Felsefe Full [PDF]

10, 11 meb kazanım ve tekrar testleri, ogm soruları toplu halde (tamamı 1377 soru)

175 115 36MB

Turkish Pages 319

Report DMCA / Copyright

DOWNLOAD PDF FILE

Table of contents :
MEB Tekrar Testleri 2019-2020 (134)
MEB 10. Sınıf Tekrar Testleri (70)
MEB 11. Sınıf Tekrar Testleri (64)
MEB Kazanım Testleri 2018-2019 (524)
MEB 10. Sınıf Kazanım Testleri 2018-2019 (192)
MEB 11. Sınıf Kazanım Testleri 2018-2019 (191)
MEB 10. Sınıf Kazanım Testleri Cevap Anahtarı
MEB 11. Sınıf Felsefe Kazanım Testleri Cevap Anahtarı
MEB Mezun Kazanım Testleri 2018-2019 (141)
Mezun Felsefe Cvp Anahtarı
OGM Soru Bankası 2019-2020 (585)
OGM 10. Sınıf Soru Bankası 2019-2020 (318)
10.1 Felsefeyi Tanıma (89)
10.2 Felsefe ile Düşünme (38)
10.3 Felsefenin Temel Konuları ve Problemleri (176)
10.4 Felsefi Okuma ve Yazma (15)
OGM 11. Sınıf Soru Bankası 2019-2020 (267)
11.1 MÖ 6. Yüzyıl-MS 2. Yüzyıl Felsefesi (72)
11.2 MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Felsefesi (58)
11.3 15. Yüzyıl-17. Yüzyıl Felsefesi (58)
11.4 18. Yüzyıl-19. Yüzyıl Felsefesi (57)
11.5 20. Yüzyıl Felsefesi (22)
MEB Tekrar Testleri Kitabı 2020-2021 (134)
MEB 10. SINIF TEKRAR TESTLERİ KİTABI 2020-21 (70)
MEB 11. SINIF TEKRAR TESTLERİ KİTABI 2020-21 (64)
Papiere empfehlen

Felsefe Full [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

10. SINIF

FELSEFE TEKRAR TESTİ 1. Felsefe bir düşünme etkinliğidir. Evet, ama ne üzerine bir düşünmedir bu? Doğa, toplum, sanat, ahlak üzerine mi, yoksa insanın tüm bunlar hakkındaki düşünceleri üzerine mi? İkincisi daha olası görünüyor çünkü insan ne zaman düşünmeye başlasa aslında bir şey hakkındaki düşüncesi üzerine düşünmektedir.

3. Olgun bir domatesin gerçek renginin kırmızı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü kırmızı, hasta olmadıkları, herhangi bir ilacın etkisinde ya da başka alışılmadık şartlar altında bulunmadıkları anlamına gelir ki, bu bilinen gözlemcilerin büyük çoğunluğunun beyaz ışık altında olgun bir domatese baktıklarında gördüklerini söyledikleri renktir. Öte yandan onun muz rengi olduğunu söyleyen birinin hatalı olduğunu düşünürüz. Çünkü bu, gerçekte kişinin renk duyumunun, büyük çoğunluğun renk duyumundan farklı olmasından başka bir şey değildir.

Bu parçada felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır? A) Öznel olması

D) Olması gerekene yönelmesi E) Var olanla yetinmemesi

2. İnsan felsefe yapmadan da akıl yürütebilir. Felsefe yapmadan da yaşayabilir. Ama felsefe yapmadan düşünmek ya da düşüncesini hayata geçirmek olanaklı değildir. Örneğin biyoloji hiçbir zaman bir biyoloğa nasıl yaşaması gerektiğini açıklamaz. Yaşamın gerekli olup olmadığını hatta biyoloji yapmanın gerekip gerekmediğini söylemez. İşte tüm bunlar için felsefe yapmak gerekmektedir. Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisi vurgulanmaktadır?

2019 - 2020

C) Refleksif olması

MEB − Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Bütünleştirici olması

Bu parçada ifade edilen “doğruluk ölçütü” aşağıdakilerden hangisidir? A) Nesneye uygunluk B) Mantıksal tutarlılık C) Fayda ilkesi D) Tümel uzlaşım E) Apaçıklık

4. İnsan diğer varlıklar gibi bilinçsiz bir varlık değildir. Mesela taş, kendisinden başka bir şey olamayan varlıktır. Taşın şöyle ya da böyle olabilme imkânı yoktur; taş ne ise daima odur. Buna karşın, insan kendinde varlık olmak dışında, aynı zamanda kendisi için varlıktır. Yani insan bilinçli öznedir; var olduğunun bilincindedir. Bu sayede insan, kendine dönmekte ve ne olacağına kendi karar vermektedir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi insanı diğer varlıklardan ayıran bir özellik olamaz? A) Özgür iradeye sahip olması

A) Felsefe tüm bilimlere yol gösterir. B) Bilim insanı tarafsız olmak zorundadır.

B) Somut bir varlığa sahip olması

C) Felsefe öznel, bilim evrenseldir.

C) Bilinçli düşünen bir varlık olması

D) Felsefe olmadan yaşam imkânsızdır.

D) Kendi kendisinin farkında olması

E) Felsefe olması gerekenle ilgilenir.

E) Kendini gerçekleştirebileceği olanaklara sahip olması

25 25

10. SINIF 5. Felsefede bir kavramın temellendirilmesi, o kavram üzerine kafa yormayı gerektirir. Ancak felsefenin bu kafa yorma işi bazen zaman kaybı olarak değerlendirilebiliyor. Bu düşünme tarzı felsefeciye haksızlıktır. Çünkü o, bu süreçte üzerinde durduğu kavramı her yönüyle aydınlatma denemeleri yapmakla meşguldür.

7. Kant’a göre önermeler analitik ve sentetik olarak ikiye ayrılır. Bu iki önerme türü arasında ise bir dizi şu ilişkiler bulunmaktadır:

Bu parçada savunulan görüş aşağıdakilerden hangisidir?

• Analitik önermeler yeni bir bilgi sağlamazken; sentetik önermeler özne hakkında yeni bir bilgi ortaya koyar.

A) Felsefe bilgiye ulaşma çabasının ürünüdür. B) Felsefi temellendirme, kavramların derinlemesine değerlendirilmesidir.

• Analitik önermeler yanlışlanamazken; sentetik önermeler doğru veya yanlış olabilen, deneye dayalı önermelerdir.

Örnek 1

Kötülük yapan insan en fazla kendine zarar verir. Hiç kimse bilerek kendine zarar vermez. Kendine zarar vermek bilgisizlikten doğan bir kötülüktür. Demek ki ‘‘Hiç kimse, bilerek kötülük yapmaz.”

Örnek 2

6. Felsefede ileri sürülen fikirler filozoflar tarafından çeşitli şekillerde temellendirilirler:

Var olan her şeyin varoluşunun bir nedeni ya da gerekçesi olmalıdır. Herhangi bir şeyin kendini üretmesi ya da kendi varoluşunun nedeni olması imkânsızdır. Dolayısıyla nihai bir neden olmazsa ya sonsuz bir biçimde nedenleri takip etmeye devam edeceğiz ya da nihayetinde, zorunlu olarak bir nedene kavuşacağız. Demek ki “Var olan her şeyin varoluşunun bir nedeni ya da gerekçesi olmalıdır.”

2019 - 2020

E) Felsefe ele aldığı her görüşü eleştiri süzgecinden geçirir.

MEB − Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) Kavramlara yönelik bilgi oluşturulurken, deneyim önemlidir. D) Kavram karmaşası, bilginin oluşumunu olumsuz etkiler.

• Analitik önermelerde özne ve yüklem arasında bir tür içerme ilişkisi vardır. Sentetik önermelerde ise özne ile yüklem arasında bir içerilme ilişkisi yoktur. Onunla ilintilidir ve onun kapsamını artırır.

Verilenler bir bütün olarak değerlendirildiğinde aşağıdakilerden hangisini örneklendirdiği söylenebilir?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi sentetik önermeye örnektir? A) Her güçlü olan zayıf olmayandır. B) Kare bir dörtgendir. C) Bekâr evli olmayandır. D) Bütün halalar kadındır. E) Tebeşir beyazdır.

8. Varlık felsefesinde iki tür varlıktan söz edebiliriz. Gerçek varlık, insan zihninden bağımsız bir şekilde, zamanda ve mekânda var olan varlıklardır. İdeal varlıklar ise belirli bir zamanda ve yerde değildir. Varlıkları ancak onları düşünen bir insan zihnine bağlı olan, akıl yoluyla kavranabilen varlıklardır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Matematiğin sayıları, geometrinin şekilleri, mantığın çıkarımları ideal varlıklardır.

A) Felsefi soru oluşturmayı B) Dil-düşünce ilişkisini

B) Gerçek varlık, duyular aracılığı ile algılanabilen varlıktır.

C) Argümanlarla görüş oluşturmayı

C) İdeal varlık, empirik kavrayışa açık değildir.

D) Doğruluk-gerçeklik ilişkisini

D) Değerler alanı ideal varlığın bir alanını oluşturur.

E) Bilim-hayat ilişkisini

E) Tüm varlıklar zamanla değişime uğrar.

26

10. SINIF 9. Bir gökdelenin birinci katındaki kişinin gördükleri ile aynı gökdelenin yirmi beşinci katındaki kişinin gördükleri aynı değildir. Varlığı inceleyen alanların bir gökdeleni oluşturduğunu düşünürsek felsefe bu gökdelenin en üst katında ikamet etmektedir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe bakış açısı ile diğer alanlara yol göstermektedir. B) Felsefi düşünce içinden çıktığı ortamdan etkilenir. C) Felsefe varlığa bir bütün olarak bakar. D) Felsefe yapmak için uygun ortamın oluşması gerekir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir analoji örneğidir? A) Bütün filozoflar tutarlıdır.

Hegel bir filozoftur.



O hâlde Hegel de tutarlıdır.

B) Kant bir Alman, aydın, akıllı ve filozoftur.

Hegel de Alman, aydın ve akıllıdır.



O hâlde Hegel de filozoftur.

C) Filozoflar düşüncesi üzerine düşünür.

Kant bir filozoftur.



O hâlde Kant da düşüncesi üzerine düşünür.

D) Bütün insanlar ölümlüdür.

Eflatun da insandır.



O hâlde Eflatun da ölümlüdür.

2019 - 2020

10. Analoji, özelden özele yapılan akıl yürütme biçimidir. Özel durumlar arasındaki benzerliklere dayalıdır.

MEB − Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Felsefede önemli olan nerede olduğun değil, nasıl baktığındır.

E) Farabi rasyonalist bir filozoftur.

Rasyonalist filozoflar akılcıdır.



O hâlde Farabi de akılcıdır.

27

TEKRAR TESTLERİ

10. Sınıf Felsefe

2. Tekrar Testi 1. Aşağıda iki arkadaş arasında geçen diyalogdan bir kesite yer verilmiştir: Bir şeyi merakla öğrenmeyi istedin mi hiç? Ne gibi bir şeyi? Çocukken inatla, ısrarla merak ettiklerimiz gibi? Evet, mutlaka.. Kuşların neden ve nasıl uçtuğunu merak ederdim. Peki, bu konuyla ilgili merakını kendine çevirmeyi denedin mi hiç? Nasıl yani? Biraz açar mısın? Elbette. İnsanlar uçabilir mi mesela? Bu da soru mu? Tabiki uçamaz çünkü kanatları yok. Hemen kestirip atma. Bu sorunun cevabı uçmaktan ne anladığına göre değiştir. Uçmaktan ne anlamalıyız? Uçmak somut olarak gökyüzünde yükselmektir bana göre. Peki, sana göre nedir uçmak? Şöyle düşünelim. Kafesteki kuş uçamaz değil mi? İşte insan da ön yargıları ile kendi zihninde kafese benzer engeller üretir. Bu nedenle özgür düşünemez, bağımsız hareket edemez. Yani uçamaz. İyice kafamı karıştırdın.

Bu diyalog bir bütün olarak değerlendirildiğinde felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden öncelikle hangisine örnek oluşturur? A) Yığılımlı ilerleme B) Sistemli olma C) Evrensel olma D) Refleksif olma E) Sorgulama

2. “Cahil kimsenin en belirgin özelliği nedir?” diye sorsalar “Bilemediği her şeyi yok saymaktır.” derim. Neyi bilmediğini bilmek edimi, henüz cahil kimselerde mevcut değildir. Cahilin aksine bilge kişi neyi bilmediğinin bilgisine sahip olmasının yanında, bilmediklerinin deniz derya olduğunu da bilir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilge kişi neyi bilmediğinin bilgisine sahiptir. B) Bilgelik, bilgi durumuna yönelik bir bilinç durumudur. C) Bilgeliğe giden yolda farkındalık gereklidir. D) Bilge durumunda kişi bilmediklerini yok sayar. E) Bilgelik cahilliğin karşıtıdır. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 3. Felsefe öğretmeni, felsefe ile yeni tanışan öğrencilerine kısa bir mesaj gönderir: Felsefe sözcüğünü hep�n�z daha önce duymuşsunuzdur. K�m�n�z anlamı �le �lg�l� sağlam b�r b�lg�ye sah�pken, k�m�n�z�n eks�k öğrenmeler� olab�l�r. Ya da aranızda �lk defa duyanlar da olab�l�r. Şöyle b�r g�r�ş n�tel�ğ�nde s�zlere kısaca b�lg� vermek �sted�m. Hep�n�z b�r defa da olsa hayatınızda kend�n�ze “Ben k�m�m?”, “Yaşamımı anlamlı kılan ned�r?” g�b� soruları sormuşsunuzdur. İşte felsefe her şeyden önce aklın bu g�b� sorunlara yöneld�ğ� ve sorulara y�ne akla dayalı yanıtların arandığı b�r düşünme faal�yet�d�r. İnsanı �lg�lend�ren her şey felsefen�n konusu olab�l�r. Dünyayı ve b�rey�n varoluşunu anlamaya çalışır. Bunu yaparken de f�lozoflar kend� �ç�nde çel�şk�ler�n olmadığı, bütüncül b�r bakış açısı oluşturmaktadır. F�lozof, z�hn�n� harekete geç�ren b�lme �steğ� �le yanıp tutuşan k�ş�d�r. Bu açıdan felsefe sürekl� yolda olmaktır, araştırmaktır. Ş�md�l�k bu kadar b�r g�r�ş yeterl� d�ye düşünüyorum. Ders�m�zde görüşmek üzere. S�nem Karagöz

Öğretmen bu mesajında, felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisine değinmemiştir? A) Evrensel olma B) Sorgulama C) Merak etme D) Yığılımlı ilerleme E) Tutarlı olma

4. Sokrates Kriton diyaloğunda “Bilirim ki benim gibi bir adamı öldürmekle beni değil, kendinizi cezalandırıyorsunuz. Ben size Tanrıʼnın bir vergisiyim. Beni mahkûm etmekle Tanrıʼya karşı bir günah işlemeyiniz dediğim zaman, kendimi değil, sadece sizi düşünüyorum... Ey Atinalılar, ben bu dünyada olduğu gibi öbür dünyada da bilgeliği araştırmakta devam edeceğim. Kimin bilgili, kimin bilgisiz olduğunu daha iyi öğreneceğim. Hem orada bu araştırmalar yüzünden ölüme mahkûm edilmek tehlikesi de yok.” Bu parçadan hareketle felsefi etkinliğin özelliği ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Yaşamla ilgili önemli sorular sorar. B) Tüm insanların yapabileceği bir etkinliktir. C) Rasyonel ve tutarlı bir düşünme etkinliğidir. D) Bitmek bilmeyen bir arayış sürecidir. E) Toplum ve yaşam ile ilgili bir disiplindir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 5. İlk Çağ Helenistik dönem filozoflarından Epiküros, insanın mutlu olmak için mutlaka neleri edinmesi gerektiği ile ilgili düşünür ve arzuladığımız bazı şeylerin doğal ve gerekli olduğunu; bazılarının ise doğal ve gereksiz olduğunu belirtir. Tabii bir de ne doğal ne de gerekli olan istekler vardır. Bu istekler şöyle örneklendirebilir:

MUTLU OLMAK İÇİN GEREKLİ OLANLAR VE OLMAYANLAR Dostlar Özgürlük Düşünmek Yemek Barınacak yer Giysiler

Doğal ve gerekli istekler

Büyük bir ev Lüks banyolar Yemek davetleri Hizmetçiler

Doğal ama gereksiz istekler

Ün Güç

Ne doğal ne gerekli istekler

Buna göre aşağıdakilerden hangisi ne doğal ne de gerekli olan istekler içerisinde yer alır? A) Sosyal ortamlarda popüler bir kişi olmak B) Aktivitede bulunmak C) Yaşanılan hayat üzerinde kafa yormak D) Giysi ve barınacak yer bulmak için yeterli para kazanmak E) Bir arkadaş grubuna dâhil olmak

6. Felsefe tarihinde ele alınan konu, insan ve evren açıklamaları farklılık gösterse de, esasında her dönem birbiri ile oldukça ilişkilidir. Örneğin geleneksel felsefe varlığı bir nesne olarak ele alırken, insanı da evrende var olan bir nesne olarak değerlendirmiştir. Bu nedenle felsefe tarihinde Heidegger gibi pek çok filozof, felsefelerine geçmiş dönem açıklamalarını eleştirerek başlarlar. Heidegger’e göre geleneksel felsefe insanı dış dünyada var olan ontik şeyler olarak ele almıştır. İnsanın varlığı bir nesne olarak algılandığında, “ben ve benim dışımdaki” ayrımı bakımından ele alınacağı için geleneksel felsefe hiçbir zaman insanın öz varlığına, otantikliğine yani varoluş gerçeğine ulaşamayacak ve boyuna bizâtihi bireyin varoluşuna yabancılaşacaktır. O hâlde onun görüşlerinin geçmiş dönem ele alınan varlık anlayışları ile olan ilişkisi yadsınamaz. Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe, kendi tarihinden soyutlanamaz. B) Felsefe tarihinde evren ve insana dair farklı açıklamalar vardır. C) Felsefe tarihinde bir döneme ait sorun çözülmeden yeni bir döneme geçilemez. D) Felsefe tarihinde her dönem, kendine özgü sorunlar ele alınmıştır. E) Filozoflar, felsefe tarihine yön veren kişilerdir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 7. Felsefe öğretmeni derse giriş yapmak için öğrencilerine şunları söyler:

Düşünülmeden ve sağlam bir temellendirmeye dayanmadan gerçekleştirilen, doğru bilgiye veya doğru eyleme götürmeyen anlık düşünceler; söz gelimi bir kâr elde etmek için yapılan akıl yürütmeler, bir olaya karşı verilen ani tepkiler; dürtü ve güdülere dayalı çağrışımlar, üzerinde düşünülmemiş hayaller, basit kanaatler veya ön yargılar felsefi düşünce tarzı sayılamaz.

Bu metinde öğretmenin “felsefi düşünce tarzı”nın anlaşılması için aşağıdaki yollardan hangisine başvurduğu söylenebilir? A) Bilim ve sanata yapmış olduğu katkılara vurgu yapmak B) Tutarlılığını ve düşünce basamaklarını kontrol etmek C) İnsan bilimleri ile benzer yanlarını göstermek D) Ne olmadığı hakkında çıkarımlarda bulunmak E) Tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla ilgilenip ilgilenmediğini göstermek

8. Felsefe literatüründe felsefenin bir bilim olmadığının mutlaka okumuşsunuzdur. Fakat pozitif felsefe, felsefenin konusunun metafizik kavramlar olmadığını, onun yalnızca somut gerçeklere dayanan olgular arası ilişkileri incelemesi gerektiğini belirtir. Bununla birlikte Kant’ın “İnsan bilgisinin imkân ve sınırları nelerdir?” sorusuna pozitif felsefenin kurucusu Comte: “İnsan yalnızca fenomenleri bilip kavrayabilir. Bu nedenle felsefe gözlenen olgulara dayanmalıdır.” der. Ama yine de pozitif felsefe, olandan ziyade olması gerekeni dile getirdiğinden bilim değil, felsefe olarak kalmıştır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine kesinlikle ulaşılamaz? A) Bir şeyin bilim olması demek olanı olduğu gibi ele almasını gerektirir. B) Felsefe bilim olma yolunda ilerlemektedir. C) Felsefenin tanımı kişiden kişiye değişir. D) Felsefenin ne olduğu zaman içerisinde değişime uğramıştır. E) Felsefe ideali dile getiren bir soruşturma faaliyetidir. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 9. Öğretmen derse başlamadan önce felsefenin işlevleri ile ilgili öğrencilerin dikkatini çekmek için aşağıdaki soruyu sorar:

İnsanların farklı �ht�yaçları vardır. Bu �ht�yaçlara her kültür çeş�tl� araçlar üreterek cevap ver�r. Örneğ�n �nsanların beslenme �ht�yacını, ekonom� kurumu h�zmetler sunarak g�dermeye çalışır. Pek�, felsefe b�reysel ve toplumsal anlamda b�z�m hang� �ht�yaçlarımızı karşılar?

Buna göre öğretmenin sorusuna aşağıdakilerden hangisi bir cevap olamaz? A) Ön yargılardan uzak durabilme B) Çok yönlü bakış kazanabilme C) Toplumların geleceğini planlayabilme D) Olguları deneyle sınayabilme E) Akla ve iradeye değer veren bir toplum oluşturabilme

10. Aşağıda G. Deleuze ve F. Guattarı yazarlarının “Felsefe Nedir?” isimli eserinin ön sözünden bir bölüme yer verilmiştir: “Felsefe nedir?”; felsefe ne tür bir düşünce formu olduğunu söylediği ölçüde, sanattan ve bilimden neden ve nasıl ayrıldığını ortaya koymaktadır. Ama bu üç form arasında, ittifaklar, çatallaşmalar, eklemlenmeler, karşılıklı atıflar da hiç eksik olmaz. “Üç düşünce biçimi, birleşim ve özdeşleşim olmaksızın kesişir, içiçe girer. Felsefe, kavramlarıyla olayları çıkartır; sanat, duyumlarıyla anıtlar diker; bilim de, fonksiyonlarıyla şeylerin durumlarını kurar.” Bir yandan, üç düşünce, üç temel bilme formunun özgünlüğünü ve özerkliğini kurarken, bir yandan da bu üçünü, yanlış anlamaların, çatışmaların veya kibirlerin, kostaklanmaların ötesinde, birbirini kollamaya, birbirine gereksinmeye ve birbirini anlamaya mahkûm eden şey nedir o hâlde? Bizatihi zihin olan ve “ben” öznesini telaffuz eden bir beyin... Bu metinden hareketle; I. Felsefe, bilim ve sanat arasında bazı çatışmalar olsa da birbirlerine ihtiyaçları vardır. II. Felsefe; bilim ve sanata yön verir. III. Felsefe, bilim ve sanat insana özgü etkinliklerdir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II. D) I ve III. E) I, II ve III.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 11.

Farabi’ye göre felsefe ve din, insanın varlığa karşın bir tutum veya tavır içerisinde olmasıdır ve her ikisi de hakikate dair bilgi ve değer üretirler.

F. Bacon’a göre felsefe, deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerine düşünmektir. Onun felsefesinin merkezinde bilim vardır.

Buna göre her iki filozofun felsefeye ilişkin tanımlarının farklı olmasında; I. düşünce tarihinde farklı dönem ve kültürlerde, farklı bakış açılarının var olması, II. filozofların felsefi düşünceyi farklı sistemlerin etkileşimleri olarak değerlendirmesi, III. felsefi düşünceden diğer disiplinlerin zamanla ayrılması hangilerinin etkili olduğu söylenebilir? A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II. D) I ve III. E) I, II ve III.

12. Yaşam, zaman stadyumunda bir yarış, bir performanslar ve tercihler zinciri midir? Engellerle dolu bir yolu izleyip, bu engelleri aşarak, bir noktadan diğerine ulaşmak için sarf edilen bir çabadan mı ibarettir yoksa? Sadece bir yerlere ulaşmak ya da bir şeyler olmak mıdır? Yoksa seçilmiş ya da verilmiş belli bir yolda yürüyüşüne devam etmek, kimi zamanda koşmak mıdır? Hepsidir yaşam…

Felix Marti ve Ibanez “Felsefe Öyküleri”

Bu alıntıdan hareketle aşağıdakilerden hangisine kesinlikle ulaşılamaz? A) Yaşamsal anlam arayışı, insan için söz konusudur. B) İnsan yaşamı bazı engellerin yaşanabileceği bir sahnedir. C) İnsan tercihleri ile kendi yaşamını var eder. D) İnsan yaşamında belli hedeflere doğru koşmaktadır. E) İnsan, yaşamına indirgenemeyen bir varlıktır. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 13. Felsefe insan yaşamını ilgilendiren her konuyu inceleme ve soruşturma alanı olarak seçtiği gibi, bizatihi “insanı” da ele alıp inceler. Esasında din, bilim ve felsefe alanlarının her biri insan gerçeğini birbirinden bağımsız olarak ele alıp incelemektedir. Bu açıdan bakıldığında insanın bir teolojik yanı, bir felsefi yanı ve bir de doğa bilimsel antropolojisi vardır. Teolojik yanı, onu Tanrı’nın kulu, inanç ve ibadetler varlığı olarak ele alırken; felsefi yanı “insanı insan yapan şeyin aklı olduğu” gerçeğinden hareket ederek açıklar. Doğa bilimsel antropoloji ise insanla hayvan arasında bir varlık farkı değil, sadece bir derece farkı bulur. Söz konusu alanlar insan gerçeğine parçacı bir perspektifle bakarlar ve bu nedenle de insan gerçekliğini kaçırırlar. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi eleştirilmektedir? A) İnsanın bütünselliğinin göz ardı edilmesi B) İnsanın akılsal yönünün ihmal edilmesi C) İnsan ve yaşamı arasında bir ayrım yapılmaması D) Din, bilim ve felsefenin konuyu ele alış şekli olarak farklılık göstermesi E) İnsan gerçeğine yeterince farklı perspektiflerden bakılmaması

14. Filozof öncelikle soru soran bir kişidir, ama sıradan ilişkilerdeki sorulardan farklı olarak onun soruları, başkalarına değil, öncelikle kendinedir. Zaten filozofu kendi kendisiyle yaptığı konuşmalara başlatan etken de, genellikle kendisine sorduğu bu sorulardır. Peki, bu soruları söz gelimi “İnsan eylemlerinde özgür müdür?” sorusunu neden başkalarına değil de kendisine sormuş olabilir? Onun sorduğu soruya ilişkin başkalarından alacağı hiçbir cevapla yetinmemesi, ele aldığı sorunun çok daha derinlerine inmeye çalışması filozofun en önemli özelliğidir. Çünkü filozofun sorduğu sorular, yanıtları bir kerede verilebilecek sorular değillerdir. Ayrıca yine bu sorular, genellikle, verilen yanıtlarda soruyu soranın belirleyici özelliğinin ağır bastığı sorulardır. Bu parçada filozofun sorularının özelliği ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yanıtlarının tek seferde verilememesi B) Öznelliğin ön planda olması C) Özle ilgili derinlemesine incelemeler içermesi D) Öncelikle kendine yöneltmesi E) Olgusal gerçeklere yönelik olmaması MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 15. Felsefede sorular cevaplardan daha önemlidir. Peki, nasıldır bu felsefe soruları? Hiç düşündünüz mü? Felsefe tarihinde yer alan Sokrates’in diyaloglarının önemi de eserlerinin içeriğinde yer alan soruların niteliğinden gelmektedir. Bulunduğumuz ortamlarda tartışırken çoğu zaman bilgimizi plansız ve amaçsız olarak sunarız. Hâlbuki Sokrates’in soruları hiç de plansız değildir. Onun soruları çoğu zaman kişinin bir fikre neden sahip olduğunu, fikrin öncekilerle ilişkisini, faydasını; söz gelimi o fikrin karşıtının ne olduğunu ya da fikrin çürütülmesini sağlayan ve düşündüren sorulardır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Sokratik sorulara örnek gösterilemez? A) Bu söylediğin bize nasıl yardımcı oluyor? B) Sana katılmayan birisi ne söylerdi? C) Bu söylediğin önceden söylenenlerle uyuşuyor mu? D) Bu fikri tartışılmaksızın nasıl kabul ettirirsin? E) Bunun doğruluğunu nasıl sınarsın?

16. Felsefe ne işe yarar? diye düşünecek olursak; “Sanat, ekonomi, spor ve bilim gibi felsefe de birey yaşamında bir takım işlevlere sahiptir.” diyebiliriz. Bu işlevlerden bazıları; • Bireyin farklı fikirlere açık olabilmesi, • Özgürce düşünebilmesi, • Kendi hayatına yön verebilmesi, • Olgu ve olayları akıl yoluyla çözümleyebilmesi şeklinde sıralanabilir. Bireysel temelde sıralanan bu işlevlerin her birinin toplumsal alanda karşılıkları vardır. Buna göre, yukarıdaki bireysel işlevlerin her birinin toplumsal karşılıkları düşünüldüğünde hangi seçenek açıkta kalır? A) Toplumların geleceğinin planlanması B) İnsanların kendini özgürce ifade edeceği bir toplumun oluşturulması C) Farklı toplulukların bir arada yaşayabilmesi D) Ortak bir kültürün oluşturulması E) Akla ve iradeye değer veren bir toplum olunması

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 17. Derste sunum yapan Lütfiye arkadaşlarına; “Elinizde taptaze, leziz mi leziz kırmızı bir domates var. Bu domatesin kırmızı olduğunu nasıl biliyorsunuz?’’ diye sorar ve arkadaşlarından şu cevapları alır: • Çünkü kırmızı olduğunu net bir biçimde görüyorum. • Çünkü her insan bu renge kırmızı der. • Çünkü kırmızı olduğunu biliyorum ve zaten kırmızı. Ardından; “Bir şeyi bildiğinizin nasıl farkına varırsınız? Emin olduğunuzu düşündüğünüz bir konuda sizin böyle düşünmenize sebep olan nedir? Haklı olduğunuz kanaatine de nereden vardınız? Bir şeyi bildiğinizden kesin olarak nasıl emin olabilirsiniz?’’ gibi sorular sorarak felsefi düşüncenin ve felsefi soruların özelliklerini anlamalarını ister. Buna göre Lütfiye’nin sormuş olduğu sorular felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile daha çok ilgilidir? A) Sorgulama - şüphe duyma B) Eleştirel olma - evrensel olma C) Rasyonel olma - sistemli olma D) Refleksif olma - tutarlı olma E) Eleştirel olma - yığılımlı ilerleme

18. “Bir delik gören insan onu kendi eliyle kapatmak ister, filozof bir delik gördüğünde parmağını ya da kolunu sokmadan edemez.” Jean Paul Sartre Sartre’ın bu sözünde felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır? A) Her şeyi ilk defa görüyormuş gibi ona şaşırabilmek, merak edip araştırmaya başlamak felsefi düşüncenin temel niteliklerindendir. B) Herhangi bir düşünceyi ya da görüşü ele alırken onu olduğu gibi kabul etmek yerine akıl süzgecinden geçirmek felsefi düşüncenin temel özelliklerindendir. C) Felsefi düşüncenin en temel niteliği konu ve yöntem açısından akılsal bir uğraşı olmasıdır. D) Felsefe yaparken filozofun, kendine ait bir sistem inşa etmesi ve düşünceleri için bir açıklama modeli oluşturması felsefi düşüncenin en kritik noktalarındandır. E) Bir şeyin ne olduğu bilindikten sonra onun ne olmadığı hakkında sonuçlara varmak felsefi düşünme tarzının temelidir. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 19. Günübirlik haz peşinde koşuyor insan. Günübirlik haz edinimlerimiz bedenimizi doyuruyor ama zihnimiz ve ruhumuzun açlığı hâlâ devam ediyor. Ancak insan iç dünyasına yöneldiği andan itibaren hayata dair olanları ve yaptıklarını sorgulayarak felsefenin kapısını aralamış oluyor. Bilme ve anlama isteği artık anlık hazlarını gölgeliyor. Böylesi bir durumda insan, adını koymasa da felsefenin içine girmiştir artık.. Buna göre felsefeyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Düşünen insanın felsefenin içinde yer aldığı B) Zor bir uğraş olduğu C) İnsana sorumluk yüklediği D) Metafizik alanla yetindiği E) Bilime giden yolu araladığı

20. Platon’un “Devlet” adlı eseri “İdeal bir toplumda düzen ve adaletli devlet nasıl olabilir?” sorusuna cevap aradığı bir ütopyadır. Bu eser Antik Çağ’dan günümüze önemini yitirmemiş ve her çağda pek çok filozofu etkilemiş olan önemli bir siyaset eseridir. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilişkilendirilebilir? A) Akılsallık B) Evrensellik C) Sorgulayıcılık D) Öznellik E) Tutarlılık

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz. Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.

TEKRAR TESTLERİ

10. Sınıf Felsefe

3. Tekrar Testi 1. İbn Sina’ya göre genel kavramlarda kötülük bulunmadığından, yine genel bir kavram olan ‘insanlık’ta da kötülük bulunmamaktadır. Ancak tek tek bireyler kötü olabilir. Genel kavramlar ‘Bir’liği temsil eder; ezeli ve ebedi varlık olan Tanrı’nın sıfatlarıdır. Birliğin ve mükemmelliğin tepe noktasında bulunan Tanrı katından; çokluğu temsil eden maddi âleme doğru uzaklaştıkça kötülük artar. İbn Sina felsefesinde Tanrı’yı “Vacib’ül Vücut” kavramı temsil eder. İbn Sina bu kavram ile evrensel ahlak yasalarının ontolojik temelini kurar. Ona göre iyi varlığın kemali; kötü kemalin yokluğudur. Aşağıdakilerden hangisi bu metinden yapılabilecek çıkarımlardan biri değildir? A) Kötülük maddi âlemde görünür. B) Genel bir kavram olarak insanlıkta kötülük barınmaz. C) Genelden özele doğru gittikçe kötülük artar. D) Çokluğun olduğu yerde iyilik ortaya çıkar. E) Maddi âlemden Tanrısal âleme geçildikçe mükemmellik artar.

2. Ahlak felsefesi alanında, evrensel ahlak yasalarının olamayacağını savunan egoizmin en önemli temsilcisi Thomas Hobbes’tur. Ona göre doğal olarak ve doğuştan, kendi istek ve arzularını öncelikle dikkate alan insan eylemlerinin biricik ve temel amacı; hayatın korunması ve sürdürülebilmesidir. Egoizm her insanın eylemlerini buna uygun olarak düzenlediğini öne süren öğretidir. Bu parçada sözü edilen egoizm ile ilişkilendirilebilecek atasözü aşağıdakilerden hangisidir? A) Yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir. B) Abdalın dostluğu köy görünceye kadardır. C) Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir. D) Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. E) Mum dibine ışık vermez. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 3. Felsefede argüman, filozofun görüşünü desteklemek için öne sürdüğü kanıtlarıdır. Bu nedenle de bütün felsefi metinler bir iddiayı temellendirme amacı taşır. Bir felsefi metni okurken ilk önce yazarın görüşü tespit edilmeli, daha sonra yazarın savunduğu görüşü desteklemek için hangi argümanları kullandığına dikkat edilmelidir. Buna göre argüman ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Savunulan görüş ve argümanlar birlikte tutarlı olmalıdır. B) Her felsefe görüş bir argümana dayandırılır. C) Argümanlar akıl yürütme ilkelerine uygun ifadelerdir. D) Felsefi bir yargının doğruluğu argümanlarla ortaya konulur. E) Argümanlar bilimsel kanıtlar yoluyla ispatlanır.

4. ANALİTİK ÖNERME

SENTETİK ÖNERME

Yeni bir bilgi sağlamazlar.

Özne hakkında yeni bir bilgi ortaya koyarlar.

Yanlışlanamazlar.

Doğru ya da yanlış olabilirler.

Mantıksal olarak doğrulukları zihinde kurulur. Deney yoluyla ispatlanabilirler. Buna göre aşağıdakilerden hangisi analitik bir önermeyi örneklendirir? A) Bütün anneler kadındır. B) Bazı anneler siyah tenlidir. C) Bazı kadınlar annedir. D) Bütün anneler fedakârdır. E) Bazı kadınlar merhametlidir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 5. Filozof asla bilinenle yetinmez. Bilinenin derinliklerine inerek, ilk nedenlerden itibaren sorgulama yapar. Hatta filozoflar o denli sorgulamalar yapar ki, kendilerini sordukları bu soruları da sorgularken bulabilirler. Sorgulamak filozoflar için bir buluştan ziyade bitmez bir arayıştır. Kendilerine bir alan belirleyip sadece o alan üzerine sorgulama yapmaz filozoflar. Evren, insan ve doğa bütünüyle onların ilgi alanıdır. Bu parçada felsefi soruların aşağıdaki özelliklerinden hangisine değinilmemiştir? A) Sorgulamanın ağırlıkta olması B) Özü kavramaya yönelik olması C) Konu evreninin geniş olması D) Refleksif olması E) Sorularının cevaplarından daha değerli olması

6. Doğduğundan beri böyledir O. Kendi kendine dünyada ne yapmakta olduğunu ve özellikle bir gün öleceğine göre bu dünyaya neden gelmiş olduğunu merak etmektedir. Bir gün yok olacaksa var olan bu şeylerin neden var olduğunu sorgular durur. Hatta tüm bu soruları neden sorduğunu da sorar kendi kendine. Aşağıdakilerden hangisi bu metinde anlatılmak isteneni karşılayan felsefi bir soru değildir? A) İnsanın varoluş sebebi nedir? B) Bir varlık olarak insanın doğa ve evrendeki yeri nedir? C) İnsan nedir, ne ile yaşar? D) Hiçbir şey var değilken ilk ne vardı? E) İnsan evrende nasıl bir işleve sahiptir? MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 7. Sizce bu dünyada kaç farklı kalem vardır? Bin… on bin… belki de milyon tane. Kurşun, tahta, tükenmez gibi birçok türde ve yüzlerce farklı renkte milyonlarca farklı kalem… Buna rağmen biz hangi kalemi görürsek görelim, zihnimizdeki kalem kavramının içine bu kalemi yerleştiririz. Ama bir fincanı gördüğümüzde aklımıza kalem gelmez ve o fincanı kalem kavramıyla ilişkilendirmeyiz. “Bana kalemi verir misin?” dediğimde fincana değil kaleme yöneliriz. Çünkü fincan fincandır. Kalem ise kalemdir. Bu parçadan çıkarılacak genel sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Her varlığın ayrı bir kavramı vardır. B) Kavramlar bireylerin öznel deneyimleri sonucunda oluşur. C) Kavramlar varlıkların ortak özelliklerini karşılar. D) İnsanlar kavram kargaşası yaşayabilir. E) Kavramlar zaman içinde farklı anlamlarda kullanılır.

8. Birinci önermenin ikinci bir önermeye atıfta bulunarak desteklemesine rağmen, ikinci önerme de zaten birinci önermeyle destekleniyorsa, söz konusu akıl yürütmede kısır döndü vardır. Buna göre aşağıdaki akıl yürütmelerin hangisinde bir “kısır döngü” vardır? A) Derslerinde başarısız olduğuna göre çok fazla televizyon izlemiş olmalıdır. B) Hasan, tüm kuğuların beyaz olduğunu söyledi. Fakat bunu ispat edemediğine göre demek ki tüm kuğular beyaz değildir. C) Evren sonsuz olduğu için bilinemez. Bilinemez olduğu için de sonsuzdur. D) Arabalardan çıkan egzoz dumanları ozon tabakasına deodorant ve parfümlerden daha fazla zarar verir; o hâlde ozon tabakasına zararın büyük çoğunluğunu büyük araçlardan çıkan egzoz dumanları vermektedir. E) Her görüş bireyin perspektifine bağlı olduğuna göre ve bütün perspektifler aynı değerde olduğundan mutlak bir hakikat olamaz. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 9.

Örnek 1 Durakta, otobüsün basamağında sıkışık bir şekilde bir yolcu durmaktadır. Otobüs şoförü: Kardeşim gireceksen gir çıkacaksan çık. Yolcu: Bende bunu yapmaya çalışıyorum zaten. SORU: Sizce yolcu içeri girmeye mi yoksa dışarı çıkmaya mı çalışmaktadır?

Örnek 2 Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kadın vardır. Polis: Nereye gidiyorsunuz? Kadın: Marketten alışveriş yapmaya gidiyorum. Niçin sordunuz? SORU: Sizce anlaşmazlık nereden kaynaklanmaktadır?

Bu örneklerden yola çıkarak dil ve düşünme ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) İletişimde kullanılan kavramlara yüklenen anlamlar herkes için aynıdır. B) Doğru bir iletişim için dildeki sözcüklerin üzerinde bir uzlaşma gereklidir. C) Kullanılan sözcüklere farklı anlam yüklenmesi anlamayı olanaksız kılar. D) Soruların cevabı, soruları cevaplayanın bakış açısına göre değişir. E) Aynı kavrama, aynı anlam yükleyen insanlar birbirleri ile anlaşabilirler.

10. → Sorunun olmadığı yerde cevap da yoktur. Jaspers, Felsefeye Giriş → Soran dağları aşmış, sormayan düz yolda şaşmış. Atasözü → Bir soruna çözüm bulmak istendiğinde önce onu her yönüyle derinliğine araştırmak faydalıdır. Aristoteles, Metafizik Bu görüşlerden hareketle soru sormanın işlevleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Sorular insanı cevap arayışına yönlendirir. B) Soru, ele alınan konuyu kapsamlı bir şekilde incelemeye tabi tutar. C) Araştırma sürecinde soru sormak, inceleme amacından uzaklaşmamayı ve konu dışına çıkmamayı sağlar. D) Soru sormak hedefe ulaştırırken, sormamak insanı yerinde saydırır. E) Sorular araştırma konusunun, olgusal kanıtlanabilirliğini veya yanlışlanabilirliğini sağlar. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 11. Tek tek olay ve olgulardan genel yasalara veya tikel önermelerden hareketle tümel önermeye doğru giden akıl yürütme biçimine tümevarım(endüksiyon) denir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi tümevarımı örneklendirir? A) Bütün metaller ısıtıldığında genleşir. Bakır bir metaldir. O hâlde bakır ısıtıldığında genleşir. B) Birçok Çinli ile karşılaştım. Karşılaştığım bütün Çinliler çekik gözlü idi. O hâlde bütün Çinliler çekik gözlüdür. C) Dünya’da ve Mars’ta atmosfer vardır. Dünya’da yaşam vardır. O hâlde Mars’ta da yaşam vardır. D) Tüm gezegenler yuvarlaktır, güneş etrafında döner ve uyduları vardır. Jüpiter bir gezegendir ve uydusu vardır. O hâlde Jüpiter güneş etrafında da döner. E) Ali ile Ayşe’nin ikisi de aynı takımı tutuyor, iyi voleybol oynuyor, ikisi de kitap okumayı seviyor. Ali çiçeklerle ilgilenmeyi seviyor. O hâlde Ayşe’de çiçeklerle ilgilenmeyi seviyor.

12. İnsanlar günlük hayata, çok farklı nedenlerle öylesine sıkı bir şekilde bağlanırlar ki hayata ve dünyaya hayret etme duygularını bastırırlar. Felsefeciler gibi çocuklar için de dünya ve onun üzerinde olup biten her şey yenidir; bu yüzden her şey onların merak ve şaşkınlığına konu olur. Oysa yetişkinlerin pek çoğu dünyayı olağan bir şey olarak görür. Onlar şaşırtıcı görünümler sergileyen hayatı olduğu gibi benimserler; kalabalığın bir parçası haline gelip alışkanlığın etkisiyle herkesin yaşadığı gibi sorgulamadan yaşarlar. Buna göre felsefeciyi diğerlerinden ayıran özellik aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Merak ve hayret etme yeteneğine sahip olması B) Dogmatik kalıpların cenderesine sıkışmış bir biçimde yaşaması C) Gerçekliğin göründüğü gibi olamayacağından şüphe duyması D) Kolektif kimliklerinden ziyade bireysel kimlikleri ile ilgilenmesi E) Şüphe ile sorgulamanın riskinden ve kaygısından kaçmaması

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 13. Tümevarıma dayalı akıl yürütme biçiminde öncüllerden bir tümel sonuca varılır. Yani sonuç öncüllerle sınırlı kalmayarak, öncülleri aşan bir bilgiye götürür. Örneğin; Gözlediğim a1 kargadır ve karadır. Gözlediğim a2 kargadır ve karadır. Gözlediğim a3 kargadır ve karadır. Gözlediğim a4 kargadır ve karadır. Gözlediğim a5 kargadır ve karadır. O hâlde bütün kargalar karadır. Bu açıklama ve örnekten hareketle; I. Akıl yürütmenin sonucu gözlemleri aşan bir nitelikte olmasına rağmen öncüllere dayanmaktadır. II. Öncüller sonuç için bir dayanak sağlamakta ama sonucu zorunlu kılmamaktadır. III. Sonucun doğruluğu hiçbir zaman kesin değildir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I. B) I ve II. C) I ve III. D) II ve III. E) I, II ve III.

14. Tabloda bilim ve felsefenin sorularına bazı örnekler verilmiştir: Felsefe

Evrensel bir ahlak yasası var mıdır?

Bilim

Yağış nasıl oluşur?

Felsefe

Vicdan doğuştan mıdır? Yoksa sonradan mı kazanılır?

Bilim

Saldırganlık davranışı hangi durumlarda ortaya çıkar?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefe sorularını bilimin sorularından ayıran özellik olabilir? A) Daha çok olgularla ilgilidir. B) Kavrama yönelik problematik düşünme biçimidir. C) Cevabı sorunun içinde olan sorulardır. D) Cevapları kişiden kişiye değişmez. E) Sorular yoruma açık değildir. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 15.

Sahaf gezenler iyi bilirler. Bazı kitaplarda kitabı okuyan kişinin kendince hoşuna giden ya da katılmadığı görüşlerin, bazen de bilmediği sözcüklerin altını çizdiği bilinmektedir. Altı çizili sözcükler okur için, en belirgin anlamı çıkaran ana fikir ifadeleri de olabilmektedir. Bu şekilde okurlar kitaba dâhil olmaktadırlar. Okuduğunuz bir kitapta altını çizdiğiniz cümleler ve işaretlemelere yeniden döndüğünüzde göreceğiniz şey, altı çizili sözcüklerden daha fazlasıdır; her çizgi ve işarette kendinizi bulursunuz. Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Altı çizili ifadeler sağlam ve ikna edici argümanlardır. B) Kitaplardaki bilgi içerikleri ile dilsel ifadeler en dikkat çekici söylemlerdir. C) Kitaplardaki altı çizilen ifadeleri kişinin bakış açısı belirler. D) Okur için kitaptaki akıl yürütme biçimleri önemlidir. E) Okur, kavramlara yazarın hangi anlamları yüklediğine odaklanır.

16. Titius’a göre felsefe, yaşama ve evrene karşı bir vaziyet alıştır. Parmak izlerimizin, göz retinalarımızın farklı olması gibi her insan da gerek dış görünüşü, gerek duygu ve düşünceleriyle birbirinden ayrılır. Ürettiği her argümanla aslında bir bakıma hakikat denizini doldurmaktadır. Farklılığımızla üretilen bilgiler arttıkça ve bu bilgileri paylaşıldıkça zenginleşti insanlık. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Her insanın bakış açısı birbirinden farklıdır. B) Bilgilerimiz, olaylar karşındaki bakışımızı belirler. C) Felsefi bilginin artması, bakış açımızı zenginleştirir. D) Bilgilerin artması, hayatımızı daha anlamlı kılar. E) Belli bir filozofun düşüncesine uygun yaşamamız gerekir. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 17. Felsefi anlatım bazı filozoflarda aforizma da denilen, düşüncelerin kısa ve öz bir biçimde anlatıldığı şekli ile ortaya çıkar. Bu anlatım şekline kimi zaman maksim, motto, kelam-ı kibar ve ülger de denilmektedir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir aforizma olarak değerlendirilemez? A) Onlar dans ederken görüldükleri için, müziği duyamayanlarca deli sayıldılar. B) Bir adamın ölçütü güçle ne yaptığıdır. C) Havanın kararması gece olduğu anlamını içinde taşır. D) Her şeyi bilecek kadar genç değilim. E) Sıkıcı olmanın sırrı, her şeyi söylemektir.

18. Felsefe bizi, hayatımızı, içinde yaşadığımız dünyayı içten ilgilendiren bir bilgidir. Felsefe dışındaki disiplinler de dünyayı, hayatı bir yönüyle ele almaktadırlar ancak felsefe hayatla ilgili, insanla ilgili her kavramı ele alıp inceleyebilen tek disiplindir. Kavramları ele alırken felsefe, derinliğine ne’lik üzerine incelemeler yapar ve böylece kavramların özüne nüfus eder. Bu parça için aşağıdaki başlıklardan hangisi uygundur? A) Felsefe dil ilişkisi B) Kavramlara felsefe ile bakmak C) Felsefe dışındaki disiplinlerin hayata bakışı D) Varlık yaşam ilişkisi E) Evrenin düzeni ve yaşam

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 19.

Felsefi tavır; merak, şüphe, sunulanı kabul etmemekle başlar. Aklın süzgeciyle düşünceyi devam ettirir.

Büyük toplumsal oluşumlar da mevcut durumun eleştirisiyle başlar.

Buna göre felsefi tavır ve toplumsal oluşumların ortak noktası aşağıdakilerden hangisidir? A) Olanın olduğu gibi kabullenilmemesi B) Dogmatik inançların benimsenmemesi C) Toplumsal ihtiyaçların farkına varılması D) Toplumsal dönüşümlerin amaçlanması E) Düşüncenin sınırlandırılması

20. Leibniz’e göre dil zihnin aynasıdır. Dil zihnin içindeki düşünceyi aktarır. O, ne kadar berrak ise zihnin ürettiği düşünce de o derece berrak olarak dile gelir. İyi düşünmek, iyi dile getirmektir. Çünkü düşünme öncüllerden sonuca varma, kanıtlama, karşılaştırma, gerekçe öne sürme gibi şeyleri içerir. Tüm bunlar dil olmadan gerçekleşemez. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Dil ve düşünceyi birbirinden ayırmak mümkün değildir. B) Berrak bir düşünceye açık, sade ve berrak bir dille ulaşılabilir. C) Doğru bir akıl yürütme dilin doğru kullanımı ile mümkündür. D) Dil, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliktir. E) Dil ve düşünce karşılıklı olarak birbirlerini geliştirirler.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz. Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.

TEKRAR TESTLERİ

10. Sınıf Felsefe

4. Tekrar Testi 1. Felsefe öğretmeni öğrencilerine Uludağ ile Kafdağı arasındaki farkı sorar. Öğrencilerden birisi söz isteyerek “Uludağ’ın var olduğunu herkes kabul ederken; Kafdağı’nın yalnızca masallarda olduğunu” ifade eder. Öğretmen de öğrencinin cevabına ek olarak “Kafdağı’nın yalnızca düşüncede var olduğunu” belirtir. Parçada örneklendirilen gerçek ve düşünsel varlık kavramları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlış bir çıkarımdır? A) Düşünsel varlığın zorunlu olarak nesnel dünyada var olması gerekmemektedir. B) Nesnel dünyadaki her varlık aynı zamanda gerçek ve somut olarak vardır. C) Gerçek varlık zaman ve mekân içinde yer alan nesnel gerçekliktir. D) Düşünsel varlıklar nesnel gerçekler gibi somut olarak vardır. E) Düşünsel varlık zaman içinde yer alamayabilir.

2. “Her varlık belli bir amaca doğru hareket etmektedir.” savı ne kadar da haklı bir yargı değil mi? Her çocuk büyüyüp bir yetişkin olma amacı taşımaktadır. İnsan dışında, diğer varlıklarda da buna benzer bir durum söz konusudur. Örneğin bir meşe palamudu, meşe ağacı olma amacını içinde taşır yani amacı haline gelebilme potansiyeline sahiptir. Metindeki fikirlere sahip bir kişinin aşağıdakilerden hangisini “değişme” olarak ifade etmesi beklenir? A) Varlığın bilinci dışında gerçekleşen bir durumdur. B) Varlığın özünün bilinmemesi gerçeğidir. C) Potansiyel olanın gerçekleşmesi hâlidir. D) Bilgisel durumlar için var olan bir gerçekliktir. E) Varlığın özgürlüğünün somut alana taşınmasıdır.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 3. Farabi’ye göre evrendeki düzen, Tanrı’nın sıfatlarının bir tecellisidir. Dolayısıyla evren Tanrı kaynaklı bir düzenin sonucudur.

Kant’a göre her yerde bir nedenler, amaçlar ve araçlar zinciri söz konusudur. Etrafımızda oluşta ve bozuluşta göze çarpan kurallılık, hiç bir şeyin bu duruma kendiğilinden gelmediğinin göstergesidir.

Bu iki filozof ile ilgili verilen açıklamalar aşağıdaki sorulardan hangisine bir cevap niteliği taşır? A) Varlığın temel niteliği nedir? B) Evrende bir amaç var mıdır? C) Varlık var mıdır? D) Varlık bir midir, çok mudur? E) Evren sonlu mudur, sonsuz mudur?

4. Bilgi felsefesi; bilginin ne olduğunu, nasıl ve hangi yollarla elde edildiğini sorgular. Aşağıda bilgi felsefesinin ele aldığı konuların ve sorularının bir tablosu yer almaktadır. Bilgi Felsefesinin Konuları ve Soruları I.

Bilginin İmkânı

Doğru bilgi elde edilebilir mi?

II.

Bilginin Kaynağı

Doğru bilginin kaynağı nedir?

III.

Bilginin Sınırları

Neyi bilebilirim?

IV.

Bilginin Değeri

Doğru bilgi mümkün müdür?

Verilen tabloda problem alanlarına karşılık gelen sorulardan hatalı olan ve doğru şekli aşağıdakilerden hangisidir? A) I - Bilgi nedir? B) II - Bilgimiz nereden gelmektedir? C) III - Bir bilgiyi doğru kılan ölçütler nelerdir? D) II - Bilgi ve gerçeklik iki ayrı şey midir? E) IV - Ne tür bir bilgi doğru bilgi kabul edilir? MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 5. Şimdiye kadar en doğru, en şüphe götürmez olarak kabul ettiğim şeylerin hepsini, duyulardan veya duyular yoluyla öğrendim. Hâlbuki bu duyuların bazen aldatıcı olduklarını tecrübe ettim. Bunun için bir defa aldatanlara hiçbir zaman tamamıyla güvenmemek tedbir gereğidir.

“Descartes”

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yönelik bir açıklama yapılmaktadır? A) Bilginin kaynağına B) Bilginin elde edilme yöntemine C) Bilginin hakikati verip vermediğine D) Bilginin gerçeklikle ilişkisine E) Bilginin varlığı doğru temsil edip etmediğine

6. Özne bilerek ve bildiği oranda öznedir. Özne bilenen nesnellik ile kendisinin ayrımına varabilir ve bilen bir özne olabilir. Nesne de nesne olabilmek, yani bilinen bir varlık olarak ortaya çıkabilmek için bilen özneyi gerektirir. Nesne, bireysel özne onun bilincinde olmasa da var olmaya devam edebilir, fakat onun özne için bir nesne olabilmesi için, bilginin konusu olabilmesi için öznel bilinçte içerilmiş olması gerekir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ele alınmaktadır? A) İnsan varoluşunun anlamı B) Doğa ve insan ilişkisi C) Özne nesne diyalektiği D) Varlık bilgi ilişkisi E) Algılanmayan nesnenin anlamsızlığı MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 7. İnsan bildiği oranda kendisini doğal çevresinin dolaysız bir uzantısı kılan hayvani varoluşundan uzaklaştırmakta ve bu doğal ve dolaysız varoluşunu olumsuzlayıp dönüştürerek bir kültür varlığı olmaktadır. Toplumsal çevremize baktığımızda gördüğümüz şey, el değmemiş vahşi doğadan farklı olarak edinilmiş bilgilerle dönüştürülmüş nesnelerin insani dünyasıdır. Bir trafik ışığı, bir ev, bir masa ya da bir uçak bir hayvan açısından yalnızca içgüdüleri uyaran dolaysız bir duyum içeriğiyken belli bir bilgi ve kültür donanımına sahip bir insan için tüm bu nesneler uzun bir tarihsel sürece yayılan bir bilgi biriminin sonucu olarak anlam yüklüdürler ve vardırlar. Vahşi bir doğal alandan bir kentsel alana girdiğimizde ilk duyumsadığımız şey, insanların bilgi ve emeğiyle dönüştürülmüş gerçekliğin tarif edilemez bir simge ve anlam yoğunluğu yaratmasıdır. İnsan dili ve düşüncesi bütün dolayımlarıyla uygar toplumun özünü ve ruhunu belirlemektedir. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine bir cevap niteliğindedir? A) Elde ettiğimiz bilgi nesnesine uygun mu, değil mi? B) Varlığın doğru bilgisine ulaşılabilir mi? C) Hatadan kaçınmak mümkün mü, değil mi? D) Bilgi neden insanı insan yapan etkinliktir? E) Bilgi gerçeği verebilir mi?

8. ‘Varlık’ tüm var olanları kapsayan en geniş felsefi kavram olarak ele alınır. Tüm var olanlar ise düşünülebilen her şeyin toplamıdır. Ne türden olursa olsun düşünceye konu olan her şey bir var olandır. Tepegöz gibi imgesel bir şeyden 5 sayısına, Ağrı Dağı’ndan karın ağrısına kadar her türden nesne bir var olandır. Bu bağlamda felsefe tarihinin ilk sorusu tüm var olanların kökeninin ne olduğu sorusudur. Ne var ki, varlığın kökenine ve yapısına ilişkin açıklamalar yalnızca felsefeden gelmez. Başka açıklama denemeleri mitlerde görülür. Deyim yerindeyse varlığın kökeni sorunu felsefi düşüncenin, mitolojik düşünceden edindiği mirastır. Bu tutumun gerisinde ise insanın akıllı bir varlık olarak yeryüzünde bulunduğu her dönemde çevresinde olup bitenleri anlamak, yorumlamak ve bir kökene bağlamak isteği yer alır. Mitolojilerin kaynağı insanın bu arayışıdır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisine bir cevap yoktur? A) Bir şeyin varlık olarak nitelenmesi için gerekli şartlar nelerdir? B) Felsefe tarihinde ilk soru nedir? C) Varlığın kökenine yönelik açıklamalar felsefe dışında hangi alanlarda ele alınır? D) Varlığın kökenine yönelik sorgulamalar insanın hangi yetisi ile ilişkilidir? E) Felsefeyi mitolojiden ayıran yönler nelerdir? MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 9. Mitolojik düşünmede, içinde bulunduğumuz şeylerin nedeni genellikle insansı özellikler taşıyan Tanrılardır. Bizi çevreleyen her şey bu kişileşmiş Tanrılarla bağıntılıdır. Sözgelimi Yunan Mitolojisinin başkarakterlerinden biri olan Zeus gökyüzünde olup bitenlerin nedenidir. Bir yerde şimşek çakarsa Zeus’un öfkelendiği düşünülür. Dolayısıyla olup bitenlerin nedeni ile Tanrılar arasında kurulan bağlar keyfi ve gevşektir. Bir başka deyişle mitolojik düşünmede düşünceler arasındaki nedensellik ilişkileri sağlam değildir. Öyleyse mitolojik düşünmede şeylerin kökenine ilişkin açıklamalarda Tanrılara başvurulurken, felsefi düşünmede dünya içinde kalınır. Bu parçadan hareketle felsefede varlık alanındaki çeşitliliğin kökeninin aşağıdakilerden hangisinde arandığı söylenebilir? A) İdealar dünyasında B) Metafizik alanda C) Numenal bilgide D) A posteriori bilgide E) Duyulabilir ve algılanabilir dünyada

10.

• Ben nasıl var oldum? • Başlangıçta ne vardı? • Evrende gayelilik var mıdır? • Beni çevreleyen çeşitliliğin kaynağı nedir? • Çeşitlilik nasıl oluştu? • Görünenlerin arkasında görünmeyen bir düzen var mı? • Bu karmaşık ve dağınık görünen evren daha yalın öğelere indirgenebilir mi? Verilen sorular aşağıdakilerden hangisine yöneliktir? A) Metafiziğin varlıkla ilgili sorularına B) Aksiyolojinin değerler ile ilgili sorularına C) Epistemolojinin bilginin değeri ile ilgili sorularına D) Sanatın güzelin ne olduğu ile ilgili sorularına E) Felsefenin ana konularının sorularına MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 11. Felsefenin temel işlevlerinden biride insanların doğru ile yanlışı ayırt edebilme yeteneği kazanmasını sağlamaktır. “Hangi bilgilerimiz doğrudur? Hangi bilgilerimize güvenmeliyiz? Elde edilen bilgiler kesin midir?” gibi sorulara yanıt ararız. Doğru ile yanlışı ayırt ederken bu süreçte en önemli iki ölçütü uygularız. Birincisi bilgimizin gerçeğe uygunluğu, ikincisi ise hayatımıza olan yansımasıdır. Bu parçada bilgi felsefesinin aşağıdaki problemlerinden hangisi vurgulanmaktadır? A) Kaynağı B) Sınırı C) Doğası D) İmkânı E) Değeri

12. Bilimler varlığın ilk nedenlerini sorgulama eğiliminde değildir. Örneğin biyoloji “Canlı var mıdır?” diye sormaz. Canlının varlığını bir ön kabul olarak kabul eder ve işe koyulur. Bunu yaparken de var olanı parçalara böler ve kendi alanı dışına çıkmaz. Buna göre bilimin varlığa yaklaşımı aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilebilir? A) Varlığı bütünü ile ele alır. B) Varlığın ilk nedenlerini sorgular. C) “Varlık vardır.” ön kabulünü benimser. D) Varlığın imkânını sorgular. E) Varlığın gerçekliğinden şüphe eder.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 13. Gorgias’ın bütün kuramını temelde üç varsayımla ifade etmek mümkündür. Hiçbir şey yoktur, bir şey var olsa da bilinemez, bilinse bile başkalarına aktarılamaz. Hayatını Atina’da sürdürerek tüm vaktini Atina halkına bilgeliği, erdemi iyi yaşamı anlatmakla geçiren, “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.” düşüncesinde olan Sokrates’e göre ise doğru bilgi, insanın doğuştan hâlihazırda sahip olduğu bir şeydir. Bunun ortaya çıkarılabilmesi için farklı yöntemlerin uygulanması gerekir. Bu parçada aşağıdaki hangi felsefi problem üzerinde durulmaktadır? A) Ontolojik açıdan Tanrı problemi B) Aksiyolojik açıdan estetik ve etik problemi C) Ahlakın ne olduğu problemi D) Doğru bilginin imkânı problemi E) Siyaset felsefesi açısından devlet ütopyası

14.

Siz gerçek misiniz? Elbette! Siz ve bir arkadaşınız gerçek misiniz? Elbette! Sayılar gerçek mi! Elbette! Sayılar sizinle aynı biçimde mi gerçek? Hımmmm. İlk bakışta, bu son soru biraz tuhaf görünebilir ama ……… ile uğraşan filozoflar genellikle birçok tuhaf soru sorarlar! Bunu yaparlar çünkü insan ……… üzerine düşünmek için zaman ayırdığında, bu düşünceler giderek gizemli bir hale dönüşür ve sonsuz bir heyecan duymaya neden olur. Sizin, bir insan olarak gerçekliğiniz, 2 sayısının realitesinden farklı mıdır? Metinde yer alan boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) felsefe-insan B) metafizik-gerçek C) bilim-gerçek D) matematik-hayatın anlamı E) bilim-insan MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 15. Aşağıdaki tabloda varlığın mahiyetine ilişkin görüşlere yer verilmiştir: Varlık nedir? Varlık ideadır. Varlık fenomendir. Varlık maddedir.



Varlık hem madde Varlık oluştur. hem ideadır. I.

Herakleitos Platon

II. III.

Demokritos IV.

Descartes

V.

Edmund Husserl Hegel

VI.

Buna göre tablonun doğru olması için numaralandırılmış görüşlerden hangi ikisi yer değiştirilmelidir? A) I ve III.

B) II ve IV.

C) III ve V.

D) III ve VI.

E) IV ve V.

16. Heidegger’e göre felsefe, kendisini ilkin bir “soru”da ortaya koyar. Bu ilk soru varlığın ne olduğu hakkındadır. Varlık anlayışındaki değişim göz önünde bulundurulduğu sürece felsefe tarihinin gerçekte bir sorunlar tarihi olduğunu anlarız. Bu tarih, “Varlık ideadır, maddedir, fenomendir.” gibi yakıştırmalarla doludur. “Varlık” bu anlamda felsefenin ilk konusu, felsefeye felsefe olarak tarihini kazandıran temel kavramdır. En derinlikli sorgulamasını Platon, Aristoteles ve Hegel’de bulan ve tüm Batı felsefesi tarihi boyunca ön yargılarla düşünülen “varlık sorusu” maalesef unutulmuştur. Felsefeyi başlatan “varlık sorusu” tekrar sorulmalıdır. Bu parçadan hareketle Heidegger’in varlık hakkındaki eleştirisinin aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenebilir? A) Varlık hakkında değişik görüşler ortaya konmuştur. B) Felsefe tarihi, varlık hakkında söylenmiş ön yargılarla doludur. C) Varlık sorusu önemsiz hale gelmiştir. D) Felsefenin ilk konusu varlıktır. E) “Varlık nedir?” sorusu sürekli tartışılmıştır.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 17. Parmenides’e göre varlık sonsuz sürekliliktedir. Bu yüzden de bölünebilir değildir. Çünkü hiçbir parçası yoktur ve tümüyle farksızlık içindedir. Başka bir deyişle, kendisiyle hemhâldir: Ne şurası daha fazla, ne burası daha azdır. Varlık âdeta eksiksiz tümlüktür, varlık hep varlığa yanaşıktır. Bu yüzden de başlangıçsız ve bitimsizdir. Varlık asla değişmez. Buna göre Parmenides’in varlık ile ilgili görüşü aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlık birdir ve kendisiyle özdeştir. B) Varlık hiçliktir. C) Var olmak, algılanmış olmaktır. D) Varoluş, özden önce gelir. E) Varlık, insanın ona ilişkin doğru bir kavrayışından ibarettir.

18. Yeşim Öğretmen derste öğrencilere felsefenin ortaya çıkışındaki temel problemin varlık konusu olduğunu, onun da ilk felsefe olarak nitelendirildiğini ifade etmiştir. Öğretmen ilk felsefenin var olanın nitelikleri, oluşu, özü ve değişimi gibi problemleri ele aldığını vurgulamıştır. Devamında ise doğa filozoflarının ilk neden (arche) tartışmalarını anlatmıştır. Buna göre Yeşim Öğretmen’in derste ele aldığı soru aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlık türlerinin farklılıkları nedir? B) Metafizik ile ontoloji arasındaki fark nedir? C) İnsanın varlığı anlama çabası nedir? D) Arche nedir? E) Varlık felsefesinin konusu ve problemleri nelerdir?

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi Aşağıdaki parçadan hareketle 19 ve 20. soruları cevaplayınız. Felsefi yaklaşım; sorgulama, merak etme, inceleme ve kurcalama üzerine kurulur. Dogmatik yaklaşım ise gerçeği, kabul edilene inanma üzerine kurar. Birileri evrenin gerçeğini bildiğini söylüyor ve bazen açık seçik, bazen örtük biçimde bu gerçeğin ne olduğunu anlatıyor. Anlatıyor ve diğerlerinin kendisine inanmasını bekliyor. Bilimsel yaklaşım deney ve gözlem yoluyla evrenle ilgili varsayımlar kurabiliyor ve bunun doğruluğunu ortaya koyuyor. Ancak her üç alanda da belli bir görüşe saplanıp kalan insanlar ortaya çıkabiliyor, başka düşüncelere yaşam hakkı tanımıyor. Felsefe ideolojik dogmaya dönüşebildiği gibi, bilimsel kuram ve yaklaşımlarda başka düşüncelere, farklı bakış tarzına yaşam hakkı tanımayabilir.

19. Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştiri dogmanın panzehridir. B) Sadece dinler dogmalaşır. C) Kesin bilgi mümkün değildir. D) Tüm sorunların çözümü bilim tarafından gerçekleştirilecektir. E) Düşünce belli kalıplara göre şekillenmelidir.

20. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinin eleştiriye kapalı bir düşünceyi örneklendirdiği söylenemez? A) Dört yapraklı yonca şans getirir. B) Pazartesi başlanan işler ağır gider. C) At nalı uğur getirir. D) Kurt uluyunca kar yağar. E) Akıl akıldan üstündür.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz. Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.

TEKRAR TESTLERİ

10. Sınıf Felsefe

Cevap Anahtarı 2. Tekrar Testi 3. Tekrar Testi 4. Tekrar Testi

1. E

2. D

3. D

4. D

5. A

16. D

17. A

18. A

19. A

20. B

1. D

2. B

3. E

4. A

5. E

16. E

17. C

18. B

19. A

20. D

1. D

2. C

3. B

4. E

5. B

16. C

17. A

18. E

19. A

20. E

6. A

7. D

8. B

9. D

10. D

11. C

12. E

13. A

14. E

15. D

6. D

7. A

8. C

9. A

10. E

11. B

12. B

13. E

14. B

15. C

6. C

7. D

8. E

9. E

10. A

11. E

12. C 13. D

14. B

15. E

FELSEFE TEKRAR TESTİ 1 1. C

2. E

3. D

4. B

5. B

6. C

7. E

8. E

9. C

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

10. B

11. SINIF

FELSEFE GRUBU TEKRAR TESTİ 1. Filozof olarak adlandırılan ve ilk bilge olan Thales; doğadaki değişim ve oluşları gözlemlerine ve akla dayanarak açıklamaya çalışıyordu. Mısır’a gittiğinde gölgesinin kendi boyuna eşit olduğu bir anda, piramitlerin boyunu gölgelerinden hesaplamayı başarmıştı. Bu basit ve kolay buluşlar, yeni bilimsel gelişmelerin yolunu açan anahtarlar olmuştur.

3. Herakleitos’ta diyalektik, yeni bir şeyin ortaya çıkmasıdır. Bu oluş karşıtların savaşıyla mümkündür. Çatışma yeni bir şeylerin meydana gelmesinin sebebidir. Örneğin gece ve gündüzün savaşı bir günü oluşturur. Buna göre Herakleitos’un diyalektik düşüncesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Diyalektik yeni bir şeye varmak için kullanılan bir yoldur.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

B) Karşıtların savaşı yeni bir şeyler oluşturur.

A) Gözlem ve akılsal çıkarsamalar değişimleri açıklamada bir araçtır.

D) Büyük bilimsel gelişmelerin temeli, basit buluşlarla başlar. E) Matematiksel hesaplamalar, bilimsel gelişmelere katkı sağlamıştır.

2. Varlığı üçe ayıran İbn Sina’ya göre zorunlu varlık, varlığı başka bir varlığa bağlı olmayan varlıktır. Mümkün varlık ise zorunlu varlıktan taşma sonucu var olan, var olduktan bir süre sonra yok olan varlıklardır. Üçüncü varlık türü olan mümkün olmayan varlık ise sadece mantık açısından kabul edilen varlıktır. Bu varlığın da hem varlığı imkânsızdır hem de fiilen var olmayandır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi mümkün olmayan varlığa örnek olabilir? A) Tanrı

MEB − Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) Bilimsel kurallar sadece akla dayanarak açıklanır.

2019 - 2020

B) Bilimsel gelişmelerin temelinde gözlem yatar.

C) Oluş, değişime yol açan diyalektik süreçtir. D) Çatışma dönüşümlü olarak sürmektedir. E) Diyalektik evrenin ana parçasıdır.

4. Sokrates’e göre kötülük bilgi eksikliğinden başka bir şey değildir. İnsan bilerek kötülük yapmaz. Erdemli olmayan yani iyiliğin, adaletin, dürüstlüğün bilgisine sahip olmayan insan ahlaki eylemler gerçekleştiremez. Erdem ile bilgi aynı şeydir; ancak doğru bilgi doğru eyleme götürebilir. Mutluluğun kaynağı da, temelinde bilgi olan iyidir. Sokrates’in bu yaklaşımının temelinde aşağıdaki düşüncelerden hangisi yer almaktadır? A) Kişinin çıkarına uygun olan iyi, olmayanlar kötüdür. B) Erdemli yaşam Tanrısal buyruğa uymaya bağlıdır.

B) İnsan

C) Mutluluğun ve ahlaklılığın ölçütü bilgili olmaktır.

C) Evren

D) Ahlaki bir erdem, düşünce düzeyinde gerçekleşir.

D) Kafdağı

E) İnsan iyi bir toplumsal düzende mutlu olabilir.

E) Kitap

26 26

TEKRAR TESTLERİ

11. Sınıf Felsefe

2. Tekrar Testi 1. İzmir’in Selçuk ilçesi sınırlarında bulunan Efes Antik Kent’te rehberlik yapan Mehmet turistlere tanıtım yaparken söze şöyle başlar: “Haydi, sizleri İlk Çağ’a götüreyim. Öyle bir ortam hayal edin ki, demokrasi var, özgür düşünce ortamına sahipsin, gözlem yapabiliyorsun, mantık kurabiliyorsun, toplumun refah seviyesi yüksek. Gel gelelim yaşantıya hâkim olan öyle inanışlar var ki deprem olduğunda Tanrıların kendilerini cezalandırdıklarını, yağmur yağdığında ise ödüllendirildiklerini düşünüyor insanlar. Bu ortamda yaşayan aydın bir insan ister istemez olanları gözlemliyor ve sorgulamadan edemiyor. Sorguladıkça ortaya çıkıyor yeni yeni düşünceler ve akımlar…” Buna göre Mehmet’in turistlere aşağıdakilerden hangisini açıklamaya çalıştığı söylenebilir? A) İlk Çağ’daki inanışların yaşamı nasıl etkilediğini B) İlk Çağ’daki insanların mutlu bir hayat yaşadıklarını C) Felsefenin ortaya çıkışını hazırlayan düşünce ortamını D) İnsanların doğa olaylarından ne derece etkilendiğini E) İlk Çağ yaşantısının günümüz yaşantısıyla olan farkını

2. MÖ 6. yüzyıldan MS 2. yüzyıla kadar olan dönemde yaşamış filozoflar doğayı tanımaya yönelik sorgulamalar yapmış, ilk neden problemine cevap aramışlardır. Mistik açıklamalardan uzaklaşarak doğa olaylarını neden sonuç ilişkisiyle açıklamaya çalışmışlardır. Bazı düşünürler insana yönelerek varlık, bilgi ve değer alanlarında derinlemesine sorgulamalar yapmışlardır. Parçadan yola çıkarak bu dönemde yaşamış olan bir filozofun aşağıdaki sorulardan hangisine cevap araması beklenemez? A) Varlıkların ortaya çıkış nedeni nedir? B) Evrenin ana maddesi nedir? C) Bilimsel yöntem basamakları nelerdir? D) Ahlaki eylemin amacı nedir? E) Mutlak bilgiye ulaşmak mümkün müdür?

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 3. Nigel Warburton’un ifadesiyle Platon oturduğu yerden felsefe yapmaktan hoşnut olabilirdi ama Aristoteles duyularımızla deneyimlediğimiz gerçekliği keşfetmek istiyordu. Aristoteles, hocasının formlar teorisini reddetmiş, bunun yerine, herhangi bir genel kategoriyi anlamanın yolunun, onun tikel örneklerini incelemek olduğuna inanmıştı. Yani bir kedinin ne olduğunu anlamak istiyorsanız kedi formu hakkında soyut düşünmek yerine, gerçek kedilere bakmalıydınız. Buna göre Platon ve Aristoteles’i birbirinden ayıran yön aşağıdakilerden hangisidir? A) Platon somut olan âlemin gerçekler olduğunu kabul ederken, Aristoteles tam tersini savunmaktadır. B) Platon her şeyin aslının duyu deneyiminde saklı olduğunu söylerken, Aristoteles asılları soyutlukta aramaktadır. C) Platon gerçeğin ve asılların soyut olanda saklı olduğuna inanırken, Aristoteles somuta odaklanmak gerektiğini söylemektedir. D) Aristoteles’e göre gerçek kedilere bakmak yerine, kedi formu hakkında soyut düşüncelere odaklanmak önemlidir. E) Platon oturduğu yerden somuta odaklanarak felsefe yaparken, Aristoteles hakikati soyutta aramaktadır.

4. Atina’da, zengin aileler oğullarını eğitim almak üzere Sofistlere gönderirlerdi. Sofistler öğrencilerini hitabet sanatında eğiten zeki hocalardı. Bunun için onlara yüksek ücretler ödenirdi. Onların aksine Sokrates hizmetleri için ücret almazdı. Aslında hiçbir şey bilmediğini iddia ederdi; dolayısıyla ne öğretebilirdi ki? Bu durum öğrencileri, ona gitmekten ve diyaloglarını dinlemekten alıkoymasa da onu Sofistlerin gözünde pek de sevilen biri yapmadı. Buna göre Sokrates’in Sofistlerin aksine hizmetleri için ücret almama nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Maddiyata önem vermemesi B) Sofistler kadar yetkin olduğuna inanmaması C) Ücret talep etmenin öğrenci sayısını azaltacağını düşünmesi D) Halkın ferah seviyesinin düşük olması E) İnsanlara sonradan bilgi kazandıracağını düşünmemesi

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 5. Birçok felsefe tarihçisine göre, felsefe ilk olarak MÖ. 6. yüzyılda İyonya’da önemli bir ticaret merkezi ve liman kenti olan Miletos kentinde ortaya çıkmıştır. Felsefenin bu coğrafyada ortaya çıkmasının birçok sebebi olmalıdır. Sadece coğrafyaya ve ekonomiye bağlı avantajlar bu durumu açıklayamaz. Evet, coğrafi ve ekonomik koşulların olumlu etkileri olmuştur: Birçok değişik kültür ve medeniyetler Miletos’ta tanışmıştır. Kültürel zenginlik oluşmuştur. İnsanlar zengin olduğu için yeterince boş zamanları olmuştur. Özgür bir ortam vardır. Ancak, Aristoteles’e göre asıl sebep, mitoloji gibi doğaüstü anlatımların doğal bir yeti olan akılla eleştirilmesinin ilk defa bu coğrafyada Thales tarafından gerçekleşmesidir. Thales mitolojiye karşın aklını kullanma cesareti göstererek suya ilk taşı atan filozof olmuştur. Böylece felsefe dalga dalga yayılmıştır. Buna göre felsefenin ortaya çıkışına aşağıdaki ilkelerden hangisi bir temel olmuştur? A) Tüm var olanların özü ideadır. B) Varlığın ana maddesi değişir. C) Doğru bilginin kaynağı akıldır. D) Bilginin birçok kaynağı vardır. E) Farklı kültürlerin birlikte olması gerekir.

6. Thales: Tüm var olanların özü sudur. Su tüm değişmelerin sebebidir ancak kendisi değişmez. Herakleitos: Tüm var olanların arkhesi, tüm değişmelerin sebebi olurken kendisi de değişmelidir. Ateş hem değiştirdiği hem de değiştiği için asıl arkhedir. Parmenides: Birden ancak bir çıkar. Değişmeler çokluktur ve birden çokluk çıkması çelişkidir. Bu nedenle değişme yoktur. Protagoras: “Varlık nedir?” sorusu yerine insan üzerinde durulmalıdır. “Varlık nedir?” sorusuna farklı cevaplar verildiğine göre insan her şeyin ölçüsüdür. Bu nedenle herkesin üzerinde uzlaşacağı mutlak bir doğru yoktur. Gorgias: Aynı konuda farklı görüşler ortaya konduğuna göre bilgi yoktur. Varlık hem vardır hem de yoktur. MÖ 6. yüzyıl ve MS 2. yüzyıl aralığında yaşamış olan bu filozofların görüşlerinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) İlk Çağ felsefesinde farklı görüşler vardır. B) “Varlık nedir?” sorusu cevaplandırılmaya çalışılmıştır. C) Mitolojik öğelerle açıklamalar yapılmıştır. D) Filozoflar birbirlerini eleştirmektedir. E) İlk Çağ felsefesi kümülatiftir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi

Üst

7. Platon bilgi durumlarını alt skaladan üste doğru; sanı, inanç, çıkarış, bilgi-kavrayış olmak üzere sıralamıştır: Ruhtaki Bilgi Durumları İyi ideası

Kavrayış (noesis)

İdealar

Bilgi (episteme)

Alt

Kavranan dünya Matematik varlıklar

Çıkarış (dionoia)

Görünen şeyler Görünüşler dünyası

İnanç (pistis)

Yansılar

Sanı (doxa)

Sanılar; düş, gölge ve yansılarla ilişkili duyusal bilmelerdir. Asıl varlıktan değil de, gölgesi veya yansısından hareketle yapılan, tahmin ile elde edilen bilgilerdir çünkü gölge ya da yansı da asılları gibi belli ipuçları verir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi “sanı” örneği olabilir? A) Çölde görülen serabın bilgisi B) Rasyonel bir şekilde kazanılan tecrübe bilgisi C) Tümelin bilgisi D) İnsan, ağaç gibi nesnelerin algısının bilgisi E) Sayı, şekil, üçgen gibi matematiksel nesnelerin bilgisi

8. Thales ilk maddeyi “su” ile; yani belli, bilinen bir madde ile bir tutmuştur. Anaximandros’a göre bunu yapamayız çünkü her belli, belirli şey sonlu ve sınırlıdır. Yani karşıtı ile sınırlanmıştır: Sıcağın soğuğu, aydınlığın karanlığı, sıvı olanın katı olanı sınırlandırdığı gibi. Her belirli olan, sonlu ve sınırlı olan şey, meydana gelmiş olan bir şeydir ve yeniden karşıtına döner. Böylece, birbirinin karşıtı olan şeylerden biri, öteki karşısında zaman zaman ağır basar. Buna göre Anaximandos’un Thales’e eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Ana maddenin tek bir cevher olamayacağı B) Belirlemenin yapısı gereği ana maddeyi sınırladığı C) Herkes tarafından kabul edilen bir ana maddenin belirlenemeyeceği D) Evrenin sonsuz sınırsız bir madde tarafından açıklanamayacağı E) İlgi alanını doğadan insana çevirmesi gerektiği

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 9. Öğrenci: Felsefe nedir? Öğretmen: Felsefe uygarlığın özüdür ya da ruhudur. Her felsefe öncelikle belli bir uygarlığın, sonra daha geniş çerçevede insanlığın ürünü olan tüm uygarlığın, dünya uygarlığının duygu ve düşünce dünyasını içerir. Bu nedenle her felsefede uygarlık değerleri belli bir bakış açısına göre açınlanır. Sözüm o ki, zamanda ve uzamda iç içe geçmiş uygarlıklar düzeninde insan olmanın anlamı en özlü anlatımını felsefede bulur. Bu noktada felsefe tarihini bilmek, tüm insanlığa mal olmuş büyük bir bilgiyi, deneyimi kazanmak gibidir. Öğrenci: O hâlde felsefe ile insan uygarlığına ait tüm düşünce birikimini kazanabilir miyiz? Öğretmen: Evet, kesinlikle.. Felsefe bizi büyük insanlığa bağlarken, aynı zamanda kendimiz olma olanağını da verir. Bu diyalogun ana fikri aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe zihni canlı tutan bir etkinliktir. B) Bir millete özgü olarak ortaya çıkan felsefe, insanlığın ürünü olur. C) Ruhun en iyi hekimi olan felsefedir. D) Güçlü bir felsefesi olan milletler doğru görüş ve doğru eylem üretebilirler. E) Felsefe, uygar insanın son danışma ve tartışma alanıdır.

10. Aristoteles’e göre evrende var olan her şey madde ve şekilden oluşur. Madde aslında kendisinde var olma olanaklarını güç hâlinde tutar; şekil veya form ise o gücün fiil halini almasıdır. Örneğin bir elma tohumu, elmayı çekirdeğin içinde güç halinde bulundurmaktadır. Buğday tanesi; unu, ekmeği güç halinde taşımaktadır. İşte bu güç, tecrübe ile temasa gelince; su, hava, güneş ve uygun toprağı bulunca fiile dönüşür, başak olur, ekin olur.. Ekin biçilir ve buğday ekmek hâline gelir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Madde şekil alma olanağını potansiyel olarak taşır. B) Her varlık, her ne olacak ise, o olma özelliğine sahiptir. C) Varlık taşıdığı gücü, tecrübe ile temasa geçince gerçekleştirir. D) Varlık maddenin şekil almış hâlidir. E) Tecrübe ile temasa geçmeden de güç varlığa gelebilir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 11. Lukretius (MÖ 95 – MÖ 55), Epiküros’un gösterdiği entelektüel çabayı bir şiirler destekler: Bedenimizin gereksinimleri aslında o kadar az ki; Bedenimizden acıyı uzak tutalım, Kendimize yeni zevkler bulalım yeter. Doğamız bundan başka bir şey istemez; Evimizin önünde, Gecenin geç saatlerine kadar toplanmayan zengin sofrayı aydınlatan meşaleleriyle, Altından genç adam heykelleri olmasa ne olur? Salonumuz gümüşlerle, altınlarla ışıl ışıl parlamasa, Ud müziğinin yankılanacağı oymalı tavanlarımız olmasa ne olur? Oysa doğa bize ne lüksler sunar. İnsanlar dostlarıyla birlikte bir dere kenarında, çimenlerin üstünde, Koca bir ağacın gölgesi altında oturup, Neredeyse hiç para harcamadan hoş vakit geçirip rahatlayabilirler. Hele de güneş parlıyorsa ve Yılın o mevsiminde yeşil çimenlerin üzerinde çiçekler açmışsa, ne güzel. Bu şiirden hareketle Lucretius’un Epiküros’a aşağıdaki hangi konuda destek verdiği söylenebilir? A) Evrende varoluşun izlerini arama gayesine B) Yeni tecrübeler edinmenin gereksiz olduğu düşüncesine C) Kendisine maddi hazlar bulma girişimine D) Basit yaşantıyı savunma çabasına E) Herkes tarafından istenen rasyonel bilgi arayışına

12. İlk Çağ filozoflarından Pyrhon hiçbir bilginin gerçek olmadığını düşünmektedir. Bu nedenle gerçeğe ulaşmak mümkün değildir. Ona göre herhangi bir bilgiye “gerçektir” ya da “doğrudur” diyemeyeceğimiz gibi “gerçek değildir” ya da “doğru değildir” de diyemeyiz. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Pyrhon’a göre doğru davranıştır? A) Evren ile ilgili bilginin edinilmesinde bilimsel kaynaklar kullanılmalıdır. B) Mutlu olmak için tüm isteklerden vazgeçilmelidir. C) Her türlü bilginin kaynağı Tanrı’da aranmalıdır. D) Şüpheyi bilgiye ulaşmada bir araç olarak kullanmak gerekir. E) Her türlü yargıdan kaçınmak gerekir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 13. Antik Yunan filozoflarından;

Herakleitos için her şeyin kaynağında ateş, savaş yani zıtların birliği vardır.

Empedokles’e göre tüm var olanların özünde toprak, hava, su ve ateş olmak üzere dört unsur bulunmaktadır.

Thales’e göre evrenin ana maddesi sudur.

Bu filozofların ortak yanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığı açıklarken deney ve gözleme başvurmaları B) Varlığın temeline maddesel bir cevher yerleştirmeleri C) Varlığın değişimini açıklamaya çalışmaları D) Varlığın temelinde birbirine indirgenemeyen iki cevher görmeleri E) Varlığı birden fazla unsurla açıklamaları

14. Sokrates öncesi felsefeye temel oluşturan varsayımlardan birine göre, 6. yüzyılın Yunanlıları evreni “algı”da göründüğü biçimiyle anlamaya çalışmaktadırlar. Henüz onlarda algıda görünen dünyanın gerçek dünyadan farklı olabileceğine yönelik felsefi bir kuşku bulunmamaktadır. Evreni salt algı açısından ve henüz daha dolaylı başka yöntemlere başvurmadan kavramaya çalışmanın doğal sonucu, tüm varlığı görünür özelliklerden oluşuyormuş gibi değerlendirmek olmuştur. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle bu döneme ait bir “nesne” özelliği olamaz? A) Nesneler, idealarından pay aldıkça varlık olma özelliği kazanırlar. B) Nesnelerin hareket etmesi için, başka bir nesne tarafından etkiye maruz kalması gerekir. C) Nesneler, dünyanın temelini oluşturur. D) Nesneler, niteliklerinin toplamından oluşur. E) Nesneler, oluş ve değişim halindedir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 15.

Sokrates’in Yöntemi

1. Aşama: Bir konu hakkında bilgi sahibi olan kişiyi karşısına alır ve ondan bildiği şeyi tanımlamasını ister. Yapılan her tanımın eksik ya da yanlış olduğunu karşısındakine gösteren Sokrates, kişiye aslında bilgisiz olduğunu gösterir. 2. Aşama: Karşısındaki kişinin bilgisizliğini de ortaya koyduktan sonra, kendisinin de konuyu bilmediğini; ama birlikte yeniden bir araştırmaya girişmeleri gerektiğini öner sürer. Hiçbir şey bilmediğini söylemesine rağmen, sorgulama devam ettikçe aslında konuyu bildiği adım adım ortaya çıkar. Bu aşamada amaç, kendisinin de bilgisiz olduğunu öne sürerek karşısındaki kişiyi cesaretlendirmektir. Ama aynı zamanda ilkin kişinin her şeyi bildiği öz güvenini kırıp, yeniden doğru olanı öğrenmek ister. 3. Aşama: Bir ebe gibi, karşısındaki kişinin bilgiyi kendi ruhundan bulup çıkarmasını sağlar. Buna göre aşağıdakilerden hangisinde Sokrates’in yönteminin aşamaları doğru sırayla verilmiştir? 1. Aşama A) Doğurtma

2. Aşama Alay

3. Aşama Olumsuzlama

B) Alay

Doğurtma

Olumsuzlama

C) Olumsuzlama

Alay

Doğurtma

D) Alay

Olumsuzlama

Doğurtma

E) Olumsuzlama

Doğurtma

Alay

16. Berkeley’e göre var olmak, algılanmış olmaktır. Bir şey algılanmıyorsa var olmaz. Berkeley’in bu görüşü aşağıdaki hangi İlk Çağ filozofu ve görüşü ile ilişkilendirilebilir? A) Aynı rüzgâr kimine sıcak gelirken, bir başkasına soğuk gelebilmektedir. O hâlde rüzgâr, onu sıcak olarak hisseden kişi için sıcak ancak soğuk hisseden kişi için soğuk olacaktır. “Protogoras” B) Hiçbir şey yoktur, olsa bile bilinemezdi, bilinse bile başkasına aktarılamazdı. “Gorgias” C) Aynı ırmaklara girenlerin üzerine hep başka başka sular akar gelir. Aynı ırmaklara hem giriyoruz hem girmiyoruz, hem biziz hem değiliz. “Herakleitos” D) Hiçbir şey yoktan var olmaz ve hiçbir varlık da bütünüyle yok olmaz.

“Parmenides”

E) Gerçekten var olan maddi şeylerdir. Maddi şeylerden oluşan evrende düzen ve amaçlılık vardır. “Antisthenes”

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 17. Herakleitos’a göre “arkhe” ateştir. Ateş, oluşu sağlayan temel unsurdur. Bu durum süreklidir yani her şey sürekli bir değişim içindedir. Değişimi anlamak için zamanı düşünmek yeterlidir. Her şey karşıtıyla vardır ve kaçınılmaz olarak karşıtına dönüşecektir. Yaşam ölüme, sıcak soğuğa… Karşıtların savaşı uyumlu birliğe ve ardından yeniden karşıtların savaşına dönecektir.

Parmenides ise “Varlık vardır, yokluk yoktur.” düşüncesini temel ilke olarak almıştır. Ona göre varlık; ezelî-ebedî, bölünemez, boşluk içermeyen ve hareketsiz olandır. Varlık aldatıcı olarak, çokluk olarak görünse de asıl olarak varlık bir olandır. Değişim ise bir yanılgıdan ibarettir.

Verilen filozofların “varlık” konusundaki düşünceleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Sadece varlık felsefesi ile ilgili çözümlemeler yaptıkları B) Varlığı idea cinsinden unsurlarla açıkladıkları C) Varlıkla ilgili karşıt fikirler öne sürdükleri D) Varlığın özüne değişimin olduğu düşüncesini koydukları E) Varlığın, karşıtlıklar içindeki bütünlüğü görmekle kavranacağı

18. Aristoteles, insan eylemlerindeki aşırılık veya eksikliğin iyi olmadığını ve insanı mutsuz ettiğini belirtir. Ona göre erdemli olmak bu iki uç arasında orta yolu bulmaktır. Erdemlilik eylemlerin aşırılığı ya da eksikliği nedeniyle bozulur. Kişi, kendi iradesiyle orta yolu bulur. İnsanın erdemli olması buna bağlıdır. Bu anlayış “altın orta” olarak da bilinir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi “altın orta”ya uygun bir davranıştır? A) Aç kalacağını düşünen bir bireyin aşırı yemek yemesi B) Salgın hastalıklardan korunmak isteyen bir kişinin sürekli bu korkuyla yaşaması C) Bir kişinin karşılaşılabilecek riskler düşünülmeden yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmesi D) Varlıklı bir kişinin ihtiyaç sahibi yüzlerce öğrenciye düzenli olarak burs vermesi E) Bir öğrencinin yanlış cevap vereceği endişesiyle bildiği sorulara da cevap vermemesi

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Tekrar Testi 19. İdama mahkûm edilen Sokrates ile onu suçlayan Meletos arasında şöyle bir diyalog geçer: Sokrates: Gençleri doğru yoldan çıkarıyor, kötülüğe götürüyor diye beni suçluyorsun. Sence ben bunu bilerek mi yapıyorum? Meletos: Bilerek diyorum. Sokrates: Ben onları doğru yoldan çıkarmıyorum. Çıkarıyorsam da bilmeyerek yapıyorum. İşlediğim suç bilmeyerek işlenmişse kanun onu suç tanımaz. Ayrıca beni bir kenara çekip öğüt vermen gerekirdi, bilmeyerek işlediğim suçu işlemekten vazgeçerdim. Bu diyalogdan aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz? A) İnsanlar hatalarında, önce uyarılmalıdır, öğüt verilmelidir. B) İnsan bilerek kötülük yapmaz. C) Bilmeden yapılan kötü eylemlerin kanunda cezası yoktur. D) Kötü eylemler her koşulda cezalandırılmalıdır. E) Bilgi insanı hata yapmaktan alıkoyar.

20. Platon’un idealar teorisi iki âlemli bir dünya anlayışına dayanır. Bunlardan nesneler dünyası; duyularla algılanabilen, değişen ve yok olabilen varlıkların dünyasıdır. Zaman dilimi değiştiğinde varlıklarda değişir, dolayısıyla nesneler dünyasındaki varlıkların bilgisi elde edilemez. İdealar dünyası ise tıpkı matematik bilgisi gibidir ve değişmez, ezeli ebedi varlıklar dünyasıdır, dolayısıyla Platon’a göre esas bilgi ideaların bilgisidir. Buna göre Platon’u esas bilginin ideaların bilgisi olduğu sonucuna götüren argüman aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Duyusal dünyadaki varlıkların gerçek oluşları B) Esas bilginin kaynağının duyusal alanda oluşu C) İdeaların değişebilen varlıklar oluşu D) Nesneler dünyasının ideaların asılları olması E) İdeaların değişmez varlıklardan oluşması

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz. Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.

TEKRAR TESTLERİ

11. Sınıf Felsefe

3. Tekrar Testi 1. İslam felsefesinde irade özgürlüğü problemi açısından Cebriye, Maturidi, Eş’ariyye ve Mu’tezile kelamcılarının görüşleri önemlidir: Cebriye Davranışı yaratan Allah’tır. Davranışı tercih eden ve insana yaptıran Allah’tır. İnsan davranışından sorumlu değildir. İnsan özgür değildir.

Maturidi İnsan istediği için birden fazla davranışı yaratan Allah’tır. Davranışlardan herhangi birini tercih eden ve yapan insandır. İnsan davranışından sorumludur. İnsan ne özgürdür ne de özgür değildir.

Eş’ariye İnsanın seçmesi için birden fazla davranışı yaratan Allah’tır. Davranışlardan herhangi birini tercih eden ve yapan insandır. İnsan davranışından sorumludur.

İnsan özgürdür.

Mu’teziye İnsan istediği için davranışını kendisi oluşturur, davranışın imkânını Allah yaratır. Davranışı tercih eden ve yapan insandır. İnsan davranışlarından sorumludur.

Verilen görüşler değerlendirildiğinde aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) İnsan eylemlerinde özgür olmaması düşünülemeyen bir varlıktır. B) Kelamcılar arasında insanın isteğe bağlı seçme özelliğinin olmadığı görüşü yaygındır. C) Kelamcılar insanın Allah tarafından müsaade edilen eylemleri yapabileceği görüşünde hemfikirlerdir. D) “Tedbir insandan takdir Allah’tan” anlayışı kelamcıların ortak görüşleri arasındadır. E) İrade özgürlüğü problemi insanın seçme ve eylemde bulunma mantığı üzerinde şekillenir.

2. Erken Hristiyan dönemi düşünürlerinden Clemens felsefenin teolojinin yani Tanrıbilimin hizmetçisi olduğunu düşünmektedir. Nasıl ki müzik, geometri, astronomi zihni felsefeye hazırlamak için gerekli ve değerliyse, felsefenin kendisi de ruhu vahyedilmiş Tanrıbilime hazırlamak için gereklidir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Clemens’in felsefeye ilişkin görüşlerinden biri olamaz? A) Felsefe bilgelik peşinde koşmaktır. B) Felsefe Tanrısal ve insani şeylerin bilgisidir. C) Felsefe insan, doğa ve evreni konu edinmelidir. D) Felsefe Tanrı’nın bilgisi için yapılıp kullanıldığında daha saygıya değerdir. E) Felsefe Hristiyan öğretisinin merkezi tezlerini ve Hristiyan imanını zenginleştirmelidir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 3. İslam felsefesinde filozofların ele aldığı konulardan biri de bilgi problemidir. Bilginin doğasına yönelik görüşleri ile Farabi ve Gazali üzerinde durulması gereken iki önemli filozoftur.

Farabi, insanın herhangi bir şeye yönelerek bir kanaatte bulunmasının bilgi olmadığı ama bunun kesin bilginin oluşturulmasında bir aşama olduğu görüşündedir. Ona göre kanaat, bir şeyin düşünüldüğü gibi olduğu yönündeki inançtır. Düşünülen şeyin insan zihninin dışında bir karşılığı varsa o kanaatin bilgiye dönüşebileceğini belirtir. İnsan, kanaatte bulunduğu yargısının dışarıyla uygunluk içinde olduğunun bilincine vardığında ve bu yargının tesadüfi olarak meydana gelmediğini gerekçelendirdiğinde o yargısı kesin bilgiye dönüşebilir.

Gazali, insanın duyuları ve aklıyla birtakım bilgilere ulaşabileceğini belirtir. Kesin bilgi edinmede ise onların yetersiz kaldığı görüşündedir. Çünkü ona göre maddi şeyleri algılayan duyular ve onlar üstüne düşünen akıl, bilginin doğruluğu veya yanlışlığına karar verebilir ama tabiatı gereği içinde hata barındırmasından dolayı kesin bilgiyi vermede yüzde yüz güvenilir değildir. Bu noktada güvenilir olabilecek tek şeyin insanın kendi deneyiminin farkında gerçekleşen sezgisi olduğunu söyler. Ona göre sezgi, kalpte gerçekleşir. Sezgiyle bilgilerin kalbe dolaysız olarak geldiğini belirtir.

Bu görüşlerden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Gazali ve Farabi, bilgi problemini ele almışlardır. B) Farabi düşüncelerin, gerçekliğe sahip olmaları yoluyla bilgi haline gelebileceğini belirtir. C) Gazali’ye göre duyular ve akıl içlerinde hata barındırabileceği için bilgiye giden yolda yetersiz kalabilir. D) Gazali ve Farabi, aklın sarsılmaz tek bilgi edinme yolu olduğu konusunda hemfikirdirler. E) Gazali’ye göre sezgi insanın kendi deneyiminde gerçekleşen dolaysız bir bilgi edinme yoludur.

4. “Anlayabilmek için inanıyorum.” anlayışıyla felsefeyi dine tabi kılmış olan Augustinus’a göre hakikat bizzat Tanrı’nın kendisidir. Yani Tanrı insandadır. İnsanın kendisi de Tanrı’dadır. Felsefe ise bu durumu anlamaya çalışma etkinliğidir. İnsan ancak bu şekilde mutlu olur. Augustinus’un bu görüşlerinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Hakikati arayan kişi Tanrı’yı aramaktadır. B) Felsefe ile teolojiyi birbirinden ayırmak olanaksızdır. C) Hakikate ilişkin bilgi mutluluk için gereksizdir. D) Felsefeci hakikati arayan, hakikati seven kişidir. E) Tanrı, insan tarafından bilinmeye değecek tek hakikattir.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 5. Kendisinden daha yetkili hüküm veren herhangi bir kimse bulunmayan başkan: O, erdemli şehrin önderi ve birinci yöneticisidir. (…) Bu hâl ancak doğuşunda on iki meziyeti kendinde toplayan kimseye nasip olur. • Evvela vücudunun tam ve her organının kıvamında olması lazımdır. • Kendisine söylenen her şeyi tabiatıyla iyi kavrayıp anlaması lazımdır. • Hafızası kuvvetli olmalıdır. • Uyanık ve zeki olması lazımdır. • Güzel konuşmasını bilmeli ki zihnindeki her şeyi açıkça izah etsin. • Öğretmeyi ve öğrenmeyi sevmesi, her şeyi kolayca öğretmesi lazımdır. • Yemeye, içmeye ve hazlara düşkün olmaması ve tabiatıyla oyundan sakınması lazımdır. • Doğruluğu ve doğru insanları sevmesi, yalandan ve yalancılardan nefret etmesi lazımdır. • Ulu olması ve ululuğu sevmesi lazımdır. • Adaleti ve adalet ehlini sevmesi, istibdattan, zulümden ve zalimlerden nefret etmesi lazımdır. • İnsaflı mizaçta olmalı ki kendisinden adalet istendiği zaman şiddet göstermesin. • Büyük bir azim ve irade sahibi olmalıdır.

Farabi, El-Medinetü’l Fazıla (Erdemli Şehir)

Buna göre aşağıdakilerden hangisi erdemli şehrin yöneticisinde bulunması gereken özellikler arasında yer almaz? A) Adaleti gerçekleştirmeye azimli olmak B) Bedensel isteklerine duyarlı olmak C) İyi bir hitabete sahip olmak D) Güçlü ve sağlıklı bir kavrayışa sahip olmak E) Ruhsal ve bedensel açıdan sağlıklı olmak

6. İbn Sina, alegorik (temsilî) tarzda olan hikâyeler üzerinden soyut düşünsel felsefesini somutlaştırma yoluna gitmiş bir düşünürdür. Aşağıda onun alegorik tarzda ifade ettiği bazı görüşlerine yer verilmiştir: “Sen ve senin yanında bulunanlar için benim yolculuğum gibi bir yolculuk mümkün değildir. Benim yolculuğumun yolu, sana ve senin yolunda bulunanlara kapalıdır. Bu yolculuğu, tek başına kalmanız koşuluyla yapabilirsiniz. Bu durumda da belirlenmiş, ileri ya da geri almanız olanaksız olan zamanı beklemelisiniz. Siz, konaklamalı bir yolculuğu seçmek, bununla yetinmek zorundasınız. Bir süre yolculuk etmeli, bir süre de bunlarla birlikte bulunmalısınız. Ne zaman içinden gelen büyük bir aşk, seni bunlardan ayırıp yolculuk etmeye yöneltirse beni karşında bulursun. Ben sana yoldaşlık ederim. Yine onları arzulayacak olursan beni bırakır, onların yanına dönersin. Bu yarım yolculuklar, senin onlardan tümüyle ayrılışına kadar sürer.” Bu parçadan hareketle aşağıdaki görüşlerden hangisine kesinlikle ulaşılamaz? A) İnsanın zamana karşı sınırlı bir varlık olduğu B) İlahi yönelme ile dünyalık arzuların bir arada olamayacağı C) İman durumunun tek başına kalarak yaşanabileceği D) Evrenin sonsuzluğu içinde insanın değersiz olduğu E) Zamanın önceden belirlenmiş olduğu

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 7. İslam felsefesinde özgürlük problemi, insanın seçme ve eylemde bulunma mantığı üzerine şekillenir. Özgürlük denildiği zaman, kader ve irade kavramları da bu problemle beraber ele alınır. Allah karşısında insanın konumu belirlenmeye çalışılır. İslam kelamcıları olarak bilinen ve özgürlük problemini ele alan Cebriye kelamcılarına göre insan özgür değildir ve eylemlerinde mecburdur. Bütün davranışların eyleme dönüşmesini sağlayan tek şey, evreni ve içindekileri yaratan Allah’tır. Tüm olup biteni yaratan Allah’tır. İnsan hiçbir şeye muktedir değildir. Bu parçadan hareketle Cebriye kelamcılarının aşağıdakilerden hangisini savunduğu söylenebilir? A) İnsanın isteğe bağlı olarak seçme özgürlüğü olmadığından davranışlarından sorumlu değildir. B) İnsan özgürdür, aklı ve iradesiyle eylemlerini kendisi seçer. C) Allah’ın adil olması, insanın özgür iradesiyle gerçekleştirdiği davranışlarından sorumlu olmasını gerektirir. D) İnsan iradesini tamamen yok saymak, Allah’ın iradesine şüphe düşürür. E) İnsan eylemlerinde seçme özgürlüğüne sahiptir fakat mutlak anlamda irade sahibi olamaz.

8. MS 2. yüzyıl - MS 15. yüzyıl felsefesinde Hristiyan düşünürler, dini savunmak ve yaymak için Platon’un görüşlerinden yararlanmışlardır. Platon’un insan ruhunun ahlaki gelişimini önemsemesi, ruhun ölümsüzlüğü fikri Hristiyan düşünürlerin Platon’a yönelmelerini sağlamıştır. Aristoteles’in etkisi ise daha çok İslam felsefesinde görülür. Aristotelesçi mantık Tanrı’nın varlığına yönelik akılsal kanıtlamalara destek olarak kullanılmış ve her türlü tartışmada yöntem olarak kabul edilmiştir. Buna göre hem Hristiyan hem İslam düşünürlerinin Antik Yunan filozoflarına başvurma nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? A) Platon’un Hristiyan, Aristoteles’in ise Müslüman kabul edilmesi B) Düşünürlerin inancı güçlendirecek her türlü argümanı kullanma eğiliminde olması C) Felsefeden yararlanmaya her iki dinin otoritelerinin de ılımlı bakması D) Hem Platon’un hem Aristoteles’in tek Tanrı inancına sahip olması E) Her iki dinin temelinin de ilahi kaynaklı olması MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 9. “Tanrı iyidir ve yarattıklarından çok daha değerlidir. Tanrı iyi olduğu için iyi varlıklar yarattı ve onları nasıl da çevreliyor ve kaplıyor. Tanrı iyi şeyler yarattığına göre kötü nereden geliyor?” Zavallı yüreğimden böyle düşünceler geçiyordu, ayrıca ölüm korkusunun ve gerçeği boşuna aramış olmanın getirdiği kaygılar yüreğimi tedirgin ediyordu. Kötünün ne olduğunu aradım ve onun bir töz olmadığını keşfettim. Kötülük, yüce tözden yani Tanrı’yı senden yüz çevirten, bu içten zenginlikleri reddeden, daha aşağı seviyedeki şeylere dönerek dışarıda gururla şişinen bir iradenin ahlak bozukluğudur.

Augustinus, İtiraflar

Augustinus’un bu ifadeleri aşağıdakilerden hangisine yanıt niteliğindedir? A) Tümeller problemi B) Ruhun ölümsüzlüğü problemi C) Kötülük problemi D) İrade özgürlüğü problemi E) Toplumsal yaşama yönelik problemler

10.

Sular hep aktı geçti Kurudu vakti geçti Nice han, nice sultan Tahtı bıraktı geçti Dünya bir penceredir Her gelen baktı geçti “Yunus Emre”

Öğreneceksin yüreğim öğreneceksin Dünyanın hasret, ölümün vuslat olduğunu “Mevlana”

Yunus Emre ve Mevlana’nın bu ifadelerinden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Dünya gelip geçici bir mekândır. B) Ölüm kaçınılmaz sondur. C) Kişinin ölüm ve sonrasına odaklanması gerekmektedir. D) Ölüm dünya hayatının sonu olsa da, bu dünya için de çalışmak lazımdır. E) Makam ve şöhret gelip geçici bir tecrübedir. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 11. “Bu at” ile “at” aynı şey midir? Çınar ağacı, ağaç mıdır? Platon ile “insan tümeli” ayrı varlıklar mıdır? At, ağaç ve insan tümeli ile “bu at”, “çınar ağacı” ve “Platon tikeli” arasında nasıl bir ilişki vardır? Platon bu sorulara idea projesi ile cevap vermektedir. Tümeller idealardır; tikellerden ayrı ve onlara bağlı olmayan bağımsız bir varlığı vardır. İdealar âlemi, mükemmel bir âlem olarak tümelleri misafir eder. Aristoteles ise madde-form projesi ile ideaların varlığını kabul eder ve bu ideaların tümeller olarak nesnelerin içinde misafir olduğunu söyler. Tikellerden ayrı olarak tümeller âlemi olamaz. Bu tartışma Orta Çağ felsefesinde tekrar karşımıza çıkar. Anselmus, tümel kavramların varlığını kabul eder ve bu tümellere Platon’dan farklı olarak idealar âleminde değil Tanrı’nın zihninde bir yer bulur. Aquinalı Thomas, Aristoteles gibi tümel kavramları nesnelerden ayrı düşünmez. Ockhamlı William ise tümeller hakkında şüpheci bir tutum sergiler. Bu parçadan tümeller hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Tümeller genel olan, tikeller ise özel olan kavramlardır. B) Tümeller İlk Çağ felsefesinde varlık felsefesinin konusu olmuştur. C) Tümeller Orta Çağ’da din felsefesi içinde tartışılmıştır. D) Tümeller tartışması ilk defa Orta Çağ’da yapılmıştır. E) Tümeller hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır.

12. Anselmus, tümeller tartışmasında tümellerin varlığını kabul eder. En önemli tümellerden biri Tanrı’dır. Tanrı kavramı insan zihninde bulunmaktadır. Olmayan bir şeyin adı konulamaz ve tümeli de olmaz. O hâlde Tanrı kavramı, herkesin zihninde zorunlu olarak bulunduğuna göre Tanrı’nın olmaması çelişkili olur. Bu düşünür, Tanrı kavramından hareket ederek ve mantıksal olarak onun varlığını kanıtlamaya çalışmıştır. Tanrı’nın varlığına ilişkin bu kanıt aşağıdakilerden hangisine dayanmaktadır? A) Tümellerin nesne olarak kabul edilmesine B) Tümellerin tek başına var olmasına C) Kavramların tikel kabul edilmesine D) Tanrı’nın her şeyi bildiğine E) Tümellerin deneyim sonucu oluştuğuna MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 13. Bir matematikçi, astronom ve filozof olan MÖ 4-5 yüzyılda yaşadığı bilinen Hypatia, dönemin ünlü matematikçisi Theon’un kızıydı. İskenderiye Kütüphanesi’nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler veren Hypatia, İskenderiyeli sıradan kadınların evlerinin dışında nadiren göründükleri bir zamanda sıklıkla şehir merkezinde halk eğitimleri veriyordu. Erkek meslektaşları tarafından giyilen sıkıca dokunmuş beyaz cüppesinin içinde büyük bir etkileyicilikle matematik, astronomi, tarih ya da Platon’la Aristoteles’in felsefeleri üzerine konuşuyordu. Konuşmasını duymak için toplanan halk, entelektüel bilgisinin genişliği, sözcüklerindeki tutku ve güzelliğinin boyutu karşısında büyüleniyordu. Hypatia, İskenderiye’ye Hristiyanlığın hâkim olduğu son yıllarında Piskopos Cyril, Hypatia’yı hedef göstererek İncil’den yaptığı alıntılar ile halkı kışkırtmış ve Hypatia, halk tarafından “dinsiz” ve “şeytan” olarak nitelendirilmiştir. Kısa bir süre içerisinde de Kıptî bir Hristiyan çetesi tarafından taşlanarak öldürülmüştür. Bu parçadan hareketle MÖ 4. yüzyıldaki felsefi ortam için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bilim, sanat gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşanmıştır. B) Özgür düşünce ortamı her türlü entelektüel faaliyetin gerçekleşmesine zemin hazırlamıştır. C) Bilime bakış açısı oldukça olumsuzdur. D) İnanç temelli görüşlere itibar edilmemiştir. E) Sanata ve farklı fikirlere saygı duyulmuştur.

14. Patristik dönem ve Skolastik dönem olarak ayırabileceğimiz Hristiyan felsefesinde dini inanç ve felsefi düşüncenin kaynaşması yaşanmış ve felsefenin tüm alanlarında din etkili olmaya başlamıştır. Bu etkinin olumsuz yansımaları da olmuştur. Felsefeye karşı alınan bu tutumdan dolayı, felsefenin yanında bilim de dışlanmıştır. Felsefe ve bilim merkezleri bir bir kapatılmıştır. Örneğin 5. yüzyılda İskenderiye Kütüphanesi bilimsel ve felsefi çalışmaların Hristiyan düşüncesine zarar verdiği gerekçesiyle kapatılan merkezler arasında yer almaktadır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi Hristiyan felsefesinin genel özelliklerinden biri olarak gösterilemez? A) İnanç merkezli görüşler ortaya çıkmıştır. B) İnancın akılla temellendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. C) Akıl ve inanç tartışmaları ön plana çıkmıştır. D) Felsefenin konusu dine yaklaşmıştır. E) Özgür düşünce ön planda olmuştur. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 15. İnsanın temel hedeflerinin başında varlığını anlamlandırmak gelir. İlkel dönemden itibaren karşımıza çıkan mitler, efsaneler, felsefi görüşler ve dinler insanın anlam arama ve hakikate ulaşma çabasının bir sonucudur. İslam felsefesindeki genel görüşe göre, insanın varlığı anlamlandırma çabası iki şekilde olur. Hakikate ulaşan iki ana yol, vahiy ve akıldır. Nasıl olur da tarihin bazı dönemlerinde hakikate götüren akıl ve vahiy karşı karşıya gelir. Örnek verecek olursak; Skolastik dönemde din aklı geri plana iterek tek hakikat olduğunu savunur. Modern felsefe döneminde ise akıl ön plana çıkarılarak din büyük oranda reddedilir. Bu parçadan hareketle; I. Gerçeğe ulaşmanın birden farklı yolu vardır. II. İnsan evrendeki varlığını sorgulamıştır. III. Düşünce tarihinde uzlaşılar olduğu gibi karşıtlıklar da söz konusu olmuştur. IV. İnsan varlığını anlamlandırmada aklı her zaman ön planda tutmuştur. V. Düşünce tarihinde yeni düşünceler önceki düşüncelerin devamı niteliğindedir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız III. B) I ve III. C) I, II ve III. D) I, II ve V. E) I, IV ve V.

