Turkish English. Vocabulary - Words [PDF]

  • Commentary
  • 1928032
  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

ELEMENTARY VOCABULARY LESSON 2

VOCABULARY LESSON 1 apple

elma

accountant

muhasebeci

bag

çanta

address

adres

because

çünkü

age

yaş

Brazil

Brezilya

American

Amerikalı

brother

erkek kardeş

anything else

başka bir şey

camera

fotoğraf makinası

apartment

apartman

children

çocuklar

Argentina

Arjantin

cinema

sinema

at home

evde

country

ülke

aunt

hala,teyze

day

gün

big

büyük

dictionary

sözlük

boyfriend

erkek arkadaş

doctor

doktor

brother

erkek kardeş

Egypt

Mısır

cake

kek

England

İngiltere

Can I have...?

Alabilir miyim?

evening

akşam

Can I help?

Yardım edebilir miyim?

extension

dahili

cheap

ucuz

fine

iyi

chicken

tavuk

flat

daire

chips

patates cipsi

France

Fransa

chocolate

çikolata

from

den,dan

coffee

kahve

Germany

Almanya

coffee bar

kafe

goodbye

hoşça kal

cold

soğuk

have

sahip olmak

college

kolej

Hello

merhaba

dancer

dansçı

1

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

her

onun ( bayan)

daughter

kız evlat

house

ev

different

farklı

Hungary

Macaristan

difficult

zor

international

uluslararası

drink

içmek

Italy

italya

easy

kolay

Japan

Japonya

egg

yumurta

job

meslek

exciting

heyecan verici

key

anahtar

expensive

pahalı

language

dil,lisan

fast

hızlı

learn

öğrenmek

father

baba

letter

mektup

first name

İlk ad

live

yaşamak

French

Fransız. Fransızca

magazine

dergi

friendly

arkadaş canlısı

married

evli

girl

kız

me

bana

girlfriend

kız arkadaş

Mexico

Meksika

good

iyi

my

benim

grandfather

büyük baba

name

isim

grandmother

büyük anne

newspaper

gazete

hamburger

hamburger

nice

hoş

happy

mutlu

not bad

fena değil

here

burda

orange

portakal

here you are

buyrun

postcard

kartpostal

hi

merhaba

Russia

Rusya

holiday

tatil

see you

görüşürüz

horrible

korkunç

sister

kız kardeş

hot

sıcak

Spain

İspanya

how much?

Ne kadar?

2

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılaınaz.

stamp

pul

how old?

kaç yaş?

student

öğrenci

husband

erkek eş

teacher

öğretmen

ice-cream

dondurma

telephone number

telefon numarası

identity card

kimlik

thank you

teşekkür ederim

Ireland

irlanda

thanks

teşekkürler

journalist

gazeteci

the USA

Amerika

love

aşk

this (book)

bu ( kitap)

lovely

şirin

ticket

bilet

menu

menü

want

istemek

mineral water

soda

where

nere

morning

sabah

your

senin

mother

anne

policeman

polis

new

yeni

pound

sterlin

now

şimdi

practice

uygulama yapmak

nurse

hemşire

price

ücret

old

eski

salad

salata

orange juice

portakal suyu

slow

yavaş

pardon

pardon

small

küçük

photo

fotoğraf

snack bar

ayakta atıştırma

pizza

pizza

snow

kar yağmak

please

lütfen

son

erkek evlat

Poland

Polonya

soon

hemen

speak

konuşmak

use

kullanmak

subway

metro

who?

kim

surname

soyad

wife

bayan eş

Switzerland

İsviçre

write

yazmak

tea

çay

3

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez. çoğaltılamaz.

young

genç

tuna

ton balığı

yard

bahçe

uncle

amca,dayı

wonderful

harika

understand

anlamak

VOCABULARY LESSON 3

VOCABULARY LESSON 4

a little

küçük

A lot

çok

afternoon

öğleden sonra

after

sonra

ambulance

ambulans

always

her zaman

architect

mimar

autumn

sonbahar

Australia

Avustralya

bad

kötü

barman

barmen

bar

bar

be quiet !

Sessiz ol!

baseball

beyzbol

beer

bira

beach

Plaj

before

önce

block

blok

biology

biyoloji

boring

sıkıcı

boat

bot

brown

kahverengi

breakfast

kahvaltı

bus

otobüs

busy

meşgul

buy

satın almak

but

ama

called

adlandırılan

centre

merkez

car

araba

city

şehir

chat

muhabbet etmek

clock

duvar saat

Chinese

Çin, Çince

collect

biriktirmek

colour

renk

come

gelmek

come

gelmek

day

gün

computer

bilgisayar

deliver

dağıtmak

computer game

bilgisayar oyunu

design

şekillendirmek

cook

yemek pişirmek

do the accounts

hesap yapmak

dance

dans etmek

4

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

dog

köpek

different

farklı

drive

araba sürmek

dinner

akşam yemeği

end

son

do

yapmak

every day

her gün

domestic

iç.içsel

Excuse me

pardon

don't worry

üzülme!

fireman

itfaiyeci

early

erken

fly

uçmak

especially

özellikle

flying doctor

uçuş doktoru

every day

her gün

football

futbol

Excuse me

affedersiniz

free time

boş zaman

export department

ihracat departmanı

German

Alman, Almanca

exposure

poz, film

get up

kalkmak

fall

güz

glass

cam

family

aile

go

gitmek

famous

ünlü

go to bed

yatağa gitmek

fantastic

mükemmel

guest

misafir

favourite

favori

help

yardım etmek

film

film

hospital

hastane

flower

çiçek

house

ev

food

yiyecek

how

nasıl

fortunately

Allahtan, neyse ki

hurry up

acele et

friend

arkadaş

interpreter

tercüman

go out

dışarı çıkmak

island

ada

gold

altın

language

dil,lisan

grey

gri

late

geç

gym

jimnastik salonu

like

sevmek

headquarters

genel müdürlük

listen

dinlemek

here

burada

5

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

look after

ilgilenmek

hobby

hobi

love

sevmek

hour

saat

make

yapmak

how?

nasıl

man

adam

I'm sorry

üzgünüm

money

para

ice hockey

buz hokeyi

music

müzik

ice-skating

buz kayağı

never

asla

interesting

ilginç

non-stop

durmaksızın

interview

anket

north

kuzey

it doesn't matter

farketmez

office

ofis

jogging

yürüyüş

only

sadece

kid

çocuk

ordinary

sıradan

lake

göl

people

insan

learn

öğrenmek

perhaps

muhtemelen

leisure

boş

petrol

benzin

long

uzun

pilot

pilot

make

yapmak

plane

uçak

meet

buluşmak

play

oyun

near

yanında

post

posta

never

asla

postman

postacı

new programme

haber programı

pub

bar

next

bitişiğinde

radio

radyo

of course

tabi ki

school

okul

often

sık sık

scientist

bilim adamı

only

sadece

sell

satmak

open

açmak

serve

hizmet etmek

pardon?

pardon

shop

dükkan

parents

ebevyn

6

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

shopkeeper

esnaf

pop song

pop şarkısı

sick

hasta

Portugal

Portekiz, Portekizce

sit down

otur!

reading

okuma

skiing

kavak

really

gerçekten

small

küçük

red

kırmızı

speak

konuşmak

relax

rahatlamak

summer

yaz

sailing

yelken yapma

supper

son yenen yemek

sav

söylemek

taxi driver

taksi şöförü

season

mevsim

television

Tv

short

kısa

tennis

tenis

shy

utangaç

that's right

tamam

smoke

sigara içmek

there

orda

sometimes

bazen

thing

special

özel

tired

Şey yorgun

spring

bahar

too

de.da

start

başlamak

tourist

turist

suddenly

aniden

town

kasaba

sunbathing

güneşlenme

translate

çevirmek

sunny

güneşli

undertaker

cenazeci

swimming

yüzme

vanilla

vanilya

take

almak

walk

yürümek

take photos

fotoğraf çekmek

watch

izlemek.seyretmek

That's OK

tamam

week

hafta

then

sonra

weekday

hafta içi

traffic

trafik

wine

şarap

tree

ağaç

winter

kış

usually

genellikle

7

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

work



visit

ziyaret etmek

world

dünya

warm

ılık

when

ne zaman

weekend

hafta sonu

where

nere

wet

ıslak

why

niye

What does.... mean?

.... ne demek ?

window

cam

what time

saat kaçta

year

yıl

what

ne

yellow

sarı

way

yol

VOCABULARY LESSON 5

VOCABULARY LESSON 6

address book

adres defteri

bedtime

yatak zamanı

air conditioning

havalandırma

between

arasında

alone

ilk

bike

bisiklet

armchair

tekli koltuk

brilliant

parlak

at the moment

şu an

can't stop

kendini alamamak

bank

banka

Canada

Kanada

bathroom

banyo

check

kontrol etmek

beautiful

güzel

chess

satranç

bedroom

yatak odası

concert

konser

best

en iyi

conversation

konuşma

blinds

jaluzi

do homework

ödev yapmak

bookshelf

kitaplık

eye

göz

both

her ikiside

fall in love

aşık olmak

briefcase

evrak çantası

family

aile

bus ticket

otobüs bileti

feel

hissetmek

cat

kedi

football

futbol

CD

compakt disk (cd)

genius

dahi

champagne

şampanya

hear

duymak 8

Her hakkı DAYLIGHT ENCLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Cheers

şerefe

her

onun ( bayan)

chemist

eczacı, kimyager

his

onun ( erkek)

clock

duvar saati

hour

saat

cockpit

kokpit

house

ev

coffee table

sehpa

initial

ilk

comfortable

komforlu

Italian

İtalyan, italyanca

cooker

ocak

Japanese

Japon,Japonca

cup

fincan

know

bilmek

cupboard

dolap

large

geniş

dishwasher

bulaşık makinesi

last month

geçen ay

door

kapı

laugh

gülmek

downstairs

alt kat

little

küçük

emergency

acil

manager

müdür

everything

her şey

message

mesaj

exactly

tam olarak

now

şimdi

ex-wife

eski bayan eş

our

bizim

famous

ünlü

paint

boyamak

fantastic

harika

pianist

piyanist

far

uzak

piano

piyano

film star

film yıldızı

poetry

şiir

fire

yangın

Portuguese

Portekizli. Portekizce

first

ilk

poor

fakir

first class

birinci sınıf

practise

uygulama yapmak

flat

daire

question

soru

flight attendant

uçuş mürettebatı

really

gerçekten

floor

kat

require

gerektirmek

fork

çatal

sad

üzgün

9

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

fridge

buzdolabı

save

kurtarmak, kaydetmek

front door

ön kapı

sea

deniz

garden

bahçe

see

görmek

grandma

anneanne

sell

satmak

how many?

kaç tane

football

futbol

just

sadece, henüz

spell

hecelemek

key

anahtar

spelling

heceleme

kitchen

mutfak

spend

harcamak

knife

bıçak

style

sitil

lady

bayan

sun

güneş

lamp

lamba

swim

yüzmek

left

sol

their

onların

living room

oturma odası

thing

şey

lots

çok

today

bugün

luxury

lüx

travel

seyahat etmek

mirror

ayna

until

-e kadar

mobile phone

cep telefonu

use

kullanmak

modern

modern

very

çok

most of the time

zamanın çoğu

very well

çok iyi

neighbour

komşu

was born

doğmak

newsagent

gazete bayi

wear

giymek

notebook

defter

wedding

düğün

open

açmak

well

iyi bir şekilde

over there

hemen orda

yesterday

dün

park

park

yesterday evening

dün akşam

party

parti

sandwich

sandoviç

passport

pasaport

second

ikinci

10

Her

hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

pen

dolma kalem

section

bölüm

picture

resim

shelf

raf

plane

uçak

shop

dükkan

plant

bitki

sofa

üçlü koltuk

plate

tabak

spoon

kaşık

quite

oldukça

stop

durmak

rain

yağmur

steps

merdiven

rich

zengin

stereo

stereo

right

sağ

supermarket

süpermarket

room

oda

swimming pool

yüzme havuzu

rug

kilim

thanks a lot

çok teşekkürler

upstairs

üst kat

toilet

tuvalet

wall

duvar

top

üst

washing machine

çamaşır makinesi

VOCABULARY LESSON 7

VOCABULARY LESSON 8

advertising agency

reklam ajansı

(3 years) ago

üç yıl önce

afraid

korkmak

(coffee) break

ara

after taht

sonra

arthritis

romatizma

agree

katılmak

aspirin

aspirin

army

ordu

astronaut

astronot

at nigt

gece

banana

muz

bath

duş

beach

plaj

become

olmak, haline gelmek

bestselling

en çok satan

begin

başlamak

blue

mavi

birthday

doğum günü

bottle

şişe

bomb

bombalamak

boy

erkek

build

inşaa etmek

chat

sohbet Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a

aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

businessman

iş adamı

chatline

sohbet hattı

buy

satın almak

chicken

tavuk

capital

başkent

clock

saat

car crash

araba kazası

cloth

elbise

century

asır

company

şirket

chemistry

kimya

couple

çift

child

çocuk

date

tarih

Christmas

yılbaşı

delicious

lezzetli

congratulations

tebrikler

drug

uyuşturucu

cotton field

pamuk tarlası

e-mail

elektronik posta

create

yaratmak

exam

sınav

die

ölmek

face

yüz

dinner

akşam yemeği

face to face

yüz yüze

earn

para kazanmak

fashionable

modaya uygun

Easter Day

paskalya

fax

faks

education

eğitim

fisherman

balıkçı

end

son

funny

eğlenceli

Euro

get engaged

nişanlanmak

event

euro olay

get married

evlenmek

farm

çiftlik

go to party

partiye gitmek

farmer

çiftçi

good luck!

iyi şanslar

fight

kavga etmek

green

yeşil

finally

son olarak

in a hurry

acelede

first

ilk

incredible

inanılmaz

funeral

cenaze

internet

internet

great grandparents

anneane ve dede

invention

davet

grocer

bakkal

jeans

kot

12

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

grow

yetiştirmek

joke

Şaka

Hallowe'en

Cadılar bayramı

leg

bacak

happen

olay

mobile phone

cep telefonu

hate

nefret etmek

moon

ay

have a holiday

tatile çıkmak

mouth

ağız

horse

at

nervous

sinirli

immediately

hemen

nowadays

bu günlerde

important

önemli

painkiller

ağrı kesici

independence

bağımsızlık

philosopher

filozof

iron

demir

phone call

telefonla aramak

kiss

öpmek

produce

üretmek

later

sonra

public holiday

resmi tatil

leader

lider

recipe

tarif

leave

ayrılmak.terketmek

record (for music)

plak

life

yaşam

ride

binmek

listen

dinlemek

rose

gül

little (money)

az

send

göndermek

look

bakmak

take

almak

lose

kaybetmek

term

dönem

lucky

şanslı

them

onları/onlara

marry

evlenmek

throw

atmak

midnight

gece yarısı

transmit

göndermek

million

milyon

trousers

pantolon

moon

ay

true

gerçek.doğru

Mother's Day

Anneler günü

true love

doğru aşk

need

ihtiyaç duymak

vacuum cleaner

süpürge

New Year's Eve

noel

watch

saat

13

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

nineties

ondokuzlu yıllar/yaşlar

way

yön

own

sahip olmak

women

kadınlar

pardon?

pardon

workmen

işçiler

personality

kişilik

workroom

çalışma odası

poem

şiir

worried

endişeli

politician

politikacı

soldier

asker

politics

politika

soon

erkek evlat

present

hediye

start

başlamak

president

başkan

strong

güçlü

prime minister

başbakan

study

ders çalışmak

problem

sorun

subject

konu

read

okumak

sure

emin

remember

hatırlamak

survive

hayatta kalmak

resign

istifa etmek

tear

gözyaşı

same to you

sana da

terrorist

terörist

sit

oturmak

thank goodness

Allah'a şükür

slave

köle

Thanksgiving

şükran günü

sleep

uyumak

theatre

tiyatro

war

savaş

think

düşünmek

wedding day

düğün günü

tobacco

tütün

widow

dul

together

beraber

win

kazanmak

tomorrow

varın

work hard

sıkı çalışmak

twin

ikiz

wrong

hatalı.yanlış

university

üniversite

write

yazmak

Valentine's Day

sevgililer günü

wall

duvar

video

vidyo

14

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

VOCABULARY LESSON 10

VOCABULARY LESSON 9 a bit

bir parça

art

sanat

all sorts

tüm türler

blues (music)

müzik şekli

anybody

hiçkimse

bridge

köprü

anyway

her neyse

building

bina

apple juice

elma suyu

busy

meşgul

away from

uzakta

car park

araba parkı

balcony

balkon

carnival

karnaval

bag

çanta

castle

kale

a bar of chocolate

bir kalıp çikolata

cathedral

katedral

beer

bira

church

kilise

birthday

doğum günü

clean

temiz

biscuit

bisküvi

cosmopolitan

karışık

black

siyah

cottage

kulübe

borrow

ödünç almak

country (not the city)

kırsal kesim

bottle

şişe

cousin

kuzen

bread

ekmek

cultural centre

kültür merkezi

carrot

havuç

dangerous

tehlikeli

central

merkezi

dirty

kirli

cheese

peynir

empire

imparatorluk

China

Çin

expensive

pahalı

Chinese

çinli

factory

fabrika

chopsticks

yemek çubukları

field

tarla

cigarette

sigara

found (a university)

kurmak

control

control

garage

garaj

course

kurs

garden

bahçe

curry

köri

green

yeşil 15

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE ; aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

dangerous

tehlikeli

group

grup

depend

bağlı olmak

hedge

çit

dessert

tatlı

hill

tepe

disgusting

iğrenç

hotel

otel

easily

kolayca

hymn

ilahi

egg either

yumurta

immigrants

göçmenler

de,da ( olumsuz)

intelligent

zeki

environment

çevre

library

kütüphane

especially

özellikle

mixture

karışım

farm

çiftlik

mountain

dağ

finger

parmak

museum

müze

fish

balık

night club

gece kulübü

fizzy water

soda

noisy

gürültülü

for example

örneğin

orchestra

orkestra

foreign

yabancı

passenger

yolcu

fruit

meyve

popular

popüler

full

dolu

port

liman

glad

memnun

pretty

güzel/oldukça

hear

duymak

quiet

sessiz

hostile

düşman

restaurant

retsorant

history

tarih

river bank

nehir kıyısı

horrible

korkunç

rock group

rock grubu

human

insan

safe

güvenli

hungry



ship

gemi

land

kara parçası

small

küçük

main

ana

song

şarkı

meal

Öğün

spices

baharatlar

16

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

meat

et

stand

durmak

milk

süt

street

cadde

money

para

tall

uzun

mushroom

mantar

the Underground

metro

noodles

şehriye

top ten (music)

ilk on numara

north

kuzey

travel

seyehat

part (of the world)

parça

unfriendly

içten olmayan

pass (give)

