Bizans devleti tarihi [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

Birinci baskı ikinci baskı Üçüncü baskı Dördüncü baskı Beşinci baskı

: : : : :

1981 1986 1991 1995 1999

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU

TÜRK

TARİH

KURUMU YAYINLARI X Dizi

-

Sayı

75

GEORG O STROGORSKY Hdgrad Üniversitesi Ordinaryüs l'rolesörlf'rindcn

BİZANS DEVLETİ TARİHİ 6.

Baskı

Türkçeye Çeviren

Prof. Dr. FİKRET IŞILTAN

ANKA RA, 2006

Ostrogorsky, Georg Bizans Devleti

çev. Fikret

tarihi/ Georg Ostrogorsky; Türkçeye hsk.--Ankara: Türk Tarih Kurumu,

Işı itan.-- 6.

2006. xxxv. 582. 131 Kurumu y ayı nl arı

s. :

hrt. ; 24 cm.- (AKDTYK Türk Tarih

; X. Dizi-Sa. 7').

İndeks var. ISBN 975 1.

-

Bi zans

1 fı - 0348 - X

İıiıparatorluğu _Tarih.

1. Işıl tan.

Fikret.

il. E.a. ili. Dizi. 949.5

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu'nun 28.07 .2006 tarih ve 1582 sayılı kararı gereğince 1500 adet

basılmıştır.

ISBN 975-16-0348-X

Sarıyıldız Basırnevi tarafından basılmıştır. Tel: (0312) 342 16 14 lstanbul Yolu Aktirn iş Merkezi 11/45 Akköprü/ANKARA

İ Çİ N D E K İ L E R Çevirenin önsözü ............................................

IX

"Handbuch der Altertumswissenschaft" serisini yayınlayan Walter Otto'nun bu cildin ilk baskısına yazdığı önsöz ............. .

XI

ı 940

yılındaki ilk baskısına yazdığı önsözden

xv

Ostrogorsky'nin kitabın 1 952 yılında yapılan ikinci baskısına yazdığı önsözden ..............................................

xv

Ostrogorsky'nin kitabın

xvı

Ostrogorsky'nin üçüncü baskıya yazdığı önsöz

Sık zikredilen eserlerin kısaltma listesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XIX

Giriş. Bizans tarihi bilgisinin gelişmesi ........................ 1. Erken Bizans devleti gelişmesinin anahatları (324-610). Kaynaklar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ı . Hristiyanlaştırılan lmperium Romanum . . . . . . . . . . . . . . 2 . Kavimler muhacereti ve kristolojik mücadeleler devri . . . 3 . lustinianos restorasyonu ve yaratılan eserin çöküşü . . . . . .

2ı 24 46 63

il. Bizans devletinin varlığı ve yenilenmesi için mücadele. (610-711). Kaynaklar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

81 86 ı . İran ve Avar savaşları ve Herakleios reformu . . . . . . . . . . . 2 . Arap istilası devri: Herakleios'un son yılları. Konstans il. 102 3 . Istanbul'un kurtarılışı v e yeni düzenin gelişmesi. Konstantinos IV. ve lustinianos il. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ı 1 5 4 . Herakleios hanedanının sukutu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 3 1

ili. Tasvir kırıcı buhran devresi (711-843). Kaynaklar

....

137

1 42 ı . Taht karışıklıkları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 . Tasvirler mücadelesi ve Arap savaşları: Leon ili. . . . . . . . 145 3 . Tasvir kırıcılık hareketi ve Bulgarlarla mücadele: Konstantinos V. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 53 4 . Tasvir kırıcı hareketin gerilemesi ve tasvirlere ibadetin ye­ niden canlandırılması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ı 63 ı 70 5. Bizans ve Büyük Karl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6 . Nikephoros l.'un reformları ve dış tehlikeler: Bizans ve Krum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 73 7 . Tasvir kırıcı reaksiyon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ı 87



İ ç i n deki ler

iV. Bizans

imparatorluğunun parlak devri (843-1025). .............................. ..........

197

.............................. ... . . . Symeon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

203 2l7 243

Kaynaklar.

l . Yeni devrin başlangıcı .

2. 3. 4.

Hukuki kodifikasyonlar devri: Basileios I. ve Leon Bizans ve Bulgar çarı

Merkezi iktidarın feodal kuvvetlere karşı mücadelesi ve Bizans sarayının kültürel parlak devri: Romanos Lakapenos

il.

25 1 264 2 76

Başşehir memurlar asalet sınıfının hakimiyet devri (1025-ıo81). Kaynaklar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

293

............... ..................

296 3l6

asalet sınıfının hakimiyet devri (1081-1024). Kaynaklar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

325

Bizans devletinin yeniden canlanışı: Aleksios I. Komnenos.

329

ve Konstantinos Porphyrogennetos

5. 6. V.

....................

Fütuhat devri: Nikephoros Phokas ve loannes Çimiskes Bizans kudretinin doruğuna ulaştığı devre: Basileios

ı.

Orta Bizans devlet sisteminin çözülüşü .

2.

İç ve dış siyaset bakımından çöküş

VI. Askeri ı. 2.

Yeni kudretlenme devresi v e ilk gerilemeler: loannes il.

3.

Andronikos

ve Manuel

I.

.

.....................................

Kommenos'un

.......................................... ............................................

tecrübesi

4.

Çöküş

34 7

devleti yeniden canlandırma

365 371

VII. Latin hakimiyeti v e Bizans imparatorluğunun resto-

rasyonu (1 204-1272).

ı. 2. 3. 4.

Kaynaklar.

....................

387

...................

390 40 ı 41o

Yeni devletler sisteminin kuruluşu .

Epiros'un kısa yükseliş devresi ve çöküşü. İznik'in zaferi. Restorasyon öncesi Büyük devlet

vııı.

.................................

olarak Bizans'ın yeniden ihyası:

Mikhail

.............................................

416

VIII. Bizans devletinin çöküşü ve yıkılışı Kaynaklar

(1282-1452). . . . . .. . . . . .. . .. . . .. .. . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . .

43 1

........... hakimiyeti . . . . . . . .

41 1 460

ı.

Küçük devlet olarak Bizans: Andronikos il.

2. 3.

Balkan yarımadasının Osmanlılar tarafından fethi. Bizans

İç savaşlar devresi. Balkanlarda Sırp

............................. .............................................

Türklerin vassal devleti

4.

Sukut

490 509

İ ç in d e k i l e r

vır

Bizans hanedanlarının şecereleri : l. Herakleios hanedanı ; 2. Suriye hanedanı ; 3. Amorion hanedanı ; 4. Makedonya hanedanı ; 5. Dukas hanedanı ; 6. Komnenos hanedanı ; 7. Angelos hanedanı ; 8. Laskaris hanedanı ; 9. Palaiologos hanedanı. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 529 Hükümdar listeleri : ı. Bizans imparatorları; 2. Latin impara­ torlar ; 3. Epiros ve Tesalya kısmi devletlerinin hükümdarları ; 4. Bulgar hükümdarları ; 5. Sırp hükümdarları ; 6. İ slam hükümdarları ( a. Hulafay-i raşidin ; b. Emeviler ; c. Ab­ basiler ; d. Anadolu Selçuklu hükümdarları ; e. Istanbul'un fethine kadar Osmanlı hükümdarları) . . . . . . . . . . . . . . . . 535 Genel Dizim Haritalar :

ı . Iustinianos I . devleti (565 yılı civarı) . Uspenskiy, lstoriya Vi::.antiyskoy lmperii, c. 1, s. 4o'daki harita esas alınmıştır . 2 . 7. yüzyıldan 9. asra kadar Anadolu'daki thema'lar orga­ nizasyonu. (GELZER, Themenverfassung'a dayanılarak müel­ lifin yaptığı taslak) . 3 . Basileios II. devleti ( ı 025 yılı civarı) . Müellifin krokisi. 4 . Komnenoslar devleti. Cambridge Medieval History, c. iV, harita 42 esas alınarak müellifin krokilerine göre çizilmiştir. 5 . lstanbul'da Latin hakimiyeti devri. Müellifin krokilerine göre çizilmiştir. 6 . 1 4. yüzyılda Bizans devletinin dağılışı. Müellifin krokilerine göre çizilmiştir. 7. İ lk Bulgar devleti. ZLATARSKİ, Geschichte der Bulgaren, ve RuNCİMAN, Bulgarian Empire'e dayanılarak müellifin bir 'krokisine göre çizilmiştir. 8 . Nemanya hanedanı devrinde Sırp devleti. Sv. STANOYEVİÇ, ls'toriski Atlas'a dayanılarak çizilmiştir.

541

ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ Ostrogorsky'nin çevirisini sunduğum bu eseri bizantinistik alanında bu güne kadar yapılmış olan çalışmaların bir özeti ile başlar. Sadece bir özet olmasına rağmen yine de yüzlerce bilim adamının ve bunların en önemli eserlerinin adlarını kapsayan bu bölümde, yarım kalmış bir çeviri eser dışında hiç bir Türk bilim adamının ismine rastlanılmaması yalnız acı bir tesadüf sayılamaz. Bizans Devleti adı ile tanınan Doğu - Roma imparatorluğunu ı ı . yüzyılın ortalarından itibaren adım adım fetih yoluyla tevarüs eden biz Türkleriz. Dolayısıyle, topraklarını ve eserlerini bütünüyle elegeçirdiğimiz, tabii olarak bütün müesseselerinden etkilendiğimiz Bizans'ın, kültürü ve kurumları bir yana, siyasi tarihiyle bile uğraşmak zorunluluğunu duy­ mamış olmamız bilimsel açıdan çok üzülünecek bir keyfiyettir. Anadolu ve Rumeli'nin Selçuklu ve Osmanlı fetihlerine dair Türk bilginlerinin yap­ tıkları araştırmalar hep bu ihmal sebebiyle doyurucu olmaktan uzak kalmıştır. Tarih araştırmalarının temeli olan klasik dil bilgisiyle donanmış bir araştırıcı kadronun yetiştirilmesi için yeterli gayretin gösterilmemiş olması bilimsel aksamalanmızın en belli başlı sebebidir. Türk üniversite­ lerinde hala ortaçağ latince ve gerekçesi öğreten kürsüler yoktur. Eski dünyanın her kıt'asında tarihi olan milletimizin hakim olduğu ülkelerin bizden önceki, egemenliğimiz altındaki ve daha sonraki tarih­ leri hakkında bilimsel herhangi bir eserimiz olmadığı gi_bi, bunların tarih ve kültürleri üzerinde yazılmış batı eserlerinin çevirilerinden bile mahru­ muz. Daha izlerimizin silinmediği Bulgar, Romen, Yugoslav, Yunan ve Arnavutluk tarihleri hakkında, bu hususta yazılmış batı eserlerini gözden geçirebilmiş bir kaç aydın dışında, hemen hiç bir bilgimiz yoktur. Bu ge­ nelleşmiş bilgisizliğe ve onu doğuran ihmallere bir yerde son vermek, yeni kuşaklan sorunların temellerine götürecek bilgilerle donatmak zorunda­ yız. Ancak böylece sağlam bilgi binaları kurmak ve "çağdaş uygarlık" yolunda ilerlemek mümkündür. Belgrad üniversitesi ordinaryüs profesörlerinden Georg Ostrogorsky' nin dilimize çevirdiğim "Geschichte des hyzantinisches Staates" adlı bu eseri 1 wan von Müller tarafından kurulup önce Walter Otto, daha sonra da Hermann Bengtson tarafından neşriyatı yönetilen "Handbuch der Alter­ tumswissenschaft" ( Eskiçağ bilgisi elkitabı ) çerçevesi içinde yer alan

x

Çevirenin Ön sözü

"By;:antinisches Handbuch" ( Bizans elkitabı ) serisinin 1. kısmının 2. cildi olarak önce 1 940 yılında yayınlanmış, daha sonra 1952 yılında ikinci, 1 963 yılında ise genişletilmiş üçüncü basımları gerçekleştirilmiştir. Hemen bütün doğu ve batı kültür dillerine çevrilmiş olan ve son devrin en derli toplu Bizans tarihi olarak kabul olunan eserin yazarı 24 Ekim 1976 tarihinde vefat etmiştir (doğumu Petrograd ı 902) .

Çeviri, alnıanca neşrin 3. ve son baskısından yapılmıştır. Metnin ve Genel Dizin'in baskıya hazırlanmasında ve tashihlerin gözden geçiril­ mesinde, her zam an olduğu gibi, sevgili öğrencim ve değerli meslekdaşım Doç. Dr. I şın D c m i r k e n t'in büyük yardımını gördüm. Yazı sistemini değiştirdiğim için gerekli hale gelen, haritaların yeniden işlenmesini değerli öğrencim Gökmen D i n ç gayret ve fedakarlıkla çalışarak başardı. Gerek bu arkadaşlarım a ve gerekse çevirinin aslına uygun bir şekilde yayınlan­ masını gerçekleştiren T ü r k T a r i h K u r u m u'na teşekkürlerimi sunarken, bu eserin gençler imizde müsbet bilim kervanına katılmak arzusu uyandır­ masını temenni ediyorum. Istanbul

ı 98 ı

Fikret Işıltan

"HANDBUCH DER ALTERTUMSWlSSENSCHAFT" SERİ S İ N İ YAVINLAYAN WALTER OTTO'NUN BU C İ LD İ N İ LK BASKISINA YAZDICI ÖNSÖZ

Yaklaşık yarım yüzyıl önce, ı 89 ı yılında, o zamanlar I wAN VON MüLLER'in yayınladığı "Handbuch der klassischen Altertumswissenschaft" [ Klasik Eskiçağ Bilgisi Elkitabı] çerçevesinde KRUMBACHER'in "Geschichte der byzantinischen Literatur von Justinian his zum Ende des oströmischen Reiches (527-1453 n. Chr.)" [ Iustinianos'dan Doğu - Roma Devletinin Sonuna Kadar (52 7- 1 453 1. s.) Bizans Yazın Tarihi] yayınlandı. Bu ki­ tapla aslında Iwan von Müller'in eserini çevreleyen "klasik çit" "aşılmış" idi. Krumbacher o zamanlar eserinin bu Elkitabı çerçevesi içine alın­ masını, diğer bütün alanlarda yapılması kabul edildiği gibi, tarihi sürek­ liliğin Grek filolojisinde de en geniş çapta ortaya çıkarılması ve tasviri gerektiği düşüncesiyle temellendirmiştir. Zaten sonraları eski Elkitabı'na, Krumbacher'in eserine paralel olarak bir ortaçağ latince yazın tarihi de eklendi. =

=

Krumbacher daha ilk baskının önsözünde, yazılı eserlere dair vakıaları, tarihi ve kültürel temellerin tasviri yolu ile yorumlayamamış olmaktan duyduğu üzüntüyü ifade etmişti. Nitekim eserin ikinci baskısına ( ı 897) onun isteği ite, Bizans yazınının tasvirine temel olmak üzere, H. GELZER tarafından bir Bizans tarihi taslağı ilave olundu. Kitaba A. EHRHARD tara­ fından hazırlanan, teolojiye ait bir bölüm de eklendi ve böylece daha o zaman, şimdi yayınlanmakta olan bu eseri hazırlayan ilk adım atılmış oldu. Krumbacher'in zamansız ölümünden sonra Bizans yazın tarihinin yeni baskısı, kürsüsünde kendisinin yerini alan A. HEİSENBERG'e havale olundu ; ancak yeni eserin ayrıntılı olarak alacağı şekil hakkındaki yetki elde tu­ tuldu. Ben 1 920 yılında yetim kalmış Elkitabı'nın yönetilmesini üzerime alıp, yayınevi ile anlaşma halinde, seriyi "Handbıtch der Altertumswis­ senschaft" [ Eskiçağ Bilgisi Elkitabı] şeklinde genişletmeye karar ver­ diğimde, önüme hemen, eserin gelecekte, -ne kadar dahiyane olursa ol­ sun- Krumbacher'in yaratmış olduğu 7tcipe:pyov [derleme eser,] olarak mı kalacağı, yoksa burada da bir genişlemeye gitmenin gerekli mi ola­ cağı sorunu çıktı. Krumbacher'in program olarak ilan ettiği tarihi sürek­ lilik görüş açısını ben de her zaman savunmuşumdur. Benim genel tarih açısına dayanan tarih görüşüm, Krumbacher'in henüz karar veremediği son adımı atmamı kolaylaştırdı. Bir eskiçağ bilgisi elkitabı çerçevesine, =

XII

Öns ö z l e r

eskiçağ araştırıcılarına Grek ve Roma ruhunun ve bunun yanında eski -doğu'nun yarattıklarının Bizans devleti içinde etkilerini nasıl sürdürdük­ lerini gösterecek olan bir "By;::,antinisches Handbuch" [ = Bizans Elkitabı] katmak bana tamamiyle haklı göründü. Bununla beraber bu Bizans devleti ve onun kültürü, etkilerinin bütün sürekliliğine rağmen elbette sadece eskinin devamı olarak ele alınamaz ; o aynı zamanda nev'i şahsına özgü bağımsız bir kuruluş, yeni bir kültür birimi sayılmalıdır. Bu kuruluş, dünya tarihi görüş açısından bakıldığında, bir çok yüzyıllar boyunca, eskiçağ adı verilen dünya devresinin sona ermesinden beri tarihi gelişmeye, her ne kadar uzun süre tarihçilerce yeteri kadar değerlendirilmemiş ise de, şimdi sevindirici bir şekilde her halde genellikle kabul edilen olağanüstü büyük etkide bulunmuştur.- devletin şerefsizce batışından ve o kadar uzun bir süre ayakta tuttuğu evrensellik iddiasının sönüp gitmesinden sonra da varlığını yitirmeyen, aksine bugün bile, çöküşünden yarım bin yıl sonra dahi, açık şekilde kendisini duyuran bir etki. Bir "Bizans Elkitabı"-bu ad için Krumbacher'in tesisi, By;::,antinische :(,eitschrift örnek olmuştur­ planını derhal A. Heisenberg ve A. Ehrhard ile görüştüm ve her ikisi de sevinçle bunu benimsediler. Yayınevi de Handbuch der Altertumswissen­ schaft'ın bu genişlemesini yüklenmeyi kabul etti ; sadece, yayınlama gerek­ lerine uyularak yeni eserin aşırı bir hacme ulaşmaması ve eski eserden çıktığını inkar etmemesi lazımdı : Krumbacher'in büyük eserinin anısına saygı olarak yeni eser içinde Bizans yazın tarihine özel bir yer ayrılacaktı. Ancak şimdi yazılı eserler yanında ülke, halk, dil, devlet, bunun gelişmesi, teşkilatı, idaresi ve iktisadiyatı, kilise ve sanat yeterli ölçüde göz önüne alınacaktı. Bu Elkitabı'nda arzedilen bilgilerin başlangıcı için devre açıcı bir yılı, zamanın sınırı olarak saptamak, hele bilindiği gibi eskiçağ'ın sonu için bir tarih üzerinde hala birleşilemediği cihetle, olanaklı görünmüyordu ; bu hususta öne sürülen her tarih az - çok keyfi idi. Devre sınırlarını işte elastiki çizmek gerek. Büyük değişiklikler milletlerin siyasi ve kültürel yaşamlarında tam tamına aynı zamanda vuku bulmuyorlar ; bunların birisi diğeri ile hemen aynı zamana düşmüyor. "Das by;::,antinisclıe Hand­ buch" [ = Bizans Elkitabı] nın yankılamakla yükümlü olduğu yaşamın çok çeşitli oluşu da kesin zaman sınırlamaları ile uyuşmazlık gösteriyor. Şu halde -Krumbacher'in eserinde yapmış olduğu gibi- Iustinianos devri tasvirin çıkış noktası olarak seçilemezdi ; kilise ve teoloji bölümü için böyle bir seçim, bu alanda lustinianos devri hiç bir kesin dönüm noktası arzet­ mediği için, tamamiyle yanlışa götürücü bir etki yapardı. Bundan dolayı­ dır ki, Elkitabı içinde İsa'nın doğuşundan sonraki dördüncü ve beşinci yüzyıllar da, tek - tek bölümlerin özelliklerine uyularak çeşitli ölçülerde -hazan daha kısa, hazan daha ayrıntılı- olmakla beraber, sonraki gelişme için bir çıkış noktası olarak göz önünde tutulacaklardır.

