Üç Tarz-ı Siyaset
 9754511217 [PDF]

  • 0 0 0
  • Gefällt Ihnen dieses papier und der download? Sie können Ihre eigene PDF-Datei in wenigen Minuten kostenlos online veröffentlichen! Anmelden
Datei wird geladen, bitte warten...
Zitiervorschau

-~-·-··--···-·--·--·-···-···- . --............................_.................. -

....................................... - ..................................... _. . . _,______ ;....................... ·----·-,,._, _____ ,_, .................................!................................-----·---·---..- .................................. ~··-::----~--:...:.............,_.................................. ~:~.----·-----------------·----·--· ... .

YUSUF AKÇURA

ÜÇ TAR -I İYA ET

·......

HAZIRLAYAN .

.. Dr. RecepDlJYMAZ

1

ii i

ı ı

r ı

ı

1

·.. .

IJ()(Lc.zlçl YAYI~tAll;:l

~~

··,·,~

d JJoö.Atlcl YA.VIUUJ'~

~~ ........., BOGAZİÇİ YAYINL\~ID·A~!Ş~'i·': ·.... :\

ISBN

975-451-121-7

Dizgi

Odak Dizgi-512 50 66 Bayrak Yayıncılık ·Matbaacılık Limited Şirketi-İstanbul Tel: 638 42 02 ·Ocak /1995

Baskı

,İÇİNDEKİLER

.. ÖNSÖZ ......... ~ ....... .'.................................... ~ ................... 5. YUSUF.AKÇURA'NIN.HAYATI. ............. ~ ............. ~~ .. 7 ÜÇ ·_TARZ~! SiYASET 1 METİN................................. 17 -C~VABIMIZ..._~····•···~·_.'~ ................ ~_: ...... ··~··· ·····'·······.······ 41 BIR MEKTUB....._............... ~ ........................................ 51 ÜÇ. TARZ-ISİYASET ÜZERİNE PANEL................ 69.

SÖZLUK..·.~ ... ~ .. ~ ... ~ ........ ~·····~··············.···,.··················· 115

KAYNAKI.AR~······~··· ... ~ ...... ~····~·-·· .. ···························

137

BAGAZİ Çİ YAYINLARl A.Ş. Prof. İsmail Gürkan Cad. Ortaklar Han No: 12/25 Cağaloğlu~İstanbul Telefax: 526 09 77 ·Tel: 520 70 76 PK 1397 Sirkeci-İsta11bul .ı •

,_,.,,~,-·r···-····-·····~···-

---·-····-····

····--·····-···--···~·-· ·~···-·····"•·• •·····~·-···. ~--·~····----··---··-··--·--·----···-~ı--'"----·~···-·~·-·-~--·

.. ••

·······-------..--------·-·"•"-'·----·----···--·-··-·-..·-·,·-------·······---·-----·-···-·-··----•--'-··-----··················· ... -

·ı.

-------- ..........., ..... - .- .. ---- . ..... -- ·- ·-- . - -- .. -------- - ......... ' .... ·····-·······-··------·-.,'......:_....................... ,..._...................____......... ..

ÖNSÖZ.

tarihinde ondokuzuncu yüzyılın ikinci itibaren büyük dalgalanma ve değişnıeler gö~ rülm~ye başlar; Bunun sebebi Osmanlı .Devleti'nin başta askerlik olmak üzere bl.rçok alanda zayıflanıasıdır. Bu zaYıfhimanın sonucü olarak devlet, sınırlarını koruyaina. yacak duruma düşmüştur. Kendi valisinin, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın ordusu karş:isında bile .tu.tunainayı­ şı ve Kütahya'ya kadar geri çekilmek zorunda kalışı bu'nını en acı örneğidir.

Türk

düşünce

yansından

ı

1

·ıli..

l' l:

Devletimizin· bu zayıflaınaı dağılma, jikılına ve Batı'ya duruma düşmesi karşısında Türk aydınlan düşurinıeye ve bir çıkış yohi aramaya başlamışlardır. Bu arayışlann temelinde önce yıkİlıŞı . durdurmak, sonra da devletimizi yeniden güçlü ve hakim duruma getirmek endişesi vt;trdır. Tanzimat devrinin ünlü yazarlan Cevdet Paşa, Ziya Paşa ve N annk Kemal ile başlayan bu araylş­ lar gittikçe yaygınlaştıği gibi sonraki devirlerde de devam etmiştir. Bu arayışlann sonunda birçok fi.kirlm: orta~ ya atılmıştır. Bunhırdan birbirine yakın olanlan bir baş­ h k altında toplayarak anlatm,ak adet olm.uştu.:r. Batt(~t.1ü:.:> Osmanlıcıhk, İslamcılık ve ·Türkçülük adını verdiğimiz düşünce akımlan' işte bu n:rayışlann sonunda ortaya çık­ mış fikir. hareketleridir. Bu düşünce akımlan son çağ Türk edebiyat ve siyaset tarihini derinden . etkllemiş, hatta onları şekillendirmişlerdir. Ahmet Mithat, Namık Kemal, Ziya Gökalp, Yakup Kadri. ve Peyami Safa'yı bu düşünce akimlanndan biri veya birkaçı ile irtibatı'a.ndır­ madan incelemek ve edebiyatıniızıri gelişme çizgisinde gerçek y~rin~ otlırlnıak mümkün değildir. rrr~htaç