uzatmak

village

köy

pasta

makarna

wood

orman

pea

bezelye

strawberry

çilek

petrol

benzin

sugar

şeker

pick up

toplamak

table

masa

pocket

cep

terrible

çok kötü

poor

fakir

toast

tost

possible

mümkün

together

beraber

potatoes

patates

tomato

domates

rice

pirinç

transport

ulaştırmak

right now

hemen şimdi

typical

tipik

salt

tuz

vegetable

sebze

sardine

sardalya

washing-up

bulaşık yıkamak

sauce

sos

wonderful

mükemmel

sausages

sosis, salam

yoghurt

yoğurt

shopping list

alışveriş listesi

zip

fermuar

south

güney

still water

içme suyu

17

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

VOCABULARY LESSON 12

VOCABULARY LESSON 11 baby

bebek

accident

kaza

baseball cap

beyzbolşapkası

adventure

macera

beatiful

güzel

amazed

şaşkın

bloom

çiçek açması

blouse

bluz

boot

bot

championship

şampiyonluk

bright

parlak

cloudy

bulutlu

changing rooms

giysi kabini

coast

paha etmek

chewing gum

sakız

cool

serin

choose

seçmek

corner

köşe

cigar

puro

degrees

derece

cloud

bulut

driving school

sürücü okulu

coat

pardesü

dry

kuru

credit card

kredi kartı

excitement

heyecan

cry

ağlamak

feel sick

hasta hissetmek

dark

kovu/karanlık

float

süzülmek

dress

elbise

foggy

sisli

eat

yemek yemek

forever

sonsuza dek

fair (hair)

açık(saç)

forget

unutmak

fresh

taze

fresh air

temiz hava

good-looking

görünümlü

full-time

tam zamanlı

grey

gri

garden shed

avlu

guest

misafir

golf

golf

hair

saç

grow up

büyümek

half

yarım

lion

aslan

handsome

yakışıklı

motor racing

motor yarışı

hat

şapka

nervous

sinirli 18 Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

hill

tepe

parachute

paraşüt

jacket

ceket

pyramid

piramid

jumper

kazak

race

yarış

laugh

gülmek

racing circuit

yarış pisti

long

uzun

racing driver

yarışçı

musician

müzisyen

record

kaydetmek

pay

ödemek

retire

emekli olmak

pram

çocuk arabası

safe

güvenli

rainbow

gökkuşağı

sky diving

hava atlayışı

roller skates

paten

sneeze

hapşırmak

run

koşmak

star

yıldız

shake

sallamak

sunbathe

güneşlenmek

shiny

parıldayan

swimming costume

mayo

shirt

gömlek

top marks

yüksek not

shoe

ayakkabı

trouble

bela

short

kısa

tulip

lale

shorts

şort

view

manzara

silly

aptal

weather

hava

size

beden

windsurfing

rüzgar sörfü

skateboard

kaykay

windy

rüzgarlı

skirt

etek

suit

takım elbise

sky

gökyüzü

sunglasses

güneş gözlüğü

smile

gülümsemek

T-shirt

tişört

smoke

sigara içmek

talk

konuşmak

sports car

spor araba

trainers

spor ayakkabısı

starry

yıldızlı

try on

giysi denemek

sun

güneş

umbrella

şemsiye

19

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılaınaz.

VOCABULARY LESSON 13

VOCABULARY LESSON 14

arrive

varmak

abroad

yurtdışı

annoyed

kızgın

airport

havaalanı

badly

kötü bir şekilde

ambluance driver

itfaiye şöförü

behave

davranmak

announcement

anons

behaviour

davranış

arrival hall

varış ünitesi

burglar

hırsız

board

seyehat

carefully

dikkatli bir şekilde

boarding pass

geçiş ünitesi

change(=money)

bozdurmak

boat ride

bota binme

depart

ayrılmak

business class

iş adamı sınıfı

elephant

fil

call

arama

explain

açıklamak

certificate

sertifika

fast

hızlı

check in

kontrol

fluently

akıcı bir şekilde

check-in desk

kontrol masası

fortunately

Allahtan,neyse ki

competition

rekabet

generation

nesil

crown

taç

gold medal

altın madalya

dawn

şafak

grass

çimen

delay

rötar

guitar

gitar

delayed

rötarlı

leather

deri

departures board

ayrılış panosu

marathon

maraton

departure lounge

ayrılış ünitesi

migrate

göçmek

double-decker bus

çift katlı otobüs

moon

ay

dressmaker

terzi

pin

iğne

engineer

mühendis

platform

platform

flag

bayrak

please

lütfen

flight

uçuş

quietly

sessizce

gate (in an airport)

giriş

20

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

return ticket

dönüş bileti

give up (=stop)

vazgeçmek

ridiculous

saçma

grandson

torun ( erkek )

rude

kaba

Greece

Yunanistan

sheep

kuzu

heart attack

kalp krizi

shout

bağırmak

honeymoon

balayı

slowly

yavaşça

horn (on a car)

korna

station

istasyon

Hungary

Macaristan

support a (team)

desteklemek

jewels

mücevherat

tell a lie

yalan söylemek

unique

tek,eşşiz

timetable

zaman tablosu

jump

atlamak

typical

tipik

last call

son arama

untidy

dağınık

let (sb) down(=disappoint)

birini hayal kırıklığına uğratmak

weigh

ağırlığında olmak

lottery

piyango

well-behaved

iyi huylu, uslu

loud

yüksek ses

whistle

fısıldamak

luggage

bagaj

wolf

kurt

lung cancer

akciğer kanseri

worrying

endişe verici

marmalade

marmelat

freedom

özgürlük

millionaire

milyoner

remind

hatırlatmak

miss

kaçırmak

fever

ateş

niece

bayan yeğen

seat

koltuk

persuade

ikna etmek

secretary

sekreter

pack(a bag)

çanta toplamak

serious

ciddi

passenger

yolcu

suitcase

evrak çantası

passport control

pasaport kontrolü

tractor

traktör

pipe (to smoke)

pipo

21

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

PRE- INTERMEDIATE VOCABULARY LESSON 1

VOCABULARY LESSON 2

advertising

n

reklam

aborigine n

yerli

alphabet

n

alfabe

annoy v

rahatsız olmak

ancient society n

antik toplum

annoying habit n

rahatsız edici huy

anger

sinir

architect n

mimar

mimar

barbecue n

barbekü

sanat galerisi

baseball

n

beyzbol

as usual

doğal olarak

bungalow

n

bungalov

bee

n

arı

certainlv

adv

kesinlikle

book

v

yer ayırtmak

change gears v

vites atmak

clear up v

toplamak

ödünç vermek

climate n

iklim

inşaatçı

coast n

kıyı

teneke kutu

complain v

şikayet etmek

çin yemeği

computer n

bilgisayar

come round (=visit)

uğramak

cosmopolitan adj

kozmopolit

communicate

iletişim kurmak

couple

çift

communication n

iletişim

credit card

compared to

kıyaslanarak

cricket

Course

n

kurs, öğün

crowded

depend

v

bağlı olmak

culture

n

architect

n

art gallery

n

born (where were you born? doğmak Borrow builder can

v n

n

Chinese meal

n

v

n

kredi kartı

n

kriket

n

kalabalık

adj

kültür

n 22

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

nesil

development n

gelişim

descent

n

Drama n

tiyatro oyunu

diamonds n pl

elmas

(know) each other v

birbirini tanımak

drive (sb) v

sürmek

e-mail n

elektronik posta

electrician n

elektrikçi

egyptian

mısırlı

exciting adj

heyecan verici

elephant n

fil

memory

hafıza

enjoy v

eğlenmek

fast adj

hızlı

essay n

makale

fine art n

güzel sanatlar

exchange v

değiştirmek

fish v

balık tutmak

explain v

açıklamak

flag n

bayrak

face n

yüz

free time n

boş zaman

fax n

faks

find v

bulmak

flat adj, n

düz, apartman dairesi

goal n

amaç

Future n

gelecek

gear (change gear) n

vites almak

generation gap n

nesil farklılığı

get used to (sth) v

alışmak

goverment n

hükümet

giraffe n

zürafa

graduate v

mezun olmak

go jogging v

yürüyüşe gitmek

hard (work) adj

sıkı

gold adj

altın

hieroglyphics n pl

hiyeroglif

grape adj

üzüm

history n

tarih

persuade v

ikna etmek

how many...?

kaç tane

habit

huy

how much...?

ne kadar

have in common v

ortak yönü olmak

huge ad j

iri

hesitation n

duraksama

n

23

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Human n

insanoğlu

ice hockey

idea

n

fikir

immigrant

n

ideal

adj

ideal

in control

adj

infinite adj

sonsuz

Independence n

bağımsızlık

influence

etki

inhabitants n pl

yerliler

internet n

internet

inland

adj

iç kesim

introduce v

tanıştırmak

island

n

ada

kind

adj, n

­­­­­

join

v

katılmak

last

adj

son

lake

n

göl

söz vermek

light

n

ışık

kendini evinde gibi hisset

lion

n

aslan

married adj

evli

mainly

adv

özellikle

Mean

cimri

make a decision v

karar vermek

medya

make-up(put on make-up) n

makyaj yapmak

mesaj

promise

v

söz vermek

mobile phone n

cep tel.

marriage

n

evlilik

modern

adj

modern

mathematician n

matematikçi

monkev

n

maymun

mess

dağınıklık

museum

n

müze

miserable

neighbour

n

komşu

miss (miss home) v

ev özlemek

n

Make a promise v Make vourself at home

adj

Media n message

n

v

n

buz hokeyi göçmen kontrol altında

n adj

iğrenç

nobody

pron

hiç kimse

miss (miss the match) v

maçı kaçırmak

noise

n

gürültü

motorbike

motosiklet

North

n

kuzey

nearly

n

yaklaşık olarak

adv 24

Her hakkı D A Y L I G H T ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

kuzey

painting n

yağlı boya tablo

northern

Paper n

kağıt

old-fashioned

adj

eski moda

part-time (job) adj

yarı- zamanlı iş

on time

adv

dakik

Party n

parti

only

adj

sadece

past n

geçmiş

opportunity

n

fırsat

persuade v

ikna etmek

organized

adj

organize edilmiş

philosophy n

felsefe

original

adj

orijinal

photography n

fotoğraf

outdoors

adv

dış

play

ovun

parliament

n

parlemento

Pleased to meet you

tanıştığımıza memnun oldum

partner

n

ortak

poetry

şiir

pear

n

armut

Landlady n

ev sahibi

pet(=animal)

n

evcil hayvan

present

n

şu an

population

n

nüfus

probably

adv

muhtemelen

poster

n

poster

halk konuşması

professional

adj

profesyonel

n,v

n

Public speaking

n

adj

quiet

adj

sessiz

arrive

v

varmak

ring

v,n

çalmak, yüzük

publisher

n

yayıncı

Russian

adj

Rus

put up with

v

hoşgörülü olmak

send

v

göndermek

relative

n

akraba

sense

n

duyu

relax

v

rahatlamak

show

n

şov

remote control n

uzaktan kumanda

Single

adj

bekar

romantic

romantik

Sound

n

ses

soccer

adj n

amerikan futbolu 25

Her hakkı D A Y L I G H T E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

ilk görüşte aşık olmak

Speak (a language) v

konuşmak

love at first sight

Special

özel

abroad

Spoken word n

konuşma

sheep

Strange

adj

acayip

shout

v

bağırmak

System

n

sistem

similar to

adj

benzer

t-shirt

n

t-şört

soap (a soap opera) n

pembe dizi korkmak

adj

v

n

yurtdışı koyun

n

technology

n

teknoloji

afraid of

tell a joke

v

şaka yapmak

sofa

tell lies

v

yalan söylemek

south-east Asian

tell the truth v

Doğru söylemek

space (in your home) n

boşluk

together

adv

birlikte

strange

acayip

train

n,v

tren, eğitmek

successful adj

başarılı

oyuncak

sunshine

güneşışığı

translator n

çevirmen

talk loudly v

yüksek sesle konuşmak

unique

adj

Tek

tidy

toplamak

until

conj

e kadar

train (train a dog) v

eğitmek

toy

n

adj

üçlü koltuk

n adj

adj

n

v

güneydoğu asya

usually

adj

genellikle

transportation n

ulaşım

van

n

kamyonet

uniform

üniforma

wall

n

Duvar

untidy

adj

wear

v

giymek

variety

n

well-paid

adj

iyi maaşlı

Vietnamese adj

vietnamlı

Whale

n

Balina

walkman

walkman

Hangi

way of life n

Which ....?

n

dağınık çeşit

n

yaşam tarzı

26

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'; aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

w hose... ?

Kimin

whisky

n

viski

wonderful

adj

harika

wildlife

win

v

kazanmak

wool

way

n

yol

yard (Brit.Eng.=garden) n

bahçe

sulamak

zebra

zebra

Water

v

VOCABULARY LESSON 3 Adore

v

n

vahşi yaşam yün

n

n

VOCABULARY LESSON 4 taparcasına sevmek

a dozen eggs

n

bir düzine yumurta

advice

n

öğüt

a loaf of bread

n

bir somun ekmek

Agree

v

onaylamak

a bottle of milk

n

bir şişe süt

Alone

adj

yalnız

a glass of water

n

bir bardak su

ambition n

hırs

accountant

n

muhasebeci

Angry

sinirli

assistant

n

asistan

apppear v

ortaya çıkmak

atmosphere

n

atmosfer

arm

kol

attractive

adj

çekici

armed (with a gun) adj

silahlanmış

belt

n

kemer

Awful

iğrenç

billboards

n

ilan panoları

back door n

arka kapı

boutique

n

butik

be in love v

aşık olmak

brand

n

marka

believe

v

inanmak

busiest

adj

en kalabalık

birthday

n

doğum günü

butter

n

margarin

bit(=small piece) n

küçük parça

bv the way

Bomb

n

bomba

carrot

n

havuç

brandy

n

brendi

cashier

n

kasiyer

adj

n

adj

bu arada

27

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

break

v

kırmak

changing rooms n

kıyafet değiştirme odaları

broken

adj

kırık

chic

adj

şık

burglar

n

hırsız

coat

n

manto

burglary

n

hırsızlık

cold (I've got a cold) n

soğuk

business

n

İŞ

consume

tüketmek

call (the police) v

çağırmak

consumption

care

v

ilgilenmek

painting

carry

v

taşımak

delicious

catch (a criminal) v

yakalamak

deodorant

catch a plane v

yakalamak

department store n

alışveriş merkezi

CD player

cd çalıcı

desk

n

sıra

merkezi sistem ısıtma

doughnut

n

çörek

dişlerini temizlemek

edition

n

baskı

adj

çekici

n

central heating

n

clean your teeth

v

v n

tüketim yağlı boya tablo

n adj n

leziz deodorant

clearly

adv

açık olarak

charming

comfort

v

rahatlatmak

exquisite

adj

seçkin

cook

v

pişirmek

fantastic

adj

mükemmel

crime

n

suç

fashionable

adj

moda

ağlamak

folk art

n

halk sanatı

cry(=with tears)

v

cut

V

kesmek

for sale

danger

n

tehlike

frozen yoghurt n

donmuş yoğurt

ölü

glasses (to see)

n pl

vitrin

n

saç fırçası

dead

adj

satılık

n

decide

v

karar vermek

hairbrush

detective

n

dedektif

hand-made suit n

el yapımı takım elbise

28

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

develop

v

discuss

v

distinct adj

geliştirmek

handbag

n

el çantası

tartışmak

high-class

adj

yüksek sınıf

farklı

icon

n

biblo

do an exam

v

sınav yapmak

incredible

adj

inanılmaz

downstairs

adv

alt kat

jumper

n

boğazlı kazak

drawer

n

çekmece

leather goods

n

deri mal

dream

n

hayal, rüya

lively

adj

canlı

drive

v

araba sürmek

manufacturer

n

üretimci

drop

v

düşürmek

mass produced adj

seri üretilmiş

eğitim

medium (size)

orta

işe almak

middle shelf

n

orta raf

işe sahip olan

millionaire

n

milyoner

education employ

n v

employed

adj

adj

enjoy

v

eğlenmek

mineral water n

soda

enter

v

girmek

need

ihtiyacı olmak

escape

v

kaçmak

neon lights

n

neon ışıklar

olsa bile

nephew

n

erkek yeğen

even if

v

explanation

n

açıklama

olive oil

n

zeytin yağı

factory

n

fabrika

onion

n

soğan

fair

adj

açık tenli

owe (money) v

sahip olmak

fall

v

düşmek

packet

n

paket

ünlü

palace

n

Saray

derin uykuda

paradise

n

cennet

hasta hissetmek

pavement

n

kaldırım

famous fast asleep feel ill

adj adj v

29

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

finally

adv

son olarak

perfume

parfüm

n

find

v

bulmak

picnic

n

piknik

floor

n

kat

pleasant

adj

kibar

unutmak

post office

n

postane

allahtan

postman

n

postacı

arkadaş

product

n

ürün

v

tekrar inşa etmek

forget n fortunately friend

adv

n

furniture

n

mobilya

rebuild

get hot

v

sıcaklamak

record shop n

plak satan dükkan

get ready

v

hazırlanmak

roll(=bread) n

yuvarlak

go away (on holiday) v

tatile gitmek

sausages

n

sosis.salam

go wrong

v

kötüye gitmek

shampoo

n

şampuan

govern

v

yönetmek

share

v

paylaşmak

hükümet

Shaving foam n

tıraş köpüğü esnaf

government

n

guest

n

misafir

shopkeeper

habit

n

alışkanlık

shopping list n

alışveriş listesi

n

hand

v

elle vermek

shorts

n

şort

happy

adj

mutlu

soap

n

sabun

have a shower v

duş almak

sore throat

n

boğaz ağrısı

hear

v

duymak

headache

n

baş ağrısı

help

v

yardım etmek

spoonful

fırtına

still(mineral water)

soda karın ağrısı

hurricane

n

n

Hit

v

vurmak

stomachache

hold

v

tutmak

survey

kaşık

n

n

anket

30

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

however

adv

ice

n

ama

sweets

n

buz

tie (to wear)

tatlı kıravat

n

immediately

adv

hemen

tissues

n pl

improvement

n

gelişim

toilet paper

n

tuvalet kağıdı

industry

n

endüstri

toothbrush

n

diş fırçası

invitation

n

davet

toothpaste

jewellery

n

mücevher

towel

n

havlu

bez

diş macunu

n

kill

v

öldürmek

traffic

n

trafik

knife

n

bıçak

trainers

n

spor ayakkabı

laugh

v

kahkaha atmak

underwear

n

iç çamaşır

bırakmak

unique

adj

tek,eşsiz

kanuni

village

n

köy

adj

ünlü

leave (sb/sth somewhere) legal

adj

v

listen (to the radio)

v

dinlemek

well-known

look forward to

v

dört gözle beklemek

wide

lose

v

kaybetmek

revise (for an exam) v

tekrar etmek

maske

robber

n

soyguncu (banka)

