedi akçe ve
cübn 'ün-nasan'i2 yükünden dört akçe ve üç kalıb cübn alınur.
Jimonın katır yükünden beş akçe ve eşek yükünden beş akçe ve 'acve 3 yükünden dört akçe ve buçuk rıtl 'acve alınur. Ve kem'e4 yükünden sekiz akçe, tamam yük olmasa dört akçe ve hurnub 5 bekmezinin bir zarfından iki akçe ve
26.Ve
kestane yükünden dört akçe alınur.
'ADET-İ DAR'İL·BITTiH6 27.
Eğer mişmiş gelse her yükünden iki akçe alınur. Ve eğer tüffiih gelse, her yükünden iki akçe alınur. Ve tüffah-ı şitevi yükünden üç akçe ve kiras yükünden dört akçe ve erük yükünden iki akçe ve encas-ı sayfi? yükünden iki akçe ve yabandan gelen üzüm yükünden üç akçe ve tfn-i Deygur8 yükünden iki akçe ve eğer tabla ile veya sepet ile satılsa bir akçe alınur.
28. Ve rumman yükünden iki akçe ve kavun ve karpuz yükünden iki akçe ve hıyar-ı beledi yükünden bir akçe ve şeftali yükünden dört akçe ve yaş fıstık ve fındık yükünden dört akçe ve 'ukabiyenin her kafesine bir akçe ve encas-ı şitevi yükünden dört akçe alınur.
29. Ve şehirden gelen üzüm yükünden iki akçe ve kuru mişmiş yükünden dört akçe; çuval ile olsa iki akçe alınur. Ve bin adet kozdan bir akçe ve zühr-i nilreneden ve gülden bir zenbile buçuk akçe alınur.
'ADET-İ DAR·İL-HUDR9 30. Basa! ve badencan
ve kunnebtılO ve löbyenin her çuvalına bir akçe ve bir rıtl tu'ma deyü alınur.Ve 'acurun bir çuvalına iki akçe ve rumman-ı hamız ve
1 Kulkas: Bizim memlekette kenger dediğimiz ve daha ziyade Hindistan'da yetişen bir çeşit bitkidir (EI-Müncid). 2 Cübn'ün�Nasilr3: Hrisitiyan peyniri demektir. 3 Acve: Bir çeşit hurma demektir. 4 Kem'e: Bir çeşit ak mantar demektir. 5 Hurnüb: Keçi boyn�zu demektir. 6 B ıttih, karpuz demektir. Ancak burada şimdiki anlamda Sebze Hali gibi bir rnana kasdolunmaktadır. 7 Enc3sMı Sayfi: Bu kelimeyi tam okuyamadık. İcciis tarzında okuruayı da imlfi açısından münasib görmedik. Ancak lcfis şeklinde okunursa, güzel kokullu bir net;>fit manasını aniayabiliriz ( Bkz. Ahteri�i Kebir). 8 Tin�i Deygô.r: Deygur ineiri demektir. Deygur bir yer ismidir. Ancak okunuşundan emin değiliz. 9 D3r'il�Hudr: Sebzeviit Hali manasını ifade eden bir terkibdir. 1 0 Kunnebit: Karnabit de denen bir yeşilliktir (Ahteri·i Kebir). ·
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (:il:il!ı>)
27
hısrıml yükünden bir akçe ve havuc ve hileyun 2 satan kimselerden, her cum'a. günü bir akçe alınnr.
'ADET-I KADİM-İ BAZAR-I ESB 'AN ZAMAN-I KAYITBAY3 31. At satılsa altı akçe, nısıf alandan ve nısıf satandan; deve satılsa sekiz akçe, nısıf satandan ve nısıf alandan ve himilr satılsa, alandan ve satandan dört akçe ve cilmus satılsa ve kara sığır salılsa alandan ve satandan sekiz akçe alınur. 'ADET-İ BAZAR-I ESIR 32. Kuldan ve cariyeden ki, ak ve kara olsun, satandan otuz akçe alınur, alandan ·nesne alınmaz, kadlm-ül eyyamdan veeh-i meşruh üzere alınur. 33. Ve her koyunun başına satandan iki buçuk akçe alınur. Başhanenin cari il.deti yaz günlerinde iki akçeye alub beş akçeye satarlar. Ve kış günlerinde on başı beş akçeye alub sekiz akçeye satarlar. Ayakları biledir. 34. Ve Suk-ı Büzurfnde4 her nesne ki, satılsa, her yüz akçede beş akçe alınur. 35. Ve Han-üs selc5 her kantar on altı paraya satılur. Amma zaman-ı kadimden kantara şehirde olan şerbetçiler oniki akçe kira ve vehbe 6 deyü sekizer akçe
her verirler.
Ve kadimden şehre kar götürmek Cebetül- 'fı.L7 nahiyesinde Metin nam karye halkına mahsusdır. Mezbur karye dört bölük olub, her bölüğün bir re'isi olub günde bir bölüğü götürür. Her kar götüren bölük re'isine 'ilmi! tarafından günde üç akçe ve kil.tib olana dört akçe verirler.
36.
37.
Ve müşeyyidiyye-i enhilrs 'adet-i kadimeleri her su içen bostanların üzerinde olan akçeleri cem' edüb ve enhil.rı meremmet edüb ziyadesini hazineye zabt ederler.
2 3 4
5 6 7
8
Hısrım: Koruk demektir. Hileyün: Yanlış olarak marçopa dedikleri bir çeşit otdur. Kayıtbay zamanından kalma At Pazarı kanunnu demektir. Sük-ı Büziirin: Gıda Çarşısı manasma gelse gerektir (Krş. El-Müncid). H3n'üs-_Selc: Buz ve kar hiinı demektir. Vehbe: Karşılıksız verilen şey demektir ve burada örfi bir vergiyi anlatmak için kullanılmıştır. Cebet'ül-.Al: Şam vilayetine bağlı bir kazii merkezidir. Müşeyyidiyye-i Enh3r: Nehirlerin bakımı için alınan örfi bir vergidir.
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNN AMELERİ
28
38. Ve Mzar-ı gallenin 'iidet-i kadimesi müşteriden her garrarel buğdaya iki akçe alınur. Ve arpa ve bak! gallat dahi kezalik. Amma yasak oluna ki, galle bazanndan gayri yerde satılmaya..
39. 'Adet-i harfr,
il.det-i kad!me her rıtla dört akçe, iki alandan iki satandan
alınur.
40.
Ve şikar cinsinden her kim nesne şikar etse, getürüb satarlar, yalıanda satılmak yasakdır.
41. Ve sur-ı Şam' ın kapılarında olan bevvablar
dükkan-ı ıayrd a
gelen ve giden tüccardan nesne
alınmak kanun değil.
42. Ve himaye-i terrasfn ve himaye-i hamam'il verd ve himaye-i tahun-ı Merc'iş-Şeyh ve himaye-i hicare-i tavahtn ve himaye-i mı 'sara-i İbn-il-Kerekf kadimden olmayub sonra Sibay nam naib-i Şam' ın 'avreti vaz' etdüği sebebden ref' olunmuşdur 2.
43.
Ve nefs-i Şam' da kuru üzüm ve kömür
Han-ı Halil' de satılmak cari
adetleridir. ve üşnan3 ki, Merc ve Cebbet'ül- 'Al ve Kalemun nahiyelerinde yakarlar, her ne mikdar olursa Şam'a getürüb ıniriye satub her kanıanna sekizer akçe ücret-i arz alub ve sekizer akçe kira alurlar. Arnmil nevaht-i
44. Ve liva-i Şamda olan kılii
mezburede altı aded kuriinın üzerlerinde birer mikdar maktü' kıla verüb ücret-i arz içün ta'yinleri olan makt ü ' akçelerin almak kanunları vardır ki zikr olunur.
45. Karye-i Sumeyr'den her
senede eka! bin kantar ve ekser iki bin kantar kıla
verüb veeh-i meşrüh üzere ücret-i arz ve kira alurlar. Amma
Karye-i Cerud halkı, beşyüz kantar kıla verüb, bin ikiyüz akçe ücret-i
arz alurlar. Ve
Karye-i Ruhse halkı üç yüz kantar kılii verüb bin akçe ücret-i arz alurlar.