16. Batı Roma’nın çöküşüyle birlikte ortaya çıkan kaotik durum kültürel ve düşünsel gelişmelerin de kesintiye uğramasına yol açmıştır. Antik Çağ’dan beri süregelen düşünsel gelişmelerden belirgin bir uzaklaşmanın yaşandığı ve bu birikimin büyük oranda reddedildiği bir dönemdir. Bir yanda felsefe din içerisinde kaybolmuş gibi görünürken, bu kayboluş aynı zamanda felsefenin din içinde saklanmasını beraberinde getirmiştir. Dinsel düşünce kendisini temellendirmek ve dinî amaçlara hizmet etmek için kullanılsa bile, belirli bir oranda Antik Çağ’da şekillenen felsefi düşüncenin korunmasını sağlamıştır. Buna göre Orta Çağ düşüncesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Dinsel öğretilerin pekiştirilmesi amacıyla felsefeye başvurulmuştur. B) İlk Çağ felsefesinin devamı niteliğinde bir anlayış egemendir. C) Dinî düşüncenin baskın yapısı felsefi anlayışı ortadan kaldırmıştır. D) Antik Yunan felsefesinin yeniden yorumlanması üzerine kurulmuştur. E) Felsefe yönünü doğa ve varlığa yöneltmiştir. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3. Tekrar Testi 17. İbn Rüşd’e göre filozoflar dinleri; insanları, bütün insanların ortaklaşa olarak izleyebilecekleri yollardan bilgeliğe (hikmet) yönlendirdikleri için zorunlu görürler. Felsefe, mutluluğun yolunu kimi insanlara ussal olarak göstermektedir. Felsefenin işi, şeylerde bulunan incelikleri (hikmet) öğretmektir. Din ise tüm insanlığı bilgilendirme amacıyla gönderilmiştir. Bununla birlikte hiçbir din yoktur ki bilge kişilere özgü konularda birtakım uyarılarda bulunmuş olmasın ve aynı zamanda sıradan insanlarla da ilgilenmiş olmasın. Bu parçada felsefe-inanç ilişkisi ile ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe mutluluğa ulaşmanın yolu olarak tüm insanlara aklın yolunu izlemeyi önerir. B) Bir hakikat arayışı olarak inancın yetersiz kaldığı yerde aklı kullanmak gerekir. C) Hakikatin bilgisine hem akılsal olan hem de inançsal olan ulaştırır. D) Din ancak akıl ilkeleri ile temellendirildiğinde hakikate ulaştırır. E) Hakikatin bilgisine Tanrı’nın yol göstericiliğinde ulaşılabilir.

18. Ey insan, sen görünüşte maddi varlığınla “küçük bir âlem”sin. Fakat manen, gerçek varlığınla “büyük bir âlem”sin. Görünüşte bir ağacın dalı, meyvenin aslı, temelidir. Çünkü yemiş dalda bulunur. Fakat hakikatte, o dal, o meyve için var olmuştur. Meyve elde etmek için bir meyli ve ümidi olmasaydı bahçıvan hiç ağaç diker miydi? Öyle ise görünüşte meyve, ağaçtan meydana geliyor da, hakikatte o ağaç meyve çekirdeğinden doğmuştur. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanın ölümlülüğü, dünyanın sonluluğu B) İnsanın özünün, varlığının Tanrı’dan geldiği C) Her varlığın var oluşunun bir amacı olduğu D) Her varlığın var olmak için bir nedene ihtiyaç duyduğu E) İnsanın kendi değerinin farkına varmasının gerekliliği

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

“Mevlana”

3. Tekrar Testi 19. …. Bu hastalık amansız bir hâle geldi ve yaklaşık olarak iki ay sürdü. Bu iki aylık süre içinde ben fiilen “safsatacı” (her şeyden şüphe eden) bir hâl üzereydim. Ancak içinde bulunduğum bu durumu kimseye söylemiyor, sözlü olarak ifade etmiyordum. Nihayet Cenabıhak beni bu amansız hastalıktan kurtardı. Vicdanım tekrar eski sağlıklı hâline kavuştu. Artık vicdanım zorunlu akli bilgileri makbul ve geçerli görmeye, onlara güvenmeye ve doğruluklarını kabul etmeye başladı. Bu bunalımdan peş peşe deliller getirmek veya güzel sözleri ardı ardına sıralamak yoluyla kurtulmuş değildim. Bu hastalıktan sadece Cenabıhakk’ın gönlüme akıtmış olduğu bir nur sayesinde kurtulabilmiştim. … Hakikati keşif, işte bu nurdan beklenmelidir.

İmam Gazâlî, el-Münkız Mine’d-Dalâl (Hakikate Giden Yol)

Buna göre Gazali’yi her türlü şüpheden kurtaran aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştiri B) Sezgi C) Akıl D) Tecrübe E) Zaman

20. MS 2. yüzyıl - MS 15. yüzyıl felsefesinde filozofların üzerinde durduğu konulardan yola çıkarak bazı kavramlar sıralanmıştır: “Tanrı, inanç, akıl, vahiy, zorunlu varlık, mümkün varlık, irade, kötülük, evren” Bu kavramlar Orta Çağ felsefe tartışmaları açısından değerlendirildiğinde aşağıdaki kavram çiftlerinden hangisi ilişkilendirilemez? A) İnanç – akıl B) Tanrı – evren C) Zorunlu varlık – mümkün varlık D) Kötülük – irade E) Vahiy – mümkün varlık

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz. Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.

TEKRAR TESTLERİ

11. Sınıf Felsefe

4. Tekrar Testi 1. Skolastik dönemin sonuna doğru kilisenin baskıcı uygulamalarına bilinçli bir başkaldırı devinimine girişen aydın bir kesim ortaya çıkmıştır.  Bu aydınlar, dinsel dogmaların insan yaşamından uzaklaştırılması için âdeta bir mücadele süreci içine girmişler, aklı dini açıklamak için bir yol olmaktan çıkarmışlardır. Skolastik dönemin düşünsel yapısından kopuşun başladığı ancak hâlâ izlerinin görüldüğü bu dönem modern düşünceye geçiş aşaması olarak kabul edilebilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Skolastik dönemde kilise baskıcı bir tutum izlemiştir. B) Kilisenin baskıcı tutumuna karşı dönemin aydınları başkaldırı hâlindedir. C) Modern düşünceye geçişte aydınların rolü büyüktür. D) Modern döneme geçişte baskıcı uygulamaların etkisi devam etmiştir. E) Modern döneme geçişte aydınlar dini açıklamada aklın önemini vurgulamışlardır.

2. MS 2. yüzyıl ile MS 15. yüzyıl arasını kapsayan Skolastik dönemden MS 15. yüzyıl ile MS 17. yüzyıl arasını kapsayan döneme geçişte tutucu, baskıcı bakış açılarının bırakılıp aklın merkeze alındığı, insan haklarının önem kazandığı bir anlayışın yerleştiği görülmektedir. Bu doğrultuda aşağıda Skolastik düşünce ile modern düşüncenin özelliklerini gösteren bir kontrol tablosuna yer verilmiştir: SKOLASTİK DÜŞÜNCE

MODERN DÜŞÜNCE

1

Felsefenin konusu dindir.

A

Felsefenin konusu insan, doğa ve evrendir.

2

Teoloji, felsefeye egemendir.

B

Bilim felsefeyi etkilemiştir.

3

Doğa; din ve akıl ile açıklanabilir.

C

Doğa; deney ve akılla açıklanabilir.

4

Düşünürler, kiliseye bağlıdır.

D

Düşünürler, otoriteye bağlı değildir.

5

Birey ön plana çıkmıştır.

E

Birey geri plandadır.

Skolastik düşünce ile modern düşüncenin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu tablodaki hangi maddeler yer değiştirmelidir? A) 1 ile A

B) 2 ile B

C) 3 ile C

D) 4 ile D

E) 5 ile E

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 3. Gerçeği arayanın yaşamında bir kez tüm nesnelerden kuşku duyması gerekir. Çünkü duyular bizi birçok kez yanıltmıştır. Matematik bilgisinde de aklımızı kullanırken yanılmış olabildiğimizden onlardan da kuşkulanmalıyız. Her şey şüpheli iken tek şüphe edilemeyecek şey kendi şüphemizdir. Şüphe etmek düşünmektir, düşünmek demek var olmak demektir. Descartes buradan hareketle felsefesinin temeline koyduğu başlangıç doğrusu olan “Düşünüyorum, o hâlde varım.” sözüne ulaşır. Bu artık şüphe edilemez apaçık bilgidir. Descartes’in “Felsefenin İlkeleri” isimli eserindeki bu ifadelerden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) İnsan için her şey şüphelidir. B) Doğru bilgi elde edilemez. C) Var olmak algılanmış olmaktır. D) İnsanın düşünmesi var oluşunun koşuludur. E) İnsan önce var olur, sonra düşünür.

4. Ütopya filozofun tasarladığı hayali bir devlet modelidir. Thomas More dönemin İngiliz hükümetinde siyaset yapmış, devletin uygulamalarını beğenmeyerek bir ütopya yazmıştır. Bu eseri dönemin siyasal yapısını eleştirmesi açısından önemlidir. More, özel mülkiyetin her türlü mutsuzluğun kaynağı olduğu fikrindedir. O, eserinde ütopya ismini verdiği bir ada ülkesi tasarlar; bu ülkede özel mülkiyet yoktur, eşitlikçi bir zihniyetle düzenlenmiştir. Adada yöneticilerin halk tarafından seçilmesi gerektiğini belirten More, demokratik ve sosyal bir devlet tasarlar. Buna göre filozofun ütopya oluşturmasındaki temel amaç aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Dönemin İngiltere’sini yeni baştan düzenlemek B) Siyasal unsurların yanlış taraflarını ortaya çıkartmak C) İnsanları daha huzurlu bir toplumda yaşatmak D) İçinde yaşadığı şartları eleştirerek ideal bir devleti ortaya çıkartmak E) Siyaset yapmanın zorluklarını ortaya koymak

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 5. Platon’a göre Sokrates, Septiklerin o bilinen “bilmek” argümanını yeterince eleştirememiştir. Çünkü bu argüman çok ikna edicidir. “Bilmek için araştırmalar yaparız ama bilmediğin bir şeyi sonra nasıl bilebilirsin?” sorusu cevaplandırılmalıdır. Eğer başlangıçta biliyorsan neden bilmeye çalışıyorsun? Yok eğer bilmiyorsan sonra bileceğin şeyin aradığın şey olduğunu sana kim bildirecek? Bu sorular Platon için de önemlidir ve cevaplandırılmalıdır. Platon, “İnsan bilmek için değil hatırlamak için araştırma yapar.” argümanını sunar ve idealar dünyası fikri böyle doğar. 18. yüzyıla gelindiğinde ise Septiklere bu kez Descartes kulak verir. “Varsayalım ki septikler haklı olsun.” der. Her şeyden şüphe edebiliriz. Ama bu şüphelerimizden nasıl şüphe edeceğiz? Descartes’e göre şüphelerimizden asla şüphe edemeyiz ve bunun da doğrudan farkında olduğumuz için varız. Düşünüyorum, o hâlde varım. Yalnızca bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) İlk Çağ’daki bir düşünce 18. yüzyıldaki bir düşünceyi hazırlayabilir. B) Descartes kuşku duyuyor olmasının üzerinden var olduğunu ortaya koyar. C) Bir argüman, birçok farklı düşünceye kaynaklık edebilir. D) Felsefede bilgi ve varlık alanında görüşler ortaya atılmıştır. E) Platon’un idea düşüncesi Descartes’in düşüncesini etkilemiştir.

6. 15-17. yüzyıl felsefesi, İlk Çağ felsefesine özlem duyan düşüncelerle doludur. Orta Çağ’ın dogmatik anlayışından sıyrılarak yeni bir insan anlayışı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bilim insanlarından Kopernik, Orta Çağ boyunca kabul görmüş Dünya merkezli evren sistemi yerine, Güneş merkezli bir evren düşüncesi ortaya atmıştır. Galileo Galilei, “Taşın niçin düştüğünü değil nasıl düştüğünü merak ediyorum.” diyerek taşın düşme yasasını araştırmıştır. Bacon ise tümevarım yöntemine dikkatleri çekerek bilim insanlarına nasıl araştırma yapılacağını göstermiştir. Descartes, “Düşünüyorum, o hâlde varım.” argümanı ile beden ve ruh ayrımı yapmıştır. Thomas More gibi düşünürler ise yeni devlet tasarımları hayal etmişlerdir. Buna göre 15-17. yüzyıl felsefesinde aşağıdakilerden hangisinin öne çıkan görüşlerden olduğu söylenemez? A) Hümanizm B) Bilimsel yöntem C) Kartezyen felsefe D) Siyaset felsefesi E) Varoluşçuluk

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 7. Descartes’ın kesin doğruluklara ulaşmak için uyguladığı dört kuralının ilki; doğruluğu apaçık bilinmeyen hiçbir şeyi doğru olarak kabul etmemek, acele yargı vermekten ve ön yargılara saplanmaktan dikkatle çekinerek ve verilen yargılarda yalnızca kendilerinden kuşku duyulamayacak derecede açık ve seçik olarak kavranılan şeyleri bulundurmaktır. Bu kural bize, Descartes felsefesinin en temel kavramlarından biri olan açık ve seçik kavramını sunar. Descartes’a göre ancak açık ve seçik olarak kavranılan şeyler hakkında yargı verildiğinde aldanılmaz. Öyleyse açık olan; “dikkatli bir zihne görünen ve belli olan” bilgidir, seçik olan ise “keskin ve başka bilgilerden ayrı bir bilgi”dir. Artık doğruluğun ölçütü açık ve seçik olmasıdır. Buna göre aşağıdakilerden hangisinde açık ve seçik kavramları doğru şekilde örneklenmemiştir? A) Ağzının içinde bir ağrı olduğu bilgisine sahip kişinin, doktor sorduğunda hangi dişinin ağrıdığını da göstermesi B) Güneş ışığı altında görünen şeyin bilgisine sahip olan kişinin, o şeyin aynı zamanda hangi nesne olduğunu da söylemesi C) Bir konuda açık bir fikre sahip olan kişinin, o konuyla ilgili olguların kurucu ögelerinin belirsizliğini ortaya koyması D) Kedilerin kuyruklu olduğu bilgisine sahip olan çocuğun, köpek gördüğünde onun kedi olmadığını söylemesi E) Ufukta bir nesne gören kişinin nesne yaklaştıkça o nesnenin gemi olduğunu ayırt etmesi

8. Francis Bacon’a göre insanoğlu doğaya egemen olmak istiyorsa, doğayı bilmeli ve onun yasalarından haberdar olmalıdır. Bu uğurdaki tek doğru araçsa bilimdir. “Bilgi güçtür.” ifadesi Rönesans’ın yeni doğa ve insan anlayışının etkisindeki Bacon’ın felsefesinin iki kelimelik özeti gibidir. Doğanın gücünün karşısına korkmadan çıkabilmenin yolu, Bacon’a göre bilgidir. Buna göre insanı aşağıdakilerden hangisi doğa karşısında güçlü kılar? A) Doğaya egemen olma isteğinin artırılması B) Geçmişten aktarılan bilgilerin doğru kabul edilmesi C) Doğa yasalarının tespit edilmesi D) İnsanın öğrenme yeteneğinin ön plana çıkarılması E) İnsanın ahlaki olarak eğitilmesi MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 9. Skolastik felsefenin temel özelliği, Hristiyan inancının öğretilerini akılla anlaşılır kılmaktır. Skolastik felsefede teoloji egemendir. Felsefi çalışmalar dinsel kabullerin doğrultusunda yapılmaktadır. Akıl-inanç probleminde aklın yetersizliği vurgulanmış, bu eksikliğin inançla tamamlanabileceği düşünülmüştür. Sadece aklın yetersizliği değil bireyin de yetersiz olmasından kiliseye tam bağlılığın esas alınması gerektiği savunulmuştur. Skolastik düşünce, bireysel hayatla birlikte toplumsal hayatın bütününde de etkilidir. Siyaset, ekonomi ve hukuk gibi alanlarda belirleyici unsur dindir. Rönesans’la başlayıp 15-17. yüzyıl aralığında Batı’da gelişen felsefi düşünce sistemine modern düşünce adı verilir. Skolastik felsefede olduğu gibi modern düşüncenin yarattığı değişim de hayatın her alanında gerçekleşmiştir. Modern düşüncede felsefe, bilimi temel almış ve kurumlar (kilise) yerine birey ve bireyin düşüncesi ön plana çıkarılmıştır. Bu dönemde felsefeye bilimsel yöntemin kılavuzluk etmesi beklenmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda; I. Felsefe dinin etki alanından kurtulup bilimin etki alanına girmiştir. II. Genelin düşüncesi yerine bireyin düşüncesine önem verilmeye başlanmıştır. III. Din her dönemde düşünceye yön vermiştir. IV. Akla duyulan güven her zaman ön planda olmuştur. ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I.

B) Yalnız III.

C) I ve II.

D) II ve IV.

E) I, III ve IV.

10. 15-17. yüzyıl felsefi düşüncesinin ortaya çıkmasında İslam dünyasından yapılan çeviri faaliyetlerinin etkisi büyüktür. Yüzyıllar boyunca Orta Çağ’ın karanlık dehlizlerinde dolaşan Batı, tekrar bilime ve felsefeye yönelmek istemiştir ama elindeki birçok bilgiyi kiliseye ters düştüğü gerekçesi ile yok ettiği için amacına ulaşamamıştır. Batı dünyası aradığı bilgiye İslam dünyası üzerinden yapılmış çeviriler sayesinde ulaşmış, böylelikle Rönesans gerçekleşmiş ve modern felsefenin temelleri atılmaya başlanmıştır. Bu parçadan hareketle; I. Düşünce alanındaki gelişmeler uygarlıklar arasındaki etkileşimle gerçekleşir. II. Modern felsefenin doğuşunda İslam dünyasından yapılan çeviriler etkili olmuştur. III. Batı uygarlığının dini değerleri 15-17. yüzyıl felsefesini desteklemiştir. IV. Batı uygarlığı dinin etkisinden sıyrılarak rasyonel adımlar atmıştır. V. İslam dünyasındaki baskılardan kaçan düşünürler, modern felsefenin doğuşuna katkı sağlamıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız IV.

B) I ve II.

C) III ve V.

D) I, II ve IV.

E) III, IV ve V.

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 11. Skolastik felsefe, Hristiyanlığın öğretilerini akılla anlaşılır kılma çabasının sonucunda ortaya çıkmıştır. Felsefi açıklamalar dinsel kabullere uygun yapılmıştır. Akıl-inanç probleminde aklın yetersizliği vurgulanmış, bu eksikliğin inançla tamamlanabileceği düşünülmüştür. Aklın yetersizliğinin yanında bireyin de yetersiz olduğu düşünüldüğünden kiliseye tam bağlılığın esas alınması gerektiği savunulmuştur. Yönetim, ekonomi ve hukuk gibi alanlarda da din tek belirleyici unsurdur. Rönesansla başlayıp 17. yüzyılda pekişen düşünce sistemine modern düşünce adı verilir. Skolastik felsefenin düşünce alanında ve hayatın tüm yönlerinde etkili oluşu, modern düşüncenin yarattığı değişimin yine hayatın tüm yönlerinde etkili olması sonucunu doğurmuştur. Modern düşüncede felsefe, bilimi temel almış, akıl tek kılavuz haline gelmiştir. Birey ve bireyin düşüncesi tüm yönleriyle öne çıkarılmıştır. İnanç ve akıl farklı iki alan olarak kabul edilmiş, birbirinden ayrı konumlandırılmıştır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi modern düşüncenin Skolastik düşünceden farkı değildir? A) Toplumsal ve dinsel olanın yerine bireysel ve bilimsel olan geçmeye başlamıştır. B) Hayatın tüm unsurları dini düşünceden arındırılarak yeniden yorumlanmıştır. C) Hukuki, yönetimsel, ekonomik sorunlar akıl ve inanç çerçevesinde tartışılmaya başlamıştır. D) Kutsal metinlerin doğruluğu tartışılmaya başlanmıştır. E) Akla dayalı felsefi anlayış tekrar önem kazanmaya başlamıştır.

12. Bacon, insanlığa gerekenin bilimsel bir pratiğe dayanan yeni bir tutum ve yöntem bilgisi olduğunu düşünür. Bacon’a göre önce doğayı deneyler aracılığıyla gözlemleyip verileri toplamamız, ardından ne bildiğimizi çözümlememiz ve sonunda da ulaştığımız en güvenilir doğrulara göre hareket etmemiz gerekir. Öne sürdüğü bu “yeni mantık”, bu yeni düşünme yolu Aristotelesçi tasımın (kıyasın) yerini alacaktır. Eski düşünme yöntemleri doğa yasalarının gerçek bilgisini üretecek durumda değildir. Bacon ancak yeni deneysel yöntemle doğaya egemen olunabileceğini düşünmektedir. Ancak doğaya egemen olmak için önce onu iyice tanımak, hangi nedensel yasalarla nasıl işlediğini iyice bir anlamak gerekmektedir: “Bilgi güçtür, egemen olmaktır.” Fakat nedensel yasaların bilgisine ulaşmanın önünde bazı engeller bulunmaktadır. Bacon doğayı yorumlayarak açıklamaktan çok, ona ilişkin acele kestirimlerde bulunmamıza yol açan yanlış kanı ve önyargılara dayalı düşünceleri idoller yani zihnin putları olarak adlandırır. İnsanoğlu doğayı kendi gerçekliği içinde kavrayıp ona egemen olmak ve doğru bilgilere ulaşmak istiyorsa, ilk yapması gereken şey, insan zihnine yer etmiş bu idollerden bir an önce kurtulmaktır. Buna göre doğaya egemen olmak aşağıdakilerden hangisi ile sağlanabilir? A) Eski düşünme yöntemleri ile yeni yöntemleri birleştirerek varlığı bilgisine ulaşarak B) Varlığın mutlak bilgisine ulaşmak zor olsa da yeni bilimsel yöntemin bunu sağlayacağına inanarak C) Akıl ilkelerine göre bilim yapıldığında doğaya egemen olmanın yolunun açılacağının farkına vararak D) Yeni bilim anlayışının ilkeleriyle doğanın bilgisine ulaşmayı engelleyen kuruntuları yok ederek E) Olgular arasında var olan ilişkileri Tanrı’nın yasaları ile çözümleyerek

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 13. Kötülük diye adlandırdığımız şeylerin bir kısmı, zorunlu olarak, sonlu bir evrende yaşadığımız gerçeğinin bir sonucudur. Nitekim eşya zaman ve mekânda sınırlanmış olmalıdır. Eşya sonsuza kadar var olamaz, insan da dâhil olmak üzere hepsi fanidir. Dolayısıyla bu sınırlamalar ve beraberinde getirdikleri kötülük en kusursuz evrende dahi gereklidir. Düşünceleri 15-17. yüzyıl felsefesine kaynaklık eden Aquinalı Thomas’ın bu ifadelerini, temel mesele yapan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) “Varlığın özünde ruh ve madde cinsinden iki ayrı cevher olduğu” anlamına gelen düalizm B) “Duyular ile algılayamadığımız varlıkların nedenlerini ve temellerini” konu alan metafizik C) “Kötülük probleminin çözümüne yönelik bir çaba” olan teodise D) “Düşüncenin üzerine düşünme” anlamına gelen refleksif düşünce E) “Tüm bilgilerin göreceli olduğu, kişiden kişiye değiştiği” anlamına gelen rölativite

14. Ütopya olmayan yer anlamına gelmektedir. Siyaset felsefesinde gerçekleşmesi mümkün olmayan hayali devlet düzenlerini tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Filozoflar geliştirmiş oldukları ütopik devlet anlayışları ile ideal bir düzen arayışında bulunmuşlardır. Distopyalar ise korku ütopyalarıdır. 20. yüzyılda yaşanan savaşlar, filozofları gelecekte dünyanın karşı karşıya kalacağı yaşam biçimi hususunda endişelenmeye itmiş ve yazılan distopyalarla halkın olabilecek şeyler hususunda uyanık kalması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Farabi’nin ‘Erdemli Şehir’ düşüncesinde, şehri yöneten idareci bedenen ve ruhen sağlam, zeki, öğrenme ve öğretmeyi seven, dürüst kimseler olmalıdır. Ancak bu sayede topluma bu değerler aşılanabilecektir. Dolayısıyla Farabi’nin bu düşüncesi bir ütopyadır. B) Thomas More 54 büyük şehri barındıran bir ada hayal eder. Bu adada insanlar günde 6 saat çalışarak tüm toplumun temel ihtiyaçları giderilir, artan kalan zamanlarda ise insanlar sanat ve bilimle meşgul olur, ruhlarını olgunlaştırırlar. Dolayısıyla More’un düşüncesi bir ütopyadır. C) Campenella’nın ‘Güneş Ülkesi’ düşüncesinde bilim ve felsefe egemendir. Devletin başında hem filozof hem rahip olan bir hükümdar vardır. Herkese yeteneğine göre iş verilir ve herkes ihtiyacı olanı, hak ettiğini elde eder. Dolayısıyla Campenella’nın düşüncesi bir ütopyadır. D) George Orwell’ın ‘1984’ adlı eserinde dünya kuvvetleri denk olan üç büyük cepheye ayrılmıştır. Her yere ‘Büyük birader sizleri gözetliyor.” levhası asılmıştır. Ülke yönetimi etrafa ‘Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, bilgisizlik güçtür.’ yazılı levhalar astırır. Dolayısıyla 1984 bir ütopyadır. E) Huxley’in ‘Cesur Yeni Dünya’ düşüncesinde bilim ve teknolojinin zirvede olduğu bir gelecek hâkimdir. İnsanlar belirli düşüncelere göre koşullandırılır. Sevmek, acımak gibi insani duygular silinir. Dolayısıyla Cesur Yeni Dünya bir distopyadır. MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 15. Demokritos ve La Mettrie gibi düşünürlere göre asıl var olan şey maddedir. Evrendeki her şey madde ve onun hareketlerine indirgenebilir. Platon ve Aristoteles’e göre ise asıl var olan şey ideadır. Platon’da asıllar idealar âleminde yer alırken, Aristoteles’e göre ise form da kendisini maddede açığa çıkarabilir. Descartes’a göre ise varlık bir bakıma madde bir bakıma da düşünceden meydana gelmektedir. Descartes’ta düşünceden kastedilen bilinçtir. Buna göre Descartes ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Descartes’ın varlık anlayışı özellikle materyalizm üzerine şekillenmiştir B) Descartes’ın varlık anlayışı temelde idealizm üzerine inşa edilir. C) Descartes’a göre ruh da madde cinsindendir. D) Descartes şüphe anlayışını savunarak doğru bilginin imkânsızlığına vurgu yapar. E) Descartes’ın varlık anlayışı materyalist ve idealist görüşlerin bir sentezi durumundadır.

16. Rönesans’ın doğa görüşü; Kopernik’in, Telesio’nun ve Bruno’nun yapıtında Antik Yunan görüşüne karşıt bir görüş olarak biçimlenmeye başlamıştır. Bu karşıtlığın merkez noktası; doğa dünyasının, fizik bilimince incelenen dünyanın bir organizma olduğunun yadsınışı, onun hem zekâdan hem de yaşamdan yoksun olduğunun ileri sürülüşüydü. Bundan dolayı, doğa dünyası kendi devinimlerini rasyonel bir biçimde düzenleyemez, hele kendi kendini hiç devindiremez. Doğa yasaları bir organizma değil, bir makinedir. Ancak Rönesans düşünürleri de, Antik Yunan gibi, doğa dünyasının düzenliliğinde zekânın bir anlatımını görmekteydiler. Antik Yunanlılar için bu zekâ doğanın kendi zekâsıyken, Rönesans düşünürleri için doğadan başka bir şeyin, doğanın Tanrısal yaratıcısının, yöneticisinin zekâsıdır. Buna göre Rönesans’ın doğa anlayışını Antik Yunan doğa anlayışından ayıran temel konu aşağıdakilerden hangisidir? A) Doğanın kendine özgü bir zekâsının olduğunu varsaymaları B) Doğa yasalarının bir organizma olduğunu öne sürmeleri C) Doğanın Tanrısal bir gücün zekâsı ile devinimde bulunduğunu düşünmeleri D) Doğa dünyasının zekâ ve yaşam dolu olduğunu ileri sürmeleri E) Doğa dünyasının kendi devinimlerini rasyonel bir biçimde düzenleyeceğini önermeleri

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 17. Skolastik düşünce tarzını reddeden hümanizm, özellikle kilisenin otorite olarak görülmesine karşı çıkmıştır. İnsanı MS 2-MS 15. yüzyıl felsefesinin dogmatik etkisinden uzaklaştırmaya çalışan hümanizm ile kuşkucu felsefe yeniden önemli hâle gelmiştir. Bu bilgiler ışığında Dante’nin ‘İlahi Komedya’ adlı eserinden alınan; Ne Cehennem’in zifiri karanlığı, ne alabildiğine bulut kaplı, gezegensiz, yoksul bir gökyüzü, gözlerime böyle kalın bir örtü örtmüştü, ne de duyularımı köreltmişti, üstümüze çöken bu duman gibi, öyle ki, insan açık tutamıyordu gözlerini; hem bilge hem dost rehberim, bunun üzerine yanıma yaklaştı, omzunu uzattı. Yolunu şaşırmamak, yaralanmasına, belki de ölmesine yol açacak bir nesneye çarpmamak için rehberinden ayrılmayan biri gibi, leş gibi kokan bu havada ben de, sürekli: “Sakın yanımdan ayrılayım deme” diyen rehberimi dinleye dinleye yürüyordum. şiirinde “Sakın yanımdan ayrılayım deme.” diyen rehberini aşağıdakilerden hangisi temsil eder? A) Tanrı B) Doğa C) Akıl D) Felsefe E) Sanat

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 18. Hümanizm, Antik Yunan felsefesine geri götüren bir düşünüşün sonucudur. Bu geri dönüş ile insan ve evren yeniden yorumlanmış, insanın yeniden özneleşmesinin yolunu açan bir yönelim olmuştur. Bu bakımdan hümanizm, insanın merkeze alındığı ve aklının öne çıkarıldığı bir bakış açısıdır. Buna göre hümanist yönelimin aşağıdakilerden hangisine yönelik bir tepki olduğu söylenemez? A) Felsefenin konusu dindir. B) Doğa; din ve akıl ile açıklanabilir. C) Hayatın tüm unsurları geri plandadır. D) Toplumsal hayat dünyevidir. E) Birey geri plandadır.

19. Amacım bu, yani insan bilgisinin kaynağını, bunun yanında da inancın, sanının ve onaylamanın temellerini ve derecelerini araştırmak olduğuna göre, artık zihnin fiziksel yönüyle ilgilenmeyeceğim; onun özünü neyin oluşturduğunu, ruhumuzdaki hangi devimler ya da bedenimizdeki hangi değişimler yüzünden organlarımızla duyumlar ya da anlama yetilerimizden ideler elde ettiğimiz ve bu idelerden bir bölümünün ya da hepsinin oluşumları yönünden maddeye bağlı olup olmadığı konularıyla uğraşacağım.

John Locke “İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme”

Bu parçadan hareketle Locke’un aşağıdakilerden hangisi ile ilgilendiği söylenemez? A) Ruhtaki devimlerle zihindeki ideler arasındaki ilişki B) İnsan bilgisinin kaynağı C) Zihnin özünün ne olduğu D) İdelerle madde arasındaki ilişki E) Akıl yoluyla elde edilen idelerin temellendirilişi

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

4. Tekrar Testi 20. 15-17. yüzyıl filozoflarından Leibniz’in bir yanı İlk Çağ’da, bir yanı Orta Çağ’da, bir başka yanı ise kendi çağındadır. Platonculuğu, Aristoteles’i, Skolastik felsefeyi yeniden değerlendirip yorumlayarak bunları modern mekanist felsefeye harmanlamak çabasındadır. Modern mekanik felsefe, Descartes’ta gördüğümüz gibi evreni önceden belirlenebilen yasallıklarla uyumlu işleyen bir makine gibi görür. İşte Leibniz’in uyumu gözeten tavrı, mekanik dünya tasarımı ile erekselci metafizik hatta dinsel dünya tasarımını birleştirme uğraşında açığa çıkar. Bir başka deyişle, işleyişi bilimsel olarak saptanabilir evrenin metafizik temellerini ortaya koyar. Çünkü Leibniz mekanik biçimde açıklanabilen fenomenlerin altında metafizik tözler olduğu düşüncesindedir. Bu görüşleri ile Leibniz, aşağıdaki ifadelerden hangisi ile tanımlanabilir? A) Doğa filozofudur. B) Uyum filozofudur. C) Antik dönem filozofudur. D) Materyalist bir filozoftur. E) Kinik bir filozoftur.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz. Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.

TEKRAR TESTLERİ

11. Sınıf Felsefe

Cevap Anahtarı 2. Tekrar Testi 3. Tekrar Testi 4. Tekrar Testi

1. C

2. C

3. C

4. E

5. C

16. A

17. C 18. D 19. D

20. E

1. E

2. C

3. D

4. C

5. B

16. A

17. C

18. E

19. B

20. E

1. E

2. E

3. D

4. D

5. E

16. C 17. C 18. D

19. E

20. B

6. C

7. A

8. B

9. B

10. E

11. D

12. E

13. B

14. A

15. C

6. D

7. A

8. B

9. C

10. D

11. D

12. B

13. C

14. E

15. C

6. E

7. C

8. C

9. C

10. D

11. C

12. D 13. C 14. D

15. E

MEB 2019 - 2020 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

1

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 1 1. Bilgelik, doğru ve faydalı bilginin hayata uygulanmasıyla başlayan, insanın içinde yaşadığı dünya ve toplumla uyumlu, yaşamın en yüksek amaçlarına ilişkin bir kavrayışa sahip olmasını öngören ideal bir durumdur. Bilgelik, her şeyi akıl ile sorgulamak ve yorumlamak, bu nedenle de toplum içindeki yanlış saplantılara da karşı durabilmektir.

4. Antik Yunan’da sophos (bilge) “bilgileri kendisinde bulunduran hikmet sahibi kimse” olarak bilinirdi. Ancak insanın her şeyi bilemeyeceği gerçeği karşısında “Sophia” kelimesi “philia” sözcüğü ile birleştirilerek bilgiyi seven anlamına gelen “filozof”a dönüştürüldü. Filozof her şeyi bilen değil, bilgiyi ele geçirmek için uğraşan, peşinden koşan kişidir.





A) Var olan her şeye beğeni ile yaklaşandır. B) Olanaklı olan her bilgiye ulaşan kişidir. C) Bilgiyi hayata uygulayan, akılcı ve rasyonel kişidir. D) Sadece bilgi peşinde koşan kişidir. E) Gerçeği yorumlamada toplumun düşüncelerini yansıtandır.

2. Aşağıdakilerden hangisi felsefenin amaçlarından biri olamaz?

5.



A) Hikmet bütün olup bitenin esasını bilmektir. B) Felsefe yapmanın amacı hikmet sahibi olmaktır. C) Felsefe her şeyi bilme gibi bir iddiada değildir. D) Felsefe, hikmet gibi derin bir bilgiye ulaşıp son noktayı koymaz. E) Hikmetin, kendisine sahip olana mutluluk, değer ve anlam sağlayacağı varsayılır.

• F. Bacon’a göre felsefe; “Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerine düşünmektir.” • T. Hobbes’a göre; “Felsefe yapmak doğru düşünmektir.” • Platon’a göre felsefe; “Doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çabadır.” Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefenin tanımının farklı yapılmasının nedeni olamaz? A) Konularının bireysel nitelikte olması B) İlgilendiği konuların çeşitli olması C) Düşünsel bir faaliyet olması D) Tarihsel süreç içinde farklı amaç ve işleve sahip olması E) Filozofların kişisel yaratıcılığına ve düşüncelerine dayanması

MEB 2018 - 2019

3. Felsefe ve hikmet ilişkisi doğrultusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

Bu parçaya göre ulaşılabilecek en doğru yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilge insan, bilginin imkan ve sınırlarına ulaşmış kişidir. B) Felsefe yapabilmek için bilge olmak gereklidir. C) Bilgelik felsefenin gelişimini sağlar. D) Filozof bilgi donanımlı insandır. E) Felsefe bilgeliğe ulaşma çabasıdır.



A) Rasyonel ve eleştirel düşünüş biçimi geliştirmek B) Bilgiye ve bilgeliğe ulaşmaya çalışmak C) Bilgimizin imkan ve sınırlarını araştırmak D) Gözlemsel verilerden olgusal doğrulara ulaşmak E) Yaşamın özünü anlamaya ve açıklamaya çalışmak

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Buna göre bilge insan ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

6. Kant’a göre; “Sadece felsefe yapmak öğrenilir. Kendi düşünceni, dünyayı, toplumu, deneyimin bizde bıraktığı bilinmezlikleri eleştirerek...”

Bu açıklamadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe, bir sorgulama etkinliğidir. B) Felsefe, bilimsel bilgi edinme çabasıdır. C) Felsefe, kapsamlı bilgiye ulaşma çabasıdır. D) Felsefe, insanın kendi yaşamını gözden geçirmesidir. E) Felsefe, her dönem farklı fikirlerin ortaya konmasıdır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

1

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 1 7. Felsefe; toplum, tarih, bilim gibi insanların tümünü doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren her alanda yapılabilir. Felsefe, filozofa bağlı söylem olarak ortaya çıkar ancak ortaya atılan düşüncelerin akla ve mantığa uygun gerekçelere dayandırılması gereklidir.

10. Felsefe, insanı insan yapan araştırma ruhunun, anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin, sorular sorma ve onlara cevap arama becerisinin, erdemli olma ve mutlu yaşama isteğinin bir ifadesidir.

Parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisine değinilmemiştir?

A) Felsefe toplumsal yaşam kuralları koyar. B) Felsefe başarılı olmanın yollarını gösterir. C) Felsefe bilimsel bilgilere ulaşmayı sağlar. D) Felsefe yaşama sanatını öğretir. E) Felsefenin duygusal işlevi vardır.

A) Felsefe varlık, bilgi ve değer hakkında belirli bir görüş elde etmeye çalışan bir çabadır. B) Felsefe akılcı incelemeye ve yaratıcı düşünceye dayanır. C) Felsefe yaşamda karşılaşılan sorunların çözümünü sağlar. D) Felsefe, insana bir yaşam biçimi önerir. E) Felsefe, bilginin arayışında olmaktır.

9. Felsefe, düşüncenin derinleşmesine; yani insan düşüncesinin sürekli olarak kendisine eğilip, kendisini bilinçli duruma getirmeye yönelmesine olanak sağlar. Geçmişten günümüze düşünceleri yansıtan kavramları tanıma olanağı verir.

Buna göre yaşamın amacını sorgulayan bir kişiye felsefenin nasıl yardımcı olabileceğini aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğru ifade eder? A) Bilimsel bilgilere ulaşmasını sağlayarak B) Hayatı olduğu gibi yaşama olanağı sunarak C) Hayata pozitif bakmasına sebep olarak D) Okuma ve çalışma becerisinin geliştirilmesi için ortam hazırlayarak E) Yaşamla ilgili çeşitli görüşleri öğrenme ve sorgulama olanağı sağlayarak

11. Aristoteles’in ünlü yapıtı Metafizik “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” cümlesi ile başlar. İnsan evreni, kendisini çevreleyen dünyayı, içinde yaşadığı toplumu, geçmişini ve bütünüyle kendisini tanımak ve bilmek ister.

Buna göre felsefe ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Felsefe kapsamlı bilgiye ulaşmaya çalışır. B) Felsefe varlığı anlama ve açıklama çabasıdır. C) Felsefe insanın kendi yaşamını sorgulamasının bir ürünüdür. D) Felsefenin doğuşunda büyük filozofların etkisi olmuştur. E) Felsefe yaşamın farklı yönlerinin merak edilip sorgulanmasıyla başlamıştır.



Parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi vurgulanmıştır?

MEB 2018 - 2019



Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Öznel olma B) Birikimsel olma C) Evrensel olma D) Akla ve mantığa dayanma E) Temellendirmeye dayalı olma

8. Felsefenin amacı yalnızca evreni, doğayı tanımaya yönelik teorik bir bilgi elde etmek değil, aynı zamanda doğru davranışlarda bulunarak ahlaklı yaşamın yollarını öğrenmektir. Filozoflar da bilgi peşinde koşan ve savundukları düşüncelere uygun yaşayan insanlardır.

Parçadan yola çıkılarak felsefe ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

12. Birçoğumuz yaşamın amacı nedir? Bir bilgiyi doğru ya da yanlış kılan şey nedir? İnsan, eylemlerinde özgür müdür? gibi felsefi soruları hayatımızın akışı içinde sorarız. Bu soruların cevabını ancak felsefi bir düşünüşle bulabiliriz.

Buna göre felsefi soruların kişiye ne kazandıracağını en doğru ifade eden seçenek aşağıdakilerden hangisidir? A) Mutlu yaşam ilkeleri B) Yaşamla ilgili problemleri çözebilme C) Yaşamla ilgili öngörüde bulunma yetisi D) Doğa olaylarını kontrol altına alma gücü E) Dünyayı ve insan yaşamını yorumlama gücü

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

2

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 2 1. Bir bilimsel sorgulamayı ve araştırmayı gerekli kılan şey, çoğu zaman gündelik yaşamda bir probleme çözüm bulma amacıdır. Felsefenin ise böyle bir kaygısı yoktur. Aristoteles’in söylediği gibi “Felsefe her şeyden önce insanın doğal olarak sahip olduğu bilme arzusunu doyurmayı amaçlar.”

4. Nermi Uygur, Felsefenin Çağrısı adlı eserinde “Felsefe sorusu nedir? diye sorar. Bu sorunun kendisi, felsefe sorusunun ne olduğu konusunda bize bir ipucu verir. Felsefe sorusu “ Nedir?” sorusudur. “Bilgi nedir?”, “Güzel nedir?”, “Devlet nedir?” birer felsefe sorusudur.





Parçadan hareketle felsefi soruların özellikleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe doğrulanabilir bilgileri sorgular. B) Felsefe soruları pratik faydanın ötesindedir. C) Felsefe soruları bireyin eylemlerine yöneliktir. D) Felsefe günlük yaşamın kazanımlarını sorgular. E) Felsefe, sorularıyla değişmez hakikatlere ulaşma amacındadır.



Parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinin felsefi soru niteliğinde olduğu söylenebilir?

5. Tüm var olanla ilgili sistemli ve yalnızca akla dayanan ilk düşünce sisteminin İyonya’da ortaya çıkması tesadüf değildi. Ekonomik yapının ileri düzeyde olması, bilgi birikiminin varlığı, hoşgörüyü de beraberinde getirmiştir. Yani Milet kentindeki ortam, farklı inanç ve düşüncelere izin verecek kadar hoşgörülüydü. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilimsel bilgi felsefenin gelişimine katkı sağlamıştır. B) Felsefe toplumsal koşullar değerlendirilerek yapılır. C) Felsefi düşünce özgür toplumsal koşullarda oluşur. D) Farklı kültürlerle etkileşim felsefenin ortaya çıkışını hazırlamıştır. E) Felsefi düşüncelerin ortaya çıkışında önceki düşünceler etkili olmuştur.

3. Felsefede sorular çok önemlidir. Çünkü felsefe sorularla gelişir. İnsan zihni, gelişen ve değişen varlık, bilgi ve değerler hakkında sürekli bir arayış içindedir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefi soruların özelliklerinden biridir? A) Akıl ve mantık ilkelerine dayanması B) Dogmatik olmaması C) Varlığın özüne yönelik olması D) Kesin cevaplar içermemesi E) Öznel nitelikte olması

MEB 2018 - 2019



A) Bireyin davranışlarını yönlendiren kurallar nelerdir? B) Toplumsal kuralların amacı nedir? C) Gezegenler nasıl hareket eder? D) Bir gün neden 24 saattir? E) Yönetim nedir?

A) Nedensel açıklamalar gerektiren sorulardır. B) Olgusal dünyaya ilişkin sorulardır. C) Kesin cevapları olan sorulardır. D) Bilime yol gösteren sorulardır. E) Nelik ve anlam sorularıdır. Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Felsefenin soruları insanı, doğayı, evreni, toplumu sorgulayan, ama temelde özü belirlemeye yönelik sorulardır. Bir şey gerçekten bilinebilir mi? Eğer bilinebilirse bunun sınırları nedir? Bilgilerimizden ne kadar emin olabiliriz? Buna benzer sorular felsefenin temelini oluşturur.

Buna göre felsefe sorusu için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

6. Felsefe bilgisi, adeta bir şehrin ortasındaki yüksek kule gibidir. Kulenin şehre bakan pencereleri vardır. Her pencereden şehrin belli bir kısmı görünür, sadece kulenin en üst noktasında bulunan felsefe penceresinden bütün şehri görmek mümkündür. Başka bir deyişle felsefe bilgisi sayesinde insan, gerçeğe herhangi bir yönüyle parçacı bir yaklaşımla değil, mümkün olan her yönüyle genel olarak değerlendirilebilecek bir bakma olanağını kazanır.

Parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki niteliklerinden hangisi vurgulanmıştır? A) Sistemli ve düzenlidir. B) Sorgulayıcı bir bakış açısına sahiptir. C) Birleştirici ve bütünleştiricidir. D) Konuları evrensel bir özelliğe sahiptir. E) Öznel bir bakış açısına sahiptir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

2

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 2 7. Filozof, kendisinin de içinde bulunduğu dünyayı anlamak ve kavramak için her türlü bilgi, algı ve sezgi sonuçlarından oluşan düşünceyi açıklığa kavuşturur. Fakat filozof bununla yetinmez, yani dünyayı parçalanmış bir halde bırakmaz, üzerinde düşünülüp aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden hareketle dünyayı yeniden inşa eder ve onu bir bütünlüğe kavuşturur.

10. Felsefenin, soru sorma tekniğine sıkı sıkıya bağlı bir geleneği vardır. Verilen cevaplar son olmaktan öte yeni başlangıçlar için iyi gerekçelerdir. Felsefede sorgulamaya dönük şüphe duyma ve merak güdüsüyle sorunu çözmek ya da cevap vermekten çok yeni bir sorun alanına işaret etmek daha önemlidir. Böylece felsefi düşünme sorgulamanın sonucunu da sorgular.





A) Refleksif olması B) Konularının evrensel olması C) Temellendirmeye dayalı olması D) Çözümleyici ve birleştirici olması E) Tutarlı ve sistemli olması

8. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen, kendisine sunulanla yetinen bir insan için, felsefe gerekli değildir.

Bu açıklamada felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmıştır?



Parçada felsefi düşünce ile ilgili aşağıdaki niteliklerden hangisi vurgulanmıştır?

MEB 2018 - 2019

9. Felsefe hakikati araştırırken bilim gibi herkes için geçerli olabilecek bilgiler ortaya koymaya çalışmaz. Filozof ile bilim insanlarının soru sorma biçiminde farklılık vardır. Filozof, “Canlı türleri nasıl sınıflandırılır?” sorusunu sormaz; bu türden sorulara cevap aramaz. Filozof, “Bilim nedir?”, “Bilimsel yöntem nedir?” sorusuna cevap arar. “Düzenin aksayan yönlerini açığa çıkarmaz; “İdeal düzen nedir?” sorusunu irdeler.

Paragrafta felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır? A) Akla ve mantığa dayanması B) Öznel bir düşünce olması C) Temellendirmeye dayanması D) Refleksif bir düşünce olması E) Subjektif olması

11. Felsefede sorulardan çok cevaplar değişmektedir. Her filozof, örneğin en yüksek iyinin ne olduğu sorusuna içinde bulunduğu tarihsel ve sosyolojik koşullarından etkilenerek cevaplar vermiştir. Bu ise felsefi sonuçların mutlak bir kesinlik taşımadığını gösterir.

Bu parçadan felsefeyle ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Göreli bir bilgi olduğu B) İçinde bulunduğu koşullardan etkilendiği C) Aynı sorulara farklı cevaplar verildiği D) Dogmatik olmadığı E) Sonuçlarının herhangi bir değerinin olmadığı



A) Subjektiftir. B) Akla ve mantığa dayanan bir düşüncedir. C) Çözümleyici ve kurucu bir düşüncedir. D) Eleştirici ve sorgulayıcıdır. E) Temellendirmeye dayanır.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki niteliklerinden hangisi vurgulanmıştır?

12. Felsefe Karl Jaspers’in dediği gibi “düşünme uğraşında yolda olmak” ise bu yolu yürümek için iyi bir başlangıç noktasına gereksinim var demektir.

Buna göre felsefe için gerekli olan bu başlangıç noktası aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Toplumsal değerleri benimseme B) Eleştirel ve sorgulayıcı düşünme C) Otoritelerin görüşlerine başvurma D) Genel doğrulara göre düşünme E) Dünyayı olduğu gibi kabul etme

A) Akıl ve mantık ilkelerine bağlı olması B) Eleştirel bir tavır sergilemesi C) Doğru bilgiye ulaşma çabasında olması D) Subjektif olması E) Öz’e ilişkin olması

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

3

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 3 1. Hikmet, bütün olup bitenlerin esasını bilmektir. Felsefe ise bilgi peşinde olan ve bilgiyi seven bir kişinin düşünme etkinliğidir.

4.

I. Bildiklerimizin sınırı var mıdır?



II. Kaç tarz varlık vardır?



III. Evrenin ana maddesi nedir?



Bu açıklamada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?



IV. İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?



V. İnsanlar neden ve nasıl unutur?

A) Felsefe bilgiye ulaşma yolunda bir düşünme etkinliğidir. B) Felsefe hikmetten daha genel bir bilgidir. C) Felsefe bütün varlığı bilir. D) Hikmet sürekli yolda olmaktır. E) Felsefi bilgi olgulara dayanır.



Verilenlerden hangileri felsefenin cevap aradığı sorulardan değildir?

Ali’nin “felsefe yolda olmaktır.” Ayşe’nin “doğru düşünmektir.” Sema’nın “inanılanı sorgulamaktır.” Fatih’in “bilgelik sevgisidir.” Mehmet’in “düşündüğünü düşünmektir.”

Cevaplarını yazdığını görmüştür. Yukarıda verilen hangi isim Yunanca philosophia (felsefe) sözcüğünün kelime anlamını yazmıştır?

3. Platon’a göre felsefe doğruyu bulma yolunda düşünme etkinliğidir.

5. Kant’a göre felsefenin nesneleri algılamaktan çok, bilme tarzımızla meşgul olması gerekir.

Bu açıklamada aşağıdaki ifadelerden hangisi vurgulanmak istenmiştir? A) Felsefede amacın kesin bilgiye ulaşmak olduğu B) Felsefenin olanı incelemesi gerektiği C) Felsefenin açıklamalarında bitmişliğin olmadığı D) Felsefenin, bilimsel bilgi sonuçlarından yararlandığı E) Felsefenin, varlığa ait bilgilerimizi elde etme yöntemiyle ilgilenmesi gerektiği



A) Fatih B) Ali C) Mehmet D) Ayşe E) Sema

Bu tanıma dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Felsefe, hakikati aramak için ortaya konulan zihinsel bir çabadır. B) Felsefe, bilimsel olmayan önermelerden uzak durur. C) Felsefede hiçbir konuda son söz söylenmemiştir. D) Felsefede cevaplardan çok sorular önemlidir. E) Felsefe, bütün olan bitenlerin esasını bilebilir.

MEB 2018 - 2019

• • • • •

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Felsefe sınav kâğıtlarını okuyan bir felsefe öğretmeni “felsefe nedir?” sorusuna verilen cevapları kontrol ederken;

A) Yalnız I. B) Yalnız III. C) Yalnız V. D) I ve V. E) III ve V.

6. Filozof ele aldığı konuları farklı yollarla çözümleyerek açıklığa kavuşturur. Sonra da üzerinde düşünülüp çözümlenmiş ve aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden hareketle konularını yeniden inşa eder ve onu bir bütünlüğe kavuşturur.

Verilen açıklamada felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır? A) Eleştirici ve sorgulayıcıdır. B) Cevaplardan çok sorular önemlidir. C) Çözümleyici ve kurucudur. D) O düşünceyi ileri süren filozofun özgün görüşüdür. E) Ortaya konan önermeler kendi içinde tutarlıdır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

3

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 3 7. Felsefede ileri sürülen önermeler bilimde olduğu gibi olgularla test edilerek doğrulanamaz. Önemli olan ortaya konan düşüncenin çelişkisiz olmasıdır.

10. I. Bilgi, objesini tam olarak yansıtabilir mi?





IV. Ahlaki eylemlerin amacı nedir?



Verilenlerden hangileri felsefenin cevap aradığı sorulardan değildir?

Bu açıklamada felsefenin aşağıdaki hangi özelliği üzerinde durulmuştur?



II. Unutmanın nedenleri nelerdir?



III. Varlık değişken midir?

A) Cevaplardan çok sorular önemlidir. B) Çağın koşullarından etkilenir. C) Eleştirici ve sorgulayıcıdır. D) Bitmişlik ve kesinlik yoktur. E) Mantıksal ve tutarlıdır.

8. Felsefede soruların tek bir doğru cevabı olmadığı için önemli olan önermelerin birbiriyle mantıksal olarak bir aradalığıdır.

Verilen ifadede felsefenin aşağıdaki hangi özelliği vurgulanmaktadır?

11. Felsefi düşünme sadece sorgulananı tek taraflı düşünme değildir; aynı zamanda sorgulamanın kendisini veya sorgulama sonucunu da sorgulamaktır.

Açıklamada felsefi düşüncenin aşağıdaki hangi özelliği üzerinde durulmuştur? A) Çözümleyici ve kurucu bir düşüncedir. B) Cevaplardan çok sorular önemlidir. C) Merak ve hayretten doğar. D) Refleksif bir düşüncedir. E) Tutarlıdır.

MEB 2018 - 2019



A) Eleştirel bir tavır sonucu ortaya çıkmıştır. B) Kendi içinde tutarlıdır. C) Hiçbir konuda son sözü söylememiştir. D) Kapsamlı ve bütüncül bir bilgidir. E) Kişisel ve özgündür.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) Yalnız III. D) Yalnız IV. E) II ve III.

9. Felsefede söz konusu olan tek bir insanın değil, genel olarak insanın yaşantısıdır.

Verilen ifadeden felsefi düşünceye ait çıkarılabilecek özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) Cevaplardan çok sorular önemlidir. B) Sorgulayıcıdır. C) Akla dayalıdır. D) Yığılarak ilerler. E) Evrenseldir.

12. “Felsefe, yolda olmaktır.”

K. Jaspers’ın bu sözü, felsefenin aşağıdaki hangi özelliğini dile getirmektedir? A) Dogmatik olmaması B) Subjektif olması C) Bitmişlik ve kesinliğin olmaması D) Çağın koşullarından etkilenmesi E) Merak sonucunda ortaya çıkması

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

4

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 4 1. Sokrates, insan için en zor olanın seçme anı olduğunu söyler. Ona göre hayatın sunduğu bütün seçeneklerin bize ne kazandıracağını hesaplayarak her yerde ve her zaman mümkün olan en iyi hayatı seçebiliriz. Bütün bunları düşünür, ruhun aslını da göz önünde tutarsak, hayatı iyisiyle kötüsünü ayırt edebiliriz.

2. Hayatın her yerinde felsefe karşımıza çıkar. İleri sürdüğümüz bir fikrin doğru olduğunu iddia etmek için kanıtlar sunmaya başladığımızda, ahlaki tutumlarımızla ilgili karar vermek durumunda kaldığımızda, olgu ve olayları akıl yoluyla çözmemiz gerektiğinde felsefe yaparız. Bu parçada savunulan görüş aşağıdakilerden hangisidir?

5. Felsefenin araştırma alanı çoğu kez somut olan ve sınırları açıkça çizilmiş bir nesne veya olgu olmadığından, ondan deneysel bir çalışma bekleyemiyoruz. Bu nedenle filozofun sorunlara çözüm ararken, inançları, görüşleri, yaşantısı ve çağın olaylarından kendini soyutlaması güçtür.

Bu durum felsefi bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilgilidir? A) Subjektif olması B) Rasyonel olması C) Var olan her şeyi konu edinmesi D) Kesin bir doğruluk değerine sahip olması E) Kendinden önceki düşünürlerden etkilenmesi

3. Bilme edinimi, özne ile nesne arasında kurulan bağla gerçekleşir. Bilginin konusunu; insanın, karşısında bulduğu veya zihinde ürettiği toplumsal, politik, ekonomik, psikolojik her tür olay ve olgu oluşturmaktadır. İnsan, hem dış dünyadaki nesne hakkında hüküm veren özne hem de bir başkasının bilgisine konu olan nesne konumunda olabilir.

Buna göre bilginin ortaya çıkışı ile ilgili aşağıda verilen yargılardan hangisi doğrudur? A) Bilginin oluşumunda hem özne hem nesne olmak zorundadır. B) Bilginin konusu dış dünyadaki deneyimlerdir. C) Bilgi onu üreten öznenin algısına bağlıdır. D) Bilgi belli bir süreçte oluşur. E) Bilgi dış gerçekliktir.

MEB 2018 - 2019



A) Evrensel ahlak ilkeleri mümkündür. B) Sorgulama yapma felsefenin temelidir. C) Felsefi düşünceler birbirinden etkilenir. D) Felsefe insanın hayatında kaçınılmaz bir etkinliktir. E) Her felsefi düşünce içinde doğduğu toplumdan etkilenir.

Verilen tanım aşağıdaki kavramlardan hangisine aittir? A) Akt B) Bilgi C) Doğruluk D) Gerçeklik E) Temellendirme

Bu parçada felsefenin aşağıdaki hangi işlevinden söz edilmektedir? A) Hayatı anlama B) Özgün fikirler elde etme C) Doğru bilgiye ulaşma D) Yeni fikir akımları geliştirme E) Bilme isteğini geliştirme





Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü



4. “Suje ile obje arasında kurulan bağdan doğan üründür.”

6. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen, eleştirmeyen insan için felsefi düşünme söz konusu olamaz. Felsefe bilgisi varlıklar ve olaylar karşısında merak duyan insanlarda ortaya çıkar.

Bu parçada felsefi bilginin aşağıdaki hangi özelliğine vurgu yapılmaktadır? A) Sorgulayıcılık B) Bütünsellik C) Öznellik D) Kümülatiflik E) Tutarlılık

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

4

10. Sınıf Felsefe

Felsefeyi Tanıma - 4 7. “Senden evvel de pek çok insan aynı gökyüzünü paylaştı. Fakat bir kez olsun bakmayı düşünmediler masmavi gökyüzüne. Akıp giden zamanı hissetmediler. Koşulsuz hayatın meşguliyetine duydukları sarsılmaz teslimiyet duygusuyla ne olmak istedikleri konusunda en ufak tereddüt duymadan geldiler, baktılar ve gerçeği görmeden göçtüler bu dünyadan. Görmek isteyenlerin ise en büyük yardımcısı felsefe oldu.

A) Akıl yürütme becerisi kazandırmıştır. B) Bilginin temellendirilmesini sağlamıştır. C) Doğru bilgiyi mümkün kılmıştır. D) Aklı çelişkilerden kurtarmıştır. E) Gerçekliği sorgulamayı sağlamıştır.

8. “Ben kimim?”, “Evrenin bir amacı var mıdır?”, “Mutluluk nedir?”, “Doğru bilgi mümkün müdür?” türünden sorular soran felsefe, bu sorulara genel-geçer, nesnel ve kesin yanıtlar vermez. Çünkü her filozofun dünyayı anlama ve anlamlandırma süreci farklıdır.

Buna göre felsefenin sorduğu sorulara kesin, nesnel ve genel-geçer cevaplar vermemesinin nedeni aşağıdakilerden hangisi olarak gösterilebilir?



A) Konularının çeşitli olması B) Eleştirel olması C) Öznel olması D) Kümülatif olması E) Evrensel bir bilgi olması

9. Düşünme faaliyeti içinde kullanılan “nedir?” tarzındaki felsefi sorularla varlığın özü, insan bilgisinin imkânı ve sınırları, insanın evrendeki yeri belirlenmeye çalışılır. Bu tip soruların eksiksiz ve kesin bir cevaba ulaşması varlık, bilgi ve değer üzerine bütünsel bir bilginin ortaya çıkması veya bir insanın böyle bir bilgiye sahip olabilecek ölçüde olgunluğa ermesi halidir.

Parçada sözü edilen kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Filozof B) Erdem C) Hikmet D) Ahlak E) Metafizik

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Buna göre felsefi bilginin insana ve insanlığa en önemli katkısı aşağıdakilerden hangisi olmuştur?

MEB 2018 - 2019



10. • İbn’i Sina’ya göre felsefenin veya hikmetin amacı nesnelerin hakikatlerini bir insanın ulaşabileceği kadar bilmesidir. • Gazali’ye göre hikmet, insani aklın elde edebileceği bilginin kesin ve gerçek delillerle ilahi kaynağa dayandırılarak elde edilmesidir. • El Kindi’ye göre hikmet, değer ve mertebe yönünden sanatların en üstünüdür. Felsefe, varlığın hakikatini insanın akıl gücü ölçüsünde bilmesidir. Düşünceleri verilen bu filozoflarla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Hikmet sahibi olabilmek için felsefe yapmak gerektiği düşüncesini savunurlar. B) Bazı filozoflar hikmetin ilahi kaynaklı olduğunu iddia etmiştir. C) Felsefeden çok hikmet kavramına önem verdikleri söylenebilir. D) Hikmeti, insanın elde edebileceği en üst mertebe olarak değerlendirirler. E) Felsefenin insan aklının bir ürünü olduğunu savunurlar. 11. Felsefe köken olarak bilgiyi ve bilgeliği sevmek anlamına gelir, özgür düşünce ve eleştiriyle rasyonel bilgilere ulaşıp sorunları çözmeyi ve yaşamı buna göre düzenlemeyi amaçlar.

Buna göre felsefenin anlamı ile ilgili en kapsamlı ifade aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? A) Felsefe bilgeliğe ulaşma çabasıdır. B) Felsefe, belirli konularda araştırma yapmaktır. C) Felsefe gerçeği arama çabasının bir ürünüdür. D) Felsefe evren hakkında belirli bir görüş elde etme faaliyetidir. E) Felsefe, sorunların çözümü için sistemli ve tutarlı düşünme etkinliğidir.

12. Filozof felsefi soruları sorarken akla ve mantık ilkelerine uygun cevaplar da üretmelidir. Fakat öncelik varlığı anlamak için doğru soruları sormaktadır. Yani soru sormak önemli ama bunun yanında akla ve mantığa uygun cevaplar bulmak da gereklidir. Fakat her soru için farklı cevaplar verilebilir. Aynı zamanda her cevap yeni sorular da ortaya çıkarabilir. Dolayısıyla iki bin beş yüz yıllık felsefe tarihi, dinamizmini kaybetmeden varlığını sürdürmektedir. Parçada aşağıdaki yargılardan hangisi vurgulanmıştır? A) Felsefe evreni anlama çabasıdır. B) Felsefe tarihi insanlık tarihi ile başlar. C) Felsefe insanın en önemli etkinliğidir. D) Felsefede sorular cevaplardan daha önemlidir. E) Tarihi süreç içinde felsefenin alanı sürekli genişlemiştir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

5

10. Sınıf Felsefe

Felsefe ile Düşünme - 1 1. Paul Graham geliştirmiş olduğu “Anlamsızlıklar Hiyerarşisi” ile bir tartışmada yaşanan anlaşmazlıklara çözüm bulmaya yönelik bir yol önermiştir.

4. Doğruluk nedir? Bu soruyu kendi aklınıza dayanarak; “yanlış olmayan” şeklinde cevaplayabilirsiniz. Peki yanlış nedir? diye sorulsa: aynı akıl, “Yanlış, gerçeklikle uyuşmayandır.” şeklinde felsefi bir cevap verebilir. Bir septik, “gerçeği” ulaşılabilen bir şey olarak görmediğinden, doğruluğu tartışmayı dahi kendi aklına aykırı bulacaktır. Klasik bilim anlayışı ise bu soruya olgusal bir perspektifle yaklaşarak; nesnelerin gerçekliğinin denetlenebilirliği üzerinden cevap üretecektir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi karşı bir argümanı daha sağlam bir gerekçe ile karşılar? A) İddiaya karşı bir kanıt sunmadan sadece karşı çıkmak B) Söylenenden ziyade üsluba karşı çıkmak C) Tartışma konusuna değil de iddiayı ortaya atan kişiyi eleştirmek D) Herhangi bir kanıt sunmadan doğrudan kişiyi hedef almak E) Argümanın dayandığı ana fikri bulup onu çürütmek

II. Doğru ya da yanlış bir yargı bildiren cümleler III. Belli kanıtlara dayanarak ortaya atılan yeni bir yargı Verilen tanımlar sırasıyla aşağıdaki kavramlardan hangisine karşılık gelir?

A) Doğru bilgi, mümkün değildir. B) Doğru bilginin kaynağı akıldır. C) Doğru bilginin kaynağı konusunda farklı bakış açıları söz konusudur. D) Doğruluk ile ilgili ortak bir uzlaşı söz konusu değildir. E) Doğruluk bireye ve topluma göre değişmemelidir.

5. “Dünya yuvarlaktır.” önermesi “Dünya” diye adlandırdığımız gezegenin yuvarlak olması halinde doğru, olmaması halinde ise yanlış değeri almaktadır. Buna karşılık “Dünya” kendi başına ne doğrudur ne yanlıştır; fakat o gerçek bir varlıktır. Buna göre doğruluk ve gerçeklik ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Doğruluk bir değerdir. B) Gerçeklik bir tür var olma durumudur. C) Doğruluk, düşünceye bağlıdır. D) Gerçeklik, insan algısından bağımsızdır. E) Doğruluk, bilginin nesnesine uygunluğudur.

MEB 2018 - 2019



A) Önerme – görüş – argüman B) Önerme – argüman – görüş C) Görüş – önerme – argüman D) Argüman – görüş – önerme E) Görüş – argüman – önerme

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. I. İnsanın olay, varlık veya herhangi bir düşünceye dair bir anlayış geliştirmesi

Parçadan “doğruluk” kavramı ile ilgili çıkarılabilecek temel düşünce aşağıdakilerden hangisi olabilir?

3. Felsefede ileri sürülen bir görüş ya da sav için bir dayanak göstermek gerekir. Buna göre felsefeyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Varlığı bütün olarak ele alır. B) Eleştirici ve sorgulayıcıdır. C) Cevaplardan çok sorular önemlidir. D) Temellendirmeye dayalı bir düşüncedir. E) Çağın koşullarından etkilenir.

6. Doğruluk bilginin nesnesine uygunluğudur. Nesne soyut yada somut olabilir. Uygunsa doğru, değilse yanlıştır. Gerçeklik ise bir tür var olma-olmama durumudur. “Kar beyazdır.” önermesinin doğruluğu, yağan karın gerçekte beyaz olup olmadığına bakmaktan geçer. Bu parçaya göre doğruluğu gerçeklikten ayıran temel fark aşağıdakilerden hangisidir? A) Farklı kaynaklardan edinilmesi B) Yöntemli olarak edinilmiş olması C) Dış dünyada gözlenebilir olması D) Bilginin nesnesine uygun olup olmadığı E) Nesnel ve denetlenebilir olması

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

5

10. Sınıf Felsefe

Felsefe ile Düşünme - 1 7. Bilgi felsefesinin temel konularından olan doğruluk ve gerçeklik ilişkisi hakkında filozoflar, bazı doğruluk ölçütleri geliştirmişlerdir. Bu ölçütlerden en önemlisi olan tutarlılık, bize sağlam bir zeminde hareket etme fırsatı vermekle birlikte süreç boyunca, artık güvenlik sigortamız olacaktır.

10. Felsefe karanlıkları delmek gibi bir şey, karanlıkların içinden ufacık bir gün ışığı bulup bu ışığı büyük bir ateş topuna dönüştürmek. Felsefe ile ilgili söylenen bu sözlerden, aşağıdaki sonuçlardan hangisi çıkarılamaz?

Parçadan çıkarılacak sonuç aşağıdakilerden hangisidir?

A) Felsefe bilinmeyene doğru sürüklenip gider. B) Felsefe olayları derinlemesine inceler. C) Felsefe küçük ipuçlarını değerlendirir. D) Felsefenin görevi karanlıkları aydınlığa çıkarmaktır. E) Felsefe cevapları henüz bulunmamış soruların üzerine gider.

8. Tümevarım, tek tek olayları gözlemleyerek yargılara ulaşmaktır. Tümevarımın bize yaşadığımız dünya hakkında oldukça güvenilir bilgiler sağladığı düşüncesi her zaman yol gösterici olmuştur. Buna göre tümevarım hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

11. I. İnsan, eylemleri sırasında özgür müdür? II. İktidarın kaynağı nedir? III. Duyu organlarımız bizi yanıltır mı? IV. Evrende bir değişme var mıdır? Verilen sorular aşağıdaki felsefe alanları ile eşleştirildiğinde hangi seçenek açıkta kalır? A) Epistemoloji B) Etik C) Siyaset felsefesi D) Estetik E) Ontoloji

9. Herakleitos “gerçeği söz haline getirmeden, başka deyişle dile dökmeden önce insanlar anlamadılar.” demiştir. Herakleitos’un bu sözle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan konuştuğu için düşünür. B) Düşünce varlığını dil ile gerçekleştirir. C) Gerçeklik düşünülemez, yalnız sözle ifade edilir. D) Düşünme ve konuşma eylemleri birbirinden farklı şeylerdir. E) Gerçeklik genel ve soyut olduğu için anlamak ve anlatmak güçtür.

MEB 2018 - 2019



A) Mantıksal doğrulara ulaşır. B) Mutlak olarak kanıtlanmış bilgiler verir. C) Geçmişe yönelik açıklamalardan oluşur. D) Özelden genele varmaktır. E) Genel prensiplere dayanarak gözlemleri açıklar.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Tutarlılık bilginin can yeleğidir. B) Gerçeklik, özneden bağımsızdır. C) Doğrunun ölçütü dış dünyada işe yaramasıdır. D) Felsefede doğru bilgiye ulaşmak imkânsızdır. E) Bilginin sınırı dış dünyadaki gerçeklikten ibarettir.

12. Bilme edimi, oldukça karmaşık bir süreçtir. Şu anda bu satırları okurken bile; belki bir “acaba” deyip merak ettiniz ve bu edimin nasıl gerçekleştiğini kendinize sormaya başladınız bile, kim bilebilir? Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisine cevap aranmaktadır? A) Nasıl biliriz? B) Bilginin ölçütü nedir? C) Bilginin sınırı nedir? D) Bilginin kaynağı nedir? E) Bilginin değeri nedir?

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

6

10. Sınıf Felsefe

Felsefe ile Düşünme - 2 1. Şu an sizin için önemli olan nedir? diye sorulsa açlığın sınırında olan bir kişi “yiyecek” der. Sıcaktan bunalan bir kişi “serinlik” der. Kendisini yalnız hisseden birisi, “başka insanlarla beraber olmak” der. Acaba tüm bu ihtiyaçlar karşılansa, yine de tüm insanları ilgilendiren başka şeyler var mıdır? Evet, her şeyin ötesinde, insanların ihtiyaç duyduğu başka bir şey vardır: “İnsanlar, kim olduklarını ve neden yaşadıklarını bilmek” isterler. Bu isteklerini karşılamak için de felsefi bir tavıra ihtiyaç duyarlar.

4. Öğretmenin, sınıfta uygulayacağı herhangi bir test için yetkin oluşu, onun bu konuyu tam manasıyla özümsemiş olduğu anlamına gelir. Çünkü sınayan, sınanandan daha yetkin olmalıdır. Bir röntgeni inceleyen doktorun hastalığın nerede olduğunu görebilmesi gibi, öğretmende cevap kağıdına baktığı zaman öğrencinin yanıtından, o konuyu hangi ölçüde öğrendiğini veya nerelerde eksikliklerinin olduğunu çıkarsayabilir. Paragrafta anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Felsefe, sorduğu sorularla bilimin ufkunu açar. B) Felsefe, insanların yaşamını anlama ve hakikati görme merakından doğar. C) Felsefe, yaşamın sınırlı alanlarında insanlığa ışık tutan bir disiplindir. D) Felsefe, binlerce yıldan beri ortaya konan fikir ve düşünceleri tanıma olanağı sağlar. E) Felsefe, pratik yaşamda akıl yürütebilmek için gerekli temelleri oluşturur.

2. Her çağdaki sanatsal yaratımın özellikleri ve anlamı her zaman kendi ifadesi olduğu toplum tasarısıyla nedensel bir bağlantı içindedir. Buna göre sanat, toplumsal tepkilerin ve düşünce farklılıklarının etkisinde kalmıştır. Toplumsal bilinç biçimi geliştikçe ve toplumun manevi yaşam içindeki rolü arttıkça, toplumsal devinimlerin sanat yaratımı üstündeki etkisi de o denli artmıştır. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

3.   • Sıcak havalarda ince, soğuk havalarda kalın giysiler giyilmesi gerektiğinin bilinmesi • Suyla dolu bir havuza taş gibi bir madde atıldığında taşın dibe batacağının bilinmesi Verilen bilgilerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Sezgisel olmaları B) Deneyimlerle elde edilmesi C) Doğuştan, akıl yoluyla gelen bilgiler olması D) Temelinde inanç bağının bulunması E) Olgusal bağlantılarının bulunması

MEB 2018 - 2019



A) Toplumun sanat üzerinde bir etkisi yoktur. B) Sanat evrensel ürünler ortaya koyar. C) Sanatçı topluma yön veren bir kişidir. D) Sanat üretildiği toplumdan etkilenir. E) Toplumun sanata etkisi sanatçıyı kısıtlar.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bu parçaya göre felsefeyle ilgili çıkarılabilecek en doğru yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Doğru bilgi üretmek için küçük detaylara bakmak zaman kaybıdır. B) Belli bir alandaki yetkinlik, o alanın derinlemesine kavranmış olmasına bağlıdır. C) Metafizik önermelerin doğruluğunu denetlemek, uzmanların işidir. D) Doğru bilgi yoktur, olsa da bilinemez ve başkasına aktarılamaz. E) Doğru bilginin ölçütü günlük yaşamda işimize yaramasıdır.

5. Evreni ve insanı açıklamaya çalışan dinin kaynağında Tanrı inancı vardır. Bu inanç dinde sezgi, vahiy ya da kutsal kitap aracılığıyla temellendirilir. Dinde eleştiriye, temel iddiaların doğruluğundan kuşku duymaya hiçbir şekilde yer yoktur. Bu parçada vurgulanan dini bilginin özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Sorgulamaya kapalı olması B) Evrensel mesajlar vermesi C) Toplumsal yaşamı şekillendirmesi D) Ahlaki ögeler içermesi E) Toplumsal kontrol aracı olması

6. Aristoteles’i içinde bulunduğumuz bu dünyada, var olan şeyler arasındaki düzen fikri, “nedensellik” ilkesine itmiştir. Hume ise tam tersine “nedensellik” düşüncesini reddedip, bunun bir alışkanlıktan kaynaklandığını, evrende düzensizliği de görebileceğimizi savunmaktadır. Bu iki görüşten yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Evrende bir amaçlılık ve yönelim vardır. B) Evren tek bir şey tarafından oluşturulmuştur. C) Evrende amaçlılık söz konusu değildir. D) Her ikisi de varlığın var olma amacını sorgulamıştır. E) Her ikisinin de düzen ve nedensellik arasındaki ilişkiye bakış açıları farklıdır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

6

10. Sınıf Felsefe

Felsefe ile Düşünme - 2 7. Felsefe tarihinde pek çok filozof, töz problemiyle ilgilenmiştir. Leibniz cevherlerin sonsuz sayıda, her biri bölünemez bir “monad”; yani bir “birlik”ten oluştuğunu düşünmektedir. Demokritos’un söylediğinin tersine, cevherin etkinliğini ve gücünü, maddî bir şey olarak değil, maddî olmayan bir şey olarak düşünmüştür. Descartes ise varlığın “ruh-beden” olmak üzere iki, Spinoza ise “bir” cevherden oluştuğunu ifade etmektedir.

10. 20. yy’da etik, “iyi”, “doğru”, “ödev” gibi kavramların ne anlama geldiğinin gösterilmesi ve “neden yalan söylememem gerekir?”, “niçin ahlaklı olmalıyım?” türünden soruların temellendirilmesiyle yetinirken, günümüzde özellikle teknoloji alanında yaşanan hızlı değişim, sadece doğada değil, bizim yaşamımızda ve gelecek nesiller üzerinde de çeşitli tahribatlara yol açmaktadır. Bu nedenle günümüz etiği sadece teorik tartışmalar yapmakla kalmayıp insanın ve doğanın karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgili çözüm üretmek üzerine de çalışmaktadır.

Parçada anlatılan görüşlerin ortak problemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tek gerçekliğin ideal varlıklar olması B) Gerçekliğin, salt algıya dayandırılarak açıklanması C) Görünen ve gerçeklik ikileminin zihinsel bir yanılgı olması D) Dış dünyanın gerçekliğinin reddedilememesi E) Gerçeği algıya dayandıranların, metafiziği reddetmemesi

9. Felsefe öğretmeni Nejla Hanım ahlak felsefesi dersinde sınıfa bir soru yöneltmiş ve Ahmet ile Hülya’dan aşağıdaki cevapları almıştır. Ahmet: Ahlak insanın ortaya koyduğu bir ürün değildir. Doğaüstü bir güç tarafından belirlenmiştir. Hülya: Bence ahlak insan zihninin bir ürünüdür. Bu cevaplara göre öğretmenin sorusunun aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenebilir? A) Ahlakın kaynağı nedir? B) Ahlaki eylemlerin amacı nedir? C) Evrensel ahlak yasaları mümkün müdür? D) İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür? E) Bütün insanlar için ortak bir iyi ve kötü var mıdır?

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Paragrafta Berkeley’e yapılan eleştiri aşağıdakilerden hangisidir?



8. Berkeley görünüş ve gerçeklik ikilemi sorununu ele aldığında, varlığı algı yoluyla temellendirmek istemiştir. Dış dünyanın gerçekliğini zihin tarafından algılamayla temellendiren Berkeley için duyum ve deneyim dışında bir hakikatten söz edilemez. Ancak Berkeley’in aksini savunan görüşün argümanına bakılırsa “benim göremiyor olduğum şeylerin var olma ve olmama olasılığı, aslında aynı doğruluk değerine sahiptir.” Bu durumda tek tip bakış açılarından kaçınmak gerekir.

Aşağıdakilerden hangisi bu durumun sonucu olarak gösterilebilir?

MEB 2018 - 2019

A) Varlığın özünde madde olup olmaması B) Tözün nitelik ve niceliğinin ne olduğu C) Cevherin mahiyetinin anlaşılamaması D) Varlığın somut ya da soyut olması E) Cevherin niteliği ve sayısının değişmemesi

A) İnsan merkezli bakış açısı gelişmiştir. B) Uygulamalı etik ve alanlarının önemi giderek artmıştır. C) Etik, ahlaki eylemin amacı nedir? sorusu ile kendini sınırlamıştır. D) İnsanın doğaya egemen olması gerektiği görüşü pekişmiştir. E) Teknolojik gelişmelerin her durumda desteklenmesi gerektiği anlaşılmıştır.

11. “İnsan yalnızca evrenin bir unsuru, bütün tarafından belirlenmiş doğanın küçük bir parçası, evren makinesi içinde basit bir dişlidir.” diyen bir düşünürün görüşleri aşağıdaki yargılardan hangisi ile çelişir? A) Ahlaki özgürlükten söz edemeyiz. B) Evren mekanik ve bilimsel yasalara göre işlemektedir. C) Ahlaki kararlar insan iradesinin dışındaki nedenlere bağlıdır. D) İnsan doğal, toplumsal ve psikolojik olarak belirlenmiştir. E) İnsan ahlaki eylemde bulunurken kendi iradesi ile hareket eder.

12. Sokrates’in Menon diyaloğundaki ünlü çıkarımı şöyledir: Öncül 1: Kötü biri, zarar vermeye eğilimlidir. Öncül 2: Hiç kimse isteyerek başkalarını zarar vermeye eğilimli kılmaz. Sonuç: Hiç kimse, birini isteyerek kötü insan haline dönüştürmez. Bu çıkarımdaki argüman aşağıdaki hangi şekilde değerlendirilemez? A) Kötülük, zarar vermeye eğilimlidir. B) Kimse isteyerek yanlış yapmaz. C) Bir kişi diğerine farkına varmadan zarar verebilir. D) Hiç kimse kötü değildir. E) Kötülük bilgi eksikliğinden kaynaklanır.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

7

10. Sınıf Felsefe

Varlık Felsefesi - 1 1. “Var olan” denilince, yalnızca beş duyu organımızla algıladıklarımız akla gelmemelidir. Atomdan galaksilere, ruhtan Kaf dağına dek pek çok nesne gerçek dünyada yahut zihinde ayrı bir varlık alanına karşılık gelmektedir.

4. Aşağıdakilerden hangisi bilim ve felsefenin varlığı ele alış tarzını yansıtmamaktadır? A) Bilime göre varlık olgusaldır. B) Felsefe varlığı bir bütün olarak ele alır. C) Felsefe sadece ideal varlığı inceler. D) Bilim varlığa determinist açıdan bakar. E) Bilimler yöntemlerine göre varlığı parçalara ayırır.

Bu açıklamada varlık hakkında anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sadece olgulardan ibarettir. B) Tüm “var olan” düşünen bir zihne bağlıdır. C) Zihnin dışında algılanan her şeydir. D) İnsan bilgisinin sınırlarını aşmaktadır. E) Soyut ve somut olma özelliğine sahiptir.

3. Felsefe, “evren nasıl var oldu?”, “her türlü değişime rağmen, değişmeyen bir şeyler var mıdır?”, “evrendeki düzeni sağlayan nedir?” , “görünenlerin arkasında bir gerçek var mıdır?”... şeklinde uzayıp giden pek çok soruya cevap aramaktadır. Sıradan insanlar da, filozof da aslında aynı soruları hayatı boyunca belki de defalarca kendisine sormuştur. Hiçbir insan olmamıştır ki, bu konular üzerinde kafa yormasın. Ontoloji ile ilgilenen filozoflar bu sorulara mantıksal temellendirmelerle cevap vermeye çalışmışlardır. Parçaya göre filozofun ontolojik sorunlar karşısındaki ayırt edici tutumu aşağıdakilerin hangisinde doğru ifade edilmiştir? A) Filozof bilimin somut verileri yerine, soyut ve doğaüstü konuları ele almalıdır. B) Filozof açıklamalarında akılcı ve tutarlı olmaya çalışır. C) Filozoflar varlığın ne olduğuna dair henüz kesin bir yanıt verebilmiş değildir. D) Filozofların temel hedefi görünenden hareketle, ideal varlığa ulaşmaktır. E) Sıradan insanlar filozoflardan farklı olarak bu tür sorulara cevap vermekten çekinir.



Buna göre “var olan” hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

MEB 2018 - 2019

2. Varlık felsefesinde “var olan” kavramıyla, zamanda ve mekânda var olan nesnelerin yanında, zihinde varlık bulan nesneler de kastedilmektedir.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Olgusaldır. B) Fenomendir. C) Maddedir. D) Hem gerçek hem ideadır. E) Hem değişen hem değişmeyendir.

5. I. Evrenin ana maddesi nedir? II. İnsan eylemlerinde özgür müdür?

III. Yalnızca maddesel varlıklar mı vardır, yoksa tinsel varlıklar da var mıdır?



IV. Varlık var mıdır?



V. Varlık kaç tarzdadır? Verilen sorulardan hangileri diğerlerinden farklı bir felsefe disiplinine aittir? A) I.

B) II. D) IV.

C) III. E) V.

6. Felsefe şeyleri bize göründükleri halleriyle incelediği kadar, bunların arka planında neler olabileceğine dair genel açıklamalarla da ilgilenir. Bu anlamda felsefe, Sümerlilerden bu yana algıların tanzim edilerek transandantal bir bütünlüğe ulaşılması sürecidir. Bilim ise gün geçtikçe uzmanlaşmakta, ayrıntılarda boğulmaya devam etmektedir. Parçada anlatılan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilim varlığa eleştirel yaklaşırken, felsefe kesin kabuller içermektedir. B) Bilim deney ve gözleme, felsefe akıl yürütmeye dayanmaktadır. C) Felsefe pratik kaygılar için, bilim teorik amaçla yapılmaktadır. D) Filozoflar elde ettiği sonuçları bilim adamlarının hizmetine sunmaktadır. E) Felsefe varlığı bütüncül olarak incelerken, bilim parçalayarak ele almaktadır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

7

10. Sınıf Felsefe

Varlık Felsefesi - 1 7. • Evren akıllı bir düzen içinde mi çalışmaktadır?

10. • Varlığın niceliği nedir? • Varlığın niteliği nedir?

• Evrenin tözü nedir?

• Varlık var mıdır?

• Var olmanın koşulu nedir?

• Gördüklerimiz gerçek midir?

Aşağıdakilerden hangisi verilen sorulara bir cevap olamaz?

Verilen sorulara aşağıdakilerden hangisi cevap niteliğinde değildir?

A) Bir ırmakta iki kez yıkanılmaz, her şey değişir. B) Evrende rastlantıya yer yoktur. C) Var olan her şeyin temeli maddedir. D) Varlık onu algılayan özneye bağlıdır. E) Bilginin kaynağı duyumdur.

A) Varlık birbirine indirgenemez iki tözden oluşur. B) Varlık ilk kez Aristoteles tarafından tanımlanmıştır. C) Varlık dış dünyada gördüklerimizden ibarettir. D) Var olan her şeyin özü maddedir. E) Varlık esasen yoktur.

A) Ontoloji - Varlık nedir? B) Epistemoloji - Doğru bilgi mümkün müdür? C) Etik - Evrensel ahlaki ilkeler var mıdır? D) Epistemoloji - Değer nedir? E) Ontoloji - Güzel nedir?

9. “İnsanoğlu evrende olan biteni anlamak için felsefe öncesi dönemde mitolojileri, İlk Çağ’da doğa olayları üzerinden bir öz bulma çabasını, Orta Çağ boyunca ise yüce bir gücün kudretini gerekçe göstererek açıklamaya çalışmıştır. Rönesans sonrası ise aklı temel alan açıklamalara yönelim göstermiştir. Artık gerek teolojik, gerekse metafizik dönemler bitmiş, bilimin aydınlığında pozitif bir döneme geçilmiştir. Bu nedenle felsefede metafizik unsurlar artık önemini yitirmiştir.” diyen bir filozofun görüşü aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) “Varlığa ilişkin bilgi akılla elde edilir.” diyen rasyonalizm B) “Varlık hem ruh hem maddedir.” diyen düalizm C) “Varlık fenomendir.” diyen fenomenoloji D) “Var olan her şeyin temeli maddeseldir.” diyen materyalizm E) “Varlığa ilişkin gözlemlenebilir olgu ve olaylar bilinebilir.” diyen pozitivizm



Buna göre aşağıdakilerin hangisinde felsefenin varlığı kendisine konu edinen disiplini ve bu disiplinin temel sorusu doğru olarak verilmiştir?

MEB 2018 - 2019

8. Astronomi, uzayı; biyoloji, canlıları; psikoloji ise insan davranışlarını inceler. Bütün bunlarda ortak olan ise var olan şeyler olmalarıdır. Bu bizi varlık hakkındaki en temel soruya götürür.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

• Evren ve insan ilişkisinde zaman kavramının yeri nedir?

11. Hobbes’a göre her varlık cisimdir ve cisimdeki her olay bir harekettir. Ruh da bir cisim olduğuna göre algılarımızın, duygularımızın ve düşüncelerimizin temelinde maddi hareketler vardır. Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi Hobbes’un varlık görüşüyle bağdaşmaz? A) Ruhsal ve cisimsel varlıklar mekanik hareket kanun¬larına bağlıdır. B) Var olan, duyusal yoldan algılanabilendir. C) Cisimler var olanların temelini oluşturur. D) Ruhsal olayların temelinde madde bulunur. E) Var olan her şeyin özü ruhtur.

12. Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. İnsanoğlu Orta Çağ boyunca akıl anahtarlarının tek sahibi konumundaki kilisenin varlık anlayışını sorgulamaksızın kabul etmek yerine, artık aklının anahtarını eline alarak kullanma cesaretini göstermiştir. Fakat aşırı mekanik ve aklı kutsayan yeni yaklaşımlar nedeniyle bu kez de, insanın duygu varlığı olduğu gerçeği yadsınmaya başlamıştır. Romantizm bu nedenle 18. yüzyılda bilim ve aklın karşısına duygu ve sanatı koyarak, yaratıcılıkta özgürlük ve coşkunluğu öne çıkarmıştır. Parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Aydınlanma öncesi dönemde dini ve geleneksel düşünceler ağır basmaktadır. B) Romantizm aklı kutsayan düşünceler yerine insani duyguları öne çıkarmıştır. C) Varlığa dair düşünceleri belirleyen kriterler zaman içinde değişim göstermiştir. D) Varlığa bakış ölçütleri zamanla değişse de, dini ve geleneksel düşünce her zaman hakim olmuştur. E) Aydınlanma dogmatik düşünceler yerine, otorite olarak akıl ve bilimi seçmiştir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

8

10. Sınıf Felsefe

Varlık Felsefesi - 2 1. Felsefenin ele aldığı “varlık” kavramı ile bilimin kullandığı “varlık” kavramı aynı anlama gelmez. Felsefe için varlık, her şeyden önce bir şüphe konusudur. Oysa bilim için varlık, gündelik yaşam dilinin ifade ettiği her bir somut nesneden başka bir şey değildir.

4. Felsefe tarihi içerisinde filozoflar var olanı tanımlamak için varlığın gerisinde, ona temel olan bir şey aramışlardır. Herakleitos varlığın ilk nedenine “ateş” derken, Demokritos var olanın temelinde “atomlar” olduğunu söylemiştir. Platon’ da ise değişen dünyanın varlık sebebi değişmeyen, maddi olmayan “idea”dır.

Buna göre bilimin varlığa yaklaşımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Varlık en son şeydir. B) Var olan her şey gerçektir. C) Var olanların gerisinde genel bir ilke vardır. D) Varlık, felsefenin konusu dışında kalmaktadır. E) Varlığı anlamak için olgusal dünyayı incelemek yeterlidir.

2. Günlük yaşamın sorgulayıcı olmayan akışı içerisinde varlık kavramı pek fazla dikkat çekmez. Fakat ihtiyaç duyulan bir nesnenin var olup olmadığı dikkat çeker. Oysaki bir filozof için var olmanın ne olduğunu düşünmek yaşamanın doğrudan kendisidir. Buna göre felsefenin varlığa yaklaşım tarzı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

5. Bir felsefe öğretmeni, derse başlamadan önce kürsüde bulunan sandalyeyi eline alıp öğrencilere, “Bu sandalyenin var olduğunu kim kanıtlayacak?” diye sorar. Bunun üzerine öğrencilerden biri öğretmenine şöyle bir soru yöneltir: Hangi sandalyenin? Bu parçaya göre felsefenin, varlığa bakış açısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığı tarzlara ayırması B) Varlıktan şüphe etmesi C) Olgusal varlık alanını sorgulaması D) Varlığın var olduğunu kabul etmesi E) Görünen nesneler üzerinde araştırma yapması

3. Bilimler ele aldıkları nesnenin nasıl, ne şekilde var olduğuyla ilgilenmez. Bilimler için herhangi bir şeyin var olup olmamasının dışında, kendi başına bir varlık olması sorunu yoktur, yani bilimler varlığın kendisini sorun edinmezler. Bu bir felsefe sorunudur. Felsefe varlığı kendisine konu edinerek “varlık nedir?” diye sorar. Buna göre felsefe ve bilimin varlığa yaklaşımlarındaki farklılık için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Felsefe varlığın kendisini sorun edinir. B) Bilim, deney ve gözlem konusu olan varlık alanıyla ilgilenir. C) Bilim olgusal alanla sınırlandırılmış bir etkinliktir. D) Bilim varlığın var olduğu konusunda bir ön kabule dayanır. E) Felsefe varlığı parçalara ayırarak ele alır.

MEB 2018 - 2019



A) Felsefe güncel olmayan varlıklara yönelir. B) Felsefe varlık olmanın ne olduğunu sorun edinir. C) Felsefe varlık olmanın işlevselliğini sorgular. D) Felsefe neyin var olması gerektiğini sorgular. E) Felsefe yaşamsal ihtiyaçlar için varlığın değerini sorgular.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Varlığın nasıl olması gerektiğini araştırır. B) Yeni varlık türleri tasarlar. C) Varlığı maddi olarak görür ve inceler. D) Varlıkları düşünsel ve gerçek olarak sınıflar. E) Varlıkları değerli ve değersiz olarak ayırır.

6. • Varlık nedir? • Var olanların ana maddesi nedir? • Görünenlerin arkasında görünmeyen bir şey var mıdır? • Çoklukta birlik mi vardır? • Değişmelerin arkasında değişmeyen bir şey var mı? Verilen sorulara ilişkin aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Soruların bazıları nelik ve anlam sorularıdır. B) Ontolojinin temel sorularıdır. C) Tüm sorulara bilim de cevap aramaktadır. D) Sorulara verilen cevaplar farklılık gösterir. E) Tarihte ilk felsefeyi başlatan sorulardır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

8

10. Sınıf Felsefe

Varlık Felsefesi - 2 7. Kaos var oluşa izin vermez. Kaos var olmanın değil, olamamanın karşılığıdır.

10. Descartes’e göre ruhun öz niteliği düşünmedir. Maddenin temel niteliği yer kaplamadır. Ruh ile madde birbirinden özce farklı olan ve birbiriyle uzlaşamayan iki cevherdir.

Bu ifade aşağıda verilen sorulardan hangisine cevap niteliğindedir?

Buna göre Descartes’in düalizmi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Kaç türlü dünya vardır? B) Dünyada yaşanan kaosun sebebi nedir? C) Evrende dünyanın yeri nedir? D) Evrende düzen var mıdır? E) Kaos evreni nasıl etkiler?

II. Varlık kaç tarzdadır? III. Varlığın ana maddesi nedir? IV. Gerçek varlık nedir? V. Dünyanın şekli ve hareketleri nasıldır? Verilen sorulardan hangileri felsefenin varlıkla ilgili temel sorularından değildir?

11. Varlık felsefesi, olgusal ya da zihinsel tüm varlıkları, daha doğrusu bir bütün olarak ‘varlık’ı inceler. Varlığından ya da yokluğundan, niçin ve nasıl var olduğundan ve var olanın ne olduğundan emin olmaya çalışır. Buna göre varlık felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Varlığın belli bir tarzıyla sınırlı olmadığı B) Varlığın var olduğundan kuşku duymadığı C) Varoluşun kaynağı hakkında düşündüğü D) Varlığın kendisini konu edindiği E) Varlığın yapısını anlamaya çalıştığı

MEB 2018 - 2019



A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) Yalnız V. D) I ve II. E) III ve V.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. I. Gerçekten bir şeyler var mı?

A) Maddenin öz niteliği düşüncedir. B) Ruh-madde aynı niteliklere sahiptir. C) Asıl varlık ruhtur. D) Maddenin varlığı ruha bağlıdır. E) Varlığın ruh ve madde olarak ayrı iki yönü vardır.

9. Evrenin işleyişi makine gibidir, hiçbir sapmaya izin vermez. Bütün gücü determinist yapısından kaynaklanır. Evrende neler nasıl var olabiliyorsa öyle olur ve oluş süreçleri asla değişmez. Evrenin varlığını bu şekilde yorumlayan bir yaklaşım için aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Evrende her şeyin bir amacı vardır. B) Evrenin oluş yapısı değiştirilemez. C) Evrende özgürlükten söz edilemez. D) Her şey neden sonuç ilişkisine bağlıdır. E) Evrende değişmeyen bir düzen yapısı vardır.

12. Değişme; hem var olma ve yok olma hem de zamana ve mekâna bağlı olarak içerik ve biçim bakımından farklılaşma anlamına gelir. Gerçekten var olan her şey, kesintisiz bir değişme halindedir. Ve mademki her şey değişmektedir, öyleyse değişme her şeydir. Bu yaklaşıma göre varlık aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilebilir? A) Düşünce B) Madde C) Oluş D) İdea E) Fenomen

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

9

10. Sınıf Felsefe

Bilgi Felsefesi 1. Bir felsefi düşüncenin sistemli olabilmesi için ortaya konan bilgilerde uygunluk, kavramlar ve önermeler arasında tutarlılık, apaçıklık, pratik yarar ve tümel uzlaşım ölçütlerine uygun olması gerekir. Bunlar olmaksızın yola çıkan filozofun akıbeti, pusulasız yola çıkıp fırtına içinde rotayı kaybeden kaptana benzer.

4. Bilgi felsefesi bilgimizin temel özelliklerini, kaynağını ve sınırlarını inceler. Bilen özne ile bilinen nesne arasındaki bilgi sürecini tamamıyla ele alır ve bu süreçteki tüm ögeleri analiz eder. Bilginin ne olduğunu, nasıl ve hangi yollardan elde edildiğini irdeler. Buna göre aşağıdakilerden hangisi bilgi felsefesinin temel sorunlarından biri değildir?

A) Felsefi sistemler, toplumsal gelişmelerin ürünüdür. B) Bilgi, dış dünyadaki gerçeklik ile sınırlıdır. C) Felsefi bilgi doğruluk ölçütlerine uygun olmalıdır. D) Doğruluğun ölçütü, onu üreten özneye bağlıdır. E) Sistem her filozofun varacağı nihai bir hedeftir.

A) Bilgi nasıl oluşur? B) Bilginin değeri nedir? C) Evrensel ahlak yasası olanaklı mıdır? D) Bilginin kaynağı nedir? E) Doğru bilgi mümkün müdür?

2. Bir yargı ya da önerme gerçeklikle uyuşuyorsa ya da ifade ettiği bilgi, gerçekliğe denk düşüyorsa o bilgi doğrudur. Örneğin “‘Bu kapı demirdendir.” önermesi ancak ve ancak o kapının demirden olması durumunda doğrudur. Verilen açıklama aşağıdaki sorulardan hangisine cevap niteliğindedir?

3. Wegener’e göre bütün kıtalar Pangea adlı büyük bir ana karanın parçalanmasıyla ortaya çıkmıştır. Önce irili ufaklı kara parçaları oluşmuş, sonra insanlar bunları keşfederek Pangea’nın varlığına dair ipuçları elde etmiş, nihayet en sonunda zihinlerinde onun varlığını kesinleştirmişlerdir. Bu keşif tıpkı yapbozun parçalarını birleştirmek gibidir. Yapbozu yapıp tekrar bozarız, sonra tekrar yaparız. Bu işlem sonu olmaksızın devam edebilir. Parçadan yola çıkılarak felsefenin bilgiye yaklaşımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Genelleyici bir bakışla yaklaşır. B) Objektif konulardan hareket eder. C) Sonuç olarak insanlığa yararlıdır. D) Sonu gelmeyen bir keşif sürecidir. E) Bilmek için bilme arzusuyla yapılır.

MEB 2018 - 2019



A) Doğru bilgi mümkün müdür? B) Doğru bilginin ölçütü nedir? C) Bilgilerimizin kaynağı nedir? D) Doğru bilginin sınırları var mıdır? E) Doğruluk ve gerçeklik arasındaki fark nedir?

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

5. Bilmenin imkânı sorusu zaman zaman karamsarlığa kapılmamıza neden olsa da, bu çarpışma yolculuğun devamı için bir engel değildir. Gorgias’ın “doğru yoktur!” haykırışına şahit olurken, birdenbire Platon’un asıl gerçekliği başka dünyadaki idealar alemine dayandırmasına; oradan da Hegel’in gerçek olanı aklileştirme serüvenine geçebiliriz felsefede. Düşünmenin derin dehlizlerinde sonluluk olmadığını ve duvarın öbür tarafına geçmenin de mümkün olabildiğini görürüz. Parçada felsefe ile ilgili açıklanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilginin kaynağının ne olduğu B) Bilginin sınırlarının olup olmadığı C) Bilginin değerinin ne olduğu D) Doğru bilginin ölçütlerinin ne olduğu E) Bilgi felsefesinin problemlerinin neler olduğu

6. Kant’a göre bilgi hem zihinden hem deneyden gelen verilerin birleşmesi sonucu oluşur. Hegel, Kant’ın bilginin oluşumu ile ilgili öne sürdüğü dış dünyadan, yani deneyden gelen bilginin de zihnin bir ürünü olduğunu iddia eder. Hegel’e göre bilginin tüm ögeleri zihnin kendisine aittir. Bu parçada Hegel aşağıdaki ifadelerden hangisine eleştiri yapmaktadır? A) Doğru bilginin kaynağı akıldır. B) Gerçek kavramı insan düşüncesinin bir yansımasıdır. C) Doğru bilgi ancak duyu verileri ile elde edilir. D) Akla uygun olan her şey doğrudur. E) Doğru bilginin kaynağı akıl ile birlikte deneydir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

9

10. Sınıf Felsefe

Bilgi Felsefesi 7. Hume, insan doğasının bilimini kurmak için tıpkı doğa bilimlerinde olduğu gibi deneye, gözleme ve olgulara dayalı bir yöntem anlayışını benimsemiştir. İnsan zihninin sınırlarının doğru bir biçimde belirlenmesi, yani zihnin değişik işlemlerinin bilinmesi, bunların birbirinden ayrılması ve sınıflandırılmasını amaç edinmiş, kendi felsefe anlayışını da bu amaç doğrultusunda şekillendirmiştir. Ona göre duyumlarla algılanabilecek bir nedensellik bağı yoktur ve bu durum sadece alışkanlıktan ileri gelmektedir.

10. Bilginin oluşması için iki temel öğe gereklidir; özne ve nesne. Özne; düşünen, sorgulayan, bilmek isteyen ve bunun için nesneye yönelen akıl sahibi insandır. Nesne ise var olan her şeydir. Hem dış hem düşünsel dünyada var olan her şey… Ama bu ikisi bilginin oluşması için yeterli değildir. Var olan bir şeyin bilgi nesnesi haline gelebilmesi için, öznenin bilgi ortaya koymak üzere nesneye yönelmesi gerekmektedir. Buna göre bilgi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Bu parçada doğru bilgiye ulaşmak için aşağıdakilerden hangisinin önemi üzerinde durulmaktadır? A) Düşünme ile duyular arasında bağ kurmak gerekir. B) Bilginin oluşum sürecinde duyu verilerinin ön planda olması gerekir. C) Düşünme olmadan da doğru bilgiye ulaşılabilir. D) Doğru, bilginin akılla temellendirilmesidir. E) Sezgi yolu ile doğru bilgiye ulaşmak mümkündür.

9.

Öğrenme anımsamadan başka b�r şey değ�ld�r.

Öğrenme yoktur, yanlızca hatırlama vardır.

A) Bir şeyin var olması onun bilgi nesnesi olması için yeterlidir. B) İnsanın her türlü etkinliğidir. C) Bilen ile bilinen arasındaki ilişkiden ortaya çıkan üründür. D) Bir şeyin bilgi nesnesi olması için duyu verilerine konu olması gerekmektedir. E) İnsan yalnızca akıl ile bilebilir.

11. Bir şeyin var olması onun bilgi nesnesi olmasına yetmez. Var olan bir şeyin bilgi nesnesi haline gelmesi için öznenin onu kendisine konu edinmesi yani nesneleştirmesi gerekmektedir. Buna göre bir şeyin bilgi nesnesi olabilmesi aşağıdakilerden hangisine bağlıdır? A) İdeal varlık olmasına B) Öznenin yönelmişliğine C) O şeyin var olmasına D) Gerçek varlık olmasına E) Ürün olarak ortaya çıkmasına



8. Rasyonalistler sadece düşünmenin, doğruluğu olan bir bilgi sağlayabileceğini ileri sürerler. Empiristler ise sadece duyuların bilginin doğruluğu için ölçüt olabileceğini söylerler. İlk kez Kant her iki görüşü de eleştirerek “Bilgilerimiz deneyle başlar ama deneyden doğmaz”, der. Çünkü ona göre “Deneysiz kavramlar boş, kavramsız deneyler kördür”.

MEB 2018 - 2019

A) “Doğru bilgiye akıl yoluyla ulaşılır.” diyen rasyonalizme B) “Bilgiye giden yolda akıl ve deney birlikte gereklidir.” diyen kritisizme C) “Pratik olarak işe yarayan bilgi doğrudur.” diyen pragmatizme D) “Yalnızca bilimsel olgular doğru bilgiyi verir.” diyen pozitivizme E) “Doğru bilgiye sezgi yoluyla ulaşılabilir.” diyen entüisyonizme

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Hume’un nedensellik fikrine karşı çıkışı aynı zamanda aşağıdaki felsefi akımlardan hangisine karşı bir eleştiri niteliğindedir?

12. Akıllı bir varlık olan insan, çevresine bilme isteğiyle yönelir. Bu yönelişle birlikte özne ile nesne arasında kurulan ilgi bilginin oluşmasına yol açar. Bilginin oluşabilmesi için özneden nesneye yönelen düşünme, anlama, algılama gibi çeşitli bilinç edimleri söz konusudur. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Bu iki ifade ile anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Edindiğimiz tüm bilgilerden şüphe duyarız. B) Bilginin kaynağında hem akıl hem deney vardır. C) İnsan aklı doğuştan bilgilerle donatılmıştır. D) İnsanın bilgisi tecrübeden ibarettir. E) Bilgilerin sorgulanması gerekir.

A) Bilme sürecinde çeşitli bilgi aktlarının kullanıldığına B) Bilginin öznenin yönelmişliğini gerektirdiğine C) Bilginin insanın merak duygusuyla ortaya çıktığına D) Bilmeyi sağlayan bilinç eylemlerinin öznenin etkinliği olduğuna E) Bilme süreci sonunda elde edilen tüm bilgilerin nesnel olduğuna

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

10

10. Sınıf Felsefe

Bilim Felsefesi 1. Bilim kendi anlamını bilemez, böyle bir bilme çabasına yöneldiği anda felsefenin alanına girmiş olur.

4. “Bugünün felsefesi yarının bilimi, bugünün bilimi de yarının felsefesi olabilir.”

Buna göre bilim felsefesinin amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir?

Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe ve bilim şüphe ile başlar. B) Bilimler nesneleri inceleyerek belirli kanunlara ulaşmaya çalışırken, felsefe nesnelere bütüncül bakar. C) Felsefe bilimlere düşünce yönünden kaynaklık ederken bilimlerin sonuçlarından da yararlanır. D) Felsefe ve bilim eldeki mevcut bilgiyle yetinmeyerek hakikati arar. E) Felsefenin de bilimin de amacı insanı ve evreni açıklamaya çalışmaktır.

2. Aşağıdakilerden hangisi bilim ve felsefenin ortak yönlerinden değildir?

5. Kepler, Galileo, Huygens’in çalışmalarından yararlanan Newton, ortaya koyduğu yer çekimi yasası ile fizik yasalarını evrensel hale getirmiştir. Bu açıklama bilimsel bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilgilidir? A) Akla dayanması B) Objektif olması C) Kesin olması D) Sistemli olması E) Birikimli ilerlemesi

3. Aşağıdakilerden hangisi bilimsel bilginin bir özelliğidir? A) Sıradan günlük tecrübelerimize dayalı bir bilgidir. B) Hayal gücüne dayalı bir bilgidir. C) Vahye dayalı olarak edindiğimiz bir bilgidir. D) Akla, tefekküre dayalı bir bilgidir. E) Gözlem, deney ve ölçmeye dayalı bir bilgidir.

MEB 2018 - 2019



A) Kendilerini akla dayanan nedenlerle haklı kılmaya gayret ederler. B) Bilgiyi elde etmede bilinçli ve yöntemlidirler. C) Kullandıkları yöntem ve araştırma teknikleri aynıdır. D) İnsanı ve içinde yaşadığı evreni konu edinirler. E) Çelişkileri gidererek tutarlı sonuçlara varmaya çalışırlar.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Bilimin ne olduğunu ve kuramsal konumunu belirlemek B) Bilimsel çalışmalara yeni boyutlar kazandırmak C) Bilimdeki olgulardan hareketle doğrulanabilir önermelere ulaşmak D) Bilimsel çalışmaların verimlilik derecesini artırmak E) Bilim insanlarına yeni araştırma alanları açmak

6. Başlangıçta bütün bilimler felsefenin içinde yer alıyordu. Filozof pek çok konuda bilgi sahibi olan, bütün bilgileri sentezleyerek bir hayat görüşüne ulaşmış olan kişiydi. Birçok konuda kitap yazan ve bu kitapları yazıldığı bilim alanlarında otorite kabul edilen Aristoteles, bu filozof karakterine bir örnektir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Eskiden filozof aynı zamanda bir bilim insanıydı. B) Bilimler başlangıçta felsefenin içerisinde yer almıştır. C) Aristoteles bilimsel kitaplar da yazmış bir filozoftur. D) Bilimler felsefeden bağımsız olarak değerlendirilmelidir. E) Filozoflar bütün bilgileri birleştirerek bir dünya görüşüne ulaşmış kişilerdir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

10

10. Sınıf Felsefe

Bilim Felsefesi 10. Felsefe bilimin varsayımları, doğası, anlamı ve yöntemi hakkında sorgulamalar yaparak bilime katkıda bulunur, ufkunu açar.

Buna göre bilimle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefenin bilime yönelttiği sorulardan biri olamaz?

A) Soyut nesnelerin bilgisiyle sınırlı kalmalıdır. B) Tarihsel süreç içerisinde ilerler. C) Akıl ile doğaya ait yasalara ulaşır. D) İnsanlığın en önemli ürünüdür. E) Teknolojik gelişmelere katkıda bulunur.

A) Bilimsel yöntem nedir? B) Bilimsel bilgi nasıl ilerler? C) Bilimsel bilginin işlevi nedir? D) Zihin bilgileri uzun süreli belleğe nasıl atar? E) Bilimi, diğer insani etkinlik alanlarından ayıran özellikleri nelerdir?

Su Trabzon’da Erzurum’a göre daha düşük sıcaklıkta kaynar.

Verilen önermelerden hareketle bilimin özelliğiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Bilim olgu türleriyle uğraşır. B) Bilimsel önermelerin tümü gözlenebilen olguları dile getirir. C) Bilim insanları, bilimin gereği olarak objektif olmaya çalışırlar. D) Bilimde birbiriyle çelişen iki önerme doğru kabul edilmez. E) Bilimde hiçbir doğru değişmez değildir.

9. Nasıl ki bir biyolog yalnızca canlı varlıklara yönelip diğer varlık türleriyle ilgilenmiyorsa, jeolog da yeryüzü hareketleri ve yerin yapısı dışında farklı bir varlık alanına yönelmez. Bu parça bilimin aşağıdaki hangi özelliğine örnek gösterilebilir? A) Seçicilik B) Objektiflik C) Olgusallık D) Eleştirellik E) Tekrarlanabilirlik

11. Felsefe, bilimin varsayımları, doğası, alanı ve yöntemi hakkında sorular sorarak bilime katkıda bulunur. Buna karşılık felsefe de, bilimsel sonuç ve bilgilerden bakış açısını geliştirmek için faydalanır. Bu durumu en iyi ifade eden yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe ve bilim karşılıklı etkileşim içerisindedir. B) Bilimin yöntemi ile felsefenin yöntemi aynıdır. C) Felsefe bilimin neliği üzerine çalışmalar yapmaktadır. D) Bilimdeki gelişmeler felsefenin alanını daraltmaktadır. E) Bilimsel bulgular yeni felsefi sistemlere kapı aralamaktadır.



Yüksek rakımlarda su düşük sıcaklıklarda kaynar.

MEB 2018 - 2019

8.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. Bilim, denetimli gözlem sonuçlarına dayalı mantıksal düşünme yolu ile olguları açıklama gücü taşıyan hipotezler bulma ve bunları doğrulama metodudur.

12. I. Bilimsel bir problemin çözümüne yönelik yapılan geçici açıklama II. Varsayımların deney ve gözlemle doğrulanması sonucunda oluşturulan güvenilir açıklama

III. Kesinleşmiş açıklamaları matematiksel formüllerle ifade etme Bu açıklamalar sırasıyla aşağıdaki kavramlardan hangilerine aittir? I A) Yasa B) Hipotez C) Teori D) Teori E) Hipotez

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

II Teori Yasa Hipotez Yasa Teori

III Hipotez Teori Yasa Hipotez Yasa

11

10. Sınıf Felsefe

Ahlak Felsefesi 4. Ahlak insanın davranışları, yapıp ettikleri olarak tanımlanırken etik, bu ahlaksal davranışların problematiğini irdeleyen bir disiplin olarak ifade edilir.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi etiğe ilişkin söylenmiş olamaz?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi etiğin ilgilendiği sorulardan biri değildir?

A) Evrensel olarak kabul gören ilkeler üzerinde durur. B) Ahlak üzerinde konuşur, sorgular, tartışır ve düşünür. C) Nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yazılı olmayan standartlar belirler. D) Günlük hayatta kişilerin ilişkilerinin ve eylemlerinin bilgisini edinmeye çalışır. E) Ahlak ilkelerine ilişkin felsefi çalışma yapar.

A) Güzel olan karşısında evrensel bir beğeni sergilenebilir mi? B) İnsan eylemlerinde özgür müdür? C) Sorumluluğun temel dayanağı nedir? D) Vicdan karşısında evrensel bir ahlak geliştirilebilir mi? E) İyi ve kötünün kaynağı nedir?

A) erdem

B) kötü D) özgürlük

C) iyi E) sorumluluk

3. Ahlak felsefesi, insan eylemlerini ve bu eylemlerin dayandığı ilkeleri konu alan felsefe dalıdır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi ahlak felsefesinin sorularından olamaz? A) Ahlaki eylemin amacı nedir? B) Erdemli yaşam mümkün müdür? C) Her güzel iyi midir, her iyi güzel midir? D) İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür? E) Evrensel ahlak yasalarına ulaşmak mümkün müdür?



Açıklamadaki boşluklara aşağıdaki kavramlar uygun şekilde yerleştirildiğinde hangisi açıkta kalır?

MEB 2018 - 2019

2. Derse geç gelen öğrencinin öğretmene gerekçesini açıklarken doğruyu söylemesi - - - -, yalan söylemesi - - - - dir. Bu davranışlardan birini seçmesi - - - -, doğru söylemeyi seçmesi yani iyiye yönelmesi - - - - dir.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

1. Günlük dilde “etik” sözcüğü sıklıkla “ahlak” sözcüğü yerine kullanılmaktadır. Ancak etik ve ahlak birbirinden farklı kavramlardır.

5. Mağazadan bir eşyayı çalmak isteyen kişi ya bir korumanın gözetimi ya elektronik bir kontrol sistemi ya da cezalandırılmaktan, kınanmaktan korktuğu için çalmaktan vazgeçebilir. Bu ahlaki bir davranış değildir; bu bir hesaptır, bu bir önlemdir. Ahlak, yalnızca kendi vicdanına yöneliktir. Bu görüş aşağıdaki yargılardan hangisini destekler niteliktedir? A) Ahlaklılık önlem almayı gerektirir. B) Toplumsal baskı suç oranını arttırır. C) Korkuyla yapılan iyilik, iyilik değildir. D) Korku çalmayı engelleyen en önemli duygudur. E) Cezalandırılmanın olmadığı yerde ahlaktan söz edilemez.

