Bizans Imparatorluğu tarihi [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

BİZANS İMPARATORLUÖU TARİHİ SON DEVİR (1261 - 1461) Osmanlı Türk - Bizans Münasebetleri

Prof. Dr. Şerif BAŞTAV

ANKARA 1 9 8 9

TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI : 97 Seri : III

Sayı: A. 2 5

BİZANS İl\liPARATORLUÖ"U TARİHİ· SON DEVİR (1261 1461) -

Osmanlı Türk - Bizans Münasebetleri

Yazan Prof. Dr. Şerif BAŞTAV

ANKARA

1 9 8 9

ISBN

975 - 456 - 024 - 2

©Türk Ifültürünü Araştırma Enstitüsü, 1989

Yayınlayan

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü

17. Sokak 38, 06 490 Bahçelievler - Ankara Tel

Dizilip basıldığı

: 213 31 00 - 213 41 35

yer: Ankara Üniversitesi Basımevi Ankara

-

1989

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ I - XVI. İSTANDUL'UN GERİ ALINMASI VE VIII. MİHAEL'İN İMPARATORLUÔU DİRİLTME DENEMELERİ (126 1 - 1 282). İhya Edilen jmparatorluğun İçine Düştüğü Kriz 1 - 10. - II. And­ ronikos'un Hakimiyeti Devri 10- 1 6. - Osmanlı Devletinin Kuruluşu 1 7-24. - iç Savaşlar Devri ( 1 321- 1 325) 24-45. - 111. Andronikos'un Hakimiyeti Devri ( 1 328- 1 34 1 ) 28-45. - VI. loannes Kantakuzenos Devri ( 1 347- 1 355) 48-6 1 . OSMANLILARIN AVRUPA'YA GEÇMELERİ V E İMPA­ RATORLUÖUN CAN ÇEKiŞMESİ ( 1 354- 1 389) 6 1-67. V. Ioannes'in Batı Seyahati ve Mezhep Değiştirmesi ( 1 369- 1 370) 67-70. - Osmanlı'ların Balkanlar'daki Fetihleri ve Bunun Bizans'taki Akisleri 70-78. - Kosova Meydan Muharebesi ( 1 389) 78-80. YILDIRIM BAYEZİD DEVRİ ( 1 389- 1 403) 80- 1 0 1 . II. Manuel'in Hakimiyeti Devri ( 1 39 1 - 1 425). Timur Vak'ası ve Ankara Muharebesi ( 1 402) 9 1 - 1 0 1 . - Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi Buhranı ve Bizans'm Canlanması ( 1402- 1 42 1 ) 1 0 1 - 1 05.

OSMANLI İMPARATORLUGUNUN YENİDEN CANLAN­ MASI VE BİZANS'IN SON MUKAVEMETİ ( 1 42 1 - 1 448) 1 05- 1 08 Paleolaog'Iarın Mukavemet Denemesi 1 08-1 09. - II. Sultan Murad' ın Başarılı Taarruzları 109- 1 1 0. - İstanbul'un Muvakkat Durumu 1 1 0- 1 1 1 . - Floransa İttihadı ( 1 437-1439) 1 1 1 - 1 1 3. - İstanbul İttihadı 1 13- 1 14. - Bizans İmparatorluğunda Anarşi ve İç Harp 1 14- 1 16. Yama Meydan Muharebesi ( 1 444) 1 16- 1 20. - II. Kosova Muharebesi ( 1 448) 1 20- 1 22. - Fatih Sultan Mehmed ve Bizans'ın Çöküşü ( 1 4481 453) 1 22- 1 28. - Son Taarruz 1 28- 1 32. 111

