David Harvey-Marxin Kapitali İcin Kılavuz PDF [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

David Harvey Marx'In Kapital'i i çin Kilavuz

�metis

L----"-

David Harvey

Marx'ın Kapitari Için Kılavuz Harvey, 1935, Ingiltere do�umlu. 1961'deCambridge Üni­ versitesi'nde co�rafya alanında doktorasını tamamladı. Bris­ tol Üniversitesi'ndeki çalı�malarının ardından 1969'da ABD, Baltimore'daki Johns Hopkins Üniversitesi'ne geçti. Çe�itli üniversitelerde dersler

ve

konferanslar verdi�i akademik ça­

lı�maları içinde sayısız makaleye

ve

çok ses getiren, birçok di­

le çevrilen kitaplara imzaattı. 2001 'deCityUniversityof New York'ta çalı�maya ba�ladı. Harvey'in çalı� malarının en önem­ li özelli�i. Marksist kurama uzamsallık fikrini dahil etmesi, ek­ lemlemesi olmu�tur. Harvey'in Türkçeye çevrilen ilk kitabı

(1989; Metis, 1997). Di�er yapıt­ larından ba�lıcaları �unlar: Sosyal Adalet ve Şehir (1973; Me­ tis. 2003), The Limits to Capital (Sermayeye Sınırlar, 1982),

Postmodernligin Durumu

The Urban Experience (Kentsel Deneyim, 1989), Yeni Em­ peryalizm (2003; Everest, 2004), A Brief History of Neolibe­ ralism (Neoliberalizmin Kısa Tarihi, 2005) ve Umut Mekan­ Iart (2002; Metis, 2008).

Metis Yayınları Ipek Sokak 5, 34433 Beyoglu, Istanbul Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519 e-posta: [email protected] www .metiskitap.com

Yayınevi Sertifika No: 10726 Marx'ın Kapital'i Için Kılavuz David Harvey Ingilizce Basımı:

A Companian to Marx's Capital Verso, 2010 ©David Harvey, 2010 ©Metis Yayınları. 2010 Çeviri Eser©Bülent O. Dogan, 2010 Birinci Basım: Mart 2012 Yayıma Hazırlayanlar: Sungur Savran, S emih Sökmen Kapak Grafik Uygulama: Emine Bora Dizgi ve Baskı Oneesi Hazırlık: Metis Yayıncılık Ltd. Baskı ve Cilt: Yaylacık Matbaaalık Ltd. Fatih Sanayi Sitesi No.12/197- 203 Topkapı, Istanbul Tel: 212 5678003 Matbaa Sertifika No: 11931

ISBN-13: 978-975-342-832-3

David Harvey

Marx••n Kapitat•i için K1lavuz Çeviren: Bülent O. Doğan

�metis

İçindekiler

ÖNSÖZ.

. . . . . . . . . . . . . . .

. . . .

. . . . . . . . . . . .

GİRİŞ

.

9

13

Kapital,/. Kısım 1 . METALAR VE MÜBADELE 2.

. 29

.

PARA

. . . . . . . . .

70

Kapital, Il. Kısım 3.

SERMAYEDEN EMEKGÜCÜNE .

... 1 00

Kapital, lll. Kısım 4. EMEK SÜRECi VE ARTIK DEGER ÜRETİMİ 5. İŞGÜNÜ.

. .

. . . . . . . . .

. . .. . . . . ..

1 24 151

Kapital, IV. Kısım 6.

GÖRELi ARTIK DEGER .

. . 1 80

7. TEKNOL OJiNİN AÇIGA ÇlKARDIKLARI

8.

MAKiNELER VE B Ü YÜK SANA Yİ................

Kapital, 9.

V-VIII.

.205 .

. 230

Kısımlar

MUTLAK VE GÖRELi ARTIK DEGERDEN SERMAYE BİRİKİMİNE ..

.253

1 0. KAPiTALİST BİRİKİM

... . ... 280

İLK BİRİKİMiN SlRRI.

....... 305

ll.