Ö nsö z l e r

XIII

Elkitabı'nın hacim bakımından belli bir sınıra sahip bulunması ne­ deniyle, verilen bilginin notlandırılmasında ve bibliyografyada eksiksizliğe çaba gösterilmesi mümkün olamazdı. Bununla beraber bilimsel yardımcı araç olarak arz edilecek olan da herkesi, tek - tek sorunlar ve bunların gelişmesi bakımından bilgi sahibi olmak olanağına kavuşturmalıydı ; bun­ ların beraberce araştırmayı ve araştırmaları derinleştirmeyi kolaylaştıra­ cağını umarım. Tı'.ı:x.lJ [ = Kader] , Handbuch der Altertumswissenschaft'ın )l azı bölüm­ leriyle olduğu gibi, Bizans Elkitabı ile de zalimce oyununu oynadı. İ lk safhada kazanılmış olan iş arkadaşlarından sadece pak azı hayatta kaldı. Heisenberg ve Gerland, ne yazık ki, üzerlerine aldıkları görevi ta­ mamlayamadan öldüler. Bununla beraber burada da, ebediyete çok erken göçmüş olan Heisenberg'e, planıma karşı her zaman göstermiş olduğu canlı ilgi için özellikle şükranlarımı sunmak istiyorum. Onun, Krumba­ cher'in öğrencisi ve izleyicisi olarak o kadar sıcak bir içtenlikle arzuladığı, Bizans yazın tarihinin yeniden düzenlenmesi işine el atmasına kaderin el vermeyişi bilim için ağır bir kayıptır. Georg Ostrogorsky Bizans tarihi kısmının yazılmasını üzerine aldığında da yeni bir düzenleme yapıldı. Karşılıklı tedahülleri ve hacmin şişmesini önlemek üzere, teşkilat, idare ve iktisat için önceleri planlanmış olan bağımsız bölümlerden vazgeçilerek, bunların devletin tarihine eklenip işlenmesinin ciaha doğru olacağı görüldü. Ostrogorsky tarafından hazırlanan kısmın aldığı "Geschichte des by;:an­ tinischen Staates" [=Bizans Devleti Tarihi] ünvanı, onun tarafından ele alınan malzemenin genişlik sırrını telmih etmektedir. Devlet tarihi içinde elbette kilise tarihinin olaylarına da değinmek gerekiyordu. Burada il. kısım'ın birinci cildini teşkil eden kilise ve teoloji ile bir kesişme önlene­ mezdi ; ancak birinci cild içinde kilise tarihinin dış akışı ön planda olmaya­ caktır : Teolojik yazın'ın tasviri dışında bu cild daha ziyade ve her şeyden önce kiliseye etken olan bütün faktörler ve dinsel düşünceler üzerine siste­ matik bir kuş bakışı arzedecektir. FELS ve DöLGER, üzerlerine aldıkları ülke, halk ve dil bölümlerini he­ nüz tam olarak bitiremedikleri, buna mukabil Ostrogorsky yazısını daha iki yıl önce teslim ettiği için, yayınevi ile anlaşmak suretiyle, onun bölümünü 1. kısmın ikinci cildi olarak, birinci cildin Bizans devleti tarihinin mahiyet ve gelişmesinin anlaşılması için olağanüstü önemde temel teşkil etmesine rağmen, daha önce yayınlamaya karar verdim. Birinci cildin kısa zamanda bu ikinci cildi izleyeceği kesinlikle umulur. Bundan başka, Bizans sanatı hakkındaki cild, önceleri tasarladığı gibi 1. kısmın değil, il. kısmın sonunu teşkil edecektir. Savaş nedeniyle, ne yazık ki, haritalarına kadar basılması daha sonbaharda tamamlanmış bulunan "Geschichte des by;:antinischen Staates'" ın yayınlanması bir kaç ay gecikti. Kitabın, aynı zamanda mevcut

xıv

O nsözl er

olan harita malzemesinden daha fazlasını arzedecek yeterli sayıda harita ile donatılması bana özellikle zorunlu göründü. Bu anlamda da telkinlerime, böyle haritalar hazırlamanın kendisine yüklediği büyük güçlüklere rağmen isteyerek uyduğu için Ostrogorsky'ye teşekkür ederim. Şimdi artık sadece memnunluk verici bir görevim kaldı : Meslekdaşım Dölger'e, Elkitabı'na karşı duyduğu ve fiilen de ispat ettiği büyük ilgi için içten teşekkür etmek. Bana her zaman, bütün'ün inşasında ortaya çıkan engelleri aşmak hususunda, karşılık beklemeden değerli yardımını bahşetti. Böylece de yalnız bana değil, bizantinistik bilimine de büyük bir hizmette bulunmuş oldu. Münchcn,

1940

ilkbaharı.

W a l t e r O t to

O STROGORSKY'NİN KİTABIN 1940 YILINDAKİ İLK BASKI SINA YAZDIGI ÖNSÖZDEN Bu cild Bizans devletinin gelişmesini, iç ve dış siyaset değişmelerinin karşılıklı etkileriyle zorunlu olarak aldığı şekliyle, belirtmeye' çalışmak­ tadır. Bu nedenle devletin iç gelişimi, Bizans tarihi hakkında şimdiye kadar yazılmış olan toplu tasvirlerin yaptığından daha büyük ölçüde göz önüne alınmış ve yine bu sebeple siyasi ve dini olduğu gibi kültür tarihinin iç ve dış olayları kendi canlı, tarihi bakımdan zorunlu bağlantıları içinde tasvir edilmeye çalışılmıştır. Malzemenin, devlet, kilise, kültür, doğu ve batı siyaseti tarihi üzerinde ayrı bölümler halinde parçalanmasından ilke olarak uzak durulmuştur ; çünkü böyle bir tasvir şekli, kaçınamıyacağı sıkıcı tekrarlara sevketmesi bir tarafa, ne devletin yüzyıllar boyunca ge­ çirdiği tüm gelişmeyi ve ne de onun belli bir zamandaki toplu durumunun bir tablosunu verebilirdi. Bu elkitabının planına uygun olarak erken Bizans devri sadece ana hatları ile tasvir olunmuştur: Yalnızca ortaçağ Bizans devleti tarihinin anlaşılması için gerekli göründüğü kadar. Her bölüme konulan kaynaklara bakış ile her kısmın başına eklenen bibliyografya bilgisi, metin içindeki kaynak ve bibliyografya notlarında tasarrufa daha büyük bir olanak sağlamıştır . . . . . .

O STROGORSKY'NİN KİTABIN 1952 YI LINDA YAPILAN İKİNC İ BASKISINA YAZDIGI ÖNSÖZDE N Beklenmedik kısa bir sürede bu kitabın ilk baskısı tükendi ve oldukça uzun bir süredir yeni bir baskıya gitmek ihtiyacı belirdi. Bu nedenle, yayın­ evinin isteğine ve meslekdaşların sık-sık tekrarlanan arzularına uyarak kitabı yeniden gözden geçirmek kararına vardım. Önce, ya zamanla sonradan farkına vardığım, ya da tenkit yolu ile Üzerlerine dikkatim çekilen, birinci baskıda gözden kaçırmış olduklarımın telafi edilmesi gerekiyordu. Kitabın meslek dergilerinde yapılan tanıtma­ ları büyük kısmıyle beklenenin üstünde müsait idi. Ancak teşekküre değer bir şekilde bir çok ve ihmal edilmemeleri gereken tenkidi mülahazalar da vardı ki, bunlar, içten gelen şükran duygularımla vurgulamak istediğim gibi, eserin yeniden işlenmesinde çoğu kez faydalı olmuşlardır. Fakat her şeyden önce çok sayıda yeni araştırma sonuçlarının göz önüne alınması

xvı

Öns ö z ler

ve değerlendirilmesi gerekiyordu. Zamanın müsait olmamasına rağmen bizim bilgi alanımızda kitabın ilk baskısının yapılmasından beri varılan ilerleme çok hatırı sayılır bir ölçüdedir. Benim doğal çabam ise bu vakıaya uymak, kesin olarak elde edilen sonuçları mümkün olduğu kadar tanı olarak değerlendirmek ve üzerinde durulmaya layık hipotezler veya önem­ lice tartışmalı sorunlar karşısında vaziyet almak idi. Bunun ötesinde, eski tasvirde başka bazı değişiklikler yapılması da gerekli görünüyordu. On yıldan daha fazla bir süre önce kaleme alınmış bir kitap, yazarını, an­ laşılabileceği gibi, bir çok noktada artık tatmin edemez. Bazı kısımların değiştirilmesi, bazılarının genişletilmesi veya tamamlanması gerektiği gibi, bir çok şeyin de başka türlü formüle edilmesi veya başka şekilde vurgulan­ ması lazımdı. Bu sebeple bu yeni baskı sadece bir revizyon değil, birçok bakımdan eserin yeniden işlenmesi dernek oluyor . . . . . . . . .

OSTROGORSKY'NİN ÜÇÜNCÜ BASKIYA YAZDIGI ÖNSÖZ İkinci baskının 1 952 yılında yayınlanmasından beri bu kitabı gözden geçirip tashih etmeye epiyce fırsat buldum. Bunun ön planda eserin fran­ sızcaya (Histoire de l' Etat hyzantin, trad. de Jean Gouillard, Paris, Payot, 1 956) ve İngilizceye (History of the By;:,antine State, trasl. by Joan Hussey, Oxford, Blackwell, 1 956 ve Rutgers University Press, New Brunswick, N. J., 1 95 7) çevrilmesi sağladı. Bundan sonra çok geçmeden sırp - hırvat dilinde yeni bir neşri (lstoria Vizantiye, Beograd 1 959) yapılarak bu da slovenceye çevrildi (,(godovina Biz.anca, prev. Joze in Milena Zupaneic, Lyublyana 1 961) . Fransızca ve İngilizce çeviriler 1 95 2'deki asıl almanca baskıya nisbetle, bilim dalının süratle ilerlemesinin gerekli kıldığı oldukça çok tü:manı1amalar ve tashihler kapsamakta idiler. Sırp - hırvatça neşri için yaptığım çalışmalar da, bu türden başka tamamlamalar dışında, ese­ rin şurasında - burasında tasvirin şekil değiştirmesine yol açtı. Bu yeni baskı ise sadece on yıl önceki eski almanca ikinci baskıdan değil, daha sonra yapılan diğer dillerdeki baskılardan da oldukça önemli ölçüde farklıdır. Bir kere en yeni araştırma sonuçları değerlendirilmeli idi. Bu anlamda, eski baskılarda olduğu gibi, amacım hiç de bibliyografya ba­ kımından eksiksizliğe ulaşmak değil, önemli hususların belirtilmesi idi. Yine de araştırmaların durmadan ilerlemesi, büyükçe sayıda düzeltmeler ve tamamlamalar yapılmasını gerektirdi. Bir zamanlar ihmal edilmiş olan bizantinistik alanında verimlilik bu gün gerçekten öylesine artmış ve yayın yerleri o kadar dağınıktır ki, Bizans tarihinin tümünü tasvir etmek isteyen bir yazar, bütün dikkate değer yayınları gözden geçirmiş olup olmadığını ve hoşa gitmiyecek boşluklardan kurtulup kurtulamadığını kendi kendisine endişe ile sormak durumundadır. Başkaca, bu işi yaparken, metnin şekil-

Önsöz ler

XVII

lcnmesine daha derinliğine müdahale etmek ihtiyacını duydum. Bu tür müdahalelerin elbette bir sınırı vardır. Çünkü yazarın hoşuna gitsin veya gitmesin, bir eserin yapısı yeni bir baskıda değiştirilemez. Ama ne olursa olsun, yapılan değişiklikler yine de, sadece bu baskıda öncekisine nazaran artan sayfa sayısının tahmin ettireceğinden daha fazladır. llan dbııdı der Altertumsw issenschaften serisinin naşiri HERMANN BEN­ GTSON'un bana dil bakımmdan yapmış olduğu, çok severek kabul et­ tiğim düzeltme önerilerini içten teşekkürlerimle zikretmek isterim. C. H. BEcK yayınevinc ve özellikle Dr. GEORG SuNo'a, bu sefer de uzun yıllardır süren lekesiz işbirliği, bütün sorunlarda gösterdiği anlayış ve hiç tükenmeyen yardıma hazır oluşu nedeniyle teşekkür ediyorum.

Indekslerin güç ve zaman alıcı işini üzerimden aldığı için Belgrad Üniversitesi Bizantinistik semineri asistanı Lyubomir Maksimoviee burada da teşekkür edilmiş olsun. Belgrad, Ağustos

1963

G e o r g O s t r o g o r s ky

SI K ZİKREDİLEN ESERLERİN KI SALTMA LİSTESİ Actes de l'At/ıos ......... . . . .

L. P c t i t, B. K o r a b l c v, V. R e g e l, E. K u r t z, Actes de l'Athos, VV, Pril. 1 0 ( 1 903) , 1 2 ( 1 906) , 13 ( 1 907), 1 7 ( 1 9 1 l ) ,

1 9 ( 1 9 1 2) , 20 ( 1 9 1 3) . N. A d o n tz, L'age et l'origine de l'empereur Basile l, Byz, 8 ( 1 933) 475-550 ; 9 ( 1 934) 223-60. Ad o n tz, Samuel l'Arminien . . N. A d o n t z, Samuel l'Arminien, roi des Bulgares, Memoires de l'Academie Royale de Belgique, Classe des Lettres 38 ( 1 938) 1 -63. A l e:xa n d e r, Patr. Nicephorus . . ... .. . . . . P. ]. A l e:xa n d e r, The Patriarch Nicephorus of Constantinople. Ecclesiastical Policy and lmage Worship in the Byzantine Empire, O:x­ fo rd 1 958. A n d r e c v, German i Tarasiy .. I. A n d r c e v , German i Tarasiy, Patriarkhi Konstantinopol'skie, Sergiev Posad 1 907. A n d r e e va, Oçerki .. .. .... . M. A n d r e e v a, O;erki po kul'ture vi;::an­ tiyskogo dvora v XIII v., Prag 1 927. B a b i n g e r, Beitriige . .. . . . . . F. B a b i n g c r , Beitr age zur Frühgeschichte der Türkenherrschaft in Rumelien (14.-15. Jahrhundert) , Südosteuropii.ische Arbeiten 34, Brünn - München - Wien l 944. B a n es c u, DucM.: byzantirµ .. . N. B a n es c u, Les Duchis byzantins de Paris­ trion (Paradounavon) et de Bulgarie, Bucarest 1 946. B a r i ş i ç, Çuda Dimitriya Solunskog . . . . . . . . . . .. . F. B a r i ş i ç, Çuda Dimitriya Solunskog kao istoriski izvori, Belgrad l 953. Beck, Kirche . . . . . .. . . .. ... H.-G. B c c k, Kirche und theologische Lite­ ratur im byzantinischen Reich (Handbuch der Altertumswissenschaft XII. 2. l : Byzantinisches Handbuch 11 ı), München 1 959· Ad o n t z, Basile I . . . . . . . . . .

xx

S ı k Z i k r e d i l e n E s e r l erin K ısaltma L i s t esi

Benesevic, Ranglisten

. . ... .

BNJ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Bon, Le Pe loponne se . . . . . . . . . Bratianu, E tudes hy;:, . . . . . . . Bra tianu, Privileges . . . . . . . .

Brehier, Vie et Mort . . . . . . . _ Brehier, l nsti tutions . . . . . . . .

Brehier, Civilisation . . . . . . . . Brehier - Aigrain . . . . . .

Bury, Later Rom. Emp 1



Bury, Later Rom. Emp2•



.

















Bury, Eastern Rom. Emp. . . . . Bury, Admin. System . . . . . . . .

V. N. Bendevic, Die hy;:, antinischen Rang­ listen nach dem Kletorologion Philothei und n aclı den J erusalemer Handschrift en, BNJ 5 ( 1 926) 97- 1 6 7 ; 6 ( 1 928) 143-45. By;:, antinisch - Neugriechische J ahrhücher, Ber­ lin - Athen 1 920- 1 949. A. Bon, Le Pl loponnese hy;:, antin j usqu'en 1204, Paris ı 95 ı. G. 1. Bratianu, E tudes hy;:, antines d'histoire l conomique et sociale, Paris 1 938. G. 1. Bra tianu, Priviteges et franchises mu­ nicipales dans l' Empire hy;:, antin, Paris - Bu­ carest ı 936. L. Brehier, Vi e et mort de By;:, ance. Le Monde By;:, antin I (L'l volution de l'humanitl 32), Paris 1 948. L. Brehier, Les instutitions de l'Empire hy;:, antin. Le Monde By;:, antin il (L'l voluti on de l'humanitl 32, his), Paris 1 950. L. Brehier, La civilisation by;:, antine. Le Monde By;:, antin III ( L'l volution de l'humanitl 32, ter) Paris 1 950. L. Brehier et R. Aigrain, Grlgoire le Grand, les E tats harhares et la conqu! te arahe (Histoire de l' Eglise depuis les origines j usqu'a nos j ours, publ. par A. Fl iche et V. Mar­ tin, t. 5) , Paris 1 938. J. B. Bury, A History of the Later Roman Empire from Arcadius to ! rene (395-800), 2 cild , London 1889. J. B. Bury, A History of the Later Roman Empire from the Death of Theodosius I to the Death of J ustinian (395-565), 2 cild, London 1 923 . J. B. Bury, A History of the Eastern Roman Empire from the Fal! of ! rene to the Accession of Basile I (802-867), London 1 9 1 2. J. B. Bury , The lmperial Administrative Sys­ tem in the Ninth Centu ry, wi th a Revised Text of the Kletorologion of Philotheos, London 1 9 1 1 . (Yeni baskısı New York s. a.).

Sık Zikredilen Es erlerin Kısaltma Listesi Bury,

Cons tituti on .





.

.

.

.

.



BZ By;:;. Chalandon, Alıxis I ..... ·

·



·





·

·

·

·

·

·

·

·

·



·

·

·











·

·

·

·

·

·

·

·

·



·

·

·

·

·



·

·

·

·

\

.

Chalandon, le s Comme ne s 11 .

Chalandon, Domination normande

J. B. Bury, The Constitution of the Later Roman Empire , Cambridge 1 909. Byzantinische Ze itschrift , München ı 892 vdd. Byzantion, Bruxelles 1 924 vdd . F. Chalandon, Essai SUT le regne d 'Ale xis l Comme ne (ro8r-rrr8), Paris 1 900. F. Chalcındon, Le s Comne nes 11: Jean Comne ne (rrr8-rr43) e t Manue l Comne ne (rr43-rr80), Paris 1 9 1 2.

F. Chalandon, Histoire de la domination normande e n l talie e t e n Sicile , 2 cild, Paris 1 907.

Chapman, Miche l Pall ologue ........ . . ... Charanis, Monas tic Prope rtie s . . .... Charanis, Palae ologi and Ottoman Turks . . . . . . .

XXI

.

Charanis, Short Chronicle . .. . . .. . . . . . .

C. B. . .. . . . . . . . .... . . . . . . .

Dennis, Manue l II . . . .. . . . . Dieh 1, J ustinie n Diehl, Exarchat

Dieh l, Rigime de s tlıbne s . . . . .

C. Chapman, Miche l Pall ologue , Re stau­ rate ur de l'Empire hyzantin, Paris ı 936. P . Charanis, The Monasti c Prope rtie s and the State in the Byzantine Empire , DOP 4 ( 1 948) 5 1 - 1 1 9. P . Charanis, The Strife among the Pa­ lae ologi and the Ottoman Turks, r370-r402, Byz. 1 6 ( 1 942 /43) 286-3 1 5. P . Charanis, An lmportant Short Chronicle of the Fourteenth Ce ntury, Byz. 1 3 ( 1 938) 335-62. Corpus Sc riptorum Historiae Byzantinae , Bonnae 1 828 vdd. G. Dennis, The Re ign of Manue l II in T hessalonica (r382-r387), Roma 1 960. Ch. Dieh l, J ustinie n e t la civilisation hyzan­ tine au Vl• sie cle , Paris 19oı. Ch. Dieh l, E tude s sur l'administration hyzan­ tine dans l'e xarchat de Raue nne (s68-75r), Paris 1 888.

Ch. Diehl, L'origine du rigime des thbnes dans l'Empire hyzantine , E tudes hyzantines ( 1 905) 2 76-92 .

XXII

Sık Zikredilen Eserler i n Kısa l t m a Listesi

Ch. Diehl, U ne rlpuhlique pat ricienne . Ve nise, Paris 1916. Diehl, F igures .... . . . .. . .. Ch. Diehl, F igures hyz antines !1° ve ne., Paris 1925, 1927. Djak ono v, Viz . dimı ... . .. . A. P. Dja konov, Viz antiyskie dimı i fakcii v V-VII vv., Viz antiyskiy Shorn ik, Moskova -Leningra d 1945, 144-227. Dölger, R eg . .. . ....... . .. F. Dölger, R egesten der Kaiserurkunden des oströmisch en R eich es ( Corpus der griech ische n U rkunden des Mittelalters und der neueren Z, eit, Reih e A, Aht. 1) Teil I : 565-1025; Il: 1025-1204; III: 1204-1282; I V: 12821341 , München - Berlin 1924, 1925, 1932, 1960. Dölger , F inanz verw altung. . .. F. Dölger, Beitriige zur hy;::. antinisch en F i­ nanz verw altung, hesonders des 10. und II. J ah rh underts, Byz . Arch iv 9, Le ipzi g - Berln i 1927. Dölger, Byz anz u. d. europ. Staatenw elt. . . . . . . . F. Dölger, Byz anz und die europii isch e Staa­ tenw elt, Ausgewiih lte Vortriige und Aufsii tze, Ettal 1953· Dölger, Byz. Diplomatik .. . . F. Dölg cr, By;:: antinisch e Diplomatik. 20 Aufsii tz e z um Urkundenwesen der Byz antiner, Ettal 1956. Dölger, Paraspora . . . . . .. . . F. Dölger, Iloıpocaıtopot. 30 Aefsii t::e z ur Geschich te, Kultur und Spraclıe des hyz anti­ nisch en Reich es, Ettal 1961. Döl ger, J oh annes V II . . . . . . . F. Dölger, J ohannes V II., Kaiser der R ho­ mii er 1390-1408, BZ 31 (1931) 21-36. Dumharton Oaks Papers, Wash ing ton 1941 DOP . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . vdd. Dvornik, Ugendes . . . . . . .. . F. Dvornik, Les ligendes de Constantin et de Me th ode vues de Byz ance (Byz antinoslavica supplement a l), Pra g 1933. Drovnik, L es Slaves . . . . . . . . F. Dvornik, L es Slaves, Byrance et R ome au I X• sie cl e, Paris 1926. Dvornik, Ph otian Sh ism . . . . . F. Dvornik, Th e Ph otian Sh ism. History and L egend, C ambridge 1948. Duyçe v, Prou;vaniya . . . . . . . I. Duy ç ev, Prou; vaniy a vu rchü hu lgarskoto srednovekovie, Sofya 1943. Diehl, Venise

.

S ı k Z ikredilen Eserlerin Kısaltma Listesi

EEBI: Fer y a n ç i ç, Despoti



.

.

.

.

.

.

.

Ferl u g a, Viz . uprava . . . . . . . F l o r i n s ki y, A ndronik i Kantakuz in .

.

.

.

.

.

• .

.

.

.

F u c h s, Höh ere Sch ulen . . . . .

.

.

G a r d ner, Th e Lascarids . . . . G a y, /talie . . . . . . . . . . . . . . . .

G a y, Cllm ent VI .......... . G e a n a k o p l o s, Mich ael Palaeologus . . . . . . . . . . .

.

G e l z e r, Th emenverf assung .. .

G e r l a n d, Lat. Kaiserreich . . .

Gibbon - Bury . . . . . . . . . . .

G l y k a t z i - A h rwe i l e r, Rech erch es . . . . . . . .

.

.

.

.

.

xxnı

'Em:'"JPU; 'E-rıır.pe:Ccıç Bu�«V't'Lvwv I:1e0u8(;)v, Atina 1924 vdd. B. Fer y a n ç i ç, Despoti u Viz ant!;ı i yujno ­ slo vensk im z emly ama, Belgrad ı 960. J. Fer l u g a, Vizantiska uprava u Dalmaciyi, Belgrad 1957.

T. F l o r i n s k i y, A ndro nik Mladş iy i Ioann. Kantak uzin, J MNP 204 (1878) 87-143, 219-51; 205 (1879) 1-48. F. F u c h s, Die h öh eren Sch ulen von Kons tan­ tinopel im Mittelalter, Byz . A rch iv 8, Leipzig­ Berlin 1926. A. G a r d n e r, Th e L ascarids of Nicaea, th e Story of an Empire in Exile, London 1912. J. G a y, L'Italie mlr idi onale et l'Empire byz an­ tin depui s l'avl nement de Basile I jusqu'a la prise de Bari par les Normands (867-1071), Paris 1909. J. G a y, Le pape Clement VI et fes aff aires d' Orient (1342-1352), Paris 1904.