n

rutin

mask

n

adj

geniş

meet

v

buluşmak

routine

melt

v

erimek

run out of (coffee) v

tüketmek

mend

v

tamir etmek

say sorry

özür dilemek

v

motor racing

n

motor yarışı

science

n

fen

murder weapon

n

cinayet silahı

scream

v

çığlık atmak

noise

n

gürültü

search

v

aramak

not

shock

note

n

n

şok

31

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

odour organize pack

n v v

pay day

n

kötü koku

Show

göstermek

organize etmek

similar

adj

benzer

toplamak

smash

v

parçalamak

ödeme günü

smile

v

gülümsemek

n

kar

v

perfect

adj

harika

snow

petrol

n

benzin

sob

pick up(the phone) v

telefonu açmak

special

adj

özel

pocket money

cep harçlığı

statue

n

heykel

kibar

steal

v

çalmak

n

polite

adj

v

hıçkıra hıçkıra ağlamak

pool

n

havuz

stereo

n

stereo

present

n

hediye

tears(=cry)

n

göz yaşı

purse

n

bayan cüzdanı

teenage daughter n

ergenlik çağındaki kız evlat

makyaj yapmak

teller(in a bank) n

veznedar

turn up(the heating) v

ısıyı yükseltmek

thief

n

hırsız

umbrella

şemsiye

thirsty

adj

susamış

put on make-up

v

n

unfortunately

adv

ne yazık ki. maalesef

tidy

adj

derli toplu

uninvited

adj

davetsiz

toilet

n

tuvalet

kullanmak

wake up

v

uyanmak

video recorder n

video

wedding anniversary n

evlilik yıldönümü

wait

beklemek

whole

bütün

use

v

v

wonder VOCABULARY LESSON 5 mark

n

adj

merak etmek

v

VOCABULARY LESSON 6 not

amputate

parça kesmek

v 32

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

A day off (= not a work) n

boş gün

arrest

abroad

adv

yurtdışı

Baker(s)

adult

n

yetişkin

bank account

ambition

n

hırs

behind

prep

arkasında

astronaut

n

astronot

between

prep

arasında

atmosphere

n

atmosfer

bone

attention

n

dikkat

break up (a relationship) v

ayrılmak

beautician

n

güzellik uzmanı

brilliant (very good)

parlak

boast

v

övmek

building

n

bina

bodyguard

n

koruma

championship

n

şampiyonluk

boot

n

bot

chemist(s)

n

eczacı

v

tutuklamak

n

fırın banka hesabı

n

kemik

n

adj

brighten

v

parıldamak

cookies(Brit Eng=biscuits) n

bisküvi

call

v

aramak

cosmopolitan adj

kozmopolit

cash

n

peşin para

cottage

n

kulube

chauffeur

n

şöför

crowded

adj

kalabalık

cheerful

adj

neşeli

darkness

n

karanlık

childhood

n

çocukluk

daylight

n

günışığı

close

v

kapatmak

depressing

adj

sıkıcı

cloud

n

bulut

disaster

n

felaket

club

n

kulüp

dry

adj

kuru

koç ( eğitmen)

especially

adv

özellikle

şikayet etmek

farm

n

çiftlik

serin

fed up

adj

bıkkın

coach(=trainer) complain cool

v adi

n

33

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

cost

V

tutarında olmak

financial

counsellor n

danışman

flower shop

n

çiçekçi

crazy adj

çılgın

found

v

kurmak

dentist n

dişçi

funeral

n

cenaze

depressed adj

bunalımda olan

gate

n

giriş

leave

v

terk etmek

generosity

n

cömertlik

dawn

n

şafak

generous

adj

cömert

upset

adj

çok üzgün

greengrocer (s)

n

manav

drop

v

düşürmek

heating

n

ısınma

drug

n

ilaç

high

adj

yüksek

easily

adv

kolaylıkla

hill

n

tepe

eski kız arkadaş

horrible

adj

iğrenç

v

ex-girlfriend

n

extravagant

adj

savurgan

imagine

fall(=autumn)

n

güz

in front of

finansal

adj

prep

hayal etmek önünde

fantastic

adj

mükemmel

inherit

v

miras kalmak

fed up with

adj

bıkkın

injure

v

yaralanmak

fish

v

balık tutmak

investment

n

yatırım

fit (=healthy)

adj

sağlıklı

invest money in sth.

flu

n

grip

kind

adj

kibar

flying school n

uçuş okulu

kind-hearted

adj

hassas

forever

adv

sonsuza kadar

knee

n

diz

n

okulun ilk yılı

legendary

adj

efsanevi

burun

library

freshman nose

n

n 34

v

para yatırmak

kütüphane Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

glamorous

adj

göz alıcı

look forward to

far

adj

uzak

luxurious

iyi şanslar

make a will

good luck!

v

dört gözle beklemek lüks

adj

vasiyet etmek

v

grandfather

n

büyükbaba

meanness

n

cimrilik

grow up

v

büyümek

mixture

n

karışım

guilty

adj

suçlu

model

n

manken

gun

n

silah

nature

n

doğa

headache

n

başağrısı

next to

prep

bitişiğinde

health club n

sağlık kulübü

noisy

adj

gürültülü

heavy

adj

ağır

on the corner

köşede

hobby

n

hobi

opposite

karşısında

hope

n

umut

path

n

patika

in a rush

n

acelede olma

penny

n

peni

adj

kirli

prep

It was worth

id

değerdi

polluted

kid

n

çocuk

pond

n

küçük göl

knock

v

vurmak

poverty

n

fakirlik

lads

n

Delikanlılar

primitive

adj

ilkel

lend

v

ödünç vermek

ragged

adj

salaş

liposuction

n

yağ aldırma

railway bridge

lonely

adj

yalnız

river

n

nehir

lucky

adj

şanslı

Romantic

adj

romantik

n

tren yolu köprüsü

mad about (sth)(=passionate) deli olmak

running water n

akan su

mirror

sauna

sauna

n

ayna

n

35

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

miserable

adj

dikiş dikmek

iğrenç

sew

manken

second hand

adj

move (house) v

taşınmak

spoil(a child)

v

şımartmak

movies

n

sinema

stocks and shares

n pl

hisse senedi ve tahvil

need

n

ihtiyaç

successful

nervous

adj

asabi

supermarket

n

süpermarket

normal

adj

normal

take five minutes

v

5 dakikasını almak

nutritionist

n

beslenme uzmanı

tall

adj

uzun

stvle

n

sitil

thief

n

hırsız

passion

n

tutku

wealthy

adj

zengin

perform (a play) v

rol yapmak

wet

adj

ıslak

personally

kişisel olarak

widow

n

dul

will

n

vasiyet

plastik cerrahi

windy

adj

rüzgarlı

play (in the theatre) n

rol almak

witch

n

cadı

pleasure

n

zevk

wood

n

ormanlık

poor

adj

fakir

wrap up(=put on warm clothes)

pose

v

poz vermek

tests (in hospital) n

test

post

V

postalamak

trainer (=person) n

eğitimci

project (at work) n

proje

troubled

adj

başı belada

relationship

n

ilişki

unknown

adj

bilinmez

remember

v

hatırlamak

unlimited

adj

sınırsız

responsibility

n

sorumluluk

unreal

adj

gerçek olmayan

model

n

adv

pick (sth) up (from the floor) almak plastic surgery

n

v

ikinci el

başarılı

adj

36

v

giyinmek

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

retire

v

emekli olmak

Uneom fortable

adj

komforsuz

rocket

n

roket

value

secret

n

sır

violence n

vahşet

sky

n

gökyüzü

wedding

düğün

social life n

sosyal hayat

with a bit of luck

soul

ruh

worried

şımarık

worry

v

endişe etmek

stage (in a theatre) n

sahne

wound

n

yara

terrible

kötü

wafer

n

gofret

spoilt

n adj

adj

VOCABULARY LESSON 7

değer

n

n id

adj

küçük bir şansla endişeli

VOCABULARY LESSON 8

A whole load (=lots)

çok

accommodation n

kalacak yer

accuse

v

suçlamak

act your age

v

yaşını yaşamak

adore

v

tapmak

adventurous

adj

afraid of

adj

korkmak

advice

album (=record) n

albüm

alarm clock

appear

v

görünmek

ambulance driver

At last

id

sonunda

anniversary

n

yıldönümü

award

n

ödül

antibiotics

n

antibiyotik

n

randevu

maceralı öğüt

n

alarm saati

n n

ambulans şöförü

away from(sb)

adv

uzakta

appointment

background

n

özgeçmiş

argue

v

kavga etmek

backing group

n

ikinci grup

arrangement

n

düzenleme

erkekler grubu

artist

n

ressam

hazır olmak

available

adj

uygun

band (of musicians) Be prepared

v

n

37

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

biography

n

biyografi

be sick (=vomit) v

hasta olmak

break(=rest) n

ara

bill(pay the bill)

fatura

By hand

adv

el ile

bookcase

n

kitaplık

bareer

n

bariyer

boss

n

patron

celebrity

n

ünlü kişi

career

n

kariyer

copy(of a book) n

kopya

chilly

adj

dondurucu

couple (=two people) n

çift

cigarette lighter

drum

n

davul

company

n

şirket

especially

adv

özellikle

cruel

adj

zalim

exactly

adv

kesinlikle

decorator

n

dekoratör

football match n

futbol maçı

dentist

n

dişçi

freedom

özgürlük

detective

n

dedektif

titiz

Diarrhoea

n

ishal

bahçıvan

document

n

doküman

Go camping n

kampa gitmek

dramatically

good taste

iyi tat

drop out of (school) v

atılmak ilaç

fussy

n ad

gardener

j n

n

n

n

adv

çakmak

dramatik olarak

gran

n

anneanne

drugs (take drugs)

guitar

n

gitar

earring

zor

earthquake n

deprem

hard(person)

adj

n

küpe

n

harmonica

n

mızıka

examine v

muayene etmek

in her thirties

id

otuzlarında

exploit

v

istismar etmek

n

çiftçi

ironing

n

ütü yapma

farmer

jazz

n

caz

firefighter n

itfaiyeci 38

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

keyboards

n

klavye

Flu

sonland ırmak

food poisoning

love at first sight n

ilk görüşte aşk

get one free

v

serbest bırakmak

mate (=friend)

arkadaş

give up

v

pes etmek

n

bademcik

last

v

n

n

grip n

gıda zehirlenmesi

naturally

adv

doğal olarak

glands

nearly

adv

yaklaşık olarak

go on a diet

novel

n

roman

hairdrier

novelist

n

roman yazarı

have word with (sb)

birinci plak

headache n

başağrısı sağlık

number one record

n

v

diyete başlamak saç kurutma makinesi

n v

konuşmak

obviously

adv

açıkça

health

on tour

n

seyehatte

horse-race n

at yarışı

only

adj

sadece

housewife n

ev hanımı

opposite

adj

karşısında

in public

umumi

painter

n

boyacı

infection

n

enfeksiyon

peace

n

huzur

invention

n

icat

pen

n

dolma kalem

invisible

adj

görünmez

penny

n

peni

keep fit

v

zinde kalmak

pepper

n

biber

kill(=hurt:my back's killing me) v

öldürmek

prefer

v

tercih etmek

lawyer

n

avukat

kayıt stüdyosu

liquid

n

sıvı

ilişkili

local

binmek

mechanic

n

tamirci

rock konseri

miner

n

madenci

recording studio related (to sb) ride

n adj

v

rock concert n

n

n

yerel

adj

39

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T I T U T E ' ; aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılanıaz.

kötü

overweight

salt

tuz

plumber

n

tesisatçı

score a goal v

gol atmak

poetry

n

şiir

sensitive

duvarlı

prescribe

v

reçete yazmak

birkaç

prescription

n

reçete

kısa hîkaye

prison

n

hapishane

utangaç

qualifications

n pl

özellik

n

adj

several (books) short story

adj

n

shy

adj

adj

çok şişman

rubbish(=no good) adj

spend time

v

zaman harcamak

Raincoat

n

yağmurluk

split up

v

ayrılmak

receptionist

n

resepsiyonist

spoil

v

bozmak

recommend

v

tavsiye etmek

strict

adj

sert

regular hours

n pl

düzenli saatler

superstar

n

süperstar

responsibilty

n

sorumluluk

adj

kaba

take-away meal

n

sipariş

rude

team up with(sb)

v

birleşmek

runny nose

n

burun akması

term (school)

n

dönem

rush hour

n

yoğun saatler

tur

satisfied

adj

memnun

travel book n

seyehat rehberi

scary

adj

korkutucu

trust

v

güvenmek

shop assistant n

tezgahtar

usually

adv

genellikle

signpost

n

levha

vocalist

n

vokal ist

silly

adj

aptal

watch(to tell time) n

saat

slave

n

köle

West

batı

sneeze

v

hapşırmak

teyp

soldier

n

asker

tour

v

n

tape recorder

n

40

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

timetable

n

zaman tablosu

sore throat

n

boğaz ağrısı

açacak

speciality

n

özellik

tough (with sb) adj

sert

stomach ache n

mide ağrısı

traffic lights

n pl

trafik ışığı

strict

adj

sert

twisted

adj

burkulmuş

support

n

destek

uniform

n

üniforma

surgery

n

cerrahi

unsocial

adj

asosyal

swallow

v

yutkunmak

vet

n

veteriner

swollen

pp

şişmiş

visa

n

viza

sympathy

n

kibarlık

Tin opener

n

symptom VOCABULARY LESSON 9 Air-conditioned

adj

n

belirti

VOCABULARY LESSON 10 klimalı

ache

v

ağrımak

airline

n

hava yolu

adventure

n

macera

airport

n

havaalanı

alive

adj

canlı

answer phone

n

cevaplama

alone

adj

yalnız

available

adj

uygun

amazing

adj

şaşırtıcı

basement

n

zemin

armed police

n pl

silahlı polis

behaviour

n

davranış

at peace

adj

barış içinde

bite

v

ısırmak

background

n

özgeçmiş

boundary

n

sınır

balaclava

n

kar maskesi

building site

n

inşaat alanı

beans

n pl

fasulyeler

capitalism

n

kapitalizm

beg

v

yalvarmak

century

n

yüzyıl

berries

n pl

yemiş

41

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

communist

n

komünist

butterfly

n

kelebek

commute

v

evden işe gitmek

brave

adj

concrete

adj

beton

burn

n

yanmak

conference centre n

konferans merkezi

bush

n

çalılık

comment

v

yorumlamak

cake

n

pasta

cousin

n

kuzen

can't stand(sth)(=hate) v

katlanamamak

crew

n pl

mürettebat

cartoon (on TV)

n

çizgi film

cruel

adj

zalim

circumstances

n

durum

developer

n

yatırımcı

confess

v

itiraf etmek

disappear

v

ortadan kaybolmak

comedy

n

komedi

DNA

n

dna

comfortable

adj

rahat

bana bir iyilik yap!

concentrate

v

konsantre olmak

çift kişilik oda

confession

n

itiraf

dramatik

contact

v

kontak kurmak

Do me a favour double room dramatic

id

n adj

cesur

earthquake

n

deprem

contain

v

içermek

energy

n

enerji

covered in sweat

v

terlemek

environment

n

çevre

crawl

v

emeklemek

exist

v

varolmak

crazy

adj

çılgın

fight a war

v

savaşmak

dark(at night)

adj

karanlık

flight(on a plane) n

uçuş

diary

n

günlük

forest

orman

duck

n

ördek

temel olarak

efficiently

adv

verimli bir şekilde

kayıp yıl

emergency services

n pl

acil servis

n

fundamentally gap year

adv n

42

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

get ill

v

ending(of a book)

anlaşmak

exhausted

adj

gözalıcı

fail an exam

n

zemin kat

fall down(=break) v

düşmek ( aşağıya)

health care

n

sağlık bakımı

feel sorry

v

üzgün olmak

heart

n

kalp

film star

n

film yıldızı

v

yalanlamak

get on well with (sb)

v

glorious ground

floor

n

son

hastalanmak

adj v

yorgun sınavda kalmak

highway

n US

otoban

falsify

hurt yourself

v

incitmek

food poisoning n

gıda zehirlenmesi

adj

inanılmaz

footpath

n

patika

id

bir an için

incredible keep in touch

v

iletişimde olmak

for a while

kidney

n

böbrek

forgive

v

affetmek

leader

n

lider

freedom

n

özgürlük

liver(=body organ) n

karaciğer

frightened

adj

korkmuş

locked

adj

kilitli

get rid of (sth)

v

kurtulmak

lung

n

akciğer

go climbing

v

tırmanmak

main road

n

anayol

Giant

şikayet etmek

god bless all

id

Tanrı hepimizi korusun !

make a reservation v

rezervasyon yapmak

graduate

v

mezun olmak

make sure

emin olmak

ground(=the floor) n

zemin kat

make up your mind v

aklını başına devşir!

haircut

n

saç kesimi

medicine

n

ilaç

hairdresser

n

kuaför

megalopolis

n

büyük şehir

Humiliate

v

hor görmek

mess

n

dağınıklık

hear from(sb)

make a complaint

v

v

iri. dev gibi

adj

haber almak

v 43

Her hakkı D A Y L I G H T E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

message

n

mesaj

helicopter

n

helikopter

microchip

n

mikroçip

high

north

n

kuzey

hitchhike

v

otostop yapmak

ocean

n

okyanus

hobby

n

hobi

office block

n

ofis binası

hole

n

çukur

iyimser

horror film

n

korku filmi

adj

yüksek

optimistic

adj

pass exams

v

sınavları geçmek

hunter

n

Avcı

pessimism

n

kötümserlik

instructor

n

eğitmen

pick(sb) up(=meet in a car) v birini almak

invent

v

icat etmek

pillow

n

yastık

investigate

v

soruşturmak

pilot

n

pilot

joke

n

şaka

plant

n

bitki

kidnap

v

çocuk kaçırmak

poster

n

poster

let(sb) go(=release)

v

serbest bırakmak

power

n

güç

library

n

kütüphane

race of people

n

insan ırkı

lose consciousness

v

bilincini kaybetmek

reaction

n

tepki

lose weight

v

kilo vermek

Religion

n

din

manage to do (sth)

v

başarmak

remarkable

adj

dikkate değer

manual

n

manuel

resources

n pl

kaynaklar

meat

n

et

revolutionize

v

devrim yapmak

Mentality

room service

n

oda servisi

narrow

adj

safari

n

safari

nature

n

salary

n

maaş

petrol station n

n

mantık dar doğa benzin istasyonu

44

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

save (money)

v

para biriktirmek

plan

v

planlamak

scuba dive

v

dalmak

poisonous

adj

zehirli

shocking

adj

şokedici

posh

significant

adj

önemli

possessions

single room

n

tek kişilik oda

recipe

snow storm

v

kar fırtınası

report(from school)

skycraper

n

gökdelen

Roll

lüks

adj

mal

n pl

tarif

n n

karne yuvarlamak

v

n

yedek parça

row(=argument)

speed

n

hız

scared

adj

korkmuş

spread

v

yayılmak

scream

v

çığlık atmak

state(=goverment) n

eyalet

seed (of a plant)

statistics

n pl

istatistik

shake

stupidity

n

aptallık

shelter

tablets

n pl

tablet

simple life

n

basit yaşam

Take care

v

ilgilenmek

sleeping bag

n

uyku tulumu

to our advantage

lehimize

spider

top

n

üst kal

spy novel

touch

v

dokunmak

have a word

towards

prep

e doğru

starve

v

floor

n

kavga

spare part

n

tohum titremek

v n

sığınak

n

örümcek casus romanı

n v

konuşmak çok acıkmak

traditional

adj

geleneksel

steep

adj

dik

trip(=visit)

n

sevehat

stove

n

soba

n

güç

ugly

adj

çirkin

strength

visa

n

vize

stuck in a lift v

asansörde takılı kalmak 45

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Vision

n

görüş

survive

wake-up call n

uyandırma servisi

sweat

water

sulamak

take (sb) to court v

dava etmek

zenginlik

terrifed

adj

korkulu

n

terörist

v

wealth

n

hayatta kalmak

v

ter

n

view

n

manzara

terrorist

village

n

köy

thin

adj

zayıf

zayıf

thrill

n

heyecan

vahşi

tie (sb) up v

bağlamak

yabani mantar

total

n

toplam

tanık

trapped

adj

sıkışmış

weak

adj

wild (place)

adj

wild mushrooms witness woods

n pl

n

ormanlık

n pl

VOCABULARY LESSON 11

VOCABULARY LESSON 12 bağımlılık

apparent

addictive adj

bağımlı

brain

advertise v

reklam yapmak

brain tumour

reklam

book

kızırderililer

cap(=hat)

addict

n

Advertisement

n

american Indians

n pl

transparan

adj

beyin

n n

beyin tümörü rezerve etmek

v

kep

n

adj

eski

consultant (in a hospital)