DÜŞÜNCELER VE ÖNGÖRÜLER . DİZİN

.. . ... 3 3 1 .. 3 6 1

Ön söz

Marx'ın Kapital 'inin 1 . Cih'i üzerine her yıl verdiğim derslerin vi­ deo kaydı olarak internete koyulacağı öğrenilince, Verso Yayınları bana ulaştı ve yazılı bir versiyon hazırlamakla ilgilenip ilgilenmeye­ ceğimi sordu. Aşağıda sayacağım sebeplerle olumlu yanıt verdim. İ lk olarak, ekonominin kötüye gitmesi ve ciddi bir küresel kriz, hatta buhran tehlikesinin belirmesi, Marx'ın analizine ilgiyi tekrar su yüzüne çıkartmıştı. Birçok insan günümüzdeki çıkmazların kö­ kenlerini anlamamızda bu analizin faydalı olup olmayacağını anla­ mak istiyordu. Fakat geçtiğimiz otuz yılda, özell ikle de Berlin Du­ varı'nın yıkıl masından ve soğuk savaşın bitmesinden sonra Mark­ sisı düşünce pek avantajlı ya da bereketli bir dönem geçirmemişti; Marksist devrimci siyaset için durum daha da kötüydü. Dolayısıyla koca bir genç kuşak Marksisı siyasal iktisat eğitimi almak şöyle dursun, bu anlayışa aşinalıkıan bile yoksun kalmıştı. Bu kuşağın Marx'ın ne yapmaya çalıştığına dair araştırmalar yapmasına kapı açacak bir Kapital kılavuzu üretmek için elverişli bir ortam vardı. Marx'ın eserini yapıcı bir şekilde yeniden değerlendirmenin za­ manlaması başka bir anlamda da uygun. 1 970'1erde Marksisı hare­ kete musallat olan, sadece siyasal pratikleri değil teorik yönelimle­ ri de etkileyen şiddetli karşıtlıklar ve sayısız hizipleşmeler bir ölçü­ de hafıflemişti. Bir yandan zor zamanlarda Marx'a ilgiyi canlı tu­ tan, ama diğer yandan bunu esrarlı ve çoğu zaman son derece soyut argümanlar ve düşünceler pahasına yapan saf akademizm iştahı da azalmıştı. Şimdi Marx'ı okumak isteyenlerin pratik meselelere çok daha fazla ilgi gösterdiğini düşünüyorum, fakat bu durum soyutla­ mal ardan korktukları anlamına değil, akademizmi sıkıcı ve gerek­ siz buldukları anlamına geliyor. Her şeyin her şeyle nasıl il işkilen­ diğini daha iyi anlamak ve böylece kendi tikel çıkarlarını ve pratik