6. Erdem içselleştirilmedikçe uygulanabilir bir meziyet değildir. Altıncı kattan düşmek üzere olan bir çocuğu tutup tutmamayı düşünen insan henüz erdemli sayılmaz. Duruma göre tutabilir ya da tutamaz o ayrı bir konu. Fakat erdemli insan tutsam ne çıkarım olur, tutmasam ne olur hesapları asla yapmaz. Erdemli olmayı içselleştirmiş ve erdemi temel bir yaşantı ilkesi haline getirmiş bir kişi doğru eylemin kararını hemen verebilir ve çocuğu tutar. Parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Çıkar düşünülmeden yapılan eylemlerde erdem aranmaz. B) İçselleştirilmeden uygulanabilecek en önemli meziyet erdemdir. C) Yapılan davranışın sonucu olumlu olursa, kişi erdemi yaşantı ilkesi yapmış olur. D) Erdemli olmak, yaptığın davranışın sonucunu düşünerek davranmaktır. E) Doğru eylemde bulunmak için bir insanın erdemi özümsemiş olması gerekir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

11

10. Sınıf Felsefe

Ahlak Felsefesi 7. İnsanın istenç ve eylemleri, içten ve dıştan gelen nedenlerle belirlenmiştir. Kararlarımız, içinde yaşadığımız koşullara bağlıdır. İnsanın Tanrı, doğa veya toplum tarafından belirlenmiş bir yazgısı vardır.

10. İnsanın doğasında acıdan kaçıp, hazza yaklaşmak isteyen bir yapı vardır. Haz bize mutluluğu sağlarken, acı bu mutluluğa engel olur. Ancak buradaki haz, toplumun faydası ön planda tutularak seçildiğinde bizi mutluluğa ulaştırır ki bu, ahlaki eylemin temelinde yer alması gereken bir şeydir.

Bu görüşleri savunan bir düşünüre göre ahlaki eylemin temel niteliği aşağıdakilerden hangisi olabilir?

Bu parçadaki ifadeler aşağıdaki görüşlerden hangisine uygundur?

A) Ahlaki eylem irademizle gerçekleşir. B) Her ahlaki eylemin temel bir amacı vardır. C) Evrensel ahlakın amacı sorumlu davranışlar sergilenmesidir. D) İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür değildir. E) Bir davranış ödev ahlakına uygun değilse ahlaki sayılmaz.

Aslı’nın bu savunması aşağıdaki görüşlerden hangisine uygundur? A) Otodeterminizm

B) İndeterminizm

C) Fatalizm

D) Determinizm

11. “Öyle hareket et ki senin eylemlerinin ilkesi tüm insanlığın eylemlerinin ilkesi olsun. Bunun için koşulsuz buyruğa uymalısın.” Kant’ın bu ilkesinden hareketle ahlaki eylemin amacını aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıkladığı söylenebilir? A) Ödev B) Haz C) Yarar D) Mutluluk E) Toplumsal uyum

MEB 2018 - 2019



E) Liberteryanizm

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Üniversite sınavına girecek olan Aslı, doğaüstü bir gücün sınavda başarılı olup olamayacağını önceden belirlediğini düşünmektedir. “Kaderimde ne yazıldıysa o olur. Çalışmama gerek yok.” der.

A) Hobbes’un bencillik ahlakına B) Epiküros’un hazcılığına C) Bergson’un sezgiciliğine D) Nietzsche’nin nihilizmine E) Bentham’ın utilitarizmine

9. I. Her insan öncelikle kendi benliğini dikkate alır ve eylemlerini buna uygun olarak düzenler. II. Ahlaki eylem, mümkün olan en çok sayıda insana en fazla mutluluğu getirmelidir. Verilen görüşler sırasıyla aşağıdaki yaklaşımlardan hangisine uygundur? I. A) Nihilizm B) Hedonizm C) Egoizm D) Entüisyonizm E) Determinizm

II. Egoizm Fatalizm Utilitarizm Liberteryanizm Egzistansiyalizm

12. Tehlikelere gözü kara bir şekilde atılmak cesaret değildir. Varını yoğunu savurganca dağıtmakla da cömert olunmaz. Her şeyin bir ortası vardır. Erdemli insan orta yolu bulup ona göre davranan insandır. Bu parçaya göre bir insanı erdemli yapan aşağıdakilerden hangisidir? A) Ölçülü olması B) Vicdanlı olması C) Kendini tanıması D) Kötülükten sakınması E) Duygularını bastırması

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

12

10. Sınıf Felsefe

Din Felsefesi 1. İnancın temel iddiaları hakkında akılcı, nesnel, tutarlı ve kapsamlı bir şekilde düşünmektir.

4. Aşağıdaki sorulardan hangisi din felsefesi ile ilgili değildir?

Bu açıklama felsefenin hangi temel disiplini hakkında bilgi vermektedir?

A) İnanç nedir? B) Vahiy mümkün müdür? C) Evren sonsuz mudur? D) Varlığın ana maddesi nedir? E) Tanrı ile evren arasında nasıl bir ilişki vardır?

2. Din, varlıkla ilgili sorulara dogmatik cevaplar verirken; felsefe bunları sorgulayarak akıl ve mantık süzgecinden geçirir. Bu açıklamadan yola çıkılarak aşağıdaki seçeneklerden hangisine ulaşılabilir?

5. Her şeyin yaratıcısının eşi ve benzeri yoktur. Evrende var olan her şey onun yaratması sonucu ve kontrolü altında gerçekleşir. Yeryüzünün ve insanlığın kaderini yaratıcı belirler. Bu açıklama aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Deizm B) Agnostisizm C) Panteizm D) Teizm E) Ateizm

MEB 2018 - 2019



A) Din, eleştirel bir tavır içerisindedir. B) Din varlığa öznel bir şekilde yaklaşırken, felsefe tarafsızdır. C) Felsefenin verdiği cevaplar kesinlik içerir. D) Din ve felsefe farklı varlık alanlarını anlamaya çalışır. E) Dinde eleştiriye yer yokken, felsefede eleştiri ön plandadır.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Bilgi felsefesi B) Varlık felsefesi C) Ahlak felsefesi D) Din felsefesi E) Siyaset felsefesi

3. Aşağıdakilerden hangisi dinin felsefeden temel farkını ifade eden kavramdır? A) Tutarlılık B) Öznellik C) Dogmatiklik D) Akılsallık E) Tarafsızlık

6. ● Tanrı evrenin yaratıcısıdır. ● Tanrı evreni yarattıktan sonra olup bitenlere müdahale etmemektedir. Verilen ifadeler aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Panteizm B) Deizm C) Teizm D) Politeizm E) Agnostisizm

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

12

10. Sınıf Felsefe

Din Felsefesi 7. Tanrının varlığına ya da yokluğuna ilişkin her önerme metafiziktir. İnsan aklı Tanrı’nın var olduğu ya da var olmadığı inancını temellendirmek için gerekli delilleri ve rasyonel temelleri sağlamak açısından yetersizdir.

10. Aşağıdakilerden hangisi teoloji ve din felsefesi bağlamında değerlendirildiğinde daha çok din felsefesine aittir? A) İnanca dayanır; inancın sınırları dışına çıkmaz. B) Dini öğretiyi dogmatik ve otoriteye bağlı olarak kabul eder. C) İnananların inançlarını güçlendirmek öncelikli amacıdır. D) Tanrı’nın varlığını, niteliklerini, insanın Tanrı karşısındaki yerini konu alır. E) Genel olarak din olgusunu, dinin kavramlarını ve temel iddialarını akla dayalı olarak sorgular.

Bu açıklama din felsefesinin aşağıdaki görüşlerinden hangisiyle ilişkilendirilebilir?

8. Platon, “Ölümden sonra ruhun yaşamına devam etmesi mümkündür.” derken Marx, bunun mümkün olamayacağını ileri sürer. Verilen iddiaları dile getiren düşünürler aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermektedirler?

11. Bazı filozoflara göre evrende gözle görünür mükemmel bir düzen olduğunu kimse inkâr edemez. Evrendeki bu düzenin kendiliğinden oluştuğunu söylemek ne kadar doğrudur? Biz evimizde bir düzen sağlayamazken sonsuz evrende bu düzen nasıl sağlanmaktadır? Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Her dinin farklı bir evren anlayışı vardır. B) Evrende bir düzen olduğu öznel bir durumdur. C) İnsan doğası gereği inanmaya ihtiyaç duyar. D) Evrendeki düzen rastlantılar sonucunda oluşmuştur. E) Var olan düzen, o düzeni oluşturanın en büyük işaretidir.

9. ● Tanrı doğada, nesnelerde ve her şeyde vardır. ● Evren ile Tanrı aynı şeydir. ● Tanrı’yı varlıktan bağımsız düşünemeyiz. Verilen ifadeler aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Panteizm B) Deizm C) Teizm D) Politeizm E) Agnostisizm

MEB 2018 - 2019



A) Tanrı var mıdır? B) Vahiy mümkün müdür? C) Ruh ölümsüz müdür? D) Evren yaratılmış mıdır? E) Tanrı bir midir, çok mudur?

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Deizm B) Teizm C) Ateizm D) Panteizm E) Agnostisizm

12. Deizm: “Yaratıcı her şeyi yarattıktan sonra bir kenara çekilir ve yarattıklarına müdahale etmez.” der. Teizm: “Yaratıcı sürekli yaratma halindedir ve yarattıklarına müdahale eder. Yaratılan var olmak için yaratana muhtaçtır.” der. Panteizm: “Evren ile yaratıcı aynı şeydir. Bir bütündür.” der. Verilen görüşlerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaratan ile yaratılanın sürekli iç içe olduğunu düşünmeleri B) Yaratan ile yaratılanın birbirinden farklı olduğunu ileri sürmeleri C) Yaratıcının varlığının bilinemeyeceğini düşünmeleri D) Yaratıcının olduğunu kabul etmeleri E) Doğa ile Tanrı’yı özdeş olarak görmeleri

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

13

10. Sınıf Felsefe

Siyaset Felsefesi 1. Siyaset hem bilimin hem felsefenin konusu olmuştur. Siyaset bilimi, siyaset alanına giren tüm olguları bilimsel yöntemlerle araştırıp genel sonuçlara ulaşmaya çalışırken, siyaset felsefesi siyaset üzerine bir sorgulama ve akıl yürütme etkinliği olup “olması gereken” hakkında görüş ileri sürer.

4. Aşağıdakilerden hangisi siyaset felsefesinin sorularından biri değildir? A) İktidar kaynağını nereden alır? B) Sivil toplumun anlamı nedir? C) Devletin varlık sebebi nedir?

Buna göre aşağıdakilerin hangisi siyaset felsefesinin konusu olamaz?

2. I. Devlet-birey ve birey-birey ilişkilerini düzenleyen normlar bütünüdür. II. Yönetimin mevcut anayasaya uygun olmasıdır.

III. Anayasanın bireye tanıdığı yetkidir.



IV. İktidarı elinde bulunduran kişilerin toplumu idare etmesidir. Verilen tanımlar ile aşağıdaki kavramlar eşleştirildiğinde hangi seçenek açıkta kalır? A) Egemenlik B) Hak C) Hukuk

5. Yusuf Hac Hacip’e göre yöneten ile yönetilenler bir nevi ortaklık içindedirler. Yöneten ile yönetilenler arasında karşılıklı haklara riayet edilmesi gerekir. Bu açıklamalar aşağıdaki siyaset felsefesi sorularından hangisi ile ilgilidir? A) Devlet nasıl ortaya çıkmıştır? B) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi? C) Sivil toplumun anlamı nedir? D) Birey-devlet ilişkisi nasıl olmalıdır? E) İktidar kaynağını nereden alır?

E) Yönetim

3. İnsanların arzu ve istekleri farklı farklıdır. İnsanlar arasındaki bu ayrılıkların herkesin yararına olacak bir biçimde düzenlenebilmesi için uzlaşma şarttır. Toplumsal kurallar ve kurumlar insanın mutluluğu için doğal ve süreç içinde kendiliğinden şekillenmiştir.

MEB 2018 - 2019



D) Meşruiyet

E) İyi ve kötünün anlamı nedir?

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Egemenliğin kullanılış biçimlerini ele alır. B) Devlet ve siyasal kurumları bilimsel yönteme dayalı olarak inceler. C) Devletin varlık nedenini sorgular. D) İktidarın kaynağını nereden aldığını araştırır. E) Sivil toplum, devlet ve demokrasi ilişkisine bağlı olarak olması gerekeni inceler.

D) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?

6. “Yeryüzünde devlet olmadan yaşanamaz. Devlet toplumsal yaşamı düzenleyen ve iyileştiren bir örgütlenmedir.” diyen bir kişinin bu görüşlerine temel aldığı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

Verilen açıklama siyaset felsefesinin hangi temel problemine karşılık gelmektedir?

A) Karmaşayı ortadan kaldırmak için devlet gereklidir.

A) İktidarın kaynağı nedir?

C) İnsanın mutluluğu için devletin var olması gerekir.

B) Meşruiyetin ölçütü nedir? C) İdeal devlet düzeni var mıdır?

B) Devlet insan doğasına aykırıdır. D) Devlet toplumsal sözleşme yoluyla ortaya çıkmıştır. E) Devlet doğal bir kurumdur.

D) Temel hak ve özgürlükler nelerdir? E) Devlet neden ve nasıl ortaya çıkmıştır? http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

13

10. Sınıf Felsefe

Siyaset Felsefesi 7. Toplumdaki düzeni, bireysel vicdanlar sağlayamaz. Çünkü vicdanın zorlama ve yaptırım gücü yoktur. Bundan dolayı toplumsal yaşamda bireylerin ilişkilerini ve haklarını düzenleyen kurallara, yasalara ve bunları uygulayacak kurumlar üstü bir kurama gereksinim vardır. Buna göre devlet, amacı sosyal düzenin, adaletin, toplumun iyiliğinin sağlanması olan, belli bir toprak parçası üzerinde yerleşmiş bir insan topluluğuna dayanan ve bu topraklar üzerinde bulunan her şey üzerinde nihai meşru kontrole sahip olan bir organizasyondur.

10. Siyaset felsefesinin temel sorularından birisi, ideal düzenin varlığı problemidir. Bu sorun yüzyıllardır pek çok filozof tarafından ele alınmış olup, bazı filozoflar çeşitli nedenler öne sürerek ideal düzenin olamayacağını, bazı filozoflar ise belli kriterlere göre, ideal devleti oluşturmanın mümkün olabileceğini iddia etmişlerdir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi ideal düzenin varlığını kabul edenlerin kullandığı ölçütleri ifade eden kavramlardan birisi değildir?

Parçadan yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Eşitlik

A) Devlet yapay bir varlıktır.

C) Özgürlük

C) Devlet insan doğasına aykırıdır. D) Devlet meşruiyetin teminatıdır. E) Devlet toplumsal sözleşmenin ürünüdür.

8. Aristoteles “Politika” adlı eserinde, “Devleti olmayan kimse ya fazla iyidir ya da fazla kötü, ya insanlığın altındadır ya da üstünde.” der. Buna göre devletin varlık amacı Aristoteles’e göre aşağıdakilerden hangisidir? A) Bireylerin temel haklarının korunması B) Toplumsal bütünlüğün sağlanması C) Güvenlik ihtiyacının karşılanması D) Bireyin ahlaki bir yaşam sürmesi

E) Kuralsızlık

11. Ütopyalar, gerçekleşmesi mümkün olmayan mükemmel toplum biçimleridir. Filozofları bu tarz bir toplum tasarımına iten düşünce aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Karmaşa içinde yaşamanın imkânsızlığı B) İdeal bir toplum düzeni kurulması hayali C) Toplumsal bozuklukların ortadan kaldırılması isteği D) Bireyin kendini gerçekleştirmesi E) İnsanlara başka bir toplumsal düzenin olabileceğini gösterme isteği

9. Siyasetin baştan sona bir “insan yönetme sanatı” olduğunu düşünen Maurice Duverger, onu toplumun tüm üyelerinin yararına olabilecek bir düzen yaratma aracı olarak tanımlar. İnsanlar zorunlu ya da gönüllü olarak kendilerini bir düzenin içinde bulurken, bunu değiştirmek ve geliştirmek isteyebilirler. Siyasetin doğası, insanla doğrudan ilgilidir. Parçadan yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

MEB 2018 - 2019



E) Bireyin kendini gerçekleştirmesi

D) Hukukun Üstünlüğü Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Devletin varlığı insanın bireysel arzularına bağlıdır.

B) Adalet

12. Yusuf Has Hacip’e göre devletin işleyişinin mükemmel olması için akla, adalete, doğru ve adil yasalara dayanması gerekir. Devlet yöneticileri cesur, bilge, erdemli ve dürüst olmalıdır. Devlet bireyi her zaman korumalı ve bireye her konuda yardımcı olmalıdır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisine yönelik bir açıklama yapılmaktadır? A) Sivil toplumun anlamı nedir?

A) Siyaset ile toplumsal düzen oluşturulabilir.

B) Devlet nasıl oluşmuştur?

B) Siyasetin temel konusu insan yaşamıdır.

C) İdeal devlet nasıl olmalıdır?

C) Devlet düzeni insandan bağımsız olarak kurulur.

D) Devlet birey için mi, birey devlet için mi vardır?

D) Düzen siyasetin konusu içinde yer alır.

E) Egemenliğin kullanış biçimleri nelerdir?

E) Düzeni kurmak ve değiştirmek insanların elindedir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

14

10. Sınıf Felsefe

Sanat Felsefesi 1. Karlarla kaplı bir ağaç, izlediğimiz bir film niçin hoşumuza gider? Niçin bizde sevinç duygusu uyandırır? Bunun cevabı kısaca “güzel” oldukları içindir. İşte güzel diye adlandırılan ve bizde hoş bir duygu, zevkli bir heyecan uyandıran her şeyi irdeleyen felsefe disiplinine estetik denir.

4. M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış ressam Zeuxis, elinde üzüm tutan bir çocuğun resmini yapmış ve üzümler öylesine gerçek gibi duruyorlarmış ki kuşlar gelip yemeye kalkışmışlar. Bundan dolayı övüldüğü zaman Zeuxis üzülerek, “Çocuğun resmini daha iyi yapsaydım kuşlar ondan çekinir, üzümleri yemeğe gelmezdi” demiş.

Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

2. Sanatçı için güzel, yapıtının sonucudur; izleyici için yapıt, güzelin kaynağıdır. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) İzleyici ve sanatçının güzele bakış açıları farklıdır. B) Sanatçı için güzel ortaya koyduğu ürünüdür. C) Sanatçı için güzel olan izleyici için de güzeldir. D) Güzellik hem sanatçı hem de izleyici için önemlidir.

B) Sanat eserinin dış dünyayı güzelleştirdiği C) Sanat eserinin doğayı yansıttığı ölçüde değerli olduğu D) İnsanlardaki beğeninin nedenlerinin farklı olduğu E) Sanatın, yaratıcı hayal gücüne dayanan bir etkinlik olduğu

5. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte sanat eserlerinin çoğaltılabilme olanağı oluşsa da, yeni oluşturulan ürün asıl olanın yerini hiçbir zaman tutmamıştır. Sanat eseri kendi özel atmosferini yaratarak diğerlerinden ayrılır, farkını ortaya koyar. O tekrarlanamadığı için sanattır. Parçada sanat eserinin hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Estetik kaygılarla ortaya çıkması B) Beğeniye hitap etmesi C) Biricik ve tek olması D) Toplumsal yaşamdan etkilenmesi E) Güzel olması

3. Güzellik varlıkların yapısında var olan bir şey değildir, ruhumuzun bir eylemidir. Güzellik bir yanılsamadır. Mutlak güzellik yoktur. Fakat bizim kendine özgü ve kendi içinde uyumlu olarak düşündüğümüz şey, bize güzelmiş gibi görünür. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Güzelliğin nesneye değil, algılayana bağlı olduğu B) İnsan beğenisinin nesneye dayandığı C) Ortak estetik yargıların olabileceği D) Güzelliğin nesneden bağımsız olmadığı E) Evrende uyumluluk içerisinde olan şeylerin güzel olmadığı

MEB 2018 - 2019



E) İzleyici için sanat eseri güzeldir.

A) Güzelliğin sadece sanatla sınırlı olduğu

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Güzel, insanda sevinç duyguları uyandırır. B) Güzellik kişiye göre değiştiği için estetiğin ilgisini çekmiştir. C) Estetiğin konusu duyusal olandır. D) Estetik doğadaki veya çevremizdeki nesnelerin güzel olup olmadığını sorgular. E) Estetik güzel üstüne düşünür.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?

6. Sanat eserinin temel özelliklerinden birisi de düş gücü ve becerisi sonucunda ortaya çıkmasıdır. Bundan ötürü doğada görülen söz gelimi Kapadokya’daki Peri Bacaları, Damlataş Mağarası’ndaki sarkıt ve dikitler, Pamukkale’deki travertenler harika oluşumlar olsalar da sanat eseri sayılmazlar. Parçada sanat eserinin hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir? A) Estetik kaygı taşıması B) Yaratıcılık ürünü olması C) Somut olması D) İçinde bulunduğu kültürden etkilenmesi E) Sanat için ortaya konması

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

14

10. Sınıf Felsefe

Sanat Felsefesi 7. Eğer bir etkinlik öncelikle bir gereksinimi gidermeye ya da bir konunun açıklamasını yapmaya yönelikse, o etkinlikten doğan ürün sanat eseri olamaz. Örneğin bir bisiklet ya da bir fizik kitabı sanat eseri değildir.

10. Duygu sahibi olmayan insan yoktur. Ama her insan bir Van Gogh olamaz. Sanatçı duygularını ses, boya gibi unsurları kullanarak, farklı oranlarda birleştirerek ya da farklı soyut ya da somut malzemeleri bir araya getirerek somutlaştırabilen, onlara duygu katabilen bir beceriye sahiptir.

Parçada sanat eserinin hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir?

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Aynısının bir daha yapılamadığı

A) İnsan hem duygu hem düşünce varlığıdır. B) Her insan farklı duygulara sahip olabilir. C) Tüm insanlar duygularını somutlaştırma becerisine sahiptir. D) Sanatçı olmak özel bir yetenek gerektirir. E) Her insan sanatçı olabilir.

B) Çıkar amacı ile yapılmadığı C) İçinde üretildiği toplumu yansıttığı D) Yaratıcılık gerektirdiği

A) Her sanatçı kendi kültürünün insanını konu edinir. B) Sanatçı içinde yaşadığı fiziki yapıdan etkilenir. C) Sanat eseri sanatçının içinde yaşadığı toplumun değerlerini yansıtır. D) Doğal çevre, sanatçıları farklı şekillerde etkileyebilir. E) Her sanat eserinin, topluma vereceği bir mesaj vardır.

9. Sanat öyle bir şeydir ki bir ressam aynı çiçeğin resmini defalarca yapsa bile ortaya çıkan eserlerin hiçbiri diğerinin aynısı olamaz. Aynı şekilde bir ses sanatçısı defalarca aynı şarkıyı söylese bile her seferinde esere farklı bir duygu katar. Her seferinde farklı bir ses tonu ortaya çıkar. Kısacası hiçbir deneme birbirinin aynısı olamaz. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Sanat eseri somuttur. B) Sanat eseri biriciktir. C) Müzik, resime göre daha öznel bir etkinliktir. D) Bazı sanatçılar çoğu zaman tekrara düşmektedirler. E) Sanat eserine bakış açısı, toplumdan topluma farklılık gösterir.

11. “Sanat diye bir şey yoktur; yalnızca sanatçı vardır.” Bu sözden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Sanat, sanatçının sanat adına ürettiği her şeydir. B) Sanat insanda haz uyandıran her türlü güzel üründür. C) Sanat alımlayıcıda beğeni duygusu oluşturan şeydir. D) Sanat güzelin toplumsal nitelik kazanmasıyla oluşur. E) Sanat insana faydalı olan, yarar sağlayan her türlü etkinliktir.



Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

MEB 2018 - 2019

8. Sanatçı, içinde yaşadığı doğal ve toplumsal çevrenin büyük ölçüde etkisi altında kalır. Ormanlık ya da dağlık bölgelerde, sisli ya da güneşli ülkelerde yaşayan sanatçılar eserlerinde geniş ölçüde doğal çevrelerini yansıtmışlardır. Bunun gibi, sanatçının ele aldığı konu öncelikle kendi insanı, kendi toplumudur. Onun sanat anlayışına yön veren de toplumsal değerleridir. Nitekim Osmanlı Devleti’nde sanatçılar İslam dininin etkisiyle Batı türü resim sanatına değil çini, minyatür ve hattatlık alanına yönelmişlerdir.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Somutlaşmış bir ürün olduğu

12. Bir tablonun karşısına onlarca insan geçip dakikalarca bakabilir. Kimi olağanüstü bir eser derken, kimisi çok da güzel değil “renkleri karıştırıp sürmüşler” diyebilir. Bazıları ise anlamsız bir eser olduğunu söyleyebilir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Güzelin kaynağı eserin kendisidir. B) Sanatçının duyguları eserine de yansır. C) Sanat eserine bakış açısı kişiden kişiye değişir. D) Güzellik anlayışının gelişmesi için bireyin iyi bir eğitim alması gerekir. E) Resim sanatı, diğer sanat türlerine göre anlaşılması daha zor bir sanattır.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

15

10. Sınıf Felsefe

Felsefi Okuma ve Yazma - 1 1. Felsefi okuryazarlık; felsefenin temel terim ve bakış açılarıyla ilgili yeterli donanımı gerektirir. Felsefe okuru, metinlere felsefi bir ilgiyle yaklaşan kişidir.

4. Plinius’un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir; elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime ders veriyorum. Ama bunları başkalarına da anlatmakla kötü bir iş yapmıyorum. Bana yararı olan bu işin belki başkasına da yararı olabilir. Ruhumuzun ele avuca sığmayan akışını gözlemek, onun karanlık derinliklerine kadar inmek, türlü hallerindeki bunca incelikleri ayırt edip yazmak zannedildiğinden çok daha zahmetli bir iştir. Montaigne – Denemeler

Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefi bir metnin analizi ile ilgili söylendiğinde yanlış olur?

A) Bireysel ve toplumsal konuların sorunsal haline dönüştürülmesi B) Kişinin kendi düşüncesi üzerine düşünmesi C) Felsefe uğraşısında olan kişinin ön yargıları ile hareket etmesi D) Genel- geçer doğrulara ulaşmanın yöntemi olması E) Düşüncedeki karmaşıklığı artırmak için kullanılması

3. Farabi var olan her şeyin Tanrı’nın bir yansıması, ondan zorunlu bir taşmanın sonucu ortaya çıktığını ileri sürer. Tanrı özü itibariyle akıl olduğundan, ondan taşan şeyler de akılsaldır. Böyle olduğu içindir ki insan akıl yoluyla hem var olanların hem de Tanrı’nın bilgisine erişebilir. Doğru ve erdemli bir yaşam işte bu bilgiye uygun bir yaşam olacaktır. Buna göre Farabi erdemli yaşamın ilkelerini aşağıdakilerin hangisinde bulmaktadır? A) İnsan ilişkilerinde B) Metafizik alanda C) Ödev duygusunda D) Doğal koşullarda E) Koşulsuz buyrukta

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bu açıklamada “refleksiyon yapma” ifadesi ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Ruhunun inceliklerini bilmeyi B) Zahmetli bir işe girişmeyi C) Kendi özelliklerinin farkına varmayı D) Toplum yararına bir iş yapmayı E) Kendi hayatından dersler çıkarmayı

5. “Tarih boyunca gördüğümüz filozofların çoğu bilgindir. Bir kısmı topluma yön verici, bir kısmı ahlak öğretici, bir kısmı ise mantıkçı ve matematikçidir.” Buna göre filozofların farklı konuları ele almalarının nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Değer yargıları ile hareket etmiş olmaları B) Doğruları sorgularken akılcı bakış açıları C) Ortak bir eğitim almış olmaları D) İlgi alanlarının farklı olması E) Toplumları etkileyebilecek kişilikte olmaları



2. Felsefe uğraşısı, kişinin herhangi bir konuda fikir ve düşüncelerini kendi için açık kılmasıyla başlar. Bu açık kılma ile sorun bilinci oluşur, yani refleksiyon yapmanın düşünceyi ne denli geliştirdiği kavranmış olur.

Bu parçadan hareketle yazarın aşağıdakilerden hangisini amaç edindiği söylenemez?

MEB 2018 - 2019

A) Metinde ele alınan problemler değerlendirilir. B) Metinde hangi kavram ve terimlerin geçmiş olduğu incelenir. C) Kavramların metin bağlamında ele alındığı anlamlarının değerlendirilmesi sağlanır. D) Problemi geliştiren fikir, argüman ve eleştiriler arasındaki geçişler ele alınır. E) Metin aynı okuyucu tarafından hep aynı şekilde yorumlanır.

6. Büyük filozoflar görüşlerini genellikle felsefi sistemler halinde ortaya koyarlar. Örneğin Platon, Aristoteles, Kant gibi filozoflar, kendi çağlarının koşulları ve özellikleri doğrultusunda varlık, bilgi, ahlak ve siyaset gibi temel problem alanlarına ilişkin yeni bakış açılarıyla farklı görüşler geliştirmişlerdir. Bu görüş ve fikirlerini de, ögeleri arasındaki bağlantıların açıkça görüldüğü, kendi içinde tutarlı bütünler halinde ortaya koymuşlardır. Bu metne göre aşağıdakilerden hangisi felsefi sistemin bir özelliği olamaz? A) Konuya ilişkin her filozofun bakış açısı farklı olabilir. B) Temeli mantıksal tutarlılık üzerine kuruludur. C) Konusu belli bir varlık alanıyla sınırlıdır. D) Yapısal olarak akıl ve mantık ilkelerine uygundur. E) İçinde bulunduğu çağın toplumsal olaylarından etkilenir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

15

10. Sınıf Felsefe

Felsefi Okuma ve Yazma - 1 10. Epiküros’a göre erdem ancak doğru bir arayış için araçtır. Başlı başına bir değeri yoktur. Ancak mutluluğa hizmet etmesi bakımından değerlidir. Ana erdem olan bilgelik sayesinde birey hazları tartabilir, etkilerini değerlendirebilir ve bu açıdan aşırıya kaçmadan davranışta bulunabilir. Gereksiz duygu, düşünce ve isteklerden kurtulabilir.

Buna göre bir bilginin türü belirlenirken aşağıdakilerden hangisi esas alınır?

Buna göre bilgeliğin bireyin yaşamına katkısı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kaynağının ne olduğu B) Öznel mi yoksa nesnel mi olduğu C) Genel geçer olup olmadığı D) Nesnesi ve elde ediliş yönteminin ne olduğu E) Duyulara mı yoksa akla mı dayandığı

A) Toplumsal faydayı ön plana çıkarma B) Acıdan kaçıp, haz peşinden koşma C) Ölçülü bir yaşam tarzı benimseme D) Sezgilerine güvenmeyi sağlama E) Doğrunun peşinden koşma

A) Kesin bilgi görelidir. B) Düşünceler mutlaktır. C) Asıl gerçeklik ideadır. D) Nesnel dünya değişir. E) Kesin bilgi düşünsel temellidir.

9. Felsefe tarihinde bilginin kaynağına ilişkin birçok kuram vardır. Bu kuramlar aynı zamanda bilginin imkânı, sınırları, değeri ve doğruluğun ölçütleri gibi temel epistemolojik sorunlara ilişkin de köklü ve iddialı çözümleri içerirler. Filozofların ister bilgi alanında olsun ister başka bir alanda, tüm görüşleri kendi içinde tutarlı, anlamlı bir yapı göstermektedir. Bir felsefi kuram günümüze kadar ulaşmış ise bu özellikleri içinde barındırdığı içindir. Metinden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılmaz? A) Felsefenin konuları arasında bilgi dışında başka konularda bulunmaktadır. B) Felsefede görüşler sunulurken malzemenin tutarlı bir şekilde işlenmesi gerekmektedir. C) Felsefe kuramları arasında bilgi kuramı diğerlerinden önceliklidir. D) Bilginin kaynağına ilişkin bir kuram aynı zamanda bilginin imkân ve sınırlarına yönelik bilgiler de içerebilir. E) Felsefi bir metnin kendi içinde anlamlı bir yapı taşıması gerekir.



Bu düşüncelere sahip bir filozof aşağıdaki yargılardan hangisini savunmuş olamaz?

MEB 2018 - 2019

8. Masa yıpranır ve eskir, kullanılmaz hale gelir. Bu masa artık masa olmaktan çıkmış başka bir şey olmuştur. Fakat masayı masa yapan düşünce, önceden mevcuttur ve sonsuza kadar aynı kalır.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. Bilgi denildiğinde en genel anlamda özne ile nesne arasındaki bağdan doğan ürün anlaşılır. Ancak bilgilerimiz, bilgi edinilirken izlenen yollar ve konu edindiği şeyler açısından farklılıklar gösterir. Bu sebeple gündelik, felsefi, bilimsel, teknik, sanatsal ve dini bilgi gibi türler ortaya çıkmıştır.

11. Aristoteles’e göre, devlet insanların ahlaki bakımdan gelişmelerini ve olgunlaşmalarını sağlar. Orta Çağ’ın bazı düşünürlerine göre devlet, Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir. Liberalizm’e göre ise devlet bireylerin hak ve özgürlüklerinin koruyucusu ve teminatıdır. Devlete ilişkin bu üç farklı görüşün ortak yönü aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların temel haklarının öncelikli görmeleri B) Özgürlüğü temele almaları C) Devletin bir eğitim kurumu olarak görmeleri D) İdeal bir devlet düzeninden söz etmeleri E) Devleti dini düzenin devamı saymaları

12. Bilim yapısı gereği ancak belirli bir alanın, belirli koşullarda ve belirli yöntemlerle elde edilmiş bilgilerinden oluşur. Bilmeye konu olacak alanlar ise evrende sınırsızdır. Bu nedenle her bilim, kendi konusunu belirlemek zorundadır. Hiçbir bilim dalı tek başına evreni açıklayamaz. Bu görüşlere sahip bir kişi aşağıdakilerden hangisi ile çelişir? A) Bilim dalları ortak yöntemler kullanır. B) Bilimler birbiriyle sıkı ilişki halindedir. C) Bilimsel bilgi birikimsel bir süreç izler. D) Bütün bilimler temelde tek bir bilime indirgenebilir. E) Bilimler sınırsız evren karşısında birlikte hareket eder.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

16

10. Sınıf Felsefe

Felsefi Okuma ve Yazma - 2

A) Teknolojiden vazgeçilmesi gerektiği B) Evrensel ahlak yasasının olamayacağı C) Faydalı olan eylemin aynı zamanda ahlaki olduğu D) Teknolojik gelişmelerin bireylerin yaşamından daha önemli olduğu E) Teknolojik ürünlerin uygulamada pek çok etik sorunu beraberinde getirdiği

3. “Hırsızlık kötüdür”, “haksızlık etmek iyi değildir”, “işkence etmek yanlıştır” gibi yargılar her sağduyulu insanın her zaman ve her yerde kabul edeceği gerçeklerdir. Bu gibi eylemler hukuki açıdan suç, ahlaki açıdan kötü, dinsel olarak da günah sayılmıştır. Bununla birlikte her toplumda dürüstlük, iyimserlik, haksız kazanç elde etmeme gibi eylemler de ahlaki açıdan iyi olarak nitelendirilmiştir. Bu metinden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bazı ahlak ilkeleri evrenseldir. B) Ahlak ilkeleri toplumdan topluma değişir. C) İnsanlara zarar veren davranışlar ahlaki açıdan kötüdür. D) Bazı konularda din, hukuk ve ahlakın ortak tavrı söz konusudur. E) Toplumlarda insanın değerini gözeten tutum ve davranışlar iyi olarak nitelendirilir.



2. Teknolojik gelişmeler hayatımızı kolaylaştırırken insan ve doğa yaşamını tehdit eden sonuçları da beraberinde getirmektedir. Örneğin enerji üretmek için yapılan nükleer santrallerin doğaya ciddi zarar vermesi ya da genetiği değiştirilmiş sebze ve meyvelerin sağlığımızı bozarak bizi hasta etmesi gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Bu parça aşağıdakilerden hangisini desteklemektedir?

MEB 2018 - 2019

A) Bir ırmakta iki kere yıkanılmaz. B) Varoluş özden önce gelir. C) İnsan her şeyin ölçüsüdür. D) Düşünüyorum o hâlde varım. E) Varlık birdir ve değişmez.

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

1. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Cahit Sıtkı Tarancı Verilen şiirin ana teması, ontolojik olarak aşağıdaki yargılardan hangisinin anlatmak istediği ile benzerlik göstermektedir?

4. Mitos, epos, logos; evreni, dünyayı ve insanı anlama çabası olarak karşımıza çıkan insanın kültürel basamaklarıdır. Mitoslar, insanlığın çocukluk döneminde ortaya çıkmış, evreni, insanın varlığını ve onun edimlerini, düş gücü ile oluşturulan kutsal modeller yoluyla anlamlandırma tarzının ürünleri olmuştur. Epos mitosların artık toplumsal- kültürel gelişmelerle birlikte, edebi bir hâl almış şeklidir. Logos ise Antik Yunan doğa bilginlerine göre “gerçeğin insan sözüyle dile gelmesi” dir. Logos insanda düşünce, doğada kanundur. Düşünürün görevi logosu bulmak, sırlarını açığa çıkarmak, insan sözüyle dile getirmektir. Logos kavramıyla ifade edilen, doğayı yine doğal olanla anlama ve açıklamaktır. Bu metne göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsan düşüncesi, tarihsel süreç içerisinde mistik açıklamalardan sıyrılarak rasyonel bir nitelik kazanmıştır. B) Olayları ve olguları açıklarken kişisel görüşler her zaman etkili olmuştur C) Antik Yunan’da doğa olayları karşısında akılsal açıklamalara yer verilmemiştir. D) Evreni anlama çabası metafizik olarak kalmıştır. E) İnsanın evreni anlama çabası tamamlandığından dolayı sona ermiştir.

5. Mısır’da geometri tesadüfen değil, bazı ihtiyaçlardan dolayı zorunluluk gereği gelişme göstermiştir. Bu bölgede yaşayanlar Nil Nehri’nin her yıl taşmasından zarar görmemek ve bu durumu kontrol ederek avantaja çevirmek için geometrik çalışmalara ağırlık vermişlerdir. Bu metne göre bilimsel gelişmelerin nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? A) İnsanların merak ve hayret duygusu ile araştırma yapması B) Düşünce özgürlüğünün var olması C) Mısır halkının ekonomik olarak gelişmiş olması D) İnsanların doğayı kontrol altına alarak yarar sağlaması E) Toplumun yeni geçim kaynakları elde etmek istemesi 6. Biyoloji hiçbir zaman bir biyoloğa nasıl yaşaması gerektiğini anlatmaz. Biyologda yaşamın anlamının ne olup olmadığını ya da biyoloji yapmanın gerekip gerekmediğini sorgulamaz. Bununla birlikte sosyal bilimler de, insanın değerinin ne olduğunu söylemez. Tam da bu noktada felsefe yapmak gereklidir. Buna göre felsefe yapmanın gerekli olma nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşam, bilgi ve insan üzerine değer üretebilmek, onları anlamlandırabilmek B) Sosyal bilimlerde insan üzerine yeterince çalışma yapmak C) Felsefeyi bilimden daha kesin sonuçlara ulaştırmak D) Bilimlerle ortak çalışmalar yapabilmek E) Bilimsel çalışmaları yetersiz kalmaktan kurtarmak

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

16

10. Sınıf Felsefe

Felsefi Okuma ve Yazma - 2 7. Platon’un Devlet adlı eserinde şöyle bir mağara benzetmesi vardır: “Varsayalım ki bir grup insan sırtları mağaranın kapısına dönük olarak başlangıçtan beri mağarada yaşamaktadırlar. Öyle ki, bu insanlar mağaranın dışında ne olup bittiğini göremedikleri gibi başlarını çevirip mağaranın dışını da bakamamaktadırlar. Bu insanlar mağaranın önünden geçen insanların veya diğer canlıların çıkardıkları sesleri duyabiliyorlar ve onların sadece gölgelerinin mağaranın duvarına yansımasını görebiliyorlar. Bu insanlara göre gerçeklik mağaranın duvarlarında görünen gölgelerden ibarettir.”

8. Aristoteles’e göre bir varlık karşısında şaşıp kalma insanı felsefe alanına yöneltti, insanlar önce kendilerine yabancı gelen varlık karşısında şaşıp kaldılar. Sonra da adım adım ayın, güneşin, yıldızların devinimlerine baktılar, en sonunda evrenin ortaya çıkışını düşündüler, bu olaylarla ilgili sorular sordular. Bu açıklamaya göre insanı varlık karşısında felsefi bir tavır almaya yönlendiren şey aşağıdakilerden hangisi olamaz?

MEB 2018 - 2019

A) Merak ve hayret etme B) Bilme isteği C) Anlama ihtiyacı D) Sorgulama ihtiyacı E) Yaşamı kolaylaştırma isteği

9. “Benim desenlerim, düşünce kıvılcımlarının ürünüdür.” diyor ünlü heykeltıraş Auguste Rodin. Sanki pek sık unutulan bir gerçeği hatırlatmak istiyormuş gibi: Gerçek heykelci, yalnızca taşları yontan biri değil, daha önemlisi, bir düşünürdür. Başka bir deyişle heykel biçimlendirilmiş düşüncedir. Auguste Rodin bu görüşleriyle hangi iki bilgi türü arasındaki bağı vurgulamaktadır? A) Sanat bilgisi ile teknik bilgi B) Bilimsel bilgi ile sanat bilgisi C) Bilimsel bilgi ile teknik bilgi D) Sanat bilgisi ile felsefi bilgi E) Dini bilgi ile gündelik bilgi



A) Tümeller B) İdealar dünyası C) Episteme bilgisi D) Fenomenler dünyası E) Düşünsel varlık alanı

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Platon’un bu benzetmesinde mağara duvarındaki yansımalarla örneklenen kavram aşağıdakilerden hangisidir?

10. Şehir uzakta. Genç adam ayakta. Akıyor şehirden geçen nehir genç adamın ayakları dibinden. Genç adam bakıyor akarsuya düşünüyor Heraklit’i, Düşünüyor büyük hakim Heraklit’i genç adam... Kim bilir belki böyle bir akşam, böyle bir akşam, Heraklit alnını yeşil gözlü zeytinliklerde akan suya eğdi ve dedi: “Her şey değişip akmada, bu hal beni hayran bırakmada...” Nazım Hikmet’in bu dizelerinden hareketle Herakleitos’un varlık anlayışı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Evrende rastlantı yoktur. B) Varlık sürekli bir oluş içindedir. C) Maddenin niteliği yer kaplamasıdır. D) Maddedeki niceliksel birikimler niteliksel yapıya dönüşür. E) Gerçek varlık; bölünemez ve fiziksel gerçekliği olan atomlardan oluşur.

11. Beri gel, daha beri, daha beri. Bu yol vuruculuk nereye dek böyle? Bu hır gür, bu savaş nereye dek? Sen bensin işte, ben senim işte. Mevlana bu dörtlükte ahlak görüşünün temeline aşağıdakilerden hangisini yerleştirmektedir? A) İnsanın değerinin evrenselliği B) İnsanın özgürlüğü C) İyinin göreceliliği D) Tanrının varlığı E) Bencilliği

12. Güzelliğin on par’etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa Aşık Veysel’in bu dörtlüğünden güzellikle ilgili aşağıdakilerden hangisi ulaşılabilir? A) Nesneyi yansıttığı B) Sadece doğada bulunduğu C) Özneye bağlı olduğu D) Taklit ürünü olduğu E) Aşk’a dayandığı

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

1

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 1 1. Hiçbir şey yoktur.

4. Platon “Asıl gerçeklik idealardır.” derken aynı zamanda aşağıdakilerden hangisini ifade etmek istemiştir?



Bir şey olsa bile onu bilmezdik.



O şeyi bilsek bile, başkalarına aktaramazdık.



Gorgias bu sözleriyle aşağıdaki hangi soruya cevap vermiştir?

A) Bilginin imkansız oluşunu B) Bilginin kaynağının duyular olduğunu C) Her şeyin, sürekli değiştiğini D) Duyularımızın bizi yanılttığını E) Bilginin kaynağının sezgi olduğunu

2. Sofistlerle birlikte felsefenin yönünün değiştiğini söyleyebiliriz. Sofist filozoflar, doğa filozoflarının araştırdığı arkhe problemini felsefenin konusu olmaktan çıkarmış ve ilk defa “Doğru bilgi mümkün müdür?” sorusunu sormaya başlamışlardır. Bilgi insandan insana değişmektedir; çünkü her insan farklı duyumlarla bilgiler elde etmektedir.

Buna göre Sofistlerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Sofistlerle birlikte bilgi, felsefenin konusu haline gelmiştir. B) Sofistlere göre değişmez, genel geçer bir bilgi yoktur. C) Sofistler varlığın mutlak bilgisinin elde edilebileceği iddiasındadır. D) Sofistler doğa felsefesi ile ilgilenmemişlerdir. E) Sofistler epistemolojik problemlere yönelmiştir.

3. Sokrates’in annesi doğum yaptıran bir ebedir. Annesi hakkında: “Annem nasıl var olan bir bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı oluyorsa, bilgilerin ortaya çıkışı da buna benzer. Örneğin bir öğretmen öğrencisine yeni bir şey öğretmez, ancak onun aklında var olan bilgilerin açığa çıkarılmasına yardımcı olur.” der.

Parçada bilginin ortaya çıkışı ile anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgiler doğuştandır ve sorgulatma yöntemiyle ortaya çıkarılır. B) Bilgilerimizi deneyimle sonradan elde ederiz. C) Bilgilerimizin kaynağı beş duyu organımızdır. D) Bilgiyi, insan istemese de çevreden edinir. E) Yaşamın her anında bilgi üretimi devam eder.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Bilginin kaynağı nedir? B) Doğru bilgiye ulaşmak mümkün müdür? C) Bilginin sırrı nedir? D) Doğrunun ölçütü nedir? E) Fayda sağlayan bilgi doğru mudur?

5. Aristoteles “Nikomakhos’a Etik” adlı eserinde şöyle der: “O halde erdem tercihlere ilişkin bir huy; akıl tarafından ve aklı başında bir insanın belirleyebileceği, bizle ilgili olarak ortak alanda bulunma huyudur. Bu bir aşırılık, öteki eksiklik olan iki kötülüğün ortasıdır. Kötülük etkilenimlerde ve eylemlerde gerekenden aşırısı ya da eksikliğidir. Erdem ise ortayı bulmadır.”

Buna göre Aristoteles için erdem aşağıdakilerden hangisidir? A) Deneyim kazanma B) Hak peşinde koşma C) Tutarlı olma D) Ölçülü olma E) Bencil olma

6. Ontolojinin, hatta felsefenin ilk sorusu “arkhe” problemidir. İnsanoğlu temel ve esas olanı merak ederek, önce tüm var olanların başlangıcını(töz) anlamaya çalışmıştır. Bu nedenle İlk Çağ filozofları, felsefeyi daha çok doğayı anlama isteğiyle “Evrenin özü nedir?” sorusuyla başlatmışlardır.

Bu düşünceden yola çıkarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Felsefenin ilk sorusu, varlık felsefesiyle ilgilidir. B) Töz, bir varlığı her ne ise o olmasını sağlayan unsurdur. C) İlk Çağ filozofları, daha çok doğayı anlamaya çalışmıştır. D) Varlığın ana maddesini oluş ve süregelen değişimler oluşturur. E) Arkhe, var olanların ilk ana maddesi anlamında kullanılmaktadır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

1

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 1 7. Platon’a göre güzel, her şeyden önce düşünülür dünyada ya da aşkın dünyada var olan bir kendinde şeydir. Bu dünyadaki bütün göreli güzellikler kaynağını güzel ideasından alır. Buna göre Platon’un güzel anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

10. Platon ünlü mağara öğretisinde dünyadaki varlıkları, ideaların yansıyan gölgeleri olarak tasarlar. O’na göre dünyanın maddi ve bireysel varlıkları eksik, yetersiz ve olumsuz özelliklere sahip oldukları için asıl varlık olamazlar.

A) Güzelliğin mutlak bir kavram olduğu B) Gerçek güzelin idealar dünyasında olduğu C) Duyusal dünyadaki varlıkların kaynağını düşünülür dünyadan aldığı D) İçinde yaşadığımız dünyada güzelliğin sürekli değiştiği E) Birbirine benzeyen her kendinde şeyin güzel olduğu



Parçaya göre Demokritos için aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Toplumsal bakış açısı düşüncelerini etkilemiştir. B) Atomcu yaklaşımıyla ontolojinin temellerini atmıştır. C) Farklılıkları atomların özelliği ile açıklar. D) Var olmayı atomlara dayandırır. E) Maddeci bir düşünürdür.

9. Herakleitos’un ilgilendiği en önemli konu varlık sorunudur. O öz varlığın, bütün değişiklikler içinde birliğini yitirmeyen ana maddenin ne olduğunu araştırırken aynı zamanda evrendeki değişmenin temel unsur olduğunu da ileri sürmüştür. Ona göre “Değişmedeki değişmezliği sağlayan şey logostur.”

Bu parçadan Herakleitos’un varlık anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Nesneler değişim dinamiklerini içinde taşır. B) Değişim varlıklar arasında ilişki oluşturur. C) Var oluş süreçleri varlığın yapısına göre oluşur. D) Evrende görünenleri var kılan değişimdir. E) Evrendeki değişim atomlara bağlıdır.

A) Deney ve tecrübelerle fark edilirler. B) İlk varlık oldukları için değişmezler. C) Soyut yapıdadırlar. D) Zihinsel alanda yer alırlar. E) Asıl gerçek varlıklardır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Demokritos ilk materyalist filozoflardan biridir. Varlığın oluşumunu en küçük madde anlamına gelen atomlarla açıklar. O’na göre, her ne varsa atomların yapısal özelliklerinin bir yansımasıdır. Demokritos’u atomcu düşünmeye iten gerekçeler arasında, içinde yaşadığı toplumun somut olanı önceleyen yaklaşımı gösterilebilir.

Buna göre Platon’un idealar öğretisi ile ilgili aşağıdaki çıkarımlardan hangisine ulaşılamaz?

11. Anaksimenes nitelik bakımından değişmeyen, kendisiyle aynı kalma özelliği gösteren, gevşeyip yoğunlaşabilen bir maddenin varlığın özü olabileceğini iddia ederken; Empedokles birbiriyle karışıp daha sonra ayrılabilen, fakat kendisi değişmeyen ilk madde üzerinde karar kılmıştır. Demokritos’ta ise bu sorunun cevabı, maddenin temeli olan atom fikrine dönüşmüştür. Parçada aşağıdaki konulardan hangisi ele alınmaktadır? A) Değişmenin tüm var olanların temeli olarak ele alınması B) İlk Çağ’da idealar problemiyle ilgilenilmesi C) Filozofların düşüncelerinin, yaşadıkları çağda genelgeçer olması D) Materyalistlerin varlığın özüne, farklı unsurları temele alarak ulaşmaları E) Empedokles ve Demokritos’un varlığın aynı nitelikte olduğunu savunmaları 12. Aristoteles’e göre varlık yapısı gereği, madde ve formdan oluşmaktadır. Örneğin “şu” diye işaret edebildiğimiz karşımda duran insan dışında, ayrı bir insanlık kavramının gerçekliğinden söz edemeyiz. Platon’un aksine Aristoteles gerçekliği ayrı bir alemde aramak yerine; şu diye gösterebildiğimiz nesnelerin içindeki, formlarda aramamız gerektiğini savunmuştur. Buna göre, madde biçimlenmemiş bir yapıda iken, formlar onun biçimsel temel ilkesini oluşturmaktadır.

Buna göre Aristoteles’in varlık konusundaki düşüncelerinin Platon’dan temel farkı aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığın özünü, salt maddesel ve denetlenebilir olarak göstermesi B) Varlığı; idealar yerine, gerçek varlıkların formlarının içinde görmesi C) Varlığı, sürekli bir değişim ve dönüşümden ibaret göstermesi D) Varlığı, şu diye gösterebildiğimiz nesneler yerine başka dünyada araması E) Varlığı, fenomen içinde bilinç yönelimiyle sezgisel olarak bulması

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

2

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 2 1. Bir yola ait bakış açımız yokuş aşağı inerken ve yokuş yukarı çıkarken aynı değildir.

4. Mutluluk, insanın yaptığı doğru eylem sonucunda duyacağı iç huzurdur.





Herakleitos’a ait bu ifadelere bakıldığında, anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisi olabilir?

2. Pythagoras, varlığın ne olduğuna dair kendisinden önceki doğa filozoflarının arkhe açıklamaları yerine, soyut diyebileceğimiz bir akıl yürütmeyle cevap vermek istemiştir. Sayıların içinde mükemmellik olduğunu iddia etmiş, “Bir”den yola çıkarak varlığı açıklamıştır. Evrendeki düzeni, uyumu, oran ve ölçüyü akıl yürütmeyle, sayılar üzerinden anlatmaya çalışmıştır.

Pythagoras’ın bu düşüncelerini aşağıdakilerden hangisi doğru ifade eder? A) Evrenin temelindeki düzen kadar düzensizlik de vardır. B) Soyut bir akıl yürütme yerine, günlük deneyimler önemlidir. C) Değişim bir yanılgıdır. D) Doğal olanla ideal olanı birleştirmiş durumdadır. E) Arkhe’yi soyut bir bakışla; uyum, denge ve sayılar üzerinden açıklar.

3. Elealı Zenon, felsefe tarihinde, paradokslar üzerine yaptığı yorumlarla tanınmaktadır. Mekanın sonsuz sayıda bölünebilirliğine göre düşünürsek; bir ok, hiçbir zaman hedefine ulaşamaz. Hiçbir zaman bir tavşan, kaplumbağayı belli bir zaman aralığında geçemez. Gördüğümüzden emin olduğunuz algılar ve buna dayalı genellemelerimiz bizi yanıltmaktadır.

Buna göre Zenon’un temel düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Hareket ve mekan yoktur. B) Çokluk bir yanılgıdır, gerçeğe akılla ulaşılır. C) Her şey değişir, değişmeyen tek şey değişimdir. D) Varlık maddesel nitelikte atomdan oluşmaktadır. E) Varlık yoktur, olsa bilinemez, bilinse de aktarılamaz.

A) Ölçülü olmak B) Acıdan kaçınmak C) Sade bir hayat yaşamak D) Bilgelik erdemine sahip olmak E) Çağının değerlerini reddetmek

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Belli bir ölçü içerisinde ateş ile maddeler karşılıklı olarak birbirlerine dönüşürler. B) Her şeyin temelinde; madde ve maddenin şekil almış formları bulunur. C) Varlık, algılayan bilincin yönelimine göre farklı doğruluk değeri alabilir. D) Varoluş süreci, düzen görünümünde olsa da rastlantısallık taşır. E) Her şey değişir, değişim evrenin varoluş sürecini yansıtmaktadır.

Sokrates’e göre iç huzura ulaşmanın temelinde yer alan ölçüt aşağıdakilerden hangisidir?

5. Aristoteles’e göre her şeyin orta yolu insan için iyi ve erdemli olandır. Orta yol, herhangi bir şeyin ne fazlasını ne de azını istemektir.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi Aristoteles’in bu görüşüne uygundur? A) Acıkan doymam, susayan kanmam sanır. B) Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu. C) Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur. D) Damdan düşen, halden bilir. E) Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır.

6.

“Hiçbir şey var değildir. Var olsa da bilinemezdi. Bilinse de başkasına aktaramazdık.” diyen Gorgias aşağıdaki akımlardan hangisini savunuyor olabilir? A) Materyalizm B) Entüisyonizm C) Dogmatizm D) Nihilizm E) Pozitivizm

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

2

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 2 7. “Herhangi bir şey bana nasıl görünüyorsa benim için öyledir, sana nasıl görünüyorsa senin için de öyle... Üşüyen biri için rüzgar soğuktur, üşümeyen içinse soğuk değildir.” diyen Protagoras’ın düşünceleri aşağıdaki yargılardan hangisiyle uygunluk gösterir?

10. Bazı şüpheci düşünürler, duyularımızın bizi aldatabileceğinden yola çıkar. Örneğin su dolu bardağın içindeki kaşığı kırık gibi algılarız. Duyularımız bizi ara sıra aldatıyorsa, her zaman aldatıyor olabilir. Bu durumda her şeyden şüphe edilebilir.

A) Doğru bilgi mümkündür. B) Doğruluğun ölçütü insandır. C) Tüm bilgiler doğuştan gelir. D) Doğru bilgiye şüphe ile ulaşılır. E) Deneyimler ile doğru bilgiye ulaşılabilir.



Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefenin cevap aradığı sorulardan biri haline gelmiştir? A) Varlığın ilkeleri nelerdir? B) Evrenin ana maddesi nedir? C) Bilimsel bilginin değeri nedir? D) Doğru bilgi elde edilebilir mi? E) Değişmeyen, kendisiyle özdeş kalan şeyler var mıdır?

9. Her şey üzerine birbirine zıt iki söz söylemenin mümkün olduğunu söyleyen Protagoras için önemli olan herhangi bir şeyi ispat etmek değil, karşıdakini ikna etmektir.

Protagoras’ın bu görüşü bilgi felsefesinin aşağıdaki hangi kavramına işaret etmektedir? A) Evrensellik B) Empirizm C) Rölativizm D) Rasyonalizm E) Tümel uzlaşım

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilgilerimizin kaynağı akıldır. B) Zeka ve iç güdü sezgiyi oluşturur. C) Bilgilerimiz sadece duyu verileri ile elde edilmez. D) Bilgi fenomenlerin içinde saklıdır. E) Algılarımız bizi yanıltıyorsa doğru bilgiye ulaşılamaz.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. MÖ. 5.yy’da Sofistlerle birlikte bilginin kendisi şüphe ve eleştiri konusu olmuş; insanın nesneleri kendisinde olduğu gibi bilip bilemeyeceği tartışılmıştır.



11. Phyrrhon’a göre aynı şey farklı insanlara, farklı şekillerde görünür. Aynı bal bir kimseye tatlı, bir başkasına acı gelebilir. Hatta aynı suyu bir elim sıcak, diğer elim soğuk algılayabilir. Ben suyun sıcak mı yoksa soğuk mu olduğunu bilemem.

Phyrrhon’un bu görüşleri aşağıdaki yargılardan hangisiyle çelişir? A) Tüm bilgimizden şüphe etmeliyiz. B) Varlık hakkında doğru bilgiye ulaşılamaz. C) Duyu verileri insandan insana farklılık gösterir. D) Şeyler hakkında kesin bir yargıya varamayız. E) Görünüşlerin ötesindeki gerçekliğin kendisine ulaşılabilir.

12. Septiklere göre; • İnsanlarda bazı yapısal farklılıklar vardır. • Duyu organlarının getirdiği bilgiler insandan insana farklılık gösterir. • Özneyi etkileyen koşullar farklıdır. • Nesnenin yeri, uzaklığı duyuma etki eder. • Yasaların, gelenek ve göreneklerin insanların üzerinde farklı etkileri olur. Buna göre bilgi edinmede septiklerin tutumu aşağıdakilerden hangisi olmalıdır? A) Otoritelere güven duymak B) Yargıda bulunmaktan kaçınmak C) Bilimsel bilgiyi doğru kabul etmek D) Kuşkuyla apaçık bilgiye ulaşmak E) Duyumlardan gelen bilgiye güvenmek

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

3

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 3 1. Sofistlerin önemi dikkatlerini doğadan insana, evrenden topluma çevirmeleri ve insanın insan olarak Öz’ü ve dünyayla olan ilişkisi üzerine düşünmelerinden gelmektedir.

4. Antik Yunan’da ilk felsefe ontoloji ile başlar. Varlığa dair kültürel ve mitolojik açıklamaların güvenilir dayanaklara sahip olmaması, Yunan düşünürlerini akla dayalı bir yolculuğa çağırır.

Buna göre Sofistlerin insan merkezli bakış açılarının epistemolojik sonucunu en doğru şekilde aşağıdakilerden hangisi ifade eder?



2. Platon’a göre sadece ideaların bilgisi kesin ve değişmezdir. Duyusal varlıklar kesin olarak bilinemez. Çünkü onlar bugün, dünden farklı olabilen varlıklardır. Dolayısıyla onlara ilişkin yargılar da her geçen gün değişecektir. Bu türden yargılara bilgi değil, sanı denir.

Buna göre Platon için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İdeal varlığa ilişkin kesin hükümler ileri sürülemeyeceği B) Gerçek varlığın kesin bilgisine ulaşılamayacağı C) Duyular aracılığı ile elde edilen bilgiyi sanıya indirgediği D) Değişen varlıkların bilgisinin kesin olmadığını iddia ettiği E) Nesne ve ideal dünya hakkında farklı bilgiler elde ettiği

3. Aristoteles’e göre, “gerçekten var olanlar” tek tek şeylerdir: Şu kalemdir, bahçedeki vişne ağacıdır... Yoksa gördüğümüz idealar değildir. Ancak bilgi, tümelin bilgisidir; duyumun bize bildirdiği tek tek şeyleri ya da olayları bir kavram altında toplamak, mantıksal çıkarımlarla işleyerek bilgiye dönüştürmek aklın görevidir.

Aristoteles’in bu görüşlerinden yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Asıl gerçeklik nesnelerin içinde saklıdır. B) Asıl gerçeklik idealardır. C) Akıl, bilgi edinmek için gerekli güce ve yetiye sahiptir. D) Tekil olan şeylerden tümelin bilgisine akılla ulaşılır. E) Bilginin nesnesi olan unsurlar bu dünyanın içindedir.

A) Varlığa yönelik güvenilir bir inanç oluşturur. B) Kültürel oluşumları varlık anlayışına dayandırır. C) Varlığın kaynağına yönelik rasyonel bir sorgulama yapar. D) Yunan toplumuna uygun varlık anlayışı oluşturur. E) Mitolojik yaklaşımların varlık anlayışını temellendirir. MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) İnsan aklı her şeyi bilebilir. B) Doğruluğun ölçütü insandır. C) Mutlak bilgiye ulaşılabilir. D) Duyular en güvenilir bilgi kaynağıdır. E) Bir takım insanlar otorite olarak kabul edilebilir.

Buna göre “ontoloji” için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

5. Aristoteles’e göre varlığa ilişkin bilgiyi elde ederken duyular ve akıl yürütme önemlidir. Bilinen şey, duyuları etkileyen form almış maddelerdir. Nesnelere ait duyusal veriler akıl yürütmeler yoluyla bir kavramla ilişkilendirilir ve nesnelere ait kategoriler yoluyla bilgi elde edilmiş olur. Bu parçadan hareketle Aristoteles’in bilgi konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisini savunduğu söylenebilir? A) “Bilginin kaynağı deneye dayalı olgusal dünyadır.” diyen pozitivizmi B) “Kesin ve değişmez bilgiye sezgi aracılığıyla ulaşılır.” diyen entüisyonizmi C) “Fayda sağlayan bilgi doğru bilgidir.” diyen pragmatizmi D) “Görünenlerin içinde bulunan öz doğru bilgidir.” diyen fenomenolojiyi E) “Zorunlu, kesin ve genel- geçer bilgilere akıl yoluyla ulaşılır.” diyen rasyonalizmi 6. Sokrates’e göre erdem ve bilgi aynı şeydir; doğru davranış ancak doğru bilgiyle mümkündür. Ahlaklı olmak için iyiyi bilmek gerekir. Kimse bilerek kötülük etmez. Kötülük bilgi eksikliğinden kaynaklanır.

Sokrates’in bu görüşlerine dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Erdem gelip geçici bir bilgidir. B) Deneyimsel bilgi erdemin kaynağıdır. C) Kötülük olmadan iyiliğin değeri yoktur. D) İnsanın erdemli olmasının temelinde bilgi vardır. E) Kötülük de iyilik gibi insanın seçimlerine bağlı olarak ortaya çıkar.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

3

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 3 7. Sokrates’e göre insanın kendi üzerindeki egemenliği olan ölçülülük için gerek duyulan tek şey, iyiye ve kötüye ilişkin bilgidir. Çünkü insan kendisinin ne olduğunu, hayata geçirilmesi gereken en temel ihtiyaçlarının, yeteneklerinin ve arzularının neler olduğunu bildiği takdirde ancak kendi üzerinde tam bir denetim ve hakimiyet kurabilir. Bu yüzden Sokrates’ e göre yalnızca bu kavrayıştan yoksun olan budalalar ölçü ve kural tanımazlar.

8. Aristoteles’e göre, cesaret korkaklık ile gereksiz atılganlık arasında, cömertlik ise müsriflik ile cimrilik arasında davranabilmektir. Buna göre erdemli olmak aşağıdaki ölçütlerden hangisine bağlıdır? A) Ortayı bulma B) Mutluluğu isteme C) Adaletli davranma D) Bilgiyi temele alma E) İyi ideasına uygun olma

9. Sokrates göre felsefi bilgi, tüm yaşamı sorgulayan ve yaşamı bütünlüğünde anlamaya çalışan zihinsel bir etkinliktir. Ancak böylesi bir zihinsel etkinlik insanı gerçek anlamda erdemli kılar. Çünkü yalnızca felsefi düşünüş bize sorgulanmış ve temellendirilmiş rasyonel amaçlar sunar. İşte ancak bu anlamıyla bilgi kişiyi erdemli kılabilir.

Bu parçada Sokrates insanın erdem sahibi olmasında aşağıdakilerden hangisinin önemini vurgulamıştır? A) Felsefi bilginin B) Gerçeğin bilgisinin C) Doğaya uygun yaşamanın D) Sürekli olarak hayatı sorgulamanın E) Gerçekçi amaçlar için çabalamanın

Buna göre Sokrates’in etik görüşüyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilgi erdemdir. B) İnsan özü gereği iyidir. C) Bilgi yararlıysa mutluluk getirir. D) Ahlaki eylem haz veren eylemdir. E) Ahlaki eylemin amacı ödeve uygun davranmaktır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Cehalet mutluluk getirir. B) Özgürlükler sınırsız olmalıdır. C) Mutlak iyiye ulaşmak mümkün değildir. D) Erdemli olabilmek insanın öncelikle kendisinin bilgisine ulaşmasından geçer. E) Ahlaki kararlar kişinin arzu ve isteklerine bırakılmalıdır.





MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü



10. Sokrates tüm ahlaki erdemlerin bilgi formlarının olduğuna inanıyordu. Şöyle ki, adaletin ne olduğunu bildiğimizde bundan çıkan sonuç adil olabilme durumumuzdur.

11. Protagoras, “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” sözüyle insanı doğruluğun ölçüsü kabul etmiştir.

Bilgi konusunda Protagoras’ın insanı ölçü olarak almasının ahlak felsefesindeki sonucu aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Acıdan kaçıp hazza yaklaşma B) Bireysel faydayı egemen kılma C) Bireyi ahlak konusunda bilinçlendirme D) Ahlaki yargıların göreliliğini kabul etme E) Ahlaki eylemin insanın değerine yönelik olması

12. Protagoras’a göre “insan her şeyin ölçüsüdür.” Buradaki insan bireysel insandır ve bu bireysel insanın algıları doğru ve yanlışın belirleyicisi olmaktadır. Bireysel algıları temele alan Protagoras için ahlaki alanda da bir görelilik söz konusu olmaktadır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsan ahlaki değerleri toplumda hazır olarak bulur. B) Nesnel ve evrensel bir iyi söz konusu olamaz. C) Ahlak alanında rölatif ilkeler olamaz. D) İnsan algısı mutlak iyiyi kavrayabilir. E) Ahlaki yargılar bilgiyle belirlenir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

4

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 4 1. Herakleitos’ta diyalektik, yeni bir şeyin ortaya çıkmasıdır. Bu oluş karşıtların savaşıyla mümkündür. Çatışma yeni bir şeylerin meydana gelmesinin sebebidir. Örneğin gece ve gündüzün savaşı bir günü oluşturur.

4. Sokrates diyaloğu, bilginin açığa çıkmasını sağlayan bir tartışma yöntemi olarak kullanmıştır. Bu tartışmada Sokrates karşısındakine sadece sorular sorar ve onun kendi cevaplarından doğan sonuçları görmesini sağlar. Sonuçları akla uygun olmayan cevapları eleyerek, doğru cevaba ulaşmaya çalışır. Böylece kişi düşüncede adım adım ilerleyerek doğruya ulaşacak ya da doğru bildiğinin farkına varacaktır.

Buna göre Herakleitos’un diyalektik düşüncesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? A) Diyalektik yeni bir şeye varmak için kullanılan bir yoldur. B) Karşıtların savaşı yeni bir şeyler oluşturur. C) Gece; tez, gündüz; antitez, bir gün ise sentezdir. D) Çatışma dönüşümlü olarak sürmektedir. E) Diyalektik evrenin ana maddesidir.



Buna göre bilimsel faaliyetlerin Antik Yunan uygarlığında başladığı iddiası aşağıdaki seçeneklerden hangisine dayandırılabilir? A) Doğal olayları birden çok nedene bağlamalarına B) Araştırmalarında sonuçtan çok yönteme önem vermelerine C) Doğa olaylarını, somut verilerden hareketle açıklamalarına D) Genelden özele giden akıl yürütmeler yapmış olmalarına E) Doğal olaylara ilişkin sistemli gözlemler yapmalarına

3. Daha önceden Yunan filozofları doğayla ilgilenirken M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren Sofistler, felsefenin merkezine insanı, değerleri, ahlakı ve toplumu koymuşlardır. Çünkü bu yüzyılda Yunan toplumu demokratik bir yönetim şekline kavuşmuştur.

Buna dayanarak felsefe hakkında aşağıdaki yargılardan öncelikle hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe, yaşanılan çağın olay ve koşullarından etkilenir. B) Felsefe kendi çağının ötesinde bir düşünme biçimine sahiptir. C) Felsefe değerler konusunda olması gerekeni temele alan tutarlı bir düşünme biçimidir. D) Felsefe, içinde yaşanılan toplumun ve çağın olaylarından uzak bir düşünme etkinliğidir. E) Felsefe, doğa olayları ile birlikte toplumsal olaylar üzerine de sorgulama yapar.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Bilimsel faaliyetlerin Antik Yunan’da başladığı kabul edilir. İnsanoğlu çağlar boyunca yağmurun yağması ve mevsimlerin oluşması gibi doğa olaylarını mitolojik hikayelerle açıklamıştır. Thales ve Antik Yunan düşünürler, doğa üstü güçlere dayalı bu mitolojik açıklamaları reddetmiş ve yerine, doğal olaylara dayalı duyusal verileri esas alan açıklamalar yapmışlardır.



Buna göre Sokrates’in yönteminin dayandığı temel varsayım aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Bilgi duyu verileri olmadan sezgi yoluyla elde edilir. B) Akıl, bilgiye deneyimlerin sentezi sonucu ulaşır. C) Bilgi doğuştan akıl yoluyla gelir. D) Bilginin varlığı yarar ilkesine dayanır. E) Bilgilerin doğruluğu kişiden kişiye değişir.

5. Felsefe tarihinde sistematik bir filozof olarak bilinen Platon’un sanat anlayışı, varlık anlayışı ile ilişkilidir. Ona göre sanat, gerçeğin silik bir kopyası olan fenomenlerin birer kopyasını yapmaya koyulursa değersiz bir ürün ortaya çıkarır ve aslından uzaklaşır. Buna göre Platon’un aşağıdakilerden hangisini eleştirdiği söylenebilir? A) Sanat eserinin idealardan uzaklaşmasını B) Güzelin kişiden kişiye değişmesini C) Evrenin yaradılıştan bir sanat eseri olarak algılanmasını D) Kopyaların aslını yaşatmasını E) Pratik olarak işe yarayan eserlerin üretilmemesini

6. Tatlı, acı, soğuk, sıcak, renk ancak zihinde vardır. Gerçekte ise boşlukta savrulan ve rastlantı sonucu karşılaştıklarında birleşmeleri zorunlu olan varlıklar vardır.

Demokritos’un bu görüşüne göre gerçekte var olan aşağıdakilerden hangisidir? A) Düşünce

B) Ateş

C) Ruh

D) Atom

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

E) Töz

4

11. Sınıf Felsefe

MÖ 6. Yüzyıl - MS 2. Yüzyıl Felsefesi - 4 7. Çevremizde çeşitli ağaçlar görürüz. Fakat bu ağaçların ortak özelliklerini yansıtan, o ağacı o ağaç yapan şey, yani ağacın asıl varlığı insanın zihninde mevcuttur. Düşüncenin dışında ve ötesinde bir nesnel dünya yoktur.

10. Herakleitos, evrendeki sürekli değişmeyi, oluşu görmekte ve kabul etmektedir. Ancak bu değişmenin altına değişmeyen, hep aynı kalan varlığı yerleştirmek istemektedir. Buna olanak var mıdır? Her şeyin değiştiğini söylemek, değişmenin her şey olduğunu söylemek değil midir? Eğer her şey değişmekte ise kalıcı olan hiçbir şey yok mudur?

Platon bu görüşüyle aşağıdaki kavramlardan hangisini temele almaktadır? A) İdea

B) Oluş

C) Fenomen

D) Madde



A) Bilgi kişiden kişiye değişir. B) Değişimin nedeni varlıktır. C) Dış dünya insanı yanıltır. D) Değişmeyen tek şey değişimdir. E) Değişme varlığın iç dinamikleri ile gerçekleşir.



Buna göre Aristoteles’i Platon’dan ayıran temel nokta aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığın yapısının bilenemeyeceğini düşünmesi B) İdeal varlıkların mükemmel olduğunu savunması C) Asıl gerçekliğin maddenin içindeki öz’de saklı olduğunu ileri sürmesi D) Varlığın salt biçimden oluştuğunu savunması E) Biçimin maddeden ibaret olduğu görüşünü ileri sürmesi

9. Atomlar evrendeki boşlukta hareket etmektedir. Benzer atomlar rastlantı sonucu karşılaştıklarında birleşmeleri zorunludur. Demokritos’a göre, evrendeki her nesne bu şekilde oluşmaktadır. Tüm varlıklar, maddi tözler olan atomların birleşmesiyle oluşur. Ayrışmasıyla da yok olur.

Demokritos’un bu yaklaşımı, aşağıdaki öğretilerden hangisine bir örnek oluşturur? A) Nihilizm

B) Materyalizm

C) Panteizm

D) İdealizm

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Madde ve ruh

8. Platon’a göre maddi şeylerin bağımsız bir varlığı yoktur. Onlar ideal varlıklar evrenindeki mükemmel biçimlerin geçici birer yansımasıdır. Aristoteles ise maddesiz biçimin ve biçimsiz maddenin olamayacağını ileri sürer. Ona göre her varlığın, aynı zamanda varoluş amacı, kendi mükemmel “öz” ünü yine kendi içinde taşımaktır.

Bu parçada Herakleitos’un öncelikle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

11. Aristoteles’e göre, ahlaki eylemin amacı mutluluktur. İnsanın mutluluğu bu dünyada gerçekleşir. İnsan aklı ile isteklerini dengeleyebilir. Asıl mutluluk bu şekilde ortaya çıkar.

Aristoteles’in bu düşüncesine dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Kötü eylemler bireyin mutluluğuna engel olur. B) İnsan başkalarını mutlu edebildiği sürece mutludur. C) İnsan aklı ve hazları arasında ortayolu bulabildiği sürece gerçek mutluluğa ulaşır. D) Toplumsal mutluluk bireyin mutluluğundan daha önemlidir. E) Bireyin hayattaki amacı sürekli mutluluk peşinde koşmak olmalıdır.

12. Aşağıdakilerden hangisi Aristoteles’e göre varlığın oluşumuna yol açan nedenlerden biri değildir? A) Formel neden B) Yapıcı neden C) Durağan neden D) Ereksel neden E) Maddi neden

E) Düalizm

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

5

11. Sınıf Felsefe

MS 2. Yüzyıl – MS 15. Yüzyıl Felsefesi - 1 1. Aşağıdakilerden hangisi öncelikle Hristiyan felsefesine ait bir özellik olarak gösterilebilir?

4. MS 2. yüzyıl – MS 15. yüzyıl döneminde felsefe ve din yoğun bir şekilde etkileşim içine girmiştir. Bu çağda felsefeye inancın pekiştirilmesi amacıyla başvurulmuştur.

A) İnsan ve davranışlara önem verilmesi B) Evrenini yapısının araştırılması C) Arkhe probleminin mevcut olması D) Problemlere pratik merkezli yaklaşılması E) Dinsel öğretilerin temellendirilmesi

Buna göre MS 2. yüzyıl – MS 15. yüzyıl döneminde felsefenin aşağıdaki alanlardan hangisine yaklaştığı söylenebilir?

2. Hristiyan felsefesinde genel olarak ‘varlık nedir?’ sorusuna ‘Tanrı’nın kendisidir.’ cevabı verilmekteydi. Bu dönemde felsefe dine hizmet ettiği ve Tanrı’nın varlığını kabul ettirmek için çalıştığı sürece yararlı görülüyordu. Buna göre Hristiyan düşüncesinde gerçeklik üzerine aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) İnsan algısından bağımsız değil, insan algısına bağlı bir durumdur. B) Peşinden koşulacak bir şey değil, hali hazırda verilmiş bir bilgidir. C) Bir tür var olma durumudur. D) Bir doğruluk ölçütü olarak değerlendirilmiştir. E) Soyut ya da somut olabilen bir yapıya sahiptir.

3. Hristiyan felsefesinde ele alınan konulardan biri de tümeller problemidir. Buna göre; I. Tümeller ayrı bir varlık olarak Tanrı’nın zihnindedir.

II. Tümeller tek tek varlıkların içinde yer alır.



III. Tümellerin tek başına gerçeklikleri yoktur. Onlar soyutlama ve genelleme sözlerinden ibarettir. Yukarıda yer alan açıklamalar sırasıyla aşağıdaki görüşlerden hangisine karşılık gelir? I. A) Kavramcılık B) Kavramcılık C) Kavram realizmi D) Kavram realizmi E) Adcılık

II. adcılık kavram realizmi kavramcılık adcılık kavramcılık

III. kavram realizmi adcılık adcılık kavramcılık kavram realizmi

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Fizik B) Teoloji C) Metafizik D) Retorik E) Hitabet

5. 5. yüzyılda İskenderiye Kütüphanesi bilimsel ve felsefi çalışmaların Hristiyan düşüncesine zarar verdiği gerekçesiyle yakılmış. 6. yüzyılda da Bizans İmparatoru tarafından Pagan Okulu olduğu gerekçesiyle Yunan Akademisi kapatılmıştır. Tarihte bu gibi olayların yaşanmasının nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? A) Dini inanç ile felsefi düşüncelerin kaynaşması B) Felsefenin tüm alanlarında dinin etkili olmaya başlaması C) Antik Yunan düşüncesinin akla dayalı sorgulamayı esas alması D) Bilimin inanca ilişkin bilgileri desteklemesi E) Tek başına inancın bilgiyi mümkün kıldığının düşünülmesi

6. MS 3. yüzyılda yaşamış Origenes, Augustinus öncesi erken dönem Hristiyan düşünürlerinin en büyüğü olup, Sokrates, Platon gibi kötülük veya mutsuzluğun nesnel bir varlığa sahip olmadığını, ruhun bilgisizliğinden ibaret olduğunu düşünmektedir. Buna göre Origenes iyilik ve mutluluk için aşağıdakilerden hangisini önermiş olamaz? A) Bilgi ve bilgeliğe erişmek B) Kutsal metinlere göre yaşamak C) Tanrı’yı temaşa etmek D) Akla uygun hareket etmek E) İnsan doğasına uygun hazlara yönelmek

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

5

11. Sınıf Felsefe

MS 2. Yüzyıl – MS 15. Yüzyıl Felsefesi - 1 7. Hristiyanlık yayılma sürecinde bazı felsefi görüşlerle karşı karşıya gelmiştir. Dine karşı yapılan eleştirileri savunmak adına bu din içinde bazı filozoflar çıkmıştır.

10. Nasıl ki insan bir hekim veya kaptan olarak doğmayıp bu sanatları eğitim sayesinde elde ederse, aynı şekilde ahlaki erdemler de uygun eğitim sayesinde ortaya çıkar ve insanlar eğitim sayesinde soylu ve iyi insan olurlar.

Savunma adına yapılan bu felsefenin adı aşağıdakilerden hangisidir?

Clemens’in bu düşüncelerine aşağıdakilerden hangisi ters düşer?

A) Teoloji B) Apoloji C) Metafizik D) Patristik E) Skolastik

8. “Anlayabilme için inanıyorum.” anlayışıyla felsefeyi dine tabi kılmış olan Augustinus’a göre hakikat bizzat Tanrı’nın kendisidir. Yani Tanrı insandadır. İnsanın kendisi de Tanrı’dadır. Felsefe ise bu durumu anlamaya çalışma etkinliğidir. İnsan ancak bunu anlayarak mutlu olur. Buna göre Augustinus felsefesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Hakikati arayan kişi Tanrı’yı aramalıdır. B) Felsefe ile teolojiyi birbirinden ayırmak olanaksızdır. C) Hakikate ilişkin bilgi mutluluk için gereksizdir. D) Felsefeci hakikati arayan, hakikati seven kişidir. E) Tanrı insan tarafından bilinmeye değecek tek hakikattir.

9. Orta Çağ Avrupa’sında Antik kültürden kilisenin kendine uygun bulup aldığı düşünceler ayakta kalırken, kiliseye aykırı olanlar kesin olarak dışarıda bırakılmıştı. Parçadan hareketle Orta Çağ felsefesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Baştan aşağı dini karakterli bir felsefedir. B) Aklı temele alan bir felsefedir. C) Ana maddeyi araştıran bir felsefedir. D) İlk neden en temel problematiğidir. E) Bilimsel gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) İnsan yaratılışından itibaren iyi donanımına sahip olarak doğar. B) İnsan adil davranışları eğitim yoluyla öğrenir. C) İnsan doğal olarak toplumsal bir varlıktır. D) Erdem eğitim ile kazanılan bir edimdir. E) Adaletli ve erdemli olmak istenen bir durumdur.

11. I. Akıl ve inanç tartışmaları ön plandadır. II. Tanrının varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır.

III. Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır.



IV. Oluşturulan fikirlerde dinsel otoriteye karşı gelinmemesi gerektiği söylenmiştir. Verilenlerden hangileri Hristiyan felsefesinin özellikleri arasında yer alır? A) I ve II. B) I ve IV. C) I, II ve III. D) I, II ve IV. E) I, II, III ve IV.

12. Aşağıdakilerden hangisi Hristiyan felsefesinin temel problemleri arasında yer almaz? A) Tanrının varlığının kanıtlanması problemi B) Tümeller problemi C) Kötülük problemi D) İlk neden problemi E) Ruhun ölümsüzlüğü problemi

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

6

11. Sınıf Felsefe

MS 2. Yüzyıl – MS 15. Yüzyıl Felsefesi - 2



1. I. Antik Yunan felsefesinden etkilenmiştir. II. Akıl, iman ve inanç gibi konular tartışılmıştır.

4. Âlemde her şey yoktan yaratılmıştır. Bu nedenle mantıksal olarak yaratılan tüm varlıkların bir yaratıcısı olmak zorundadır.

III. Batı felsefesinden yoğun şekilde etkilenmiştir.

İbn Rüşt’e ait bu açıklama İslam felsefesinde aşağıdaki hangi kavramla ifade edilir?

Verilenlerden hangileri İslam felsefesinin özellikleri arasında yer alır?

A) Psikolojik delil B) Ahlaki delil C) İhtira delili D) Ontolojik delil E) Düzen delili

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II. D) I ve III. E) I, II ve III.

2. Orta Çağ’da ortalama bin yıllık bir tarihsel dönemde felsefe ile din yoğun bir şekilde etkileşim göstermiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi öncelikle bu döneme özgü bir özellik olarak değerlendirilebilir? A) Felsefe varlığın mahiyetini sorgulayan bir disiplin haline gelmiştir. B) Felsefe dilin çözümlenmesini amaç haline getirmiştir. C) Felsefe inanç kanunlarının akılsal kanıtlamalarında araç konumuna gelmiştir. D) Felsefe görünenin ve çokluğun ardındaki değişmez olanı aramaktadır. E) Felsefe geleneksel anlamda dinsel ve gizemli bir yapıya bürünmüştür.

3. El Kindi’ye göre âlem kadim değil hadistir. Yani sonradan olmadır. Her sonradan var olanın varlığı bir yaratıcıya bağlıdır. Buna göre El Kindi Tanrı’nın varlığına ilişkin aşağıdaki delillerden hangisini öne sürmüştür? A) Ontolojik delil B) Hüdus delili C) Ahlaki delil D) Düzen delili E) İhtira delili

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü



5. Antik Çağ için Tanrı bu evrenin bir mimarıdır ve adeta bir yapı ustası gibidir. Demiourgus biçimlendirdiği maddeyi hazır bulmuştur. Tanrı varlığın kendisidir, geri kalan tüm var olanlar Tanrısal varlık dolayısıyla, ondan pay aldıkları için var olmuşlardır. Orta Çağ’da ise Tanrı ile yaratık aynı hamurdan değil, başka başka özlerdendir. Onun için de aralarında kapanmaz bir aralık vardır. Buna göre Orta Çağ’da varlıkların oluşumu için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Evren Tanrı’nın vahyidir. B) Dünya Tanrı’nın kendisini açmasıdır. C) Tüm var olanlar varlıklarını Tanrı’nın istemesine borçludur. D) Bu dünyadaki tüm otoriteler Tanrısal istençten aktarmadır. E) Madde de Tanrı’nın kendisi gibi öncesizdir.

6. İslam felsefesinde irade özgürlüğü problemi konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Buna göre; • Davranışı yaratan Allah’tır. • Davranışı tercih eden ve insana yaptıran Allah’tır. • İnsan davranışlarından sorumlu değildir. Verilen özellikler aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Mu’tezile B) Eş’ariyye C) Maturidi D) Cebriye E) Dehriye

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

6

11. Sınıf Felsefe

MS 2. Yüzyıl – MS 15. Yüzyıl Felsefesi - 2 7. İbn Rüşd’e göre akıl yoluyla doğru bilgiye ulaşılır ve akılsal olan inançsal olandır.

10. Nasıl ki güneş doğarken tüm ışığı ile eşyayı aydınlatıyorsa, manevi sezgide insanı aydınlığa kavuşturur. Böylece insan varlığın hakikatine ulaşabilir.

Buna göre İbni Rüşd’ün aşağıdakilerden hangisini savunması beklenmez?

Bu açıklama aşağıdaki İslam felsefesi görüşlerinden hangisine karşılık gelir?

A) Akıl yoluyla inanca ulaşmak mümkündür. B) Akıl sınırsız kavrama ve algılama gücüne sahiptir. C) Akıl doğru şekilde işletildiğinde hakikatin bilgisine ulaşabilir. D) Akıl kanıtlama kabiliyeti ile inanca ait bilgileri kanıtlayabilir. E) Felsefe dinle çatışmaz, aksine uzlaşı içindedir.

A) İlk Çağ felsefesi felsefi bir amaç taşırken; Orta Çağ felsefesi dinin emrindedir. B) İlk Çağ felsefesinde mutluluğa ulaşılması gereken yer bu dünya iken, Orta Çağ felsefesinde ahiret inancı mutluluğu sağlar. C) İlk Çağ felsefesi antroposentrik (insan temelli) iken, Orta Çağ felsefesi teosentrik(tanrıcı)tir. D) İlk Çağ felsefesi daha kötümser iken, Orta Çağ felsefesi daha iyimserdir. E) İlk Çağ’da felsefe en üst düzeyde iken, Orta Çağ’da dinsel ve metafizik alanların etkisi altında kalmıştır.

9. İslam felsefesinde bazı görüşler; - Dehriyye - Batinilik - İhvanı Safa - Meşşailik felsefesidir. Buna göre verilen görüşler ile aşağıdaki seçenekler eşleştirildiğinde hangisi açıkta kalır? A) Mantığa dayalı bilgi değil, mistik tecrübeye dayalı bilgi hakikati verir. B) Gerçek olan tek şey madde olup, ezeli ve ebedidir. C) Farklı alanlardaki ilimler tek bir ansiklopedide toplanabilir. D) Kutsal kitaplardaki harf ve sözcüklerde gizli manalar vardır. E) İslam’ın esasları ile Aristoteles’i birleştiren mantık ve matematik temelli bir felsefedir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Aşağıdakilerden hangisi İlk Çağ ve Orta Çağ felsefesinin karşılaştırılmasına dair yanlış bir bilgidir?

A) Meşşailik B) Dehliyye C) İşrakilik D) Batinilik E) İhvanı Safa

11. Orta Çağ’da da felsefe İlk Çağ’dakinden farklı bir anlamda değildi. Her iki dönemde de felsefenin anlamı bilgelik peşinden koşmaktı. Fakat Orta Çağ’da bilgelik İlk Çağ felsefesinden daha farklı bir karakterde tanımlanmıştır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi öncelikli olarak Orta Çağ’ın bilgelik tanımı olabilir? A) Bilgelik akla uygun davranmaktır. B) Bilgelik erdem yolunda varılan sağlam bir sarsılmazlıktır. C) Bilgelik Tanrısal ve insani şeylerin ve onların nedenlerinin bilgisidir. D) Bilgelik kendini bilmektir. E) Bilgelik en üstün iyidir ve mutluluktur.

12. Aşağıdaki görüşlerden hangisinin MS 2. yüzyıl - MS 15. yüzyıl felsefesini etkilediği söylenemez? A) Epikürosçuluğun dünyevi hazlardan uzak durulması gerektiği düşüncesi B) Aristoteles mantığının üzerinde durduğu Tanrı’nın varlığına yönelik kanıtlamaları C) Plotinos felsefesinin Tanrı ve ruh kavramları konusundaki düşüncesi D) Doğa filozoflarının ana maddeye yönelik görüşleri E) Stoa ahlakında yer alan iyiyi seçme özgürlüğü

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

7

11. Sınıf Felsefe

MS 2. Yüzyıl – MS 15. Yüzyıl Felsefesi - 3 1. İbni Sina için faal akılla ilinti durumuna girerek dış dünyadaki görünüşlerin ardındaki gerçek ve mutlak varlığı görmek, çokluk alemini birlik olarak kavramak mümkün olur.

4. Gazali’ ye göre akıl hakikatin tümünü değil, belli bir kısmını bilebilmektedir. Hakikatin tümü ise aklı aşan bir durumdur. Akıl, hakikate değil ama kendi sınırları içerisindeki bilgiye ulaşabilme imkânına sahiptir. Hakikat hiçbir şekilde aklın kendi kavrayış sınırı ile sınırlandırılabilecek bir şey değildir. Bütün varlığın zemini olan ontolojik gerçeklik yani hakikat aklı da aştığı için, rasyonel düşünceye kapalıdır.

Buna göre İbni Sina’nın bilgi konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisini savunduğu söylenebilir? A) Empirizm B) Pozitivizm C) Rasyonalizm D) Kritisizm E) Pragmatizm

2. Farabi var olan her şeyin Tanrı’nın bir yansıması olduğunu, ondan zorunlu bir taşmanın sonucu ortaya çıktığını ileri sürer. Tanrı özü itibariyle akıl olduğundan ondan taşan şeyler de akılsaldır. Böyle olduğu içindir ki insan akılla gerek var olanların gerekse de Tanrı’nın bilgisine erişebilir. Doğru ve erdemli bir yaşam işte bu bilgiye uygun bir yaşam olacaktır. Buna göre Farabi erdemli yaşamın ilkelerini aşağıdakilerin hangisinde bulmaktadır? A) İnsani ilişkilerde B) Metafizik alanda C) Ödev duygusunda D) Doğal koşullarda E) Koşulsuz buyrukta

3. Stoa ahlakının temel ilkesi: “Doğanın yasasına boyun eğmektir.” Doğaya uygun yaşamak insan için bir ödevdir. Bunun içinde bazı insanların değer olarak gördükleri zenginlik, şeref, sağlık hatta hayatın kendisi, bilge kişi için önem verilmeyecek, ilgisiz kalınacak şeyler olabilir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Buna göre Gazali’de hakikat akıl ilişkisinin ifadesi aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Hakikat sezgi yoluyla kavranamaz. B) Mutlak bilgiye ulaşmada akıl yeterlidir. C) Akıl sınırlı bir varlık olduğundan hakikati kavrayamaz. D) Akıl Tanrı’yı bilme aracıdır. E) Tanrı rasyonel bir varlıktır.

5. Orta Çağ Avrupa’sına baktığımızda kilise ve din adamları Hristiyanlığa ve İncil’e uymadığı gerekçesiyle her türlü bilimsel çalışmaya karşı çıkmıştır. Hatta bu bilimsel çalışmaları yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmıştır. İşte bu yüzden Orta Çağ’ın diğer ismi “karanlık çağ” olmuştur. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Din bilimsel çalışmaları etkilemiştir. B) Bilim insanı, bilim yapabilmek için uygun ortamı bulamamıştır. C) Orta Çağ Avrupa’sında bilimsel çalışmalar tamamen durmuştur. D) Bilimin bugünlere gelmesinde bazı bilim adamları ağır bedeller ödemiştir. E) Orta Çağ Avrupa’sında kilise ve din adamları bilimin önündeki en büyük engel olmuşlardır.

6. Evrende birbirinden farklı o kadar çok varlık var ki.. İnsanın bu varlıklardan birini sevmemesi onu yaratana bir saygısızlıktır. Her şeyi yaratan Allah olduğuna göre, Allah’ın yarattığı bir şeyi nasıl sevmeyiz. İşte bu nedenle “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü.”

Bu parçadan yola çıkılarak Stoacılar için “iyi ahlakın” aşağıdakilerden hangisine bağlandığı söylenebilir?

Yunus Emre’nin düşüncesine yer veren bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Evrensel ilkelere B) Tanrı’nın varlığına C) Maddi zenginliğe D) İnsanın değerine E) Doğa yasalarına

A) Bir yaratıcının olduğuna B) Yaratılanların çeşitlilik gösterdiğine C) Sevginin kaynağının yaratıcı olduğuna D) Yaratılanın, onu var edene duyulan sevgiden dolayı sevildiğine E) Sevginin yaratan tarafından yaratılanlara eşit dağıtıldığına http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

7

11. Sınıf Felsefe

MS 2. Yüzyıl – MS 15. Yüzyıl Felsefesi - 3 7. İbni Sina başlangıçta sadece Tanrı’nın var olduğunu, zorunlu varlık olan Tanrı’dan “katışıksız bir ruh” çıktığını savunur. Bu katışıksız ruh, ilk nedendir. Yani diğer varlıkların var olma nedenidir. Bu nedenden tüm varlık dünyası türer.

10. Farabi ideal devlet düşüncesini anlattığı ‘“El Medinetü’l Fazıla(Erdemli Şehir)” isimli eserinde toplumun mutluluğunu bilgili, ahlaklı, adaletli devlet adamlarına bağlar. Devleti yönetenler güzel konuşmalı, kendini halkın mutluluğuna adamalıdır. İnsanlar hayatın aldatıcı zevklerini yaşam tarzı haline getirdiğinde Allah’ın varlığı hakkındaki gerçeği kaybederek cahil şehir toplumunu oluşturur.

Buna göre İbni Sina’nın varlık konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisini savunduğu söylenebilir?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin ideal devletinin özelliklerinden biri olamaz?

8. Gazali’ye göre akıl direkt ve aracısız olan bilgiyi veremez ancak aracısız, tam ve doğrudan bilgi, bir bilincin bilinci olarak kendisine sezgi yoluyla gelebilir. O, insanı bir bütün olarak ele almış, onu sadece bir duyu, deney veya akıl varlığı olarak görmemiştir. Bu açıklamadan yola çıkılarak Gazali’nin aşağıdaki bilgi görüşlerinden hangisini savunduğu söylenebilir? A) Rasyonalizm B) Empirizm C) Entüisyonizm D) Pozitivizm E) Kritisizm

9. Roger Bacon, Orta Çağ’ın sonlarında yaşamış bir İngiliz düşünürdür. Ona göre bilginin kaynağı deneyim, ölçeği ise akıldır. Tek başına akıl kesin bilgiye ulaşamaz, kuşkudan kurtaramaz. Kuşkunun giderilmesinde son söz deneyimindir. Onun iki farklı anlamda kullandığı deneyim sözcüğünün birinci anlamı normal duyu deneyine işaret ederken, ikincisi insan zihninin Tanrı tarafından aydınlatılmasının sonucu olan içsel deneyimdir. Bellekte, akıl ilkelerine uygun geldiği öne sürülen bilgilerin doğruluğu ve gerçekliği deneyim ile bağdaşmasına bağlıdır. Deneyim verilerine aykırı düşen bir bilginin gerçekliği söz konusu değildir. Roger Bacon’un bu açıklaması aşağıdaki bilgi görüşlerinden hangisine karşılık gelir?

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) İdealizm B) Realizm C) Materyalizm D) Plüralizm E) Düalizm

A) Toplumun Allah’ın iradesine uygun davranması B) Yöneticilerin retoriğin inceliklerini bilmesi C) İnsanların mutluluğunun amaçlanması D) Bilge ve adil yöneticilerin varlığı E) Dünyevi ihtiyaçların öncelenmesi

11. Tümel kavramlar aynı nesneler için insanın düşündüğü, nesnelerin ortak yönlerine insanın vermiş olduğu adlardır. Dolayısıyla gerçekten var olan, ancak tek tek nesnelerdir. Soyut nesneler yoktur, yalnız somut nesneler vardır veya başka bir deyimle, bütün var olan nesneler somuttur, hiçbir nesne soyut değildir. Bu açıklama aşağıdaki görüşlerden hangisine karşılık gelir? A) Kavram realizmi B) Nominalizm C) Realizm D) İdealizm E) Rasyonalizm

12. Felsefe Orta Çağ’da Batıda din adamlarını yetiştiren manastır ve katedral okullarında gelişmiş, tamamıyla dini karakterli bir etkinlik olarak ortaya çıkmıştır. Bu okullarda gelişen felsefeye verilen isim aşağıdakilerden hangisidir? A) Skolastik

B) Kynikler Okulu C) Tasavvuf

D) Akademi

A) Rasyonalizm B) Pozitivizm C) Emprizm D) Entüisyonizm E) Septisizm

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

E) Elea Okulu

8

11. Sınıf Felsefe

15. Yüzyıl – 17. Yüzyıl Felsefesi - 1 1. Aşağıdakilerden hangisi 15. yüzyıl – 17. yüzyıl felsefesinin “yeniden doğuş” olarak ifade edilmesinin nedeni olarak gösterilebilir?

4. Kelime anlamı “yeniden doğuş” olan Rönesans, Orta Çağ ile Yeniçağ arasında bir geçit dönemi olarak bilinir. Hrıstiyan felsefesi din ve onun dogmalarına bağımlıdır; yolunu kendisi çizmez. Rönesans düşüncesi ise bağımsızdır; yalnız kendine dayanan, konu ve amacını kendisi belirleyen bir felsefedir.

A) Skolastik felsefenin akıl ve inanç tartışmalarından etkilenmesi B) İnancın bilgiyi tek başına mümkün kıldığı düşüncesinin benimsenmesi C) Antik Yunan felsefesinin ve aklı temele alan yapısının yeniden ele alınması D) Din merkezli düşüncenin egemen olması E) İlk neden ve değişim düşüncesinin merkeze alınması



III. Çeviride ulaşılan kitaplar, buluş, harita ve aletler Avrupalı bilim insanları tarafından kullanılmış ve geliştirilmiştir. Verilenlerden hangileri 15. yüzyıl – 17. yüzyıl felsefesine ait özellikler arasında yer alır? A) Yalnız III. B) I ve II. C) I ve III. D) II ve III. E) I, II. ve III.

3. Aquinalı Thomas(1225-1274)’ın inancın Tanrı’yı, aklınsa Tanrı’nın yarattıklarını bilmekle ilgili olduğu düşüncesi 15. yüzyıl – 17. yüzyıl felsefesine kaynaklık etmiştir. Buna göre 15. yüzyıl – 17. yüzyıl felsefesinde aşağıdakilerden hangisinin ön planda olduğu söylenebilir? A) İnanç B) Ruh C) Tanrı D) Akıl E) Kişisel deneyimler

A) Kendi içine kapalı, uyumlu bir felsefedir. B) Filozof yeni bir şey getirmez; sistemin pürüzlerini gideren bir ustadır. C) Filozof özgür havasıyla birey olarak ortaya çıkar. D) Felsefede bir birlik söz konusudur. E) Filozoflar aynı zamanda din adamıdırlar. MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. I. İslam felsefesinde tartışılan problemler çeviriler yoluyla inanç, varlık ve bilgi gibi felsefi konularda Batı filozoflarını etkilemiştir. II. Batı ilk olarak İslam ilimleri, Antik Yunan, Hint ve Mısır eserlerini Arapça’dan kendi dillerine çevirmeye başlamıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi yalnız Rönesans düşüncesi için söylendiğinde doğru olur?

5. Rönesans ilk olarak İtalya’da ortaya çıkmış ve burada ilk örneklerini vermiştir. Buna göre; I. İslam coğrafyasındaki çeviriler ile bilim ve felsefe önemli etki yaratmıştır.

II. Coğrafi keşifler neticesinde matbaa kullanılmış, okuryazarlık artmıştır.



III. Ekonomik faaliyetlerin etkisiyle ticaret gelişmiş ve üretim tarzının değişmesiyle de toplumda sosyal farklılıklar oluşmuştur. Verilenlerden hangileri Rönesans’ın ortaya çıkışına neden olan sosyo-kültürel etkenler arasında gösterilebilir? A) Yalnız I. B) Yalnız III. C) I ve II. D) II ve III. E) I, II ve III.

6. Rönesans felsefesi öncelikli olarak insan sorunu üzerinde durmuştur. “İnsan nedir? İnsanın bu dünyadaki yeri ve anlamı nedir?” soruları araştırılmıştır. Orta Çağ’da ise insanın yeri zaten belliydi; bu nedenle de araştırılmaya gerek görülmemiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Rönesans’ı Orta Çağ felsefesinden ayıran bir özelliktir? A) İnsanın yerinin aşkın bir evrende değil, bizatihi bu dünyada aranması B) Dogmatik düşüncenin bireysel olana göre ön planda tutulması C) Doğrular hazır olduğu için araştırılmaya gerek görülmemesi D) Toplumsal olanın bireysel olana göre daha değerli algılanması E) Eskiden kopmamanın, yeniye karşı ise direnç göstermenin esas alınması

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

8

11. Sınıf Felsefe

15. Yüzyıl – 17. Yüzyıl Felsefesi - 1 7. Rönesans dönemi düşünürlerinden Petrarca “insanın ne olduğunu” bilmek ister ve doğru yaşamanın ölçütünü araştırır. Ve ona göre doğru yaşamın kaynağı Hıristiyanlıkta değil, Roma Stoa’sındadır. Bu öğretiye göre insan için en yüksek değer ruhunun bağımsızlığı, özgürlüğüdür. Buna da inanç ile değil, akıl ve erdem ile ulaşılır.

10. Varlığın neliğini sorgulayan filozoflar daha sonra onun bilgisinin nasıl edinileceği konusunu ele almışlardı. Bu durum modern felsefeyle tamamen değişmiştir; bilimdeki gelişmelerden etkilenen ve bilimi temellendirmeye çalışan modern filozofların temel konusu bilginin kendisi olmuştur. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Buna göre Petrarca için aşağıdakilerden hangisinin başlı başına bir değer olduğu söylenebilir?

8.

I. II. Teoloji, felsefeye egemendir. Bilim, felsefenin kılavuzudur. İnanç merkezlidir. İnsan merkezlidir. Hukuk, kiliseye bağlıdır. Hukuk, devlete bağlıdır. Verilen özellikler sırasıyla aşağıdakilerden hangisine karşılık gelir? A) Antik Yunan felsefesi - Patristik felsefe B) Antik Yunan felsefesi - Skolastik felsefe C) Skolastik felsefe - Modern düşünce D) Modern düşünce - Skolastik felsefe E) Modern düşünce- Rönesans düşüncesi

9. Bu yönelim ile insan MS 2- MS 15. yüzyıl felsefesinin dogmatik etkisinden uzaklaşmış ve Antik Yunan felsefesine geri dönmüştür. Bu geri dönüş insanı ve evreni yeniden yorumlama anlamı taşımaktadır. Bu açıklamada dile getirilen yönelim aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir? A) Kartezyen felsefe B) Hümanizm C) Apoloji D) Skolastik felsefe E) Patristik felsefe

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Dini dogmaların B) Bu dünyanın C) Toplumsal değerlerin D) Kilisenin öğretilerinin E) Eskiye bağlı kalmanın

A) Felsefe bilimsel gelişmelere rağmen kesin bilgiye ulaşamamıştır. B) Felsefenin temel konusu her zaman için ontolojidir. C) Bilimsel gelişmeler varlığa farklı yaklaşımları doğurmuştur. D) Modern dönemde felsefenin öncelikli konusu epistemoloji olmuştur. E) Tarihsel süreç içerisinde felsefenin konularında önemli bir değişim yaşanmamıştır.

11. Descartesçı şüphe, iyimser ve kahramanca bir şüphedir, o felsefe binasının inşa edilmesinden önce gelen bir alan temizlemedir; ilk hareket noktasıdır. Yeni bir felsefe kurmak için daha önceki bütün bilgilerin iradi olarak bir yana bırakılması, yok sayılmasıdır. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Şüphe, insana iyimser ve sarsılmaz bir ruh hali sağlar. B) Nesnel doğrular yoktur; tüm bilgi şüpheyle karşılanmalıdır. C) Şüphe, doğruya ulaşmanın hizmetine sunulmuş bir yöntemdir. D) Duyulara dayalı bilginin yanıltıcılığı nedeniyle doğru bilgiye ulaşılamaz. E) Zihnin, herhangi bir şeyi tasdik etme veya inkar etme gücüne sahip olmaması nedeniyle her şey şüphe ile karşılanmalıdır.

12. Spinoza’ya göre özgür bir ruh kararlarını akıl yoluyla alır. Ahlaksal yaşam aklın tutkulara karşı savaşıdır. İnsanı özgür olmayıştan özgürlüğe yükseltme olanağı ancak ahlaksal yaşamda bulunur. Tutkular insanı köle yapar, insan düşünme halindeyken özgürdür. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Özgürlük bir bilinç gerektirir. B) Özgürlük ahlaksal yaşamla mümkündür. C) Ahlaki yaşamın önündeki engel tutkulardır. D) Akıl ile tutkuları yenmek ahlaksal yaşamın amacıdır. E) İnsan tutkularını yaşadıkça özgürlüğünü gerçekleştirir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

9

11. Sınıf Felsefe

15. Yüzyıl – 17. Yüzyıl Felsefesi - 2 1. Rönesans’ın ana eğilimi otoritelerden bağımsız olmayı istemektir. Artık insan büyük bir organizmanın bir organı değildir, ağırlık merkezi kendinde olan bir küçük dünya, kendine göre özelliği ile bir bireydir.

4. Newton yaptığı çalışmalar konusunda şu sözleri söyler: “Bilimsel öngörülerde bulunabiliyor olmamı, doğayı insanlara tanıtabilmemi, bilimde yeni bakış açıları getirebilmemi kısacası bunların her birini omuzlarında yükseldiğim kişilere borçluyum.”

Bu açıklamadan hareketle Rönesans felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Newton bu sözlerinde bilimin aşağıdaki özelliklerinden hangisini vurgulamıştır?

A) Teoloji temelli bir felsefedir.

A) Somutluk

B) Konusu insan, doğa ve evrendir.

B) Nedensellik

C) İnsan merkezli bir felsefedir. D) İnsanın bu dünyadaki yerinin ne olduğunu araştırır.

C) Birikimsellik

E) İnsan düşüncesini kurcalayan her türlü sorunu ele almıştır.

E) Doğrulanabilirlik

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bir kişinin, eylemleri her zaman kendi iyiliği içindir. B) Her eylemde en yüksek amaç kişisel menfaatleri korumaktır. C) Ahlaki değerler iyi-kötü bağlamında kişiden bağımsız olamaz. D) İnsan kendini, başkalarının düşünceleri doğrultusunda gerçekleştirir. E) Mutlak iyi veya mutlak kötü diye bir şey söz konusu değildir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Hobbes’a göre insan eylemlerinin biricik ve temel amacı hayatın korunması ve sürdürülmesidir. Kişinin eylemleri ne olursa olsun, ona iyi veya kötü diyen kişinin kendisidir. Herkes doğa tarafından eşit yaratılmıştır. Bu eşitlikte herkesin kendisi için iyi olanı ve haz vereni araması gayet doğal bir durumdur. Kişi daima yararına olanı yapar.

D) Olgusallık

5. Descartes’a göre doğruluk, hiçbir kuşkuya ve anlaşılmazlığa yer vermeden, hem bize kendisini zorla kabul ettiren, zorunlu olarak bilincine vardığımız hem de kendisini diğer bilgilerden ayırdığımız bilginin özelliğidir. Buna göre Descartes, bilginin doğruluğunu aşağıdakilerden hangisine dayandırmaktadır? A) Yararlı olmasına B) Açık ve seçikliğine C) Gerçeklikle uygunluğuna D) Kendi içinde tutarlı olmasına E) Çoğunluk tarafından kabul edilmesine

3. Descartes’a göre hem duyularımız hem de aklımız bizi yanıltabilir. Bu nedenle hayatımızda bir kez olsun her şeyden şüphe etmek gerekir. Bu şüphe, kendisinden kuşku duyulmayacak kadar apaçık bilgiye ulaşmamızı sağlayacaktır. Kesin bilgiye ulaşınca şüphe sona erecektir.

6. Felsefe tarihinde bazı düşünürlerin toplum tasarımları kurguladıklarını görmekteyiz. Thomas More’un “Ütopya”sı, Campanella’nın “Güneş Ülkesi” yeryüzünde gerçekleşmesi mümkün olmayan devlet tasarımları üzerine yazılmış eserlerdir.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

Filozofları bu tarz bir toplum tasarımına iten düşünce aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Aklımız bizi aldatabilir. B) Kendisinden şüphe edilmeyecek bir bilgi yoktur. C) Şüphe, kesin bilgiye ulaşmada bir yöntemdir. D) Duyular doğruluğun tanığı olamaz. E) Şüphe, gelip geçici bir araçtır.

A) İnsanların yaşam standardını yükseltme isteği B) İnsanlar arasındaki çatışmanın giderilmesi düşüncesi C) İdeal bir toplum düzeni kurma hayali D) İnsana verilen değerin artması düşüncesi E) İnsanların özgür olma isteği

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

9

11. Sınıf Felsefe

15. Yüzyıl – 17. Yüzyıl Felsefesi - 2 7. İdeal toplum düzeni arayışı siyaset felsefesini her dönem meşgul etmeyi başarmıştır. Bu arayışla üretilen ütopyalar insanlığı ideal topluma ulaştırma amacını taşırken, yönetim biçimlerinin tahlilleri üzerinden ilerlemiştir. Bunu ilk kez sistemli biçimde yapan Platon, devletini matematik ve akıl üzerine kurmuş, insanlığa mutlu bir gelecek sunmak istemiştir. Sonraki ütopyalarla birlikte “Mükemmel yaşam içinde mutlulukla özgürlük eşit öneme sahip olabilir mi? ...” gibi sorular ortaya çıkmıştır. İdeal düzen arayışı ile ütopyaların yarattığı belirsizliklerden ortaya çıkan “distopyalar” ise bu soruların olumsuz cevaplarını ve oluşan korkutucu sonuçlarını göstermek için yazılmıştır. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? B) Ütopyalar, matematiksel yapıya dayalı bir bilimsel mantıkla kurgulanmalıdır. C) Ütopyaların gerçekleşmesi, yöneticilerin bilgili ve yetenekli olmasına bağlıdır. D) Ütopyalar, bugünkü var olan siyasi devlet mekanizmalarını ortaya çıkarmıştır. E) İdeal yönetim biçimi arayışı sonucunda ütopya ve distopya ortaya çıkmıştır.

8. Machiavelli, bireyin mutluluğu için uğraşmaz. Bu öncelik onun umurunda bile değildir. Bütün amacı aslında sadece devletin bekası ve mutluluğudur. İnsanlar da bunun için vardır. Ona göre insan bir doğa gücüdür, canlı bir enerji kaynağıdır. Bu yüzden Hıristiyanlığın çizmiş olduğu mütevazı, alçakgönüllü insan tipine karşıdır. Onun özlemini çektiği insan tipi İlk Çağ insanı gibi atılgan ve üretken olanlardır. İnsan gerekirse ulvi bir amaç için devletin varlığını, kendi varlığına tercih edebilmelidir. Machiavelli’ye göre iki tür insan vardır: Tarihi yaşayanlar ile tarihi yapanlar. Malzeme olanlar ile mimar olanlar. Onun gönlü şüphesiz ikincisinden yanadır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) İnsanın ontolojik varlığı ve iradesi üzerinde hiçbir otorite olamaz. B) Cesareti ve mücadele azmiyle birey, kapasitesini sonuna kadar kullanmalıdır. C) Birey ve devlet ilişkisinde, tercih bireysel olandan yana yapılmamalıdır. D) Siyaset anlayışında devletin bütünselliği ön planda tutulmalıdır. E) Bireyler, devletin devamı için kendisini feda edebilmelidir.

Buna göre ütopyalar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Var olan devlet anlayışlarına ilişkindirler. B) Ahlaki değerlere daha çok önem verirler. C) Devlet düzenini reddeden anlayışa sahiptirler. D) Zaman içinde gerçekleşmeleri umut edilir. E) İleri teknolojiye hakim yönetimlerin oluşumu amaçlanır. MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Distopyalar, ütopyalardan daha çok ilgi görmüştür.

9. Bazı düşünürler, toplumsal düzen bireyin gereksinimlerini karşılayamaz hâle geldiğinde, haksızlıkları giderecek, sorunları ortadan kaldıracak ideal toplum düzenleri tasarlamışlardır. Düşünürlerin adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramlar üzerine tasarladıkları bu devlet düzenine ütopya adı verilir.

10. Hobbes’a göre insan, doğası gereği bencil bir varlıktır ve tüm eylemlerinin temelinde ben sevgisi vardır. İnsanın yaşamdaki amacı kendini korumak ve kendi çıkarlarını gerçekleştirmektir. Bunun için başkalarının çıkarlarını görmezden gelerek yalnızca kendi iyiliği ve mutluluğu için davranır. Hobbes’un bu görüşlerinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Evrensel bir ahlak yasası yoktur. B) İnsan özgürlüğü evrensel bir değerdir. C) Ahlaki değerler insandan ve toplumdan bağımsız olarak vardır. D) Bir eylemin değerini en çok sayıda insanın en çok yararı belirler. E) İnsanlar herkesin iyiliğini gerçekleştirmek için vardır.

