Varlık Vergisi Kanunu - Tek Parti Rejiminde Azınlık Karşıtı Politika Örneği [1 ed.] [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

RlDVAN AKAR

VARLIK VERGİSİ KANUNU Tek Parti Rejiminde Azınlık Karşıtı Politika Örneği

Belge Yayınlan: 138 Birinci Baskı: Ocak 1992

p

VARLIK VERGISI KANUNU/Rıdvan Akan Ka ak Düzeni : Yusuf Aslan 1 Dizgi: Sarmal Dizgievi/Baskı :Yaylacık Matbaası/Belge Uluslararası Yayıncılık, Başmusahip Sok. Talas Han. No : 302, Cağalo�lu- ISTANBUL, Tel : 511 63 20

Bir açelya, babam Ramiz Akar'ın imısına ...

TABLOLAR Tablo1 ..... Tablo 2 .... Tablo3 ..... .

Tablo4 .. . Tablo 5 ..... Tablo6 ..... Tablo? ..... . .

Tablo 8 ....

.

Tablo9 .... .

Tablo 10..... Tablo ll .... . Tablo 12 .....

'

Tablo 13 .... . Tablo 14 .... . Tablo 15 ..... Tablo 16 .... . Tablo 18 .... . Tablo 19 ..... Tablo20 ..... Tablo 21 ...... Tablo 22 ..... Tablo 23 .... .

Ikinci Dünya Sava!jında Ingiltere'de TUketimMaddeleri Fiyat Artı�lan 1939-46 Döneminde Ithalat ve Ihracat. lı..inci Dünya Sav�ında Merkezi Hükümet ve n Öz ldare:erinin Gerçekleşen Bütçe Gelirleri Ve Harcamalarının 1'oplamı. . Tedavüldeki Kağıt ParaMiktan ( 1938-46) Tedavüldeki Eşya Fiyatları (1941-1945) Toptan Eşya Fiyatları (1941-1945) 1938 Yılı Ortalama Fiyatları ile 1943 Yılı (Aralık ayı) Ortalama Fiyatlan (Mutlak Fiyatlar) 19384 - 4 Yılları Arasında Güvenlik, Sosyal ve Ekono­ mik Hizmetlerarası Oransal Dagılunlar. Hilkilmeti Gerçekleşen Bütçe Gelirlerinin Vergi ve Gelir Gruplarına Göre Yapısı Köy geçinme Endeksi (1938-44) Istanbul'da 1940-44 Yıllan arasında Görülen Ölilmler. Varlık Vergisinin Kabul Edildiği 1942 Yılında Uygula­ nan Vergi Tipleri. Ikinci dilnya SavaşındaMilli Savunmarun Finansmaru Için Uygulanan Vergiler. Varlık Vergisi Tarhiyatında Uygulanan Harem Varlık Vergisi borcu beş bin TL. den yukan olan (E) grubu mükelleflere ilişkin ooplam sonuçlar Varlık Vergisine Ait Toplam Sonuçlar Varlık Vergisi Kanıinun Kabı-ıl Edilmesinden hemen Sonra Piyasadaki Para hacmi. Sava!j Yıllarında Tedavül Hacmi (1939-45-) . Azınlıkların Din ve lıctisadi Faaliyet Kollar ıitibariyle NUfusu (1950yılı)5000 ve Daha Fazla Nüfuslu yerler. Istanbul l!inde Konuşulan Dile Göre Nilfus Türkiye Genelinde Konuşulan Dile Göre Nüfus Yapısı. Dış Göçiln Nüfus Büyüklilgil Üzerindeki Demografık Etkisi ·

5

KISALTMALAR -A.g.e. - A.g.m. -A.l.T.l.A. -A. 0. -Bkz. -CHP -Çev.

-(D)

-(E) - (G) -(M) -Mad. -MKK -RM

-s.

-TBMM.ZC. -TL. -TTK - v.d.

6

: Adı geçen eser : Adı geçen makale : Ankara Iktisadi Ticari Ilimler Akademisi : Ankara Üniversitesi : Bakuıız : Cumhuriyet Halk Partisi :Çeviren . :Dönme grubundan Varlık Vergisi mükellefleri : Ecnebi grubundan Varlık Vergisi mükellefleri : GayrimUslim grubundan Varlık Vergisi" :,MUslüman grubundan V arlık Vergisi mükellefleri :Madde :Milli Korunma Kanunu : .Reich mark :Sayfa :Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Cerideleri :Türk Lirası : TürkTarih Kuriımu : Ve diğerleri .

SUNUŞ Türkiye Cumhuriyeti tarihi aynı zamanda 'Türk olmayanlara" karşı hoşgörüsüz­ lüğün, baskının ve tahamm.ülsüzlüğün tarihidir. Ittihat Terakki'nin başlattığı ve tek parti dönemindeki izleyicilerinin sürdürdüğü bu anlayış sonraki yıllarda da değiş­ medi. Tarih boyuncafarklı kültürlerin ve dillerin harman olduğu Anadolu toprağı, Güneş Dil Teori/eri, "Vatandaş Türkçe konuş" kampanyaları, "Kıro" edebiyatı v.b. anlayışlar ve resmi ideolojinin körüklemesiyle, çorak, verimsiz ve mat bir hale dö­ nüştürülmeye çalışıldı. Çalışılıyor. Ittihat Terakki'nin Ermeni/erin ''sürülmesi" kararı ve Men-i llıtikar Kanunu ile başlattİğı azınlıklara karşı uygulamalar daha sonra yerini Dersim katliamına, Var­ lıkVergisi'ne, 6-7 Eylül olayiarına ve 1964'de Türkiye'de yaşayan Rum kökenli va­ tandaşların kovulmasına ve mailarına e{ kanmasına bıraktı. Sonraki yıllarda ise res­ mi ideolojinin hedefini yeniden Kürtler oluşturdu. Hak ve çıkarları Lozan Anlaşması ile "korunan" üç azınlık grubu olan Ermeni, Rum ·ve Muse vi kökenli Iürkiye Cumhuriyeti vatandaşları gerek devletin aldığı ka­ rarlar ve çıkardığı kanunlarla gerekse toplum içinde yaygınlaştırı/an şovenist ideo­ loji ile yıldırıldılar: Dillerini konuşmaları engellendi: Sonra "piyasanın Türkleştiril­ mesi adına" ticari yaşamdaki varlıkları yok edilmeye çalışıldı. "Düşmanların" beıinci kolu muamelesi gördükleri için saldırı ve yağmalara maruz kaldılar. Türkiye dışıniısürüldüler. Şimdi geriye sayıları gitgide azalan küçük cemaatler kaldı. Bir de çoğu yıkıntı halindeki kiliseleri ve yerleşim mekanları. Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi Maliye Bölümü'nde yüksek lisans tezi ola­ rak hazırianan bu çalışma ile Türkiye Cumhuriyeti'nin "ayrıcalıklı" sayılan üç azın­ lık grubuna uygulancin Varlık Vergisi'ni ve yarattığı sonuçları inceledik. Te� için "politik': sayılan kimi bölümleri ve gazetecilik faaliyetinin ürünü söyleşileri sonra. dan ekleyerek bütünlüklü bir dil oluşturmaya gayret ettik. Bu ilk kitap çalışmasının teşekkür hanesi tabi ki 'biraz' kabarık. Oneelikle halen doktorada da danışman hocam olan Prof. Dr. Nihat Fa/ay var. Hoşgörüsü, sabrı ve yolgöstericiligi ile sevgili hacama verdiğim kitap haline getirme sözünü böylece ye­ rine gelirmiş oluyorum. Yine bu çalışmayı PanoramaDergisi'nde kapak konusu ola­ rak işleme ônerisiyle,.dönemin tanıklarını araştırmamda destek olan Panorama Der­ gisi'nin eski Genel Yaym Yönetmeni Mustafa Sömiıez'e "her şey için" şükran borç/uyum. Sevgili Sengün'ün sevecenliği ve desteği, dostum Murat Oren'in bu uğur­ da "feda ettiği" üç ayı olmasa bu çalışma bilmeyebilirdi Son teşekkür ise böylesine zahmetli bir tashih işini üstlenen Hülya'ya. R.A.