Abdicate

v

vazgeçmek

corridor

n

koridor

ban

v

yasaklamak

criminal

n

suçlu

banana

n

muz

dominant

adj

baskın

beard

n

sakal

dress

n

elbise

billboard

n US

ilan panosu

fall in love

v

aşık olmak 46

n

danışman

Ancient

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

bottle

n

şişe

fill in (a from)

briefcase

n

evrak çantası

firmly

adv

can

n

teneke kutu

ghost

n

hayalet

kargo

ghostbuster

n

havalet avcısı

tiryaki olmak( sigara)

groom

n

Damat

şef

gear

n

vites

çiğnemek

grey

adj

gri

cargo

n

chain-smoke chef chew

v

n v

doldurmak

v

sert bir şekilde

chewing gum

n

sakız

gun

n

silah

commercially

adv

ticari bir şekilde

hurry up

v

acele et!

complaint

n

şikayet

in my way

cotton

n

pamuk

invisible

bağırmak

kick(sb) out

v

kovmak

ölüm

leave(sb) alone

v

yalnız bırakmak

gezici restoran

lack of

v

az olmak

cry(=call/shout)

v

death

n

drive-in restaurant

n

yolumun üzerinde görünmez

adj

empty

adj

boş

look out!

dikkat et!

export

v

ihracat

mind(=consciousness) n

bilinç

fabric

n

kumaş

miss the train

treni kaçırmak

factory

n

fabrika

marine

feed

v

beslemek

operation

n

ameliyat

freshen

v

tazelemek

palace

n

saray

v

ısrar etmek

v adj

denizle ilgili

fond of

v

düşkün olmak

persist in

genius

n

dahi

portrait

n

portre

grass

n

çimen

princess

n

prenses

47

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

harm

v

zarar vermek

put out(a cigarette)

harvest

n

mahsül

run out of (sth) v

tükenmek

hire

v

kiralamak

servant

hizmetçi

history

n

tarih

scholarship

söndürmek

v

n

burs

n

honey

n

bal

social worker

holy

adj

kutsal

sort out (a problem)

sosyal işçi

n v

çözmek

industrial

adj

endüstriyel

spirit(=ghost)

n

ruh

industry

n

endüstri

terrible

adj

korkunç

Inhale

v

içine çekmek

toothache

n

diş ağrısı

invent

n

icat

transparent

adj

transparan

joke

n

şaka

trouble

v

belada olmak

Jordan

n

Ürdün

typical

adj

tipik

leaves

n pl

yapraklar

uniform

n

üniforma

lie

n

yalan

unpleasant

adj

kaba

lift (give a lift to sb) n

birini bir vere bırakmak

vicar

n

din adamı

lose weight

v

kilo vermek

victim

n

kurban

lung cancer

n

akciğer kanseri

voices

n pl

sesler

luxury

n

lüks

wallet

n

cüzdan

match (sport) n

maç

wedding

n

düğün

motorway

n

otoban

smelly

adj

kokulu

mouth

n

ağız

soil

n

toprak

bozuk

sound

n

ses

deniz aşırı

space (go into space) n

out of order overseas

adj adv

48

uzay Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

packet

n

paket

stock exchange

n

borsa

Partner

n

ortak

Salute

passenger

n

yolcu

sweeten

v

tatlandırmak

pineapple n

hindistan cevizi

technology

n

teknoloji

plantation n

bitkilendirme

tobacco

n

tütün

popularity n

popülerlik

top secret

adj

çok gizli

produce

v

üretmek

tremble

v

titremek

product

n

ürün

terrific

adj

korkunç

promise

v

söz vermek

truth

quantity n

miktar

testimony

Queue

n

sıra,kuyruk

war

Rare

adj

nadir

watch

n

kol saati

Resemble v

benzemek

wrap

v

hediye paketi yapmak

revolution n

devrim

zoo

n

hayvanat bahçesi

rice

n

pirinç, pilav

serve

v

hizmet etmek

Sailor

n

denizci

specific

Secret

n

sır

sue

seed

n

tohum

silk

n

ipek

simple adj

basit

skeleton

n

iskelet

Suspect

şüphelenmek

slave

n

köle

kuşatmak

slavery

n

kölelik

v

surround v

selamlamak

v

gerçek

n n n

ifade (tanık) savaş

genel olmayan, Özel

adj v

mahkemeye vermek

49

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

VOCABULARY LESSON 13

VOCABULARY LESSON 14

advertisement

n

reklam

afterwards

adv

sonra

attack

v

saldırmak

bachelor

n

bekar erkek

otoriter

behave

v

davranmak

davranış

character

n

karakter

n

demir para

authoritative

adj

attitude

n

barter

v

değiş tokuş etmek

coin

beach

n

Plaj

communicate v

iletişim kurmak

baggage

n

bagaj ( bavul)

cruel

adj

zalim

sessiz

delighted

adj

memnun

camel n connect (sb to sb on the phone) v

deve

desperate

adj

umutsuz

bağlamak

fall in love

v

aşık olmak

deer

geyik

fall over

v

düşmek kurgu

calm

adj

n

earn a living

v

hayatını idame ettirmek

fiction

n

employ

v

işe almak

forever

adv

ebediyen

exactly

adv

tam olarak

forgive

v

affetmek

v

alıp gelmek

furious

adj

asabi

fetch filmmaker

n

yapımcı

get in touch

fluently

adv

akıcı bir şekilde

heads or tails n

vazı tura

tilki

hurt

incitmek

get used to (sth) v

alışmak

in a mess

adj

karışık

get wet

v

ıslatmak

knock

n

vuruş

go out with

v

çıkmak, flört etmek

kick sb out

v

kovmak

fox

n

iletişimde olmak

v

v

50

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

heaven

n

cennet

make up (alter a quarrel)

ağır

marriage

hold on(=wait) v

beklemek

note(write a note)

homeless

adj

evsiz

novelist

n

roman yazarı

honest

adj

dürüst

Neck

n

boyun

gelir

pay

n

ödeme

İÇ

politician

a

politikacı

karaya inmek

quarrel

n

kavga

heavy

adj

income

n

indoors

adv

land(a plane)

v

barışmak

v

evlilik

n

not

n

lively

adj

canlı

remarry

v

tekrar evlenmek

mainly

adv

özellikle

revenge

n

öç

yönetmen

rubbish bin

n

çöp kutusu

gizemli tur

shadow

n

gölge

dış

silhouette n

siluet

tutku

sin

günah

movie director

n

mystery tour outdoors passion

n

adv n

n

pension

n

emekli maaşı

single (=one,a single word)

philosophy

n

felsefe

soft (noise)

turta

solicitor

tesisatçı

suitcase

az görüş alanı

sway

professionally adv put(sb) off(=make sb dislike sth) v

profesyonel olarak

toss (toss a coin)

ertelemek

unfair

adj

adil olmayan

realize

farkına varmak

unmarried

adj

bekar

düzenli iş

violent

pie

n

plumber

n

poor visibility

n

v

regular job

n

adj

tek yumuşak

adj

avukat

n n

evrak çantası kaymak

v v

adj

yazı tura atmak

vahşi 51

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

reply

n

roller skates

n pl

cevap

water

v

su

kav kav

wedding

n

düğün

routines

n pl

rutin

sunset

n

güneş batışı

salary

n

maaş

tin

n

teneke kutu

seriously

adv

ciddi olarak

waste

n

atık

kaymak

wind(in the air) n

rüzgar

windy

rüzgarlı

skate

v

adj

52

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

INTERMEDIATE VOCABULARY LESSON 1

VOCABULARY LESSON 2

achievement

başarı

achieve

başarmak

amazing

şaşırtıcı

accountant

muhasebeci

ancient

ata

aerobics

aerobik

assassinate

suikast yapmak

affect

etkilemek

attack

saldırı

annual

yıllık

benefit

yarar

antique shop

antika dükkanı

break(from work)

ara

athletics

atletik

builder

inşaatçı

average

ortalama

butterfly

kelebek

beat (of the heart)

kalp atışı

century

yüzyıl

brilliant (of sunshine)

parlaklık

communicate

iletişim kurmak

bite

ısırmak

computer

bilgisayar

can't bear

katlanamamak

contemplate

derin derin düşünmek

caravan

karavan

convenient

uygun

collect

biriktirmek

corn

mısır

common sense

sağ duyu

create

yaratmak

complexion

ten

dare

cesaret etmek

confess

itiraf etmek

definitely

kesinlikle

contented

mutlu

depressing

bunaltıcı

cookery book

vemek kitabı

destroy

zarar vermek

court (for tennis)

kort

editor

editör

cruel

zalim

editorial

eleştirel

daffodil

karanfil

envy

hayran olmak

decade

10 yıl

extend

genişlemek

decorate

dekorasyon yapmak 53

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

fail

başarısızlığa uğramak

delight

zevk

famine

açlık

delighted

memnun

fax machine

faks makinesi

department store

alışveriş merkezi

fear

korku

dust

toz

feed

beslemek

detached

müstakil

fed up (with)

bıkmak

devote

adamak

fill

doldurmak

disaster

felaket

freedom

özgürlük

dive

dalmak

giant

iri

earn

kazanmak ( para)

go out with

çıkmak

earthquake

deprem

greed

açgözlülük

enthusiasm

isteklilik

hang on

beklemek

equipment

araç-gereç

hold up

ertelemek

exercise

egzersiz

huge

iri

expiry date

son kullanma tarihi

humble

mütevazı

extremely

çok

impressed

etkilenmiş

fascinated

büyülenmiş

impressive

etkileyici

figure

şekil

include

içermek

flight

uçuş

inconvenient

uygun olmayan

famine

açlık

incredible

inanılmaz

generous

cömert

influential

etkileyici

gloomy

sıkıcı

invention

icat

goalkeeper

kaleci

jog

yürüyüş

gate

geçiş

keep in touch with

iletişim kurmak

goods

mal

knock

vurmak

grounds

zemin

knowledge

bilgi

hire

kiralamak

leap

sıçrama

historian

tarihçi 54

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

leave

terk etmek

improve

geliştirmek

lighthouse

fener

increase

artmak

long for

özlemek

infect

bulaşmak

loo

tuvalet

inflation

enflasyon

mankind

insanoğlu

incapable of

yeteneksiz

man-made

insan yapımı

joy

eğlence

marvellous

harika

keep-fit

zinde

medal

madalya

knee

diz

microchip

mikroçip

knee pad

dizlik

musical instrument

müzik enstrümanı

leotard

bale elbisesi

noodle

şehriye

luxurious

lüks

obsessed

saplantılı

luxury

lüks

obvious

açık ,aşikar

mean

cimri

operation

ameliyat

missing

kaçan, eksik

oversleep

çok uyumak

mild

yumuşak

owe

sahip olmak

monastery

manastır

palace

saray

nun

rahibe

pear

armut

opera

opera

pet

evcil hayvan

out of work

işsiz

philosophical

felsefi

particularly

özellikle

play

oyun

permanance

daimilik

pleasure

zevk

performance

performans

point

nokta

plain(of food)

sade

print

baskı

plainly

sade bir şekilde

product

ürün

planet

gezegen

race

ırk, yarış

plant

bitki

raw

ham

plumber

Tesisatçı 55

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

ray

ışın

potter

bahçe işi ile uğraşmak

reputation

ün

prayer

dua

reputable

saygı değer

protect

korumak

research

araştırma

provide

sağlamak

revolutionize

devrimleşmek

quite

oldukça

rise

yükselmek

rather

oldukça

risk

risk

referee

hakem

round

çevre

relative (of a person)

akraba

save

kurtarmak

relax

rahatlamak

silk

ipek

remarkable

kayda değer

slightly

küçük bir şekilde

refuse

reddetmek

stand for

temsil etmek

respectable

saygı değer

statue

heykel

ridiculous

saçma

step

basamak

ray

ışın

stone

taş

rude

kaba

sunny

güneşli

run

işletmek ( kuruluş)

surgeon

cerrah

rush

acele etmek

swimming costume

mayo

sale

satış

take part in

katılmak

seasonal

sezonsal

tomb

mezar

semi-final

yarı-final

tradition

gelenek

series

dizi

unprecendented

tek,eşsiz

severe

vahşi

vegan

vejeteryan

shorts

şort

wonder

merak etmek

show

şov

wander

gezmek

silly

aptal

wonderful

harika

smart

şık, akıllı

wonders

harikalar

solitude

yalnızlık

56

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

worship

tapmak

sore

acı

top(clothing)

üst

steady(of a job)

düzenli, devamlı

tournament

turnuva

stuck(in a job)

sıkışıp kalmak

traffic warden

trafik polisi

stipulate

öngörmek

tender

şefkat

suburb

varoş

treasure

hazine

sweet (of a person)

tatlı

tulip

lale

tell a lie

yalan söylemek

ugly

çirkin

tender

şefkat

unemployment

işsizlik

tender (of meat)

yumuşak et

van

minibüs

throat

boğaz

volleyball

voleybol

tidy

toplu

weapon

silah

tolearant

hoşgörü

wedding anniversary

evlilik yıldönümü

tool

araç-gereç

wisdom

akıl

trouble

Bela

work of art

sanat eseri

take off

Üstünü çıkarmak

wrinkled

kırışık

trust

Güvenmek

VOCABULARY LESSON 4

VOCABULARY LESSON 3 abandon

terketmek

admission

kabul etme

absolutely

kesinlikle

allow

izin vermek

accidentally

kazara

admire

havran olmak

act

rol yapmak

arrange

düzenlemek

affair

ilişki

arrangement

düzenleme

amateur

amatör

assume

farz etmek

anticipate

ummak

backpack

sırt çantası

apologize

özür dilemek

bang on time

tam zamanında

archaeologist

arkeolog

behave

davranmak

bald

kel

blow your nose

burnunu sümkürmek

57

Her hakkı D A Y L I G H T E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

band

erkek grubu

bother

rahatsız etmek

bandage

bandaj

bovv(of your body)

reverans yapmak

ban

yasaklamak

boundary

sınır

beg

yalvarmak

business card

kartvizit

balcony

balkon

campaign

kampanya

biography

biyografi

casual

günlük

bitter

acı

casually

günlük olarak

blood

kan

chalk

tebeşir

blues

blues ( müzik türü)

chew (gum)

çiğnemek

boarding school

yatılı okul

choose

seçmek

branch (of a tree)

dal

clasp(hands)

bir araya getirmek

break (rules)

kuralları bozmak

cleanliness

temizlik

breathe

nefes almak

cloth

kumaş

brush

fırçalamak

code(of the phone)

kod

bear

doğurmak

colleague

meslektaş

bury

gömmek

confirm

doğrulamak

brand

marka

cool (of people)

serin kanlı

carreer

kariyer

corresponding

ilişkili

castle

kale

cry(=make a noise)

bağırmak

chapter

bölüm

custom (=habit)

gelenek

cheek(on your face)

yanak

date of birth

doğum tarihi

childhood

çocukluk

deal (in business)

ilişki

chimney

baca

deal with

ilgilenmek

compose

bestelemek

deny

inkar etmek

composer

bestekar

drop sb(somewhere)

birini bir yere bırakmak

curly

kıvırcık

easy-going

uyumlu

deposit

depozit

emotional

duygusal 58

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

desperately

umutsuzca

employee

çalışan, işçi

despite

rağmen

employer

iş veren

determined

kararlı

engaged (on the phone)

meşgul

diamond

elmas

entertain

eğlenmek

dig

kazmak

enthusiastic

istekli

disappear

ortadan kaybolmak

enthusiasm

isteklilik

disappoint

hayal kırıklığına uğramak

essential

gerekli

dote on

vurgulamak

establish

kurmak

draw (a picture)

çizmek

etiquette

etiket

drawing

resim

exchange

değiş tokuş etmek

die=pass away

vefat etmek

executive

üst düzey

driving test

sürüş testi

expect

ummak, beklemek

elderly

yetişkin

extension

dahili

eventually

son olarak

fill in (a form)

doldurmak

excavation

bilimsel gezi

formal

resmi

exceptional

haricen

fun-loving

eğlence seven

fable

fabl

gift-wrap

hediye paketi

feature(of a face)

özellik

global

küresel

fiction

kurgu

greet

selamlamak

fist

yumruk

guidebook

rehber

flow

akmak

hand

el

foolish

aptal

hard-working

çalışkan

forest

orman

have enough of

yeterli.... olmak

fortuner

falcı

headmaster

başkan

freezing

dondurucu

heel

topuk

furious

asabi

height

yükseklik

gambler

kumarbaz

hold

tutmak

59

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

gangster

gangaster

hospitable

misafirperver

genius

dahi

housework

ev işleri

go hunting

ava gitmek

humorous

espiritüel

go camping

kampa gitmek

humble

mütevazı

grief-stricken

kederli

income

gelir

heal

iyileştirmek

insult

hakaret etmek

heart failure

kalp yetmezliği

interrupt

bölmek,arasına girmek

hit(=success)

başarı

knit

örmek

homesick

evini özlemiş

lazy

tembel

horror movie

korku filmi

length

uzunluk

hold

tutmak

liar

yalancı

insist

ısrar etmek

light-hearted

hassas

in the distance

uzakta

link

bağlantı

icon

biblo

loads of things(=lots of things)

