141 29 4MB
Turkish Pages 222 [109] Year 2002
Sadece Okumak İçindir Ücreti Yoktur İnceledikten Sonra Siliniz ve Bulursanız Satın Alınız
Levent Şahverdi Arşivi
Levent Şahverdi Arşivi
SUNUŞ T.C. KULTUR BAKANLIĞI, 2002 - ANKARA ISBN: 975-17-2949-1 Kapak Düzeni / Hilmi Usta Matbaacılık
Eser Avrupa Birliği ile bütünleşme adımlarının hızlandığı de, Tanzimat ile başlatılan Batılılaşma
Heyd, Uriel Türk ulusçuluğunun temelleri / Uriel Heyd ; Çeviren: Kadir Günay. - 2. bsk. - Ankara : Kültür Bakanlığı, 2002.
ve çağdaşlaşma
bugünler-
hareketlerinin
geçirdiği çeşitli evrelerin ulusçuluk ve İslamlaşmak
gibi diğer fikir akım-
ları ile etkileşimini bir yabancının bakış açısından
değerlendirmektedir.
Kudüs ibrani Üniversitesinde
Doktora Tezi olarak kabul edilen bu
eserinde URİEL HEYD, çağdaşlaşma,
ulusçuluk ve İslamlaşmak
gibi
XX, 199 s. ; 20 cm. - (Kültür Bakanlığı yayınları ; 339. Yayımlar Dairesi Başkanlığı dünya edebiyatı eserleri dizisi ; 70) ISBN 975-17-2949-1
kavramlar üzerinde fikir üreten; bu kavramları bilimsel temellere
oturt-
maya çalışan ve zaman zaman bu kavramlardan
karşı
I. k.a. II. Günay, Kadir. III. Seriler: . 320.5409561
lerini benzer kavramlar üzerinde yoğun çalışmalar yapmış çağdaş di-
birini diğerine
savunan ZİYA GÖKALP'in şiir, makale ve kitaplarında yer alan görüş-
ğer doğulu ve batılı düşünürlerin
görüşleri ile
karşılaştırmaktadır.
URİEL HEYD eserini, ZİYA GÖKALP'İ Alman düşünürü TRElTSCHKE'ye
benzeterek
H. Von
"Çalışma odasının yalnızlığı içinde kendi
düşünce sistemini geliştiren özgün bir düşünür değildir. Üstün
www.kultur.gov.tr E-posta: [email protected]
gücü olan bir kimliğe sahiptir ve eğiticiliği de bu yönünden
gelmektedir.
Zamanın yaşamıyla yakından ilgili olması nedeniyle çağının
düşünce
yapısını da yansıtmaktadır"
temelle-
rini kendisinin
Birinci Baskı, 1979, 10.000 Adet İkinci Baskı, 5000 Adet
temsil
ve "çağdaş Türk devletinin teorik
attığını ileri sürebilir." değerlendirmesi
ile
sonuçlandır-
maktadır. Uzun bir aradan sonra kitabın yeni baskısını sunarken, eseri dilimize kazandıran Kadir GÜNAY'ı
Hilmi Usta Matbaacılık Tel: (0.312) 342 11 94 - 95 Ankara
kutluyorum.