MARX'IN KAPiTAL'İ İ Ç İ N KILAVUZ

lO

siyasal çalışmalarını daha iyi konumlandırıp bağlama oturtmak için s arılacak sağlam bir teorik zemin arayan pek çok öğrenci ve aktivist var. Marksist teorinin temellerine dair bu sunumun onlara yardımcı olacağını ümit ediyorum. Bu metni hazırlarken, 2007 baharında verilen derslerin ses ka­ yıtlarının (kendisine minnettar olduğum) Katharina Bodirsky tara­ fından kağıda geçirilmiş versiyonu üzerinden çalıştım. Chris Caruso' nun düzenlediği ve New York'taki Yoksullar Üniversitesi'nin Med­ ya Yüksekokulu ile Philadelphia'daki Medya Seferberliği Projesi­ nin filme çektiği video dersleri (bkz. davidharvey.org - web site­ sini Caruso hazırlamıştır) 2007 güzünde gerçekleştirildi. Projedeki gönüllü çal ışmaları için Chris'e ve diğer herkese teşekkür etmek is­ terim. Gelgelelim ses kaydı ile video versiyonu arasında önemli fark­ lar vardır. Bu farkların büyük çoğunluğu dersleri daima bir bakıma hazırlıksız verınemden kaynaklanıyor. Siyasal ve ekonomik olayla­ ra ya da o dönemki ilgi alanlarıma (hatta anlık heveslerime) bağlı olarak her seferinde metnin farklı yönlerine yoğunlaşıyorum. Sınıf­ taki tartışmalar çoğu kez dikkatleri öngörülemez şekillerde yeniden yönlendiriyor. Ne yazık k i bu tartışmaları koyacak kadar çok yer yok, ama bazı başlıklarını uygun görünen yerlerde metnin ana göv­ desine yedirdim. Esas olarak ses kaydından çalışınama rağmen, vi­ deo çekimlerinden de bazı ekler yaptım. Kısmen yer darlığından, ama aynı zamanda da sözlü dilden yazılı d ile tercüme daima önem­ li ve bazı noktalarda çok esaslı değişiklikler gerektirdiğinden, tas­ lakların yayıma hazırlanması hayli meşakkatli oldu. Derslerde geç­ meyen bazı konuları açıklığa kavuşturma ve şuraya buraya birkaç yeni düşünce ekleme fırsatını da kaçırmadım. Derslerde kullandı­ ğım metin ilk önce 1 976'da Pelican Books ve New Left Review'da yayımlanan, 1 977'de V intage'ın tekrar yayımladığı ve l 992'de Pen­ guin Classics'ten çıkan Ben Fowkes'un İ ngilizce çevirisidir. Refe­ rans verdiğim sayfa numaraları bu baskılara aittir: Bu "Kılavuz"un -gerçekten de'bir tanıtım ya da yorumdan ziya­ de bir yolculuk kılavuzu olduğunu düşünüyorum- yola çıkmak isÇeviride verdiğimiz sayfa numaralan 1993'ıe Sol Yayınları'ndan çıkan 4. baskıya aiııir. -ç.n. •

ÖN SÖZ

ll

teyen herkese rehberlik etmesini, Marx'ın siyasal iktisadına faydalı bir giriş sağlamasını umuyorum. Sunumumu, umarım basite kaçma­ mışımdır, giriş düzeyinde tutmaya çalıştım. Ayrıca Marx'ın metni­ nin farklı yorumları etrafında dönen pek çok ihtilafı da dikkate alma­ dım. Okur burada sunulan yorumun da tarafsız olmadığını aklında tutmalı dır. Bu okumaya, kırk y ıl boyunca her türden formasyona sa­ hip farklı farklı insanlara bu metni öğreterek (hepsine çok şey borç­ lu yum, çünkü bana bir sürü şey öğrettiler), aynı zamanda kendi aka­ demik araştırmamda Marx'ın düşüncesini siyasal eylemle ilişkisi bakımından yapıcı bir biçimde kullanmaya çalışarak ulaştım. İnsan­ ları benim kendime özgü bakış açı mı benimserneleri için ikna etme arayışında değilim. Bakış açımla, hayatlarının özgül koşulları çerçe­ vesinde azami ölçüde anlamlı ve faydalı yorumlar geliştirme kaygı­ sı taşıyan insanlara bir kapı açmanın peşindeyim. Bu konuda biraz­ cık bile başarı kaydetmişsem bu bana büyük bir mutluluk verir.