1 Garriire: Bizim memleketde haral dedikleri çuvaldır. 2 Bu maddede Memlüklüler zamanında vaz' olunan bir kısım örff vergiler sıralanmaktadır ki, manalarını tesbit edebildiğimiz kadarıyla aktaracağız: �Him3ye: Kelime anlamı itibariyle koruma demektir. Abbasiler zamanında D§.r'ül�Hilftfe tarafından erbftb�ı süyüfa belli beldeleri korumak üzere himfiye fermanı yani takltd-i himftye verildiğini görmekteyiz. Nitekim himaye fermanının bir örneğini Kalkaşandf zikretmektedir (Kalkaşandi, Subh'ill-A'şa, X, sh. 272-273). Him3ye"i Terr3sin: Terr3.sin, kalkancılar demektir. Bu vergi ise, kanlkancıları yani bir çeşit savaş erlerini korumak için altnan örfi' bir vergi olsa gerektir. � Him§ye-i hamm§m'il-verd: Gül güvercinlerini koruma vergisi anlamında bir örfY vergidir. N3.ib-i Şam, yani Şam Valisinin hanımı vaz' ettirdiğine göre, bu ma'na akıldan uzak değildir. - Him§ye-i T3hfin-ı Merc'iş-Şeyh: Merc'üş-Şeyh Değirmeninin korunması ile ilgili olarak alınan örfi vergi manasını ifade etse gerektir. - Him3.ye-i HiçAre-i Tav§hin: Değirmenlerin taşlarını koruma vergisi gibi bir şeydir. - Himılye-i Mı'sara-i İb'inl-Kereki: İbn'ül-Kereki Üzüm veya Yağ Mengenesi' ni korumak üzere alınan örfi bir vergi manasma olsa gerektir. 3 Kıta ve üşn§n· kelimelerini daha evvel açıklamıştık. �
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (��!!>)
29
Karye-i Mu 'azzamiyye halkı dört yüz kantar kıli\ verüb bin iki yüz akçe ücret-i arz alurlaı. Ve
Ve
Karye-i Katife halkı altı yüz kantar kılil. verüb bin iki yüz akçe ücret-i arz
alurlaı. Ve alurlaı.
Karye-i Mu 'aysıra halkı bin kantar kılii verüb bin iki yüz akçe ücret-i arz
Ve Karye-i Azril kurbünde Bakale demekle ma'rfif yer ki, vakf-ı Cami '-i Az ra' dır, her senede vakıf dinibine iki yüz akçe maktt1' verirler ki, karye-i mezbfire halkı 1\har yerden kılii sirkat edüb ellerinde bulundukda cami yerinde tahsil eyledük deyü bahi\ne eylemeyeleı.
46. Ve siiir nevil.hlde olan kuril. Merc-i Kıblf de ırak yerlerde yanan
halkına kıta yakmak yasakdıı. Ve nahiye-i kılil. dahi yalıanda satılmak yasakdır. Ve her senede ne midar kılil. vaki' olursa, Şam'da olan Dilr-ı Tu 'ma getürüb kanun üzere sülüs Efrence ve sülüs kıta ilmillerine mlrl içün ·ve sülüs sabuncı ve boyacı ve '
kassartn-i şehre satıla, tüccil.ra ve matrabaza satılmaya. Şöyle ki, 1\har yerlerde saıtılsa külliyyen girift olmak kanunduı. Yine veeh-i meşrilh üzere mukarrer kılındı.
47. Ve Vil&yet-i Şam'da Beyrut ve Sayda ve Sur ve Akkil ve Yafa İskelelerinde alınan gümrüğün ve gayrı viiridil.tdan iskele kapusunda resm ki, mikeb-i Bilb-ı Mina derler, firengi kil.dlfenin envil.'-ı renginden her donluğuna onar akçe ve dlbil.nın her donluğuna onar akçe ve atlas-ı mütenevvi'a ve sof-ı mücender ki, hilril derler, her donuna onar akçe ve ince iskar/at çukanın her ne dürlü renk olursa donluğuna sekizer akçe ve vestilnt çukanın donluğuna üçer akçe ve ednil. çukadan ki, melfuk derler, ikişer akçe ve gayet yoğun çukadan ki, nısf'ul-araz derler, donluğuna birer akçe.ve sof-ı Mağribtnin donluğuna buçuğar akçe.
48. Ve samurın her derisine birer akçe. Ve rıtl ki, bin cild olurmuş, her cildden....
sincap fuçısından her fuçısı on dört
49. Koyun ve kuzu derilerinden her dengine dörder akçe ve kuzı ve koyun derilerinden ki, dibil.gat olunmamış ola, her denginden dörder akçe. 50. Ve mercan-ı ma'mulden ki, silsite ile ola, her den üçer akçe. Ve mercan-ı gaş fm l yiini ham olan her sandıkdan beşer akçe. Ve kehribil.y-ı ma'millden her rıtlına üçer akçe ve kehribily-ı hamdan her rıtlına birer akçe alınuı. 51.
mastaki sanduğundan on beşer akçe. Ve za 'feranın her rıtlından birer akçe. Ve züncüfr ki, fuçı ile ola, her fuçısına üçer akçe ve züncüfr2 ki, sandukla ola, her sanduktan ikişer buçuk akçe. Ve jengilrın her sanduğuna üçer akçe. Ve billur Ve
Gaşim: Yontulmamış ve işleomemiş her çeşit taş manasını ifade etmektedir (El�Müncid). 2 Züncüfr: Kendisinden kırmızı mürekkeb yapılan bir çeşit ma'den. Altın ve bakır ma'denlerinden elde edilir. Şencerf şeklinde okunan Farsça kelimenin Arapçalaştırılmış şeklidir (Mu'cem'ül�Elfiiz'il Farisiyye El-Mu'arrebe, sh. 80).
KANUNI DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
30
ki, ma'mi\1 ola, kilzeler ve kadehler gibi, her sanduğuna ellişer akçe. Ve kibrit
harez-mazdi 1 fuçısından beşer akçe. 52. Ve hamir çökeli ıatır2 derler sanduğından üçer akçe. Ve fuçıy-ı mücmi '3den ki, içinde her cinsden ola, yirmi beşer akçe v e sanduk-ı mücmi 'den
sanduğından dörder akçe. Ve
ellişer akçe. Eğer açub satarsa öşür alınur.
53. Ve mürdesenk fuçısmdan üçer akçe alınur ve kisesinden dahi üçer akçe. Ve kuhl kisesinden buçuk akçe. Ve silmez suyunun her fuçısına altışar akçe. Ve sırça kadeh ve kanil.dil sanduğına yirmi beş akçe. Ve şab fuçısından dört akçe. Ve zırnfh fuçısından ikişer akçe. Ve ziic-ı Kıbrıs fuçısından ve li\den denginden dörder akçe.
54. Ve kettan bezinin her yüz zira'ına bir dürüro derler, onar akçe. Ve bahriden her dürüroüne ikişer akçe. Ve zeybak ya'ni civanın her kıdr4ine üçer akçe.
55. Ve kağıt biilyasına ya'ni dengine üçer akçe. Ammfi iskelede açub satsa her yüzde ikişer akçe. Ve 'aıtiir kdğıdının beher billyasına birer buçuk akçe. Arnmil iskelede satsa ikişer buçuk akçe.
56. Ve bakır ki, 'acar5
derler, sepet ile gelür her sepetten üçer akçe. Ve bakır-ı ma 'mi\lden işlenmiştir; her şeddesine ya'ni bağına üçer akçe. Ve bakır-ı bohçanın her bağından üçer akçe. Ve bakır-ı tel şeddesinden dörder akçe. Ve bakır-ı sahiiyif
i melfilfdan ya'ni dürülmüş ola, her fuçıdan üçer akçe. Ve kalay tahtasına buçuğar akçe ve kara gönlek denginden dörder akçe. Ve firengf zehebf ya 'ni gezmendin 6 her fuçısından dörder akçe. yirmi beşer akçe ve şeker-i kancflin her kantarına onikişer buçuk akçe. Ve 'asel tulumundan birer akçe ve küpcükle gelene buçuğar akçe. Arnmil 'aselin ve fundığın ve bademin zarfları, daraları
57. Ve şeker-i mükerrerin her kantanndan
çıkduğundan sonra, her yüz rıtlda beş rıtl ıskfit almak 'adetidir.
58.
Ve bademin içinden her çuvalına ki, bir denk ola dörder akçe ve fındığın
her çuvalına birer akçe ve revgan-ı zeytfinın her fuçısına onar akçe.
59.
Ve buğdayın her garrfiresinden onsekiz ekçe ve arpanın her garraresinden dokuz akçe. Ve bahri getürdüği pirincin her denginden dörder akçe. Vekil ya'ni bfizirgan getürse her dengine dörder akçe ve bir rıtl pirine alınur.
1 Harez�mazdi: Harez kelimesi, çocukların oynadıklan koza manasını ifade etmektedir. Mazdi kelimesini ya yanlış okuduk veya manasanı anlayamadık. 2 Hamir Çökeli Tatlr: Tatır,tattırmak ve tat manalarını ifade eden Türkçe bir kelimedir. Bu terim, şarabın tortusu ile ilgili olsa gerektir. 3 Fuçıy-ı mücmi': Çeşitli şarap çeşitlerina ait çökeli tatırları içinde toplayan fuçı demektir (Krş. El-Müncid) 4 Kıdr: Tencere ve kab demektir. 5 Acar: Bir hacim ölçüsü olduğu bilinmektedir. 6 Bu kelimenin manasını da tam anlayamadık. 7 Kand: Şeker kamı�ı demektir. Bu duruma göre �eker-i kand de, şeker kamı�ından elde edilen şeker manasını iffi.de eder.