11. F. Bacon’a göre doğru bilgiye ulaşmak için öncelikle zihnin ön yargılardan kurtarılması gerekir. Bu ön yargılar için “idol” kavramını kullanan Bacon, idolleri pencerenin önüne birikmiş ve gerçekleri net bir şekilde görmemize mani olan lekelere benzetir. Ona göre yüzyıllardır doğruluğu sorgulanmadan okunup ezberlenen kitapların değil, doğanın kitabının okunması gereklidir. Bu parçadan hareketle F. Bacon’un aşağıdakilerden hangisini eleştirdiği söylenebilir? A) Pozitif bilim anlayışını B) Özel olaylardan yola çıkılarak genel yargılara ulaşılmasını C) Gözlem ve deneye başvurulmasını D) Kesin olarak görülen dogmatik bilgilerin doğruluğunu E) Bilimsel şüphe ve araştırma anlayışını

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

10

11. Sınıf Felsefe

15. Yüzyıl – 17. Yüzyıl Felsefesi - 3 1. I. Filozoflar aynı zamanda din adamıdır. II. İnsanın özü ile bu dünyadaki yerini araştırır.



III. Felsefenin ana teması dinidir.



IV. Düşünce, kendisini tarihi otoritelerden bağımsız kılmıştır.

4. Descartes’a göre var olmasaydık şüphe edemezdik. Bu bizim edinmiş olduğumuz ilk doğru bilgidir. Öyle ki şüphe etmek düşünmeye, düşünmek ise var olmaya yeter bir kanıttır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Descartes’ın varlıkların var olabileceği düşüncesine ulaşmasını sağlayan çıkarımın nedeni olarak düşünülebilir?

Verilenlerden hangileri modern düşüncenin ortaya çıktığı Rönesans felsefesi için söylendiğinde doğru olur?

A) Araştırmalarını bilimsel verilerle desteklemesi

A) Yalnız II. B) Yalnız IV.

B) Düşünmeye dayalı ispat ve akla dayalı kanıt tarzını kullanması

C) I ve II.

C) Elde ettiği verileri doğaüstü güçlere dayandırması

D) I ve III.

D) Bilinen akıl yürütme yöntemlerini kullanması

E) II ve IV.

E) Düşünme yetisi ile duyu verilerini yorumlaması

2. Spinoza’ya göre var olan tek şey Tanrı’dır. Tanrı, kendi kendisi tarafından belirlenmiştir. O hâlde, Tanrı’da özgürlük zorunlulukla aynı şeydir. Böylece insan, evreni tanıyıp evrenin içinde meydana gelen her olayın zorunlu olduğunu bilmek ve bu zorunluluğu kabul etmek suretiyle mutlu olur. Ona göre insan çoğu zaman tutkularının etkisi altındadır. Bu tutkular ruhun bulanık ve karmaşık yanını oluşturur. Ahlakın amacı insanın tutkularını yenmesine yardımcı olmaktır. Bu da Tanrı’yı bilmek ve onun yasalarını kabul etmekle olur. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İnsan için en iyi şey, ne aşırıya kaçmak ne de azla yetinmektir, ahlaklı olmak ölçülü olmaktır. B) İnsanın tutkularını yenmesi, Tanrı’nın yasalarını kabul etmekle olur. C) Evrendeki her olayın zorunlu olduğunu bilmek ve bu zorunluluğu kabul etmek insanı mutlu eder. D) Tanrı’nın yasalarına uygun olan iyidir, uygun olmayan kötüdür. E) Mutluluk, insanın kendisini Tanrı’nın yasalarına tam bir gönül rahatlığıyla bırakmasıdır. 3. Her şeyin ortak olduğu Güneş Ülkesinde zenginlik ya da yoksulluk söz konusu değildir. Ülkede herkesin ihtiyaçları karşılanır. Kimsenin özel mülkiyeti yoktur, her şey ortaktır. Güneş Ülkesinde yaşayanlar mala mülke önem vermezler, sadece ihtiyacı kadarını alırlar. Campenella’nın bu görüşleri siyaset felsefesinde aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) Sivil toplum

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü



5. Galileo’nun Güneş merkezli evren kuramı ölümünden yıllar sonra bile kiliseyi huzursuz etmeye devam etmiştir. 18. yüzyılın ortalarında, ancak 100 yılı aşkın bir süre sonra Galileo’nun kuramı onaylanmış ve kabul görmeye başlamıştır. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir? A) Bilimsel kuramların doğrusal bir hızla ilerlediği B) Bilimsel gelişmelerin ortaya çıktığı çağda ön yargı ile karşılanabileceği C) Bilimde ölçütün doğrulanabilirlik olduğu D) Bilimsel gelişmelere yeni buluşların ivme kazandırdığı E) Bilim insanlarının mantık ilkelerine göre hareket ettiği

6. Hobbes’a göre doğa durumunda birbirinin kurdu olan insanlar bir sözleşmeyle hak ve özgürlüklerini kendilerini yönetmesi için, kendi iradeleriyle oluşturdukları bir güce devrederler. Bu şekilde kargaşa ve savaşa son verip güvenlik içinde yaşarlar. Buna göre Hobbes, devletin ortaya çıkmasını aşağıdakilerden hangisine bağlamıştır?

B) İstenilen ütopya

A) Uzlaşmak

C) Karizmatik egemenlik

B) Cesaret

D) Güçler ayrılığı

C) Özgürlük

E) Bürokrasi

D) Duygusallık E) Dürüstlük http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

10

11. Sınıf Felsefe

15. Yüzyıl – 17. Yüzyıl Felsefesi - 3 7. Descartes mutlak doğru bilgiye açık ve seçik bir biçimde bilinmeyen her şeyden şüphe ederek ve adım adım ilerleyerek ulaşılabileceğini söyler. Bu tür bir bilgiye ulaşmak için her şeyden kuşku duymaya, kendini açık seçik duyurmayan her şeyi reddetmeye karar verir. Bu noktada kuşku duymayacağı tek bir şey olduğunu söyler: “Kuşku duyduğumdan kuşku duymadığım gerçektir.”

10. Hobbes’a göre insan doğası gereği bencil bir varlıktır. Sürekli kendi çıkarları peşinde koşar. Durum böyle olunca güçlü zayıfı ezmeye başlar ve bazı bireylerin mal ve can emniyeti tehlike altına girer. Bunun sonucunda ise insanların birbirlerine zarar vermelerini engellemek için ortak uzlaşı ile devlet kurulmuştur. Hobbes’un bu düşüncesine göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

Bu parçadan hareketle Descartes ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Devlet yapay bir kurumdur.

A) Kuşkuyu amaç edindiği

B) İktidar olmak için her yol denenebilir.

B) İki farklı töz kabul ettiği

C) Devlet güçlülerin egemenliğindeki bir kurumdur.

C) Açık seçik mutlak bilgiye ulaşabildiği

D) Ekonomik çıkarlar toplumun huzurunu bozmaktadır.

E) Nesneler dünyasının varlığını araştırdığı

8. Spinoza’ya göre aşağı doğru akan su düşünebilen bir varlık olsaydı, kendi özgür istenci ve iradesiyle neden aşağı doğru aktığını düşünebilirdi. İnsan da kararlarında ve eylemlerinde hep bir zorunluluğun etkisi altında kalmıştır. Bu görüş aşağıdaki yargılardan hangisiyle çelişir? A) İnsan, diğer varlıklardan farklı olarak tüm etkilerden bağımsız hareket eder. B) Her varlık gibi insan da nedenselliğe tabidir. C) İnsan, diğer varlıklardan farklı olarak özgür istenç ve iradeye sahiptir. D) Doğada gerçekleşen olaylar yine doğal olan faktörler tarafından belirlenmiştir. E) İnsan davranışlarının nedenlerini düşünebilir.

9. Ben Aristoteles gibi taşların niçin düştüğünü değil, nasıl düştüğünü merak ediyorum. Galileo’nun bu düşüncesine göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bilim var olanların özünü araştırır. B) Felsefe varlığı bir bütün olarak ele alır. C) Felsefe ve bilim varlık kavramını sorgular. D) Bilim ve felsefe varlığı idea olarak düşünmez. E) Felsefeyle bilimin varlığa yaklaşımı aynı değildir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Apriori bilgilerin varlığını kabul ettiği

E) İnsan öncelikli olarak toplumun çıkarlarını düşünen bir varlıktır.

11. Descartes’ın “Ne biliyorum? Ne kadar bilebilirim? Hangi bilgilere güvenebilirim?” şeklindeki sorularına karşılık; Spinoza “İnsan için iyi yaşam nedir? Bu yaşamı en iyi şekilde yaşamamı sağlayacak olan nedir? Yaşamımı sürekli mutlu ve kutlu yüce bir sevinç içinde sürdürmemi sağlayacak olan şeyler nelerdir? Bunu nasıl elde edebilirim?” gibi sorular olmuştur. Buna göre Descartes ve Spinoza’nın sırasıyla aşağıdaki felsefe alanlarından hangisiyle ilgilendiği söylenebilir? A) Siyaset felsefesi – din felsefesi B) Bilgi felsefesi – ahlak felsefesi C) Bilgi felsefesi – siyaset felsefesi D) Ahlak felsefesi – bilgi felsefesi E) Varlık felsefesi – ahlak felsefesi

12. F. Bacon’a göre düşünce kendi başına bırakılırsa doğruya ulaşamaz. Nasıl kullanılan araçlar, elin gücünü artırıyorsa kullanılan akıl yürütme tarzları da aklın gücünü artırır. Bu açıklamadan hareketle F. Bacon’un felsefenin aşağıdaki konularından hangisi ile ilgilendiği söylenebilir? A) Ahlaki yargıların yapısı B) Güzelin kaynağı C) En iyi yönetim biçimi D) Vahyin imkanı E) Bilimsel yöntemin doğası

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

11

11. Sınıf Felsefe

18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 1 1. 18 - 19. yüzyıl genel anlamda bilim, teknik, sanat ve felsefe gibi pek çok alanda ürünlerin ortaya konulduğu bir dönemdir. 15. yüzyılla başlayan bilim ve teknik alandaki gelişmeler yeni bir ekonomik sistem ortaya çıkarmıştır. Bu yeni sistem; yeni bir kültüre yol açmış, yönetim biçimlerini etkilemiş ve değişime zorlamıştır. Sistemle birlikte insanların istek ve ihtiyaçları değişmiştir. Dolayısıyla düşünürler hayatın dinamiklerini açıklayacak ve toplumsal düzeni daha iyi taşıyacak fikirler üretmeye çalışmışlardır.

4. Bilimsel gelişmeler Batı’da bilgiye olan bakışı değiştirmiştir. 17. yüzyılda bilimin yöntemi felsefeye uygulanmaya başlanmış, 18. yüzyılda ise akıl yoluyla aydınlanmış doğru bilgiler aranmıştır. Filozoflar, bu açıdan bilginin doğasına yönelik düşünceler ortaya koymuşlardır. “Bilginin kaynağı nedir?”, “İnsan nelerin bilgisini bilebilir?” gibi sorular sormuşlardır. Bu parçada ifade edilen soruları araştıran filozofların aşağıdakilerden hangisi üzerinde hemfikir oldukları söylenebilir?

Bu parçadan hareketle 18 - 19. yüzyıl felsefesinin daha çok aşağıdaki konulardan hangisi üzerinde durduğu söylenebilir? B) Siyaset D) Ahlak

B) İnsan bilgisinin sınırsız olduğu

C) Sanat E) Din

2. 18. yüzyılın ortalarına doğru İngiltere’de belirginleşen Sanayi Devrimi, öncelikle pamuk dokumacılığı sektöründe başlamıştır. Makineleşmeyle beraber pamuğun iplik hâline getirilmesi ve dokuma tezgâhlarının geliştirilmesi sağlanmıştır. Buhar gücünün kullanılmasıyla tekstil alanında hızlı üretimler gerçekleştirilip ekonomik büyüme yakalanmıştır. Bilim ve sanayide yaşanan bu gelişmeler ile insanın doğaya bakışı değişmiş ve ekonomik temellere dayalı toplumsal yapılar oluşmuştur. Bu yeni durum karşısında toplumda yeni yaşam kültürleri görülmüş ve yeni oluşmuş toplumsal sınıfların mücadeleleri başlamıştır. Böylece felsefe, insan ve toplum üzerinde yeni düşünceler üretmeye başlamıştır. Bu parçadan hareketle felsefe için aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir? A) Felsefe büyük ölçüde dini konulara yönelmiştir. B) Bilimin felsefe üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. C) Felsefe ilk kez doğa ve evreni konu edinmiştir. D) Felsefe, kilisenin tekeline geçmiştir. E) Toplumsal değişimler felsefeyi etkilemiştir.

3. Bu dönem de Fransız İhtilali ve Sanayi İnkılabı gerçekleşmiş ve buna bağlı problemler tartışılmıştır. Özgürlüğü engellediği düşüncesiyle siyasi ve dinî otoritelere karşı gelinmiş ve düşünce özgürlüğü desteklenmiştir. Akla güven duyulmuş ve akılcı düşünce artmıştır. Bu açıklamada üzerinde durulan dönem aşağıdakilerden hangisidir?

C) İnsan zihninin boş bir levha gibi olduğu MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A)Bilim

A) Bilgiye ulaşmanın mümkün olduğu

D) Tüm bilgilerin deneyimle başlamış olduğu E) Bilginin deneyimle değil, doğuştan geldiği 5. • Rönesans düşüncesi kendini bütün tarihi otoritelerden bağımsız kılmaya, dünya ve hayat üzerindeki görüşlerine yalnız deneyin ve aklın sağladığı doğrularla biçim vermeye çalışır. • Aydınlanma insanın düşünme ve değerlendirmede otoritelere ve geleneklere bağlı kalmaktan kurtulup kendi aklı ve tecrübeleriyle hayatını aydınlatmaya girişmesidir. Buna göre Rönesans ve Aydınlanma düşünceleri için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Kökü ve amacı aşkın dünyada bulunan hayat düzeninin temsilleridir. B) Rönesans düşüncesinin temelinde Aydınlanma filozoflarının görüşleri vardır. C) Kutsal metinlerin doğruluğunu temele alan dünya görüşleridir. D) Doğayı ve insanı inançla açıklama çabasında olan dönemlerdir. E) İnsan aklına duyulan güvene dayanan düşünce sistemleridir. 6. 18. yüzyıl felsefesi, geleneksel düşünceye karşı aklı özgürleştirmek adına yapılmış bir felsefedir ve Batı coğrafyasının toplumsal yaşamında köklü değişimlere sebep olmuştur. Buna göre;

C) 15 - 17. yüzyıl felsefesi

I. Hümanizm II. Fransız İhtilali III. Reform Hareketleri olaylarından hangileri 18. yüzyıl felsefesinin etkisiyle ortaya çıkmıştır?

D) 18 - 19. yüzyıl felsefesi

A)Yalnız I.

A) MÖ 6 - MS 2. yüzyıl felsefesi B) MS 2 - MS 15. yüzyıl felsefesi

E) 20. yüzyıl felsefesi

B) Yalnız II. D) I ve III.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

C) I ve II.

E) II ve III.

11

11. Sınıf Felsefe

18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 1 7. Kopernik’in dile getirdiği ve Galileo’nun yaklaşık bir yüzyıl sonra geliştirdiği Güneş merkezli evren sisteminin önemi, gerçekte neyin ne etrafında döndüğünü göstermesinden daha çok insanla doğa arasındaki ilişkiye dair oluşturduğu bakış açısındadır. Bu bakış açışı Aydınlanma düşünürlerinin aklın gücüne duydukları güvenin temelini oluşturmuştur. Buna göre Aydınlanma düşüncesinin temelinde aşağıdakilerden hangisinin yer aldığı söylenemez?

10. 18 - 19. yüzyılda düşüncelerin oluşturulması ve bunların aktarımı felsefenin dışına çıkmış, sanat ve edebiyatla yeni anlatım yöntemlerine başvurulmuştur. Filozof ve aydınlar eserlerinde akıl, deney, ilerleme, siyaset, insan hakları, adalet, eşitlik gibi kavramları ele almışlardır. Bu dönem yapılan entellektüel tartışmalar gazete ve dergilerde yayımlanmış, kitap olarak basılmıştır. Yapılan tartışmaların toplumun tüm katmanlarına yayılması Fransız İhtilal’ine giden yolu açmıştır. Bu parçadan hareketle 18 - 19. yüzyıl felsefesi için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) İnsan aklının doğanın sırlarını keşfedeceğine duyulan inanç

A) Toplumu ilgilendiren konular ele alınmıştır.

B) Bu dünyaya yönelmiş bakış açısı

D) Tüm varlıkların Tanrı tarafından belli bir amaca göre yaratıldığı inancı E) Rasyonel düşünce ve akla duyulan güven

8. Kepler, Galileo ve Newton’un katkılarıyla oluşturulan doğanın bilimsel açıklamasının benzerini, bireysel ve toplumsal alanda oluşturma amacında olan Aydınlanma düşünürlerinin çabası doğa bilimlerindeki başarıları sosyal ve politik alana yaymak olmuştur. Bu parçadan hareketle Aydınlanma düşünürleriyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Toplumsal kurumların düzenlenmesinde kutsal kitabı temele almışlardır. B) Metafizik ve fizik dünya arasında bağ kurmaya çalışmışlardır. C) Geleneklere bağlılığın toplumsal yaşamda mutluluğu getireceğini iddia etmişlerdir. D) Toplumsal kurumları eleştiriye tabi tutarak rasyonel bir düzen anlayışını savunmuşlardır. E) Dünyayı anlamada insan aklının yetersiz olduğunu düşünmüşlerdir.

9. I. Bireysel ve toplumsal olarak Batı’da aydınlanmanın yaşandığı dönemdir. II. Bu dönem filozofları, daha çok siyaset, ahlak ve bilgi alanında düşünceler geliştirmiştir.

III Antik Yunan felsefesinin etkisinde akıl, iman ve inanç konuları tartışılmıştır.

B) Edebi eserlerde felsefi sorunlara yer verilmiştir. MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) Doğanın insan tarafından denetim altına alınabilecek cansız ve mekanik bir varlık olduğu anlayışı

C) Felsefenin halk arasında yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. D) Büyük toplumsal hareketlere sebep olmuştur. E) Kullanılan kavramsal dil nedeniyle eserlerin anlaşılmasında güçlük yaşanmıştır.



11. I. Bilginin kaynağı II. Birey - devlet ilişkisi



III. Varlığın oluşu



IV. Ana maddenin yapısı Verilenlerden hangileri 18 - 19. yüzyıl felsefesinde öne çıkan problemler arasında yer alır? A) I ve II. B) II ve III. C) I, II ve III. D) II, III ve IV. E) I, II, III ve IV.

12. 18. yüzyıl felsefesi aklın doğayı/evreni açıklayabileceği görüşüne yaslanır. Akla duyulan bu güvenin temelinde, “Düşünüyorum, o halde varım.” önermesiyle ulaşılan kesin bilgilerin kaynağında aklın olduğu iddiası vardır. Dolayısıyla gerçekliğe ve ona bağlı tüm varlıkların bilgisine akılla ulaşılabilir. Bu parçada aşağıdaki filozoflardan hangisinin 18. yüzyıl felsefesi üzerindeki etkisi söz konusu edilmiştir? A) Kant

Verilenlerden hangileri 18 - 19. yüzyıl felsefesinin özellikleri arasında yer alır?

B) Spinoza

A) Yalnız I.

D) Descartes

B) Yalnız II. D) I ve III.

C) I ve II.

E) II ve III.

C) Aristoteles E) Popper

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

12

11. Sınıf Felsefe

18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 2 1. Aydınlanma olarak da bilinen 18 - 19. yüzyıl felsefesinin en iyi tanımlarından birini o dönemde yaşamış ve aydınlanmacı filozof olarak nitelendirilen Kant yapar. Kant, “Aydınlanma Nedir?” başlıklı yazısında aydınlanmayı, insanın kendi suçu nedeniyle düşmüş olduğu ergin olmayış durumundan kurtulma olarak tanımlar. Kant, “ergin olmayış” benzetmesiyle insanın aklını kendi başına kullanamayışına işaret eder ve bunun insanın suçu olduğunu vurgular.

4. Karl Marx’a göre evrenin yapısı maddedir. Madde bilinçten bağımsız olarak vardır. Maddenin varoluş biçimi de harekettir. Hareket olmadan madde olamaz; madde olmadan da hareket düşünülemez. Evren diyalektik bir şekilde ilerler. Olmuş bitmiş bir şey değildir. Olaylar arasındaki bağlantılar zorunludur. Karl Marx bu görüşü ile aşağıdakilerden hangisini savunmaktadır?

Bu parçadan yola çıkılarak Kant’ın aşağıdakilerden hangisini eleştirdiği söylenebilir?

A) Evrenin yapısının durağan olduğunu B) Maddenin düşüncenin bir ürünü olduğunu

A) İnsanın aklını kullanma cesareti göstermemesini

C) Maddenin evrende rastlantı sonucu oluştuğunu

C) Bilgilerin yalnızca akıl yoluyla açıklanmasını D) İnsan zihninin boş bir levha olarak görülmesini E) Doğuştan bir takım bilgilerin gelmesini

2. Hegel, varlığın kendisini ‘’Geist’’ (akıl/tin/ruh) olarak görür. Ona göre Geist aşama aşama; evren, insan, toplum; son olarak da sanat, din ve felsefeye dönüşür. Tez, antitez, sentez diyalektiği içerisinde gerçekleşen bu değişim ve dönüşüm süreçleri Geist’in yapısındaki, kendini bilmeye ve gerçekleştirmeye zorlayan çelişkiden kaynaklanır. Bu parçadan hareketle Hegel’in varlık anlayışı hakkında aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Varlık olmak ile akıl özdeştir. B) Tarihsel her süreç Geist’in açılımıdır. C) Çatışmalar varlığın yapısından kaynaklanır. D) Bilimsellik, kendini bilmenin son aşamasıdır. E) Her sentez aşaması kendi çelişkisini üretir.

3. A. Comte’a göre insan, pozitif çağa uzun bir tarihsel sürecin sonunda ulaşmıştır. Bu süreci Comte “üç hal yasası” ile açıklar. Birinci dönem teolojik aşamadır. Bu dönemde her şey Tanrısal nedenlerle açıklanır. İkinci dönem olan metafizik aşamada her şey düşünsel temele dayanmayan doğaüstü güçlerle açıklanır. Üçüncü dönem ise pozitif aşamadır ve bu dönem insan düşüncesinin gelişiminin en ileri aşamasıdır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Bilgilerin sezgi yoluyla temellendirilmemesini

D) Evrenin hareket sonucunda oluşmuş maddeden ibaret olduğunu E) Evrenin tek bir seferde meydana gelen bir değişimin ürünü olduğunu

5. Kant şöyle diyordu: “Yalnızca korkuyla iyi davranan bir insan, erdemli olamaz. Sadece bencil ve ihtiyatlı olur. Yalnızca kendi kurtuluşu için iyilik yapan biri iyi değildir.” Buna göre Kant’ın ahlak görüşü hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenirse doğru olur? A) Kendi sezgine uy ki, hem kendin hem de başkası için iyi olanı yapmış olasın. B) İyi olan eylem, ödevi koşulsuz olarak gerçekleştiren eylemdir. C) Bütün ahlaksal değerler bir takım soyutlamalar, hayaller ve saplantılardan ibarettir. D) İnsan doğasına yaraşan; güçlü, korkusuz, acımasız olmaktır. E) Her eylemde olabildiğince çok insanın, olabildiğince çok yararı göz önüne alınmalıdır.

6. Hegel’e göre deneye hiç başvurmadan sırf düşünce ile kesin bilgiye ulaşılabilir. Çünkü özne ile öznenin yöneldiği nesne aynı aklın değişik biçimleridir. Hegel’in bu görüşünün temelinde aşağıdaki yargılardan hangisi bulunmaktadır?

Parçaya göre A. Comte, bu tarihsel süreci hangi ölçüte göre sınıflandırmıştır?

A) Var olmak algılanmış olmaktır.

A) Bilimsel gelişmeler

C) Duyumlardan geçmeyen bilgi akılda olamaz.

B) Toplumsal olayların değişimi C) Toplumların düşünsel açıdan gelişimi D) İnsanların geliştirdiği teknik araçlar

B) Düşünüyorum, o hâlde varım. D) Tüm bilgimiz deneyle başlar, ancak deneyden doğmaz. E) Akılsal olan her şey gerçek; gerçek olan her şey akılsaldır.

E) İnsanların dini inançlarının değişimi http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

12

11. Sınıf Felsefe

18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 2 7. Kant’a göre deney bilgimizin ham maddesini sağlar. Bu ham maddenin bilgi haline gelebilmesi sujenin sahip olduğu akıl kategorilerini bu malzemeye uygulamasıyla mümkündür.

10. Bir esnafın kendisinden alışveriş yapan kişileri kandırmaması görünüşte ödeve uygun bir davranıştır. Bunu müşteri kaybetmemek düşüncesiyle yapıyorsa bu davranışın Kant’a göre ahlaki bir değeri yoktur. Eğer başkalarını kandırmanın ahlaki olmadığını düşünerek yapıyorsa ancak o zaman ahlaki değeri olan bir davranışta bulunmuş olur.

Bu açıklamadan hareketle bilginin oluşum süreciyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Buna göre Kant için bir davranışın ahlaki değeri olmasının koşulu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Akıl her şeyi bilme gücüne sahiptir. B) Gerçekliğin bilgisi mümkün değildir.

A) Mutluluğu amaç edinmesi

C) Bilgi edinme sürecinde suje aktiftir.

B) Sonucunda yarar sağlaması

D) Deney gerçekliğin bilgisini vermektedir.

C) Bireyin çıkarlarını koruması

E) Objenin kendisini sujeye dayatması sonucu bilgi oluşur.

Buna göre Hegel var olanların temelini aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade eder? A) Geist B) Madde C) Diyalektik D) Atom E) Fenomen

9. Mill düşüncesinde; “Çok sayıda insana en yüksek mutluluğu verebilmek” ilkesini temel alır. Ona göre mutluluk veren eylemler iyi, mutsuzluk veren eylemler kötüdür. Mutluluk, hazzın varlığı ve acının yokluğu anlamına gelir. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Kötü eylemler mutluluk verir. B) İnsan doğası gereği mutludur. C) İnsan bencil olduğu sürece mutlu olur.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Öznel idealizmde olduğu gibi gerçekten var olanın zihinden bağımsız olmadığını, tam tersine zihne tabi olduğunu öne sürer. Bununla birlikte bu zihin, sadece bireysel zihinleri değil, bir bütün olarak tüm doğayı ve tarihi yaratan nesnel bir tindir.

D) Ödevden dolayı yapılmış olması E) Toplumsal değerlere uygun olması 11. Kant için ahlaki davranış haz verici olabilir fakat doğal ve toplumsal gereksinimlerimizle dolayımlı olan haz ve mutluluk, ahlaksal davranışlarımızın ana ve belirleyici nedeni değildir. Haz ve mutluluk, iyi ve erdemli davranışa eşlik edebilir fakat eşlik etmeyip çatışabilir de. Bu nedenle iyi ve erdemli davranışa yol açan eylemin temelinde evrensel olarak bağlayıcı olan koşulsuz buyruğa itaat vardır. Buna göre Kant için ahlaki eylemin amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Haz

B) Mutluluk D) Yarar

C) Ödev

E) Toplumsal uyum

12. Bütün ideler duyumdan ya da düşünümden gelir. Öyleyse zihnin bütün öz niteliklerden yoksun, hiçbir idesi olmayan özel deyimiyle “boş levha” olduğunu düşünelim; bu zihin nasıl donatılacaktır? İnsanın o devingen ve sınırsız imgeleminin hem de sınırsız bir değişiklik içinde ona işlediği bu geniş birikim nereden geliyor? Zihin, aklın ve bilginin bütün gereçlerini nereden edinmiştir? Locke’un “İnsan Zihni Üzerine Bir Deneme” adlı eserinden alınan bu metinde felsefenin aşağıdaki alanlarından hangisi üzerinde durulmaktadır?

D) İnsan hazlarının peşinde koşarak mutlu olabilir.

A) Varlık felsefesi

E) Ahlaki eylemin amacı, bütün insanların mutlu olmasıdır.

B) Bilgi felsefesi C) Sanat felsefesi D) Siyaset felsefesi E) Ahlak felsefesi

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

13

11. Sınıf Felsefe

18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 3 1. “Akıl hiçbir şeyi algılayamaz, duyular hiçbir şeyi düşünemez. Bilgi ancak bunların birleşik faaliyetinden doğar.” diyen Kant, felsefe tarihi içerisindeki hangi iki görüşü uzlaştırmıştır?

4. Kant’a göre; “Bir esnafın deneyimsiz bir müşteriyi aldatmaması ödeve uygun bir eylemdir. Yoğun alışveriş yapılan bir dükkânda akıllı bir esnaf da böyle bir şey yapmaz; herkes için genel bir fiyat koyar. Öyle ki küçük bir çocuk bile herkes gibi oradan alışveriş yapabilir. Böylece insanlara dürüstçe hizmet edilmiş olur; ama bu, o esnafın bunu ödevden dolayı ve dürüstlük ilkelerine dayandığı için yaptığına inanmamız için yetmez…”

A) Fenomenoloji - Analitik felsefe B) Rasyonalizm - Empirizm C) Pozitivizm - Entüisyonizm

Buna göre bir eylemin ödeve uygun olmasının ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?

D) Kritizim - Pragmatizm E) Septisizm - Rasyonalizm

A) Topluma hizmet etmesi

2. Birçoğumuz “özgürlük” veya “devlet” gibi kavramlara sahibiz. Ancak bunlar dünyada görebildiğimiz, dokunabildiğimiz ya da koklayabildiğimiz şeyler değildir. Empirist filozof Locke, özgürlük gibi karmaşık fikirlerin bile, en nihayetinde, basit algı parçalarının bir araya gelmesinden oluştuğunu iddia eder. Buna göre empirizmin temel iddiası aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgi, duyu verilerinin aklın apriori kategorilerinde şekillenmesi ile oluşur. B) Gerçeğin bilgisi akıl yürütme ve mantıksal çıkarımlarla oluşur. C) Deneyimlerimizden elde ettiğimiz bilgiler yanıltıcıdır. D) Tüm bilgilerimizin kaynağı deneyimdir. E) Mutlak bilginin kaynağı akıldır.

3. Kant, insan aklının kendisi ile dış dünya arasındaki ilişkisini konu edinir. Buna göre, ancak bize göründükleri biçimiyle nesneleri bilebiliriz; bize görünüşlerinin dışında, kendinde nesnelerin nasıl olduğunu bilemeyiz. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Özgürce yapılmış olması C) Kişisel çıkara dayanması D) Temelinde iyi niyetin bulunması E) Herhangi bir karşılığının olmaması

5. John Locke, “İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme” adlı eserinde Tanrı, evren, ruh, madde gibi konularda düşünmeden önce yapılması gereken ilk işin insanın bilme yetisinin ele alınması olduğunu ve özne olarak neyi bilip neyi bilemeyeceğimizin araştırılarak bilgimizin sınırlarının saptanması gerektiğini belirtmiştir. John Locke’a göre araştırılması gereken konu öncelikle aşağıdaki alanlardan hangisi ile ilgilidir? A) Epistemoloji B) Metafizik C) Ontoloji D) Etik E) Estetik

6. Hegel felsefesinin temel özelliği düşünülür olanla gerçek olanın, düşüncenin yasalarıyla varlığın yasalarının özdeşliğidir. Bu nedenle Hegel, gerçeğin bilgisine deneye başvurmadan sadece akılla ulaşabileceğini söyler. İnsanın doğru bilgiye ulaşmak için varlığa yönelmesi ve onu düşüncesine konu edinmesi yeterlidir. Hegel’in bu görüşünü aşağıdaki yargılardan hangisi doğru ifade eder?

A) İnsan aklı görünenleri bilebilir. B) İnsan aklı bilgi edinmede sınırlıdır. C) Akıl, kendinde şey hakkında bilgi edinemez.

A) İnsan her şeyin ölçüsüdür.

D) İnsan aklı dış dünya hakkında bilgi edinebilir.

B) Aklını kullanma cesareti göster.

E) Tanrı, ruh, ölümsüzlük gibi konular kesin bilgi alanımızın içindedir.

D) Bütün bildiklerimiz deneyle başlar ama deneyden çıkmaz.

C) Var olmak algılanmış olmaktır. E) Akılsal olan her şey gerçek; gerçek olan her şey akılsaldır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

13

11. Sınıf Felsefe

18. Yüzyıl - 19. Yüzyıl Felsefesi - 3 7. “İnsan özgür doğar ama kendini zincire bağlanmış olarak bulur.” diyen Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” adlı eserinde insanın, devletin yasalarına itaat ederken aynı zamanda birlikte özgür yaşamanın olanağını sorgular. Bu sorunun çözümünü Rousseau bireyin kendisini bütün haklarıyla toplumun tümüne bağlamasında bulur. Bütünün iyiliğini göz önünde bulunduran bir duyguyla ve siyasi bilinçle topluma bağlanan birey, kaybettiği doğal özgürlüğünün yerine yasal özgürlüğü koyabilecektir.

10. “Doğa, insanı iki egemen efendinin, haz ve acının hâkimiyeti altına yerleştirmiştir. Ne yapacağımızı gösterdikleri kadar ne yapmamız gerektiğini de yalnız onlar belirler. Bir yanda doğru ve yanlışın ölçütü, diğer yanda neden ve sonuçlar zinciri onların hükmüne bağlanmıştır. Her yaptığımızda, her söylediğimizde ve her düşündüğümüzde bizi yönetirler. Haz ve acıdan kaçmak için sarf ettiğimiz her çaba, sadece onları göstermeye ve onaylamaya hizmet edecektir.” Bentham’a ait bu metinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Buna göre Rousseau için bireyin özgürlüğü aşağıdakilerden hangisiyle sağlanabilir?

A) İnsanın etik varoluşu haz ve acıdan uzaklaşmasına bağlıdır.

A) Doğa durumuna dönülmesiyle

B) İnsan belirlenmiş bir doğaya sahip değildir.

C) Kendi özçıkarlarını gerçekleştirmesiyle D) Devletin başlı başına bir amaç olmasıyla E) Bireyin temel haklarından vazgeçmesiyle

8. Kant, insan zihninin yalnızca kavram ve kategorileri aracılığıyla kendilerine bir yapı kazandırdığı fenomenleri bilebileceğini, bunun ötesine geçerek şeylerin kendilerini bilemeyeceğini söyler. İnsan bilgisi duyu deneyinin dünyasıyla sınırlıdır ve nesneler ancak insan zihninin yapısına uyduğu için bilinebilir. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) İnsan bilgisi sınırlı bir yapıya sahiptir. B) Metafizik alana dair bilgi imkânsızdır. C) Bize görünen dünya en yüksek gerçekliktir. D) İnsan zihni deneyim alanını aşan bir şeyin bilgisine sahip olamaz. E) Bilgi edinme sürecinde insan zihni aktiftir.

9. “İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme” adlı kitabında aklın içini tamamen boşaltan ve onu sadece bir bilgi edinme yetisine indirgeyen Locke, aklın doğuştan getirdiği teorik ya da pratik hiçbir ilke bulunmadığını söyler. Zihin boş bir levhadır ve işleyeceği malzemenin temini bakımından deneyime bağlıdır. Buna göre Locke aşağıdakilerden hangisini kabul etmemektedir? A) Kesin bilgiyi B) Algısal bilgiyi

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Genel iradeye bağlanmayla

C) İnsan davranışlarının temelinde haz ve acı vardır. D) İnsan özgürlüğünü, doğasından kaçmak için sarf ettiği çabayla gerçekleştirecektir. E) İnsan eylemlerinde temel alınabilecek nesnel bir ilke yoktur. 11. Kant’a göre bilginin ham maddesi duyulardan gelir. Duyular aklın doğuştan getirdiği kategorilerin içine girer. Bu kategorilerde şekil alarak akıl ilkeleri ile işlenir ve böylece bilgi meydana gelir. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilginin oluşmasında, duyular tek başına yeterli değildir. B) Kesin ve doğru bilgilere ulaşmak mümkün değildir. C) Duyu verileri kategoriler sayesinde şekil alır. D) Duyularla gelen bilgiler, akıl ilkeleri ile işlenir. E) Tüm insanlarda aynı kategoriler mevcuttur.

12. Kant bilginin kaynağına ilişkin görüşünü; “Görüsüz kavramlar boş, kavramsız görüler kördür.” sözüyle açıklar. Buna göre bilgilerimizin kaynağı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Tecrübe B) Sezgi C) Duyu verileri D) Akıl ve deney E) Sezgi ve akıl

C) Apriori bilgiyi D) Tekillerin bilgisini E) Bilimsel bilgiyi

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

14

11. Sınıf Felsefe

20. Yüzyıl Felsefesi - 1 1. 20. yüzyıl felsefesi gerçeğin ne olduğu ve nasıl bilineceğinin ele alındığı; metafizik tartışmaların kendini hissettirdiği bir dönem olmasının yanı sıra dünya savaşları gibi toplumsal ve ekonomik düzlemde yaşanan değişimlere yönelik fikirlerin de oluştuğu bir dönemdir. Çağdaş bir felsefe olan 20. yüzyıl felsefesi zaman içinde sistemleşmiş ve dünyanın çeşitli yerlerinde yapılır olmuştur. Bu parçadan hareketle 20. yüzyıl felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

4. Husserl paranteze almayı üç durum için gerekli görür. Bunlar; I. Nesnelerin renk ve şekil gibi özelliklerinden arındırılması, II. Toplumsal yaşantının oluşturduğu görüş ve ön yargılardan uzaklaşılması, III. Nesnelerin gerçekten var olup olmadıklarına yönelik şüpheden uzak durulması Verilenler sırasıyla aşağıdaki paranteze alma durumlarından hangisine karşılık gelir? I. II. III. A) İdelerle ilgili Tarihle ilgili Varoluşla ilgili

A) Gerçeklik sorunu ele alınmıştır. B) Çağın olaylarından etkilenmiştir. C) Çağdaş bir felsefedir.

B) Tarihle ilgili

E) Metafizik konular da ele alınmıştır.

2. I. Felsefe yeni yöntemler kazanmıştır. II. Bilim üzerine yapılan çalışmalar sonucunda bilim felsefesi ortaya çıkmıştır.

III. Bilime Tanrı’nın yarattığını anlamak için önem verilmiştir. IV. Sembolik mantık çalışmaları yoğunlaşmıştır. Verilenlerden hangileri 20. yüzyıl felsefesinin özellikleri arasındadır? A) Yalnız III. B) I ve II. C) I ve III. D) I, II ve III. E) I, II ve IV.

3. Husserl geliştirmiş olduğu fenomenoloji yöntemi ile fenomenlerin özünün bilgisine ulaşmayı ve dolayısıyla bilincin çözümlenmesini hedefler. Bu yöntem ile fenomenlerin özüne ulaşırken daha önce edinilmiş bilgileri, ön yargıları, rastlantıya dayalı bilgi verilerini ayıklayarak paranteze alır. Bu parçadan hareketle Husserl’in yöntemi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Özgürlük, seçim yapma, varoluş gibi kavramları açıklar. B) Belli bir insanın bakış açısından hareket eder. C) Bilinç, her zaman bir şeyin bilinci olduğundan bilincin içeriklerine ulaşmayı hedefler. D) İnsanın söz ve eylemlerinin oluşturduğu ürün ve yapıların anlamına yönelik yorumlamalar yapar. E) Toplumsal yaşantının oluşturduğu görüş ve ön yargılarla hareket ederek gerçekliğe ulaşmayı hedefler.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Tek bir coğrafyanın egemenliğindedir.

Varoluşla ilgili İdelerle ilgili

C) Varoluşla ilgili Tarihle ilgili

İdelerle ilgili

D) Tarihle ilgili

İdelerle ilgili

Varoluşla ilgili

E) İdelerle ilgili

Varoluşla ilgili Tarihle ilgili

5. Her dönemin kendi tinselliği vardır ve bu tinsellik de dilde kendine has anlamlar oluşturur. Tarihsel bir dönemi veya tarihsel bir olayı anlayabilmek için o dönemin tinsel yapısının dile yüklediği anlamlarına bakılması gerekir. Bu açıklama aşağıdaki felsefi görüşlerden hangisi ile ilgilidir? A) Diyalektik B) Hermeneutik C) Fenomenoloji D) Kartezyen felsefe E) Skolastik felsefe

6. Dilthey ‘başkalarını anlama’ya özel bir önem verir. Biz karşımızdaki insanın ruhsal durumunu bizzat kendimize uyarlayarak onu anlamaya ve içinde bulunduğu ruh halini tanımaya çalışırız. Yani kendisi dışında birisinin herhangi bir yaşantısını anlayan kişi, kendisinin içsel hayatında meydana gelen benzer yaşantılarla bir benzeşim kurar. Kısaca insan kendi yaşantısı ile diğer kişinin yaşantısı arasındaki benzerlikten yola çıkarak karşısındakinin duygularını ya da genel anlamda yaşantısını daha iyi anlayabilmektedir. Bu parçada ifade edilen “başkalarını anlama” için kullanılan düşünme yöntemi aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilendirilebilir? A) Tam tümevarım B) Eksik tümevarım C) Analoji D) Tümdengelim E) Retrodüksiyon

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

14

11. Sınıf Felsefe

20. Yüzyıl Felsefesi - 1 7. Gadamer anlamayı ufukların kaynaşması dediği teoriyle açıklar. Ufukların kaynaşması iki farklı tarihsel durumda ortaya çıkıp, mevcut ortamın yani şimdinin içinde kendi anlamını bulması ile gerçekleşir. Tarihsel anlamanın görevi ancak içinde bulunduğumuz ufuktan hareket edilerek anlaşılabilir. Aksi takdirde tarihsel bağlamına dâhil olmadığımız ufkun içine yerleşmemiz olanaksızdır. Tarihsel anlamaya ancak kendi ufkumuzdan kalkarak katılmamız olanaklıdır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

10. Hegel’in söylediği gibi her felsefe, çağının düşüncelerini dile getirir. Antik dünyanın insanı kendini evrenin bir üyesi hatta bir parçası olarak görüyordu. Orta Çağ’ın insanı kendini Tanrı’ya bağlamıştı. Yeni Çağ insanı aklın gücüne, insanlık idesinin gücüne inanmış, tarihin anlamlı düzenine güvenmiş, bir ilerleme iyimserliğindeydi. Günümüzde ise insan, bütün bu dayanaklarını yitirmiştir. Evrenin büyüsü bozulmuş, evrenin ekseni değişmiş ve bunun sonucunda da insan kendi kendisi için sorunsal olmuştur. Bu parçada ifade edilen, insanı kendi kendisi için sorunsal olarak gören felsefi görüş aşağıdakilerden hangisidir?

A) Anlama şimdiki durumun içinde, kendi perspektifimizde gerçekleşen bir durumdur.

A) “İnsan fenomenlerin özüne ulaşabilir.” diyen fenomenoloji B) “İnsanın var oluşu özünden önce gelir.” diyen varoluşçuluk

C) Ufukların kaynaşması aynı tarihsel dönemde gerçekleşir. D) Tarihsel anlamaya kendi ufkumuzdan hareket ederek katılmak olanaksızdır. E) Ufukların kaynaşması geçmişteki durumun içinde anlaşılabilir.

8. Varoluş felsefesi özü itibariyle insan varoluşunun anlamını ve insanın kendini gerçekleştirme olanaklarının bütününü ifade eden, kısacası insanı konu edinen, insana yönelen bir felsefedir. Buna aşağıdakilerden hangisi varoluşçu felsefenin özellikleri arasında gösterilemez? A) Ölüme mahkûm bir varlık olarak insanın varoluşunu gerçekleştirme olanaklarının sorgulanması B) İnsanın seçim yapabilen özgür bir varlık olarak görülmesi C) İnsanın önceden belirlenmiş bir özle dünyada bulması D) Hiçlik karşısında insanın durumunu araştırması E) Doğruluk ve ahlaklılık karşısında insanın sahici davranışını araması

9. İnsan varlığı itibariyle âdeta dünyaya fırlatılmış bir varlıktır. Fırlatılmışlık kişinin hâletiruhiyesine göre değişen, başkalarıyla paylaştığımız ve büyülendiğimiz bir dünyaya bırakılmamızın basit farkındalığıdır. Bu farkındalıktan sonra kişi, olanaklarını yakalama ve somut bir durumda eylemde bulunma hareketiyle fırlatılmışlık durumundan kurtulabilir. Bu parça aşağıdaki filozof ve görüşlerinden hangisine karşılık gelir? A) Heidegger - varoluşçuluk B) Husserl - fenomenoloji C) Dilthey - hermeneutik D) Kuhn - mantıkçı pozitivizm E) Hartman - yeni ontoloji

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Anlık durumdan hareket ederek tarihi anlamak imkânsızdır.

C) “Felsefenin konusu ve problemleri tarihsel-kültürel gerçeklik ile olan bağlantısı açısından ele alınmalıdır.” diyen hermeneutik D) “Toplumlarda alt yapı üst yapıyı belirler.” diyen diyalektik materyalizm E) “Metafizik önermeler anlamsızdır.” diyen mantıkçı pozitivizm

11. Mantıkçı pozitivizme göre bilim, objektif deney ve gözlemle elde edilmiş genel - geçer evrensel bilgilerden oluşur. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilimsel bilgi kişiden kişiye değişmez. B) Bilim olgulara dayalıdır. C) Bilim genel yasalara ulaşmaya çalışır. D) Bilim, döneminin tarihinden ve kültüründen etkilenir. E) Bütün bilimlerin özünde mantık vardır.

12. Bilmek, fenomenin içindeki özü kavramaktır. Varlığın özünün kavranabilmesi için nesnenin özüne ait olmayan rastlantısal özelliklerin ve ilgisiz görüşlerin bir kenara bırakılması yani paranteze alınması gerekmektedir. Fenomenolojik yöntem, edindiğimiz tüm verileri paranteze alma işlemidir. Buna göre fenomenolojik yöntemin amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Öznel doğruya ulaşmak B) Varlığın özünün bilgisine ulaşmak C) Varlığın bilgisine ulaşılamayacağını göstermek D) Duyu bilgisini hakikati kavramada araç edinmek E) Varlığı aniden ortaya çıkan içsel bir kavrayışla bilmek

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

15

11. Sınıf Felsefe

20. Yüzyıl Felsefesi - 2 1. Yaşam bir akıştır. Akıl ve mantık bu akışı kavrayabilecek esneklikte değildir. Akışı kavrama gücü, zekâ ile içgüdünün birleşimiyle ortaya çıkan bir yetiyi gerektirir. Bu yeti bizde doğuştan bulunmaktadır ve mutlak bilginin kaynağıdır.

4. Yeni Ontoloji, varlığı dört katmanlı gerçeklik olarak ele almaktadır. Bu yaklaşıma göre varlık, bilinçten bağımsız olarak vardır. Dünya, her biri birbirinden ayrı dört katmanın bir araya gelerek oluşturduğu bir bütündür. En altta nesneler, canlılar, sonra ruhlu varlıklar ve en üstte değer üreten insan. En altta fizik, en üstte felsefe vardır. Buna göre “yeni ontoloji” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Bu parçadaki görüş aşağıdakilerden hangisine uygundur? A) Comte’un pozitivizmine

A) Dış dünya onu bilenden bağımsız değildir.

C) Bergson’un entüisyonizmine

B) Varlık, çeşitlilik içeren bir bütündür.

D) Wittgenstein’ın analitik felsefesine

C) İnsan en üst katmanda yer alır.

E) Descartes’ın rasyonalizmine

D) Varlık en alttan üste doğru ilerler.

2. Fenomenoloji, gerçek varlığı fenomen olarak değerlendiren bir yaklaşım tarzıdır. Bir varlığı o varlık yapan öz, insana fenomen olarak açılır. Fenomene yani görüngüye aracısız ulaşmak, öz ile doğrudan yüzleşmek anlamına gelir. Fakat buna bazı faktörler engel olur. Buna göre aşağıdakilerden hangisi öze ulaşmada insanı engelleyebilecek baskın unsurlardan değildir? A) Kullanılan dil B) Kültürel çevre C) Geçmiş yaşantılar D) Dini inançlar E) Doğal çevre

3. K. Marx diyalektik materyalizmin en önemli temsilcilerindendir. Başta insan bilinci olmak üzere, her şeyin kökenini maddeye dayandırır. Madde, yapısındaki çelişkiden dolayı hem niceliksel, hem de niteliksel değişime uğrar. Ona göre; varlık ve toplumsal olayların tümü, sözü edilen değişim sürecinin ürünüdür.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Husserl’in fenomenolojisine

E) Varlık felsefi bir problemdir.

5. Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm), varlığın genel ve soyut çerçevede sorgulanmasını doğru bulmaz. İnsan doğrudan oluşun öznel ve somut göstergelerine yönelir. Çünkü insan diğer nesneler gibi değişmez bir özün varlığı değildir; kendi özünü kendisi belirlemek zorunda olan bir varlıktır. Bu yaklaşıma göre aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir? A) Nesnelerin özünü insan belirler. B) Evrendeki tek gerçeklik insandır. C) İnsan koşulsuz özgürlüğe sahiptir. D) İnsan olmanın özü aynı kalmaktır. E) İnsanın amacı öznelliği aşmaktır.

6. İnsan ilk önce vardır, sonra şu ya da budur. İnsanoğlu yaşamından başka bir şey değildir. İnsanoğlu eylemlerde bulunmaktan başka bir şey yapamaz. Düşünceleri birtakım tasarımlar, duyguları da girişimlerdir. İstemesek de her birimiz evrensel değerler merdiveninin bir basamağını oluştururuz.

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Parçaya göre Sartre’ın görüşü ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Maddi yapılanmalarda oluşacak hatalar değişim sürecini bozar.

A) İnsan evreni sorgular.

B) Düşünce üretmeyen toplumlarda maddi değişim tamamlanmış demektir.

B) İnsanı insan yapan yaşamıdır. C) Var oluşta düşünceler esastır.

C) Düşüncenin yol göstermediği değişimlerde madde durağanlaşır.

D) İnsanın özü tutarlı olmasıdır. E) Evrensel değerlere göre yaşamak gerekir.

D) Toplumsal olayların nedeni maddenin diyalektik yasalarına bağlıdır. E) Diyalektik değişim süreci zihinsel olanın maddi olana dönüşmesiyle sonlanır. http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

15

11. Sınıf Felsefe

20. Yüzyıl Felsefesi - 2 7. Varoluş kendi içinde diyalektik bir sıra izleyen estetik, etik ve dini varoluş olmak üzere üç aşamadan oluşur. “Estetik varoluş” aşamasının en belirleyici özellikleri; duyu deneyinde daima gerçeklik yerine olanaklılığın yeğlenmesi, bir öznenin yaşadığı bölük pörçük deneyimler, ironi ile kuşkuculuğun yok sayıcı kullanımı ve elden geldiğince can sıkıntısından kaçıştır. “Etik varoluş” ile anlatılmak istenen, dinsel bir yaşam sürdürülürken dâhi edinilmesi olanaklı bir yaşam görüşü ve daha yüksek bir aşama olan “dinsel aşama” ile sınırlandırılmış varoluş aşamasıdır. Görüşleri açıklanan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?

10. Varoluş, dünyada yer kaplamak ya da sadece nefes alıp vermek değildir. Hayvanlar da yer kaplarlar ve nefes alıp verirler. Ama var olmanın ne anlama geldiğini düşünmezler. Bunlar kendinde varlıktır. İnsan ise amacı kendisi olan varlıktır. İnsan istediği kadardır. Bu yüzden de kendisi için varlıktır. Parçada görüşlerine yer verilen düşünür aşağıdakilerden hangisidir? A) Kierkegaard B) Sartre

A) Dewey

C) Nietzsche

B) Hartmann D) Nietzsche E) Kierkegaard

8. Günümüzde bilgi artışından dolayı insan, var olmanın anlamını unutarak kendi öznel gerçekliğine yabancılaşmıştır. Verilen ifade aşağıdaki yaklaşımlardan hangisine ait olabilir? A) Egzistansiyalizm B) Postmodernizm C) Fenomenoloji D) Pragmatizm E) Yeni ontoloji

9. N. Hartmann, tek düze bir varlık alanı üzerinde varlığın sorgulanmasını doğru bulmaz. Bunun için de varlıkları; inorganik, organik, ruhsal, tinsel gibi katmanlara ayırır. Hartmann’a göre varlıkların sınıflandırılması, bir bakıma diğer görüşler için de birbiriyle çatışmayan yaklaşım alanları oluşturacaktır. Buna göre Hartmann’ın yeni ontolojisi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Karşıt yaklaşımlar arasında uzlaşı alanı oluşturur. B) Ontolojik düşünceye bilimsel nitelik kazandırır. C) Varlık konusunu sorun olmaktan çıkarır. D) Felsefi problemlerin çözümünü kolaylaştırır. E) Yeni felsefi düşüncelerin oluşmasını önler.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Dewey

C) Sartre

E) Hartmann

11. Nietzsche, insana değerlerin yeniden değerlendirilmesi görevini yüklemiştir. Nietzsche bu görevi yapabilecek insanı aşağıdakilerden hangisi ile ifade eder? A) Üst insan B) Bilge insan C) Özgür insan D) Egoist insan E) Ödeve uyan insan

12. Felsefenin görevi dildeki kavramları çözümlemektir. Bu felsefe anlayışına göre bilime dayanan bilgi doğru bilgidir. Bir bilginin doğru olup olmadığını anlamak için de bilginin analizi gerekir. Bu amaçla bilimin kullandığı önermelerin kuruluşu ve yapısı incelenir. Verilen görüş aşağıdaki felsefi akımlardan hangisiyle uyuşmaktadır? A) “Gerçekliğin bilgisi mantıksal dil çözümlemeleriyle elde edilir.” diyen analitik felsefe B) “İnsan bilinci nesnenin özünü kavrayarak doğru bilgiye ulaşabilir.” diyen fenomenoloji C) “Olgulara ait olmayan yargılar anlamsızdır.” diyen pozitivizm D) “Bilgi aniden ortaya çıkan içsel bir kavrayışın ürünüdür.” diyen entüisyonizm E) “İnsan doğduğunda zihni beyaz bir kağıt gibi boştur.” diyen empirizm

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

16

11. Sınıf Felsefe

20. Yüzyıl Felsefesi - 3 1. Sartre için insan, varlığı gerçekleşmemiş bir potansiyeldir. Oysa masa bütünüyle gerçekleşmiş bir şeydir; geleceği yoktur veya her ne ise o olma olgusuyla belirlenmiştir. İnsan ise belirlenmemiş olup, kendisindeki boşluğu istediği şekilde doldurmak bakımından tamamen özgürdür; nasıl olmak istiyorsa öyle olacaktır.

4. Mantıkçı pozitivizme göre bir önermenin bilime konu olabilmesi için olgusal olarak doğrulanabilir olması gerekmektedir. Buna göre aşağıdaki önermelerden hangisi bilime konu olamaz?

Buna göre Sartre’ın görüşleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Ruh ölümsüzdür. B) Isınan cisimler genleşir. C) Tüm canlılar solunum yapar. D) Maddeler atomlardan oluşur. E) Su, hidrojen ve oksijenden oluşur.

2. “Sihirli kuş, kırk ayaklı köpeği görünce koşarak uzaklaştı.” şeklinde bir önerme mantıkçı pozitivistlere göre bilime konu olamaz. Bu durum mantıkçı pozitivizmin aşağıdaki tezlerinden hangisiyle ilgilidir? A) Bilginin kaynağı duyu verileridir. B) Bilim evrensel bilgiler ortaya koyar. C) Bilim anlamlı önermelerden oluşur. D) Felsefe mitolojik hikâyeleri konu edinmelidir. E) Bilimsel bilgi deney ve gözleme dayanır.

3. Popper’a göre bir bilgi, sınanmalardan sonra belli durumları dile getirdiği zaman bilimseldir. Örneğin “Su 100 derecede kaynar.” değil de “Şu koşullarda, şu kadar tekrarlanan deneylere göre su 100 derecede kaynar.” ifadesi doğrudur yani bilimsel bir önermedir. Bu görüşten hareketle bilimsel önermelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Toplumdan topluma farklılık gösterirler. B) Doğrulanmış kesin formüllerden oluşurlar. C) Öznel nitelik taşıdıklarından güvenilir değildirler. D) Bilim insanlarının etkinliklerinden bağımsızdırlar. E) Olgular tarafından desteklendikleri sürece doğrudurlar.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) İnsan özgür bir varlıktır. B) İnsan bir olanaklar varlığıdır. C) İnsan önce var olur, sonra özünü yaratır. D) İnsanın doğası değişmez bir yapıya sahiptir. E) İnsan kendi yolunu kendi seçen bir varlıktır.

5. Popper’a göre bir teoriyi doğrulamak üzere yaptığımız gözlemlerin sayısı ne kadar çok olursa olsun, bu tekrarlar teorinin gelecekteki tüm gözlemler için geçerli olacağı anlamına gelmez. Ama tek bir yanlışlayıcı örnek, bir teorinin tutarsız ya da yetersiz olduğunu göstermeye yeter. Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bilimselliğin ölçütü yanlışlanabilirliktir. B) Yanlışlayıcı örneklerin bilimsel bir değeri yoktur. C) Bilimsel önermeler doğrulandığı sürece geçerlidir. D) Bir hipotezi sınamanın tek yolu onun doğruluğunu denetlemektir. E) Gözlemlerden elde edilen bulguların çokluğu o hipotezin güvenilirliğini arttırır.

6. Sartre’a göre “insan ne ise o değildir, aksine ne değilse odur.” İnsanın varoluş sürecine başlamadan önce, belirlenmiş ve değişmez bir doğaya sahip olduğunu iddia etmek, onun özgür iradesine kota koymaktır. Varoluş sürecindeki insan; kendi seçtiği olanaklar varlığı iken “kendisi için varlık” konumundadır. Fakat bir kağıt parçası ise, onu tasarlayan iradenin dışında bir varlık alanı gösteremediğinden, “kendinde varlık” olarak nitelenmiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Sartre’ın varlık konusundaki görüşlerine uygun bir ifadedir? A) Belirlenmiş ve değişmez bir doğa olduğu için, öz varoluştan önce gelir. B) İnsan, dünyaya gelmeden önce belirlenmiş ve değişmez bir kadere sahiptir. C) İnsan kendisini belirleyen irade dışında bir kader belirleyemez. D) Kendinde varlık, varoluş sürecinde kendine has bir irade geliştirir. E) İnsan bir imkân ve olanaklar varlığı olarak, özgürlüğe mahkûmdur.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

16

11. Sınıf Felsefe

20. Yüzyıl Felsefesi - 3 7. I. İnsanın varoluşunu ancak özgürce davranarak gerçekleştirebileceğini savunur. II. Özgürlük sınırsız olmayıp, sorumluluk ile belirlenmiştir. Özgürlük kişiye göre değiştiğinden evrensel ahlak yasası yoktur.

10. Nietzsche’ye göre özgür insan, içinde yaşadığı toplumun ahlak normlarının, değer yargılarının dışına çıkabilen insandır. O, yaşadığı sürüden kopmuş, kendi yolunu arayan, insanla ilgili her şeyi kendi gözleri ile görmek isteyen insandır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi özgür insanın niteliklerinden biri olamaz?

Verilen ilkeleri ahlak felsefesinin temeline koyan görüş aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ahlaki normlara eleştirel yaklaşmak B) Geleneksel değerlerle hesaplaşmak C) Yeni değerlerin peşinde olmak D) Aklını bağımsızca kullanabilmek E) Yaşadığı çevreye boyun eğmek

8. Kuhn’a göre bilim süreklilik göstermez, bilimsel süreç zaman zaman gerçekleşen devrimlerle kesintiye uğrar. Bu devrimleri bilim, temel kabullere ters düştüğü için, başlangıçta kabul etmek istemez ve bastırmaya çalışır. Ancak devrimler öyle bir hâl alır ki, bilim bu devrimleri ve radikal değişimleri kabul etmek zorunda kalır. Bu durum aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) Diyalektik B) Paradigma C) Determinizm D) Endüksiyon E) Yanlışlanabilirlik

9. Popper’ın doğrulanabilirliğe eleştirel yaklaşımı, onu bilim felsefesi çevresinde önemli bir düşünür haline getirmiştir. Eleştirel akılcılık olarak da adlandırılan bu anlayışa göre, bir kuramın bilimselliği onun “doğrulanabilme” özelliğinde değil, geçersiz kılınabilme imkânında ve çürütülebilme niteliğinde aranmalıdır. Buna göre Popper’ın bilimsel anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) “Anlamlılığı” ve “doğrulanabilirliği” bilimselliğin ölçütü sayar. B) Bilimin tümevarımsal yöntemi kullanması gerektiğini savunmuştur. C) Bilim adamları gözlemler yapar ve sonra gözlemlediklerini açıklama girişiminde bulunurlar. D) Yanlışlanabilirlik ilkesi ile bilimsel olan ile olmayan birbirinden ayrılabilir. E) Duyu verilerinin bilginin tek kaynağı olduğunu; metafizik yargıların anlamsızlığını ileri sürer.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Entüisyonizm B) Utilitarizm C) Egzistansiyalizm D) Hedonizm E) Egoizm

11. Kuhn’a göre bilim tarihine baktığımızda bazen bilimsel çalışmaların durma noktasına geldiğini, hatta bilimin mevcut durumdan daha geriye gittiğini görmekteyiz. Buna göre Kuhn’un aşağıdaki görüşlerden hangisine karşı çıktığı söylenebilir? A) Bilimde toplumsal fayda ön plandadır. B) Bilim durmaksızın sürekli ilerler. C) Bilim toplumdan bağımsızdır. D) Bilim devrimlerle ilerler. E) Bilim nesneldir.

12. Takiyettin Mengüşoğlu, insanın ne olduğu sorunuyla yakından ilgilenmiş ve insanı ontolojik temelde antropolojik bir varlık olarak tanımlamıştır. İnsanı açıklamada onun tek özelliğinden yola çıkmanın hatalı olacağını belirtmiş, insanın tüm yapısı ve eylemleriyle ele alınması gerektiği üzerinde durmuştur. Tüm alanlarda üretken olan insana bütünlükçü yaklaşılması doğru bir tavırdır. Ona göre insanın günlük hayatında gerçekleştirdiği her şey ahlak konusu içinde ele alınır, bunlar bir bütün hâlinde incelenirse ahlakın ne olduğu anlaşılır ve dolayısıyla insan da anlaşılmış olur. Parçadan hareketle Takiyettin Mengüşoğlu’nun aşağıdaki felsefe alanlarından hangisi üzerinde durduğu söylenebilir? A) Siyaset felsefesi B) Değerler felsefesi C) Bilim felsefesi D) Bilgi felsefesi E) Sanat felsefesi

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

10. Sınıf Felsefe ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

CEVAP ANAHTARI Test 1

1. C

2. D

3. B

4. E

5. A

6. A

7. B

8. D

9. E

10. D

11. D

12. E

Test 2

1. B

2. E

3. D

4. E

5. C

6. C

7. D

8. D

9. E

10. D

11. E

12. B

Test 3

1. A

2. A

3. A

4. C

5. E

6. C

7. E

8. B

9. E

10. B

11. D

12. C

Test 4

1. A

2. D

3. A

4. B

5. A

6. A

7. E

8. C

9. C

10. A

11. E

12. D

Test 5

1. E

2. C

3. D

4. D

5. C

6. D

7. A

8. D

9. B

10. A

11. D

12. A

Test 6

1. E

2. D

3. B

4. B

5. A

6. E

7. B

8. B

9. A

10. B

11. E

12. D

Test 7

1. D

2. E

3. B

4. C

5. B

6. E

7. E

8. A

9. E

10. B

11. E

12. D

Test 8

1. C

2. B

3. E

4. C

5. B

6. C

7. D

8. C

9. A

10. E

11. B

12. B

Test 9

1. C

2. B

3. D

4. C

5. E

6. E

7. A

8. A

9. C

10. C

11. B

12. E

Test 10

1. A

2. C

3. E

4. C

5. E

6. D

7. C

8. D

9. A

10. D

11. A

12. E

Test 11

1. C

2. E

3. C

4. A

5. C

6. E

7. D

8. C

9. C

10. E

11. A

12. A

Test 12

1. D

2. E

3. C

4. D

5. D

6. B

7. E

8. C

9. A

10. E

11. E

12. D

Test 13

1. B

2. A

3. E

4. E

5. D

6. A

7. D

8. D

9. C

10. E

11. D

12. C

Test 14

1. B

2. C

3. A

4. C

5. C

6. B

7. B

8. E

9. B

10. D

11. A

12. C

Test 15

1. E

2. B

3. B

4. B

5. D

6. C

7. D

8. A

9. C

10. C

11. D

12. D

Test 16

1. A

2. E

3. B

4. A

5. D

6. A

7. D

8. E

9. D

10. B

11. A

12. C

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

11. Sınıf Felsefe ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

CEVAP ANAHTARI Test 1

1. B

2. C

3. A

4. D

5. D

6. D

7. E

8. B

9. D

10. A

11. D

12. B

Test 2

1. E

2. E

3. A

4. D

5. E

6. D

7. B

8. D

9. C

10. E

11. E

12. B

Test 3

1. B

2. A

3. B

4. C

5. E

6. D

7. D

8. A

9. A

10. A

11. D

12. B

Test 4

1. E

2. C

3. A

4. C

5. A

6. D

7. A

8. C

9. B

10. D

11. C

12. C

Test 5

1. E

2. B

3. C

4. B

5. E

6. E

7. B

8. C

9. A

10. A

11. E

12. D

Test 6

1. C

2. C

3. B

4. C

5. E

6. D

7. B

8. D

9. A

10. C

11. C

12. D

Test 7

1. C

2. B

3. E

4. C

5. C

6. E

7. A

8. C

9. C

10. E

11. B

12. A

Test 8

1. C

2. E

3. D

4. C

5. E

6. A

7. B

8. C

9. B

10. D

11. C

12. E

Test 9

1. A

2. D

3. B

4. C

5. B

6. C

7. E

8. A

9. D

10. A

11. D

Test 10

1. E

2. A

3. B

4. B

5. B

6. A

7. C

8. A

9. E

10. A

11. B

12. E

Test 11

1. B

2. E

3. D

4. A

5. E

6. B

7. D

8. D

9. C

10. E

11. C

12. D

Test 12

1. A

2. D

3. C

4. D

5. B

6. E

7. C

8. A

9. E

10. D

11. C

12. B

Test 13

1. B

2. D

3. E

4. D

5. A

6. E

7. B

8. C

9. C

10. C

11. B

12. D

Test 14

1. D

2. E

3. C

4. A

5. B

6. C

7. A

8. C

9. A

10. B

11. D

12. B

Test 15

1. C

2. E

3. D

4. A

5. C

6. B

7. E

8. A

9. A

10. B

11. A

12. A

Test 16

1. D

2. C

3. E

4. A

5. A

6. E

7. C

8. B

9. D

10. E

11. B

12. B

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

1

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 1 4. Felsefenin ortaya çıktığı Antik Çağ'da Yunan felsefesi doğayı konu edinmiştir. Pers savaşları sırasında filozoflar doğadan insana yönelmiş ve mutluluk, ahlak, toplum yaşamı gibi konuları sorgulamaya başlamıştır. İskender’in Doğu seferleri ile farklı bir kültür ve inanç sistemi ile karşılaşan felsefe bu defa da dinsel unsurları kendisine konu edinmeye başlamıştır.

1. İlkel insan, evrenin başlangıcını kozmogoni mitosları ile açıklamaya çalışmıştır. Felsefi düşünce ise varlığa “Arkhe nedir?” sorusu bağlamında düşünsel bir çaba ile yaklaşır. İnsanın evreni anlama çabası mitolojik temel üzerinden kalkarak logos’la felsefi ve bilimsel bir kimliğe doğru yol almıştır.

Buna göre, Mitos’dan Logos’a geçiş ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?



A) Mitoslar kurmacaya dayanırken logos akla ve gözleme yer verir.

A) Bilimsel gelişmeler felsefi gelişmeleri tetiklemiştir. B) Felsefe, üretildiği çağın koşullarından bağımsızdır.

B) Evreni anlama çabası ontolojik bir sorun halini almıştır.

C) Felsefi gelişmeler filozofların özel ilgi alanıyla bağlantılıdır.

E) Logos, mitolojinin doğuşuna kaynaklık etmiştir.

2. Miletli Thales’in “Her şeyin ana maddesi sudur.” iddiası onun filozof yanını; “MÖ. 585 yılında güneş tutulması olacaktır.” ifadesi onun bilim insanı yanını göstermektedir. Felsefe tarihine baktığımızda bunun gibi pek çok örnekle karşılaşırız.

Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Bilim ile felsefe birbirinden farklı bilgi alanlarıdır. B) Felsefe ile bilim aynı yöntemi kullanır. C) Bilim ile felsefenin konuları farklıdır. D) Tüm bilimler felsefenin alt dalıdır. E) Bilim ile felsefe iç içedir.

3. Felsefenin ortaya çıkışı “Evrenin ana maddesi nedir?” sorusuyla olmuştur. Doğanın bilinmesini temel alan bu soru zamanla yerini “İnsanın bu dünyadaki yeri ve ödevi nedir?” , “Mutluluk nedir?” , “Ahlaki bir yaşayış mümkün müdür?” sorularına bırakmıştır. Bu durumda “aşırılıklardan kaçın” , “mutlu olmak için ölçülü ol” gibi ahlaki yargılar felsefenin konusu haline gelmiştir.

Bu parçaya dayanarak felsefe ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) Logos’la bilimsel ve felsefi düşüncenin yolu açılmıştır. D) Her ikisi de evreni anlama çabasından ortaya çıkmıştır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

D) Felsefe gündelik hayatın sorunlarına çözüm bulmak

için yapılan bir etkinliktir.

E) Toplumsal siyasal gelişmeler ile felsefe arasında

sıkı bir ilişki vardır.

5. Ege adalarında verimli topraklar azdır. İçilebilir ve tarımda kullanılabilir suyu temin etmek büyük bir sorundur. Mevcut koşullarda Ege adalarında yaşayanlar deniz ticareti yapmak zorunda kalmışlardır. Deniz ticareti yapan adalılar Anadolu, Mısır, Filistin, Karadeniz ve Venedik gibi ülkelere giderek farklı insanlarla iletişim kurmuş ve yeni yaşam biçimleriyle karşılaşmışlardır. Böylece felsefi düşünce yeni açılımlar kazanmıştır.

Buna göre felsefenin başlaması için gerekli olan ön koşul hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir? A) Farklı kültürlerle etkileşimin sağlanması B) Uygun bir dile sahip olunması C) Maddi refah seviyesinin düşük olması D) Felsefeyle soyluların uğraşması E) Felsefeyle uğraşanların sosyal hayatta üstünlük

sağlaması

6. Varlık felsefesi ilk defa Antik Yunan’da, doğa filozoflarının varlığın ana maddesinin; başka bir deyişle ana ilkesinin ne olduğunu sormalarıyla ortaya çıkmıştır.

A) Felsefe nesnel konularla ilgilenmeye başlamıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi varlık felsefesinin öncelikle cevap aradığı sorudur?

B) Felsefe önemini kaybetmiştir.

A) Her şeyin kendisinden çıktığı öz nedir?

C) Konusu doğadan insana doğru yönelmiştir.

B) Varlığın bir varoluş amacı var mıdır?

D) Metafizik ağırlık kazanmıştır.

C) Varlıklar nasıl sınıflandırabilir?

E) Bilginin sınırları ile ilgilenmiştir.

D) Varlıkta bir değişim var mıdır? E) İnsan, varlığı bilebilir mi? http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

1

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 1 10. Platon’a göre içinde yaşadığımız nesneler evreni gelip geçici evrendir. Asıl olan evren içinde yaşadığımız evrenin de dayanağı olan idealar evrenidir. İdealar evreni ancak akıl yoluyla kavranabilir. İnsanların nesneler dünyasında algıladıkları ise idealar dünyasının bir yansımasıdır.

7. Sokratesçi bilgi edinme yöntemine diyalog ya da karşılıklı konuşma yöntemi diyebiliriz. Bu yöntem ironi ve mayotik olmak üzere iki evreden oluşmaktadır. Birinci evre olan ironi de gerçek bilgiye giden yolu sanılara saplanarak kapatan insanın, zihinsel arınmasını gerçekleştirmesi amaçlanır. Çünkü Sokrates’e göre ancak hiçbir şey bilmediğini bilen insan, bilgiye açık insandır.



Bu parçada bilgi edinme sürecinde ilk olarak aşağıdakilerden hangisinin yapılması gerektiği vurgulanmaktadır?

A) Akıl doğru bilgilere ulaşmada tek başına yeterli

E) İnsan aklının sınırlı olduğunu kabul etmesi gerektiğinin 8. MÖ 5. yüzyılın ortalarından itibaren Antik Yunan’da görülen siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmeler felsefe açısından da yepyeni bir dönemin başlangıcına neden olmuştur. Sofistler ile birlikte felsefenin konusu insan, kültür, tarih ve ahlak alanlarına yönelmiştir. Sofistlerin bu konularda başlattıkları tartışmayla felsefe önemli bir yol katetmiştir.

Buna göre Sofistlerin felsefeye yaptığı katkı aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığa ilişkin sorgulamalar yapmışlardır. B) Varlığı bütüncül bir bakış açısıyla ele almışlardır. C) Felsefenin ilgi alanının genişlemesini sağlamışlardır. D) Felsefi sorunları birden fazla yöntemle incelemişlerdir. E) İnsanın genel geçer doğru bilgiye ulaşabileceğini

göstermişlerdir.

9. Sofistlerle birlikte felsefenin yönünün değiştiğini söyleyebiliriz. Sofist filozoflar, doğa filozoflarının araştırdığı arkhe problemini felsefenin konusu olmaktan çıkarmış ve ilk defa “Doğru bilgi mümkün müdür?” sorusunu sormaya başlamışlardır. Onlara göre bilgi insandan insana değişmektedir çünkü her insan farklı duyumlarla bilgiler elde etmektedir.

Buna göre Sofistlerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Sofistlerle birlikte bilgi, felsefenin konusu haline gelmiştir. B) Sofistlere göre değişmez, genel geçer bir bilgi yoktur. C) Sofistler varlığın mutlak bilgisinin elde edilebileceği iddiasındadır. D) Sofistler doğa felsefesi ile ilgilenmemişlerdir. E) Sofistler epistemolojik problemlere yönelmiştir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) Bilgilerin doğruluğuna inanılmasının D) Bazı şeylerin bilinemeyeceğinin bilinmesinin

değildir.

B) Kesin bilgi, içinde yaşadığımız nesneler dünyasının

A) Doğuştan getirilen bilgilerin farkedilmesini C) Bilgi edinmek için eleştirel olmak gerektiğinin

Bu parçada aşağıdaki görüşlerden hangisi vurgulanmaktadır?

bilgisidir.

C) Duyum ve deneyim doğru bilginin güvenilir kaynaklarıdır. D) Kesin bilgi duyu verileriyle değil, akıl ile elde edilir. E) Doğru bilgiye ulaşmak imkânsızdır. 11. Platon’un Menon adlı diyaloğunda Sokrates, okuma yazma bilmeyen genç bir köleye geometri problemi çözdürme isteğindedir. Problemin geometriden seçilmesi bir rastlantı değildir. Çünkü böyle bir problemin çözümüne duyular yardım edemez. Genç köle problemi çözer; böylece Sokrates insan aklının apriori bilgiyle donatılmış olduğunu da ispat etmiş olur.

Buna göre Platon’un temel iddiası aşağıdakilerden hangisidir? A) Mutlak bilginin var olmadığı B) Bilgilerin doğuştan var olduğu C) Deney öncesi bilginin mümkün olmadığı D) Deneyimlerin doğru bilginin kaynağı olduğu E) Doğru bilgiye ulaşmak için bir bilgenin rehberliğine

ihtiyaç olduğu

12. Pyrrhon nesnelerin kaygan, belirlenemez ve eşit değerde olduğu, duyumlarımızın ve görüşlerimizin yanlış ya da doğruyla bir ilgisinin olmadığı düşüncesine sahiptir. Bu nedenle ona göre mutlak yargı ve değerlendirmeden kaçınılmalıdır.

Pyrron’un bu görüşlerinin dayandığı temel varsayım aşağıdakilerden hangisidir? A) Kesin bilgiye ulaşmak olanaksızdır. B) Şüphe ile mutlak bilgiye ulaşılabilir. C) Her türlü bilginin kaynağı duyumdur. D) Bilgi karşıt görüşlerin uzlaştırılmasıyla oluşur. E) Bilgiye ancak doğruyu aramaktan vazgeçildiğinde

ulaşılabilir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

2

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 2 1. Platon’a göre asıl varlık hiç değişmeyendir. İçinde yaşadığımız dünyada ise her şey değişir. Bu dünyadaki değişen varlıklar, varlıklarını değişmeyen varlıklara borçludur.

4. Antik Yunan’da doğa filozofları doğada bir çokluk olduğunu gözlemişler ve bu çokluğu bir birliğe bağlı olarak açıklamaya çalışmışlardır. Bu anlamda doğa filozoflarının arkhe sorunuyla ilgilendiklerini ve varolanların kendisinden meydana geldiği ilk maddeyi belirlemeye çalıştıklarını söyleyebiliriz.

Bu açıklamada Platon’un varlık anlayışında söz edilen “değişmeyen varlık” anlamına gelen kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Ruh ve madde B) Fenomen C) Madde D) İdea E) Oluş



Buna göre doğa filozoflarının cevap aradığı soru öncelikle aşağıdakilerden hangisidir? A) Her şeyin kendisinden çıktığı ilk neden nedir? B) Varlığın bir varoluş amacı var mıdır? C) Varlıklar nasıl sınıflandırabilir?

2. Aristoteles Nikomakhos’a Etik adlı eserinde şöyle der: “O halde erdem tercihlere ilişkin bir huy; akıl tarafından ve aklı başında insanın belirleyebileceği, bizle ilgili olarak ortak alanda bulunma huyudur. Bu biri aşırılık, öteki eksiklik olan iki kötülüğün ortasıdır. Kötülük etkilenimlerde ve eylemlerde gerekenden aşırısı ya da eksikliğidir. Erdem ise ortayı bulmadır.”

Buna göre Aristoteles için erdem aşağıdaki değerlerden hangisi ile ilgilidir? A) Deneyim kazanma B) Hak peşinde koşma C) Tutarlı olma D) Ölçülü olma E) Bencil olma

3. I. Hiçbir şey var değildir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Varlıkta bir değişim var mıdır? E) İnsan varlığı bilebilir mi? 5. Herakleitos’ a göre gerçekte değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Değişmedeki değişmezliği sağlayan şey ise logos (akıl) dur.

Buna göre Herakleitos'un “varlığın ne olduğu” na ilişkin cevabı aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) Oluş B) İdea C) Madde D) Fenomen E) Hem madde hem düşünce

6. Demokritos’a göre gerçek, cisimsel olan atomlar ve atomların hareketleridir. Algı ve düşünme; bu iki ruh olayı ona göre vücudumuzdaki atomların en hafifi, en düzü olan ateş atomlarının hareketidir. Platon için ise kavramlar birer gerçektir. Bir yanda asıl varlıkların dünyası olan idealar dünyası vardır ve kavramlar bu dünyaya aittir. Öbür yanda ise duyumlanan tek tek nesnelerin dünyası olan görünüşler dünyası vardır.

Buna göre Demokritos ve Platon’un görüşleri aşağıdakilerden hangisinde doğru sırayla verilmiştir?



II. Olsa da bilinemez.



III. Bilinse de başkasına aktarılamaz.



Sofist Gorgias’ın bu üç iddiasından hangileri ontolojik bir yargı bildirmektedir?

B) İdealizm - Materyalizm

A) Yalnız I.

D) Entiüsyonizm - Materyalizm

B) Yalnız II. D) I ve II.

A) Materyalizm - Düalizm

C) Yalnız III.

E) I ve III.

C) Fenomenoloji - İdealizm E) Materyalizm - İdealizm

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

2

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 2

A) Varlık ruh ve maddedir.

10. Aristoteles Nikomakhos’a Etik adlı eserinde şöyle der: “… erdemli olmakta, kötülük yapmakta aynı şekilde elimizdedir. Elimizde olan şeyleri yapmakta yapmamak da bizim tercihimizdir. Öyleyse iyi olan şeyleri yapmak elimizdeyse, çirkin olan bir şeyi yapmamak da elimizde; iyi olan bir şeyi yapmamak elimizdeyse çirkin olan bir şeyi yapmak da elimizde…”

B) Varlık fenomendir.



7. Herakleitos "varlık vardır" der. Ama bu varlık sürekli değişim halindedir. Bu düşüncesini anlatmak için de o ünlü sözünü söyler: “Bir nehirde iki defa yıkanılmaz.”

Buna göre Herakleitos’ un "varlık nedir" sorusuna vereceği cevap aşağıdakilerden hangisidir?

C) Varlık maddedir. D) Varlık ideadır.

Aristoteles’in bu görüşünden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılabilir? A) İnsan eylemlerinde özgürdür.

E) Varlık oluştur.

B) Hiç kimse bilerek kötülük yapmaz.

8. Aristoteles’e göre her eylem bir iyiye yönelir. Fakat insanların farklı farklı iyi anlayışları vardır. Kimi zengin olmak, kimi şan şeref elde etmek, kimisi ise haz peşinden koşmak ister. Fakat tüm bunlar kendi başlarına istenen ya da değerli olan şeyler değildir. Kendi başına istenen ve başka her şeyin kendisi için istendiği tek şey ise mutluluktur. Dolayısıyla insansal eylemin ulaşmak istediği en yüksek iyi mutluluktur.

Bu parça, ahlak felsefesinin temel sorularından hangisine bir cevap içermektedir? A) İyi, güzel ve hoş arasında bir ilişki var mıdır? B) Evrensel bir ahlak yasası mümkün müdür? C) Değerler zaman içerisinde değişir mi? D) İnsan eylemlerinde özgür müdür? E) Ahlaki eylemin amacı nedir?

9. Sokrates çıktığı mahkemede idama mahkum edilir. Öğrencileri; “Seni haksız yere idam ediyorlar, seni kurtarmak için geldik.” derler . Sokrates öğrencilerinin bu teklifini kabul etmez. “Ben eleştirdiğim insanlar gibi davranamam, kaçamam. Diğer insanlar gibi mahkemede yalvarıp ağlayarak affımı isteyemem. Doğru olarak bildiğim şeyleri, eylemlerimle hayata geçiririm.” der.

Sokrates’in bu tavrını en iyi açıklayan ifade aşağıdakilerden hangisidir? A) Kuralların değişmesi zor olsa da bizim elimizdedir. B) Felsefe pratik hayatta her zaman işe yaramayabilir. C) Düşüncelerimizi ne pahasına olursa olsun savunmalıyız. D) Bizim doğrularımızla başkalarının doğruları aynı

olmayabilir.

E) Yaşamımızı çıkarlara göre değil, belli ilkelere göre

şekillendirmeliyiz.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) İyi ve kötü göreceli kavramlardır. D) İnsan eylemlerinden sorumlu değildir. E) Ahlaki normlar doğuştan edinilir. 11. Ksenofon’un “Sokrates’ten Anılar”ında şu sözlere rastlıyoruz: “Ölçülü olmalıyız çünkü ölçülü olan ölçüsüz olandan daha hoş yaşar. Alçakgönüllü olmalıyız çünkü övünme zarar ve utanç getirir. Dostlar edinmeye çalışmalıyız çünkü sadık bir dost en yararlı şeydir. Toplum işlerine karışmaktan kaçınmamalıyız, çünkü bütünün iyiliği tek tek kişilere de iyilik getirir.”

Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin insan hayatındaki önemi vurgulanmıştır? A) Erdemli olmanın B) Özgür olmanın C) İtaatkâr olmanın D) Vicdanlı olmanın E) Adil olmanın

12. Sokrates’e göre kimse kötü bildiği bir şeyi isteyerek yapmaz. Zaten insanın kötü bildiklerini iyi bildiklerine üstün tutması doğasına aykırıdır. İnsan her zaman iyiyi ister, ancak iyi sandığı aslında çoğu zaman kötüdür, böylece bilmeyerek kötüyü yapmış olur. O halde iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, korkulacak şeyleri korkulmayacak şeylerden, yapılması gerekeni yapılmaması gerekenden ayırt edebilen bir insan kötülük işlemeyecektir.

Sokrates’in bu görüşlerinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Ahlak, iyi ideasına dayanır. B) İyi, kişinin istediğidir. C) En yüksek iyi hazdır. D) Erdem bilgidir. E) İyi, görecelidir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

3

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 3 4. Demokritos, Anaxagoras’ın görüşünde belirir gibi olan telos kavramını, yani kendi içinde bir ereğe sahip olma durumunu kabul etmediği gibi, tesadüf kavramını da açık olarak reddeder: O’na göre “Tesadüfün sözünü etmemiz yalnız bilgisizliğimizden ileri gelir; bir olayın nedenini bilmedik mi, bunu tesadüfle açıklamaya kalkışırız.” der.

1. Bilimsel gelişmelerin başlangıcının MÖ 6. yüzyılda İyonya’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. İyonya’daki bilim daha çok felsefeyle bir arada olmuştur. Thales bir matematikçi ve fizikçi; Herakleitos fizikçi; Pisagor, Platon ve Öklid ise birer geometriciydi.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?



A) Bilimde ilerlemenin olmadığına

A) Erek - rastlantı

B) Bilimlerin felsefenin içerisinden çıktığına

B) Zorunluluk - erek

C) Her bilim insanının felsefeye başvurduğuna D) Bilimin ancak uygun koşullarda gelişebileceğine

C) Rastlantı - nedensellik

E) Bilimin ortaya çıktığı andan itibaren kesin bilgiler ürettiğine

E) Mekanizm - determinizm

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsan ahlaki değerleri toplumda hazır olarak bulur. B) Nesnel ve evrensel bir iyi söz konusu olamaz. C) Ahlak alanında rölatif ilkeler olamaz. D) İnsan algısı mutlak iyiyi kavrayabilir. E) Ahlaki yargılar bilgiyle belirlenir.

3. “Her şey üzerine birbirine zıt iki söz söylemenin mümkün olduğu” nu söyleyen Protagoras için önemli olan herhangi bir şeyi ispat etmek değil, karşıdakini ikna etmektir.

Buna göre Protagoras’ın düşünceleri aşağıdaki görüşlerden hangisiyle ifade edilir?

D) Amaç - nedensellik MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

2. Protagoras’a göre “insan her şeyin ölçüsüdür.” Buradaki insan bireysel insandır ve bu bireysel insanın algıları doğru ve yanlışın belirleyicisi olmaktadır. Bireysel algıları temele alan Protagoras için ahlaki alanda da bir görelilik söz konusu olmaktadır.

Parçaya göre Demokritos’un reddettiği iki kavram aşağıdakilerden hangisidir?

5. Sokrates göre felsefi bilgi, tüm yaşamı sorgulayan ve yaşamı bütünlüğünde anlamaya çalışan zihinsel bir etkinliktir. Ancak böylesi bir zihinsel etkinlik insanı gerçek anlamda erdemli kılar. Çünkü yalnızca felsefi düşünüş bize gerçek anlamda sorgulanmış ve temellendirilmiş rasyonel amaçlar sunar. İşte ancak bu anlamıyla bilgi kişiyi erdemli kılabilir.

Bu parçada Sokrates, insanın erdem sahibi olmasında aşağıdakilerden hangisinin önemini vurgulamıştır? A) Felsefi bilginin B) Gerçeğin bilgisinin C) Doğaya uygun yaşamanın D) Sürekli olarak hayatı sorgulamanın E) Gerçekçi amaçlar için çabalamanın

6. Sokrates’e göre erdem ve bilgi aynı şeydir; doğru davranış ancak doğru bilgiyle mümkündür. Ahlaklı olmak için iyiyi bilmek gerekir. Kimse bilerek kötülük etmez. Kötülük bilgi eksikliğinden kaynaklanır.

Sokrates’in bu görüşlerine dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Erdem gelip geçici bir bilgidir. B) Deneyimsel bilgi erdemin kaynağıdır. C) Kötülük olmadan iyiliğin değeri yoktur.

A) Entüisyonizim

B) Realizm

D) İnsanın erdemli olmasının temelinde bilgi vardır.

C) Rölativizm

D) Rasyonalizm

E) Kötülük de iyilik gibi insanın seçimlerine bağlı olarak ortaya çıkar.





E) Kritisizm

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

3

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 3 10. I. Thales: “Varlığın ana maddesi sudur.”

7. Sokrates’e göre, insanın kendi üzerindeki egemenliği olan ölçülülük için gerek duyulan tek şey, iyiye ve kötüye ilişkin bilgidir. Çünkü insan, kendisinin ne olduğunu, hayata geçirilmesi gereken en temel ihtiyaçlarının, yeteneklerinin ve arzularının neler olduğunu bildiği takdirde ancak kendi üzerinde tam bir denetim ve hakimiyet kurabilir. Bu yüzden Sokrates’ e göre yalnızca bu kavrayıştan yoksun olan budalalar ölçü ve kural tanımazlar.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?



II. Anaximenes: “Varlığı varlık yapan havadır.”



III. Herakleitos: “Tüm var olanların özü ateştir.”



IV. Platon: “Asıl var olanlar idealardır.”



V. Demokritos: “Varlığın ana maddedi atomdur.”



Buna göre varlığı ele alış tarzı diğerlerinden farklı olan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Cehalet mutluluk getirir.

A) I.

B) Özgürlülükler sınırsız olmalıdır.

B) II.

C) III.

D) IV.

E) V.

D) Erdemli olabilmek öncelikle kendini tanımaktan geçer. E) Ahlaki kararlar kişinin arzu ve isteklerine bırakılmalıdır.

8. Atina sokaklarında gençlerle felsefe yaparak yönetimi eleştiren Sokrates, bu yaptıklarından sorumlu tutulup ölüm cezasına çarptırılmıştır. Öğrencileri Sokrates’e kaçması gerektiğini söylediği halde o, karakterinin bir özelliği olan ahlaki duyarlılığı, dürüstlüğü ve cesareti nedeniyle kaçmayı reddederek baldıran zehri içerek ölmüştür.

Bu parçada aşağıdaki kavramsal ilişkilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) İyi ve kötü B) Erdem ve yaşam C) Mutluluk ve haz D) Ödev ve istenç E) Vicdan ve özgürlük

9. Stoacılara göre insan dünya denen tiyatro sahnesinde bir oyuncudur. Oyunu o yazmamıştır, rolünü kendisi belirlememiştir. Onun rolü, Tanrı ya da kozmosa egemen olan ilke tarafından belirlenmiştir. O yapamayacaklarının bilincinde olmalı, yapabilecekleri şeyleri bilmeli, istencini bu yolda kullanma erdemine sahip olmalıdır.

Buna göre Stoa ahlakı için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsan kendi özünü belirleyen bir varlıktır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) Mutlak iyiye ulaşmak mümkün değildir.

11. Platon’a göre iki farklı masa vardır: Bir yanda üzerinde yemek yediğim masa, diğer yanda masa ideası. Aristoteles’e göre ise dört başka masa vardır: Maddesi, amacı, formu, sebebi olan masa.

Buna göre, iki filozofun “masa” kavramını farklı şekillerde açıklamalarının sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığa bakış açıları B) Tutarlı olmaları C) Bilime değer vermeyişleri D) Nesnel düşünmeleri E) Taklitçi olmaları

12. Felsefe tarihi içerisinde, filozoflar varolanı tanımlamak için varlığın gerisinde, ona temel olan bir şey aramışlardır. Herakleitos, varlığın ilkesi, değişmeden kalan şeye ‘ateş’ derken Demokritos, varolanın temelinde, ‘atomlar’ olduğunu söylemiştir. Platon’ da ise değişen dünyanın varlık sebebi değişmeyen, maddi olmayan ‘idea’dır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

B) Mutluluk toplumsal yaşamla mümkündür.

A) Varlık tanımlanamazdır.

C) İnsan iradesinden bağımsız bir iyi ve kötü yoktur.

B) Varolan her şey gerçektir.

D) İnsan, doğanın belirlenmiş yasasını kabullenirse mutlu olur.

C) Varolanların gerisinde genel bir ilke vardır.

E) İnsan eylemlerinin sorumluluğunu yüklenen özgür bir

E) Varlığı anlamak için olgusal dünyayı incelemek yeterlidir.



varlıktır.

D) Varlık, felsefenin konusu dışında kalmaktadır.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

4

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 4 1. Sokrates’ten önce felsefe tarihinde başlıca iki düşünce birbirinin karşıtı olarak yerleşmiştir. Elea okulu denilen birinci düşünceye göre varlık vardır, yokluk yoktur. Hareket ve değişme görünüşten ibarettir. Asıl varlık mutlak sükûndur.

4. “Hiçbir şey var değildir.

Var olsa da bilinemezdi.



Bilinse de başkalarına aktarılamazdı.” Buna göre aşağıdakilerden hangisi Gorgias’ın temel düşüncesi olan insan bilgisinin sınırlılığının nedenleri arasında gösterilemez?

Parçada ifade edilen birinci düşüncenin karşıtı olan görüş aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Parmenides’in birlik - çokluk düşüncesi

A) Geçmişte olanlar tam olarak hatırlanamaz. B) Şimdi olanlar hakkında yeterince bilgi sahibi olunamaz. C) İnsan sınırlı bir varlık olarak her şeyi bilemez. D) Doğru bilgi her yerde ve her kişiye göre doğrudur. E) Gelecekte olacaklar hakkında öngörüde bulunmak zordur.

B) Demokritos’un atomculuk öğretisi C) Herakleitos’un oluş düşüncesi D) Platon’un idealar öğretisi

2. Töz’ün genel anlamı altta bulunan, değişen durumlara ve niteliklere karşı kalıcı olan, bir başka şeyde değil, kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olandır. Başka bir deyişle töz, varoluşu için başka bir şeye ihtiyaç duymayan şeydir. Buna göre aşağıdaki filozof ve görüş eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Thales – “Her şeyin kökeninde su vardır.” B) Herakleitos – “Ateş tüm var olanların ilk ve gerçek temelidir.” C) Pythagoras – “Toprak, hava, su ve ateş olarak belirlenen dört öge her şeyin temelidir.” D) Anaximandros – “Her şeyin kendisinden çıktığı ana madde sonsuz ve sınırsızdır.” E) Demokritos – “Her şeyin kendisinden çıktığı şey atomdur.”

3. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi Sofistlere ait bir özellik değildir? A) Tek tek bireylere değer vermişlerdir. B) Önermelerin nasıl kanıtlanıp çürütüldüğü ile ilgilenmişlerdir. C) Her türlü yasayı doğanın üzerinde tutmuşlardır. D) Herkesin eşit olduğu düşüncesini geliştirmişlerdir. E) Eş anlamlılık, gramer gibi konularda çalışmışlardır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Aristoteles’in dört neden açıklaması

5. “Bir kimsenin bütün hayatına rehber olabilecek bir şey var mıdır?” sorusuna: “Karşılıklı davranış kelimesi kullanılamaz mı? Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma diyerek cevap vermiştir. Bu söz “altın kural” olarak bilinir. Konfüçyüs’e ait görüşlere yer veren bu açıklama öncelikle aşağıdaki felsefe alanlarından hangisi ile ilgilidir? A) Bilim felsefesi B) Siyaset felsefesi C) Bilgi felsefesi D) Ahlak felsefesi E) Sanat felsefesi

6. Protagoras bilgiyi doğru olmaya değil, yararlı olmaya bağlar. Ona göre bir sanı, bir başka sanıdan daha doğru olmayabilir ama daha iyi, daha yararlı olabilir. Erdem bir yurttaş olarak üstün ve yetkin olmaktır. Bunun içinde yararlı bilgiye ihtiyaç vardır. Günlük yaşantımızda da bilginin sorunlarımızı çözmesi, hayatımızı kolaylaştırması ön planda değil midir? Bu parçada bilgi konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisine yönelik bir açıklama yapılmaktadır? A) “Pratik anlamda iş gören bilgi doğrudur.” diyen pragmatizme B) “Doğru bilginin kaynağı akıldır.” diyen rasyonalizme C) “Bilginin kaynağı duyumlarımızdır.” diyen emprizme D) “Bilimsel bilgi doğrudur.” diyen pozitivizme E) “Bilgilerimiz doğrudan ve aracısız sezgi ile gelir.” diyen entüisyonizme

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

4

12. Sınıf (B) Felsefe

MÖ 6.Yüzyıl - MS 2.Yüzyıl Felsefesi - 4 9. • Türk kozmolojisinin önemli bir düşüncesi olan Yer-Gök ikilemi İran ve Çin düşüncesinde de mevcuttur. Kudret sahibi Gök Tanrı düşüncesi Türklerden Çinlilere geçmiştir.

7. Aristoteles’e göre bilmek, nedeniyle bilmektir. Bir şeyle ilgili bilgiye sahip olduğumuzu ancak o şeyin nedenini kavradığımızda anlarız. Bu nedenler nelerdir ve sayıca ne kadardır? Her çalışma bilmek amacını taşıdığına göre ve her bir nesne konusunda ‘ne için’i kavramadıkça o nesneyi bildiğimizi düşünmediğimize göre şu açık: oluş, yok oluş ve her tür doğal değişme üzerine bunu yapmalıyız ki, onların ilkelerini bilip araştırdığımız her nesneyi bu ilkelere götürmeyi deneyebilelim. Nedenler dört tane olduğuna göre doğa bilimcisine düşen bunların hepsi üzerine bilgi edinmek: ‘ne için?’i bütün bunlara indirgerse; yani maddeye, biçime, hareket ettirici ve ereksel nedene indirgerse doğaya uygun olarak açıklama yapmış olacaktır.



Bu iki örnek aşağıdaki varsayımlardan hangisini kanıtlamaktadır?

8. Bazı kaynaklar felsefenin Antik Yunan’da başladığını söylerken, bazı tarihçiler felsefenin menşeini Hellen âleminin ötesine, barbarlara kadar götürürler. Laertios Diogenes, “Filozofların Hayatı” adlı eserinde Pers ve Mısırlılarda da felsefenin var olduğundan bahseder. Burnet, felsefenin Yunan kaynaklı olduğunu söylerken, İskenderiyeli Numenius ve Lampius, Yunan dünyasının Mısırlılar, Sümerliler ve Hintlilerin düşüncelerinin bir kompozisyonundan oluştuğunu düşünmektedir. Parçadan yola çıkılarak ulaşılabilecek en doğru yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe Antik Çağ Yunan düşüncesi ile başlamıştır. B) Antik Yunan düşüncesinden önce felsefenin başladığına ilişkin kesin kaynaklar bulunmuştur.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi açıklanmaktadır? A) Araştırılan konunun bazı nedenlerinin özellikle bilinmesi gerektiği B) Doğa bilimcilerinin araştırmalarında kullanması gereken yöntemlerin neler olduğu C) Tam anlamı ile bilmenin tüm nedenleri anlamaya bağlı olduğu D) Değişim probleminde madde ve form arasındaki ilişkinin nasıl kurulduğu E) Maddelerinin birden fazla maddenin birleşmesi ile oluşan bir form olduğu

• Eski Pers kültüründe Hintlilerden gelen fikirlere rastlanmıştır. Eski Pers dilinde yazılmış metinlerde Hint bilim ve kültürünün önemli etkileri belirlenebilir.

A) Kültürü güçlü olan toplumlar diğer toplumları daha kolay etkiler. B) Felsefi düşünce öncelikle Pers kültüründe görülmüştür. C) Hint kültürü Pers kültürünü egemenliği altına almıştır. D) Toplumlar diğer toplumların düşünce ve kültür dünyasından etkilenirler. E) Her düşünce ve kültür, eskisine göre daha güçlüdür. 10. Bir ırmağa iki kez giremezsiniz, çünkü her girişinizde yeni sular gelmiştir. İnsanda bu ırmaktaki su gibi sürekli değişir. İkinci kez ırmağa girdiğinizde başkalaşım geçirmişsinizdir. Bu durum özdeş olanın, karşıtına dönüşmesi şeklinde gerçekleşen bir değişimdir. Bu açıklamadaki değişim felsefede aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) İroni (Alay)

B) Maiotik (Doğurtma)

C) Aposteriori

D) Apriori



E) Diyalektik

11. “Her tehlike için, kişiyi ölümün elinden kurtarabilecek pek çok yol vardır, yeter ki o kişinin her şeyi söyleyebilecek ya da yapabilecek kadar ar damarı çatlamış olsun! Bundan, yani ölümden, o kadar da zor değil kaçıp kurtulmak, çok daha zor olan kötülükten kaçıp kurtulmaktır. Zira, o daha hızlı koşar ölümden. Ben, yaşlı ve yavaş biri olarak daha yavaş tarafından yakalandım, suçlayıcılarım ise becerikli ve hızlı olduklarından daha hızlı olan kötülük tarafından yakalandılar. Ben şimdi sizin tarafınızdan idam cezası hükmü giydirilmiş olarak ayrılıyorum aranızdan, onlar ise hakikat tarafından fesatlığa ve adaletsizliğe mahkûm edilmiş olarak..” Sokrates’in savunmasından alına bu metne göre Sokrates’in yaşam ilkesi aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Ölçülü olmak

C) Felsefi düşünce mirasına pek çok millet ve kültür katkıda bulunmuştur.

B) Kendini bilmek

D) Felsefenin menşeinin araştırılması anlamsızdır.

C) Toplumsal faydaya göre hareket etmek

E) Felsefedeki önermeler ve kavramlar felsefenin menşei bakımından önemlidir.

D) Bencil insan doğasının isteklerine göre davranmak E) Hazlardan uzaklaşıp, orta yolu bulmak

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

5

12. Sınıf (B) Felsefe

MS 2.Yüzyıl - MS 15.Yüzyıl Felsefesi - 1 1. Gazali’ ye göre akıl hakikatin tümünü değil, belli bir kısmını bilebilmektedir. Hakikatin tümü ise aklı aşan bir durumdur. Akıl, hakikate değil ama kendi sınırları içerisindeki bilgiye ulaşabilme imkânına sahiptir. Hakikat hiçbir şekilde aklın kendi kavrayış sınırı ile sınırlandırılabilecek bir şey değildir. Bütün varlığın zemini olan ontolojik gerçeklik yani hakikat aklı da aştığı için, rasyonel düşünceye kapalıdır.

4. Orta Çağ Avrupa’sına baktığımızda kilise ve din adamları Hristiyanlığa ve İncil’e uymadığı gerekçesiyle her türlü bilimsel çalışmaya karşı çıkmıştır. Hatta bu bilimsel çalışmaları yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmıştır. İşte bu yüzden Orta Çağ’ın diğer ismi “karanlık çağ” olmuştur.

Buna göre hakikat akıl ilişkisi Gazali’ye göre en genel anlamda nasıl ifade edilir?

A) Din, bilimsel çalışmaları etkilemiştir. B) Bilim insanı bilim yapabilmek için uygun ortamı bulamamıştır. C) Orta Çağ Avrupa’sında bilimsel çalışmalar tamamen durmuştur. D) Bilimin bugünlere gelmesinde bazı bilim insanları ağır bedeller ödemiştir. E) Orta Çağ Avrupa’sında kilise ve din adamları bilimin

A) Akıl, sınırlı bir varlık olduğundan hakikati kavrayamaz. B) Mutlak bilgiye ulaşmada akıl yeterlidir.

E) Tanrı rasyonel bir varlıktır.

2. Farabi’ye göre, Tanrı varlığını kendisinden başka hiç bir şeye borçlu olmayan zorunlu varlıktır. Mümkün varlıkların varlığa gelme nedeni ise zorunlu varlıktır. Mümkün varlıklar Tanrı’dan sudur(taşma) eder.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Töz Tanrı'dır. B) Tanrı, özü gereği zorunludur. C) Farabi idealizmin temsilcisidir. D) Varlık hem madde hem düşüncedir. E) Mümkün varlıklardaki nedensellik zinciri Tanrı’da

son bulur.

3. Farabi var olan her şeyin Tanrı’nın bir yansıması, ondan zorunlu bir taşmanın sonucu ortaya çıktığını ileri sürer. Tanrı özü itibariyle akıl olduğundan ondan taşan şeyler de akılsaldır. Böyle olduğu içindir ki insan akılla gerek var olanların gerekse de Tanrı’nın bilgisine erişebilir. Doğru ve erdemli bir yaşam işte bu bilgiye uygun bir yaşam olacaktır.

Buna göre Farabi, erdemli yaşamın ilkelerini aşağıdakilerin hangisinde bulmaktadır? A) İnsansal ilişkilerde B) Metafizik alanda C) Ödev duygusunda D) Doğal koşullarda E) Koşulsuz buyrukta

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

C) Sezgiyle hakikat kavranamaz. D) Akıl Tanrı’yı bilime aracıdır.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?



önündeki en büyük engel olmuşlardır.

5. Evrende birbirinden farklı o kadar çok varlık var ki. İnsanın bu varlıklardan birini sevmemesi onu yaratana bir saygısızlıktır. Her şeyi yaratan Allah olduğuna göre, Allah’ın yarattığı bir şeyi nasıl sevmeyiz . İşte bu nedenle “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü”.

Yunus Emre’nin düşüncesine dayandırılarak yazılmış bu parçadan yola çıkarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bir yaratıcının olduğuna B) Yaratılanların çeşitlilik gösterdiğine C) Sevginin kaynağının yaratıcı olduğuna D) Yaratılanın, onu var edene duyulan sevgiden dolayı sevildiğine E) Sevginin yaratan tarafından yaratılanlara eşit dağıtıldığına

6. Orta Çağ Avrupa’sında birçok alanla birlikte felsefe de dinin yani kilisenin egemenliği altına girmişti. Felsefe dinin çizdiği sınırlar içerisinde dolaşıyor ve dini temellendirmeye çalışıyordu. Dinin egemenliğini güçlendirmek için elinden geleni yapıyordu.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisine kesinlikle ulaşılamaz? A) Orta Çağ'da felsefe ve din aynı amaçlara hizmet etmiştir. B) Felsefe, tarihte farklı amaçlara hizmet etmiştir. C) Orta Çağ Avrupa’sında din adamları felsefeyi yaygınlaştırmaya çalışmışlardır. D) Orta Çağ’da felsefe dinin bazı sorularına cevaplar aramıştır. E) Orta Çağ Avrupa’sında felsefenin temel konusu din olmuştur.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

5

12. Sınıf (B) Felsefe

MS 2.Yüzyıl - MS 15.Yüzyıl Felsefesi - 1 7. İbn Rüşd’e göre tabiat da her şey insanla uyumludur. Ateş, hava, su ve toprak insan varlığına uygundur. Bu uygunluğu sağlayan varlık yaratıcıdır.

10. Gazali’ye göre duyular aldatıcı, akıl ise çelişkili yargılar verebildiğinden yanıltıcıdır. Gerçeğin bilgisine ulaşmanın tek yolu inançtır. Tanrı’nın bilgisine yine Tanrı’nın insana vermiş olduğu bir yetiyle; kalp gözüyle ulaşılabilir.

Bu görüş İslam felsefesinde aşağıdaki delillerden hangisi ile isimlendirilir? A) İnayet

B) İhtira

C) Hüdus

D) Ontolojik







Buna göre aşağıdakilerden hangisi Gazali için söylenebilir? A) Hakikatin bilgisi fenomenlerin içinde saklıdır. B) Hakikati kavramanın yolu sezgidir.

E) Düzen ve amaç

C) Tüm bilgiler doğuştan insanda bulunur. D) Kesin, genel geçer ve doğru bilginin kaynağı akıldır. E) Duyu verilerinin akılla işlenmesi doğru bilgiye giden



Buna göre aşağıdakilerden hangisi Erdemli Şehir’in özelliklerinden olamaz? A) Toplumun Allah'ın iradesine uygun davranması B) Yöneticilerin retoriğin inceliklerini bilmesi C) İnsanların mutluluğunun amaçlanması D) Bilge ve adil yöneticilerin varlığı E) Dünyevi ihtiyaçların öncelenmesi

9. Avrupa Orta Çağ'da, dogmatik düşünce yapısının etkisiyle bilim, felsefe, teknik ve sanat gibi alanlarda bir durgunluk dönemi geçirdiğinden 5. ve 10. yüzyıllar arasında bu alanlarda önemli gelişmeler olmamıştır. İslam dünyasında ise bilim ve felsefede önemli gelişmeler olduğu için bu dönemi verimli geçirmiştir.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilimsel ilerlemeler birikimsel bir süreçtir. B) Felsefe, bilim ve sanatın yol göstericisidir. C) Bilim ve felsefe her dönem birbiriyle karşılıklı ilişki

içerisinde olmuştur.

D) Bilimsel çalışmalar çağın düşünsel, toplumsal ve siyasi koşullarından etkilenir. E) Bilim ve felsefenin eleştirel bakış açısı Orta Çağ'da

en üst seviyeye ulaşmıştır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Farabi “El Medinetü'l Fazıla(Erdemli Şehir)” isimli eserinde toplumun mutluluğunu bilgili ahlaklı, adaletli devlet adamlarına bağlar. Devleti yönetenler güzel konuşmalı ve kendini halkın mutluluğuna adamalıdır. İnsanlar hayatın aldatıcı zevklerini yaşam tarzı haline getirdiğinde Allah’ın varlığı hakkındaki gerçeği kaybederek cahil şehir toplumunu oluşturur.

yoldur.

11. Mevlana’ya göre iyiyle kötü ayrılmaz bir bütündür. Her iyinin içinde bir kötü; her kötünün içinde bir iyi vardır. İyiliği ve kötülüğü bünyesinde barındıran insanoğlu da zaaflarına yenik düşerse kötülük yapabilir. İyilikse yalnızca bilgiyle temellendirildiğinde açığa çıkar.

Mevlana’nın bu öğretisine göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) İyi ve kötü iç içedir. B) Kötülük cehaletten kaynaklanır. C) İyi eylemlerin temelinde bilgi vardır. D) İyilik bilge insanın davranışlarında açığa çıkar. E) İnsanın eylemlerinin temelinde yer alan ahlaki

yargılar görelidir.

12. Türk-İslam filozofu Farabi, devleti, erdemli şehir ve erdemsiz şehir olarak ikiye ayırır. Erdemli şehir; iş bölümü ve sosyal dayanışmanın, hukukun ve sosyal adaletin tam olarak uygulanması için, bilge ve ahlaki erdemleri ilke edinmiş bir kişi tarafından yönetilmelidir. Platon ise; “Devleti kim yönetmelidir?” sorusuna, “filozoflar” diye cevap verir. Çünkü filozoflar, yönetimi en iyi bilen insanlardır. Bu anlamda en zor eğitimden başarıyla çıkan filozoflar kral olmalı ve ülkeyi yönetmelidir.

Bu iki düşünüre göre, ideal bir devletin yöneticilerinde bulunması gereken temel nitelikler aşağıdakilerden hangileri olmalıdır? A) Erdem, bilgelik

B) Adalet, merhamet

C) Ölçülülük, fazilet

D) Bilgelik, cesaret





Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

E) Erdem, ileri görüşlülük

6

12. Sınıf (B) Felsefe

MS 2.Yüzyıl - MS 15.Yüzyıl Felsefesi - 2 1. “Devlet, toplumun haklarını mı, yoksa bireyin hakkını mı koruyacaktır?, Devlet için fertlerin feda edilmesi doğru mudur?, Devletin toplumsal ilişkileri düzenleme amacı ne olmalıdır?...” Bu sorulara ilişkin Batılı filozoflar kadar, İslam bilginlerinin eserleri ve devlet içindeki etkinlikleri de, güçlü ve adil yönetimlerin oluşmasına kaynaklık etmiştir. Yusuf Has Hacip “Kutadgu Bilig”, Farabi “El Medinetü’l Fazıla”, Gazali “Nasihat-ül Mülük”, Maverdi “El Ahkâmmü’s Sultaniye”, İbni Haldun “Mukaddime” gibi eserlerle adil devletin temel prensiplerini ortaya koymuşlar ve Batı filozoflarına ilham kaynağı olmuşlardır.

B) İslam coğrafyasında, batı kökenli siyasetin etkisi

fazladır.

C) İslam dünyasında siyaset felsefesi, batıdan daha

çok gelişmiştir.

D) Türk-İslam bilginleri değerli eserleri ile batının

düşünürlerini etkilemiştir.

E) Batıda siyaset felsefesi, kendi toplumsal

değişimlerine göre şekillenmiştir.

2. Orta Çağ Avrupa’sında bilimsel etkinlikler skolastik düşüncenin etkisi nedeniyle durma noktasına gelmiş, bilim kilisenin kontrolüne girmiştir. Diğer taraftan İslam dünyasında 8. ve 12. yüzyıllar arasında bilim çok parlak bir dönem geçirmiştir. Bu dönemde Harezmî; aritmetik ve cebir astronomi ve coğrafyada, Biruni; astronomi, jeoloji, matematik, fizik, coğrafya ve tarihte; İbn-i Sina ise tıpta önemli çalışmalar ortaya koymuştur. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilimin ilerleme sürecinde kimi zaman kesintiler yaşanmaktadır. B) Bilim evrensel bir etkinlik olarak farklı coğrafyalarda

yürütülebilmektedir.

C) Bilimsel çalışmalar günümüzde teknolojinin imkânlarına da başvurmaktadır.

Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Felsefe, tarihsel sürecinde dönem dönem din ile etkileşim içine girmiştir. B) Felsefe, toplumun değer yargılarından bağımsızdır. C) Felsefe, ilk zamanlar metafizik kavramları ele almıştır.

Bu parçada anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) İslam filozofları siyaset felsefesinin kurucularıdır.





MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü



3. Felsefe, İlk Çağ'da Yunan mitolojisi, doğa olaylarını açıklamada yetersiz kaldığından dolayı Tanrısal açıklamaları eleştirmesine karşın, Orta Çağ'da dine çok yaklaşmıştır. Orta Çağ'da felsefe, hem İslam dünyasında hem de Hristiyanlıkta dinsel inançları temellendirmek için kullanılmıştır.

D) Felsefenin amacı dinsel inançları sorgulamaya hizmet etmek olmalıdır. E) Felsefe, evrende bütün olup bitenleri akla dayalı

açıklama amacında olmuştur.

4. Aristoteles’in ilk neden görüşü etkisi ile Aquinalı Thomas tarafından öne sürülen bu kanıta göre; her şeyin bir nedeni olduğu fikrine dayanarak evrende var olan bütün varlıkların kendinden önce gelen bir varlık nedeniyle var olduğu düşünülür. Geriye doğru gidildiğinde mantıksal olarak bir ilk varlığın olması gerektiğini ve o varlığın Tanrı olduğunu öne sürer.

Bu parçada Tanrı’nın varlığına yönelik kanıtlardan hangisi üzerinde durulmaktadır? A) Ontolojik kanıt B) Kozmolojik kanıt C) Ahlaki kanıt D) Düzen kanıtı E) Teleolojik kanıt

5. Farabi’ ye göre, zihnimizin dışında var olan ilk varlık gerçek ve asıl varlıktır. O, her şeyin ilk sebebi, ezeli ve ebedi, maddesiz ve şekilsiz olandır. Özü itibariyle saf akıl ve saf mantıktır.

Buna göre, Farabi’nin varlık görüşü ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Töz, Tanrı’dır.

D) Bilim uygun toplumsal koşulların olduğu medeniyetlerde gelişme imkânı bulur.

B) Varlığı idea olarak kabul eder.

E) İnsanın bilme merakı birçok engele rağmen varlığını

D) Gerçek varlık, soyut ve cisimsizdir.