ÖNSÖZ*

Bu gün, ilim aleminde Bizans İmparatorluğu adı altında tanınan ve bin yıldan fazla süren uzun ömürlü devlet, aslında bir Doğu Roma İmparatorluğudur. Nitekim, Bizanslılar kendi devletlerinin adı ola­ rak bunu hiç kullanmamış ve İmparatorluğun adına "Roma Dev­ leti" ve kendilerine de "Romalılar" demişlerdir. J)oğu Roma devle­ tinin başlanğıcı 330 yılıdır ve J?izans adı, modern devirde bu devle­ tin tarihi araştırılmağa başladığı zaman, Batı ilim aleminde kullanıl­ mağa başlamıştır. Zira, bu yeni devletin merkezi olarak seçilen yade, Miladdan önceki yüzyıllarda B;•;:,antium adına bir şehrin bulunma­ sından kaynaklanır. 1 . ve 2. yüzyıllarda, Doğudaki fetihlerden sonra çok büyüyen ve hudutları aşırı derecede genişleyen Roma İmparatorluğunun doğu arazisi, çok uzaklara kadar erişiyordu. Aynı zamanda Mısır, Suriye ve Anadolu gibi eski medeniyetlerin beşiği olan bu sahalar, İmparatorlukta her bakımdan ağır basmağa başla­ mıştı. Üstelik bu ülkeler, merkez Roma'dan çok uzakta bulunduk­ larından idare edilmeleri güçlükle karşılaşıyordu. Bu yüzden 2. ve 3. yüzyıllarda İmparatorlar artık, Roma'da oturmuyorlardı ve İm­ paratorluk için yeni bir merkez aranıyordu. İmparator Büyük Kon­ santiıı, İstanbul'un bulunduğu sahayı İmparatorluk merkezi olmak bakımından çok uyğun bulduğundan burada inşa ettirdiği yeni başşehrinin 330 yılında açılışını yapıyor ve eski merkez Roma terke­ dildiğinden gittikçe ihmale uğruyordu. __

lVIerkezi doğuya nakledilen devletin ordusu ve idare tarzı Roma' Iı, dili ve kültürü Latindi. Bu yeni muhitte ise, çoktan beri burada yerleşmiş bulunan Yunan d ili ve kültürü ile doğunun saray, d evlet göreneği ve teşrifatı bunlara eklenecekti. Ayrıca, 4. yüzyılda devletin dinleri arasında serbest bırakılan Hristiyanlık ta kuvvetlenince, gele­ cekteki Bizans toplumunu oluşturan unsurlar tamamlanmış oluyor*

Burada yayınladİğırrıız

araştırma,

lıazırlanmakta

olaıı aynı isimdeki kitabın

bir kısmıdır.

v

du. Bu suretle Eski Roma İ mparatorluğundan çok farklı ve yeni coğ­ rafi şartların belirlediği temeller üzerinde gelişen İmparatorlukta, daha 6. yüzyılın sonunda Latince tamamiyle unutuluyor ve onun yerini Yunan dili ve kültürü alıyordu. Bundan sonraki yüzyıllarda bu yepi devletin en mühim prob­ lemleri arasında, devletin resmi dini haline gelen Hristiyanlık içincl e başgösteren itikat münakaşaları ile devleti dış düşmanlara karşı sa­ vunmak en büyük yeri alıyordu . İmparatorluk bu tarihten sonra, hayatının sonuna kadar hudutlarını savunabilmek için bütün kuv­ vetlerini harcamağa mecbur olmuştur. 4. yüzyılda doğu hudutla r ı Sasanilerin tehdidi altındadır v e b u hal İslamiyetin gelişmesi ile Sa­ sani devletinin sona ermesine kadar sürer. 4,, ve 5. yüzyıllarda Kuzey­ de ve Batı'da Cerman ve Türk kavimleri, bunların arkasından da İslavlar ortaya çıkarlar. Türk kavimleri ile İslavlar, bundan sonraki yüzyıllarda İmparatorluğu en fazla meşgul eden ve varlığnıı trhdit eden düşmanların başında gelirler. Hristiyanlığın kuvvetlenerek yayılmağa b:ışladığı 4. yüzyıldan sonra, içine düştüğü büyük mezhep kavgaları ve bunun sonunda La­ tin Kilisesi ile ortaya çıkan ihtilaflar, İmparatorluğu içeriden kemiren başlıca meselelerdendir. 6. ve 7. yüzyıllarda Balkanlarda ve İtalya' da büyük arazi kaybına uğrayan ve Anadolu'da İslamiyetin hücum­ ları neticesinde hudutları çok daralan İmparatorluk, sadece Anadolu ile Yunanistan'daki arazisini koruyabiliyor ve bu suretle gerçek Bi­ zans devleti haline geliyordu. Bundan böyle Ortodoks mezhebi ile Yunan dili ve kültürü, İmparatorluğun iki temel unsuru haline gelir ve bu vasfını İmparatorluk hayatının sonuna kadar sürdürür. Mısır, Suriye ve Filistin'i İslamlara kaptıran, İtalya'da Cermenlerin ve Balkan'larcla İslavların yerleştiği arazisini kaybeden devlet, başşelıri­ nın önüne kadar gelen Arapları güçlükle geri püskürtür. 7. ve 8. yüzyıllarda Arap istilftsı, İslav akınları ve içeride patlak veren İkonoklazm mücadeleleri yüzünden çok buhranlı bir dönem yaşayan İmparatorluk, 9. yüzyılın sonundan başlamak üzere topar­ lanmaya başlar ve 1 0. yüzyılda İslam aleminin zaafa uğraması ve iç ihtilaflara düşmesini de fırsat bilerek karşı taarruza geçen Bizans, uzun zamandan beri ilk defa arazisini genişletir, 1 1 . yüzyılda parlak devirlerinden birini yaşar: Fakat, bu yüzyılın ikinci yarısında doğu­ da Türk kavimleri, batıda Normanlar İmparatorluğu tehdide başlar. 1 1. yüzyılın ikinci yarısında idaredeki beceriksizlik ve buna paralel VI