çok

ironing

ütü yapma

manners(=behaviour)

davranış

knight

şövalye

marital status

medeni durum

laugh

gülmek

master

efendi

lead

liderlik etmek

matter

durum

lifelike

canlı gibi

modest

mütevazı

limelight

spot ışık

nothing

lord

lord

nappy

hiçbir şey uykulu

magnificent

harika

nationalistic

milliyetçi

mansion

konak

note

not

masterpiece

başyapıt

notice-board

duyuru panosu

match (in sport)

maç

occupation

meslek

merrily

mutlu bir şekilde

offensive

kırıcı

moral

ahlak

outgoing

sosyal

60

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

mysterious

gizemli

pint(of beer)

yarım

necklace

kolye

postcode

posta kodu

negro

zenci

pudding

puding

neighbourhood

komşuluk

punctual

dakik

nervous breakdown

sinir krizi

punishment

ceza

oak tree

meşe

put sb up (for the night)

davet etmek

oil tree

zeytin ağacı

rainy season

yağmurlu mevsim

oil painting

yağlı boya

realize

farkına varmak

only(chid)

tek çocuk

register

kayıt olmak

onwards

üstüne doğru

regularly

düzenli bir şekilde

orchestra

orkestra

reserved

utangaç,içine kapanık

outnumber

sayıca fazla

respectful

saygıdeğer

painfully

acı bir şekilde

responsibility

sorumluluk

part (in a play)

bölüm

retired

emekli

peacefully

huzurlu bir şekilde

roll

yuvarlamak

pianist

piyanist

romantic

romantik

pigeon

güvercin

rule

kural

poison

zehir

rush

acele

pop group

pop grubu

search

aramak

popularity

popülarite

seat-belt

emniyet kemeri

portrait

portre

self-employed

kendi işinde çalışan

puncture

lastik patlaması

seniority

üstünlük

record

kayıt

serious

ciddi

refuse

reddetmek

set(the table)

masa kurmak

release

serbest bırakmak

shake hands

el şıkışmak

report

rapor

show off (=boast)

şov yapmak,övünmek

rough(area)

engebeli

sign(your name)

imza atmak

61

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

score(a goal)

gol atmak

signpost

levha

sculpture

heykel

signature

imza

sensitive

hassas

skate-boarding

kay kay yapma

set off

yolculuğa çıkmak

sunglasses

güneş gözlüğü

settle ( a fight)

kavga etmek

sleeve

kol manşeti

sketch

sikeç

sociable

sosyal

skill

yetenek

sole (of your foot)

ayak tabanı

slave

köle

sophisticated

kültürlü

spill

dökmek

spray

sprey

spinster

evde kalmış

status

durum

spoilt

şımarık

stereotype

tek tip

spot

belirgin

strict

katı,sert

star

yıldız

see off

yolcu etmek

swimming costume

mayo

submit

teslim etmek

smooth

düz

suncream

güneş kremi

subsequent

takip eden

talkative

konuşkan

suffer

acı çekmek

terrified

korkulu

sunbathe

güneşlenmek

thereafter

sonra

silly

aptal

tidy

derli toplu

talent

yetenek

tip(=suggestion)

öneri

tap(your feet)

ayakla ritim tutmak

tolerant

hoşgörülü

terrific

korkunç

travellers cheque

seyahat çeki

thoroughly

tamamen

universal

evrensel

torn

yırtık

valuable

değerli

tired of

bıkmak

water(plants)

sulamak

teenager

ergenlik çağında olan genç

welcome

hoşgeldiniz!

triangle

üçgen

well-dressed

iyi giyimli 62

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

thunder

fırtına

widespread

yaygın

tune

ton

widowed

dul

ultimately

sonuç olarak

wink

göz kırpmak

unbelievable

inanılmaz

yawn

esnemek

undisputed

tartışılmaz

wave (in the sea)

dalga

unique

eşsiz

wealthy

zengin

unless

medikçe.madıkça

wig

peruk

upset

üzgün

wound

vara

vine

asma

wrist

dirsek

vineyard

asma bahçesi

wrong

hata

wake

uyand ırmak

way

yön

VOCABULARY LESSON 6

VOCABULARY LESSON 5 accommodation

kalacak yer

absorb

emmek

agriculture

tarım

accent

aksan

admittance

kabul

accept

kabul etmek

arrange

düzenlemek

agree

onaylamak

available

uygun

agricultural

tarımsal

avocado

avakado

anonymous

anonim

backbone

sırt kemiği

area

alan

bakers

fırın

article

makale

balcony

balkon

attitude

davranış

boiling

kaynayan

back door

arka kapı

cancel

iptal etmek, call off

backwards

arkadan

caviar

havyar

bank account

banka hesabı

candidate

aday

bizarre

acayip

chambermaid

hizmetli

boil(food)

kaynatmak

characterize

karakterize etmek

boom (succeed in business)

başarılı olmak

63

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

chilly

dondurucu

build (of a body)

yapı

climate

iklim

by the way

bu arada

cloud

bulut

can't help

kendini alamamak

cloudy

bulutlu

can't stand

katlanamamak

coastline

kıyı şeridi

charming

çekici

collect

biriktirmek

comforting

rahatlatıcı

come across

karşılaşmak,bump into

common(in common)

ortak

confirm

doğrulamak

compare

kıyaslamak

consider

düşünmek

complicated

karışık

council

konsolosluk

conclusion

sonuç

crossing(in a boat)

karşıya geçme

confidence

güven

crystal

kristal

consist

içermek

cuckoo clock

guguklu saat

cosmopolitan

kozmopolit

dark

karanlık

cough

öksürmek

definitely

kesinlikle

companion

yandaş

degree(of temperature)

derece

cross(=angry)

kızgın

descent

soy

cry(have tears)

ağlamak

dramatic

dramatik

cute

şirin

edge

kenar

damage

zarar vermek

effect

etki

directly

direkt olarak

enthusiasm

isteklilik

disguise

kılık değiştirmek

enquiry

soruşturma

disgusting

iğrenç

exhausted

çok yorgun

dish

tabak çanak

exhilarated

heyecanlı

display

oynatmak

experience

tecrübe

drive sb mad

birini çıldırtmak

face

yüz

dry clean

kuru temizleme

factory

fabrika

enthusiastic

istekli 64

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

fashion

moda

even

bile

fear

korku

event

olay

ferry

feribot

except

hariç

field

tarla,alan

enlarge

genişletmek

fog

sis

external

dış

foggy

sisli

fan(=supporter)

taraftar

forecast

tahmin

fancy

havai etmek

fortnight

15 gün

fantastic

harika

freezing

dondurucu

fast(food)

ayak üstü yemek

unforgetable

unutulamaz

fat

şişman

frustrating

iğrenç

fight

kavga

gallery

galeri

floor (first.second,etc.floor)

kat

gentle

kibar

flu

grip

get further into

ilerlemek

local point

odak noktası

grateful

minnettar

foreign trade

dış ticaret

guest

misafir

fresh(food)

taze

hair-cut

saç kesimi

frozen

donmuş

half way

yarı yol

gastronomic

mide ile ilgili

hang on (=wait)

beklemek

get on (with sb)

geçinmek

heavy(of rain)

sağanak yağış

get rid of

kurtulmak

heavy industry

ağır sektör

gravitate

yönelmek

hill

tepe

health

sağlık

honeymoon

balayı

historic

tarihsel

hop in (a car)

arabaya binmek

home-grown

evde yetiştirilmiş

hurry

acele

harvest

mahsül

include

içermek

hot (of curry)

acı

habit

huy

human rights

insan hakları

65

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

itinerary

yolculuk programı

influential

etkileyici

jail

hapishane

impression

izlenim

lace

dantel

impatient

sabırsız

land (a plane)

karaya inmek

increasingly

artarak

leather

deri

industrial

endüstriyel

left(there's no sugar left)

kalan

inferior

alt

lightning

aydınlatma

influence

etki

loaf

somun

ingredient

içindekiler

loan

borç

inquire

araştırmak

mainly

özellikle

inseparable

ayrılmaz

materialistic

materyalist

instead of

verine

melon

kavun

invasion

istila

message

mesaj

keen(of a supporter)

düşkün

millionaire

milyoner

kettle

su ısıtıcısı

mining

maden kazma

landscape

kara

minus

eksi

lose

kaybetmek

mist

pus

limitless

limitsiz

misty

puslu

look forward (to sth)

dört gözle beklemek

mentally

mantıklı olarak

loss

zarar

navigate

yönlendirmek ( deniz)

mad (about sth)

delirmek

pack

toplanmak

major

başlıca

penguin

penguen

manage

başarmak, yönetmek

petrol

benzin

management

başarı, yönetim

pleasure

zevk

meek

mütevazı

pony

tav

ministry

bakanlık

poor

fakir

mug

fincan

populated

kalabalık

neither(of them)

her ikiside değil

66

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

preferably

tercihen

notice-board

duyur panosu

qualification

özellik

nowadays

bugünlerde

random

rastgele

obviously

açık olarak

recent

son zamanlardaki

occasion

vesile

reception(after a marriage)

davet

old-fashioned

eski moda

recommend

tavsiye etmek

olive oil

zeytin yağı

remind

hatırlatmak

overcrowded

çok kalabalık

remove

ortadan kaldırmak

owner

sahip

require

gerektirmek

particularly

özellikle

revise

tekrarlamak

passion

tutku

revision

tekrarlama

path

patika

rough

zor

pie

turta

shampoo

şampuan

plain (food)

sade

shower

duş

plan (of a room)

plan

showery

sağanak yağış

plant(=flower)

bitki yetiştirmek

sidewalk

kaldırım

population

nüfus

sightseeing

turistik gezi

polluted

kirli

situated(be situated)

bulunma

preference

tercih

smooth(sea)

düz

produce

üretmek

souvenir

hediyelik eşya

proud

gurur

spot(=place)

odak

pulley

askı

statue

heykel

queue

kuyruk, sıra

storm

fırtına

rabbit

tavşan

stormy

fırtınalı

race(=rush)

yarış, acele

straight away

dümdüz

ration

oran

stress

stres

ray(of hope)

ışık

temperature

ısı

recipe

tarif 67

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

thunder

kasırga

recover

iyileşmek

tip(=money)

bahşiş

rectangular

dikdörtgen

top

üst

replace

yer değiştirmek

towel

havlu

reserved

içine kapanık

tower

kule

respect

saygı

twin room

iki kişilik oda

respected

saygılı

vacation(USA)

tatil

rich(of food.soil)

verimli

valley

vadi

risk

risk

vast

büyük, geniş

row(=line)

sıra

view

görüş

rude

kaba

worry

endişe etmek

ruin

zarar vermek

wild(animal)

vahşi

rural

kırsal

wooden

tahtadan yapılmış

sauce

sos

wrap up(warm)

ısınmak

search

aramak

zoo

hayvanat bahçesi

seaside

deniz kenarı

survive

kurtulmak

seldom

nadiren, rarely

table manners

masa kuralları

shepherd

çoban

tasteful

leziz

sink

batmak

tasteless

lezzetsiz

size

beden

tasty

leziz

soil

toprak

tie (piece of clothing)

kravat

sophisticated

kültürlü

tie

bağlamak

spare

boş

tragedy

trajedi

speak your mind

aklındakini söyle!

tremendously

büyük bir şekilde

spoil (food)

ekşimiş

troubled

başı belada olan

spontaneous

eş zamanlı

unusable

kullanılmaz

starving

çok acıkmış

vacant

boş

steaming(of a hot drink)

buharlı

68

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

waste(of time)

zaman kaybı

stranger

yabancı

whatever

her ne ise

surely

kesinlikle

VOCABULARY LESSON 7

VOCABULARY LESSON 8

acceptable

onaylanabilir

actually

aslında

adore

taparcasına sevmek

afford (can't afford)

bütçesi yetmek

advertisement

reklam

after all

hepsinden sonra

advice

öğüt

aid

yardım

announce

anons

AIDS

AİDS

answer phone

telefona cevap vermek

amazed

şaşırmış

applicant

başvuran kişi, aday

amnesty

af

application

başvuru

amount

miktar

apply (for a job)

başvurmak

animal welfare

hayvan sağlığı

appreciate

kıymet bilmek

anyway

her neyse

approve

onaylamak

appreciate

değer bilmek

archeology

arkeoloji

as soon as

olur olmaz

astronaut

astronot

as well

de,da

attendant

katılımcı

astonished

şaşırmış

based(e.g.be based in Paris)

bulunma

at least

en azından

blanket

battaniye

accuse of

suçlamak

bring up sth(=mention)

bahsetmek

because of

den dolayı

bring up children

yetiştirmek

beg

yalvarmak

brown (from the sun)

bronzlaşmak

break the law

kanunları yıkmak

cell

hücre

broke(=having no money; informal) çulsuz

chaos

kaos

bunch(of flowers)

buket

choice

seçenek

burglar

hırsız

choir

koro

calm

sessiz

charge with

suçlamak

camp

kamp 69

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTlTUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, coğaltılamaz.

coach

otobüs

carry on(=continue)

devam etmek

companion

arkadaşlık

charitable

yardım edilebilir

competition

rekabet

charity

yardım kuruluşu

complain

şikayet etmek

circumstance

durum

convince

inandırmak

court (of law)

mahkeme

cookery

yemekle ilgili

crop

mahsül

copy

kopya

cruelty

zalimlik

correspondent

ilişkili

delay

ertelemek

cousin

kuzen

demand

talep etmek, ask for

cover

kapsamak

deserve

hak etmek

creation

yaratma

desperate

umutsuz

cruise

deniz gezisi

diary

günlük

CV (=curriculum vitae)

özgeçmiş

disease

hastalık

degree (from a university)

derece

donation

bağış

delighted

memnun

drought

kuraklık

disappointed

hayal kırıklığına uğramış

economic

ekonomik

disaster

felaket

effort

efor

earthquake

deprem

either(I don't either)

de.da (olumsuz)

elect

seçmek

embassy

elçilik

enclose

iliştirmek

enormous

büyük

excuse

mazeret bulmak

envy

havran olmak

explorer

kaşif

especially

özellikle

extension(of a telephone)

dahili

estimate

tahmin etmek

fashionable

moda

evaporate

buharlaşmak

flood

sel

even (even John)

bile

fluent

akıcı

essential

gerekli

footstep

adım

envious

hayran 70

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

force sb(to do sth)

zorlamak

fall in love

aşık olmak

forgive

affetmek

famine

açlık

crucial

önemli

fantasize

havai etmek

get back to sb(on the phone)

geri dönmek

fascinating

büyüleyici

fee

ücret

get on withsb(e.g.your parents) anlaşmak fatal

ölümcül

filthy

kirli

get sth over (=communicate)

iletişim kurmak

fix

tamir etmek

get over sth(=recover)

üstesinden gelmek

fluid

sıvı

give up(=stop)

vazgeçmek

fond of sb/sth

düşkün olmak

go out with sb

çıkmak

food poisoning

gıda zehirlenmesi

grow up

yetiştirmek

necessary

gerekli

headline

başlık

for example

örneğin

heavy(of rain)

sağanak

imperative

çok gerekli

hold(=wait)

beklemek

game of cards

ovun kartı

indeed

gerçekten

generally

genel olarak

interpreter

tercüman

generously

cömertçe

jockey

jokey

get hold of sb(=contact)

ilişki kurmak

journalism

gazetecilik

get lost

kaybolmak

judge

hakim

groceries

bakkal

just in case

davada adillik

guard

koruma

kidnap

çocuk kaçırmak

handle

baş etmek

lawyer

avukat

honest

dürüst

line (of a phone)

hat

sincere

içten

look after

ilgilenmek

homeless

evsiz

look like

benzemek

hardworking

çalışkan

look up

bilgi araştırmak

moral

ahlak

lie

uzanmak

improbable

imkansız

71

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

make sb redundant

kovmak

incurable

tedavi edilemez

managing director

müdür

inherit

miras kalmak

manor

konak

insist

ısrar etmek, persist

manual labour

elle yapılan iş

intensive

yoğun

model (person)

manken

invest

yatırım yapmak

nanny

dadı

investigate

soruşturma yapmak

operation (medical)

ameliyat

pore over

gözden geçirmek

package holiday

paket tatil

join

katılmak, take part in

part-time

yarı zamanlı

kindness

kibarlık

pat

vurmak

laboratory

laboratuar

personnel manager

personel müdürü

lawful

kanuni

persuade

ikna etmek

leak

sızıntı

phase(=period)

döneni

link

bağlantı

pick up(=get better)

iyileşmek

loan

borç

pick sth up(=learn)

öğrenmek

lottery

piyango

poet

şair

lean over

abanmak

politics

politika

mate(=friend:informal)

arkadaş

post(=job)

meslek

means(=methods)

metot

pretend

gibi görünmek

meanwhile

bu arada

priceless

paha biçilmez

medical supply

tıbbi destek

majority

çoğunluk

mild

yumuşak

put sb through (on the phone)

bağlamak

minority

azınlık

put up with sb/sth(=tolerate)

hoşgörülü olmak

nearly

yaklaşık olarak

regret

pişman olmak

of course

tabi ki

resign

istifa etmek

offer

teklif etmek

resignation

istifa

oil spill

yağ damlası

retire

emekli olmak

on time

zamanında 72

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

retirement

emeklilik

only

sadece

row(=argument)

kavga, münakaşa

oppose

karşı gelmek

rubbish bin

çöp kutusu

penniless

çulsuz

run out of sth (e.g .sugar)

tükenmek

permission

izin

safe (=well)

güvenli

pick up sb/sth(=collect)

biriktirmek

senior citizen

üst düzey halk

possibility

imkan

servant

hizmetçi

pour

dökmek

standard

standart

prevention

engel

successful

başarılı

prisoner of conscience

düşünce mahkumu

suntan

güneş yanığı

prize

ödül

surgeon

cerrah

promote

terfi etmek

surveyor

anketör

psychotherapist

psikoterapist

take after sb (e.g your mother) benzemek

publicize

halka arz etmek

take off(=become successful)

başarılı olmak

purpose

amaç

take off (of a plane)

havalanmak

put pressure on sb

baskı yapmak

take sth up (e.g.a sport)

hobiye başlamak

racehorse

yarışatı

be taken aback

şaşırmak

mean

cimri

textile company

tekstil şirketi

rehabilitate

rahatlatmak

tone (on a phone)

ton

release

serbest bırakmak

training course

eğitim

research

araştırmak

narrow-minded

geri kafalı

absent-minded

dalgın

twice

iki kez

search

aramak

twin

ikiz

secret

sır

van

minibüs

smash

vurmak

various

çeşitli

solve

çözmek

warning

uyarı

dump

aptal

widely

geniş bir şekilde

sponsor

sponsor 73

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'aD aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

widow

dul

sunburnt

güneşte yanmış

worldwide

dünyaca yaygın

tempt

eğilimi olmak

wrap

paketlemek

therefore

böylece.so

wanted

aranan

treat

davranmak

winner

kazanan

unfortunately

maalesef

word processor

daktilo

unpredictable

tahmin edilemez

would rather(=prefer)

tercih etmek

verse

düz yazı

wise

Erdemli

visa

vize

wine

Şarap

whale

balina

VOCABULARY LESSON 9

VOCABULARY LESSON 10

abandoned

terkedilmiş

admire

havran olmak

abush

utanmak

advertising

reklam

air

Hava

aggressive

saldırgan

ambition

Hırs

air-conditioning

havalandırma

ambitious

Hırslı

airmail

hava postası

annoyed

rahatsız olmuş

apart from

hariç, except for

as a matter of fact

aslında

ashtray

küllük

au pair

çocuk bakıcısı

aspect

özellik

background

özgeçmiş

attached(=fond of)

düşkün

botanic

botanik

attack

saldırı

bald

kel

attic

çatı katı

cheat

kopya çekmek

authority

oterite

cheerful

neşeli

autobiography

otobiyografi

clear sth away (e.g.a mess)

toplamak

automatic car

otomatik araba

clearly

açık olarak

award

ödül

condemn

işlemek

ban

yasaklamak

colleague

meslektaş

birthday card

doğumgünü kartı

74

Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a ailtir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

colorless

renksiz

bookcase

kitaplık

combine

birleştirmek

brake

fren

convince sb of sth

inandırmak

brand(of cigarette)

marka

clutch

tutmak

brochure

broşür

curious(=wanting to know)

meraklı

bulk of stlı(=majority)

bolluk

daydream

hayal görmek

chimney

baca

deal with

ilgilenmek

celebrate

kutlamak

definite

kesin

chain

zincir

depend on sb

bağlı olmak

chain smoker

destruction

zarar

chairman

tiryaki başkan

discover

keşfetmek

car race

araba yarışı

disturb

rahatsız etmek

clutch

tutmak, grasp

drop(of water)

düşürmek

coffin

tabut

estimate

tahmin etmek

collapse

yıkılmak

easy-going

uyumlu

collector

kolleksiyoncu

effective

etkili

corporate

birleşmek

enormously

büyük bir şekilde

contemporary

çağdaş

envy

havran olmak

convention

gelenek, tradition

exact

tam

cool(=sophisticated)

kültürlü

explore

keşfetmek

drawer

çekmece

fade

solmak

deal with

ilgilenmek

fertile

verimli

current(=existing now)