ŞAM .EY ALETİ KANUNNAMELERİ (:ll:l\Vl l }
31
60. Ve kurudan gemiye giren esbftbın milceb-i Bab-ı Mina mu 'attarat sınıfından kutular ile ola, öşürden haric olub, Şam'dan mühürlü gelmiş ola, her kutuya onar akçe alınub, iki akçe dahi mübaşirfn-i Şam alur imiş. Haliyil mid içün alına.
61. Ve eşribe sanduğından on ikişer ve kutı ile olsa yedi akçe alına. Ve hürmüz-i Şam'ın her topuna onar akçe alınuh ve siifun her topuna ikişer akçe ve siif tahtasına sarılmış ola, kırkar akçe. Eğer iskelede satılsa ikibuçuk akçe. Ve Ba 'lebeklnin kaftanlığından ikişer ve ham bezin dahi kaftanlığından ikişer akçe. Amma astar denginden oniki akçe. Ve hadr ki, Şam'dan b ila hatm gele, iskelede satılsa, üçer buçuk akçe ve mahtilm gelse nesne alınmaz.
62. Ve zeblb derili 'ulbe ile gelse, dikiliden her 'ulbeye onar akçe ve bahriden her kanıarına altışar akçe ve deriliden gayrısından her kantarına yirmi beşer akça. Ve iki buçuk akçe dahi simsariyye deyü alınur. Ve kasnak bil-'öşr her kiseye onar akçe, eğer bunda satılılursa iki akçe simsariyye ve buçuk akçe nazır 'ül-ceyş alur. Haliyil mri içün alınur.
63. Ve
hadr ki, hiiric memleketden gelür, Haleb'den gelse her dengine altmış beş akçe. Ve siif ve köknar ve kişnic ki, Haleb'den gelür, her denginden kırkar akçe. Ve penbe iplik ki, Şam memleketinden gelür ve hiiricden gelür, her denginden beş akçe. Amma penbe ki, bunda satılur, vekilden her kantarına yirmi beşer akçe. Ve iplik kantanndan ellişer akçe. Ve her yüz akçeden iki akçe simsariyye ve buçuk akçe nazır-ül-ceyş'e alınur imiş. Hiiliya mfri içün alınır.
64. Ve bahri satun alduğı penbe rıtlından birer akçe ve iplik rıtlından ikişer akçe alınduktan sonra muceb-i Bab-ı Mina'da her yüz akçede iki buçuk n iiib ve iki akçe simsariyye ve buçuk akçe nazır'ul-ceyş alur imiş. Hiiliyii mld içün alına.
65. Ve
Şamdan gelen kalya kisesinden naib-i Beyrut birer akçe ve her kantara birer buçuk akçe ıkıa' sahibieri alur imiş. Haliya mlri içün alınur.
66.
Ve liva i mezbfirda vaki ' olan keferenin emr-i hümayunla her nefere kırkar para ki, seksen 'Osman! olur, cizye ta 'yin olundı.
67.
Ve salııkan Diyar-ı 'Arab'da resm-i cevamfs ba'zı yerlerde on ikişer akçe alın ub ve ba 'zı yerlerde hiç alınmaz imiş. Hali ya defter-i cedid-i hakani paye-i serir-i a'liiya 'arz olundukda, cemi'-i Vilayet-i 'Arab müsavi olub her sağılur camusa üçer para ki, altışar 'Osman! olur, resm ferman olunmağın ber milceb-i emr-i 'ali her sağılur camusa, üçer para resm ta 'yin olund ı.
68. Ve iki kovana bir para resm alına. 69. Ve her dibs mı 'sarasına altışar
para resm ta'yin olunmuşdır, ziyiide
alınmaya.
70. Ve nefs-i Şam'da olan ihtisaba kadimden sebebden Kayıtbay kanunıyla 'amel oluna. 71.
bir kanun-ı mukarrere olmaduğı
Ve mezkilr neviihide evkaf ve emlak sahibieri beyninde jellah bulunub, her kişi bu benim felliihımdır demeyüb, hemen mütehassal ne vakı' olursa, onu kısmet etmek kanundır. Kendü ıstılahiarında rul derler, yine rul ·üzerine yazı lu b mukarrer kılınmışdır. Fellah taksim olunmak kanununa muhaliftir.
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNN AMELERİ
32
72.
Ve külliyen
73.
Ve
Harameyn 'üş-Şerifeyn ve Kudüs-i Şerif ve Halil 'ür-Rahman 'aleyhisselam- hazretlerinin evkilfı, 'aviirız-ı divaniyye ve tektilif-i örfiyyeden ve öşü rden defter-i 'atikde mu'ilf ve müsellem kayd olundı.
-
e 'imm e dahi 'avarız-ı divaniyye ve tekillif-i örfiyyeden mu'i\f ve
müsellemdir.
74. Ve viliiyet-i mezkı1rede 'adet-i devre ve himaye ve mübiişiriyye ve futuh-i beyder ve resm-i hasad ve 'adet-i recadiyye 1 deyü mukaddemii bid'at-ı seyyi'e olub haliyil paye-i serir-i 'adalet-peniiha 'arz olundukda 'avatıf-ı padişah!den min ba'd zikr olan bid'atlar, ref' olunmak ferman olunmağın alınmamak üzere defter-i ced!de kayd olundı.
Bu maddede çok sayıda örfi vergilere yer verilmektedir. Memlüklüler döneminde geçerli olan bu örff vergilerin manalarını tesbit etmeye çalışalım: � Adet�i Devre: Devre, ev manasını ifade eden dfir kelimesinin binil-i merresidir. Bir tek ev manasını if§.de eder. Bu, her evden alınan örfi vergi manasını Wide edebilir. Ayrıca Eyyubilerden Memlüklülere kadar, her gece Kalelerde kös çalınır ve bir defa yatsı namazından sonra ve bir defa da sabah namazından sonra kale etr§.fı kös çalmarak dönülürdü. Bu kös çalmarak dönmeye devre denilirdi. Kaleyi koruma gayesini güden bu hizmetten dolayı alınan örfi resme de devre denilmiş olabilir (Kalkaşandt, Subh'ül-A'şa, IV, sh. 8) � Mübil�iriyye: Mübfişirlik hizmeti karşılığında alınan ve Osmanlı Devletinde de devam eden bir çeşit vergidir. � Fütfih-ı Beyder: Beyder, harman demektir. Harmanlar açıldığında verilen bir resm manasını ifade edebilir. - Resm-i Has3d: Hasfid mevsiminde alınan örfi bir vergi olduğu anlaşılıyor. - Himıiye: Belli bir kuş nesiinin korunması, bir mekanın korunması veya benzeri koruma gayeleri için alınan örfi vergilere verilen genel bir ad olduğu, daha evvel geçen maddelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Abb�si!er devrinde belli beldelerin koruması erbfib-ı seyfe veriliyor ve bu görevlendirme fermanına da himfiye taklidi deniyorrlu (Kalkaşandi, Subh'ül-A '�3., X, sh. 272). - Adet-i Rec3.diyye: Mahsfilün tarladan harmana nakline redid ve nakledene de reccad denilmektedir. Bu mu 'fimele safhasında alınan ve şartları bizce ma '10m olmayan örfi resme resm-i reclldiyye dendiği anlaşılmaktadır (Krş. El-Müncid).
33
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (alal!ll)
955/1548 Tarihli Şam ViUiyeti Kanunnamesi, BOA. TTD. No: 263 (430), sh. 1-10 '
.
�· •
. ..U:.ıı',ı;u.ı.-.,� ;r�· .. • •. •
u
Y.i��.i ..s.J.:�I �J�'v�.;;.:))i\�w,ı& .�J�-_ü..l:lq_,,y.)Pv\:j,I&.J.ı.::-!'/� .:..s.
.
_,,
.)j�I.J.J'(> ,.._:ı.,ı ._v;_;,\i .:.j_,l-4.'ı>�'*';lJ-ı) 1' :1" "'§' �o: '!'�.P t.>--�1�>);\, :-1/"tiJ·>�� � '
•
•
.