1



·Yirminci }rüzyılın baŞlannda devletimiz için çıkış yolu 5

arayan şahsiyetlerden birisi de: şüphesiz Yusuf Ak:Çura'dır. Onun Üç Tarz-ı Siyaset adlı eseri bu konudaki arayışlannı~ düşünce ve tereddütlerini ortaya koyan bir metindir. Yakın çağ Türk düşünce tarihinin vazgeçilmez bir belgesi olan bu eseri günümüz alfabesiyle·yeniden zırladık. ~serin orijinal metninde hiçbir sadeleştirme·, değiştirme. ·ve atlama .yapmadık. Yazan]). kepf}.i, ;_üslubunu, kompo~isyonu:p.u, imla ve n.oktala.Illa.-işaretlerlni korumaya çalıştık . Kitabın sonuna günümüzün sade okuyucusil tarafından. da kolayca anlaşılınasına yardımcı ·olmak n1aksadıyla metinde geçen daha ziyade tamlamalard~:n meydana g~.len ·bir sözlük e~emeyi uygun gördille ·

.,jl 1

YUSUF MÇURA'NJN HAYATI

i,

!

ha.

Ölümünün ellinci :Yılında Yusuf AkÇura'yı anma prog- . ramı çerçevesinde Türk Kültürünü A!aştırma Enstitüsü'nce bir sempozyum düzenlenmiştir~ Bu sempozyumda Yusuf Akçura çeşitli yönleriyle tanıtılmıştır:. Bu arada Üç ·Tarz.. ı Siyaset üze;rine bir .panel yapılmıştır. Rıza Kardaş'ııi yönettiği bu panele konuşmacı olarak Doç. Dr. Ba;. haeddin Yediyıldız, Doç. Dr. Süleyman H. Bolay ve Doç. Dr. Mehmet Saray konuşmacı olarak katılmışlardır. Bizim için son ~erecede önemli olan «Üç Tarz"ı Siyaset Üzerine Paneh>deki konuşmalann metinieri, sempozyuına sunulan tebliğlerle birlikte daha sonra basılmıştır. . Hazırladığımız Üç Tarz-ı Siyaset'in orijinal metninin sonuna, bu panelin ilave edilmesinin uygun olaca~nı düw şündük ve· Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nden izin istedik. Enstitü bu izni verdi. Böylece Üç Tarz~ ı· Si· yaset'in metni ile onun en yetkili ilim adamlanmızca ya'pılan tahlili. biraraya getirilmiş oldu~ Buna imkan veren sayın Başkan Prof. Dr. Şükrü Elçin'in şahsında Türk K~ltürünü Araştırma Enstitüsü'ne teşekkürü bir borç bi~ lirim. Yardımlarını gördüğüm Araştırma Görevlileri Özcan ·Aygün ile Mustafa Yeşildağ'a da teşekkür ederim. Dr. Recep DUY.MAZ Edirne, 10.10.1994 6

Yusuf Akçura Türk düşünce tarihinde önem-li yer tutan şahsiyetlerden biridir. 2 ·Haziran 1876 tarihinde Volw ga'nın batı sahilinde eski bir Türk şehri olan Simbir'de doğdu (1). Bfibası Hasan:Akçura'dır. Hasan Akçura, çuha fabrikalanna, sahip varlıklı bir aileden gelir. Annesi Ka~ zan'ın lleri .gelen ailelerinden Abdürreşid Yunus'un kızı Bibi Kan:ıer- Banu Hanım' dır. · Dedesi Süley~·an Bey ölünce Yusufun babası Hasan AkÇura'ya birincisi Züye, ikincisi Simbir, ü·ç_üncüsü La~ bofka'da olmak üzere üç çuha 'fabrikası miras olar~k kalır (2). varlıklı aile biricik oğullan Yusufu~ eğitimi için,. o. yıllarda adet olduğu üzere, bir Rus mürebbiye tutar. Fakat bu mutliı yıllar uzun sürmez. Yusuf henüz üç yaşındayken babası Hasan, beklenmedik bir zamartda ölür. ·Bütün işiergenç ve tecrübesiz bir. hanım olan annesinin omuzları üzerinde kalır. ~i~az da 1877-1878 Osmaq.hRus savaşının tesiriyle 'ticaret işleri bozulur. Alacaklılar onlan sık sık rahatsız etnıeye ·başlar. .·