M. İstemihan TALAY Kültür Bakanı
Levent Şahverdi Arşivi
İÇİNDEKİLER
Sir Wyndham Deedes'in Önsözü Sunuş Kısaltmalar Listesi
IX XIII XIX
BİRİNCİ BÖLÜM ZİYA GÖKALP'İN YAŞAMI
I
İKİNCİ BÖLÜM ZİYA GÖKALP'İN ÖĞRETİLERİ I — Felsefi Temelleri II — Toplumbilim Kavramları Ülkü Birey ve Toplum Ulus Kültür ve Uygarlık Halk ve Seçkinler III — Batılılaşma Osmanlıcılık Tanzimatın Başarısızlığı Gerçek Batılılaşma IV — İslamiyet Gökalp'in Dinsel Tutumu Dinsel Yasalar Din ve Devlet Ayırımı
29 31 36 36 42 47 55 62 64 64 68 72 77
77 81 84
Levent Şahverdi Arşivi
Sayfa N o :
Hilafet Aile Hukuku Devrimi İslamiyet ve Çağdaş Uygarlık islamiyet ve Türk Ulusçuluğu Ulusal Bir Din mi? V — Türkçülük Türkçü Hareket Türk «Ulusal Ruhu» Dil Edebiyat ve Sanat Vatanseverlik ve Uluslararacıhk Turancılık Azınlıklar Hükümet Biçimi Sosyalizm ve Ulusal Dayanışma Ekonomi Politik VI — «Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak»
89 91 95 96 100 ]03 103 109 116 121 124 127 132 135 143 150 153
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ZİYA GÖKALP'İN DEĞERLENDİRİLMESİ I — Bilim Adamı ve Şair Ziya Gökalp fi — Ziya Gökalp'in Ulusçuluğu
157 159 169
FAYDALANILAN KAYNAKLAR I — Ziya Gökalp'in Yapıtları II — Ziya Gökalp'le İlgili Kitap ve Makaleler NOTLAR
177 ]î!0 183
ÖNSÖZ Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'm biçimlendiren ve devlet adamlarını esinleyen ruhu öğrenmek isteyen herkesin bu kitabı okuması iki yönden yararlı olacaktır. Birincisi, Ziya Gökalp Türkiye Cumhuriyeti'nin manevi kurucularından biri, belki de en etkilisidir. İkincisi, yazar, Ziya Gökalp'in düşünce yapısına tam anlamıyla girebilmiş ve felsefesini kavramıştır. Yapıtta da görülebileceği gibi, bu o kadar kolay olmayan bir başarıdır. Öte yandan, yazar çağdaş Türk yaşamı içinde bulunmuş ve İstanbul Üniversitesinde öğrenim yapmıştır. Yazar aynı zamanda, Tiirkçeyi de gerçekten kavramıştır ve Türkçenin günümüzde içinde bulunduğu hızlı değişim karşısında bu da kolay bir başarı olmasa gerek. Uriel Heyd, Ziya Gökalp'in özgün bir düşünür olmadığını ileri sürerek, Avrupa kültürü ve tarihi üzerinde derin bir bilgisi bulunmadığına, görüşlerini devamlı bir şekilde değiştirdiğine ve çoğu kez gerçeklerini bu değişmeye uyacak şekilde yeniden düzenlediğine işaret etmektedir. Fakat bunlar ülkesinde yaptığı katkıyı küçültmemektedir. Şunu söylemeliyiz ki, eğer onu savunmak gerekirse, ki sanmıyoruz, yaşadığı dönemde Türkiye'nin sürekli bir değişim geçirdiğini ve bu dönemde çağdaş düşünür ve devlet adamlarında aranılan en önemli özelliğin düşüncede katılıktan daha çok esnekliğin olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla, eğer kendisi düşüncelerini geniş ölçüde Avrupa'dan olmak üzere dışarıdan ödünç almış özgür ve mantık kurallarına fazla başvuran bir düşünce
Levent Şahverdi Arşivi
adamı olamamış ise de, Batılı düşünce, gelenek ve yöntemlerinin kendi ülkesinin kurumlarında en iyi biçimde nasıl uygulanabileceğini saptama bilgeliğini göstermiştir. Kuşkusuz, Atatürk devrimlerinin en önemli özelliği, gerekli «hammadde» nin dışarıdan alınmasına karşı asıl «yapıt» ın kendi halkının tercihlerine, geleneklerine ve yaşamına uygun düşebilecek biçimde ülke içinde uyarlamasıdır. İşte bu «uyarlama» sürecine Ziya Gökalp de büyük katkıda bulunmuştur. Öte yandan okuyucunun da gözleyeceği gibi, Ziya Gökalp'in işlediği konulardan önemli bir bölümü sadece yerel ve Türkiye'ye ilişkin de değildir. Ziya Gökalp, birey ve devlet, özel girişim ve devlet girişimi, çok ya da tek uluslu devlet gibi dünya çapında ilgi uyandıran konulardan da ilginç gözlemlerde bulunmuştur. Düşüncelerinin değerlendirilmesine gelince, bu çok güç bir çaba olmasa gerek. Çünkü, onun düşüncelerini ülkesinin birçok kurumunda, altı-ok'da vücut bulan ilkelerde ve halkın bugünkü düşünce yapısında görmek mümkündür. Kısa bir araştırma ile de görüleceği gibi, çağdaş Türkiye'de başarılı çok şey vardır ve birçok yeniliğin değerlendirilmesi için de zaman geçmesi gerekecektir. Ancak, Türkiye'de otuz yıl önce bulunmuş bir görevli olarak, bütün bunların eski yönetim sırasında gözlcnilenlerle karşılaştırma yapılmayacak kadar güzel olduğunu söyleyebiliriz.