Giriş

Amacım size Karl Marx'ın yazdığı Kapital adlı k itabın 1. C i lt'ini okutmak, üstelik M arx'ın çizdiği çerçeve i çinde, onun şartl arıyla okutmak.1 Bu biraz gülünç görünebilir, çünkü kitabı henü z okuma­ dıysanız Marx'ın şart larını bilmeniz imkansızdır; ama sizi temin ederim ki bu şartlardan birisi ok um anız, üstelik dikkatle okumanız­ d ır: Gerçek öğrenme daima bil inmeyeni anlamak için çaba göster­ ıneyi gerektirir. Bu k itapta topladığım Kapital okumalarım, ilgil i bölümleri önceden okursanız ç o k daha aydınlatıcı olacaktır. Dile­ ğim, sizi, bu kitapla kişisel düzeyde bir ilişki kurmaya teşvik ede­ bilmek. Marx'ın metniyle doğrudan boğuşarak onun düşüncelerine dair kendi anlayışınızı biçimlendirmeye başlayabilirsiniz. Bu durum hemen bir güçlük doğuruyor. Karl Marx 'ın adını, " Marksizm" ve "Marksist" gibi terimleri herkes duymuştur ve bu sözcükler beraberinde türlü türlü çağrışımlar getirmektedir. B u yüz­ den, lehte ya da aleyhte önyargılar ve peşin hükümlerle başlayacak­ sınız ister istemez; ama daha ilk adımda sizden Marx hakkında bil­ diğinizi sandığınız her şeyi bir kenara bırakmak için elinizden gele­ ni yapmanızı ve onun gerçekte söyledikleriyle uğraşmaya çalışına­ nızı isteyeceğim. Böyle bir doğrudan i l işki kurmayı başarmanın önünde başka en­ geller de vardır. Örneğin bu türden bir metne kendimize has entelek­ tüel fonnasyonumuz ve tecrübelerimiz ışığında yaklaşmamız kaçınıl­ mazdır. Çoğu öğrenci için bu entelektüel formasyon akademik kayı . Karl Marıı:, Capital: A Critique of Political Economy, 1. Cil ı, çev. Ben Fow­ kes, Londra: Penguin Classics, ı 990 [Türkçesi: Karl Marıı:, Kapital, 1. Cilt. çev. Alaaııin Bilgi, Ankara: Sol, 1993. K itap boyunca yapılan bü ıün göndermeler bu baskıya yapılmıştır ve sadece sayfa numaraları veri lmiştir. Ancak alınulanan bü­ tün çeviriler çoğu durumda, dil ve ifade, üslup, imla gibi nedenlerle lamamen ya da kısmen değişıirilerek kullanılmışıır. Okur ayrıca Kapital'in 20 ı ı yılında ya­ yımlanan yeni bir çevirisine de başvurabilir: 1. cilı, çev. Mehmet Selik ve Nail Saılıgan, İstanbul: Yordam K itap. ""i .n.]

14

MARX'IN KAPiTAL' İ İ Ç İ N KILAVUZ

gı ve niyetierin denetimi ya da en azından etkisi altındadır; Marx'ı tek bir disiplinin özgül bakış açısına hapsederek okuma yönünde do­ ğal bir eğilim vardır. Marx'a üniversitede herhangi bir disiplinde kadro verilmezdi; bugün bile üniversite bölümlerinin idari aygıtları­ nın çoğu onu kendi alanlarına dahil ederek sahiplenmeye istekli de­ ğildirler. Bu yüzden, li sansüstü öğrencisiyseniz ve Marx'ı doğru okumak istiyorsanız, kendi alanınızda size neyin kadro sağlayacağı­ nı unutsanız iyi olur - uzun vadede değil elbette, ama en azından Marx'ı okurkenki amaçlarınız bakımından. Kısacası, ait olduğunuz disiplin, enielektüel formasyonunuz ve daha da önemlisi (ister işçi sınıfı içinde, ister mahallede örgütsel çalışma yapıyor olun, ister ka­ pitalist girişimci olun) tecrübeleriniz sayesinde kolayca anladıkları­ nızın ötesinde Marx'ın ne söylediğini saptamak için bütün gücünüz­ le mücadele etmelisiniz. Bu okumada böyle açık bir duruş alma gereğinin en önemli se­ beplerinden biri Kapital'in hayret verecek ölçüde zengin bir kitap ol­ masıdır. Sayfalarında sayısız siyasal iktisatçının, filozofun, antropo­ loğun, gazetecinin ve siyaset teorisyeninin yanı sıra Shakespeare, antik Yu nanlılar, Faust, Balzac, Shelley, peri masalları, kurtadamlar, vampirler ve şiirler cirit atar. Marx muazzam bir kaynak çeşitliliğin­ den faydalanmıştır ve bu n lan bulmak öğretici -ve eğlenceli- ola­ bilir. Bazı göndermeler kolayca gözden k açabilir, çünkü bir sürü du­ rumda doğrudan isimleri vermemiştir Marx; Kapital dersleri verdi­ ğim yıllar boyunca ben de sürekli bu tür yeni bağlantılar keşfettim. Örneğin ilk başladığımda pek fazla Balzac okumamıştım. Daha son­ ra Balzac'ın romanlarını okurken sık sık "H ah! Marx'ın alıntı yaptığı yer burasıymış!" derken buldum kendimi. Marx anlaşıldığı kadarıy­ l a B alzac'ı derinlemesine okumuştu ve Kapital'i tamamladıktan son­ ra insanlık Komedyası üzerine bütünsel bir çalışma yapmak istiyor­ du. Kapital'i ve Balzac'ı birlikte okumak bunun sebebini açıklıyor. Yani Kapital zengin ve çokboyutlu bir metindir. Farkl ı yer ve za­ manlarda birçok dilde yazılmış çok çeşitli metinlerde kavramsaliaş­ mış muazzam bir dünya tecrübesinden beslenir. Hemen eklemeli­ yim ki tüm bu göndermeleri bulmadan Marx'ı anlayamayacağınızı söylemiyorum. Ama bana esin veren ve size de esin vereceğini ümit ettiğim şey, hayatımızı niçin böyle yaşadığımıza ışık tutabilecek muazzam çeşitlilikte kaynakların bizi beklediği fikridir. Bunlar na-