Bu

1) Yusuf Akçura'nın doğum yılı olarak değişik tarihler gösterilir: (1872), (1876), (1879). Bunlann değerlendirilmesi için bkz. Muharrem Feyzi Togay, Yusuf Akçura'nın Hayatı,' İst~nbul 1944, 'S. 19, 20; Yrd. Doç. Dr. Nadir Devlet, "Yusuf Akçura'nın Hayatı (1876-1935)", Ölümünün Ellinci Yılında Yusuf Akçura Sempozyumu Tebliğleri·, Ankara 1987, s. 17. . · 2) ·Muharrem F~yzi Togay, Yusuf Akçura'nın Ha..yatı, İstan­ . bul '1944, s. 20. ·



---·r-..·-·----.. ............................................._.............................--.-·--..--.. -............_...............................,. .._._____________,___........-.,............................._._ ......................,......_,___.._____..._______._.....................................___ ..._..... ~.. --.-·-·-----ı·-------~.. ,.___ ..................................- .. -......-----·------·-·-·-·--·---···-·---·-·--·-..-.......... _ ... ____.............................._ ....,.....--.-·---·------·-·-----.......................... -· ~-~~--~----~-----------

-·-------~~-

.

.

Zaten kendi· sağlığl da pek iji olmayan genç anne, bütült bunlan göğüsleyemeyeceğini anlayınca İstanbul'a göç etmeye karar verir. ·

.:: ~ ~ •ı

l ıii,,.

ll!:.

Yus~f Akçura ile ann~si 1883 yılında Kınm yoİuyla İs­ tanbul'a gelirler. Birkaç kira evi .değiştirdikten sonra Aksaray yakınlannda.:Yusuf Paşa'da satın aldıklan kendi. evlerine. yerleŞirler .. Bu yıllarda ·henüz çocukluk çağını yaşayaQ. Yusuf Akçura:nın· düzenli öğrenim .hay~tı burada başlar. İlk olarak f;{ahmut Paşa Cami~. yanındaki :mektebe verilir. Çok geçmeden Divanyolu'iıdaki Kara Hafız .İlk Me:ktebirie yazılır. Yusuf burada Kut'an-:ı Kerim'i hatmeder. Ha tim duası ve alayı yapıldığı _gün zabtiye binbaşılanndan birinin ödünç olar'ak verdiği at üzerin~ de subay layafeti ile Div~yohı'ndan geçen Yusuf11:n duyduğu heyecan ve gı.irura sınır yoktur. Bundan ·sonra Yusuf subay elbisesi giymekte ısrar edecek ve annesi onun bedenine uygun bir elbise· diktir~celttir (3). Onda askerliğe, dolayısıyla H·arbiye'ye·karşı uyanan güçlü ilginin kaynaklanndan birisi bu olaydır. · · .. Kazan'da bıraktıklan kanşık ticaretişlerinin . b'irtürlü sonuçlanamam ası, üste~ik. alacaklılann bir Rus avukatı vasıtasıyla kendilerini. İstanbul'da. da rahatsız etmeleri üzer:ine ·iyice bunalan genç .anne, ikinci kez evlenıneye karar verir ve· kendisine' eş olarak Şeyh ,Şamil'in uzak akrabalarından biri olan Dağıstanlı Osman· Bey.'i ·seçer. ·üvey baba Dağıstaxilı. Osrnan Bey, zarnanla Yusufu çok sevmiş ve ona kendi ·öz oğlu gibi'b3krnıŞtır. Ona «esas terbiye yi ve dini ;bilgileri» verdiği gibi, Rüştiye .ve H~rbiye mekteplerine devam .ettiği yıllarda da onu·.hep teşvik et'miştir. · ' . (Yusuf Akçura ·1886,yılında KocaQıustafa' Paşa Rüştiye­ si'ne ·girdi (4). Rüştiye:nin üçüncü sınıfında iken 1889' da ·3) M.F. Togay, ayri., esr. s. 2 4) Prof. Dr. Ahmet Temir, Yusuf .A'kçura, 1987, s. 13.