7

Para if/eri ve ticaret tamamen onun tekeline geçmiftir. Fakalfaıla faiz istemesi ve tefeciliği de mukavemet görmeye baflamıştır. Onun tnbü hayasız/ığı gittikçe arttır ve serveti kıskançlığa sebep olur Yahudinin tllhrik ettiği antipari açık bir nefret halini alır ... Böylece ev sahibi üe misafir arasında bir uçurum açılmış olur." (*) . .•.

Adolf Hitler, Kavgam Bu memleket tnrafından gösterilen misajırperverlikten faydalana­ rak zengin olduklan halde, ona karşı bu nazik anda vazifelerini yap­ maktan kaçacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle tatbik edilecektir. Başbakan Şükrü Saraçoğlu (**)

(*) Kavgam, s: 306-307, Yail;mur Yayuılan, 1972,2. baskı. (**) 21.1.1943, Cumhuriyet.

8

Giriş Türkiye Cumhuriyet dönemi maliye tarihinin en spesifik ve tartışmalı konularından biri de Varlık Vergisi Kanunu ve uygulamasıdır. Oluşumu, hü­ küm/erin uygulanış biçimi ve dogurdugu sonuçlar açısından önem taşıyan Varlık Vergisinin, içerdigi bu özelikiere karşın yeterince incelenmedigi ve belirsizlikler ıaşıdıgı görülmektedir. Henüz yakın geçmiş içinde sayılabilecek olan Ikinci Dünya Savaşı Türkiye'sini inceleyen tarihçi ve araştırmacıların ya da anılarını yayzniayan gazeteci, bilim adamı ve politikacıların Varlık \1er�t ,·ini ideolojik kökenZerinden çok sonuçları itibariyle ele aldıkları söyle­ nebilir. Bugün Varlık Vergisinin bütün aşarnalarına ilişkin olarak (oluşum­ uygulama-sonuç) yeterince saglıklı verilere sahip degiliz. Varlık Vergisi, oluşumu sürecinde CHP' nin gizli oturumunda kabul edilmiş ve bu otururnun zabıtliırı sonraki yıllarda yayınlanmıştır. Vergi çok dar bir kadro tarafından (Başbakan Şükrü Saraçoglu, Maliye Bakanı.Fuat Agralı) hazırlanmış ve tek­ tük düzevde tartışıl(a)maırııştır. Uygulama sırasında "gizlilige" dikkat edil­ mışıir. urnegin; Maliye Bakanlıgı tarafından defterdarlık/ara teblig edilmesi gereken tamimler (genelge/er) Maliye Müfettişleri aracılıgıyla "sözlü" ola rak ileti/miştir. O dönemin Istanbul Defterdarz Faik Ökte'ye göre bunun ne­ deni; "kimsenin eline vesika verilmemesi "amacının izlenmesidir. (*)Ayrıca uygulama sürecinin çok kısa bir zaman dilimini kapsaması da (yaklaşık 16 ay) bir başka etkendir. Yaprzgımtz incele' meye gôre, İstanbul Defterdarlıgı ve hu�lı ilçe müdürlüklerinde Varlık Vergisi uygulamasına ilişkin evrak ve bel­ genin zaman aşımı nedeniyle bulunmadıgı görülmüştür. Azınlık topluluguna mensup şahıslar ve bu topluluga yönelik yayın yapan gazete yöneticileri de (Jamanıık-Marmara v.b) Varlık Vergisi ile ilgili görüş açıklamaktan kaçın­

mışlarJ:r.

·

Bu çalışmada Varlık Vergisi ve dogurdugu sosyo-ekonomik sonuçfar ele alınmıştır. Amacımız yeterli ampirik verilere sahip olunmayan bu konuda "olgulara dayalı" bir çalışma ile Varlık Vergisini tarihsel gelişim süreci için­ de ince/emektir. Bu baglarnda dönemin koşulları ve olayları da çalışmamız içinde ele alınmıştır. Varlık Vergisini o dönemin koşullarına bagZayan gö­ rüşlerle birlikte düşünüldügünde -bkz. V. bölüm-bu gereklilik ortaya çıkmak­ tadır. Çalışmamızın birinci ve üçüncü bölümü, Ikinci Dünya Savaşı Türki­ ye'sini ekonomik, siyasi ve politik açılardan degerlendirmektedir. c� ı