\ı
.;:;).;.\;.•*\)._, ·ı?;;._,.,..�_j�,/.;.ii� . �� j,}�.,.p�;..i�J)��jı;.ı41ı ���ı.:.. �� ı;.�\;;):.f;;#1\ı'\J \ o :}Siiı;..J:).Y0 \ � �_,);):.�4.:--"!\l.�,.,x:�ı;v.r�'�\.-;,.ı ı :g;\!;J/?:ı;._,_;ı1.,\�·,;,ı,. .J>{ifı>'V' ..ı,ı ...,...;,�ı li-j.\!;!/':*.'-I��A-.;�,.;)l�'-4 .kil:.:.;.('�-')
955/1548 Tarihli Şam Vilayeti Kanunnamesi, BOA. TTD. No: 263 (430), sh. 1-10
�F.J./.:.ıi,.ı> .,.l.,IJ-,-,.-:J -\-!t..;l{-.,.. ..t �)J .i.d_.öJ
.,..rl- .;)�.-: �-'e'J.f)..:.:..>�.,-v ""'lii\.Lfı' ;.ı'7_,..J..}\,...ıq;ç. . . ı.,ı -
.:.- _.-!_.�ı.:.,._,,�\...;.\:ı;'�ı"-'ıif� �.,..;,..,) . :t:'c:.sA\J>�1v.J,.,;Jı :)):l:..-..(,jf.)...,..�.-.� .;\.ii.I);�J-bv:\� �.;.;...s-...:-,o�>Jd."-=-t-J-!�..ı;�_. �
:»... ..i,.'.r,-... 1 :..J.),.ı��.r">�
. �:.i;,. ��·>m :.ı,;.,r,.:.\1:�_. �J_.:..:ı:;
. ..-.: " ' .1 •,.;:1"fı�, ,-;:;.-..- · ı ,I'),I'J> , · oY _...,;...)?., J>V'"'J--t .J'�,...,J�iv
fo
'
·,
-4-..f;}i.> )_.j\�ı..:.o.ı�..:\.: J.p ·.;..,;:,.:ı. .-;, )_,)�\:.v.-ı..:ıı44.":.:...�. ıı;.;c:1., .::ı. .('� �·.ı.:.ı �ıt,..j0�.Vlrv,.ı::.'-z:Ö � �..j.l.w\ ..,.�JJ�.\;.�,J!>�\I�ti--t.t:l.:liW.;.\i-)11 t i ��N�J�.I·&-1::;'Ç\,.,..;.'-:>Y.'Jl ;.;:.1:.� ;,ıı \i:..)Jit_'{Y.r'.ı-,:;.l ·.ı;.._._,v.;. ... yj'\..1>:�� -:Jl.t}.;.l:" �;1.!,\.'tJ.iJIQ;ı\; �ı.;·.:,�t.,l ....
....
•
...._,ı.�.v.f�:..ı..""'" '' .ıs::\�;\..j.�ıJ;'...,_, 4·�.;.S(.;.\...,�'�''f)v:.:...�':,.v.l,; ı;;ö.. -
.
...
..
. y)..Jp.:k.i."V .f}.ı.'J) ���...!J-ı,.....r�.:..
,
�"-:..J.t! .»
*.i-%�ii�@Jf�1 �-V �.N)vJıı� .O.:j .l.t?Jı . :.:.v..:.v:ı...�j .
*.;C\;._)J�!,:;.t,.J.r\;; \i-).,..1: �� J\..{ı';,;.. 4'.-h� 1.,.\�ı-tı;;::"�ıı.;;..,J. I.:,..,.�� �� ...,;.,Jt ;. � .fY ı d;.,Ph,, J.,J> i-'.:.I:..:.�X,...1. .7.lt .+�JI ,;.:,).�J.ı>!-1..: ...
-·,ıt -.... ·.•.·1v;;>"'.... dM..:., �,::" . . c." · ' 1�·1· :.0 '7". .,.. � _... ""'"""' -.
-Z;'�.:,..�.�.,�.G.:..;,!I *..'
_,fl_,-ı ..:..;.�:J..J..e �ı.;..;.. .ses; -t.ı-� '-'.i-:....f �Ç'Ç.J.I'..,:,\,.j\llj,\;...IJl-.r_:r.�,_;:"..) o A �...vv.:.l.r/-"'4� �).�� ;:ı;.. fA .t'..I:-.:J,:i}Çc:.,....,:uı\At-V"-t:;;;� ;: .;->,
vr
Vi
� :r;;':,l< ·�:.;t,,.r>)j-u\...o ,_;��'�§:;' V t ���;ır:;\.J >'--Y.ru��..J:'ı.., ·.ıi;..I.Jı.;..,. �\...:)U....ır- w·�ı...":')_,ı��....
:;�J'Şf��U,\.:J.�. jj.;;'r;J>'��,._ � '-'?'��> ...
•.ı.:.....ı.::,.\.ll
KANUNi DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
38
§. 3- ACLUN SANCAGI KANUNNAMESi (ml®) I- NÜSHALARI VE HUKUKi TAHLiLi
Ordün 'ün irbit ili 'ne bağlı bir şehir olan Aclun, Hulefıty-ı Rıtşid!n devrinde İslam şehirleri arasına katılmıştır. Şerf'a Nehrinin doğu tarafında yer alan bağlı ve bahçeli bu şehir, Selahaddin Eyyı1b! zamanında imar edilmiştir. Yavuz Sultan Selim 'in Mısır Seferi sırasında Osmanlı Devletine katılan Aclı1n, teşkll edilen Şam Eyafetinin sancağı Şu anda
haline getirilmiştir. 955/1548 tarihli Tahrir' e göre N ahiyeleri yani kazıt merkezleri şunlardır:
N ithiye-i
Nahiye-i Aclun, Nahiye-i Ben? Alvan, Nahiye-i Kude, Nahiye-i Gavr-ı Filistin, Cebel, Nahiye-i Kerek, Nıthiye-i Şüveyk 1
Aclun Kanunnamesinin elimizde dört ayrı
nüshası mevcuttur:
Birincisi; 95511548 tarihli BOA. 1TD. No:
266
(525), sh.
1-9'da bulunan nüshadır
ki, biz neşrimizde bunu esas almış bulunuyoruz.
İkincisi
ise, tarihi belli olmayan
BOA. 1TD. No: 970 (410), sh.
J-2'de yer alan
nüshadır. Her iki nüsha da, tesbitierimize göre, henüz tam olarak neşr olunmamıştır. Hukuk! tahlilleri itibariyle Şam Eyaleti Kanunnamesine benzemektedir.
Oçüncüsü; Paris, Bİb. Nat. , No: 85, Vrk. 1 69/bDördüncüsü;
1 70/a'daki benzeri nüshadır.
Viyana Milli Kütüphanesi, A.F. No:
77,
Vrk. 1 2/b- 13/a'daki nüshadır
ki, her ikisi de ilk iki nüshaya benzemektedir ve tarihleri de yoktur. 955/1548 tarihli bu defterin Mukaddimesi ise, tıpkı
Şam Eya/eti Mufassalını n
Mukaddimesine benzemekte ve Kanunnamenin nasıl ve hangi esaslara göre hazırlandığını çok güzel bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu sebeple Mukaddimeyi kısaca aktarmak istiyoruz: " . . . . . Müşeyyid-i kava'id-i Din-i Neb! ve mü'eyyid-i ahkam-ı
Şer'-i Mustafavf
Sultan Süleyman Hazretleri, havza-i hükumetlerinde munzabıt ve havme-i
Vilayet-i Arab 'ın ikta'ı na-mazbı1t ve evza'ı na hukuk-ı şer'iyye ve rüsum-ı örfiyyenin şer'-i kavfm ve kanun-ı kadim üzere istifa ve istiksası içün bu abd-i fakir himıtyetlerinde münharıt olan
merbı1t olduğun istim§.' etdiklerinde . . . . .
Muhammed' e emr-i all varid olub Vilayet-i Arab'ın Defiltir-i Kadimesi tecd!d ve tahr!r ve cerayid-i ıtidesi temh!d ve tastir olunmak babında . . . . . Dergah-ı All Defteri Kiltiblerinden
Kfitib Derviş ve Katib Ahmed bendeleri
mahsı1lat ve mersı1matı şer'
ve kanun- üzere defatire merkilm etmek ecliyçün bu bendeleri kati b ta 'yin olunmağın . . . 955 2 "
BOA. TTD. No: 266 (525). sh. 5-6: B'""" · İdris, Aclôn Maddesi, TDVIA, I, sh. 326-327; Kiimfis'ülA'Him, IV. sh. 3 1 �2
Şcmseddin s5ınl, ?
.
BOA. TTD No: No:
266 (525).
sh. 1 -3
..
39
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELpRİ (:&ll®}
Aclün Bütçesi
İdari yapısı Mufassal'ın başında özetlendiği gibi, o günlerdeki
de
kısmen hüli\sa edilmiş bulunmaktadır. Bu hüli\sa bütçeyi de takdim etmek istiyoruz: "İcmal-i i 'diid-ı bili\d ve kuri\ ve mezi\ri' ve ikti\'-i ari\zi ve hi\neha ve mücerredi\n ve mahsüli\t-ı
Kasaba Kıt'a
Li va-i Aclün
4
Kuri\
26
ve i 'di\d-ı erbi\b-ı tirnar ve mahsülat-ı !şan
134
Hi\ne-i Avi\nz
420
Mezari'
5624
Mücerred1in-ı
işi\n
1 66 H1inehay-ı eşraf ve e'imme ve hutab1i ve umy1in ki avarızdan mu'1ifladır ma'a
fellahfn-i evkaf-ı Kudüs-i Şerif ve Mahsülat-ı Liva-i mezbür
Haremeyn'iş-Şerifeyn
1083435
Mahsül-i hashay-ı Padişah-ı Aıem pen1ih
122
Mahsül-ı mir-liv1i
5 1 1 390
253422;
'An
mal-i mukaseme 250907
'An
mal-i Dimos 2525
Mahsül-i Neferen
sİpahiyan
7 64690
Kanunnarnede
b1i
tezkire
Mahsül-i Neferen
harac-ı mukaseme
sipahiyan
54 24031 8" ı
iki ayrı tarzda düzenlenmiştir:
bil1i
tezkire
Birincisi, kasm
adı
altında ve ürün yani ayn olarak belli ve farklı nisbetlerde alınan harac-ı muki\semedir ki, hangi ariiziden hangi nisbette alınacağı, defterde ayrı ayrı kaydedilmiştir.