8

.

annesi ile birlikte baba yurdu Kazan'ı ve oradaki akrabaziyaret ettiler. Bir yıl kadar süren bu seyahatte bir yandan hasret gidermişler, bir yandan da o zamana kadar sürürtcemede kalmış ticaret işlerini, üvey baba Dağıstanlı Osman~ın yardımıyle .sonuçlandırmış ve İstan­ ,bul'a ·huzur içinde dönmüşlerdir. Rüştiye öğrenimini tamamlayan Yusuf Akçura '1892 yılında Harbiye Mektebi'ne kabul-edilmiştir (5). lannı

Bu

yıllarda

Yusuf Akçura

hayatının

ikinci büyük

acı­

sıyla karşılaşır. 1895 yılında İstanbul'da meydana gelen

_ büy~ik depremde annesi evinden dışan çıkarken çöken halkonun altında kalmış ve feci bir şekilde can vermiştir (6). BU.acı olaydan sonra Yusuf Akçu.ra için, hayatta sığı­ nılacak·tek yer, okumakta olduğu Harbiye Mektebi kalm~ştır. Biraz da bu olayın etkisiyle dersleıine dört elle sarıhr ve }.Iarbiye'nin.başarılı öğrencileı1. arasına girer. Çok geçmeden başına başka bir olay gelir. Harbiye Mektebi'nin ikinci sın.ı.fında iken «gizli faaliyetlerde» bulunduğu gerekçesiyle tutuklanır ve «4·5 gün prangabentliğe>>··mah­ kurn. edilir (7). Cezasını çektikten sonra, çok başarılı bir öğrenci oması sebebiyle Harbiye'ye dönmesi kabul edilir ve Mektebi' bitirme~ine imkan tanınır. l89.6'da Erkan-ı Harp sınıfina ayrıldıktan kısa bir süre sonra t.TÖn Türklerin devletin güvenliği aleyhine düzenledikleri kornploya katılmak suçlF~-masıyla ikinci kez tutuklanır ve Yıldız Sara)rı'nda sorguya çekilir (8). 8m:-gu1ann1ası deva-ı::~ ed·?.rker::. · tutuklu bulunduğu TaşJs.:ışla'da Defter-i Am.alim adlı hatıra:larıtu yaz~. Bu arada sorgulanması tamamlanır .ve aralarında yakın arkadaşı Ahmed Ferid Tek'in de bulunduğti. 84 kişilik bir grupla Fizaıı'a sürülür. Sürgünler Trablll:sgarb'a ·vardığında vilayet kasasında onları Fi5) Ayn. esr. s. 26. 6) Yrd. Doç. Dr~ Nadir Devlet, ayn. esr. s. 20. 7) Yrd. Doç. Dr. Nadir Devlet;ayn. esr. s. 20. 8) François Georgeon, Türk Milliyetçiliğinin Alev Er, Ankara 1986, s. 22.

Kölıenleri,

Çev.

9.

,· \

zan'a sevkedecek para bulunmadığı için Trablusgarb vilayetinde alıkonulurlar. İki yıl kadar burada kald.ı.k.tan son.ra YusufAkçura, arkadaşı Ahm~d Ferid Tek ile birlikte 1899 yılında gizlice Paris'e kaçar .(9). Burada ilk olar8k · Şerafeddin Mağmumı· ile·.tanışir. Şerafeddiıi"Mağmumi·, ona ~rkçülük konusunda adeta bir. yol ·gösterici olur~ Çok geçmeden. Siyasal Bilimler Serbest Okulu'na yazılır ve Yahya Kemal Be){atlı 'mn da derslerinden faydalandığı meşhur tarihçi Albert Sarel'in öğrencileri arasına katılır. Buradaki öğrenimini, Osmanlı İmparatorluğU Müesseseleri Tarihi Üzerine Bir Tecrübe adlı tezi ile 1903 yıiinda tamamlayan Yusuf Akçura, aynı yıl Rusya'daki mernleke~ ti olan Kazan'a döner. Meşhur "Üç Tarz-ı Siyaset" adlı uzun makalesini işte burada yazar ve·o yıllarda Mısır'da çıkmakta olan Türk gazetesine gönderir. Bu makalenin Türk aydınlan arasında ciddi tartışmalara sebep olduğu­ nu biliyoruz. 1908 yılında İstanbul'da II. Meşrutiyet'in ilan edilmesi üzerineRu,sya'daki işlerini yoluna koyar ve Türkiye'ye gelir. İstanbul'a gelir gelmez hummalı bir faa- · liyete başlar. Bir yandan·Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer alırken, bir yandan da Sırat-ı Müstakim dergisinde makaleler neşreder (10). Aynı yıllarda Türk Yurdu dergisi (1911) ile Türk Ocağı (1912)'nın da kurucu~ . lan arasında yer alır. ' Birinci Dünya Savaşı yıllarında. İstanbul'da bulunan· Yusuf Akçura, 1916'da "R:usya'daki Müslül)1an Türk-Tatar Halklannın Haklannı Koruma Komitesin· adlı bir ce-· miyet kurmuş ve bu cemiyetin Rusya'daki Müslüman Türklerin durumunu dost ve müttefik ülkelere anlatmak maksadıyla Avrupaya gönderdiği heyette ·yer almıştir (11). Sonraki yıllarda değişik maksatlarla birkaç kez da~

ha Avrupa'ya gidip- gelen Yusuf Akçurf!,; . 1920:.yılında ken~, Ab~~d Ferid'in .

.i

•• .