Ökte, F., (1951) s. 53. 9

Bazı tarihçilere göre "Varlık Vergisi yayınlandıgı biçimiyle bir çok batı ülkesinde uygularian vergilerdenfarklı degildir."(**) Varlık Vergisinin amaçlarından birinin de devlete gelir saglamak oldugu saptamasından hare­ ketle çalışmamızda Ikinci Dünya Savaşı'nda çeşitli ülkelerde uygulanan sa­ vaş ekonomisine, malf açıdan yer verilmiştir. Dördüncü bölüm, Varlık Vergisine ayrılmıştır. Bu bölümde Varlık.. Vergisi 'öncesi tartışmalar ele alınmakta ve verginin ilanı, uygulanışı ve tas­ fiyesi anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde tarihsel gelişim dogrultusuiıa dik­ kat edilmiş, böylece bir bütünlük saglanmaya çalışılmıştır. Beşinci bölümde, VarlıkVergisi degişik açılardan degerlendirilmiştir. Bu degerlendirm.elerde; Varlik Vergiri, amaçları ve elde edilen sonuçlar, vergi adaleti, piyasa mekanizmasında yaşanan degişim gibi başlıklar altın­ da incelenmiş; ayrıca Varlık Vergisine yaklaşım biçimleri de ele alınmıştır. Ek 1 'de, Panorama Dergisi'nde 1988 yılında tarafımızdan kapak ko­ nusu olarak işlenen Varlık Vergisi'nin tanıklarıyla yaptıgımız scyleşiiere yer. verilmişiir� Dergide yer darlıgı nedeniyle 'kısaltarak'yaym[adıgımıi bu ·söyleşileri, kitapta tam metin halinde okuyacaksınız. ErzUrum ve Sivrihisar Çalışma Kamplarında kalan kereste·· tüccarı Parseh Gevre/cyan, Kanunun uygulayıcısı ve eski Başbakanlardcı:n Ferit Me­ len ve babası Aşkale'ye yollanan işadamı lshak Alaton bu döneme ilişkin anılarını anlatıyorlar. Ayrıca Vehbi Koç; Sakıp Sabancı ve Nejat Eczacıba­ şı'nın otobiyografik eserlerinde Varlık Vergisi ·ile ilgili . anıları yine bu bölümde yer alıyor. Ek 2'de ise, 'Ikinci Dünya SavaŞı yıllarındaki en önemli iktisadi kanun olması nedeniyle Miili Korunma Kanunu tanıtılmıştır. ·

·

.

(**) Avcıo�lu. D., (1984) s. 475. Clark, E., (1984) s. 31. 10

.

I. Türkiye'de Genel Durum 1. Dış Politikada Belirsizlikler - İkinci Dünya Savaşı yıllan boyunca Türkiye'nin izledigi dış politika­ nın farklılıklar içerdigi görülmektedir. Türkiye iki dünya savaşı arası yıllarda

Lozan· Anlaşması ile sa@anan statükonun devamını saglayacak politikalar dogrultusunda komşu ülkelerle saldırmazlık ahiaşmalan imzalamış, bir istik­ rar saglamaya çalışmışur.

· Ancak Birinci Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkmış olan ve Versay Anlaşması'nın sonuçlanm yadsıya:n Almanya ve İtalya, Almanya'da Nasyo­

nal Sosyalistlerin, İtalya'da ise faŞistlerih iktidara gelmesi ile; açıkça saldır­ gan-emperyalist bir dış politika izlemeye başladılar. (1) Özellikle İtalya'nın Akdeniz'de hak iddia etrriesiyle Türkiye'nin de dalaylı bir. tehdit içine gimıe­

si, Versay Anlaşması hükümlerinin devamını isteyen yani statÜkocu diger ül­ yakıniaşması sonucunu do!ı;urdu. Bu amaçla 19 Ekim 1939'da Türkiye-İJ1giltere ve Fransa'dan olllşan bir üçlü ittifak kurularak, bu ülkelere karşı Akdeniz ve Balkanlardaki saldınlarda birlikte hareket etme ka­ ran alındı. Sovyetlerle yapılan benzeri görüşmeler ise, Sovyet - Alman sal­ dıımazlık anlaşmasıyla aynı tarihlere rastladığı için yanm kaldı. (2) Sıcak sayaşla birlikte dengelerin Nazi Almanya'sı.lehine değişmesi ve Almanya'nın hızla Avrupa'yı işgaii, Türkiye'nin üç'lü ittifak ilkelerini uygu­ lamayarak 14 Haziran 1940'da tarafsızlığını ilan·eunesine neden oldu. (3) -"Kral öldü yaşasınyeniktal" Türkiye'nin tarafsızlığıni ilan etmesi gerçekte Almanya'ya yönelik an­ lamlı bir mesaj niteliği taşıyordu. Böylece Türkiye müttefiklerin güvenlik şemsiyesinden · aynlmanın ötesinde Almanya'ya yakınlaşmanın ilk önemli sinyalini de veriyordu. (*) ·.Sonraki dört yilTürkiye ile Nazi Almanya'sı arasında gerek diploma-

. kelerle Türkiye'nin

·

·

. (1) Sipols -Hiıalanof, M., (1975) s: 10-20,206-214. . (2) ODTP (1977) s. 144; 145, 149, 151. KoçBk, C., (1986) s. .88, 89, 91, 94, Glasneck J., s. 89109. (3) Koçak, C., a.g.e. s. 105, Glasneck, J., s:129-136. (*) Nitekim, · Alman büyükelÇisi V on Papen ile yaptiğı bir ikili görüşmede Cumhurbaşkanı lnönü �öyle demektedir: 'Türkiye'nin tarafsız durumu bugiln zaten Ingilizlerden çok Miliver güçlerin yararınadır. Eğer Türkiye aktif olarak Ingiliz tarafına geçmiş Glsaydı Ingiliz donan­ ması bugün ... Karadeniz'de olacaku". Alınan Dişişleri Dairesi Belgeleri (1941-1943) (1977) s. 42. ll