E) İlk varlık tüm varlıkların var olma nedenidir.

farklı koşullarda sürdürür.

C) İlk varlık, olgusal dünyaya içkindir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

6

12. Sınıf (B) Felsefe

MS 2.Yüzyıl - MS 15.Yüzyıl Felsefesi - 2 9. İslam felsefesi MS 7-12. yüzyıl arasında İslam dininin kabul gördüğü, bünyesinde farklı milletlerin bulunduğu geniş bir coğrafyada ortaya çıkmış ve yayılmıştır.

6. İbni Haldun “Mukaddime” adlı eserinde asabiyet kavramı üzerinde durur. Asabiyet kabileyi veya topluluğu bir arada tutan, düşmanlara karşı koymada birlik ve beraberlik sağlayan bir güçtür. Devletlerin bir organizma gibi doğup, gelişip öldüğünü yani yıkıldığını düşünen İbni Haldun’a göre, devleti dağılmaktan koruyan güçlü asabiyet duygusudur. Başka bir deyişle asabiyet zayıflığı devleti yıkılmaya sürükler.



Bu açıklamadan hareketle İslam felsefesi için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Akıl ile imanı uzlaştırmaya çalışmıştır. B) Belli bir topluma özgü değildir.

Bu parça İslam felsefesinin aşağıdaki problemlerinden hangisi ile ilgilidir?

C) Antik Yunan felsefesinden etkilenmemiştir.

A) Yaratıcının varlığını kanıtlama

E) Tümeller problemi belli başlı problemleri arasında yer alır.

D) Toplumsal yaşama yönelik problemleri ele almıştır.

C) Toplumsal yaşam D) Bilgi E) Ruhun ölümsüzlüğü

7. Yaratılmış her varlığı sevmek gerektiğini söyleyen Anadolu bilgeleri için insanı sevmek iyi, sevmemek kötüdür. İyilik yapmak, hoşgörülü olmak, Tanrı’ya giden yolda en önemli değerlerdir. İnsanı sevmek Tanrı’yı sevmektir.

Anadolu bilgelerine ait olan bu görüşler aşağıdaki sözlerden hangisiyle en doğru şekilde ifade edilmiştir? A) Hoşgörüde akarsu gibi ol. B) Doğruluk seni bulmaz, sen eğri isen. C) Yaradılanı sevdik, yaradandan ötürü. D) Kibir bele bağlanan ağır bir taş gibidir. E) Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) İrade özgürlüğü 10. Anselmus, Tanrı’nın varlığını “Tanrı” kavramından çıkarır. Ona göre bu kavramı bir varlık için kullanıyorsak, o gerçekten vardır. Tanrı kendisinden daha büyük ve yetkin olan bir varlığın tasarlanamayacağı varlıktır. Descartes ise Tanrı’yı “mükemmel varlık” olarak düşünür ve Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalışır.

Verilen düşünürler, Tanrı’nın varlığına ilişkin aşağıdaki kanıtlardan hangisine dayanmaktadır? A) Ahlaki kanıt

B) Ontolojik kanıt

C) Kozmolojik kanıt

D) Düzen kanıtı





E) Amaçlılık kanıtı

11. İbni Haldun’a göre devlet, toplumsal bir varlık olarak birarada yaşamak zorunda olan insanlar arasında saldırı ve zulümleri önlemek için kurulmuş bir müessesedir. Eğer ortada uyuşmazlıkları önleyecek bir erk olmazsa çatışmalar insanlığın yok olmasına neden olabilir. Bu ihtiyaçları karşılayabilecek üstün bir otoriteye sahip olan kurum ise devlettir.

İbni Haldun’un bu görüşünden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Devlet toplumun devamı için gerekli olan zorunlu bir

8. Aşağıdakilerden hangisi Hristiyan felsefesinin özellikleri arasında yer almaz? A) Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır. B) Akıl yoluyla dinin temellendirmesi yapılmaya çalışılmıştır.



güçtür.

B) Devlet, mutlak bir güç olarak sınırsız yetkilerle donatılmalıdır. C) Devlet, insanların sosyal, psikolojik ve biyolojik ihtiyaçlarını karşılar.

C) İnancın bilgiyi mümkün kıldığı düşüncesi egemendir.

D) Devlet insanların kendi aralarında yaptıkları bir sözleşmeyle kurulmuştur.

D) Felsefede yeni yöntemlerin kazanıldığı bir dönemdir.

E) İnsan, hak ve özgürlüklerini kendi iradesi ile tek taraflı

E) Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalışmışlardır.



olarak devlete devretmiştir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

7

12. Sınıf (B) Felsefe

15. Yüzyıl - 17.Yüzyıl Felsefesi - 1 4. Locke, pınardan akan suyun ayrı ayrı her bir kişiye ait olmasına rağmen, testideki suyun sadece testiyle su çekene ait olduğunu savunur. Emek, suyu eskiden müşterek ve eşit biçimde çocuklarına ait olduğu doğanın ellerinden alarak çıkarmış ve böylece emekçi, suyu kendisine edinmiştir. Kişi bunu artık dilediği gibi kullanabilir.

1. Hayali ve var olmayan şeyleri ele alıp bunları gerçek problemleri çözmek için kullanabilme becerisi Thomas More’un yaşadığı döneme özgü bir yenilikti. O bu yeniliği soyutlama aleminden alarak siyasi ve toplumsal dünyaya taşıdı. More yaşadığı dönemde bu dünyaya yeni pencereden bakmayı “hiçbir yerde “ anlamına gelen Ütopya adını verdiği çalışmasının başlığıyla ifade etti.



Buna göre More’un “bakış açısını” aşağıdaki sorulardan hangisi belirlemiştir?

A) Bireylerin doğaya uygun yaşamaları gerektiği

A) Bürokrasi gerekli midir?

B) Üretim araçlarının devletin tekelinde olması gerektiği

B) Sivil toplum ne demektir?

C) Bireyin çıkarları ile toplumun çıkarlarının aynı olduğu

C) İdeal devlet düzeni olabilir mi? E) Evrensel ahlak yasası mümkün müdür? 2. Hobbes’a göre insan doğası gereği bencil bir varlıktır. Sürekli kendi çıkarları peşinde koşar. Durum böyle olunca güçlü zayıfı ezmeye başlar ve bazı bireylerin mal ve can emniyeti tehlike altına girer. İnsanların birbirlerine zarar vermelerini engellemek için ortak uzlaşı ile devlet denen yapı kurulur. Hobbes’un bu düşüncesinden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Devlet yapay bir kurumdur. B) İktidar olmak için her yol denenebilir. C) Devlet güçlülerin egemenliğindeki bir kurumdur. D) Ekonomik çıkarlar toplumun huzurunu bozmaktadır. E) İnsan kendi çıkarlarını arka plana atabilen bir varlıktır. 3. Bir toplumun temelini oluşturan şey o toplumun üyelerinin geçmişte veya şimdi; dolaylı veya açık bir şekilde dile getirdikleri rızaları değilse nedir? Öyleyse işe insanın en doğal haliyle veya Hobbes’un deyimiyle savaş, Locke’un deyimiyle barış, Rousseau’nun deyimiyle ise inzivaya çekilmekle başladıktan sonra, insanın kendi rızasıyla, toplumsal bir sözleşme sürecine varıldığı görülmektedir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) İnsanların özgürlüklerinden doğan özel mülkiyetin

D) Bireyin temel hakları nelerdir?



Locke’un bu düşüncesi aşağıdaki ifadelerden hangisi ile uygunluk gösterir?



varlığı

E) Üretim faaliyetlerinin toplum yararı gözetilerek yapılması gerektiği

5. Locke’a göre çocuk, tatlının acı olmadığını çelişmezlik ilkesinin zihnindeki varlığından değil, tecrübe ederek öğrenir. Mantığın temelinde yer alan bu genelgeçer ilkeler doğuştan var olsaydı, çocuk tecrübe etmeden önce bu ayrımı yapabilirdi.

Locke’un bu görüşünden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Bilgilerimizin kaynağı akıldır. B) Bütün bilgilerimiz doğuştan gelir. C) Bilgilerimiz zamanla değişir. D) Bilgilerimiz yaşantılar sonucu öğrenilir. E) Bilgilerimiz sezgisel akıl yoluyla kazanılır.

Buna göre “toplumların devlet olma” sürecini en iyi ifade eden yargı aşağıdakileden hangisidir?

6. Descartes’e göre ruhun öz niteliği düşünmedir. Maddenin temel niteliği yer kaplamadır. Ruh ile madde birbirinden özce farklı olan ve birbiriyle uzlaşamayan iki cevherdir.

A) Devlet sonradan insanların ortak iradelerinin biraraya





gelmesiyle ortaya çıkmıştır.

Buna göre Descartes’in dualizmi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

B) Devlet güçlü olanların kurduğu baskı ile ortaya çıkmıştır.

A) Varlığın ruh ve madde olarak ayrı iki yönü vardır.

C) Devlet fikri farklı toplumların ürünüdür.

C) Asıl varlık ruhtur.

D) İnsanlar ve devlet hep var olmuştur.

D) Maddenin varlığı ruha bağlıdır.

E) Bir toplumun temeli eşitlik fikridir.

E) Maddenin öz niteliği düşüncedir.

B) Ruh-madde aynı niteliklere sahiptir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

7

12. Sınıf (B) Felsefe

15. Yüzyıl - 17.Yüzyıl Felsefesi - 1 10. Hobbes “Yoksula yardım ettim, çünkü bu onu sevindirdi; onun sevindiğini görmek de beni mutlu etti.” der.

7. Hobbes’a göre her varlık cisimdir ve cisimdeki her olay bir harekettir. Ruh da bir cisim olduğuna göre, algılarımızın, duygularımızın ve düşüncelerimizin temelinde maddi hareketler vardır.



Buna göre aşağıdakilerden hangisi Hobbes’un varlık görüşüyle kesin olarak bağdaşmaz?

A) Ahlaki değerler B) Öz çıkarını korumak

A) Ruhsal ve cisimsel varlıklar mekanik hareket kanunlarına bağlıdır.

C) Güç ve güvenlik aramak D) Ötekilere karşı sorumluluk

B) Varolan duyusal yoldan algılanabilendir.

E) Kendi varlığını toplum için feda etmek

C) Cisimler varolanların temelini oluşturur. D) Ruhsal olayların temelinde madde bulunur.

A) Rasyonalizm

B) Realizm

C) Materyalizm

D) Düalizm





E) İdealizm

9. Hobbes’e göre insan doğası gereği bencildir. Her şeyde olduğu gibi ahlakta da egemen olan “çıkar”dır. Bu nedenle insanın iştah ve isteğinin konusu her ne ise, onun kendisi adına “iyi” diye adlandırdığı şey de odur.

Buna göre Hobbes için “iyi” nin ne olduğunu belirleyen aşağıdakilerden hangisidir? A) Erdem B) Kişisel çıkar C) Akıl ve bilgelik D) Bilinçli olmak E) Arzular

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Varolan her şeyin öz’ü ruhtur.

8. Varlığın “ruh ve madde” olarak ikili bir yönü olduğunu; “ruh”un temel eyleminin düşünme, “madde”nin temel eyleminin de yer kaplama olduğunu öne süren görüş aşağıdakilerden hangisidir?

Buna göre Hobbes için ahlaki eylemin temelinde aşağıdakilerden hangisinin bulunduğu söylenebilir?

11. Descartes’a göre insan yetkin olmayan varlıktır. Ancakyetkin olmayan insanın zihninde “yetkin varlık” düşüncesi bulunmaktadır. İnsan kendi kendine yetkin varlık düşüncesini koyamaz. Çünkü insan yetkin varlık değildir. O hâlde insana bu düşünceyi bir yetkin varlık vermiştir. Bu varlıkta Tanrı’dır.

Tanrı’nın varlığına ilişkin verilen bu açıklama aşağıdaki kanıtlardan hangisine dayanmaktadır? A) Ontolojik kanıt B) Kozmolojik kanıt C) Ahlaki kanıt D) Psikolojik kanıt E) Teolojik kanıt

12. Rönesans’ın doğuşuyla Orta Çağ sonrası adeta unuttuğumuz “insan”ın yeniden keşif süreci başlamıştır. Bu süreç yeni bir insan tanımını, yeni bir hayat duygusunu ve yeni bir dünya görüşünü ortaya çıkarmaya başlamıştır. İnsan temelli bu “yeni hayat”, günlük yaşamı etkileyip değiştirmekle birlikte, siyaset felsefesinde de radikal dönüşümler yaratmıştır. Artık yazılan ve konuşulan her şeyde özgürlük, adalet ve eşitlik kavramları öne çıkmaya başlamıştır. Ortaya çıkan talepleri karşılamak için elbette yönetim sistemleri de ya kendini bu sürecin gereklerine teslim etmiş ya da yok olmak zorunda kalmıştır.

Bu parçada anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Rönesans, siyaset felsefesi için bir başlangıç noktasıdır. B) Siyaset felsefesi ortaya attığı fikirlerle, bilimleri etkilemiştir. C) Yönetim biçimlerindeki değişimler, ekonomik yapıyla doğrudan ilişkilidir. D) İnsan var olduğu süreç içinde ideal düzen arayışıyla ütopyalar üretmiştir. E) Rönesans ile birlikte özgürlük ve adalet talepleri yönetim şekillerini etkilemiştir.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

8

12. Sınıf (B) Felsefe

15. Yüzyıl - 17.Yüzyıl Felsefesi - 2 1. Descartes’a göre doğruluk, hiçbir kuşkuya ve yanlış anlamaya yer vermeden, hem bize kendisini zorla kabul ettiren, zorunlu olarak bilincine vardığımız hem de kendisini diğer bilgilerden ayırdığımız bilginin özelliğidir.

4. Bir parça mumu yanmakta olan bir ateşin hemen yanına koyduğumuzu düşünelim. Mum yavaş yavaş eridikçe, muma ait tüm duyusal özellikler değişim geçirir. Bu durumda rahatlıkla şunu söyleyebiliriz; algılarımız aracılığı ile nesneden aldığımız bilgi, sürekli bir değişim halindedir. Nesneye ait özellik sürekli değişirken, biz yine de belli bir nesneye bakmaya devam ettiğimizi düşünürüz. Nesnenin, değişimler geçirmesine rağmen aynı nesne olduğu bilgisi gözlemsel deneyimlerimiz aracılığı ile öğrendiğimiz bir şey değil; doğuştan sahip olduğumuz bilişsel bir durumdur.

Buna göre Descartes, bilginin doğruluğunu aşağıdakilerden hangisine dayandırmaktadır? A) Yararlı olmasına B) Açık ve seçikliğine C) Gerçeklikle uygunluğuna



D) Diğer bilgilerle uyumlu olmasına

2. İlk ve Orta Çağ boyunca felsefenin temel problemi metafizik olmuştu; önce varlığın neliğini sorgulayan filozoflar daha sonra onun bilgisinin nasıl edinileceği konusunu ele almışlardı. Bu durum modern felsefeyle tamamen değişmiştir; bilimdeki gelişmelerden etkilenen ve bilimi temellendirmeye çalışan modern filozofların temel konusu artık bilginin kendisi olmuştur.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe bilimsel gelişmelerle kesin bilgiye ulaşmıştır. B) Felsefenin temel konusu her zaman için ontolojidir. C) Bilimsel gelişmeler varlığa farklı yaklaşımları doğurmuştur. D) Modern dönemde felsefenin öncelikli konusu epistemoloji olmuştur. E) Tarihsel süreç içerisinde felsefenin konuları değişmemiştir.

3. Descartesçı şüphe iyimser ve kahramanca bir şüphedir, o felsefe binasının inşa edilmesinden önce gelen bir alan temizlemedir; ilk hareket noktasıdır. Yeni bir felsefe kurmak için daha önceki bütün bilgilerin iradi olarak bir yana bırakılması, yok sayılmasıdır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Çoğunluk tarafından kabul edilmiş olmasına

A) Şeylerin doğası kavranamaz olduğundan bunlara

B) Nesnel doğrular yoktur; tüm bilgi şüpheyle karşılanmalıdır. C) Şüphe, doğruya ulaşmanın hizmetine sunulmuş bir

yöntemdir.

D) Duyulara dayalı bilginin yanıltıcılığı nedeniyle doğru

bilgiye ulaşılamaz.

E) Zihin bilgileri tasdik etme veya inkar etme gücüne sahip olmadığından her şey şüphe ile karşılanmalıdır.

ilişkin hiçbir yargıda bulunmamalıyız.

B) Algılar değişenin bilgisini, akıl ise değişimin ardında

değişmeden kalanın bilgisini verir.

C) İnsan ruhunda gizli olarak bulunan bilgiler, doğru

sorularla açığa çıkartılmalıdır.

D) Algılar yanıltıcı olduğundan tüm bilgimiz görelidir. E) Mutlak bilgi, tümellerin bilgisini anımsamadır. 5. Descartes’a göre hem duyularımız hem de aklımız bizi yanıltabilir. Bu nedenle hayatımızda bir kez olsun her şeyden şüphe etmek gerekir. Bu şüphe, kendisinden kuşku duyulmayacak kadar apaçık bilgiye ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu kesin bilgiye ulaşınca şüphe sona ermektedir.

Buna göre Descartes’la ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Kendisinden şüphe edilemeyecek kadar apaçık bilgiler vardır. B) Kendisinden şüphe edilemeyecek mutlak bir bilgi

yoktur.

C) Şüphe, kesin bilgiye ulaşmada bir yöntemdir. D) Duyular doğruluğun tanığı olamaz. E) Şüphe, gelip geçici bir araçtır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Şüphe, insana iyimser ve sarsılmaz bir ruh hali sağlar.

Descartes’in verdiği bu örnekten hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

6. Metodik şüphe yöntemi üzerinden varlık anlayışı oluşturan Descartes, önce düşüncenin varlığına, daha sonrada bedenin varlığına ulaşır. O’na göre, evrende görülen bütün varlıklar, düşünce/ruh ve beden/madde birlikteliğinden ibarettir.

Buna göre Descartes’ın varlık anlayışını aşağıdaki kavramlardan hangisi ifade eder? A) Sensüalizm

B) Düalizm

C) Plüralizm

D) Monizm





http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

E) Sembolizm

8

12. Sınıf (B) Felsefe

15. Yüzyıl - 17.Yüzyıl Felsefesi - 2 7. Spinoza’ya göre özgür bir ruh kararlarını akıl yoluyla alır. Ahlaksal yaşam aklın tutkulara karşı savaşıdır. İnsanı özgür olmayıştan özgürlüğe yükseltme olanağı ancak ahlaksal yaşamda bulunur. Tutkular insanı köle yapar, insan düşünme halindeyken özgürdür.

10. Felsefe tarihinde bazı düşünürlerin toplum tasarımları kurguladıklarını görmekteyiz. Thomas More’un “Ütopya”sı, Campanella’nın “Güneş Ülke”si yeryüzünde gerçekleşmesi mümkün olmayan devlet tasarımları üzerine yazılmış eserlerdir.





Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Özgürlük bir bilinç gerektirir. B) Özgürlük ahlaksal yaşamla mümkündür. C) Ahlaki yaşamın önündeki engel tutkulardır. D) Akılla tutkuları yenmek ahlaksal yaşamın amacıdır. E) İnsan tutkularını yaşadıkça özgürlüğünü gerçekleştirir.



Hobbes’un görüşünden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Evrensel bir ahlak yasası yoktur. B) İnsan özgürlüğü evrensel bir değerdir. C) Ahlaki değerler insandan ve toplumdan bağımsız olarak vardır. D) Bir eylemin değerini, en çok sayıdaki insan için en çok yararı belirler. E) İnsanın özgürlüğü tutkularını yenmesiyle sağlanabilir.

9. Bazı düşünürler, toplumsal düzen yozlaştığında ve bireyin gereksinimlerini karşılayamaz hâle geldiğinde, haksızlıkları giderecek, sorunları ortadan kaldıracak ideal toplum düzenleri tasarlamışlardır. Düşünürlerin adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramlar üzerine tasarladıkları bu devlet düzenine ütopya adı verilir.

Buna göre ütopyalar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Var olan devlet anlayışlarına ilişkindirler. B) Ahlaki değerlere daha çok önem verirler. C) Devlet düzenini reddeden anlayışa sahiptirler. D) Zaman içinde gerçekleşmeleri umut edilir. E) İnsanları korkutan baskıcı yönetimlerin oluşumu amaçlanır.

A) İnsanların yaşam standardını yükseltme isteği B) Toplumda kültürler arasındaki çatışma C) İdeal bir toplum düzeni kurma hayali D) İnsana verilen değerin artması E) İnsanların özgür olma isteği MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Hobbes’a göre insan, doğası gereği bencil bir varlıktır ve tüm eylemlerinin temelinde ben sevgisi vardır. İnsanın yaşamdaki amacı kendini korumak ve kendi çıkarlarını gerçekleştirmektir. Bunun için başkalarının çıkarlarını görmezden gelerek yalnızca kendi iyiliği ve mutluluğu için davranır.

Filozofları bu tarz bir toplum tasarımına iten temel düşünce aşağıdakilerden hangisi olabilir?

11. İdeal toplum düzeni arayışı siyaset felsefesini her dönem meşgul etmeyi başarmıştır. Bu arayışla üretilen ütopyalar insanlığı ideal topluma ulaştırma amacını taşırken, yönetim biçimlerinin tahlilleri üzerinden ilerlemiştir. Bunu ilk kez sistemli biçimde yapan Platon, devletini matematik ve akıl üzerine kurmuş, insanlığa mutlu geleceği sunmak istemiştir. Sonraki ütopyalarla birlikte “Mükemmel yaşam içinde mutlulukla özgürlük eşit öneme sahip olabilir mi? Yöneten duygularını kullanmadan bir robot gibi yönetilenlere eşitlik ve adalet sağlayabilir mi?...” gibi sorunlar ortaya çıkmıştır. İdeal düzen arayışı ile ütopyaların yarattığı belirsizliklerden ortaya çıkan “distopyalar” ise bu soruların olumsuz cevaplarını ve oluşan korkutucu sonuçlarını göstermek için yazılmıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Distopyalar, ütopyalardan daha çok ilgi görmüştür. B) Ütopyalar, matematiksel yapıya dayalı bir bilimsel mantıkla kurgulanmalıdır. C) Ütopyaların gerçekleşmesi, yöneticilerin bilgili ve yetenekli olmasına bağlıdır. D) Ütopyalar, bugünkü var olan siyasi devlet mekanizmalarını ortaya çıkarmıştır. E) İdeal yönetim biçimi arayışı sonucunda ütopya ve distopya ortaya çıkmıştır.

12. Spinoza’ya göre doğa, sonsuz bütün özleri kapsar. Tanrı da sonsuz ve bütün özleri kapsar. Tanrı ve doğa aynı özelliklere sahiptir. Aralarında hiçbir fark yoktur. Doğa, Tanrı’dır; Tanrı, doğadır.

Spinoza’nın Tanrı anlayışı aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) Materyalizm

B) Agnostizism

C) Deizm

D) Panteizm





Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

E) Politeizm

9

12. Sınıf (B) Felsefe

18.Yüzyıl - 19.Yüzyıl Felsefesi - 1 4. Bir doktor hastasını hayata döndürmek için ameliyata girer. Bütün bilgisini ve becerisini kullanarak hastasını kurtarmak için uğraşır. Ama her zaman sonuç istenilen gibi olmaz. Ne kadar uğraşsa da hastasını kaybedebilir. İ.Kant’ a göre bu doktorun yaptığı eylemler ahlaki olarak iyidir ve bu doktor iyi bir doktordur.

1. Kant’a göre duyular aracılığı ile deneyim sahibi olunan ve zihnin a priori formları ile bilinen fenomenal dünya bilginin konusu olan dünyadır. Ancak fenomenal dünyanın gerisinde ne tür bir gerçeklik olduğu asla bilinemez.

Bu açıklamada Kant, aşağıdakilerden hangisine dair bilginin imkansızlığını dile getirmektedir? A) Varlık

B) Metafizik

C) Duyu

D) Bilim







Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bizi mutlu eden eylemler iyidir. B) Bize haz veren eylemler iyidir.

E) Deney

C) Fayda sağlayan eylem ahlaki bir eylemdir.

2. Kant bir kitabında metafizik için “bu bilim ki, başka her şeyde bilgisiz olan herkes, onda kesin bir yargıda bulunmaya cesaret ediyor, çünkü bu alanda gerçekten de, esaslı olanı boş laftan ayırt edecek kesin bir ölçü yoktur” der.

Bu açıklamada Kant metafiziğin hangi özelliğinden bahsetmektedir? A) Objektif bir bilgi dalıdır. B) Nesnel bir ölçüt yoktur. C) Sınırları iyi belirlenmiştir. D) Evrensel bir ölçüte sahiptir. E) Diğer bilgi dallarından bilimsel olmasıyla ayrılır.

3. Hegel’e göre her şey bir amaç doğrultusunda varlığa geldi. Bu amacı belirleyen geist’tır. Geist başlangıçta soyuttu ama kendini somut olan doğada gerçekleştirdi. Ama doğada geist kendine yabancılaştı. Soyut olan geist artık somuttu. Bu çelişkiden kurtulmak isteyen geist insan aklının ürünü olan devlette, kültürde kendini gerçekleştirerek kendini tanımış olur.

Bu parçada açıklanan süreç aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilir? A) Patristik

B) İroni

C) Skolastik

D) Diyalektik





MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Eylemlerimizin temelinde ödev olmalıdır. E) Yaratıcıya olan sevgimiz bizi iyi eyleme yöneltir.

5. Kant’a göre; “Bir satıcının deneyimsiz bir müşteriyi aldatmaması ödeve uygun bir eylemdir. Yoğun alışveriş yapılan bir dükkanda akıllı bir tüccar da böyle bir şey yapmaz; herkes için genel bir fiyat koyar. Öyle ki küçük bir çocuk bile herkes gibi oradan alışveriş yapabilir. Böylece insanlara dürüstçe hizmet edilmiş olur; ama bu, o tüccarın bunu ödevden dolayı ve dürüstlük ilkelerine dayandığı için yaptığına inanmamız için yetmez…”

Buna göre bir eylemin ödeve uygun olmasının ölçütü aşağıdakilerden hangisidir? A) Topluma hizmet etmesi B) Özgürce yapılmış olması C) Kişisel çıkara dayanması D) Temelinde iyi niyetin bulunması E) Diğer insanların araçsallaştırılmasına

6. Kant, “Bir doğa güzelliği güzel bir şeydir; sanat güzelliği ise bir şey hakkında güzel bir tasarımdır.” der. (Kant, Yargı Yetisinin Eleştirisi)

Bu görüşüyle Kant aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır? A) Doğa güzelliğiyle sanatsal güzelliğin birbiriyle çeliştiğini B) Sanatsal güzelliğin doğa güzelliğinin bir taklidi olduğunu C) Doğada güzel olan bir şeyin sanatta da güzel olacağını D) Hem doğadaki hem de sanattaki güzelin yaratıcı bir

edimin ürünü olduğunu

E) Doğal güzelliğin var olan; sanat güzelliğinin ise oluşturulan bir şey olduğunu

E) Ödev ahlakı http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

9

12. Sınıf (B) Felsefe

18.Yüzyıl - 19.Yüzyıl Felsefesi - 1 10. Hume’a göre nedensellik diye gördüğümüz şey bir olaydan sonra başka bir olayın gelmesidir. Bu iki olay arasında birinin neden diğerinin ise sonuç olduğunu ve aralarında nesnel, zorunlu bir bağ olduğunu bize bildiren bir izlenimimiz yoktur. Sadece olayların art ardalığını görmemizin bizde oluşturduğu psikolojik temelli bir alışkanlık vardır.

7. Stuart Mill; en özgür toplum diye tabir edebileceğimiz toplumsal yapılarda bile istediğimiz gibi davranamayacağımızı ifade etmekte ve bundan yakınmaktadır. Ona göre istesek de istemesek de sonuçta hepimiz bize sorulmaksızın oluşturulmuş belli sınırlar içerisinde kendimizi bulduğumuz egemenliğin biçimlerine uygun biçimde davranmak zorunda kalırız. “Sıcak bir günde konuşmamı mayoyla yapmaya kalksaydım çok tatsız sonuçlarla karşılaşırdım. Ya sahip olduğum kürsümü kaybeder ve yahut hastaneye kapatılırdım. Kendisi dostum olan psikiyatr muhtemelen, benim ona ve topluma göre anormal düşüncelerimi iğnelerle düzeltmeye girişirdi. Bu aslında gerek toplumsal yapıda gerekse özgürlüğüyle övünen İsviçre Üniversitesi’nde bile böyledir.” Bu parçada eleştirilerek anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumsal adalet olmaksızın ideal düzen sağlanamaz B) İdeal devlet düzeninin temelinde eşitlik yer almalıdır. C) Birey ve devlet ilişkisinde esas olan bireyin özgürlüğü olmalıdır. D) Düzenin sağlanması için hukukun üstünlüğünden vazgeçilebilir. E) Egemenlik biçimlerinden en ideal olanı geleneksel

egemenliktir.

8. Kant’a göre bir eylem; bir eğilimden ya da kişisel bir duygudan dolayı değil de, bir ödev bilincinden dolayı gerçekleşmişse ahlaki bir eylem olabilir. Buna göre bir kişi örneğin, bir yoksula kendi içindeki acıma duygusundan dolayı para vermişse bu eylem ahlaki değildir. Ancak aynı kişi, ‘yoksullara yardım etmek gerekir.’ diyen bir ödev bilinciyle yoksula para vermişse, o zaman bu kişinin eylemi ahlaki bir eylem olur.

Buna göre bir eylemin ahlaki değerini belirleyen temel ölçüt aşağıdakilerden hangisidir? A) Eylemin yöneldiği kişinin yoksul oluşu B) Eyleme hangi ilkeden hareketle karar verildiği C) Eylemin sonuçlarının fayda getirecek oluşu D) Eylemin özgür tercihlerle gerçekleşip gerçekleşmediği E) Eylemin toplumun beklentileri doğrultusunda gerçekleşmesi

9. Kant’a göre insanın ahlaklı sayılabilmesi için eylemlerini hiçbir çıkar duygusuna bağlamaması gerekir. İnsan öyle davranmalıdır ki eylemin dayandığı ilke herkes için bir ilke olsun. Herkes eylemlerinde insanı bir araç değil amaç olarak görmelidir.

Buna göre Kant için ahlaki eylemin amacı nedir? A) Tanrının varlığına inanmak B) İnsanı mutlu edecek şeyleri bulmak C) Erdemli eylemler peşinde koşmak D) Eylemleri karşılıksız ödev duygusu ile yapmak E) Bilgilerin kaynağını evrensel ilkelerde aramak

Buna göre nedensellik ilkesi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Aklın apriori bir kategorisidir. B) Olaylar arasında bulunan nesnel bir bağdır. C) Sezgi ile elde edilen apaçık bir fikirdir. D) Psikolojik temelli algısal bir yanılmadır.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü





E) Duyum ve izlenimlerin yarattığı deneyimlerle kazanılır.

11. W. James’e göre şeyler teorik birtakım anlamlarından dolayı doğru ya da gerçek değildir. Bunların gerçek hayatta bir uygulaması, olumlu bir etkisi olmalıdır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Şeylerin kendisi bilinemez. B) Gerçek, akla uygun olandır. C) Edinilen bilgi olgusallıkla örtüşüyorsa doğrudur. D) Şeyler bilinç içeriği haline getirildiğinde özüne ulaşılabilir. E) Şeylere dair bilgimizin doğruluk ölçütü, onun hayatımıza sağladığı yarardır.

12. Comte’a göre sadece olgular konu edilmeli, olguların arkasındaki ilk nedenler ya da özlerle uğraşılmamalıdır. Çünkü bu “öz” ve “ilk neden”ler gözlenemezler; onlar metafizik karakterlidirler. Bilimsel bilginin amacı gözlem ve deneyle olguların bilgisine ve bunlardan hareketle doğa yasalarına ulaşmak olmalıdır. Ancak bu tür bir bilgiyle gelecekteki olayları önceden bilmek ve düzenlemek mümkün olacaktır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi Comte’un görüşleriyle çelişmektedir? A) Metafizik öğeler reddedilmelidir. B) Bilmek önceden görebilmek içindir. C) Olgular arasında değişmez ilişkiler vardır. D) Doğru bilgilere ulaşmak, varlığın özünü kavramakla

mümkündür.

E) Bilim duyumların bize sağladığı olgular arasındaki

ilişkileri araştırmalıdır.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

10

12. Sınıf (B) Felsefe

18.Yüzyıl - 19.Yüzyıl Felsefesi - 2 4. Hegel’e göre varlık tez, antitez ve sentez olmak üzere bir oluş sürecinden geçer. Örneğin bir tohumda bir ağaç ve ağaçta bir elma olma gücü vardır. Tohumdan; yeniden meyvenin içinde tohum olma süreci bir döngüdür.

1. Max Weber, siyaset felsefesinde egemenlik kavramına ilişkin birtakım çıkarımlarda bulunmuştur. Ona göre üç tür egemenlik bulunmaktadır. Bunlar monarşi ve feodal yönetimlerde görülebilen töre ve toplumsal normlara göre şekillenen geleneksel egemenlik; halkın, bir kişinin kahramanlık ve karakterinin gücüne duyduğu itaat ve saygısıyla oluşan karizmatik egemenlik; yönetimin anayasa ve hukuka uygun olarak seçimle şekillendiği rasyonel egemenliktir.



Bu açıklama aşağıdaki felsefe kavramlarından hangisi ile ifade edilir? A) Mayotik

Buna göre Weber’in egemenlik türlerini açıklarken kullandığı ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?

B) Paranteze alma

A) Bireyler arası ilişki biçimi

D) Ödeve uygunluk

C) Diyalektik E) Güçler ayrılığı

C) Sınıflar arası ilişki biçimleri D) Toplumsal kurumların doğası E) Bürokrasinin yönetimdeki etkinliği

2. Aşağıdakilerden hangisi 18. yüzyıl - 19. yüzyıl felsefesinin özellikleri arasında yer almaz? A) Düşünce özgürlüğü desteklenmiştir. B) Akla güven duyulmuş ve akılcı düşünce artmıştır. C) Özgürlüğü engellediği düşüncesiyle siyasi ve dini otoritelere karşı gelinmiştir. D) Aydınlar ve yazarlar sınıfı oluşmuştur. E) Akıl, iman ve inanç gibi konular tartışılmıştır.

3. Öyle hareket et ki; eylemlerinde olabildiğince çok mutluluğu, olabildiğince çok haz ile, olabildiğince çok insan için gerçekleştirebil.











Buna göre Bentham’ın ahlak ilkesi aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilebilir? A) Toplumsal faydacılık B) Ödeve uygunluk C) Bireysel hazcılık D) Ilımlı ortaya uygunluk E) Bilgiye dayalılık





“Bentham”

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

B) İktidarın gücünün kaynağı

5. 18 - 19. yüzyıl sonlarına doğru özellikle Fransız İhtilali’nin etkisiyle aristokrasi rejiminin ortadan kaldırılması, düşünsel alanda duygu ve düşüncenin ideal formlarda ifade edilmesinin sağlayan özgür bir ortam hazırlamıştır. Böylece edebiyatta toplumun bütün sınıflarına hitap eden, duygu ve coşkunun önemli olduğu ve sade bir dilin kullanıldığı bir akım doğmuştur.

Bu parçada ifade edilen akım aşağıdakilerden hangisidir? A) Sembolizm B) Romantizm C) Klasizm D) Realizm E) Natüralizm

6. Hobbes, Locke ve Rousseau gibi bazı filozoflar devletin “toplumsal sözleşme” yolu ile sonradan oluşturulmuş bir kurum olduğunu savunurlar. Devlet kurulmadan önce ise insanların doğa durumu denilen bir durumda yaşadıklarını belirtirler.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi toplumsal sözleşme yapılmasının nedeni olarak gösterilebilir? A) Bir başkasının vereceği zarardan korunmak B) Doğa durumundaki sınırsız özgürlüğü sürdürmek C) Özgür ve eşit yaşam olanaklarını sınırlamak D) Yapay durumun zorunluğunu ön plana çıkarmak E) Yasaların yapıldığı toplum tarafından belirlendiğini kanıtlamak

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

10

12. Sınıf (B) Felsefe

18.Yüzyıl - 19.Yüzyıl Felsefesi - 2 7. Felsefe tarihçileri Berkeley’in idealizminde, gerçekliğin bireyin zihinsel algısına indirgendiğini belirtirler. Berkeley’e göre varlık öznenin algısına dayanır. Oysa Hegel’deki idealizm; akıl, tin ya da zihin denen insandan bağımsız bir gerçekliğe bağlıdır. Bu gerçeklik “Geist” tır.

9. Bir dükkânınız var ve meyve satıyorsunuz. İnsanlar sizden alışveriş yaptığı sürece kibar davranıyorsunuz, para üstünü eksiksiz veriyorsunuz. Çünkü böyle davranırsanız insanların size güven duyacağını, dükkânınıza daha sık gelerek alışveriş yapacaklarını düşünürsünüz. Bu durumda Kant’a göre, iyiyi gerçekleştirmiş olsanız bile, eyleminizin ahlaki bir değeri yoktur.

Buna göre öncelikle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?



A) Varoluş özden önce gelir. B) Varolmak algılanmış olmaktır.

A) Eylemin başka bir amaç için araç olarak kullanılması

C) Hegel’e göre, varlık zihninin yansımasıdır.

B) Evrensel bir ahlak yasasının varlığı

D) Berkeley’e göre gerçeklik insan zihninden bağımsızdır.

C) Ahlaki eylemin kendinde bir amaç olması



Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisidir? A) Erdem doğuştan gelen bir beceri olduğundan öğretilemez. B) Genel kabul gören değer yargıları her insani durumda

geçerli olmayabilir.

C) Bir durumda kötü sonuç veren bir eylem evrensel

yasa olarak kabul edilemez.

D) Toplumda çoğunluğun uyduğu ilkeler bize genel-geçer ahlak yasalarını verir. E) İnsan özgür iradesiyle yaptığı eylemlerden her zaman sorumlu değildir.

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Berkeley’in idealizmi subjektifken Hegel’inki objektiftir.

8. Victor Hugo’nun Sefiller romanının kahramanı olan Jean Valjean, sefil bir yaşam sürmektedir ve sürekli hırsızlık yapıp suç işler. Hapisten çıktığı sırada, soğuk bir gece, perişan bir vaziyette kentin rahibinin kapısını çalar ve o gece evinde kalmasına izin vermesini ister. Rahip onu evine alır. Fakat sabaha doğru Jean Valjean rahip uyanmadan onun gümüş takımını çalıp kaçar. Yolda polis yakalar onu ve doğruca rahibin evine götürür. Bunun üzerine rahip “Ona gümüşleri ben verdim.” diyerek yalan söyler ve ”yalan söylemek kötüdür.” gibi genel bir değer yargısını çiğner. İşte rahibin bu yalanı Jean Valjean’ın hayatında bir dönüm noktası olacak ve zamanla kendisi sefilleri koruyan bir insan olacaktır.

Buna göre ahlaki eylemin değerini belirleyen ölçüt aşağıdakilerden hangisidir?

D) Eylemin dayandığı ilkenin kişiden kişiye değişmesi E) Eylemin pratikte bir yarar sağlaması

10. Kant’a göre, herkesi kapsayan ve bireyin hiçbir gerekçe olmaksızın kabulleneceği bir ahlak yasası olmalıdır. Bu ahlak yasası bireyler için buyruk (emir)tur. Bu buyruk bir amaca yönelik olmayıp, amacı kendisinde olan bir yapıdır. Bu buyruk kişi tarafından iyi niyetle kabullenilirse de ödev niteliği taşır.

Buna göre bir davranışın ahlaki olması aşağıdaki koşullardan hangisine bağlıdır? A) Bireyleri mutlu etmesine B) Bir amaca yönelik olmasına C) Toplumsal değerlere uygunluğuna D) Toplumsal yarar sağlamasına E) Ödeve kişinin kendi isteğiyle uymasına

11. Kant’a göre bilginin ham maddesi duyulardan gelir. Duyular aklın doğuştan getirdiği kategorilerin içine girer. Bu kategorilerde şekil alarak akıl ilkeleri ile işlenir ve böylece bilgi meydana gelir.

Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilginin oluşmasında, duyular tek başına yeterli değildir. B) Kesin ve doğru bilgilere ulaşmak mümkün değildir. C) Duyu verileri kategoriler sayesinde şekil alır. D) Duyularla gelen bilgiler, akıl ilkeleri ile işlenir. E) Tüm insanlarda aynı kategoriler mevcuttur.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

11

12. Sınıf (B) Felsefe

20.Yüzyıl Felsefesi - 1 4. Klasik bilim anlayışına göre; “Bilim insanı, her türlü ön yargısını, kültürel ve dini düşüncelerini bilimsel çalışmalara bulaştırmadan laboratuvarın dışında bırakmalıdır.” Kuhn’a göre ise, insan sosyal bir varlıktır. İçinde yaşadığı toplumun değerlerinden, mevcut bilim anlayışından etkilenir. Bilimsel çalışmalarda bu durumu göz ardı etmemek gerekir.

1. Husserl’e göre bilmek, fenomenin içindeki özü kavramaktır. Bunun için de ilk yapılması gereken nesnenin özüne ait olmayan rastlantısal özelliklerin bir kenara bırakılması yani paranteze alınmasıdır. Ancak varlığın özüne ait olmayan bilgiler paranteze alındığında özün bilgisine ulaşılabilir.

Buna göre fenomenolojik bir yöntem olan paranteze almanın amacı aşağıdakilerden hangisidir?



A) Öznel doğruya ulaşmak

A) Bilim devrimlerle ilerler.

B) Aşkın varlığın bilgisine ulaşmak

B) Bilim insanı tarafsız olmalıdır.

C) Varlığın özünün bilgisine ulaşmak

C) Bilimsel çalışmalar objektif olmalıdır.

D) Varlığın bilgisine ulaşılamayacağını göstermek

2. “Her din bir Tanrı anlayışı; her Tanrı anlayışı da bir varlık anlayışıdır.” diyen İonna Kuçuradi’nin bu sözlerini destekleyen ifade aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlık anlayışına dayanmayan Tanrı anlayışı yoktur. B) Dinden bağımsız bir felsefi düşünce olamaz. C) Her inancın bir felsefi alt yapısı vardır. D) Tanrı olmadan varlık olamaz. E) Varlık Tanrının bir yaratımıdır.

3. Sartre’a göre insan için varoluş özden önce gelir. O, özünü kendi tercihleriyle ve eylemleriyle gerçekleştirecek, yani varoluşunu şekillendirerek özünü ortaya koyacaktır. Kahraman ya da korkak olmak, insanın kendi yaptıklarıyla ilgili bir sonuçtur. Bu parçada ileri sürülen görüşler aşağıdaki akımlardan hangisine aittir? A) Nihilizm

B) Utilitarizm

C) Egzistansiyalizm

D) Ödev ahlakı



E) Hedonizm

D) Bilim insanı, geçmişin bilim anlayışından kopmalıdır. MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Nesnelerin duyular aracılığı ile algılanmasını sağlamak



Buna göre aşağıdakilerden hangisi Kuhn’un görüşünü destekler niteliktedir?

E) Bilim insanının bakış açısını içinde yaşadığı toplumun değerleriyle birlikte düşünmek gerekir.

5. Kuhn’a göre bilimsel gelişmeler düz bir doğru şeklinde ilerlemez. Bilimsel araştırmalar statik bir süreç değildir. Bu süreç birikimden ziyade değişimle gerçekleşir. Bu değişim ise sıçramalar şeklinde gerçekleşir.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilimsel savlar olgusal doğrulamaya uygun olmalıdır. B) Bilim, bilim insanlarının sergilediği bir etkinliktir. C) Bilim, devrimsel olarak ilerleyen dinamik bir süreçtir. D) Bilim içinde yaşanılan toplumsal koşullardan bağımsız olarak gelişir. E) Bilim, bilim insanlarından bağımsız ilerleyen tarihsel ve birikimsel bir süreçtir.

6. Wittgenstein’a göre dil ve dünya arasındaki ilişki çok önemlidir. Ona göre dil, gerçekliğin resmidir. Bu sebeple dil analizi yapmak gerçekliğin ne olduğunu anlamak için çok önemlidir.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Dil doğuştan kazanılır. B) Dilsel ifadeler, gerçekliğe bağlıdır. C) Gerçekliğin varlığı dile bağlıdır. D) Farklı diller, farklı dünyalar yaratır. E) Dil ile kültür birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

11

12. Sınıf (B) Felsefe

20.Yüzyıl Felsefesi - 1 7. Dilin gerçekliğin bilgisini verip vermediğini araştırmıştır. Ona göre biz, dışımızdaki gerçekliği dildeki önermelerle ifade ederiz. Dilin mantıksal bir yapısı olduğunu ileri sürer. Bu yapı içinde önermeler, olguları yansıtırlar. O hâlde dilin mantıksal yapısını çözümlersek doğru bilgiye, gerçeğin bilgisine ulaşabiliriz.

10. İnsan aklı, olguları ve varlıkları sınıflandırmadan yanadır. Olgular, olaylar, varlıklar, nesneler arasında genellikle benzerlik ilkesine dayalı olarak kurulan ilişkiler, bağlantılar, başka deyişle varolanı mantıkla anlaşılır kılma, dünyanın karmaşık yapısını yalına dönüştürmede çok işe yarar.





Bu görüşleri savunan filozof aşağıdakilerden hangisidir? A) Kant

B) Wittgenstein

A) Bütüncülük

B) İndirgemecilik

C) Locke

D) Hume

C) Mantıkçılık

D) Faydacılık

E) Husserl



8. Hartmann’a göre ontolojinin problemleri metafiziğin problemleriyle aynı değildir. Ontoloji sadece varlık konusuyla ilgilenir. Metafiziğin problemlerinden farklı olarak, ontolojinin bazı problemleri zamanla çözülebilir hale gelmiş ve felsefenin alanından çıkarak bilimin konusu olmuştur. Buna göre metafiziği ontolojiden ayıran temel fark aşağıdakilerden hangisidir? A) Bazı sorunlara çözüm üretmesi B) Varlığın var olup olmadığını sorgulaması C) Varlığı reel gerçekliği içinde ele alması D) Varlığa yönelik bilimsel bakış açılarını sorgulaması E) Bilimsel olarak çözümlenemeyen önermelerle uğraşması

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü





E. Cassirer’in bu görüşü aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

E) Akılcılık

11. Kuhn’a göre yeni bir paradigma ortaya çıktığında, eski paradigma çöker. Bilim bu paradigma çerçevesinde yeniden kurulur ve artık ihtiyaç duyulmayan bir önceki paradigma kullanılmaz.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Eski paradigma, yeni sorunların çözümünde yetersiz

kaldığında yeni bir paradigmaya ihtiyaç duyulur.

B) Paradigma konusunda bilim adamlarının uzlaşması

paradigmanın geçerliliği için önemlidir.

C) Bilim, bilim adamlarının ortak kabul ettiği ve asla

değişmeyen paradigmalarıyla yol alır.

D) Bilim, bilim adamlarının ortak kanısı sonucu oluşmuş

paradigmalarla ilerler.

E) Bİlim adamlarının benimsediği paradigma ihtiyaçlara

göre belirlenir.

9. Sartre’a göre “İnsanda varoluş özden önce gelir. İnsan özgür olmaya mahkumdur. Nasıl yaşayacağına özgür iradesiyle karar verir.”

12. Bilimi ürün olarak gören R. Carnap’a göre, bilimde önemli olan şey, ortaya çıkan sonuçlardır. Bu sonuçlar dille ortaya konulduğundan dilin kavram ve önermeleri üzerinde durulmalı ve günlük dilin çok anlamlılığından uzak bir bilim dili oluşturulmalıdır.





Buna göre insanla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

R. Carnap’ın düşüncesine göre aşağıdakilerden hangisi bilim felsefesinin konusunu ifade eder?

A) Evrensel yasalara uyduğu sürece vardır.

A) Bilimin uygulanabilir olması

B) Yaptığı her eylemin belirleyicisidir.

B) Bilimsel paradigmaların güvenirliği

C) Önce var olur, sonra özünü gerçekleştirir.

C) Bilimin sonuçlarının tutarlılığı

D) Eylemlerini belirleyebildiği sürece özgürdür.

D) Olguların betimlenebilir olması

E) Nasıl yaşayacağına kendisi karar verir.

E) Bilimin mantıksal yapısına uygun bir dilin geliştirilmesi

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

12

12. Sınıf (B) Felsefe

20.Yüzyıl Felsefesi - 2 4. Tüm felsefenin ve insanın en büyük sorunu bireysel varoluştur. Felsefe tümel ve kavramsal olana değil, öznel ve kişisel olana yönelmelidir. İnsanın kendi varoluşunun anlamı araştırılmalıdır.

1. Bergson’a göre bize hem doğruyu hem de iyiyi gösterecek olan kendi içimizdeki sestir. Çünkü bizim dışımızda, bizden bağımsız bir doğru ya da iyi yoktur. Yani bir insana yardım edip etmeyeceğimize dair bilgiyi bize ancak kendi içimizdeki ses verebilir.



Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Evrensel ahlak yasasının içselleştirilmesi doğru davranışı gerçekleştirmemizi sağlar.

A) Egzistansiyalizm

B) Evrensel ahlak yasasının temelinde sezgi vardır.

C) Nihilizm

B) Pragmatizm

C) Eylemlerimize yön veren ahlak yasası nesneldir.

D) İdealizm

D) Evrensel bir ahlak yasası yoktur.

2. Varlık olmanın hakikatine ilişkin çözümlemeler, yaşama yansıyan yönleri ile pek de ikna edici görülmezler. Bundandır ki, yaşam imkânlarının değer ölçütü olarak kullanılması, gerçeklik arayışlarında yeni yaklaşımların oluşmasını sağlar. Pratik değeri olan her şeyin meşru kabul edilmesi 20.yy’ın önemli bir özelliğidir. Parçada sözü edilen yaklaşım aşağıdakilerde hangisidir? A) Realizm B) Yeni ontoloji C) Egzistansiyalizm D) Materyalizm E) Pragmatizm

3. Bir eşyanın özüne ulaşabilmek için onun öz dışındaki tüm niteliklerinin bir kenara konulması gerekir. Örneğin karşımızda duran bir ağacın tüm duyusal özelliklerini soyutlayarak ya da yok varsayarak bu ağacın özünü yakalayabiliriz.

Parçada anlatılan varlık görüşü aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilendirilebilir? A) Platon’un idealizmi ile B) Nietzsche’nin nihilizm ile C) Marx’ın materyalizmi ile D) Husserl’in fenomenolojisi ile E) Spinoza’nın panteizmi ile

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

E) Pozitivizm

E) Tüm ahlaki değerler görelidir.



Bu açıklama aşağıdaki felsefi görüşlerden hangisi ile ilişkilidir?

5. Nermi Uygur, “Felsefenin Çağrısı” adlı eserinde “Bir felsefe sorusu nedir?” sorusunu sorar. Bu sorunun kendisi, felsefe sorusunun ne olduğu konusunda bize bir ipucu verir. Felsefe sorusu “Nedir?” sorusudur. “Bilgi nedir?, “Güzel nedir?”, “Devlet nedir?” birer felsefe sorusudur.

Buna göre felsefe sorusu için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Nedensel açıklamalar gerektiren sorulardır. B) Olgusal dünyaya ilişkin sorulardır. C) Kesin cevapları olan sorulardır. D) Bilime yol gösteren sorulardır. E) Nelik ve anlam sorularıdır.

6. İnsan ilk önce vardır, sonra şu ya da budur. İnsanoğlu yaşamından başka bir şey değildir. O eylemlerde bulunmaktan başka bir şey yapamaz. Düşünceleri birtakım tasarımlar, duyguları da girişimlerdir. İstemesek de her birimiz evrensel değerler merdiveninin bir basamağını oluştururuz.

Buna göre Sartre’ın görüşü ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsan evreni sorgular. B) İnsanı insan yapan yaşamıdır. C) Varoluşta düşünceler esastır. D) İnsanın özü tutarlı olmasıdır. E) Evrensel değerlere göre yaşamak gerekir.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

12

12. Sınıf (B) Felsefe

20.Yüzyıl Felsefesi - 2 7. Varoluş, dünyada yer kaplamak ya da sadece nefes alıp vermek değildir. Hayvanlar da yer kaplarlar ve nefes alıp verirler. Ama var olmanın ne anlama geldiğini düşünmezler. Bunlar kendinde varlıktır. İnsan ise amacı kendisi olan varlıktır. İnsan istediği kadardır. Bu yüzden de kendisi için varlıktır.

10. Yeni Ontoloji, varlığı dört katmanlı gerçeklik olarak ele almaktadır. Bu yaklaşıma göre varlık, bilinçten bağımsız olarak vardır. Dünya, her biri birbirinden ayrı dört katmanın bir araya gelerek oluşturduğu bir bütündür. En altta nesneler, canlılar, sonra ruhlu varlıklar ve en üstte değer üreten insan. En altta fizik, en üstte felsefe vardır.





Parçada görüşlerine yer verilen düşünür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dış dünya onu bilenden bağımsız değildir.

B) Sartre

B) Varlık, çeşitlilik içeren bir bütündür.

C) Nietzsche

C) İnsan en üst katmanda yer alır.

D) Dewey

D) Varlık en alttan üste doğru ilerler.

E) Hartmann

E) Varlık felsefi bir problemdir.

Parçada ifade edilen varlık görüşü ve temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir? A) İdealizm - Platon B) Nihilizm - Nietzsche C) Materyalizm - Marx D) Fenomenoloji - Husserl E) Panteizm - Spinoza

9. “Estetik varoluş” aşamasının en belirleyici özellikleri duyu deneyinde daima gerçeklik yerine olanaklılığın yeğlenmesi, bir öznenin yaşadığı bölük pörçük deneyimler, ironi ile kuşkuculuğun yok sayıcı kullanımı ve elden geldiğince can sıkıntısından kaçıştır. “Etik varoluş” ile anlatılmak istenen dinsel aşama; dinsel bir yaşam sürdürülürken dâhi edinilmesi olanaklı bir yaşam görüşü.

Bu parçada görüşleri açıklanan düşünür aşağıdakilerden hangisidir? A) Dewey B) Hartmann C) Sartre D) Nietzsche E) Kierkegaard

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

A) Kierkegaard

8. Bir eşyanın özüne ulaşabilmek için onun öz dışındaki tüm niteliklerinin bir kenara konulması gerekir. Örneğin karşımızda duran bir masanın tüm duyusal özelliklerini soyutlayarak ya da yok varsayarak bu masanın özünü yakalayabiliriz.

Buna göre “Yeni Ontoloji” ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

11. Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm), varlığın genel ve soyut çerçevede sorgulanmasını doğru bulmaz. İnsan doğrudan oluşun öznel ve somut göstergelerine yönelir. Çünkü insan diğer nesneler gibi değişmez bir özün varlığı değildir; kendi özünü kendisi belirlemek zorunda olan bir varlıktır.

Buna göre aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir? A) Nesnelerin özünü insan belirler. B) Evrendeki tek gerçeklik insandır. C) İnsan koşulsuz özgürlüğe sahiptir. D) İnsan olmanın özü aynı kalmaktır. E) İnsanın amacı öznelliği aşmaktır.

12. Hartmann, tek düze bir varlık alanı üzerinde varlığın sorgulanmasını doğru bulmaz. Bunun için de varlıkları; inorganik, organik, ruhsal, tinsel gibi katmanlara ayırır. Hartmann’a göre varlıkların sınıflandırılması, bir bakıma diğer görüşler için de birbiriyle çatışmayan yaklaşım alanları oluşturacaktır.

Buna göre Hartmann’ın “Yeni Ontolojisi” için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Karşıt yaklaşımlar arasında uzlaşı alanı oluşturur. B) Ontolojik düşünceye bilimsel nitelik kazandırır. C) Varlık konusunu sorun olmaktan çıkarır. D) Felsefi problemlerin çözümünü kolaylaştırır. E) Yeni felsefi düşüncelerin oluşmasını önler.

Cevap anahtarına ulaşmak için karekodu okutunuz.

12 Sınıf (B) Felsefe Grubu Test 1

1. E

2. E

3. C

4. E

5. A

6. A

7. C

8. C

9. C

10. D

11. B

12. A

Test 2

1. D

2. D

3. A

4. A

5. A

6. E

7. E

8. E

9. C

10. A

11. A

12. D

Test 3

1. B

2. B

3. C

4. A

5. A

6. D

7. D

8. B

9. D

10. D

11. A

12. C

Test 4

1. C

2. C

3. C

4. D

5. D

6. A

7. C

8. C

9. D

10. E

11. B

Test 5

1. A

2. D

3. B

4. C

5. E

6. C

7. A

8. E

9. D

10. B

11. E

Test 6

1. D

2. C

3. A

4. B

5. C

6. C

7. C

8. D

9. B

10. B

11. A

Test 7

1. C

2. A

3. A

4. D

5. D

6. A

7. E

8. D

9. B

10. B

11. A

12. E

Test 8

1. B

2. D

3. C

4. B

5. B

6. B

7. E

8. A

9. D

10. C

11. E

12. D

Test 9

1. B

2. B

3. D

4. D

5. D

6. E

7. C

8. B

9. D

10. D

11. E

12. D

12. A

Test 10

1. B

2. E

3. A

4. C

5. B

6. A

7. E

8. B

9. C

10. E

11. B

Test 11

1. C

2. A

3. C

4. E

5. C

6. B

7. B

8. E

9. A

10. B

11. C

12. E

Test 12

1. B

2. E

3. D

4. A

5. E

6. B

7. B

8. D

9. E

10. A

11. C

12. A

Test 13

1. C

2. D

3. C

4. E

5. E

6. D

7. E

8. A

9. D

10. E

11. B

12. E

Test 14

1. B

2. C

3. C

4. E

5. E

6. B

7. A

8. D

9. E

10. A

11. E

12. D

Test 15

1. B

2. A

3. E

4. E

5. D

6. D

7. C

8. C

9. E

10. B

11. C

12. E

Test 16

1. A

2. D

3. A

4. A

5. D

6. C

7. A

8. C

9. B

10. A

11. B

Test 17

1. C

2. C

3. A

4. E

5. D

6. D

7. A

8. A

9. C

10. B

11. B

Test 18

1. B

2. D

3. E

4. A

5. B

6. B

7. E

8. D

9. B

10. A

11. D

Test 19

1. D

2. A

3. E

4. C

5. B

6. A

7. C

8. A

9. D

10. D

11. B

Test 20

1. A

2. E

3. B

4. B

5. D

6. A

7. B

8. A

9. A

10. A

11. C

12. E

Test 21

1. A

2. D

3. C

4. B

5. D

6. D

7. A

8. A

9. C

10. E

11. B

12. C

Test 22

1. D

2. C

3. D

4. A

5. A

6. C

7. B

8. D

9. B

10. A

11. E

12. A

Test 23

1. A

2. E

3. E

4. C

5. A

6. B

7. A

8. C

9. B

10. A

11. D

Test 24

1. C

2. D

3. D

4. D

5. B

6. B

7. E

8. E

9. D

10. E

11. A

Test 25

1. B

2. C

3. C

4. E

5. C

6. D

7. B

8. A

9. E

10. D

11. D

12. B

Test 26

1. A

2. D

3. C

4. E

5. C

6. C

7. E

8. B

9. A

10. A

11. D

12. E

Test 27

1. C

2. C

3. D

4. C

5. D

6. E

7. E

8. B

9. E

10. B

11. A

12. A

Test 28

1. E

2. E

3. A

4. A

5. C

6. E

7. B

8. D

9. D

10. C

11. B

12. A

Test 29

1. D

2. E

3. C

4. B

5. C

6. D

7. B

8. D

9. A

10. D

11. C

12. E

Test 30

1. C

2. A

3. D

4. D

5. E

6. A

7. C

8. D

9. D

10. E

11. B

12. C

Test 31

1. A

2. B

3. E

4. C

5. C

6. E

7. E

8. D

9. A

10. C

11. B

12. A

Test 32

1. C

2. C

3. C

4. D

5. C

6. D

7. D

8. C

9. A

10. D

11. E

12. B

Test 33

1. E

2. B

3. D

4. A

5. A

6. B

7. E

8. E

9. C

10. B

11. B

12. E

Test 34

1. D

2. C

3. E

4. A

5. B

6. A

7. C

8. D

9. B

10. B

11. C

12. C

Test 35

1. A

2. E

3. E

4. D

5. C

6. D

7. E

8. E

9. A

10. E

11. D

12. B

Test 36

1. D

2. C

3. B

4. C

5. B

6. A

7. B

8. E

9. B

10. E

11. E

12. D

Test 37

1. A

2. A

3. E

4. D

5. B

6. E

7. E

8. D

9. D

10. B

11. A

12. C

Test 38

1. B

2. B

3. D

4. B

5. A

6. D

7. E

8. C

9. B

10. D

11. E

12. C

Test 39

1. E

2. D

3. E

4. C

5. A

6. E

7. B

8. D

9. E

10. C

11. E

12. C

Test 40

1. D

2. D

3. E

4. B

5. C

6. B

7. A

8. E

9. C

10. D

11. A

12. E

12. E

Soru 1:

Soru 4:

• F. Bacon’a göre felsefe; “Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerine düşünmektir.”

Düşünme faaliyeti içinde kullanılan “nedir?” tarzındaki felsefi sorularla varlığın özü, insan bilgisinin imkânı ve sınırları, insanın evrendeki yeri belirlenmeye çalışılır. Bütün olup bitenlerin esasını bilmek, soruların eksiksiz ve kesin bir cevaba ulaşması; varlık, bilgi ve değer üzerine bütünsel bir bilginin ortaya çıkması veya bir insanın böyle bir bilgiye sahip olabilecek ölçüde olgunluğa ermesi halidir.

• T. Hobbes’a göre; “Felsefe yapmak doğru düşünmektir.” • Platon’a göre felsefe; “Doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çabadır.” Buna göre aşağıdakilerden hangisi farklı felsefe tanımlarının bir nedeni olamaz? A) Konularının bireysel nitelikte olması B) İlgilendiği konuların çeşitli olması C) Düşünsel bir faaliyet olması D) Tarihsel süreç içinde farklı amaç ve işleve sahip olması E) Filozofların kişisel yaratıcılığına ve düşüncelerine dayanması

Parçada sözü edilen kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgi B) Hakikat C) Hikmet D) Arayış E) Bilinç

Soru 5: Soru 2: Felsefenin, soru sorma tekniğine sıkı sıkıya bağlı bir geleneği vardır. Verilen cevaplar son olmaktan öte yeni başlangıçlar için iyi gerekçelerdir. Felsefede sorgulamaya dönük şüphe duyma ve merak güdüsüyle sorunu çözmek ya da cevap vermekten çok yeni bir sorun alanına işaret etmek daha önemlidir. Böylece felsefi düşünme sorgulamanın sonucunu da sorgular.

Felsefi düşünme sadece sorgulananı tek taraflı düşünme değildir; aynı zamanda sorgulamanın kendisini veya sorgulama sonucunu da sorgulamaktır. Açıklamada felsefi düşüncenin aşağıdaki hangi özelliği üzerinde durulmuştur? A) Sistemlidir. B) Sorgulayıcıdır.

Paragrafta felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır?

C) Şüpheye dayanır.

A) Rasyonel olması

E) Tutarlıdır.

D) Refleksiftir.

B) Yığılımlı ilerlemesi C) Tutarlı olması D) Refleksif bir düşünce olması E) Sistemli olması

Soru 3: Felsefe, “evren nasıl var oldu?”, “her türlü değişime rağmen, değişmeyen bir şeyler var mıdır?”, “evrendeki düzeni sağlayan nedir?” , “görünenlerin arkasında bir gerçek var mıdır?”... şeklinde uzayıp giden pek çok soruya cevap aramaktadır. Sıradan insanlar da, filozof da aslında aynı soruları hayatı boyunca belki de defalarca kendisine sormuştur. Hiçbir insan olmamıştır ki, bu konular üzerinde kafa yormasın. Ontoloji ile ilgilenen filozoflar bu sorulara mantıksal temellendirmelerle cevap vermeye çalışmışlardır. Parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Filozof bilimin somut verileri yerine, soyut ve doğaüstü konuları ele almalıdır. B) Filozof açıklamalarında akılcı ve tutarlı olmaya çalışır. C) Filozoflar varlığın ne olduğuna dair henüz kesin bir yanıt verebilmiş değildir. D) Filozofların temel hedefi görünenden hareketle, ideal varlığa ulaşmaktır. E) Sıradan insanlar filozoflardan farklı olarak bu tür sorulara cevap vermekten çekinir.

Soru 6: “Felsefenin özelliklerinden biri de bütüncül oluşudur. Felsefe bir alan olarak sadece varlıkla ya da sadece siyasetle ilgilenmemektedir. En başından beri dünyayı, evreni hemen her yönüyle anlamaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de filozofların amacı çoğunlukla pratik bir yarardan çok bilme ihtiyacını doyurmaya çalışmaktır.” Parçada verilen kavramlar aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Sevgi - Teknik B) Sevgi - Arayış C) Arayış - Teknik D) Arayış - Hikmet E) Teknik - Hikmet

Soru 7:

Soru 10:

Felsefe; karanlıkları delmek, karanlıkların içinden ufacık bir gün ışığı bulup, bu ışığı, büyük bir ateş topuna dönüştürmek gibi bir şey.

Kavramlaştırma, felsefi düşünme içinde önemli bir yer tutar. Fakat filozof kavramlaştırmanın ötesinde varlığın nedenini, insan ve hayatın anlamını sorgular ve bu konular hakkında kendi görüşlerine dayanarak genellemelere ulaşır.

Felsefe ile ilgili söylenen bu sözlerden, aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Filozof bilinmeyene doğru sürüklenip gider. B) Olayları derinlemesine inceler.

Parçadan felsefe ve filozofa dair aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılamaz? A) Felsefe, kavramları oluşturma çabasıdır.

C) Küçük ipuçlarını değerlendirir.

B) Filozof, öze dönük sorgulama yapar.

D) Felsefenin görevi karanlıkları aydınlığa çıkarmaktır.

C) Felsefe, varlık ve hayatı anlama isteğinden doğar.

E) Cevapları henüz bulunmamış soruların üzerine gider.

D) Filozof, ele aldığı konuları bütüncül düşünür. E) Filozofların kişiliği çalışmalarına yansır.

Soru 8: Politzer söyle der : “Bazıları başarmak için başarı koşullarının gerçekleşmesinin yeterli olduğunu sanır. Yanlıştır, çünkü bu koşulları gerçekleştirmeyi bilmek de gerekir. Ve işler karmaşıklaştıkça, ne yapacağını bilmek, daha büyük önem kazanır.” Parçadan hareketle felsefe ve yaşam ilişkisine dair aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır?

Soru 11: Nermi Uygur, Felsefenin Çağrısı adlı eserinde “Felsefe sorusu nedir? diye sorar. Bu sorunun kendisi, felsefe sorusunun ne olduğu konusunda bize bir ipucu verir. Felsefe sorusu “ Nedir?” sorusudur, “Bilgi nedir?”, “Güzel nedir?”, “Devlet nedir?” gibi sorulardır.

A) Sorgulanmayan hayatın yaşanmaya değmeyeceği

Buna göre felsefe sorusu için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

B) Felsefi düşüncenin insanın eylemlerine yön vereceği

A) Nedensel açıklamalar gerektiren sorulardır.

C) İnsanın felsefi düşünce ile kendi yaşamını anlamlandırma çabasını sürdürdüğünü

B) Olgusal dünyaya ilişkin sorulardır.

D) İnsanın taşıdığı merak ve hayret duygusu ile varlıkları bilmeye yöneldiğini

D) Bilime yol gösteren sorulardır.

E) Felsefenin insan yaşamında anlama ihtiyacını karşılamaya yönelik bir etkinlik olduğunu

C) Kesin cevapları olan sorulardır. E) Nelik ve anlam sorularıdır.

Soru 12: Soru 9: Felsefe yaparken herhangi bir ideolojinin içinde olmamak, yaklaşımları tartışmasız ve kesin olarak kabul etmeksizin sorgulamak önemli bir tutumdur. Bu cümlede felsefenin hangi özelliği vurgulanmaktadır? A)

Filozof felsefi soruları sorarken akla ve mantık ilkelerine uygun cevaplar da üretmelidir. Öncelik varlığı anlamak için doğru soruları sormaktadır. Yani soru sormak önemli ama bunun yanında akla ve mantığa uygun cevaplar bulmak da gereklidir. Her soru için farklı cevaplar verilebilir. Aynı zamanda her cevap yeni sorular da ortaya çıkarabilir. Dolayısıyla iki bin beş yüz yıllık felsefe tarihi, dinamizmini kaybetmeden varlığını sürdürmektedir. Parçada aşağıdaki yargılardan hangisi vurgulanmıştır?

Düşüncede tutarlılık

A) Felsefe evreni anlama çabasıdır.

B)

B) Felsefe tarihi insanlık tarihi ile başlar.

Sistematik bilgi C) Kritik düşünce D) Dogmatik yaklaşım E) Yararlı düşünce

C) Felsefe insanın en önemli etkinliğidir. D) Felsefede sorular cevaplardan daha önemlidir E) Tarihi süreç içinde felsefenin alanı sürekli ilerlemiştir.

Soru 13:

Soru 16:

Sokrates, insan için en zor olanın seçme anı olduğunu söyler. Ona göre hayatın sunduğu bütün seçeneklerin bize ne kazandıracağını hesaplayarak her yerde ve her zaman mümkün olan en iyi hayatı seçebiliriz. Bütün bunları düşünür, ruhun aslını da göz önünde tutarsak, hayatı iyisiyle kötüsünü ayırt edebiliriz.

Bir bilimsel sorgulamayı ve araştırmayı gerekli kılan şey, çoğu zaman gündelik yaşamda bir probleme çözüm bulma amacıdır. Felsefenin ise böyle bir kaygısı yoktur. Aristoteles’in söylediği gibi “Felsefe her şeyden önce insanın doğal olarak sahip olduğu bilme arzusunu doyurmayı amaçlar.”

Bu parçada felsefenin aşağıdaki hangi işlevinden söz edilmektedir?

Parçadan hareketle felsefi soruların özellikleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Hayatı sorgulama

A) Felsefe doğrulanabilir bilgileri sorgular.

B) Özgün fikirler elde etme

B) Felsefe soruları pratik faydanın ötesindedir.

C) Doğru bilgiye ulaşma

C) Felsefe soruları bireyin eylemlerine yöneliktir.

D) Yeni fikir akımları geliştirme

D) Felsefe günlük yaşamın kazanımlarını sorgular.

E) Bilme isteğini geliştirme

E) Felsefe, sorularıyla değişmez hakikatlere ulaşma amacındadır.

Soru 14: Felsefenin araştırma alanı çoğu kez somut olan ve sınırları açıkça çizilmiş bir nesne veya olgu olmadığından, ondan deneysel bir çalışma bekleyemiyoruz. Bu nedenle filozofun sorunlara çözüm ararken, inançları, görüşleri, yaşantısı ve çağın olaylarından kendini soyutlaması güçtür. Bu durum felsefi bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilgilidir? A) Subjektif olması B) Rasyonel olması

Soru 17: Felsefe; -Gökkuşağının altından geçmektir. -Her filozofun kendi ağacını diktiği bir ormandır. -Sıradan bir yaşama karşı bilgece bir yaşam oluşturma çabasıdır. -İnsanın kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuktur.

C) Var olan her şeyi konu edinmesi D) Kesin bir doğruluk değerine sahip olması E) Kendinden önceki düşünürlerden etkilenmesi

Yukarıda verilen cümlelerde felsefi bilginin hangi özelliğine örnek verilmemiştir? A) Eleştirellik B) Kümülatiflik

Soru 15: Felsefe ve hikmet ilişkisi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

C) Evrensellik D) Süreklilik E) Refleksif olma

A) Hikmet bütün olup bitenin esasını bilmektir. B) Felsefe yapmanın amacı hikmet sahibi olmaktır. C) Felsefe her şeyi bilme gibi bir iddiada değildir.

Soru 18:

D) Felsefe, hikmet gibi derin bir bilgiye ulaşıp son noktayı koymaz.

Konfüçyüs öğrencisinin ruhani varlıklara hizmet etmekle ilgili sorduğu soruyu şöyle cevaplar:''Eğer biz insana hizmet edemiyorsak nasıl olur da ruhani varlıklara hizmet edebiliriz?''der. Öğrencisinin ölümle ilgili sorusuna ise''Eğer hayat hakkında bir bilgimiz yoksa ölüm hakkında nasıl olsun?''der.

E) Hikmetin mutluluk, değer ve anlam sağlayacağı varsayılır.

Konfüçyüs'ün bu düşüncesi felsefe ile ilgili aşağıdakilerden hangisine örnektir? A) Rasyonel olma B) Bilgi birikimine dayanma C) Yaşamla iç içe olma D) Toplumdan etkilenme E) Dönemsel olma

Soru 19:

Soru 21:

"Felsefe bilgisi, adeta bir şehrin ortasındaki yüksek bir kulenin en tepesindeki pencere gibidir. Kulenin şehre bakan pencereleri vardır. Her pencereden şehrin belli bir kısmı görünür, sadece kulenin en üst noktasında bulunan felsefe penceresinden bütün şehri görmek mümkündür. Başka bir deyişle felsefe bilgisi sayesinde insan, gerçeğe herhangi bir yönüyle parçacı bir yaklaşımla değil, mümkün olan her yönüyle genel olarak değerlendirilebilecek bir bakma olanağını kazanır.

“Günlük yaşantımızda hemen her gün problemlerle karşılaşırız. Bu problemler karşısında nasıl tavır takınacağımız ise problemin çözümü üzerinde belirleyicidir. İşte bu tavrı oluşturmakta felsefenin, felsefi bakış açısının rolü önemlidir. Bu düşünüş biçiminin özelliklerini, sorgulamayı, şüphe duymayı, eleştirel bakabilmeyi, tutarlı, sistemli, rasyonel, refleksif tavır takınmayı benimsememiz problemleri doğru çözüme ulaştıracaktır.”

Parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki niteliklerinden hangisi vurgulanmıştır?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefi tavra uygun bir davranıştır? A) İlk kez gittiği köyde daha önce karşılaşmadığı bir hayvanı görünce gencin korkup kaçması B) Sorumlu olduğu araştırmayı yapamamaktan korkan öğrencinin araştırma yapmaktan vazgeçmesi

A) Sistemli ve düzenlidir. B) Sorgulayıcı bir bakış açısına sahiptir. C) Birleştirici ve bütünleştiricidir. D) Konuları evrensel bir özelliğe sahiptir. E) Öznel bir bakış açısına sahiptir.

C) Çocuğu çok ağlayan annenin bu durumda ne yapması gerektiğini arama motorunda aratıp bulduğu açıklama ile davranışlarını düzenlemesi D) Bir babanın kendi çocuğunun davranışlarını düzeltmek için, "biz babadan böyle gördük" diyerek çocuğuna kaba kuvvet uygulaması E) Bir insanın "Başkalarının sadece kanun korkusundan yaptıklarını, emir verilmeden yapıyorum" diyerek yasalara karşı tutumunu açıklaması.

Soru 20: Birçoğumuz yaşamın amacı nedir? Bir bilgiyi doğru ya da yanlış kılan şey nedir? İnsan, eylemlerinde özgür müdür? gibi felsefi soruları hayatımızın akışı içinde sorarız. Bu soruların cevabını ancak felsefi bir düşünüşle bulabiliriz. Buna göre felsefi düşünüşün insana katkısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Mutlu yaşam ilkeleri B) Yaşamla ilgili problemleri çözebilme C) Yaşamla ilgili öngörüde bulunma yetisi D) Doğa olaylarını kontrol altına alma gücü E) Dünyayı ve insan yaşamını yorumlama gücü

Soru 22: • İbn’i Sina’ya göre felsefenin veya hikmetin amacı nesnelerin hakikatlerini bir insanın ulaşabileceği kadar bilmesidir. • Gazali’ye göre hikmet, insani aklın elde edebileceği bilginin kesin ve gerçek delillerle ilahi kaynağa dayandırılarak elde edilmesidir. • El Kindi’ye göre hikmet, değer ve mertebe yönünden sanatların en üstünüdür. Felsefe, varlığın hakikatini insanın akıl gücü ölçüsünde bilmesidir. Düşünceleri verilen bu filozoflarla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Hikmet sahibi olabilmek için felsefe yapmak gerektiği düşüncesini savunurlar. B) Bazı filozoflar hikmetin ilahi kaynaklı olduğunu iddia etmiştir. C) Felsefenin amacı tüm olup bitenlerin hakikatine ulaşmaktır. D) Hikmeti, insanın elde edebileceği en üst mertebe olarak değerlendirirler. E) Felsefenin insan aklının bir ürünü olduğunu savunurlar.

Soru 23:

Soru 25:

Şu an sizin için önemli olan nedir? diye sorulsa açlığın sınırında olan bir kişi “yiyecek” der. Sıcaktan bunalan bir kişi “serinlik” der. Kendisini yalnız hisseden birisi, “başka insanlarla beraber olmak” der. Acaba tüm bu ihtiyaçlar karşılansa, yine de tüm insanları ilgilendiren başka şeyler var mıdır? Evet, her şeyin ötesinde, insanların ihtiyaç duyduğu başka bir şey vardır: “İnsanlar, kim olduklarını ve neden yaşadıklarını bilmek” isterler. Bu isteklerini karşılamak için de felsefi bir tavra ihtiyaç duyarlar.

Lokantada sipariş almaya gelen garsonun ‘’Yemek için ne alırdınız’’ sorusu ile evreni ve var oluşu anlamlandırmaya yönelik ‘’Hiçbir şey var değilken ilk ne vardı ‘’ sorusu nitelik açısından bir değildir.

Bu parçaya göre felsefeyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Felsefi sorular çelişki içermez.

A) Sorduğu sorularla bilimin ufkunu açar. B) İnsanların kendi yaşamını anlamlandırmasına yardımcı olur.

Bu parçaya felsefi sorularla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

B) Felsefi sorulara verilen cevaplar tutarlı olmalıdır. C) Felsefi konular kesinlik içermez. D) Felsefe öze yönelik bir sorgulama faaliyetidir. E) Felsefe eleştirel bir tavırdır.

C) Yaşamın sınırlı alanlarında insanlığa ışık tutan bir disiplindir. D) Binlerce yıldan beri ortaya konan fikir ve düşünceleri tanıma olanağı sağlar. E) Pratik yaşamda akıl yürütebilmek için gerekli temelleri oluşturur.

Soru 24: Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

Soru 26: Felsefenin soruları insanı, doğayı, evreni, toplumu sorgulayan, ama temelde özü belirlemeye yönelik sorulardır. Bir şey gerçekten bilinebilir mi? Eğer bilinebilirse bunun sınırları nedir? Bilgilerimizden ne kadar emin olabiliriz? Buna benzer sorular felsefenin temelini oluşturur. Parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinin felsefi soru niteliğinde olduğu söylenebilir? A) Bireyin davranışlarını yönlendiren kurallar nelerdir?

Felsefe doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır. Felsefe yolda olmaktır.Felsefe insanın, eşyanın yahut bütün var olanların hakikatine vâkıf olmak suretiyle yetkinleşmesi"dir.

B) Toplumsal kuralların amacı nedir? C) Gezegenler nasıl hareket eder? D) Bir gün neden 24 saattir? E) Yönetim nedir?

Buna göre filozofların farklı tanımları felsefenin hangi özelliği ile ilgidir? Soru 27: A) Evrensel bir etkinlik oluşunun B) Öznel bir etkinlik oluşunun C) Düşünme üzerine düşünme olmasının D) Sürekli bir etkinlik olmasının E) Sorulara dayalı olmasının

“Felsefenin kesin tanımını yapmak mümkün olamamıştır. Gerek felsefi düşüncenin kişiye özgü olması, gerek toplumsal ve tarihsel koşulların etkisi felsefenin algılanışını ve tanımlanmasını etkilemiştir. Ancak felsefeye dair bu farklı algılanış, zenginlik olarak kabul edilmektedir.” Parçaya göre aşağıdaki ifadelerden hangisi felsefeyle ilgili olarak söylenemez? A) Felsefe öznel bir etkinliktir. B) Felsefe toplumsal koşullardan etkilenebilir. C) Filozoflar, düşüncelerini ortaya koyarken yaşadıkları çağdan etkilenir. D) Felsefede uzlaşılmış bir tanımın olmaması eksikliktir. E) Felsefe, bilim gibi kesinliğe sahip değildir.

Soru 28:

Soru 32:

“Felsefe, konusu ve yöntemi bakımından akıl ve mantık kurallarına uygundur. Cevapları öznel olsa dahi soruları ve konuları tüm insanlığı ilgilendirir.”

I-’ Yolda olmaktır.”

Bu parçada vurgulanan felsefenin özellikleri aşağıdaki seçeneklerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?

III-“İnanılanı sorgulamaktır.”

A) Rasyonel olma-evrensel olma B) Birikimli olma-tutarlı olma C) Rasyonel olma-tutarlı olma D) Merak etme-evrensel olma E) Refleksif olma-şüphe duyma

II- “Doğru düşünmektir.”

IV-“Bilgelik sevgisidir.” V-“Düşündüğünü düşünmektir.” Yukarıda verilen felsefe tanımlarından hangisi philosophia kelimesinin anlamını içermektedir? A) I. B) II. C) III.

Soru 29:

D) IV. E) V.

Aşağıda felsefeyle ilgili verilen ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Felsefede cevaplar öznel, sorular ise evrenseldir. B) Felsefe, insanın kendini ve evreni anlama çabasıdır. C) Felsefe eleştirel düşünmeyi temel alır. D) Felsefe; merak, şüphe ve sorgulamaya dayanır. E) Felsefenin ortaya koyduğu bilgiler, bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Soru 30:

Soru 33: -İnsanın kendisini, çevresini ve olan biteni tanıma, algılama, kavrama ve fark etme yetisi -Bireyin kendine dönük farkında olma yetisi -Bilen özne ile bilinen nesne arasında kurulan ilişkiden ortaya çıkan ürün Tanımı yapılan kavramlar aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru sırayla verilmiştir?

Felsefenin "bilgelik sevgisi" olarak tanımlanmasının temel gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hakikat, Gerçeklik, Doğruluk

A) Bilgiyi sevmek özel bir yetenektir.

Bilinç, Özbilinç, Bilgi

B) Bilge olmak değil, bilginin peşinden gitmek önemlidir. C) Her şeyin başı sevgidir. D) Sevgisiz yapılan işler doğru sonuçlar veremez. E) Bilge olanlar huzura ulaşırlar.

Soru 31: Aşağıdakilerden hangisi felsefi soruların özellikleri arasında yer almaz? A) Hakikati bulmaya yönelik sorulardır. B) Daha çok anlam arayışında olan sorulardır. C) Sadece somut varlıklara yönelik sorulardır. D) Zamanın ötesindeki sorulardır. E) Kendi başına anlamlı olan sorulardır.

B)

C) Öznellik, Özbilinç, Doğruluk D) Farkındalık, İçedönüklük, Gerçeklik E) Bilme, Bilgelik, Hikmet

Soru 34: “Felsefeyle uğraşan kişilere filozof (philosophos) denir. Bu ismin ilk defa Phytagoras [Pisagor (MÖ 580-500)] tarafından kullanıldığı kabul edilir. O dönemde düşünürlere sophos (bilge/bilgelik) denirdi. Phytagoras, bu kelimenin başına philia (sevgi, arayış) kelimesini getirip kendinin philosophos (bilgiyi seven, bilgeliği seven) olduğunu belirtir. Düşünür bilme ihtiyacını giderirken var olan bilgisinden şüphe ederek aklı rehber edinir. ” Parçaya göre filozofla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Filozof bildikleri ile yetinmeyen ve sürekli bir arayış içinde olan kişidir. B) Filozof bilgisinin tam olmadığının farkında olan kişidir. C) Filozof doğuştan bilgi elde etme yeteneği olan kişidir. D) Filozof bilgeliği seven, aklını kullanan kişidir. E) Filozof bilgiyi ararken şüphe ve akıl süzgecini temel alan kişidir.

Soru 35:

Soru 38:

Aşağıdaki kavramlardan hangisi felsefenin terim anlamıyla doğrudan ilişkili değildir?

Platon’a göre felsefe doğruyu bulma yolunda düşünme etkinliğidir.

A) Sevgi

Bu tanıma dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

B) Hakikat C) Hikmet D) Bilgi

A) Felsefe, hakikati aramak için ortaya konulan zihinsel bir çabadır.

E) Şüphe

B) Felsefe, bilimsel olmayan önermelerden uzak durur. C) Felsefede hiçbir konuda son söz söylenmemiştir. D) Felsefede cevaplardan çok sorular önemlidir E) Felsefe, bütün olan bitenlerin esasını bilebilir.

Soru 36: Yaşadıklarının anlamını düşünmeyen insanların hayatı, kendi ellerinde ya da kontrollerinde değildir. Onlar başkalarınca idare edilmektedirler.

Soru 39: Aşağıdakilerden hangisi felsefi soruların özelliklerinden biridir?

Sokrates'in sözlerinden hareketle felsefenin en önemli işlevi aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) A) Gündelik yaşama yöneliktir. Genelleme yapma

B) 'Niçin' sorusunun cevabını verir. C) Özü bulmaya yöneliktir.

B)

D) Olgularla saptanabilir.

Olaylara bütüncül yaklaşma

E) Kesin cevapları vardır.

C) Kuşatıcı olma D) Sorgulama yapma E) Şeylerin

aslını araştırma

Soru 37: I. Deneysel olma II. Tutarlı olma III. Sadece toplumu konu alma IV. Evrensel olma Yukarıdaki ifadelerden hangileri felsefi düşünüşün özellikleri arasında yer almaz? A) Yalnız I B) Yalnız IV C) I ve II D) I ve III E) III ve IV

Soru 40: Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen, eleştirmeyen insan için felsefi düşünme söz konusu olamaz. Felsefe bilgisi varlıklar ve olaylar karşısında merak duyan insanlarda ortaya çıkar. Bu parçada felsefi bilginin aşağıdaki hangi özelliğine vurgu yapılmaktadır? A) Sorgulayıcılık B) Rasyonel olma C) Evrensellik D) Yığılımlı ilerleme E) Tutarlılık

Soru 41:

Soru 44:

Felsefe Karl Jaspers’in dediği gibi “düşünme uğraşında yolda olmak” ise bu yolu yürümek için iyi bir başlangıç noktasına gereksinim var demektir.

Aşağıdakilerden hangisi felsefenin bireysel işlevlerinden biri değildir?

Buna göre felsefe için gerekli olan bu başlangıç noktası aşağıdakilerden hangisidir?

B) İnsanların kendi hayatlarına yön verebilmesi

A) Toplumsal değerleri benimseme

D) Olaylara yaklaşımda akıl yolunun tercih edilmesi

B) Eleştirel ve sorgulayıcı düşünme

E) Çok yönlü bakış açısı kazandırabilmesi

A) İnsanların farklı fikirlerine açık olması C) Başkalarının fikirlerine bağlı olması

C) Otoritelerin görüşlerine başvurma D) Genel doğrulara göre düşünme E) Dünyayı olduğu gibi kabul etme Soru 45:

Soru 42: Diyojen'i görenler meraklarını gidermek için sorarlar: - "Elinde fenerle güpegündüz ne arıyorsun?" Filozof Diyojen kafasını kaldırmadan: -"İnsan arıyorum, insan." der.

Filozofun bu tavrından hareketle felsefeye ilişkin aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

“ Felsefe tarihi aynı sorular üzerinde düşünüp farklı sonuçlara ulaşmış filozoflarla doludur. Ancak bu filozofların birbirinden tamamen kopuk çalıştıkları ya da birbirlerinin fikirlerini görmezden geldikleri düşünülmemelidir. Her filozof kendinden önceki fikirleri gözden geçirir. Onları ya destekler ya da neden desteklemediğini gerekçelendirmek zorunda kalır. “ Bence saçma.” demek felsefi bir savunma sayılamaz. Filozofun açıklamalarını akla dayandırmasını, çelişkili açıklamalardan kaçınmasını bekleriz.” Bu parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki hangi özelliği vurgulanmamıştır? A) Yığılımlı ilerleme B) Hayret etme C) Rasyonellik D) Tutarlılık

A) Hayatı sorguladığı

E) Temellendirme

B) Evrensel olduğu C) Öznel bakış açısı D) Toplumdan etkilendiği E) Birikimli olduğu

Soru 46: “Felsefe belli bir topluma ya da çağa ait bir düşünce değildir. Zamanı ve çağı aşar. Felsefe bu anlamda zamansız bir düşünme biçimidir.”

Soru 43:

Platon: Var olanı bilmek için yöntemli düşünme etkinliğidir. Aristoteles: Var olmanın ilk temellerini ve ilkelerini araştıran bilimdir. Farabi: Var olmaları bakımından varlıkların bilinmesidir. Karl Jaspers : Felsefe yolda olmaktır. Verilen görüşler felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilişkilidir? A) Evreni anlama çabasıdır. B) Bilgeliğin peşindedir. C) Bilim olma yolundadır

D) Eleştirel bir etkinliktir. E) Evrensel bir etkinliktir.

Bu parça felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilgilidir? A) Sorgulayıcı olma B) Yığılımlı İlerleme C) Eleştirel olma D) Tutarlı olma E) Evrensel olma

Soru 47:

Soru 50:

Felsefe bilgelik sevgisi yani philosophia’ dır. "Sophia", sadece bilgelik değil, aklın ön gördüğü biçimde davranmayı, taşkınlıklardan kaçınmayı, kendi davranışlarını belirleyebilmeyi, karşılaşılan olumsuzluklara direnç göstermeyi de içeren anlamlara sahiptir.

Antik Çağ'ın ünlü filozoflarından biri öğrencisinin kendisinin söylediği her şeyi onayladığını fark etmiş ve şöyle demiş: "Söylediklerimden herhangi birine karşıt bir düşünce ileri sür ki karşılıklı konuştuğumuzu bileyim."

Bu parçadan felsefeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Eyleme dönük olması

Parçaya göre filozof öğrencisinden, aşağıdakilerden hangisini istemektedir?

A) Tutarlı düşünceler üretmesini B) Doğru bilgi arayışında olmasını

B) Dönemin şartlarını dikkate alması

C) Genel-geçer konularla ilgilenmesini

C) Eleştirel tutum takınması D) Bilgi birikimi oluşturması

E) Yığılan bilgiye sahip olması

Soru 48: Felsefenin kendisine inceleme konusu yapacağı yaşantı, bir insanı değil tüm insanlığı içeren ve açıklamaya çalışan bir yaşantı olmalıdır. Verilen ifadeden felsefi düşünceye ait çıkarılabilecek özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) Şüpheye dayanır. B) Sorgulayıcıdır. C) Akla dayalıdır. D) Yığılarak ilerler. E) Evrenseldir.

D) Sezgilerle bilgi üretmesini

E) Eleştirel bir tutum takınmasını

Soru 51: “ Kimilerince korkulası, kimilerince saçma olarak değerlendirilen, kimilerine göre de kavranması çok zor kabul edilen bir alandır felsefe. Peki, felsefe ne zaman ortaya çıktı? Bu soruya tam tarih vermek mümkün değildir. Çünkü aslında felsefe dediğimiz şey rasyonel düşünmeyi ifade eder. Bir arada yaşayan ve bunun için birtakım kurallar belirlemeye başlayan insan topluluğu ne zaman ortaya çıktıysa felsefi düşünüş o zaman yeşermeye başlamıştır diyebiliriz.” Buna göre felsefenin ortaya çıkışı ile ilgili en doğru yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe insanın toplumsallaşması ile ortaya çıkmıştır. B) Felsefenin ne zaman ortaya çıktığını bilmek mümkün değildir.

Soru 49:

C) Felsefe Sümerlerle başlamıştır. D) Felsefe Antik Yunanda ortaya çıkmıştır.

Nermi Uygur şöyle der : '' Bir felsefe sorusunda, daha bir soru olarak olmuş bitmiş bir hâl vardır. Cevapsız bile kalsa belki de tam bir cevabı şart koşmadığından daha soru olarak yeterince bir başarı ortaya koyar: belli bir boyutu açar.''

E) Felsefe yazının bulunması ile başlamıştır.

Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi felsefi bir soru olma özelliği taşır?

Soru 52:

A) Eğitimin kültürün aktarılmasında nasıl bir rolü vardır? B) İnsan davranışları genetik unsurlar tarafından nasıl şekillenir? C) Evrensel ahlak ilkeleri var mıdır? D) Ekonomik koşullar bireyin yaşam koşullarını etkiler mi? E) Güçlü bir imanın koşulları nelerdir?

“Suje ile obje arasında kurulan bağdan doğan üründür.” Verilen tanım aşağıdaki kavramlardan hangisine aittir? A) Akt B) Bilgi C) Doğruluk D) Gerçeklik E) Temellendirme

Soru 53:

Soru 56:

Aristoteles’in ünlü yapıtı Metafizik “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” cümlesi ile başlar. İnsan evreni, kendisini çevreleyen dünyayı, içinde yaşadığı toplumu, geçmişini ve bütünüyle kendisini tanımak ve bilmek ister.

Hikmet, bütün olup bitenlerin esasını bilmektir. Felsefe ise bilgi peşinde olan ve bilgiyi seven bir kişinin düşünme etkinliğidir.

Buna göre felsefe ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

Bu açıklamada felsefe ile ilgili vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgiye ulaşmada yolda olmaktır.

A) Kapsamlı bilgiye ulaşmaya çalışır.

B) Hikmetten daha genel bir bilgidir.

B) Varlığı anlama ve açıklama çabasıdır.

C) Felsefe bütün varlığı bilmektedir.

C) İnsanın kendi yaşamını sorgulamasının bir ürünüdür.

D) Hikmet sürekli yolda olmaktır.

D) Doğuşunda büyük filozofların etkisi olmuştur.

E) Felsefi bilgi olgulara dayanır.

E) Yaşamın farklı yönlerinin merak edilip sorgulanmasıyla başlamıştır. Soru 57: Soru 54: Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen, kendisine sunulanla yetinen bir insan için, felsefe gerekli değildir.

Yunanca philia ve sophia kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşan felsefenin anlamı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) Felsefe ilk nedenlerin bilimidir.

Bu açıklama felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilgilidir?

B) Felsefe varlık olmak bakımından varlıkların bilinmesidir.

A) Sistemlidir.

D) Bilgelik sevgisidir.

B) Yığılımlıdır.

E) Felsefe üst düzey bir sorgulama faaliyetidir.

C) Felsefe mutlu olma sanatıdır.

C) Evrenseldir. D) Eleştiricidir. E) Tutarlıdır. Soru 58:

Soru 55: Filozof yaşadığı evreni sorular yolu ile araştırır. Felsefe bu anlamda sorulardan doğar. Cevaplar bilgimizin sınırlarını ortaya koyarken sorular bu sınırı sürekli genişletme çabasının sonucudur. Felsefe soruları olgularla sınırlı pratik hayatımızı aşarak, insan aklının derinliklerinden ortaya çıkmakta ve insanın bilme ihtiyacını karşılamaktadır. Bu parçada felsefi düşüncenin hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Sorulara dayanır. B) Rasyoneldir. C) Sorgulayıcıdır. D) Evrenseldir. E) Refleksiftir.

“Ben kimim?”, “Evrenin bir amacı var mıdır?”, “Mutluluk nedir?”, “Doğru bilgi mümkün müdür?” türünden sorular soran felsefe, bu sorulara doğruluğu kanıtlanmış yanıtlar veremez. Çünkü her filozofun dünyayı anlama ve anlamlandırma süreci farklıdır. "Parçada belirtilen durumun nedeni felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisidir?" A) Konularının çeşitli olması B) Eleştirel olması C) Öznel olması D) Yığılımlı ilerlemesi E) Evrensel bir bilgi olması

Soru 59:

Soru 61:

Felsefe, doğruya ulaşmak ister, bunun için uğraşır. Eldekileri bu amaç için boyuna ayıklar, eleştirel bir süzgeçten geçirir. İster düşünme ile ister deneme ile olsun felsefe doğruya ulaşmayı amaçlar. Bu bilgiler ışığında felsefe için aşağıdakilerden hangisi söylenir? A) İnsanın kişisel yaşamı üzerine sorumluluk bilinci kazandırır. B) Durup dinlenmeden bir hakikati arama işidir. C) Bir tür yaşama sanatıdır. D) Olgular arasındaki nedensel ilişkilerin aranmasıdır. E) İyi ve güzel olanın dışa vurumudur.

Soru 60: Antik Yunan’da sophos (bilge) “bilgileri kendisinde bulunduran hikmet sahibi kimse” olarak bilinirdi. Ancak insanın her şeyi bilemeyeceği gerçeği karşısında “Sophia” kelimesi “philia” sözcüğü ile birleştirilerek bilgiyi seven anlamına gelen “filozof”a dönüştürüldü. Filozof her şeyi bilen değil, bilgiyi ele geçirmek için uğraşan, peşinden koşan kişidir. Bu parçaya göre aşağıdaki seçeneklerden hangisine ulaşılabilir?

Felsefe ne işe yarar sorusunu soran öğrencileri artık garipsemiyorum. Çünkü bizler Modern Çağ'ın ruhsuzlaştırdığı insanlarız. Saatlerce bilgisayar, televizyon ve sosyal medya ile meşgul olup sonucu hiçlik olan bu eylemlerimizi hiç sorgulamayız. Haşlanan kurbağa misali haşlanırız da yine de fark etmeyiz. Sürekli bizim yerimize karar veren bizi belirleyen erkler yaratırız ama bilgelik konusunda burnumuzdan kıl aldırtmayız. Çünkü hayatımızdaki felsefeden uzaklaşıldığı için hepimiz kendisini bilge sanan cahillere dönüştük.

Parçadan hareketle felsefe ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Bireysel ve toplumsal bilinçlenmeyi sağlar. B) Bilimsel gelişmeleri olumlu etkiler. C) Modern Çağ'da daha etkili olmuştur. D) Dönemin şartlarına göre değişir. E) İnsanların bilgece bir yaşam sürmesini sağlar.

A) Bilge insan, bilginin imkan ve sınırlarına ulaşmış kişidir. B) Felsefe yapabilmek için bilge olmak gereklidir. C) Bilgelik felsefenin gelişimini sağlar. D) Filozof bilgi donanımlı insandır. E) Felsefe bilgeliğe ulaşma çabasıdır.

Soru 62: Aşağıdakilerden hangisi bir felsefe tanımı olarak gösterilemez? A) Felsefe;var olmaları bakımından varlıkların bilinmesidir. B) Felsefe; gerçekliğin hakiki doğasını kavramaya çalışmaktır. C) Felsefe; bilgelik yolunda yürüme, doğruluk bilgisinin ilk nedenlerine ulaşmak üzere çalışmadır. D) Felsefe; diyalektik düşünme yoluyla ideların bilgisini kavramadır. E) Felsefe; yapılan çalışmalarla henüz ortaya çıkmamış olayları öngörebilmektir.

Soru 63: Kant’a göre felsefenin nesneleri algılamaktan çok, bilme tarzımızla meşgul olması gerekir. Bu açıklamada aşağıdaki ifadelerden hangisi vurgulanmak istenmiştir? A) Felsefede amacın kesin bilgiye ulaşmak olduğu B) Felsefenin olanı incelemesi gerektiği C) Felsefenin açıklamalarında bitmişliğin olmadığı D) Felsefenin, bilimsel bilgi sonuçlarından yararlandığı E) Felsefenin, varlığa ait bilgilerimizi elde etme yöntemiyle ilgilenmesi gerektiği

Soru 64:

Soru 67:

Aşağıdakilerden hangisi felsefi düşüncenin özelliklerinden biri değildir?

Felsefe; toplum, tarih, bilim gibi insanların tümünü doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren her alanda yapılabilir. Felsefe, filozofa bağlı söylem olarak ortaya çıkar ancak ortaya atılan düşüncelerin akla ve mantığa uygun gerekçelere dayandırılması gereklidir.

A) Akla dayalıdır. B) Konuları bakımından evrenseldir. C) Kesinlik içerir. D) Fenomenleri sorgulama faaliyetidir. E) Eleştirel bir tavırdır.

Parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisine değinilmemiştir? A) Tutarlı olma B) Yığılımlı olma C) Evrensel olma

Soru 65: Felsefe, insanı insan yapan araştırma ruhunun, anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin, sorular sorma ve onlara cevap arama becerisinin, erdemli olma ve mutlu yaşama isteğinin bir ifadesidir. Parçadan yola çıkılarak felsefe ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe toplumsal yaşam kuralları koyar. B) Felsefe başarılı olmanın yollarını gösterir. C) Felsefe bilimsel bilgilere ulaşmayı sağlar.

D) Akla dayanma E) Temellendirmeye dayalı olma

Soru 68: I. Bilgi, objesini tam olarak yansıtabilir mi? II. Unutmanın nedenleri nelerdir? III. Varlık değişken midir?

D) Felsefe yaşama sanatını öğretir.

IV. Ahlaki eylemlerin amacı nedir?

E) Felsefenin duygusal işlevi vardır.

Verilenlerden hangileri felsefenin cevap aradığı sorulardan değildir? A) Yalnız I

Soru 66: Felsefede sorulardan çok cevaplar değişmektedir. Her filozof, örneğin en yüksek iyinin ne olduğu sorusuna içinde bulunduğu tarihsel ve sosyolojik koşullarından etkilenerek cevaplar vermiştir. Bu ise felsefi sonuçların mutlak bir kesinlik taşımadığını gösterir. Bu parçadan felsefeyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Göreli bir bilgi olduğu B) İçinde bulunduğu koşullardan etkilendiği C) Aynı sorulara farklı cevaplar verildiği D) Dogmatik olmadığı E) Sonuçlarının herhangi bir değerinin olmadığı

B) Yalnız II C) Yalnız III D) Yalnız IV E) II ve III

Soru 69: Filozof ele aldığı konuları farklı yollarla çözümleyerek açıklığa kavuşturur. Sonra da üzerinde düşünülüp çözümlenmiş ve aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden hareketle konularını yeniden inşa eder ve onu bir bütünlüğe kavuşturur. Verilen açıklamada felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmaktadır? A) Eleştirici ve sorgulayıcıdır. B) Cevaplardan çok sorular önemlidir. C) Çözümleyici ve kurucudur. D) O düşünceyi ileri süren filozofun özgün görüşüdür. E) Ortaya konan önermeler kendi içinde tutarlıdır.

Soru 70:

Soru 73:

Felsefe, tarih boyunca bir tek şeyi dünyaya, insana ve topluma açıklamayı amaç edinmiş ve buna çeşitli yollarla ulaşmaya çalışmıştır.

Felsefede soruların tek bir doğru cevabı olmadığı için önemli olan önermelerin birbiriyle mantıksal olarak bir aradalığıdır.

Parçadan çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefenin amacı insanın doğa üzerinde kontrolünü sağlamaktır. B) Doğruya ancak felsefi yöntemle ulaşılabilir. C) Felsefe amaca ulaşmak için bilimden yararlanmalıdır. D) Felsefe insanın kendi üzerine düşünmesidir.

Verilen ifadede felsefenin aşağıdaki hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Eleştirel bir tavır sonucu ortaya çıkmıştır. B) Kendi içinde tutarlıdır. C) Hiçbir konuda son sözü söylememiştir. D) Tüm insanlığı ilgilendiren sorunları ele alır. E) Yola şüphe ile başlar.

E) Felsefe dünyayı ve toplumu anlamak için çeşitli yollara başvurur. Soru 74: Soru 71: Felsefe, düşüncenin derinleşmesine; yani insan düşüncesinin sürekli olarak kendisine eğilip, kendisini bilinçli duruma getirmeye yönelmesine olanak sağlar. Geçmişten günümüze düşünceleri yansıtan kavramları tanıma olanağı verir. Parçaya göre felsefenin kişiye katkı sağlama nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilimsel bilgilere ulaşmasını sağlayarak B) Hayatı olduğu gibi yaşama olanağı sunarak

Felsefede ileri sürülen önermeler bilimde olduğu gibi olgularla test edilerek doğrulanamaz. Önemli olan ortaya konan düşüncenin çelişkisiz olmasıdır. Bu açıklamada felsefenin aşağıdaki hangi özelliği üzerinde durulmuştur? A) Cevaplardan çok sorular önemlidir. B) Çağın koşullarından etkilenir. C) Sorgulayıcıdır. D) Kesinlik yoktur. E) Tutarlıdır.

C) Hayata pozitif bakmasına yardımcı olarak D) Çalışma becerisinin geliştirilmesi için ortam hazırlayarak E) Yaşamla ilgili görüşleri öğrenme olanağı sağlayarak

Soru 72: Her şeyden şüphe ediyorum. Şüphe ettiğimden şüphe edemem. Akıl ilkelerine uygun bilgidir.

Soru 75: “Bir çağı ve ulusu anlamamız için onun felsefesini anlamamız ve felsefesini anlamak için de belirli bir düzeyde felsefeci olmamız gerekir. İnsanların içinde yaşadıkları koşulları bilmek felsefelerini saptamada çok önemlidir, diğer yandan felsefeleri de onların koşullarını sağlamada oldukça belirleyicidir.” Aşağıdaki yargılardan hangisi parçada geçen düşünceyi desteklemektedir?

Şüphe etmek bir tür düşünmektir.

A) Bir ulusun felsefesini anlamak için o toplumda yaşamak gereklidir.

Düşünüyorum o halde varım.

B) Bir toplumu ve felsefesini anlamak için felsefe bilgisine ihtiyaç vardır.

Yukarıda verilen parçadan felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi çıkarılamaz?

C) Felsefe, toplumsal koşullardan bağımsızdır. D) Felsefi etkinlik, toplumsal yaşantıyı etkilemez. E) Geçmiş çağların felsefesi, yaşanılan çağın düşüncelerinden sentezlenmiştir.

A) Rasyonel olma B) Refleksif olma C) Şüphe etme D) Tutarlı olma E) Birikimli olma

Soru 76:

Soru 79:

İlim, ilim bilmektir.

Kant’a göre; “Sadece felsefe yapmak öğrenilir. Kendi düşünceni, dünyayı, toplumu, deneyimin bizde bıraktığı bilinmezlikleri eleştirerek...”

İlim, kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen (Ya) Bu nice okumaktır. Yunus Emre'nin bu dörtlüğü felsefenin hangi özelliğine uygun düşmektedir?

Bu açıklamadan hareketle felsefe ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bir sorgulama etkinliğidir. B) Sübjektif bir etkinliktir. C) Kapsamlı bilgiye ulaşma çabasıdır. D) İnsanın kendi yaşamını gözden geçirmesidir. E) Her dönem farklı fikirlerin ortaya konmasıdır.

A) şüphe duyma B) Eleştirel olma C) Refleksif olma D) hayret etme E) Merak etme

Soru 77: Aşağıdakilerden hangisi filozofun taşıdığı niteliklerden biridir? A) Görüneni olduğu gibi benimseme B) Yeni ve farklı fikirlere kapalı olma C) Bir probleme dair daha önce ulaşılmış sonuçlarla yetinme D) Felsefi problemlere özgün ve akla dayalı çözümler getirme E) Otoritelerin belirledikleri sınırlar içinde kalma

Soru 78: Aşağıdakilerden hangisi bilim ve felsefenin varlığı ele alış tarzıyla ilgili yanlış bir yargıdır? A) Bilime göre varlık olgusaldır. B) Felsefe varlığı bir bütün olarak ele alır. C) Felsefe sadece ideal varlığı inceler. D) Bilim varlığa determinist açıdan bakar. E) Bilimler yöntemlerine göre varlığı parçalara ayırır.

Soru 80: Başlangıçta bütün bilimler felsefenin içinde yer alıyordu. Filozof pek çok konuda bilgi sahibi olan, bütün bilgileri sentezleyerek bir hayat görüşüne ulaşmış olan kişiydi. Birçok konuda kitap yazan ve bu kitapları yazıldığı bilim alanlarında otorite kabul edilen Aristoteles, bu filozof karakterine bir örnektir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Felsefnin ilk kez ortaya çıktığı dönemde filozof aynı zamanda bilim insanıdır. B) Bilimler başlangıçta felsefenin içerisinde yer almıştır. C) Aristoteles bilimsel kitaplar da yazmış bir filozoftur. D) Bilimler felsefeden bağımsız olarak değerlendirilmelidir. E) Filozoflar bütün bilgileri birleştirerek bir dünya görüşüne ulaşmış kişilerdir.

Soru 81: Felsefe, evreni anlamak ve kavramak için her türlü bilgi, algı ve sezgi ile oluşan düşünceyi açıklığa kavuşturur. Bununla yetinmez, yani dünyayı parçalanmış bir halde bırakmaz, üzerinde düşünülüp aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden hareketle dünyayı yeniden inşa eder ve onu bir bütünlüğe kavuşturur. Parçada felsefi düşüncenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmıştır? A) Refleksiftir. B) Evrenseldir. C) Temellendirmeye dayalıdır. D) Birleştiricidir. E) Tutarlıdır.

Soru 82:

Soru 86:

Hayatın her yerinde felsefe karşımıza çıkar. İleri sürdüğümüz bir fikrin doğru olduğunu iddia etmek için kanıtlar sunmaya başladığımızda, ahlaki tutumlarımızla ilgili karar vermek durumunda kaldığımızda, olgu ve olayları akıl yoluyla çözmemiz gerektiğinde felsefe yaparız.

Felsefe hakikati araştırırken bilim gibi herkes için geçerli olabilecek bilgiler ortaya koymaya çalışmaz. Filozof ile bilim insanlarının soru sorma biçiminde farklılık vardır. Filozof, “Canlı türleri nasıl sınıflandırılır?” sorusunu sormaz; bu türden sorulara cevap aramaz. Filozof, “Bilim nedir?”, “Bilimsel yöntem nedir?” sorusuna cevap arar. “Düzenin aksayan yönlerini açığa çıkarmaz; “İdeal düzen nedir?” sorusunu irdeler.

Bu parçada savunulan görüş aşağıdakilerden hangisidir? A) Evrensel ahlak ilkeleri mümkündür. B) Sorgulama yapma felsefenin temelidir.

Parçada felsefi düşünce ile ilgili aşağıdaki niteliklerden hangisi vurgulanmıştır?

C) Felsefi düşünceler birbirinden etkilenir.

A) Akıl ilkelerine bağlı kalması

D) Felsefe insanın için kaçınılmaz bir etkinliktir.

B) Eleştirel bir tavır sergilemesi

E) Her felsefi düşünce içinde doğduğu toplumdan etkilenir.

C) Yığılımlı ilerlemesi D) Refleksif olması E) Öze ilişkin olması

Soru 83: Aşağıdakilerden hangisi felsefenin amaçlarından biri olamaz?

Soru 87:

A) Eleştirel düşünüş biçimi geliştirmek

I. Bildiklerimizin sınırı var mıdır?

B) Bilgeliğe ulaşmaya çalışmak C) Bilgimizin imkan ve sınırlarını araştırmak

II. Varlık var mıdır?

D) Gözlemsel verilerden olgusal doğrulara ulaşmak

III. Evrenin ana maddesi nedir?

E) Yaşamın özünü anlamaya çalışmak

IV. İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür? V. İnsanlar neden ve nasıl unutur?

Soru 84: “Bir masanın kendine dair bir algısı yoktur. Rengini, şeklini ve işlevini bilemez. İnsan için ise durum böyle değildir. İnsan; fiziksel, zihinsel ya da duygusal anlamda kendine dair gerçeğe uygun olan ya da olmayan fikirlere sahiptir.” Bu durum felsefeyle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilebilir? A) Öz bilinç B) Bilgi

Öncüllerden hareketle aşağıdaki seçeneklerden hangileri felsefenin cevap aradığı sorulardan değildir?

A) Yalnız I. B) Yalnız III. C) Yalnız V. D) I ve V. E) III ve V.

C) Şüphe D) Özne E) Obje

Soru 88:

Soru 85:

Felsefe köken olarak bilgiyi ve bilgeliği sevmek anlamına gelir, özgür düşünce ve eleştiriyle rasyonel bilgilere ulaşıp sorunları çözmeyi ve yaşamı buna göre düzenlemeyi amaçlar.

“Felsefe bir tanımlamayla sınırlandırılabilecek bir etkinlik değil, aksine sürekli bir tanıma ve tanımlama arayışıdır.”

Buna göre felsefe ile ilgili en kapsamlı ifade aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

Aşağıdaki seçeneklerden hangisi felsefe ile ilgili açıklamayı desteklemektedir?

A) Bilgeliğe ulaşma çabasıdır. B) Belirli konularda araştırma yapmaktır.

A) Tanrı’yı bilmektir.

C) Gerçeği arama çabasının bir ürünüdür.

B) Bütün bilimleri birleştiren, bilimler bilimidir.

D) Evren hakkında belirli bir görüş elde etme faaliyetidir.

C) Bilgelik yolunda yürümekdir.

E) Çözüm üretmeyi amaçlayan sistemli bir düşünce etkinliğidir.

D) Fenomenleri nedenlerden çıkarıp bilmedir. E) Gerçekliğin hakiki doğasını kavramaktır

Soru 89: Felsefede sorular çok önemlidir. Çünkü felsefe sorularla gelişir. İnsan zihni, gelişen ve değişen varlık, bilgi ve değerler hakkında sürekli bir arayış içindedir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefi soruların özelliklerinden biridir?

A) Akıl ve mantık ilkelerine dayanması B) Dogmatik olması C) Varlığın özüne yönelik olması D) Kesin cevaplar içermemesi E) Öznel nitelikte olması

CEVAPLAR: 1-A 2-D B 17-C 18-C 19-C D 33-B 34-C 35-E E 49-C 50-E 51-A C 65-D 66-E 67-B D 81-D 82-D 83-D

3-B 20-E 36-D 52-B 68-B 84-A

4-C 5-D 6-D 7-A 8-B 21-E 22-A 23-B 24-B 37-D 38-A 39-C 40-A 53-D 54-D 55-A 56-A 69-C 70-E 71-E 72-E 85-C 86-E 87-C 88-E

9-C 25-D 41-B 57-D 73-B 89-D

10-E 26-E 42-A 58-C 74-E

11-E 12-D 13-A 14-A 15-B 1627-D 28-A 29-E 30-B 31-C 3243-A 44-C 45-B 46-E 47-A 4859-B 60-E 61-A 62-E 63-E 6475-B 76-C 77-D 78-C 79-A 80-

Soru 1:

Soru 4:

“Dünya yuvarlaktır.” önermesi “Dünya” diye adlandırdığımız gezegenin yuvarlak olması halinde doğru, olmaması halinde ise yanlış değeri almaktadır. Buna karşılık “Dünya” kendi başına ne doğrudur ne yanlıştır; fakat o gerçek bir varlıktır.

Doğru bilgi, objesine uygun olan bilgidir. Doğru bilginin genel-geçer bilgi olması, bütün düşünen ve bilen kimseler için her akıllıca konuşan ve dinleyen için geçerli olması gerekir. Aynı objeyle ilişkili olan iki doğru bilginin, objeye olduğu gibi birbirine de uygun olması, bundan dolayı aynı dilsel anlatımla saptanıp bildirilebilmesi gerekir.

Buna göre doğruluk ve gerçeklik ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Doğruluk bir değerdir.