1

.



• .

.

UÇ TARZ-I SIYASET

~~~··---·---~-~-··--·- .. oo••- .. >~·--~•••o::·- .....- .• ~0 -•-••••·-•··-·-·--·--•--oo-H_,o,,,,,, -·---··------·---••-•• ·--·---·--··-·---·~ .. ~ ..

-----·-----t-•' ....... ,, ___ , ___ H____

- · - - - O·- O~------~--~-------~----

--•••-••• •• -- ---- _. ._ - ·-_._~

-~-----

ÜÇ TARZ-I SİYASET/METİN

Mema.J.ik-i Osmaniyye'de, Garb'dan istifaza ile iktisabkuvvet ve terakki arzulan uyanalı, belli başlı üç meslek-i siyası ·tasavvur ve ta'klb (Ebaucher) edildi sruııyo­ rum: Birincisi Hükümet-i Osmaniyye'ye tabi milel-i muh- ,. telifeyi temsil ve tevh1d ile bir Millet-i Osmaniyye vücude getirmek; ikincisi ·hakk-ı Hilafet'in devlet-i Osmaniyye hükümdannda olmasından istifadş ederek, bütün İslam­ lan hükumet-i mezkure idaresinde siyaseten birleştir­ mek. {Frenkleriri (Pani.slamisme) dedikleri); .üçüncüsü ırk üzerine m üsteni d bir. Türk milliyyet-i siyasiyyesi teşkil etmek. ı

1. !

Bu mesleklerden iki evvelkisinin bir zamanlar Devlet-i Osmaniyye siyaset-i umümiyyesine te'sir-i mÜhimmi oldu; sonraki ise aricak bazı muhartirlerin yazılarında görüldü.

l. ı,;

------·-· 1 •

'-' _,. ~ .... ~~-

\.

-I-

Millet-i Osmaniyye vücude getirmek arzusu pek ali bir gaye-i hayai!ye, pek yüksek bir üromide doğru tea.l1 etmiyordu: Maksad-ı aslı Osmanlı memleketindeki müslim ve gayr-i müslim ahaliye aynı hukuk ·ve vazaif-i siyasiyye bahş ve tahmil eylemek, böylece aralannda musavat-ı kamile h usule getirmek, efkar ve edyanca serbestı-i tam vermek, işbu ·müsavat serbestiden istifade ederek, .inezkur ahaliyi aralarındaki din ve neseb ihtilafatına

ve

Üç Tarz-ı Siyaset'in 1. sayfası

17 16

rağmen yek-d1gerine mezc ve temsil ile Amerika Hükümat-ı Müttehidesi'ndek.i' Amerikan milleti gibi va-

.

tan~ı IJlÜŞterekle birleçrniş bir milliyyet-i cedide, Osmaril1· ..... milleti meyd.ana ·çıkarmak ve bütün bu müşkil ameliyyatın n~ticesi olarak da, Devletvi «AJ.iyye·i Osma~ niyye»yi şekl-i zahirY:-i aslisiyle yani eski hududlarıyla muhafaza eylemekti. Ekseriyyeti İslam ve bir kısm-ı mühimini Türk olan bir dc~vlet:in beka ve tezayüd~i kuvvetin· de, bilMcümle müslümanlar ve Türkler için faide olmakla beraber, bu meslek-i ·siyasi onlara dağrtıdan doğruya ta:al~uk etmiyordu, bu cihetle hudüd-ı Osmaniyye haricindeki müslümanlar ve Türkler· bununla o kadar meşgul olamazlardı, mesel e bir mesele~i. mahall~yje. ve dahiliyye idi. ·

•:ı

ı::

· Millet-i Osmaniyye. ihdası siyasetit ciddi olarak, Mahmud-i s ani zamanında doğdu [1]. Bu Padişahıri: «:aen .te-· baamdaki edyan farkını, ancak cami', havra ve kiliseleri· ne girdikleri zaman görmek isterim .. ,» de~ği meşhurdur. Ondokuzuncu asr-i miladi ibtida ve vasatlannda bti siyasetin memalik-i Osmaniyye'de itibar kazanması, kabil-i tatbik zannolunması tablı idi: O zamanlar Avrupa'da.milliyyet efkan Fransa ihtilal-i keb1riyl~ 1 n~seb1 ve ırki olmaktan ziyade, taleb-i vicdaniye müstenid ·Fraiısız kaidesini esas-ı milliyyet kabul ediyordu. Sultan Mahmud :ve muakkibleri, iyice tefehhüm edemedikleri bu kaideye iğ­ tiraren, ırk ve dini muhtelif tebaa-i devleti, serbesti ve müsavat ile, emniyyet ve mühadenet~i mütekabile ile mezc ve terkib edip bir millet-i vahide haline sokmanın iriıkanına inanıyorlardı. Avrupa'da·milliyyetler teşekkülü tarihinde görülen bazı misaller de itimadlanl:ıı art'tırdı.