G İ R İŞ

ıs

sıl Marx'ın kavrayışına temel olduysa, biz de onları kendi kavrayı­ şımız için ku llanabiliriz. Kapital'in sırf bir kitap olarak bile şaşırtıcı ölçüde iyi olduğunu göreceksiniz. Bir bütün olarak okunduğunda son derece tatmin edi­ ci bir edebi yapıdır. Ama burada yine anlamanın önünde potansiyel engeller vardır, çünkü pek çoğunuz eğitiminiz sırasında Marx'la kar­ şılaşmış ve metinlerinden parçalar okumuşsunuzdur. Belki lisedey­ ken Komünist Manifesto'yu okudunuz. B elki sosyal teori derslerine girdiniz ve iki hafta Marx, birkaç hafta Weber, biraz da Durkheim, Foucault ve daha pek çok önemli kişiyi işi ediniz. Belki Kapital'den alıntılar ya da Marx 'ın siyasal görüşlerine dair teorik açıklamalar okudunuz. Ama alıntılar ya da soyut açıklamalar okumak, bütünsel bir metin olarak Kapital'i okumak tan çok farkl ı bir şeydir. Tam bir okuma yaptığınızda, metnin parçalarını köklü bir şekilde farklı tarz­ da, çok daha büyük bir anlau bağlamında görmeye başlarsınız. Bü­ yük anlatıya çok dikkat etmek ve daha önce karşılaştığın ız parçala­ ra ya da soyut anlatırnlara dayalı anlayışımızı değiştirmeye hazır ol­ mak hayati önemdedir. Marx kesinlikle eserinin bütünselliği içinde okunmasını isterdi. N e kadar stratejik biçimde seç ilmiş olursa ol­ sun, alıntı l ar üzerinden yeterince anlaşılabileceği fikrine şiddetle karşı çıkardı. Sosyal teoriye giriş dersinde iki hafta gözden geçiril­ meyi, kendisi Adam Smith okumasına sadece iki hafta ayırmayı na­ sıl reddedecekse öyle kesin bir tavırla reddederdi. Kapi ra/'i bütün olarak okuduğunuzda Marx'ın dü şüncesine dair çok far klı bir anla­ yışa ulaşacağınız neredeyse kesindir. Ama bunun için bü tün kitabı okumanız gerekir - ben de işte size bunu yapmanızda yardım e t­ mek istiyorum.

Entelektüel formasyonun ve tekil disiplinin bakış açısının sorun ol­ maktan çıkıp Kapira/'e faydalı perspektifler sunmasının bir yolu var. Öğrencilerin hemen hemen her zaman kavrayışiarına temel yaptık­ ları tek bir disiplin açısından yürütülen okuma şekline karşıyım el­ bette; ama yıllar içinde tek tek disipliniere yaslanan perspektifierin öğretici olabileceğini gördüm. 1 97 1 'den beri hemen her yıl Kapital dersi veriyorum. Kimi zaman yılda iki, hatta üç ders açtım ve her türden grupla ders yaptım. Bir keresinde Baltimore'da, o zamanki