tik gerekse ekonomik ilişkilerin gelişıigi bir süreç oldu. Varlık Vergisi'nin oluşum nedenlerini açıklayan görüşler açısından bu dönem, Varlık Vergisi düşüncesinin iilizlenmesi -için uygun bir siyasal ze­ min saglamıştır. (4) Almanya ile siyasi ilişkilerin oldukça zayıf oldugu ilk dönemlerde bu ülke Türkiye'nin en büyük ticari ortagı- durumundadır. Türk dış ticaretinde · Almanya'nın payı 1939'da%50 oranını geçmiştir. (5) Böylesine gelişmiş bu­ lunan ekonomik-ticari ilişkiler (Almanya'nın dev askeri gücü ile birlikte) si­ yasi ilişkilerdeki degişimi de beraberinde getirmiştir. Burada siyasi ilişkile­ rin, belli dönemlerde ticari-ekonomik ilişkiler üzerindeki olumsuz etkisinden söz etmek gerekir. Örnegin, Türk-İngiliz ortak deklarasyonunun açıklanma­ sından sonra, kan)tlıklt ekonomik misillerneler sonucu Almanya'nin Türki­ ye'den ithalatırım cari degerdeki payı 1939'da %Sl'den 1940 ve -ı94l'de %12'ye, ihracatının cari degerdeki payı ise 1939'da% 37'den 1940'da% 9'a düşmüştür. (6) Ancak 1941'deki Türk-Alman s3.ıdırmazlık paktı, ikili ticaret anlaşmalannın yeniden yürürlüge girmesi sonucunu dogurmuş, böylece Al­ manya, diplomatik ilişkilerin sürdügü 1944 yılına kadar yeniden Tijrkiye'nin dış ticaretindeki en önemli ülke konumunu.sürdürmüştür. Askeri açıdan Bulgaristan'ın Mihvere katılışı ve Alman ordularnun Balkaniara intnesi Türkiye'yi oldukça güç durumda bırakmış ve 'do�dan' bir işgal tehlikesi gündeme gelmiştir. İşte bu aşamada başlatılan ilişkilerde" ki canlanma Hitler-İnönü yazışmalan ile -hızla gelişmiş ve Türkiye­ Bulgaristan dostluk anlaşmasının.hükümlerine uyulmayacagı Türkiye tara"­ fından açıklanarak, Almanya'nın Bulgaristan'daki faaliyeti meşrulaştınlmış­ tır. 18 Haziran 194l'de imzalanan Türk-Alman dostluk ve saldınnazlık anlaşması ile ilişkiler perçinlenmiştir. (7) Türkiye açısından toprak bütürılü­ günü korumayı amaçlayan bu anlaşma ile işgal politikası izleyen Alman­ ya'nın ilhaklan onaylanmıştır. Türk ve Alnian hükümetleri arasındaki yak.ınlaşmaya ilişkin en uç bi­ çimde ifade edilen şu iki örnek, Türkiye'nin bu dönemdeki tercihlerini yan­ sıunası açısından anlamlıdır. 22 Şubat 1941' de Alman hükümetinin yeni yıl (4) Okıe.F., (1951) s. 39, Yücekök, N., (1983) s.276, Yalman, A.E., 14.3.1944, Vatan, Yal­ man, A. E., (1970) s374. (S) Koçak. C., a.g.e. s. lll, Glasneck,J., s. 63-88. (6) Tezel, Y., (1982) s. 166. , (7) Koçak, C., a.g.e, s. 168,169, ODTP s. 163,164 Glasneck,J., s. 144,'Sertel, S., (1966) s. 231, Alman Dışişleri.... (1977) s: 25. 12

hediyelerinin sunuiuşunda Cumhurbaşkanı İnönii, Alman-Sovyet savaşında Türk halkının sempatisininAlmanya'nın yanında oldugunu vurgulamaktadır. (8) Başbakan Ş. Saraçoglu ise, Almanya Büyükelçisi Von Papen ile yapn� görüşmede, bir Türk olarak Sovyetler Birligi'nin yıkılmasını şiddetle arzula­ dıgtnı ve bunun Türk halkının yüzyıllardır bekledigi bir olay oldugunu, Hit­ ler'in bunu başannası halinde yeni bir ça� açmış olaca�ım belirtmektedir. Sa­ raço�lu'na göre; Almatilann Ruslann yansını katıederek ve Ruslaşunlmış milli azınlık bölgelerini Rus etkisinden tamamen kurtanp arilan ayaklan üzerinde dogrultarak Mihver devletlerinin müttefiki ve Slavlıgtn düşmanı olarak egitmesi mümkündür ve çogurilugu Türk olan bu azırilıga Türkiye'nin ilgi duyması doll;aldır. (9) Bu dönemde Almanya'nın etkisindeki devlet ve 1 veya hükümet politikalan iç politikada da etkisini göstenniştir. Özellikle, ül­ kede sonralan oldukça tepkiye yol açacak olan Turancı hareketler ve buiila­ tın Türkiye dışındaki faaliyetleri dikkat çekicidir. (*) Avrupa'da ikinci bir cephenin açılmasını arzulayan müttefikler Bal­ karilardan başlayacak bir hareket için Türkiye'nin savaşa girmesi yolundaki çabalanna hız kazandırdılar. Bu amaçla 1943'de Adana'da Churchill ile İnö­ nü arasında, yine a,ynı yıl Churchill, İnönü ve Roosevelt arasında görüşmeler yapıldı. Türkiye savaşa girme konusundaki isteksizlill;ini teknik ve askeri ne­ denlere baglıyor ve müttefiklerin fiziki kapasitelerini aşan silah ve mühim­ mat istekleri ile çözümsüzlügü arttınyordu. Almanya'nın hemen hemen tüm cephelerdeki geri çekilişine karşin, Türkiye, Almanya'nın her an saldırabilecegi ihtimalini gözönünde bulundu­ ruyor ve müttefiklerle yapılan görüşmelerden Almanya'yı haberdar ediyordu. (lO) Bu arada Moskova'da toplanan (1.11.1943) İngiliz, ABD ve Sovyet Dışişleri Bakarilannın yayıriladıklan ortak bildiride, Türkiye'nin Birleşmiş (8) Koçak, C., a.g.e s. 181. (9) Koçak, C., a. g.e, s. 201, 202, Alman Dışişleri.... (1977) s. 68-71. (*)Başbakan Ş. Saraçoğlu'nun Almanya'nın Türkiye büyükelçisi Von Papen ile yapuğı görüşe mede, Başvekil olarak değil de bir Türk olarak açıkladığı "Ruslaşunlmış milli azınlıklarm Rus etkisinden tamamen kunarılıp, .... . Miliver devletinin müttefıki ve Slavlığm düşmanı olarak eğitilmesi düşüncesi Ikinci Dünya Savaşında Almanya tarafından uygulanmıştır. Bu amaç doğ· rultusunda�sir edilen Sovyet ordusuna bağlı 200 bin Türk asıllı, müslüman savaş esiri 30 Ara­ lık 1941'de "162. Türk Tümeni" adı alunda Almanya'nın yanmda savaşa sürülmüştür. Olayın Türkiye açısından önemi, bu savaş esirlerinin eğitilmesinde Pan-Turancı ııloınlarm önderleri bizzat yer al mışlardır. Bu şahısiann girişimleri Türk hükümeti tarafından gayri resmi olarak desteklenmiştir. Koçak, C., a.g.e. s.189-203, Alman Dışişleri ... s. 27, 31, 32. 45, 57, 61. (10) Koçak, C., a.g.e. s.. 287, 289, 291, Glasneck, J., s. 261. ·