Filhalcika Fransız milliyyeti ·Cermen; Selt, Latin,. Grek ve daha bazı nesillerin ·birleşmesinden h usule .gelmemiş miydi? Alm~n milliyyetinde.·birçoklslav unsuru yutulma- ~· mış mıdır? !sviçre ihtilaf-ıırk ve dine·rağmen bir millet değil midir'? .. Müşarün-ileyhimin bu es nalarda bir vah- . det-i siyasiyye Vücüde getirmeye çalışan Alman ve İtal­ yanların harekatını da yanlış bir·nazarla mesleklerinin doğruluğunu isbata had·~m· vakayi',den addetmiş olmaları dahi,·g~yr-i muhtemel değildir. ·

ı·

ve

Millet-i Osmaniyye .fil~·ri en ziyade Ali Fuad paşalar mer1i idi. Fransız kaide~inin, dra-yı ümmet (Plebiscite) ile milletler teşkil etmenin resıllü Üçüncü N apoleon, bu Garbhlaşnuş paşalara kuvvetü'zuzahr olu- · yordu, Sultan Abdülaziz devrindeki Fransızkarlıslahat ve· bu ıslahiıt timsali olaı~.'-Mekteb-i Sultan!, hep bu sistemin «alanio~>> olduğu zamanlar semeratıdır. . zamanında

·qp

V akt.a. ki milliyy et kaidesi, Almanlar tarafından daha karib bir surette, milliyyetlerin esası ı;rk olm.ak üzeret tefsir olundu ve bu .tefsirin galebesi demek olan (1870)~71 seferiyle Napoh~on ve Fransa. :tm-· parateriuğu tekerlendi, işte n zamandan itibaren «r.niHet-i Osmaniyye>' meslekMi siyasisi, ·yegane kavi müttekasını zayi' etriıiş oldu.

hakayık-ı vakayıa

Vakıa Midhat Paşa, isinileri yukarıda geçen iki meşhur veziri.n, bir dereceye kadar, müakkibi idiyse de, Midhat'ın siyasi programı onlannkine nisbetle.daha kan~

·şık ve pek seriü'z~zeval. olduğundan ve isr-i Midhat'ı takib-i da'va eden Genç Osmanlıların p~ogramları ise hayli mübhem bulun~uğundan·,.. .Osmanlı milleti teşkili hayalinin Fransa Imparatorluğu'yla ·beraber ve onun gibi . t~krar dirilJ!lemek üzere; öldüğüne hükmolunsa, hata edilmemiş olur z~nınd~yım.

(1] Selim-i evvele kadar bu mesleğin bazı Osmanlı Padişah. lan tarafından bir tarz-ı tabnde takib olunduğu iddia edilebilirse .de, bu ta'kib Avrupa taklidiyle olmayıp, .belki vasat icabın­ dan ve İslam'ın henüz iyice kökleşemeıiıiş olmasından ıieş~et eylemekte idi; binaenaleyh bahsimizden hariçtir. ·

*'

** Milliyyet-i

Osmani~e siya~eti~n··adem~i muvaffakıy-

19

18

-··--------.......................,_.;___,__,_.-...-....··---··-··--........................___,___,____......- ..........................................

---·-----··-·~-·

....- ..

----ı·-

. --..··-·····--· .

-·ı·

..... ._,.-·----..·---·····-... -................,........--·-·--·-··.....................- ........._ ....................____,__ ,__________.... ,.....................,....,._..

~-·---····----

· ~: · yeti üzerine İslamiyyet Politikası meydan aldı.{l]. Av-. rupalıların Panislamizm dedilderi bu .fikir son za.lnanlar-

• 1

.

ı

sine verdiği ma'na ile bir millet..i vahide haline koymaya .çalışmak lüzumuna kani' oldular. Bu bir cihetten ·memruik-i Osmaniyye sakinatı arasmda tahallül ve tefer~ ruku rl:avet edecekti, müslim tebaa-i Osmaniyye ile gayri müslimler artık ayrılacaktı.. Lakin diğer cihetten büyük bir imtizac ve .ittihada sebep olacaktı: Bütün müslüman M-~" la~ birleşeeekti. Bu meslek, meslek-i sabıka nazaran da. ha vasi, yeni. bir ta'bir ile alem-şümul CMondiale) idi; ibtida sırfnazari olup yalnız matbuat sahifelerinde görülmekte olan bu fikir, gitgide tatbik olunmak da istenildi: Ab dülaziz'in son devirlerinde .