karşı güç olmuştur. Kişi kendi özel yaşamında dinsel inanç ve geleneklerini özgürce yürütebilmektedir. Ancak, kamu kurumları kesinlikle dinin dışındadır. Bu konuda bazı görüşleri bulunan bir kişi olarak şu soruyu kendi kendime yöneltmek zorundayım. İslam dini gibi moral değerler üzerinde önemli etkisi olan güçlü bir etkenin kaldırılmasına karşı, ilk olarak çağdaş düşünce, önyargı ve uygulamalara tüm kapıların açılmasının, bu ülkenin toplumsal ve kültürel yaşamı üzerindeki etkileri neler olabilir? Şimdilik soru cevapsız kalmaktadır. Ancak bence bu, gerek çağdaş Türkiye, gerekse herhangi bir ülke için sorulabilecek en önemli sorudur.
WYNDHAM
DEEDES
Son yaptığımız gözleme birkaç örnek vermeden geçemeyeceğiz. Ziya Gökalp'in görüşlerine uygun olarak bugünün Türkiye'sinde din ve devlet ayırımı yapılmıştır ve çok kimse elde edilen sonucun atılan köktenci adımı hoşgösterdiğini kabııl etmektedir. Kuşkusuz, cumhuriyetin kurucuları devrimlerini yerleştirebilmek için öncelikle gerici güçlerin sahneden çekilmesini bir zorunluluk halinde görmüşlerdir ve onlara göre din en önemli
Levent Şahverdi Arşivi
SUNUŞ Çağdaş Türkiye üzerine çok sayıda, belki de Orta Doğu'daki herhangi bir Müslüman devlet hakkmdakilerden de fazla sayıda kitap yazılmıştır. Ülkenin gösterdiği gelişme ve Atatürk'ün siyasi, iktisadi toplumsal ve kültürel alanlardaki köklü devrimlerinin etkileri etraflıca incelenmiştir. Ancak, Kemalist Devrim'in manevi temelleri hakkında Batıda bilinenler çok azdır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan önceki dönemin Genç Türkler yönetimi, bugün de özellikle içyapısı ve ideolojik yönleri olmak üzere yeterince incelenmemiştir. Oysa, çağdaş ulusal hareketin doğuşu da, Türk tarihinin bu çalkantılı dönemine (1908-1918) rastlar ve Ziya Gökalp'in bu hareketin düşünce önderleri arasındaki yeri çok önemlidir. Her ne kadar Ziya Gökalp çok kimse tarafından Türk ulusçuluğunun düşünce babası ve son zamanların tanınmış Türk düşünce adamı olarak kabul edilmekteyse de, yaşamı ve öğretileri kapsamlı ve tarafsız bir araştırmaya konu olamamıştır. Türkiye'de Gökalp üzerinde çok sayıda yapıt verilmiştir. Ancak, bunların hemen hemen hepsi taraflıdır ve eleştirici olmaktan uzaktır. Örneğin Gökalp üzerinde Türkçe yapılmış en uzun araştırmanın sahibi Enver Behnan Şapolyo 1 Ziya Gökalp'in yapıtlarından aktarmalar yapmaktan ya da arkadaşlarının anıtı)
Bkz. Kitabın sonundaki Ziya Gökalp'le İlgili kitap ve m a k a leler.