Milletler saflannda yerini alması için savaşa bir an önce girmesi zorunlulugu açıklanıyordu. (l l) Müttefiklerin Türkiye ile görüşmeleri sona erdirmeleri ve ezici askeri üstünlüklerinin ortaya çıkması üzerine Türkiye, ilişkileri yeniden oluşturma amacına yönelik olarak, 21 Nisan 1944'de Almanya'ya krom seykiyauru durdurdu. Sovyetler Birligi ve İngiltere'nin uluslararası yeni ilişkiler düze­ ninde Türkiye'nin yalnız bırakılacagı şeklindeki karan etkisini gösterdi. Tür� kiye, 2 Agustos 1944'de Almanya ile ilişkilerini kesmiş. Sonra da Birleşmiş Milletierin kurulması yolunda ilk adım olan San Francisco Konferansı'na ka­ tılmak için önkoşul olması nedeniyle 23 Şubat 1945'de Almanya ve Japon­ ya'ya savaş ilan etti. "Sovyet ordularının Berlin'e 50 kilometre yaklaştıkları ve müttefik or­ dularının da Köln civarında bulundukları sırada alınan bir savaş ilanı kara­ rı, dogal olarak yalnızca sembolik bir anlam ıaşıyabilirdi . (12) "

Sonuç olarak; Türkiye'yi savaşa sokmama karanndaki Türk hükümet­ leri, bu amaca yönelik olarak savaşın başlangıcında müttefikler daha sonraki gelişiminde de Mihver ülkeleri yanında yer aldılar. Özellikle savaşın bitimin­ den sonra Sovyetler Birligi ile çıkan siyasi sorunlar da (Bogazlar ve dogu sı­ nınnın yeniden oluşturulması) daha çok, Türkiye'nin Mihver devletlerini destekler konumundan kaynaklanmıştır. (*) Ancak, daha sonraki bölümlerde de ele alacagımız gibi, Almanya ile kurulan dostlugutı zorlayıcı/baglayıcılıgı hem ülke ekonomisinin hem de. iç . ve dış siyasanın bu yöne kanalize .olması yönündeki egilimleri güçlendiimi ş­ tir. İç oolitikada ortaya çıkan çeşitli uygulamalar, daha sonralan Türkiye'nin Nazi yöntemleri uyguladıgı şeklindeki tepkilere yol açmıştır. 2. ·

İç Politikada

İkinci Dünya Savaşı boyunca Türkiye'de savaş ekonomisi ve tek parti yöpteminin kararlan dogrultusunda bir ekonomi-politikası uygulandı. Bu dö­ nemin olaylannın aynntılanna ilerki bölümlerde inceleyecegiz. Bu bölümde İkinci Dünya Savaşı Türkiye'sine 'genel' hatlanyla deginmek istiyoruz.

(ll) Golo�lu, M., (1974) s. 209, Koçak, C., a.g.e. s. 277.

(12) Koçak, C., a.g.e. s. 323. (*)Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. Küçü.lc, Y., (1978) s. 428, Goloğlu, M., a.g.e. s. 375.

14

a)- Refik Saydam Hükümeti . 25 Ocak 1939'da hükümeti kunnakla görevlendirilen Refik Saydam . ve hükümeti, giderek anan savaş tehlikesinin yanında ciddi ekonomik sorun­ lara da çözüm bulmak zorundaydı. Dış politikada belirlenmesi gereken 'saf­ laşriıanın' yanısıra, ülke içinde özellikle tanmsal ürünlerin pazarlaiıamama­ sından dogan ve dış ticarene onaya çıkan konjonktür, nüfusunun çok büyük bölümü tanmsal alanlarda yaşayan Türkiye'yi olumsuz yönde etkilemektey­ di. Konjonktüre baglı olarak daralan ithalat hacminin düzeltilmesi de Refik Saydam hükümetinin karşılaştıgı bir başka sorun olarak gündemdedir . Savaşla birlikte bütçe harcanmalannın yansından fazlasını askeri har­ camalara-ayıran Türkiye, oldukça cılız kalan dış yardımlardan çok, iç borç­ lanmalarla bütçe dehkligini saglamak yoluna gitmiştir. Varlık Vergisi'nin de 'resmi' gerekçelerinden biri olan bu bütçe açıgırun kapatılması sorunu, uygu­ lamada (Varlık Vergisi'ni kanunun hükümlerinde yer almayan uygulamalar ve Toprak Mahsulleri Vergisi gibi) oldukça ciddi müdahiılelere ve siyasal sorunlara yol açmıştır. Yukanda kısaca özetlenen bu koşullarda Refik Saydam hükümeti tara­ fından çıkanlan Milli Korunma Kanunu (MKK) 'olaganüstü koşı:ıllann ve durumlann. gerektirdigi her halde, kesin ve derhal karar ve önlemler alınma� sı gereginden' hareketle 18 Ocak 1940'da yürürlüge girmiştir. . ·

·

·

"1940-1954 döneminin en önemli. iktisadi kanunu, şüphesiz ki Milli K_orunma Kanunudur:... Bu kanuna dayanılarak çıkarılan kararnameler savaş yılları iktisat politikiısınm aiıa unsurlarını oluşturmuştur." ( 13) ·