Parçaya göre aşağıdaki ifadelerden hangisi doğruluk için gerekli bir ölçüt değildir?

B) Gerçeklik bir tür var olma durumudur. C) Doğruluk düşünceden bağımsızdır. D) Gerçeklik, insan algısından bağımsızdır. E) Doğruluk, bilginin nesnesine uygunluğudur.

Soru 2: Siyaset Antik Yunan'da insan hayatının ayrılmaz bir parçasıydı. Ancak günümüzde hayatlarını önemli ölçüde iyileştirme umudu taşımayan insanlar, önemli olanın, kendi duygularını tanıyarak, sağlıklı beslenerek, bale ya da göbek dansları dersleri alarak, Doğu'nun bilgeliğini benimseyerek, jogging yaparak, "ilişki kurma"yı öğrenerek, "haz korkusu"nun üstesinden gelerek sağlanan fiziksel öz gelişim olduğuna kendilerini inandırmışlardır. Kendi başına zararsız olan, bir program halinde uygulanan, özgünlük ve farkındalık söylemiyle sarılıp sarmalanan bu uğraşılar, siyasetten geri çekiliş anlamına gelir. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kendi içinde çelişki barındırmaz. B) Belli açılardan ikna edicidir. C) Siyaseti sistematik olarak ele almıştır. D) Bir temellendirmeye sahiptir. E) Siyasetten uzaklaşıldığını savunmaktadır.

Soru 3: Saussure’e göre bir form ya da yapı olan dil, hep bir uzlaşımlar sistemi üzerine kurulu olduğundan ilke olarak her zaman ve her durumda toplumsal olmak durumundadır. Bir başka deyişle ortada dili tasarlayan bir mimar olmadığı gibi dilin kendisi de belli niyetler ya da amaçlar uyarınca yapılandırılmış değildir. Örneğin, bu anlamda dilin kendisine ait bir olgu olarak haftanın günlerini adlandırmanın üzerinde uzlaşılmış bir yolu olmasaydı bugünün çarşamba olduğunu söylemek mümkün olmazdı. Parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Dil, insanın toplumsal yapıya odaklanmasını sağlar. B) Dildeki yargıların felsefi bir karşılığı yoktur. C) Dil bir ortak kararlar sistemi olarak anlamı kendi içinde tayin eder. D) Dilde anlam öznenin niyeti dışında kullanılan jest ve mimiklere bağlıdır. E) Dilin yapısı ve anlamı üzerinde uzlaşılmış kesin bir yargı yoktur.

A) Bir obje hakkındaki bilgilerimizin birbiriyle tutarlı olması B) Dilsel bir anlatım olarak tespit edilmesi C) Bilginin nesnesine uygun olması D) Bilginin diğer insanlar tarafından da kabul edilebilir olması E) Bilginin her zamanda ve mekanda geçerli olması

Soru 5: Galilei’ye göre bilimsel araştırmada yapılacak şey; araştırılacak olaydan bağımsız olarak bir ana önerme kurmak, sonra bir varsayım (hypothesis) olarak ortaya konmuş olan bu önermenin tek tek hâllerde gerçekleşip gerçekleşmediğini gözlemlemek ve deneyimlerle kontrol etmektir. Başka bir deyişle önce tanıtı verilmemiş, doğruluğuna baştan inanılması gereken araştırmaya kılavuzluk edecek bir önerme ileri sürülecek sonra da tek tek olgular bu kılavuz önermeyi destekliyor mu, buna bakılacaktır. Parçaya göre Galilei bilimsel araştırma için akıl yürütme biçimlerinden hangilerini önermektedir? I. Tümevarım A) I B) II C) I ve II D) I ve III E) II ve III

II.Tümdengelim

III.Analoji

Soru 6:

Soru 8:

Doğruluk nedir? Bu soruyu kendi aklınıza dayanarak; “yanlış olmayan” şeklinde cevaplayabilirsiniz. Peki yanlış nedir? diye sorulsa: aynı akıl, “Yanlış, gerçeklikle uyuşmayandır.” şeklinde felsefi bir cevap verebilir. Bir septik “gerçeği” ulaşılabilen bir şey olarak görmediğinden, doğruluğu tartışmayı dahi kendi aklına aykırı bulacaktır. Klasik bilim anlayışı ise bu soruya olgusal bir perspektifle yaklaşarak; nesnelerin gerçekliğinin denetlenebilirliği üzerinden cevap üretecektir.

Kant, felsefe tarihinde büyük etkilerde bulunmuş bir filozoftur. Onun felsefi sistemi üç temel sorunun yanıtını aramaya yöneliktir. "Ne bilebilirim?", "Ne kadar bilebilirim?", "Bilgimin sınırları nelerdir?" Kant, bu soruların yanıtlarını bulmaya yönelik kendi ontolojik ve epistemolojik sistemini geliştirmiştir. Onun bu sorulara verdiği yanıtlar felsefesinin özünü oluşturmuştur.

Parçadan doğrulukla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Doğru bilgi mümkün değildir. B) Doğru bilginin kaynağı akıldır. C) Doğru bilginin kaynağı hakkında farklı görüşler ortaya çıkmıştır.

Bu parçada felsefi sorular hakkında vurgulanan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilimsel sorulardan farklı değildir. B) Genel geçer, evrenseldir. C) Filozofun kişiliğini yansıtır. D) Toplumsal sorunları ele alır. E) Sistem oluşturma çabasına yöneliktir.

D) Doğruluk ile ilgili ortak bir uzlaşı söz konusu değildir. E) Doğruluk bireye ve topluma göre değişmemelidir. Soru 9:

I ) Otobüste yaşlıya yer veren Ayça’nın hareketine güzel bir davranış denilmesi

Doğruluk bilginin nesnesine uygunluğudur. Nesne soyut yada somut olabilir. Bilgi nesnesine uygunsa doğru, değilse yanlıştır. Gerçeklik ise bir tür var olma-olmama durumudur. “Kar beyazdır.” önermesinin doğruluğu, yağan karın gerçekte beyaz olup olmadığına bakmaktan geçer.

II)Basketbolda çok başarılı olan Emre’ye iyi oyuncu denilmesi

Bu parçaya göre doğruluğu gerçeklikten ayıran temel fark aşağıdakilerden hangisidir?

III) Ali’nin testteki tüm soruları doğru çözmesi

A) Farklı kaynaklardan edinilmesi

Soru 7:

IV)Yere çöp atan Ahmet’in davranışının hem kötü hem çirkin bulunması V) Picasso’nun Guernica tablosunu inceleyen Arif’in bu esere ‘’çok iyi bir tablo’’demesi Yukarıda numaralandırılmış ifadelerden hangileri aynı sözcüklerin farklı anlamlarda kullanılmasına örnek oluşturur? A) I, II B) I, II, V C) I, III, V D) IV, V E) I, II, III, IV, V

B) Yöntemli olarak edinilmiş olması C) Dış dünyada gözlenebilir olması D) Bilginin nesnesiyle örtüşmesi E) Nesnel ve denetlenebilir olması

Soru 10: Sokrates’in Menon diyaloğundaki ünlü çıkarımı şöyledir: I.öncül Kötü biri, zarar vermeye eğilimlidir. II. öncül Hiç kimse isteyerek başkalarını zarar vermeye eğilimli kılmaz. Sonuç: Hiç kimse, birini isteyerek kötü insan haline dönüştürmez. Bu çıkarımdan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Kötülük, zarar vermeye eğilimlidir. B) Kimse isteyerek yanlış yapmaz. C) Bir kişi diğerine farkına varmadan zarar verebilir D) Hiç kimse kötü değildir. E) Kötülük bilgi eksikliğinden kaynaklanır.

Soru 11:

Soru 14:

Herakleitos “Gerçeği söz haline getirmeden, başka deyişle dile dökmeden önce insanlar anlamadılar.” demiştir.

Heidegger'e göre varlık bir bütündür. Bu bütünün bir ucuna "hiçlik" diğer ucuna ''varoluş''u koyar. Ancak pozitivizm hiçliği tanımak bile istemez. Pozitivistler bilimsel yaklaşım açısından bu tavırlarında haklıdırlar. Ancak insanın yaşadığı nedensiz ya da nesnesiz bunalım, sıkıntı, kaygı ve korku gibi duyguların var olanın bütünlüğüne dahil olan "hiçlik" in göstergeleri olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

Düşünürün bu sözle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan konuştuğu için düşünür. B) Düşünce varlığını dil ile gerçekleştirir. C) Gerçeklik düşünülemez, yalnız sözle ifade edilir. D) Düşünme ve konuşma eylemleri birbirinden farklı şeylerdir. E) Gerçeklik genel ve soyut olduğu için anlatmak güçtür.

Buna göre düşünürün pozitivistlerden farklı olarak varlığa yüklediği özellik aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsan duyguları B) Fiziksel olaylar C) Canlılık özellikleri

Soru 12: "İnsanlar onu anlamadılar, onu işitmeden önce..."Herakleitos

D) Evrensellik E) Nesnellik

"Üzerinde konuşamadığımız şeyler hakkında susmamız gerek." Witgenstein "Dil, düşüncenin evidir." Heidegger Bu görüşlerin ortak yönü aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 15: Paul Graham geliştirmiş olduğu “Anlamsızlıklar Hiyerarşisi” ile bir tartışmada yaşanan anlaşmazlıklara çözüm bulmaya yönelik bir yol önermiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi karşı bir argümanı daha sağlam bir gerekçe ile karşılar?

A) Asıl olanın düşünme olduğu B) Dil ve düşüncenin ayrılığı C) Soyut olanın dile getirilemeyeceği

A) İddiaya karşı bir kanıt sunmadan sadece karşı çıkmak B) Söylenenden ziyade üsluba karşı çıkmak

D) Dilin düşünmede belirleyici olduğu

C) Tartışma konusuna değil de iddiayı ortaya atan kişiyi eleştirmek

E) Düşünmenin dili doğurduğu

D) Herhangi bir kanıt sunmadan doğrudan kişiyi hedef almak E) Argümanın dayandığı ana fikri bulup onu çürütmek

Soru 13: Paradoks; düşünceler arasında tartışmaya açık, kesin bir yargı içermeyen ve karşıtlık olarak tarif edilir. Giritli bir filozofun “Bütün Giritliler yalancıdır.” sözüyle doğru mu yalan mı söylediği konusundaki çözümsüzlük, paradoks için bilinen bir örnektir. Buna göre bir paradoksun çözümündeki zorluğun temel sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Paradoksu dile getirene yönelik güven sıkıntısı B) Paradoksların karışık olması C) Cevaplar arasında aşılamayan bir çelişki olması D) Paradoksların saçma olması E) Paradoksların hayal ürünü olması

Soru 16: Bilgi felsefesinin temel konularından olan doğruluk ve gerçeklik ilişkisi hakkında filozoflar, bazı doğruluk ölçütleri geliştirmişlerdir. Bu ölçütlerden en önemlisi olan tutarlılık, bize sağlam bir zeminde hareket etme fırsatı vermekle birlikte süreç boyunca, artık güvenlik sigortamız olacaktır. Parçadan çıkarılacak sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Tutarlılık bilginin can yeleğidir. B) Gerçeklik, özneden bağımsızdır. C) Doğrunun ölçütü dış dünyada işe yaramasıdır. D) Felsefede doğru bilgiye ulaşmak imkânsızdır. E) Bilginin sınırı dış dünyadaki gerçeklikten ibarettir.

Soru 17:

Soru 21:

Felsefede ileri sürülen bir görüş ya da sav için bir dayanak göstermek gerekir.

“Önermelerin tek tek doğruluğundan bahsedilebilir. Tutarlılık ise tek tek doğru kabul edilen önermelerin birbirini yanlışlamaması, birbiriyle çelişmemesi durumudur. Örneğin “Deniz mavidir.” ya da “Deniz gridir.” önermeleri, havanın ve bölgenin durumuna göre doğru kabul edilseler de bir arada tutarsız önermelerdir.”

Buna göre felsefeyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Varlığı bütün olarak ele alır. B) Eleştirici ve sorgulayıcıdır. C) Cevaplardan çok sorular önemlidir D) Temellendirmeye dayalı bir düşüncedir. E) Çağın koşullarından etkilenir.

Bu açıklama aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıttır? A) Geçerlilik nedir? B) Doğruluk ve gerçeklik aynı şey midir? C) Gerçeklik göreceli midir? D) Doğruluk uygunluk mudur?

Soru 18: Dil, bir toplumdaki en kapsamlı uzlaşımdır. Her insan, uzlaşılmış böylesi bir yapının içine doğar. Dil, öğrenilen bir yapıdır. Dil sayesinde sorular ve cevaplar üretilir. Kişinin kendini ve başkalarını anlayabilmesi, dilin doğru kullanılmasına bağlıdır. Dil, öğrenilen bir şey ise düşünme, neden öğrenilen bir durum olmasın ki? Bu parçadan çıkarılabilecek temel anlam aşağıdakilerden hangisidir? A) Dil, düşünmeyi yavaşlatır. B) Düşünmek dili aşamaz. C) Dil ve düşünme bir arada ele alınmalıdır. D) Dile gelmeyen düşünceler boştur. E) Farklı diller farklı düşünmelerin sonucudur.

E) Doğru olan tutarlı mıdır?

Soru 22: Filozof her alanda sorular sorar. Bu soruları oluştururken önce olayların gerisindeki nedenleri anlamaya yönelik gözlemlerde bulunur. Bu gözlemlerini analitik bir düşünme ile süzgeçten geçirir. Daha sonra saptamış olduğu bu ilişkileri sorularla ortaya koyar. Sonraki amacı bu sorulara yanıt aramaktır. Bu parçada felsefi soruların oluşturulmasıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Olaylara ilişkin gözlemlerde bulunmak. B) Olaylar arasındaki ilişkileri saptamak. C) Analitik bir bakışla sorunu saptamak. D) Daha önce sorulmuş soruları incelemek.

Soru 19:

E) Sorunlara ilişkin açıklamalarda bulunmak.

Aşağıdakilerden hangisi dilin işlevlerinden biri değildir? A) Yazma B) İletişimi kolaylaştırma C) Sembolleştirme D) Düşünme E) Sosyalleşme

Soru 23: Aşağıdakilerden hangisi çelişik önermeye örnektir? A) Ya sinemaya ya da tiyatroya gidersin. B) İnsan düşünen bir canlı değildir. C) Bilenle bilmeyen bir olmaz. D) Bazı çiçekler açar veya hiçbir çiçek açmaz.

Soru 20: I. İnsanın olay, varlık veya herhangi bir düşünceye dair bir anlayış geliştirmesi II. Doğru ya da yanlış bir yargı bildiren cümleler III. Belli kanıtlara dayanarak ortaya atılan yeni bir yargı Verilen tanımlar sırasıyla aşağıdaki kavramlardan hangisine karşılık gelir? A) Önerme – görüş – argüman B) Önerme – argüman – görüş C) Görüş – önerme – argüman D) Argüman – görüş – önerme E) Görüş – argüman – önerme

E) Dünya Güneş etrafında döner.

Soru 24:

Soru 27:

I. Pozitivist felsefeye göre bilimsel teorilere ulaşmanın yolu deney ve gözleme başvurarak tek tek olguların bilgisini elde etmektir. Bu olgulara ilişkin deney ve gözlem verileri sistematize edilerek bütünü kapsayan açıklamalara ulaşılır.

Aşağıdakilerden hangisi önermedir?

II. Bir başka düşünceye göre olgulardan hareketle genel açıklamalara varmanın hiçbir yolu yoktur. Öncelikle gözlem ve deneye kılavuzluk edecek genel açıklamalar vardır. Bu açıklamalar yardımıyla tek tek olguların bilgisine ulaşılır.

B) Kırmızı elbiseyi istiyorum.

Bu iki ifadede izlenen bilimsel yöntem sırasıyla aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Eyvah! Yangın var. C) 2 + 2 D) Kalem benim mi? E) Eve dönmeyecek.

A) Analoji - Tümevarım B) Tümdengelim - Tümevarım C) Tümevarım - Tümdengelim D) Tümdengelim - Analoji E) Tümevarım - Analoji

Soru 28: I. Türkiye’nin başkenti neresidir? II. Özgürlük nedir? III. Herkesin kabul edebileceği bir ahlak ilkesi var mıdır? IV. Zamanda yolculuk mümkün müdür? V. Semizotu astıma iyi gelir mi? Numaralandırılmış ifadelerden hangileri felsefi sorudur?

Soru 25:

A) Yalnız II

I. İnsan, seçimleriyle kendi özünü sonradan var eder.

B) Yalnız IV

II. İnsan hiçbir konuda tam olarak bilgi sahibi olamaz.

C) I-II

III. İnsan bilgisinin sınırları vardır.

D) II-III E) III-V

IV. İnsanın özü varoluşundan önce gelir. Verilen yargılardan birbiriyle çelişik olan ikisi aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) I ve II B) I ve III C) I ve IV D) II ve IV E) I, II ve IV

Soru 29: Tümevarım, tek tek olayları gözlemleyerek yargılara ulaşmaktır. Tümevarımın yaşadığımız dünya hakkında oldukça güvenilir bilgiler sağladığı düşüncesi, bize her zaman yol gösterici olmuştur. Buna göre tümevarım hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Mantıksal doğrulara ulaşır.

Soru 26: F. Saussure, dili bir yapı olarak ele almış ve dili kendi iç öğelerinin işleyişi bakımından değerlendirmiştir. Ona göre: "Düşünce, kâğıdın ön yüzü, ses ise arka yüzüdür. Kâğıdın ön yüzünü kestiniz mi ister istemez arka yüzünü de kesmiş olursunuz. Dilde de durum aynı: Ne ses düşünceden ayrılabilir, ne de düşünce sesten" Parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Dilin düşünceden türediği B) Dil ve düşüncenin bir bütün olduğu C) Düşüncenin dilden önce geldiği D) Dil ve düşüncenin değişmez olduğu E) Dil ve düşüncenin birbirine karşıt içerikler olduğu

B) Mutlak olarak kanıtlanmış bilgiler verir. C) Geçmişe yönelik açıklamalardan oluşur. D) Özelden genele varmaktır. E) Genel prensiplere dayanarak gözlemleri açıklar.

Soru 30:

Soru 33:

"Hiç kimse, bilerek kötülük yapmaz" diyen Sokrates bu argümanı aşağıdaki gibi bir akıl yürütmeyle ortaya koymuştur.

Aşağıdaki sorulardan hangisi felsefi soru değildir?

Öncül önerme 1: Hiçbir kötü iyilik yapmaz.

A) En iyi yönetim şekli nedir? B) Evrensel ahlak yasası var mıdır? C) Gökkuşağı nasıl oluşur?

Öncül önerme 2: Kötülük bilgisizlikten doğar.

D) Sanatta ilerleme var mıdır?

Sonuç önermesi: O halde "Hiç kimse, bilerek kötülük yapmaz"

E) Evrenin bir amacı var mıdır?

Verilen açıklamaya ve örneğe göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Önermeler felsefi argümanların bir parçasıdır.

Soru 34: Aşağıdaki önermelerden hangisi duyu deneyimine bağlı kalmadan doğruluğu ispatlanabilir bir önermedir?

B) Felsefi görüşler argümanlarla kendini ortaya koyar. C) Filozoflar akıl yürütmeler yoluyla fikir üretir. D) Önermeler felsefi bir argümanın tanıtlanması için kullanılan yargılardır.

A) Bütün, parçalarından büyüktür.

E) Argümanlar doğruluğu apaçık belirli olan yargılardır.

C) Ali, Ayşe'den uzundur.

B) Yağmur yağıyor. D) Gördüklerim göreceklerime dayanaktır. E) Senin yalan söylemediğini biliyorum.

Soru 31: Aşağıdakilerden hangisinde akıl yürütme türleri bir arada verilmiştir?

A) Tümevarım, Önerme, Argüman B) Görüş, Analoji, Tümdengelim C) Argüman, Tümevarım, Analoji D) Tümevarım, Görüş, Analoji E) Analoji, Tümevarım, Tümdengelim

Soru 35: “Tasarruftan kaçının, suyu boşa harcamayın.” ifadesinde tasarruf kavramı yanlış kullanılmıştır. Anlam hatasını düzeltmek için onun yerine aşağıdaki kavramların hangisi getirilmelidir?

A) Tasavvur B) İsraf C) Ücret D) Tevazu

Soru 32: Konfüçyüs şöyle der: "Bir ülkenin yönetimini ele alsaydım, yapacağım ilk iş, hiç kuşkusuz dilini gözden geçirmek olurdu. Çünkü dil kusurluysa sözcükler düşünceyi iyi ifade edemez. Düşünce iyi ifade edilemezse görevler ve hizmetler gereği gibi yapılamaz. Görev ve hizmetin gerektiği şekilde yapılamadığı yerlerde âdet, kural ve kültür bozulur. Âdet, kural ve kültür bozulursa adalet yanlış yollara sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir." Bu parçada savunulan görüşün temelinde yatan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

E) Cimrilik

Soru 36: Bir argümanın ya da argümanı oluşturan önermelerin kendi içinde veya birbiriyle uygun olması o argümanın ya da önermenin ……………… olduğunu gösterir. Parçadaki boşluğa aşağıdaki kavramlardan hangisi getirilmelidir?

A) Çelişmez B) Gerçek C) Doğru

A) Dil, tarihsel bir varlıktır.

D) Tutarlı

B) Dil, kültürün en önemli ögesidir.

E) Geçerli

C) Dil, yönetimler için önemlidir. D) Dildeki, sorunlar toplumsal kaynaklıdır. E) Dil ve düşünme ayrı olgulardır.

Soru 37:

Soru 38:

Saussure: "Uzun süredir kafam her şey bir yana dil bilimi olgularının ve onlara bakış açılarımızın sınıflandırılması düşüncesiyle dopdolu. Felsefecilerin işinin oldukça zor olduğunu git gide daha iyi fark ediyorum. Kullanılan terimlerin kesin yetersizliği, bunların yeniden gözden geçirilmesinin gerekliliği ve bunu başarabilmek için dilin ne tür bir nesne olduğunu göstermenin gerekliliği, beni dille ilgilenmeye yöneltti." der.

-Genelden özele ya da tümelden tikele doğru yapılan akıl yürütme biçimidir.

Bu parçada düşünürün hangi düşüncesi vurgulanmaktadır?

Tanımı verilen kavramların doğru sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?"

- Özelden genele ya da tikelden tümele yapılan akıl yürütme biçimidir. - Özelden özele ve benzerlikten yola çıkılarak yapılan akıl yürütme biçimidir.

A) Önerme-tümdengelim-analoji A) Felsefe dili soyut ve anlaşılmaz bir yapıdır. B) Felsefi düşüncenin gelişimi dil bilimine bağlıdır. C) Dildeki hatalar felsefeyi imkânsız hale getirmektedir. D) Felsefi dilin anlaşılır olmasını sağlamak gerekir.

B) Analoji- tümevarım-tümdengelim C) Tümdengelim-tümevarım-analoji D) Tümdengelim-analoji-tümevarım E) Tümevarım-tümdengelim-analoji

E) Dilin yapısını kavramak felsefeden daha önemlidir.

CEVAPLAR: 1-C 2-C 3-C 4-E 5-C 6-D 7-B 8-E 9-D 10-D 11-B 12-D 13-C 14-A 15-E 16A 17-D 18-C 19-A 20-C 21-E 22-D 23-D 24-C 25-C 26-B 27-E 28-D 29-D 30-E 31-E 32B 33-C 34-A 35-B 36-D 37-D 38-C

Soru 1:

Soru 4:

Aşağıdakilerin hangisi bilginin değerine yönelik bir soru değildir?

Bilme edimi, özne ile nesne arasında kurulan bağla gerçekleşir. Bilginin konusunu; insanın, karşısında bulduğu veya zihinde ürettiği toplumsal, politik, ekonomik, psikolojik her tür olay ve olgu oluşturmaktadır. İnsan, hem dış dünyadaki nesne hakkında hüküm veren özne hem de bilgiye konu olan nesne konumunda olabilir.

A) Doğru bilgiye ulaşılabilir mi? B) Bilgi, nesnesine uygun mudur? C) Bilgiler gerçeği verir mi? D) Bilgi, pratik olarak fayda verir mi? E) Bilginin kaynağı nedir?

Buna göre bilginin ortaya çıkışı ile ilgili aşağıda verilen yargılardan hangisi doğrudur? A) Bilginin oluşumunda hem özne hem nesne olmak zorundadır. B) Bilginin konusu dış dünyadaki deneyimlerdir.

Soru 2:

C) Bilgi onu üreten öznenin algısına bağlıdır.

Kant’a göre deney bilgimizin ham maddesini sağlar. Bu ham maddenin bilgi haline gelebilmesi sujenin sahip olduğu akıl kategorilerini bu malzemeye uygulamasıyla mümkündür.

D) Bilgi belli bir süreçte oluşur. E) Bilgi dış gerçekliktir.

Bu açıklamadan hareketle bilginin oluşum süreciyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Akıl her şeyi bilme gücüne sahiptir. B) Gerçekliğin bilgisi mümkün değildir. C) Bilgi edinme sürecinde suje aktiftir. D) Deney gerçekliğin bilgisini vermektedir. E) Objenin kendisini sujeye dayatması sonucu bilgi oluşur.

Soru 5: Bilim, Bacon’a göre sözcüklerle oynamak yerine, doğanın özünü kavramaya yönelmelidir. Ancak bu biçimde doğaya egemen olunabilir. Doğayı yöneten genel yasaları kavramanın yolu ise zihindeki önyargıları temizleyip tek tek olguların bilgisinden yola çıkılarak genelin bilgisine ulaşmayı sağlayacak bir yöntem uygulamaktır. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi Bacon’ın bilim anlayışına uygun değildir?

Soru 3: Felsefe tarihinde pek çok filozof töz problemiyle ilgilenmiştir. Leibniz cevherlerin sonsuz sayıda, her biri bölünemez bir “monad”; yani bir “birlik”ten oluştuğunu düşünmektedir. Demokritos’un söylediğinin tersine, cevherin etkinliğini ve gücünü, maddî bir şey olarak değil, maddî olmayan bir şey olarak düşünmüştür. Descartes ise varlığın “ruh ve beden” olmak üzere iki, Spinoza ise “bir” cevherden oluştuğunu ifade etmektedir.

A) Bilimin görevi doğayı yöneten genel yasaları saptamaktır. B) Bilimsel bilgiye ulaşmada tümevarım yöntemi kullanılmalıdır. C) Doğanın özü ancak felsefe ile kavranabilir. D) Ön yargılar bilimsel bilgiye ulaşma yolunda engeldir. E) Doğaya egemen olmak onu bütünlüğü içinde kavramakla mümkündür.

Parçada anlatılan görüşlerin ortak problemi aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığın özünde madde olup olmaması B) Tözün nitelik ve niceliğinin ne olduğu C) Cevherin mahiyetinin anlaşılamaması D) Varlığın somut ya da soyut olması E) Cevherin niteliği ve sayısının değişmemesi

Soru 6: Berkeley görünüş ve gerçeklik ikilemi sorununu ele aldığında, varlığı algı yoluyla temellendirmek istemiştir. Dış dünyanın gerçekliğini zihin tarafından algılamayla temellendiren Berkeley için duyum ve deneyim dışında bir hakikatten söz edilemez. Ancak Berkeley’in aksini savunan görüşün argümanına bakılırsa “benim göremiyor olduğum şeylerin var olma ve olmama olasılığı, aslında aynı doğruluk değerine sahiptir.” Bu durumda tek tip bakış açılarından kaçınmak gerekir. Parçaya göre eleştirilen görüş aşağıdakilerden hangisidir? A) Tek gerçekliğin ideal varlıklar olması B) Gerçekliğin, salt algıya dayandırılarak açıklanması C) Görünen ve gerçeklik ikileminin zihinsel bir yanılgı olması D) Dış dünyanın gerçekliğinin reddedilememesi E) Gerçeği algıya dayandıranların, metafiziği reddetmemesi

Soru 7:

Soru 9: Felsefe şeyleri bize göründükleri halleriyle incelediği kadar, bunların arka planında neler olabileceğine dair genel açıklamalarla da ilgilenir. Bu anlamda felsefe, Sümerlilerden bu yana algıların tanzim edilerek transandantal bir bütünlüğe ulaşılması sürecidir. Bilim ise gün geçtikçe uzmanlaşmakta, ayrıntılarda boğulmaya devam etmektedir.

Verilen önermeler birarada düşünüldüğünde ortaya çıkan sorun, bilimin aşağıdaki özelliklerinden hangisiyle ilgilidir?

Parçada anlatılan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilim olgu türleriyle uğraşır.

A) Bilim ve felsefe varlığa eleştirel yaklaşır.

B) Bilimsel önermelerin tümü gözlenebilen olguları dile getirir.

B) Bilim deney ve gözleme, felsefe akıl yürütmeye dayanmaktadır.

C) Bilim insanları, bilimin gereği olarak objektif olmaya çalışırlar.

C) Felsefe pratik kaygılar için, bilim teorik amaçla yapılmaktadır.

D) Bilimde birbiriyle çelişen iki önerme doğru kabul edilmez.

D) Filozoflar elde ettiği sonuçları bilim adamlarının hizmetine sunmaktadır.

E) Bilimde hiçbir doğru değişmez değildir.

E) Felsefe varlığı bütüncül olarak incelerken, bilim parçalayarak ele almaktadır.

Soru 8: ''Doğruluk nedir? Bu soruya verilen klasik yanıt, bir düşüncenin doğruluğunun, onun gerçeklikle uyuşmasından oluştuğunu ortaya koyar. Bu, skolastik formülasyonu içindeki klasik yanıttı. Ancak doğruluk tanımının temeli olarak, düşünceyle gerçekliğin bu uyuşması gerçekte ne anlama gelir? Bu, kesinlikle düşüncenin kendisinin onun betimlediği gerçeklikle özdeş olması değildir. Düşünce nasıl olur da kendisinden oldukça farklı olan bir şeyin benzeri olabilir? Düşünce bir küp ya da Niagara Şelalerine nasıl benzeyebilir? Bir düşüncenin doğru olması için, onun ilgili olduğu gerçekliğe benzer olması gerekmez.'' Parçaya göre doğruluk ve gerçeklik ilişkisine dair savunulan görüş aşağıdakilerden hangisidir? A) Düşüncenin gerçeklikle uyuşup uyuşmadığının tam olarak saptanabilmesi

Soru 10: Evrenin işleyişi makine gibidir, hiçbir sapmaya izin vermez. Bütün gücü determinist yapısından kaynaklanır. Evrende neler nasıl var olabiliyorsa öyle olur ve oluş süreçleri asla değişmez. Buna göre aşağıdakilerden hangi seçeneğe ulaşılamaz?" A) Evrende her şeyin bir amacı vardır. B) Evrenin oluş yapısı değiştirilemez. C) Evrende özgürlükten söz edilemez. D) Her şey neden sonuç ilişkisine bağlıdır. E) Evrende değişmeyen bir düzen yapısı vardır.

B) Düşünme işleminin gerçekliğe benzemek zorunda olması C) Doğruluğun düşüncenin gerçeklikle tam uyuşuyor olması D) Bir düşüncenin gerçekliğe benzemese bile yine de doğru bir düşünce olması E) Düşüncenin doğru olması için gerçekliğe benzemesi

Soru 11: Suya bırakılan herhangi bir cismin ya da nesnenin, özgül ağırlığını bildiğimiz sürece, suda batıp batmayacağını önceden söyleyebiliriz. Bu cümlede verilen bilgi aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ilgilidir? A) Bilimsel yöntem B) Yorumlama C) Öndeyi D) Bilimsel kuram E) Paradigma

Soru 12:

Soru 15:

Akıllı bir varlık olan insan, çevresine bilme isteğiyle yönelir. Bu yönelişle birlikte özne ile nesne arasında kurulan ilgi bilginin oluşmasına yol açar. Bilginin oluşabilmesi için özneden nesneye yönelen düşünme, anlama, algılama gibi çeşitli bilinç edimleri söz konusudur.

Bilim, denetimli gözlem sonuçlarına dayalı mantıksal düşünme yolu ile olguları açıklama gücü taşıyan hipotezler bulma ve bunları doğrulama metodudur.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Buna göre bilimle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Soyut nesnelerle de ilgilenir.

A) Bilme sürecinde çeşitli bilinç davranışlarının kullanıldığına

B) Tarihsel süreç içerisinde ilerler.

B) Bilginin öznenin yönelmişliğini gerektirdiğine

C) Akıl ile doğaya ait yasalara ulaşır.

C) Bilginin insanın merak duygusuyla ortaya çıktığına

D) İnsanlığın en önemli ürünüdür.

D) Bilmeyi sağlayan bilinç eylemlerinin öznenin etkinliği olduğuna

E) Teknolojik gelişmelere katkıda bulunur.

E) Bilme süreci sonunda elde edilen tüm bilgilerin nesnel olduğuna Soru 16: Soru 13: Bebekler dünyaya geldiğinde bilgiye sahip değildir. Sonradan çevresini tanır. Bu tanımayla bilgi ortaya çıkar ve bu bilgilerden de yeni bilgiler üretilir. İnsan bilme yetileri ile donatılmıştır. Parçadan aşağıdaki ifadelerden hangisi çıkarılamaz?

“Locke, insanın bilgi edinme noktasında ilk kaynağının deneyim olduğunu ileri sürmüş ve Descartes’ın aksine insanın doğuştan bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir. Ona göre insan zihni doğuştan boş bir levha gibidir ve deneyimle, sonradan bilgiyle dolmaktadır.” Bu parçaya göre Locke’un bilgi görüşüne aşağıdakilerin hangisi uygundur? A) Aklın yanında deneyim olmadan bilgi edinilemez.

A) İnsan bilgi edinebilme becerisiyle dünyaya gelir.

B) İnsan, bilgilerini sezgi yoluyla edinir.

B) Bilgi duyusal temellidir.

C) Pratik olarak fayda sağlayan şeyler bilgidir. D) İnsan, deneyimlediği şeyi zihinde tasarlayarak bilgi edinir.

C) Bilgi yaşantılar sonucu elde edilir.

E) Metafiziksel şeylerin bilgisine ulaşmak mümkündür.

D) İnsan çevresiyle girdiği etkileşim sonrasında bilgiye ulaşır. E) İnsanın elde ettiği bilginin kaynağı akıldır. Soru 17:

Soru 14: Karşılaşmış olduğu sorunları çözmüş olması bir bilimsel kuramın geçerliliğini belirler. Sorunları çözen, uygulamada etkisi olan bilimsel kuramlar varlığını sürdürür. Geçerliliğini yitiren kuramlar yerini yeni kuramlara bırakır.

“Bugünün felsefesi yarının bilimi, bugünün bilimi de yarının felsefesi olabilir.” Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe ve bilim şüphe ile başlar. B) Bilimler nesneleri inceleyerek belirli kanunlara ulaşmaya çalışırken, felsefe nesnelere bütüncül bakar.

Parçaya göre bilimsel kuramın doğruluğu aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?

C) Felsefe bilimlere düşünce yönünden kaynaklık ederken bilimlerin sonuçlarından da yararlanır.

A) Yalnızca deney yöntemiyle elde edilmesine

D) Felsefe ve bilim eldeki mevcut bilgiyle yetinmeyerek hakikati arar.

B) Ahlaki boyutu da olan bir kuram olmasına C) Evreni bir bütün olarak ele almasına D) Akıl yürüterek elde edilmesine E) Pratik yarar sağlamasına

E) Felsefenin de bilimin de amacı insanı ve evreni açıklamaya çalışmaktır.

Soru 18:

Soru 20:

Oppenheimer’a göre bilim insanları doğa yasalarından sorumlu değildir. Onların işi bu yasaların nasıl işlediğini ve bu yasaların insan iradesine nasıl hizmet edebileceğini bulmaktır. Hidrojen bombasının kullanılıp kullanılmamasına karar vermek bilim insanının sorumluluğunda değildir. Bu sorumluluk Amerikan halkına ve onun seçilmiş temsilcilerine aittir.

Bir mağara düşün dostum. Girişi boydan boya gün ışığına açık bir yeraltı mağarası. İnsanlar düşün bu mağarada. Çocukluktan beri zincire vurulmuş hepsi. Ne yerlerinden kıpırdanmaları, ne başlarını çevirmeleri mümkün, yalnız karşılarını görüyorlar. Arkalarından bir ışık geliyor, uzaktan, tepede yakılan bir ateşten. Ateşle aralarında bir yol var, yol boyunca alçak bir duvar. Göz bağcıları seyircilerden ayıran setleri bilirsin, üzerlerinde kuklalarını sergilerler, öyle bir duvar işte... Ve insanlar düşün, ellerinde eşyalar: tahtadan, taştan insan veya hayvan heykelcikleri, boy boy, biçim biçim... Bu insanlar duvar boyunca yürümektedirler, kimi konuşarak kimi susarak. Garip bir tablo diyeceksin, hele esirler daha da garip. Doğru? O esirler ki ömür boyu başlarını çeviremeyecek, kendilerini de arkadaşlarını da arkalarından geçen nesneleri de duvara vuran gölgelerinden izleyecekler. Şimdi de mağarada seslerin yankılandığını düşün.. Dışarıdan biri konuştu mu esirler gölgelerin konuştuğunu sanır, öyle değil mi? Kısaca, onlar için tek gerçek var: Gölgeler.

Oppenheimer’in bu görüşünden çıkarılabilecek en kapsamlı sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilimin sonuçları etik yönleriyle de tartışılmak durumundadır. B) Doğanın yasaları kimseden etkilenmeden işler. C) Bilim insanlarının görevi yalnızca doğa yasalarının nasıl işlediğini bulmaktır. D) Bilim, toplumsal kuralların yeniden gözden geçirilmesinden sorumludur. E) Bilim insanları doğayı kontrol altına almakla görevlidirler.

Bu parçada "gölge" benzetmesiyle kastetilen varlık türü aşağıdakilerden hangisidir? A) İdeal

Soru 19: Varlığın neliğini sorgulayan filozoflar daha sonra onun bilgisinin nasıl edinileceği konusunu ele almışlardı. Bu durum modern felsefeyle tamamen değişmiştir; bilimdeki gelişmelerden etkilenen ve bilimi temellendirmeye çalışan modern filozofların temel konusu bilginin kendisi olmuştur.

B) Soyut C) Numenel D) Real E) Mutlak

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe bilimsel gelişmelere rağmen kesin bilgiye ulaşamamıştır. B) Felsefenin temel konusu her zaman için ontolojidir. C) Bilimsel gelişmeler varlığa farklı yaklaşımları doğurmuştur. D) Modern dönemde felsefenin öncelikli konusu epistemoloji olmuştur. E) Tarihsel süreç içerisinde felsefenin konularında önemli bir değişim yaşanmamıştır.

Soru 21: “İnsanoğlu evrende olan biteni anlamak için felsefe öncesi dönemde mitolojileri, İlk Çağ’da doğa olayları üzerinden bir öz bulma çabasını, Orta Çağ boyunca ise yüce bir gücün kudretini gerekçe göstererek açıklamaya çalışmıştır. Rönesans sonrası ise aklı temel alan açıklamalara yönelim göstermiştir. Artık gerek teolojik, gerekse metafizik dönemler bitmiş, bilimin aydınlığında pozitif bir döneme geçilmiştir. Bu nedenle felsefede metafizik unsurlar artık önemini yitirmiştir.” diyen bir filozofun görüşü aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Varlığa ilişkin bilgi akılla elde edilir. B) Varlık hem ruh hem maddedir. C) Varlık fenomendir. D) Var olan her şeyin temeli maddeseldir. E) Varlığa ilişkin gözlemlenebilir olgu ve olaylar bilinebilir.

Soru 22:

Soru 25:

Rasyonalistler sadece düşünmenin doğru bilgi elde etmeyi sağlayabileceğini ileri sürerler. Empiristler ise sadece duyuların bilginin doğruluğu için kaynak olabileceğini söylerler. İlk kez Kant her iki görüşü de eleştirerek “Bilgilerimiz deneyle başlar ama deneyden doğmaz”, der. Çünkü ona göre “Deneysiz kavramlar boş, kavramsız deneyler kördür”.

Felsefenin ele aldığı “varlık” kavramı ile bilimin kullandığı “varlık” kavramı aynı anlama gelmez. Felsefe için varlık, her şeyden önce bir şüphe konusudur. Oysa bilim için varlık, gündelik yaşam dilinin ifade ettiği her bir somut nesneden başka bir şey değildir.

Bu parçada doğru bilgiye ulaşmak için aşağıdakilerden hangisinin önemi üzerinde durulmaktadır? A) Düşünme ile duyular arasında bağ kurmak gerekir. B) Bilginin oluşum sürecinde duyu verilerinin ön planda olması gerekir. C) Düşünme olmadan da doğru bilgiye ulaşılabilir.

Buna göre bilimin varlığa yaklaşımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Varlığın nasıl olması gerektiğini araştırır. B) Yeni varlık türleri tasarlar. C) Varlığı maddi olarak görür ve inceler. D) Varlıkları düşünsel ve gerçek olarak sınıflar. E) Varlıkları değerli ve değersiz olarak ayırır.

D) Doğru, bilginin akılla temellendirilmesidir. E) Sezgi yolu ile doğru bilgiye ulaşmak mümkündür. Soru 26: I. Doğru bilginin imkanı vardır. Soru 23: Hume, insan doğasının bilimini kurmak için tıpkı doğa bilimlerinde olduğu gibi deneye, gözleme ve olgulara dayalı bir yöntem anlayışını benimsemiştir. İnsan zihninin sınırlarının doğru bir biçimde belirlenmesi, yani zihnin değişik işlemlerinin bilinmesi, bunların birbirinden ayrılması ve sınıflandırılmasını amaç edinmiş, kendi felsefe anlayışını da bu amaç doğrultusunda şekillendirmiştir. Ona göre duyumlarla algılanabilecek bir nedensellik bağı yoktur ve bu durum sadece alışkanlıktan ileri gelmektedir. Hume’un nedensellik fikrine karşı çıkışı aynı zamanda aşağıdaki felsefi akımlardan hangisine karşı bir eleştiri niteliğindedir?

II. Doğru bilginin kaynağı akıldır. III. İnsan zihni doğuştan boş bir levhadır. Verilen ifadelerden hangileri rasyonalizm akımına göre doğru kabul edilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III

A) “Doğru bilgiye akıl yoluyla ulaşılır.” diyen rasyonalizme B) “Bilgiye giden yolda akıl ve deney birlikte gereklidir.” diyen kritisizme C) “Pratik olarak işe yarayan bilgi doğrudur.” diyen pragmatizme

Soru 27:

D) “Yalnızca bilimsel olgular doğru bilgiyi verir.” diyen pozitivizme

I. “ İnsan zihninde dışarıdan gelen duyumlarla zihnin kendisinde bulunan kavramlar bir araya getirilmezse, kavramlar duyularımızın malzemesine uygulanmazsa bilgi diye bir şey ortaya çıkmaz.”

E) “Doğru bilgiye sezgi yoluyla ulaşılabilir.” diyen entüisyonizme

II.“Bir takım apriori( önsel) kavram ve kategoriler zihinimizde hazır olarak bulunur ve bilgiye akılla ulaşılır” III.“Dünya üzerindeki tüm bilgilerimizi duyu deneyi sayesinde elde ederiz”

Soru 24: Kant’a göre bilgi hem zihinden hem deneyden gelen verilerin birleşmesi sonucu oluşur. Hegel, Kant’ın bilginin oluşumu ile ilgili öne sürdüğü dış dünyadan, yani deneyden gelen bilginin de zihnin bir ürünü olduğunu iddia eder. Hegel’e göre bilginin tüm ögeleri zihnin kendisine aittir. Bu parçada Hegel aşağıdaki görüşlerden hangisine eleştiri yapmaktadır? A) Doğru bilginin kaynağı akıldır. B) Gerçek kavramı insan düşüncesinin bir yansımasıdır. C) Doğru bilgi ancak duyu verileri ile elde edilir. D) Akla uygun olan her şey doğrudur. E) Doğru bilginin kaynağı akıl ile birlikte deneydir.

Verilen görüşlerin temsil ettiği akımlar aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Rasyonalizm-Empirizm-Kritisizm B) Kritisizm-Empirizm-Rasyonalizm C) Kritisizm-Rasyonalizm-Empirizm D) Empirizm-Rasyonalizm-Kritisizm E) Rasyonalizm-Kritisizm-Empirizm

Soru 28:

Soru 31:

Varlıkların özü, I. Düşünce ve maddenin bir arada oluşudur. II. Onun maddi temelleridir. III. Onu oluşturan düşüncedir.

Felsefe, bilimin varsayımları, doğası, alanı ve yöntemi hakkında sorular sorarak bilime katkıda bulunur. Buna karşılık felsefe de, bilimsel sonuç ve bilgilerden bakış açısını geliştirmek için faydalanır.

Varlığın mahiyetine dair açıklaması yapılan görüşler sırasıyla aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilmiştir?

Bu durumu en iyi ifade eden yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Düalizm-Materyalizm-İdealizm

A) Felsefe ve bilim karşılıklı etkileşim içerisindedir.

B) Düalizm-İdealizm-Materyalizm

B) Bilimin yöntemi ile felsefenin yöntemi farklıdır.

C) Materyalizm-İdealizm-Düalizm

C) Felsefe bilimin neliği üzerine çalışmalar yapmaktadır.

D) Düalizm-Materyalizm-İdealizm

D) Bilimdeki gelişmeler felsefenin alanını daraltmaktadır.

E) İdealizm-Düalizm-Materyalizm

E) Bilimsel bulgular yeni felsefi sistemlere kapı aralamaktadır.

Soru 29: Wegener’e göre bütün kıtalar Pangea adlı büyük bir ana karanın parçalanmasıyla ortaya çıkmıştır. Önce irili ufaklı kara parçaları oluşmuş, sonra insanlar bunları keşfederek Pangea’nın varlığına dair ipuçları elde etmiş, nihayet en sonunda zihinlerinde onun varlığını kesinleştirmişlerdir. Bu keşif tıpkı yapbozun parçalarını birleştirmek gibidir. Yapbozu yapıp tekrar bozarız, sonra tekrar yaparız. Bu işlem sonu olmaksızın devam edebilir ve bu açıdan felsefe ile benzerlik göstermektedir .

Soru 32: "Bir

insana bir soruyu uygun biçimde sorarsanız, kendiliğinden doğru bir yanıt alırsınız." diyen bir kişinin bilgi konusundaki yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Edinilen deneyimler insan bilgisinin temelini oluşturur. B) İnsan bilgiye zaten sahiptir, yalnızca bunun farkına varması gerekir.

Bu parçadaki görüş felsefenin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile benzerlik göstermektedir?

C) Sezgi gücüyle insan gerçeği aracısız ve apaçık olarak kavrar.

A) Genelleyici bir bakışla yaklaşır.

D) Sorgulama ve eleştirellik insanın gerçekliğe bakışını etkiler.

B) Objektif konulardan hareket eder.

E) İnsan kavramları karşılaştırarak doğru bilgiye ulaşır.

C) Sonuç olarak insanlığa yararlıdır. D) Sonu gelmeyen bir keşif sürecidir. E) Bilmek için bilme arzusuyla yapılır. Soru 33:

Soru 30: “Olgusal olanın değil düşünce nesnelerinin bilimine formel bilimler denir. Bunların ortaya koyduğu ürünler doğada gösterilemez, insan zihninde bulunur; bu bilimler yöntem olarak da tümdengelimi kullanır.”

Aristoteles’i içinde bulunduğumuz bu dünyada, var olan şeyler arasındaki düzen fikri, “nedensellik” ilkesine itmiştir. Hume ise tam tersine “nedensellik” düşüncesini reddedip, bunun bir alışkanlıktan kaynaklandığını, evrende düzensizliği de görebileceğimizi savunmaktadır. Bu parçada ele alınan konu aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir?

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi formel bilimlerden biridir?

A) Evrende amaçlılık

A) Matematik

C) Varlılığın hakikati

B) Fizik

D) Varlılığın var olma amacı

C) Coğrafya

E) Evrende düzen ve nedensellik ilişkisi

D) Jeoloji E) Antropoloji

B) Evrenin oluşumu

Soru 34:

Soru 37:

Çoğu insan, bilime sonsuz bir güven duygusuyla yaklaşır. Öyle ki bilimin bulgularının bizi kesin doğrulara ulaştıracağı inancı yaygındır. Oysa bilimsel sonuçlara ulaşırken kullanılan yaklaşım ve yöntem sorgulanmaya muhtaçtır.

Bilim ortaya koyduğu bilgilerle felsefeye yeni sorular, yeni ufuklar kazandırır; giderek onun gelişimine katkıda bulunur. Felsefe de söz konusu bilgileri birleştirip yorumlar. Böylece bilimin gelişimine ışık tutar, onun sonuçlarını sorgulayarak yeni bilim alanlarının oluşumuna katkıda bulunur.

Parçada bahsedilen "sorgulama" ifadesi felsefenin hangi alanıyla ilgilidir?

Bu parçadan çıkarılabilecek en doğru sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefe bilim gibi kesin sonuçlar elde etmek ister.

A) Varlik felsefesi B) Bilgi felsefesi C) Bilim felsefesi D) Ahlak felsefesi E) Siyaset felsefesi

Soru 35: Varlık felsefesi, olgusal ya da zihinsel tüm varlıkları, daha doğrusu bir bütün olarak ‘varlık’ı inceler. Varlığından ya da yokluğundan, niçin ve nasıl var olduğundan ve var olanın ne olduğundan emin olmaya çalışır. Buna göre varlık felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Varlığın belli bir tarzıyla sınırlı olmadığı B) Varlığın var olduğundan kuşku duymadığı

B) Bilimin konusu felsefenin sorulardır. C) Bilimsel çalışmalar felsefeden doğar. D) Bilim ve felsefenin karşılıklı etkileşimi yeni alanlar açar. E) Felsefe öznel iken bilim nesnel bir alan olarak karşımıza çıkar.

Soru 38: “Suje ile obje arasında kurulan bağdan doğan üründür.” Verilen tanım aşağıdaki kavramlardan hangisine aittir? A) Akt B) Bilgi C) Doğruluk D) Gerçeklik E) Temellendirme

C) Varoluşun kaynağı hakkında düşündüğü D) Varlığın kendisini konu edindiği E) Varlığın yapısını anlamaya çalıştığı

Soru 39: Aşağıdakilerden hangisi bilimsel bilginin bir özelliğidir? A) Sıradan günlük tecrübelerimize dayalı bir bilgidir.

Soru 36:

B) Hayal gücüne dayalı bir bilgidir.

Hobbes’a göre her varlık cisimdir ve cisimdeki her olay bir harekettir. Ruh da bir cisim olduğuna göre algılarımızın, duygularımızın ve düşüncelerimizin temelinde maddi hareketler vardır.

C) Vahye dayalı olarak edindiğimiz bir bilgidir. D) Akla, tefekküre dayalı bir bilgidir. E) Gözlem, deney ve ölçmeye dayalı bir bilgidir.

Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi Hobbes’un varlık görüşüyle bağdaşmaz? A) Ruhsal ve cisimsel varlıklar mekanik hareket kanunlarına bağlıdır. B) Var olan, duyusal yoldan algılanabilendir. C) Cisimler var olanların temelini oluşturur. D) Ruhsal olayların temelinde madde bulunur. E) Var olan her şeyin özü ruhtur.

Soru 40: Felsefe tarihi içerisinde filozoflar var olanı tanımlamak için varlığın gerisinde, ona temel olan bir şey aramışlardır. Herakleitos varlığın ilk nedenine “ateş” derken, Demokritos var olanın temelinde “atomlar” olduğunu söylemiştir. Platon’ da ise değişen dünyanın varlık sebebi değişmeyen, maddi olmayan “idea”dır. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Varlık en son şeydir. B) Var olan her şey gerçektir. C) Var olanların gerisinde genel bir ilke vardır. D) Varlık, felsefenin konusu dışında kalmaktadır. E) Varlığı anlamak için olgusal dünyayı incelemek yeterlidir.

Soru 41:

Soru 44:

• Varlık nedir?

Metafizik, kuşkusuz bilimlerin sunduğu gibi kesin sonuçlar ortaya koymaz. Ancak insan düşündüğü ve evrendeki gizemli varlığını koruduğu sürece, metafiziksel düşünce de var olacaktır. Bilimlerin çalışma alanlarında beliren yeni sorunlar, insanın merak etme ve anlama çabası, fizik ötesi düşünceyi de beraberinde getirecektir. Her ne kadar kesin sonuçlara ulaşmaya çalışan bilgi türleriyle çatışıyor olsa da.

• Var olanların ana maddesi nedir? • Görünenlerin arkasında görünmeyen bir şey var mıdır? • Çoklukta birlik mi vardır? • Değişmelerin arkasında değişmeyen bir şey var mı?

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

Verilen sorulara ilişkin aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İnsan, fizik ötesini anlama çabasındadır.

A) Soruların bazıları nelik ve anlam sorularıdır.

C) İnsandaki düşünme yeteneği sınırsız özelliktedir.

B) Ontolojinin temel sorularıdır.

D) Bilimdeki gelişmeler, metafiziği ortadan kaldıracaktır.

C) Tüm sorulara bilim de cevap aramaktadır.

E) Metafizik, deneyden bağımsız olan konularla ilgilenir.

B) Metafizik, doğaüstü konuların bilgisidir.

D) Sorulara verilen cevaplar farklılık gösterir. E) Tarihte felsefeyi başlatan sorulardır. Soru 45: Soru 42: Felsefe bilimin varsayımları, doğası, anlamı ve yöntemi hakkında sorgulamalar yaparak bilime katkıda bulunur, bilimin ufkunu açar. Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefenin bilime yönelttiği sorulardan biri olamaz?

Aşağıdakilerin hangisi bilim insanın özelliği değildir? A) Merak etme B) Objektif olma C) Gözlem yoluyla veri toplama D) Akıl ve mantığa uygun davranma E) Metafizik sorularına çözüm arama

A) Bilimsel yöntem nedir? B) Bilimsel bilgi nasıl ilerler? C) Bilimsel bilginin işlevi nedir? D) Zihin bilgileri uzun süreli belleğe nasıl atar? E) Bilimi, diğer insani etkinlik alanlarından ayıran özellikleri nelerdir?

Soru 46: Aşağıdakilerden hangisi bilim ve felsefenin ortak yönlerinden değildir? A) Kendilerini akla dayanan nedenlerle haklı kılmaya gayret ederler. B) Bilgiyi elde etmede bilinçli ve yöntemlidirler.

Soru 43:

C) Kullandıkları yöntem ve araştırma teknikleri aynıdır.

Bilimsel bilgi çelişki taşımaz. Bir konuda ulaşılan sonuçlardan biri doğruysa diğerleri yanlış kabul edilir. Bu çerçevede bilimsel bilgi akıl ilkelerine dayalı bir etkinliktir.

D) İnsanı ve içinde yaşadığı evreni konu edinirler. E) Çelişkileri gidererek tutarlı sonuçlara varmaya çalışırlar.

"Bu parçada bilimin aşağıdaki hangi özelliğinden söz edilmektedir? A) Tutarlılık B) Sistemlilik C) Nesnellik D) Evrensellik E) Deneysellik

Soru 47: “Herhangi bir bilginin bilimsel olarak kesinliği ortaya konamıyorsa bilim insanları o bilgiye kuşkuyla bakar.” Bu parçada bilim insanının hangi özelliği vurgulanmıştır? A) Tutarlı olma B) Şüphe duyma C) Mantıklı olma D) Denemekten vazgeçmeme E) Objektif olma

Soru 48:

Soru 52:

Filozoflar öne sürdükleri görüşleri itibariyle empirizmi, kritisizmi veya rasyonalizmi savunabilir.

Aşağıdaki ifadelerden hangisi Kant'ın epistemolojik görüşünü yansıtan bir yargıdır?

Bu üç görüşün ortak kabulü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilginin kaynağı hem akıl hem deneyimdir.

A) Bilginin kaynağı akıldır. B) Bilgiler sezgilere bağlıdır. C) Doğru bilgi mümkündür. D) Bilgi sınırlıdır.

B) Metafiziksel bilgi mümkün değildir. C) Sezgiye dayalı bilgi gerçektir. D) Akıl tek başına bilgi elde etmek için yeterlidir. E) Fenomenlerin bilgisi özseldir.

E) Var olan şeylerin tam bilgisi mümkündür Soru 53: Soru 49:

• Evren akıllı bir düzen içinde mi çalışmaktadır?

“Annesi Gamze’ye telefon açarak okuldan gelirken süt, maydanoz, yumurta, soda ve yumuşatıcı almasını söyler. Tam o sırada Gamze’nin şarjı biter ve telefonu kapanır. Siparişleri alan Gamze, sodayı almadan eve gider çünkü hangi sodayı alacağını bilemez. İçecek, pasta hamuru ya da çamaşır için olan sodalardan hangisi gerekmektedir?”

• Evren ve insan ilişkisinde zaman kavramının yeri nedir?

Bu parçaya göre bilginin hangi doğruluk ölçütü sağlanamadığı için Gamze kararsız kalmıştır?

• Evrenin tözü nedir? • Var olmanın koşulu nedir? Aşağıdakilerden hangisi verilen sorulara bir cevap olamaz? A) Bir ırmakta iki kez yıkanılmaz, her şey değişir.

A) Uygunluk

B) Evrende rastlantıya yer yoktur.

B) Tutarlılık

C) Var olan her şeyin temeli maddedir.

C) Açık seçiklik

D) Varlık onu algılayan özneye bağlıdır.

D) Tümel uzlaşım

E) Bilginin kaynağı duyumdur.

E) Fayda

Soru 54: Soru 50: Felsefe ve bilim ortak özelliklere sahip olduğu gibi kendine özgü özelliklere sahip olan etkinliklerdir. Aşağıdakilerden hangisi felsefeyi bilimden ayıran özelliklerden biridir? A) Akla dayalı bir etkinlik olması B) İnsan, evren ve doğayı konu edinmesi

I. Bilimsel bir problemin çözümüne yönelik yapılan geçici açıklama II. Varsayımların deney ve gözlemle doğrulanması sonucunda oluşturulan güvenilir açıklama III. Kesinleşmiş açıklamaları matematiksel formüllerle ifade etme

C) Tutarlı bir etkinlik olması

Bu açıklamalar sırasıyla aşağıdaki kavramlardan hangilerine aittir?

D) Sistemli olması

A) Yasa-Teori-Hipotez

E) Yığılımlı ilerlemesi

B) Hipotez-Yasa-Teori C) Teori-Hipotez-Yasa D) Teori-Yasa-Hipotez

Soru 51: Varlık felsefesinde “var olan” kavramıyla, zamanda ve mekânda var olan nesnelerin yanında, zihinde varlık bulan nesneler de kastedilmektedir. Buna göre “var olan” hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Sadece olgulardan ibarettir. B) Tüm “var olan” düşünen bir zihne bağlıdır. C) Zihnin dışında algılanan her şeydir. D) İnsan bilgisinin sınırlarını aşmaktadır. E) Soyut ve somut olma özelliğine sahiptir.

E) Hipotez-Teori-Yasa

Soru 55:

Soru 58:

Descartes’e göre ruhun öz niteliği düşünmedir. Maddenin temel niteliği yer kaplamadır. Ruh ile madde birbirinden özce farklı olan ve birbiriyle uzlaşamayan iki cevherdir.

Öğretmenin, sınıfta uygulayacağı herhangi bir test için yetkin oluşu, onun bu konuyu tam manasıyla özümsemiş olduğu anlamına gelir. Çünkü sınayan, sınanandan daha yetkin olmalıdır. Bir röntgeni inceleyen doktorun hastalığın nerede olduğunu görebilmesi gibi, öğretmende cevap kağıdına baktığı zaman öğrencinin yanıtından, o konuyu hangi ölçüde öğrendiğini veya nerelerde eksikliklerinin olduğunu çıkarsayabilir.

Buna göre Descartes’in düalizmi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Maddenin öz niteliği ruhtur. B) Düşünen töz yer kaplar. C) Asıl varlık ruhtur. D) Maddenin varlığı ruha bağlıdır. E) Varlığın ruh ve madde olarak ayrı iki yönü vardır.

Paragrafta anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Doğru bilgi üretmek için küçük detaylara bakmak zaman kaybıdır. B) Bir alandaki yeterlilik, o alanın derinlemesine kavranmış olmasına bağlıdır.

Soru 56: Filozof Platon çoğunlukla bilim insanı olarak görülmese de onun bilime katkısı da inkar edilemez. Çünkü Platon bir problemin çözümünde gösterdiği yol ve metotla Öklid ve Arşimet’i etkilemiştir. Nitekim ona göre önemli olan sonucun doğruluğu değil çözümün genel gidiş yoludur. Parçaya göre, Platon’un bilime katkısı bilimin hangi kavramı üzerine olmuştur? A) Kuram

C) Metafizik önermelerin doğruluğunu denetlemek, uzmanların işidir. D) Doğru bilgi yoktur, olsa da bilinemez ve başkasına aktarılamaz. E) Doğru bilginin ölçütü günlük yaşamda işimize yaramasıdır.

Soru 59:

C) Gözlem

Bir önermenin bilimsel sayılabilmesi gerçekle örtüşüp test edilmesine bağlıdır. Deney veya gözlem bulgularının desteklemediği bir sav bilimsel açıdan doğru kabul edilemez.

D) Yöntem

Parçada bilimin hangi niteliğinden bahsedilmektedir?

B) Yasa

E) Deney

A) Genelleyici olma B) Yöntemli olma C) Olgulara dayanma

Soru 57: “Var olan” denilince, yalnızca beş duyu organımızla algıladıklarımız akla gelmemelidir. Atomdan galaksilere, ruhtan Kaf dağına dek pek çok nesne gerçek dünyada yahut zihinde ayrı bir varlık alanına karşılık gelmektedir. Bu açıklamada varlık hakkında anlatılmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Olgusaldır. B) Fenomendir. C) Maddedir. D) Hem gerçek hem ideadır. E) Hem değişen hem değişmeyendir.

D) Akla dayanma E) Eleştirel olma

Soru 60: Varlık felsefesinde, olgusal olmayan, zihinsel varlıkları inceleyen alanını ifade etmek için kullanılan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Ontoloji B) Metafizik C) Epistemoloji D) Arkhe E) Öz

Soru 61:

Soru 64:

Kepler, Galileo, Huygens’in çalışmalarından yararlanan Newton, ortaya koyduğu yer çekimi yasası ile fizik yasalarını evrensel hale getirmiştir.

• En iyi yönetim, adalete dayanandır. • Sanatsal güzellik de estetiğin konusudur. • Bilimsel bilgiler genel geçerdir. • Bilgi kişiden kişiye değişir. • Güzellik görecelidir.

Bu açıklama bilimsel bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile ilgilidir? A) Akla dayanması

Yukarıda hangi felsefe dalına ait bilgi yer almamaktadır?

B) Objektif olması

A) Bilgi felsefesi

C) Kesin olması

B) Bilim felsefesi

D) Sistemli olması

C) Siyaset felsefesi

E) Birikimli ilerlemesi

D) Din felsefesi E) Sanat felsefesi

Soru 62: Nasıl ki bir biyolog yalnızca canlı varlıklara yönelip diğer varlık türleriyle ilgilenmiyorsa, jeolog da yeryüzü hareketleri ve yerin yapısı dışında farklı bir varlık alanına yönelmez. Bu parça bilimin aşağıdaki hangi özelliğine örnek gösterilebilir? A) Seçicilik B) Objektiflik C) Olgusallık

Soru 65: Bilgelik, doğru ve faydalı bilginin hayata uygulanmasıyla başlayan, insanın içinde yaşadığı dünya ve toplumla uyumlu, yaşamın en yüksek amaçlarına ilişkin bir kavrayışa sahip olmasını öngören ideal bir durumdur. Bilgelik, her şeyi akıl ile sorgulamak ve yorumlamak, bu nedenle de toplum içindeki yanlış saplantılara da karşı durabilmektir. Buna göre bilge insan ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

D) Eleştirellik

A) Var olan her şeye beğeni ile yaklaşandır.

E) Tekrarlanabilirlik

B) Olanaklı olan her bilgiye ulaşan kişidir. C) Faydalı bilgiyi yaşantısına yansıtan rasyonel kişidir. D) Sadece bilgi peşinde koşan kişidir.

Soru 63:

E) Gerçeği yorumlamada toplumun düşüncelerini yansıtandır.

Bir yargı ya da önerme gerçeklikle uyuşuyorsa ya da ifade ettiği bilgi, gerçekliğe denk düşüyorsa o bilgi doğrudur. Örneğin “‘Bu kapı demirdendir.” önermesi ancak ve ancak o kapının demirden olması durumunda doğrudur.

Soru 66:

Verilen açıklama aşağıdaki sorulardan hangisine cevap niteliğindedir? A) Doğru bilgi mümkün müdür?

• Varlığın niceliği nedir? • Varlığın niteliği nedir?

B) Doğru bilginin ölçütü nedir?

• Varlık var mıdır?

C) Bilgilerimizin kaynağı nedir?

• Gördüklerimiz gerçek midir?

D) Doğru bilginin sınırları var mıdır? E) Doğruluk ve gerçeklik arasındaki fark nedir?

Bu sorularla aşağıdaki seçeneklerde verilen cevaplar eşleştirildiğinde hangisi açıkta kalır? A) Varlık birbirine indirgenemez iki tözden oluşur. B) Varlık ilk kez Aristoteles tarafından tanımlanmıştır. C) Varlık dış dünyada gördüklerimizden ibarettir. D) Var olan her şeyin özü maddedir. E) Varlık esasen yoktur.

Soru 67:

Soru 69:

Aşağıdakilerden hangisi bilgi felsefesinin sorularından değildir?

Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. İnsanoğlu Orta Çağ boyunca akıl anahtarlarının tek sahibi konumundaki kilisenin varlık anlayışını sorgulamaksızın kabul etmek yerine, artık aklının anahtarını eline alarak kullanma cesaretini göstermiştir. Fakat aşırı mekanik ve aklı kutsayan yeni yaklaşımlar nedeniyle bu kez de, insanın duygu varlığı olduğu gerçeği yadsınmaya başlamıştır. Romantizm bu nedenle 18. yüzyılda bilim ve aklın karşısına duygu ve sanatı koyarak, yaratıcılıkta özgürlük ve coşkunluğu öne çıkarmıştır.

A) Bilgi nasıl oluşur? B) Bilgi mümkün müdür?

C) Doğru bilginin kaynağı nedir?

Parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? D) Bilimsel bilginin aşamaları nelerdir? E) Neyi bilebiliriz?

A) Aydınlanma öncesi dönemde dini ve geleneksel düşünceler ağır basmaktadır. B) Romantizm aklı kutsayan düşünceler yerine insani duyguları öne çıkarmıştır.

Soru 68:

C) Varlığa dair düşünceleri belirleyen kriterler zaman içinde değişim göstermiştir.

I. Gerçekten bir şeyler var mı?

D) Varlığa bakış ölçütleri zamanla değişse de, dini ve geleneksel düşünce her zaman hakim olmuştur.

II. Varlık kaç türdür?

E) Aydınlanma dönemi, insanlığın aklın rehberliğinde ilerleyeceği inancını taşır.

III. Varlığın ana maddesi nedir? IV. Gerçek varlık nedir? V. Dünyanın şekli ve hareketleri nasıldır?

Soru 70:

Verilen sorulardan hangileri felsefenin varlıkla ilgili temel sorularından değildir?

Var olanlar genel olarak ikiye ayrılır: Kimi zihnimizden bağımsız olarak vardır ve insandan bağımsız olarak varlıklarını sürdürür. Kimi var olanlarında varlığı zihnimize bağlıdır ve insan zihni olmadan bu tür var olanların varlığından söz edilemez.

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız V D) I ve II E) III ve V

Bu parçada bahsedilen varlık türleri aşağıdaki seçeneklerden hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Ağrı dağı- deniz kızı B) Çam ağacı- Ege Denizi C) Kaf dağı- peri D) Doğa-Evren

E) Ruh-Pi sayısı

Soru 71: Günlük yaşamın sorgulayıcı olmayan akışı içerisinde varlık kavramı pek fazla dikkat çekmez. Fakat ihtiyaç duyulan bir nesnenin var olup olmadığı dikkat çeker. Oysaki bir filozof için var olmanın ne olduğunu düşünmek yaşamanın doğrudan kendisidir. Buna göre felsefenin varlığa yaklaşım tarzı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Felsefe güncel olmayan varlıklara yönelir. B) Felsefe varlık olmanın ne olduğunu sorun edinir. C) Felsefe varlık olmanın işlevselliğini sorgular. D) Felsefe neyin var olması gerektiğini sorgular. E) Felsefe yaşamsal ihtiyaçlar için varlığın değerini sorgular.

Soru 72:

Soru 75:

Astronomi, uzayı; biyoloji, canlıları; psikoloji ise insan davranışlarını inceler. Bütün bunlarda ortak olan ise var olan şeyler olmalarıdır. Bu bizi varlık hakkındaki en temel soruya götürür.

Bilim kendi anlamını bilemez, böyle bir bilme çabasına yöneldiği anda felsefenin alanına girmiş olur.

Parçada söz edilen durumla ilgili felsefe disiplini ve disiplinin temel sorusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Ontoloji - Varlık nedir?

Parçada vurgulanan bilim felsefesinin özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilimin ne olduğunu ve kuramsal konumunu belirlemek B) Bilimsel çalışmalara yeni boyutlar kazandırmak

B) Epistemoloji - Doğru bilgi mümkün müdür?

C) Bilimdeki olgulardan hareketle doğrulanabilir önermelere ulaşmak

C) Etik - Evrensel ahlaki ilkeler var mıdır?

D) Bilimsel çalışmaların verimlilik derecesini artırmak

D) Epistemoloji -Bilginin kaynağı nedir?

E) Bilim insanlarına yeni araştırma alanları açmak

E) Ontoloji -Evrende amaçlılık var mıdır?

Soru 76: Soru 73: İlkçağ medeniyetlerinden Mısır’da tıp oldukça ileri düzeydeydi. Ölümden sonra yaşamın devam edeceğine inandıklarından mumyalama tekniğini geliştirmişlerdir. Aynı zamanda kimya, anatomi ve fizyoloji dallarında ilerleme kaydetmişlerdir. Bunun yanı sıra Mısırlılar için Nil nehri hayati öneme sahiptir. Nilin taşma zamanlarını hesaplamak için takvim, nehir taştığında tarla sınırlarını belirleyebilmek için de geometri alanında zamanlarının çok ilerisine geçebilmişlerdir. Parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır?

I. Evrenin ana maddesi nedir? II. İnsan eylemlerinde özgür müdür? III. Yalnızca maddesel varlıklar mı vardır, yoksa tinsel varlıklar da var mıdır? IV. Varlık var mıdır? V. Varlık kaç tarzdadır? Aşağıdakilerden hangisi ontolojiye ait bir soru değildir? A) I. B) II.

A) İlkçağ medeniyetleri bilimsel alanda ileri düzeydedirler.

C) III.

B) Günlük yaşamın düzenlenmesi bilimle yaşamın iç içe olduğunu gösterir.

D) IV.

C) Mısırlılar teorik bilimlerde çalışmalar yapmamışlardır.

E) V.

D) Bilim ve yaşam arasında doğrudan bağ kurulamaz. E) Bilimde ulaşılan sonuçlar kimi zaman insanların öngöremediği boyutlarda olabilir.

Soru 74: Aşağıdakilerden hangisi varlık felsefesinin sorularından değildir? A) Evrenin bir amacı var mıdır? B) Varlığın özü nedir? C) Tüm varlıkların temelinde yer alan ilk varlık nedir? D) Var olanlar madde cinsinden midir? E) Güzellik öznede midir?

Soru 77: Bilme edimi, oldukça karmaşık bir süreçtir. Şu anda bu satırları okurken bile; belki bir “acaba” deyip merak ettiniz ve bu edimin nasıl gerçekleştiğini kendinize sormaya başladınız bile, kim bilebilir? Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisine cevap aranmaktadır? A) Nasıl biliriz? B) Bilginin ölçütü nedir? C) Bilginin sınırı nedir? D) Bilginin kaynağı nedir? E) Bilginin değeri nedir?

Soru 78:

Soru 81:

Evrenin temel ögesi nedir?” sorusu aşağıdaki hangi felsefe disipliniyle ilgilidir?

Locke'ın, "Duyulardan geçmemiş hiçbir şey anlıkta bulunmaz." yargısına Leibniz, "Anlığın kendisinden başka." ifadesini eklemiştir.

A) Ahlak felsefesi

Aşağıdakilerden hangisi Leibniz'in, Locke'un yargısına ekleme yapmasının temel nedenidir?

B) Sanat felsefesi C) Varlık felsefesi D) Bilgi felsefesi

A) Zihnin sezgisel bilgiye açık olmasına karşı çıkması

E) Siyaset felsefesi

B) Bilgide doğuştancılık fikrini savunması C) İzlenime dayalı bilgiyi kabul etmesi D) Bilginin kaynağı olarak akıl ve deneyimi ileri sürmesi E) Doğru bilginin duyusal olması

Soru 79: Bir şeyin var olması onun bilgi nesnesi olmasına yetmez. Var olan bir şeyin bilgi nesnesi haline gelmesi için öznenin onu kendisine konu edinmesi yani nesneleştirmesi gerekmektedir. Buna göre bir şeyin bilgi nesnesi olabilmesi aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?

A) İdeal varlık olmasına B) Öznenin yönelmişliğine

Soru 82: “Varlığın kesin bir tanımı yapılamasa da var olanlar sınıflandırılarak ayrıma gidilebilir.” Buna göre aşağıdakilerden hangisi farklı bir varlık sınıfına aittir?

A) Su

C) O şeyin var olmasına

B) Ağaç

D) Gerçek varlık olmasına

C) Asal sayılar

E) Ürün olarak ortaya çıkmasına

D) Ateş E) Toprak

Soru 80: "Su 100 °C'de kaynar, 0 °C'de donar" önermesi aşağıdaki felsefe disiplinlerinden hangisiyle ilgilidir?

A) Bilgi Felsefesi

B) Sanat Felsefesi

Soru 83: Bilmenin imkânı sorusu zaman zaman karamsarlığa kapılmamıza neden olsa da, bu çarpışma yolculuğun devamı için bir engel değildir. Gorgias’ın “doğru yoktur!” haykırışına şahit olurken, birdenbire Platon’un asıl gerçekliği başka dünyadaki idealar alemine dayandırmasına; oradan da Hegel’in gerçek olanı aklileştirme serüvenine geçebiliriz felsefede. Düşünmenin derin dehlizlerinde sonluluk olmadığını ve duvarın öbür tarafına geçmenin de mümkün olabildiğini görürüz. Bu parçadaki açıklamaların, aşağıdaki sorulardan hangisi ile ilgili olduğu söylenebilir?

C) Varlık Felsefesi

A) Bilginin kaynağının ne olduğu D) Değerler Felsefesi

B) Bilginin sınırlarının olup olmadığı C) Bilginin değerinin ne olduğu D) Doğru bilginin ölçütlerinin ne olduğu

E) Siyaset Felsefesi

CEVAPLAR: 1-E 2-C D 17-C 18-C 19-D B 33-E 34-C 35-B C 49-C 50-E 51-E D 65-C 66-B 67-D A 81-B 82-C 83-B

E) Bilgi felsefesinin problemlerinin neler olduğu

3-B 20-D 36-E 52-A 68-C

4-A 5-C 6-B 7-D 8-D 21-E 22-A 23-A 24-E 37-D 38-B 39-E 40-C 53-E 54-E 55-E 56-D 69-D 70-A 71-B 72-A

9-E 10-A 11-C 12-E 13-E 14-E 15-C 1625-C 26-C 27-C 28-D 29-D 30-A 31-A 3241-C 42-D 43-A 44-D 45-E 46-C 47-B 4857-D 58-B 59-C 60-B 61-E 62-A 63-B 6473-B 74-E 75-A 76-B 77-A 78-C 79-B 80-

Soru 1:

Soru 4:

Kant'a göre bir şeyin güzel olup olmadığı söz konusu olduğunda, hiçkimse o şeyin varlığı ile ilgilenmez. Yani , estetik hoşlanma, güzel dediğimiz objenin varlığından hiçbir karşılık beklemeden, duyulan salt bir hoşlanmadır. Kant' a göre, güzellik hakkındaki bir yargıya pek az da olsa, bir yarar veya çıkar düşüncesi karışırsa ona artık salt bir beğeni yargısı denemez.

J.S.Mill, "fayda" kavramını, insan eylemlerinin amacı olarak açıklar. Ona göre fayda aynı zamanda iyinin temel ölçütüdür. Herhangi bir eylemi "iyi" olarak niteleyebilmemiz için eylemin sonucundan fayda elde etmemiz gerekir.

Aşağıdakilerden hangisi Kant'ın güzellikle ilgili görüşüdür?

A) Yaşantıların doğru sayılabilmesi için ölçüt; dengeli ve ölçülü olmaktır.

A) Yarar sağlayandan alınan hazdır.

B) Eylemlerin ahlaki değeri, sonuçlarının sağladığı yarara göre belirlenir.

B) Her türlü fazlalığın dışarı atılmasıdır.

C) Tanrının bilgisi insan için mutluluk sağlayan bilgidir.

C) Matematiksel olarak orantılı ve ölçülü olandır.

D) Eylemlerin ahlakiliği, eylemde bulunanın niyetine bağlıdır.

D) Karşılık gözetmeksizin hoşa gidendir.

E) Ahlak yasası herkese göre değişkenlik gösterir.

Parçada ifade edilen görüşten hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

E) İdenin duyusal görünüşüdür.

Soru 5: Soru 2: Sanattaki güzellikle doğadaki güzellik birbirinden farklıdır. Bu yüzdendir ki çirkin bir adamın model olduğu bir portre belli özelliklerinden dolayı güzel bir sanat eseri olabilir. Bu parçada savunulanlar ile öncüllerde verilen ifadelerin hangileri uygunluk göstermektedir?

Farabi'ye göre ahlak yasası, temelini "zorunlu varlık"ta bulur. İyinin bilgisi, insana eylemlerinde uyabileceği yasayı verir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) İyinin bilgisi insana kapalıdır. B) İnsan iyiye tecrübeyle ulaşır. C) Mutluluk hazların toplamıdır.

I. Mimarı dağlara gönderin. Orada doğanın bir kemerden, bir kubbeden ne anladığını öğrensin!

D) Ahlak yasası Tanrı'ya dayanır. E) İnsan kendi özünü kendisi oluşturur.

II. Hiçbir yılan, hiçbir iğrenç canavar yoktur ki sanat tarafından taklit edilince gözlere hoş görünmesin. III. Göz, resmedilen güzellikten, doğal güzellikten duyduğu zevki duyar. A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III

Soru 3: Mevlana'ya göre benliği aşma ve yaratıcıyı sevme durumuna yükselme aşkla olur. Aşk, yaratılmış her varlığın Tanrı adına sevilmesi hâlidir. Yaratılmış her varlığı sevmek iyi, sevmemek kötüdür. Bu parçaya göre aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Evrensel bir ahlak yasası mümkündür. B) Tanrı'yı bilmek ancak aşkla mümkündür. C) Ahlak anlayışı sevgi temellidir. D) Ahlak yasası herkese göre değişkenlik gösterir. E) İyi, tüm yaratılmışları sevmekle mümkün olur.

Soru 6: Evrende hareket vardır. Örneğin bir cenin, zamanla yetişkin olur. O, kuvve halinde bir cenindi, fiil halinde bir yetişkin olacaktır. Dünyada her an kuvve yani güç halinde olan şey, fiil haline geçer ve gerçek olur. Hareket ettirmek, bir şeyi bir kuvve halinden fiil haline geçirmektir. Hareket etmek, bu değişime, bu geçişe maruz kalmaktır. Hareket eden cisim, hareketini bir başka şeye geçirir. Ancak başlangıçta bir hareket kaynağını kabul etmemiz gerekir. Bu parça din felsefesinin hangi temel problemiyle ilgilidir? A) Tanrı ve evren ilişkisi nasıldır? B) Evrenin yaratılışı nasıldır? C) Vahiy mümkün müdür? D) Ruh ölümsüz müdür? E) Tanrı var mıdır?

Soru 7:

Soru 10:

Aşağıda verilenlerden hangisi ahlak ile etik arasındaki farklardan biri değildir?

İnsanın istenç ve eylemleri, içten ve dıştan gelen nedenlerle belirlenmiştir. Kararlarımız, içinde yaşadığımız koşullara bağlıdır. İnsanın Tanrı, doğa veya toplum tarafından belirlenmiş bir yazgısı vardır.

A) Ahlak, bir toplumda uyulması gereken kurallar bütünüdür. Etik ise varolan ahlak üzerine düşünme, varolan ahlakı sorgulama etkinliğidir. B) Ahlak toplumdan topluma, kültürden kültüre, zamandan zamana değişiklik gösterir. Etik her zaman, her yerde ve her koşul altında geçerli kurallar bulmaya çalışır. C) Ahlak “iyi” ve “kötü”nün ne olduğunu bildiğini varsayar etik ise bir problem olarak ele alır ve inceler. D) Ahlak göreceli olduğundan kural koymaz, etik ise kural koyucudur. E) Ahlak göreceli ve özneldir. Etik ise insanın ahlaka ilişkin davranışlarının doğurduğu soruları ele alan felsefe dalıdır.

Bu görüşleri savunan bir düşünüre göre, ahlaki eylemin temel niteliği ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılabilir? A) Ahlaki eylem irademizle gerçekleşir. B) Her ahlaki eylemin temel bir amacı vardır. C) Evrensel ahlakın amacı sorumlu davranışlar sergilenmesidir. D) İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür değildir. E) Bir davranış ödev ahlakına uygun değilse ahlaki sayılmaz.

Soru 8:

Soru 11:

"Bugün bahçem Corot'un bir resmine benziyor."diyerek o an onu güzel bulduğunu dile getirmiştir.

Eğer bir bilim adamı bir keşfi yapmamış olsaydı, daha sonra bir başkası onu yapacaktı. Mendel kalıtım yasalarını bulduktan sonra tanınmamış olarak ölmüştür. Otuz beş yıl sonra onu yeniden bulanların sayısı üçtür. Ama yazılmamış olan edebi bir kitap, asla yazılmayacaktır. Büyük bir bilim adamının erken ölümü insanlığı geciktirir, büyük bir yazarın erken ölümü ise onu yoksun bırakır.

Oscar Wilde'ın bu tavrı aşağıdaki ifadelerden hangisini destekler niteliktedir? A) Doğadaki güzelliğin estetik özneyle bir ilişkisi yoktur. B) Doğadaki gerçekliklerin hepsi sanatsal olarak da güzeldir. C) Doğada ve sanatta güzellik arasında hiçbir fark yoktur. D) Sanat eserleri doğanın bire bir taklit edilmesine dayanır. E) Sanatta güzellikten bahsedebiliriz ama doğanın kendisi güzel değildir.

Bu parçada sanat eserinin hangi özelliği vurgulanmıştır? A) Kalıcılığı B) Biricikliği C) Simetrikliği D) Özgünlülüğü E) Ölçülülüğü

Soru 9: 20. yy’da etik, “iyi”, “doğru”, “ödev” gibi kavramların ne anlama geldiğinin gösterilmesi ve “Neden yalan söylememem gerekir?”, “Niçin ahlaklı olmalıyım?” türünden soruların temellendirilmesiyle yetinirdi. Ancak günümüzde özellikle teknoloji alanında yaşanan hızlı değişim, sadece doğada değil, bizim yaşamımızda ve gelecek nesiller üzerinde de çeşitli tahribatlara yol açmaktadır. Bu nedenle günümüz etiği sadece teorik tartışmalar yapmakla kalmayıp insanın ve doğanın karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgili çözüm üretmek üzerine de çalışmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun sonucu olarak gösterilebilir? A) İnsan merkezli bakış açısı gelişmiştir. B) Uygulamalı etik ve alanlarının önemi giderek artmıştır. C) Etik, ahlaki eylemin amacı sorusu ile kendini sınırlamıştır. D) İnsanın doğaya egemen olması gerektiği görüşü pekişmiştir. E) Teknolojik gelişmelerin her durumda desteklenmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Soru 12: Mill düşüncesinde; “Çok sayıda insana en yüksek mutluluğu verebilmek” ilkesini temel alır. Ona göre mutluluk veren eylemler iyi, mutsuzluk veren eylemler kötüdür. Mutluluk, hazzın varlığı ve acının yokluğu anlamına gelir. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Kötü eylemler mutluluk verir. B) İnsan doğası gereği mutludur. C) İnsan bencil olduğu sürece mutlu olur. D) İnsan hazlarının peşinde koşarak mutlu olabilir. E) Ahlaki eylemin amacı, bütün insanların mutlu olmasıdır.

Soru 13:

Soru 16:

Platon'a göre insan, idealar dünyasına yönelerek, iyilik ideasının, bilgisine ulaşabilir ve eylemlerini bu bilgiye uydurabilir. Bunu gerçekleştirebilen, iyi olanı gerçekleştirmiş olur. İyi ideasının bilgisine ulaşan insan ahlak yasasını da bilmiş olur. Bu yasa, ona neyi eyleyeceğini söyler.

İnsanın doğasında acıdan kaçıp, hazza yaklaşmak isteyen bir yapı vardır. Haz bize mutluluğu sağlarken, acı bu mutluluğa engel olur. Ancak buradaki haz, toplumun faydası ön planda tutularak seçildiğinde bizi mutluluğa ulaştırır ki bu, ahlaki eylemin temelinde yer alması gereken bir şeydir.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

Bu parçadaki ifadeler aşağıdaki görüşlerden hangisine uygundur?

A) İyi ideası kişiye göre değişiklik gösterir. B) Evrensel bir ahlak yasası vardır.

A) Bencillik ahlakı

C) İnsan ancak anlık zevklerle mutlu olabilir.

B) Hazcılık

D) İnsan doğası gereği hazza yönelir.

C) Sezgicilik

E) Evrensel bir ahlak yasası yoktur.

D) Nihilizm E) Utilitarizm

Soru 14: Sokrates, insanlar biliyorsa aksini yapmaz diye düşünür. O’na göre bilmek olmaktır. Yani eğer epistemolojik anlamda bir şeyin bilgisine sahipsek uygulama platformunda da onu mutlaka gerçekleştiririz. Sokrates'in, bu görüşüyle ahlaki eylemde bulunurken aşağıdaki kavramlardan hangisinin gerekliliğine karşı çıktığı savunulabilir? A) Vicdan B) İrade C) Erdem D) Ahlaki karar

Soru 17: Neyin sanat eseri olup olmadığı sorusu önemli bir tartışma konusudur. Bu konuda pek çok fikir ileri sürülmüştür. Aşağıdaki ifadelerden hangisinin sanat eseri hakkında bir ölçüt ortaya koyduğu söylenebilir? A) Eskilerin dediği gibi zevkler ve renkler tartışılmaz. B) Güzellik göreceli ve değişkendir. C) Her sanatçının kendine özgü bir sanat anlayışı vardır. D) Sanat, bir formüle büründürülemeyenleri ifade eder. E) Sanat her estetik özne için farklı bir anlam ifade eder.

E) Ödev Soru 18: Soru 15:

I) Değer fenomeni evrenseldir, değişmez.

Aşağıdakilerden hangisi, din felsefesiyle ilgilenen bir filozofun dikkat etmesi gereken koşullardan biri değildir?

II) Kişinin özgür olmaması verdiği kararın ahlaki olup olmamasında etkili değildir.

A) Felsefe dini temellendirirken rasyonel açıdan bakmak zorundadır. B) Felsefe dini temellendirirken nesnel olmak zorundadır. C) Felsefe dini temellendirirken dine ait her türlü kavram ve problemi sorgulamalıdır. D) Felsefe dini temellendirirken konuya olabildiğince geniş kapsamlı ve kuşatıcı bir bakışla yaklaşmalıdır. E) Felsefe dini temellendirirken dinin sınırlarını aşmamalı, din ile çelişmemelidir.

III) Ahlak, toplumun uyması gereken kurallar bütünüdür. IV) Değer yargıları nesneldir, değişmez. V) Ahlak felsefesi, ahlak üzerine sistemli bir düşünme biçimidir. VI) Vicdan doğruya yönelten iç sestir. Yukarıda ahlak felsefesi ile ilgili verilen cümlelerden hangileri doğrudur? A) I, II, V B) II, III, VI C) I, III, V, VI D) IV, V, VI E) I, II, III, IV, V, VI

Soru 19:

Soru 22:

Her çağdaki sanatsal yaratımın özellikleri ve anlamı her zaman kendi ifadesi olduğu toplum tasarısıyla nedensel bir bağlantı içindedir. Buna göre sanat, toplumsal tepkilerin ve düşünce farklılıklarının etkisinde kalmıştır. Toplumsal bilinç biçimi geliştikçe ve toplumun manevi yaşam içindeki rolü arttıkça, toplumsal devinimlerin sanat yaratımı üstündeki etkisi de o denli artmıştır.

Felsefe tarihinde ilk defa Kant, “İnsan özgür müdür, değil midir?” sorusuna bilgisel bir yanıt alınamayacağını göstermeye çalışır ve çözümü soruyu değiştirmekte bulur. Kant’a göre özgürlük bir idedir, insan aklının ürettiği bir fikirdir. İnsanın istemesini; eğilimleri, çıkarları belirleyebileceği gibi saf aklın ürünü olan bir yasa da belirleyebilir. Kant’a göre ahlak yasası, “Öyle hareket et ki senin istemeni belirleyen ilke aynı zamanda genel bir yasa ya da ilke olarak geçerli olabilsin”, başka bir deyişle eylemde bulunurken “Genel bir yasa olabilecek nitelikte bir ilke ile eylemde bulunmayı iste” diyen bir temel ahlak yasasıdır.

Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Toplumun sanat üzerinde bir etkisi yoktur. B) Sanat evrensel ürünler ortaya koyar. C) Sanatçı topluma yön veren bir kişidir.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

D) Sanat üretildiği toplumdan etkilenir.

A) Ahlak yasası kişiyi değil kişileri bağlayan yasadır.

E) Toplumun sanata etkisi sanatçıyı kısıtlar.

B) Ahlak yasası genel olarak ne yapılması gerektiğini dile getiren yasadır. C) Özgürlük eylemlerimizin değil istemelerimizin bir özelliğidir.

Soru 20: Ahlak insanın davranışları, yapıp ettikleri olarak tanımlanırken etik, bu ahlaksal davranışların problematiğini irdeleyen bir disiplin olarak ifade edilir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi etiğin ilgilendiği sorulardan biri değildir? A) Güzel olan karşısında evrensel bir beğeni sergilenebilir mi? B) İnsan eylemlerinde özgür müdür? C) Sorumluluğun temel dayanağı nedir? D) Vicdan karşısında evrensel bir ahlak geliştirilebilir mi? E) İyi ve kötünün kaynağı nedir?

D) Özgürlük insan aklının yarattığı bir fikirdir. E) İnsan belirli bir durumda neyi yapması gerektiğini her defasında kendisi bulmak zorundadır.

Soru 23: Filozof, ahlak ile ilgili normlar ileri sürmez, insanlara yapıp etmeleriyle ilgili yönlendirmelerde bulunmaz ancak insanların istemleriyle oluşturulan eylemleri üzerine sorgulamalar ve değerlendirmeler yapar. Buna göre ahlak felsefesinin amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Davranışın nedenlerini açıklama B) Herhangi bir görüşü gerekçelendirme

Soru 21:

C) Belli bir yaşam tarzını yaygınlaştırma D) Ahlaki yargıların dayandığı ölçütleri açıklama

Erdem içselleştirilmedikçe uygulanabilir bir meziyet değildir. Altıncı kattan düşmek üzere olan bir çocuğu tutup tutmamayı düşünen insan henüz erdemli sayılmaz. Duruma göre tutabilir ya da tutamaz o ayrı bir konu. Fakat erdemli insan tutsam ne çıkarım olur, tutmasam ne olur hesapları asla yapmaz. Erdemli olmayı içselleştirmiş ve erdemi temel bir yaşantı ilkesi haline getirmiş bir kişi doğru eylemin kararını hemen verebilir ve çocuğu tutar.

E) İnsanların nasıl mutlu olacaklarını açıklama

Parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Doğadaki güzelliğin ölçütleri

A) Çıkar düşünülmeden yapılan eylemlerde erdem aranmaz.

C) Sanatçının toplumsal statüsü

B) İçselleştirilmeden uygulanabilecek en önemli meziyet erdemdir.

D) Sanat eserinin ekonomik değeri

C) Yapılan davranışın sonucu olumlu olursa, kişi erdemi yaşantı ilkesi yapmış olur. D) Erdemli olmak, yaptığın davranışın sonucunu düşünerek davranmaktır. E) Doğru eylemde bulunmak için bir insanın erdemi özümsemiş olması gerekir.

Soru 24: Aşağıdakilerden hangisi sanat felsefesinin alanına girer?

B) Sanatın insan davranışlarına etkisi

E) Sanata dair zevklerin anlamı

Soru 25:

Soru 28:

“İnsan yalnızca evrenin bir unsuru, bütün tarafından belirlenmiş doğanın küçük bir parçası, evren makinesi içinde basit bir dişlidir.” diyen bir düşünürün görüşleri aşağıdaki yargılardan hangisi ile çelişir?

Aristoteles’in düşüncesinin temeli istikrardır. Orta sınıf iktidara hâkim olmalıdır. Aşırı zenginlik veya aşırı yoksulluk istikrarı bozar. Önemli olan, halkın yönetime katıldığı izlenimini uyandırmaktır.

A) Ahlaki özgürlükten söz edemeyiz.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Aristoteles’in düşüncesini destekler?

B) Evren mekanik ve bilimsel yasalara göre işlemektedir. C) Ahlaki kararlar insan iradesinin dışındaki nedenlere bağlıdır. D) İnsan doğal, toplumsal ve psikolojik olarak belirlenmiştir. E) Ahlaki eylemde bulunurken insanı sınırlayan birşey olamaz.

A) Alt ve üst sınıflar orta sınıflar üzerinde egemen olmalıdır. B) Orta sınıflar ticaretle uğraşmalıdır. C) Halk meclisleri olabilecek reaksiyonları önler. Soru 26:

D) Alt sınıflar yönetimin başında olmalıdır.

I. İnsan, eylemleri sırasında özgür müdür?

E) Düzen bir kesimin zenginleştirilmesiyle sağlanabilir.

II. İktidarın kaynağı nedir? III. Duyu organlarımız bizi yanıltır mı? IV. Evrende bir değişme var mıdır?

Soru 29: I. "Sanat, bir güç meydana getirmez; o, ancak bir tesellidir."

Verilen sorular aşağıdaki felsefe alanları ile eşleştirildiğinde hangi seçenek açıkta kalır?

II. "Sanat ruhsal olanın dünyadaki açılımıdır"

A) Epistemoloji

III. "Sanatın görevi Tanrı'nın krallığını yani sevgiyi hakim kılmaktır."

B) Etik C) Siyaset felsefesi D) Estetik E) Ontoloji

IV. Sanat, doğanın taklit edilmesidir. Verilen sözlerden hangilerinde güzelliğin kaynağı iyilik olarak açıklanmıştır? A) I ve III B) I ve IV

Soru 27: Aşağıdakilerin hangisi teolojiyi din felsefesinden ayıran özelliklerinden biridir?

C) II ve III D) II ve IV E) Yalnız III

A) Evreni konu alır. B) İnsanın evrendeki yerini açıklamaya çalışır. C) Dinin ortaya koyduğu bilgileri açıklar. D) Açıklamalarda aklı kullanır. E) Tanrı’nın varlığına yönelik delil sunar.

Soru 30: Mağazadan bir eşyayı çalmak isteyen kişi ; bir korumanın gözetimi,elektronik kontrol sisteminden veya cezalandırılmak ya da kınanmaktan korktuğu için vazgeçebilir. Bu, ahlaki bir davranış değildir, hesaptır, önlem almaktır. Ahlak, yalnızca kendi vicdanına yöneliktir. Bu görüş aşağıdaki yargılardan hangisini destekler niteliktedir? A) Ahlaklılık önlem almayı gerektirir. B) Toplumsal baskı suç oranını arttırır. C) Korkuyla yapılan iyilik, iyilik değildir. D) Korku çalmayı engelleyen en önemli duygudur. E) Cezalandırılmanın olmadığı yerde ahlaktan söz edilemez.

Soru 31:

Soru 34:

“Öyle hareket et ki senin eylemlerinin ilkesi tüm insanlığın eylemlerinin ilkesi olsun. Bunun için koşulsuz buyruğa uymalısın.”

“Bir eylemin ahlaki olmasından söz edilebilmesi için onun iyi ve kötü arasında yapılan bir tercih sonucunda gerçekleşmesi gerekir. Eğer ortada bir tercih yoksa davranışın ahlakiliğinden de söz edilemez.”

Kant’ın bu ilkesinden hareketle ahlaki eylemin amacını aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıkladığı söylenebilir?

Bu parçaya göre bir eylemin nitelendirilmesinin koşulu nedir?

ahlaki

olarak

A) Ödev

A) Olgusal olması

B) Haz

B) Kişiye fayda sağlaması

C) Yarar

C) Kişiye haz vermesi

D) Mutluluk

D) Evrensel olması

E) Toplumsal uyum

E) Özgür iradeyle gerçekleştirilmesi

Soru 32:

Soru 35:

I. İnanç nedir? II. Evrende nasıl bir düzen vardır? III. Tanrı’nın varlığına yönelik görüşler nelerdir? IV. İbadetler nasıl yapılır? V. Tanrı ve evren arasında nasıl bir ilişki vardır?

"Bizler başkalarına karşı eylemlerimiz açısından yükümlülükler taşırız. Yükümlülüklerimizi yerine getirirken bizi yönlendiren motiv ya içseldir ki o zaman ödevdir ya da dışsaldır ki o zaman da adı baskıdır."

Yukarıdakilerden hangileri din felsefesinin yanıt aradığı sorulardandır?

Kant'ın bu sözlerine göre eylemlerin ödev sayılabilmesi aşağıdaki yargılardan hangisi ile ilgilidir? A) Sonuç eylemin değerini belirler.

A) I-II-IV

B) Eylemin kaynağı özgür irade olmalıdır.

B) I-III-V

C) Kurallar eylemlerimizi belirler.

C) II-III-IV

D) Dıştan gelen yaptırım eylemin sonucunu belirler.

D) II-III-V

E) Eylem sebep-sonuç ilişkisi içinde değerlendirilir.

E) III-IV-V

Soru 36: Soru 33: Ahlak felsefesi, insan eylemlerini ve bu eylemlerin dayandığı ilkeleri konu alan felsefe dalıdır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi ahlak felsefesinin sorularından olamaz? A) Ahlaki eylemin amacı nedir? B) Erdemli yaşam mümkün müdür?

Aşağıdakilerden hangisi din felsefesine ait bir özelliktir? A) İnanca dayanır; inancın sınırları dışına çıkmaz. B) Dini öğretiyi dogmatik ve otoriteye bağlı olarak kabul eder. C) İnananların inançlarını güçlendirmek öncelikli amacıdır. D) Savunduğu dinin içeriğini açıklar. E) Din olgusunu, dinin kavramlarını ve temel iddialarını akla dayalı olarak sorgular.

C) Her güzel iyi midir, her iyi güzel midir? D) İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür? E) Evrensel ahlak yasalarına ulaşmak mümkün müdür? Soru 37: “Gerçek sanatçı binlerce kişinin yapamadığını yapar çünkü binlerce insanın yaptığına sanat demeyiz.” Görüşünde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır? A) Güzelliğin ölçütü B) Sanat eserinin özgünlüğü C) Güzelliğin göreceliği D) Sanat eserinin faydası E) Sanatın önemi

Soru 38:

Soru 42:

Oscar Wilde normalde güzel bulmadığı bahçesi için "İki kayadan en güzel olanı, en kocaman olanı, en yıkılamaz olanıdır. İki berrak gökten en güzel olanı, en parlak, en uçsuz bucaksız olanıdır. İki fırtınadan en güzel olanı en şiddetli olanıdır. Hatta iki çölden en güzel olanı en ümit kırıcı, en vahşi ve en tekdüze olanıdır."

Her insan gibi sanatçının da, bu dünyadaki yaşam serüveni sınırlıdır. Ancak sanatçı, arkasında özgün ve hayranlık uyandıran eserler bırakırsa bu sınırlılık onun için sınırsızlığa dönüşür. Böylece o, çağdan çağa, kuşaktan kuşağa ulaşarak sürekliliğini korur.

Bu düşüncede olan birinin "güzellik"le hangi kavramı ilişkilendirdiği söylenebilir? A) Hakikat B) İyi C) Yüce D) Hoş

Parçada sanatçıların hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Çıkar amacıyla eserlerini üretmeleri B) Büyük eserlerini yaşlılık dönemlerinde vermeleri C) Eserleriyle kalıcı olmaları ve ölümsüzleşmeleri D) İçinde yaşadıkları toplumu etkilemeleri E) Eserlerini hayal gücüne dayanarak oluşturmaları

E) Fayda Soru 43: Soru 39:

Aşağıdakilerden hangisi din felsefesini teolojiden ayıran özelliklerden biri değildir?

Aşağıdaki kavramlardan hangisi Tanrı’nın gönderdiği kutsal kitaplara, peygamberlerin bildirdiklerine ve din alimlerinin yorumlamalarına dayanır?

A) Belli bir dine ait konu ve problemleri incelemesi

A) Teoloji B) Din felsefesi C) İnanç D) Deizm

B) Bir dine ait kavram ve problemleri eleştirmeden açıklaması C) Savunduğu dinin yapısı hakkında bilgi vermesi D) Tüm dinlere karşı tarafsız olması E) Dinin her türlü kavram ve problemini inanç dahilinde açıklaması

E) Panteizm

Soru 44: Soru 40: Tanrı, insanlığa bağışladığı aklın sınırlarını aşmaz. Bu ifadeden yola çıkarak aşağıda yer alan görüşlerden hangisine ulaşılır? A) İnsanlığa bağışlanan akıl sınırlı değildir. B) İnsan akılla hiçbir şey öğrenemez. C) Tanrı akıl yoluyla kavranabilir. D) Akla çok güvenmemek gerekir. E) İnsanlar akılla ancak gündelik işlerini yapabilir.

“Güzel, hem estetiğin hem sanat felsefesinin konusudur. Ancak sanat felsefesinin ele aldığı güzellik konusu estetiğe göre daha sınırlıdır. O, sadece insan tarafından oluşturulan güzellikle ilgilenir.” Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin güzelliği ile sanat felsefesi ilgilenmez? A) Güneşin batışı B) Zamanı resmeden bir tablo C) Güneş ışınlarının yansıyarak renklendirdiği bir fotoğraf D) Tutsaklığı anlatan bir film E) Dinlendirici bir müzik

Soru 41: – Tanrı dünya ve insanla devamlı ve sürekli ilişki içindedir. – Tanrı dünya ve insana sürekli müdahalelerde bulunur. – Evrende olup biten her şey Tanrı’nın iradesinin ürünüdür. Yukarıda verilen bu özellikler Tanrı’nın varlığı ile ilgili hangi anlayışa aittir? A) Deizm B) Teizm C) Panteizm D) Monizm E) Ateizm

Soru 45:

Soru 48:

Ahlaksal davranış, ahlaksal olarak yargılanması veya ahlaksal olarak değerlendirilmesi mümkün olan davranıştır. Böyle bir davranışın bazı koşulları olacağı açıktır. Bu davranışın her şeyden önce istemli ve özgür bir davranış olması gerekir. Örneğin, hayvanların davranışları özgür değildir.

Aşağıdakilerden hangisi bir değer yargısıdır?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi ahlaksal bir davranıştır?

A) Tanrı adildir B) Felsefi bilgi sübjektiftir C) Bilim deneye dayanır D) Gökyüzü mavidir. E) İnsan düşünen bir canlıdır

A) Bir uyurgezerin elektrikli sobayı devirerek yangına sebep olması B) Küçük bir çocuğun hırsızlık yapması

Soru 49:

C) Akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişinin küfür etmesi

Bazı filozoflara göre evrende gözle görünür mükemmel bir düzen olduğunu kimse inkâr edemez. Evrendeki bu düzenin kendiliğinden oluştuğunu söylemek ne kadar doğrudur? Biz evimizde bir düzen sağlayamazken sonsuz evrende bu düzen nasıl sağlanmaktadır?

D) Sonuç ne olursa olsun bireyin hiçbir durumda yalan söylememesi E) Paranoyak olan kişinin sürekli eşinden kuşku duyması

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Soru 46: Ahlak felsefesinde; "iyi" kavramının tanımlanmasında farklı yaklaşım ve görüşler ortaya çıkmıştır. Filozofların bazılarına göre, "iyi" kavramı mutluluk kavramıyla, bazılarına göre, "haz" kavramıyla, bazılarına göre, "doğruluk veya sevgi" kavramlarıyla, bazılarına göre ise "ödev" kavramı ile ilişkilidir.

A) Her dinin farklı bir evren anlayışı vardır. B) Evrende bir düzen olduğu öznel bir durumdur. C) İnsan doğası gereği inanmaya ihtiyaç duyar. D) Evrendeki düzen rastlantılar sonucunda oluşmuştur. E) Var olan düzen, o düzeni oluşturanın en büyük işaretidir.

Parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) İyi ve kötü kavramları birlikte değerlendirilir. B) Filozoflar iyi kavramını öznel olarak değerlendirmişlerdir.

Soru 50:

C) İyi kavramının içeriği tam olarak bilinemez.

Ahlaki özneyi kendi eylemleri hakkında yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi iyileri, değerleri üzerine doğrudan doğruya ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan yetidir.

D) Filozoflar iyi kavramı üzerinde uzlaşı sağlamışlardır. E) Filozoflar iyi kavramını tek ölçütle değerlendirmiştir.

Bu parçada tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir? Soru 47: Bu tarz egemenlik, modern toplumda görülür. İktidar gücünün kullanımı; birtakım yazılı ilkelere, bunlar çerçevesinde oluşturulmuş yazılı hukuka bağlıdır. Hukuk, iktidar gücünü kullananları da bağlar. Açıklaması verilen egemenlik anlayışı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karizmatik egemenlik

B) Teokratik egemenlik C) Otokratik egemenlik

D) Rasyonel-Yasal egemenlik

E) Geleneksel egemenlik

A) Ahlak yasası B) Erdem C) Sorumluluk D) Özgürlük E) Vicdan

Soru 51:

Soru 55:

Din, insanlara bir inanç ve anlam bütünlüğü içinde sunduğu yaşam biçimini, bir dünya görüşü kapsamında kurallaştıran toplumsal kurumdur. Din felsefesi ise dine felsefi açıdan yaklaşır ve onu akılcı, eleştirel ve tutarlı bir biçimde sorgular.

Aşağıdaki sorulardan hangisi din felsefesi ile ilgili değildir?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi dinin değil, din felsefesinin alanına girer?

C) Evren sonsuz mudur?

A) Evrenin yaratılışını açıklamak

A) İnanç nedir? B) Vahiy mümkün müdür? D) Varlığın ana maddesi nedir? E) Tanrı ile evren arasında nasıl bir ilişki vardır?

B) Vahyin temelini ve amacını belirlemek C) İnsanların ahiret inancını güçlendirmek D) İnsanların Tanrı'ya inanıp itaat etmelerini sağlamak E) Tanrı'nın var olup olmadığını sorgulamak

Soru 52: Aşağıdakilerden hangisi egemenlik kullanılış biçimlerindendir?

Soru 56: Tanrının varlığına ya da yokluğuna ilişkin her önerme metafiziktir. İnsan aklı Tanrı’nın var olduğu ya da var olmadığı inancını temellendirmek için gerekli delilleri ve rasyonel temelleri sağlamak açısından yetersizdir. Bu açıklama din felsefesinin aşağıdaki görüşlerinden hangisiyle ilişkilendirilebilir? A) Deizm B) Teizm

A) İlerlemeci egemenlik B) İdeal egemenlik C) Kişisel egemenlik

C) Ateizm D) Panteizm E) Agnostisizm

D) Mutlak egemenlik E) Karizmatik egemenlik Soru 57:

Soru 53: Aşağıdakilerden hangisi dinin felsefeden temel farkını ifade eden kavramdır? A) Tutarlılık B) Öznellik C) Dogmatiklik D) Akılsallık E) Tarafsızlık

Bir tek teoloji yoktur. Hemen her dinin kendi teolojisi vardır; Hristiyan ve İslam teolojisi gibi. Bunlardan hiçbiri açıklamalarında ait oldukları dinin inanç esaslarının dışına çıkmaz. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun sebebi olamaz? A) Teolojilerin ait oldukları dini baştan doğru kabul etmeleri B) Teolojilerin din felsefesi gibi dine eleştirel olarak yaklaşmaları C) Teolojilerin ait oldukları dinin doğruluğunu ispat etme çabaları D) Teolojilerin belli bir dini görüşü savunmaya çalışmaları E) Teolojilerin din felsefesi gibi dinlere tarafsız yaklaşmamaları

Soru 54: Üniversite sınavına girecek olan Aslı, doğaüstü bir gücün sınavda başarılı olup olamayacağını önceden belirlediğini düşünmektedir. Aslı, “Kaderimde ne yazıldıysa o olur. Çalışmama gerek yok.” der. Aslı’nın bu savunması aşağıdaki görüşlerden hangisine uygundur? A) Otodeterminizm B) İndeterminizm C) Fatalizm D) Determinizm E) Liberteryanizm

Soru 58:

Soru 61:

I. Her insan öncelikle kendi benliğini dikkate alır ve eylemlerini buna uygun olarak düzenler.

Sanat eseri, bazı bakımlardan sanat eseri olmayanlardan üstündür. Örneğin Sokrates'in kendisi ölse de büstü belki çağlar boyunca yaşayacaktır.

II. Ahlaki eylem, mümkün olan en çok sayıda insana en fazla mutluluğu getirmelidir.

Burada sanat eserinin hangi özelliği vurgulanmıştır?

Verilen görüşler sırasıyla aşağıdaki yaklaşımlardan hangisine uygundur?

A) Öznellik

A) Nihilizm - Egoizm

C) Evrensellik

B) Hedonizm - Ahlaksal Determinizm

D) Kalıcılık

C) Egoizm - Utilitarizm

E) Biriciklik

B) Yaratıcılık

D) Entüisyonizm - Pragmatizm E) Determinizm - Egzistansiyalizm Soru 62: Soru 59: Felsefe öğretmeni ahlak felsefesi dersinde sınıfa bir soru yöneltmiş ve öğrencilerden aşağıdaki cevapları almıştır. -Ahlak insanın ortaya koyduğu bir ürün değildir. Doğaüstü bir güç tarafından belirlenmiştir. -Bence ahlak insan zihninin bir ürünüdür. Bu cevaplara göre öğretmenin sorusunun aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenebilir? A) Ahlakın kaynağı nedir? B) Ahlaki eylemlerin amacı nedir? C) Evrensel ahlak yasaları mümkün müdür?

Aşağıda verilenlerden hangisi teoloji ile din felsefesi arasındaki farklardan biri değildir? A) Teoloji ele aldığı dinin öğretilerinin doğruluğundan şüphe duymadan bu öğretileri savunur, din felsefesi ise herhangi bir dinin iddiasını kanıtlamayı ya da çürütmeyi hedeflemez. B) Teoloji bütün açıklamalarını kutsal kitaplara ve peygamberlere dayandırır, din felsefesi ise bütün açıklamalarını akla dayandırır. C) Teolojinin amacı inananların inançlarını güçlendirmektir, din felsefesinin böyle bir amacı yoktur. D) Teoloji belli bir dini ele alır, din felsefesi genel olarak din ya da dinleri ele alır. E) Teolojinin amacı tek bir dinin genel savlarını kanıtlamaya çalışmak ve yaymak, din felsefesinin amacı ise genel olarak din olgusunu ele alıp tüm insanları inanç sahibi yapmaktır.

D) İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür? E) Bütün insanlar için ortak bir iyi ve kötü var mıdır? Soru 63: Soru 60: Derse geç gelen öğrencinin öğretmene gerekçesini açıklarken doğruyu söylemesi - - - -, yalan söylemesi - - - olarak değerlendirilir. Bu davranışlardan birini seçmesi - - - -, doğru söylemeyi seçmesi yani iyiye yönelmesi - - - - kavramı ile açıklanabilir.

Sanatçı nesneyi kendine göre yorumlar. Kendi hayal gücünü kullanarak onu adeta yeniden yaratır. O artık yeni ve biricik bir ürün ortaya koymuştur. Parçada sanatın hangi özelliğinden bahsedilmiştir? A) Estetik kaygı taşıması B) Eleştirel olması

Açıklamadaki boşluklara aşağıdaki kavramlar uygun şekilde yerleştirildiğinde hangisi açıkta kalır? A) Erdem

C) Öznel olması

B) Kötü C) İyi D) Özgürlük

D) Evrensel olması

E) Sorumluluk E) Hayal gücüne dayanması

Soru 64:

Soru 67:

Evreni ve insanı açıklamaya çalışan dinin kaynağında Tanrı inancı vardır. Bu inanç dinde sezgi, vahiy ya da kutsal kitap aracılığıyla temellendirilir. Dinde eleştiriye, temel iddiaların doğruluğundan kuşku duymaya hiçbir şekilde yer yoktur.

Din felsefesi, incelediği din ile ilgili kavramları sorgulayıp analiz eder.

Bu parçada vurgulanan dini bilginin özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Sorgulamaya kapalı olması B) Evrensel mesajlar vermesi C) Toplumsal yaşamı şekillendirmesi D) Ahlaki ögeler içermesi

Bu cümlede din felsefesinin hangi özelliği vurgulanmaktadır? A) Duygulara dayalı olması B) Kapsayıcı olması C) Objektif olması D) Tutarlı olması E) Eleştirel olması

E) Toplumsal kontrol aracı olması Soru 68: Soru 65: Din felsefesi ile ilgili; I. Din üzerine düşünür. II. Belli bir dine ait kuralları haklı kılmaya çalışır. III.Dinin iddialarını akli incelemeden geçirir. IV.Dinlerin önermelerini felsefi bakış açısıyla irdeler. Din felsefesinin konusuna dair yukarıdaki ifadelerden hangisi ya da hangileri kesin olarak söylenir? A) Yalnız I B) II, III

Her şeyin yaratıcısının eşi ve benzeri yoktur. Evrende var olan her şey onun yaratması sonucu ve kontrolü altında gerçekleşir. Yeryüzünün ve insanlığın kaderini yaratıcı belirler. Bu açıklama aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Deizm B) Agnostisizm C) Panteizm D) Teizm E) Ateizm

C) Yalnız III D) I, II, III E) I, III, IV

Soru 69: Tanrı evreni kusursuz bir şekilde yaratmış, evreni yarattıktan sonra onu kendi haline bırakmıştır. Tanrı evrene artık müdahale etmez.

Soru 66: “Ben kimim?” sorusu insanın sürekli kendine sorduğu sorulardan biridir. Bu soru felsefe, bilim ve din açısından farklı açılardan ele alınmıştır. Bu sorunun cevabı konusunda Marcel şöyle demektedir: “Ben neyim? Doğrusu beni olduğum gibi bilen sadece “Sen”sin. Sadece, “Sen” varoluşumun köklerine nüfuz etmektesin. Sadece “Sen”de tam anlamıyla var olabilirim. Çünkü sadece “Sen”, beni ebedî bir sevgiyle sevmektesin ve yine sadece “Sen”de her şeyle, herkesle ve kendimle birleşebilirim.