D. J. G e a n a k o p l o s, Emperor Mich ael Pa­ laeologus and th e W est, Cambridge Mass. 1959. H. G e l z e r, Die Genesis der byzantinischen Th emenverfassung (Abh . d. Kgl. Siich s. Ges d. W iss., Ph il - h ist. Kl. 18, No. 5) . Leipzig 1899. E. G e r l a n d, Gesch ich te des lateinischen Kai­ serreiches von Konstantinopel, I: Gesch ich te der Kaiser Balduin /. und Heinrich 1204-1216, Homburg v. d. Höhe 1905. E. G i b b o n, The History of th e Decline and th e Fall of th e R oman Empire, Ed. in 7 vo l. w ith introd., notes, appendices and index by J . B. B u ry, Landon 1923. H. Gl y k a t z i - A h rw e iler, R ech erch es sur l'administration de l'Empire byz antin aux IX• -XI• siü les, Bull. de correspondance hell. 84 (1960) 1-III.

XXIV

S ı k Zikredilen Eserl erin Kısaltma Lis tesi

G r a b a r, Emper eur



.

.

.

.



.

.

.

G r a b a r, Iconoclasme . .. . ... G r a fen auer, Nek ay vpraşa'!)I .

.

.

.

.

.



.

.

.

.

.

A. G r a b a r, l'iconoclasme byz antin. Dossier archl ologique, P aris 1 957.

.

.

B. Grafen auer , Nek ay vpraş any iz dobe nas ely eo anya yujnih Sloo ano'fJ , Zfi od ovinsk i Ça­ sopis 4 ( 1 950) 23- 1 2 6.

.

G rego i re, Ins criptions . . . . .

G rego i re, Mich el III . .. . ..

A. G r a b a r , L 'empereur d ans l'art byz ant in. Reche rches sur l'art offidtl d e l'Empire d e l'Orien t ( Publications d e la Fac ultl d es Le ttres d e l'U niv. d e Strasbourg 75) , Paris 1 936.

.

.

Grego i re, Neuvie me sü cle

H. G reg o i re, Ins criptions h istoriques by;: an­ tines. Ancyre et les A rahes sous Michel l'l vrogne, By;: . 4 ( 1 92 7/28) 437-68. H. G rego i re, Miche l III et Basile le Mace ­ d onien d ans les inscr iptions d ' Ancyre, By;: . 5 ( 1 929/1 930) 32 7-46. H. Greg o i re, E tud es sur le neuvibn e sie cle, By;:. 8 ( 1 933) 5 1 5-50.

G r o s se, Röm . Militiirg esch ich te ... . ... .

Gru mel, Reg. ......... . ..

Gru m e l, Ch ronologie

.

.

.

.

.

.

.



R. G r o s se, Römisch e Milita rgesch ich te von Gallienus biz ;: um Beginn d er hy;: antinisch en Themenverf assung, Berlin l 920. V. Gru mel, L es Regestes des A ctes d u Patri­ arcat d e Constantinople, Vol. 1: Les A ctes d es Patriarch es, facs. l: 381-7 1 5 ; Il: 7 1 5- 1 043 ; III: 1 043- 1 206, Socii Assumptionistae Ch al­ cedonens es 1 932, 1 936, 1 947. V. G r u m e l , La Ch ronologie. Traiti d'Etııdes by;: antines 1 (Biblioth eque by;:antine), Paris

1 958. H a lecki, Un empereur . .. . .

H a r t ma n n, By;:, . Verw altung

.

.

..

.

.

.

..

O. H a lecki, Un empereur de B;·zance a Rvme. Vingt ans de traı•ail pour l'union rfps ı:�tisPs et pour la dıfense de l' Empire d' Orimt: 13551375, Varşova ı 930. L. M. H a r t m a n n, Untersuchungen ::.ur Ge­ sch ich te d er by;: antinischen V erw altung in lt a­ lien (540-750), Leipzig 1 889.

Sık Zi kredi l e n Eserlerin Kısa l t m a Listesi

xxv

Hei sen berg, Neue Queller. . .... . . ... . A. Hei senberg, Neue Quellen zur Ge­ schichte des lateinischen Kaisertums und der Kir­ chenunion l/III. Sitz. Ber. d. Bayer. Akad. d. Wiss., Philos. - philol. u. hist. Kl., 1922, 5. Abh.; 1923, 2. Ahh.; 1923, 3. Ahh., Mün­ chen 1923. Heisen ber g, A. H e i senberg, Aus der Geschichte und Palaiologenzeit Literatur der Palaiologenzeit, Sitz. Ber. d. Bayer. Akad. d. Wiss., Philos. - philol. u. hist. Kl. 1920, 10 Ahh., München 1 920. Heyd, Commerce dıı Levant . . . W. Heyd, Histoire du commerce du Levant au Moyen dge, 2 cild, Leipzig 1 923 (Yeni bas­ kısı) . H o n i g m a n n, Ostgrenze . . . . E. H o n i g m a n n, Die Ostgrenze des hyzan­ tinischen Reiches von ,363 vis 1071 nach grie­ chische1t, arabischen, syrischen und armenischen Quellen ( Corpus Bruxellense, Hist. Byz. III), Bnıxelles 1 935. H o p f, Geschichte . . . . . . . . . . . K. H o p f, Geschichte Griechenlands vom Be­ ginn des Mittelalters his auf die neuere Zeit : Ersek - Gruber, Al/gem. Encyklopiidie der Wiss. und Kiinste, c. 85/86, Leipzig 1 867/68. Hu s sey, Church and Learning . . . . . . . . . . . . . J. M. Hus sey, Church and Learning in the Byzantine Empire 867-1185, London 1 937. !RAiK . .. . . . . ... . . . . . . . . . lzvestiya Russkogo Arkheologiçeskogo lnstituta v Konstantinopole, 1 895- 1 9 14. J i ret c k, Geschichte . . . . . . . . . K. J i retek, Geschichte der Serben I ( 1 3 7 1 'e kadar) ve II ( 1 537'ye kadar), Gotha 1 9 1 l, l 9 ı 8 (Geschichte der europiiischen Staaten) . JMNP . .. . . . . . . . . . . . . . . . . Jurnal Ministerstva Narodnogo Prosveşçeniya, St. Petersburg 1 803- 1 9 1 7. J o rg a, Geschichte . . . . . . . . . . . N. J o r g a, Geschichte des osmanischen Reiches 1 ( 1 45ı'e kadar) ve il (1538'e kadar) , Gotha 1 908, 1 909 (Geschichte der eııropiiischen Staaten). K a p - Her r, Kaiser Manuel . H. v. K a p - Her r, Die ahendliindische Po­ litik Kaiser Manuels mit hesonderer Rück­ sicht auf Deutschland, Strassburg 1 88 1 . .

·

.

xxvı

S ı k Z i k red i len Eserl e r i n K ı s a l t m a L i s tes i

K aj d an, Derevnya i gorod . . . K h r i s t o p h i lo p u los, >fütıxp)'.,LXOV � L�ALOV

A. P. K aj d a n, Derevnya i gorod v Visabı­ na genişletmek suretiyle mütemadiyen praefectus praetorio'ların kudretini kısıtlamak gayreti içindedir. Erken Bizans devri yönetim sisteminin gelişmesinde meknuz olan dinamik neden tek - tek hükCımet organlarının birbirine karşı verdikleri bu iç mücadelede yatmaktadır. Roma ve Istanbul, praifectus praetorio'ların etki çevresinden ayrı tutulmuş olup bunlar kendi şehir praifectus'larına tabi idiler. Bu şehir praifectus'ları, praifectus praetorio'lardan sonra bütün devlet memurları içinde en yüksek dereceye sahip idiler. Şehir praefectus'u senatonun en yüksek temsilcisi sayılmakta olup şehir hayatında eski cumhuriyet devri geleneklerinden arta kalmış her şeyin bir tür sembolü idiler. Askeri kıyafet değil, Roma vatandaşı elbisesi olan toga taşıyan yeg!ne devlet memuru o idi. lstanbul eparkhos'u (ô ınıxpxoç Tijı; 7t6AEı;) sadece erken Bizans değil, muahhar devrede de Bizans başşehrinin hayatında başta gelen bir rol oynamaktaydı. Istanbul'un adalet müessesesi onun emrinde olduğu gibi sükftnet ve asayişin korunması ve başşehrin iaşe maddelerinin sağlanması onun gört>vi idi : Şehrinin bütün iktisadi hayatı, ticaret ve sanayii onun kontrolünde idi. Daha lstanbul ve Roma'nın ayn birer idareye sahip bulunmaları bile praifectus praetorio'ların kudretleri için hissedilir bir sınırlama tt>şkil ederken bu kudret ve selahiyet Büyük Konstantinos devrinde merkezi idarenin genişletilmesi ile daha da kısıldı. Şimdi merkezi idarenin en nüfuzlu memuru magister officiorum idi 1. Bu, mütevazı bir başlangıçtan ve de her şeyden önce praefectura idaresi hesabına büyük bir kudrete yükselmişti ; devletin bütün officium'ları, yani pratik anlamda praefectura'lar da dahil olmak üzere tümiyle devlet idaresi, onun kontrolünde idi. Çünkü, tek - tek idare makam­ larının büroları olan officium'lar, sayısız memurları ile bürokratik idare makinesinin asıl çarkları idiler, Magister officiorum'un asıl officium'unu ise, imparatorluk kuriyeleri ve aynı zamanda devlet ajanları olarak eyaletleri dolaşan ve curiosi fonksiyonunu görerek memurların ve tebanın düşünce ve faaliyetlerini araştırmak suretiyle casusluk vazifesi yapan agens in rehus'lar teşkil etmekte idiler : 5. yüzyılın ortalarında sadece Bizans devleti saha­ sında sayıları 1 2oo'ü geçen çok geniş bir zümre. İmparatorun şahsi enuıiyetinin korunması da magister officiorum'un görevleri cümlesinden olup o 1 Kq. A. E. R. BoAX, T1ı.e Mas14r of tM Ofjius in tM LaJ.M. Roman ant! By�antw Empirıs, Ncw York 1924. P. ,

34

1. E rk e n B i z ans D e v l e t i G e l i ş m e s i n i n A n a h a t l a r ı

b u sebeple

scholae palatinae

muhafız alaylarının kumandasını d a üzerinde

bulunduruyordu. En yüksek tören amiri sıfatiyle imparatorluk sarayının bütün törenlerine nezaret ettiği için bu yoldan devlet bakımından önemli başka bir fonksiyona daha sahip olmuştu : Yabancı elçi heyetlerini o kabul

4. yüzyıl praefectu.s praetorio' ların emrinde bulunan (cursus publicus) de o idare etmekteydi.

eder ve diğer devletlerle bütün dış ilişkileri o ayarlardı. Nihayet sonundan beri, daha önceleri devletin bütün posta işlerini

Magister officiorum'un

yanında Büyük Konstantinos devrinden beri

merkez i idarenin en önemli memuru

questor sacri palatii

idi. Bu zat hukuk

müessesesinin başında bulunur, kanunların hazırlanması onun memuriyet alanına _ait olduğu gibi, imparatorluk fermanlarına mukabil imzayı da o

res priuatae

bölümlerinin iki başkanı

olup bunlara Büyük Konstantinos devrinden beri

comes sacrarum largitionum

atardı. Mali idarenin amirleri /iscu.s ve ve

comes rerum priuatarum

denilmekte idi. Bunların önemi ise, devlet eyalet­

lerinin en müliiın vergisi olan

praetorio'ya

annona'nın

doğrudan doğruya

praefectura

akması sebebiyle gittikçe sınırlanmakta idi.

İmparatorun şahsını çevreleyen her şeyin önemi arttığı için, etki çevresi imparatorun özel bütçesinin idaresini, bilhassa imparatorluk gar­ drobunun

(sacra uestis) bakımını kapsayan sacrum cubiculum memuriyetinin Praepositus sacri cubiculi en yüksek ve en nüfuzlu makam

önemi de arttı.

sahiplerinden birisi idi. İmparatorluk tacı zayıf bir şahsiyetin başında bulunduğunda onun "yatak odası" başkanı ekseriya devletin en nüfuzlu kişisi olurdu. Doğu adetleri etkisiyle praepositu.s

sacri cubiculi' ler hemen daima

hadımlardan olup onların emrine verilen, imparatorun şahsi hizmetkarları da çoğunlukla hadımlardan olurdu 1• Daha Konstantinos zamanında kurulmuş olan Istanbul senatosu her şeyden önce istişari bir hey'et idi. Senato daha nasıl Roma devrinde impa­ ratorluk mutlakıyetinin gittikçe artması ile bir zamanlar haiz olduğu önemi büyük ölçüde yitirmiş idiyse, şimdi onun Bizans'daki etki çevresi de, anlaşılabileceği gibi, daha da daralmıştı. Bununla beraber senato, kurucu ve kanun koyucu fonksiyonlarını tamamiyle ve derhal kaybetmedi ve onun bir zamanki parlaklığını tümiyle yitirmesi oldukça uzun bir zamana ihtiyaç gösterdi. Eski Roma senatosunun sadece bir gölgesi halinde bulunmakla beraber Istanbul

synkletos'u (

=

meclis, senato) bir kaç yüzyıl boyunca Bizans devlet

hayatında oldukça önemli bir rol oynadı 2• Filvaki her şeye hakim olan

1 A. S. DUNLAP, Tlıe Office of t/ıe Grand Clıamberlain in t/ıe Later Roman and Byzantine Empires, New York 1 924. R. GUILLAND, les eunuques dans l'Empire byzantin, Etudes byz. ı ( 1 943) ı g6 vdd. , ve Fon.ctions et dignitis des eunuques, ayn. esr. ll ( 1 944) 1 85

vdd. , ı

3 ( 1 945) 1 79 vdd. Bizans

senatosu

üzerinde en son

derin araştırma olan şu esere bk. : E.

TOPHILOPULU , •H

aUyxA7)TOc; TLvOv xpıiTOc;, Atina 1949.

ıı:t c; 't"O

CttRIS­ But:cıv­

ı . Hristiyanlaştırılan Imperium Romanum

35

imparatorun iradesi idiyse de senato yine de istişari mahiyette kanun vaz'ında etkili oluyor ve bazen de kanun ilanının yapıldığı yer olarak görü­ nüyordu. Senato, imparatorun uygun bulduğu takdirde kanun kuvveti bahşettiği teklifler (senatus consulta) arz ediyordu. Bazı kanunlar resmen ilan edilmeden önce senatoda okunuyordu. Senato ayrıca imparatorun emriyle en yüksek mahkeme vazifesi de görürdü. Fakat bütün bunlardan daha önemlisi, senatonun imparator değişmelerinde yeni imparatoru seçmek ve tasdik etmek hakkına sahip oluşu idi. Senato imparator yanında ne kadar az bir önem taşıyorsa, tahtın boşaldığı hallerde ehemmiyeti o kadar fazlala­ şır. Bununla beraber senatonun sesi her imparator değişmesinde gerçek bir ağırlık taşımaz. Eğer bir imparator daha önceden veliahdını resmen ilan etmiş veya müşterek hükümdarını taçlandırmış ise, o zaman senatonun tasdiki sadece bir formaliteden ibarettir. Ancak imparator adayı daha önce­ den resmen ilan edilmediği veya imparatorluk hanedanının erkek veya kadın bir mümessili tarafından aday tayini mümkün olmadığı hallerde bir taht boşalması vuku bulacak olursa o zaman tahtın yeniden işgali hakkın· daki karar senato ve ordu idaresine ait idi. Istanbul senatosunun üyeleri, irsi hukuka uygun olarak Roma senatör ailelerinin evladı idiler ve Istanbul senatosunun hukuki bakımdan Roma senatosu ile eşitliği ancak Konstantios zamanında saptanmış olmasına rağmen daha Büyük Konstantinos eski Roma aristokrasisinin temsilcilerini büyükçe sayıda Istanbul'a çekmeğe muvaffak olmuştu. Ancak lstanbul senatosuna bunlardan başka, herşeyden önce üç üst derecedeki imparatorluk memurİ arı, illustres, spectabiles ve clarissimi, girmek imkanını buldular. Esas bakımdan senatörler, ister eski aristokrat ailelerden, ister yeni memuriyet asillerinden olsun, büyük arazi sahipleri idiler. Bu en yüksek içtimai tabaka­ nın asıl ağırlığı senatoya mensup olmalarında değil, bu zenginliklerinde ve imparatorluk hizmetindeki mevkilerinde idi. Sayıları 4. yüzyılın ortaların­ da 2000 kadar olan senatörlerin çoğunluğu da çiftliklerinde yaşamayı tercih etmekteydiler. Aktif senato üyesi olarak fiilen her halde, imparatorluğun en yüksek memurlarının mensup oldukları illustres'lerin teşkil ettiği sayıca en küçük gurubun temsilcileri faaliyet göstermekteydiler. Ayrıca, 6. yüzyılın ortalarından beri en yüksek makam sahipleri yeni icad edilen gloriosi ünvarunı kullanmakta idiler. İmparatorların ünvan bahşetmekte gittikçe artan cömertlikleri, zamanla o vakte kadar mevcut olan şeref ünvanlarırun kıymetini düşürmüştü. Clarissimus'luk ünvanı gittikçe sık olarak, mütemadiyen genişleyen çevrelere tevcih olunduğu için bu ünvanın eski sahipleri spectabilııs'luğa, bir zamanki spectabilus'lar ise illustres derecesine çıkmışlardı. Böylece sonunda o vakte kadarki illustres için, yeni ve daha yüksek gloriosi derecesinin bulunması gerekmişti. Bu, muahhar

I.

E rk e n Biz ans D e v l e t i Geli�mesinin A n a h a t l a r ı

B iza ns devrinde çok dah a büyük ölçüde yeniden görülecek ola n, Unva n­ la rın kıymetinin düşürülmes i hus us unun tipik bir örneğidir ı. Sena to ya nında dah a ya kın bir is tişa re kurulu ola rak , eski concilium prıncipis' in değişik bir şekli ola n sacrum consistorium bulunuyordu. B u kurulun şimdi da imi üyeleri , comites consistorii, merkezi ida renin en yüks ek memurla rı a ra s ında n neşet ediyordu. B u a rada is tişa relere consistorium'a mens up bulun­ ma ya n s ena törlerin de ça ğrıldığı oluyordu . B una muka bil aslında imp a r a ­ torluk is tiş a re kurulunun en önemli üyeleri ola n praefectus praetorio'lar bu kurulda n a yrıldıla r. Tah t kurulu , a dını , üyelerinin a rtık imp a ra torun huzurunda a yak ta durmala rı (consistere) durumuna borçlu idi . Kurulun impa ra torla müna s ebetine dah a nev' i şahs ına mahs us bir ışık tuta n şey şudur : B u kurulun topla ntıla rına silentium veya - s ena törler de o turumla ra k a tıldıkla rı ta kdirde - silentium et conventus deniliyordu. Çok şey ifade eden bu is im dah a s onrak i devirlerde impa ra torluk kurulunun es as adı oldu ; a rtık muahh a r a°i.MVTLov da imi bir or g a n değildi ve a nc ak devlete veya k ilis eye a it önemli c e k a ra rla r için her s eferinde impa ra tor ta ra fında n topla ntıya ç a ğrılıyordu 2• xovaLa't'.ct1.1ı; cl'tlllyopıUıTOtı •Hpıix>.cıoc;. Avtok­ .�nl&cı, &>on Kc.>-.ıcnııvri"°" :ıuıl 'Hp«x).cıO'tl rator kelimesi tek başına hükümdar anla­ -rOO ı; ulwı; cııhou !)ııoı.>.ciı; !OOTlµouı; cl'tlll ı , miyle ilk defa bu yerde kaqımıza çıkmak­ xtıl MıxpTill«ll rljv czüwu "(WClixtı T1µ40.&111 tadır. Kq. OsraoooRSıtY, Aııtokratorıo2. ıtıxp' 1.1ÜTw" 6>ı; l'"l)T�pa: x1.1l �of.Aıool.lV. 1 Mansi ı o 703 ve buna illveten •

,

Nikepboros 28, 5. Ktıı.AKoVlltIY, lstoriya ili, ı 74. Ayrıca lu1. 1 Kq. Nikiu piskoposu Ioannes, ZoBR!HIER - AioRAIN 143 vd. TENBERO tere. 565. 1 DöLOl!.Jl1 &g. 220. 6 Nikepboroıı 29, 8 : cWıoxp«Teııp Tijı;