(Panislamizm) sözü J mükalemat-ı d~plömatikiyyede işitilir oldu; bazı Asya hükümdaran-ı Islamiyyesiyle münasebet istihsaline uğ­ raşıldı; Midhad Paşa'nın sukı1tundan yani millet-i Osmaniyye ihdası fiknnin hükümetçe büsbütün terk olunma. sından sonra Sultan Abdülhamid-i Sani de bu siyaseti tatlıike çalıştı. Bu padişah Genç Osmanlıların bi-aman hilaf-giri o~m·akla beraber bir dereceye kadar onların şakird-i siyasetidir: Müsavat-ı hukuk ve serbestı-i tam temin olunsa bile gayr-i müslim tebaanın Osmanlı hey' eti siyasiyyesinde bulunmayacaklannı tefehhüm ettikten sonra, Genç Osmanlılar ·tebaa-i :İnezkureye ve onların hamisi olan ·Hıristiyan Avrupa'ya izhar~ı adavete başla~ ınışlardı. Padişahın siyaset;.;i hazıtası, [1] şu tahavvülden sonraki Genç Osmanlı ·efkariyl~ pek büyük bir rrtüşabehet gösteij.r... · ·

da Genç Osman1~lık'tan yaiıi O~manlı milleti teşkili siyasetine kısmen iştirak eden fırkadan doğdu .. Evvelleri en ziyade «Vatan» ve «Üsmanlılık» "yarii vatanda· mesk~n bilcümle ·halktan mürek.keb bir Osmanlılık-nidalanyla işe başlayan Genç Osmanlı· şüara ve siyasiyyünundan bir çoğunun. nokta-i tevakkuflan «İslamiyyet» oldu. Avrupa. içinde bulunmak, efkar-ı Garbiyyeyi yakından görmek ünlann bu tenasühüne en kavi sebepler idi. Müma-i1eyhüm Şark'ta bulunduklan zaman, ba~lannı on ~ekizinci asır. felsefe-i siyasiyye ve içtimaiyyesiyle·pek çok dold~r-· .muşlar -içlerinden birisi (Rouss~au) mütercimi idi;_ ve fakat ensab ve edyanın derece-:-i ehemmi)ry~tini tamamen · idrak .. eyleyeriıemişler ·Ve bahrisus yeni bir milliyyet teşkili için zamanın pek geçtiğini, D~vlet-i OsnianiyY"e zir-i hakimiyyetinde bulunan anasır-ı mUhtelifenin menfaatıeri değilse bile, arzulan böyle bir ittihad ve i:rp.tizacda olmadığını ve binaenaleyh.Fransız kaide-:i milliyyesiM nin Şark'ta tatbiki iİnkansızliğıiu, tamamen anlayama:. mışlardı. Diyar-ı ecnebiyyede iken, e~serisi memleketle~ rini ·uzaktan daha ka-Yrayışlı bir nazarla görmege, din ve ırkın Şark için gittikçe mütezayid eheİnmiyyet··İ siyasiyyesini ve 'bu eihetle millet-i Osmaniyye ihd.ası arzusunun beyhudeliğini anlamaya muvaffak oldular. Artık var kuvyeti bazuya·verip İslam anasırını ~vve- .

la memalik-i Osmaniyye'dekileri, sonra bütün küre:.i arz.;. daJdlen- ihtilaf-ı ensaba~baknıaya.rak dindeki iştirakten istifade ile tamamen birleştirmeye, her müslimin en· küft çük yaşında ezberlediği «Din ve millet birdir» kaidesine iktifaen bü.tün·m.Üslümanlan son zamanın millet.kelime-

. Hükümdar-ı hazır,· sultan, padişah, elkabı yerine halife .sıfat-ı diniyyesin~ ikameye çalıştı; siyaset-i umumiyyesinde din; din-i Isiarn nıühim bir mevki tuttu. Mekatib-i nizamiyyenin tedrisatında mevacld-ı diniyyeye · mahsus zaman arttınldı. 'fedrisatın esası dinileştirilmek istendi. Mütedeyyinlik, müttekilik -velev zahiri ve riyakarane olsun- teveccüh-i hilafetpenahiyi celbe en kavi vasileler haline geçti; Yıldız Saray-ı IIünıaylinu, ho-

[1] Bu siyas~t birkaç. asır evvel. de Osmanli H'9-kumeti tarafından ta'kib olffi1.muştu. Yıldınni Bayezid, Fatih Mehmed ve

Sokullu Mehmed bu fikre hizmet etmişlerdir. Se1imMi evveliri . ise hemen. her hareketinde tevhid-i alem-i islamiyyet arzusu zahirdir. Lakin o ~J;'ltmaıılar.· bu makalecin zemininden . . . hariçtir . ~

ciJ Makalenin yedi sene ~·vvel yazıldığı unutulmasın.

20 ı.

1

21