olarak mali ve askeri durumunun sarsılması üzerine, 1 2 . yüzyılın so­ nuna doğru sür'atle çökme alametleri gösterir ve 1204 de IV. Haçlı seferi düzenleyen Hristiyan ordularının hücumları sonunda parçala­ nır. İmparatorluk arazisinin büyük bir kısmı Lfıtinler arasında bölü­ şülür ve Grek halkının bir kısmı Batı Anadolu'ya sığınır ve merkezi İznik olmak üzere geçirdiği 57 yıllık sürgün hayatından sonra, başşe­ hir İstanbul'da kurulan Lfıtin İmparatorluğunun zaiflcmesi ve İznik imparatorlarının dirayetli idareleri sayesinde, 1 26 1 de eski başşehrini alarak orada yerlqir. Lfıkin, bundan sonra yeni bir hayata başlay.m İmparatorluk, eski parlak devirlerin bir gölgesinden ibarettir. �fali­ yesi, ordusu bozulmuş, yeni ve kuvvetli dış düşmanlarla çevrilmiş bulunduğundan, bu yeni şartların mücadele dolu hayatına dayana­ mayarak sonunda Türkler tarafından ortadan kaldırılır.

*

Burada yazdıklarımız, uzun zamandan beri hazırlamakta ol­ duğumuz Bizans İmparatorluğu Tarihi'nin bir bölümünün son kıs­ mıdır. Tafsilata girmeden, ana hatlarında Bizans Tarihi ve ona pa­ ralel olarak Osmanlı Tarihi olayları kısaca anlatılmaktadır. Bu araş­ tırmamız dahi, Türk - Bizans münasebetlerinin ne kadar sıkı ve önemli olduğunu göstermeğ-c yeterlidir sanırız. Ancak, ısrarla belirtelim ki Türk - Bizans münasebetleri bundan ibaret dl'ğildir. Hiç şüphesiz, Türk aleminin en parlak ve cihanşü­ mul devleti Osmanlı İmparatorluğudur; bu sebeple de Türkiye'd e en fazla bilinmek istenen ve alaka duyulan devri budur. Aslında Ana­ dolu, Türklüğü sinesinde toplayan bir beşik olmuş ve onu dağılmaktan korumuştur. Çünkü, İç Asya'dan Batı'ya doğru ilerleyen Türk göç d algaları, Aral gölünü ve Maveraünnehri geçtikten sonr a, Hazar de­ nizi yüzünden iki büyük kola ayrılmak zorunda kalmıştır. Hazar d e­ nizi, Eski Anayurtlarından koparak Batı'ya doğru ilerleyen Türk mil­ letini ikiye ayıran en büyük engeldir. Daha Milfıd'ın ilk yüz yılların­ d an başlamak üzere, Hazar denizinin kuzeyine yönelen Türk göçleri, Güney Rusya bozkırlarını ve Balkan yaylalarını aşarak Karpat dağ­ larına ve l\facar ovasına kadar erişmiş ve bu çok geniş coğrafi sahalar içinde dağılarak kaybolmuştur. Güneye yönelen Türk dalgaları ise, bir taraftan İran'a ve Irak yarımadasına, diğer taraftan da Anadolu­ ya girmiştir. Anadolu'ya giren Türk kavimleri, sonsuzluk içinde dağıl­ mak tehlikesine uğramazlar. VII