1 06

II. Bizans Devle tinin Varlığı ve Yenilenmesi l ç in M ücadele

sisi, askeri kumanda mevkıi ve Ortodoks ruhani sınıfı bunların hükümranlığı aleyhinde olduğu gibi, halk da gerek imparatoriçe ve gerekse monothelist patrik Pyrrhos'a karşı duyduğu kinde ısrar ediyordu. Konstantinos 111.'un zamansız ölümü Martina ve Pyrrhos tarafından zehirlenmesine atfo­ lunmakta olup, taht da bunun küçük oğlu için talep ediliyordu. Kons­ tantinos 111.'un taraftarlarından Ermeni Valentinos Arsakidos (Arşakuni) Anadolu birliklerini Martina ve Hcraklonas aleyhine tahrik ederek bunların başında olduğu halde Kadıköy'e geldi. Yapılan baskıya boyun eğen Herak­ lonas'ın, Konstantinos 111.'un oğlunu müşterek hükümdar olarak taçlan­ dırmasına rağmen 641 eylülü sonunda hükumet darbesi yapıldı 1• Senato kararı üzerine Martina ve Heraklonas azlolundular ve bu husus Martina'nın dili, Heraklonas'ın burnu kesilerek tahtim olundu. Burada şark adeti olan, burun kesmek suretiyle sakat bırakmak müessesesi Bizans toprağında önümüze ilk defa olarak çıkmaktadır ; bu, sakat bırakılanın vazife göremi­ yeceğinin alameti idi. Ana oğul Rodos'a sürüldüler ; o zamana kadar Aya­ sofya'nın oikonorMs'u olan Pavlos patriklik tahtına çıkarken, patrik Pyrrhos da eski hükümdarlar gibi sürgüne gitmek zorunda kaldı. Senato, hükümdarlığı o sıralarda ı ı yaşında bulunan Konstantinos 1 11.'un oğluna devretti. Babası gibi o da vaftizi esnasında Herakleios namını almış, fakat taç giyme töreninde Konstantinos tesmiye edilerek kendisine halk tarafından Konstans (Kwva'C'cıı;) denilmişti. Bu şekil nasıl Heraklonas, Herakleios'un tasgir şekli ise, aynı şekilde Konstantinos'un tasgiridir. Sonraları ona, olgun yaşlarında çok uzun ve sık sakalı ile göze battığından "Pogonatos" ( =Sakallı) lakabı alem olmuştur 2• Martina ve Heraklonas'ın azlinde açık bir ifade bulmuş olan senatonun kudreti, genç imparator Konstans 1 1.'ın önceleri senatörlerin vesayeti altına girmesiyle de tezahür ve tebarüz etti. Konstans hükumeti ele aldığı sırada senato toplantısında vermiş olduğu bir nutukta, Martina ve Herak­ lonas'ın, senatonun Allah'ın inayeti ile aldığı kararla uzaklaştınldıklannı, çünkü senatörlerin "maruf ve meşhur olan fevkalade dindarlıkları sebebiyle ı Krl. OsnloooıwtY, Chronologie 3 1 . Ayrıca bk. KAESTNER, De Impmo Constan­ tini ili ( 1 907) .­. AclpLO..oyo&e't"YJc; ye:vLxoü Theodotos'a karşı büyük bir kinle doldurmuştu. 695 yılı sonunda lustinianos il. hükumetine karşı isyan patlak verdi ve maviler partisi, Hellas thema'sı strategos'luğuna tayin edilmiş olan Leontios'u imparatorluk tahtına çıkardı ı. lustinianos'un iki baş yardımcı­ sı, sakellarios Stephanos ve logotlıetes Theodotos kitlenin kinine kurban edilirken bizzat lustinianos 11.'un burnu kesildi. Tahtından düşürülen imparator, bir zamanlar papa Martinus'un sürgün olarak öldüğü Khersones'e gönderildi. 4. Herakleios Hanedanının Sukutu

695 hükumet darbesi Bizans'ın dengesini bozdu. Yirmi yıldan fazla sürecek bir karışıklıklar devresi başladı. Bu iç kargaşalık devri devleti yeni tehlikeler önüne attı ve ona yeni ve hissedilir kayıplara mal oldu. İlk önemli kayıp kuzey Afrika sahillerinin elden çıkması oldu. Arapların Kartaca eksarhlığına karşı taarruzları uzunca bir süredir durmuştu ; fakat buranın sukutu, Konstans il. batıdaki devlet arazisini daha etkili bir surette savunma planında başarısızlığa uğradıktan sonra, ancak bir zaman meselesi idi. 697 yılında Araplar Latin Afrika'ya girerek süratli bir zafer yürüyüşü sonunda Kartaca'yı zaptettiler. İmparator Leontios (695-g8)'un süratle Afrika'ya sevkettiği Bizans filosu her ne kadar bir defa daha duruma hakim olabildiyse de, ertesi ilkbaharda denizde ve karada takviye edilmiş bulunan Arap savaş birlikleri görününce, Bizanslılar düşmanın üstünlüğüne boyun eğerek ülkeyi bunlara bırakmak zorunda kaldılar. Bu mağlubiyetin sonuncu, Bizans filosunun Leontios'a karşı da isyan ederek, Kibyraioton deniz tlıema'sının drungarios (amiral) 'u olan Apsimar'ı imparatorluğa yükseltmesi oldu. Her halde yeşiller partisine mensup şehir milis kuvvetinin yardımı ile bu zat kolaylıkla başşehre hakim olarak Tiberios il. (698-705) ünvaniyle �mparatorluk tahtına çıktı. Selefi nasıl maviler tarafından imparator ilan edilmişse, o da bu sefer yeşiller tarafından hükümdar ilan olundu 1• 1 Georg. Mon. II, 73 1 , 1 7 (nşr. de Booa) : «Trıxaı.&.aıxı; A1:6vnoı; ö mı-rpCxıoı; ılvıx­ yop&:UrrıxL wx-rbı; u?tb TOÜ 8�µou Tİilll �MT(ı)\I 13ıxaıA�ı;. Bu önemli pasaja önce, Iustinianos Il.'un asılzadelere karşı mücadelesi hak­ kında doğu kaynaklarını bır araya toplayan M. LEvÇENKO işaret etti : Vene� prasiny v V&.:anıii v V-VII vv., VV l ( 1 947) 182. Ge­ orgios Monakhos'un zikredilen pasajı, lus­ tinianos il. 'un, bizzat Herakleios gibi, ye­ şillere istinad ettiğini ve mavilerin d�ı olduğunu göstermektedir. Bu ayrıca Levçen­ ko'nun haklı olarak belirttiği gibi, halle par­ tilerinin siyas! faaliyetlerinin daha Herak-

leios devrinde durmuş olduğu merkezindeki düşüncenin hatalı olduğunu gösterir. Kısa bir zaman önceye kadar bilim olan bu ka­ naat tamamiyle terk edilmelidir, hele MA­ RlCQ. (Partis populairıs 6 3 vdd.) demos'lann siyast önlemlerinin 9. yüzyıl başına kadar devamını i�bat eden dikkati çok çekici kaynak bilgileri verdikten sonra. ı Krş. A. MAıucQ., Partis populaires 66 vdd. Brüksel anonim kroniği (nşr. F. CınloNT) Chroniques byı:antines du manurerit 11376 (An.ecdola Bruxelkn.ria l) s. 30 : 'AljıCµıx­ poı; cİvrjyopc\>&71 u?tb TİiJV 7ıpılO(ll(ı)V, OTlcp&< unb -roü CIUWÜ xıx>.ALv(xou mıTpı«pxou.

1 32

il. Bizans D e v l e t i n i n V a r l ı ğ ı ve Y e n i l e nmesi İ çin M ü c a d e l e

Düşürülen Leontios, üç yıl önce tahtından atılan lustinianos 11.'a yapılmış olduğu gibi, bumu kesildikten sonra bir manastıra hapsedildi. Tiberios il. hükumeti, kaybedilen Kartaca eksarhlığını tekrar elde etmek veya hiç olmazsa Arapların Afrika'da daha ziyade ilerlemesini önlemek için hiç bir teşebbüste bulunmadı. Müteakip ilerleyişlerinde sadece yerli Berberi kabileleriyle mücadele zorunda kalan Araplar, daha 8. yüzyılın ilk yıllarında Atlas okyanusu kıyılarına vardılar. Bunlar daha kuvvetlice bir direnmeye ancak, imparatorluğun Afrika sahilindeki batı karakolu Septem (Cebelüttarık yolunda bugünkü Ceuta) yanında maruz kaldılar. Bu kale 7 1 ı 'de düştükten sonra Araplar bütün kuzey Afrika kıyılarına hakim olmuş bulunuyorlardı ve hemen İspanya'nın fethine başlıyarak burada Vizigot hakimiyetini bir kaç yıl içinde yıktılar. Araplar bu suretle, Istanbul' un kuvvetli surları onlara batı yolunu kapadıktan sonra, değişik yoldan, Afrika üzerinden ve bu sefer batıdan Avrupa'ya girmiş bulunuyorlardı. Bu arada -Herakleios hanedanı lustinianos 11.'un şahsında bir kere daha hakimiyete ulaşacaktı. lustinianos'un sükunet bilmez ruhunu, ne zalimane icra edilen burnunun kesilmesi ve ne de uzak Khersones'e sürülmesi gemleyebilmişti. lustinianos başına gelene razı olmamıştı. Geri dönüp intikam almayı düşünüyordu. Onu en ziyade 6g8'deki hükümdar değişmesi cesaretlendirmiş görünüyor : Takındığı tavır gittikçe daha şüphe uyandırıcı bir mahiyet alıyordu ; öyle ki Khersones mahalli idaresi onu lstanbul hükumetine teslime karar vermişti. Zamanında uyarılan lustinianos Hazar­ lar devleti arazisine kaçtı ; Hazar kağanı tarafından iyi karşılandı ve hatta kağanın hristiyanlığı kabul ederek lustinianos l .'un zevcesinin adı olan Theodora ismini alan kız kardeşi ile evlendi. Istanbul'da ise lustinianos 11.'un hareketleri gittikçe daha büyük endişeler doğuruyordu. Hazar sarayına imparator Tiberios'un gönderdiği bir elçi heyeti gelerek lustinian­ os'un teslimini talep etti. Bizans ile mevcut iyi münasebetleri gölgelememek endişesiyle kağan, Bizans hükumetinin arzusuna uymaya karar verdi. lustinianos tekrar kendisini yeniden tehdit eden tehlikeye karşı uyarılarak, bir çok maceralardan sonra Karadeniz'in batı kıyılarına ulaşmak üzere kaçmayı başardı. Burada Bulgar hanı Tervel ile temas kurarak onun yardı­ mını sağladı. 705 sonbaharında lustinianos il. Tervel'in refakatinde ve büyükçe bir Bulgar - İslav ordusu başında Istanbul önünde göründü. Fakat bu ordu Bizans başşehirinin surlarına karşı aciz bir durumda idi. Üç gün tamamiyle neticesiz geçti ve lustinianos'un taht iddiaları alay ve tezyifle cevaplandırıldı. Bunun üzerine Iustinianos bir kaç gözünü budaktan esirgemez arkadaşı ile geceleyin su kemerinin bir borusundan Istanbul'a girdi. Şaşkına dönen şehirde panik çıktı. Tiberios meydanı cesur rakibine bırakarak kaçtı. lstanbul'da sadece düşmanlara değil, dostlara da malik olduğu anlaşılan lustinianos, Blakhemae sarayını işgale muvaffak olarak, on yıllık macera dolu bir sürgün hayatından sonra ikinci defa ecdadının tahtına

4. H erakl eios H anedanının Sukutu

133

çıktı. Altı yıl müddetle ( 705-7 ı ı ) Boğaziçi kenarındaki dünya merkezinde, zalimane uzuv kesme ve bununla sembolik olarak diskalifiye edilmeyi hiçe sayan "Kesik burunlu" ( =Rhinotmetos) imparator hüküm sürdü. Onun hükmetme iradesi, 7. yüzyıl içinde o kadar sık uygulanmış olan bu hüküm­ darlıktan diskalifiye etmek şeklinin yeterli etkiye sahip bulunmadığını isbat etmişti. Nitekim bundan sonra bu ameliye taht müddeilerine ve tahttan indirilen imparatorlara bir daha tatbik edilmedi. Tahta, başarıya ulaşan hareketten sonra Hazar ülkesinden lstanbul'a getirilen ve kocasına bu arada doğmuş bir de oğul getiren zevcesi Theodora iştirak etmekte idi. Bu oğula Tiberios adı verilerek babasının müşterek hükümdarlığına yükseltildi. lustinianos 11.'un dost ve yardımcılarının nail oldukları mükafat gibi, düşmanlarına ulaşan intikamı da olağanüstü büyük oldu. İmparatorluğun Konstantinos iV. zamanında Bulgaristan'a ödemek üzere yüklenmiş olduğu haraç 1 yine kabul edildiği gibi, özel bir teveccüh eseri olarak Bulgar hanı Tervel'e caesar ünvanı verildi ; bu ünvan eski önemini kaybetmiş olmakla be­ raber (bk. yukarıda 11, ı ) imparator ünvanından sonra Bizans'ın en yüksek şeref ünvanı olmakta devam ediyordu. Hamiline imparatorluk şerefinden bir kısmını bahşeden bu ünvana bir yabancı hükümdar ilk defa nail oluyordu. Tervel zengin hediyelerle memleketine dönmezden önce, İmparatorun yanında tahta oturmak müsaadesine nail olup caesar ünvanı sahibi sıfatiyle Bizans halkının saygı gösterilerini kabul etti 1. Buna muka­ bil kaçarken yakalanan Tiberios - Apsimar ve yedi yıl önce tahttan düşürü­ lerek burnu kesilmiş olan Leontios halkın tahkirlerine hedef edildikten sonra idam olundular. Bir çok yüksek rütbeli subay Istanbul surları üstünde asıldı. Patrik Kallinikos'un, Leontios'u taçlandırmış olmasına ceza olarak gözleri oyuldu. Fakat bunlar imparatorun bütün düşmanlarını ortadan kaldıracak sistematik tedhiş hareketinin ancak ilk kurbanları idiler. Kendi zamanında ve halefleri devrinde taşıdığı kana susamış tyrannos (-Npıxwac;) şöhretine lustinianos il. bu ikinci hükümdarlığı esnasında tamamiyle layık olmuştur. Teskin edilemez bir intikam sarhoşluğu içinde o, en önemli devlet görevlerini unutmuş, devletin düşmanlarına karşı savaşmayı ihmal ve bütün gücünü iç düşmanları ile yaptığı tüketici mücadelede israf etmiştir. Bundan Araplar yararlandılar. 709 yılında Kappadokia sınır bölgesinin en önemli kalelerinden birisi, Tyana'yı muhasara ettiler. Karşılarına çıkan Bizans ordusu yetersizdi ; en kabiliyetli kişiler tedhiş hareketine kurban gittikleri için kötü idare ediliyordu. Bu ordu yenildi ve bundan sonra, uzun kuşatma ile tükenmiş, yardım umutları kırılnuş olan Tyana düşmana teslim 1

K11. DuvçEv, Prou;vaniya 5 vdd. yapmış olduğu hakkındaki haberi, Tervel'in Nikephoros 42, 23. Theophanes savaş birliklerinin, 705 yılında okluğu gibi, (376)'in, lustinianos 11.'un bunun hemen 7 1 1 'de de lustinianos'a vardım etmiş olduk­ akabinde barışı bozarak Bulgaristan'a akın ları sabit olduğuna göre, inanmaya deAmez. a

134

II. Bizans Devletinin Varlığ ı ve Yenilenmesi İ çin Mücadele

oldu. Araplar 7 1 0 ve 71 ı yıllarında Kilikia'ya yaptıkları akınlarda hiç bir mukavemete rastlamamış görünmekte olµp bir çok kaleyi zapta muvaffak oldular. Küçük bir Arap birliği hatta Khrysopolis (Üsküdar)'e kadar ilerlemeye cüret etti. Bu arada Bizans'daki kitlevt imhalarla yetinmeyen imparator, ilk imparatorluğu sırasında halkının kendisine karşı durum takınmasının intikamını almak üzere Ravenna'ya bir cezalandırma seferi yapılmasını emretti. Şehir ko:rkunç bir yağmaya katlanmak zorunda kaldı. Nüfuzlu Ravenna ahalisi zincire vurularak Istanbul'a getirildi ve idam olundu ; piskoposlarının gözleri oyuldu. Q.uinisextum mukarreratı yüzünden Roma ile çıkan anlaşmazlık ise barışçı bir şekilde çözümlendi : 7 ıo yılı sonunda papa Constantinus 1. imparatorun daveti üzerine Istanbul'a giderek burada çok iyi karşılandı. 709 yılınd-aki Ravenna cezalandırma seferinin sonunda, daha 7 1 0 yılı nihayetinde veya 7 ı ı başında bir isyan vuku bulmuş olmasına rağmen lustinianos il. yine de bir zamanki sürgün yeri olan Khersones'e karşı buna benzer bir sefer hazırlattı. Buradaki hesaplaşma Ravcnna'dakinden de daha zalimane olmakla beraber Iustinianos'un da kellesine mal oldu. İsyan önce Khersonesliler tarafından başlatıldı ve ordu ile donanmaya sirayet etti ; her iki kuwetin kumandanları da uğnyacakları en küçük başarısızlığın, hiç kimseye güvenmeyen imparator tarafından cezalandırıl­ masından korkuyorlardı. İsyan, bu sırada hakimiyetlerini Kırım'a kadar uzatmış bulunan Hazarlar tarafından da desteklendi 1. Ermeni Bardanes imparator ilan edildi ve 7 ı ı başında bu zat bir donanma ile Istanbul önünde görününce şehrin kapıları açıldı. Artık lustinianos'u müdafaa edecek kimse kalmamıştı . Düşürülen imparator ölümü kendi subaylarından birisinin elinden tatu. Kellesi teşhir edilmek üzere Ravenna ve Roma'ya gönderildi. Küçük oğlu ve veliahdı Tiberios da oldürüldü 21• Şanlı şöhretli Herakleios hanedanı işte böyle bir kan tufanı içinde mahvolup gitti. Bu, kelimenin tam anlamı ile ilk Bizans saltanat hanedanı idi ; öyle bir hanedan ki, mümessilleri beş nesil boyunca ve bir asır süre ile imparatorluğu idare etmişlerdi. Bu alışılmış ölçüler dışında kalan hanedanın tarihine ba­ kacak olursak, gözlerimiz önünden, kendine özgü mariz bir sinirlilikle gerçek büyüle devlet adamlığı vasıflarını kişiliklerinde birleştirmiş bir insan meşheri akıp gider : Devleti yenileştiren, ordusunun başında kutsal savaşa çıkıp güçlü İran imparatorluğuna karşı efsanevi zaferler kazanan, fakat sonra gevşek ve bitkin, Arapların ilerleyişini hiç bir şey yapmadan sadece 1 Kıl. A. VASıı.mv, Tk Gotkr in llıe sukutu hakkında krş. Ch. DıEHL, Chom Crimea ( 1936) s. 83 vdd. et gens u By.ı;ance ( 1926) s. ı go vdd. 1 Iustinianos 11.'un ikinc..i saltanatı ve

4. Hcraklcios Hanedanının Sukutu

1 35

seyir ve hayata ağır bir ruhi bulanıklık içinde veda eden büyük Herakleios ; veremli bir zavallının oğlu olup kanlı aile anlaşmazlıklarının hatırası altında ezilen ve çocuk yaşında imparatorluk tahtına çıktıktan sonra inatçı cüret­ karlığı tezahür eden, büyük ve fakat gerçeğe aykırı bir fikre kurban giden Konstans il. ; Arapları kahramanca yenen, büyük ceddi yanında devletin kurtarıcısı Unvanını her kesten daha fazla hak eden, fakat ancak 33 yaşında ölüp giden büyük kumandan ve devlet adamı Konstantinos iV. ; çok kabiliyetli bir hükümdar olduğu ve herkesten fazla yeni devlet organizas­ yonunun gelişmesine katkıda bulunduğu halde sınır tanımayan despotluğu, kendine hakim olamaması, insanlık dışı, marazi denilebilecek bir zalim­ likle feci' akıbetini bizzat hazırlayıp hanedanının sukutuna sebep olan lustinianos il. Herakleios hanedanının yaratıcı devri lustinianos il. 'un ilk saltanatı ile birlikte son bulmuştu. Fakat Herakleios'un idareyi eline alışından lus­ tinianos 11.'un ilk düşüşüne kadar uzanan devre içine, Bizans devletinin bütün hayatı boyunca atlatmak zorunda kalmış olduğu en ağır varlık mü­ cadelesi ve geçirdiği en büyük iç değişme isabet eder. İranlılar ve Avarlar üzerinde kazandığı zaferlere rağmen Bizans büyük ve zengin bölgelerinden bir çoğunu Araplara terk etmek zorunda kalmıştır. Asıl çekirdek arazisini ise imparatorluk sert bir mücadele sonunda muhafaza etmiş, böylelikle müslümanlara Avrupa yolunu kapamış, kendisi için de büyük devlet olarak varlık sağlamıştır. Devletin hakimiyet sahası küçülmüş ise de, Bizans yeni sınırları içinde bünye bakımından daha sağlam ve daha insicamlı olarak ayakta kalmıştır. Çok ihtiyarlamış geç Roma devlet bünyesine, çok derine işleyen iç reformlar ve dıştan yıpranmamış genç kuvvetleri kendine çekmr'� suretiyle yeni bir hayat nefhası üflenmiştir. Devlet gergin, insicamlı bir askeri idare düzenine ve toprağa bağlı stratiotes'lerin gücüne dayanan yeni bir ordu organizasyonuna sahip kılınmıştır. Yeni toprakları ekilebilir hale getiren ve vergi ödeyicisi sıfatiyle devlet bütçesinin en sağlam dayanağını teşkil eden kuvvetli ve seyyal bir köylü sınıfı meydana gelmiştir. Bundan sonra Bizans devletinin kudreti 7. yüzyılın yarattığı temellere dayanacaktır. Herakleios hanedanı devrindeki yenileşmesi sayesinde Bizans, Arap ve Bul­ garlara karşı savunma mücadelesini yürütebilecek ve sonunda Anadolu'da ve Balkan yarımadasında kesin ve başarılı mukabil bir taarruza geçebile­ cektir. Ancak bu devir kahramanca mücadeleler bakımından ne kadar zengin ise, kültürel yaratıcılık bakımından da o derece fakirdir. Çünkü eski aris­ tokrat tabakanın ölüp gitmesiyle onların temsil ettikleri eski kültür de kaybolup gider. Iustinianos l . 'un zamanındaki edebiyat ve sanatın zengin­ liği ve parlaklığı yerini 7. yüzyıldan itibaren kültürel bir kuraklık devresine bırakır. Bu vakıa, Bizans'da hele adetlerin gerçek doğuya özgü bir kabalaş­ ması sinmeye başladığı için, bu d evreye haşin ve karanlık bir görünüş

1 36

II. Bizans D e v e tinin Varlığı ve Yenilenmesi İ çin Mücadele

vermektedir. Güzel sanatlar kifayetsizdir. Dünyevi edebiyat ve bilimler susmuştur. Hakim olan, yeni inanç mücadeleleriyle tahrik edilen teolojidir. Kilise giderek daha büyük bir ağırlık kazanmaktadır. Bizans yaşamı mistik -zahidane bir havaya bürünür. Bizzat bu imparatorlar, "kutsal ülkenin kurtarıcısı" Herakleios, "doğru inancın meş'alesi" Konstantinos iV. ve "İsa'nın kulu" lustinianos il., birer mistiktirler. Cihanşümul Roma devleti artık mazinin malıdır. Batıda Germen krallıkları teşekkül ederken Bizans, istediği kadar Roma devlet düşünce ve geleneklerine sarılırsa sarılsın, yinede bir ortaçağ Grek devleti haline gelir. Doğu sahasında erken Bizans geçiş devresinin sun'i olarak beslemeye çalıştığı romanismus üzerinde kesin zafer kazanan Grek kültürü ve Grek dili bu devlete kendine özgü bir damga vurmakta ve gelişimini yeni bir istika­ mete çevirmektedir.