Tanımı verilen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A) Teizm B) Panteizm C) Deizm D) Ateizm E) Panenteizm

G. Marcel’in bu düşüncesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 70:

A) Tanrının varlığı ya da yokluğu bilinmemektedir.

“Ahlak olmayan yerde kanun bir şey yapamaz.” sözü ahlakın hangi alanla ilişkisini göstermektedir?

B) Yaratıcı bir Tanrı fikri kabul edilmektedir. C) Tanrı ve insan bir ve aynı kabul edilmiştir. D) Tanrı sonsuz bir sevgi kaynağıdır. E) Tanrı düşüncesi herkesi ortaklaştırır.

A) Sanat B) Siyaset C) Bilgi D) Varlık E) Bilim

Soru 71:

Soru 75:

İnsan kendi yapıp etmelerini bir ölçüt bulup değerlendirmek isterse kendisine varoluşunda sunulmuş olan vicdan, şaşmaz bir mihenk taşıdır. Bu yeti mekanizmasıyla insan, kendi eylemlerinin doğruluğu veya yanlışlığı hakkında seçik ve dolayımsız hüküm verebilir.

Aşağıdakilerin hangisi sanat eserinin özellikleri arasında yer almaz?

Bu parçaya göre vicdan ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

C) Evrenseldir.

A) Ahlakça uyulması gerekli olan kurallar bütünüdür.

A) Bir sanatçı tarafından meydana getirilir. B) Belli bir biçime sahiptir. D) Orijinaldir. E) Ekonomik bir amacı vardır.

B) Eylemlerin sonuçlarının sorumluluğunu almaktır. C) İyi ve kötüyü ayırabilme yetisidir. D) İnsanın, yapıp etmelerinde sorumluluk almasıdır. E) Ahlak yönünden doğru olan kararlardır.

Soru 76: Felsefe tarihi boyunca sanattaki güzellik değişik kavramlarla ilişkilendirilmiş, hatta eş anlamlı görülmüştür.

Soru 72:

Aşağıdakilerin hangisinde güzel ve hoş kavramları arasındaki ilişki vurgulanmıştır?

Aşağıdakilerden hangisi ahlak felsefesi ile ilgili değildir?

A) Sanat bize gerçekliğin bir yansımasını sunar.

A) Tablonun güzelliği B) Özgürlük ve sorumluluk ilişkisi C) İrade sorunu D) Erdemin mahiyeti

B) Nerede hoşlanma varsa, orada simetri ve uyum vardır. C) Sanat eserleri insanı ahlaki olarak yüceltir. D) Fayda sağlamayan bir sanat eseri çirkindir. E) Güzellik ruhsal olanın yansımasıdır.

E) İyi ve kötünün ne olduğu problemi

Soru 73: Şehrin mimari yapısının estetik olması yapıların aşağıdaki özelliklerinden hangisine bağlıdır?

Soru 77: Aşağıdakilerden hangisi ahlak felsefesinin kavramlarından değildir? A) Hakikat B) İyi C) Erdem

A) Pahalı olmaları

D) Özgürlük

B) İşlek bir caddede bulunmaları

E) Sorumluluk

C) Orantı ve ölçüye sahip olmaları D) Geniş ve büyük olmaları E) Çok katlı olmaları Soru 78:

Soru 74: ● Tanrı doğada, nesnelerde ve her şeyde vardır. ● Evren ile Tanrı aynı şeydir. ● Tanrı’yı varlıktan bağımsız düşünemeyiz.

Tanrı'nın varlığının veya yokluğunun bilinemeyeceğini, insanın bu konuda bilgi sahibi olamayacağını savunan görüştür. Yukarıda tanımı hangisidir? A) Panenteizm B) Panteizm

Verilen ifadeler aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir?

C) Deizm

A) Panteizm

D) Ateizm

B) Deizm

E) Agnostisizm

C) Teizm D) Politeizm E) Agnostisizm

verilen

görüş

aşağıdakilerden

Soru 79:

Soru 82:

İnancın temel iddiaları hakkında akılcı, nesnel, tutarlı ve kapsamlı bir şekilde düşünmektir.

Deizm: “Yaratıcı her şeyi yarattıktan sonra bir kenara çekilir ve yarattıklarına müdahale etmez.” der.

Bu açıklama felsefenin hangi temel disiplini hakkında bilgi vermektedir?

Teizm: “Yaratıcı sürekli yaratma halindedir ve yarattıklarına müdahale eder. Yaratılan var olmak için yaratana muhtaçtır.” der.

A) Bilgi felsefesi B) Varlık felsefesi

Panteizm: “Evren ile yaratıcı aynı şeydir. Bir bütündür.” der.

C) Ahlak felsefesi D) Din felsefesi

Verilen görüşlerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

E) Siyaset felsefesi

A) Yaratan ile yaratılanın sürekli iç içe olduğunu düşünmeleri B) Yaratan ile yaratılanın birbirinden farklı olduğunu ileri sürmeleri

Soru 80: Aşağıdakilerin hangisi evrenin sonlu olup olmadığına yönelik yapılan tartışmalar için söylenemez?

C) Yaratıcının varlığının bilinemeyeceğini düşünmeleri D) Yaratıcının olduğunu kabul etmeleri E) Doğa ile Tanrı’yı özdeş olarak görmeleri

A) Evrenin sonunun olması, onun bir başlangıcı olduğuna işaret eder. B) Evrenin öncesiz ve sonrasız olduğu kesindir.

Soru 83:

C) “Büyük Patlama” teorisi evrenin bir başlangıcı olduğuna yönelik veri sunabilir.

Felsefe tarihinde Tanrı'nın varlığı ile ilgili farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bunlar Tanrı'nın varlığını kabul etmek, Tanrı'nın varlığını reddetmek ve Tanrı'nın varlığı ile yokluğunun bilinemeyeceğini öne sürmek biçiminde sıralanabilir.

D) “Entropi Yasası”, evrende bir düzensizlik olduğunu belirtir. E) Evrenin sonlu olup olmadığı hakkında uzlaşım sağlanamamıştır.

Aşağıdaki görüşlerden hangisi Tanrı'nın varlığını reddeder? Soru 81: ● Tanrı evrenin yaratıcısıdır. ● Tanrı evreni yarattıktan sonra olup bitenlere müdahale etmemektedir.

A) Agnostisizm B) Teizm C) Deizm D) Ateizm E) Panteizm

Verilen ifadeler aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Panteizm B) Deizm

Soru 84:

C) Teizm

Tehlikelere gözü kara bir şekilde atılmak cesaret değildir. Varını yoğunu savurganca dağıtmakla da cömert olunmaz. Her şeyin bir ortası vardır. Erdemli insan orta yolu bulup ona göre davranan insandır.

D) Politeizm E) Agnostisizm

Bu parçaya göre bir insanı erdemli yapan aşağıdakilerden hangisidir? A) Ölçülü olması B) Vicdanlı olması C) Kendini tanıması D) Kötülükten sakınması E) Duygularını bastırması

Soru 85:

Soru 89:

Güzellik nesneldir; o; tinin görünüşler dünyasındaki açılımıdır. Görünüşleri kendine benzeten sanatçının ruhudur. Sanat; fikirleri, hayalleri çeşitli şekillerde çeşitli boyutlarda gerçekleştirme eylemidir.

• En iyi yönetim, adalete dayanandır. • Sanatsal güzellik de estetiğin konusudur. • Bilimsel bilgiler genel geçerdir. • Bilgi kişiden kişiye değişir. • Güzellik görecelidir.

Bu parçadan sanatla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

Yukarıda hangi felsefe dalına ait bilgi yer almamaktadır?

A) Sanat, sadece maddi olanın yansımasıdır.

A) Bilgi felsefesi

B) Sanat, ruhsal olanın görünüşler alemindeki tecellisidir.

B) Bilim felsefesi

C) Sanat, varolanı orantılı ve ölçülü olarak yeniden üretmektir.

C) Siyaset felsefesi

D) Sanat, biyolojik bir arzunun doyurulmasıdır.

E) Sanat felsefesi

D) Din felsefesi

E) Sanat akla değil duyulara, duygulara ve hayal gücüne yöneliktir. Soru 90:

Soru 86: Aşağıdakilerin hangisi siyaset felsefesinin cevap aradığı sorulardan biri değildir?

A) Devlet gerekli midir? B) İdeal bir devlet düzeni var mıdır? C) Devlet nasıl ortaya çıkmıştır? D) Demokrasilerde sivil toplumun önemi nedir? E) Türkiye’de yurttaşların yükümlülükleri nelerdir?

Soru 87: Aşağıdakilerden hangisi “adalet” kavramıyla doğrudan ilintili bir soru değildir?

Sinema kesinlikle hayattan değil, sirkten ve tiyatrodan hareketle yaratılmıştır. Yukarıdaki cümle sanata dair hangi felsefi yaklaşımı eleştirmek için söylenmiş olabilir?

A) Sanat, bir tür oyundur. B) Sanat, sanatçının yaratımıdır. C) Sanat, sanatın taklididir. D) Sanat, doğa dışı bir yaratımdır. E) Sanat, doğanın bire bir taklididir.

Soru 91: Aşağıdakilerin hangisi din felsefesinin cevap aradığı sorulardan biri değildir?

A) Adalet ve eşitlik aynı şeyler midir? B) Hak nedir? C) Güzellik kişiye göre değişir mi? D) Tam anlamıyla adaleti sağlamak mümkün müdür? E) En iyi yönetim biçimi nedir?

A) Dinlerin ortak noktası var mıdır? B) Sabah namazı kaç rekattır? C) İman ve inancın farkı nedir? D) İnanmak bir ihtiyaç mıdır? E) Tanrı’nın varlığı bilinebilir mi?

Soru 88: Toplumsal düzenle ilgili problemlere bir takım çözümler bulmak üzere ortaya çıkmıştır. Bu alanda hedeflenen, toplumsal düzenin ne olduğu ve nasıl olması gerektiğini sorgulamak ve bu konularda düşünsel bir zemin oluşturmaktır. Bu çerçevede hak, hukuk, adalet, özgürlük gibi kavramları ele alır. Bu parçada verilen bilgiler felsefenin hangi disiplinine aittir?

A) Siyaset felsefesi B) Din felsefesi C) Sanat felsefesi D) Bilgi felsefesi E) Ahlak felsefesi

Soru 92: --- Birey ve toplum tarafından benimsenen, yaşanan, onların hayatına yön veren kurallar bütünü ---Ahlak üzerine düşünmek, ahlakla ilgili kavramları araştırmak ve bir takım sonuçlara varmak Yukarıdaki boşluklara getirilebilecek kavramlar hangi seçenekte doğru verilmiştir?

A) Sorumluluk - vicdan B) Özgürlük-ahlak C) Ahlak - ahlak felsefesi D) Özgürlük -sorumluluk E) Erdem - ahlak yasası

Soru 93: Platon, “Ölümden sonra ruhun yaşamına devam etmesi mümkündür.” derken Marx, bunun mümkün olamayacağını ileri sürer. Verilen iddiaları dile getiren düşünürler aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermektedirler?

A) Tanrı var mıdır? B) Vahiy mümkün müdür? C) Ruh ölümsüz müdür? D) Evren yaratılmış mıdır? E) Tanrı bir midir, çok mudur?

CEVAPLAR: 1-D 2-B 3-D E 17-D 18-C 19-D 20-A B 33-C 34-E 35-B 36-E A 49-E 50-E 51-E 52-E A 65-E 66-A 67-E 68-D B 81-B 82-D 83-D 84-A

4-B 5-D 6-E 7-D 8-E 21-E 22-E 23-D 24-E 37-B 38-C 39-A 40-C 53-C 54-C 55-D 56-E 69-C 70-B 71-C 72-A 85-B 86-E 87-C 88-A

9-B 25-E 41-B 57-B 73-C 89-D

10-D 26-D 42-C 58-C 74-A 90-E

11-B 12-E 13-B 14-B 15-E 1627-C 28-C 29-E 30-C 31-A 3243-D 44-A 45-D 46-B 47-D 4859-A 60-E 61-D 62-E 63-C 6475-E 76-B 77-A 78-E 79-D 8091-B 92-C 93-C

Soru 1:

Soru 3:

Felsefe tarihinde filozoflar felsefi görüşlerini ortaya koymak için kimi zaman yeni kavramlar üretmek zorunda kalmışlar ve bu kavramlar zaman içinde değişik anlamlar kazanmıştır. Felsefe literatüründe yer alan bu tarz kavramların anlamları bilinmeden bazı felsefi metinlerin anlaşılması mümkün değildir.

Gerçek olan öğrenmektir. Nereden, nasıl öğrenirsen öğren. Nereden, nasıl öğrendiğin, diploman, hatta neler bildiğin de önemli değil. Ne yaptığın önemlidir.

Aşağıdakilerden hangisinde böyle bir felsefi kavram yoktur?

A) Ahlak yasalarının belirli bir kaynağı yoktur.

A) Bilimsel faaliyetlerin olağan bir biçimde yürümesi için belirli paradigmalara ihtiyaç vardır.

B) Biri ahlaki, biri epistemolojik olmak üzere iki ayrı görecelilik vardır.

Orhan Kemal'in bu sözlerinden etik açıdan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?

B) Ahlaki olarak önemli olan tek şey öğrenmektir

C) Evrensel bir ahlak yasasından söz edilemez.

D) Ahlaki olan bilgiyi eyleme geçirmektir. C) İzafiyet teorisini anlamak için öncelikle kuantum fiziğini bilmek gerekir. D) Doğuştan var olan doğru bilgi diyalektik yöntemiyle doğurtulabilir.

E) Eylemin niyeti değil sonucu önemlidir.

E) Fenomenler dünyasındaki nesneler hakkında bilgi ortaya konamaz. Soru 4:

Geçmişte felsefede kullanılmış kavramlar ve savunulmuş fikirler, güncel sorunların anlaşılması ve çözümlenmesi için halen katkı sağlayabilmektedir.

Yayınlarda yazarlık hakları kuralları gözetilmelidir. Yazarlık hakkı, araştırmanın ve yayının tüm aşamalarında görev ve sorumluluk almak anlamına gelir. Tıp dergisi editörleri uluslararası komitesi tarafından kabul edilen Vancouver Ölçütlerine göre bir bilimsel yayında yazarlar arasında bulunmak için:

Aşağıdakilerden hangisi günümüz siyasetinde halen uygulama alanı bulan kavram veya fikirlerden biridir?

• Çalışmanın planlama, tasarım, analiz ve yorumuna katkıda bulunmak,

A) Platon'un "üç sosyal sınıf" görüşü

• Yayına hazırlamak veya önemli ölçüde beyinsel katkı ile düzeltmek,

Soru 2:

• Yayınlanacak son haline onay vermek, B) Montesque'nin "güçler ayrılığı" ilkesi

C) Hegel'in "objektif tin" kavramı D) Augustinus'un "Tanrı Devleti" idesi

Yazar sıralamasında, esas olarak bilimsel katkı derecesinin belirlendiği bir düzen vardır. Tüm yazarlar yayının içeriği konusunda sorumluluk aldıklarını kabul ederler. Yazarlar çalışmanın kazandığı başarı ve ödüllerde onurlandıkları kadar etik yanıltmalarda da sorumludurlar.

E) Campanella'nın "'Güneş Ülkesi" ütopyası Osman İnci, Bilimsel Yayın Etiği Tıp dergisi editörleri uluslararası komitesi Vancouver Ölçütleri'nin hizmet ettiği amaç için söylenebilecek en kapsamlı yargı seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) Bilimsel yayında bulunması gereken konuların belirlenmesi B) Yazarın hukuksal haklarının korunması C) Yazarın yayın kuruluna karşı görev ve sorumluluklarının belirlenmesi D) Yazarların, meslek etiğine uygun davranmasının sağlanması E) Bilimsel yayında dil birliğinin sağlanması

Soru 5:

Soru 8:

Felsefenin yüzyılların birikimine dayanan kendine ait bir terminolojiye, kendine ait bir dile sahip bulunduğu ve soyut kavramlarla sürdürülen bir etkinlik olduğu unutulmamalıdır. Felsefenin konuları ve problemleri işte bu terminoloji ve bu dil içerisinde incelenir.

I. İnsan hayatı dokunulmazdır. İnsanlar üzerinde deneyler yapılamaz. İnsanın mahremiyeti, özel hayatı ve beden bütünlüğü bilimin saygı duyması gereken mahrem bir alandır.

Parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Felsefi etkinlikte dil çok önemlidir. B) Felsefede soyut kavramlar sıkça kullanılır. C) Felsefi kavramlar tarihsel niteliktedir. D) Felsefe yapmak için günlük dil yeterlidir. E) Felsefenin belli bir terminolojisi vardır.

II. İnsanın toplumsal görevi kendi bilincine varmak ve kendisinin ve toplumun yazgısını olumlu yönde değiştirmektir. Bunun yolu da kendini, doğayı ve evreni daha gerçekçi bir biçimde tanımaktır. III. Medya, insanı konu edindiği kadar onu çarpıtır, manipüle eder. İnsan varoluşunu çarpıtır. İnsanın kendini söylemsel düzeyde var etmesinin ötesinde reel olarak varlığını tehdit altında bırakır. Yukarıda verilen yargılar felsefenin bilgi, varlık ve değer alanlarından hangileriyle ilgilidir?

Soru 6: Felsefi metin analizinde metin içinde bulunan soruların felsefenin hangi alanına yönelik olduğunun bilinmesinin temel amacı nedir?

A) Varlık, bilgi, değer B) Bilgi, varlık , değer C) Değer, bilgi, varlık D) Değer, varlık, bilgi E) Bilgi, değer, varlık

A) Metni oluşturan bileşenlerin sınıflanmasını sağlar. B) Ana argümanının anlaşılmasında faydalıdır. C) Soruların cevabı kolay anlaşılır. D) Kavramların tespit edilmesini sağlar.

Soru 9:

E) Görüşün ikna ediciliğini denetler.

Konfüçyüs’e sormuşlar; bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu? diye… Ünlü filozof şöyle cevap vermiş:

Soru 7: Felsefede yapılacak şey, düşünmeye başlarken doğruluğunu, doğrudan doğruya kavrayabileceğimiz sağlam olan bir nokta bulmak ve bunun üzerinde bir birleştirme yapmaktır. Çevremizdeki her şey hakkında duyular yoluyla bilgi ediniriz ama duyular bizi yanıltabilir. Şu hâlde çevremizdeki her şeyden, diğer insanların ve hatta Tanrı'nın bile varlığından şüphe duyabiliriz. Geriye kalan ve artık kendisinden kuşkulanamayacağımız kesin bilgi, şu anda şüphe etmekte olduğumuzdur. Şüphe etmek, düşünmektir. Bir varlığın düşünmesi için var olması gerekir.

“… Bir ülkenin yönetimini ele alsaydım, yapacağım ilk iş, hiç kuşkusuz dilini gözden geçirmek olurdu. Çünkü dil kusurluysa, sözcükler düşünceyi iyi ifade edemez. Düşünce iyi ifade edilemezse, görevler ve hizmetler gereği gibi yapılamaz. Görev ve hizmetin gerektiği şekilde yapılamadığı yerlerde âdet, kural ve kültür bozulur. Âdet, kural ve kültür bozulursa adalet yanlış yollara sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki, hiçbir şey dil kadar önemli değildir !..”( Konfüçyüs) Kaynak: (Nermi Uygur, Dilin Gücü) Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

Bu metinden aşağıdaki önermelerden hangisi çıkarılır?

A) Dil çok yönlü bir olgudur.

A) Evreni yaratan zorunlu bir varlık yoktur.

B) Dilin hayatla doğrudan ilişkisi bulunmaktadır.

B) İnsan her şeyin ölçüsüdür.

C) Dilin en önemli işlevi yönetimle ilgilidir.

C) Nesneler karşısında yargıdan kaçınmak gerekir.

D) Dilin kavramlaştırma işlevi vardır.

D) İnsan zihni boş bir levhadır.

E) Dili yanlış kullanmak birçok soruna yol açacaktır.

E) Düşünüyorum, o hâlde varım.

Soru 10:

Soru 13:

Felsefi deneme, herhangi bir konuda özel görüş ve düşüncelerin anlatıldığı yazılardır. Diğer bir deyişle öznel (subjektif) ve özgün yazılardır. Makalede olduğu gibi kanıtlara dayanan bilimsel açıklamalara yer verilmez. Yazar, kesin yargılardan ve iddialı sonuçlardan kaçınır. Daha çok içe dönük samimi bir şekilde düşündüklerini yazıya geçirir. Kendi iç dünyasını anlatırken dışındaki dünyaya göndermeler yapar. Felsefi bir konuda deneme yazmak,yazarların felsefi sorunlar hakkında düşünme, anlama, yorumlayabilme yeteneği kazanmalarını, düşüncelerini temellendirebilmelerini, tutarlı düşünebilmelerini, konulara çok yönlü bakabilmelerini, felsefi kavramları kullanmak yoluyla hayatı anlamlandırmalarını sağlayacaktır.

Aşağıda verilen akıl yürütmeye yönelik önerilerden hangisini uygulamak gereksizdir?

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden biri değildir?

Soru 14:

A) Daha çok toplumsal hayatla ilgili sorunlar ele alınır.

A) Özel ve genel ifadelere dikkat edilmelidir. B) Çelişki bildiren ifadelerin kulanılıp kullanılmadığına dikkat edilmelidir. C) Hangi akıl yürütme türünün kullanılacağına karar verilmelidir. D) Akıl yürütme bağının kullanımı kontrol edilmelidir. E) Olgusal uygunluğu olmayan akıl yürütme kurulmamalıdır.

Felsefi metin analizinin temel amacı nedir?

B) Felsefi konular hakkında düşünmeyi sağlayan yazılardır.

A) Filozofun doğru söyleyip söylemediğini belirlemek

C) Kişisel düşüncelerin aktarıldığı yazılardır.

B) Metni doğru anlamak ve yorumlamak

D) Düşünceler kanıtlama kaygısı güdülmeden aktarılır.

C) Filozofun kişisel özellikleri tahlil etmek

E) Okuyucuyu düşünmeye yönelten yazılardır.

D) Dilin kullanımını kontrol etmek E) Filozofun felsefi literatüre olan uygunluğuna bakmak

Soru 11: I. Kavram ve problemlere kesinlikle dikkat edilir. II. Temel görüşler bulunur. III. Mantıksal açıdan incelenir. IV. Yazarın üslubu anlaşılır. Yukardaki öncüllerden hangisi veya hangileri felsefi metin analizinde kullanılmaktadır?

Soru 15: Toplum bilim ancak tarihselse somut olabilir. Ayrıca tarih basit olgu saptayıcılığını aşmak istediği zaman zorunlu olarak açıklayıcı olacaktır. Başka bir deyişle geniş ölçülerde toplum bilimsel olacaktır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi toplum biliminin felsefi temelleri olmasının nedenlerinden biri değildir? A) Toplum biliminin tarihselliğinin olması

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I, II, III E) II, III, IV

Soru 12: Ahlak felsefesi, özgür iradeye dayalı ve bilinçli olarak yapılan insan eylemlerini konu edinir. Eylemlerin amacını ve niteliğini sorgular. Bunu yaparken de eylemlere bir değerler sistemi içerisinde birey ve toplum açısından yaklaşır. Metinde ahlakın hangi özelliğine değinilmemiştir? A) Ahlakın bir değerler sistemi oluşturmasına B) Özgür ve bilinçli eylemlerin ahlaka konu olmasına C) İnsan eylemlerini sorgulamasına D) Toplum ve birey açısından ahlaka bakış açısı geliştirmesine E) Eylemlerin niteliklerinin değişmeyeceğine

B) Tarihin olgu saptayıcılığının olması. C) Toplum biliminin açıklayıcılığının olması D) Toplum biliminin somutluğunun olması E) Tarihin toplum bilimselliğinin olması

CEVAPLAR: 1-C 2-B 3-D 4-D 5-D 6-B 7-E 8-C 9-C 10-A 11-D 12-E 13-E 14-B 15-B

Soru 1:

Soru 4:

Aşağıdaki metne göre Zenon’un temel düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

Ontolojinin, hatta felsefenin ilk konusu “arkhe” problemidir. İnsanoğlu temel ve esas olanı merak ederek, önce tüm var olanların başlangıcını anlamaya çalışmıştır. Bu nedenle İlk Çağ filozofları, felsefeyi daha çok doğayı anlama isteğiyle “Evrenin özü nedir?” sorusuyla başlatmışlardır.

Elealı Zenon, felsefe tarihinde, paradokslar üzerine yaptığı yorumlarla tanınmaktadır. Mekanın sonsuz sayıda bölünebilirliğine göre düşünürsek; bir ok, hiçbir zaman hedefine ulaşamaz. Hiçbir zaman bir tavşan, kaplumbağayı belli bir zaman aralığında geçemez. Gördüğümüzden emin olduğunuz algılar ve buna dayalı genellemelerimiz bizi yanıltmaktadır. A) Hareket ve mekan yoktur. B) Çokluk bir yanılgıdır, gerçeğe akılla ulaşılır. C) Her şey değişir, değişmeyen tek şey değişimdir. D) Varlık maddesel nitelikte atomdan oluşmaktadır.

Bu düşünceden yola çıkarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Felsefenin ilk sorusu, varlık felsefesiyle ilgilidir. B) Töz, bir varlığın her ne ise o olmasını sağlayan unsurdur. C) İlk Çağ filozofları, daha çok doğayı anlamaya çalışmıştır. D) Varlığın ana maddesini oluş ve süregelen değişimler oluşturur.

E) Varlık yoktur, olsa bilinemez, bilinse de aktarılamaz.

E) Arkhe, var olanların ilk ana maddesi anlamında kullanılmaktadır.

Soru 2:

Soru 5:

Protagoras, “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” sözüyle insanı doğruluğun ölçüsü kabul etmiştir.

Spinoza’ya göre özgür bir ruh kararlarını akıl yoluyla alır. Ahlaksal yaşam aklın tutkulara karşı savaşıdır. İnsanı özgür olmayıştan özgürlüğe yükseltme olanağı ancak ahlaksal yaşamda bulunur. Tutkular insanı köle yapar, insan düşünme halindeyken özgürdür.

Bilgi konusunda Protagoras’ın insanı ölçü olarak almasının ahlak felsefesindeki sonucu aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Acıdan kaçıp hazza yaklaşma B) Bireysel faydayı egemen kılma C) Bireyi ahlak konusunda bilinçlendirme D) Ahlaki yargıların göreliliğini kabul etme E) Ahlaki eylemi evrensel değerlere dayalı belirleme

Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Özgürlük bir bilinç gerektirir. B) Özgürlük ahlaksal yaşamla mümkündür. C) Ahlaki yaşamın önündeki engel tutkulardır. D) Akıl ile tutkuları yenmek ahlaksal yaşamın amacıdır. E) İnsan tutkularını yaşadıkça özgürlüğünü gerçekleştirir.

Soru 3: Septiklere göre;

Soru 6:

• İnsanlarda bazı yapısal farklılıklar vardır.

Platon ünlü mağara benzetmesinde dünyadaki varlıkları, ideaların yansıyan gölgeleri olarak tasarlar. O’na göre dünyanın maddi ve bireysel varlıkları eksik, yetersiz ve olumsuz özelliklere sahip oldukları için asıl varlık olamazlar.

• Duyu organlarının getirdiği bilgiler insandan insana farklılık gösterir. • Özneyi etkileyen koşullar farklıdır. • Nesnenin yeri, uzaklığı duyuma etki eder. • Yasaların, gelenek ve göreneklerin insanların üzerinde farklı etkileri olur. Buna göre bilgi karşısında septiklerin tutumu aşağıdakilerden hangisi olmalıdır? A) Otoritelere güven duymak B) Yargıda bulunmaktan kaçınmak C) Bilimsel bilgiyi doğru kabul etmek D) Kuşkuyla apaçık bilgiye ulaşmak E) Duyumlardan gelen bilgiye güvenmek

Buna göre idea ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilgisine deneyim ile ulaşılır. B) Kusursuz niteliktedir. C) Soyut yapıdadır. D) Zihinsel alanda yer alır. E) Asıl gerçek varlıklardır.

Soru 7:

Soru 10:

Anaksimenes nitelik bakımından değişmeyen, kendisiyle aynı kalma özelliği gösteren, gevşeyip yoğunlaşabilen bir maddenin varlığın özü olabileceğini iddia ederken; Empedokles birbiriyle karışıp daha sonra ayrılabilen, fakat kendisi değişmeyen ilk madde üzerinde karar kılmıştır. Demokritos’ta ise bu sorunun cevabı, maddenin temeli olan atom fikrine dönüşmüştür.

Antik Yunan’da ilk felsefe ontoloji ile başlar. Varlığa dair kültürel ve mitolojik açıklamaların güvenilir dayanaklara sahip olmaması, Yunan düşünürlerini akla dayalı bir yolculuğa çağırır.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) Varlığa yönelik güvenilir bir inanç oluşturur.

A) Değişme tüm var olanların temelidir. B) İlk Çağ’da idealar problemiyle ilgilenilmiştir. C) Filozofların düşünceleri, yaşadıkları çağda genelgeçer kabul edilmiştir.

Buna göre “ontoloji” için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

B) Kültürel oluşumları varlık anlayışına dayandırır. C) Varlığın kaynağına yönelik rasyonel bir sorgulama yapar. D) Yunan toplumuna uygun varlık anlayışı oluşturur. E) Mitolojik yaklaşımların varlık anlayışını temellendirir.

D) Materyalistler varlığın özüne, farklı unsurları temele alarak ulaşmışlardır. E) Filozoflar, varlığın aynı nitelikte olduğunu savunmuşlardır.

Soru 8: Felsefe tarihinin önemli filozoflarından biri olan Platon’un sanat anlayışı, varlık anlayışı ile ilişkilidir. Ona göre sanat, gerçeğin silik bir kopyası olan fenomenlerin birer kopyasını yapmaya koyulursa değersiz bir ürün ortaya çıkarır ve aslından uzaklaşır. Buna göre Platon’un aşağıdakilerden hangisini eleştirdiği söylenebilir? A) Sanat eserinin idealardan uzaklaşmasını B) Güzelin kişiden kişiye değişmesini

Soru 11: Platon’a göre güzel, her şeyden önce düşünülür dünyada ya da aşkın dünyada var olan bir kendinde şeydir. Bu dünyadaki bütün göreli güzellikler kaynağını güzel ideasından alır. Buna göre Platon’un güzel anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Güzelliğin mutlak bir kavram olduğu B) Gerçek güzelin idealar dünyasında olduğu C) Duyusal dünyadaki varlıkların kaynağını düşünülür dünyadan aldığı D) İçinde yaşadığımız dünyada güzelliğin sürekli değiştiği E) Birbirine benzeyen her kendinde şeyin güzel olduğu

C) Evrenin yaradılıştan bir sanat eseri olarak algılanmasını D) Kopyaların aslını yaşatmasını E) Pratik olarak işe yarayan eserlerin üretilmemesini

Soru 9: Platon "Devlet" adlı kitabında gerçekliğin iki yönünü dile getirir. Bunları duyuların ve akılsal olanın yani ideaların dünyası olarak isimlendirir. Her bir dünya için iki bilgi seviyesinden bahsedilir. Bunlar sanı ve epistemedir. Platon'a göre, insan her iki dünyanın üyesidir. İnsan, içinde yer aldığı bedeniyle duyulur dünyaya aittir. Aklıyla da idealar dünyasının bilgisine ulaşabilmeye yatkındır. Duyular aracılığıyla yalnızca fizik nesnelere ulaşılabilirken; akıl ideaya ait olan bilgiyi elde edebilir. Bu bilgi türü epistemedir. İnsan, bilgisini duyulur olanın ötesine, idealara dayandırmadığı sürece kesin bir bilgiye ulaşmış olmaz. Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Doğru bilgi ideaların bilgisidir. B) İdeaların bilgisi duyusal alana dayanır. C) Sanı duyusal alana aittir, bu nedenle yanıltıcıdır. D) İdealar salt akıl yoluyla bilinebilir. E) Duyusal alanın bilgisi kesin değildir.

Soru 12: Aristoteles’e göre, “gerçekten var olanlar” tek tek şeylerdir: Şu kalemdir, bahçedeki vişne ağacıdır... Yoksa gördüğümüz idealar değildir. Ancak bilgi, tümelin bilgisidir; duyumun bize bildirdiği tek tek şeyleri ya da olayları bir kavram altında toplamak, mantıksal çıkarımlarla işleyerek bilgiye dönüştürmek aklın görevidir. Aristoteles’in bu görüşlerinden yola çıkarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Asıl gerçeklik nesnelerin içinde saklıdır. B) Gerçek varlık idealardır. C) Akıl, bilgi edinmek için gerekli güce ve yetiye sahiptir. D) Tekil olan şeylerden tümelin bilgisine akılla ulaşılır. E) Bilginin nesnesi olan unsurlar bu dünyanın içindedir.

Soru 13:

Soru 16:

Protagoras’a göre “İnsan her şeyin ölçüsüdür.” Buradaki insan bireysel insandır ve bu bireysel insanın algıları doğru ve yanlışın belirleyicisi olmaktadır. Bireysel algıları temele alan Protagoras için ahlaki alanda da bir görelilik söz konusu olmaktadır.

Sokrates diyaloğu, bilginin açığa çıkmasını sağlayan bir tartışma yöntemi olarak kullanmıştır. Bu tartışmada Sokrates karşısındakine sadece sorular sorar ve onun kendi cevaplarından doğan sonuçları görmesini sağlar. Sonuçları akla uygun olmayan cevapları eleyerek, doğru cevaba ulaşmaya çalışır. Böylece kişi düşüncede adım adım ilerleyerek doğruya ulaşacak ya da doğru bildiğinin farkına varacaktır.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsan ahlaki değerleri toplumda hazır olarak bulur. B) Nesnel ve evrensel bir iyi söz konusu olamaz. C) Ahlak alanında rölatif ilkeler olamaz.

Buna göre Sokrates’in yönteminin dayandığı temel varsayım aşağıdakilerden hangisi olabilir?

D) İnsan algısı mutlak iyiyi kavrayabilir.

A) Bilgi duyu verileri olmadan sezgi yoluyla elde edilir.

E) Ahlaki yargılar bilgiyle belirlenir.

B) Akıl, bilgiye deneyimlerin sentezi sonucu ulaşır. C) Bilgi doğuştan akıl yoluyla gelir. D) Bilginin varlığı yarar ilkesine dayanır.

Soru 14: Daha önceden Yunan filozofları doğayla ilgilenirken M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren Sofistler, felsefenin merkezine insanı, değerleri, ahlakı ve toplumu koymuşlardır. Çünkü bu yüzyılda Yunan toplumu demokratik bir yönetim şekline kavuşmuştur. Buna dayanarak felsefe hakkında aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Felsefe, yaşanılan çağın olay ve koşullarından etkilenir. B) Felsefe kendi çağının ötesinde bir düşünme biçimine sahiptir. C) Felsefe değerler konusunda olması gerekeni temele alan düşünme biçimidir.

E) Bilgilerin doğruluğu kişiden kişiye değişir.

Soru 17: Sokrates'e göre felsefi bilgi, tüm yaşamı sorgulayan ve yaşamı bütünlüğünde anlamaya çalışan zihinsel bir etkinliktir. Ancak böylesi bir zihinsel etkinlik insanı gerçek anlamda erdemli kılar. Çünkü yalnızca felsefi düşünüş bize sorgulanmış ve temellendirilmiş rasyonel amaçlar sunar. İşte ancak bu anlamıyla bilgi kişiyi erdemli kılabilir. Bu parçada Sokrates insanın erdem sahibi olmasında aşağıdakilerden hangisinin önemini vurgulamıştır?

D) Felsefe temellendirmeye dayalı bir disiplindir.

A) Felsefi bilginin

E) Felsefe, doğa olayları ile birlikte toplumsal olaylar üzerine de sorgulama yapar.

B) Gerçeğin bilgisinin C) Doğaya uygun yaşamanın D) Sürekli olarak hayatı sorgulamanın E) Gerçekçi amaçlar için çabalamanın

Soru 15: Aristoteles’e göre varlığa ilişkin bilgiyi elde ederken duyular ve akıl yürütme önemlidir. Bilinen şey, duyuları etkileyen form almış maddelerdir. Nesnelere ait duyusal veriler akıl yürütmeler yoluyla bir kavramla ilişkilendirilir ve nesnelere ait bilgiler zihindeki kategoriler yoluyla edinilmiş olur.

Soru 18:

Bu parçadan hareketle Aristoteles’in bilgi konusundaki görüşleri aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

Tüm var olanla ilgili sistemli ve yalnızca akla dayanan ilk düşünce sisteminin İyonya’da ortaya çıkması tesadüf değildi. Ekonomik yapının ileri düzeyde olması, bilgi birikiminin varlığı, hoşgörüyü de beraberinde getirmiştir. Yani Milet kentindeki ortam, farklı inanç ve düşüncelere izin verecek kadar hoşgörülüydü.

A) “Bilginin kaynağı deneye dayalı olgusal dünyadır.” diyen pozitivizm

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

B) “Kesin ve değişmez bilgiye sezgi aracılığıyla ulaşılır.” diyen entüisyonizm

A) Bilimsel bilgi felsefenin gelişimine katkı sağlamıştır.

C) “Fayda sağlayan bilgi doğru bilgidir.” diyen pragmatizm

B) Felsefe toplumsal koşullar değerlendirilerek yapılır.

D) “Görünenlerin içinde bulunan öz doğru bilgidir.” diyen fenomenoloji

C) Felsefi düşünce özgür toplumsal koşullarda oluşur.

E) “Zorunlu, kesin ve genel- geçer bilgilere akıl yoluyla ulaşılır.” diyen rasyonalizm

D) Farklı kültürlerle etkileşim felsefenin ortaya çıkışını hazırlamıştır. E) Felsefi düşüncelerin ortaya çıkışında önceki düşünceler etkili olmuştur.

Soru 19:

Soru 22:

Demokritos ilk materyalist filozoflardan biridir. Varlığın oluşumunu en küçük madde anlamına gelen atomlarla açıklar. O’na göre, her ne varsa atomların yapısal özelliklerinin bir yansımasıdır. Demokritos’u atomcu düşünmeye iten gerekçeler arasında, içinde yaşadığı toplumun somut olanı önceleyen yaklaşımı gösterilebilir.

MÖ. 5.yy’da Sofistlerle birlikte bilginin kendisi şüphe ve eleştiri konusu olmuş; insanın nesneleri kendisinde olduğu gibi bilip bilemeyeceği tartışılmıştır.

Parçaya göre Demokritos için aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz?

A) Varlığın ilkeleri nelerdir?

A) Toplumsal bakış açısı düşüncelerini etkilemiştir.

C) Bilimsel bilginin değeri nedir?

B) Atomcu yaklaşımıyla ontolojinin temellerini atmıştır.

D) Doğru bilgi elde edilebilir mi?

C) Farklılıkları atomların özelliği ile açıklar.

E) Değişmeyen, kendisiyle özdeş kalan şeyler var mıdır?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi felsefenin cevap aradığı sorulardan biri haline gelmiştir?

B) Evrenin ana maddesi nedir?

D) Var olmayı atomlara dayandırır. E) Maddeci bir düşünürdür. Soru 23: Soru 20: Platon, varlıkların asıllarının idealar dünyasında olduğunu ve bizim gördüklerimizin birer yansıma olduğunu iddia eder. Buna karşı Aristoteles ise görünenler dışında ayrı bir dünyanın varlığını reddeder. Ona göre varlıkların asılları veya özleri bizzat varlıkların içindedir. Buna göre Platon ve Aristoteles'in varlık anlayışları arasındaki fark aşağıdaki seçeneklerden hangisi ile ilgilidir? A) Varlığın var olup olmaması B) Varlığın bilgisinin ulaşılır olup olmaması C) Varlığın amacının olup olmaması

“Herhangi bir şey bana nasıl görünüyorsa benim için öyledir, sana nasıl görünüyorsa senin için de öyle... Üşüyen biri için rüzgar soğuktur, üşümeyen içinse soğuk değildir.” Aşağıdaki yargılardan hangisi Protagoras’ın düşüncelerini yansıtan bu parça ile uygunluk gösterir? A) Doğru bilgi mümkündür. B) Doğruluğun ölçütü insandır. C) Tüm bilgiler doğuştan gelir. D) Doğru bilgiye şüphe ile ulaşılır. E) Deneyimler ile doğru bilgiye ulaşılabilir.

D) Varlığın özünün içkin olup olmaması E) Varlığın yaratılmış olup olmaması Soru 24:

Soru 21: "Aristoteles mantığının kökleri Platon’un idea öğretisindedir. Platon gibi Aristoteles için de, gerçek varlık tümeldir ve tümelin bilgisi de kavramdır. Ancak Aristoteles’e göre Platon, idealarla fenomenler, tümel ile tekil arasında inandırıcı bir bağ kuramamıştır." Bu parçada sözü edilen, Aristoteles’in karşı çıktığı görüş aşağıdakilerden hangisidir?

Galileo’nun Güneş merkezli evren kuramı ölümünden yıllar sonra bile kiliseyi huzursuz etmeye devam etmiştir. 18. yüzyılın ortalarında, ancak 100 yılı aşkın bir süre sonra Galileo’nun kuramı onaylanmış ve kabul görmeye başlamıştır. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir? A) Bilimsel kuramların doğrusal bir hızla ilerlediği B) Bilimsel gelişmelerin ortaya çıktığı çağda ön yargı ile karşılanabileceği

A) Bilgiye ulaşma konusunda duyulara güvenilemez.

C) Bilimde ölçütün doğrulanabilirlik olduğu

B) Genel geçer ve kesin bilgi ancak akıl yoluyla elde edilebilir.

D) Bilimsel gelişmelere yeni buluşların ivme kazandırdığı

C) İdealar, tek tek nesnelerin özüdür. D) Gerçek varlık akılla kavranabilen idealar dünyasındadır. E) İdealar ve fenomenler birbiri ile ilişkilidir.

E) Bilim insanlarının mantık ilkelerine göre hareket ettiği

Soru 25:

Soru 28:

Aristoteles’e göre, ahlaki eylemin amacı mutluluktur. İnsanın mutluluğu bu dünyada gerçekleşir. İnsan aklı ile isteklerini dengeleyebilir. Asıl mutluluk bu şekilde ortaya çıkar.

Filozoflar, tözü; değişen durumlara karşı kalıcı olan, kendi kendine var olan, var oluşu için başka bir şeye ihtiyacı olmayan ilk varlık olarak açıklamışlardır.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

Buna göre töz ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılabilir?

A) Gerçek mutluluk yaratıcı tarafından bahşedilir. B) İnsan başkalarını mutlu edebildiği sürece mutludur.

A) Bilinemez bir niteliktedir.

C) İnsan aklı ve hazları arasında ortayolu bulabildiği sürece gerçek mutluluğa ulaşır.

B) Değişimin temelindedir.

D) Toplumsal mutluluk bireyin mutluluğundan daha önemlidir.

D) Uzayda yer kaplar.

E) Bireyin hayattaki amacı sürekli mutluluk peşinde koşmak olmalıdır.

E) Soyut bir ilkedir.

C) Bağımsızca kendi içinde var olandır.

Soru 29: Soru 26: Çevremizde çeşitli ağaçlar görürüz. Fakat bu ağaçların ortak özelliklerini yansıtan, o ağacı o ağaç yapan şey, yani ağacın asıl varlığı insanın zihninde mevcuttur. Düşüncenin dışında ve ötesinde bir nesnel dünya yoktur.

Atomlar evrendeki boşlukta hareket etmektedir. Benzer atomlar rastlantı sonucu karşılaştıklarında birleşmeleri zorunludur. Demokritos’a göre, evrendeki her nesne bu şekilde oluşmaktadır. Tüm varlıklar, maddi tözler olan atomların birleşmesiyle oluşur. Ayrışmasıyla da yok olur.

Platon bu görüşüyle aşağıdaki kavramlardan hangisini temele almaktadır?

Demokritos’un bu yaklaşımı, aşağıdaki öğretilerden hangisine bir örnek oluşturur?

A) İdea

A) Varoluşçuluk

B) Oluş

B) Materyalizm

C) Fenomen

C) Fenomenalizm

D) Madde

D) İdealizm

E) Madde ve ruh

E) Düalizm

Soru 27:

Soru 30:

Tatlı, acı, soğuk, sıcak, renk ancak zihinde vardır. Gerçekte ise boşlukta savrulan ve rastlantı sonucu karşılaştıklarında birleşmeleri zorunlu olan varlıklar vardır. İşte asıl varlık, maddenin en küçük yapı taşına kadar bölünüp artık bölünemeyecek hâle gelindiğinde elde kalan son parçadır.

Antik Yunan medeniyetinde filozoflar, doğanın ve tüm varlıkların nasıl ortaya çıktığını sorgulamışlardır. Mitolojik açıklamalarla yetinmeyen ve doğaya yönelen filozoflar, evrenin temel bir ilkeye, ilk nedene, arkheye dayanarak var olduğunu düşünmüş ve ona yönelik görüşler sunmuşlardır. Örneğin bu ilk neden Thales’e göre soğuduğunda buz ısındığında buhar olan dolayısıyla her varlıkta farklı şekillerde bulunan su; Anaksimenes’e göre yoğunlaşması ve seyrekleşmesi ile bütün varlıkların oluşumunu sağlayan havadır. Demokritos ise bölünemeyen en küçük madde olan atomların bir araya gelerek ve birbirinden ayrılarak bütün varlıları oluşturduğunu düşünmüştür.

Demokritos’un görüşlerini yansıtan bu parçaya göre arkhe aşağıdakilerden hangisidir? A) Düşünce B) Ateş C) Ruh D) Atom E) Töz

Parçaya göre, filozofların ilk neden açıklamaları ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Açıklamalarında akıl ilkelerini kullanmışlardır. B) Doğadaki maddelerin günlük yaşamdaki yerini gözlemlemişlerdir. C) Açıklamalarını ilahi kaynaklarla temellendirmişlerdir. D) Birbirlerinin fikirlerini geliştirerek kendi açıklamalarını oluşturmuşlardır. E) Zıtlıkların uyumundan etkilenmişlerdir.

Soru 31:

Soru 34:

Sokrates’e göre erdem ve bilgi aynı şeydir; doğru davranış ancak doğru bilgiyle mümkündür. Ahlaklı olmak için iyiyi bilmek gerekir. Kimse bilerek kötülük etmez. Kötülük bilgi eksikliğinden kaynaklanır.

Sokrates’in bilginin açığa çıkarılması amacıyla kullandığı maiotik yöntem ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Sokrates’in bu görüşlerine dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

B) Sunulan kanıtlar ile karşı tarafa doğru bilgi öğretilir.

A) Erdem gelip geçici bir bilgidir. B) Deneyimsel bilgi erdemin kaynağıdır.

D) Doğuştan var olduğu düşünülen bilgiler ortaya çıkarılmaya çalışılır.

C) Kötülük olmadan iyiliğin değeri yoktur.

E) Tartışmaya dayalı bir yöntemdir.

A) Süreç soru sorarak başlatılır. C) Yeni sorularla, verilen cevapların güçsüzlüğü gösterilir.

D) İnsanın erdemli olmasının temelinde bilgi vardır. E) Kötülük de iyilik gibi insanın seçimlerine bağlı olarak ortaya çıkar. Soru 35:

“Hiçbir şey var değildir.

Bazı şüpheci düşünürler, duyularımızın bizi aldatabileceğinden yola çıkar. Örneğin su dolu bardağın içindeki kaşığı kırık gibi algılarız. Duyularımız bizi ara sıra aldatıyorsa, her zaman aldatıyor olabilir. Bu durumda her şeyden şüphe edilebilir.

Var olsa da bilinemezdi.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Bilinse de başkasına aktaramazdık.”

A) Bilgilerimizin kaynağı akıldır.

Gorgias’a ait bu sözler aşağıdaki akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

B) Zeka ve iç güdü sezgiyi oluşturur.

Soru 32:

A) Materyalizm B) Entüisyonizm

C) Bilgilerimiz sadece duyu verileri ile elde edilmez. D) Bilgi fenomenlerin içinde saklıdır. E) Algılarımız bizi yanıltıyorsa doğru bilgiye ulaşılamaz.

C) Dogmatizm D) Nihilizm E) Pozitivizm

Soru 33: Sokrates’e göre insanın kendi üzerindeki egemenliği olan ölçülülük için gerek duyulan tek şey, iyiye ve kötüye ilişkin bilgidir. Çünkü insan kendisinin ne olduğunu, hayata geçirilmesi gereken en temel ihtiyaçlarının, yeteneklerinin ve arzularının neler olduğunu bildiği takdirde ancak kendi üzerinde tam bir denetim ve hakimiyet kurabilir. Bu yüzden Sokrates’ e göre yalnızca bu kavrayıştan yoksun olan budalalar ölçü ve kural tanımazlar. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Cehalet mutluluk getirir. B) Özgürlükler sınırsız olmalıdır. C) Mutlak iyiye ulaşmak mümkün değildir. D) Kendini bilen kişi erdemlidir. E) Ahlaki kararlar kişinin arzu ve isteklerine bırakılmalıdır.

Soru 36: Sofist filozoflardan Protagoras'ın görüşü şöyle özetlenebilir: "Var olanların var olduklarının da, var olmayanların var olmadıklarının da ölçüsü insandır." Aslında bu düşünce doğa filozoflarına bir tepki olarak yorumlanabilir. Bilindiği gibi doğa filozofları her şeyin kendisinden oluştuğu bir ilk ilkenin yani 'arkhe'nin peşindeydiler. Bu ilkeye Thales “su”, Anaximandros sınırsız ve sonsuz anlamında “aperion”, Anaximenes “hava” demiştir. Parçaya göre sofistlerin ve doğa filozoflarının cevap aradığı iki soru sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir? A) Varolan nasıl bilinebilir?-Varlığın ilk ilkesi nedir? B) Varolan nedir?-Bilgi kaç türlüdür? C) Varlık kaç türlüdür?-Bilgi nedir? D) Bilginin kaynağı nedir?-Varlık var mıdır? E) Hakikat nedir?-Evren nasıl oluşmuştur?

Soru 37:

Soru 40:

Sokrates kesin ve herkes için geçerli doğru bilgiye ulaşılabileceğini savunmuştur. Annesi ebe olan Sokrates, doğum yardımcılığı, ebelik anlamına gelen “maieutike” adını verdiği yöntemini, kendi deyimiyle ‘ruhta uyku halinde bulunan düşünceleri doğurtmak’ üzerine kurmuştur.

Sofistlerin önemi dikkatlerini doğadan insana, evrenden topluma çevirmeleri ve insanın insan olarak özü ve dünyayla olan ilişkisi üzerine düşünmelerinden gelmektedir. Sofistler, insanın dünyayı tanırken duyularını kullandığını göz önünde bulundurduğundan edinilen bilginin hatalı olabileceğini düşünmüşlerdir. Bir nesneye bakan herkes, nesneyi kendi bakış açısıyla, içinde bulunduğu koşulların etkisiyle tanımlayacaktır.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilgi, insanlarda doğuştan vardır. B) Bilgilerimizi deneyimle sonradan elde ederiz.

Parçaya göre Sofistlerin bilgi anlayışına dair aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

C) Bilgilerimizin kaynağı beş duyu organımızdır.

A) İnsan aklı her şeyi bilebilir.

D) Bilgiyi, insan istemese de çevreden edinir.

B) Doğruluğun ölçütü insandır.

E) Yaşamın her anında bilgi üretimi devam eder.

C) Mutlak bilgiye ulaşılabilir. D) Duyular en güvenilir bilgi kaynağıdır. E) Bir takım insanlar otorite olarak kabul edilebilir.

Soru 38: “Evrende hiçbir nesne, nesnelerin hiçbir özelliği yoktur ki, değişmeden aynı kalsın. Her şey bir başka şeyin yıkımı ve ölümü sayesinde varlığa gelmekte ve daha sonra yok olup gitmektedir. Evrendeki tüm ögeler arasında sürekli bir çatışma ve savaş hali vardır ve değişmeyen tek şey, bu değişme halinin sonucu olan kozmik denge durumuyla değişmenin temelindeki ölçü ya da akıl anlamında ‘logos’tur.” Herakleitos’un düşüncelerini yansıtan bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Varlık hareketsiz ve birdir. B) Varoluş süreci rastlantısaldır. C) Varlıklar birbiri ile uyum içindedir. D) Var olan her şey ebedidir. E) Her şey akış halindedir.

Soru 41: "(I) İlk filozoflar, “arkhe”nin ne olduğunu araştırıyorlardı. Bunu aramak, varlığın ve tabiatın yapısını araştırmak demektir. (II) Duyularımız bize hiç durup dinlenme bilmeyen bir değişmeyi, bir oluşu gösteriyorlar; çevremizde her şey gelip geçiyor, değişiyor. (III) Varlığın asıl gerçeği bu mu? Yoksa bu değişmenin arkasında bütün olup bitenlerin kaynağı olan ama kendisi değişmeden kalan bir şey gizli mi? Asıl gerçek bu ise o zaman değişenden ve oluşandan daha üstün olacaktır bu. (IV) Gerçek varlığın ne olduğunu da bilirsek neyin daha çok değerli, neyin daha az değerli olduğunu da bilmiş oluruz. Bunu yapınca da dünyadaki anlamımızı ve rolümüzü doğru olarak gerçekleştiririz." Parçada verilen numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde “ilk neden”üzerinde durulmaktadır? A) Yalnız I B) Yalnız II

Soru 39:

C) I ve II

Hiçbir şey yoktur.

D) I, II ve III

Bir şey olsa bile onu bilmezdik.

E) I, III ve IV

O şeyi bilsek bile, başkalarına aktaramazdık. Gorgias bu sözleriyle aşağıdaki hangi soruya cevap vermiştir? A) Bilginin kaynağı nedir? B) Doğru bilgiye ulaşmak mümkün müdür? C) Bilginin sınırı nedir? D) Doğrunun ölçütü nedir? E) Fayda sağlayan bilgi doğru mudur?

Soru 42: Phyrrhon’a göre aynı şey farklı insanlara, farklı şekillerde görünür. Aynı bal bir kimseye tatlı, bir başkasına acı gelebilir. Hatta aynı suyu bir elim sıcak, diğer elim soğuk algılayabilir. Ben suyun sıcak mı yoksa soğuk mu olduğunu bilemem. Phyrrhon’un bu görüşleri aşağıdaki yargılardan hangisiyle çelişir? A) Tüm bilgimizden şüphe etmeliyiz. B) Varlık hakkında doğru bilgiye ulaşılamaz. C) Duyu verileri insandan insana farklılık gösterir. D) Şeyler hakkında kesin bir yargıya varamayız. E) Görünüşlerin ötesindeki gerçekliğin kendisine ulaşılabilir.

Soru 43:

Soru 46:

E) Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır.

İlk çağ filozofu Protagoras'ın "İnsan her şeyin ölçüsüdür." sözünden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır? A) Hakikat ve değer yargıları insanlara göre değişir. B) Hiç bir şey yoktur; olsa da bilinemez; bilinse de başkalarına bildirilemez. C) Değişim ve çokluk sadece duyuların bir yanıltmacasıdır. D) İnsan evrende gerçekliğe sahip tek varlıktır. E) İnsan toprak, hava, su ve ateşin meydana getirdiği bir nesnedir.

Soru 44:

Soru 47:

Sofistlerle birlikte felsefenin yönünün değiştiğini söyleyebiliriz. Sofist filozoflar, doğa filozoflarının araştırdığı arkhe problemini felsefenin konusu olmaktan çıkarmış ve ilk defa “Doğru bilgi mümkün müdür?” sorusunu sormaya başlamışlardır. Bilgi insandan insana değişmektedir; çünkü her insan farklı duyumlarla bilgiler elde etmektedir.

Sokrates tüm ahlaki erdemlerin bilgi formlarının olduğuna inanıyordu. Şöyle ki, adaletin ne olduğunu bildiğimizde bundan çıkan sonuç adil olabilme durumumuzdur.

Buna göre Sofistlerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Bilgi erdemdir.

A) Sofistlerle birlikte bilgi, felsefenin konusu haline gelmiştir

C) Bilgi yararlıysa mutluluk getirir.

B) Sofistlere göre değişmez, genel geçer bir bilgi yoktur.

D) Ahlaki eylem haz veren eylemdir.

C) Sofistler varlığın mutlak bilgisinin elde edilebileceği iddiasındadır.

E) Ahlaki eylemin amacı ödeve uygun davranmaktır.

Aristoteles’e göre her şeyin orta yolu insan için iyi ve erdemli olandır. Orta yol, herhangi bir şeyin ne fazlasını ne de azını istemektir. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi Aristoteles’in bu görüşüne uygundur? A) Acıkan doymam, susayan kanmam sanır. B) Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu. C) Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur. D) Damdan düşen damdan düşenin hâlini bilir.

Buna göre Sokrates’in etik görüşüyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

B) İnsan özü gereği iyidir.

D) Sofistler doğa felsefesi ile ilgilenmemişlerdir. E) Sofistler epistemolojik problemlere yönelmiştir. Soru 48:

Soru 45:

Aristoteles’e göre, cesaret erdemi korkaklık ile gereksiz atılganlık arasında, cömertlik erdemi ise müsriflik ile cimrilik arasında davranabilmektir.

Aristoteles’e göre her varlık bir maddenin form kazanması sonucu ortaya çıkar. Bu oluşun ise dört çeşit nedeni vardır: bir şeyin kendisinde olup bittiği neden, maddenin şekil almasını sağlayan hareket ettiren neden, maddenin biçimsel nedeni ve maddenin biçim kazanmasındaki amacı gösteren neden.

Buna göre erdemli olmak aşağıdaki ölçütlerden hangisine bağlıdır?

Buna göre aşağıdakilerden hangisi Aristoteles’e göre varlığın oluşumuna yol açan nedenlerden biri değildir?

D) Bilgiyi temele alma

A) Formel neden B) Fail neden C) Durağan neden D) Ereksel neden E) Maddi neden

A) Ortayı bulma B) Mutluluğu isteme C) Adaletli davranma E) İyi ideasına uygun olma

Soru 49:

Soru 51:

"(I) İlk filozoflar, “arkhe”nin ne olduğunu araştırıyorlardı. Bunu aramak, varlığın ve tabiatın yapısını araştırmak demektir. (II) Duyularımız bize hiç durup dinlenme bilmeyen bir değişmeyi, bir oluşu gösteriyorlar; çevremizde her şey gelip geçiyor, değişiyor. (III) Varlığın asıl gerçeği bu mu? Yoksa bu değişmenin arkasında bütün olup bitenlerin kaynağı olan ama kendisi değişmeden kalan bir şey gizli mi? Asıl gerçek bu ise o zaman değişenden ve oluşandan daha üstün olacaktır bu. (IV) Gerçek varlığın ne olduğunu da bilirsek neyin daha çok değerli, neyin daha az değerli olduğunu da bilmiş oluruz. Bunu yapınca da dünyadaki anlamımızı ve rolümüzü doğru olarak gerçekleştiririz."

Herakleitos’ta diyalektik, yeni bir şeyin ortaya çıkmasıdır. Bu oluş karşıtların savaşıyla mümkündür. Çatışma yeni bir şeylerin meydana gelmesinin sebebidir. Örneğin gece ve gündüzün savaşı bir günü oluşturur.

Parçaya göre, değişme karşısında, değişmeden kalan asıl varlığı bilmenin insan hayatına faydası aşağıdaki seneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

E) Diyalektik evrenin ana maddesidir.

A) Varlığın yapısının araştırılması ve “arkhe” nin ne olduğu sorusunun yanıtlanması B) İnsanın gerçek varlığı ve değerli olanı bilmesiyle eylemlerine anlam vermesi C) Duyuların bitmeyen bir değişmeyi ve oluşu işaret ederek insanı çevresine yöneltmesi D) Değişmenin varlığın asıl gerçeği olup olmadığı konusunda insanı şüpheye düşürmesi E) Değişmenin gerisinde değişmeden kalan ve üstün olan asıl varlığın olduğunu bilmesi

Buna göre Herakleitos’un diyalektik düşüncesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? A) Diyalektik yeni bir şeyin oluşumunun koşuludur. B) Karşıtların savaşı yeni bir şeyler oluşturur. C) Gece; tez, gündüz; antitez, bir gün ise sentezdir. D) Çatışma dönüşümlü olarak sürmektedir.

Soru 52: Konfüçyüs, “Erdem, erdem içindedir.” sözüyle bir erdemin diğer erdemlerle birbirini tamamlayan bir yapıda olması gerektiğini ifade etmektedir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceye uygun bir örnektir? A) Kurnaz esnafın müşterilerine karşı güler yüzlü davranması B) Evde canı sıkılan adamın eşine ev işlerinde yardım etmesi

Soru 50: Thales, Milet (Aydın)'te yaşamıştır. Felsefe alanında, evreni açıklarken tüm varlıkların “su”dan oluştuğunu savunmuştur. Milet okulunu kurmuştur. Felsefenin yanı sıra matematik, astronomi alanında çalışmaları vardır. Herakleitos, Efes (İzmir)'te yaşamıştır. Evrenin ilk ilkesi olarak “ateş”i ileri sürmüştür. Değişim ile ilgili düşünceleriyle çağların ötesine geçen bir etki bırakmıştır. Aşağıdakilerden hangisi Thales ve Herakleitos için söylenebilecek ortak bir yargı değildir? A) Anadolu'da yaşamış filozoflardır. B) Değişim ile ilgili düşünceye sahiptirler. C) Varlığın mahiyeti problemine cevap aramışlardır. D) Evrenin ilk ilkesini açıklarken doğadaki varlıklara başvurmuşlardır. E) Doğayı gözlemlemeleri felsefelerini oluşturmada etkili olmuştur..

C) Mahalle sakinlerinin mahalle çeşmesini tamir etmesi D) Akrabalığı seven bir gencin bayram ziyaretlerine katılması E) Bir kimsenin şans oyunlarını haksız kazanç olarak görmesi

Soru 53: Platon’a göre maddi şeylerin bağımsız bir varlığı yoktur. Onlar ideal varlıklar evrenindeki mükemmel biçimlerin geçici birer yansımasıdır. Aristoteles ise maddesiz biçimin ve biçimsiz maddenin olamayacağını ileri sürer. Ona göre her varlığın, aynı zamanda varoluş amacı, kendi mükemmel “öz” ünü yine kendi içinde taşımaktır. Buna göre Aristoteles’i Platon’dan ayıran temel nokta aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığın yapısının bilenemeyeceğini düşünmesi B) İdeal varlıkların mükemmel olduğunu savunması C) Asıl gerçekliğin maddenin içindeki öz’de saklı olduğunu ileri sürmesi D) Varlığın salt biçimden oluştuğunu savunması E) Biçimin maddeden ibaret olduğu görüşünü ileri sürmesi

Soru 54:

Soru 57:

“Öğretmen öğrencisine yeni bir şey öğretmez, öğrencisinde zaten var olan bilgiyi doğru sorular sorarak açığa çıkartır.’’

İlkçağ felsefesi deyince yaygın olarak Yunan felsefesi akla gelir ancak İlkçağ kavramı çok geniştir. Bu uzun zaman aralığında birçok kültür doğup gelişmiştir. Mısır, Mezopotamya(Sümer, Akad, Babil, Asur), Hitit, Fenike, Yahudi, Yunan, Pers, Roma, Kartaca kültürlerini de İlkçağ felsefesi içine dahil edebiliriz.

Sokrates'in bu sözü aşağıdaki görüşlerden hangisi ile ilişkilendirilebilir? A) Rasyonalizm B) Empirizm C) Kritisizm D) Entüisyonizm E) Septisizm

Soru 55: Herakleitos, evrendeki tüm ögeler arasında sürekli bir çatışma ve savaş olduğunu ve her şeyin bir başka şeyin yıkımı ve ölümü sayesinde varlığa geldiğini öne sürmüştür.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Yunan felsefesi ilkçağ'da varolmuş bütün toplumları temsil eder. B) İlkçağ felsefesi denince yalnız Yunan felsefesi akla gelmelidir. C) İlkçağ felsefesi kavramı kronolojik olarak yalnızca bir dönemi ifade eder. D) İlkçağ Felsefesi bir çok kültür ve düşünceyi içine alır. E) İlkçağ Felsefesi miladi yılın başlamasıyla ortaya çıkmıştır.

Buna göre, Herakleitos’un “Bir nehirde iki kez yıkanılmaz.” sözü felsefenin aşağıdaki problem alanlarından hangisi ile ilgilidir?

Soru 58:

A) Değişim

I) Epiktetos II) Sokrates III) Thales IV) Aristoteles V) Gorgias

B) Arkhe C) Ahlak

Verilen filozoflardan hangileri Anadolu’da yaşamıştır?

D) Bilgi

A) I, II, III

E) Değer

B) I, III, IV C) I, III, V D) II, III, IV

Soru 56: Kişinin nasıl yaşaması gerektiği sorusu üzerinde düşünmemesinin değersiz ve mutsuz bir yaşam sürmesine sebep olacağını düşünen Sokrates, mutluluğu, insanın yaptığı doğru eylem sonucunda duyacağı iç huzur olarak görmüştür. Çünkü akıl ve aklı kullanma yetisini insana özgü bir faaliyet türü olarak değerlendirmiştir. Parçaya göre iç huzura ulaşmanın temelinde yer alan ölçüt aşağıdakilerden hangisidir? A) Ölçülü olmak

E) III, IV, V

Soru 59: Duyuların bilgi sürecinde insanları yanılttığını, bundan dolayı her insan için geçerli bir bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığını iddia etmek bilgide görecelilik olarak ifade edilir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi bilginin göreli oluşuna dair bir örnek değildir?

B) Acıdan kaçınmak

A) Bardağın içindeki çubuğun kırık görünmesi

C) Sade bir hayat yaşamak

B) Üşüyen biri için havanın soğuk olması

D) Bilgelik erdemine sahip olmak

C) Tren raylarının ileride birleşiyormuş gibi görünmesi

E) Çağının değerlerini reddetmek

D) Güneşin doğudan doğması E) Dikey desenli tişört giyen kimsenin uzun görünmesi

Soru 60:

Sofist filozoflardan Protagoras'a göre insan her şeyin ölçüsüdür. Bu anlamda herkes için geçerli bir bilgi olamaz. Var olan şeyler hakkında nesnel bir bilgiden bahsetmek olanaklı olmadığına göre, yapılması gereken çeşitli seçeneklerden daha yararlı olanı bulup onun peşinden gitmeye çabalamaktır. Sokrates bilgi konusunda sofistlerle aynı fikirde değildir. Ona göre insan varlığın bilgisine akıl yoluyla ulaşabilir. Akıl bilginin doğuştan taşıyıcısı durumundadır. Yapılması gereken uyku halindeki bu bilgiyi sorular yoluyla uyandırmaktır. Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Sokrates'in bilgi anlayışına uygun bir yargıdır? A) Bilgiye ulaşmak için deneyim gerekir. B) Bilginin ölçütü uygulamada işe yaramasıdır. C) Mutlak bilgiye ulaşılabilir. D) Sezgi bilginin kaynağıdır. E) Duyularla elde edilen bilgi doğrudur.

Soru 62: Aristoteles’e göre varlık yapısı gereği, madde ve formdan oluşmaktadır. Örneğin “şu” diye işaret edebildiğimiz karşımda duran insan dışında, ayrı bir insanlık kavramının gerçekliğinden söz edemeyiz. Platon’un aksine Aristoteles gerçekliği ayrı bir alemde aramak yerine; şu diye gösterebildiğimiz nesnelerin içindeki, formlarda aramamız gerektiğini savunmuştur. Buna göre, madde biçimlenmemiş bir yapıda iken, formlar onun biçimsel temel ilkesini oluşturmaktadır. Buna göre Aristoteles’in varlık konusundaki düşüncelerinin Platon’dan temel farkı aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığın özünü, salt maddesel ve denetlenebilir olarak göstermesi B) Varlığı; idealar yerine, gerçek varlıkların formlarının içinde görmesi C) Varlığı, sürekli bir değişim ve dönüşümden ibaret göstermesi D) Varlığı, şu diye gösterebildiğimiz nesneler yerine başka dünyada araması E) Varlığı, fenomen içinde bilinç yönelimiyle sezgisel olarak bulması

Soru 61: Felsefenin ortaya çıktığı ilk dönemde filozoflar varlığın ana maddesini aramış ve verdikleri cevaplarda doğayı temel almışlardır. Filozoflar varlığın bu “ilk neden”ini arkhe olarak isimlendirmiştir. Aşağıdaki filozoflardan hangisi, varlığın arkhesini toprak, su, hava ve ateş olmak üzere dört unsur ile açıklamıştır? A) Parmenides B) Empedokles C) Anaksagoras D) Thales E) Demokritos

Soru 63: Aristoteles’e göre “Erdem, tercihlere ilişkin bir huydur. Akıl tarafından ve aklı başında insanın tercihiyle belirlenen, bizle ilgili olarak orta olanda bulunan huydur. Bu, biri aşırılık, öteki eksiklik olan iki kötülüğün ortasıdır.” Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Erdem, aklına gelen her şeyi yapmaktır. B) Erdem, duygularla hareket etmektir. C) Erdem, ölçülü olmaktır. D) Erdem, tercihler karşısında kararsız kalmaktır. E) Erdem, sezgilerle hareket etmektir.

Soru 64: MÖ 6. Yüzyıl ile birlikte doğa filozofları varlığı, evreni yaptıkları gözlemlere dayanan, mitolojik unsurlar içermeyen bazı ilkeler ile açıklamaya çalışmışlardır. Örneğin Thales evreni açıklamaya çalışırken her şeyin temelinde ‘su’ olduğunu düşünmüştür. Anaksimenes ise ‘hava’nın yoğunlaşması ya da seyrekleşmesi sonucu varlıkların oluştuğunu ileri sürmüştür. Benzer şekilde Anaksimandros ilk nedeni ‘aperion’, Demokritos ise ‘atom’ ile açıklamaya çalışmıştır. Bu parçada sözü edilen filozofların ilgilendikleri problem aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) İdea B) Logos C) Arkhe D) Oluş E) Değişim

Soru 65:

Soru 68:

Her şey üzerine birbirine zıt iki söz söylemenin mümkün olduğunu söyleyen Protagoras için önemli olan herhangi bir şeyi ispat etmek değil, karşıdakini ikna etmektir.

Aşağıdakilerden hangisinin, Protagoras’ın ‘’İnsan her şeyin ölçüsüdür.’’ sözünü destekleyen bir örnek olduğu söylenemez?

Protagoras’ın bu görüşü bilgi felsefesinin aşağıdaki hangi kavramına işaret etmektedir?

A) Annesinin yaptığı yemeği ev ahalisinin beğenmesine karşın Ayşe’nin tuzlu bulması

A) Evrensellik B) Empirizm C) Rölativizm D) Rasyonalizm E) Tümel uzlaşım

B) Her insanın hoşuna giden parfüm kokusunun farklı olması C) Eylül’ün, uzun saçlarının uçlarından kestirmek için kuaföre gidip tümden kısa saçlı olarak kuaförden ayrılması D) Aslı’nın yeşil dediği elbiseye annesinin mavi demesi üzerine renk konusunda uzlaşamamaları E) Kimya dersinde yaptıkları deney sonucu öğrencilerin suyun yüz derecede kaynadığını tespit etmeleri

Soru 66: “Platon, içinde yaşadığımız dünyadaki varlıkların gerçek olamayacaklarını düşünmüştür. Bunun da en önemli nedeni, onun gözünde söz konusu tikellerin varlığa gelip bir süre sonra yok olmaları, yani sürekli bir değişme içinde olmalarıdır. Zaman ve mekân içinde var olan tikelleri veya bireysel varlıkları sadece fenomenler, gelip geçici görünüşler olarak değerlendiren Platon, gerçekten var olanın doğanın ötesindeki değişmez tümeller ya da özler olduğunu öne sürmüştür.”

Soru 69: Bilimsel faaliyetlerin Antik Yunan’da başladığı kabul edilir. İnsanoğlu çağlar boyunca yağmurun yağması ve mevsimlerin oluşması gibi doğa olaylarını mitolojik hikayelerle açıklamıştır. Thales ve diğer Antik Yunan düşünürleri, doğa üstü güçlere dayalı bu mitolojik açıklamaları reddetmiş ve yerine, doğal olaylara dayalı duyusal verileri esas alan açıklamalar yapmışlardır.

Bu parçada sözü edilen, Platon’a göre gerçek varlık aşağıdakilerden hangisidir?

Buna göre bilimsel faaliyetlerin Antik Yunan uygarlığında başladığı iddiası aşağıdaki seçeneklerden hangisine dayandırılabilir?

A) Fenomen

A) Doğal olayları birden çok nedene bağlamalarına

B) İdea

B) Araştırmalarında sonuçtan çok yönteme önem vermelerine

C) Atom D) Ateş E) Madde

C) Doğa olaylarını, somut verilerden hareketle açıklamalarına D) Genelden özele giden akıl yürütmeler yapmış olmalarına E) Doğal olaylara ilişkin sistemli gözlemler yapmalarına

Soru 67: Aristoteles varlığın oluşunu dört nedenle açıklar. Bunlar maddi neden, formel neden, fail neden ve ereksel nedendir. Aşağıdakilerden hangisi, bu dört nedene ilişkin bir açıklama değildir? A) Sebep - sonuç ilişkisi içinde bir oluş nedenidir. B) Bir şeyin biçimsel nedenidir. C) Maddenin biçim kazanmasını sağlayan nedendir. D) Maddenin şekil kazanmasında dıştan bir itişi, hareketi başlatan nedendir. E) Bir maddenin biçim kazanmasındaki amacını gösteren nedendir.

Soru 70: Konfüçyüs’a göre “Zenginlik ve şeref herkesin istediği şeylerdir. Eğer bunlar doğru bir yolda kazanılmazsa pek çabuk kaybedilir. Fakirlik ve düşkünlük insanların nefret ettiği şeylerdir. Eğer insanlar dürüst davranmazlarsa kendilerini bunlardan sıyırmalarının imkânı yoktur.” Bu açıklama ile Konfüçyüs, felsefenin hangi konusuna vurgu yapmıştır? A) Bilgi B) Spor C) Varlık D) Siyaset E) Ahlak

Soru 71:

Soru 72:

Herakleitos’un ilgilendiği en önemli konu varlık sorunudur. O öz varlığın, bütün değişiklikler içinde birliğini yitirmeyen ana maddenin ne olduğunu araştırırken aynı zamanda evrendeki değişmenin temel unsur olduğunu da ileri sürmüştür. Ona göre “Değişmedeki değişmezliği sağlayan şey logostur.”

Sofistlere göre bilgi, algılayanın o andaki durumuna bağlıdır. Kişi, bir nesneyi, o anda nasıl algılıyor ise öyle bildirir. Sofistler bu nedenle bilginin, kişiye göre değiştiği sonucuna ulaşmışlardır. Birine doğru gelen şey, o kişi için doğrudur. Herkes için geçerli bir doğru yoktur. Sadece öznel düşünceler vardır.

Bu parçadan Herakleitos’un varlık anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) Nesneler değişim dinamiklerini içinde taşır.

A) İyiler bir çeşittir, kötüler ise çeşit çeşittir.

B) Değişim varlıklar arasında ilişki oluşturur.

B) İnsan her şeyin ölçüsüdür.

C) Var oluş süreçleri varlığın yapısına göre oluşur.

C) Aklın yolu birdir.

D) Evrende görünenleri var kılan değişimdir.

D) Eğitim şarttır.

E) Evrendeki değişim atomlara bağlıdır.

E) Bilim temel yol göstericidir.

CEVAPLAR: 1-A 2-D C 17-A 18-C 19-B D 33-D 34-B 35-E A 49-B 50-B 51-E C 65-C 66-B 67-A

9-B 10-C 11-E 12-B 13-B 14-A 15-E 1625-C 26-A 27-D 28-C 29-B 30-B 31-D 3241-E 42-E 43-E 44-C 45-C 46-A 47-A 4857-D 58-B 59-D 60-C 61-B 62-B 63-C 64-

3-B 20-D 36-A 52-D 68-E

4-D 5-E 6-A 7-D 8-A 21-D 22-D 23-B 24-B 37-A 38-E 39-B 40-B 53-C 54-A 55-A 56-D 69-C 70-E 71-D 72-B

Soru 1:

Soru 4:

İbn Sina başlangıçta sadece Tanrı’nın var olduğunu, zorunlu varlık olan Tanrı’dan “katışıksız bir ruh” çıktığını savunur. Bu katışıksız ruh, ilk nedendir. Yani diğer varlıkların var olma nedenidir. Bu nedenden tüm varlık dünyası türer.

İslam felsefesinde doğalcı görüşleriyle öne çıkan Râzî, insanın ruh ve beden olmak üzere iki bileşenden oluştuğunu belirtir. Ezelî ve ebedî olan ruhun amaçlarını gerçekleştiren bedenle düalist bir varlık anlayışı sergiler. Ruhun rasyonel, hayvansal ve bitkisel olmak üzere üç parçalı olduğu görüşünde olan Râzî; erdemi, ruhun rasyonel parçasının rasyonel olmayan parçaları denetim altında tutması olarak düşünür.

Buna göre İbn Sina’nın varlık konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisini savunduğu söylenebilir? A) İdealizm B) Realizm C) Materyalizm

Aşağıdaki ifadelerden hangisi Râzî'nin erdem görüşü açısından değerlendirildiğinde doğrudur?

D) Plüralizm

A) İnsan, davranışlarını aklı sayesinde kontrol edebilir.

E) Düalizm

B) Ruhun amacı bedeni yönetmektir. C) Akıl, maddeye olan bağımlılığından ruhu kurtarır. D) Erdemli olmak için duygular açığa çıkartılmalıdır.

Soru 2: Orta Çağ Avrupa’sına baktığımızda kilise ve din adamları Hristiyanlığa ve İncil’e uymadığı gerekçesiyle her türlü bilimsel çalışmaya karşı çıkmıştır. Hatta bu bilimsel çalışmaları yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmıştır. İşte bu yüzden Orta Çağ’ın diğer ismi “karanlık çağ” olmuştur. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Din bilimsel çalışmaları etkilemiştir.

E) Ruhun paçaları arasındaki ahenk erdemin göstergesidir.

Soru 5: “Anlayabilmek için inanıyorum.” anlayışıyla felsefeyi dine tabi kılmış olan Augustinus’a göre hakikat bizzat Tanrı’nın kendisidir. Yani Tanrı insandadır. İnsanın kendisi de Tanrı’dadır. Felsefe ise bu durumu anlamaya çalışma etkinliğidir. İnsan ancak bunu anlayarak mutlu olur.

B) Bilim insanı, bilim yapabilmek için uygun ortamı bulamamıştır.

Buna parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

C) Orta Çağ Avrupa’sında bilimsel çalışmalar tamamen durmuştur.

A) Hakikati arayan kişi Tanrı’yı aramalıdır.

D) Bilimin bugünlere gelmesinde bazı bilim adamları ağır bedeller ödemiştir.

C) Hakikate ilişkin bilgi mutluluk için gereksizdir.

E) Orta Çağ Avrupa’sında kilise ve din adamları bilimin önündeki en büyük engel olmuşlardır.

B) Felsefe ile teolojiyi birbirinden ayırmak olanaksızdır. D) Felsefeyi Tanrı'nın bilgisine ulaşmak için kullanmak gerekir. E) Tanrı insan tarafından bilinmeye değecek tek hakikattir.

Soru 3: Farabi var olan her şeyin Tanrı’nın bir yansıması olduğunu, ondan zorunlu bir taşmanın sonucu ortaya çıktığını ileri sürer. Tanrı özü itibariyle akıl olduğundan ondan taşan şeyler de akılsaldır. Böyle olduğu içindir ki insan akılla gerek var olanların gerekse de Tanrı’nın bilgisine erişebilir. Doğru ve erdemli bir yaşam işte bu bilgiye uygun bir yaşam olacaktır. Buna göre Farabi erdemli yaşamın ilkelerini aşağıdakilerin hangisinde bulmaktadır?

Soru 6: Tümel kavramlar, nesnelerin ortak yönlerine insanların vermiş olduğu adlardır. Dolayısıyla gerçekten var olan, ancak tek tek nesnelerdir. Soyut nesneler yoktur, yalnız somut nesneler vardır. Bu açıklama aşağıdaki görüşlerden hangisine karşılık gelir? A) Kavram realizmi

A) İnsani ilişkilerde

B) Nominalizm

B) Metafizik alanda

C) Realizm

C) Ödev duygusunda

D) İdealizm

D) Doğal koşullarda

E) Rasyonalizm

E) Koşulsuz buyrukta

Soru 7:

Soru 10:

Hristiyanlığın ortaya çıktığı ilk üç yüz yılda literatürden pek azı felsefe ile ilgilidir. Apologetik adında, imparatora düşünürler tarafından verilen dilekçelerde, Hristiyan inancının hoş görülmesi istenir, adalet ve insanlık beklenir. Bir kısmında da Paganların, Hristiyanlığa yönelik saldırılarına cevap verilir.

Evrende birbirinden farklı o kadar çok varlık var ki... İnsanın bu varlıklardan birini sevmemesi onu yaratana bir saygısızlıktır. Her şeyi yaratan Allah olduğuna göre, Allah’ın yarattığı bir şeyi nasıl sevmeyiz. İşte bu nedenle “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü.”

Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisi söylenebilir? A) Ortaçağ boyunca Hristiyanlık temelli anlayış hakim kılınmaya çalışılmıştır. B) Hristiyanlık, imparatorlar tarafından kabul edilip yayılmaya çalışılmıştır. C) Hristiyanlık çok tanrılı anlayış karsısında savunulmaya çalışılmıştır.

Yunus Emre’nin düşüncesine yer veren bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bir yaratıcının olduğuna B) Yaratılanların çeşitlilik gösterdiğine C) Sevginin kaynağının yaratıcı olduğuna D) Yaratılanın, onu var edene duyulan sevgiden dolayı sevildiğine E) Sevginin yaratan tarafından yaratılanlara eşit dağıtıldığına

D) Paganizm MS 2-15. yüzyıl boyunca egemen olmuştur. E) Rasyonalizmi temel alan Hristiyanlık, imparatorlar tarafından reddedilmiştir.

Soru 8: MS 3. yüzyılda yaşamış Origenes, Augustinus öncesi erken dönem Hristiyan düşünürlerinden olup, Sokrates ve Platon gibi kötülük veya mutsuzluğun nesnel bir varlığa sahip olmadığını, ruhun bilgisizliğinden ibaret olduğunu düşünmektedir. Buna göre Origenes iyilik ve mutluluk için aşağıdaki davranışlardan hangisini önermiş olamaz? A) Bilgi ve bilgeliğe erişmek B) Kutsal metinlere göre yaşamak C) Tanrı’yı temaşa etmek D) Akla uygun hareket etmek

Soru 11: Orta Çağ’da ortalama bin yıllık bir tarihsel dönemde felsefe ile din arasında yoğun bir etkileşim görülmüştür. Böylece felsefe, bu dönemde yeni bir anlayış kazanmış, ilahi dinlere yaklaşmıştır. Bu dönem düşünürleri felsefeyi çoğunlukla dini bilginin bir parçası ve yardımcısı olarak değerlendirmiştir. Buna göre bu dönem felsefesi için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Varlığın mahiyetini sorgulayan bir disiplin haline gelmiştir. B) Dilin çözümlenmesini amaçlayan bir alan haline gelmiştir. C) İnanç kanunlarının akılsal kanıtlamalarında araç konumuna gelmiştir. D) Görünenin ve çokluğun ardındaki değişmez olanı arar hale gelmiştir. E) Dünyevi varlıkların işlevini anlamayı amaçlar hale gelmiştir.

E) İnsan doğasına uygun hazlara yönelmek

Soru 12: Soru 9: Gazâlî'ye göre akıl direkt ve aracısız olan bilgiyi veremez ancak aracısız, tam ve doğrudan bilgi, bir bilincin bilinci olarak kendisine sezgi yoluyla gelebilir. O, insanı bir bütün olarak ele almış, onu sadece bir duyu, deney veya akıl varlığı olarak görmemiştir. Bu parçaya göre Gazâlî'nin bilgi görüşü aşağıdaki anlayışlarından hangisine uygun düşmektedir? A) Rasyonalizm B) Empirizm C) Entüisyonizm D) Pozitivizm E) Kritisizm

Hristiyan felsefesinde genel olarak ‘Varlık nedir?’ sorusuna ‘Tanrı’nın kendisidir.’ cevabı verilmekteydi. Bu dönemde felsefe dine hizmet ettiği ve Tanrı’nın varlığını kabul ettirmek için çalıştığı sürece yararlı görülüyordu. Buna göre, Hristiyan düşüncesindeki gerçeklik için, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) İnsan algısına bağlı bir durumdur. B) Hali hazırda verilmiş bir bilgidir. C) Bir tür var olma durumudur. D) Bir doğruluk ölçütü olarak değerlendirilmiştir. E) Soyut ya da somut olabilen bir yapıya sahiptir.

Soru 13:

Soru 16:

Farabi şöyle der: "En üstün iyilik ve en büyük mükemmelliğe ilkin ancak şehirde ulaşılabilir, şehirden daha eksik olan bir toplulukta ulaşılamaz. Ancak gerçek anlamda iyi, seçme ve irade ile elde edilebilir bir özelliğe sahip olduğundan, kötülükler de ancak, seçme ve iradenin ürünleri olduklarından, şehrin, insanların birtakım kötü amaçlara ulaşmak için birbirlerine yardım ettikleri bir varlık olarak kurulması mümkündür. Bundan dolayı mutluluğun elde edilmesi her şehirde mümkün olmayabilir."

Antik Çağ için Tanrı bu evrenin bir mimarıdır ve adeta bir yapı ustası gibidir. Demiurgos biçimlendirdiği maddeyi hazır bulmuştur. Tanrı varlığın kendisidir, geri kalan tüm var olanlar Tanrısal varlık dolayısıyla, ondan pay aldıkları için var olmuşlardır. Orta Çağ’da ise Tanrı ile yaratılan aynı hamurdan değil, başka başka özlerdendir. Onun için de aralarında kapanmaz bir aralık vardır.

Farabi'nin bu sözlerinden aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Akıl ile tasarlanan her davranış iyidir. B) Erdemli bir toplum için kişi sayısı önemlidir. C) Bir davranışın erdemli sayılabilmesi onun bilinçli yapılmasına bağlıdır.

Buna göre Orta Çağ’da varlıkların oluşumu için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Evren Tanrı’nın eseridir. B) Dünya Tanrı’nın kendisini açmasıdır. C) Tüm var olanlar varlıklarını Tanrı’nın istemesine borçludur. D) Bu dünyadaki tüm otoriteler Tanrısal istençten aktarmadır. E) Madde de Tanrı’nın kendisi gibi öncesizdir.

D) Toplumsal yardımlaşma iyi olmayana yönelik de olabilir. E) İyi amaçlara ulaşmak için yardımlaşan toplumlar mutlu olur.

Soru 17: İslam felsefesinde irade özgürlüğü problemi konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlerden birine göre;

Soru 14: Gazâlî’ ye göre akıl hakikatin tümünü değil, belli bir kısmını bilebilmektedir. Hakikatin tümü ise aklı aşan bir durumdur. Akıl, hakikate değil ama kendi sınırları içerisindeki bilgiye ulaşabilme imkânına sahiptir. Hakikat hiçbir şekilde aklın kendi kavrayış sınırı ile sınırlandırılabilecek bir şey değildir. Bütün varlığın zemini olan ontolojik gerçeklik yani hakikat aklı da aştığı için, rasyonel düşünceye kapalıdır. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

• Davranışı yaratan Allah’tır. • Davranışı tercih eden ve insana yaptıran Allah’tır. • İnsan davranışlarından sorumlu değildir. Maddeler halinde verilen bu bilgiler aşağıdaki görüşlerden hangisine aittir? A) Mu’tezile B) Eş’ariyye

A) Hakikat sezgi yoluyla kavranamaz.

C) Maturidi

B) Mutlak bilgiye ulaşmada akıl yeterlidir.

D) Cebriye

C) Akıl sınırlı bir varlık olduğundan hakikati kavrayamaz.

E) Dehriye

D) Akıl Tanrı’yı bilme aracıdır. E) Tanrı rasyonel bir varlıktır. Soru 18: Soru 15: Farabi ideal devlet düşüncesini anlattığı ‘“El Medinetü’l Fazıla” isimli eserinde toplumun mutluluğunu bilgili, ahlaklı, adaletli devlet adamlarına bağlar. Devleti yönetenler güzel konuşmalı, kendini halkın mutluluğuna adamalıdır. İnsanlar hayatın aldatıcı zevklerini yaşam tarzı haline getirdiğinde Allah’ın varlığı hakkındaki gerçeği kaybederek cahil şehir toplumunu oluşturur. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi ideal devletin özelliklerinden biri değildir? A) Toplumu Allah’ın iradesine uygun davranır. B) Yöneticileri retoriğin inceliklerini bilir. C) İnsanların mutluluğu amaçlanır. D) Bilge ve adil yöneticileri olur. E) Dünyevi ihtiyaçlar öncelenir.

Orta Çağ Avrupa’sında Antik kültürden kilisenin kendine uygun bulup aldığı düşünceler ayakta kalırken, kiliseye aykırı olanlar kesin olarak dışarıda bırakılmıştı. Parçadan hareketle Orta Çağ felsefesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Baştan aşağı dini karakterli bir felsefedir. B) Aklı temele alan bir felsefedir. C) Ana maddeyi araştıran bir felsefedir. D) İlk neden en temel problematiğidir. E) Bilimsel gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir.

Soru 19:

Soru 22:

Skolastik dönemde Aristo mantığı önem kazanmıştır. Bu dönemde inanç konuları herkes tarafından anlaşılır ve kavranılır kılınmaya çalışılırken şüphecilik kesinlikle reddedilmiştir. Kilise ve din âlimleri ön planda yer almıştır.

“İslam felsefesi, sadece Antik felsefe ile on ikinci yüzyıl sonrası Skolastik Hristiyan felsefesi veya modern felsefe arasında bir köprü görevi gören bir felsefe olarak sınırlı kalmış değildir. Evrensel kültür içinde önemli bir yere sahip olan, kültür tarihinde bilginin sadece korunmasına değil zenginleştirilmesine de katkıda bulunmuş bir düşünce geleneğidir. Müslümanlar dışında katkıda bulunanların olduğu ve sadece Arap dilinde ifade edilmediği için, İslam felsefesini İslam kültüründen doğmuş ve İslami coğrafya üzerinde bulunan yerlerde ifade edilmiş olan düşünce geleneği olarak çok genel bir biçimde, bir bütün halinde tanımlayabiliriz.”

Bu parçaya dayanarak Skolastik felsefe için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Mantık, felsefenin kılavuzu olmuştur. B) Mantık, Tanrı’nın yarattıklarını anlamak için kullanılmıştır. C) Doğru davranışın belirleyicisi felsefe olmuştur. D) Filozofların yerini din alimleri almıştır. E) Mantık, toplumsal hayatın düzenleyicisi olmuştur.

Bu parçaya göre, İslam felsefesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Filozoflar aynı zamanda din adamlarıdır. B) Çeviri faaliyetlerine önem verilmiştir.

Soru 20:

C) Antik Yunan felsefesinden etkilenmiştir.

"Hak cihana doludur, kimseler Hakk'ı bilmez, Onu sen senden iste, o senden ayrı olmaz."

D) Hristiyan felsefesini etkilemiştir. E) Felsefe alanını geliştirmiştir.

Yunus Emre'nin bu deyişindeki temel düşünce aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) Hiç kimse Hakk'ı gerçekten bilemez. B) Tüm istekler Hakk'tan istenmelidir. C) İsteklerimizi kendi çalışmalarımızla elde edebiliriz. D) Hakk ve dünya birbirinden farklı olduğu için ikisini de bilemeyiz. E) Hakk ve insan öz itibariyle birbirinden farklı değildir.

Soru 21:

Soru 23: Farabi “Erdemli Şehir” adlı eserinde “Her insan, yaşamak ve mükemmeliyete ulaşmak için yaratılışta birçok şeylere muhtaç olup bunların hepsini tek başına sağlayamaz. Her insan bunun için çok kimselerin bir araya gelmesine muhtaçtır. Fakat sakinlerinin -ancak saadete erişmek maksadıyla- yardımlaştıkları bir şehir, fazıl bir şehir olur. Fazıl şehirde bütün insanlar, derece ve mevkilerine göre ilk sebebin maksadını güdecek yolda yürümelidirler.” demiştir. Bu parçaya göre devletin kurulma nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların doğal ihtiyaçları

Tertullian, "Akıl almaz olduğu için inanıyorum." der. Ona göre inanma ve insanın kendi başına bilmesi birbirine karşıt olan şeylerdir. Tanrı'nın, insanın içine doğrudan doğruya doğmasını, bir ışık olarak parlamasını beklemek ve Tanrı'nın sınırlarına ulaşmaya kalkışmak insan aklının saygısızlığı ve küstahlığıdır.

B) Tanrı’nın yasaları C) İnsanlar arasında sözleşme yapılmış olması D) Fiziksel yönden avantaj sağlaması E) İnsanların doğuştan bencil olması

Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Tanrı kavranamayacağı için inanmak anlamsızdır.

Soru 24:

B) İnanç esaslarına olduğu gibi inanılmalı, akılla kanıtlamaya çalışmamalıdır.

Orta Çağ’da ikinci dönem Hristiyan felsefesi, Batıda din adamlarını yetiştiren manastır ve katedral okullarında gelişmiş, dini karakterli bir etkinlik olarak ortaya çıkmıştır.

C) İnsan her şeyi kendi çabasıyla bilebilir. D) Tanrı ancak felsefe yaparak kavranabilir. E) İnanma ve bilmenin savaşı Tanrı'yı kavramımızı sağlar.

Bu okullarda gelişen felsefeye verilen isim aşağıdakilerden hangisidir? A) Skolastik B) Patristik C) Mitolojik D) Antik E) Hellenistik

Soru 25: Batı düşüncesi üzerinde en fazla etkisi bulunan İslam felsefecisidir. Aristo'nun görüşlerini özgün bir biçimde açıklayan filozof İspanya'da yaşamış ve Meşşai felsefesinin temsilcileri arasında yer almıştır. Dinde açıklanmış olan her şeyin akıl yoluyla ispatlanabileceğini ileri sürmüştür. Aristo felsefesini yeniden yorumlayarak İslam düşüncesiyle bağdaştırmaya çalışmıştır. Bu paragrafta bahsedilen filozof aşağıdakilerden hangisidir? A) İbn Haldun B) Farabi C) İbn Rüşd D) Gazali E) İbn Sina

Soru 27: Hristiyan Kralı III. Alfonzo Ortaçağ'da ele geçirdiği toprakları sömürgeleştirebilmek için Endülüs'ten Mozarap göçmenleri getirip yerleştirmekteydi. Mozaraplar dil bilgilerini de beraberlerinde getirdiler. Dil bilmeleri onların hem Arapça kitapları tercüme etmelerine hemde Latince el yazmaları üzerindeki Arapça yorum ve açıklamaları derlemelerine yaradı. Onlar böylece Toledo Tercüman Okulunu hayata geçiren düşüncenin temellerini attılar. Arap ve İslam lezzetlerini, el sanatlarını ve yönetim hünerlerini Hristiyanlara tanıttılar. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Müslümanlar ve Hristiyanlar savaşlar yoluyla birbirinin kültürünü tanıma fırsatı bulmuştur. B) Arapça ve Latince bilen topluluklar İslam ve Hristiyan kültürlerinin etkileşiminde önemli olmuştur.

Soru 26:

"Dokuz yıl yanlış yolda yürüdüm. Astrologlara da başvurdum onlar da kan, et ve gururdan oluşan insanı sorumluluktan kurtarmak için bu davranışınızın nedeni Mars, Venüs diyorlardı. Çok yakın bir arkadaşımı kaybettim. Kendime Tanrıya güven dediğimde itaat etmiyordu. Kaybettiği insan güvenmesini istediğim hayalden daha gerçek ve daha iyiydi. Kartaca'ya gittim, zaman ve insanlar acıyı dindirdiler. Yirmi beşimde Aristo'nun kategorilerini tek başıma okudum ve elime hiçbir şey geçmedi." Augustinus'a ait bu parçadan, filozof ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Çektiği acılardan kurtulmaya çalışmıştır. B) Gerçeğin bilgisine ulaşmak için farklı yollar denemiştir. C) Astrolojinin sunduğu bilgileri benimsemiştir.

C) Kültürel etkileşimin gerçekleşebilmesi için öncelikle dilsel faaliyetler gerçekleşmelidir. D) Toledo Tercüman Okulu sayesinde Hristiyanlar, Araplara egemen olmuşlardır. E) Mozaraplar, Endülüs'ten getirdikleri bilgilerini İslam Dünyası'nı tanımada kullanmışlardır.

Soru 28: "Nasıl ki insan bir hekim veya kaptan olarak doğmayıp bu sanatları eğitim sayesinde elde ederse, aynı şekilde ahlaki erdemler de uygun eğitim sayesinde ortaya çıkar ve insanlar eğitim sayesinde soylu ve iyi insan olurlar." Aşağıdaki yargılardan hangisi Clemens’in bu düşüncesi ile çelişir?

D) Doğruyu bulma yolunda kendi içinde savaş vermiştir.

A) İnsan yaratılışı gereği iyidir.

E) Aradığı cevapları bulmak için felsefeden yararlanmayı denemiştir.

B) İnsan adil davranışları eğitim yoluyla öğrenir. C) İnsan doğal olarak toplumsal bir varlıktır. D) Erdem eğitim ile kazanılan bir edimdir. E) Adil ve erdemli olmak istenen bir durumdur.

Soru 29: Aristoteles “Nikomakhos’a Etik” adlı eserinde şöyle der: “O halde erdem tercihlere ilişkin bir huy; akıl tarafından ve aklı başında bir insanın belirleyebileceği, bizle ilgili olarak ortak alanda bulunma huyudur. Bu biri aşırılık, öteki eksiklik olan iki kötülüğün ortasıdır. Kötülük etkilenimlerde ve eylemlerde gerekenden aşırısı ya da eksikliğidir. Erdem ise ortayı bulmadır.” Buna göre Aristoteles için erdem aşağıdakilerden hangisidir? A) Deneyim kazanma B) Hak peşinde koşma C) Tutarlı olma D) Ölçülü olma E) Bencil olma

Soru 30:

Soru 33:

I. Akıl ve inanç tartışmaları ön plandadır.

İbn Sînâ için faal akılla ilinti durumuna girerek dış dünyadaki görünüşlerin ardındaki gerçek ve mutlak varlığı görmek, çokluk alemini birlik olarak kavramak mümkün olur.

II. Tanrının varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır. III. Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır. IV. Oluşturulan fikirlerde dinsel otoriteye karşı gelinmemesi gerektiği söylenmiştir. Verilenlerden hangileri Hristiyan felsefesinin özellikleri arasında yer alır? A) I ve II B) I ve IV

Buna göre İbn Sînâ’nın bilgi konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisini savunduğu söylenebilir? A) Empirizm B) Pozitivizm C) Rasyonalizm D) Kritisizm E) Pragmatizm

C) I, II ve III D) I, II ve IV E) I, II, III ve IV

Soru 31: Antikçağın sonlarına doğru Hristiyanlığın ortaya çıkmasıyla beraber felsefi düşünüş farklı bir yapıya geçmiştir. Felsefi düşünüşte dini temele alan yaklaşım, İslamiyet’in doğuşuyla da bu özelliğini sürdürmüştür. Hristiyan ve İslam felsefesi düşünürleri bilgi konusunda inancın gerektirdiği kabuller ve aklın rolü üzerine farklı görüşler ortaya koymuştur. Aklın bir sınırı olduğunu, inanmak için akla gerek olmadığını savunanlar olduğu gibi; aklın inanılanı temellendirebileceğini savunan düşünürler de olmuştur. Bu parçaya göre, 2-15. yüzyıl döneminde teolojik ve felsefi bilginin değerine ilişkin tartışmalarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Felsefe, teoloji üzerinde egemenlik kurmuştur. B) Felsefe, bu dönemde en çok bilimsel çalışmalardan etkilenmiştir. C) Kutsal metinlere felsefi şüphe ile yaklaşılmıştır. D) Felsefe, ikincil bir bilgi olarak teolojinin tamamlayıcısı durumundadır. E) Teoloji çalışmaları felsefeyi yok saymıştır.

Soru 32: Gazâlî'nin “El-Münkız Mine'd-Dalâl” adlı eserinde, Hz. Ali’nin “Hakkı adamla bilemezsin önce hakkı tanı, o münasebetle ehlini de tanırsın. Akıllı adam esasen aklı tanır. Bir söz işittiği vakit ona bakar. Hak ise kabul eder.” şeklindeki buyruğuna yer verilmiştir. Buna göre bir bilginin hakikat olup olmadığının anlaşılmasında aşağıdaki hangi iki kavram arasında bağ kurulması gerekir? A) Bilgi ile inanç B) Bilgi ile itaat C) İtaat ile inanç D) Akıl ile iman E) Akıl ile hak

Soru 34: Stoa ahlakının temel ilkesi: “Doğanın yasasına boyun eğmektir.” Doğaya uygun yaşamak insan için bir ödevdir. Bunun içinde bazı insanların değer olarak gördükleri zenginlik, şeref, sağlık hatta hayatın kendisi, bilge kişi için önem verilmeyecek, ilgisiz kalınacak şeyler olabilir. Bu parçadan yola çıkılarak Stoacılar için “iyi ahlakın” aşağıdakilerden hangisine bağlandığı söylenebilir? A) Evrensel ilkelere B) Tanrı’nın varlığına C) Maddi zenginliğe D) İnsanın değerine E) Doğa yasalarına

Soru 35: Skolastik felsefe, Hristiyan dogmalarını sistemleştirme çabası içinde olmuştur. Bu dönemde Hristiyan düşünürlerinin amacı, dini dogmaları temellendirmek, anlaşılabilir hâle getirmek ve geniş kitlelere ulaştırmaktır. Bunun için de Antik Yunan filozoflarının görüşlerinden faydalanmışlardır. Örneğin mantık alanındaki çalışmalar dini kabullerin desteklenmesinde kullanılmıştır. Bu parçada sözü edilen Antik Yunan düşünürü aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) Aristoteles B) Empedokles C) Thales D) Sokrates E) Anaksimandros

Soru 36:

Soru 39:

Skolastik felsefede teoloji egemendir. Felsefi açıklamalar dinsel kabullerin doğrultusunda yapılmaktadır. Akıl-inanç probleminde aklın yetersizliği vurgulanmış, bu eksikliğin inançla tamamlanabileceği düşünülmüştür. Bu nedenle kiliseye tam bağlılığın esas alınması gerektiği savunulmuştur.

MS 2. yüzyıl – MS 15. yüzyıl döneminde felsefe ve din yoğun bir şekilde etkileşim içine girmiştir. Bu çağda felsefeye, inancın pekiştirilmesi amacıyla başvurulmuştur.

Bu parçaya göre Skolastik felsefe için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Fizik

A) Akıl her şeyin ölçütüdür.

C) Metafizik

B) Akıl tüm olan bitenleri kavrayabilir.

D) Retorik

C) Akli olmayan görüşler eksiktir.

E) Hitabet

Parçaya göre bu dönemde felsefenin aşağıdaki alanlardan hangisine yaklaştığı söylenebilir?

B) Teoloji

D) Akıl kısıtlı bilgiye ulaşabilir. E) Akıl tümden reddedilmelidir. Soru 40:

Hristiyan felsefesinde ele alınan konulardan biri de tümeller problemidir. Buna göre;

Hristiyan ve İslam filozofları, kendilerinden önceki dönemlerin felsefi düşünce ve eserlerinden faydalanmışlardır. Dini savunmak ve yaymak, Tanrı’nın varlığına yönelik akılsal kanıtlamaları desteklemek adına bazı filozofların düşüncelerini kullanmışlardır.

I. Tümeller ayrı bir varlık olarak Tanrı’nın zihnindedir.

MS 2. yüzyıl- MS 15. yüzyıl felsefesinde;

II. Tümeller tek tek varlıkların içinde yer alır.

I. Platon

III. Tümellerin tek başına gerçeklikleri yoktur. Onlar soyutlama ve genelleme sözlerinden ibarettir.

II. Aristoteles

Soru 37:

III. Kant

açıklamalarının ait olduğu görüşler sırasıyla aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir?"

IV. Platinos

A) Kavramcılık - Adcılık - Kavram realizmi

V. Descartes

B) Kavramcılık - Kavram realizmi - Adcılık

filozoflarından hangilerinin fikirlerinden yararlanılmıştır?

C) Kavram realizmi - Kavramcılık - Adcılık D) Kavram realizmi - Adcılık - Kavramcılık E) Adcılık - Kavramcılık - Kavram realizmi

A) I, II ve III B) I, II ve IV C) I, III ve V D) II, III ve IV E) III, IV ve V

Soru 38: Doğu Roma İmparatoru Justinianus, Atina'daki "Akademia"yı kapattı. Hristiyanlığa aykırı diye Yunan felsefesinin okutulmasını yasakladı. Yunan düşüncesi bir zamanlar rasyonalist tutum ile kendisini mitolojiden kurtarmıştı. Şimdi ise Batı'da uzun zaman bilim ve felsefe değil, inanca dayalı bilginin hüküm süreceği Ortaçağ başlayacaktı. Bu bilgiler doğrultusunda aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İlkçağ rasyonalizmi Ortaçağ'da etkisini göstermiştir. B) Ortaçağ felsefesi, Tanrı'nın bilgisini temele almıştır. C) Doğu Roma imparatorluğu İlkçağ'ın fikirsel anlamda devamıdır. D) Hristiyanlık felsefesi İlkçağ'dan itibaren etkisini göstermiştir. E) İlkçağ ve Ortaçağ felsefesi birbirinin devamı niteliğindedir.

Soru 41: Bütün Ortaçağ döneminin değişmez karakteristik yaklaşımı, inancın bilgiden üstün tutulmasıdır. Bazı filozoflar inanmak için aklın gereksiz ve yetersiz olduğunu savunmuş, inanç karşısında aklı geri plana atmıştır. Ancak Clemens akıl ile inancı uzlaştırmaya çalışmış, Hristiyan dininin dogmalarını felsefenin yardımıyla rasyonelleştirme çabası içerisine girmiştir. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisi Clemens’in görüşüne uygundur? A) Bilgi inançtan üstündür. B) Hristiyan dogmaları mantıksızdır. C) Dini bilgiler, insan aklını aşan özelliktedir. D) Din ve felsefe aynı değerdedir. E) İnanç, akıl tarafından onaylanmalıdır.

Soru 42:

Soru 45:

MÖ 6-MS 2. yüzyıl döneminde idea ve töz tartışmaları kendisinden sonra gelen felsefi dönemde hangi tartışmaya dönüşmüştür?

Fârâbî'nin, Medine'tul Fazıla adlı eserinde; "Sakinlerinin ancak saadete erişmek maksadıyla yardımlaştıkları bir şehir fazıl bir şehir olur. Saadete erişmek maksadıyla kurulan her topluluk da fazıl bir topluluk sayılır. Onun içindir ki bütün şehirleri saadete erişmek maksadıyla el ele vererek çalışan bir millet de fazıl bir millettir. Bütün milletleri saadete ulaşmak maksadıyla el birliğiyle çalışan bir dünya fazıl bir dünya olur." demiştir.

A) Ahlak B) Tümeller C) Öz D) Bilgelik E) Akıl

Bu parçaya göre insan ve toplumu fazilete ulaştıracak temel değer aşağıdakilerden hangisidir? A) Yardımlaşmak B) Merhamet

Soru 43:

C) Çalışmak D) Adalet

İmam Gazali'nin anlayışına göre insanı ahirette mutluluğa ulaştırmak, nefsini istek ve arzulardan arındırmakla mümkün olur. İnsan böylece hakikate ulaşabilir. Gazali duyu ve akıl bilgisinin yanında kalbi sezgi ile elde edilen bilgiye değer verir. Hakikati bilmek kalbi sezgi ile mümkündür. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) İnsanın dünyada çalışmasına gerek yoktur. B) Bilgi edinmek için aklın kullanılması yeterlidir. C) İnsan dünyaya tamamen sırtını dönmelidir. D) İnsanın tasavvuf ahlakına uygun yaşaması gerekir. E) Dünya hayatının rutinlerinden uzak durulmalıdır.

E) Saadet

Soru 46: İbn Rüşd'ün “Tehâfut Et-Tehafut El-Felâsife” adlı eserinde geçen inayet delîline göre ateş, hava, su ve toprak hatta doğa insan ihtiyaçları için yaratılmıştır. Her şey insanla uyum içindedir. Bu uygunluğu sağlayanın yaratıcı olduğunu belirtir. Tabiat insan varlığının ihtiyaçlarına göre yapılmıştır. Buna göre inayet delili, felsefenin aşağıdaki hangi temel problemine yönelik bir açıklamadır? A) Kötülük B) İrade özgürlüğü

Soru 44: I. Antik Yunan felsefesinden etkilenmiştir.

C) Evrenin sonlu olup olmadığı D) Yaratıcının varlığı E) Ölümden sonra hayatın olup olmadığı

II. Akıl, iman ve inanç gibi konular tartışılmıştır. III. Batı felsefesinden yoğun şekilde etkilenmiştir. Verilenlerden hangileri İslam felsefesinin özellikleri arasında yer alır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III

Soru 47: Farabi erdemli bir toplumun ideal bir devlette gerçekleşeceğini savunur. “Erdemli Şehir” adlı eserinde “ Fazıl şehrin yöneticisi de gelişigüzel herhangi bir adam olamaz. Yöneticilik iki şeyle olur: Birisi yöneticinin yönetime tabiat ve yaratılışı ile müstait (doğuştan yetenekli) bulunmasıyla diğeri yöneticinin heyetçe ve iradi yeteneği ile yönetime müstait bulunmasıyla. İşte tabiat ve doğuşunda yönetime müstait olan kimsenin yapacağı sanat herhangi bir sanat olamaz. Fazıl şehrin yöneticisi sanatını gerçekleştirirken ılımlı mizaçta olmalı ki kendisinden adalet istendiği zaman şiddet göstermesin, titizlik ve aksilik etmesin. Fakat istibdada (zulüm) ve kötülüğe davet edildiği zaman şiddet ve aksilik göstersin.” demiştir. Bu parçada yöneticiye ait olması gereken erdemlerden hangisine yer verilmemiştir? A) Yetenek B) Adalet C) Uyum D) Merhamet E) Disiplin

Soru 48:

Soru 51:

İlim ilim bilmektir

İnancın temele alındığı MS 2- MS 15. yüzyıl felsefesi, kendinden önceki dönem felsefelerinden etkilenmiştir. Örneğin Hristiyan filozofları, Hristiyanlığı yaymak için diriliş inancını destekleyen ruhun ölmemesi hatta tekrar dirilmesi fikrini savunan Antik Yunan filozofunun görüşlerinden; İslam filozofları ise Tanrının varlığı kanıtlamalarında ve tartışmalarda başka bir Antik Yunan filozofunun geliştirdiği mantıktan yararlanmışlardır.

İlim kendini bilmektir Sen kendini bilmezsen Bu nice okumaktır Yunus Emre'ye ait bu dörtlükte vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) Hikmet, kendini bilmekle başlar.

Bu parçaya göre, MS 2- 15. yüzyıl felsefesini etkileyen filozoflar sırasıyla aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir?

B) İlim, ilmi bilenler tarafından yapılır.

A) Epiküros, Aristoteles

C) Bilim, insanı araştırmalıdır.

B) Epiküros,Platon

D) Okumanın bilgiyle ilişkisi yoktur.

C) Platon, Aristoteles

E) Hiçbir koşulda bilgiye ulaşılamaz.

D) Platon, Epiküros E) Aristoteles, Platon

Soru 49: Din ve felsefe, tarihsel süreç içerisinde birbiriyle ilişki içinde olmuştur. Özellikle MS 2-15. yüzyılda İslamiyet ve Hristiyanlık, bazı felsefi görüşlerle karşı karşıya gelmiş olsa da başka bazı problemleri konusunda da felsefeden yararlanmıştır. Bu parçada sözü edilen durumun sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 52: I) Kur’an-ı Kerim Felsefesi

II) Hadis III) Kelam IV) Antik Yunan

Yukarıdakilerden hangisi İslam felsefesinin ortaya çıkışında etkili olmuştur? A) I ve II

A) Dini düşüncelerin temellendirilmesinde felsefeye ihtiyaç duyulması

B) I, II ve III

B) Din adamlarının aynı zamanda felsefeyle ilgilenmesi

D) II, III ve IV

C) Din ve felsefenin varlığa yaklaşımının aynı olması

E) I, II, III ve IV

C) I, II ve IV

D) Ortaçağ'da özellikle Avrupa'da tutuculuğun artması E) Bazı filozofların dini baskıdan kurtulma çabası Soru 53: Soru 50: Meşşailik, İslam felsefesine ait bir görüştür. Aklın imkanlarını kullanarak inancı felsefe ve mantık ile uzlaştırır. Gazali, Meşşailiğin bu tavrına kesin bir şekilde karşı çıkar. Aklın ve tecrübenin yanıltıcılığını gözler önüne sererek inanç ilimlerini akli ilimlerden ayırmaya yönelir. Bu parçaya göre Gazali'nin görüşünü yansıtan yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) İnanç konuları akılla ilişki kurulmadan edinilir. B) İnanç konuları akla dayandırılarak temellenir. C) İnsanın tecrübeleri, ilahi emirleri onaylar niteliktedir. D) Bilgi, aklî tecrübe yardımı ile kazanılır. E) Bilgide mistik tecrübe değil mantık söz konusudur.

El Kindi’ye göre âlem kadim değil hadistir. Yani sonradan olmadır. Her sonradan var olanın varlığı bir yaratıcıya bağlıdır. Buna göre El Kindi Tanrı'nın varlığına ilişkin; I. Ontolojik kanıtlama II. Hudûs delili III. Sudûr nazariyesi kanıtlamalarından hangilerini öne sürmüştür? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

Soru 54:

Soru 57:

I) Patristik II) Hellenistik III) Antik IV) Skolastik V) Mitolojik

I.

Kötülük Problemi

II. Tanrı'nın varlığı problemi

Verilen dönemlerden hangileri Hristiyan felsefesine aittir?

III. Tümeller problemi

A) I ve II

Yukarıda verilenlerden hangileri 2.yüzyıl-15. yüzyıl Hristiyan felsefesi temel problemlerindendir?

B) I ve IV C) II ve III D) II ve V

A) Yanlız I

E) III ve IV

B) Yanlız II C) I-II D) I-III

Soru 55:

E) I-II-III

MS 2-15. yüzyıl felsefesi, filozoflarının çoğunu din adamlarının oluşturduğu, inancı ve kutsal kaynakları temele alan bir dönem felsefesidir. Hristiyan ve İslam felsefesi olarak iki farklı din anlayışından oluşan bu dönemde İslam felsefesinin olduğu coğrafyalarda dinin yanında bilim ve felsefenin de gelişme gösterdiği görülmüştür

Soru 58:

Aşağıdakilerden hangisi İslam ve Hristiyan felsefesinin ortak noktalarından biridir?