Levent Şahverdi Arşivi
larını yansıtmaktan öteye geçmemiştir. Şapolyo, Gökalp' in teorilerini sistematik bir yöntemle ele almadığı gibi, kitabında kendi eleştirilerine de yer vermemiştir. Gökalp'in damadı Ali Nüzhet ise, yaşamı hakkında çok etraflı bilgi verirken, öğretileri hakkında çok az şey söylemiştir. Gökalp'in yapıtlarından seçmeler dizisinde yazdığı sunuşta, Hilmi Ziya Ülken, Gökalp'in öğretileri hakkında değerli gözlemlerde bulunmuştur ve kuşkusuz, konuyu daha öteye götürmemesi üzücüdür. Ölümünden bu yana, Gökalp hakkında Türk gazete ve dergilerinde yayımlanan makalelerin de önemli bir kısmı Gökalp'in herkesçe bilinen temel görüşlerinin yanı sıra övgülerle doludur. Konunun bilimsel bir yöntemle ilk incelemesi Türk toplumbilimcisi Ziyaeddin Fahri tarafından ve Fransızca olarak yapılmıştır. Ancak, burada da daha çok, özellikle Türk aile yapısının sorunları ve gelişmesi ile ilgili olmak üzere, Gökalp'in Fransız toplumbiliminden ne denli yararlandığının ortaya konulmasına ağırlık verilmiştir. Avrupalı Doğu bilimcileri Gökalp'in yapıtlarından çeviriler, aktarmalar (M. Hartmann, R. Hartmann, A. Fischer), yapıtları ve yaşamı üzerinde yazılmış kısa makalelerle (E. Rossi, İ. Deny) konuya bir katkıda bulunmuşlardır. Ancak, bu bilim adamları da, Gökalp'in teorilerinin sadece belirli bölümlerini incelemişler ve bu incelemeler de çoğu kez bir özet olmaktan öteye geçmemiştir. Keza, söz konusu incelemeler Gökalp'in yapıtlarından sadece bir kısmını esas almıştır, örneğin, M. Hartmann'ın makalesi ve Muhiddin'in çağdaş Türkiye'de kültürel eğilimler üzerindeki Almanca kitabı daha Gökalp yazarlık yaşamının yarısında iken yayımlanmıştır. Rossi ve Deny ise, sayıca iki yüzden fazla olan ve çeşitli dergilere dağıtılmış makale ve şiirlerden, bunların kitap ha-
ünde toplanamaması dır.
nedeniyle, haberdar
olamamışlar-
Araştırmamızda, Gökalp'in yaşamı ve öğretilerinin, iyice tanımlanmış belli sınırlar içinde sistemli ve eleştirici bir görüşle ele alınmasına çalışılmıştır. Örneğin Gökalp'in sadece çağdaş Türk ulusçuluğunun teorisyeni olarak incelenmesi amaçlandığından, Gökalp'in eski Türkler ve uygarlıkları üzerindeki bilimsel değeri, şüpheli tarihi araştırmaları, gününün sorunlarına ilişkin görüşle^ rine temel teşkil ettikleri ölçüde incelenmiştir. Yine, toplumbilimi teorisi üzerindeki çok sayıda makalesi de, bu alanda Ziya Gökalp'in özgün bir düşünür olmaması ve özellikle Fransız olmak üzere sadece Batılı toplumbilimcilerinin teorilerini kabul ve yeniden ifade etmesi nedeniyle etraflıca incelenmemiştir. Dolayısıyla, toplumbilim teorilerinden yalnızca, politik, dinsel ve kültürel konulardaki görüşlerinin tam olarak anlaşılması için zorunlu bazı temel ilkelerin açıklanması ile yetinilmiştir. Öte yandan, Türk bilim adamlarının belki de siyasal nedenlerle yetersiz biçimde inceledikleri dinsel sorunlara ilişkin görüşlerine ise özel ağırlık verilmiş ve «Çağdaş Türk devriminin dinsel yönlerinin yeterince incelenmediğine» 2 sık sık işaret edilmiştir. Gökalp'in islamiyet karşısındaki tutumu ve dinin Türklerin yaşamındaki yeri hakkındaki görüşleri, gerek çağdaş Türkiye'nin dinsel gelişimi, gerekse genel olarak tslam dünyasındaki laiklik eğilimini anlayabilmek için çok önemlidir. Gökalp'in yapıtları büyük ölçüde makale ve şiirler halindedir. Kitaplarının önemli bir bölümü de daha önce dergilerde yayımlanan yapıtlarının derlemesidir. Bu ne(2)
H.A.R. Gibb, Modern s. 46-47.