III TASVİR KIRICI BUHRAN DEVRESİ ( 7 1 1 843) -

Kayna klar

Bu kısmın ilk devresi için yukarıda adı geçen patrik NıKEPHOROS (76g'a kadar) ve THEOPHANES (81 3'e kadar)'in kronikleri temeli teşkil ederler. Her iki kronik yazarı tasvirler mücadelesini, anlaşılabileceği gibi, resimlere taraftar parti görüşü ile tasvir etmektedir­ ler ı. Aynı eğilimi, tasvir kırıcılığın ikinci devresine ait olan daha zengince tarih yazarlığı da gösteriyor. GEORGIOS MoNAKHos'un Mikhail III. (842-67) zamanında yazılıp 842 yılına kadar ulaşan dünya kroniği, tipik bir keşiş kroniğidir 1; bunun sadece 81 3'den 842 yılına kadar olan kısmı bağımsız kaynak değerini haiz olup daha önceki devreye ait olan kısmı çoğunluğu ile Theophenes'ten kopya edihniştir. SYMEoN LOGOTHETES'in dünya kroniğinin en önemli kısmı da, Theophanes'in ele aldığı devreden sonraki zaman ile başlar. ıo. yüz­ yılın ortalarına ait olan bu eser, bir çok ta'dilli şek.illerle zamanımıza intikal etmiştir: THEODOSIOS MELITENOS a. Georgios MoNAKHos'un zeyilcisi, LEON GRAMMATIKOS'un kronik­ leri ve diğer bir çok yayınlanmamış elyazmaları ' ve eski İslavca bir tercüme ile '· Bundan onların müşterek kaynaklarında bulunmak­ ı K. N. UsPENSKIY'in ölümünden sonra yayınlanan eseri (Oçkerki po istorii ikonobor­ taydı. Benim açıklamalarımı görmeden aynı çeskogo duijıniya v vizantiyskoy imperii 11 VIII­ nedenlere dayanarak ALEXANDER (Patriarch IX ııv. Feofan i khronografiya, VV 3, 1950, s. Niceplıorus 1 58 vdd.) da aynı menfi sonuca 393-438 ve 4,ego 1 95 1 , s. 2 1 1-62) Theophanes varmıştır. ve Nikephoros'un bu devre için kullanmış 1 Nşr. C. de BooR, 2 cilt, Leipzig oldukları kaynağın tasvir kırıcı çevre men­ 1 904; sonradan ilave veya çıkartmalar şeli olduğunu ve tasvir kırıcılara dost bir yapılmış nüshası, zeyli ile birlikte: E. Mu­ eğilime sahip bulunduğunu, fakat bunun RALT, Petersburg 1859. her iki tasvir taraftarı yazar tarafından München 1859. 1 Nşr. Th. TAFEL, verileri aksine çevrilerek kullanılmış bulun­ Krş. S. P. ŞESTAKov, VV 4 ( 1 8g7) ' duğunu isbat etmeye çalışır. Ancak daha 167 vdd. ve 5 ( ı 8g8) 19 ,vdd. dikkatli bir kaynak tahlili - bu kitabın ı Nşr. V. 1. SREZNESKIY, Petersburg 1956 yılında yapılan fransızca ve İngilizce neşirlerinde de belirtmiş olduğum gibi - bu 1905. - Bu eserin çok karışık olan terekküp düşüncenin sağlam olmadığını gösterir. Çün­ tarzı ve muhtelif resanziyonlarının birbiri kü mesela, eğer Konstantinos V. zamanın­ ile ilişkisi sorunu hakkında özellikle krş. daki yiyecek maddeleri fiyatlarının düşüşü V. G. VASILYEVSKIY, Khronika Logofeta 11 her iki müellifçe de, haris tasvir kırıcının slavyanskom i greçeskom, VV 2 (18g5) 78- 1 5 1 ; (yani imparator Konstantinos V.'un) al­ G. ÜSTROGORSKIY, Slavyanskiy perevod khroniki tınları toplayıp piyasadan kaldırması ile Simeona Logofeta, SK 5 (1932) 1 7 vdd.; açıklanıyor ve hükümdar bu sebepten on­ A. KAJDAN, Khronika Simeona Logofeta, VV lar tarafından "yeni Midas" tesmiye olu­ 15 (1959) 1 25 vdd. Ayrıca MoRAVCSIK nuyorsa (Theophanes 443, 19; Nikephoros (Byzımtinoturcica I, 5 1 7 vdd.)'in verdiği bibli­ 76, 5), pek açıktır ki, bu alaycı benzetme yografyaya bk.

III. Tasvir Kırıcı B u h r a n Devresi. başka Konstantinos VII. (945-59) zamanında yazmış olan JOSEPH GENESıos'un ilk üç kitabı ile, yine Konstantinos VIl.'un emri ile vücuda getirilmiş olup Theophanes'in zeyli (Ol µn-d: 0e:ocpocvııv, " Theophanes continuatus") adıyla şöhret kazanmış kompilatif eserin ı ilk üç kitabı da tasvirler mücadelesinin ikinci devresine taal!Uk ederlı;r. Nikephoros 1.'un Bulgar seferi ile, 26 temmuz 81 ı 'de vukubulan kader savaşı hakkında DuvçEv'in keşfet­ tiği çağdaş savaştan hemen sonra kaleme alınmış bir rapora dayanan tafsilatlı anonim 6,tiJY"latt;'e malik bulunuyoruz 2• Leon V. (8 1 3-2o)'un hükllınet devresi de aynı şekilde anonim bir yazıda tafsilatı ile tasvir edilmektedir 8• GREGOIRE'ın ikna edici açıklamalarına göre ' 8 1 1 yılı seferi hakkındaki Diegesis ile Leon V.'un tarihi aynı yazarın kaleminden çıkmış ve, buna göre elimize geçmemiş, bir tarih eserinin fragmanları sayılmalıdırlar 5• Burada ayrıca 6. yüzyıl sonundan 9. asır başına kadar Pelopenes üzer indeki İslav hakimi­ yetine dair haberleriyle önemli Monemvasia kroniği de zikredilmelidir 8• Bizans - Arap ilişkileri üzerinde Bizans kaynaklarının verdikleri bilgiler, aralarında ön sırada TABARi (839-923) 'nin zikredilmesi gereken Arap tarih yazarlarının haberleri ile önemJi ölçüde tamamlanmaktadır. Büyük bir bilgin olan Tabart, dünyanın yaratılışından kendi zamanına kadar ulaşan ve Bizans - Arap savaşlarına özellikle ayrıntılarına kadar temas eden umumt bir tarih kaleme almıştır. Tabarİ daha eski kaynakları çoğunlukla

1 Genesios ve Theophanes continua­

tus'un kaynakları sorunu

için en son olarak şu esere bk. F. BARı!ıl:, Les sources de Ghılsios

et du continuateur de T7ılophane pour l'histoire du r�gne de Michel II, By;:.. 3 ı ( ı 96 1 ) 257 vdd. Müellif burada verdiği diğer açıklamalar arasında, her iki yazarın Mikhael II. (820 -29) devri için Sergios Homologetes'in Pho­ tios'un Bibliothek'inde zikrolunan çağdaş yazısından faydalanmış olduklarını göster­ mektedir. Ayrıca krş. ayn. mlf. , Dve verı;iye u iı;vorima o ustaniku Tomi, ,ZRVI 6 ( 1 96o) 145 vdd. ; başkaca bk. aşağıda IV. kısmın kaynakları bahsi. 1 Bunun şimdiye kadar üç neşri yapıl­ mıştır: DuvçEv, Spisanie na bıllg. Akad. na nau.kite 54 ( 1 936) 1 47 vdd . ; BEŞEVLIEV, Godi­ pıik na Sojiyskiya Universitet 33, 2 ( 1 936) ; GRtcoıRE, Byı;. 1 1 ( 1 936) 4 1 7 vdd. Bul­ gariııtan'ın 9. yüzyıldaki tarihi için Bizans kaynaklarının haberleri yanında eski Bulgar kitabeleri de göz önünde tutulmalıdır : V.

BEŞEVLIEV, Pıiroohillgarski nadpisi, Godipıik na Sof. Univ. 3 1 , ı ( 1 934) ve Dobavki i opravki, ayn. esr. 32, 5 ( 1 935) ; ayrıca krş. H. GRtcoı­ RE, Les sources lpigraphiques rk l'histoire bulgare, Byı;. 9 ( 1934) 745 vdd. 8 Scriptor incertus de Leone Annenio, C. B. , Leon Grammatikos arkasında.

' H. GREGOIRE, Un nouveau fragment du "Scriptor incertus de Leone Annenio", Byı;. ı ı ( 1 936) 4 1 7 vdd. ve Du nouveau sur la chronogra­ phie byı;antine : le Scriptor incertus de Leone Arme­ nio est le demier conıinuateur rk Malalas, Bull. rk l'Acad. de Belgique 22 ( 1 936) 420 vdd. s L. ToMIÇ (Fragmenti yednog istoriskog spisa IX veka, ,ZR VI ı , 1 952,s. 78 vdd.)'in gösterdiği gibi, kaybolmuş olan eser 9. yüzyılın ikinci yarısında (Bulgaristan'ın hris­ tiyanlaştırılmasından sonra) yazılmış olup, her halde H. Gregoire'ın kabul ettiği gibi Malalas kroniğinin bir devarru değil, dev­ rinin bir tarihi idi. 8 N. BEES, To m:pl -.ijı; x-rlatwı; -.ijc; Move:µt3ııala:ı; :ıcpovtx6v Bu�a:vrlt; ı ( 1 909) 37 vdd. P. CHARANIS ( The Chronicle of Mo­

nemvasia and tlıe Question of the Slavonic Settle­ ment in Gruce, DOP 5, 1 950,s. 141 vdd.) bu müellifin daha önceki eserleri ile sorun hakkınd a mevcut bibliyografyayı tam olarak vermektedir. Charanis haklı sebeplerle Mo­ nemvasia kroniğinin verdiği haberlerin gü­ venilirliğini belirtmekte ve ayrıca yukarıda adı geçen ve Nikephoros I.'un seferi ve Leon V.'un tarihi olarak teşhis edilebilen Dugesis ( bir olayın tam olarak tasviri) 'in bütü­ nü olan tarih eserinin buna da temel teşkil ettiği tahminini ileri sürmektedir. =

Kaynaklar

1 39

kelimesi kelimesine vermektedir 1• Bizler için Arap coğrafyacılarının, hususiyle İBN HUR.· DAnBiH, KUDAMA ve IBN AL - FAKiH'in tasvirleri de büyük değer taşırlar ; çünkü bunlar Bizans devletinin durumu, bilhassa ordu organizasyonu ve &ma'lar nizamı hakkında pek önemli bilgiler arz etmektedirler 1• Yeni tetkiklerin, özellikle GatGoıaE'ın yeni ufuklar açan çok sayıda araştı rmasının gösterdiği gibi, Digenis Akritas'ın Bizans halk destanı, Bizans - Arap mücadeleleri hakkında zengin malzeme ihtiva etmektedir a. Bu devreye ait hagiografik (kilise azizlerine ait) eserler, adları geçen Bizans kronikçi­ leri ve tarih yazarları kadar, ve hatta daha büyük ölçüde, tasvir taraftarı istikameti temsil etmektedirler; çünkü bunlar tasvirler kültü kurbanlarına (= marryr) ithaf edilmiş olup bu sebepten tabiatiyle bunları öğücü ( =Panegyricw) bir karakter taşımaktadırlar. Buna rağmen bu yazıların bir çoğu, asıl tarih literatürünün muhtasar haberlerini tamamlamak bakı­ mından oldukça yüksek kaynak değerine sahiptir. Tasvir kırıcı devirden kalma pek büyük sayıda Aziz biyografileri içinden burada sadece tarihi bakımdan en önemlilerini zikr edelim. 8o8 yılında, eski verilere dayanarak Ayasofya diakonos'u Stephanos tarafından kaleme alınan Stephanos Neos (ölm. 767) 'un Vita'sı (hayatı) adlı eser, Kostantinos V. zamanında tasvir taraftarlarına karşı yapılan takibat hakkında zamanımıza intikal eden en eski ve en tafsilatlı haberleri arzetmektedir 4• Bu edebi türün bütün eserlerine his olan eksiklikler, gerçekten yaşanmış tarihi tafsilat zcnginliğince karşılanmaktadır. Bithynia'daki Medikon manastırı Mgumenos'u Niketas (ölm. 824)'ın, ölümünden hemen �onra öğrencisi Theosteriktos tarafından kaleme alınan vita'sı da birinci sınıf kaynaktır 5• 82 1 /22'de telif edilen Philaretos Eleemon (ölm. 792) 'un vita'sı tasvirler mücadelesi tarihi bakımından pek o kadar olmasa da, Bizans devletinin iç tarihi için baha biçilmez bir değer taşır 8• Bun­ dan başka bir çağdaş tarafından yazılmış olan Gothia piskoposu Johannes'in ııita'sı 7 ile 42 Amarion marryr'inin Acta'sı 8 oldukça büyük bir önemi haizdirler. İlk tasvir kırıcı devrenin tasvir sorunu hakkında en önemli yazılar, patrik Germanos (71 5-3o)'un aynı zamanda büyük bir tarihi ehemmiyete de sahip olan mektupları • ve çok özellikle de Damaskos'lu (=Dimaşk) Yohannes'in üç hitabesidir 10• Nou·lh:ala. yıfpovroı; ı Nşr. M. J. de GoEjE, 3 cild ( 1 879). tercüme ve tefsiri : J. MAVROGORDATO, Amorion hanedanı devresi için Arap tarih­ Digenis Akrites, Oxford 1956. Rusça tercüme­ çilerinin en önemli haberlerini hulasalar si : A . J. SYRK1N, Digenis Akrit, Moskova halinde VASILIBV vermektedir: Byı:.ance et 1960. Aynı yazarın başka araştırmaları : VV /es Arabes 1, App. 267-394. (Makedonya 18 ( 1 96 1 ) 1 24-1 49, 1 9 . ( 1 96 1 ) 97- 1 19, 20 hanedanı devri için: VAS!LIEV, Byı:.ance et les (196 1 ) 1 29- 1 55 ve Digenis - sorunu hakkında Arabes 11, 2) . tafsilatlı araştırma haberleri: VV 1 7 ( 1 96o) 1 M. J. de GoEjE, Bibi. geogr. Arab. Vl 203-226. ( 1 899) 77 vdd. ve 197 vdd. E. W. Baooxs, ' M1GNE, P. G. ı oo, 1 069- 1 ı 86.

Arabic Lists of lM Byı:.antine Themes, Joum. of Heli. Stud. 2 1 ( 1 90 1 ) 67 vdd. Ayrıca krş. GELZER, Themenverfassung 1 7 vdd. , 8 1 vdd.

ı

AA SS. , April ı, App. 22-32.

8

Nşr. A. VASlLIBv, lRAlK 5 ( ı goo) 49-86. Fransızca tercümesiyle yeni neşri : M. H. FouRMY et M. LEaov, Byı:.. g ( 1 934) 1 1 2-67.

Başkaca 982 yılında yazılmış farsca anonim bir coğrafya eserinin nümune alınacak bir mükemmellikte İngilizce tercümesini ve 7 AA SS., Junii 5, ıgo vd. tefsirini yapmış olan V. MINoRsxv'nin şu • Nşr. V. VASILYEVSKJY ve P. NIKITIN, eserine de bk. : l;ludüd al - Alam, London Mlmoires de l'Acad. lmp. de St. Pltersbourg, 1937. Vlll. seri, Vll, 2 ( 1 905) . Krş. ayrıca A • Krş. H . GRtGoıRE, •o AtyEV7)ı; 'Axp­ !Ta.t;. 'H �u�ıxvrtWj �mmotlıx cnlıv !aToplıx vASILIEV, ayn. esr. lll, 3 ( ı 8g8). ' MmNE, P. G. 98, 1 56 vdd. xıxl cnlıv 1t0l1)at, New York 1942. Manzum eserin mükemmel bir yeni neşri ile İngilizce ıo MmNE, P. G. 94, 1 232-1 420. •

1 40

III. Tasvir K ı r ı c ı Buhran D evresi

Ttcpl -rwv ciylwv dıcovwv, Georgio, Kyprios'un uyarıcı öğretilerini ve bu kilise azizi ile tasvir düşmanı bir piskopos arasında geçen ve ilk tasvir kırıcı konsilin toplanmasına � tekaddüm eden devrede, anlaşıldığına göre büyük sayıda organize edilen tartışmalardan birisi olan bir münakaşayı arz etmektedir ı _ Kudüs patriği Yohannes'in, İznik konııilinin toplanmasından kısa bir zaman önce kaleme alınmış yazıları 2 ile Yohannes Damaskenos ve Georgios Kyprios yanında Kudüs pıı.triği Yohannes'ten de faydalanmış olan ve litera­ türe "Adversus Constantinum Cabalinum" adı ile yerleşmiş bulunan anonim bir müellifin makalesi , Yohannes Damaskenos ile Noutheira'nın hitabelerini temel olarak almışlar­ dır 8• İkinci tasvir kırıcı devrenin teoloji bakımından en önemli eserleri Studios manastırı baş rahibi THEODORos'un yazı ve mektupları ile ' yukarıda adı geçmiş olan patrik Nikep­ horos'un çok sayıdaki yazısıdır 5• Doğu patrilüerinin, tasvir düşmanı siyasetinden vaz geçirmek amaciyle imparator Theophilos (829-42)'a gönderdikleri yazılar da zikre değer •. Yohannes Damaskenos ile Theodoros Studites'in eserleri yanında tasvirler sorunu bakı­ mından en büyük ehemmiyeti VII. İznik ökumenik konsilinin zabıtları haizdirler 7• Tasvir düşmanı yazılardan hiç birisi asli şekliyle zamanımıza intikal edememiştir; çünkü 7871de toplanan Vll. ökumenik konsil tasvir aleyhdarı bütün l iteratüı:'\in imhasını emrettiği gibi, muhtemelen 843 kons.i li de buna benzer bir karar almıştır. Ancak tasvir taraftarı eserlerde polemik kasdiyle kaydedilmiş büyükçe sayıda fragmanlar varlığını korumuştur. Nitekim böylece İznik konııi li zabıtlarından 754 yılında toplanan ilk tasvir kırıcı konsilin mukar­ reratı ve patrik Nikephoros'un eserlerinden de 81 5'de toplanan ikinci tasvir aleyhdarı konsilin kararları ile, Konstantinos V.'un gerek fikir tarihi ve gerekse siyasi tarih bakımın­ dan büyük bir ehemmiyeti haiz bulunan iki risalesi istihraç edilebilmektedir 8 • Ça�daş papaların hayat hikayelerinden Vita Gregorii lll 9 özellikle değerli v e Roma ile Bizans arasındaki ilişkiler bakımından çok açıklayıcıdır. Grekçe tercümeleriyle zamanımıza intikal etmiş olan papa Gregorius II.'un imparator Leon 111.'a yazdığı mektupların sıhhati tartışma konusudur. Ancak bu iki önemli vesika artık hiç bir suretle ceffelkalem sahte yapıtlar olarak afaroz edilemezler 10• Bunların yanında bir de, Gregorius 11.'un patrik ı Yayınlayan ve etraflıca tefsir eden: MELIORANSKIY, Georgiy Kipryanin s. 1 vdd, Ayrıca krş. E. KuRTZ, BZ ı ı ( ı 902) 538 vdd. 1 Bunun GTlJACUTt>.ı:ıaalı:ıı; o!xoÜVTIXÇ, µıXALaTIX •iiı; f.1.L>.lıç wç mı'Pı T'ijç "'Emwıı.'ijç" wu 'lwıiwou Zcı:ı""Xpii, EEB:E 1 9 ( 1 949) ı 70 vdd. 1 Nşr. B. WAISJJ...IEWIK.Y - V. ]ERN­ STEDT, Cecaumeni strategicon et incerti scriptoris dl offı&iis rtgiis libeUw, Petropoli ı8g6. Rusça çevirüıi ve değerli yorumu ile kımıl baskısı : V. VASILYEVSKIY, Sowh i rass� vkantVıs­ kogo boyarina Xl 11., ]. M. N. Pr. 2 1 5 ( 1 88 1 ) 242-gg, 2 1 6 ( 1 88 1 ) 1 02-71 , 3 1 6-57. İ yi bir girif kısmı ile almanca cevirisi : H. G. BEcıı:., Vadtmecum des byzanJinisc/ım A.ristokra­ len. Das sogenannle Strallgilwn des KekaumtrlDs, By�antinisc/16 Geschichtssc/rrtib,, V, Graz - Wien Köln 1 956. G. BucıtLEB. (A.utJıorship of ılıe Strat.gilcon of Cecaımwnu.r, BZ 36, 1 936, -

-

s. 7 vdd. ve Can Cecaumenw be tlu author of ılıe Strategikon, Byz. 1 3 , 1 938. s. 139 vdd.)'in her iki yazının müellifinin me,hur Bizans baş kumandanı Katakalon Kekaumenos olduğu iddiası önce ,uphe ile karşılandı. Krş. N. BA­ NESCU, A. propos de Kekaumenos, By�. 1 3 ( 1 938) 1 29 vdd. (ayrıca bk. A.utour de Kekaumenos, REB 6, 1 948, s. 1 9 1 vdd.). P. ÜRGELB, Ktkau­ menos ti la querre pltchhıegue, ayn. tST. 402 vdd. M. Gvöm, L'oeuure de Keka1111o1t11 s, source dl l'histoire roumaine, Revue d'histoire comparle 23 ( 1 945) 96- ı Bo. Buna mukabil H. G. BECK (ayn. tST.) Buckler'in teklifini desteklemek­ tedir ve önceleri bu hususta şüpheli dav­ ranmış olan (Byzantinoturcica /1 , 1 1 2, 201 vd.) MoRAvaıK de eserinin ikinci baskısında (Byzantinoturcica l', 350 vd.) bu görüşe katılmaktadır. Bu hususta en yeni çalışmayı yapan P. LEMERLE (Prollgombıts ı} une ldition mtique ti commentlt des "Conseils et Rlcits" dl Klkaumhıos, Mhnoirts de l'A.cad. Royak dl Belgique UV ı , ı g6o, s. 37 vdd.) ise, kanaa­ timce haklı olarak, şüpheci kalmaktadır. J. KAılAYANNOPULOS (Zur Frage der A.utorschaft -