İkincisi ise, dimos
maktil' ve nakid olarak alınan har1ic-ı muki\semedir ki, buna Şam bölgesinde
denmektedir. Maktü' ve nakid olarak alındığında tek nisbet uygulanmıştır ki, bu da onda birdir ve bu sebeble bu çeşit hari\c-ı muk1iseme için
öşr-i şer'i tabiri
dahi kullanılmıştır.
Aslında öşr-i şer'! denilen de, yine hark-ı muki\semedir. Maddelerden anlaşılan budur. Har1ic-ı mukasemenin nasıl alınacağı, mahsill1itın nev'ine göre, Kanunnarnede ayrı ayrı tanzim edilmiştir. Kanunnarnede
daha
sonra
bir kısım örfl vergiler
ve
bilelar
düzenlenmiş
bulunmaktadır. Kanunname'de Memlüklüler döneminde vaz' olunan bir kısım örf:i vergiler, mevcut hukuk nizamma aykırı bulunarak ortadan kaldırılmıştır.
ll-
KANUNNAMENiN METNi
KANUNNAME-İ LİVA·İ 'ACLÜN 1.
Liv1i-i mezbürede olan kura ve mezari'in hasılları ba'zı
kayd kayd olunmuşdur.
ı BOA. 'ITD. No: 266 (525), sh.
ı
dimos
ve ba'zı
kasm
KANUNİ DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
40
2. Dimos olan karye/er
sercümle dimosların iki
kıst
üzerine verirler ki, biri
harman ve biri dibs vaktindedir. Amma ba'zı kurada zeytiln ziyade olur, anun gibilerin dimosların zeytiln vaktinde alalarl.
3. Ve
kasınieri her kuranın ve mezari 'in ne vechile alınacak ise, her birisinin üzerlerine kayd olunmuştur. Ne vechile kayd olunmuş ise, ana göre alalar2 .
4. Ve kilfiri zeytiln ağacının nısıf hasılı
sipahinindir ve nısıf hasılın fellah alur;
tirnar eyledüği mukabelede.
5.
Ve liva-i mezbilrede her yüz bağ çubuğuna beşer akçe alına. Ve fev1ikih-i
muhtelifenin beşer ağacına bir akçe alına.
6.
Ve eşear-ı zeytiln ki, İslami ola, iki ağacına bir akçe alına. Ve her koz
ağacına ki, müsmir ola, bir akçe alına. Ve her hurma ağacına iki akçe alına.
7.. Ve !ivil-i mezbilrede iki ·keçiye bir akçe ve iki koyuna bir akçe alına. Ve
kuzı ve oğlak süriye kabil ola, iki re' se bir akçe alına.
8. Ve ba'zı yerlerde mağaralar ve ağıUar olur ki, keçi ve resm-i kış/ak deyü her yüz koyuna bir koyun veya babası alına. 9. Ve bir nahle3 10.
Ve sitbıkan
koyun kışladurlar,
bir akçe alına.
Diyar-ı Arab'da resm-i camus
on ikişer akçe alınuh ve ba'zı
yerlerde hiç alınmaz imiş. Haliya Defter-i Cedid-i Hakani paye-i serir-i a'litya arz olundukda cemi'-i Vilil.yet-i Arab müsiivi qlub her sağılur camusa üçer para ta'yin
olundu.
11. Ve Liva-i mezbilrede vaki' olan adet-i devre ve himaye ve mübaşiriyye ve fütuh-ı beyder ve recadiyye ve resm-i hasad bld'at olduğı paye-i serir-i a'laya arz olundukda, külliyen merfil ' olub min ba'd kirnesneden zikr olan bid'atlar alınmamak üzere Defter-i Cedid'e kayd olunmak huyurulmağın emr-i all muktezasınca veeh-i meşrilh üzere Defter-i Cedid' e kayd olundu4 .
1 Dimos: Dimos kelimesi batı kökenlidir. Fransızca disme ve Latince decime kelimelerinden gelen dimos, kelime anlamı itibariyle onda bir demektir. Dolayısıyla Arapça öşür karşılığıdır. Ancak acaba öşr i şer't demek olan öşür kelimesinin karşılığı mı yoksa harilc-ı mukiiseme karşılığında Osmanlı Hukuk!Jnda kullamlan öşür karşılığı mı kullanıldığını kestirrnek Kanunnfimelerdeki hükümlere bağlıdır. Her iki manada da kullanıldığı kanun maddeleri mevcut�ur. Meselenin kanun maddelerine göre tahlil edilmesi icabeder (Süleyman Sfid!, Eser-i Muktesıd, Il, sh. 5 1 -52). 2 Bu Kanunnftme' de hadic-ı mukllserne iki ayrı tarzda düzenlenmiştir: Birincisi, kasm adı altında ve ürün yani ayn olarak belli ve farklı nisbetlerde alınan harftc-ı mukfisemedir ki, hangi araziden hangi nisbette alınacağı, defterde ayrı ayrı kaydedilmiştir. İkincisi ise, maktı1' ve nakid olarak alınan harftc-ı mukii.semedir ki, buna Şam bölgesinde dimos denmektedir. Maktü' ve nakid olarak alındığında tek nisbet uygulanmıştır ki, bu da onda birdir ve bu sebeble bu çeşit harfic-ı mukfiseme için öşr-i şer'l tabiri dahi kullanılmıştır. Aslında öşr-i şer'l denilen de, yine harfic-ı muk§.semedir. 3 Nahl: Bal arısı demektir. Burada bal taşıyan . kovan manasını ifade etmek için kullanılmıştır. 4 Bu maddede zikredilen ve Osmanlı Devleti tarafından ilgfi olunan örfi resimlerin ne gibi manalar ifade ettiği daha evvelki Şam Ey§.leti Kanunnfimesinde izah edildiğinden burada sadece orada açıklanmayan ıstilahlar açıklanmıştır:
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (ıSJill)
12.
41
Ve Liva-i mezbilrede olan kefereye emr-i hümayilnla her nefere kırkar
para ta 'yin olundu.
13.
Ve külliyen
e 'imme
avarız-i divaniden ve tekillif-i örfiyyeden mu'il.f ve
müsellem kayd olundu.
Adet·i Devre: Devre, ev manasını if§.de eden d§.r kelimesinin bina-i merresidir. Bir tek ev manasını ifade eder. Bu, her evden alınan örft vergi manasını if§.de edebilir. Veya kale muhafızları için alınan örfi bir .resimdir. �Adet·i Rec§diyye: Mahsı11ün tarladan harmana nakline reciid ve nakledene de recci'i.d denilmektedir. Bu mu' timele satbasında alınan ve şartları bizce ma 'IOm olmayan örfi resme resm-i recMiyye dendiği anlaşılmaktadır (Krş. El-Müncid). �
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
42
955/1548 Tarihli Aclôn Sancağı Kannnnamesi, BOA. TTD. No: 266 (525), sh. 1-3
\
..
•
i
iJ� \" ,
\ • �·
�\
.,
ı>>1 i>� . r
� l
·
.. \ A
i
\"
•
v;C�\..o� � V
�
.!
' 1 .
� �
....,.�
�� •
�'i
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (�®}
43
955/1548 Tarihli Aclun Sancağı Kanunnlimesi, BOA. TTD. No: 266 (525), sb. 1-3
• ...._/o
;,�&·-.ı·. �ı;_"'D"" •
\
�
if."VG:>��cJç/YJ�i.ıtı.,�.l) bj(' �,-\P.rJ_{1�-JJ'v'f>,/.0J
.
•>�\::,.,ı;;ö .J.'.tWft.v. �J .z,;.�ı . ...SAJ::lıv;.;J :ı:r;.:.ı.k.:, �u,'o.ıvıA-;
�'.:.)_U,,I.:X.-y.,...-!\:r.\;11 �.:.k.,}J .:l;�_:...l;ı-.;.: ı�;$1oJJ� ı....«-.!ıA-�� '-al:�)l-�,)\'ljvii' ") · ��.P
�f!#!.fo!ı
""'�/'/o//�>;:;:� jl�\; �.9 ���
......
..
�.,....;;,\_)V.'J't:··��':-jl ' +�ı
��.,.. ':-'? t(' ı� �A J.,.,.'J":"
?�-!�,.,.�ıı·� :-9'.1 J,;.\J\.ı;o lt�> 0
• \ -:,......-'
-
.
��'�v.\>.i � S.;.\J\f-' f-t. ü\.. .), :i--
�lı'.. iQ;.),;.>.;..ryv.i,ı \1>:
��
Ir
"ijj.
�
,;.ı�J
iSı!ı
,;..