Trenda in lalam. (Chicago, 1947)
Levent Şahverdi Arşivi
denle Gökalp'in düşüncelerinin saptanması ve bunların olanaklar çerçevesinde birbiriyle ilişkili bir düşünce sistemi haline getirilmesi için bütün bu kaynakların elden geçirilmesi zorunlu olmuştur. Elden geçirme süreci içinde, Gökalp'in görüşlerinin yaşamının çeşitli dönemlerinde değiştiği ve iç tutarsızlıklar gösterdiği saptanmıştır. Bu nedenle, araştırmamızın ana amaçlarından birisi de Gökalp'in bir düşünür olarak gelişmesinin saptanması olmuştur. Bu da günümüze değin yeterince aydmlatıîamayan; «Atatürk'ün başlattığı hareket ne dereceye kadar, İttihat ve Terakki Komitesi'nin devamıdır ve Genç Türkler'in görüşleriyle günümüz Türkiye'sinin resmi ideolojisi (Kemalizm) arasındaki ilişki nedir?» sorusuna ışık tutabilecektir. Böylece Ziya Gökalp'in çağdaş Türkiye'nin içyapısı üzerindeki etkileri açıkça belirlenmiş olacaktır. Toplumbilimcileri kadar genel olarak siyaset bilimcileri de Gökalp'in öğretilerinde bir Doğu toplumunda çağdaş ulusçu düşüncenin ilginç bir örneğini bulacaklardır. Çok yakın bir geçmişte de belirtildiği gibi, «Ulusçuluk üzerindeki araştırmalarda karşılaştırmalı bir yöntem uygulanması zorunludur... Ancak dünyadaki çeşitli ulusçuluk hareketlerinin karşılaştırılması doğru bir değerlendirmeye olanak sağlanabilir 3 » Umarız ki bu araştırmanın çağdaş toplumsal yaşamın önemli bir parçası olan ulusçuluğun daha iyi anlaşılmasına da katkısı olacaktır.
pıtlarından yayımlanmış bütün kitaplarıyla, Küçük Mecmua ve diğer küçük dergilerde yayımlanan bazıları hariç, önemli bütün makalelerinin hemen hemen hepsi incelenmiştir. Gökalp'in bazı kitaplarıyla üniversite ders notlarının önemli bir kısmı halen basılmamıştır. Bunların ve bazı arkadaşlarının Gökalp'in özgeçmişine ilişkin çalışmalarının da yayımlanması onun yaşamı ve öğretilerine daha fazla ışık tutulmasında yararlı olacaktır. Çalışmamızın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen, Kudüs İbrani Üniversitesi'nden Prof G. Neil'in yardımlarını şükranla anmak tatlı bir zorunluluktur. Ayrıca Cambridge Üniversitesi'nden V. Minorsky, Londra Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulu'ndan Dr. Bernard Lewis ve Bay Fahir İz, taslakları okumuş ve değerli gözlemlerde bulunmuşlardır. Hepsine en içten teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
Londra, Kasım 1947.