295

Kaynaklar

Mahkemeler, idari uygulamalar, vergi sistemi, zirai durum v. b. hakkında, "Peira" adıyla tanınan ve magistros Eustathios Romaios'un hükümlerinin bir derlemesi olup, anlaşıldığına göre bu çok nüfuzlu Bizans hakiminin bir memuru tarafından 1034 yılından sonra vücuda getirilen eser, zengin malzeme ihtiva ediyor 1• Kısa zaman önce ortaya çıkan, ı ı . yüzyılın ikinci yarısına ait, Thebai şehri kadastrosu, Ashbumer lrelB'si gibi, Bizans vergi idaresi hakkında bilgi vermekte ve her şeyden önce bu zamana ait Bizans köy hayatında vuku bulan değişiklikler üzerine ışık tutmaktadır 2• Sosyal tarih bakımından son derece ilgi çekici bir vesika da Khrysotriklinion protospa­ tharios'u Eustathios Boilas'ın 1059'da kaleme alınan vasiyetnamesidir 3• Ancak biz devletin iç tarihi için en zengin ipuclarını her şeyden önce, manastır arşiv­ lerinde muhafaza edilmiş olan - ve sayıları daha eski zamanlara ait bulunanlarının az olmasına mukabil ı ı . yüzyılın ikinci yarısından itibaren gittikçe kabaran - vesikalara borçlu bulunmaktayız •. Kilise tarihi bakımından bu devrin merkezi olayı olan 1054 kilise ayrılığı, çağdaş Bi­ zans tarih yazıcılığı tarafından tamamiyle meskOt geçilmiştir. Bu husustaki diğer l!tince haberlerin de temelini teşkil etmiş olan en önemli batı rivayeti, anlaşıldığına göre kardinal UMBERTO tarafından kaleme alınmış olan CommemOTatio brevis'dir 8 • Bu hususta daha zen-

am Strategikon des Kekaumenos, BZ. 54, 196 1 , s. 257 vdd.) d a şüphecilerdendir. Yazının telifi tarihi hakkında krş. LEMERLE, ayn. esr., s. 20. Ayrıca bk. G. G. LıTAVRIN, Byl li KekavmLn, avtor "Strategikona", feoda­ lom ?, Vizantiyskie o�rki, Moskova 1 96 1 , 2 1 7 vdd. ı ZEPOS, ]us lV, ı -26o. 1 Nşr. N. SvoRONOS, &cherches sur k cadastre byı;antin et la fiscalitl aıa X/• et Xl/• sücks : k cadastre de Th�bes, Paris - Atina 1 959. a Nşr. V. N. BENEŞEVIÇ, Z.aveşçanie vi­ ı:antiyskogo boyarina Xl v., JMNP, NS 9 ( 1 907) 2 1 9 vdd. İ ngilizce çevirisi, SP. Va­ YONıs, The Will of a Provincial Magnate, Eustathius Boilas, DOP ı ı ( 1 957) 263 vdd. Rusçaya kısaltılmış çevirisi : M. V. LEv­ ÇENKO, Sbomik dokumentov po social'no - eko­ nomifeskoy irtorii Vizantii, Moskova 1951, 1 69 vdd. Metne ait düzeltmeler : R. M. BARTIKYAN, VV 1 9 ( 1 96 1 ) 26 vdd. • En önemli neşirler (daha sonraki yüzyıllar için de) şunlardır : MıcKLOSICH­ MüLLER. - Actes de l'Athos. - ZACHARIAE, ]us 111 ZEPOS, ]us 1. Aktı Rıısskogo na sv. Afone monastırya sv. velikomuçenika Panteki­ mona, Kiev 1 873. - T. FLORINSKIY, Afonskie aktı, St. Petersburg 1 880. - PH. MEYER, Haupturkunden ı;ur Geschichte der Athosklöster, Leipzig 1894. - W. REGEL, Xpoo6(3ou>J.ıı xc:d =

ypılµµcxTcx Ti'jt; l:v T.6yoL Tijç t11 "A& !epiiç µ011ijı; TOÜ AoxeLıxp!ou, ayn. esr. , 285-3 1 1 - N. BEES, I:ep�L>vııi-tou -rıX. aCt>t:6ı-ı.ıvcı, ıı cild, Atina 1 879-Bo. Bunun hakkında STADTM0Lua'in, içinde Aleksios ili. 'a gönderilen önemli muhtıranın s. 283-86 arasında yeniden ba­ sıldığı mükemmel eserine bk. : Michaııl Cho­ niafılls.

ı.

Bizans Devletinin Yeniden Canlanııı

329

s. 295 n. 4) özellikle maliye memurlarının imparator Alcksios l.'a verdikleri raporlar ve ı 2. yüzyıl başında Bizans vergi idaresinin metotları ve paranın durumu hakkında fevkalide öğretici olan imparatorun kararlarına (Mattı;) özellikle işaret edelim 1• Venedik ile yapılan anlaşmalar Bizans devletinin gelişmesi için siyasi ve iktisadi bakımdan aynı derecede büyük bir önem taşırlar ı. ı.

Bizans Devletinin Yeniden Canlanışı Aleksios 1. Komnenos

Genel Bibliyografya : CHALANDON, Alem 1; 7714 Earlier Comnmi, Cambr. Med. Hist. lV ( 1 923) 3 1 8-50 ; Domination normande 1; Histoire de la Premi"e Croisade, Paris 1 925. • G. BtıCK• LER, Anna Comnena, Oxford 1929. • CH D1EHL, La sociltl byzantine ıl l'lpoqUtJ des Comnhıes, Paris 1 9 1 9. • HussEY, Church and Leaming. - H. v. SYBEL Gmhichta des ersten Kreuuuges, Leipzig 1 84 1 . - H. HAGENMAYER, Geschichte des ersten Kreuuuges, Innsbruck ı go ı . L. BREHIER, L'Eglise 111 l'Orient au Moyen Age. Les Croisades, Paris 1928. - R. GROUSSET, Histoirtı des Croisades et du ro:vaume franc de J lrusalem 1, Paris 1 934. - C. ERDMANN, Dİll Entstehung des Kreuuugsgedanlcens, Stuttgart 1 935. - RUNCIMAN, Crusades 1, - H. KltETSCHMAYR, Ventıdig 1.­ DIEHL, Venise. - HEYD, Commerce du Levant 1. - jıREl=EK, Geschiehte 1. - VASILYEVSK1Y, Mata­ rialı. - STEıN, Untersuchungen. - ÜSTROOORSKY, Flodalitl. .

,

-

Aleksios Komnenos'un tahta çıkışı ile Basileios 11.'un ölüm tarihi arasında kalan hazin devrenin dış siyaset bakımından bilançosu Ana­ dolu' da Bizans'ın kudretli durumunun tamamiyle çökmesi, 1talya'da sa­ hip bulunulan arazinin kesin olarak kaybı ve Balkan yarımadası üzerin­ de Bizans nüfuzunun büyük ölçüde gerilemesi olmuştu. Bu devrenin iç siyaset bilançosu ise mekezi iktidarın esaslı surette felce uğraması, baskılı bir iktisadi sıkıntı, para kıymetinin düşmesi ve orta Bizans devletinin iktisadi-sosyal sisteminin çözülmesi oldu. Aleksios 1., devleti ihya gay­ retlerini yeni temellere dayandırmak mecburiyetinde kaldı ve onun kur­ duğu yeni devlet binasının taşıyıcı sütunları yeni faktörler oldular. Onun devleti yeniden yaşatma gayreti buna rağmen sadece zahiri ve geçici bir başarıya sahip olabildi. Ortaçağ başlangıçlarında, Herak­ leios ve Leon 111. devirlerinde de Bizans uçurum önünde imiş gibi görün­ müştü. Ancak o zamanlar devlet henüz taze ve yeniden kuvvetlenmesini uzun bir süre için münıkün kılacak iç kudretlere malikti ve bütün fırtı­ nalar boyunca çekirdek arazisi olan Anadolu elinde kalmıştı. Böylece devlet sadece yeniden kuvvetlenmekle kalmamış, zamanla bütün doğu Akdeniz bölgesinde - karada ve denizde - üstünlüğünü yeniden kurabil­ mişti. Şimdi ise devlet içinden tükenmişti ; çünkü geçen yüzyıllar içinde kudretinin dayanmış olduğu sistem mahvolmuş ve iktidarının ana temeli Anadolu'yu, hem de bu nedenle, hemen hiç karşı koymadan elinden çı1 ZEPOS, Jw 1, 326 vdıd. Kronoloji için: DöLGER, Rtıg. 1245. TAFEL und TuoMA.B 1 (814-1 205) . .

1

330

VI. A s k e r i A s a l e t S ı n ı fı n ı n H a k i m i y e t D e v r i

karmıştı. Komnenos'ların devleti ihya teşebbüsleri her şeyden önce sahil bölgesine münhasır kaldı ; buna mukabil devlet deniz üstünlüğünü kesin olarak yine bu Komnenos'lar devrinde kaybetti. Bu üstünlük -gerek ticari siyaset ve gerekse strateji bakımından- İtalyan şehir cumhuriyet­ lerine geçti ki, bu olay yükselme çabasında olan batı kudretlerinin üstün­ lüğünü göstererek ı 204 yılında Bizans'ın uğradığı felaketle zirvesine ula­ şan bu devrenin dünya tarihi ölçüsünde en önemli değişikliği olmuştur. Komnenos'lar devletinin büyük devlet olmak durumu iç sağlamlıktan yoksundu ve bunun içindir ki, Komnenos hükümdarlarının mahirane siyasetinin o kadar muhteşem görünen başarıları devamlı bir etkiye sahip olamadılar. Gerçekten de Aleksios Komnenos'u n takip ettiği siyaset, daha ilk adımlarından itibaren alışılmamış bir meharet, beceriklilik manzarası gösterir. Vazifesi sonsuz derecede güç idi : İçinden gevşemiş, savunma gücü elinden alınmış bir devleti, her taraftan düşmanlar - Normanlar, Peçenekler ve Selçuklular - saldırırken, yeniden yüceltmek durumunda idi. Önce, hemen hemen bütün Anadolu'nun Türk hakimiyeti altında bu­ lunmasını olduğu gibi kabul etmek zorundaydı. Hiç olmazsa şekli bakımdan Bizans'ın yüksek hakimiyet haklarını korumak ve Anadolu'ya hakim olan­ ların bağımsız iktidar sahipleri değil de, Balkanlardaki Peçenekler gibi, ülkeyi imparatorluğun rizası ile ellerinde tutan, devletin müttefikleri olduğu intibamı uyandırmak gayesiyle Süleyman'a, zaten elden çıkmış olan araziyi, sonradan da olsa, iskan bölgesi olarak bahş ve tevcih etmek­ ten başka bir şey yapamazdı. Aleksios 1. bütün güçlerini Normanlarla mücadeleye sürmek zorunda idi . Çünkü, Bizans'ın güney İtalya'daki arazisini itaat altına aldıktan sonra Robert Guiskard Adriyatik denizi­ nin doğu kıyısına da saldırmıştı. Norman sergerdesinin gayesi Bizans imparatorluk tacından başka bir şey değildi ; ilk hedefi ise, kendisine Is­ tanbul yolunu açacak olan Dyrrhakhion'un zaptı idi. Aleksios 1. yeterli savaş kuvvetine ve paraya sahip bulunmadığı halde tahta çıkar çıkmaz, ucunda devletin varlığı bahis konusu olan bir mücadeleyi kabul etmek mevkıinde kalmıştı. Kilise evanisinin rehine verilmesi icap etti. Bu tür çarelerle imparator, tabii olarak çoğunluğu yabancı asıllı ücretlilerden, önemli bir kısmı da İ ngiltere Normanlarından müteşekkil bir ordu topladı. Kendi kuvvetleri ile bir mücadeleye girişmek akla bile gelemezdi. Alek­ sios kendisinden üstün olan düşmanına karşı müttefikler bulmak için elinden gelen her şeyi yaptı ; gerek papa Grcgorius VII. ve gerekse impa­ rator Heinrich iV. ile müzakerelere girişti ve Venedik'in yardımını sağ­ ladı. Burada, bundan sonra Venedik'in savaş ve ittifak siyasetinin mani­ velası olacak unsur bütün açıklığı ile ortaya çıkmaktadır : Bu deniz cum­ huriyeti kendisi için Adriyatik denizinde hareket serbestisini ne paha-

ı.

B i z ans D e v l e t i n i n Y e n i d e n C a n l a n ı ş ı

331

sına olursa olsun sağlamak ve bu sebeple her hangi bir kudretli devletin bu denizin iki kıyısına birden hakim olmasını mutlak suretle önlemeye çalışmak zorundadır. Buna uygun olarak Robert Guiskard Venedik'in o zaman için düşmanı, Bizans ise tabii müttefiki idi. Bizans bakımından İse bu deniz cumhuriyetinin desteği özellikle önemli idi ; çünkü Bizans donanması kara ordusundan daha büyük ölçüde çökmüş ve zayıflamıştı, öyle ki, imparatorluk denizlerde tamamiyle güçsüz kalmış görünüyordu. Gerçekten de Venedik, Narman donanmasını ağır bir bozguna uğ­ rattı ve böylece Dyrrhakhion'un denizden ablukası sona ermiş oldu. Ku­ şatma karadan devam etti ve Robert Guiskard'ın imparatorluk kuvvetleri üzerinde kazandığı bir zafer (ekim ı 08 ı ) şehri onun eline geçirdi. Böylece Robert Guiskard Istanbul'a açılan kapıyı yin e de kırmış bulunuyordu. Normanlar bundan sonra derinliğine imparatorluk arazisine girerek Epi­ ros, Makedonya ve Tesalya'yı katedip Larissa'yı kuşattılar. Bu arada Robert Guiskard, daha 1 082 ilkbaharında, güney İtalya'da imparatorluk taraftarlarının ateşlediği bir İsyan sebebiyle geriye dönmek ve kuman­ dayı oğlu Bohemund'a bırakmak zorunda kaldı. Bizans mukavemeti gittikçe kuvvetlenmekteydi. İ mparatorluk ordusunun baskısı ile Normanlar geri çekilmeye başladılar. Bu arada Venedikliler, imparatorun müttefiki sıfatıyla Dyrrhakhion'u geri almışlardı. Robert Guiskard her ne kadar İsyanı bastırmaya muvaffak olarak Bizans'la savaşı yeniden eline aldı İse de, 1 085 yılı başlarında bir salgın hastalık esnasında ölüp gitti. Onun ölümünde n sonra güney İtalya'da çıkan karışıklıklar, uzunca bir süre için Bizans'ı Narman tehlikesinden kurtarmış oldu ı. Ven edik yaptığı yardımı pahalı ödetti. ı 082 yılı mayıs ayında ya­ pılan bir anlaşma ile Venedik doge'u kendisi ve halefleri için protosehastos ünvanını ve bunun yıllık maaşını, Grado patriği hypertimos ünvanını ve Venedik kilisesi de kendisine her yıl 20 libre altın şeref hediyesi verilmesi hakkını elde etti. Ancak her şeyden önce deniz cumhuriyeti ticaret bakı­ mından olağanüstü imtiyazlar elde ediyordu. Vencdikliler bundan sonra Bizans devletine ait bütün yerlerde, hatta Istanbul'da da, her hangi bir vergi ödemek zorunda kalmadan her türlü emtia ile serbestçe ticaret yapa­ bileceklerdi ; yani yerli Bizans tacirlerine büyük bir üstünlük sağlamış­ lardı. Bundan ayrı olarak onlara lstanbul'da bir kaç imalathane ve Ga­ lata'da üç iskele tahsis olunmakta idi 2• Bu suretle Venedik'in doğudaki 1 Robert Guiskard'ın Bizans'a karşı de l'utilite du grec pour /es romanistes, Byz. 1 4 yaptığı seferle Roland şarkısının bazı kısım­ ( 1 939) 265 vdd., 689 vdd. ları H. GREGOIRE tarafından zekice bir tarz­ 2 TAFEL und TttoMAS 1, 5 1 vdd. DöL­ da bir araya getirilmiştir: La Chanson ..ya:poı. Bütün bunlar bizi, o zamanlar Ulahlar olarak - bu tesmiye şekli bilindiği gibi sadece etnik manada olmayıp, burada çoban

kabileler için genel bir kavram idi - eski Moesia, yani o zamanki Paristrion thema'sı halkı anlaşılmakta idi (Krş. MUTAFÇIEV, Proiı:khodul na Aseneuci, Maked. Pregled iV, 4, 1 928, s. ı vdd. ve lsloriya Il, 36 vdd. ; DUJCEV, qvn. esr. 85 vdd. ve Prouçuaniya 45 vd. ; ZLATARSKI, Isıori_va II, 4 1 6 vdd.). N. B.l.NESCU ( Uıı probleme d'histoire mldiluale. Crlalion et caraclhe du second empire bulgare, Bucarest 1 942) bu - benim kanaatime göre yegane mümkün - izahı, Uspenskiy ve Zlatarski'nin bazı tutulma.,ı imU.nsız delillerini göz önüne alıp, bunlar yolu ile, İkinci Bulgar devletinin bir Ulah eseri olduğunu ispat edebileceğini sanarak, reddetmektedir. Buna mukabil o Niketas Khoniates'in zikri geçen haberini isabetli bir şekilde yorumlayamamış ve gerek Skutariotes'in ilavesini ve gerekse Kaloyan' ın Innocentius 111. ile muhaberesini bir kenara bırakmıştır. Krş. ayrıca R. L. WoLFF, The "Second Bulgarian Empire". !ıs Origin and Histo�v lo r204, Specrılum 24 ( 1 949) 1 67 vdd. A�enliler devletinin bir Bulgar devleti ol­ duğundan şüphe etmek mümkün değildir. Bununla beraber Ulah ve Kumanların bu devletin kuruluşunda sahip oldukları payı da in.kara ve Mutafçiev'in, bu zamanlarda Bulgar bölgesinde hiç bir Ulah nüfusunun bulunmadığı görüşüne katılmaya gerek yok­ tur. O zamanlar Bulgaristan sekenesinin Ulah tesmiye edilmeleri vakıası Mutafçiev' in fikrinin aksini yeterli açıklıkla ispat etmek­ tedir. V. G. VASILYEVSKIY (JMNP 204, 1 879, s. ı 73 vdd. - Bunun UsPENSKIY tara­ fından tenkidi: Obraı;ouanie)'in dengeli mü­ talaalarına bk. Ayrıca krş. LITAVRIN, Bolgari­ ya i Viı:anliya 43 ı vdd. - Petro ve Asen kar­ deşlere gelince onlar VASILYEVSKIY (ayn. yer)'e göre Bulgar - Ulah menşeli idiler. ZLATARSKI (Poıekloto na Pelra i Aseniya,

375

4· Ç ö k ü ş

Bulgar isyanına karşı mücadelede yeterli enerji sarfetmemiş olmakla suçla­ namaz. Isaakios filvaki devlet adamı değildi, ancak umumiyetle tasvir olunduğu gibi korkak bir zavallı da değildi. İdaresi elbette başarılı değildi, ama mevcut şartların o kadar teselli kabul etmez oluşlarına rağmen yine de Narman ve Bulgar savaşlarının cereyan tarzı onun saltanatı devrinde de.Yletin, asked bakımdan Andronikos'un tedhiş rejimindeki kadar aciz olmadığını göstermektedir ı. Asiler tenkil olundular ; Petro ve Asen Tuna'nın gerisine kaçtılar. Bununla beraber kuvvetli Kuman yardımcı kuvvetleriyle geri döndüler ve mücadele yeniden alevlendi 2• lsaakios daha ı 1 86 ekiminde mümkün olan süratle düşmanın üzerine yürüdü ; fakat durumu şimd i daha güçtü ; ancak büyük kayıplar vermek suretiyle Bulgar - Kuman kitlelerini geri püskürtebildi. 1 1 87 ilkbaharında imparator yeni bir sefere çıkarak, dağlar­ da saklanan asileri, sapa yollardan Serdika civarında yakalamaya gayret etti. Kesin başarı bu sefer de elde edilemedi ; daha uzun bir süre savaş yapmaya ise Bizans'ın gücü yoktu. Güçlükler her tarafta çoğalıyordu. Sırp büyük jupan'ı Stephan Nemanya asi Bulgarları destekliyerek Bizans - Bulgar mücadelesinin arzettiği fırsattan iktidar sahasını Bizans aleyhine genişletmek hususunda yararlandı. Anadolu'da da bir isyan patlak ver­ mişti. Bu sebeple lsaakios il. Bulgaristan'da mücadeleyi bırakarak, Petro ve Asen'in kardeşi Kaloyan'ı kendisine rehine veren asilerle anlaşmak kararına vardı. Barış anlaşması yeni durumun hiç ses çıkarmadan kabulü manasına geliyordu. Bizans, Balkan sıradağları ile Tuna arasındaki araziyi terkediSpisanie na Bulg. Akad. 45 , 1 933, s. 7 vdd.) 'ye göre bunlar asil bir Bulgar - Kuman aile­ sinden gelmekte idiler (Daha önce

UsPENS­

hanedanından geldiklerine mütedair, çok­ tan beri imkansızlığı anlaşılmış olan tezi savunmaktadır. D.

Kıv, Obrazo11anie 1 05 vdd.'de buna benzer şekilde) . MuTAFÇIEV (ayn. esr. 3 vdd.) o

s.

zamanlarda aşağı Tuna bölgesinde çok sık

MANN

vuku bulan Rus iskanlarına atıfta bulunmak ve diğer taraftan da bir Kuman adı olan Asen'e

Eski Rus kroniğinde sık raslanıldığını,

ANGELOV (BSI. 9, 1 948,

358) 'un bunu reddeden hükmüne bk.

ı Isaakios II. hakkında M. BAcH­ (Die Rede Gregoras gibi yüksek düşünce kabiliyetine sahip kimseler onun en yakın danışmanları arasında idiler. Eğer Palaio­ logoslar devresi kültür bakımından büyük bir gelişme devresi olmuş ve eğer Istanbul bütün siyasi çöküşe rağmen dünyanın bir tenevvür merkezi olarak kalmışsa, bu vakıanın şerefinde payı en küçük olan kişi her halde o kadar küçük görülmüş olan Andronikos değildir.

ı.

K ü ç ü k D e v l e t O l a r a k B i z a n s : Andronikos II.