(fl,
""'
·..tJ .1
�
"'
'J
.J'
"' ""�
-"
b;
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
44
§. 4· GAZZE SANCAGI KANUNNAMESi {mlll� I- NÜSHALARI VE HUKUKi TAHLiLi
Gazze
Filistin Bölgesindeki önemli yerleşim merkezlerinden olan Kudüs'ün
90
ve eski adıyla Azze,
km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Hz. İbrahim'in zamanından evvellere
kadar dayanan bu şehrin varlığı, daha eskilere de gitmektedir. Şam Bölgesi feth olunurken müslümanların eline geçen bu belde,
imam Şafi '!'nin
doğum yeridir. Haçlı
seferleri sırasında çok işgallere ma 'rilz kalan Gazze, Yavuz Sultan Selim zamanında Kudüs ile birlikte Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir! .
Gazze Kanunnamesinin elimizde üç ayrı nüshası mevcuttur: Birincisi; BOA. TFD. No: 304 (426), sh.
2-5'de bulunan ve
964/1557
tarihinde talırir
edilen Defter' deki nüshadır ki, neşre esas aldığımız nüsha da budur.
İkincisi
ise, ya Kanuni'nin son zamanlarında veya
II.
Selim devrinde hazırlanan
nüshadır ki, tarih üzerinde yoktur ve birinci nüshadan tek farkı, son maddedeki ba 'zı kelimelerdir. Bu nüsha da,
6'd a
Tapu Kadastro Kuyud-ı Kadfme Ar§ivi, No:
192
(546), sh.
1-
bulunmaktadır. her iki nüshanın d a henüz tam olarak neşredilmediğini tesbit etmiş
bulunuyoruz.
Üçüncüsü; Paris, Bib. Nat. , No:
85,
Vrk. 1 72/b- 1 74/a daki '
nüshadır.
Defterin Mukaddimesindeki bilgilerden Gazze Sancağının üç Nılhiyesi2 yani kazıi
merkezi bulunmaktadır: Nefs-i Gazze, Nılhiye-i Gazze ve Nıihiye-i Remle3 . İdi\ri yapısı Mufassal'ın başında özetlendiği gibi, o günlerdeki
Aclun Bütçesi
de
kısmen huüli\sa edilmiş bulunmaktadır. Bu hülilsa bütçeyi de takdim etmek istiyoruz: "İcmill-i i ' dild-ı bilild ve kuril ve mezilri' ve iktil '-i arilzt ve Mn eM ve mücerredıin ve malısillilt-ı ve sipalıiyıln-i sil.ire
Kasaba
2
Kıt'a-i Ariizi
Liva-i Gazze ve hiisılhily-ı Mir-Livil ve timilrMy-ı �u'amıi
Kuril
270
224
Hilne-i Avıirız
Mezilri '
1 1 .835
325
Mücerredıln-ı
işiln
258 Şemseddin Sam!, Kamus'ül·A'lam, V,_sh. 3279; İslam Ansiklopedisi, Gazze Maddesi, IV, sh. 760-761 2 Önemle ifade edelim ki, ilk dönemlerde, bazan viHlyet tabiri sancak ve hatta Kiızft için kullanıldığı gibi, nfihiye tabiri de kaza merkezleri için kullanılmıştır. Zira bu defterlerde nfihiye olarak gösterilen yerler, aynı tarihlerde tutulmuş kazfi listelerinde kaza: olarak zikredilin:ekted_ir. 3 BOA. TID. No: 304 (426), sh. 5
45
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (:il3ll) Hanebiiy-ı eşraf ve e'imme ve hutabii ve re'iiyiiy-ı Haremeyn'iş-Şeıifeyn ki,
.122
mu'aflardır
Mahsfiliit-ı Livii-i mezbôr 1722791 Mahsul-i hiishiiy-ı Padişah-ı Alem peniih 'An
592470;
Malısill-i Neferen
478. 167
MahsUl-i Zu'amii Neferen
mal-i mukaseme 535.185
'An mal-i Dimos
Mahsul-ı mtr-livii
4
1 7 1 .246
57.085
sİpahiyan
bii
tezkire
20
Mahsfil-i
sipahiyiin
bilii
tezkire
75 322.474" 1
Neferen
1 58.534 Gazze Sancağı Kanunnamesinde
evvela Gazze' deki ihtisiib hükümleri hülasa edilmiş
ve sonra da harilc vergisi ile bir kısım örfl vergiler üzerinde durulmuştur. Diğerlerine benzediğinden fazla üzerinde durmuyoruz.
Il- KANUNNAMENiN METNi
KANUNNAME-İ LİV A-İ GAZZE ADET-İ İHTİSAB-1 NEFS-İ GAZzE2 1. Mahruse-i Mısır'dan
gelüb fürfiht olan esnaf-ı akınişenin ve kettan ipliğinin
her deve yükünden otuz Osman! akçe ve her katır yükünden on beşer Osmant akçe ve merkeb yükünden beşer buçuk Osman! akçe ve satılmayub ahar viliiyete giden kumaşın her yükünden birer Osman! akçe alınur.
2. Ve
ham kettilnın ve hinnanın satulduğı takdirce her deve yükünden sekizer
Osman! akçe ve merkeb yükünden dörder 'Osman! ve satılınayub ah ar yere giden her deve yükünden birer Osman! akçe a!ınur.
3. Bükülmüş penbe ipliğinden her on Gazzavi rıtldan ikişer Osman!. 4. Ve Gazze'de satılan Habeşt kul ve kara kul ve diriyeden her
neferden
yirmibeşer Osman!.
S.
Ve satılan sükker ve esniif-ı
bahar ve kalay
ve nişadır ve sair ıtriyatdan her
yüz Osman! akçede ikişer Osman! alınur.
1 BOA. TTD. No: 304 (426), sh. 1-2 2 Bu ba§lık altında Gazze'deki belediye hizmetleri karşılığında ·alınan ihtisftb resimleri düzenlenınektedir.
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNNAMELEID
46
6.
Ve Şam-ı Şerif'den gelüb Gazze'de satılan haririn her Gazzavl rıtlından
sekizer Osman!. Ve aba ve kürk ve at şah ve kirbils-ı masbüğl ve sair fellah babı olan esbabın her deve yükünden on ikişer Osman! akçe alınur.
7.
Ve
zira '
ile satılu-gelen meta 'ın iki zira 'ı olu b isti 'mal olunurmuş; gerü
kemakan ibka olundu, isti'mi\1 oluna. Amma her yüz zira'ların ueları tamgalu ola.
8.
Ve Mısır' dan gelüb Gazze' de satılan pirinçden her yüz otuz
rı tl
bir deve
yüki farz olunuh her deve yükünden on altışar Osman! akçe ve deryildan gelüb Gazze' de satılan pirincin her deve yükünden birer buçuk batman pirinç alınub akçe alınmaz.
9. Ve Katıbal' dan gelen hurma yükünden her deveden on altışar Osman! ve . birer batman hurma alınur. ve
10. Ve bazara gelüb satılan sabun yükünden her deveden yirmi beşer Osman! Dar' ül- Vekale 'de satılan pekmezden ve habb-i hurnubdan ' 3 ve revgan-ı
zeytden ihtisab içün her zarf yirmibeşer batman farz olunub birer Osman! akçe alınur.
11.
Ve Dar'ül-vekale sahibi dahi
kiray-ı hfin ve ücret-i kapan
içün ber veeh-i
iştirak kapancı ile her zarfa bir Osman! ve ümena dahi mlrl içün her zarfa birer Osman! akçe alurlar.
12.
Ve her katır yüki peynirden üçer Osman! ve ümena dahi mlrlye birer
Osman! akçe alurlar.
13.
Ve kuru üzüm yükünden her deveden onar Osman! akçe ve katır
yükünden altışar Osman! akçe ve kapancı dahi her yükünden dörder Osman! akçe al ur.
14.
Ve
Kudüs-i Şerif ve Hali l ' ür-Rahman
-Aleyhisselam- Hazretlerinin
köylerinden gelen yaş üzümün her deve yükünden dörder Osman! ve katır yükünden ikişer Osman! akçe alınur. Amma Nefs-i Gazze bağlarından hiisıl olan d i b s 4 den ve yaş üzümün her deve yükünden ve Ramele'den gelen şeker kamışından nesne alınmaz; merfU 'dur.
15.
Ve her merkeb yükü yoğurtdan birer Osman!; kavun ve karpuz yükünden
tu ' me deyü birer tane kavun ve karpuz alınur.
16.
Ve hıyar ve basa! ve hazincan ve kabak dahi bunlara benzer her ne var ise,
her birinden üç dört tane alınuh akçe alınmaz.
17. Ve
Nefs-i Gazze'de satılan helvanın her yükünden sekizer Osman! akçe ve
her otuz rıtl asel bir zarf olunub ikişer Osman! ve her incir yükünden dörder Osman! ve elma ve emrud yükünden satulduğı takdirce sekizer Osman!.
18.
Ve
Suk'ul-Gazel'de
olan dellallar ihtisab içün
ayda otuz para verürier; ziyade alınmaya.
Kirb3s�ı Masbllğ: Boyalı bez manasını ifade etmektedir. 2 K3tıba: Bir yer isirni olsa gerektir. 3 Hurniib: Keçi boynuzu 9emektir. 4 Dibs: Pekmez demektir.
resm-i dellaliyye
deyü her
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (ilôlll}
19.