16

MARX'IN KAPiTAL' İ İ Ç İ N KILAVUZ

adıyla Morgan State College'ın bütün felsefe bölümüyle -biraz Hegelciydiıer- ders yaptım; başka bir sefer Johns Hopkins'in Dil ve Edebiyat programındaki bütün ihtisas öğrencilerine ders verdim; bir keresinde de genellikle iktisatçılar girdi dersime. B eni en çok bü­ yüleyen şey, her grubun Kapital'de farklı şeyler görmesiydi. Farklı disiplinlerden insanlarla ders yaptığımda metin hakkında hep daha fazla şey öğrendiğimi fark ettim. Ama bu öğrenme deneyimini zaman zaman rahatsız edici, hatta acı verici bu luyordum, çünkü belli bir grup benim bakış açımı be­ nimsemiyor ya da benim önemsiz bulduğum konulara yönelmekle ı srar ediyordu. Bir keresinde Johns Hopkins'teki Latince kökenli dil­ ler programından bir grupla Kapital'i işledim. Bütün dönemi ı . Bö­ lüm'e harcamamız bende derin bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Ben sü­ rekli "B akın, ilerlememiz ve en azından işgünü konusundaki politik meselelere kadar gelmemiz gerek," diyordum, onlar da "Hayır, ha­ yır, bunu doğru anlamalıyız. Değer nedir? Meta olarak para derken neyi kastediyor? Fetiş neyle ilgili?" vb. diye cevap veriyordu. Hatta sırf çevirileri karşılaştırmak için kitabın Almanca baskısını getirdi­ ler. Meğer hepsi de daha önce hiç duymadığım birinin geleneğinden geliyormuş. Böyle bir yaklaşıma yol açtığı için bu kişinin entelektü­ el açıdan değilse de siyasal açıdan budalanın teki olduğunu düşün­ müştüm Bahsettiğim kişi 1 960'ıarın sonunda ve ı970'1erin başında Hopkins'te bir süre çal ışmış olan Jacques Derrida'ydı. Bu deneyim üzerine sonradan düşündüğümde, bu grubun sadece ı. Bölüm'ün üze­ rinden ince dişli bir tarakla geçerek bana Marx 'ın diline özen göster­ menin -ne diyordu, nasıl diyordu ve neyi varsayıyordu- hayati önemini öğrettiğini fark ettim. Ama merak etmeyin: Bu okumalarda o meselelere girecek deği­ lim, çünkü hem Marx'ın işgünü tartışmasını ele almak istiyorum, hem de sizi cildin sonuna ulaştırmaya kararlıyım. Sadece şunu söy­ lemek istiyorum: Farklı disiplinlerin bakış açıları Marx'ın düşünce­ sinin çeşitli boyutlarını faydalı bir şekilde ortaya çıkarabilir, çünkü Marx bu metni inanılmaz derecede çeşitli ve zengin bir eleştirel dü­ şünce geleneğine dayanarak yazmıştır. Yıl lar boyunca ki tabı birlik­ te okuduğum pek çok kişi ve gruba, tam da bana Marx'ın eserinde kendi başıma asla göremeyeceğim yönleri öğrettikleri için çok şey borçluyu m. Bana göre bu eğitim asla sona ermez.