443

Daha babasının hakimiyeti sırasında Andronikos müşterek hükümdar sıfatiyle devlet işlerine katılmıştı 1• Onun zamanında ise oğlu ve müşterek imparator Mikhail IX. (ölm. 1 320) çok daha önemli bir rol oynayacaktı. M�terek hükümdarlık müessesesinin gittikçe artan önemi Palaiologoslar devrinin karakteristik bir tezahürüdür. Bu durum şekil bakımından da, baş ve müşterek imparatorun ünvan bakımından da eşit hale getirilmfsinde ifadesini bulmuştur; çünkü artık sadece hüküm sürmekte olan imparator değil, onun rızasiyle, ilk müşterek imparator da, önceden tayin olunan vcliahd sıfatiyle - ve sadece veliahd, diğer mevcut olabilecek müşterek imparatorlar değil - hem basileus, hem de autokrator ünvanını kullanmaya yetkilidir 2 • Burada, merkeziyetçi tek şahıs hükümdarlığının, birbirinden ayrılmak eğilimindeki devlet arazisi üzerinde imparator hanedan azasının müşterek hakimiyeti şekline dönüşmesinin ilk işareti yatmaktadır. Daha şimdiden, önceleri elbette yabancı ve batıya ait görüşlerin müte­ reddi bir şekli olarak, devletin taksimi düşüncesi belirmektedir. Oğullarının çıkarını düşünerek devlet arazisinin bütün imparatorluk prensleri arasında paylaştırılmasını ilk talep eden, imparatorun ikinci karısı lrene (Jolanthe) de Montferrat idi. Ancak sorunun bu gelişme safhası için imparatoriçenin planının karşılaştığı kesin red dikkate değer. Andronikos il. zevcesinin bu d�üncesini kabul etmedi ve bu yüzden karı-kocanın araları şiddetle bozuldu : İmparatoriçe başkenti terk ederek Selaniğe gitti, damadı Sırp kralı Milutin ile temasa geçti ve böylece oğullarından birisine Sırbistan'da veliahdlik sağlamayı tecrübe etti. Ancak planları burada da gerçekleşemedi ; çünkü Istanbul'da şımartılmış olan prenslerin Sırbistan'daki basit hayat hoşlarına gitmemişti 3• Bu anlaşmazlığın içinde Roma - Bizans ve batı görüşlerinin etken olduğu ve imparatoriçenin taleplerinin temelinde devlet ve kamu hukuku tasavvurlarının karışmış bir şeklinin yattığı, Bizans'ta pek ala idrak olunu­ yordu. Nikephoros Gregoras şöyle yazıyordu ; "İşitilmemiş şey ! İmpara­ toriçe, oğullarının devleti eski Roma geleneğine uygun olarak monarşi halinde idare etmelerini istemiyor, aksine Latin örneğine uyarak Bizans şehirlerini ve arazisini aralarında bölüşmelerini, her oğlunun kendi payına düşecek ayrı bir kısımda hüküm sürmesini, devletin ayrı ayrı parçalarının özel şahısların mülkü gibi oğullarına ve daha sonraki kuşaklarına intikal ı Mikhail VIII'.in kasını 1 2 72 tarihli vdd. Burada autokrator Unvanının Palaiolo­ prostagma'sı müşterek imparatorun hakları goslar devrinden önce müşterek imparator­

ve yetkileri hakkında bilgi vermektedir. Krş. yukarıda s. 390 ve s. 423 2 Pseudo - Kodinos 86. Bunun hak­ kında F. DöLGER, BZ 33 ( 1 933) 1 4 1 , ÜSTR.OGORSKI, Autokralor 108 vdd., ı 1 7 vdd. ve Annales de l'Institut Kondalcov lO ( 1 938) 1 79

lara verilmediği gösterilmiştir. 1 Nik. Gregoras /, 243 vdd. Bu hususta M. LAsKARıs, Viz. princeı;e 73. M. DıNiç (Odtws izmecfyu kralya Milutina i Dragutina, ZR VI 3, 19 55 , s. 77) bu olayı 1 3 1 5 yılı ci­

varına vazediyor.

VIII. Biz ans Devl e t i n i n Ç ö k ü ş ü ve Y ı k ı l ı ş ı

444

etmesini arzu ediyordu". Gregoras bunu açıklamak için sözlerine şu cüm­ leyi de ilave etmekteydi : "Bu imparatoriçe Latin menşeli idi ve Bizans­ lılara uygulamak istediği bu adeti de Latinlerden almıştı" ı . Bizam henüz devletin birliği düşüncesine bağlı idi. Fakat devletin yapısı gittikçe çözülmekte ve merkez ile eyaletler arasındaki bağlar durma­ dan gevşemekte idi. Aslına bakılacak olursa artık eyaletler sadece valinin şahsına göre merkezi iktidar ile birliktedir ve bundan dolayı da valiliklere çoğunlukla imparatorun akrabaları veya imparatorun en yakın çevresinden saray adamları tayin olunmaktadır. Bunlara duyulan güven pek devamlı olmadığı için sık sık değişirler. Ancak bu son ince iplikler bir kere kopunca eyalet derhal mahalli büyük arazi sahiplerinin hükmü altına girivermek­ tedir 2• Bizans devletinin gururunu ve bel kemiğini teşkil etmiş olan idari sistemi, ciddi merkeziyetçi karakterini ve hiyrrarşik yapısının açık-seçikli­ ğini yitirmektedir. Palaiologoslar hanedanının imparatorluk tahtına yerleştirilmesi Bizans yüksek asalet sınıfının bir zaferi anlamını taşıyordu. Bu suretle feodalleşme oluşumu yeni bir atılım gücü kazanmış ve 1 4. yüzyıldan itibaren doruğuna ulaşmıştır. Dünyevi ve ruhani büyük arazi sahipleri mülklerini ve kendi­ lerine tabi yarı-hür köylüleri ( =paroikoi) gittikçe çoğaltmakta, gittikçe daha geniş imtiyazlar elde etmekte ve çoğunlukla tam vergi muafiyeti kazanmak­ tadırlar 3• Her tarafı sarmış olan sefalet ortasında bunlar devlet otorite­ sinden kendilerini gittikçe daha büyük ölçüde kurtararak mutlu bir özel hayat yaşamaktadırlar. Buna mukabil sadece köylü mülkleri değil, arazi­ lerini ve toprağa bağlı köylülerini büyük arazi sahiplerine kaptıran imti­ yazsız küçük asalet emlaki de gittikçe çöküntüye uğramaktadır. Bunun önemli sebeplerinden birisi de düşman akınlarının yaptığı korkunç tahri­ battan sonra sadece sermayesi kuvvetli ve büyük arazi sahiplerinin ayakta kalabilmek olanağına sahip olmalarıdır. Bu gelişme şekli devleti sadece siyasi değil aynı zamanda mali ve niha­ yet askeri bakımdan zayıflatmaktadır. Büyük arazi sahipliği müessesesi durmadan artan bir ölçüde vergi vermek yükümlülüğünden sıyrılmakta ve vergi ödeyen köylü ve küçük asalet emlakini de yutmakta olduğundan, ÜSTROOORSKY, Paysannerie ; B. T. GoRYA­ 1 Nik. Gregoras /, 233 vd. STEIN ( Untersuchungen 20 vdd . ) ın isa­ NOV, Po.ı:;dnevi.ı:;antiyskiy immunietet, VV ı ı ( 1 956) 1 77 vdd. , 1 2 ( 1 957) 97 vdd . ; G. A. betli açıklamaları ile krş. 3 Özellikle krş. P. CHARANis, On the ÜSTROOORSKIY, K istorii immunitellı v Vi.ı:;antii, Social Structure and Economic Organi.ı:;ation of VV 1 3 ( 1 958) 55 vdd. (=Pour l'histoire de 2

'

the By.ı:;antine Empire in the Thirteenth Century and Later, BSl. 1 2 ( 1 95 1) 94 vdd . ; A. P. KAjDAN, Agramye otnoj111iya v Vi.ı:;antii :/{JJJ. XIV vv. , Moskova 1 952 ; G. RoınLLARD, La vie rurale dans l'Empir1 by.ı:;antin, Paris 1 953 ;

l'immunitl a By.ı::ance, By.ı:;. 28, 1 958, s. 165 vdd.) ; D. ANOELov, Agramite olnoşeniya v sevema i sredna Malcedoniya pre.ı:; XIV vele, Sofya 1 958.

ı.

Küçük D e v l e t O l arak B i z a n s : And ronikos

II.

445

devletin hazinesine giren vergi miktarı azalmakta idi ; vergi idaresinde sui­ istimallerin çoğalması da buna yardımcı oluyordu. Diğer büyük arazi sahipleri gibi pronoia sahipleri de yeni imtiyazlar elde ettiler. Pronoia dir­ liklerinin aslında şartlı ve mühlete bağlı mülkiyet olmak sıfatiyle tevarüs edilemez olmalarına mukabil şimdi pronoia sahiplerine sık sık, kendilerine tevcih olunan emlaki ve geliri varislerine intikal ettirme hakkı tanınmakta idi. Daha Mikhail VIII. tahta çıktığında, taraftarlarının pronoia dirliklerini miras bırakılabilir mülkiyet statüsüne sokmuştu : Pakhymere s'in mecazi ifadesine göre ömür boyu pronoia dirliklerine ölümsüzlük bahş etmişti 1• Zamanla imparatorluk hükumeti, pronoia s-ahiplerinin bu konudaki müra­ caatlerini sık sık tatmine başladı. Bununla beraber pronoia dirlikleri eskiden olduğu gibi hala özel türde bir mülkiyet teşkil etmekteydi ; çünkü tevarüs edilebilir statüdeki bir pronoia mülkünün dahi satılması yasaktı ve bu mülk devlete hizmet yükümlülüğüne bağlıydı. Bu yükümlülük tevarüs halinde mirasçıya aynen intikal ediyordu 2 • Ancak tevarüs hakkına malik pronoia iktaının satılamaz ve bir hizmete bağlı mülk olarak kalmasına rağmen bun­ ların gittikçe daha sıklaşan tevarüs edilebilirliği yine de asli sistemin gev­ şemesi anlamına gelmekte olup merkezi iktidarın giderek zayıflamasının ve kuvvetlenen feodal asaletin taleplerine artan bir ölçüde boyun fğmesinin açık bir işareti idi. Pronoia sisteminin Palaiologoslar devrinde yetersiz etkililiği, Bizans ordusunun artık Komnenoslar devrinde olduğu gibi hiç olmazsa büyük kısmıyle bile değil de hemen hemen bütüniyle yabancı asıllı ücretli asker­ lerden müteşekkil olması vakıasında bütün açıklığiyle belirmektedir. Bundan da devlet için ağır bir mali yük doğmaktadır. Mikhail VIIl.'in büyük devlet olmak gayretleriyle bunun sonucunda ortaya çıkan çok yönlü askeri görevlerin gerektirdiği çok sayıda ücretli asker! birliğin bakımı ve ::!-:.;.h::ı.­ fazası devleti mali bakımdan mahvetmiştir. Hiç şüphesiz Bizans savaş kuvvetleri Mikhail VIII. devrinde onbinleri bulmaktaydı ; çünkü 1 263 yılında Pelopones'e sadece muhafız kuvveti olarak 6000 atlı tahsis olun­ muştu 3 ve 1 2 79'da Bulgaristan'a yapılan bir sefere en azından ı oooo savaşçı katılmıştı 4• Bunlar aslında orta Bizans devri veya hatta Komne­ noslar devri ölçülerine vurulduğunda çok mütevazı rakamlardır. Geç Bizans devrinin fakir düşmüş devleti için ise ücretli birlikleriyle bu ordu en azından ezici bir yük teşkil etmektedir 5. Savaş kuvvetlerinin kökten 1

Pakhymeres /, 97, 2 1 .

2

Krş ÜSTROGORSKY, Flodalitl 92 vdd.

gücü için 20 ooo kişi kabul eder görünüyor. Ancak Chapman'ın HoPF'a dayanarak kabul ettiği 1 1163-65 yıllarında Pelopones 8 Mora kroniği 4657 vdd. 4 Pakhymeres /, 466, g. için çarpışan bu 1 5 ooo savaşçı hiç şüphesiz a CHAPMAN ( Michl/ Pallologue ı 54), emre hazır kuvvetin ancak bir kısmını teşkil orduya 15 ooo, şehirlerdeki garnizonlara etmekteydi ; çünkü aynı zamanda başka 5 ooo er hesaplamak suretiyle bütün ordu yerlerde de savaşılmaktaydı.

VIII. B i z a n s D e v l e t i n i n Ç ö k ü ş ü v e Y ı k ı l ı ş ı

sınırlandırılması gerekiyordu ve bunu Andronikos i l . yaptı da. Ancak önceleri gayenin sınırını fazlaca aştı. Çok masrafa ihtiyaç gösteren donan­ manın muhafazasından, Cenevizli müttefikinin deniz kudretine güvenerek feragat edebileceğini sandı 1 ve böylece Cenova'ya iktisadi bağımlılık yükünü askeri bağımlılık ile daha da ağırlaştırmış oldu . Fakat kara ordusu da son derecede tahdit olundu ve Bizans savaş gücü öyle düşük bir seviyeye indi ki, çağdaşlarının hükmüne göre bu kuvvet "gülünecek" ve hatta "ta­ mamiyle yok" sayılmalı idi 2• Bu tür hükümler elbette çok mübalağalı olmakla beraber, gerekli bir hale gelmiş olmasına rağmen, Bizans askeri kuvvetinin pek acele ve ölçüsüzce icra edilen küçültülmesinin halk arasında uyandırdığı etkiyi aksettirmektedir. Hala göz doyurucu olan Mikhail VIIl.'in askeri kuvvetleri ile haleflerinin mütevazı deyimini de aşan sa­ vunma kuvveti arasındaki fark pek muazzamdı. Gerçekten de Bizans'ta 1 3 . yüzyılın c:;onundan itibaren bir-ikibin savaşçıdan fazlasına sahip ordu­ lara artık nadiren rastlanmaktadır ve sadece bu vakıa, Bizans'ın büyük devlet olmak vasfını neden yitirdiğini ve neden Osmanlıların çok üstün savaş birliklerinin baskısı karşısında aciz kaldığını izah eder. Mali krizin önemli bir alameti, halitasına az değerli maden karıştı­ rılarak bozulmuş olan Bizans altın sikkesinin değer kaybı idi. Bizans nomis­ ma'sı ı ı . yüzyılın ortasından beri büyük çapta kaybettiği değerini, durumun düzelmesi çok daha yüksek ayarda sikke basımına imkan verdiği için, ı 2. yüzyıl içinde belirli bir ölçüde yeniden kazanmıştı. Böylece Bizans altını daha 1 3 . yüzyıl başlarında itibari kıymetinin takriben % go'ına sahip görünmektedir 3• Daha sonraları, her halde Aleksios l.'dan beri, Bizans altın sikkesi için kullanılması adet olmuş adı ile 4 hyperpyron yeniden bozuldu ve bu da onun itibarını dış dünyada kesin olarak kaybetmesine sebep oldu. Bizans parasına karşı mevcut olan bir zamanki kuvvetli güven yerini her tarafta gittikçe artan güvensizliğe terketti ve daha ı 3. yüzyılın ortalarından itibaren, bir zamanlar dünya ticaretine rakipsiz hakim olan Bizans altın sikkesi İtalyan şehir cumhuriyetlerinin yeni altını "la buona moneta d'oro" tarafından süratle arka plana itildi 5• Gerçekten Bizans hyperpyron'unun altın muhtevası daha loannes Vatatzes devrinde itibari değerinin sadece üçte ikisi, yani ı 6 kırat, lstanbul'un Mikhail Palaiologos zamanında geri alınmasından sonra ise sadece 1 5 ve Andronikos 11.'un ilk saltanat yıllarında 14 kırat idi ; 1 4. yüzyıl başındaki yeni sıkıntılı yıllarda hyperpyron eski asli maden değerinin yarısına düşmüştür 6• Bunun sonucu ı Nik. Gregoras I, 1 74, 110.

THINos, Crise monltaire 11. Nik. Gregoras I, 11113, 110 ve 1 58, ı o . 1 Krş. BRATlANU, Etudes by1:. 1111 1 vdd. 8 Krş. STEıN, Untersuchungen ı ı vdd. ; 8 Pakhymeres II, 493 vd. Bunun hak­ ZAKYTHINos, Crise monitaire 6 ve 113. kında, Pakhymeres'in verdiği bilgiyi doğru ' Krş. DöLGER, Zur Te%tgestaltung x7t'IL;(lıv (ocak vergisi) ı 74 , ı 75 ı . AyrıC'a bk. vergiler Kappaclokia, Kappaclokya 95, ı ol! , 1 33 . Aynca bk. Thl'ma Kappaclokia Kapua, beyl ik 270 Karadeniz 4 1 , 66, 69, 9 5, 9 7, ı 1 7, 1 32, 1 5 7, 1 86, 2 1 2 , 2 58 , 365, 393 , 399, 4 1 5 , 4 1 9 , 456 ; Cenova kolonilı"ri 4;ı2 , 486, 4�14 vcl . , 5 1 3 , 52 1 Kari Martcl l 1 1 7 Kari (Büyük) , Batı imparatoru (768-8 1 4) ı o, 1 4 1 , 1 70- ı n . 1 8:.! , 1 85 vc . , 204 l Karolidcs ı o Karpatlar 98 Kartaca (Karthago) , eksarhlığı 74, 79, 8G , 89 ; Araplar tarafından fethi 1 3 1 Kassandrria, ş . ve yarımada 456 vrl. Kastoria, ş. 466, 477 Katakalon Leon, Leon VI. devrinde rloml's­ tikos 2392 Katalanlar, Katalanlar birliği 43 ı ; Bizans hizmetinde 454; bozuşma ve savaş 455 vd. ; Theassalia'da, Atina'cla 457 vd. , 460, 468, 470, 476, 507 Katasyrtai, savaş (9 1 7) 24 5 , 246ı Katepanos, Katepanlık 230, 289 ve!. , 292 Kathareı"ler, mezhep 25 ı Kıx&ol.LK!Jl Y.pLTa:(, hakimler 464 Kaysariye (Kaisareia) , Filistin'de ş. 22 ; Ioannes Çimiskes tarafından zaptı 276 Kayseri (Kaisareia) , Kappadokia'da ş., İranlılar tarafından zaptı 78 ; boşal­ tılması 88; Araplar tarafından :ı:apıı ı o8, 1 46 ; Nikephoros Phokas'ın impa­ rator ilanı 265 ; Phokas'ların dayanağı 273, 278 ; Selçuklularca alınışı 3 1 8 ; 336 Kedrenos Georgios, vekayiname yazarı 1 98 Kekavmenos Katakalon, kumandan 2943, 313 Kekavmenos Strategikon'un yazarı 294 Kephallenia, ada, Mardait'lerin tehciri 1 2 3 ; Normanlarca zaptı 370, 373 ; 507. Ayrıca bk. Thema Kephallenia Kephissos, n. ve savaşı ( 1 3 1 ı) 457 Keration, gümüş para ı 74, 1 76,

ı 763

5 59

Keşişlik, 5. yüzyılda 54 ; 7. yüzyılda 1 28 vd. ; tasvir kırıcılığa mukavemet 162 ; orto­ cloksluk zaferinden sonra ı 66, ı 68, 1 74 : Nikephoros Phokas devri 266 ; Basileios II. devri 285 ; Andronikos il. devri 449 ; Hesykhastlık devri 472. Ayrıca bk. Zelotlar, Atlı os dağı Khalkl'don (Kadıköy) , ş . , İranlılarca işgali 78, 95 ,.d. ; ı 06 ; Arapların taarruzu 1 06, 1 1 5 ; Konsil ve inanç formülü 55; 58 vd . ; ı o ı . Ayrıca bk. Konsiller Khalkiclike yarımaciası !i 1 3 Khalkokondyles Laonikos, tarih yazarı 432-434 Khandaks (Kandiyc) 265 Kharac, Türk vergisi 504, 5 1 38 Kharsianon, Kleisura merkezi 1 94 Khartularios ,,,ij �EOTLıxp(ou 233 ; Tou o�Y.e;l.1.(o•J 233 Khcrsoncs, ş. 68 ; papa IVlartinus'un mcnfası ı 3 1 ; Iustinianos il. ı 32 ; Iustinianos II.'un cezalandırma seferi 1 34 ; 1 64 ; Bizans Thema merkezi 1 94 ; 274 ; Rus hükümdarı Vladimir tarafından işgali 282 ; Ioannes Çimiskcs devri 274 Khilandar, manastır 4581 Khios (Sakız) ada, Araplarca işgali ı 1 5 ; 2 73 ; Venediklilerin saldmsı 36o ; Latin imparatorunun mülkü 39 1 ; Ioannes Vatat:ı:es tarafından zaptı 402 ; Cenova' ya tabi 453 ; tekrar Bizanslılarda ( l 32 !l -46) 467 vd. ; Cenevizlilerde 466, 483 Khoirosphaktes Leon, Bizans elçisi 200 Khomatianos, Okhrida başpiskoposu 389, 40 1 Khonai, ş. 326 Khoniates Mikhail, Atina metropoliti 3262, 328, 3672, 3871 Khoniates, Niketas, tarih yazarı, bir öncl'­ kinin kardeşi 2, 325 vd. , 328, 360, 3661, 3662, 368, 374ı, 387 Khrisokheiros, Pavlikian reisi 22 ı Khristodulos, Patmos'daki loannes - Prod­ romos manastırı başrahibi 346 Khristophoros, Romanos I. Lakapenos'un oğlu 249, 25 1 , 2521, 259 Khristophoros, caesar, Konstantinos V.'un oğlu 1 63 Khristophoros, Basileios I. devrinde domes­ tikos 2 2 1

560

Genel Dizin

Khristopolis, ş . 485 Xpua!Xpyupov (auri lustralis collatio) , \'ergi 37, 60 Khristos (!sa) 44, 53 \'dd., 82, ı 19, 1 60 vd. , 268