A) Hava

A) Din kaynaklı olup dinî öğretileri temellendirmeyi amaç edinmiştir.

C) Toprak

B) Farklı yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. C) Aynı filozoflar tarafından temsil edilmiştir.

MS 2-15. yüzyıl felsefesi, “Asıl varlık yani ilk neden nedir?” sorusuna aşağıdakilerden hangisi ile cevap vermiştir?

B) Tanrı D) Su E) Ateş

D) Yalnızca din adamları tarafından yapılmıştır. E) Milattan önceki dönemde ortaya çıkmıştır.

Soru 56:

5. yüzyılda İskenderiye Kütüphanesi bilimsel ve felsefi çalışmaların Hristiyan düşüncesine zarar verdiği gerekçesiyle yakılmıştır. 6. yüzyılda da Bizans İmparatoru tarafından Pagan Okulu olduğu gerekçesiyle Yunan Akademisi kapatılmıştır. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi, bu dönemde parçada sözü edilen olayların yaşanmasının temel sebebidir?

A) Dini inanç ile felsefi düşüncelerin kaynaşması B) Felsefenin tüm alanlarında dinin etkili olmaya başlaması C) Antik Yunan düşüncesinin akla dayalı sorgulamayı esas alması D) Bilimin inanca ilişkin bilgileri desteklemesi E) Tek başına inancın bilgiyi mümkün kıldığının düşünülmesi

CEVAPLAR: 1-A 2-C E 17-D 18-A 19-B E 33-C 34-E 35-A A 49-A 50-A 51-C

3-B 20-E 36-D 52-E

4-A 5-C 6-B 7-C 8-E 21-B 22-A 23-A 24-A 37-C 38-B 39-B 40-B 53-B 54-B 55-A 56-E

9-C 25-C 41-E 57-E

10-E 11-C 12-B 13-A 14-C 15-E 1626-C 27-D 28-A 29-D 30-E 31-D 3242-B 43-D 44-C 45-A 46-D 47-E 4858-B

Soru 1:

Soru 3:

Hobbes’a göre insan insanın kurdudur. Bunun sonucu olarak da doğa ya da savaş durumunda ‘’Hep şiddetli ölüm korkusu ve tehlikesi vardır ve insan hayatı yalnız, yoksul, kötü, vahşi ve kısa sürer.’’ İnsanlar dünya nimetlerinden daha fazla yararlanmak için birbiriyle savaşmak durumundadır. Bunun sonucu olarak bir arada yaşayabilmek ve dünya nimetlerinden daha fazla yararlanmak için bir düzen arayışına yönelmişlerdir. Böylece savaşma yetkisini ve gücünü, otoritesini kabul edecekleri bir kişi veya kuruma vermişlerdir ve ortak bir iradeyi temsil eden devlet oluşmuştur.

Newton yaptığı çalışmalar konusunda şu sözleri söyler: “Bilimsel öngörülerde bulunabiliyor olmamı, doğayı insanlara tanıtabilmemi, bilimde yeni bakış açıları getirebilmemi kısacası bunların her birini omuzlarında yükseldiğim kişilere borçluyum.”

Buna göre, devletin ortaya çıkması ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsanlar başka topluluklar üzerinde güç kazanmak amaçlı birlik oluşturmuştur.

Newton bu sözlerinde bilimin aşağıdaki özelliklerinden hangisini vurgulamıştır? A) Olgusallık B) Nedensellik C) Birikimlilik D) Nesnellik E) Seçicilik

B) İnsanlar, aralarındaki güç mücadelelerini bir üstün güce devretmek üzere anlaşmıştır. C) İnsanlar, tüm siyasal kurumların üzerinde tanrısal devlet kurmak amacıyla birleşmiştir.

Soru 4:

E) İnsanlar erdemlerini korumak amacıyla güç birliği oluşturmuştur.

Hobbes, devletin oluşum felsefesini "İnsan, insanın kurdudur." düşüncesine dayanarak ortaya koymuştur. Herkesin herkesle savaşı durumu bireye yarar sağlamaz. Bu durum bireyin çıkarlarını engeller. Bireyler bu durumdan kurtulmak ister. Böylelikle eylemlerinin kaynağı olan kendini sevme ve varlığını devam ettirme içgüdüsü ortaya çıkar. Bu süreç kendinden üstün bir yapı olan devlete toplum sözleşmesi ile gönüllü bir teslimiyeti getirir.

Soru 2:

Hobbes'a göre devletin ortaya çıkışını sağlayan neden aşağıdakilerden hangisidir?

D) İnsanlar, ortak mutluluk ve ideallerini gerçekleştirmek için bir güç birliği oluşturmuştur.

Rönesans felsefesi öncelikli olarak insan sorunu üzerinde durmuştur. “İnsan nedir? İnsanın bu dünyadaki yeri ve anlamı nedir?” soruları araştırılmıştır. Orta Çağ’da ise insanın yeri zaten belliydi; bu nedenle de araştırılmaya gerek görülmemiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Rönesans’ı Orta Çağ felsefesinden ayıran bir özelliktir?

A) İnsanın güce sahip olmayı istemesi B) İnsanın varlığını devam ettirme isteği C) İnsanın kötüden uzaklaşma isteği D) İnsanın toplumsal barışı sağlama isteği E) İnsanın ahlaklı bir topluma ulaşma isteği

A) İnsanın yerinin aşkın bir evrende değil, bizatihi bu dünyada aranması B) Dogmatik düşüncenin bireysel olana göre ön planda tutulması C) Doğrular hazır olduğu için araştırılmaya gerek görülmemesi D) Toplumsal olanın bireysel olana göre daha değerli algılanması E) Eskiden kopmamanın, yeniye karşı ise direnç göstermenin esas alınması

Soru 5: Hobbes’a göre insan, doğası gereği bencil bir varlıktır ve tüm eylemlerinin temelinde ben sevgisi vardır. İnsanın yaşamdaki amacı kendini korumak ve kendi çıkarlarını gerçekleştirmektir. Bunun için başkalarının çıkarlarını görmezden gelerek yalnızca kendi iyiliği ve mutluluğu için davranır. Hobbes’un bu görüşlerinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Evrensel bir ahlak yasası yoktur. B) İnsan özgürlüğü evrensel bir değerdir. C) Ahlaki değerler insandan ve toplumdan bağımsız olarak vardır. D) Bir eylemin değerini en çok sayıda insanın en çok yararı belirler. E) İnsanlar herkesin iyiliğini gerçekleştirmek için vardır.

Soru 6:

Soru 9:

Descartes’a göre var olmasaydık şüphe edemezdik. Bu bizim edinmiş olduğumuz ilk doğru bilgidir. Öyle ki şüphe etmek düşünmeye, düşünmek ise var olmaya yeter bir kanıttır.

Galileo Galilei, hem Aristoteles’in dünya merkezli anlayışından hem de kutsal kitaptan şüphe duymuş, Orta Çağ'daki bilim anlayışında devrim yaratmıştır. Galileo'nun reddettiği dünyayı evrenin merkezine koyan anlayış kilise tarafından benimsenmiş olduğu için, engizisyon mahkemesi ondan dünyanın güneşin etrafında döndüğü yolundaki sözlerini geri almasını istemiştir. Leonardo Da Vinci de dinî yasaklara aldırmadan uçan makineler, savaş makineleri, bitkiler gibi konularda; anatomi ve mimarlık gibi pek çok alanda çalışmalarına devam etmiştir. Özellikle insan vücudu üzerinde çalışmalar yaparak yanlış inanç ve yargıları yıkmaya çalışmıştır.

Buna göre ulaşılan ilk doğru bilgi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Araştırmaların bilimsel verilerle desteklenmesi B) Akla dayalı ispat yöntemleri kullanılması C) Elde edilen verilerin doğaüstü güçlere dayandırılması D) Bilinen akıl yürütme yöntemlerinin kullanılması E) Düşünme yetisi ile duyu verilerinin yorumlanması

Bu parçada, aşağıdaki düşüncelerden hangisi desteklenmektedir? A) Din adamları her zaman bilimin ve felsefenin gelişmesini desteklemişlerdir.

Soru 7: Bazı düşünürler, toplumsal düzen bireyin gereksinimlerini karşılayamaz hâle geldiğinde, haksızlıkları giderecek, sorunları ortadan kaldıracak ideal toplum düzenleri tasarlamışlardır. Düşünürlerin adalet, eşitlik, özgürlük gibi kavramlar üzerine tasarladıkları bu devlet düzenine ütopya adı verilir.

B) Bilim insanları ve dini otoriteler bilgi konusunda ters düşemez. C) Kültürel ve yasal sınırlamalar, bilim ve felsefenin gelişimini durduramaz. D) Bilimsel bilginin günlük yaşama uygulanması zaman alır. E) Bilimsel ve felsefi ilerleme, inanç ve dogmalar ışığında gelişir.

Buna göre ütopyalar için aşağıdaki yargılardan hangisi söylenebilir? A) Var olan devlet anlayışlarını betimlerler. B) Ahlaki değerlere daha çok önem verirler. C) Devlet düzenini reddeden anlayışa sahiptirler. D) Zaman içinde gerçekleşmeleri umut edilir. E) İleri teknolojiye hakim yönetimlerin oluşumu amaçlanır.

Soru 10: Descartes'ın metodik şüphesi, iyimser ve kahramanca bir şüphedir, o felsefe binasının inşa edilmesinden önce gelen bir alan temizlemedir; ilk hareket noktasıdır. Yeni bir felsefe kurmak için daha önceki bütün bilgilerin iradi olarak bir yana bırakılması, yok sayılmasıdır. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Soru 8: Roger Bacon, Orta Çağ’ın sonlarında yaşamış bir İngiliz düşünürdür. Ona göre bilginin kaynağı deneyim, ölçeği ise akıldır. Tek başına akıl kesin bilgiye ulaşamaz, kuşkudan kurtaramaz. Kuşkunun giderilmesinde son söz deneyimindir. Onun iki farklı anlamda kullandığı deneyim sözcüğünün birinci anlamı normal duyu deneyine işaret ederken, ikincisi insan zihninin Tanrı tarafından aydınlatılmasının sonucu olan içsel deneyimdir. Bellekte, akıl ilkelerine uygun geldiği öne sürülen bilgilerin doğruluğu ve gerçekliği deneyim ile bağdaşmasına bağlıdır. Deneyim verilerine aykırı düşen bir bilginin gerçekliği söz konusu değildir. Bu parçada dile getirilen bilgi görüşü aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir? A) Rasyonalizm B) Pozitivizm C) Emprizm D) Entüisyonizm E) Septisizm

A) Şüphe, insana iyimser ve sarsılmaz bir ruh hali sağlar. B) Nesnel doğrular yoktur; tüm bilgi şüpheyle karşılanmalıdır. C) Şüphe, doğruya ulaşmanın hizmetine sunulmuş bir yöntemdir. D) Duyulara dayalı bilginin yanıltıcılığı nedeniyle doğru bilgiye ulaşılamaz. E) Zihin, şüpheden kurtulabilecek güce sahip değildir.

Soru 11:

Soru 14:

• Rönesans düşüncesi, kendini bütün tarihi otoritelerden bağımsız kılmaya, dünya ve hayat üzerine görüşlerine yalnız deneyin ve aklın sağladığı doğrularla biçim vermeye çalışır.

"Siz bana, Bacon ve Descartes'in felsefesinde gördüğüm hataların ne olduğunu soruyorsunuz. Başkalarının hatalarını açığa çıkarmak gibi bir alışkanlığım olmamasına rağmen, oldukça ısrarlı bu ricanızda, sizi memnun etmeyi deneyeceğim. Onların ilk ve en önemli hatası, şimdiye kadar, bütün şeylerin kaynağı ve ilk sebebinin bilgisinden uzaklaşarak yoldan sapmış olmalarıdır. İkinci olarak insan zihninin gerçek doğasını anlamakta başarısız oldular. Üçüncü olarak hatalarının gerçek nedenini asla kavrayamadılar. Bunların, sadece, bilgi ve eğitim eksikliğinden kaynaklandığını, bu üç noktanın doğru bilgi hakkındaki kritik önemini görmekte başarısız oldular."

• Aydınlanma, insanın düşünme ve değerlendirmede otoritelere ve geleneklere bağlı kalmaktan kurtulup, kendi aklı ve tecrübeleriyle hayatını aydınlatmaya girişmesidir. Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılabilir? A) Aydınlanma felsefesi, aşkın dünyayı açıklamaya çalışır. B) Rönesans felsefesinin temelinde Aydınlanma filozoflarının görüşleri vardır. C) Aydınlanma felsefesi, kutsal metinler ışığında hayatın anlamlandırılmasını amaçlar. D) Rönesans ve aydınlanma, doğayı ve insanı inançla açıklamaya çabalar. E) Rönesans ve aydınlanma felsefesi, insan aklına duyulan güveni temele alır.

Spinoza’nın görüşlerini yansıtan bu parçada sözü edilen üç hatanın ilgili olduğu alanlar aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir? A) Varlık-Zihnin doğası-Gerçeklik B) İnsan-Bilgi-Dünya C) Varlık-Zihnin doğası-Bilgi D) Varlık-Bilgi-Doğruluk

Soru 12: Descartes mutlak doğru bilgiye açık ve seçik bir biçimde bilinmeyen her şeyden şüphe ederek ve adım adım ilerleyerek ulaşılabileceğini söyler. Bu tür bir bilgiye ulaşmak için her şeyden kuşku duymaya, kendini açık seçik duyurmayan her şeyi reddetmeye karar verir. Bu noktada kuşku duymayacağı tek bir şey olduğunu söyler: “Kuşku duyduğumdan kuşku duymadığım gerçektir.” Bu parçadan hareketle Descartes ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Kuşkuyu amaç edindiği

E) Varlık-Zihnin doğası-Bilim

Soru 15: Montesquieu'ya göre cumhuriyet, monarşi ve despotizm olmak üzere üç yönetim biçimi vardır. Bir kişi, toplumu belli temel yasalara göre yönetiyorsa orada monarşi, yasasız tek kişinin yönetimi söz konusuysa despotizm görülür. Cumhuriyet yönetiminde ise egemenliği elinde bulunduran halk temsilciler aracılığıyla yönetme yetkisini kullanır.

C) Açık seçik mutlak bilgiye ulaşabildiği

Buna göre yönetim biçimlerini ayırmak için kullanılan ölçüt aşağıdakilerden hangisidir?

D) Apriori bilgilerin varlığını kabul ettiği

A) Egemenliği elinde bulunduranların kim olduğu

E) Nesneler dünyasının varlığını araştırdığı

B) Yönetimin doğal duruma göre nasıl yapılandığı

B) İki farklı töz kabul ettiği

C) Yetki kullanımında halkın tercihinin hangi yönde olduğu D) İktidarın gücünün neye dayandığı Soru 13: "Bilmek, egemen olmaktır." Ne var ki nedensel yasaların bilgisine ulaşmanın önünde engeller bulunmaktadır. İnsan zihni boş düşüncelerle, kuruntularla dolup taşmaktadır. Bacon doğayı anlamaya çalışırken acele kestirimlerde bulunmamıza yol açan yanlış kanı ve önyargılara dayalı düşünceleri "zihnin putları" diye adlandırır. İnsanoğlu doğayı kendi gerçekliği içinde kavrayıp doğru bilgilere ulaşmak istiyorsa ilk yapması gereken şey, zihnine yer etmiş bu putlardan kurtulmaktır. Bu putlardan uzaklaşmadıkça doğaya egemen olma ülküsü boş bir hayalden öteye geçemez. Bacon'ın bu görüşlerinden hareketle aşağıdaki ifadelerden hangisi söylenemez? A) Doğayı olduğu gibi bilmek güçtür. B) Bilgi insana güç kazandırır. C) Doğayı bilmek için zihindeki engellerden kurtulmamız gerekir. D) Zihnimizdeki kanılar doğayı anlamayı kolaylaştırır. E) İnsanın doğaya egemen olma ülküsü vardır.

E) Yönetme yetkisinin kim tarafından ve neye dayanarak uygulandığı

Soru 16: Descartes’a göre hem duyularımız hem de aklımız bizi yanıltabilir. Bu nedenle hayatımızda bir kez olsun her şeyden şüphe etmek gerekir. Bu şüphe, kendisinden kuşku duyulmayacak kadar apaçık bilgiye ulaşmamızı sağlayacaktır. Kesin bilgiye ulaşınca şüphe sona erecektir. Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Aklımız bizi aldatabilir. B) Kendisinden şüphe edilmeyecek bir bilgi yoktur. C) Şüphe, kesin bilgiye ulaşmada bir yöntemdir. D) Duyular doğruluğun tanığı olamaz. E) Şüphe, gelip geçici bir araçtır.

Soru 17:

Soru 20:

Spinoza'ya göre, eğer aşağı doğru akan bir su düşünebilen bir varlık olsaydı, kendi özgür istenci ve iradesiyle aşağı doğru akmakta olduğunu düşünürdü. Karar verme durumumuzu başka bir açıdan da özgürlük olarak kabul edemeyiz. Çünkü kararlarımız çoğunlukla hafıza denilen yapının etkileriyle oluşur. Spinoza'ya göre hafızaya hâkim olabildiğimiz söylenemez. Spinoza için özgürlük, insanın kendi doğasında mevcut olan zorunluluklara uyması durumudur.

15-17. yüzyıl felsefesi MÖ 6-MS 2. yüzyıl felsefesinin yeniden ele alındığı, insanın ön plana çıktığı bir dönemdir. Ortaçağda hâkim olan inanç merkezli düşünme biçimi yerini rasyonel ve bilimsel temellendirmeye bırakmıştır. Modern düşüncenin ilk örnekleri de bu dönemde görülmüştür.

Bu parçaya göre özgürlük aşağıdaki ifadelerden hangisiyle açıklanabilir?

B) Bilimsel çalışma hızlanmıştır.

A) Hafızayı kullanmadır.

D) Bilim ve felsefe dini dogmalara dayalıdır.

B) Doğayla bütünleşmektir.

E) İnsan aklı ön plana çıkmıştır.

Buna göre aşağıdaki özelliklerden hangisi 15-17. yüzyıl felsefesine ait değildir? A) Hümanizm düşüncesi gelişmiştir. C) Antik Yunan ruhunun yeniden canlandığı dönemdir.

C) Hafızaya hakim olmaya çalışmaktır. D) Zorunluluğun tanınmasıdır. E) Çevreye uyum sağlamaktır.

Soru 18: I. Platon, Devlet II. Fârâbî, El Medinetü’l Fâzıla III. T. More, Ütopya IV. A. Huxley, Cesur Yeni Dünya V. G. Orwell, 1984

Soru 21: Modern düşünce Rönesans ile başlayan 17. Yüzyılda pekişen bir düşünce sistemidir. MS 2-15. Yüzyılda skolastik felsefesinin teoloji egemen yapısı, modern düşünce ile birlikte değişmiş, felsefe aklı ve bilimi temel almaya başlamıştır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi modern düşüncenin özelliklerinden biridir? A) Düşünürler, kiliseye bağlıdır.

Yukarıda verilenlerden hangileri istenen ütopya örnekleridir?

B) Bireysel konular geri plandadır.

A) I ve II

D) Doğa, deney ve akıl yoluyla açıklanır.

B) II ve III

E) Bilim, Tanrı’nın yarattıklarını anlamak için önemlidir.

C) Bilgi, din ve vahiy yolu ile edinilir.

C) III ve IV D) I, II ve III E) III, IV ve V

Soru 22:

Hümanizm, Antik Yunan kaynaklarının yeniden değerlendirilmesi ile ortaçağ sonunda ortaya çıkan, insanı ve aklı merkeze alan bir anlayıştır.

Descartes’ın “Ne biliyorum? Ne kadar bilebilirim? Hangi bilgilere güvenebilirim?” şeklindeki sorularına karşılık; Spinoza “İnsan için iyi yaşam nedir? Bu yaşamı en iyi şekilde yaşamamı sağlayacak olan nedir? Yaşamımı sürekli mutlu ve kutlu yüce bir sevinç içinde sürdürmemi sağlayacak olan şeyler nelerdir? Bunu nasıl elde edebilirim?” gibi sorular olmuştur.

Buna göre, Hümanizm için aşağıdaki ifadelerden hangisi söylenemez?

Buna göre Descartes ve Spinoza’nın sırasıyla aşağıdaki felsefe alanlarından hangisiyle ilgilendiği söylenebilir?

A) İnsanların sosyal sorumluluk almasının önemini vurgular.

A) Siyaset felsefesi – din felsefesi

B) Merkezinde birey vardır.

B) Bilgi felsefesi – ahlak felsefesi

C) İnsan ve evren, insani deneyim ve akılla kavranabilir.

C) Bilgi felsefesi – siyaset felsefesi

D) Ortaçağ zihniyetine karşı özgür düşünce zihniyetidir.

D) Ahlak felsefesi – bilgi felsefesi

E) İnsan doğa karşısında geliştirilmesi gereken eksik bir varlıktır.

E) Varlık felsefesi – ahlak felsefesi

Soru 19:

Soru 23:

Soru 26:

Her şeyin ortak olduğu Güneş Ülkesinde zenginlik ya da yoksulluk söz konusu değildir. Ülkede herkesin ihtiyaçları karşılanır. Kimsenin özel mülkiyeti yoktur, her şey ortaktır. Güneş Ülkesinde yaşayanlar mala mülke önem vermezler, sadece ihtiyacı kadarını alırlar.

I. Önceki dönemlerde tartışılan problemler çeviriler yoluyla inanç, varlık ve bilgi gibi alanlarda Batı filozoflarını etkilemiştir.

Campenella’nın bu görüşleri siyaset felsefesinde aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) Sivil toplum B) İstenilen ütopya C) Karizmatik egemenlik D) Güçler ayrılığı E) Bürokrasi

II. Batı, ilk olarak İslam ilimlerini, Antik Yunan, Hint ve Mısır eserlerini Arapça’dan kendi dillerine çevirmeye başlamıştır. III. Çeviriler sayesinde ulaşılan kitaplar, öğrenilen buluş, harita ve aletler, Avrupalı bilim insanları tarafından kullanılmış ve geliştirilmiştir. Yukarıda verilenlerden hangileri 15. yüzyıl – 17. yüzyıl felsefesine ait özellikler arasında yer alır? A) Yalnız III B) I ve II C) I ve III D) II ve III

Soru 24:

E) I, II ve III

Ortaçağ felsefesinden sonra 17. yüzyıl felsefesi, yeni bir tarih felsefesinin egemen olduğu dönemdir. Bu yeni dönem, dünyaya ve insana yeni bir bakış açısının sonucu ortaya çıkmıştır. 17. yüzyıl felsefesi, insanı eyleminin öznesi kılan, yeni ve seküler bir tarih felsefesi geliştirir. Yaratıcı ve özgür insan, bundan böyle kendi kurduğu ve rolünü oynadığı için de anlamı kendisine kapalı olmayan bir tarihin öznesidir.

Soru 27:

Buna göre 17. yüzyıl felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Descartes'a göre zihni bölünmez olarak algılayabildiğimiz hâlde, hiçbir cismi bölünür olmaksızın algılayamayız. Bedenin yarısını algılayabilirken zihnin yarısını algılayamıyoruz. Böylece görürüz ki onların yalnızca doğaları farklı değil aynı zamanda onlar birbirlerinin de karşıtıdırlar.

A) Felsefenin dünyevi bir nitelik kazandığı B) İnsanın ön plana çıkarıldığı D) Dünyanın anlaşılmasında mevcut kabullerin korunduğu

Descartes'in bu görüşü aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilir? A) Düalizm

E) Felsefenin ve tarihin merkezinde insanın olduğu

B) Hümanizm

C) Önceki dönem felsefesinden büyük oranda farklılaştığı

C) Rasyonalizm D) Realizm Soru 25: Rönesans’ın ana eğilimi otoritelerden bağımsız olma isteğidir. Bu dönemde din felsefesinden uzaklaşılmış, bilim felsefesine yaklaşılmıştır. Bilgi konusundaki değişim toplumsal yaşam pratiklerine de yansımıştır. Artık bu dönemde insan büyük bir organizmanın küçük bir organı değildir; ağırlık merkezi kendinde olan bir küçük dünya, kendine özgü bir bireydir. Bu açıklamadan hareketle Rönesans felsefesi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Teoloji temelli bir felsefedir.

E) Entüisyonizm

Soru 28: Descartes’a göre doğruluk, hiçbir kuşkuya ve anlaşılmazlığa yer vermeden, hem bize kendisini zorla kabul ettiren, zorunlu olarak bilincine vardığımız hem de kendisini diğer bilgilerden ayırdığımız bilginin özelliğidir. Buna göre Descartes, bilginin doğruluğunu aşağıdakilerden hangisine dayandırmaktadır?

B) Konusu insan, doğa ve evrendir.

A) Yararlı olmasına

C) Rasyonel yaklaşım önem kazanmıştır.

B) Açık ve seçikliğine

D) Bilgi alanında değişiklikler yaşanmıştır.

C) Gerçeklikle uygunluğuna

E) Birey ön plana çıkmıştır.

D) Kendi içinde tutarlı olmasına E) Çoğunluk tarafından kabul edilmesine

Soru 29:

Soru 32:

Hobbes’a göre doğa durumunda birbirinin kurdu olan insanlar bir sözleşmeyle hak ve özgürlüklerini kendilerini yönetmesi için, kendi iradeleriyle oluşturdukları bir güce devrederler. Bu şekilde kargaşa ve savaşa son verip güvenlik içinde yaşarlar.

Skolastik düşünce, insanı Tanrı tarafından kaderi belirlenmiş, eyleminin gerçek sahibi olmayan, ontolojik ve siyasal açılardan itaat eden bir varlık olarak temellendiriyordu. Rönesans yeni bir insan, toplum ve tarih anlayışı getirirken bu anlayışı da değiştirdi. Artık insan, Tanrının mutlak iradesiyle çizdiği bir tarihte yaşamıyordu. Çünkü Aydınlanma, en büyük öznesi kutsal olan bir tarih anlayışının yerine, tarihi inşa ettiği düşünülen bir özne-insan algısı üretti. Burada insan, toplum ve iktidar karşısında etkisiz bir nesne olmaktan çıkarak bunun aksine onlara karşı bireyselliğini koruyabilecek bir biçimde belirginleşti.

Buna göre, devletin ortaya çıkması aşağıdaki kavramlardan hangisine bağlıdır? A) Uzlaşmak B) Cesaret C) Özgürlük D) Duygusallık E) Dürüstlük

Parçaya göre Skolastik düşünce ile Rönesans düşüncesi arasındaki temel fark aşağıdaki hangi iki kavram arasındaki ilişki ile ilgilidir? A) Tarih ve bilim B) İnsan ve Tanrı

Soru 30: Felsefe tarihinde bazı düşünürlerin toplum tasarımları kurguladıklarını görmekteyiz. Thomas More’un “Ütopya”sı, Campanella’nın “Güneş Ülkesi” yeryüzünde gerçekleşmesi mümkün olmayan devlet tasarımları üzerine yazılmış eserlerdir. Filozofları bu tarz bir toplum tasarımına iten düşünce aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) İnsanların yaşam standardını yükseltme isteği B) İnsanlar arasındaki çatışmanın giderilmesi düşüncesi C) İdeal bir toplum düzeni kurma hayali D) İnsana verilen değerin artması düşüncesi E) İnsanların özgür olma isteği

C) Toplum ve birey D) İktidar ve insan E) Doğa ve bilim

Soru 33: Aquinalı Thomas’ ın inancın Tanrı’yı, aklınsa Tanrı’nın yarattıklarını bilmekle ilgili olduğu düşüncesi 15–17. yüzyıl felsefesine kaynaklık etmiştir. Buna göre 15–17. yüzyıl felsefesinde aşağıdakilerden hangisinin ön planda olduğu söylenebilir? A) İnanç B) Ruh C) Tanrı D) Akıl

Soru 31:

E) Deneyim

Medici ailesinin 15. yüzyılda bilim ve tabiat tarihi adına destekledikleri çalışmaların insanlığa çok katkısı oldu. Bilim ve sanat üzerinde yeşereceği bir toprak ve uygun iklim ister. İşte Medici ailesi bu zemini ve iklimi yaratarak Rönesansın doğmasına, Avrupa’nın ve dünya tarihinin değişmesine yol açtılar. Michelangelo’dan Leonardo da Vinci’ye kadar sanat ve bilim tarihinin dâhileri Medici ailesinin koruması altına girdiler.

Soru 34: F. Bacon’a göre düşünce kendi başına bırakılırsa doğruya ulaşamaz. Nasıl kullanılan araçlar, elin gücünü artırıyorsa kullanılan akıl yürütme tarzları da aklın gücünü artırır.

Buna göre bilim ve felsefenin gelişimi için aşağıdakilerden hangisi gereklidir?

Bu açıklama aşağıdaki konulardan hangisi ile ilgilidir?

A) Uygun ortam ve kültür

B) Güzelin kaynağı

B) Zengin bir tarihi birikim

C) En iyi yönetim biçimi

C) Ülkelerin doğal kaynak zenginliği

D) Vahyin imkanı

D) Güçlü otoritelerin varlığı

E) Bilimsel yöntemin doğası

E) Ülkelerin ekonomik gelişmişliği

A) Ahlaki yargıların yapısı

Soru 35:

Soru 37:

Francis Bacon "Yeni Atlantis", Campanella "Güneş Ülkesi" eserleriyle akıl ve yaratıcı düşünceyi birleştirerek yeni bir toplum düzeni hayal etmişlerdir. Tasarlanan düzende toplumlar özgürlükten, adaletten ve eşitlikten beslenirler. Bu yazarlar, hayal güçleriyle gerçekleşmesi mümkün olmayacak bir devlet ve toplum tasarımını ortaya koymuşlardır.

Hobbes’a göre insan eylemlerinin biricik ve temel amacı hayatın korunması ve sürdürülmesidir. Kişinin eylemleri ne olursa olsun, ona iyi veya kötü diyen kişinin kendisidir. Herkes doğa tarafından eşit yaratılmıştır. Bu eşitlikte herkesin kendisi için iyi olanı ve haz vereni araması gayet doğal bir durumdur. Kişi daima yararına olanı yapar. Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

Bu parçada, siyaset felsefesinin aşağıdaki hangi temel kavramı ele alınmıştır?

A) Bir kişinin eylemleri her zaman kendi iyiliği içindir.

A) Devlet

B) Her eylemde en yüksek amaç kişisel menfaatleri korumaktır.

B) Bürokrasi C) Egemenlik D) Meşruiyet E) Ütopya

C) Ahlaki değerler iyi-kötü bağlamında kişiden bağımsız olamaz. D) İnsan kendini, başkalarının düşünceleri doğrultusunda gerçekleştirir. E) Mutlak iyi veya mutlak kötü diye bir şey söz konusu değildir.

Soru 36: Rönesans ilk olarak İtalya’da ortaya çıkmış ve burada ilk örneklerini vermiştir. Buna göre;

Soru 38:

I. İslam coğrafyasındaki çeviriler, bilim ve felsefenin gelişimi üzerinde etkili olmuştur.

Francis Bacon, ‘’Yeni Atlantis’’ adlı eserinde bilginin mükemmelleştirilmesi, kemale erdirilmesi ve böylece düzeni mükemmelleştirmek için kullanılmasından söz eder.

II. Coğrafi keşifler neticesinde matbaa kullanılmış, okuryazarlık artmıştır. III. Ekonomik faaliyetlerin etkisiyle ticaret gelişmiş ve üretim tarzının değişmesiyle de toplumda sosyal farklılıklar oluşmuştur.

Thomas Moore, ‘’Ütopya’’ adlı eserinde herkesin eşit olduğu, insanların bütün ihtiyaçlarının karşılandığı, zengin ve fakirin olmadığı bir düzenden söz eder. Bu iki düşünürün toplumsal düzen anlayışları için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

ifadelerinden hangileri Rönesans’ın ortaya çıkışına neden olan sosyo-kültürel etkenler arasında gösterilebilir?

A) Hukukun üstünlüğü fikrini kabul etmişlerdir.

A) Yalnız I

D) Özgürlük, hoşgörü ve erdemin önemini savunmuşlardır.

B) Yalnız III

E) Ulusal birliği temel almışlardır.

B) İdeal devlet için gerekli koşulları tasarlamışlardır. C) Liderin toplumsal gelişim için önemine vurgu yapmışlardır.

C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Soru 39: Aşağıdaki ifadelerden hangisi 15-17. yüzyıl felsefesinin yeniden doğuş olarak adlandırılmasının nedenidir? A) Skolastik felsefenin akıl ve inanç tartışmalarından etkilenmesi B) İnancın bilgiyi tek başına mümkün kıldığı düşüncesinin benimsenmesi C) Antik Yunan felsefesinin ve aklı temele alan yapısının yeniden ele alınması D) Din merkezli düşüncenin egemen olması E) İlk neden ve değişim düşüncesinin merkeze alınması

Soru 40:

Soru 43:

Hobbes’a göre insan doğası gereği bencil bir varlıktır. Sürekli kendi çıkarları peşinde koşar. Durum böyle olunca güçlü zayıfı ezmeye başlar ve bazı bireylerin mal ve can emniyeti tehlike altına girer. Bunun sonucunda ise insanların birbirlerine zarar vermelerini engellemek için ortak uzlaşı ile devlet kurulmuştur.

"12. yüzyılda Afrikalı Konstantin, Tunus’tan getirdiği tıp alanındaki eserleri Salerno’da Latinceye kazandırmıştır. 13. yüzyılda Roma İmparatoru , İslam bilimlerinin tanınması amacıyla Salerno’da çeviriler yaptırdı. Çeviri faaliyeti, Almanya ve Fransa’ya yayılarak 14. yüzyılda bütün Avrupa’yı etkisi altına almıştır. 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar astronomi ve matematik bilginlerinin Latinceye çevrilen eserleri ve ele aldıkları problemlere yönelik çözümleri Galilei, Bacon, Da Vinci gibi bilim insanlarının tartışmaları arasına girmiştir. Bu tartışma konuları 15.-17.yüzyılda matematik felsefesi ve doğa metafiziği tartışmalarında yer almıştır. Yunancadan Farsçaya çevrilen eserler, Tebriz ve Trabzon üzerinden Anadolu ile Bizans’a geçmiştir. Bu yollardan sonra çeviri hareketinin İtalya ve Avrupa’ya ulaştığı ve 16-17. yüzyılın sonlarına kadar çevirilerin devam ettiği görülmektedir. Bu sırada elde edilen kitap, buluş, harita ve aletler Avrupalı bilim insanlarının eline ulaştırıldı."

Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Devlet yapay bir kurumdur. B) İktidar olmak için her yol denenebilir. C) Devlet güçlülerin egemenliğindeki bir kurumdur. D) Ekonomik çıkarlar toplumun huzurunu bozmaktadır. E) İnsan öncelikli olarak toplumun çıkarlarını düşünen bir varlıktır.

Fuat Sezgin'in "İstanbul Üniversitesi Açılış Konuşmaları" adlı eserinden derlenen bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? Soru 41: 14. yüzyılda İtalya'da doğan, insanı evrende tek ve en yüce değer sayan, insanı geliştirme ve yüceltme amacını güden düşünce akımıdır. Kilise ve devlet baskısına dayanan Ortaçağ zihniyetine tepki olarak doğmuştur. İnsanın varlığını ve değerlerini düşüncenin odağına koyan, aklı bütün sorunların çözümünde temel ilke olarak benimseyen Rönesans akımıdır.

A) Çeviriler, 12-17. yüzyılda Batı’yı bilim ve felsefe alanlarında etkilemiştir. B) Çeviriler, tıbbi ve bilimsel tekniklerin aktarımını hızlandırdı. C) Çevirilen eserler, Doğu’dan Anadolu'ya ve Avrupa’ya geçmiştir. D) Çeviriler, Tunus’tan getirilen eserlerin Latinceye çevrilmesiyle başlar. E) Çeviriler, yeni ve özgün çalışmaların yapılmasını zorlaştırmıştır.

Parçada sözü edilen akım aşağıdakilerden hangisidir? A) Kartezyen felsefe B) Pozitivizm C) Rasyonalizm

Soru 44:

D) Realizm

Skolastik felsefe ahlak alanında iki öge üzerine vurgu yapmaktadır: emir ahlakı ve değer ahlakı. Buna göre, önemli olan iyiye uygun davranmaktır. Çünkü iyi hem Tanrı’nın buyruğudur hem de Tanrı bizzat tüm iyiliğin kendisidir. Skolastik felsefe, başlangıcında ve gelişiminde inanç ile bilgiyi uzlaştırmaya çalışmış ve bu temelde dinsel dogmalara felsefi bir temel bulmaya ve bunları sistemleştirmeye yönelmiştir.

E) Hümanizm

Soru 42: Galileo’nun Güneş merkezli evren kuramı ölümünden yıllar sonra bile kiliseyi huzursuz etmeye devam etmiştir. 18. yüzyılın ortalarında, ancak 100 yılı aşkın bir süre sonra Galileo’nun kuramı onaylanmış ve kabul görmeye başlamıştır. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir? A) Bilimsel kuramların doğrusal bir hızla ilerlediği B) Bilimsel gelişmelerin ortaya çıktığı çağda ön yargı ile karşılanabileceği C) Bilimde ölçütün doğrulanabilirlik olduğu D) Bilimsel gelişmelere yeni buluşların ivme kazandırdığı E) Bilim insanlarının mantık ilkelerine göre hareket ettiği

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Akıl bilginin ölçütüdür. B) Dinî belirlenimler akla uygun olmalıdır. C) Yaşam dinî doğruların kaynağıdır. D) Felsefe, dinî bilgileri temellendirmek için bir araçtır. E) Felsefe pratik yaşamda sağladığı yarardan dolayı önemlidir.

Soru 45:

Soru 47:

Bu yönelim ile insan MS 2- MS 15. yüzyıl felsefesinin dogmatik etkisinden uzaklaşmış ve Antik Yunan felsefesine geri dönmüştür. Bu geri dönüş insanı ve evreni yeniden yorumlama anlamı taşımaktadır.

Felsefe tarihine bakıldığında farklı dönemlerde farklı görüşlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Nitekim Skolastik dönem sonunda da düşünceye ait unsurlarda değişiklikler olmuş, Rönesans ile başlayıp 17. yüzyılda pekişen yeni bir düşünce sistemi ortaya çıkmıştır. Modern düşünce denen bu yeni sistem inanç yerine aklı temel almıştır.

Bu açıklamada dile getirilen yönelim aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir? A) Kartezyen felsefe B) Hümanizm C) Apoloji D) Skolastik felsefe E) Patristik felsefe

Aşağıda yer alan ifadelerden hangisi modern düşüncenin özellikleri arasında yer almaz? A) Teoloji, felsefeye egemendir. B) Doğanın bilgisi aklın yasalarında mevcuttur. C) Toplumsal hayat dünyevidir. D) Birey ön plan çıkmıştır. E) Hukuk, devlete bağlıdır.

Soru 46: F. Bacon, “Yargıçlık Üstüne” adlı eserinde “Yargıçlar görevlerinin hakkı söylemek olduğunu unutmamalıdırlar; hakkı vermek değil, yasayı yorumlamaktır görevleri, yasa yapmak ya da yasa koymak değil. Yoksa yargıçlık yetkisi, Kutsal Kitap’ı sözüm ona açıklarken değiştiren, ona hiç içinde bulunmadık eklemeler yapan, eskiye bağlılık perdesi altında yenilikler ileri süren Katolik Kilisesi’nin yetkilerine döner. Bir yargıcın zeki olmaktan daha çok bilgili, alkış düşkünü değil saygıdeğer, kendine katı güvenli değil uyanık olması gerekir. En önemlisi de yargıcın kendine özgü başlıca erdeminin doğruluk olmasıdır. (…) Tek bir sınır taşını bile yerinden oynatan suçludur. Mal mülk davalarına bakarken doğru karar vermeyen yargıç da sınır taşını oynatmak suçunu işler. Doğruluktan uzak tek bir yargının yüzlerce yolsuz örnekten daha çok kötülüğü dokunur çünkü yolsuz örnekler derenin yatağına, haksız yargı da kaynağına atılmış bir ağıdır. Yargıçların işi; davacılara, avukatlara, dava vekillerine, en sonunda da baştaki hükümdar ya da devlete bağlıdır.” demiştir.

Soru 48:

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

Soru 49:

A) Bir devlette her insan kendi işini yapmalıdır.

Rönesans dönemi düşünürlerinden Petrarca “insanın ne olduğunu” bilmek ister ve doğru yaşamanın ölçütünü araştırır. Ve ona göre doğru yaşamın kaynağı Hristiyanlıkta değil, Roma Stoa’sındadır. Bu öğretiye göre insan için en yüksek değer ruhunun bağımsızlığı, özgürlüğüdür. Buna da inanç ile değil, akıl ve erdem ile ulaşılır.

B) Görevi insanların haklarını korumak olanlar yasaları bilmelidir. C) Adaleti sağlamayan kararlar ciddi problemlere sebep olur. D) Yargı organı, bireyleri değil devleti korumalıdır. E) Doğru verilmeyen bir hüküm, işlenen suçtan daha kötü sonuçlar doğurur.

"Ruhumuzdan ve düşüncemizden edindiğimiz kavram bedenden edindiğimizden önce gelir. Çünkü dünyada herhangi bir varlığın bulunduğundan kuşkulanmamıza karşın şunu biliyoruz ki biz o an düşünüyoruz." Descartes'in görüşlerini yansıtan bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Düşünmek var olmaktır. B) Bütün varlıklar şüphe duyulmaksızın duyumsanır. C) İnsanlık, bilimsel düşünce ile akıl ekseninde buluşabilir. D) Deneyim, varlıkları anlamlandıran tek yetidir. E) Varlık maddi yapıdadır.

Buna göre, Rönesans dönemi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Dini dogmalar en güvenilir bilgi kaynağıdır. B) Doğru ve erdemli davranışı toplumsal kabuller belirler. C) Birey olmak, otoritelerden bağımsız, aklı kılavuz edinmeyi gerektirir. D) Kilisenin öğretileri, doğru yaşamın ilkelerinin belirleyicisidir. E) İnsan kendini ait olduğu kültürle bağ kurarak var edebilir.

Soru 50:

Soru 53:

15-17. yüzyıl felsefesi döneminde, bilimsel çalışmalar yapan Galileo “Ben Aristoteles gibi taşların niçin düştüğünü değil, nasıl düştüğünü merak ediyorum.” demiştir. Buna göre, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bilim var olanların özünü araştırır. B) Felsefe varlığı bir bütün olarak ele alır.

I. Teoloji, felsefeye egemendir.

II. Bilim, felsefenin kılavuzudur.

İnanç merkezlidir.

İnsan merkezlidir.

Hukuk, kiliseye bağlıdır.

Hukuk, devlete bağlıdır.

C) Felsefe ve bilim varlık kavramını sorgular. Verilen özellikler sırasıyla aşağıdaki düşüncelerden hangisine karşılık gelir?

D) Bilim ve felsefe varlığı idea olarak düşünmez. E) Felsefeyle bilimin varlığa yaklaşımı aynı değildir.

A) Antik Yunan düşüncesi - Patristik düşünce B) Antik Yunan düşüncesi - Skolastik düşünce C) Skolastik düşünce - Modern düşünce Soru 51:

D) Modern düşünce - Skolastik düşünce

Leibniz'in hukuk felsefesi ahlâk anlayışının doğal bir sonucudur. Hukuk, yalnızca insanlar için norm belirleyen, insani duygulardan kopuk bir kurallar sistemi değildir; onun kökleri ahlâktadır, ahlaki sevgidedir. Bu sevgi, insana başka insanların mutluluk ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçları gibi hissettirir; insanda başkalarının malına dokunmak korkusunu geliştirir, insana toplumun mutluluğunu desteklemeyi, dünya nimetlerini hakka göre dağıtmayı öğretir. Sevgi bütün bunları bir erek olarak ortaya koyar. Bilgelik de bu amaca vardıracak yolları bulur.

E) Modern düşünce- Rönesans düşüncesi

Parçaya göre Leibniz'in hukuk aşağıdakilerden hangisidir?

felsefesinin

temeli

A) İnsanların toplumsal alana özgü ilgileri B) Geleneksel ahlaki tutumlar C) İnsanların birbirine duyduğu sevgi D) Varolmak için başkasına duyulan ihtiyaç E) Korunma ihtiyacını doğuran korku

Soru 52: F. Bacon’a göre doğru bilgiye ulaşmak için öncelikle zihnin ön yargılardan kurtarılması gerekir. Bu ön yargılar için “idol” kavramını kullanan Bacon, idolleri pencerenin önüne birikmiş ve gerçekleri net bir şekilde görmemize mani olan lekelere benzetir. Ona göre yüzyıllardır doğruluğu sorgulanmadan okunup ezberlenen kitapların değil, doğanın kitabının okunması gereklidir. Bu parçadan hareketle F. Bacon’un aşağıdakilerden hangisini eleştirdiği söylenebilir? A) Pozitif bilim anlayışını B) Özel olaylardan yola çıkılarak genel yargılara ulaşılmasını C) Gözlem ve deneye başvurulmasını D) Kesin olarak görülen dogmatik bilgilerin doğruluğunu E) Bilimsel şüphe ve araştırma anlayışını

Soru 54: Machiavelli, bireyin mutluluğu için uğraşmaz. Bu öncelik onun umurunda bile değildir. Bütün amacı aslında sadece devletin bekası ve mutluluğudur. İnsanlar da bunun için vardır. Ona göre insan bir doğa gücüdür, canlı bir enerji kaynağıdır. Bu yüzden Hıristiyanlığın çizmiş olduğu mütevazı, alçakgönüllü insan tipine karşıdır. Onun özlemini çektiği insan tipi İlk Çağ insanı gibi atılgan ve üretken olanlardır. İnsan gerekirse ulvi bir amaç için devletin varlığını, kendi varlığına tercih edebilmelidir. Machiavelli’ye göre iki tür insan vardır: Tarihi yaşayanlar ile tarihi yapanlar. Malzeme olanlar ile mimar olanlar. Onun gönlü şüphesiz ikincisinden yanadır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Birey, kendini olduğundan küçük göstermeli, tevazu sahibi olmalıdır. B) Cesareti ve mücadele azmiyle birey, kapasitesini sonuna kadar kullanmalıdır. C) Birey, devletin kaderini belirlemede aktif rol oynamalıdır. D) Siyaset anlayışında devletin bütünselliği ön planda tutulmalıdır. E) Bireyler, devletin devamı için kendisini feda edebilmelidir.

Soru 55:

Soru 58:

Kelime anlamı “yeniden doğuş” olan Rönesans, Orta Çağ ile Yeniçağ arasında bir geçiş dönemi olarak bilinir. Hristiyan felsefesi din ve onun dogmalarına bağımlıdır; yolunu kendisi çizmez. Rönesans düşüncesi ise bağımsızdır; yalnız kendine dayanan, konu ve amacını kendisi belirleyen bir felsefedir.

MÖ 6-MS 2.yüzyıl felsefesi Antik Yunan felsefesinin hâkim düşünceleri üzerine gelişmiştir. 2-15.yüzyıl felsefesi ise birbirinden farklı özellikler taşıyan Hristiyan felsefesi ve İslam felsefesinden oluşan dönemdir. Yine de bu dönem felsefesi Antik Yunan felsefesinden etkiler almıştır. MS 2-15. yüzyıl felsefesinin akıl-inanç üstünlüğü problemi tartışmaları sonraki dönem felsefesinde aklın öne çıkmasıyla devam etmiştir. 15-17.yüzyıl felsefesine bakıldığında Hint, Mısır, Antik Yunan ve İslam eserlerinin Avrupa dillerine çevrilmesi ve coğrafi keşiflerle başlayan süreç; bu dönem felsefesinde coğrafyalar arası kültürel etkileşimi ve aklın ön plana alınmasını sağlamıştır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi yalnız Rönesans düşüncesi için söylendiğinde doğru olur? A) Kendi içine kapalı, uyumlu bir felsefedir. B) Filozof sistemin pürüzlerini gideren bir ustadır. C) Filozof, aklı temele aldığı düşünsel alanda özgürdür. D) Felsefede bir birlik söz konusudur. E) Filozoflar aynı zamanda din adamıdırlar.

Bu parçadan, 15-17. yüzyıl felsefesi ile ilgili aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Bir önceki dönemin düşünce yapısından ayrımın başladığı ancak etkilerinin tamamen bitmediği bir geçiş dönemidir.

Soru 56: A.Botton’un “Statü Endişesi” adlı eserine göre N. Machiavelli, insanların bencilce hareket etmeye eğilimli olduğu görüşündedir. Sevginin temelinde yer alan şükran duygusunu arkada bırakıp kendi işlerine göre bir yol tutarlar. İnsanda korkuyu canlı tutan, güç gösterisine maruz kalma ve cezalandırılma ihtimalidir. Bu ihtimalin insanlar üzerinde etkili olmadığı hiç görülmemiştir. İnsanların bir arada tutulması için güçlü bir prens tarafından yönetilmeye gereksinimleri vardır. Prens, mutlak güç sahibi olmalı ve gerektiği gibi hareket edebilmelidir. Bunun için bütün kurumların ona bağlı olması gerekir. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Machiavelli’nin yönetim anlayışını destekleyen bir yargıdır? A) İnsan, insanın kurdudur. B) Amaca ulaşmak için her yol mübahtır. C) Düşünüyorum, o hâlde varım. D) Tebaanın refahı, erkin gücünün sınırıdır. E) Özel mülkiyet, her türlü mutsuzluğun kaynağıdır.

Soru 57: “Hobbes, doğanın insanları eşit yarattığını söyler; bu eşitlik, bununla birlikte, bütün insanların aynı ölçüde fiziki güce ya da zihinsel yeteneğe sahip oldukları anlamına gelmez. Zira zaman zaman bir başkasına göre bedence çok daha güçlü ya da daha çabuk düşünebilen birisi bulunsa da her şey göz önüne alındığında, iki insan arasındaki fark, bunlardan birinin diğerinde bulunmayan bir üstünlüğe sahip olduğunu öne sürmesine yetecek kadar fazla değildir. Bu da her insanın başka herhangi bir insanı öldürebilme yeteneğine sahip olduğu anlamına gelir.” T. Hobbes tarafında savunulan, insanlar doğa karşısında eşittir ve herkesin her şeye hakkı vardır düşüncesi aşağıdaki hangi kavramla ifade edilir? A) Doğal durum B) Toplumsal durum C) Ahlaki durum D) Savaş durumu E) İnsanlık durumu

B) Farklı uygarlıkların düşünsel birikimlerinden ve yazılı kaynaklarından faydalanılan bir dönemdir. C) Önceki dönemlerde ortaya çıkan, akıl ve inancın birbirine üstünlüğü tartışması bu dönemde de devam etmiştir. D) Önceki yüzyıl felsefelerine katkı sağlayan çeviriler, coğrafi keşifler ve tartışmalar bu dönem felsefesinin konularını etkilemiştir. E) Bu dönem felsefesi, kendilerine özgü özellikleriyle anılmış ve önceki dönem felsefelerinden bağımsız olarak gelişmiştir.

CEVAPLAR: 1-B 2-A B 17-D 18-D 19-E B 33-D 34-E 35-E A 49-C 50-E 51-C

3-C 20-D 36-E 52-D

4-B 5-A 6-B 7-D 8-C 21-D 22-B 23-B 24-D 37-D 38-B 39-C 40-A 53-C 54-A 55-C 56-B

9-C 10-C 11-E 12-C 13-D 14-C 15-E 1625-A 26-E 27-A 28-B 29-A 30-C 31-A 3241-E 42-B 43-E 44-D 45-B 46-D 47-A 4857-A 58-E

Soru 1:

Soru 4:

Birçoğumuz “özgürlük” veya “devlet” gibi kavramlara sahibiz. Ancak bunlar dünyada görebildiğimiz, dokunabildiğimiz ya da koklayabildiğimiz şeyler değildir. Empirist filozof Locke, özgürlük gibi karmaşık fikirlerin bile, en nihayetinde, basit algı parçalarının bir araya gelmesinden oluştuğunu iddia eder.

J. J. Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” eserinde “Doğal yaşama hâlinden toplum düzenine geçiş, insanda çok önemli bir değişiklik yapar. Davranışındaki içgüdünün yerine adaleti koyar, daha önce yoksun olduğu değer ölçüsünü verir ona. Ancak ödevin sesi iç tepkilerin, hak da isteklerin yerini alınca o güne kadar yalnız kendini düşünen insan başka ilkelere göre davranmak, eğilimlerini dinlemezden önce aklına başvurmak zorunda kalır. İnsan, bu durumda doğadan sağladığı birçok üstünlüğü yitirse de öylesine büyük yararlar elde eder, yetileri öylesine işleyip gelişir, düşünceleri açılır, duyguları soylulaşır, baştan başa ruhu öylesine yükselir ki yeni durumun yarattığı kötülükler onu çoğu kez toplum öncesi durumdan da aşağı dereceye düşürmeseydi kendini bu durumdan bütün bütün çekip kurtaran ânı durmadan kutlaması gerekirdi.” demiştir.

Buna göre empirizmin temel iddiası aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilgi, duyu verilerinin aklın apriori kategorilerinde şekillenmesi ile oluşur. B) Gerçeğin bilgisi akıl yürütme ve mantıksal çıkarımlarla oluşur. C) Deneyimlerimizden elde ettiğimiz bilgiler yanıltıcıdır. D) Tüm bilgilerimizin kaynağı deneyimdir. E) Mutlak bilginin kaynağı akıldır.

Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi doğal yaşamdan toplum düzenine geçişin bir sonucu olamaz? A) Aklın davranışlar üzerinde belirleyici olması B) İnsanın değer ölçütleri kazanması

Soru 2:

C) Bencil isteklerin geri plana atılması D) Duygu ve yeteneklerin gelişmesi

Kant, insan zihninin yalnızca kavram ve kategorileri aracılığıyla kendilerine bir yapı kazandırdığı fenomenleri bilebileceğini, bunun ötesine geçerek şeylerin kendilerini bilemeyeceğini söyler. İnsan bilgisi duyu deneyinin dünyasıyla sınırlıdır ve nesneler ancak insan zihninin yapısına uyduğu için bilinebilir.

E) Davranışların içgüdülere göre şekillendirilmesi

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A. Comte’a göre insan, pozitif çağa uzun bir tarihsel sürecin sonunda ulaşmıştır. Bu süreci Comte “üç hal yasası” ile açıklar. Birinci dönem teolojik aşamadır. Bu dönemde her şey Tanrısal nedenlerle açıklanır. İkinci dönem olan metafizik aşamada her şey düşünsel temele dayanmayan doğaüstü güçlerle açıklanır. Üçüncü dönem ise pozitif aşamadır ve bu dönem insan düşüncesinin gelişiminin en ileri aşamasıdır.

A) İnsan bilgisi sınırlı bir yapıya sahiptir. B) Metafizik alana dair bilgi imkânsızdır. C) Bize görünen dünya en yüksek gerçekliktir. D) İnsan zihni deneyim alanını aşan bir şeyin bilgisine sahip olamaz. E) Bilgi edinme sürecinde insan zihni aktiftir.

Soru 5:

Parçaya göre A. Comte, bu tarihsel süreci hangi ölçüte göre sınıflandırmıştır? A) Bilimsel gelişmeler B) Toplumsal olayların değişimi

Soru 3:

C) Toplumların düşünsel açıdan gelişimi

J.J.Rousseau "İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur." sözüyle siyaset felsefesinin hangi problemini ele almaktadır?

D) İnsanların geliştirdiği teknik araçlar

A) Meşruiyetin kaynağı B) Birey ile devlet ilişkisi C) Egemenliğin kullanılış biçimleri D) İktidarın kaynağı E) Sivil toplumun ne olduğu

E) İnsanların dini inançlarının değişimi

Soru 6:

Soru 9:

J. J. Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” eserinde “Doğal yaşama hâlinden toplum düzenine geçiş, insanda çok önemli bir değişiklik yapar. Davranışındaki içgüdünün yerine adaleti koyar, daha önce yoksun olduğu değer ölçüsünü verir ona. Ancak ödevin sesi iç tepkilerin, hak da isteklerin yerini alınca o güne kadar yalnız kendini düşünen insan başka ilkelere göre davranmak, eğilimlerini dinlemezden önce aklına başvurmak zorunda kalır. İnsan, bu durumda doğadan sağladığı birçok üstünlüğü yitirse de öylesine büyük yararlar elde eder, yetileri öylesine işleyip gelişir, düşünceleri açılır, duyguları soylulaşır, baştan başa ruhu öylesine yükselir ki yeni durumun yarattığı kötülükler onu çoğu kez toplum öncesi durumdan da aşağı dereceye düşürmeseydi kendini bu durumdan bütün bütün çekip kurtaran ânı durmadan kutlaması gerekirdi.” demiştir.

15-17.yüzyıl felsefesi döneminde yapılan bilimsel çalışmalar Aydınlanma düşünürlerinin bakış açısına ve bu doğrultudaki çabasına yön vermiştir. Aydınlanma düşünürleri, doğaya yönelik bilimsel açıklamaların benzerini, bireysel ve toplumsal alanda oluşturma amacı gütmüşlerdir. Bunun sonucunda Aydınlanma düşünürleri doğa bilimlerindeki başarıları sosyal ve politik alana yaymayı başarmıştır.

Birey devlet ilişkisi açısından değerlendirildiğinde, bu parçadan aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılamaz? A) Doğal hâldeyken davranışlar içgüdüseldir. B) Toplumsal düzen, adaleti zorunlu kılar. C) Toplum düzeni normların oluşmasını sağlar.

Bu parçadan hareketle Aydınlanma düşünürleriyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Toplumsal kurumların düzenlenmesinde kutsal kitabı temele almışlardır. B) Metafizik ve fizik dünya arasında bağ kurmaya çalışmışlardır. C) Geleneklere bağlılığın toplumsal yaşamda mutluluğu getireceğini iddia etmişlerdir. D) Toplumsal kurumları eleştiriye tabi tutarak rasyonel bir düzen anlayışını savunmuşlardır. E) Dünyayı anlamada insan aklının yetersiz olduğunu düşünmüşlerdir.

D) Toplum düzeni insanda birçok değişim sağlar. E) Doğal yaşama hâlinde akıl egemendir. Soru 10: Soru 7: I. Hümanizm II. Fransız İhtilali III. Reform Hareketleri Yukardakilerden hangileri 18. yüzyıl felsefesinin etkisiyle ortaya çıkmıştır?

18-19. yüzyılda felsefe geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır. Bu başarıyı büyük oranda edebi eserler yoluyla sağlamıştır. Çünkü filozoflar felsefi içerikli, dönemin öne çıkan konularını işleyen, olay örgüsü içeren edebi türde eserler de vermişlerdir. Felsefe alanında yapılan tartışmalar gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. Bütün bunlar halkın aydınlanmasında etkili olmuş, bu durum da sosyal, politik, ekonomik birçok alanda değişimler ve gelişmeler yaşanmasına sebep olmuştur. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Yalnız I

A) Aklın özgürce kullanımında felsefe öncülük yapmıştır.

B) Yalnız II

B) Düşüncenin aktarılmasında dilin zenginliğinden yararlanılmıştır.

C) I ve II D) I ve III E) II ve III

Soru 8: Aşağıda belirtilen görüşlerden hangisi B.Spinoza’nın ahlak görüşüyle ilgilidir? A) İnsan bu evrenin bir parçası olduğundan aslında özgür değildir. B) Ahlaki değerler evrensellikten yoksundur. C) İyiliğin temel ölçütü ahlaklı davranmaktır. D) Ahlaki eylemin amacı acıdan uzaklaşmak olmalıdır. E) Temeli insan olan evrensel bir ahlak anlayışı vardır.

C) Entelektüel bilincin artmasıyla tartışmalar yazılara yansımıştır. D) Aydın sınıfı diğer alanların yanında felsefeye de ilgi göstermiştir. E) Felsefe ve edebiyat birbiriyle çatışan iki alan haline gelmiştir.

Soru 11:

Soru 13:

Hegel, varlığın temeline her şeyin özü olarak salt kavramsal yapıya sahip "Tin"i yani mutlak ruhu koyar. Hegel "Tin"i gelişen dinamik bir süreç olarak açıklar. Hem doğa hem de insan tez, antitez ve sentez sıralamasıyla işleyen diyalektik bir gelişme sonucunda ortaya çıkar. Hegel tez aşamasına akılsal kavramsal yapıdaki 'Tin'i, antitez aşamasına gerçeklikten yoksun duyusal dünyayı yani doğayı koyar. Doğanın çelişkili yapısı içinde tutsak kalan "Tin", özgürlüğünü kazanmak için insanla birlikte sentez aşamasına yükselir ve sonunda felsefi çabayla yeniden kavram haline dönüşerek kendine geri döner.

Hegel, varlığın kendisini ‘’Geist’’ olarak görür. Ona göre Geist aşama aşama; evren, insan, toplum; son olarak da sanat, din ve felsefeye dönüşür. Tez, antitez, sentez diyalektiği içerisinde gerçekleşen bu değişim ve dönüşüm süreçleri Geist’in yapısındaki, kendini bilmeye ve gerçekleştirmeye zorlayan çelişkiden kaynaklanır.

Parçada sözü edilen bu görüş aşağıdaki kavramlardan hangisi ile adlandırılır? A) Diyalektik materyalizm B) Mekanik materyalizm

Bu parçadan hareketle Hegel’in varlık anlayışı hakkında aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Varlık olmak ile akıl özdeştir. B) Tarihsel her süreç Geist’in açılımıdır. C) Çatışmalar varlığın yapısından kaynaklanır. D) Bilimsellik, kendini bilmenin son aşamasıdır. E) Her sentez aşaması kendi çelişkisini üretir.

C) Diyalektik idealizm D) Öznel İdealizm E) Dualizm

Soru 12: J. J. Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” eserinde “Doğal yaşama hâlinden toplum düzenine geçiş, insanda çok önemli bir değişiklik yapar. Davranışındaki içgüdünün yerine adaleti koyar, daha önce yoksun olduğu değer ölçüsünü verir ona. Ancak ödevin sesi iç tepkilerin, hak da isteklerin yerini alınca o güne kadar yalnız kendini düşünen insan başka ilkelere göre davranmak, eğilimlerini dinlemezden önce aklına başvurmak zorunda kalır. İnsan, bu durumda doğadan sağladığı birçok üstünlüğü yitirse de öylesine büyük yararlar elde eder, yetileri öylesine işleyip gelişir, düşünceleri açılır, duyguları soylulaşır, baştan başa ruhu öylesine yükselir ki yeni durumun yarattığı kötülükler onu çoğu kez toplum öncesi durumdan da aşağı dereceye düşürmeseydi kendini bu durumdan bütün bütün çekip kurtaran ânı durmadan kutlaması gerekirdi.” demiştir.

Soru 14: “İnsan özgür doğar ama kendini zincire bağlanmış olarak bulur.” diyen Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” adlı eserinde insanın, devletin yasalarına itaat ederken aynı zamanda birlikte özgür yaşamanın olanağını sorgular. Bu sorunun çözümünü Rousseau bireyin kendisini bütün haklarıyla toplumun tümüne bağlamasında bulur. Bütünün iyiliğini göz önünde bulunduran bir duyguyla ve siyasi bilinçle topluma bağlanan birey, kaybettiği doğal özgürlüğünün yerine yasal özgürlüğü koyabilecektir. Buna göre Rousseau için bireyin özgürlüğü aşağıdaki koşullardan hangisiyle sağlanabilir? A) Doğa durumuna dönülmesi B) Bireyin genel iradeye bağlanması C) Kişinin özçıkarlarını gerçekleştirmesi D) Devletin başlı başına bir amaç olması E) Bireyin temel haklarından vazgeçmesi

Parçaya göre aşağıdaki durum-kavram eşleştirmelerinden hangisi doğrudur? A) Doğal yaşam-adalet B) Toplumsal düzen-bireysel çıkar C) Doğal yaşam-içgüdüler D) Toplumsal düzen-sınırsız özgürlük E) Doğal yaşam-akıl

Soru 15: Kant’a göre bilginin ham maddesi duyulardan gelir. Duyular aracılığı ile elde edilenler aklın doğuştan getirdiği kategorilerde şekil alarak akıl ilkeleri ile işlenir ve böylece bilgi meydana gelir. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Bilginin oluşmasında, duyular tek başına yeterli değildir. B) Kesin ve doğru bilgilere ulaşmak mümkün değildir. C) Duyu verileri kategoriler sayesinde şekil alır. D) Duyularla gelen bilgiler, akıl ilkeleri ile işlenir. E) Tüm insanlarda aynı kategoriler mevcuttur.

Soru 16:

Soru 19:

Kant'ın “Prolegomena” adlı eserinde dile getirdiği idealizm görüşü, şeylerin varlığıyla ilgili değildi. Öyle olsaydı; şeyler, varlıklarından şüphe etmeye ve cisimler dünyasının varlığını reddetmeye müsait hale gelirdi. Şüpheyi bilgi alanında kullanması onu diğer idealizm görüşlerinden ayırır. Çünkü varlıklardan şüphe duymak ve onları reddetmek Kant'ın dile getirmediği şeylerdi. Onun şüphe ettiği nokta; bilginin konusu olan görünenlerin, şeylere ait bilgiyi verip vermediğidir.

J. Locke'a göre tüm bilgilerimizin kaynağı dış duyumla elde ettiğimiz verilerdir. Bunun dışında başka bir kaynak söz konusu olamaz. Dolayısıyla bilgi deneyden gelir.

Aşağıdaki ifadelerden hangisi Kant'ın bu görüşü ile uyuşmamaktadır?

C) Bilgiyi doğuran bir kaynak vardır.

A) İnsan düşüncesinden bağımsız bir varlık alanı vardır.

Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) İnsan genel geçer bilgiye ulaşabilir. B) Bilginin kaynağı deneyimlerdir. D) Duyumlar dışında bilgimizin bir kaynağı olamaz. E) Bilgi doğuştan gelir, sonradan elde edilen bir şey değildir.

B) Varlık bilgisinin hakikati yansıttığına şüphe ile yaklaşılmalıdır. C) Cisimler dünyasının varlığı kesindir. D) Cisimlerin, varlıkların ve bunların özlerinin tam bilgisine ulaşılır. E) Gerçekler dünyasının özlerini algılayamayız.

Soru 20: Aşağıda verilen durumlardan hangisi Kant’ın ödev ahlakı anlayışıyla örtüşmektedir? A) Spor salonunda havuza bir çocuk düştü, arkadaşlarıma hava atmak için hemen suya atladım. İyi yüzme biliyorum, çocuğu havuzdan dışarı çıkardım.

Soru 17: Rousseau'ya göre insanların tarım ve özel mülkiyetin ortaya çıkışından beri özgür yaşamalarının koşulu bir araya gelip kendi iradeleriyle bağlandıkları bir devlet kurmalarıdır. Bu genel bir uzlaşıdır. Bu parçadan aşağıdaki ifadelerin hangisine ulaşılabilir? A) Devletin doğal olarak var olduğu B) Devletin toplum sözleşmesi ile ortaya çıktığı

B) Spor salonunda havuza bir çocuk düştü, salondaki cankurtaran olduğum için suya atladım ve çocuğu havuzdan dışarı çıkardım. C) Spor salonunda havuza bir çocuk düştü, çocuğu kurtarmak amacıyla suya atladım ama çocuk paniğe kapıldığı için havuzdan dışarı çıkarmayı başaramadım. D) Spor salonunda havuza bir çocuk düştü, Tanrı'nın hayrını kazanmak için hemen suya atladım, yüzme bilmiyorum çok şükür havuz derin değilmiş, çocuğu havuzdan dışarı çıkardım. E) Spor salonunda havuza bir çocuk düştü, babası olduğum için hemen suya atladım iyi yüzme biliyorum, çocuğu havuzdan dışarı çıkardım.

C) Devletin bir hizmet organı olduğu D) Devleti toplumun ileri gelen belirli bir kesiminin oluşturduğu E) Devlet kurmanın kutsal bir görev olduğu

Soru 21: Soru 18: Aydınlanma felsefesi, düşüncelerini geniş çevrelere benimsetebilmek için, bilimin kesin anlatımı yerine her türlü yazı şekline başvurur. Düşünürleri de sistemli düşünüp çalışan filozoflar değil, daha çok Locke ve Voltaire gibi büyük yazarlardır. Bunlar yazılarında ulusal dillerini kullanmakla düşüncelerinin geniş çevrelere de yayılmasını sağlamışlardır. Bu düşünceler dergilerle, toplantılardaki tartışmalarla, ödüllü yarışmalarla, genel kitaplıklarla ve felsefe ile sıkı bir işbirliği yapan edebiyatla geniş çevrelere yayılmıştır. Bu parçadan ulaşılabilir?

aşağıdaki

yargılardan

hangisine

A) Aydınlanma döneminde filozof yoktur. B) Aydınlanma döneminde felsefe ile edebiyat birlikte gelişmiştir. C) Aydınlanma felsefesinin temel amacı edebi zenginlik sağlamaktır. D) Aydınlanma döneminde yazarlar filozofların yerini almıştır. E) Aydınlanma döneminde sadece dar bir tabaka aydınlatılabilmiştir.

John Locke’un “İnsan zihni doğuştan boş bir levha (tabula rasa) gibidir.” sözünden hareketle bilginin kaynağı, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanır? A) Akıl B) Deneyim C) Sezgi D) Olgu E) Akıl ve deney

Soru 22:

Soru 25:

Ödev kavramı herkesin pratik kullanımı için mutluluk düşüncelerini içeren herhangi bir güdüden daha basit, açık anlaşılır ve doğaldır. En sıradan insanın aklına göre bile ödev kavramı, çıkarcı mutluluk ilkesinden alınmış tüm güdülerden daha kuvvetli, nüfuz edici ve umut vericidir.

John Locke, “İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme” adlı eserinde Tanrı, evren, ruh, madde gibi konularda düşünmeden önce yapılması gereken ilk işin insanın bilme yetisinin ele alınması olduğunu ve özne olarak neyi bilip neyi bilemeyeceğimizin araştırılarak bilgimizin sınırlarının saptanması gerektiğini belirtmiştir.

Kant'ın bu görüşlerini aşağıdaki ifadelerden hangisi desteklemektedir? A) Ödev kavramı mutluluk anlayışından daha karmaşıktır.

Parçaya göre öncelikle araştırılması gereken konu aşağıdaki alanlardan hangisi ile ilgilidir?

B) Ödev kavramı basit, anlaşılır ve umut vericidir.

A) Epistemoloji

C) Ödev kavramı üstün insanlara göredir.

B) Metafizik

D) Ödeve uymak insanı mutlu eder.

C) Ontoloji

E) Ödev ve mutluluk, çıkarcı bir yaklaşımın iki farklı türüdür.

D) Etik E) Estetik

Soru 23: Hegel felsefesinin temel özelliği düşünülür olanla gerçek olanın, düşüncenin yasalarıyla varlığın yasalarının özdeşliğidir. Bu nedenle Hegel, gerçeğin bilgisine deneye başvurmadan sadece akılla ulaşabileceğini söyler. İnsanın doğru bilgiye ulaşmak için varlığa yönelmesi ve onu düşüncesine konu edinmesi yeterlidir. Parçada sözü edilen görüşü aşağıdaki yargılardan hangisi özetler? A) İnsan her şeyin ölçüsüdür. B) Aklını kullanma cesareti göster. C) Var olmak algılanmış olmaktır. D) Bütün bildiklerimiz deneyle başlar ama deneyden çıkmaz.

Soru 26: 18. yüzyıl felsefesi eleştirel akla ve deneye dayanır. Bu çerçevede 18. yüzyıl filozofları metafizik konuların yer almadığı felsefi konuları ve soruları tartışmıştır. Buna göre 18. yüzyıl felsefi düşüncesi için aşağıdaki yargılardan hangisi söylenebilir? A) Fizik ötesi konuları araştırır. B) Eleştiriye kapalı bir felsefedir. C) Rasyonel temelde ortaya çıkmıştır. D) Deneysel düşünceyi kabul etmez. E) Olgusal alanı incelemeye değer bulmaz.

E) Akılsal olan her şey gerçek; gerçek olan her şey akılsaldır. Soru 27: Soru 24: Kant için ahlaki davranış haz verici olabilir fakat doğal ve toplumsal gereksinimlerimizle dolayımlı olan haz ve mutluluk, ahlaksal davranışlarımızın ana ve belirleyici nedeni değildir. Haz ve mutluluk, iyi ve erdemli davranışa eşlik edebilir fakat eşlik etmeyip çatışabilir de. Bu nedenle iyi ve erdemli davranışa yol açan eylemin temelinde evrensel olarak bağlayıcı olan koşulsuz buyruğa itaat vardır. Parçaya göre ahlaki eylemin amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Haz B) Mutluluk C) Ödev D) Vicdan E) Toplumsal uyum

Hegel’e göre deneye hiç başvurmadan sırf düşünce ile kesin bilgiye ulaşılabilir. Çünkü özne ile öznenin yöneldiği nesne aynı aklın değişik biçimleridir. Bu görüşün temelinde aşağıdaki yargılardan hangisi bulunmaktadır? A) Var olmak algılanmış olmaktır. B) Düşünüyorum, o hâlde varım. C) Duyumlardan geçmeyen bilgi akılda olamaz. D) Tüm bilgimiz deneyle başlar, ancak deneyden doğmaz. E) Akılsal olan her şey gerçek; gerçek olan her şey akılsaldır.

Soru 28:

Soru 31:

"Köklü bir düşünceye sahip olan bir kimse düşüncesinin yanlış olabilmesi olasılığını ne kadar istemeden kabul etse de şunu bilmedir: Kendi fikri ne kadar doğru olursa olsun eğer tamamen, sık sık ve korkusuzca tartışılmazsa ona canlı bir gerçek değil, ölü bir doğma olarak inanılır."

Kant şöyle diyordu: “Yalnızca korkuyla iyi davranan bir insan, erdemli olamaz. Sadece bencil ve ihtiyatlı olur. Yalnızca kendi kurtuluşu için iyilik yapan biri iyi değildir.”

J. S. Mill'e ait bu parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

Buna göre Kant’ın ahlak görüşü hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenirse doğru olur? A) Kendi sezgine uy ki, hem kendin hem de başkası için iyi olanı yapmış olasın.

A) Bir fikrin dogmamalaştırılmaması o fikrin eleştirilmesine bağlıdır.

B) İyi olan eylem, ödevi koşulsuz olarak gerçekleştiren eylemdir.

B) Her fikir zamanla eskiyecek ve kalıplaşacaktır.

C) Bütün ahlaksal değerler bir takım soyutlamalar, hayaller ve saplantılardan ibarettir.

C) Fikirlerin doğruluğu köklü olmasına bağlıdır. D) Bazı fikirler eleştirilmeden kabul edilmelidir. E) Eleştiri ölçülü ve yerinde yapılırsa yararlıdır.

D) İnsan doğasına yaraşan; güçlü, korkusuz, acımasız olmaktır. E) Her eylemde olabildiğince çok insanın, olabildiğince çok yararı göz önüne alınmalıdır.

Soru 29: 18 - 19. yüzyılda düşüncelerin oluşturulması ve bunların aktarımı felsefenin dışına çıkmış, sanat ve edebiyatla yeni anlatım yöntemlerine başvurulmuştur. Filozof ve aydınlar eserlerinde akıl, deney, ilerleme, siyaset, insan hakları, adalet, eşitlik gibi kavramları ele almışlardır. Bu dönem yapılan entelektüel tartışmalar gazete ve dergilerde yayımlanmış, kitap olarak basılmıştır. Yapılan tartışmaların toplumun tüm katmanlarına yayılması Fransız İhtilal’ine giden yolu açmıştır. Bu parçadan hareketle 18 - 19. yüzyıl felsefesi için aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Toplumu ilgilendiren konular ele alınmıştır. B) Edebi eserlerde felsefi sorunlara yer verilmiştir. C) Felsefenin halk arasında yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. D) Büyük toplumsal hareketlere sebep olmuştur. E) Kullanılan ağır dil eserlerin anlaşılmasını zorlaştırmıştır.

Soru 32: I- Genel olarak insanın kendi yaşamını düzenlenmesini yeniden gündeme almıştır. II-Tanrı merkezli toplumsal yapı ve düzenlemeleri esas almıştır. III- Kaynağı Rönesans felsefesi ve17. yüzyıl felsefesinin ortaya koyduğu ilkelerdir. IV- Kesin doğrulara ve bilginin ilerlemesine dayanan entelektüel bir kültür egemendir. V- En önemli düşünürleri arasında Descartes, Bacon ve Leibniz vardır. Yukarıda verilen ifadelerden hangileri 18. yüzyıl felsefesi için doğru değildir? A) I-II B) I-III C) II-V

Soru 30: “İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme” adlı kitabında aklın içini tamamen boşaltan ve onu sadece bir bilgi edinme yetisine indirgeyen Locke, aklın doğuştan getirdiği teorik ya da pratik hiçbir ilke bulunmadığını söyler. Zihin boş bir levhadır ve işleyeceği malzemenin temini bakımından deneyime bağlıdır. Buna göre Locke aşağıdakilerden hangisini kabul etmemektedir? A) Kesin bilgiyi B) Algısal bilgiyi C) Apriori bilgiyi D) Tekillerin bilgisini E) Bilimsel bilgiyi

D) III-IV E) IV-V

Soru 33:

Soru 36:

18.yüzyılda Aydınlanma sadece dine ve geleneğe değil, siyasi otoriteye de başkaldırarak devlet karşısında bireyin haklarını genişletmeyi amaçlamıştır. Dolayısıyla siyasette ve ekonomide liberalizm etkili olmaya başlamıştır. Ancak talep edilen ortam yine sağlanamamıştır. Buna tepki olarak 19. yüzyılda eşitliği temel alan sosyalizm doğmuştur. 19. yüzyıl liberalizm ile sosyalizmin çekiştiği bir ideolojiler çağı olmuştur.

"Kant ‘Aydınlanma Nedir’ adlı yapıtında Aydınlanma’yı şöyle tanımlar: “Aydınlanma insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin-olmayış durumundan kurtulup aklını kendisinin kullanmaya başlamasıdır.” Ona göre, insan bu duruma aklın kendisi yüzünden değil, onu kullanmaması yüzünden düşmüştür; çünkü insan şimdiye kadar aklını kendi başına kullanamamış, hep başkalarının kılavuzluğunu aramıştır."

Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

Bu parçadan yola çıkılarak Kant’ın aşağıdakilerden hangisini eleştirdiği söylenebilir?

A) 18-19. yüzyılda birbirine karşıt görüşler ortaya çıkmıştır.

A) İnsanın aklını kullanma cesareti göstermemesini

B) Aydınlanma döneminde mükemmel düzen arayışı içine girilmiştir.

B) Bilgilerin sezgi yoluyla temellendirilmemesini

C) 18. yüzyılda devlet karşısında bireyin konumu güçlendirilmeye çalışılmıştır.

D) İnsan zihninin boş bir levha olarak görülmesini

D) 19. yüzyılda yeni ideolojiler oluşturulmuştur.

C) Bilgilerin yalnızca akıl yoluyla açıklanmasını E) Doğuştan bir takım bilgilerin gelmesini

E) Aydınlanma döneminde bireyin mutluluğu otoritelere itaatte görülmüştür. Soru 37:

J. J. Rousseau'ya göre insanlar haksızlık durumlarına çözüm olması için zorunlu olarak toplumsal sözleşme yapmıştır. Böylece insanlar özgürlüğe kavuşacağını sanarak zincirlerine koşmuştur. Artık insandaki tek kötülük kendi kendine yaptıklarıdır.

Locke “İnsan Zihni Üzerine Bir Deneme” adlı eserinde şöyle der: "Bütün ideler duyumdan ya da düşünümden gelir. Öyleyse zihnin bütün öz niteliklerden yoksun, hiçbir idesi olmayan özel deyimiyle “boş levha” olduğunu düşünelim; bu zihin nasıl donatılacaktır? İnsanın o devingen ve sınırsız imgeleminin hem de sınırsız bir değişiklik içinde ona işlediği bu geniş birikim nereden geliyor? Zihin, aklın ve bilginin bütün gereçlerini nereden edinmiştir?"

Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Bu parçada felsefenin aşağıdaki alanlarından hangisi üzerinde durulmaktadır?

A) İnsan özgür olduğunu düşünür ama tutsak olarak yaşar.

A) Varlık felsefesi

B) İnsan, özgürlüğe başkalarının tercihleri sonucu ulaşır.

B) Bilgi felsefesi

C) İnsan belirlenmiş bir varlık olduğu için özgür olamaz.

C) Sanat felsefesi

D) İnsan yaşarken zincirlerini kırarak özgürlüğüne kavuşmuştur.

D) Siyaset felsefesi

Soru 34:

E) Ahlak felsefesi

E) İnsan ve diğer canlıların özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Soru 38: Soru 35: Rönesans ve Aydınlanma dönemleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur? A) Aydınlanma dönemi, Rönesans düşüncesinin ortaya çıkma sebebidir. B) Her iki dönemin özeliklerinden biri de gelenekçiliktir. C) Rönesans Aydınlamanın sonucudur. D) Her ikisinin temel özelliği akılcılıktır. E) Rönesans dinî bir değişimi ifade ettiği için Aydınlanmanın karşıtıdır.

Bilimsel gelişmeler Batı’da bilgiye olan bakışı değiştirmiştir. 17. yüzyılda bilimin yöntemi felsefeye uygulanmaya başlanmış, 18. yüzyılda ise akıl ile temellendirilmiş doğru bilgiler aranmıştır. Filozoflar, bu açıdan bilginin doğasına yönelik düşünceler ortaya koymuşlardır. Bu dönem epistemolojisinin temel problemi bilginin ne olduğu ve ona nasıl ulaşılacağıdır. Bilginin kaynağı konusunda öne çıkan üç görüş ise rasyonalizm, empirizm ve kritisizm olmuştur. Bu parçaya göre 18. yüzyıl filozoflarının aşağıdaki konulardan hangisi üzerinde hemfikir oldukları söylenebilir? A) Bilgiye ulaşmanın mümkün olduğu B) İnsan bilgisinin sınırsız olduğu C) İnsan zihninin boş bir levha gibi olduğu D) Tüm bilgilerin deneyimle başlamış olduğu E) Bilginin deneyimle değil, doğuştan geldiği

Soru 39:

Soru 42:

18. yüzyılın ortalarına doğru İngiltere’de belirginleşen Sanayi Devrimi, öncelikle pamuk dokumacılığı sektöründe başlamıştır. Makineleşmeyle beraber pamuğun iplik hâline getirilmesi ve dokuma tezgâhlarının geliştirilmesi sağlanmıştır. Buhar gücünün kullanılmasıyla tekstil alanında hızlı üretimler gerçekleştirilip ekonomik büyüme yakalanmıştır. Bilim ve sanayide yaşanan bu gelişmeler ile insanın doğaya bakışı değişmiş ve ekonomik temellere dayalı toplumsal yapılar oluşmuştur. Bu yeni durum karşısında toplumda yeni yaşam kültürleri görülmüş ve yeni oluşmuş toplumsal sınıfların mücadeleleri başlamıştır. Böylece felsefe, insan ve toplum üzerinde yeni düşünceler üretmeye başlamıştır.

18- 19. yüzyıl birçok alanda gelişmelerin yaşandığı, felsefeden politikaya, ekonomiden toplumsal yaşama birçok alanda farklı bakış açılarının geliştirildiği bir dönemdir. Aydınlanma çağı olarak adlandırılan bu dönemde matbaa sayısındaki artış ve yazın alanındaki özgürleşmeyle beraber felsefe, edebi eserler aracılığıyla halk arasında yayılmıştır. Bu dönemde akla verilen önem bilim ve teknoloji alanında gelişmeler yaşanmasını sağlamış, bu gelişmeler de yine felsefeyi beslemiştir.

Bu parçadan hareketle felsefe için aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılabilir?

B) Düşünceyi sınırlayan otorite ve dogmalara karşı durulmuştur.

A) Felsefe büyük ölçüde dini konulara yönelmiştir.

C) Bilim insanı yanı sıra aydın ve yazarlar sınıfı oluşmuştur.

B) Bilimdeki ilerleme, felsefi gelişimi engellemiştir.

D) Sanat, felsefe ve edebiyatta önemli eserler verilmiştir.

C) Felsefe ilk kez doğa ve evreni konu edinmiştir.

E) Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır.

Buna göre 18.yüzyıl felsefesi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez? A) Farklı alanlardaki gelişmeler felsefenin konusu etkilemiştir.

D) Felsefe, kilisenin tekeline geçmiştir. E) Toplumsal değişimler felsefeyi etkilemiştir. Soru 43:

Kant, insan aklının kendisi ile dış dünya arasındaki ilişkisini konu edinir. Buna göre, ancak bize göründükleri biçimiyle nesneleri bilebiliriz; bize görünüşlerinin dışında, kendinde nesnelerin nasıl olduğunu bilemeyiz.

"Bütün aydınlanma filozofları gibi Voltaire de yeni bir milat peşindeydi. Ona göre felsefe, din, tarih ve siyaset yeniden yazılmalıydı. Bu yeni yazım, kilisenin, tarihin ve geleneğin gölgesinde değil saf aklın ışığında hayat bulacaktı.Victor Hugo'nun dediği gibi 18. yy demek aynı zamanda Voltaire demekti. O, edebiyatla felsefeyi birleştirip yeni bir dil kuran tam bir aydınlanma çocuğuydu. "

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) İnsan aklı görünenleri bilebilir.

A) Çağının fikirleri ile Voltaire'in eserleri arasında bağ yoktur.

B) İnsan aklı bilgi edinmede sınırlıdır.

B) Voltaire yalnızca bir edebiyatçıdır.

C) Akıl, kendinde şey hakkında bilgi edinemez.

C) 18. yy'da edebiyat felsefenin gölgesinde kalmıştır.

D) İnsan aklı dış dünya hakkında bilgi edinebilir.

D) Bazı aydınlanma filozofları edebiyatla felsefeyi birleştirmiştir.

Soru 40:

E) Tanrı, ruh, ölümsüzlük gibi konular kesin bilgi alanımızın içindedir.

E) Voltaire'in fikirleri gelenekçi ve tutarlıdır.

Soru 41:

Soru 44:

Montesquieu; yasaların ve olayların mahiyetinden kaynaklanan zorunluluklar olduğunu savunur. Ona göre yasaların nesnel bir yönü vardır, asla yöneticilerin keyfi tutumlarından kaynaklanmaz. Yasalar maddi ve manevi unsurlar tarafından belirlenir.

J. Locke, insan zihnine bilgilerin nereden geldiğini, zihnin nasıl dolduğunu ya da donatıldığını sorar. "Aklın ve bilginin bütün malzemelerine zihin nereden ve nasıl sahip olur?" sorusuna tek bir sözcükle cevap verir: "Deneyden." Ona göre, bütün bilgimiz deneyde temelini bulur ve kendisini deneyden türetir.

Aşağıdaki ifadelerden hangisi filozofun bu görüşüyle çelişmektedir? A) Yasalar, belirli nedenlerin sonuçları olarak ortaya çıkarlar.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

B) Halkın yaşama koşulları, örf ve adetler yasaları belirler.

A) İnsanın bilgisinin kaynağı tecrübelerdir.

C) Yöneticiler, kendi çıkarlarına uygun yasalar ortaya koyarlar.

B) Zihnimizde deneyimden bağımsız bilgi yoktur.

D) İklim, toprakların zenginliği ve büyüklüğü yasaları belirler.

D) Bilinen her şey sonradan kazanılmıştır.

E) Yasalar rastlantıların değil belirli zorunlulukların sonucudur.

E) Zihinde bulunan bazı kavramlar doğuştandır.

C) Akıl yürütme yetisi deneyimle kazanılır.

Soru 45:

Soru 48:

18 - 19. yüzyıl genel anlamda bilim, teknik, sanat ve felsefe gibi pek çok alanda ürünlerin ortaya konulduğu bir dönemdir. 15. yüzyılla başlayan bilim ve teknik alanındaki gelişmeler yeni bir ekonomik sistem ortaya çıkarmıştır. Bu yeni sistem; yeni bir kültüre yol açmış, yönetim biçimlerini etkilemiş ve değişime zorlamıştır. Sistemle birlikte insanların istek ve ihtiyaçları değişmiştir. Dolayısıyla düşünürler hayatın dinamiklerini açıklayacak ve toplumsal düzeni daha iyi taşıyacak fikirler üretmeye çalışmışlardır.

“Doğa, insanı iki egemen efendinin, haz ve acının hâkimiyeti altına yerleştirmiştir. Ne yapacağımızı gösterdikleri kadar ne yapmamız gerektiğini de yalnız onlar belirler. Bir yanda doğru ve yanlışın ölçütü, diğer yanda neden ve sonuçlar zinciri onların hükmüne bağlanmıştır. Her yaptığımızda, her söylediğimizde ve her düşündüğümüzde bizi yönetirler. Haz ve acıdan kaçmak için sarf ettiğimiz her çaba, sadece onları göstermeye ve onaylamaya hizmet edecektir.”

Bu parçadan hareketle 18 - 19. yüzyıl felsefesinin aşağıdaki konulardan hangisi üzerinde daha çok durduğu söylenebilir?

Bentham’a ait bu metinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsanın etik varoluşu haz ve acıdan uzaklaşmasına bağlıdır.

A) Bilim

B) İnsan belirlenmiş bir doğaya sahip değildir.

B) Siyaset

C) İnsan davranışlarının temelinde haz ve acı vardır.

C) Sanat

D) İnsan özgürlüğünü, doğasından kaçmak için sarf ettiği çabayla gerçekleştirecektir.

D) Ahlak E) Din

E) İnsan eylemlerinde temel alınabilecek nesnel bir ilke yoktur.

Soru 46: I.

Bilginin kaynağı

II. Birey - devlet ilişkisi III. Varlığın oluşu IV. Ana maddenin yapısı Verilenlerden hangileri 18 - 19. yüzyıl felsefesinde öne çıkan problemler arasında yer alır? A) I ve II B) II ve III C) I, II ve III

Soru 49: Kant bilginin kaynağına ilişkin görüşünü; “Görüsüz kavramlar boş, kavramsız görüler kördür.” sözüyle açıklar. Buna göre bilgilerimizin kaynağı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Tecrübe B) Sezgi C) Duyu verileri D) Akıl ve deney E) Sezgi ve akıl

D) II, III ve IV E) I, II, III ve IV Soru 50:

Soru 47:

J. Locke’un “İnsan Zihni Üzerine Bir Deneme” adlı eserinde vurgulanan bilginin deneyim yoluyla elde edildiği görüşü felsefenin hangi problemi ile ilgilidir?

I. Bireysel ve toplumsal olarak Batı’da aydınlanmanın yaşandığı dönemdir.

A) Bilginin Değeri

II. Bu dönem filozofları, daha çok siyaset, ahlak ve bilgi alanında düşünceler geliştirmiştir.

C) Bilginin ölçütü

III Antik Yunan felsefesinin etkisinde akıl, iman ve inanç konuları tartışılmıştır.

E) Bilginin Sınırı

Verilenlerden hangileri 18 - 19. yüzyıl felsefesinin özellikleri arasında yer alır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III

B) Bilginin kaynağı D) Bilginin güvenirliği

Soru 51:

Soru 54:

Aydınlanma, insanın dünyasını algılamada ve biçimlendirmede geleneklere bağlı kalmaktan kurtulup kendi aklı ile hayatını aydınlatmaya girişmesidir. Buna bir de Kant'ın klasikleşmiş Aydınlanma tanımını ekleyelim. Kant'a göre: "Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmayış durumundan kurtulup aklı kullanmaya başlamasıdır". Ona göre, insan bu duruma aklın kendisi yüzünden değil, onu kullanmaması yüzünden düşmüştür çünkü insan şimdiye kadar aklını kendi başına kullanamamış, hep başkalarının kılavuzluğunu aramıştır.

18. yüzyıl felsefesi aklın doğayı/evreni açıklayabileceği görüşüne yaslanır. Akla duyulan bu güvenin temelinde, “Düşünüyorum, o halde varım.” önermesiyle ulaşılan kesin bilgilerin kaynağında aklın olduğu iddiası vardır. Dolayısıyla gerçekliğe ve ona bağlı tüm varlıkların bilgisine akılla ulaşılabilir.

Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisi aydınlanma düşüncesine uygundur?

B) Spinoza

A) Doğru eylem geleneklere uygun olandır.

D) Descartes

B) Davranışı belirleyen otoritelerdir.

E) Popper

Bu parçada aşağıdaki filozoflardan hangisinin 18. yüzyıl felsefesi üzerindeki etkisi söz konusu edilmiştir? A) Kant C) Aristoteles

C) Dini kaynaklar, en önemli kılavuzdur. D) Hayat, aklın kullanılması ile anlamlanır. E) İnsanı mutsuz eden aklın kendisidir.

Soru 55:

Kant "Pratik Aklın Eleştirisi" eserinde şöyle der: “Ahlâk yasasına duyulan saygı, düşünsel bir nedenin uyandırdığı bir duygudur ve bu duygu tamamen a priori bildiğimiz ve zorunluluğunu doğrudan doğruya kavrayabildiğimiz tek duygudur.”

Kopernik’in dile getirdiği ve Galileo’nun yaklaşık bir yüzyıl sonra geliştirdiği Güneş merkezli evren sistemi Aristotelesçi evren anlayışını değiştirmiştir. Güneş’in Dünya etrafında döndüğü fikrinden vazgeçilmiş, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğü fikri kabul görmüştür. Galileo, çalışmalarını olgu ve gözleme dayandırmış, ulaştığı sonuçları matematiksel bir dil ile ifade etmiştir. 15-17. yüzyılda ortaya çıkan bu gibi gelişmeler Aydınlanma düşünürlerinin aklın gücüne duydukları güvenin temelini oluşturmuştur.

Buna göre Kant, ahlak yasasını aşağıdaki hangi temele dayandırmaktadır?

Buna göre Aydınlanma düşüncesi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi söylenemez?

A) Akıl

A) İnsan aklının doğanın sırlarını keşfedeceğine inanılmıştır.

B) Fayda

B) Felsefenin bakış açısı bu dünyaya yönelmiştir.

C) Duygusal gelişim

C) Doğa, insan tarafından denetim altına alınabilecek bir varlık olarak görülmüştür.

Soru 52:

D) Davranış E) Kültür

D) Varlıkların Tanrı tarafından belli bir amaca göre yaratıldığı inancı hâkim olmuştur. E) Rasyonel düşünce ve akla güven duyulmuştur.

Soru 53: 18. yüzyıl felsefesinde Descartes'ın etkisi yadsınamaz. Onun düşüncelerinin etkisinin yaşadığı dönemle sınırlı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle 18. yüzyılı anlamak için kendinden önceki yüzyılları da anlamak ve değerlendirmek gerekir. Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) 18. yüzyıl felsefesini anlamak için 17. yüzyıl felsefesini anlamak gerekir. B) 18. yüzyıl felsefesi önceki yüzyıllardan bağımsız olarak gelişmiştir. C) 17. yüzyıl felsefesi sonraki dönemleri çok fazla etkilemiştir. D) 18. yüzyıl felsefesini anlamak demek felsefeyi anlamak demektir. E) 18. yüzyıl düşünürlerinden biri de Descartes'tır.

Soru 56: “Akıl hiçbir şeyi algılayamaz, duyular hiçbir şeyi düşünemez. Bilgi ancak bunların birleşik faaliyetinden doğar.” diyen Kant, felsefe tarihi içerisindeki hangi iki görüşü uzlaştırmıştır? A) Fenomenoloji - Analitik felsefe B) Rasyonalizm - Empirizm C) Pozitivizm - Entüisyonizm D) Kritizim - Pragmatizm E) Septisizm - Rasyonalizm

Soru 57: Bu dönemde Fransız İhtilali ve Sanayi İnkılabı gerçekleşmiş ve buna bağlı problemler tartışılmıştır. Özgürlüğü engellediği düşüncesiyle siyasi ve dinî otoritelere karşı gelinmiş ve düşünce özgürlüğü desteklenmiştir. Akla güven duyulmuş ve akılcı düşünce artmıştır. Verilen bilgiler aşağıdaki hangi dönem felsefesine aittir?

A) MÖ 6 - MS 2. yüzyıl felsefesi B) MS 2 - MS 15. yüzyıl felsefesi C) 15 - 17. yüzyıl felsefesi D) 18 - 19. yüzyıl felsefesi E) 20. yüzyıl felsefesi

CEVAPLAR: 1-D 16-D 17-B 18-B 32-C 33-E 34-A 48-C 49-D 50-B

2-C 19-E 35-D 51-D

3-B 4-E 5-C 6-E 7-B 20-C 21-B 22-B 23-E 36-A 37-B 38-A 39-E 52-A 53-A 54-D 55-D

8-A 9-D 10-E 11-C 12-C 13-D 14-B 15-B 24-C 25-A 26-C 27-E 28-A 29-E 30-C 31-B 40-E 41-C 42-E 43-D 44-E 45-B 46-C 47-C 56-B 57-D

Soru 1:

Soru 4:

Macit Gökberk yapılan bir söyleşide felsefe hakkındaki görüşlerini özgünlük bağlamında değerlendirmiştir. Gökberk, “Özgün felsefe ortaya koyabilmek için belli bir birikime sahip olmak yanında bu bilgi birikimini kullanacak zekâ, bir aklı işletme alışkanlığı olmalıdır. Bu aşamadan sonra felsefeyi ortaya koymuş büyük düşünürlerin yapıtlarına -felsefenin nesnelleştiği bu yapıtlara- dayanarak, onlarla birlikte düşünerek birlikte felsefe yapılabilir. Felsefenin ana kaynaklarına gitmek, büyük filozofların eserlerini okumak, felsefede yapıcı yaratıcı olan tek yol felsefeyi yaratmış olan bu büyük ustalarla birlikte düşünmek, birlikte düşünebilmek için de onların nasıl düşündüğünü kavramaktır.” demiştir.

Beyaz kuğuların gözlemlendiği yolundaki gözlem önermeleri ne denli çok sayıda olursa olsun, bunlardan mantıkça "Bütün kuğular beyazdır." tümel önermesini çıkarmamız olanağı yoktur. Ancak kara bir kuğunun tek bir gözlemini anlatan tek bir gözlem önermesi, mantıkça "Bazı kuğular beyaz değildir." önermesini çıkarmamıza izin verir. Bu önemli mantıksal anlamda, deneysel genellemeler, doğrulanamaz ama yanlışlanabilir. Bu ise, bilimsel yasaların kanıtlanabilir olmasalar da sınanabilir olmaları demektir. Onları yadsıma yolunda sistemli girişimlerle sınanabilirler.

Bu parçada, özgün felsefi görüşler oluşturulabilmesi için aşağıdaki koşullardan hangisinin önemi vurgulanmıştır?

A) Tek bir siyah kuğunun gözlenmesi halinde "Bazı kuğular beyaz değildir." önermesi doğru olur.

A) Konu belirlerken seçici olma

B) Yapılan deneyler sonucu ulaşılan genellemeler doğrulanabilir niteliktedir.

B) Felsefede ana kaynaklara başvurma C) Felsefede büyük ustaları taklit etme D) Olgusal konular üzerinde çalışma E) Felsefede bilgiyi arama

Bu parçadan, aşağıdaki ifadelerin hangisi çıkarılamaz?

C) Bilimsel yasalar her zaman denenebilir, dolayısıyla sınanabilir. D) Yapılacak herhangi bir sayıdaki gözlem "Tüm kuğular beyazdır." çıkarımı için yetersizdir. E) Bilimsel yasalar, test edildiği sürece farklı sonuçlara ve değişime açıktır.

Soru 2: 20.yüzyıl filozoflarından biri olan Sartre’a göre insanda varoluş, özden önce vardır. Özünden önce, insan vardır; insan önce dünyaya gelir hatta salınır. Sonrasında tanımlanıp belirlenerek özünü ortaya koyar. Kendisini nasıl oluşturursa öyle tanımlanabilen insanın özünü belirleyen kendi kişisel yapısı dışında herhangi bir unsurun varlığı geçerli kabul edilemez. Sartre'ın görüşlerini yansıtan bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) İnsan, var olmaya doğru atılımlar gerçekleştirir. B) İnsan, kendisini oluşturduğu gibidir ve öznelliği buradadır. C) İnsan, tasarımladığı kendisini yaşayan bir tasarımdır.

Soru 5: Öte yandan, Tanrı olmazsa, gidişimizi haklı gösterecek değerler, buyurularda olmaz karşımızda. Ne önümüzde ne de ardımızda- değerlerin ışıklı alanında- bizi haklı, suçsuz kılacak şeyler vardır. Yalnız ve özürsüz (mazeretsiz) kalmışızdır. Bu durumu “İnsan özgür olmaya mahkûmdur, zorunludur.” sözüyle anlatıyorum. Zorunludur, çünkü yaratılmamıştır. Özgürdür, çünkü yeryüzüne geldi mi, dünyaya atıldı mı bir kez, artık bütün yaptıklarından sorumludur. Sartre’ın bu görüşüne göre, aşağıdaki çıkarımlardan hangisine ulaşılamaz?

D) İnsanın dünyaya gelişi bilinçli ve kurgulanmış bir eylemdir.

A) İnsan, bütün karar ve eylemlerinden kendisi sorumludur.

E) İnsan, belli bilinç düzeyine yükselerek özünü oluşturur.

B) Birey, eylemlerini toplumsal doğrulara göre belirler. C) Varoluş özden önce gelir. D) İnsan seçim ve tasarımlarıyla kendi geleceğini kendi inşa eder.

Soru 3: 20 ve 21. yüzyılda dünyada tanınan felsefeciler ve yaşadıkları yerler Türkiye ve Dünya haritası üzerinde düşünüldüğünde aşağıdakilerden hangisinin olması ötekilerine göre daha çok beklenir? A) Ekonomisi büyük ülkelerde felsefecilerin yoğunluklu olarak bulunması B) Felsefecilerin varlığının bütün coğrafyalara yayılması C) Felsefenin kurumsallaşmasının haritada görülebilmesi D) Batı coğrafyasında daha fazla felsefeci bulunması E) Beyin göçünün sonuçları

E) Özgürlük, insan için zorunludur.

Soru 6:

Soru 9:

İnsanın isyanı her şeyden önce kendi tabiatına karşı kendi iç kuvvetlerine, dar ve bencil arzularına karşı isyandır. Böyle bir tabiat, doğrusunu söylemek gerekirse esareti teşkil etmektedir, hem de her çeşit esaretin kaynağıdır. İç kuvvetlerinin zorbalığından kurtulan insan, evrensel sorumluluk yüklenir. İnsanlar arasındaki pasif dayanışmaya ve zorbaların hâkimiyetine karşı isyan eder. Bunu da bütün bir iradeyle, hakiki bir dayanışma ve gerçek bir hakimiyet isteyerek yapar. Ferdî irade, gerçekte, kendini ortadan kaldırmaya çalışan baskıcı ve zorba topluma karşı isyan eder.

20. yüzyılın hemen başlarında iki filozof bilimsel düşünme tarzının temele aldığı kabulleri sorgulamışlardır. Kant'ın metafiziğe yönelttiği sert eleştirilerden sonra bilimci pozitivist anlayış geniş çevrelerce kabul görmeye başlamıştır. Evrim kuramı ve rölativite fiziği gibi yepyeni bilimsel teorilerin ortaya çıkması bilimsel kuramların da temelinde metafizik kabullerin olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu sırada Henri Bergson ve Alfred North Whitehead metafizik düşünceleriyle 20. yüzyıl felsefesine damgalarını vurmuşlardır. Bilimi ve bilimsel yöntemi kökten reddetmeyen bu iki filozofu en fazla meşgul eden şey, var olan şeylerin doğasının bilimin öngördüğü şekilde olup olmadığı sorusu olmuştur.

Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) İnsan iradesi, kişisel ve toplumsal her türlü esarete karşıdır.

Bu parçadan, Bergson ve Whitehead ile ilgili, aşağıdaki ifadelerin hangisine ulaşılabilir?

B) İnsan, her türlü dayanışmaya karşı isyan eder.

A) Pozitivizmden farklı varlık anlayışı ortaya koymuşlardır.

C) Evrensel sorumluluk, bireysel arzuları doyurmaya yöneliktir.

B) Metafizik önermeleri reddetmişlerdir.

D) Bireysel irade, kendini ortadan kaldırmakla sorumludur.

D) Eklektik bir düşünce savunmuşlardır.

E) Ferdi irade, toplumdan kopuk bir yaşamı arzular.

E) Kant'ın düşüncelerini takip etmişlerdir.

Soru 7:

Soru 10:

Bilimsel gelişmeler insanların hayal bile edemeyeceği bir seviyeye geldi ve baş döndürücü bir hızla devam etmektedir. Klasik bilim anlayışı bilime gereğinden fazla değer vermekte, insan etkinliğinin en yücesi gözüyle bakmaktadır. Bilim toplumun çözemediği sorunları çözmekte, yaşama birtakım kolaylıklar getirmektedir. Bütün bunlara rağmen yine de bilim insan yıkımına dönüşmektedir.

Ölümlü dünyadaki kötülüklerin Tanrı'da yok olacağı düşüncesi, bizleri sorumluluk kaygısından kurtarır. İyiliğin sonunda nasıl olsa galip geleceğine güvenerek korkumuzu yenebiliriz. Dünya arabasını, yürüdüğü yolda keyfince gitmeye bırakarak ahlakı tatile göndeririz. İyi ama gerçek bu mudur? derseniz W. James'in cevabı hazırdır: Gerçek, pratik faydası olandır.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi klasik bilim anlayışına yöneltilen eleştirilerden biri değildir? A) Bilime gereğinden fazla değer verilmesi B) Bilimin faydasının yanı sıra insana zarar veriyor olması C) Bilimin bütün problemleri çözeceği inancı D) Toplumun tek düzenleyicisi olarak bilimin görülmesi E) Bilimin tarihsel süreçte ilerlediği olgusu

C) Bilimin yöntemine karşı çıkmışlardır.

Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Tek gerçeklik eylemlerden doğacak faydadır. B) İnsanın amacı iyi eylemlerde bulunmaktır. C) Tanrı sonsuz ve güçlüdür. D) Kötülük olsa da Tanrı egemen olacaktır. E) Gerçeklik, Tanrının varlığına bağlıdır.

Soru 8: “Bilgi görüşünde rasyonel düşünceye güvenmeyen, kuru bir akılcılık ve bilimciliğe karşı çıkıp, bunun yerine sezgiyi temel alan Bergson, bilincin her zaman bir şeyin bilinci olduğunu, bizim doğrudan ve aracısız olarak yalnızca kendi tecrübemizi bilebileceğimizi ve dolayısıyla en iyi ve en yetkin bir biçimde kendi bilinç akışımızı ve süreyi idrak edebileceğimizi belirtmiştir.”

Soru 11:

Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisi Bergson'un bilgi anlayışına uygundur?

Nietzsche, "Nerede canlı gördümse ben, orada kudret iradesi gördüm. Uşağın iradesinde bile efendi olma iradesi gördüm. Daha güçlüye, kendi iradesi kandırır zayıfı hizmet etmeye, daha zayıflara efendilik etmek istediğinden bu irade. Tek hazdır bu onun vazgeçmek istemeyeceği. Ve küçük nasıl baş eğerse büyüğe, en küçüğün tepesinde keyif sürebilip hükmedebilsin diye, en küçük de öyle baş eğer ve tehlikeye atar hayatını kudret uğruna." der.

A) Sezgi, gerçeğin doğrudan kavranılmasını sağlar.

Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

B) Sezgi, akıl ve analiz yardımıyla bilgiye ulaştırır. C) Bilim, evreni kavramanın tek aracıdır. D) Akıl, tüm varolanların özünü bilme olanağı verir. E) Bilimsel yasalar, başarısını sezgiye borçludur.

A) İnsanoğlunun temel isteği güçlü olmadır. B) İnsan için mutluluk güç istencindedir. C) Güç istenci canlılarda temel arzudur. D) Güç istenci daima iyi istemektir. E) Canlı yaşamının doğasında hükmetme isteği vardır.

Soru 12:

Soru 15:

Viyana'da bir araya gelen bir grup felsefecinin ve bilim adamının düşünsel arayışları neticesinde şekil almış felsefi yaklaşımdır. Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolph Carnap ve Otto Neurath'dır. Bu görüşün amacı dili mantıksal açıdan ele almaktır.

Kuhn'a göre, bilim adamının bilimsel çalışmaları onun inançlarından, yaşam tarzından, dünyaya bakış açısından, içinde bulunduğu kültürün özelliklerinden bağımsız olamaz.

Bu parçada açıklanan çağdaş felsefe akımı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilimsel çalışmalarda objektif olunamaz.

A) Pragmatizm

C) Bilim adamları birbirlerinin görüşlerini destekler.

B) Analitik felsefe

D) Bilim adamının yenilikçi olması gerekir.

C) Hermeneutik

E) Bilimin sonuçları insan hayatını etkiler.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

B) Bilimsel çalışmalar çağın koşullarından etkilenmez.

D) Mantıkçı Pozitivizm E) Fenomenoloji Soru 16: Soru 13: Biz yalnızca bilincimizin "var olmak" sözcüğüne ne gibi tam ve kesin bir anlam verdiğini arıyoruz. Görüyoruz ki bilinçli bir varlık için var olmak; değişmeyi içermekte, değişme olgunlaşmayı, olgunlaşma da kendi kendini sınırsız olarak yaratmayı içermektedir. Acaba bu genel olarak varoluş için de söylenebilir mi? Bu parçanın, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olduğu söylenebilir? A) Ne biliyoruz? B) Var olmak nedir?

Öyle ya kim ve ne hakkında "Bunu biliyorum." diyebilirim. İçimdeki bu yüreği duyabiliyor ve onun var olduğu yargısına varıyorum. Bu dünyaya dokunabiliyorum, onun da var olduğu yargısına varıyorum. Tüm bildiğim burada duruyor, gerisi kurmaca. Bu parçada anlatılmak istenilen düşünce aşağıdakilerden hangisidir ? A) İnsan her şeyi bilebilir. B) Asıl bilinmesi gereken evrendir. C) İnsan ve evren bütün olarak bilinmelidir. D) Duyu verileri dışındakileri de bilebiliriz. E) Varoluş algılarımızla sınırlıdır.

C) Varoluş nedir? D) Değişim ve oluş nedir? E) Bilinçli olmak ne demektir?

Soru 17: "İsteyerek yapılan her harekette ahlakiliğin damgası vardır. Doğrusu bir eylemin ahlakiliği bilinçli yapılmasına bağlıdır. "

Soru 14:

Bu ifadeden, aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

Alain Badiou, 'Felsefe ve Arzu' adlı eserinde şöyle der: "Felsefe 'mantıklı isyan' gibi bir şeydir. Adaletsizliğin karşısına, dünyanın ve hayatın içinde bulunduğu kusurlu halin karşısına düşünceyi çıkartır. Ama düşünceyi adaletsizliğin karşısına, muhakemeyi ve aklı muhafaza edip savunan ve son tahlilde yeni bir mantık öneren bir hareketle çıkartır."

A) Ahlaklı olmak için bireyin bilinçliliği gerekir. B) Ahlak ile isteme ilişki içindedir. C) Birey ahlaklı olmak için önce ahlaklı olmayı istemelidir. D) Ahlak, birey istese de istemese de zorunluluktan ortaya çıkar. E) İsteyerek yapılan bir davranışta ahlakın izleri görülür.

Buna göre, felsefenin en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatı ve dünyayı sorgulamak için düşündürmesi B) İnsanları isyana teşvik etmesi C) Adaletsizliğin önüne geçmek istemesi D) Yeni bir mantık bilimi kurmak istemesi E) Akıldakileri muhafaza edip bunların değişmemesini savunması

Soru 18: Bergson’un “Bilinç insana kendini hatırlatır.” sözü ile aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır? A) Bilinç ile insan kendini fark eder ve var olduğunu anlar. B) Bilinç insana unuttuklarını ve yaşadıklarını hatırlatır. C) Bilinç insanın en önemli özelliğidir. D) Bilinç bildiklerimizin ve unuttuklarımızın toplamıdır. E) Bilinç insanın verdiği kararlarda etkindir.

Soru 19:

Soru 22:

Modernizm, Aydınlanma ilkelerini temel alan toplumsal projenin adıdır. Aydınlanma ise inanca karşı bilgiyi, teolojiye karşı bilimi ön plana alan bir düşünce sistemidir. Modernizm, Aydınlanma düşüncesini temel alır. İlerlemeye inanır. Akıl ve bilimi ilerlemenin aracı olarak görür. Postmodernizm ise başta sosyalizm olmak üzere, hümanizmi, özgürlüğü, evrenselliği, gerçekliği, bilimi ve aklı eleştirir.

Felsefe, insanın merak duygusu sonucu ortaya çıkmış bir disiplindir. Tarih boyunca bu merak farklı farklı alanlara yönelmiş, birbirinden farklı açıklamalarla giderilmeye çalışılmıştır. Sosyal yaşam, coğrafi özellikler, savaşlar, teknik alandaki gelişmeler ve başka birçok faktör felsefenin konusu ve yöntemi üzerinde etkili olmuştur. Böylece, her dönem felsefesi kendine özgü özellikler göstermiştir.

Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi 20. yüzyıl felsefesinin özelliklerinden biri değildir?

A) Modernizm ve Aydınlanma akla ve bilime dayanır. B) Modernizm toplumu düzenleme amacındadır.

A) Felsefede uzmanlaşmaların yaşandığı bir dönemdir.

C) Postmodernizm, modernizmin iddialarına karşıdır.

B) Felsefe yeni yöntemler kazanmıştır.

D) Postmodernizm ve modernizm akıl ilkelerini reddeder.

C) Felsefede yeni akımlar ortaya çıkmıştır.

E) Postmodernizm, modern değerlere bir eleştiridir.

D) Felsefe dogmatik hâle gelmiştir. E) Felsefe küreselleşmiştir.

Soru 20: Karl Marx’a göre evrenin yapısı maddedir. Madde bilinçten bağımsız olarak vardır. Maddenin varoluş biçimi de harekettir. Hareket olmadan madde olamaz; madde olmadan da hareket düşünülemez. Evren diyalektik bir şekilde ilerler. Olmuş bitmiş bir şey değildir. Olaylar arasındaki bağlantılar zorunludur. Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) Evren durağan bir yapıdadır. B) Madde düşüncenin bir ürünüdür. C) Madde, evrende rastlantı sonucu oluşmuştur. D) Evren, hareket sonucunda oluşmuş maddeden ibarettir. E) Evren, tek bir seferde meydana gelen bir değişimin ürünüdür.

Soru 21:

Tabloda harflerle belirtilmiş kavram ve filozoflar ile numaralarla belirtilmiş açıklamaları aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru şekilde verilmiştir?

A) a-IV, b-III, c-II, d-I B) a-III, b-II, c-IV, d-I C) a-II, b-I, c-IV, d-III D) a-I, b-II, c-III, d-IV E) a-II, b-III, c-IV, d-I

CEVAPLAR: 1-B 2-D 3-B 4-B 5-B 6-A 7-E 8-A 9-A 10-A 11-D 12-D 13-B 14-A 15-A 16E 17-D 18-A 19-D 20-D 21-A 22-D