47
Ve nefs-i Gazze'de satılan deve ve camus ve kara sığır görründen ikişer
Osman! akçe ve simsim ve buğday ve arpa ve bakla ve nohud ve sair esnil.f-ı hubilbiitın garraresinden ı satıldığı zamanda
20.
para ve
resm-i keyyaliyye deyü dörder Osmil.nt
Dar'ül-Hadar'da bakla ve nohud tabh eden dükkil.ndan her ayda kırk SCtk-ı Şüca 'iyye' de olan dükkil.ndan her ayda kırk para ve Bab-ı Cerv' de
Ve
olan dükkil.ndan her ayda yirmi para alınur; ziyil.de alınmaya.
21.
Amma kadi her nesneye narh verdükden sonra muhtesib olan kirnesne
ehl-i silkdan birer mikdil.r nesne alub eksük satdurur imiş; min ba'd alınmaya.
22.
Ve Livil.-i mezbilrede olan
kura ve mezari 'in kasmleri ne
üzerlerine kayd olunmuşduL Anun ile amel oluna2
23. Ve ba'zı
haviiss-ı Padişil.h! ve evkil.f ve emiilk köylerinde ki, öşürleri deftere
cümle-i mütehassıldan kayd olunmuşdur, evvel cümleden Defter-i Hakiini milcibince
24.
vech üzere ise,
kasm
ta 'şfr
olunuh ba'dehil
olunur.
Ve Livil.-i mezbilrede olan zeytiln ağacının İslami olmayub kafir! olanların
nısıf hasılın sipahi alub ve nısf-ı alıarın fe!Hi.h t!mil.r eyledüği mukabelede alub mutasarrıf olur.
25.
Ve
zeytun-ı isliimfnin
her iki ağacına bir Osman! ve fevilkih-i muhtelifenin
her beş ağacına bir Osman! ve her yüz bağ çubuğuna on akçe ve hayyil.n! hurmanın her ağacına dörder Osman! ve sil.ir esnaf-ı hurmanın her ağacına ikişer Osman!.
26.
Ve Livii-i mezburede oğlağı ve kuzusı sürüy'e kilbil olduğı zamanda iki
re' se bir Osman! akçe.
27.
Ve
28. Ve 29.
Ve
hurnub ağacının
her birine birer Osman! ve her bir nalıle bir Osmil.n!.
her sağılur camusa altışar akçe resm alınur; ziyil.de alınmaya.
biic-ı ağfar3
dahi mahallü mahallinde kayd olunmuşdur; anıula amel
olunur.
30. Ve tahvfl hususunda hil.sıl nizii'ı vil.ki' oldukda i'tibiir vakt-i hasada olub ve adet-i urbaniyyeyi ümeril. hasil.d vaktinde cem' edüb kabl'el-vakt almayalar. 31. Ve Liva-i mezbilrede tariki ile tasarruflarında ba'zı
viiki'' olan
Sevalime ve Benf Ata Taifesinin ikta '
hisse-i mu'ayyeneleri olub kasm zamanı geldükde
otuz kırk atlı ile her köyün üzerine varub re'il.yaya teklif-i mil. Iii yutil.k etmeğin,
Garrare: Haral denen büyük çuval manasınadır. Bu KanunnAme'de de harfic-ı mukB.seme iki ayrı tarzda düzenlenmiştir: Birincisi, kasm adı altında 2 ve ürün yani ayn olarak belli ve farklı nisbetlerde alınan hadc-ı muk§.semedir ki, hangi araziden hangi nisbette alınacağı, defterde ayrı ayrı kaydedilmiştir, İkincisi ise, maktG' ve nakid olarak alınan harfic-ı muk§.semedir ki, buna Şam bölgesinde di mos denmektedir. MaktO' ve nakid olarak alındığında tek nisbet uygulanmıştır ki, bu da onda birdir ve bu sebeble bu çeşit hadc-ı mukfiseme için öşr-i şer'i tabiri dahi kullanılmıştır. Aslında öşr-i şer'i denilen de, yine hadic-ı muk§.semedir. Maddelerden anlaşılan budur. Harftc-ı muk§.semenin nasıl alınacağı, mahsG.lfttın nev'ine göre, KanunnArnede ayrı ayrı tanzim edilmiştir. 3 B3.c�ı Ağf3.r: Ağfar, gufr kelimesinin çoğuludur. Manası, dağ keçisinin oğlağı demektir. Bu duruma göre, biic-ı ağfar, ke.çilerin oğlaklarından alınan b§.ca denir (Krş. El-Müncid). ı
KANUNI DEVRi EYALET KANUNNAMELERİ
48
kasm zamanında ve siiir evkiitda cem'iyyet ile köylere varmayub Defter-i Ced!d-i Hakiini'de mukayyed olan hisselerden eğer haviiss-ı Padişahidir ve eğer ashitb-ı evkiif ve emliikdir, her köyün ashilbı elinden alub köylere duhill etmemek içün bil muviicehe sebt-i sicil olunmuşdur. Min ba 'd veeh-i meşrı1h üzere amel oluna.
32. Ve Livii-i mezbürede adet-i devre ve rectidiyye ve resm-i hastid vefütfih-ı beyder ve adet-i udhıyye ve tabbahıyye ve ferraşiyye ve resm-i deccac ve adet-i revgan-ı hamfsiyye ve kudum 1 deyü re'iiyMan hiliif-ı kanun akçe taleb ederler imiş. Zulm-i sar!h olmağın emr-i Padişiih! ile memnfi 'dur; alınmaya.
33.
Ve Livil-i mezbfirede keferenin ve· Yehfidanın her neferine kırkar para
ta'y!n olunmuşdur; ziyade alınmaya.
34.
Ve beğler subaşıları ve timenil adamları her karyeye vardıkda
tesfir
deyü
akçe taleb etmeyeler.
35.
Ve külliyen
Haremeyn 'üş-Şerifeyn ve Kudüs-i Şerif ve Halil'ür-Rahman avarız-ı divaniyye ve tektilif-i örfiyye den mu 'af ve
-Aleyhisselam- evkiifı re 'ayası
müsellem olmak üzere Kanunname-i Cedid"i Hakiini'ye kayd olundu.
1 Bu maddede geçen bazı ıstıl�hların manaları şöyledir: - Adet-i Devre: Devre, ev manasını if8.de eden dfir kelimesinin binft-i merresidir. Bir tek ev manasını ifade eder. Bu, her evden alınan örft vergi manasını iffide edebilir. .. Himiiye: Belli bir kuş nesiinin korunması, bir mekanın korunması veya benzeri koruma gayeleri için· alınan örti vergilere verilen genel bir ad olduğu, daha evvel geçen maddelerden anlaşılmaktadır. - Mübii§iriyye: Mübfişirlik hizmeti karşılığında alınan ve Osmanlı Devletinde de devam eden bir çeşit vergidir. açıldığında verilen bir resrn manasını - Fütüh-ı Beyder: beyder, harman demektir. Harmanlar ' ifade edebilir. - Resm�i Hasiid: Hasfid mev.siminde alınan örfi bir vergi olduğu anlaşılıyor. .. Birniyet Belli bir kuş nesiinin korunması, bir mekanın korunması veya benzeri koruma gayeleri için alınan örfi vergilere verilen genel bir ad olduğu, daha evvel geçen maddelerden anlaşılmaktadır. - Adet-i Reciidiyye: MahsUiün tarladan harmana nakline recftd ve nakledene de reccad denilmektedir. Bu mu'§.mele safhasında alınan ve şartları bizce ma'IUm olmayan örfi resme resm-i rec�diyye dendiği anlaşılmaktadır (Krş. El-Müncid). Adet-i Udhiyye: Bayramlık olarak alınan bir çeşit resrndir. Tabbiihiyye: Yemek bedeli olarak alınan örfi bir resimdir. Resm-i decciic: Tavukdan ahnna örfi bir vergidir. - Adet-i revgan-ı ham'isiyye: Perşembe günleri sade yağ olarak toplanan bir çeşit örfi vergi dir. • Kudftm: Sancakbeği ve subaşıların gelişleri rnünftsebetiyle şerefiyye tarzında verilen bir vergidir. Bunlar mevcut kanun hükümlerine aykırı bulunduğundan kaldırılmıştır. •
•
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (:ilSlll}
49
964/1557Tarihli Gazze Sancağı Kanunnamesi, BOA. TTD. No: 304 (426), sh. 1-5
'Ju;u ı;h '
'
�.:- . .
e-;VtJ?�;_j.o,_.,JJ�ı;,ı.,� ı'
.
.
Jv.��)�JJ f?J.7b;i�-�l.v�� ı)ı:.; _;)j o;!;· �J.':rfJ�JllJ,i)J-�ir J;j.z.t!J&._, ..
.
·
�
...
'
·-1.s�";J,i?tJ��ı����.f-J k-�c�ıt;pr ..
. /
!/
.