·

·

Kı,mun aynı zamanda, artan ihtikara (vurgunculuk) çözümlenemeyen iaşe (beslenme) sorununa ve ordunun gereksinmelerinin karşılanmasına yö­ nelik bir dizi önlemler paketi olarak ele alınabilir. Refik Saydam Hükümeti-aynntılan Ek 2'de belirtilmiş olan -MKK'a dayanarak, ekonominin savaş koşuHanna uyarlanması amacıyla, sıkı kontrol mekanizması ve idari örgütlenmeleri de beraberinde getiren bir dizi karar al­ mıştır. Bu dönemde çok büyük oraniara varan fıyat artışlan, ihtikar ve kara­ borsacılık gibi sorunlar giderek İaşe Müsteşarlıgı, Ticaret Ofisi, Petrol Ofisi gibi örgütlenmelerin dogmasına yol açmıştır. Alınan bu radikal önlemlere karşın yapısal soruruann (enflasyonun, (13) Boratav, K., (1982) s. 245, 246. 15

ihtikilnn,karaborsanın ve bütçe açıklanrun) çözümlenınemesi önlemlerin et­ kinliginin tartışılmasına yol açmışur. Refik Saydam bütçe görüşmeleri sıra­ sında TBMM'de yapugı konuşmada aıınan önlemleri şöyle degerlendirmek­ tedir: "Fikrim şudur; bugün harbin başladıgı günden beri yaptıgımız tecrü­ bele,rle görüyorum ki, devlet teşkilatını 'a' dan 'z' ye kadar baştan baŞa bu memleketin ihtiyacı il� telif edebilecek şekilde tebdil etmek lazımdır. " ( 14)

Bu dönemle ilgili olarak alınan önlemlerin yeterliligine karşın bürok­ rasinin bu önlemleri uygulamaya geçirebilecek kapasite ve yetenekte olma­ dıgı şeklinde bir görüş dikkat çekicidir. Özellikle Varlık Vergisi uygulaması­ nı da içermesi baglamında önem taşıyan bu görüşün taraftarlan (A.A Meriç, Ş.S. Aydemir ve bir ölçüde F.Ökte) Varlık Vergisi uygulamasından dogan olumsuz sonuçlann ana sorumlusu olarak yönetici/bürokrat kadrolan gör­ mektedir. (1�) Bu görüşün, Varlık Vergisinin bir devlet politikası olarak �si-.· yasal tercihleri' yansıttıgı şeklind� analizlerle çeliştigi açıkur. Bu. iki görü­ şün tartışması S bölümde ele alınacakur;

b)- Şükrü Saraçoğlu Hükümeri Başbakan Refik Saydam'ın 7 Temmuz 1942'de aniden ölümü üzerine Cumhurbaşkand.İiıörtü, Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoglu'nu hükümeti kur­ malda görevlendirdi. DışiŞleri Bakanı'na bu görevin verilmesi, o dönemin koşullan açısından anlamlı bir mesajı içeriyordu. Böylece Türldye, mevcut .dış politikasını ve savaş karşısındaki konumunu aynen sürdürecegini mütte­ fik �e Mihver ülkelerine aniatmayı amaçlıyordu. Ş.Saraçoglu Hükümetine göre, devletin ekonomi ve ticaret üzerindeki yo�n müdahalesi ve denetiini enflasyon,ihtik§.r ve iaşe gibi dönemin yapı, sal �orunlannı çözemeyecek politikalardı. Ş:Saraçoglu Hükümeti, ekonomik bunalımın sorumlusunun 'devlet müdahalesi' oldugu saptamasından hareketle, uygulanan iktisat politikala­ nnda ciddi degişimler gerçekleştirdi. (16) Bu amaçla fiyat murakabe (dene­ tim) komisyonlan ve kurullan, iaşe Müsteşarlıgının illerdeki örgütleri, mer­ kez teşkilatı ve dagıtma ofisi ıagvedildi. Ş. Saraçoglu o güne dek uygulanan (14) 26.5.1942 , Cumhuriyet. (15) Boratav, K., a. g.e. s. 270, Aydemir, Ş.S., (1975) s. 224-225, Koçak, C., a.g.e. s. 256, Lewis- Lütem, (1952) s. 28, Meriç, A.A. (1951) s. 4-5, Okte, F., a.g.e. s. 75, 93, 21, 142 (16) Aydemir, Ş.S., a.g.e. s. 225, Boratav , K., a. g.e. s. 224, Koçak, C., a. g. e. s. 356-366. 16

polisiye önlemlerle sonuç alınmadıginı hükümet programında belirtiyor ve şöyle diyordu: ".. .Bundan önceki hükümet hayat pahalılıgına ve ekonomik bunalıma engel olmak için verilen yerkilere dayanarak bir çok sert kararlar aldı ve on­ ları sıkı bir şekilde uygulamaya başladı. Fakat aradan günler geçtikçe bu kararların istenen sonucu vermeyecegi yapılan yakınmalardan, saptanan fi­ yatlarla aranan malların bulunmamasından ve incelemelerden aniaşılmaya başladı. Onun için hükümet... sert tedbirleri yumuşatmaya, parça parça kal­ .dırmaya .... karar verdi. Daha çok, tedbirlerin ekonomik olanlarına bel bag­ tadı". (17)

Göıüldügü gibi uygulanması düşünülen iktisat politikası ile piyasa me­ kanizmasının kendiliginden işleyişi amaçlanıyordu. Ancak_müdahale ve de­ netimlerin kaldınlması, gıda maddeleri satışlannın serbest bırakılması, bir anda tüm ekonominin 'arz ve talep kanunianna terk edilmesi' gibi bir sonucu dogurmuştur. 'Ari ve talep kanununun' en ileri savuriuculanndan olan A.E. Yalınan bile bir anda yaşarıari serbestlikten tedirgindir. Yazara göre, "kıya­ met kopsa eninde sonunda fıyatı arz ve talep kanunu tayin edecektir". (18) Ancak, "arz ve talep kanunu (da) böyle zamanlarda frene muhtaçtır." (19) Asıl sorun, dogı.nası muhtemel bir "piyasa-anarşisidir". Gerçekten de alman karariann arnaçianna karşın, yapısal sorunlar giderek artan bir hızla sürmüş ve Yalma'nın "muhtemel" buldugu piyasa anarşisi yaşanmıştır. Çalışmamı­ zın üçüncü bölümünde gösterilecegi gibi burada vurgulanması· gereken nok­ ta; iktisat politikalannda liberal uygulamalan benimseyen Saraçoglu hükümetinin daha sonralan Varlık Vergisi Kanunu, Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu ve 'el koymalar' gibi önceki Cumhuriyet Hükümetlerince başvurul­ mayan radikal müdahaleleri gereksirıim duymasıdır. Bu gereksinimin, baş­ langıçta uygulanan liberal politikalann sonucu oldugu düşünülebilir. Müdahalecilik-liberal uygulamalar�müdahalecilik ·olarak nitelenebile­ cek bu dönemin, savaş sonrasında'devletçi politikalara' karşı çıkma şeklinde ifade edilebilecek bir tepkiye yol açugı belirtilmelidir. (*) (17) 5.8.1942, Cumhuriyet. (18) 17.7.1942, Vatan. (19) 26.7.1942, Vatan. . (* ) Bu tepkinin politik düzeyde Demokrat Partinin kurulması ile açıklık kazandığı söylenebi­ lir. Özellikle Saraçoğlu Hükümetinin başvurduğu yöntemler (Varlık Vergisi, Toprak Mahsul­ leri Vergisi, el koymalar) iş çevrelerinde devletçi politikalara olan güveni sarsmış ve yeni ara­ yışlan do�urmuştur. Ağaoğlu, S., (1972) s. 8-83, Karpatlı, K., (1967) s. 107, Goloğlu; M., a.g.e. 381-408. Yetkin, Ç., (1983) s. 258. 17