şu an olan

fire engine

motor

dedicated

kendini adamış

fond of

düşkün

down

aşağı

forest

orman

driving licence

ehliyet

fountain

çeşme, fıskey

drown

boğulmak

good-natured

iyi huylu

drug

ilaç 75

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

garage

garaj

dust

toz

hard-working

çalışkan

enthusiastic

istekli

harsh

sert

effect

etki

hire

kiralamak

egg cup

yumurtalık

hopeless

umutsuz

encyclopaedia

ansiklopedi

housework

ev işi

estate agent

emlakçı

I bet!(=I'm sure)

Eminim!

even though

rağmen

impatient

sabırsız

expense

gider

insist on

ısrar etmek

expose

ortaya çıkmak

impressive

etkileyici

extend(a house)

genişletmek

in spite of

rağmen

fag(=cigarette:informal)

sigara

in the meantime

bu arada

fault

hata

inclined to do sth

eğilimli olmak

fire(a gun)

ateşlemek

incredible

inanılmaz

fall down

düşmek

inhabitant

yerli

fireman

itfaiyeci

insistent

ısrarlı

fireplace

şömine

inspect

araştırmak

fireworks

havai fişek

instead of

verine

fondness

düşkünlük

keep an eye on sb/sth

gözünü ayırmamak

get-well card

geçmiş olsun kartı

lay down

kural kovmak

goal

amaç

lavender

lavanta

graduate

mezun olmak

lazy

tembel

grey(of hair)

kır saçlı

lifestyle

hayat stili

hairbrush

saç fırçası

literally

edebi olarak

haircut

saç kesimi

magnificent

büyük

hairdresser

kuaför

memory

anı

humiliate

hor görmek

mess

dağınıklık

human being

insanoğlu

76

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

midday

gün ortası

hinder

engellemek

mood

mod

holy

kutsal

moody

sıkkın

illegal

yasa dışı

nun

rahibe

illustrate

örneklendirmek

notice

fark etmek

image

imaj

nurse

hemşire

instructor

eğitmen

ocean

okyanus

irritated

sinirli

only(child)

tek çocuk

income

gelir

optimistic

iyimser

inevitable

kaçınılmaz

outweigh

şişman

infinite

sonsuz

oversleep

çok uyumak

lorry

kamyon

part

bölüm

lung

akciğer

peace

barış

manufacture

üretmek

peacefully

huzurlu bir şekilde

market

pazar

perfect

harika

misuse

yanlış kullanmak

pessimistic

karamsar

motorbike

motorsiklet

philosopher

filozof

moreover

dahası

plain(=flat land)

düz

misunderstand

yanlış anlamak

plaster(on a broken leg)

plaster

motor racing

motor yarışı

pool

havuz

narrow

dar

put off doing sth(=postpone)

ertelemek, delay

network



refill

tekrar doldurmak

nicotine

nikotin

regard

saygı göstermek

notebook

defter

regular

düzenli

order(=request for goods)

sipariş

relationship

ilişki

packing

toplanma

reliable

güvenilir

panic

panik

remainder

kalan

pool

havuz

77

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

role

rol

poster

poster

remarkable

kayda değer

pray

dua

resentment

kırılma, incinme

prematurely

önce

reserved

içine kapanık

press conference

basın konferansı

restore

düzenlemek

proper

uygun, düzgün

resume

kurtulmak

prove

ispatlamak

reverse

ters düşmek

proof

kanıt

random

rastgele

puritan

puritan

role

rol

put sth out (e.g.a cigarette)

söndürmek

row

kavga

rare

nadir

scene

manzara

read(=study at university)

üniversitede okumak

sensitive

hassas

remind

hatırlatmak

sense

duyu

remote

uzak

shy

utangaç

revise(for an exam)

tekrarlamak

sick(=ill)

hasta

salty

tuzlu

silhouette

siluet

screen

ekran

snore

horlamak

second-hand

ikinci el

sociable

sosyal

share

paylaşmak

soldier

asker

shopping basket

alışveriş sepeti

solitary

yalnız

shopping centre

alışveriş merkezi

soul

ruh

spirit

ruh

spectacle(=sight)

görüş

spare(time)

boş zaman

sausage

sosis, salam

specialist

uzman

sure

emin

split up (of a married couple)

ayrılmak

stressful

stresli

sponsorship

sponsorluk

sunset

güneş batımı

statement

ifade

sunglasses

güneş gözlüğü

store

dükkan 78

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

talkative

konuşkan

suffix

son ek

threaten

tehdit etmek

sympathy

kibarlık

trust

güvenmek

target

hedef

totally

tamamen

teapot

çaydanlık

tough(=difficult)

zor

tear(in your eyes)

gözyaşı

train

eğitmek

tear sth up

yırtmak

tremendous

büyük

tempt

eğiliminde olmak

trip

seyehat

toilet paper

tuvalet kağıdı

turn up(=arrive)

varmak

toothache

diş ağrısı

unemployed

işsiz, redundant

toothbrush

diş fırçası

unreasonable

mantıksız

toothpaste

diş macunu

untidy

dağınık

tractor

traktör

ups and downs

iniş çıkışlar

traffic warden

trafik polisi

vain

boşuna

tomb

mezar

vision

görüş

tuition

eğitim

vote

oy kullanmak

vehicle

araç

wilderness

vahşilik

versus

e karşı

wish

istek

wallpaper

duvar kağıdı

weigh

ağırlığında olmak

warm

ılık

weird

acayip, garip

warning

uyarı

wrapping paper

hediye paketi kağıdı

wedding

düğün

worst

en kötüsü

war

savaş

work out

plan yapmak

wear out

yorulmak

weak

zayıf

wind

rüzgar

79

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

VOCABULARY LESSON 11

VOCABULARY LESSON 12

absent-minded

dalgın, unutkan

accustomed(to sth)

alışmak

acid rain

asid yağmuru

admit

kabul etmek

adopt

evlat edinmek

advise

öğüt

appealing

etkileyici

all-night party

bütün gece süren parti

army

ordu

announcement

anons

authoritative

otoriter

argue

kavga etmek

balloon

balon

babysit

çocuk bakmak

band

bando

boast

övünmek

bite

ısırmak

best man

sadıç

blame

suçlamak

birth

doğum

blow

liflemek

bone

kemik

bother

rahatsız olmak

bonnet

bone

brain

beyin

bossy

patron gibi

briefcase

evrak çantası

boredom

sıkkınlık

bucket

buket

bow(tie a bow)

papyon

brave

cesur

bow (with your body)

reverans yapmak

century

yüzyıl

bride

gelin

chew

çiğnemek

bridesmaid

nedime

childbirth

çocuk doğumu

bury

gömmek

city-dweller

şehir yaşayanları

cap

kep

clap

alkışlamak

cemetery

mezarlık

colony

koloni

christening

hristiyanlık

concert

konser

contradict

ters düşmek

cope with

baş etmek

calm down

sakinleşmek

corridor

koridor

cancel

iptal etmek

cruel

zalim

cotton

pamuk 80

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

divide

bölmek

create

yaratmak

diamond

elmas

cut off (on the phone)

kesilmek

doll

oyuncak bebek

deny

inkar etmek

dolphin

yunus

stipulate

öngörmek

duck

ördek

urge

cesaretlendirmek

evidence

delil

doubtful

şüpheli

evil

şeytan

dress

giyinmek

exchange rate

döviz oranı

drum

davul

explanation

açıklama

edge



error

hata

encourage

cesaretlendirmek

forgetful

unutkan

exclaim

söylemek

found

kurmak

faint

bayılmak

fortune

şans

falsify

yalanlamak

generation

nesil

have fun

eğlenmek

give away(money)

vermek

forceful

kuvvetli

grill

ızgara

fortnight

15 gün

gun

silah

frequency

sıklık

guy(=man;informaI)

adam

funeral

cenaze

garbage

çöp

gamble

kumar oynamak

goal

amaç

gesture

mimik

historically

tarihsel olarak

get engaged

nişanlanmak

hit

vurmak

sack

kovmak

hold

tutmak

insist on

ısrar etmek, persist

horseshoe

nal

grave

mezarlık

hug

sarılmak

greet

selamlamak

infancy

bebeklik

grief

üzüntü

inspector

dedektif

aid

yardım 81

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çogaltılamaz.

kick

kovmak

honeymoon

balayı

kneel

diz çökmek

humble

mütevazı

lie

uzanmak

debt

borç

ladder

merdiven

moral

ahlak

lecture

ders

marriage guidance counsellor

evlilik danışmanı

lick

yalamak

maternity leave

çocuk düşürme

life expectancy

ömür süreci

medium(of size)

orta boy

lucky

şanslı

meek

mütevazı

march

marş

merely

yalnızca

monitor

monitör

miss(e.g.when hitting sb)

ıska geçmek

nail

çivi

moan

yas tutmak

nap

şekerleme yapmak

mentality

mantıklılık

officially

resmi olarak

logical

mantıklı

packed(=crowded)

kalabalık

nappy

uykulu

parcel

parsel

noon

öğle

populated

kirli

obey

uymak

permanently

daimi olarak

objection

karşı olma

pile

yığın

offer

teklif

point

nokta

order sb to do sth

sipariş etmek

population

nüfus

ordinary

sıradan

pros and cons

avantaj ve dezavantajlar

persist in

ısrar etmek, insist

recognize

tanımak

point out

belirtmek

rescue

kurtulmak

pram

çocuk arabası

right-handed

sağ elini kullanan

pregnant

hamile

risky

riskli

ration

oran

rope

halat

reception

resepsiyon

rush hour

yoğun saatler

refuse

reddetmek 82

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

spoilt

şımarık

ring(on your finger)

yüzük

shark

köğek balığı

scarf

eşarp

shuttle

servis aracı

senior

üst düzey

silver

gümüş

selfish

bencil

slippers

terlik

severe

sert

smart(=well-dressed)

şık

severity

sertlik

snail

sümüklü böcek

sob

hıçkıra hıçkıra ağlamak

space

uzay

solicitor

avukat

square

kare

spring(i.e.the season)

bahar

stare

dik dik bakmak

sweep

yerleri silmek

superstition

batıl inanç

silly

aptal

sword

kılıç

sympathy

kibar

take over

üstlenmek

sauce

sos

tie

bağlamak

timid

utangaç

tiger

kaplan

tremble

titremek

toy

oyuncak

unpack

açmak

tourist attraction

turist ilgisi

vanish

ortadan kaybolmak

tube

tüp

wedding

düğün

trick

tuzak

widow

dul

tune

ton

witch

cadı

unlucky

şansız

vase

vazo

wander

gezmek

wavelength

dalgaboyu

wax

bal mumu

whistle

ıslık çalmak

83

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

THE MOST COMMON ENGLISH EXAM WORDS Abandon Abash Abdicate Abet Abortion Abridge Abrogate Abruptly Absolute Absolutely Absorb Abstemious Abstract Accede Accelerate Access Accessible Accessory Accommodations Accomplice Accord Accost Account for sth Accumulate Accurate

bırakmak (v) utandırmak (v) feragat etmek (v) cesaret vermek (v) çocuk düşürme,başarısızlık (n) kısaltmak (v) kaldırmak,feshetmek (v) aniden (adv) tam, sınırsız (v) bütünüyle,tamamen,kesinlikle (adv) içine çekmek,emmek (v) kanaatkar (adj) soyut,teorik (adj) razı olmak,kabul etme (v) hızlandırmak (v) giriş (n) faydalanabilir (adj) aksesuar;suç ortağı(n) kalacak yer suç ortağı (n) anlaşma (n) yanaşmak (v) hesap vermek biriktirmek (v) doğru (adj)

Magnificent Magnificently Mainly Maintain Maintenance Majority Manufacture Mediaeval Merely Meticulous Mettle Migrate Migration Mild Misconception Mislead Monetary Mutual Negligence Negligent Negligently Negotiate Negotiation Network Nominate 84

muhteşem (adj) mükemmel olarak (adv) başlıca (adv) sürdürmek (v) bakım işi (n) çoğunluk (n) imal (n), (v) orta çağa ait (adj) sadece (adv) çok titiz (adj) huy (n) göç etmek (v) göç (n) hafif (genellikle sigara ve hava için) (adj) yanlış anlama (n) yanlış yola sevketmek (v) paraya ait (adj) karşılıklı (adj) ihmal (n) ihmalci (adj) dikkatsizce (adv) anlaşmayı görüşmek (v) görüşme (n) ağ örgüsü (n) başkasını aday olarak göstermek (v) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTlTUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Achieve Acquire Acrid Acrimonious Adamant Adamantly Adapt Adequate Adequacy

başarmak (v) gerektirmek (v) buruk,aeı,ekşi,sert(adj) acı,ters,sert,haşin (adj) emin (adj) kararlı bir şekilde (adv) uygulamak (v) uygun (adj) uygun olma,yetenek (n)

Notable Notorious Notwithstanding Oblige Obligation Obsess Obsession Occur Omit

Adequately Adhere Adjacent Administration Admit Admonish Adopt Adore Adroit Advance Advance Advanced Adversary Adverse Adversely Adversity Aesthetic Affluent

yeterli derecede (adv) yapışmak, tutmak, bağlamak (v) bitişik, komşu, yakın (adj) yönetim (n) kabul etmek (v) azarlamak (v) evlatlığa kabul etmek (v) aşırı derecede sevmek (v) becerikli,usta (adj) gelişme;avans (n) ilerlemek (v) ilerlemiş (adj) hasım, düşman (n) zıt (adj) karşı olarak (adv) zorluk estetik (adj) bol akan,zengin (adj)

Onward Outcome Output Outrageous Overall Overcome Overwhelm Participate Particularly Penetrate Permissible Persist Persuade Pervasive Phenomenon Plaque Point out Poll 85

dikkate değer (adj) dile düşmüş (adj) her ne kadar (conj) zorlamak (v) mecburiyet (n) hiç aklından çıkmamak (v) saplantı (n) olmak (v) atlamak (v) den,dan, başlayarak den/dan itibaren (adj),(adv) sonuç (n) randıman (n) çok çirkin (adj) baştan başa olan (adj), (n) galip gelmek (v) basmak (v) katılmak (v) özellikle (adv) içine işlemek (v) izin verilebilir (adj) ısrar etmek (v) ikna etmek (v) yayılmış (adj) olgu (n) plaket (n) göstermek (v) anket (n) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Aggravate Agile Agitate Aglow Aggressive Ailment Ajar Akin Albino Alert Alienate Allegation Alleviatye Allure Alluring Aloof Ambiguous Amenable Amiable Amicable Amnesia Ample Amplify Anachronism Analog}' Anguish Announce

ağırlaşmak (v) çevik, (adj) tahrik etmek (v) parlak, (adj) saldırgan, (adj) rahatsızlık (n) aralık-az açık kapı akraba albinos.doğuştan beyaz saçlı (n) uyanık, (adj) vazgeçirmek (v) iddia (n) hafifletmek (v) büyülemek (v) cazip,çekici,(adj) uzak,soğuk,ayrıca (adj) belirsiz,müphem (adj) uysal, sorumlu (adj) tatlı,hoş (adj) dostane,dostça (adj) tıbta hafıza kaybı,amnezi (n) bol, geniş (adj) genişletmek, bollaştırmak (v) tarih hatası (n) kıyas (n) şiddetli ızdırap (n) bildirmek,ilan etmek (v)

Portion Portray Portrayal Post Precaution Prejudice Premise Premises Presumably Presumption Presuppose Presupposition Prevail Prevailing Primitive Priorty Privatise Privilege Privileged Profit Profound Profoundly Prolific Promote Promptly Proposal Prospect 86

kısım (n) resmetmek (v) resmetme (n) görev (n) önlem (n) önyargı (n) öncül(n) mal (n) tahminen (adv) haddini aşma (n) önceden farzetmek (v) önceden farzedilen şey (n) yenmek (v) hüküm süren (adj) ilkel (adj) öncelik (n) özelleştirmek (v) ayrıcalık (n) imtiyazlı (adj) kar (n), (v) çok derin (adj) derinden (adv) doğurgan (adj) ilerletmek (v) derhal (adv) öneri (n) görünüş (n), (v) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Anomalous Antiquity Apathy Apprehensive Apparent Apparently Appraisal Appreciate Apologize Appropriate Approval Approve Apt Arbiter Arbitrary Arid Arouse Arraign Arrogance Articulate Aspire As regards Assert Assess Asset Assist Assume

kural dışı (adj) antik çağlar (n) duygusuzluk (n) endişeli, duygulu (n adj) kolay anlaşılır (adj) açık bir şekilde (adv) değer biçme (n) değeriendirmek(v) özür dilemek uygun (adj) onaylama,razi olma (n) onaylamak (v) uygun,anlayışlı (adj) hakem (n) kendi,kendince (adj) kurak,tatsız (adj) canlandırmak (v) suçlamak,itham etmek (v) kibir,gurur (n) ifade etmek (v) yüksek amaç edinmek (v) ile ilgili olarak (prep) ileri sürmek;üzerinde durmak (v) değerlendirmek (v) değerli bir nitelik, varlık (n) yardım etmek,hazır bulunmak (v) varsaymak;üstüne almak (v)