B8 , ı o ı \·el . ,

Khristriklinion, taht salonu 1 301 Khrysoloras Manuel, Bizanslı bilgin Khrysopolis, ş. 1 34, 1 45 , 282 , 49 1 XpuaOTEAımı 60 Kh\Unnos Nikephoros, Andronikos i l . zamanında bilgin ve devlet adamı 436 Kiçevo, ş. 4 1 4 Kiev, ş . 24 1 , 2 7 1 , 282 vd. , 359 Kilikia (Kilikya) , İranlıların taaruzu 88, 95 ; Araplar tarafından zaptı 1 1 5 , 1 34 ; Nikephoros Phokas'ın fetihleri 265, 269 vd. ; Selçuklularca fethi 3 1 8, 323 ; 3 3 7 ; Kilikya Küçük Ermeni krallığının Ioanncs i l . zamanında itaate alınması 350; Manuel I. devrinde 357 Kilise, umumi olarak devletle ilişkisi 2 7 ; Büyük Konstantinos devri 42-45 ; lus­ tinianos I. devri 7 1 ; 93 ; Konstans II. devrinde ı ı 2 vcl. ; Iustinianos il. devri 1 28 vd. , 1 35 vd. ; Nikcphoros I. devri 1 74 vd . ; Mikhail I. devri 1 84 ; Leon V. devri 1 88 vd. ; 204 vd. ; Photios dev­ ri 209-2 ı ı , 2 ı 5 vd. ; ı o. yüzyılda 230 ; 242 ; 272 ; 3 0 ı vd. ; Kerullarios devri 3 1 3 vd. ; Kilise ayrılığı 3 ı o-3 1 3 ; ı ı . yüzyılda iç siyaset faktörü olarak 30 ı , 3 1 3-3 1 5, 323 ; Aleksios 1 . devri 345 vd. ; 41 1 ; Lyon kilise union'u 426 ; 14. yüzyılda artan önemi 448 vd. ; adalet müessesesi üzerinde etkisi 464; Hesyk­ hast mücaddesi 473 vd. ; Ortodoks dün­ yadaki nüfuzu 492 vd . , 5 1 0 ; Floransa union'u 5 1 8 vd. Ayrıca bk. l.1nion ve Union müzakereleri Kilise Azizleri biyografileri (Vita'lar) 22, 1 39 , 200 Kinnamos loannes, tarih yazarı 3, 325 vd. Kıbrıs (Kypros) , ada, Araplar tarafından zaptı 1 08 ; 1 1 5 , 1 2 1 , 1 2 3 ; Basileios I. zamanında geçici olarak Bizans elinde 222 ; Himerios seferi 240 ; Nikephoros Phokas tarafından zaptı 269 vd. ; Isaakios Komnenos 369 ; Arslan Yürekli Richard tarafından zaptı 377

Kılıç Arslan, Sülcyman'ın oğlu İznik lıükmdarı 333 Kılıç Arslan II., Konya sultanı 3G ı Kızıldeniz 69 Kırım, yarımada 68, 1 34, 1 94 Kleidion, dağ geçiti 287 Kleisura, dağ geçiti koruma bölgeleri 1 94, 230, 2 3 1 ı ; Kharsianon 1 94 ; Kappa­ dokeia 1 94 ; Scleukeia 1 94 Kletorologion (Philothcos'un) ı o, 20 1 , 2 3 1 1, 232, 439 Klimata 1 94. Ayrıca bk. Tlıcma Khcrsones Klokotnica, savaş ( 1 230) 403 vd. , 407 Kobtlar 55, 60, 7 1 , 103, 1 0 7 Kodinos (Pseudo-) Georgios 439, 489 Koıv6nıı; 1 26 Koloman, Bulgar çarı ( 1 24 1 - 1 246) 406 Koloneia (Şebinkarahisar) , ş. 258. Ayrıca bk. Thema Koloncia Kolonlar (Colon) , köylü 36, 49, 70 Kolybas Sergios 3287 1\6µ'1)� 'Tou arli�).r,u (saray ahırları başkanı) 232 Kometopuli, Komı•s Nikolaos'tın oğullan 279, 2801 Komncnoslar, Bizans a i l e ve hanedanı, 3 1 4, 3 1 6 , 323, 32 j vd. , 330, 339 vd. , 343, 346-348, 35 1 , 362, 364 vı.1. , 369, 3 7 1 , 4 1 0, 445 ; Büyük Komncnoslar (Trabzon'da ) 393 vd. Komnenos Aleksios, loannes II.'in oğlu 35 1 Komnenos Aleksios, Proıoscbastos 365 vd. Komncnos Anrlronikos, Joannes U.'in oğlu 351 Komncnos Davicl, Sdıinik şehri komutanı 370 Komnenos Isaakios, AlTııt6ı; 1 476 Noricwn 32 Normanlar, Bizans ordusunda 282, 307 vd. , 309, 3 1 8, 3 2 1 vd. ; Güney ltalya'da 309, 3 1 1 , 3 1 7 ; Robert Guiskard dev­ rinde devlete saldırıları 3 1 7-320, 325 vd., 330-332 ; Bohemund 336,

336 vd., 345 vd. ; Sclanik'i zaptı ( 1 1 85) 36g vd. ; geri çekilmeleri 373, 375 vd., 38 1 , 384 ; Antakya Norman prinkeps­ liği 337, 349 ; S icilya krallığı, Ioannes

II. devrinde Bizans ile ilişkileri 350352 ; Manucl I. zamanında 353-359 Notitia dignitatum 24. Novclla'lar 24, ı oo 1 ; lustiııianos 1. 6 7 , (i9 vd. , 227 vd . ; Iustinos il. ve Tibcrios 2 2 7 ; Leon VI . 2 0 3 228 ; küçiik arazi sahipliğini koruyucu olnrak 23fl, 254257, 262 vd . , 2 72 ı , 2 791 , 2 A4 ; 440 Nureddin, Uimaşk hükümdarı 36!) Nürnberg anlaşması ( 1 1 88) 376 ,

Nymphaion (Nif) , ş., Theodoros I . 'ıııı Istanbul !atin imparatoru Hcnri ile anlaşması ( 1 2 q .) 397, 4 1 0 ; Mikhail Vll l 'in Cenova ile anla�ması ( u ı6 ı ) .

415; 410 Nyssa, ş . 2 3 Odovakar, İ talya'cla Gerım·n ordu kumandanı 5 7 ve! . , 63 1 Officium 33 Oğuzlar (Uzlar) :P 7 ,·el . , 33:1 Oikonomide�, N. 20 ı • Okhricla, Sanıucl clcvlctinin ba�kcııt i ve!. ; Basikios 1 L u n alışı 2 00, 281! l >uşan tarafınd 46 3

Osmanlılar 432 , 442 , 446, 463 ; A nado l u'nu r ı zaptı 454-465, 467, 469, 47 7 ; 483 ; 487 ; Avrupa'ya girişleri 488, 49 ı , 4!13 ve\ . ; Meriç zaferi ( ı 37 1 ) 497 vd . , 500-503 ; Kosova za!Cri ( 1 389) .')03 vd. ; Yunanis­ tan'a girişleri 506-509 ; Bulgaristan'm itaate alınışı ( ı 393) 507 ; Niğbolu zaferi ( 1 396) 508 ; Ankara savaşı ( 1 402 ) 5 1 2 vd. ; karışıklıklar 5 ı 3 vd. ; Selanik'in fethi 5 1 6 ; Varna zaferi 52 1 vd. ; lstan· bul'un fethi 525 vd . ; Atina'nın fethi 526. Ayrıca bk . Türkler Ostrogotlar (doğu Gotları) 48, 56 ; Devlet arazisine gi rişleri 58 ; feoderati olarak iskanları 48 ; İtalya krallığı 58 ; lusıinia· nos 1. zamanında 65 vd . ; "Gotogrck­ ler" 1 44 Otıo 1. , Alman imparatoru ı !J8, 264 ; Nikephoros Phokas ile münasebe t leri 2 70, 2 75, 292

Otto il. , Alman imparatoru, Theophano ile evlenmesi 275, 282, 292 Otto III., Alman imparatoru 292 Otto iV. von Braunschwig, Alman imparatoru 383 Otto de la Roche, Atina ve Thcbai dükü 392 Ömer, halife (634-644) 1 03 , 1 0 7 vd . Ömer il. , emevi halifesi 1 502 Ömer, Malatya cmiri, Bizanslılara yenilgisi (863)

212

Pakhymeres Georgios,

478,

480

başkanı 478

Palamas Gregorios, teolog, Hcsykhas l reis­ lerinden 438, 472 vd. , 479 vd. l'alcrmo, Araplarca fe thi (83 1 ) 1 95 ; Rogcr H.'nin taçlandırılması ( ı ı 30) 35 ı ; :38 1 ; Norman ipek sanayii 3j4, 381 ; "Sicilya i kind is i " 429 Pamphylia ı ı 6, 1 23 Panaretcs Mikhail, vekayinamc ya.-.arı 43j l'ançcnko, B. A. �J, 24 Panentimohypertatos, üm·an 340 Panhyaersbastos, ü nvan 340, 362 , 3&J Panidos, ş. 500 Pankaleia, savaş (979) 2j8 Pannonia 3 2 , 48 ; diocesc 49 ; 74 ; Bulgarları 1 82 Pansebastohypertatos, ünvan 340 Paparrhegogmlos, Konstantin ı o Paphlagonia, imparatoriçe Theodoıa'nin yurdu 205 ; Mikhail IV.'in yurdu 289 ; Paphlagonialılar 3 ı ı ; 3 ı 3 ; David Komnenos devrinde 393 . Ayrıca bk.

17ıema Paphlagoııia Para, Roma parasının kıymetini yitirmesi

Tarih

yazarı

387

vd. ,

l'alaiologoslar, Bizans hanedanı

38, 307 , 329

Para iktisadiyatı, haraç

409, 43 1 , 445 1 8,

387,

433, 435 , 437, 440, 442-445 , 453, 46 1 , 464, 485, 487, 489, 49 1 , 50 1 , 5 1 9

36-38, 59, ı 76, 1 78

Iloı:poı:8uvxan•'.ıc�'' 2 33 , 264

Paradunavon thema'sı bk. I>aristrion the­ ma'sı

570

Genci

Parakoimomenos,

232,

memuriyet

252.

Dizin

vr.

Ioannes

Ayrıca bk. Basileios Parakoimo menos

50 1 ;

ve Theophanes Parakoimomenos

Ayrıca bk.

Parapinakes, Mi.khail VU.'e takılan lakap 320 Paraspondylos Zotikos, Bizanslı şair 439 Paris 1 7 ; Manuel 11.'in ziyareti 5 1 1 vcl. Parisot, V. 5 . Paroik'ler,

yarı

hür köylüler

1 283,

1 74,

253, 305, 343 vd . , 363 , 444

devri 470, 483, 485, 489,

1 5 . yüzyılda 5 1 4, 5 1 6 vd. , 520.

Akhqya

ve

Mora

Pcmpton-kapısı 525 Pcntapolis 1 0 7 Pergamon (Bergama) , ş. 397 Persler bk. İran, İranlılar Petavius. D. (Denis Petau) 2 Peter IH., Aragon kralı 429 Pcter IV., Aragon kralı 486 Pctro, Bulgar çarı (927-96g) 1 99 , 249 vcl . ,

Parthenon, kilise 288 ; cami 526

2 5 2 1 ' 2 7 1 , 280, 2 8 2 , 3741

Partlar devleti 40 Paskalya kroniği 3, 8 ı

Pctro,

1 1 85

ayaklanmasının başı, Bulgar

çarı 373-375,

Patarenler 25 1 . Ayrıca bk. Bogomiller Patmos, ada 346

Petro

Kreşimir

380 vd. IV. ,

Hırvatistan

kralı

( 1 058- 1 074) 320

Patras, ş. 1 80, 1 8 1 2, 2461, 5 1 7 Patria Potestas, baba hukuk ve hakimiyeti 1 48

Petronas,

Thrakesion

ceasar

thelası

Bardas'ın

strategos'u, 205,

kardeşi

212

Patrikios, Aspar'ın oğlu 57

Petros Patrikios 24, 562

Patrikios, nüvan 97, 232, 250, 340 .

Petros Sikeliotes, Sicilyalı yazar

Patrocinium hareketi, fakir köylülerin kud-

Petrus (Petros) , Antakya patriği 296, 3 1 2

retililerin himayesi altına girmesi 49, 257

kilisesi

Istanbul

patriği

ı o6,

(641 -653)

ili

1 72

vd. Türklerde

( 1 390) 505 Philaretos Eleemon 1 39

Pavlos, Istanbul patriği (780-784)

Philes Manuel, Bizanslı şair 437

1 65

Philippe 11. Auguste, Fransa kralı, 3. haçlı

Peç, ş . , Sırp patrikliği 502 Peçenekler, Bulgar çarı Symeoıı ile ittifak­ 239 ;

ları

Balkanlara

258 ; yağma

akınları

1258 ;

girişleri 271,

274 ; 309,

3 1 4, 3 1 7 vd. , 320 ; Bizans ordusunda 342, 349 ; Aleksios I. devrinde büyük saldırıları

330 ;

3 312-334,

339,

345 ;

Ioannes II. tarafından bozguna uğra­ tılmaları 349 ; stratiotcs olarak iskan­

seferi 3 76 Güzel, Fransa kral ı 450, 453

Phil ippc IV. ,

Philipp von Schwaben, Alman kralı 38 1 , 383 vd. I'hilippe de Tarent 450, 456, 458 I'hilippc,

Baudouin

II.'in

o lu,

i�mcn

!atin imparatoru 408, 42 1 , 428 vd. , 430, 450 Philippi, ş. 489

3föı

ları Peira,

1 43 ,

ların girişi 454 vd. , 467 ;

Pavlikianlar 1 49 , 1 99, 207, 22 1 , 250

Pegai

Petrus, havari 7 7 ; 1 7 1 ; Roma'daki Pctrus Philadclphia (Alaşehir) 3 7 1 , 394 ; Katalan­

Paulus, papalık legat'ı 495 Pavlos,

ı mı

Philippikos - Barclancs, imparator ( 7 1 1 - 7 1 3 )

395

(Biga) , ş. Eustathios

Romaios'un

mahkeme

kararları toplanması 294, 440

1 34,

1 42

Pelagonia, ş. ,savaşı ( 1 259) 4 1 4, 4 1 8

Philotheos, 87

vd . ,

1 60

Philokrenc, savaş ( 1 33 1 ) 467

Pelekanon, ş . 336 Pelopones, İslav hakimiyeti

vd . ,

Philippopolis bk. Filibe

1 23 ,

1 38 vd. , 1 78 vd. ; Pelopones theması'nın

Istanbul

patriği

( 1 354- 1 355 ;

1 364- 1 3 76) 438, 487, 496

kuruluşu ı 8 ı ; Arap saldırıları 222, 240 ;

I'hilothcos, Atriklinos, Klctorologion'un ya­ zarı ı o, 20 1 , 23 1 -234, 2351, 439

Samuel 'in saldırıları 286, 388 ; Frank

Phokaea

hakimiyeti

391

vd. ;

Mikhail

VIII.

devri 4 1 9, 422 , 426, 44 1 , 445 ; Andro­ nikos

II.

devri

458 vd. , 470,

483 ;

Phokas,

bk.

Foça

imparator

(602-6 1 0)

76-79,

2091 Phokas ailesi 1 98, 26 1 , 2 7 3 , 1278, 322

86,

Genel Phokas Bardas, caesar, Nikephoros II.'un

245, 2 6 1 , 266

babası

273, 277

vd. ,

281

vd.,

284 Phokas

Nikephoros

II.'un

263

kardeşi

Phokas Leon, domestikos, Nikephoros 11.'un amcası

245

un kardeşi

266, 273 I.

kumandanlarından,

ve Leon imparator

Nikephoros Phokas'ın dedesi

222, 239,

245 269

danlarından

246ı ;

Phokis, ş.

rici,

Phrygia, Muaviye'nin akını

1 08 ; 326 ; tas­ 190; Kuman

vir düşmanlarının merkezi de

Italiae

Preapositus

32, 68, 95,

bölgesi)

409 Courtenay,

Latin

imparatoru

et

32 ; 32 ,49 ; Orientwn 32

32 ;

pcr

sacri

cubiculi,

Practorlar (thema'larda) (Büyük) ,

per

imparatorun

34

306

Bulgar

249 ; 274 ; 286

başkenti

loannes Çimiskes tarafından işgali

II.

tarafından

işgali

Preslav (Küçük) , ş. , Basileios il. tarafından

249, 287

279 287 vd . , 380, 4 1 4, 452, 466 vd . , 473, 507 Principatus 27 Priskos, tarih yazarı 2 2 Priştina, ş . 476 Prespa, ş., çar Samuel'in ilk başşehri Prilep, ş.

Privilegium bk. Prizren, ş.

İ mtiyazlar

320, 3 7 7

Prodromos manastırı

( 1 2 1 7) 400

Illy­

Africae

yatak odası amiri, hadım

zaptı

(858-86 7 ; 877-886) 1 381, 1 99, 203 vd. , 206, 209-2 1 1 , 209-2 l l , 2 1 31, 2 1 41 2 1 6, 2 1 8 vd. , 2221 224-226, 272, 3 1 2

Photios, Istanbul patriği

iskanı

1 1 . 'un

1 94. 399, 452 Poussinc, Pierre 3

Basileios

Konstantinos XI. tarafın­

522

zaptı

Stephanus

43

maximus (Karadeniz

Preslav

Phokas Petros, Nikephoros Il.'un kuman­

l'ierre

Pontus

ile

1 58

Illyricum

Phokas Nikephoros, Basilieius Vl'un

Pinpin

mülakatı

Praefectura Preatorio Galliarum

vd.

l'hokas Leon, kuropalates, Nikephoros II.'

dan

Ponthion, Pontifex

Konstantinos,

406 ; 520 (956-970) 272

Polonya (Lehistan tatar akınları Polyeuktes, Istanbul patriği

Phokas Bardas, Nikephoros I l . 'un yeğeni, taht müddeisi 266,

571

Dizin

(7tpodlpoc;) ,

3462 , 5024 ünvan 266, 3 1 4

Pierre l'Hermite

Proedros

Pierre, Kıbrıs kralı

Prokheiron, Basileios I .'un hukuk eseri

Pindos Pinpin, Pinpin

335 494 dağları 522 Frank kralı ı 58 II. 1 85

223

Prokopios yazarı

Pisa, Aleksios 1. ile anlaşmaları ( ı ı ı

( 1 1 36) 35 1 ; ( ı ı 70) 360, 383

Ioannes II.

ı ) 339 ;

Manuel 1

.

81 2 ı� Pius il. , papa ( 1 458- 1 464) 52 1 3 Platon ,Platonismus 303, 345 Pisides Georgios, Bizanslı şai r

Pittakion, bağış

l

ı 68

ı 82 ; Nikephoros l 83 ; Basileios 1 I.

Pliska, ilk Bulgar başkenti tarafından zaptı Ploçnik, savaş Pogonatos,

(Filistin

Kaysariyc' l i ) ,

267 ; 306, 343 vd . , 363 vd. , 368 ; 373 ; 392-394, 409, 438', 445, 498 Prosek, ş. 380 Prote (Kınalıada) 259 Ilpo"tlµ·ıı a��. öncelikle satın alma hakkı 254, 255: Pronoia, dirlik türü

Protonobilissimos, ünvan

340

protonobi lissimohypertatos, Protonotarios, memuriyet

ünvan

340

230

Protopansebastohypertatos, ünvan 11.'ın

tarih

23

Protopanentimohypertatos, ünvan 340

286

503

Konstans

203

227, 440

Protoasekretis, memuriyet 233

Platon, Sakku dion manastırı başrahini I. tarafından zaptı

vd. ,

lakabı

1 06

Protopraipositos,

memuriyet

340

232

Poimanenon ( Manyas) , ş . , Theodoros I . 'un

Protos, Athos manastırları başrahipleri kon­

( 1 204) 394 ; loannes zes'in zaferi ( 1 225) 402 Politiers, savaş (732) ı ı 7

Protosebastos,

yenilgisi

Vatat­

seyinin başkanı 449 ünvan

Protospatharios, ünvan

33 ı , 340, 365 vd. 227, 232, 295, 340

572

Genel

Protostrator, memuriyet, muhafız kuvvet !eri komutanı 1 62, 2 3 2 Protovestiarios, memuriyet 232, 252 Pesellos Mikhail (Konstantinos) 1 97, 293 vd. , 3 0 0 , 303 vd. , 3 1 3-3 1 6, :ı ı ll-32 1 , '.{ 26,

32B8,

345

l'seudo - Dion ys i os ı 1 2 Pscudo - Mavrikios, askı·ri el kitabı (Sıra­ tcgikon) yazarı 24, 20 ı l'tolcmaios'lar 37

Ptcleon, ş. Vcncdiklilcı- d e 4Gn l'ulkhcria, iıııparatoriçı·, 'l'lıcodosios l [. 'uıı kızkardcşi 5 1 , 35 l'ulkhcria, Thcophi los' u n kı:ı:ı 204.1 Putpı-rcstlik 46, 50, 7 1 l'rrrhos, lstanbul

patriği

(63ll-G4 1 ;

ıo2, 1 05 vcl. , ı ı ı , 1 1 ! 1

6.i ıl

Quad lar 411

Q.uadrivium, öğret im sistnni '.lll·l Quacstor hukuk işlcriin başındaki sarar memuru sacri palatii 34, 1 49, 262 Quinisextum, kil ise konsili ll3, 1 29 vcl . , ı :H Ra ban , ş. 265

Radoniç, Yovan ı ı Radoyçiç, Nikola ı ı Radoslav, Sırp kralı ( 1 22H ?- 1 2 34) 40:1 Ractia 32 Ragu�a, ş. 39 1 . Ayrıca bk. Dubrornik Rambaud, Alfrcd 6 Rankc, Leoµold 6 Raphanea (Refcniyc) , ş. 21lG Rascia, Samud tarafından zaptı 280 ; 21154 , 286, 290 301 ; Bizans ile savaşlar Alek­ sios I. 332 vd. ; Ioannes II. 349 ; Manuel I. 354, 359 ; 369 ; Angeloslar devrinde 379, 50 1 . Ayrıca bk. Sırbistan Rascia Jupanı 2902 , 333, 349 , 354, 359, 368, 376

Rastislav, Moravya hükümdarı 2 1 4 Ravenna, ş . , Beiisarios tarafından zapll 65 ; Ravenna eksarhlığının kurulması 74, 89, ı 1 3, 1 30, 1 34 ; Langobardlar tarafından zaptı 1 58. Ayrıca bk.

Eksarhlık Raymund de Toulousc, Haçlı reisi 336 vd. Raymund de Poitiers, Antakya prinkcpsi 350

Rcinaud, Antakya prinkcpsi 357, 359 Reiske, Johannes Jakob j

Dizin

Rektor,

saray

memuriyeti

232,

235ı.ı

Rcs privatac 34, 92 Rcx, kral Revuc dcs Rhaidcstos Rhcin, n.

1 001

llyzantiııcs 1 3 (Teki rdağ) , ş . 3 2 1 , 39 1 , 500 Etudcs

48

Rhinotmetos,

I ıı� tiniancıs

I I .'un lakabı

(Burnu kesik) 1 3 3 Rhymlakos, n. , savaş ( 1 2 ı ı ) :itı 7 R i ch ard , Anlan Yürekli 3 7 6 v