Avrupa'da görülen ilk Türk kavmi Hunlardır. Önce, uzun za­ mandan beri Batı Asya'da yaşayan İran! kavimlerin hakimiyetine son vererek 4. yüzyılın sonunda Avrupa'ya giren ve orada ilk Türk dev­ letini kuran Hunların hakimiyeti ancak yüz yıl sürmesine rağmen, BÜYÜK KAVİMLER GÖ ÇÜ'ne sebep olmuş, Antik dünyanın o zamanki etnik statüsünü altüst etmiş, Cermen kavimlerini bir daha birleşememek üzere dağıtmış, her iki Roma İ mparatorluğunu ölümle tehdit etmiş ve Avrupa'yı büyük bir tehlikeden ancak Attila'nın 453 deki ölümü kurtarmıştır. Hunların hemen arkasından ilerleyen ve Hunlardan sadece dil­ lerinin lehçe farkı ile ayrılan, yerleşik hayata daha yatkın olan Ogur - Türk kavimleri, Hun devletine son veriyor (463-465), onun artıkları üzerinde yerleşiyor ve onun büyük şöhretinden de fay­ dalanarak yeni siyasi bir birlik meydana getiriyor ve "Bulgar" adı bu karışımın bir neticesi oluyor. Bu yeni devlet Bizans ile sıkı münasebet­ lere girişiyor, bu bölgedeki bütün Türk boylarını etrafına topluyor, daha sonra kurulacak olan Tuna ve Volga devletlerinin temeli bu su­ retle atılıyor. Fakat, onları takiben 6. y üzyılın başında Kuzey Kaf"' kasya'ya giren SABİRLER, daha kuvvetli ve deha iyi organize edil­ miş bir devlet kuruyorlar. O devrin en büyük İran ve Bizans gibi iki devleti arasında denge oluşturuyor, her iki tarafın ittifakına ihtiyaç duydukları ve 1 00 bin kişilik bir ordu çıkarabilen, muharebe makine­ leri kullanan, gelişmiş harp tekniğine sahip bir devlet iken, 558 de Gök-Türk hakimiyetinden kaçan AVARLAR'ın bölgeye girerek bü­ tün bu sahayı istila etmesi ile yeni ve d aha büyük siyasi bir topluluk meydana geliyor. Lakin, kendilerini takibeden Gök-Türklerin önünden kaçmak zorunda kalan Avarlar, çok sayıda Türk boyunu beraberlerin­ de sürükleyerek bu günki Macar ovasına yerlqiyorlar. Avarların uzaklaşmasından sonra, Kafkas dağlarıyla Tuna ır­ ırmağı arasında uzanan çok geniş sahada dağınık olarak yaşayan bü­ tün Türk boyları yeniden toparlanıyor, "BÜYÜK BULGAR D EV­ LETİ'"ni kuruyor ve bu devletin merkezi Kırım yarımadasında bu­ lunuyordu. Fakat, 7. yüzyılın başında, Hazar denizi ile Azak denizi, Volga ve Don ırmakları arasında, B üyük Göktürk devletinin Batı'­ daki devamı sayılan HAZAR DEVLETİ'nin kurulması üzerine, yarım yüzyıllık ömrünün ardından Büyük Bulgar Devleti sona eriyor ; Bulgar devletini oluşturan Türk kavimlerinden bir kısmı Hazar dev­ letine tabi oluyor, Hazar devletini tanımak istemeyen büyük sayıdaki Lkısmı ülkeyi terkederek Aşağı Tuna salıasında TUNA BULGAR VIII

DEVLETİ'ni kuruyor, diğer bir kitle de kuzeye giderek, 1foğol is­ tilasına kadar hakimiyetini sürdüren VOLGA BULGAR DEVLE­ Tİ 'ni kuruyor. 400 yıldan fazla ömrü ylc Hazaı clcdeti, l-fazar denizi ile Volga­ Don üçgeni esas olmak üzere Kuzey Kafkasya'da hüküm sürüyor, devrin Bizans İmparatorluğu ve İslfım alemi ile çok sıkı askeı i, siyasi ve iktisad i münasebetler sürdürüyor. En km'vetli okl uğu 9.-1 0. y üz­ yıllarda, Avrupa'nııı bu bölgesinde güçlü orduları, sağlam maliyesi ve her �eyden önce çok yoğun transit ticareti ile, zamanının en kuvvetli ve sayğın bir devleti hfıl ine geliyor. 558 de Kafkasya'yı terkc