. /JJ.'-'/JJ(o��,;} .J: ;...;J.;&J�-�.df/�);�:,
ö
V
A
�f'-!.Jl�iJI.,.),vJ"i�jJ �v:..;� �JU(''),_,J.J) .
.
.
., .
/. . ..
--...,....
'
'41,J..,. J .....j.' (/t'f'�J.;"'JJ,J.U.;.; f.J;i-J�(.J .,.;J:"''4f.'J 0. --
...
.�.;:,}tJ)J;-��;_e; 4}.:, -� :-&)�,')�� _
�
•.
.A.�::fiv .·"-'.:.ı:.. ,., ..{,./' , (,�.ı ...� •. ···. , , .;. . ,': �-�v-A-: .
J
-·-� _..,..,
\\ \ \'
57
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERİ (:il�:il)
970/1562Tarihli Kudüs Sancağı Kannnnarnesi, Tap:ı Kadastro KuyUd-ı Kadiıne Arşivi, TTD. No: 112, sh. 1-3 ··
·ı
ı
. .. ./
/.
:f!; · x, o).�:.J.·�.� (.J;;!
/f,� �Jo!l',h ·-t� · · .
n
-r r
�/
.
.
-
J
· /;: j;t,J . /�,r}iJ!Jd .. . · J(f' t .
!f;fYt.i;,_�!u:Jfo�· •
�'iıi,;:l..!.tr>';�!J,;;:; i:.) i;.;/;tj�:)j iJ
�dJ,Vi·��{;�J /• . · / J,'/.'· ;)}�
J
.
ci,.•;.�.;}J ;})iıl ;f;,.;IJoA/t:Jj;fl!le;:Jtf)'!{d.;
);ı_; i.J_tl;;;ı..../lfY,;
H
lJ�./c.:J . . .
J:( �clh /l'(li.jj(Jfi_i�.lr,;J;, ·
y /)!�-{
\O \i
\V
\A
/ ; 11 ..1,/ i .;JIJJ #.l)j){t• t . " lh )j� '"" ,'J_J.;i)IJI.JJ..-} .
'( o
.
.
,JJ ·,�tfiJI
'I' A
n
.
.
.
.
.
.
,
. •
;1'J.m;:,t.j,JJ!)�1,.....,
J
.
�;_�d)A./. ;..(/:;u,�o�t:/>}r/)�:./Ji..i -4�g Jj i){.;);,;.,;ıJ (/,1; ::);j;p,J _j.c/.,,)1(&"'.:.1.4 Viıl!_�ju/;�� . •
.
.
;
\"V
.
_:/;IJ� IJU_ı,�vfi;., tiı '/JV i/;);� /;J \ � •
n
.
.
•
..
.
.
.
//��)1/;,;l)t),;�.J) ".}�vf;:-./!J .
'1' .
\...:
y- -
:1 _:A .,..9.h.�iıJut.:.-J"' ik J.hl ;;.(IJJn,;J/.1 . .
�;tij, &; .�,;4�n ..
...
:.;J,;,;bt!j;hr.f.
..f..A JJ,'�/� ;; b�J ;&,�4n -.3.Jv,JrJ:&/.-:4m.-{!;;.� :{,;;;�J.. /
.
1..1lı;. f'ti;�h)Ub,�,uliJJ. .uJuj�J . .
-,
.
.
.
• '
.
/.
n
KANUNİ DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
58
§.6- LECCUN SANCAGI KANUNNAMELERİ (ı33) 1-
NÜSHALARI VE HUKUKi TAHLILI
Lecciin, Şerf'a Vadisinde
ve
Taberiyye ' den
20 millik mes§.fede bir kasaba
merkezidir. Ortasında müdevver bir kaya bulunmakta ve altından bol miktarda sular akmaktadır. Bazı tarihçiler bu suyun Hz. İbrahim'in mu'cizesiyle çıktığını ifade ederler. Filistin arazisi Osmanlı topraklanna katlıdığı zaman Yavuz tarafından burası da fethedilmiş ve Şam Eya/etine sancak olarak bağlanmıştır 1 . Şu anda Leccün, Ürdün toprakları arasında bulunmaktadır.
Lecciin Kanunnamesinin elimizde tek nüshası vardır ve o da Viyana Millf Kütüphiinesi, A.F. No: 77, Vrk. 13/a-b' de bulunmaktadır. Tedv!n tarihi belli olmayan bu kanunnllme, tesbitierimize göre henüz neşr olunmamıştır. Hukuk! tahlili, daha. evvelki sancaklar gibidir.
KANUNNAMENiN METNi
II-
KANUNNAME-İ LİVA-i LECCÜN 1 . Liva-i Leed in 'da vllki'
olan
kura ve mezari 'in kasm/eri
biribirine muhlllif
olmağın her karyenin tahtında kasınieri kayd olundu.
2. Ve zeytün ağacının
İslllml olmayub K§.firl olanlarun nısıf hasılın sipahi alub
ve nısf-ı llharın re'llyll t!mllr etdüği mukilbelesinde alub mutasarrıf olur. Ve
1s /{imfnin
zeytiin-i
her iki adedine birer Osmiln! ve her yüz bağ çubuğuna be şer akçe ve
fevilkih-i muhtelifeninher dörder adedine bir Osmlln! akçe ve eşear-ı cevizin yetişmiş müsmir olandan her birine ikişer Osmlln! ve küçüklerine birer Osmiln! ve her hurma ağacına iki akçe.
3.
Ve livll-i mezbürede koyunun ve keçinin kuzusu ve oğlağı sürüye kabil
olduğı halde her iki re' sine birer Osmlln!.
4. Ve resm-i kış/ak her yüz koyundan bir re' s koyun veyahud bahllsı alınur. 5. Ve her sağılur camusa üçer para ki, altışar Osman! akçe olur, resm alınur.. 6. Ve her nalıle bir Osmiln! ve her dibs mı 'sarasına aıtışar para alınur.
ı
Şemseddin S§mi, Kamus'ül-A'lilm, V, sh. 3983
ŞAM EYALETİ KANUNNAMELERt (:il:J:J}
7.
Ve Livli-i mezburede olan
biic-ı ağffır
59 ki, kanunları biribirine mugayır
olmağın ne mikdar nesne alınduğı mahallinde kayd olunmuşdur, anunla amel olunur.
8. Ve beğler ve subaşılar ve eminler ve mübi\şirler ahiili-i kuradan mübfışiriyye ve recfıdiyye ve resm-i hasfıd ve fütuh-ı beyder ve hakk-ı deccfıc ve ganem ve hamfsiyye ve kudum ve bunların emslili hususları bid 'at olub zulm-ı sarlh olmağın ferman-ı Padişlihl ile merfil 'dur; bir akçe ve bir habbe almayalar ve her karyeden tesfir deyü ziyade nesne taleb etmeyelerl .
1 Maddede geçen ıstıl§.hların çoğu daha eve! izah olunmuştur: - Adet�i Devre: Devre, ev manasını ifade eden dilr kelimesinin binfi-i merresidir. Bir tek ev manasını ifMe eder. Bu, her evden alınan örfi vergi manasını iffide edebilir. �Adet-i Rec3diyye: MahsO.lün tarladan harmana nakline recfid ve nakledene de reccild denilmektedir. Bu mu' ilmele saftıasında alınan ve şartları bizce ma 'lilm olmayan örfi resme resm-i recfidiyye dendiği anlaşılmaktadır (Krş. El-Müncid).
KANUNI DEVRİ EYALET KANUNNAMELERİ
60
Leedin Sancağı Kanunnl\ınesi, Viyana Milli KütüpMnesi, A.F., No: 77, Vrk. 13/a-b ·
\.._.;/� Jb! c w li ii!f.ı;,.7�.r-tt.�foü>J-4 .iv.ı/h vA1.J..ı . �u!J J�.�·��-� J;;:ıt�_.JI?�.;.'CljJ�J ��t;DıJjil/ffo»JII}��Jc{ı:: .....
phJjjYv;J�r(�.;�t{;"
'\'
'•'JJ
�; ;.i.�i � ..s;!.ft-'"� li>--� (-'..sıf.J.tAu-ı .rf...:�•�:�Y._ı: ;ü..ı.;u-vif';.i.J,0_. � ..
• ;/ /•. ı:. ' �.• : ·�. ı:. �.;J_f"� � 1:""-*.J�,_�o .-.,Jf �• •• .
.tA "J#�.i(-t.Jh��;./.ı ��J �� �-���jJ (J�(j.j:Jı ��.9,->it..ı+ ı._,.-"_.
...
....
..
....
..;_,
...
i;��J�.-.1_/1.$ �;,JJu �pı�-ıP"cr.J..ıt.l j;Jj,;,ıı�.;);...;. r;.t-.. ıj,;,.-;.;Jt/Jdft.)-11 tw.J• .. ... . .. . .. "'
b��J-'R�Ji4Jfo__.,.;.;,J,jP�J�..J;; . . - .. . ... �•-"-�...: &;.:,ı.ı;:��;ı ·t- :.��� '•;;; ;;·r·-..;;. .;;;.".;•-.;' , . ., ��