G İR İŞ

17

Kapital'de ortaya koyulan analize esin veren ü ç büyük düşünsel ve siyasal gelenek v ardır. Bunların hepsi de Marx'ın eleştirel teori­ ye, eleştirel analize derinden bağ lı olması sayesinde etkili olmuştur. Marx nispeten genç olduğu bir döneminde gazeteci meslektaşların­ dan birine "Mevcut Her Şeyin Amansızca Eleştirisi için" başlıklı kı­ sa bir yazı göndermişti. Bu yazıda tevazuunu açıkça gösteriyordu - gerçekten bu yazıyı okumanızı önerir im, çünkü hayranlık verici­ dir. Marx, " Herkes aptaldır ve ben, büyük Marx, mevcut herkesi eleştirip mahvedeceğim," demez. Aksine, dünya üzerine ciddi kafa yormuş pek çok önemli insan olduğunu ve dünya hakkında gördük­ leri şeyler ne kadar tek yanlı ya da çarpık olursa olsun saygı duyul­ ması gerektiğ ini öne sürmüştür. Eleştirel yöntem başkalarının söy­ lediklerini ve gördüklerini alıp işleyerek düşünceyi -ve tarif ettiği dünyayı- yeni bir şeye dönüştürür. Marx'a göre,kökten farklı kav­ ramsal blokları alıp birbirine sürterek devrimci ateşi yaktığımızda doğmaktadır yeni bilgi. Kapital'de de fiilen bunu yapar: Farkl ı dü­ şünsel gelenekleri bir araya getirerek tamamen yeni ve devrimci bir bilgi çerçevesi yaratır. Kapital'de bir araya gelen üç büyük kavramsal çerçeve şunlar­ dır: birincisi, klasik siyasal iktisat - 1 7. ve 1 8. yüzyıl siyasal ikti­ sadı. Bu siyasal iktisat yalnızca değilse bile esas olarak Britanya'nın ürünüdür; William Petty, Locke, Hobbes, Hume'dan başlayıp bü­ yük Adam Smith, Malthus, Ricardo üçlüsüne ve James Steuart gibi daha bir sürü düşü nüre uzanır. Aynı zamanda Marx'a ek eleştirel malzeme sağlayan bir Fransız siyasal iktisat geleneği (Quesnay ve Turgot gibi fizyokratlar ve daha sonra Sismondi ve Say), bir de tek tek halyanlar ve Amerikalılar (Carey gibi) v ardır. Marx şimdi Artık DeRer Teorileri diye bilinen üç ciltlik notlarında tüm bu kiş ileri de­ rinlemesine eleştirmiştir. Fotokopi makinesi ya da intemeti olmadı­ ğından büyük çaba harcayarak Smith'ten uzun pasajları kopyalayıp üzerine yorumlar yazmıştır, aynı şekilde Steuart'tan kopyaladıkları üzerine yorumlar yazmıştır, vb. Marx fiilen bugün yapıbozum dedi­ ğimiz şeyi yapmıştır. Argümanları nasıl böyle yapıbozuma uğrata­ cağımı Marx'tan öğrendim. Örneğin Adam Smith'ten faydalanırken onun söylediklerinin çoğunu kabul eder, ama sonra boşlukları ve çelişkileri araştırarak, bunları düzeltip argümanı kökten dönüştürür. Bu argüman tarzı Kapital'in bütününe yayılır, çünkü altbaşlığının