U. H.
Bu kitap, İbranice yazılan ve Kudüs İbrani Üniversitesi'nce kabul edilen doktora tezine dayanmaktadır. Yapıtın Türkiye dışında hazırlanması nedeniyle, Gökalp hakkında yazılan Türkçe yazıların hepsinden faydalanılması olanaklarımız dışında kalmıştır. Gökalp'in dağılmış ya(3)
H. Kohn, The idea of NationaUsm
( N e w York, 1944), s. DC-X.
Levent Şahverdi Arşivi
KISALTMA LAK LİSTESİ
Gökalp'in yapıtlarından yapılan aktarmalara Uişkin dipnotlarda aşağıdaki kısaltmalar kullanılacaktır. A. I.
Ziya Gökalp; A l t ı n Işık, istanbul, 1942.
E.
Ziya Gökalp; Türkçülüğün Esasları, Ankara, 1939.
G. K.
Genç Kalemler, Selanik, 1911.
t. M.
tslam Mecmuası, İstanbul, 1914 - 15.
K. E.
Ziya Gökalp; Kızıl Elma, İstanbul, 1941.
K. M.
Küçülk Mecmua, Diyarbakır, 1922 - 3.
M. T. M. Milli Tetebbüler Mecmusı, I, İstanbul, 1331. T.
Z l y s Gökalp; Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, İstanbul, 1918
T. M. T. Ziya Gökalp; Türk Medeniyeti Tarihi, İstanbul, 1918. T.Y.
Türk Yurdu; İstanbul, 1 9 1 2 - 1 4 .
Y. H.
Ziya Gökalp; Yeni Hayat, istanbul, 1941.
Y. M.
Yeni Mecmua, İstanbul, 1917 - 18, 1923. Emile Durkbeim'm temel yapıtları aşağıdaki biçimde kısal-
tılmıştır. L'AUemaçne; «L'Allemagno a u - deeeus değil, toplumun yüceliğini kabul eden bir mistizmdir.
tırmaktadır 47 . İnsan şahsiyetinin dokunulmazlığını ise, şahsiyetin «toplumsal bilinçliliği» taşıması ve toplumsal ruhun dinsel bir kavram olan kutsal ruhun yerini almasıyla açıklamaktadır. 44 Gökalp'in toplumun kutsallığı anlayışı Durkheim' den gelmektedir. Fransız toplumbilimcisine göre, birey topluma karşı doğal bir bağımlılık ve aşağılık duygusu duyar ve bu nedenle onun egemenliği altına girer. Bu duygu dinde somut ve simgesel şekillerle donatılır. Oysa, bilim onu tam ve kesin bir dille tanımlar. «Mümin Tanrı karşısında eğilir. Zira, varlığının, özellikle akli ve ruhi varlığının sadece ondan geldiğine inanır. Aynı nedenlerle, bu duyguların toplum karşısında da duyulması gerekir.»49 İnsanlık olgunlaştıkça, bireyle, dinde Tanrı adı verilmesine rağmen gerçekte toplum olan o «Yüce Güç» arasındaki ilişkileri açıklamada, müsbet ilimler ve özellikle toplumbilimi dinin yerini alacaktır. Ulus Ulus konusunda, Gökalp, Durkheim'in teorilerini kesin ve hatta bazı yazarların haklı olarak belirttikleri gibi50 götürü bir şekilde değiştirmektedir. Zira Gökalp, Fransız toplumbilimcisine göre çağdaş insanın bağlı olduğu çeşitli toplumsal gruplardan 51 biri saydığı ulus (47) (48) (49)
(50) (51)
T., s. 41, 45 ve «Vazife Şiiri» (Y.H., s. 12). E.,s. 77. Karşılaştırınız Durkheim, Sociologie, s. 84, 106. Durkheim, Sociologie, s. 108. Ayrıca, Regles, s. 150 ve Sociologie s. 75 : «Ben Tanrı'da şekil değiştirmiş ve s i m g e halinde düşünülen toplumdan başka bir şey görmüyorum.» ile karşılaştırınız. Bkz. Fahri, s. 36. Educ. Morale, s. 83-59. Ayrıca, Durkheim, anavatan (patrie) veya devlet (