·

II

-

:pünyada Savaş E}Sonomisi ve Çeşitli Ulkelerde Alınan Onlemler

Çalışmamızın bu bölümünde 2. Dünya Savaşında çeşitli ülkelerde uy­ gulanan savaş ekonomisini ve buna ball;lı olarak finansman biçimlerini ince" leyecell;iz. İtıcelememizde bazı tipik uygulamalara dell;inecell;iz. Burada ince­ lenen. ülkelerin savaşa fiili olarak katıldıklannı sürekli kaynak kaybına (insan, mal) ull;ni.dıklimnı belirtmeliyiz. Çünkü sözkonusu ülkelerin uygula­ dıklan politikalarda bu yaşamsal etkenin rolü son derece önemlidir. Türkiye açısından ise olası bir savaşa hazırlık sözkonusudur. Türkiye lle savaş için­ deki ülkelerin uyguladıklan politikalar incelenirken bu aynının unutulmamiı­ sı gerekir. ·

1- Savaş Ekonomisi Ve Özellikleri

. İkinci Dünya Savaşı'nın, daha önceki savaşlarda' önem taşıyan bireysel . başan, taktik; coll;rafi konum gibi subjektif etkenlerden çok teknik 1 teknolo­ jik düzeyin gelişkitılill;ine, her tür silahın üretim hızına, sınai yapıya ve yeter­ li mali olanaklara ball;lı oldu� görlilmüştür. Gerçekten de savaşta taraf olan ülkelere bakıldıgında, (Almanya, İngiltere, Sovyetler Birlill;i, ABD, Japon­ ya) bu ülkelerin o dönemin en gelişmiş sanayilerine sahip olmalan nedeniyle savaşın olağanüstü yükünü tüm güçlüklere karşın (işgal, bombardıman vs.) taşıyabildikleri söy1enebilir.

·

Savaşın büyük :boyutlara varan harcamalan Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa, İngiltere ve ABD için toplam 560 milyar frank iken, bu rakam İkinci Dünya Savaşı'nın ilk iki yılında, yani l939-1941'de Almanya için 175 mil­ yar mark, İngiltere için 5, i milyar sterlin ve ABD için ·ulusal gelirin (1942- ·

1943) yansıdır. Birinci Dünya Savaşı ile karşılaştınldığında iki yıldaki har­ camalann Birinci Dünya Savaşı'ndaki tüm harcamalardan fazladır. ( 1 ) Ayn- . ca bu ülkelerde savaşa aynlan kaynaklar, kalkınma ve refahın sall;lanması gi­ bi bir işievin tersine, toplumsal üretim cephede yok olması ile yeniden kendini üretmek zorunda kalmaktadır. Bu amaçla devletin yeni kaynaklar araması ve yeni üretim olanakla·n yaratması zorutıluluk halini almaktadır. İkinci Dünya Savaşı'nda savaş ekonomilerinin şu ·genel özellikleri içerdill;i görülmektedir, (2)

·

(1) Akbay, M., (1943) s. 257. (2) Ergin, F., (1943) s. 160-163, Akbay, M., a.g.m.s 259, Çelikbıcj, F., (1940) s. 468-474. 18

1) Savaşan ülkeler savaşın finansmanı sorununu çözümlernek için, normal geiirleri dışında olaganüstü geliriere gereksinim duydular ve olaga­ nüstü gelir elde etmek yollannı çeşitlendirdiler. Bunun en gelişmiş biçimi vergiler oldu. Ömegin, 1914-1918'de genel masraftann İngiltere'de ancak %20'si, Almanya'da % B'ü ve Fransa'da o/o 16'sı vergilerden karşılanırken, bu oran J 941' de Almanya için %50, İngiltere için %36 olmuştur. ·2) Savaş sırasında stoklann kulanılması, yenileştirme ve amortisman tekniklerinden vazgeçilmesi ve sermayenin dogrudan kullanımı sık rastlanan bir finansman teknigidir. 3) Bir başka önlem de zorunlu tasarruflann arttınlarak gelir elde edil­ mesidir. Bu amaçla çalışaniann ödeme sırasında maaş ya da ücretlerinin bir kısmınin-sonradan ödenmek koşuluyla-kesilmesi ya da bankalarda bloke edi­ len paranın savaş sonunda faizinin ödenmesi yoluyla, kullanıını gerçekleşti­ rilmiştir. 4) Devlet, iaşe soi:unlannı çözümlemek, ulusal savunma ile kişisel ge: relcsinrtıeler arasında uyıim saglamak gibi amaçlarla 'tükctimc' müdahalede bulunmaktadır. 5) Devlet, savaş malzemesinin tiretiniine öncelik verilmesi, sanayinin bu yönde kanalize olması, üretimde kullanılan emek-gücünün istihdamı gibi konularda 'üretime' müdahale etmektedir. . 6) Devlet, askeri gereksinmelere öncelik tanıiıması nedeniyle, piyasa­ da .oluşan kıtlgın fiyatlara yansımaması için 'fiyatlara' müdahalede bulun. · maktadır.· · • 7) Devlet, sermaye; para, kredi gibi ekonomik işleyişi yönlendiren et­ kenleri kontrol altinda tutmaktadır. Görüldügü gibi, savaş sırasında devlet, piyasayı düzenleyen bütün makro ekonomik degişkenlere müdahale etmekte ve ekonomiyi savaş koşul­ lanna uygun şekilde yeniden düzenlemektcdir. Savaş ekonomilerinin degerlendirilmesinde kullanılan ve dinamik ana­ liz olarak anılan "kapaiı devre" kuramma göre (3) devlet, en büyük tüketici olarak borçlanmalar ve vergilerle elde euigi geliri yine özel teşebbüsc geriye ödemektedir. Özel teşebbüsün geliricnndeki artışın yanısıra savaş koşullan nedeniyle oluşan mal varlıgı, fiyat artışianna yol açmaktadır. Fiyat artışlann­ dan en fazla etkilenecek olan kurum, en büyük tüketici olan devlettir. Öte yandan fiyat artışlan özel teşebbüsün gelirlerinde daha da fazla artış saglaya­ caktır. (3) Akbay, M., a.g.m.

s.