Prosperity Prosperous Prove Pursue Put the blame on someone Rapid Raw material Rebuke Recession Reconciliation Recovery Recruit Recruit Recurrent Recycle Redundancy Redundant Refrain Refugee Regard Regulate Rehabilitation Reinforce Reinforcement Relent Relentless Relevant 87

başarı (n) işi yolunda (adj) doğruluğu saptanmak (v) kovalamak (v) suçlamak (v) hızlı (adj) ham madde (n) azarlamak (v), (n) ekonomik durgunluk (n) barışma (n) iyileşme (n) asker kaydetmek (v) acemi asker (n) tekrar meydana gelen (adj) yeniden kullanılır hale getirmek (v) fazlalık (n) gerekenden fazla olan (adj) şarkı nakaratı (n). (v) mülteci (n) saymak (v) tanzim etmek (v) eski hale getirme (n) yeni kuvvet vermek (v) takviye (n) yumuşamak (v) yumuşak bilmez (adj) uygun (adj) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Assumption Asylum Asylum Attain Attract Attribute Augment Authentic Available Avalanche Background Balance Banal Bankruptcy Beak Belligerent Beneficial Benevolent Besides Biased Blame Blame Blemish Board Boast Boost Breakdown

varsayım,tavır,sanma (n) sığınma yeri,sığınak (n) sığınak,barınak (n) elde etmek kazanmak (v) cezbetmek (v) nitelik,sıfat (n) büyütmek,artırmak çoğaltmak (v) otantik,doğru,asıl (adj) elde edilebilir,kullanılabilir (adj) çığ,yığın (n) özgeçmiş (n) dengelemek (v),(n) adi,bayağı (adj) iflas (n) gaga dövüşken (adj) yararlı,iyi (adj) yardım sever (adj) bundan başka,ayrıea (prep) eğilimli (adj) kabahat(n) suçlamak (v) leke, lekelemek (n), (v) kurul (n) övünmek;övünme (v), (n) moralini yükseltmek (v) analiz;çökme (n)

Relievable Reluctant Rely Remarkable Reminiscent Remote Renew Renovation Repressive Reputation Require Resign Respective Restore Restraint Resultant Resume Retrieve Reveal Revenue Revise Revoke Reward Rugged Sanction Satellite Scheme 88

yardım edilir (adj) istenmeden yapılan (adj) güvenmek (on) (v) fevkalede(adj) -i anımsatan (adj) ücra (adj) yenilemek (v) yenileme (n) bastırıcı (adj) ad (n) zorunlu kılmak (v) istifa etmek (v) her biri kendisinin olan (adj) iade etmek (v) menetme (n) meydana gelen (adj). (n) yeniden başlamak (v) tekrar kazanmak veya düzeltmek (v) açıklamak (v) gelir (n) gözden geçirilip düzeltmek (v) geri almak (v) mükafatlandırmak (v), (n) arızalı (adj) onay (n) uydu (n) plan (n) Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Breakthrough Bring about Budget Bulk Bulk large Bulky Burst Bust Go bust Bustle Call Calumniate Camouflage Candid Candidate Canon Capricious Captivate Capture Carry out Cast Casualty Celestial Chairman Choreographer Circumvent Clamorous

bilimde büyük buluş (n) neden olmak (v) bütçe (n) hacim;önemli bölüm (n) önemli (adj) yüklü patlama ( n) büst,göğüs (n) iflas etmek (go bankrupt) telaş, teleşlanmak (v), (n) davet etmek, çağırmak (v) iftira etmek (v) gizlemek, askeri kamuflaj (v), (n) samimi (n) aday (n) kanun (n) kaprisili,havai (adj) büyülemek,cezbetmek (v) ele geçirmek(v) uygulamak (phrasal v) tiyatro oyununda rol alanlar (v),(n) kazazede,yaralı (n) göğe ait,kutsal (adj), (n) başkan (n) kareograf (n) tuzağa düşürmek (v) gürültülü ( adj)

Scholarship Seek Segregation Segregate Stringent Seize Sensibility Shareholder Sharpen Shatter Shortcoming Significance Significant Slope Slump Sneak Solely Sophisticated Sovereign Spark Spontaneous Spread Stability Staff Standstill Steep Stem 89

burs(n) aramak (v) ayrılma (n) ayırmak (v) zorlu (adj) yakalamak (v) hassasiyet (n) hissedar (n) bilemek (v) paramparça (v) hata (n) önem (n) önemli (adj) bayır (n) çökme (n), (v) sürünerek (v), (n) yalnız (adv) bilgiç olan (adj) özerk (adj) kıvılcım (n), (v) kendi kendine olan (adj) yaymak (v), (n) sağlamlık (n) değnek (n) durmak (v) sarp (adj), (v) den kaynaklanmak (from), (v) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Clandestine Clement Clutch Cognitive Coherence Coherently Collapse Colleague Collusion Comfort Commit Commitment Committed Comparison Compatible Compensate Compensation Complement Complete Completion Complex Comply Compose Compromise Compromise Compulsive Conceal

gizli Stem merhametli (adj) Stimulate kavrama.kavramak.yakalamak (v) ,(n) Stain bilmeye veya kavramaya ait(adj) Strike tutarlık.uygunluk,yapışma (n) Submit tutarlı olarak (adv) Subsequent çökmek, çökme (v). (n) Subsequently meslektaş, mesai arkadaşı (n) Substance hile,tuzak (n) Substantial konfor, teselli etmek (n). (v) Substantially yapmak,yasadışı bir şey yapmak (v) Sufficiently kesin karar,teslim etme,teslim olma (n) Superficial kendini adamış,bağlı (adj) Supervise Karşılaştırma, bir tutma (n) Surmount uygun,geçimli (adj) Susceptible telafi etmek: bedelini ödemek (v) Suspend telafi,maaş,bedel,tazminat (n) Sustain tamamlayıcı herhangi bir şey (n) Tackle tamam,tamamlamak.doldurmak(adj) v Temperament tamamlama (n) Terrain karmaşık,çapraşık (n).(adj) Thoroughly -e uymak, itaat etmek, (v), (with) Thrill meydana getirmek, (v) Throughout uzlaşma(n) Transaction uzlaşmak(v) Treatment zorlayıcı (adj) Treaty gizlemek (v) Trial 90

sap-kol,gövde (n), (v) uyarmak (v) zorlamak (v) grev (n) arz etmek (v) sonraki (adj) sonuç(adv) madde (n) dayanıklı (adj), (n) esasen (adv) kafi derecede (adv) yüzeysel (adj) denetlemek (v) üstün gelmek (v) çabuk alınan (adj) asmak (v) desteklemek (v) palanga (n) mizah (n) savaş alanı tamamen (adv) çok heyecanlandırma (v), (n) baştan sona (adv). (prep) iş yapma (n) tedavi (n) antlaşma (n) yargılama (n) Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Concede Concern Conclusion Condemn Condole Condone Conduct Confine Confirm Conflict Conformity Congenial Conjunction Consequence Consideration Consternation Constituency Constituent Contitute Construct Construction Constructive Consture Consult Consume Contemporary Contemporary

teslim elmek,kabul etmek (v) ilgi,tasa,alakadar etmek (n),(v) son,son kısım (adj),(v) kınamak,suçlu çıkarmak (v) kedere ortak olmak (v) göz yummak,kusura bakmamak (v) yönetim,idare etmek,yönetmek (n).(v) sınırlamak,hapsetmek (v) doğrulamak,kanıtlamak (v) anlaşmazlık,fikir ayrılığı (n) uygunluk.anlaşma (n) uygun,iyi geçinen (adj) birleşme,aynı zamanda olma (n) sonuç (n) dikkat,düşünme,olgu (n) şaşkınlık,dehşet (n) bir seçim bölgesindeki seçmenler ( n) bileşiği meydana getiren(n) teşkil etmek(v) yapmak, inşaa etmek;çizmek (v) yapım.yapı.(n).(dilb) yapıcı (adj) mana vermek (v) danışmak (v) tüketmek (v) çağdaş (adj) aynı zamanda yaşamış olan (n)

Turbulent Ultimate Ultimately Unanimous Unanimously Underestimate Uniformity Unlikely Unprincipled Unstable Vacant Validity Vanish Various Vast Vehement Vehemently Versatile Viable Vicious Violate Virtually Virtue Vision Vital Voluntary Wage 91

gürültülü (adj) son (adj), (n) eninde (adv) aynı fikirde (adj) birliğiyle (adv) küçümsemek (v) aynılık (n) olası olmayan (adj) karaktersiz (adj) sabit veya sağlam olmayan (adj) boş (adj) doğruluk (n) gözden kaybolmak (v) değişik (adj) geniş (adj) şiddetli (adj) şiddetli (adv) çok yönlü (adj) yaşayabilecek durumda olan (adj) kötü (adj) bozmak (v) neredeyse(adv) haysiyet (n) görme (n) yaşamsal (adj) gönüllü (adj) ücret (n), (v) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Contemptuous Content Contribution Controversial Controversy' Convince Convict Convict Cope with Credible Crucial Culpable Curb Currently Curt Cynical Dazzle Debate Decade Deceptive Decline Decline Deed Defer Deference Deficit Deflate

manalı (adj) kapsam (n) yardım (n) ihtilaflı (adj) tartışma (n) ikna etmek (v) mahkum kimse (n) mahkum etmek (v) başa çıkmak (v) inanılır (adj) çok önemli (adj) kusurlu (adj) tutmak (v) halen (adv) ters ve kısa (adj) alaycı (adj) gözünü kamaştırmak (v) tartışmak (v), (n) onyıl (n) aldatan (adj) reddetmek (v) çöküş (n) ış(n) sonraya bırakmak (v) (to)-e uyma (n) bütçe (n) havasını veya gazını boşaltmak (v)

Waste Welfare Widespread Withdraw Withdrawn Withstand Witness Wreck Yield Facade Facilitate Fallacious Fascinate Feasible Feeble Finding Flexible Flourish Forbear Forecast Forefront Forensic Forthcoming Fraction Framework Frontier Frutless 92

atılık ((adj),(n),(v) iyilik (n) yaygın (adj) çekilmek (v) çekilmiş (adj) dayanmak (v) şahit (n) kaza geçirmek (v), (n) vermek (v), (n) bir binanın yüzü (n) kolaylaştırmak (v) boş (adj) büyülemek yapılabilir (adj) zayıf (adj) bulgu (n) esnek (adj) gelişmek (v) kaçınmak (v) tahmin (v), (n) en öndeki yer(n) mahkeme (adj) yakın gelecek (adj) çok küçük miktar (n) kafes (n) sınır (n) yararsız (adj) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Delectable Delete Deliberate Deliberate Deliberately Delineate Delinquent Demagogue Demonstrate Denial Denounce Depend (on/upon) Deplete Deplore Depraved Depracate Depressing Derive Deserve Detain Detain Detect Detection Detect Determine Devastate Devastating

hoş (adj) silmek (v) kasti (adj) Düşünmek (v) kasten (adv) şeklini çizmek (v) kabahatli (adj) demagog (n) Göstermek (v) inkar (n) insan fikir (v) ile güvenmek (v) tüketmek (v) -den dolayı kederlenmek (v) ahlaksız (adj) karşı koymak (v) üzücü (adj) -den sağlamak (v) bak etmek (v) Alıkoymak (v) geciktirmek (v) fark etmek (v) bulma (n) bulmak (v) karar vermek (v) harap etmek (v) Mahveden (adj)

Frustrate Frustration Function Fundamental Futile Genocide Genuine Genuinely Genus Gloomy Glory Government Gradually Grasp Grip Gripping Growth Habitat Hardly Hasitate Hazardous Heedless Hereditary Heredity Highly Hold Ignore 93

işini bozmak (v) hayal kırıklığı (n) işlev (n) son derece önemli (adj) beyhude (adj) jenosit (n) hakiki (adj) gerçekten (adv) birkaç türden meydana gelen cins (n) sıkıntılı (adj) şan (n) yönetim (n) ağır ağır (adv) sımsıkı tutmak (v), (n) sımsıkı tutmak (v), (n) sürükleyici (adj) gelişme (n) bir hayvanın veya bitkinin yurdu (n) çok az (adv) tereddüt etmek (v) tehlikeli (adj) dikkatsiz (adj) kalıtım (adj) kalıtım (n) çok,pek (adv) elinde tutmak (v) aldırmamak (v) Her hakkı DAYLIGHT E N G L I S H I N S T l T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Deviant Devise Devout Didactic Diffident Dilemma Disagreement Disastrous Disaster Disconcert Disconsolate Discourse Discreet Discrepant Discrepancy Discrete Discretion Discrimination Dismiss Disparity Display Dispose Disposed Disposition Dispute Dispute Disregard

aykırı düşünen kimse bulmak (v) dindar ((adj) öğretici (adj) çekingen (adj) ikilem (n) anlaşmazlık (n) felaket getiren (adj) felaket (n) düzenini bozmak (v) kederli (adj) karşılıklı konuşmak (v) tedbirli (adj) farklı (adj) ayrılık (n) ayrı (adj) kibarlık (n) aleyhte davranma (n) işten çıkarmak(v) eşitsizlik (n) sergilemek (v), (n) niyetlendirmek (v) niyetli (adj) eğilim (n) kavga (n) doğruluğundan şüphe etmek (v) , (n) önemsememek (v), (n)

Illegible Illuminate Immense Immensely Immigrant Imminent Immoral Immunize Impact Impartial Impervious Implement Implement Implementation implication Imply Impose Imposition Impotence Impress Improve Improvement Inadequate Incetive Incline Inconsiderate Inconsiderately 94

okunmaz (adj) aydınlatmak (v) çok büyük (adj) pek çok (adv) göçmen (n) yakın (adj) ahlaksız (adj) bağışık kılmak (v) etki (n) tarafsız (adj) su veya hava geçirmez (adj) uygulamak (v) alet (n) yerine getirme (n) ima (n) ima etmek (v) zorla kabul ettirmek (v) üzerine koyma (n) iktidarsızlık (n) etkileme (v) ilerle (t) mek (v) düzelme (n) yetersiz (adj) teşvik edici (adj), (v) eğmek (v), (n) düşüncesiz (adj) düşüncesizce (adv) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE' aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Distinction Distinctive Distinguished Distort Distribute Disturbing Diverse Diversity Dominance Dominant Dramatic Dramatically Dwell Earthquake Education Affective Elaborate Elaborate Eligible Eliminate Elimination Embark Embark Embarkation Emerge Eminent Emit

ayırt etme (n) ayıran (adj) seçkin (adj) biçimini bozmak (v) dağıtmak (v) rahatsızlık veren (adj) çeşit (adj) fark (n) hakimiyet (n) hakim (adj) çarpıcı (adj) dramatik (adv) oturmak (v) deprem (n) eğitim (n) etkili (adj), (n) dikkatle incelenmiş (adj) meydana getirmek (v) seçilmeye layık (adj) elemek (v) bertaraf (n) gemiye binmek veya dindirmek (v) bir işe başlamak yada girişmek (v) bir işe başlama (n) ortaya çıkmak (v) yüksek rütbe sahibi (adj) çıkarmak (tt), (v)

Incur Indifference Indigenous Indulgent Inevitable Inevitably Infancy Infer Inference Inflict Influence Influent Ingenious Inherently Inherit Initiate Initiative Innovation Innovative Inspiration Instability Integrate Intensity Intensive Interfere Intervene Intervention 95

maruz olmak (v) aldırmazlık (n) yerli (adj) yüz veren (adj) kaçınılmaz (adj) kaçınılmaz şekilde (adv) bebeklik (n) anlam çıkarmak (v) sonuç çıkarma (v), (n) vermek (v) etki (n) etkilemek (v) hünerli (adj) doğal olarak (adv) miras almak (v) başlamak (v) başlatan girişim (n) yenilik (n) yenilikçi (adj) esin (n) kararsızlık (n) tamamlamak (v) keskinlik (n) şiddetli (adj) karışmak (v) araya girmek (v) aracılık (n) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, izinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz

Emphasize Encourage Endanger Enormously Entice Envisage Epidemic Equality Eradicate Erudite Establish Estimate Evacuate Excavation Evaluation Evaluate Evolution Evolve Exceedingly Exceed Excessive Excess Exchange Exclusive Exclusively Execution Executive

vurgulamak (v) cesaret vermek (v) tehlikeye atmak (v) aşırı derecede (adv) ayartmak (adv) tasarlamak (v) salgın (n) eşitlik (n) kökünden söküp atmak (v) çok bilgili (adj) kurmak (v) tahmin etmek (v) (insanları bir yerden) almak (v) kazı (n) değerlendirme (n) değerlendirmek (v) gelişme (n) geliştirmek (v) fazlasıyla (adv) geçmek (v) fazla (adj) fazla (n) değiş (n), (v) umuma açık olmayan (adj), (n) tek olarak (adv) yerine getirme (n) yönetimsel (adj)

Intimate Intimately Intimidate Invariably Invasion Invoke Involve Irrelevant Irrigate Issue Jargon Jerk Joint Label Laconic Launch Leak Legislation Leniency Liberty Lively Loan Expand Expanding Expansion Expect Expedition 96

candan (adj) candan (adv) gözünü korkutmak (v) sürekli (adv) istila (n) dua etmek (v) bağlamak (v) konu dışı (adj) sulamak (v) konu(n) argo (n) ani çekiş (n) ortak (n) etiket (n), (v) kısa ve öz (adj) suya indirmek (v) delik (v), (n) yasama (n) yumuşaklık (adj) hürriyet (n) neşeli (adj) ödünç verme (n), (v) büyütmek (v) büyüyen (adj) büyüme (n) beklemek (v) özel bir amaçla yapılan uzun yolculuk (n) Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Executive Exemplary Exempt Exhibit Exhibition Extravagance Extreme Extremely

yetki sahibi (n) örnek alınacak (adj) bağışık (adj) teşhir etmek (v) sergi(n) savurgan uçta olan ( adj) aşırı derecede (adv)

Expert Exploit Exploitation Exploration Extent Extension External

97

uzman (n) sömürmek (v) istismar (n) keşif (n) boy (n) uzama (n) dış (adj)