calar, imamlar, ~k·jyidler, şeyhler, şerifl~r ile doldu. Bazı mülki memüriyyetlere sanklılar tayin edilir oldu.· Dinde salabet, belki de makam-ı bilMete -makamMı hilafetten zi~ yade o makamın el-yevm calis~ bulunan zata -şiddet-i merbutıyyet ve ubildiyyet, gayr-i müslim ak,vama ·karşı nefret, telkin etmek üzere halk arasına vaizler .gönderildi. Her tarafta tekyeler; ·zaviyeler, camiler bina ve ta'mirine çalışıldı. Hacılar ehemmiyyet kazandı. Mevsim-~ hac da Darü'l-hilafet'e uğrayan ·huccac, · imamü'l~ müslim1nin enva-ı eıta:fve ina.yatına mazhar edilerek, gerek kendilerinin ve gerekse rnemleketlerindeki. diğer müslümanların makam-ı hilafete eelb ve. rabt-ı kulublarına· çalışıldı. Yakın zamanlarda, müslüman ahruisi kesretli olan Afrika içlerine V~ Çin diyanna elçiler gönderildi. ·Bu siyasetin en sağlam vasıta-ı icrası olmak üzere de Hamidiyye-Hicaz Demir Yolu'nun inşasına başlamldı. · Lakin işbu. meslek-i siyasi ·ne Devlet-i Osİnaniyye-, Tanzimat devrinde terk etmek istediği devlet..i diniyye (Etat theocratique) şeklini tekrar ahyordu. Artık serbestiyi, serbest.i~i vicdan ve efk§.r.ı, serb~stl-:X siyasiyi; keza rriüsavatı, müsavat-ı edyan ve ırkı, müs.avat~ı siyasiyyeyi, müsayat-ı medeniyyeyi terk etm~ye ~ecbur kalı­ yordu. Binaenaleyh Avrupa~kari .hükunıet-i meşrütaya veda etmek, tebaa-i devlet arasında ihtilaf-ı ci:o.s ve dinden; ilitilaf-ı vaziyyet-i ictimaiyyeden. neş'et eyleyerek öteden beri mevcud olan müuaferet ve zıddiyyetin-artmau sına ve bunun ·neticesi ·olmak üzere de, kıyam ve isyanJa.. nn çoğalmasına, Avrupa'da 'I'ürklüğe adavetin şiddetlen­ mesine katlanrnak iktiza ediyordu [1].~. Fi1hakika·öyle de oldu.

*

* *

. Irk .üzerine· .tiı.iistenid bir Türk milliyyet·i siya-

sıyyesı husule getırme~;fikri ·pek yenidir. Gerek.şimdiye k~ dar Osınan~ı .De':"Iet~ ~~e gerekse gelip geçen diğer . Türk devletl~rın~n hıç bırısınde bu ~krin .mevcud olduğu­ nu z.aı;netmıyorum. Cengiz·ve Mangolların tarafgir mÜvernhi Leon C.ohen;. o .büYük Türk hanınıiı bütün Türkle~ ri 'bi~~~ş~i:rmek maksad~ı. alisiyle Asya'yı baştan başa fet~ hettı~nı yaz:yorsa da bu müddeasınui· tarihçe tamami-i mevsfrkıyyetı hakkında bir şey di;Yemem.

Tanzimat

ve

Genç

·osm~nlılık hareketle~inde · de

T~:kleri birl~ştirme~ . fikrin~n .varlığına

dair .hiçbi;

nışaner: rast gelmedım. Billl)em merhum Vefık Paşa !-ıeh..:çe sıyle, saf ~ürkçe yazmak .arzusuyla bu yüksek hayal.arkasında bıraz o~sun dol~şmış mıdır? Şu. muhak- t.ır

ı

kak ki. s_on .zamanlarda Istanbul'da Türk milliyyeti arzu eden bır mahfil, siyasi olmaktan ziyade ilmi bir mahfil teşekkül etti; bu ma.hfılin teşekkülünde, Osmanlılarla Al-·~.. · manlarm ·münasepetinin artmasının, Alnlan lis anına ve bahusus Almanl~:rın ulum-ı tarihiyye v:e Hsaniyye h8.kkındaki tedkikatına,, Türk genÇlerinin agah olmasının hayli te'siri olmuştur sanıyorum. Çünkü bu genç mahfilde Fran:sız müakkiblerinde olduğu gibi, bazı hafif ve ·dec~a~atoire __e~ebiyattan ve· siyasiyyŞ.ttan ziyade, k~tı_:mane, saburane, müdekkikane elde edilmiş bir ilm-i ~~tı~ mevc'Jddur. Şemsed~in Sami, Türkçe Şiirler müel1if-ı muhter'emi, Necib Asıl)l, Veled· Çelebi ve Hasan Tahsin.bu mahfılin göze gör:ünen a'zası olup (İkdam) bir de~eceye kadar riıürevvic-i ··efkarlarıdlr. Hükumet-i hazıranın bu mesleğe iyi bakm_anıasından: olacak ki hareke~leri pek bati