267, Kurarn Fransız. yaı.ar E. Marani tarafından ortaya atılmı�tır. 19

İşte bu kısır döngünün ortadan kaldınlınası için devlet, 'kapalı devre' kuramma göre özel teşebbüsün elindeki gelirin artan kısmını vergi oranlan­ nın arttınlması ve yeni bOrçlanmalar ile massederken, talebi sınırlayan çeşitli politikalar ile fiyat artışlannı kontrol altına alacaktır. Kapalı devre kuramı, savaş ekonomilerinde devletin tüketici-konumu ve önlemlerin arnaçıann açıklanması baglamında önem taşımaktadır. Özel şahıslarda gelir artışı ile birlikte vergi oranlannın arttınını ya da yeni vergi türlerinin yaratılması konumuz açısından dikkat çekicidir. Çünkü, ilerde gö­ rülecegi .gibi, Varlık Vergisinin "resmi" gerekçelerinden biri de sav.aş sıra­ sında oluşan oıaganüstü gelirleıin toplanmasıdır. Şimdi çeşitli ülkelerde savaş sırasında alınan önemlerin "mali" boyut­ lannı inceleyelim: ·

2� Çeşitli Ülkelerde Savaş Ekonomisi ve Alınan Önlemler

a)-lngiltere İkinci Dünya Savaşı boyunca İngiltere, Avrupa'da işgal altında olma-. tek müttefik ülke konumundaydı. Ancak Almanya'nın. yo�n hava ve deniz ablukasılbombardımanı İrigiliz ekonomisine agır darbe vurmuştur. İngiltere, bir yandan savaşın maddi ve manevi yıkımını yaşarken, bir yandan da savaş ekonomisinin tipik göstergesi olan, piyasa ekonomisinin sa­ vaş ekonomisine uyumlaştınlması; üretimin aksamaması, fiyat artışlannın önlenmesi, savaşın finansmanı için kaynak yaratılması gibi sorunlan çözüm­ lerneye çalıştı. Bu amaçla, üretim ve fıyat k.ontrollerinin saglanması için �ammadde ithal ve ih raç ürünlerinin kontrolü, üretim ve dagıtım kontrolü, sanayinin yo­ �nlaştınlması, hammadde ve sınai mamüllerir:ide fiyat kontrolü, ücretlerin, gıda ürünlerinin üretim-dagıtımının denetimi, karlarda kontrol, tanm ürünle­ rinde üretimin arttınlması için yapılan kontroller gibi ekonominin hemen tüm alanlannda etkin müdahaleier yapilmıştır. . Ancak bu dönemde� alınarı tüm önlemlere karşın, fiyat arnşlan görül­ mektedir. 1938 yılı sıfır kabul edildiginde, 1945'te tüketim maddelerindeki fiyat aıtışı ortalama % 53'tür. Ancak çeşitli tüketim maddelerinde farklı oranlar görülmektedir. Aşagıdaki tabloda İngiltere'de çeşitli tüketim madde­ lerindeki fiyat artışlan gösterilmiştir.

yan

20

·

TABLO

I

Ikinci Dilnya Sav*ında İngiltere'de Tüketim Maddeleri fiyat Arn�! an: 1938

Gıda maddeleri

-

100

102

122

134

134.

136

137

Alkollü Içkiler

104

132

148

180

203

2 14

215

Kira, temiı.lik. su

101

102

103

103

103

103

103

Yakıt ve aydınlaıma

10 1

112

118

122

127

133

138

Giyim Eşyası

133

133

174

ns

ı1ıı

ı8o

ısı

Devamlı ev e§yası

102

129

171

215

214

iıo

209

100

1 19

1 19

138

160

ı7ı

176

. ldame, bakun masraflan

.

Kaynak: Ertuğruloğlu M., ( 1949) s. 40 1 . Tabloda da görüldügü gibi, temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışlan nispe­ ten daha azdır. Bunu devletin sıkı kontrol me k anizm asına ba�layabilinz.

İngiltere, savaşın finansmanında büyük ölçüde vergiler ve borçlanma­ lardan yararlanmıştır. örriegin, 1942-43 bütçesinde toplam harcamalar 5,3 milyar sterlindir. Bunun 4,5 ·milyar sterlini savaş harcamalanrta aynlmıştır: Bu mi kt ann 2,4 milyannın vergilerle ve 2,1 mi l yann ın da borçlanmalada karşılanması sa�lanmıştır. (4) Vergilerin toplam gelir iç i ndeki payının %SO'ye yakın oldu� görülmektedir.

İngiltere'de uygulanan bir vergi lipi Varlık Vergi'sini hatırlatması bag­

lanımında dikkat çekicidir. Savaş döneminde dogan aşın kazançlan vergilen­

dirmeyi amaçlayan aşın kazanç vergisi'nin oranı belirli bir tutardan sonrası için %ı OO'dür. Ancak bu vergiyle mükellefden alınan miktann 1/S'i mükelle­ fin bu parayı alet ve makinalannı onanm ve yenilenmesinde kullanması halinde iade edilecektir. (5) ·

(4) Akbay, M., s.299, Ergin, F., a.g.e. s. 188. (5) Ernığıulo�lu, M., (1949) s: 393, Akbay, M., a.g.m. s.300, Ergin, F., a.g.e. s. 163. 21

b)- Almanya Almanya, İkinci Dünya Savaşı için .gerekli ekonomik ve politik dü­ zenlemeleri Nasyoi:ı.al Sosyalist Parti'nin iktidara gelmesi ile birlikte yaşa­ mıştır. Bu ·anlamda Alman ekonomisinin savaŞa uyumlaştınlması için yeter­ li süre sagiamibilmiştir. Geçen süre "içinde silahianma harcamalan arttınlara)