18

MARX'IN KAPiTAL'İ İÇ İN KILAVUZ

da gösterdiği gibi bu eser "siyasal iktisadın bir eleştirisi" etrafında şekillendirilmiştir. Marx'ın teorisindeki ikinci kavramsal yapıtaşı. ona göre Antik Yunanlılada başlayan fel sefi düşünüm ve soruşturmadır. Marx tezi­ ni E pik ür üzerine vermişti ve Yunan düşüncesine aşinaydı. Görece­ ğiniz gibi, pek çok yerde argümanlarının dayanağı Aristoteles'tir. Marx aynı zamanda Yunan düşüncesinin esas olarak Alman ürünü olan felsefi eleştiri geleneğine -Spinoza, Leibniz ve elbette He gel, Kant ve daha nicesi- nasıl girdiği konusunda da etraflı bir eğitim almıştı. Marx esas olarak Alman ürünü olan bu eleştirel felsefe ge­ leneğini Britanya ve Fransız kökenli siyasal iktisat geleneğiyle iliş­ kilendirmektedir; gerçi bu gelenekleri sadece ulusal geleneklerola­ rak okumak yanlış olacaktır (ne de olsa Hum e siyasal iktisatçı oldu­ ğu kadar -her ne kadar arnpirisi olsa da- filozoftu; ayrıca Desear­ tes ve Rousseau'nun Marx üzerinde ciddi etkisi olmuştu). Ama Marx'ı en çok etkileyen esas olarak Alman ürünü olan eleştirel felsefe ge­ leneğiydi çünkü üniversite eğitimini bu gelenekten almıştı. Daha sonra "genç Hegelciler" diye adlandırılan grubun 1 830'lu ve 1 840'lı yıllarda yarattığı eleştirel iklim de onu derinden etkilemişti. Marx'ın dayandığı üçüncü gelenek ise ütopik sosyalizmdir. Marx' ın döneminde ütopik sosyalizm öncelikle Fransızdır. Modem gele­ neği başlatma payesi genellikle İng iliz Thomas More'a verilir (hal­ buki bu gelenek Antik Yunan'a kadar gider). ayrıca sayısız ütopik metin yazmanın yanı sıra Marx'ın yaşadığı dönemde pek çok fikri­ ni hayata geçirmeye çalışan Robert Owen da İngilizdir. Fakat Fran­ sa'da büyük ölçüde Saint-Simon, Fourier ve Babeufun daha önce­ ki metinlerinden esinlenen ütopik düşünce 1 830'larda ve 1 840'larda müthiş bir patlama yaşamıştı. Örneğin İkaryenler diye bir grup ku­ rarak 1 848'den sonra ABD'ye yerleşen Etienne Cabet; Proudhon ve Proudhoncular; Auguste B l anqui ("proletarya diktatörl üğü" terimi­ ni ilk kullanan kişi) ve onun gibi Jakoben geleneğe bağlı pek çok ki­ şi; Saint-Simoncu hareket; Victor Considerant gibi Fourierciler ve Flora Tristan gibi sosyalist fem inistler. Pek çok radikal ilk kez 1 840' larda Fransa'da, ne anlama geldiğini çok iyi bilmemekle beraber kendilerine komünist demişlerdi. Marx bu geleneğin bağrında ol­ masa bile bu geleneğe çok aşinaydı. Özellikle 1 844'te sınır dışı edil­ meden önce Paris'teyken onları iyi tanıyordu ve bana kalırsa bizzat

G iR i Ş

19

kabul edeceğinden daha çok şey almıştı bu gelenekten. Paris'teki 1 848 devriminin başarısızlı�larının pek çok açıdan sorumluluğunu yüklediği 1 830'Iarın ve 1 840'Iarın ütopyacılığına mesafeli durmak istemesi de bu yüzden anlaşılır bir şeydir. Ütopyacıların buradan oraya ulaşma konusunda hiçbir fikre sahip olmadan ideal toplum ta­ sarlamalarından hoşlanmıyordu ve bu görüşünü Komünist M anifes­ to'da açıkça belirtmişti. Bu yüzden onların fikirlerine, özellikle de Fourier ve Proudhon'un fikirlerine genellikle olumsuzlama biçi­ minde yaklaşmıştır. Marx 'ın Kapital'inde bir araya gelen üç ana kavramsal hat bun­ lardır. Marx'ın amacı sol siyasal projenin yönünü nispeten sığ bul­ duğu ütopyacı sosyalizmden bilimsel komünizme çevirmekti. Ama bunun için sadece ütopyacılar ile siyasal iktisatçıları karşı karşıya getirmesi yeterli olmayacaktı. Sosyal bilimlerin yönteminin her yö­ nünü yeniden yaratması ve düzenlemesi gerekiyordu. Kabaca ifade edersek, bu yeni bilimsel yöntem, esas olarak Alman ürünü olan eleştirel fel sefe geleneğinin araçlarını kullanarak öncelikle Britanya ürünü olan klasik siyasal iktisat geleneğini sorgulamak ve bu ikisini esas olarak Fransız ürünü olan ütopyacı güdüyü aydınlatmakta kul­ lanarak şu sorulara cevap vermek üzerine kuruluydu: Kom�nizm nedir ve komünistler nasıl düşünmelidir? Komünist devrime giden yolu daha etkin bir şekilde saptamak için kapitalizmi nasıl bilimsel olarak aniayabilir ve eleştirebiliriz? Göreceğimiz gibi, Kapital'in kapitalizmi bilimsel temelde anlamaya dair söyleyecek çok şeyi v ardır, ama komünist devrimin nasıl inşa edileceği konusunda pek bir şey demez. Bu kitapta komünist toplumun neye benzeyeceğine dair de pek bir şey bulamayız. of