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

IRREGULAR VERBS V1

V2

V3

Base Form

Simple Past

Past Participle

awake

Awoke

awoken

Be

was, were

been

Bear

Bore

born

Beat

Beat

beaten

Become

Became

become

Begin

Began

begun

Bend

Bent

bent

Beset

Beset

beset

Bet

Bet

bet

Bid

Bid

bid

Bind

Bound

bound

Bite

Bit

bitten

Bleed

Bled

bled

Blow

Blew

blown

Break

Broke

broken

Breed

Bred

bred

Bring

Brought

brought

Broadcast

Broadcast

broadcast

Build

Built

built

Burn

burned/burnt

burned/burnt

Burst

Burst

burst

Buy

Bought

bought 98

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Cast

cast

cast

Catch

caught

caught

Choose

chose

chosen

Cling

clung

clung

Come

came

come

Cost

cost

cost

Creep

crept

crept

Cut

cut

cut

Deal

dealt

dealt

Dig

dug

dug

Dive

dived/dove

dived

Do

did

done

Draw

drew

drawn

dream

dreamed/dreamt

dreamed/dreamt

Drive

drove

driven

drink

drank

drunk

Eat

ate

eaten

Fall

fell

fallen

Feed

fed

fed

Feel

felt

felt

fight

fought

fought

Find

Found

found

Fit

Fit

fit

Flee

fled

fled

Fling

Flung

flung

Fly

flew

flown 99

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Forbid

forbade

forbidden

Forget

forgot

forgotten

forego (forgo)

forewent

foregone

forgive

forgave

forgiven

forsake

forsook

forsaken

Freeze

froze

frozen

Get

got

gotten

Give

gave

given

Go

went

gone

Grind

ground

ground

Grow

grew

grown

Hang

hung

hung

Have

had

had

heard

heard

Hide

Hid

hidden

Hit

Hit

hit

Hold

held

held

Hurt

hurt

hurt

Keep

kept

kept

kneel

knelt

knelt

Knit

knit

knit

know

knew

known

Lay

laid

laid

led

led

Leap

leaped/leapt

leaped/leapt

learn

learned/learnt

learned/learnt

Hear

Lead

100

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Leave

left

left

Lend

lent

lent

Let

let

let

Lie

lav

lain

Light

lit

lighted

Lose

lost

lost

Make

made

made

Mean

meant

meant

Meet

met

met

misspell

misspelled/misspelt

misspelled/misspelt

mistake

mistook

mistaken

Mow

mowed

mowed/mown

overcome

overcame

overcome

overdo

overdid

overdone

overtake

overtook

overtaken

overthrow

overthrew

overthrown

Owe

owed

owed

Pay

paid

paid

plead

pleaded or pled

pleaded or pled

prove

proved

proved/proven

Put

put

put

Quit

quit

quit

Read

read

read

Rid

rid

rid

Ride

rode

ridden

Ring

rang

rung 101

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Rise

rose

risen

Run

ran

run

Saw

sawed

sawed/sawn

Say

said

said

See

saw

seen

Seek

sought

sought

Sell

sold

sold

Send

sent

sent

Set

set

set

Sew

sewed

sewed/sewn

shake

shook

shaken

shave

shaved

shaved/shaven

shear

sheared

sheared/shorn

Shed

shed

shed

shine

shone

shone

Shoe

shoed

shoed/shod

shoot

shot

shot

show

showed

showed/shown

shrink

shrank

shrunk

Shut

shut

shut

Sing

sang

sung

Sink

sank

sunk

Sit

sat

sat

sleep

slept

slept

Slay

slew

slain

Slide

slid

slid 102

Her hakkı D A Y L I G H T ENGLISH I N S T I T U T E ' a aittir, izinsiz kopya edilemez, ç o ğ a l t ı l a m a z .

Sling

slung

slung

Slit

slit

slit

smite

smote

smitten

Sow

sowed

sowed/sown

Speak

spoke

spoken

Speed

sped

sped

Spend

spent

spent

Spill

spilled/spilt

spilled/spilt

Spin

spun

spun

Spit

spit/spat

spit

Split

split

split

Spread

spread

spread

Spring

sprang

sprung

Stand

stood

stood

Steal

stole

stolen

Stick

stuck

stuck

Sting

stung

stung

Stink

stank

stunk

Stride

strode

stridden

Strike

struck

struck

String

strung

strung

Strive

strove

striven

Swear

swore

sworn

Sweep

swept

swept

Swell

swelled

swelled/swollen

Swim

swam

swum 103

Her hakkı D A Y L I G H T ENGLISH I N S T I T U T E ' a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Swing

swung

swung

Take

took

taken

Teach

taught

taught

Tear

tore

torn

Tell

told

told

Think

thought

thought

Thrive

thrived/throve

thrived

Throw

threw

thrown

Thrust

thrust

thrust

Tread

trod

trodden

understand

understood

understood

Uphold

upheld

upheld

Upset

upset

upset

Wake

woke

woken

Wear

wore

worn

Weave

wove

woven

Wed

wedded, wed

wedded, wed

Weep

wept

wept

Wind

wound

wound

Win

won

won

Withhold

withheld

withheld

Withstand

withstood

withstood

104

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Differences in Common Words in American and British English British

American Apartment

Flat

Argument

Row

Baby carriage

Pram

Band-aid

Plaster

Bathroom

loo or WC

Can

Tin

chopped beef

Mince

Cookie

Biscuit

Corn

Maize

Diaper

Nappy

Elevator

Lift

Eraser

Rubber

Mashlight

Torch

105

Her hakkı D A Y L I G H T ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Fries

Chips

Gas

Petrol

Guy

bloke, chap

Highway

Motorway

Hood (car)

Bonnet

Jello

Jelly

Jelly

Jam

Kerosene

Paraffin

Lawyer

Solicitor

license plate

number plate

Line

Queue

Mail

Post

motor home

Caravan

movie theater

Cinema

Muffler

Silencer

Napkin

Serviette

106

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

Nothing

Nought

Overpass

Flyover

Pacifier

Dummy

Pants

Trousers

parking lot

Car park

Period

full stop

Pharmacist

Chemist

potato chips

Crisps

Rent

Hire

Sausage

Banger

Sidewalk

pavement

Soccer

Football

Sweater

Jumper

Trash can

Bin

Truck

Lorry

Vacation

Holidav

107

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE 'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

PHRASAL VERBS They are composed of verb + preposition, adverb. These are very useful for English exams and daily life. They generally use these in the colloquial language. Let's start: 1. account for: give a good reason for (hesabını vermek) He has behaved in the most extraordinary way; I can't account for his actions at all. 2. allow for:

take into account (hesaba katmak)

You have to allow for the delays for your flight; so don't think constantly about your arrival time. 3. answer back: answer back impudently (terbiyesizce cevap vermek) He continuously answered back to his father and his father got angry. 4. ask for: demand (talep etmek) The workers asked for more salary and shorter hours. 5. ask sb. in: invite someone in (içeri davet etmek ) He asked me in but I am suspicious of entering. 6. ask sb. out: invite sb. to an entertainment or meal ( dışarı davet etmek) He had a lot of friends and was generally asked out at the weekends.

1 08

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE 'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

7. back up: support spiritually and verbally (destek olmak) He always tries to back up me. I am grateful to him. 8. be against: be opposed to, have an objection, object to (karşı olmak) X be for 1 am against doing nothing in this country. We should do something as youths. 9. be away: be away from home for at least a night, (orada bulunmamak) I am away for 2 days. If you have a note, you can leave after the signal. 10. be back: return (geri dönmek) "I will be back after a short break." he said. 11. be for: be in favour of (-den yana olmak) 1 am for my mother because she is always right about her behaviors. 12. be in: be at home or work (içerde olmak) I am in. mother; don"t worry. 13. be over: be finished (bitmek) Time is over. You should hand in your tests. 14. be out: be away from home / building (dışarda olmak) I am out for 2 hours. I will be back at 4 pm.

109

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir, İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

15. be up: be out of bed (kalkmak) I am up at 7 am this morning. 16. breakdown: 1. collapse( yıkılmak, bozulmak) 2. nervous break down (sinir krizi geçirmek) 3. yield, give up. pack up ( pes etmek) 4. become ill ( sağlığı bozulmak) 5. out of order ( bozulmak) She broke down when he told about her mother's death. Eventually he broke down and confessed everything he had done. After hard days he broke down and he decided to retire. The car suddenly broke down when we were going the graduation party. 17. break into / in : enter by force ( zorla girmek) The thieves broke into the house and stole everything at home. 18. break off: terminate (bitirmek) Tuğba has broken off her engagement to Tom. 19. break out: begin a fire or war (savaş yada ateşin çıkması) War broke out on August 4th. 20. bring round: persuade ( ikna etmek) After a lot of argument. I brought him round in the end.

110

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

21. bring up: educate and train children (çocuk yetiştirmek) She brought up her children very cautiously. 22. bring down: cause to fall, lower (birinin mevkisini düşürmek) A number of popular public figures began a campaingn to bring down the President and his totalitarian regime. 23. bring out: 1. publish (yayınlamak) 2. introduce a new product ( yeni bir ürün tanıtmak) I will have my book brought out. Arçelik bring out a new product called Hoover. 24. bump into / run into : 1. meet by chance, come across (karşılamak) 2. crash (çarpmak) I bumped into my best friend in Beşiktaş that I got shocked. 25. burn down: destroy or to be destroyed by fire (yanıp kül olmak) The hotel burned down before the fire brigade came. 26. call for : 1. visit a place to collect a person or thing, (birini ya da bir şeyi almak için uğramak) 2. require, demand (gerektirmek) I called for the course to pick up him. The situation calls for contemplating.

1ll

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

27. call in : drop in. look in ( habersiz uğramak) Call in on your way home. 28. call off: cancel (iptal etmek) Because of the financial difficulties, the arrangement was called off. 29. call up: 1. summon for military service (askere çağırmak) 2. phone (telefon etmek ) Men are called up at the age of twenty in some of the countries. I will call you up at 7 o'clock. 30. not to care about: to be indifferent to (karışmamak) He was interested only in research and he did not care about students. 31. care for: 1. like ( hoşlanmak) 2. look after (birisine bakmak) I don't care for films about love. He was cared for by his grandparents. 32. carry on: go on, keep on, prolong, continue ( devam etmek) He can't carry on being alone anymore. 33. carry out: perform a task, obey the rules (görevi yerine getirmek) He read the instructions and he didn't carry out thus he was dismissed. 112

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

34. catch / keep up with : overtake, but not pass (yetişmek) You could easily catch up with the class because you are so hardworking. 35. check in : register at an airport or hotel (girişini yapmak) You should check in the hotel when you arrive the hotel. 36. cheer up : make happier (mutlu etmek) He cheered me up by telling funny stories. 37. clear up : make tidy and clean (temizlemek, toplamak) Clear up this mess. 38. clean out: clean and tidy it thoroughly (adamakıllı temizlemek) I must clean out the spare room. 39. clean up: to clean the dirtiness, (bir pisliği temizlemek) Clean up any spilt paint. 40. close down: shut permanently, cease trading ( bir şirketin kapatılması) Because of the economical crisis, most of the banks closed down. 41. close in: come nearer (yakınlaşmak) We decided to stay there as we were closing in Bodrum because it was so attractive. 113

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

42. come across: bump into, run into, meet by best chance (karşılaşmak) While I was walking around. I came across my best friend. 43. come in : enter (girmek) Somebody knocked the door and he said 'Come in' 44. come out: 1. be revealed, exposed (ortaya çıkmak) 2. be published ( yayınlamak) 3. disappear (leke) çıkmak The scandal came out when Reha Muhtar made news about him. My new book will be come out when this economical crisis is recovered. Mud stains don't usually come out. 45. come round: 1. accept ( onaylamak) 2. regain consciousness (ayılmak) X pass out: bayılmak He finally came round and I could go abroad. He passed out halfan hour ago and still couldn't come round. 46. come up with: produce (üretmek) They decided to come up with a new car. 47. count on: rely on, trust, bank on ( güvenmek) I count on him a lot that I can do anything for him. 114

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

48. cross out: delete, erase (silmek) He crossed out the part which I didn't like. 49. cut across: take a short cut (kestirmeden gitmek) He cut across the road as he was late to class. 50. cut down: 1. cut a tree ( ağaç kesmek) 2. reduce in size or amount ( azaltmak) If you cut down young trees you will ruin the nature. They cut down their salaries because of their deficiencies. 51. do over: do again (tekrar yapmak) You should do over these examples. 52. drop off: leave a passenger somewhere ( birini bir yere bırakma He dropped the passengers off wherever they want. 53. flood in: come in large numbers (topluluk halinde gitmek) They flooded in AKM for Sezen Aksu. 54. give up: stop ( bırakmak) I gave up smoking because of its danger to my lungs.

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

55. get up: arise from bed ( kalkmak) I get up at 7 am every morning. 56. grow up: become an adult ( büyümek) I grew up in Kdz. Ereğli. 57. get off: leave a bus, train etc. ( inmek) He will get off in Osmanbey bus stop. 58. go off: 1. explode ( patlamak) 2. go bad, perish ( bozulmak) The atomic bomb went off last weekend and so many people died. Yesterday's meal has gone off. We have to go out to eat something. 59. get on: enter a public vehicle ( binmek) You have to get on a bus to go to Taksim. 60. get in / into: enter a car or a taxi ( binmek) You can get in / into a taxi but it is your choice. 61. get away: leave, escape ( ayrılmak) He shut the door and got away. Every body looked each other after he had gone.

116

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

62. get back: regain possession (tekrar almak) I will get back my building from him, I trust myself. 63. get over: recover from (iyileşmek) He got over his illness; he is healty now. 64. go over / through: examine ( gözden geçirmek) You must go over / through the notes before the exam. 65. go with: match, suit ( yakışmak) These sofas go with the carpet. 66. go down with: become ill (hasta olmak) He went down with on account of the cold weather. 67. go in for: enter an exam / competition (sınava girmek) She will go in for ÖSS. 68. grow out of: get too big for ( büyük gelmek) This cardigan grew out of me. It is very big. 69. hand out: distribute (dağıtmak) The teacher handed out the sheets of "tenses".

117

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

70. hold up: delay ( ertelemek) The meeting was held up because of the lack of interest. 71. hold on: wait ( beklemek) You have to hold on for a minute. 72. join in: participate, take part in. attend ( katılmak) You should join in the class if you want to be successful. 73. knock sb down: strike to the ground or floor ( yerden yere vurmak) Rocky knocked him down. 74. knock sth. down: demolish, destruct, harm ( zarar vermek) Government knocked the illegal houses down. 75. keep out: not enter, not let enter ( girmesini engellemek) They keep the dogs out. 76. look up: search for information (araştırmak) If you don't know the meaning of the verb you can look it up. 77. look after: take care of, care for (ilgilenmek) He has been looking after his mother for 5 years.

118

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

78. look into: investigate (araştırmak) Police have been looking into the project. 79. lay down: establish rules (kural koymak) New government will lay down new rules. 80. let down: disappoint ( hayal kırıklığına uğratmak) You let me down by giving wrong answers. 81. let out: release ( bırakmak) You shouldn't let him out, he is guilty. 82. look out: be careful You have to look out as you are going to fall. 83. leave out: not include (hariç tutmak) I left him out by taking his responsibilities. 84. live on: have money or food for survival (hayatını idame ettirmek) I lived on by working hard in Chicago. 85. look dawn on: consider sb. inferior, humiliate ( aşağılamak) I never look down on anybody in my whole life.

119

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

86. look forward to: anticipate with pleasure ( dört gözle beklemek) He was looking forward to seeing me. 87. make up: invent (icat etmek) (uydurmak) He made up a story to deceive me. 88. make up for: compensate for (tazminat vermek) He will make up for me. 89. pick up: go to get sb. (birini almaya gitmek) He will pick me up from the cinema. 90. pour down: come down heavily ( sağanak yağmur yağmak) It was pouring down that I couldn't go out. 91. pass out: lose consciousness ( bayılmak) He passed out because of the high temprature. 92. pick out: select (seçmek) She picked out the most difficult exercise. 93. point out: call attention to (dikkat çekmek) The coach pointed out his football.

120

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

94. put out: extinguish (söndürmek)



She put out her cigarette and stared at me. 95. put off: 1. postpone (ertelemek) 2. distract, dissuade (caydırmak) They put off the meeting because of lack of interest. He put me off by telling a bad story about the project. 96. put on: 1. get dressed (giyinmek) 2. increase (especially in weight) After I had had breakfast, I put on. As I gave up smoking, I put on weight. 97. pass away: die ( ölmek) I got sad when my grandfather passed away. 98. put aside: save ( biriktirmek) We have to put aside some money for a new firm. 99. put away: tidy, store (toplamak) He put away his room because his mother had shouted at him. 100. put through: connect ( bağlamak) Hold on a minute please. I will put trough you to my manager.

121

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

101. put up with: tolerate ( hoşgörülü olmak) We should always put up with our children. 102. run out: be all used up (bitmek) All the food we have has run out. 103. run out of: finish a supply of something (bitirmek) We has run out of all the food we have. 104. set out / off: begin a journey (seyahate çıkmak) They set off after thay had said goodbye. 105. sort out: classify (sınıflandırmak) You have to sort out the books according to their topics. 106. stand out: be visible (görünür olmak) He always stands out on TV that I have got bored. 107. stand for: represent (temsil etmek) He is standing for a big company in the fair that the managers trust him. 108. set

up:establish ( kurmak)

We set up a new English Course called "Daylight".

122

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

109. show off: do things to impress people ( şov yapmak) I don't like people showing off. 110. show up: appear, be seen ( ortaya çıkmak) Her illness has shown up suddenly. 111. settle down: live a quiet life ( sakin bir hayat yaşamak) As he got bored with the city life, he decided to settle down in a country side. 112. slow down: go less fast (yavaşlamak). You have to slow down otherwise we can get punished. 113. switch / turn on: start an electrical equipment (açmak) He switched on the radio and started to dance. 114. take up: start a new hobby ( yeni bir hobiye başlamak) He took up playing tennis. 115. turn up: 1. increase volume (sesi açmak) 2. arrive (varmak) He turned up the volume that he couldn't hear.

123

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

I turned up very late that he got angry with me. 116. turn down: 1. decrease volume (sesi kısmak) 2. refuse (reddetmek) He turned down the volume as he tried to sleep. He turned down my application form. 117. take off: 1. remove clothing ( kıyafetini çıkarmak) 2. leave the ground ( havalanmak) He took off his jacket as he got hot. The plane took off without delay. 118. turn off: stop a machine, light (kapatmak) She turned off the lights and went out. 119. try on: put on clothing to see if it fits ( kıyafet denemek) Can I try this jacket on, please? 120. take in : 1. make smaller ( küçültmek) 2. understand (anlamak) 3. deceive ( kandırmak) 4. absorb, inhale (içine çekmek) I couldn't take in what you had said. Please do not take in me by telling lies and tell the truth. 1 don't want to take in this smoke please go out. 124

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE'a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.

121. take after: resemble (benzemek) I take after my father a lot. 122. take over: take the control of (kontrolü almak) When I go out, he will take over my responsibility. 123. think over: consider carefully (dikkatli bir şekilde düşünmek) You have to think over this topic. 124. throw away: discard, get rid of ( kurtulmak) I threw away these sheets as they were useless. 125. wear sb. out: exhaust, tire out (yorulmak) I wore out a lot yesterday as I worked a lot. 126. wear sth. out: cause to become old, useless (eskitmek) 1 wore these books out that I couldn't use them again. 127. work out: 1. plan, decide (planlamak) 2. calculate (hesaplamak) I had worked out to go out but I couldn't. He worked out the accounts.

125

Her hakkı DAYLIGHT ENGLISH INSTITUTE a aittir. İzinsiz kopya edilemez, çoğaltılamaz.